6 Mayıs 2025 Salı
Ana Sayfa Blog Sayfa 5

Vücuttaki enfeksiyonları tedavi eden ve parazitleri öldüren en güçlü doğal antibiyotik

Enfeksiyonları tedavi eden doğal antibiyotik, sayısız uzmana göre en güçlü doğal çözüm olarak kabul edilir ve enfeksiyonları etkili bir şekilde tedavi eder. Ayrıca parazitleri yok eder.

En Güçlü Doğal Antibiyotik Nedir?

Bu antibiyotik vücutta kan dolaşımını ve lenf akışını artıran güçlü antiviral ve antifungal özelliklere sahip bir antibiyotiktir. Bitki bazlıdır ve sağlığınız için birçok yararı vardır. Candida ve her türlü viral, bakteriyel, parazitik ve mantar hastalıklarına karşı güçlü bir silahtır. Kanı temizler, dolaşımı hızlandırır ve çeşitli kronik hastalıkları tedavi eder. Etkililiğini yüksek kaliteli, doğal ve taze malzemelerin birleşiminden almaktadır. Ancak bu ürünü hazırlarken eldiven giymeniz gerektiğini unutmayın çünkü acı biber cildinizi tahriş edebilir.

En Güçlü Doğal Antibiyotik için Kullanılan Malzemeler Nelerdir?

  • Çeyrek su bardağı ince kıyılmış sarımsak
  • Bir su bardağı rendelenmiş zencefil
  • 2 yemek kaşığı rendelenmiş turp
  • 700 ml organik elma sirkesi
  • 2 yemek kaşığı zerdeçal veya 2 adet zerdeçal
  • Çeyrek su bardağı ince doğranmış soğan
  • 2 taze biber

En Güçlü Doğal Antibiyotik Nasıl Hazırlanır?

Elma sirkesi hariç tüm malzemeleri birleştirin. Daha sonra karışımı bir konserve kavanozuna aktarın ve malzemelerin üzerine sirkeyi dökün. Kavanozun 2/3’si malzemeler ile, diğer üçte biri sirke ile doldurulmalıdır. Kavanozu kapatın ve sallayın. Ürünü serin ve kuru bir yerde iki hafta muhafaza edin. Her gün birkaç kez sallamanız gerekir. Karışımı iki hafta sonra süzün. Kürün içerisindeki parçacıklı malzemeleri yemeklerinizde kullanabilirsiniz. Bu ürün uzun süre bozulmadığı için buzdolabında saklanmasına gerek yoktur. Zeytinyağı ile karıştırırsanız salata olarak kullanabilir veya bir yahniye ekleyebilirsiniz.

En Güçlü Doğal Antibiyotik Nasıl Kullanılır?

Bu karışımın aroması çok güçlü ve keskindir, bu nedenle tükettikten sonra yanma hissini yatıştırmak için bir dilim limon veya portakal yiyebilirsiniz. Bu karışımı su ile seyreltmeden olduğu gibi tüketin. Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek ve soğuk algınlığını önlemek için bu ilaçtan günde bir yemek kaşığı tüketmelisiniz. Günlük küçük bir çay bardağına ulaşana kadar dozunuzu kademeli olarak artırmalısınız. Ciddi enfeksiyonlar ve hastalıklar için gün boyunca beş ila altı kez birer yemek kaşığı tüketebilirsiniz.

Ayrıca içeriğindeki maddeler doğal olduğundan ve toksik olmadığından hamile kadınlar ve çocuklar için tamamen güvenlidir. Bu doğal ilacın mucizevi etkileri, bileşenlerinin çeşitli ve sihirli özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle çeşitli hastalıkların tedavisinde ve enfeksiyonların önlenmesinde oldukça faydalı bir seçenektir.

Feridun Kunak Doğal Antibiyotik Tarifi

Mide ve bağırsak rahatsızlığını bıçak gibi kesiyor!

Soğan (Allium cepa), tedavi edici özellikleri nedeniyle oldukça değerlidir. Çok eski zamanlardan beri bir gıda ilacı olarak kullanılmıştır. Araştırmalar, soğanın bir çok kronik hastalığa karşı korunmanıza yardımcı olabileceğini gösteriyor. Bunun nedeni soğanın bol miktarda flavonoid quercetin içermesidir

Eski çağlardan beri kullanılan doğal ilaç; Soğan

Soğanın bir çok sağlık sorunu için kullanılması yüzyıllar öncesine dayanıyor. Bilge herbalistler tarafından tecrübe edilen ve önerilen soğanlı çay tarifini sizler için derledik. Kullanmayı seveceğinden emin olduğumuz soğanlı çay tarifini siz de mutlaka deneyin.

Soğan çayı nasıl yapılır?
Soğan çayı nasıl yapılır?

Soğan çayı nasıl yapılır?

Malzemeler:

  • 1 baş soğan,
  • 1 su bardağı demlenmiş çay (nane veya papatya çayı gibi mide dostu çay en iyisidir)

Hazırlanışı;

  1. Soğanı iyice temizleyin.
  2. Soğanı dibine kadar olmamak kaydı ile çapraz şekilde dörde bölün.
  3. Soğanı demlenmiş bir bardak çayın içine koyun, ardından üzerini kapatın ve 5-10 dakika bekletin. Çayınız artık hazır.

Soğan çayı ne işe yarar?

Sindirim sorunları, karın ağrısı, kabızlık, şişkinlik, mide ağrısı ve fazla kilolar ile mücadele ediyorsanız bu çayı mutlaka tüketin. Soğan çayı harika sonuçlar vereceği için ilaçları sonsuza kadar unutabilirsiniz.

Orijinal tarife göre, soğanı her zaman çapraz şekilde kesmek de önemlidir, çünkü bu şekilde çalışır. Her zaman bu tavsiyeye uyun ve soğanların faydası konusunda asla hayal kırıklığına uğramayın.

Soğanın inanılmaz faydaları
Soğanın inanılmaz faydaları

Niçin bol bol soğan tüketmeliyiz?

Çalışmalar, quercetin’in katarakt, kardiyovasküler hastalık ve kansere karşı etkili olduğunu göstermiştir. Ek olarak, soğan, kan basıncını ve kolesterol seviyelerini düşürmekle bağlantılı organosülfür bileşikleri olarak bilinen çeşitli diğer doğal olarak oluşan kimyasalları içerir.

Soğan; antelmintik (Bağırsak kurtlarını düşürücü), anti-enflamatuar (İltahapla savaşan), antiseptik (Hastalık oluşturan mikroorganizmaları öldüren), antispazmodik (Spazm engelleyici), gaz giderici, diüretik (İdrar söktürücü), balgam söktürücü, ateş düşürücü, hipotansif (Kan basıncını düşürücü), taş düşürücü, mide ağrısı giderici ve toniktir.

Diyette düzenleyici olarak kullanıldığında anjin, damar sertliği ve kalp krizi eğilimlerini engeller. Bu, özellikle semptomları akan gözler ve burun gibi semptomları olan kişilerin tedavisinde kullanılır. Sonuçlara gerçekten tanık olana kadar, özellikle akciğerlerdeki ve bronşiyal yoldaki tıkanıklıkları giderme becerisine inanmak gerekir.

Soğan mide rahatsızlığını ve diğer gastroin testina rahatsızlıklarını giderecek ve iştahı da güçlendirecektir. Farmakolojik olarak Allium cepa olarak bilinen soğan her evde bulunur. Mor tenli soğanın tadı harikadır. Ek olarak, çeşitli sağlık yararları vardır ve birçok ev ilaçlarının ve güzellik çözümlerinin en önemli parçasıdır.

Soğanın inanılmaz faydaları

Her evin buzdolabında bulunan bu sebze bağışıklık sistemimizi geliştirmede ve çocukların normal gelişimini desteklemede önemli bir rol oynar.

Soğan kükürt açısından zengindir ve bazı durumlarda antibiyotik görevi görür. Ayrıca herhangi bir kontaminasyonu ve bakteriyel enfeksiyonu durdurmak için dezenfekte edici bir etkiye sahiptir. Soğanın antioksidan özelliği, bağışıklık sistemini ve serbest radikalleri uyarmaya yardımcı olur. Soğan suyu, geleneksel tıpta binlerce yıldır akut solunum yolu hastalıkları, diyabet, kan kolesterolünü düşürmek, artrit ve kardiyovasküler hastalıkları tedavi etmek için kullanılmaktadır.

Balgamının atılmasını kolaylaştırır:

Hindistan cevizi yağı ve soğan yardımı ile göğüsten balgam atılması kolaylaşır. Göğüs ve meme uçlarını ince doğranmış soğanları yerleştirin ve bir havluyla sıkıca sarın. Sonra bir gömlek giyerek bölgeyi sıcak tutun. Daha sonra göğsünüze ince bir tabaka hindistancevizi yağı sürün.

Soğuk algınlığına iyi gelir:

Büyük bir soğanı soyun ve küçük parçalara ayırın. Dilimlenmiş soğanları kapaklı bir cam kavanoza koyun, üzerine 1 tatlı kaşığı esmer şeker serpin, tahta kaşıkla iyice yayarak suyu çıkana kadar yoğurun. Yaklaşık bir saat sonra soğan suyunuz hazır. Günde 2-3 defa bir çay kaşığı soğan suyu için.

Kusmayı önler:

Bir blendera büyük bir soğan koyun ve iyice ezilmesini sağlayın. Suyunu sıkarak çıkarın. Soğan suyunu nane çayı ile karıştırın ve 5 dakikada bir için. 2 çay kaşığı soğan suyu için ve 5 dakika sonra tekrar nane çayı için. Böyle devam edin ve semptomlar kaybolana kadar tekrarlayın.

Soğanın diğer faydaları:

  • Saçınıza soğan suyu ile masaj yapmak saçlarınızın uzamasını hızlandıracak ve saç dökülmesini azaltacaktır.
  • Haşlanmış soğan suyu, haşereleri uzaklaştırmak için bitkilere püskürtülür.
  • Paslı kapları soğan dilimleri ile ovalamak rengini geri kazandıracaktır.
  • Yüzünüze soğan suyu sürün, çiller solacak ve yok olacaktır.
  • Yerli Amerikalılar her türlü soğuk algınlığı, bronşit ve solunum yolu hastalıklarını tedavi etmek için soğan suyu kullanırlardı.

Göbek yağı 2 haftada nasıl eritilir?

Göbek bölgesi ve etrafındaki yağ dokusu, vücutta en zor eritilen bölgelerden birisidir. Pekiyi, göbek yağı 2 haftada nasıl eritilir? Göbek yağı 2 haftada kontrollü bir şekilde eritilebilir, göbek bölgesi sıkılaştırılabilir. Bunun için yapılması ve uyulması gereken temel yöntemler vardır. Sağlıklı bir şekilde bunlar uygulanarak rahatlıkla göbek bölgenizdeki yağlardan kurtulmaya başlayabilir ve göbek bölgenizi şekillendirebilirsiniz.

Göbek Yağı 2 Haftada Nasıl Eritilir?

Siz de göbek yağı 2 haftada nasıl eritilir diye mera k ediyorsanız göbek yağlarınızı kısa sürede eritecek önerileri mutlaka okuyun.

Bol Miktarda Renkli Sebze Tüketin

Sebzeler, kalorisi düşük ve bol miktarda vitamin içerdiği için tüketimlerinde fayda vardır. Ayrıca vücudu tok tutan bol lif de içerir. Önümüzdeki 2 hafta içerisinde her gün günde 2 kase dolusu farklı sebzelerden yiyerek buna başlayabilirsin. Burada her gün farklı sebzeleri harmanlamaktan ziyade her gün farklı renkte sebzelere de yönelebilirsin. Protein ve karbonhidratlı yiyecekleri yemeden önce yemeğine mutlaka sebze ile başla.

Hızlı Kas Yapmak İçin Yağsız Protein Tüketin

Proteinler vücutta yağsız kas yapımı için kullanılır. Şu şekilde de izah etmek mümkündür. Günlük daha çok kalori yakımı yapabilirsiniz. Bu da bu şekilde mümkün olur. Kımıldamadan oturduğunuz halde dahi. Bir oran da vermek gerekirse, günlük kalori alımının 5’te 1’ini yağsız protein olarak belirle. Yumurta beyazı, tavuk, balık gibi ürünlerle bunu karşılayabilirsin.

Kalsiyum ve D Vitamini Alın

Vücudunun yeteri kadar kalsiyum ve D vitamini aldığından emin ol. Süt ürünleri en iyi kalsiyum ve D vitamini deposudur. Bunların kısa süre içerisinde daha hızlı yağ yakma konusunda etkili olduğu bilinmektedir. Protein açısından da zenginliği olan yoğurt ve inek sütü, hatta az yağlı peynirlere de yönelerek vücudun daha fazla yağ yakması için uyarıcı olan hormon olan kalstrolün de azaltılmasına yardımcı olur.

Tahıllı Ürün Tercihi Nasıl Olmalı?

İşlenmiş tahıllı ürünler yerine lif bakımından da yoğun olan tam tahıllı ürün çeşitlerinin seçilmesine özen gösterebilirsin. Tam tahıllı ürünlerin içerisinde yoğun miktarda lif de bulunması sebebiyle önümüzdeki 2 hafta boyunca şişkinliğinin de azalmasına yardımcı olabilirsin.

Alışverişlerine Dikkat Edin

Günümüz mağazacılık sektöründe reyonlar çok dikkat çekici ve planlı şekilde yerleştirilmektedir. Market alışverişinize etki edecek ve müdahale edecek uyarıcılar her daim bu şekilde planlı olarak sizlerin gözünün önüne konmakta. Bu yüzden çok dikkatli olarak önümüzdeki 2 haftalık süreç için tam tahıllı ürün reyonlarında, sebze ve yağsız protein ürünlerinin bulunduğu reyonlardan alışverişini yapmaya özen göster. Eğer bu konuda durdurulamaz bir zaafınız bulunuyorsa internet alışverişiyle bunu çözebilirsiniz. Artık hemen hemen her market ürünlerini internetten kolayca sipariş edip evine kadar getirtilmesini sağlayabilirsin. Bu şekilde de market uyarıcılarından uzak durmuş olursun.

Porsiyonlarını Gittikçe Azaltın

Her öğün, yediğin porsiyonların boyutunu azaltarak vücuduna bu süreç için destek vermelisin. Sabah ilgili besin türlerinden sıkı bir kahvaltıyla güne başlayıp öğlen doyurucu ve protein odaklı yemek tercih edip akşam da nispeten öğütülmesi kolay içerikler tüketip vücuduna destekçi olmalısın.

Egzersiz Yapın

Günde en az 30 dakika egzersiz yapmak vücudun sağlığı için çok önemlidir. Bunu yürüyüş yaparak koşu yaparak ya da egzersiz yaparak sağlayabilirsin. Egzersiz yapmak, ayrıca vücudun hormonel yapısını da çalıştıracağı için daha mutlu ve kendinden emin bir bünyeye sahip olacaksın. Daha fazla hareket içerisinde olman bu sebeple önündeki 2 hafta boyunca da kendini iyi hissederek hedefe ulaşman için pes etmemeni sağlayacaktır.

Göbek Yağları Nasıl Eritilir? Yağ Yaktıran 7 Yöntem

Gebelikte vajinal pamukçuk (maya enfeksiyonu) nedenleri ve tedavisi

Maya Enfeksiyonu Nedir?

Vajinal pamukçuk veya vajinal kandidiyaz olarak da bilinen maya enfeksiyonu, vajinada veya bağırsak yolunda bulunan maya çoğalmaya başladığında gelişen mantar hastalığıdır. Bu, vajinal bölgede tahrişe neden olan mikroorganizmaların dengesini değiştirecektir .

Hamilelikte Maya Enfeksiyonuna Ne Sebep Olur?

Maya enfeksiyonlarının en yaygın nedeni Candida albicans olarak bilinen mikroskobik bir mantardır. Mantar, bağırsak yolunda ve vajinada doğal olarak bulunur ve stabil bir durumda kaldığı sürece bir sorun oluşturmaz. Ancak bazı koşullar mantarları rahatsız ederek mayanın ve diğer mikroorganizmaların aşırı büyümesine neden olabilir.

Maya Enfeksiyonundan Sorumlu Olan Faktörler Şunlardır:

  1. Daha yüksek östrojen seviyeleri: Hamilelik sırasında salgılanan yüksek miktarda östrojen, vajinanızı glikojen üretmeye teşvik eder. Bu, mayanın istila etmesini ve büyümesini kolaylaştırır. Östrojen ayrıca mayanın vajinal duvarlara yapışmasını sağlayarak büyümenin hızını artırır.
  1. Antibiyotikler ve steroidler: Antibiyotik ve steroid alımı, özellikle uzun süre kullanıyorsanız, mantar enfeksiyonunun başka bir nedenidir. Bu ilaçlar, endike oldukları bakterileri öldürürken aynı zamanda vajinada bulunan iyi bakterileri de etkileyerek vajinayı maya çoğalmasına karşı savunmasız hale getirir.
  1. Cinsel ilişki: Korunmasız cinsel aktivite ani bir maya enfeksiyonunu tetikleyebilir. Partnerinizde enfeksiyon varsa, ilişki sırasında size bulaşır.
  1. Yüksek kan şekeri seviyeleri: Şeker hastalığınız varsa, muhtemelen zayıf bir bağışıklık sisteminiz vardır. Bu sizi maya enfeksiyonlarına ve diğer hastalıklara karşı duyarlı hale getirir.
  1. Duş: Hamilelikte vücut bölgelerini temiz tutmak için genital bölgenin sirke ve su karışımı ile temizlenmesi işlemidir. Ancak bazen duş, bakterilerin büyümesini tetikleyebilir ve maya dahil bazı enfeksiyonlara yol açabilir .
  1. Hijyen eksikliği : Yerel bölümlerin uygun hijyeninin sağlanmaması.

Maya enfeksiyonu, ergenlik ve menopoz arasında herhangi bir zamanda olabilir. Ancak hamilelik sırasında daha savunmasızsınız.

Hamilelikte Maya Enfeksiyonları Neden Daha Yaygındır?
Hamilelikte Maya Enfeksiyonları Neden Daha Yaygındır?

Hamilelikte Maya Enfeksiyonları Neden Daha Yaygındır?

Vücudunuz hamilelik sırasında çeşitli değişikliklere uğrar ve vajina bölgesindeki kimyasal dalgalanmalara ayak uydurması kolay değildir. Ayrıca, vajinal akıntıda şeker içeriği yüksektir, bu da mayanın hayatta kalmasını ve gelişmesini sağlar.

Maya enfeksiyonları çoğunlukla ikinci ve üçüncü trimesterlerin sonunda ortaya çıkar. İlk trimesterde şans nispeten düşüktür.

Hamilelik sırasında enfeksiyon olasılığı normal zamanlardan daha yüksek olduğundan, siz ve bebek üzerindeki etkisi konusunda endişelenmeli misiniz?

Maya Enfeksiyonlarının Komplikasyonları:

Maya enfeksiyonu her zaman zararlı değildir ancak bazı durumlarda olumsuz etkileri vardır:

  • Hamile kadının bağışıklık sistemi zayıfsa, yani bağışıklığı baskılanmışsa (örneğin HIV ile enfekte), maya enfeksiyonları kan dolaşımına yayılacak ciddi gastrointestinal enfeksiyonlara yol açabilir.
  • Uzun süreli besin takviyesi alan kişilerde ölümcül kan yoluyla bulaşan enfeksiyonlar gelişecektir.

Komplikasyonlarınız olsun ya da olmasın, enfeksiyonun herhangi bir belirtisine karşı tetikte olmak iyidir.

Maya Enfeksiyonunun Belirtileri:

Bir maya enfeksiyonunun belirgin semptomları şunları içerir:

  • Kaşıntı
  • Ağrı
  • Yanma ve kızarıklık
  • Şişme
  • Beyaz, kremsi veya süzme peynir tipinde kokusuz vajinal akıntı
  • Kötü kokulu, kıvrık beyaz vajinal akıntı
  • İdrar yaparken yanma hissi
  • Daha az karın ağrısı
  • Vulvanın şişmesi ve kızarması

Bakteriyel vajinozis ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi bazı ciddi durumlara işaret edebilecekleri için bu semptomları görmezden gelmemelisiniz. Genital bölgede kaşıntı ve yanma ile birlikte yeşil, sarı veya gri renkli akıntınız olursa doktorunuza bildiriniz.

Hamilelikte Maya Enfeksiyonu Tedavisi:

Maya enfeksiyonu erken bir aşamada teşhis edildiğinde tedavi edilebilir. Sağlık uzmanınız, fizik muayene yaparak ve bir vajinal akıntı örneğini test ederek durumu teşhis edecektir. Hafif vakalar ev ilaçları kullanılarak tedavi edilebilirken, tıbbi tedaviler ciddi durumları (veya ikinci ve üçüncü trimesterlerde maya enfeksiyonlarını) tedavi edebilir.

Maya Enfeksiyonları İçin Ev Çareleri:
Maya Enfeksiyonları İçin Ev Çareleri:

Maya Enfeksiyonları İçin Ev Çareleri:

İşte enfeksiyondan kurtulmanıza yardımcı olacak bazı doğal ürünler:

1- Yoğurt:

Yoğurt, iyi bakteri üremesini uyaran asidofil ve canlı bakteri kültürleri içerir.

Doğrudan tüketebilir veya vajinal olarak uygulayabilirsiniz. Vajinal uygulama için aromasız yoğurt seçin. Semptomlar kaybolana kadar günde bir veya iki kez kullanılabilir.

2- Sarımsak karanfil:

Sarımsağın mantar önleyici özellikleri, mantar enfeksiyonunu tedavi etmeye yardımcı olur.

Yatmadan önce vajinaya taze soyulmuş bir karanfil yerleştirin. Ayrıca vajinaya uygulayabileceğiniz jel takviyeleri de alacaksınız. Sabah rahatlayacaksınız. Herhangi bir kanama probleminiz varsa, durumu ağırlaştırabileceğinden sarımsak kullanmamalısınız.

3- Bal:

Balın bağırsak yolundaki iyi bakterileri çoğalttığı ve böylece enfeksiyonları tedavi ettiği bilinmektedir. En iyi sonuç için çiğ veya ısıtılmamış bal kullanmalısınız.

Etkilenen vajinal bölgeye biraz bal sürün ve yarım saat bekletin. Ilık su kullanarak durulayın ve alanın tamamen kurumasını bekleyin. Belirtiler geçene kadar günde iki kez yapabilirsiniz.

4- Elma sirkesi:

Bu aynı zamanda mantar önleyicidir.

Çabuk rahatlama için etkilenen bölgeyi elma sirkesi ile nemlendirin. Küvetin içine bir bardak elma sirkesi ekleyip yarım saat dinlendirebilirsiniz. Diğer bir alternatif ise sade su ile karıştırarak tahriş olmuş ve iltihaplı bölgelere uygulamaktır. Kuruyana kadar bir süre bekletin ve su kullanarak bölgeyi durulayın.

5- Kekik yağı:

Kekik yağı, zararlı patojenleri ve mantarları öldürmede çalışan flavonoidler ve fenoller içerir. Ayrıca içerdiği zengin vitamin ve besinler bağışıklık sisteminizi güçlendirir. Bu nedenle, kandidiyazis tedavisinde en iyi çözümdür.

Yağı ağızdan alabilir veya etkilenen bölgeye uygulayabilirsiniz.

6- Calendula:

İşte başka bir mantar önleyici ve iltihap önleyici ürün.

Etkilenen bölgeye biraz Calendula merhem veya losyon sürün. Ayrıca bir kaç yaprağını da ezerek bölgede kullanabilirsiniz. Tam bir rahatlama için günde üç kez tekrarlayın.

7- Hindistan cevizi yağı:

Antifungal özellikleri onu mantar enfeksiyonlarını tedavi etmek için mükemmel bir çözüm haline getirir.

En iyi sonucu almak için etkilenen bölgeye günde üç kez biraz yağ uygulayın. Tarçın yağı ile de karıştırabilirsiniz.

8- Kızılcık suyu:

Şekersiz kızılcık suyunun idrar yolu ve mantar enfeksiyonlarını tedavi ettiği bilinmektedir ve bu nedenle hamile kadınlarda mantar enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılabilir.

pH dengesini iyileştirmek için %100 şekersiz meyve suyu tüketin.

9- Çay ağacı yağı:

Çay ağacı yağı, kandidiyaza neden olan mantarları öldüren terpinen-4-ol içerir. Ayrıca kandidanın yayılmasını önlemeye yardımcı olan alfa-terpinen ve gama-terpinen içerir. Vücuttaki iyi bakterileri geri yükler ve iltihabı tedavi eder. Mükemmel bir çare olmasına rağmen, seyreltmeden kullanamazsınız.

Bir litre suya on damla çay ağacı yağı ekleyin ve vajinal duş olarak kullanın. Sade su yerine elma sirkesi de kullanabilirsiniz. Günde iki kez enfekte bölgeye uygulayın. Sirke-çay ağacı yağı karışımına bazı uçucu yağlar da ekleyebilirsiniz.

10- Zeytin yaprağı özü:

Ekstrakt, anti-inflamatuar, antioksidan, antifungal ve antiviraldir. Vücuttaki iyi bakterilerin yenilenmesine yardımcı olur.

Yaprakları kesin ve votkaya daldırın. Yaklaşık bir ay boyunca karanlık bir yerde saklayın. Sıvıyı süzün ve saklayın. Etkilenen bölgeye günde üç kez uygulayabilirsiniz.

Enfeksiyon hafifse yukarıdaki ilaçlardan herhangi birini deneyebilirsiniz. Bununla birlikte, etkinliklerini kanıtlamak için çok az bilimsel kanıt olduğunu unutmayın. Bu nedenle, sağlık uzmanınızın tavsiyesine başvurun. Çoğu durumda, enfeksiyon bir veya iki hafta sürer. Ancak belirtiler birkaç hafta içinde geçmezse, tıbbi tedaviye gitmelisiniz.

Maya Enfeksiyonu İçin Tıbbi Tedaviler:

Doktorunuz enfeksiyonun derecesine göre ilaçlar yazacaktır:

  • Reçetesiz satılan ve mantar önleyici ilaç kremleri ve fitiller genellikle güvenlidir. Yaygın olarak reçete edilenler Clotrimazole (Canesten, Gyne-Lotrimin) ve Miconazole (Monistat)’dır. Bu kremler vajinaya uygulanır.
  • Doktor reçetesi olmadan maya enfeksiyonları için ağızdan ilaç (flukanazol gibi) almayın. Bebekte otizm gibi doğuştan bozuklukların görülme riskini artırması muhtemeldir.

Bununla birlikte, bazı doktorlar ikinci veya üçüncü trimesterde veya bebeğin gelişinden sonra ve emzirme döneminde reçete edebilir.

Herhangi bir tahriş yaşarsanız, doktorunuzla konuşun. Enfeksiyonun geri gelmemesini sağlamak için her zaman tedavi sürecini tamamlayın.

Not: İlaçlar maya enfeksiyonlarını yalnızca geçici bir süre için tedavi edebilir. Enfeksiyon genellikle doğum sonrasına kadar tekrarlar ve tekrarlanan tedaviler gerektirir.

Herhangi bir maya aşırı büyümesinin tedavisi, üç aşamalı bir süreci içerir: aşırı büyümeyi kontrol etmek veya mantarı öldürmek; probiyotikler (maya enfeksiyonlarını önleyen ve tedavi eden iyi bakteriler) ve besin açısından zengin bir diyet almak.

Maya Enfeksiyonları Ne Kadar Sürer?

Tedaviden bağımsız olarak, bir ila iki haftadan uzun sürmezler. Enfeksiyon temizlendikten ve yaralar iyileştikten sonra, sık enfeksiyonları önlemeye yardımcı olduğu için nişasta içermeyen bir kurutma tozu veya Nistatin tozu kullanabilirsiniz.

Hamilelikte Maya Enfeksiyonları Nasıl Önlenir?

En hafif tabirle maya enfeksiyonu rahatsız edicidir. Hijyen yoluyla sorunu önlemek için adımlar atın. Hormonları kontrol edemeseniz de genital bölgeyi kuru tutmak ve uygun hava sirkülasyonu sağlamak için adımlar atabilirsiniz.

Mayanın yayılmasını önlemek için bazı ipuçları:

  • Genital bölge yakınında hava sirkülasyonu sağlayan bol pamuklu iç çamaşırları giyin.
  • Yatarken pijama altı ve iç çamaşırı giymekten kaçının.
  • Genital bölge yakınında kokulu sabunlar, köpük banyoları ve hijyen spreyleri kullanmayın. Bu şeyler enfeksiyon olasılığını artırabilir.
  • Yüzme ve duş gibi aktivitelerden sonra kendinizi kuru tutun. Genital bölgenizin tamamen kuru olduğundan emin olun.
  • Duştan kaçının.
  • Tuvalet kağıdı ile genital bölgenizi önden arkaya doğru silin. Arka arkaya, enfeksiyon olasılığını artıracaktır.
  • Islak bir banyo giysisinin içinde daha uzun süre oturmayın.
  • İyi miktarda meyve ve sebze, kepekli tahıllar ve yağsız süt ürünleri içeren dengeli bir diyet yapın. Ekmek gibi şeker ve mayalı ürünlerin kullanımını en aza indirin.

Hamilelikte Maya Enfeksiyonu Bebeği Etkileyebilir Mi?

Hayır, mantar enfeksiyonları büyüyen bebeğinizi etkileyecek kadar tehlikeli değildir. Ancak doğum sırasında enfeksiyon kaparsanız, çocuğunuz doğum kanalından geçerken enfeksiyon kapabilir. Pamukçuk olarak bilinen bir durum olan ağızda mantar enfeksiyonuna yol açacaktır.

Bebeğinizin ağzında – yanlarda, çatıda ve ayrıca dilde beyaz lekeler oluşacaktır. Bebek emzirirken bu mantar size geri gelebilir. Bununla birlikte, durum şiddetli değildir ve kolayca tedavi edilebilir. Tedavi, bebeğiniz için hafif bir mantar önleyici ilaç ve sizin için mantar önleyici merhem içerir.

Maya Enfeksiyonu Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Hamilelik sırasında tedavi edilmeyen bir mantar enfeksiyonu bırakmak çok fazla rahatsızlığa neden olabilir.

  • Bu enfeksiyonu olan kadınların erken ve düşük kilolu bebek doğurma riski vardır.
  • Enfeksiyon, bira veya ekmekten aldığımız maya kokusuna benzer kötü koku üretebilir.

Bu nedenle, maya enfeksiyonu ile ilgili endişelerinizi doktorunuzla konuşmaktan çekinmeyin. Hamilelik sırasında herhangi bir enfeksiyonun iyice kontrol edilmesi sizin ve bebeğinizin sağlığı için önemlidir. Bazen enfeksiyon, maya durumu nedeniyle tespit edilemeyen cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi diğer ciddi komplikasyonlarla birlikte gelir.

Paylaşacak bir deneyiminiz var mı? Aşağıdaki yorum bölümünde bize bildirin.

Vajinal Mantar Enfeksiyonundan Kurtulma Yolları

Migren ağrılarını bıçak gibi kesen 5 yöntem

Migren, birkaç saat veya günlerce sürebilen şiddetli zonklama ve ağrı hissine neden olur. Çoğu kişi, migren ağrısını dindirmek için ağrı kesicilere başvurur. Ancak düzenli olarak ağrı kesici kullanmanın, birçok baş ağrısı ve migren ağrısının sebebi olabileceği belirtiliyor.

Migren Nedir?

Migren belirli aralıklarla meydana gelen ve başın herhangi bir bölümünde ani ağrı ataklarına neden olan ciddi bir baş ağrısı çeşididir. Kişinin normal yaşantısını zorlaştıracak derecede şiddetli olan bu ağrılara mide bulantısı, baş dönmesi, kusma, ışık ve sesten dolayı rahatsızlık duyma gibi belirtiler de eşlik edebilmektedir. Migren nedeniyle oluşan ağrılar bir günde geçebileceği gibi bazen bir hafta kadar da sürebilmektedir. Çok uzun süre geçmeyen baş ağrısında kişinin bunun altında yatan nedeni kesin olarak öğrenebilmesi için mutlaka bir doktora muayene olması gerekir.

Migren Belirtileri Nelerdir?

Stres ya da çeşitli nörolojik nedenlerden dolayı aniden ortaya çıkarak kişinin dayanılmaz ağrılar çekmesine neden olan migren hastalığında genel olarak görülen belirtiler aşağıdaki gibi sıralanabilir.

  • Başın herhangi bir noktasında hissedilen zonklayıcı ağrı
  • Işığa ya da çevreden duyulan seslere karşı hassasiyet
  • Baş dönmesi migrenin bir belirtisi Özellikle vestibüler migren adı verilen türde baş dönmesi sık görülür.
  • Baş ve gözün hareket etmesi sonucunda şiddetlenen ağrı
  • Mide bulantısı, kusma ve iştahsızlık
  • Aşırı stres, depresyon ve çeşitli ruhsal bozukluklar
  • Vücudun soğuk olduğu ya da aşırı ısındığı hissine kapılmak
  • Sindirim sistemiyle ilgili problemler
  • Ensede uyuşukluk ve boyun tutulması
  • Sürekli su içme isteği ve sık sık idrara çıkma
  • Halsizlik, esneme ve terleme nöbetleri
  • Konsantrasyon eksikliği ve dalgınlık
  • Karın ağrısı, kabızlık ya da ishal

Migren Ağrılarında Neden Hemen Ağrı Kesici Kullanılmamalı?

Baş ağrısı için sürekli ağrı kesici aldığınızda, vücudunuz bu ilaçlara alışmaya ve bu ilaçların etkisi azalmaya başlar. Dolayısıyla, aynı etkiyi göstermesi için daha fazla ağrı kesici almaya ihtiyaç duyarsınız. Bu bir kısır döngü haline gelir ve ilaç alma alışkanlığınız baş ağrınızın sebebine dönüşebilir.

Ağrı kesicilerden uzak durmanızı gerektiren tek neden bu değil. Çoğu ağrı kesici bağımlılık yapar, kullanmayı bıraktığınızda yoksunluk semptomları baş gösterir ve daha fazla tüketmek istersiniz. Ağrı kesicilerin yanlış kullanımına yol açan kısır döngü işte böyle oluşur. Baş ağrısı ve migren ağrılarına en iyi yaklaşım daha doğal yollardan geçiyor.

Migren İçin Doğal Çözümler Neler?

Gümüşdüğme

Ayçiçeği ailesinden bir bitki olan gümüşdüğme, yüzyıllardır doğal tedavi olarak kullanılmakta olup sıklıkla migren önleyici olarak kullanılıyor. Gümüşdüğmenin önerilen günlük dozu 250 mg. Bunu ister takviye haplarla alabilir ister yapraklarından çay yaparak veya taze yapraklarını doğrudan yiyerek tüketebilirsiniz. Gümüşdüğmede bulunan partenolid isimli bileşen, beyindeki kan damalarının kasılmasını durdurur ve enflamasyonu önler.

Veba otu

Veba otu, diğer adıyla petasites, küçük otsu bir bitkidir. Veba otunda bulunan izopetasin ve petasin isimli bileşenler, spazm çözücüdür ve enflamasyonu azaltmaya yardımcı olur. Veba otunu kapsül olarak alabilir, özütünü veya tozunu kullanabilirsiniz. Veba otu özütünün önerilen günlük dozu 50-100 mg’dır.

Zencefil

2000 yılı aşkın bir süredir yemek baharatı olarak kullanılmakta olan zencefil, aynı zamanda mide bulantısı, ishal ve mide ülserinde tedavi edici olarak kullanılıyor. Zencefil, temel olarak iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olur. Zencefili yemeklerinize ekleyerek veya tablet/kapsül şeklinde tüketebilirsiniz.

Fesleğen yağı

Fesleğen yağı, ocimum basilicum adındaki fesleğen otundan elde edilir. Stresi azalmaya yardımcı olur ve strese bağlı baş ağrısı, migren ve alerjilere iyi gelir, mide bulantısı, kusma ve krampları tedavi eder. Fesleğen yağının tedavi edici etkisinden yararlanmak için, avucunuza birkaç damla fesleğen yağı damlatıp koklayabilir veya burnunuza sürebilirsiniz. Diğer bir yöntem olarak, şakaklarınıza birkaç damla sürüp masaj yapabilirsiniz. Üçünü olarak ise, bir kâse soğuk suya 5 damla fesleğen yağı ekleyip temiz bir bezi bu suya daldırıp alnınıza yerleştirin.

Muz ve buz kompresi

Migren ağrısı çekenlere uzmanlar muz kabuğuna sarılacak buz ile kompres yapılmasını tavsiye ediyor. Buzlu muz kabuğu sayesinde ilaç almadan ağrı kısa sürede hafifliyor.

Dayanılmaz ağrılar yaşatan migrene karşı uzmanlar muz kabuğunu öneriyor. “Genelde muzun içi tüketildikten sonra kabuğu atılır. Fakat muzun kabuğu da özellikle cilt hastalıklarına faydalıdır” diyen uzmanlar, şöyle devam ediyor: “Muz kabuğunun içine buzu koyup sıkıca sarın. Daha sonra bir bezle sarmalayın. Bu bezi başınızın ağrıyan yerinde dolaştırın. İçerdiği potasyum, sodyum, magnezyum, A, E, K ve C vitaminleri ile muzun kendisi ve kabuğu ağrı kesici özellik gösterecektir. Bunun yanı sıra muz kabuğu dişleri ve diş etlerini kuvvetlendirir, göz kapaklarında ve ciltte çıkan siyah lekelere karşı da etkilidir.”

Yanı başınızda limon dilimleri ile uyumanın mucizevi faydaları

Limonun içerdiği vitaminler haricinde de sağlığımıza katkısı olduğunu biliyor muydunuz? Hatta limonu tüketmenize bile gerek kalmıyor. Limonun hiç bilmediğiniz faydalarını öğrenmek için okumaya devam edin.

Yanı Başınızda Limon Dilimleri İle Uyumanın Faydaları

Muhtemelen bunu bilmiyordunuz. Üç dilim limon parçasını yatağınızın baş ucuna koyun.

Bunu yapmanız halinde:

Odanızın kokusu değişecek ve odanız ferahlayacak. Daha iyi nefes alacaksınız, soğuk algınlığına yakalanma riskiniz azalacak ve astım hastasıysanız kendinizi daha iyi hissettiğinizi fark edeceksiniz. Akşamdan kalma hissini üzerinizden atacak ve daha dinç uyanacaksınız. Enerji içeceğinin sağladığı enerjiden daha fazlasına sahip olacaksınız. İşte daha iyi bir gün geçirmek için bu kadar basit bir şeyi yapmak yeterli.

İşte Limon Yağıyla Yapabilecekleriniz

Ünlü Hintli doktor JV Hebbar limon yağının faydalarının da saymakla bitmediği açıklamalar yaptı.

Dişlerinizi beyazlatır

Limon yağı, hindistancevizi yağı ve karbonatı karıştırın. Daha sonra bu karışımla dişlerinizi iki dakika boyunca fırçalayın. Dişleriniz bembeyaz olacak.

Kıyafetlerinizdeki kötü kokuyu giderir

Bazen yıkanan çamaşırlarımızı çamaşır makinesinde unuturuz ve çamaşırlar nem kokar. Bu çamaşırların üstüne birkaç damla limon yağı damlattığınızda çamaşırlarınızın müthiş koktuğunu göreceksiniz.

Ellerinizdeki kötü kokuyu çıkarır

Balık yaptıktan sonra ellerinizde kokusu mu kalıyor? Sıvı deterjanınıza biraz limon yağı ekleyip ellerinizi yıkayın. Kokunun hemen gittiğini fark edeceksiniz.

Pırıl pırıl temizlik sağlar

Banyonuzda kimyasal kullanmaktan hoşlanmıyor musunuz? 40 damla limon yağı, 20 damla su ve biraz sirkeyi karıştırın. Kimyasal yerine bu karışımı kullanarak banyonuzu temizleyin. Her yer temiz ve pırıl pırıl olacak.

Suratınızı güzelleştirir

Limon yağı cildinizi yumuşatır ve nemlendirir. Sivilceleri de geçirir. Tek yapmanız gereken limon yağı, kabartma tozu ve balı karıştırıp sivilce olan bölgeye uygulamanız.

Mücevherlerinizi parlatır

Kuru beze limon yağı dökün ve mücevherlerinizi temizleyin. Pırıl pırıl görünecekler!

Kilo vermede yardımcıdır

Suyunuza iki damla limon yağı damlatın. Bundan günde üç kere için. Sindirim sisteminiz daha iyi çalışacak ve uzun vadede kilo vereceksiniz.

Ruh halinizi dengeler

Limon yağı aromaterapisi ile sık sık depresyona giren kişilerin tedavi edildiği biliniyor.

Yapışkan lekeleri çıkartır

Koltuğunuza veya kıyafetlerinize sakız yapıştığı olmuştur. Bir dahaki sefere o bölgeye biraz limon yağı damlatın ve beklettikten sonra rahatlıkla çıkartın.

Sinir sisteminizi güçlendirir

Limon yağı, sinir sisteminizi güçlendirir ve üşütmenizi engeller. Limon yağını hindistancevizi yağıyla beraber karıştırıp göğsünüze sürün.

Gördüğünüz gibi limon ve limon yağının faydaları saymakla bitmiyor. Kulağa en güzel geleni ise tüketmeden bile limonların sağlığımıza olan katkıları.

Donmuş Limonun İnanılmaz Mucizesi! Mutlaka Deneyin!

Limonu (yıkayıp) buz dolabınızın buzluk bölümüne koyuyorsunuz. Donduktan sonra mutfak rendesini alıp limonun tamamını rendeleyebilirsiniz. Soymanız falan gerekmiyor. Rendelenmişini yemeklerinizin üzerine serpebilir, sebze salatasına, dondurmaya, çorbaya, makarnaya, makarna sosuna ve balık porsiyonlarına katabilirsiniz.

Yemeklerinizin tamamı, daha önce hiç tatmadığınız mükemmel bir lezzet kazanacaktır. Büyük olasılıkla, limon denince sadece limon suyu ve vitamin C aklınıza gelir. Sadece bu kadar olduğunu düşünürsünüz. Artık limonun gizemlerini öğrenince onu çorbalarınıza bile katabileceksiniz.

Limon Neden Kabuğuyla Birlikte Dondurularak Tüketilmeli?

Limonun tamamını kullanmanın, bir kısmını ziyan etmeyip yemeklerinize yeni bir lezzet katması dışında asıl avantajı nedir?

Rendelenmiş limonunuz, limonun sadece suyunda bulunandan 5 veya 10 kat daha fazla vitamin içerir. Ve evet, şimdiye kadar bunu kaybediyordunuz. Ama bundan sonra, tüm limonu dondurmak gibi basit bir işlem sonrasında, onu rendeleyip yemeklerinizin üzerine serperek tüm besleyici özelliklerini kullanıyor olacak, yani daha sağlıklı besleniyor olacaksınız. Ayrıca rendelenmiş limonun dinçleştirici ve vücuttaki toksinleri giderici etkisinden yararlanacaksınız.

İşte bunun için limonunuzu buzluğa koyun, donsun ve her gün yemeklerinizin üzerine rendeleyin. Böylece, yiyecek ve içeceklerinizi daha leziz hale getirip daha sağlıklı ve uzun yaşamın anahtarını kullanıyor olun! İşte limonun gizemi budur! Geç bile olsa başlayın, HİÇ olmamasından İYİDİR!

Limonun sürpriz yararlarından faydalanın!

Limon (Citrus) kanser hücrelerini öldüren mucizevi bir meyvedir. Kemoterapiden çok daha tesirlidir. Bunu nereden mi biliyoruz? Çünkü kendilerine yüksek kârlar sağlayacağını bildikleri için limon özütünün sentetik versiyonlarını üretmeye uğraşan laboratuvarlar var.

İhtiyaç duyacağını düşündüğünüz dostlarınıza, limonun hastalık önleyici etkisi olduğunu duyurarak yardımcı olabilirsiniz. Tadı hoştur ve kemo-terapinin korkunç etkilerini göstermez. Kemo-terapi ilaçları üretiminden fayda sağlayan multi-milyoner büyük şirketlerin çıkarlarını riske atmamak adına bu gizemin özenle saklı tutulduğu sürece ne kadar insanın öleceği bilinmez.

Bilindiği üzere, iki çeşit limon ağacı vardır. Limon ve misket limonu. (konu olan limondur, diğeri değil). Limon meyvesini farklı şekillerde tüketebilirsiniz. Meyve şeklinde yenilebilir, sıkılarak suyu çıkarılabilir, limonlu içecekler yapılabilir, dondurma vs.. Limonun birçok vasfı sayılabilir ama en ilginç faydası URLAR, YUMRULAR, KİSTLER, TÜMÖRLER üzerindeki etkisidir.

Bu bitkinin her tür kansere iyileştirici etkisi kanıtlanmıştır. Bazıları onun her tür kanserin tedavisinde faydalı olduğunu söyler. Ayrıca geniş spektrumlu anti-bakteriyel olarak iltihaplara / enfeksiyonlara ve mantara karşı kullanılır. Dahili parazit ve bağırsak kurtlarına karşı etkindir. Çok yüksek tansiyona karşı kan basıncını düzene sokar. Anti-depresandır. Strese ve asabi bozukluklara karşı iyi gelir.

Limonun Sağlık Üzerindeki Etkileri Kanıtlandı!

Dünyanın en büyük ilaç üreticisi firmalarından biridir. Bu firmanın beyanına göre 1970’den beri 20’nin üzerinde yapılan laboratuvar testlerinde limon ekstrelerinin uygulanmasıyla; içlerinde kolon / kalın bağırsak, meme, prostat, akciğer ve pankreas da olmak üzere 12 kanser tipinde başarılı sonuçlar alınmıştır.

Limon ağacından elde edilen bileşiklerin, bütün dünyada kemo-terapide kullanılan Adiamycin ürününden 1.000 kat daha iyi olduğu saptanmış, kanser hücrelerinin gelişmesini yavaşlattığı gözlemlenmiştir. Daha da şaşırtıcı gözlem şudur ki: Limon özü kötü huylu kanser hücrelerini tahrip ederken sağlıklı hücrelere hiç zarar vermemektedir.

Dondurulmuş Limonun Faydaları Neler?

  • Dondurulmuş Limon kanser hücrelerini öldüren harika bir meyvedir.
  • Kemoterapiden 10 bin kat daha fazla etkilidir.
  • Mantar Bakteri, enfeksiyon, iç parazitler ve kurtlara karşı etkilidir.
  • Yüksek tansiyonu düzenler.
  • Sinir ve stresi azaltarak depresyonu engeller.
  • Kist ve tümörleri küçülterek yok eder.
  • Dondurulmuş limonu tükettiğinizde vücudunuz size teşekkür edecektir.

Ölü hücreleri yenileyerek yaşlanmayı geciktiriyor!

Bazı çaylar ya da bitkiler var ki ne yazık ki ülkemizde yetişmediği için çok fazla tanınmıyor ve bu sebepten kullanım oranları da aynı oranda düşük kalıyor. İşte buna en güzel örneklerden birisi de hibiskus bitkisidir. Hibiskus çayı da çok faydalı ve yararlı bir içecek olmasına rağmen hak ettiği rağbeti görmüyor. Bu yazımızda hibisküs çayının hazırlanış aşamasını ve faydalarını anlatacağız.

Bu yazımızda, hibiskus çayı hakkında merak edilen sorulara cevap veriyoruz. Eminiz ki hibiskus çayı faydalarını öğrendikten sonra hemen aktara gidip alacak ve her gün içmek isteyeceksiniz. Hibiskus çayı, Medine gülü, narçiçeği gibi isimlerle aktarda satılmaktadır. 5 liralık hibiskus çayı almak, size aylarca yeter. Yani, ekonomik ve sağlıklı bir bitki çayıdır.

Hibisküs Çayı Zayıflatır Mı?

Demir eksikliği ve kansızlık kilo vermeyi engeller. Hibisküs çayı, bitkisel demir deposudur; Özellikle kansızlık ve demir eksikliği yaşayan kişiler için faydalıdır. En başta bu özelliğiyle kilo vermeyi hızlandırır. C vitamini içeren hibiskus, yağ yakmayı hızlandırır ve bağışıklık sistemini güçlendirir.

Kuvvetli bir vücut, daha çok kalori yakar ve kolayca kilo verir. Aşırı tatlı yemek veya yüksek iştah, kilo almaya sebep olur. Ama hibisküs çayı, kan şekerini dengeleyicidir ve bu sayede tatlı krizlerini önler. Ödem söktürücü, karın şişkinliğini giderici özelliğe sahiptir. Kilo vermeyi hızlandırmanın yollarından biri, ilk önce vücuttan ödemi söktürmektir ve hibisküs çayı size bunun için yardımcı olur.

Hibisküs Çayının Faydaları Nelerdir?

  • Hibisküs çayı ölü hücreleri yenileyerek yaşlanmayı geciktiriyor.
  • Kafein içermeyen hibisküs çayı, emziren annelerin içmesi için uygundur.
  • Sakin bir şekilde kilo vermeye ve sağlığı korumaya yardımcı olur.
  • Akciğerleri temizleyici ve sigaranın zararlı etkilerini yok edici özelliğe sahiptir.
  • Yüksek tansiyon sorunu olanlar için bitkisel çözümdür, tansiyonu düşürür.
  • Tip 2 diyabette yüksek kan basıncını düşürmek için kullanılır.
  • Kansere karşı koruyucu özelliklere sahiptir.
  • Sindirim sistemini çalıştırıp kabızlığı iyileştirir.
  • Vücutta şişkinlik ve ödemi azaltır.

Hibisküs Çayı Nasıl Yapılır, Ne Kadar İçilir?

Hibisküs çayı hazırlamak için şu adımları takip edin: 1 su bardağı kaynamış sıcak suya, 1 çay kaşığı hibisküs ekleyip 5 dakika bekletin ve afiyetle için. Tadını zenginleştirmek için tarçın, limon kabuğu, portakal kabuğu ekleyebilirsiniz.

Ayrıca, yağ yakıcı hibiskus şerbeti yaparak daha kolay kilo verebilirsiniz. Hibiskus çayını günde sabah ve akşam olmak üzere 2 fincan içebilirsiniz. Hibiskus çayı aktarda satılır, 5 liralık almanız size aylarca yeter. Bazı markalarda hazır sallama poşet çay olarak bulunabilmektedir.

Hibisküs Çayının Yan Etkileri Neler?

Hibiskus çayı genel olarak güvenli kabul edilirken bazı özel durumlarda kullanılması asla tavsiye edilmemektedir. Hamilelik döneminde kullanılan hibiskus çayının düşüğe yol açtığı durumlar görülmüştür. Emzirme döneminde bulunan kadınlara da önerilmemektedir. Hibiskus çayı veya özü tansiyon ve kolesterol ilaçlarıyla etkileşime geçebilir ve olumsuz etkilere sebep olabilir. Bu yüzden düzenli olarak ilaç kullanan kişilerin hibisküs veya diğer bitkisel çayları kullanmaya başlamadan önce kesin suretle doktora danışması gerekir.

Balla karıştırılan ısırgan otu tohumu bomba etkisi yapıyor!

Kanı temizleyen, alyuvarları yenileyip kan yapan ısırgan otu tohumu, cinsel sıkıntı yaşayanlarda afrodizyak etkisi gösteriyor. Mutlaka öğütülerek tüketilmesi gereken ısırgan tohumunun bal, pekmez veya yoğurt ile karıştırılarak bir tatlı kaşığı yenmesi öneriliyor. Pekiyi bomba etkisi yapan ısırgan otu tohumu nelere iyi geliyor? İşte ayrıntılar.

Isırgan Otu Tohumu Neye İyi Gelir?

  • Kan şekerini düşürür, ödemi giderir.
  • Bağırsak temizleyici ve gaz gidericidir.
  • İdrar söktürür.
  • İdrar yolları hastalıkları ve iltihaplarında etkilidir.
  • Bedeni güçlendirici ve uyarıcıdır, vücudun savunma gücünü arttırır.
  • Adet kanamalarını düzenler.
  • Karaciğer, akciğer, safra kesesi, dalak hastalıklarında kullanılır.
  • Boğaz ağrılarında, göğsü yumuşatmada etkilidir.
  • Soğuk algınlığına karşı koruyucudur.
  • Tansiyon düşürür.
  • Emziren kadınlarda süt yapar.
  • Saçları güçlendirir ve kepeği yok eder.
  • Cinsel gücü arttırıcı özelliği vardır.
  • Kabızlığa karşı iyi gelir.

Isırgan Otu Tohumu Nasıl Tüketilmeli?

Aktardan aldığınız ısırgan otu tohumunu öğüterek parçalanmasını sağlayın. Gece yatmadan önce tercihe bağlı olarak ufak bir kase yoğurda 1 tatlı kaşığı ısırgan otu tohumu eklenerek yenilir. Ya da 1 yemek kaşığı pekmeze yine aynı oranda ısırgan otu tohumu eklenerek yenilebilir.

Isırgan Otu Çayı ve Faydaları

Bildirildiğine göre, ısırgan otu çayı yaprakları, saman nezlesi, kemikle ilgili sorunlar ve diğerleri arasında alerji gibi çeşitli hastalıkları tedavi etmek ve iyileştirmek için eski ortaçağ tıbbının bir parçası olmuştur . “Bilimsel olarak Urtica dioica olarak bilinen ısırgan otu uzun bir tıbbi geçmişe sahiptir.

Orta Çağ Avrupa’sında eklem ağrısı ve kas ağrısını tedavi etmek için olduğu kadar idrar söktürücü olarak da kullanılıyordu. Günümüzde idrar yolu enfeksiyonlarını, kas ve eklem burkulmalarını tedavi etmek için kullanılmaktadır. Böcek ısırıklarının yanı sıra egzama, sedef hastalığı ve akne gibi cilt rahatsızlıklarında da kullanılmaktadır.

Isırgan Otu Nasıl Kullanılmalı?

Isırgan otu, piyasada tentürlerden sıvı özlere, tabletlere, merhemlere ve kremlere kadar çeşitli formlarda mevcuttur. Ancak tüketmenin en iyi ve en uygun yolu çay şeklindedir.

Isırgan otu çayı, Batı’da kademeli olarak büyük bir popülerlik kazanıyor, bunun bir kısmı mükemmel detoks özelliklerine atfediliyor. En iyi tüketmenin yolu, piyasada kolayca bulunabilen çay poşetlerini tercih etmektir.

Günde en az iki kez veya daha fazla istediğiniz zaman tüketebilirsiniz. Isırgan otu çayını günlük arınma rutininizin bir parçası haline getirmek iyi bir fikir gibi geliyor, işte bunu yapmak için daha fazla neden:

  • Isırgan yaprakları güçlüdür. Vücudunuzu ve kanınızı temizler, toksinleri atar ve cildinizin daha temiz olmasını sağlar.
  • Isırgan otu çayı, ödem sorunu yaşayan insanlar için mükemmeldir.
  • Vücuttaki fazla sodyumun dengelenmesine de yardımcı olur.
  • Isırgan otu çayı metabolizmayı ve bağışıklığı artırmak için mükemmeldir .
  • Beslenme Uzmanı Dr. Rupali Datta, “Isırgan otu çayı, ısırgan otu yapraklarının sıcak suda süzülmesiyle yapılır, eklem ağrılarını ve adet kramplarını hafifletmek için harikadır”, diyor.
  • Cildi temizlemenin yanı sıra, düzenli ısırgan otu çayı tüketimi gözlerin şişmesine engel olur.
  • Isırgan yaprakları anti-enflamatuar özelliklere sahiptir, bu onu alerjik reaksiyonlarla mücadelede başarılı kılıyor.
  • Isırgan otu yaprakları da kanı temizlemek amacıyla kan toniklerinde kullanılır.

Bu bitkinin kullanımı, vücudu güçlendirmek ve hastalıkları tedavi etmek için geleneksel bir yaklaşımdır.

Uyarı: Herhangi bir biçimde ısırgan otu çayı veya ısırgan otu tüketmeden önce doktorunuzla görüşün. Nadir durumlarda, devam eden ilaçla veya başka herhangi bir bileşenle etkileşime girebilir ve bir reaksiyona neden olabilir. Tıbbi araştırmalara göre, ısırgan otu kan basıncını ve kan şekeri düzeylerini düşürebilir, bu nedenle ilgili ilaçlarla etkileşimi izlenmelidir.

Aspirinin 10 ilginç kullanım alanına şaşıracaksınız!

Aspirini genellikle sağlık için ilaç olarak kullanıyoruz. Oysa aspirin içindeki etken maddenin özelliği sebebiyle birçok alanda kullanılabilir. Aspirini sivilcelerinizden arabanızın aküsüne, saç renginizden, nasırlarınıza ve giysilerinize kadar birçok alanda kullanabilirsiniz.

İşte Aspirin’in Pek Bilinmeyen Kullanım Alanları

Sivilcelerinizi kurutur: 

Bazen ergenlikte, bazen de ergenlikten sonra bile sivilcelerle savaşıyor olabilirsiniz. Yüzünüzün herhangi bir yerinde sivilce çıkacağını hissederseniz, tek bir aspirini kırın biraz su ile macun haline getirin. Ve silvilcenin çıkacağı bölgenin üzerine sürün. Hem kızarıklığı hem de acıyı alacaktır. Eğer sivilce çıkmaya devam ediyorsa bu uygulamayı tekrarlayabilirsiniz.

Sert nasırları yok eder: 

Ayaklarınızın sertleşen bölümlerini veya nasırlarınızı aspirin yardımıyla yumuşatabilirsiniz. 5-6 aspirini toz haline getirin. yarım kaşık limon suyu ve biraz su ekleyerek hamur haline getirin. Serteleşen bölümlere veya nasır üzerine bu hamuru sürün. Ayağınızı hava almayacak şekilde kapatın. Karışım ayağınızda 10 dakika kaldıktan sonra pozta taşı ile sert olan bölgeyi veya nasırı ovun.

Kepek sorununuzu çözer: 

Kepek sorunu mu yaşıyorsunuz? O zaman iki aspirini kırın ve toz haline getirin. Saçınızı şampuanladıktan sonra asprin tozunu saçınıza dökün ve şampuaünla birlikte karıştırın. 1-2 dakika saçınızda şampuan ve toz aspirini tutun. Ardından saçınızı yıkayın. Kullandığınız şampuanın içinde krem olmamasına dikkat edin. Kepeklerinizin azalmaya başladığını göreceksiniz.

Böcek sokmalarına iyi gelir: 

Sinek veya arı sokmasına karşı da aspirin kullanabilirsiniz. Böceğin soktuğu yeri biraz ıslatın ve asprinin sürün. Eğer arı soktuysa, arı alerjisine karşın dikkatli olun. Nefes alamama, karın ağrısı, mide bulantısı olması halinde mutlaka tıbbı yardım alın.

Terleme lekeleri çıkarır: 

Beyaz gömleklerde ter lekeleri en tahammül edilmez sorunlardan biridir. Beyaz gömleklerinizdeki ter lekelerini çıkarmak için iki aspirini yarım bardak ılık suyun içinde eritin. Gömleğin lekeli bölümünü 2-3 saat boyunca bu çözeltinin içinde bekletin.

Saç renginizi sabitler: 

Yüzme havuzuna gidenler bilir. Suda bulunan klor bir süre sonra saç rengini bozar. Özellikle boyalı saçların açılmasına neden olur. Bunu önlemek için ılık bir bardak suyun içine 6-8 aspirini koyun ve eritin. Bu çözeltiyi saçlarınıza sürün ve iyice ovalayın. 10-15 dakika bekledikten sonra saçınızı yıkayebilirsiniz. Artık havuza girebilirsiniz.

Çiçeklerinizin ömrünü uzatır: 

Vazonuzda bulunan kesme çiceklerin ömrünü uzatmak istiyorsanız, o zaman yine aspirin kullanabilirsiniz. Vazonuza su koyduktan sonra ezilmiş aspirin ekleyin. Ardından çiceklerinizi yerleştirin. Vazodaki çiceklerinizin ömrünü uzatmak için ayrıca, bir multivitamin, bir çay kaşığı şeker, bir çay kaşığı tuz, bir tutam karbonat ve hatta bakır bir para da kullanabilirsiniz. Ayrıca, vazodaki suyu birkaç günde bir değiştirmeyi unutmayın

Bahçe bakımında faydalarıdır: 

Aspirin sadece sizin için değil, bahçeniz için de çok büyük yardımcıdır. Bazı bahçıvanlar topraktaki mantarlama konusunda çok uzun uğraşlar verirler. Toprak mantarının tedavisi için de aspirin kullanabilirsiniz. Su ile karıştırarak toprağa dökebilirsiniz. Ancak bitkileriniz için dikkat etmeniz gereken nokta, aspirin bitki yanıklarına yolaçabilir. Bunun için bir litre suya 1 aspirinden daha fazla koymayın.

Giysilerinizden yumurta lekelerini çıkarır:

Yemek yaparken giysinize yumurta mı sıçradı? İlk yapmanız gereken önce yumurtayı giysinizden alın, sonra süngerle silin. Ancak suyun sıcak olmaması gerekiyor. Bu şekilde leke tamamen çıkmazsa o zaman tartar krem, su ve ezilmiş bir aspirini karıştırın. Maçcunu lekenin üzerine sürün. 30 dakika beltin ve sıcak su ile durulayın. Yumurtanın izi kalmayacaktır.

Otomobil akünüzü canlandırır: 

Direksiyon bayşına geçtiniz ama otomobiliniz çalışmıyor. Sorun aküden kaynaklanıyor ise size çok basit bir yol önereceğiz. Akü içine 2 adet aspirin atabilirsiniz. Aspirin asetilsalisilik üreterek aküdeki sülfürik asit ile birleşecektir. Böylece akünüz size en yakın servise götürecek kadar gidecektir.

Aspirin İle Saçlarınızı Yenileyin

Tüm bayanların en çok değer verdiği şeylerden biri saçları dır. Aspirin karbonat maskesi ile saç derinizde bulunan gözeneklerin açılmasını ve saçlarınızın oksijen almasını sağlayabilirsiniz.   Sağlıklı bir saçta bakım oldukça önemlidir. Saçlarınıza haftada bir, eğer bunu yapamazsanız ayda bir kesinlikle bakım yaptırınız. Saçlarınıza bakım yaptırmak için kuaföre gitmenize lüzum yok.

Evde doğal malzemelerle hazırlayacağınız maskelerle saçlarınızın parlamasını ve bununla birlikte canlılık ve parlaklık kazanmasını sağlayabilirsiniz.   Kadın ne der okuru olarak evde rahatlıkla hazırlayabileceğiniz aspirin karbonat maskesi ile saç derinizde bulunan gözeneklerin açılmasını ve saçlarınızın oksijen almasını sağlayabilirsiniz.

Asprin Karbonat Maskesi Tarifi

Bir bardak sıcak su içerisine 30 tane aspirin atarak eritiniz. Daha sonra karışıma 1 çorba kaşığı karbonat ekleyerek ılık olana kadar bekletiniz. Saçlarınızı temizledikten sonra ıslak saç diplerinize masaj yaparak karışımı iyice uygulayın ve 15 dakika kadar karışımı saçlarınızda bekletin. Ardından ılık su ile saçlarınızı temizleyiniz.

Aspirin karbonat maskesini düzenli olarak kullanırsanız saç derinizde bulunan şampuan kalıntılarından ve saç diplerinizde bulunan kepeklerden saçlarınızı arındırmış olursunuz. Bu maskeyi düzenli olarak uyguladığınızda saç derinizdeki kepeklerden ve şampuan kalıntılardan kurtulmuş olacaksınız.

Sakın çöpe atmayın! Öyle bir işe yarıyor ki…

Poşet çayı genellikle dar zamanlarda yada tek başımıza iken içeriz ve poşetini çöpe atarız. Bu poşeti çöpe atarken artık 2 kere düşünmelisiniz. Çünkü bu kullandığınız poşet çayın öyle faydaları var ki inanmayacaksınız. İşte çay poşetlerinin günlük hayatınıza değer katacak hiç bilmediğiniz faydaları.

Poşet Çayın Şaşırtacak Kullanım Alanları

1- Göz bölgesi şişiklerine karşı; 

Yorgun, kızarmış ve şiş gözler için çok faydalıdır.. Kullanılmış iki çay poşetini buzlu suda beklettikten sonra gözlerinize kompres yapın. Soğuk çay poşetleri göz kapakları ve göz altındaki şişlikleri giderecektir.

2- Ağızdaki yara ve aftlar için;

Ağzımızda yara veya yağ bezesi varsa kullanılmış poşet çayı ağzınıza alın ve bir kez ısırın acısının hafiflediğini ve yaranın küçüldüğünü göreceksiniz.

3- ​Bedendeki yara ve İltihaplar için;

Bedenimizdeki yara ve İltihabi durumlarda poşet çayı üzerine basın yaranın iyileştiğini ve iltihabın aktığını göreceksiniz.

4- Tıraş kesikleri için;

Erkekler tıraş kesiğinin üzerine basarak kanamayı durdurabilirler.

5- Güneş yanıkları için;

Güneş yanıklarının üzerine koyduğunuzda ateşini alarak acısının dindirecektir.

6- Akneler için;

Aknelerin üzerinde mikrobunu öldürür küçültür.

7-  Haşerelere için;

Kuru olarak evin çeşitli yerlerine konulan Kullanılmış poşet çay evinizden fare, böcek ve örümcekleri uzaklaştırır.

8- Bulaşıklar için;

Bulaşık makinesinin Deterjan gözüne 2 tane konulduğunda bulaşıkları tertemiz yapacaktır.

9- Etleri lezzetlendirmek için;

Etlerinizi marine ederken içerisine attığınızda aromasını güzelleştirecek ve piştiğinde yumuşacık olacaktır. Yaklaşık 8 kullanılmış siyah çay poşetini kurutun ve ardından çayı poşetin içinden çıkararak 4 su bardağı sıcak su koyduğunuz bir kase 10 dakika kadar bekletin. Çayı süzgeçten geçirin. Süzülmüş çay suyunu etin üstüne dökün. Eti marine ederek ertesi gün pişirin.

10- Kötü kokular için;

Ayakkabı dolabına konulduğunda kötü kokuyu içine çekecektir. Sıkı bir spor ardından kokmaya başlayan ayakkabılarınızı çay poşeti tedavisi uygulayın. Kullanılmış çay poşetlerini kuruttuktan sonra ayakkabılarınızın içine yerleştirin ve sabaha kadar öylece bekletin. Böylece ayakkabılarınızın tabanında oluşan kokuları tazeleyin. Şaşıracaksınız…

11- Böcek ısırmalarına karşı;

Eğer sizi bir böcek ısırırsa, kullanılmış bir çay poşetini 5 dakika buzlukta bekletin. Arından çıkarıp ısırılan bölgenin üzerine yerleştirerek 2-3 dakika boyunca hafifçe bastırın. Çayda bulunan mazı tozunun iltihapları ve kızarıklıkları gidermeye yönelik inanılmaz bir etkisi vardır.

12- Cilt bakımı için;

Birkaç yeşil veya siyah çay poşetini içinde kaynar su bulunduran kaseye atın. Başınıza havlu alarak yüzünüzü kaseye doğru çevirin. Yeşil ve kara çay yüksek miktarda antioksidan barındırır. Bu sayede de cildinize iyi gelecektir; cildiniz parlayacak, kirli gözenekleriniz azalacaktır.

13- Halı temizleyicisi olarak;

Kullanılmış lavanta çayı poşetlerini tamamen kurutun. Kuruttuktan sonra poşetleri yırtıp çay yapraklarını halınız üzerine etraflıca serpiştirin. 10 dakika bekledikten sonra elektrikli süpürgenizle ile halınızı temizleyin. Böylece halılarınız mis gibi kokacaktır. Bonus: Lavanta kokusunun stres azaltıcı özelliği olduğunu biliyor musun?

14- Yemek yaptıktan sonra el kokunuzu giderir

Leziz yemeklerin içinde taze soğan ve sarımsak olması mecburi. Fakat taze soğan ve sarımsak doğrarken kokuları ellerinize siner ve bir müddet elleriniz kokar. Bu kokuyu gidermenin etkili yollarından biri, parmaklarınızı kullanılmış nemli çay poşetleriyle tek tek temizlemek. Arından ellerinizi sıcak su ve sabunla ile yıkayın. Kokudan eser kalmayacak.

Genç bir görünüm kazandıran aspirin limon maskesi

Aspirinin içerisinde bulunan salisilik asit cilt yapısını düzenler ve iyi gelir. Limon suyu ise antibakteriyeldir. Ayrıca limon suyunda cilde iyi geldiği bilinen ve cilt lekelerini yok eden bir de etken madde mevcuttur. Bu anlamda bu ikili ile yapılacak her maske cildi güzelleştirmeye ve sivilcelere iyi gelmektedir.

Cildinizi Gençleştiren Aspirin Limon Maskesi

Malzemeler;

  • 6 adet aspirin,
  • 1 adet limon,
  • Bal, zeytinyağı (Kuru ciltli olanlar için),
  • Karbonat

Nasıl Yapılır?

Aspirinleri havadan dövdükten sonra bir porselen kâse içine alın ve üzerine 2 yemek kaşığı limon suyunu ekleyin. Aspirin ve limon etkileşime girip yoğun bir kıvam aldığında bu karışıma 2 çay kaşığı bal ekleyin ve sonrasında (eğer kuru bir cildiniz varsa 2 çay kaşığı zeytinyağı ekleyin) karıştırın.

Uygulanışı;

Bu karışımı yüzünüzün tamamına veya yalnızca sivilceli bölgeye uygulayın. Maske cildinizde yarım saat kaldıktan sonra karbonatlı nemli bez ile cildinizden maskeyi arındırın. Bu maskeyi ihtiyaca göre haftada 3 defaya kadar uygulayabilirsiniz.

Takipçi yorumu:

Bu karışımı uzun yıllar yapan bir teyzeyi tanıyorum. Kendisi tahminimce 62 yaşındaydı, cildi çok güzeldi ve yüzünde hiç kırışıklık yoktu. Bana sürekli aspirin ve limon ile cilt temizliği yaptığını söylemişti.

Gözlerinizin altına kahve telvesi sürerseniz..

Gözlerinizin altına kahve telvesi sürdüğünüzde sonucuna inanamayacak ve mucizeye şahit olacaksınız.

Göz altlarında oluşan morluk ve şişlikler sizi çok kötü gösterebilir. Göz altı torbalarına evde maske uygulayarak bu büyük sorundan kolayca kurtulabileceksiniz. Göz altı torbaları ile kötü görünümün yanı sıra olduğunuzdan çok fazla yaşlı görünürsünüz. Belki şimdiye kadar çeşitli yollar denediniz ama göz altı morluklarınıza bir türlü çare bulamadınız. Size vereceğimiz muhteşem maske tarifleri eminiz ki çok işinize yarayacak ve göz altı torbalarından, şişliklerinden ve morarmalarından kurtulacaksınız.

Göz Altı Morluklarına Doğal Çözüm

Metal Kaşığın Harikası 

Bir metal kaşığı buzluğa koyun veya soğuk suyun altında bir süre tutun. Soğuttuğunuz kaşığı baş aşağı gözlerinizin üzerine koyarak bir süre bekletin. Morlukların hemen kaybolduğunu göreceksiniz..

Göz Altı Morluklarına Hemoroid Kremi

Bir kaç yıldır öğrendiğimiz bu uygulamanın sırrı aslında basit. Hemoroid kremi damar toparlayıcı özelliğe sahiptir. Bu sebeple de göz altı morluklarında ve torbalarında çok ise yarar. Hemoroid kreminde göz kapaklarınıza biraz sürün ve şişliğin inmesini bekleyin.Ama bunu yapmanızı pek önermiyoruz.. Çünkü dikkat edilmez ise veya uzun süreli uygulanırsa, gözlerde kalıcı hasara ve körlüğe neden olabilir.

Salatalık dilimleri

İşte en çok bilinen göz bakım uygulaması.. Cindy Crawford da dahil pek çok ünlünün kullandığı bu yöntem çok faydalı..

Siyah Çay Poşeti

Göx altı morlukları için yukarıda saydığımız malzemelerin hiç birisini bulamıyorsanız, siyah çay poşetleri de işinize oldukça yarar. Çay poşetlerini ılık ya da soğuk suda on dakika bekletin.Hafifçe bastırarak göz bölgenizde gezdirin. Çaydaki bir madde gözlerinizde biriken suyu çekiyor.

Göz Altı Morluklarına Patates

Bir patates alın, dilimleyin ve göz/gözaltı bölgesine uygulayın. Yüzünüz dilimlerdeki potasyumu emecek ve hoş olmayan morluklar azalacaktır. Rendeleyip hafifçe suyunu sıkarak da uygulayabilirsiniz.

Göz Altı Morluklarına Kahve Telvesi

Türk kahvesinin telvesini göz altına kullanabilirsiniz. Şekersiz olarak az miktar Türk kahvesini bir miktar su ile karıştırıp, göz altına sürün. 5-10 dakika bekledikten sonra ılık su ile yıkayın. Morluklara ve şişliklere çok iyi gelen kahve telvesi uygulamasını göz altı derisi çok ince olduğu için sık yapmayın, 10 günde bir yapmanız yeterli olacaktır. Ünlü markalarda da göz altı kremlerinde kafein kullanılmaktadır. Göz altlarınıza kahve telvesini sürmenin hiç bir zararı ve yan etkisi yoktur. Göz altınıza kahve telvesi uyguladıktan sonra bakışlarınızdaki canlılığa siz bile inanamayacaksınız.

Göz Altı Torbalarına Anlık Yöntem

Eğer hayatınız boyunca çok fazla göz altı morluğu ya da şişliği yaşamadıysanız ve o günlük fazla yorgun, stresli ve uykusuz olduğunuzdan dolayı böyle bir sorunla karşılaştıysanız bu kolay göz altı torba maskesi tam sizin için.

Yarım salatalığı rendeledikten sonra 1 tatlı kaşığı kadar küçük bir kaseye koyarak üzerine koyduğumuzun salatalığın yarısı kadar süt tozunu ilave ederek iyice karıştırıyoruz. Hazırlamış olduğumuz maskeyi göz altlarımıza sürerek 15 dakika kadar bekliyoruz, salatalığı tek başına ince dilimleyerek de maske olarak kullanabilirsiniz ama süt tozu ile daha etkili olacaktır.

Çok daha kısa bir yöntem için buzları bir bez içine koyun ve göz altlarına uygulayın, morluk ve şişliği önemli ölçüde azaltır.

Göz Altı Torbasına Nane ve Çay

Göz altınızda oluşan şişlikler ara ara meydana geliyorsa bu anlatacağımız maskeyi haftada 1-2 defa kullanarak etkili bir çözüm elde edebilirsiniz.
Bir çay kaşığı nane ve çayı bir su bardağı sıcak suyun içine atarak karıştırıyoruz. Bir süre dinlenmeye bırakıp nane ve çayın çökmesini bekliyoruz, karışımın suyunu ayıkladıktan sonra posayı küçük bir bez içerisine koyara göz altlarımıza yavaşça uyguluyoruz. Hani bir yerinizi vurursunuz şişer de buz tedavisi yaparsınız ya aynı onun gibi uygulayacaksınız. Bu maske sayesinde göz altı torbalarının yok olduğunu fark edeceksiniz.

Göz Altı Torbasına Ihlamur Tedavisi

Göz altı torbalarınız artık sizin canınızı çok fazla sıkmaya başladıysa biraz daha etkili bir maske ile bakım yapmanız gerekmektedir. Bu maskemiz etkili olmasına rağmen diğer maskelere oranla uygulaması çok daha basittir.

Bir bardağın içine sığacak kadar ıhlamuru bir bardak sıcak su içerisine atarak demlenmesini bekliyoruz. Yeterli koyuluğa geldikten sonra ıhlamur suyunu pamuğa bandırarak göz altı torbalarımıza dikkatli bir şekilde sürüyoruz. Bu tedaviyi de haftada 2-3 sefer kullanarak etkili sonuçlar alabilirsiniz.

Göz Altı Torbası için Gül Suyu

Gül suyunun cildi güzelleştiren etkisini bilmeyen kalmadı, birçok ünlü bayan bu yöntem sayesinde cildini nemli ve canlı tutabiliyor. Göz altı torbası için hazırlayacağımız bu maske bildiğimiz hazır gül suları ile olmayacak.

2 yemek kaşığı gül kurusunu aynı oranda suyun içine atarak bir süre bekleyeceğiz. Gülün içindeki yararlı mineraller suya karıştıktan sonra pamuk ile göz altlarımıza uygulayacağız. İsterseniz bu maskeden sonra hazır gül sularından kullanarak cildinize canlılık kazandırabilirsiniz.

Gözaltı Morluklarını Azaltan Kahve Telvesi Maskesi Video

Varisli damarları yok eden doğal yöntem

Varis, uzayıp büklümlü bir görüntü almış, genişlemiş damarlardır. Her damarda varis olma riskine karşın, genellikle bacak ve ayaklardaki damarlarda görülür. Bunun sebebi, ayakta durmak ve yürümenin bedenin alt tarafında bulunan damarlardaki baskıyı çoğaltmasıdır.

Varis çok ciddi şikâyet yapmaması sebebiyle tedavisi ertelenen yaygın bir hastalıktır. Yaygınlığı erkeklerde daha az olsa da erişkin kadınlarda %50’ye kadar çıkabilmektedir. Aslında varis diş çürümesi gibidir kendi haline ya da ilaçla düzelmez ve bir gün mutlaka sizi ciddi şekilde rahatsız edebilir.

Varisi Damarları Yok Eden Doğal Kür

Malzemeler;

  • Toz zerdeçal (1 yemek kaşığı)
  • Tıbbi alkol (1 fincan)
  • Aspirin (5 adet)

Nasıl Hazırlanır?

Plastik bir kapa tıbbi alkolü döktükten sonra üzerine zerdeçalı ekleyin ve karıştırın. Daha sonra aspirinleri toz olana kadar ezin ve tüm malzemeyi karıştırın. Hazırlanan bu karışım 24 saat bekletildikten sonra kullanılabilir. Temiz ayaklara bu karışım hafifçe sürülür. Ardından pamuk bir bezle kapatılır.. Üzerine çorap da giyebilirsiniz. Sabah kalktığınızda ılık su ile ayaklarınızı yıkayın. Her gece bunu tekrarlayın.

Bu arada bazı nemlendirici kremler kullanabilirsiniz. 10 gün boyunca bu tedaviye devam edin. Sonunda, varislerden nasır ve çatlak topuklarınızdan kurtulacak, aynı zamanda gözle görülür bir şekilde ayaklarınızın güzelleştiğini göreceksiniz.

Bu ağrıları yaşıyorsanız uyku pozisyonlarınıza dikkat edin!

Görünüşe göre, uyku pozisyonları sinüs enfeksiyonları, tansiyon ve diğer birçok hastalığın seyrini etkilemektedir. Bu nedenle, doğru pozisyonda uyuyorsanız, bazı sağlık sorunlarını da tedavi edebilirsiniz. Aşağıdaki 9 uyku pozisyonu çeşitli sağlık durumlarını tedavi etmenize yardımcı olacaktır.

Bu Ağrıları Yaşıyorsanız Uyku Pozisyonlarınıza Dikkat Edin!

Baş ağrısı

Uyku pozisyonunuz baş ağrısını iyileştirebilir veya kötüleştirebilir. Çoğu zaman, baş ağrısı uyku esnasında bükülmüş boynun bir sonucudur. Bu nedenle bu tür sorunları önlemek için başınızı yastıklarla çevrelediğinizden emin olun.

Sinüs sorunları

Sinüs enfeksiyonlarında, mukusların sinüslerde toplanmasını önlemek için yüksek bir yastıkta uyumanız gerekir.

Yüksek tansiyon

Tansiyonunuz yükselirse, bu uygulamanın kan basıncını önemli ölçüde düşürdüğü tespit edildiğinden yüzünüz aşağı bakacak şekilde uyumanız gerekir.

Sindirim sorunu

Kronik olarak sindirim sorunu yaşıyorsanız, yerçekimi yardımıyla sindirime yardımcı olmak için sol tarafınıza dönüp cenin pozisyonunda uyumalısınız.

Mide ekşimesi

Mide yanması sorunlarınız varsa sol tarafınıza dönüp uyumalısınız.

Sırt ağrısı

Sırt ağrısı söz konusu olduğunda sırt üstü yatın. Dizlerin altına bir yastık koyun ve sırt eğrisinin altına da rulo şekline getirdiğiniz bir havlu yerleştirin.

Omuz ağrısı

Cenin pozisyonunda ağrımayan omzunuzun üzerine yatın. Ayrıca göğsünüzün altına ve dizlerinizin arasına bir yastık almak sizi çok daha fazla rahatlatacaktır.

Adet dönemi sancıları

Uyku pozisyonunuz aynı zamanda adet (PMS) ile ilgili semptomları yatıştırmanıza yardımcı olacaktır. Sırt üstü pozisyonda dizlerinizin altına bir yastık yerleştirin. Bu sayede omurganızın kamburlaşmasını engelleyecek ve ağrınızı hafifleteceksiniz.

Boyun ağrısı

Boyun ağrısını hafifletmek için yastıkla boynunuzun arasına rulo şeklinde sardığınız bir havlu koymalısınız. Uyku esnasında havlunun düşmemesi için yastık kılıfının içine koymanız çok daha faydalı olur.

Daha ciddi sağlık sorunları yaşıyorsanız, daima doktorunuza danışmalısınız. Bununla birlikte, bu uyku pozisyonları, yukarıda listelediğimiz vakalarda gerçekten yardımcı olabilir ve uykunuzun kalitesini aynı anda artırabilir.

Bağışıklık sisteminizi sadece 15 saniyede güçlendirin!

Sık sık soğuk algınlığı yaşayan ve gribin üstesinden gelmesi gereken insanların ilk yapması gereken şey, bağışıklık sistemini güçlendirmektir. Aynı zamanda güncel bir sorun olan koronavirüse karşı da bağışıklı sistemini güçlendirmek büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle Saglikhaberleri.com takipçileri olarak sizlere Rus bilim adamlarının keşfettiği bir yöntemi sunacağız.

Bağışıklık Sistemi İçin Ayaklar Neden Önemli?

Ayaklarınız aslında vücudunuzun en çok yorulan ve strese maruz kalan kısmıdır. Ayaklarınızın tabanında vücudunuzun geri kalanına bağlanan çok sayıda sinir uçları bulunmaktadır.

Bu demek oluyor ki, ayaklarınızda yer alan bu sinirler aslında genel sağlığınıza uzanan bir kapı aralığıdır, ve bu konu ihmal edilmeye gelmez. Ayaklarınız bağışıklık sisteminize erişmenin de en kolay yoludur. Bildiğiniz gibi, vücudunuzu hem dış hem de iç tehditlerden korumak, bağışıklık sisteminizin sorumluluğundadır. Bu bağlamda ayaklarınızı buzlu suda bekletmek hastalıklara karşı mücadele etmede önemli ve  kolay bir yol olabilir.

Popüler bir Rus doktoru olan Sergei Bubnovkiy‘e göre, eğer işinizden döndükten sonra bacaklarınızı her gün 10-15 saniye buzlu suda bekletirseniz, bağışıklık sisteminiz son derece güçlenecektir. Dahası, bu gelecekte soğuk algınlığı geçirmenizi ve grip olmanızı da önleyecektir.

Bağışıklık Sisteminizi 15 Saniyede Güçlendirin!

İlk önce yapmanız gereken şey ayaklarınızın sığacağı bir kabı soğuk su ile doldurmak ve ayaklarınızın dayanacağı kadar içerisine bir miktar buz katmaktır. Ne kadar çok buz eklerseniz o kadar iyi olur. Ayaklarınızı kabın içine koymadan önce su çok soğuk olmalı. Ayaklarınızı 10-15 saniye suyun içerisinde bırakın ve en iyi sonuçları elde etmek için yatmadan önce her gece bu işlemi tekrarlayın.

Bu yöntem, zayıf bağışıklık sistemine sahip insanlar için harika bir formüldür. Bağışıklık sistemi çok zayıf olan kişilerin bu yöntemi her 4 saatte bir tekrarlaması öneriliyor.

Ünlü Rus doktoru Sergei Bubnovkiy’in ortaya koyduğu bu yöntem bilim camiasında da ilgi uyandırdı. Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Virginia Üniversitesi’nde yapılan son bir araştırmada, buzlu suyun bağışıklı sistemini güçlendirmede önemli bir hormon olan norepinefrin üretimini uyartığını gösterdi.

Bunun dışında, buz gibi soğuk uygulamasının daha fazla yararları da vardır.

İşte Ayaklara Uygulanan Buzlu Soğuk Suyunun Diğer Faydaları

1- Depresyonla mücadele eder

Soğuk reseptörlerin cildi etkilemesi nedeniyle, buz gibi soğuk su da ruh halini iyileştirecek ve depresyon semptomlarını azaltacaktır.

2- Cildi genç ve sağlıklı hale getirir

Soğuk su terapisi cilde enerji vererek gözenekleri ve kütikülleri sıkar, daha fazla pıhtılaşmayı önleyerek cilde sağlıklı bir yapı kazandırır.

3-Kasları rahatlatır

Eğer ağrılı kaslarınızı rahatlatmak istiyorsanız, onlara soğuk su uygulaması yapın. Ağrılarınızın mucizevi bir şekilde yok olduğunu göreceksiniz.

4- Saçları parlatır

Bu soğuk su foliküllerin kapanması ve saçın pürüzsüz hale gelmesi nedeniyle saçları parlaklaştıracaktır.

Bu tedavi yöntemini 10 gün boyunca 15 saniye uygulayanlar faydalarını şu şekilde anlattılar;

  • Ayağımdaki varislere iyi geldi, varislerimin hızlı bir şekilde iyileştiğini gördüm.
  • Migren ataklarımın yavaş yavaş azaldığını ve zamanla yok olmaya başladığını fark ettim.
  • Adet öncesi oluşan şişkinlik ve ağrı problemlerim tamamen azaldı.

Gördüğünüz gibi, buzlu soğuk su, bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok faydalıdır ve bunun yanında daha başka faydalar da sunmaktadır. Uygulama çok basit olduğu için herkes evde yapabilir. Bu nedenle, bu uygulamaya daha fazla zaman ayırarak mükemmel sonuçlar elde edin..

Vücudunuzun uzun ömür noktası”: Zu San Li

Babasının tavsiyesine uyarak Zu San Li her gün bu noktaya masaj yapmış ve onlarca imparatorun doğumuna ve ölümüne şahit olacak kadar yaşamış. Bu noktaya masaj yapmak, Uzak Doğu’nun binlerce yıldır uygulanan en eski tedavi metodlarından biridir. İnsan vücudunda bir yılın aylarını ve günlerini anımsatan 365 nokta ve 12 majör meridyen vardır.

Spesifik noktalara parmak baskısıyla uygulanan akupresur yöntemi belirli organlarla bağlantılı meridyenlerin ve kanalların öğretilerine dayanır. Çin tıbbında vücut bir enerji sistemi olarak görülür ve masaj organların fonksiyonel aktivitelerini ve enerji akışlarını etkileyebilir.

İnsanların da bilgisayar gibi ‘yeniden başlat’ tuşu varmış!

Zu San Li noktasını aktive etmek yenilenme ve iyileşme etkisi yaratabilir, yaşlanmayı önleyebilir. Çin’de bu nokta “uzun ömür noktası” olarak bilinirken, Japonya’da “yüz hastalığın noktası” olarak adlandırılır.

Zu San Li Noktasını Nasıl Bulacaksınız?

Vücudumuzda Zu San Li noktası diz kapağının biraz altındadır. Bu noktayı doğru tespit edebilmek için elinizi parmaklarınız aşağıya gelecek şekilde aynı dizinizin üstüne yerleştirin. Avuç içiniz dizinizi kaplasın.

Örneğin sağ eliniz sağ dizinizin üstünde olsun. Zu San Li küçük tırnağınız ile yüzük parmağınızın tırnağı arasındaki noktadır. Eğer bu şekilde doğru noktayı bulamıyorsanız yere oturup dizlerinizi kendinize çekin. Ayaklarınız hala yerde olsun. Dizinizin altında daha yüksek bir alan fark edeceksiniz, parmağınızı onun üzerine koyup hafifçe bastırın. İşte bu nokta Zu San Li noktasıdır.

Japonlar Neden Bu Bölgeye “Yüz Hastalığın Noktası” derler?

Zu San Li noktası bedenimizin alt yarısındaki organların çalışmasını kontrol eder. Adrenal bezleri, böbrekler, cinsel organlar, sindirim kanalının uygun bir şekilde çalışmasından sorumlu bölümlerin içinden geçen omuriliğin fonksiyonlarını yönetir. Zu San Li noktasına masaj yaparak insan sağlığının koruyucusu rolünü üstlenen en güçlü salgı bezleri olan adrenal bezlerinizin (böbrek üstü bezleri) aktivitesini artırmış olacaksınız.

Bu bezler kandaki hidrokortizon, adrenalin ve diğer önemli hormonları salgılarlar. “Uzun ömür noktası”na her gün düzenli masaj yaparsanız bedeninizdeki adrenal bezlerinin fonksiyonlarını şu şekilde normalize etmiş olursunuz:

Kan basıncının dengelenmesiİnsülin, glikoz seviyelerinin dengelenmesiVücuttaki inflamasyonun azaltılmasıBağışıklık sisteminin düzenlenmesi

Zu San Li noktasına masaj yapmanın diğer faydaları:

  • Sağlıklı sindirim sistemi
  • Bağırsak ve sindirim sorunlarının giderilmesi
  • Felç sonuçlarının tedavisi
  • Özgüven kazanılması
  • Stres ve tansiyonun üstesinden gelinmesi
  • İçsel denge

Bu noktaya masaj yapmanın cinsel güçsüzlüğe, hıçkırığa, kabızlığa, gastrite ve idrar kaçırmaya da iyi geldiği düşünülüyor. Hatta bağışıklık sistemini güçlendiren bu masajın daha fit ve sağlıklı bir bedene sahip olmayı da sağladığına inanılıyor.

Zu San Li noktasına ne zaman masaj yapmalısınız?

Bu masaj sabah saatlerinde, öğle yemeğinden önce yapıldığında daha etkilidir. Her diz için saat yönünde dairesel hareketlerle (parmağınızı yavaşça bastırarak ve bastırdığınız noktada bir süre kalarak) yaklaşık 10 dakika kadar yapılmalıdır. Başlamadan önce sakin nefesler alıp vererek ve hislerinize konsantre olarak kendinizi sakinleştirin. Masajı oturur pozisyonda yapın.

Mümkün olduğunca masaja konsantre olun ve şifa sürecinin başlamasına izin verin. Bu masajın uyarıcı bir etkisi vardır. Akşamları Zu San Li noktasına saat yönünün tersine masaj yapanların haftada 400-500 gr kilo verdikleri de söyleniyor.

Siz yine de uyarıcı etkisizliğinden dolayı uykunuzu kaçırmaması için yatağa gitmeden önce bu masajı yapmamaya dikkat edin. Yeni Ay zamanı masajın etkisinin arttığı da akupresur uzmanlarının iddialarından biri.

Yeni Ay’dan 8 gün önce her sabah yapmaya başlarsanız yaşlanma sürecini yavaşlatması, bağışıklık sistemini güçlendirmesi ve yukarıda saydığımız faydaları sağlaması söz konusu.

Öğle yemeğinden önce bu noktaya yapacağınız masaj hafızanızı, kardiyovasküler ve sindirim sisteminizi de güçlendirebilir.

Öğleden sonra ise stres, baş ağrısı, huzursuzluk, uykusuzluk için bu masajı yapabilirsiniz.

Not: Saat yönünü ayarlarken masaj yapan siz olduğunuz için kendi açınızdan olmasına dikkat ediniz.

Vücuttaki zehri atabilen tek besin o çıktı!

Bu besin tam bir şifa deposu! Kansere karşı faydalı olan öyle bir besin var ki, birçok hastalığa özellikle mide zehirlenmesine birebir. Çünkü söz konusu gıda insan vücudundaki zehri atabilen tek besin. Sadece vücuttaki zehri atmakla kalmıyor aynı zamanda protein zengini. İşte vücuttaki tüm zehri atan, faydaları saymakla bitmeyen, sofranızda muhakkak olması gereken o besin…

Tahinin Faydaları Neler?

Tahinin ham maddesi susamdır. Çeşitli işlemlerden geçirilip yağı çıkarılan susam, yoğun kıvamlı tahin haline gelir. Tahinin mucizelerinden faydalanmak için satın alırken doğal olmasına dikkat edin.

  • Tahin E, C ve B vitaminleri açısından zengindir.
  • Hücre yapısının bozulmasını engeller.
  • Yaraların iyileşmesini hızlandırır.
  • Kansere karşı koruyucudur.
  • Damar sertliğini ve tıkanmalarını engeller.
  • İdrar söktürücüdür. Cildi güzelleştirir.
  • Göz sağlığı için hayati önem taşır.
  • Vücuda alınan ağır metaller, zehirli bileşikler, radyasyon ve bazı ilaçların verdiği toksinlere karşı koruma sağlar.
  • Yaşlanmaya bağlı hafıza kayıplarının (Alzheimer) önlenmesinde olumlu etkisi olduğu kanıtlanmıştır.

Tahinde çok miktarda bulunan E vitamini ile tüm bu yararları da vücudumuza kazandırabiliriz. E vitamini çok güçlü bir antioksidandır. Vücuda enerji verir.  İki çorba kaşığı tahinde yaklaşık yarım kilo biftekteki kadar protein vardır. Kendine has özel bir kokusu olan tahin, suyla temas etmedikçe uzun zaman bozulmadan saklanabilir. Safra taşlarının düşürülmesinde, nefes darlığı ve bronşite faydalı olduğu bilinmektedir. Çocukların beyin ve zeka gelişiminde etkilidir. Kemik gelişiminde, yapısında bulunan bazı maddeler nedeniyle oldukça faydalıdır.

Tahin Neye İyi Gelir?

Kilo vermeye yardım eder:

Tahin, içerdiği kalsiyum sayesinde kilo vermeye yardım eder. Çünkü kalsiyum, vücutta yağ yakımını hızlandıran minerallerden biridir. Ayrıca, bu özelliğiyle kemik erimesini önler.

Kötü yağları yakıcıdır:

Basen, göbek veya kollarda biriken kötü yağları yakmak için tahin, doğal bir destektir. Bitkisel protein içeriğiyle kasları besler, yağ yakmayı hızlandırır. Sağlıklı zayıflamak için tahin, güvenilir bir kaynaktır.

Uzun süre tokluk verir:

Faydalı yağlar ve protein içeren tahin, daha çabuk doymayı sağlar. Ayrıca, uzun süre tokluk hissi verir ve daha az kalori alıp zayıflamaya yardım eder.

Demir eksikliğini giderir:

Demir eksikliğine bağlı kabızlık, kilo verememek, yorgunluk gibi sorunlar yaşayanlar için tahin mükemmel bir çözümdür.

Göz sağlığını güçlendirir:

A vitamini içeren tahin, göz sağlığını kuvvetlendirir. Özellikle görme bozukluğu veya göz hastalığı yaşayanlar için düzenli tahin tüketimi önerilmektedir.

Yorgunluğu giderir:

Tahin, içerdiği B ve E vitaminleri sayesinde yorgunluğu giderir, zihin açıklığı verir. Yoğun iş veya sınav döneminde her sabah bir tatlı kaşığı tahin yemenizi öneriririz.

Anne sütünü artırır:

Emziren annelerin zayıflamasına ve sütünü artırmaya yardımcı olur. Hazmı kolay olduğu için şişkinlik, gerginlik yapmaz.

Mide rahatsızlıklarını giderir:

Faydalı yağlar ve mineraller içeren tahin, mide rahatsızlıklarını gidermek için etkilidir. Özellikle midede yanma veya şişkinlik gibi sorunlar yaşıyorsanız yemeklerden 10 dakika önce bir çay kaşığı tahin yiyip üzerine bir bardak su için, rahatlığını göreceksiniz.

Spor yapanlar için gereklidir:

Yürüme, koşu, fitness, pilates gibi spor yapanların kas onarımı ve yağ yakımı için proteine ihtiyacı vardır. Tahin, bitkisel protein içeriği en yüksek besinlerden biridir. 1 yemek kaşığı tahinde, 250 gram biftekteki kadar protein vardır.

Bağışıklık sistemini güçlendirir:

Tek başına tadı hoş gelmese de, pekmezle karıştırmak suretiyle hem daha faydalı olur, hem lezzetli. Pekmezle karıştırılarak tüketildiğinde sadece enerji vermekle kalmaz, hem kan yapar, hem kış aylarında üşümeyi engeller. Soğuk havada vücut direncini artırmak için protein, vitamin, mineral ve antioksidanlar açısından zengin tahini bol tüketmekte fayda var.

Tahini sade olarak tüketirseniz mide rahatsızlıklarına son derece faydalıdır. Tahin kolesterol içermez. Ayrıca besinlerin midemizde uzun süre kalmasına yardımcı olarak acıkmayı geciktirir.

Hangi vitamin eksikliği hangi belirtileri verir?

Çoğu insan, ihtiyaç duyduğu vitaminleri sağlıklı ve çeşitli diyetlerden alabilir. Bununla birlikte, insanların vitamin eksikliği yaşamasının birkaç nedeni vardır. Hastalık, ilaç tedavisi veya aşırı yoğun bir yaşam tarzı, insanların vitamin eksikliği yaşamalarının yaygın nedenleridir. Sadece yaşlanmak da bir sebep olabilir. Yaşlandıkça, vücudumuzun vitamin ve mineralleri doğal olarak emme yeteneği azalır.

Tek bir yiyecek, hatta yiyecek grubu ihtiyacımız olan her şeyi sağlayamaz, bu nedenle aşırı yemek seçenler vitamin eksikliği ile karşı karşıya kalabilirler.

Hangi Vitamin Eksikliği Hangi Belirtileri Verir?
Hangi Vitamin Eksikliği Hangi Belirtileri Verir?

Hangi Vitamin Eksikliği Nasıl Anlaşılır?

Vücudunuz size, içinizde olup bitenler de dahil olmak üzere, sizin bile bilmediğiniz pek çok bilgi verir. Size anlatacağımız belirtiler sağlığınızı yeniden kazanmanız için tam olarak nelere dikkat etmeniz gerektiğini söyleyecek. İşte hangi vitamin eksikliği nasıl anlaşılır, belirtileri neler? sorunuzun yanıtı

Yağ Asitleri

Saçlarınızda kepek olduğunu fark ederseniz, bu durum beslenme alışkanlığınızın vücudunuzun bir tür yağ sağlayıcı olan sağlıklı yağ asitlerinden yoksun olduğu anlamına gelir. Bu vitamin eksikliği sorununu çözmek için haftada iki balık yemeği yemek yeterlidir. Aynı zamanda öğünlerinizde fındık, ceviz ve keten tohumu tüketebilirsiniz.

B Vitamini ve Folat

Folat içeriği yüksek gıdalar saçınızı güçlü ve sağlıklı tutar. B vitamini eksikliği nedeniyle vücuttaki folatın seviyesinin düşmesi saçları ince ve kırılgan hale getirecektir. Ancak bir bardak beyaz pirinç ve bir bardak çiğ ıspanak bile bu dengesizliği düzeltecek ve günlük almanız gereken değerin yüzde altmışını size sağlayacaktır.

Bakır

Gri saçın varlığı, saçınıza rengini veren melanin üretiminde önemli bir rol oynayan bakırın vücudunuzda açıkça eksik olduğunu gösterir. Vücudunuzdaki bakır seviyesini kontrol etmeyi ve öğünlerinize konserve deniz ürünleri, istiridye ve mantar eklemeyi unutmayın.

B12 Vitamini Eksikliği

Vücudunuzun daha fazla B12 vitaminine ihtiyacı varsa, ağzınızın kenarlarında ülseratif lezyonlar veya çatlaklar oluşabilir. B12 ihtiyacınızı karşılamak için yiyebileceğiniz bazı besinler bulunuyor. Beyaz et, kırmızı et ve yumurta bu yiyeceklerin başında geliyor. Eğer bir vejeteryansanız süt, tahıllar, kuru bakliyat gibi yiyecekleri tercih ederek b12 vitamin eksikliği sorununu çözebilirsiniz.

Çinko ve A Vitamini Eksikliği

Ellerdeki şişlikler çinko ve A vitamini eksikliğini gösterir. Bunun nedeni, her iki besinin de sağlıklı cildi korumak için hayati önem taşıması ve yara onarımında önemli bir rol oynamasıdır. Yeterli miktarda çinko almak için kümes hayvanları, nohut ve kabak çekirdeği tüketebilirsiniz. A vitamini ise tatlı patates ve kavunda bulunur.

Mide Asidi

Yetersiz mide asidine sahip olmak bir vitamin sorunu gibi değildir ancak bu durum besinlerdeki vitaminleri yok edebilir. İhtiyacınız olan vitamin ve mineralleri tamamen emebilir. Olası bir çözüm, mide asidinizi azaltacak bir mide ilacı alabilirsiniz. Bunun için kullanabileceğiniz doğal bir yol ise yemeklerde elma sirkesini suyla birlikte karıştırarak kullanabilirsiniz.

D Vitamini Eksikliği

İyi bir uykuya rağmen yorgunluğunuz olabilir. Bu durum vücudunuzda D vitamini eksikliği olduğu ve D vitamini takviyesi almanız gerektiği yönünde bir işarettir. Çalışmalar, insanların daha fazla D vitamini aldıktan sonra çok fazla enerjiye sahip olduklarını göstermiştir. D vitamini eksikliğini gidermek için diyetinizde süt ürünleri, badem veya soya sütü, deniz mahsulleri bulundurun. Güneşli günlerde yürüyüşe çıkmak da iyi bir seçenektir.

C Vitamini Eksikliği

Bir şeye çarptığınızda büyük bir çürük ortaya çıkarsa yeterli C vitaminine sahip olmadığınızı düşünebilirsiniz. C vitamini genellikle kan damarlarının oluşumunda rol oynayan kolajen yapımına yardımcı olur. Morarma kanamaya izin veren kılcal damarların zayıfladığının bir işareti olabilir. Dahası stres C vitamini ihtiyacınızı arttırabilir yani düşündüğünüzden daha fazlasına ihtiyacınız olabilir. Çilek, brokoli ve mango, portakaldan C vitamini içeren yiyeceklerdir.

Magnezyum ve Kalsiyum Eksikliği Eksikliği

Kramplar vücuttaki magnezyum veya kalsiyum eksikliğinden kaynaklanır. Bir elektrolit olarak magnezyum, kas kasılmasında kalsiyum ile birlikte önemli bir rol oynar. Kabak çekirdeği, muz ve avokado gibi besin kaynakları bu magnezyum probleminde size yardımcı olacaktır. Kalsiyum eksikliğini gidermek için süt içebilirsiniz.

Lif Eksikliği

Kabızlığın nedenlerinden biri öğünlerinizdeki lif eksikliğidir. Yetişkin erkekler günlük olarak önerilen 38 gram lifin yaklaşık yarısını tüketir. Kadınlar ise 25 gram tüketir. Dışkı hareketinde rol oynayan magnezyum açısından zengin yiyecekleri de daha fazla tüketebilirsiniz. Lif içeren yiyecekler arasında iyi seçeneklerden birkaçı mercimek, brokoli ve elmadır.

Hangi Vitamin Eksikliği Nasıl Belirti Verir?

Genital bölgede şişlik, egzama, yara ve uçuk neden olur?

Genital bölgede yaşanan sorunlar ve nedenleri çeşitlidir. Kadınlarda sık sık rastlanan bu durum görsel açıdan rahatsızlık verdiği gibi ağrı hissiyle de can sıkıcı olabilmektedir. Vajina bölgesi çeşitli travmalara dayanıklı olsa da çeşitli durumlara bağlı olarak hassaslaşmaktadır. Genital bölgede görülen şişmelerin nedeni travmadan enfeksiyona kadar uzanmaktadır. Genital bölge şişliklerinin nedeni için doktora giderek muayene olmalısınız.

Genital Bölgede Nohut Büyüklüğünde Şişlik Neden Olur?

Son dönemlerde çok sık karşılaşılan genital bölgede nohut büyüklüğünde şişlik neden olur belirlendikten sonra gerekli tedavi yöntemi uygulanarak sorun giderilmektedir. Ancak öncelikle bu sorunun temel nedeni araştırılmalıdır. Genital bölgede görülen bu şişlikler çeşitli nedenlere bağlı olarak oluşmaktadır. Tedavisi olan genital bölgedeki şişliklerin temel nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Tahriş
  • Alerji
  • Yanlış tercih edilen kumaşlar
  • Deterjanlar
  • Kremler
  • Duş jeli
  • Sabun
  • Kayganlaştırıcı
  • Tuvalet kağıdı
  • Kondom kullanımı
  • Yağ bezeleri
  • Rahim sarkması
  • Mantar nedeniyle oluşan kaşıntı
  • Vajina sarkması
  • İdrar torbası sarkması
  • Mantar enfeksiyonu
  • Cinsel yolla bulaşan hastalıklar
  • Herpes
  • Sert cinsel ilişki yaşamak
  • Hamilelik
  • Yabancı cisimler
  • Kistler
  • Rahim boyunda iltihaplanma

Genital bölgede görülen şişliklerin nedenini yukarıda sıraladık. Herkeste genital bölgedeki şişlik aynı nedene bağlı olarak görülmez. Nedenlerin farklılığına göre uygun tedavi yöntemleri belirlenmektedir. Peki, genital bölgede şişlik ne gibi belirtiler gösterir? İşte o belirtiler:

  • Vajinanın girişinde ceviz büyüklüğünde şişlik
  • Genital bölgede nohut büyüklüğünde şişlik
  • Vajinada nohut büyüklüğünde oluşan şişlik
  • Rahimde ele sertlik gelmesi

Yukarıda sıralanan belirtilerden bazılarını yaşıyorsanız zaman kaybetmeden doktora gitmelisiniz. Genital bölgede şişlik ilerleyen zamanlarda müdahale edilmediğinde daha da ilerleyerek ağrılı bir hale gelebilmektedir. Bu nedenle yukarıda sıralanan belirtileri yaşadığınız anda mutlaka bir doktora görünmeniz tavsiye edilmektedir.

Genital Bölgede Şişlik Nasıl Geçer?
Genital Bölgede Şişlik Nasıl Geçer?

Genital Bölgede Şişlik Nasıl Geçer?

Kadınlarda bulunan dış genital organlar, vücudun iç ortamı ve dünyayı birleştiren anatomik bir yapıya sahiptir. Bu nedenle yaşanacak basit bir enfeksiyon ciddi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle genital bölgede şişlik nasıl geçer öğrenilerek uygulanmalıdır. Bu sayede sorun daha fazla büyümeden müdahale edilmelidir. Dış genital bölgede görülen şişliklerin çeşitli nedenleri olabilmektedir.

Genital bölgede şişlik sorunu yaşayan kişilerin kozmetikçilerde satılan vajina temizleyicilerini asla kullanmamaları önerilmektedir. Kullanılan iç çamaşırlarının ise pamuklu, bol ve rahat olmasına dikkat edilmelidir. Vajina şişliklerini önlemek için kokulu tuvalet kağıtları yerine sade tuvalet kağıtları kullanılmalıdır. Bunların dışında genital bölge şişliği için uygulanabilecek yöntemler şunlardır:

Bol Su İçin: Günde 10-12 bardak su içilmesi önerilmektedir. Bu sayede vücuttaki iltihap daha kolay atılacak ve vajinadaki şişmenin inmesinde rol oynayacaktır.

Sarımsak Tüketin: Sarımsağın faydalarını artık bilmeyen yoktur. Antibakteriyel özelliğe sahip olan sarımsak genital bölgede şişlik için etkilidir. Günde iki üç diş sarımsağı çiğ olarak tüketin.

Papatya: Antibakteriyel ve antiseptik özelliğe sahip olan papatya, genital bölgedeki kızarıklık ve şişlik için tedavi amacıyla kullanılmaktadır. 1 tane sallama papatya çayını 1 barda kaynar suda demleyin ve çay poşetini buzluğa koyun. 5 dakika sonra çay poşetini alarak vajina içerisine yerleştirin. Günde iki defa bu işlemi uygulayabilirsiniz.

Genital Bölgeye Yoğurt Sürün: Zararlı bakterilerin ölmesini sağlayan yoğurt doğal bir antibiyotik olarak değerlendirilmektedir. Genital bölgeye yoğurt sürerek 1-2 saat kadar bekletin. Bu işlemi günde 2 kere uygulayabilirsiniz.

Beslenmeye Dikkat Edin: Antioksidan, lif ve B vitamini yönünden zengin besinler tüketmeye özen gösterin. Bu besinler vücutta bulunan toksinlerin atılmasını sağlamaktadır.

Genital Bölgede Yara Neden Olur?

Genital bölgede şişlikten sonra en sık karşılaşılan durum genital bölgede yara olmaktadır. Kadınlarda çok sık görülen genital bölgede yara neden olur ve nasıl tedavi edilir konusu önemlidir. Genital bölgede yaralar birçok nedene bağlı olarak oluşabilir. Önemli olan bu durumun erken fark edilmesi ve tedaviye erken başlanmasıdır. Genital bölgede bulunan yara ve şişlikler ağrı, kaşıntı ve tahrişe neden olmaktadır. Genital bölgede yara görülmesinin temel nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Genital uçuk
  • Cinsel yolla bulaşan bazı hastalıklar
  • Şankroid
  • Donovanozis
  • Frengi
  • Molluskum Kontagiosum
  • Genital Siğil

Yukarıda nedenleri sıralanan genital bölgede yara oluşumlarını önlemek için genital bölge temizliğine dikkat edilmelidir. Bu bölgenin enfeksiyon kapması durumunda yara oluşma riski çok yüksektir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için prezervatif kullanılmalıdır. Genital bölgede yara geçmediği zaman mutlaka bir doktora gitmeli ve gerekli ilaç tedavisini görmelisiniz.

Genital Bölgede Çıban Neden Olur?

Fronkül adı verilen genital bölgede çıban ilerdiği zaman patlama riski de olan ağrılı bir durumdur. Ağrılı apse de denilen bu durumda çıbanın etrafı kızarık olmaktadır. Bu çıbanlar deri altına yerleşerek 1-5 cm arasında büyümektedir. Kıl köklerinde iltihaplanma olarak başlayan genital bölge çıbanları apseleşmektedir. Ağrı, kızarıklık ve şişlik şeklinde kendini belli eden çıban patladığında akıntı görülmektedir.

Genital bölgede çıban elbise sürtmesiyle cildin tahriş olmasına bağlı olarak görülebilir. Bunu önlemek için daha rahat, bol ve pamuklu elbiseler tercih edilmelidir. Bu çıbanlar kıl kökü yaralanması ve yanlış epilasyona bağlı olarak da görülebilmektedir. Tedavisi ise hafif lokal antibiyotik ile yapılmaktadır. Genital bölgede çıban sorunuyla karşılaştığınız zaman mutlaka doktora gitmelisiniz.

Genital Bölgede Çatlak Neden Olur?

Genital fissür adı verilen genital bölgede çatlak birçok kadında görülen bir rahatsızlıktır. Ancak kadınlar bu durumdan utandıkları için doktora gitmeye çekinmektedirler. Genital bölge çatlağında mutlaka bir doktora gidilmelidir. Çatlağın büyümesini önleyecek gerekli tedaviyi doktorunuz uygulayacaktır.

Genital bölgede çatlak oluşumunun temel nedeni, vajina çok fazla ıslanmadan cinsel ilişkiye girmektir. Bunun dışında maya mantarı enfeksiyonları da genital çatlaklara neden olabilmektedir. Genital çatlaklarda hasta idrara çıktığında acı ve ağrı hisseder. Bazı çatlaklar kendi kendine geçmektedir. Ancak bazı çatlaklar ilerleyerek kişiye daha çok acı vermektedir. Bu durumda doktorun uygulayacağı ilaç tedavisine harfiyen uyulmalıdır.

Genital Bölgede Egzama Neden Olur?
Genital Bölgede Egzama Neden Olur?

Genital Bölgede Egzama Neden Olur?

Kronik bir sağlık sorunu olan genital bölgede egzama, genital bölgeden gelmiş olan iltihaplı akıntı nedeniyle görülmektedir. Genital egzama durumunda hastanın vajina çevresinde şişlik ve kızarma görülür. Bu şişlikler ilerleyen zamanlarda su toplayarak kabuklanmaktadır. Bu durum kişide zonklama, şiddetli kaşıntı ve yanma sorunlarına neden olmaktadır.

Genital Bölgede Egzamaya Ne İyi Gelir?

Kadınların korkulu rüyası olan genital bölgede egzamaya ne iyi gelir anlatacağız. Nedeni tam olarak bilinemeyen genital bölgedeki egzama tedavisi kesin olarak yapılamamaktadır. Kesin tedavisi olmayan genital bölge egzaması için egzamanın semptomlarını hafifleten tedaviler uygulanmaktadır.

Genital bölge egzaması antibiyotik ve ilaçlar ile tedavi edilmektedir. Bazı koruyucu ve nemlendirici kremler de bu soruna iyi gelmektedir. Ayrıca egzama söz konusu olduğu zaman artık kortizon kullanılabilmektedir. Kronik bir hastalık olan genital bölge egzaması için stresten uzak kalınmalıdır. Ayrıca genital bölge su ve sabunla yıkanmamalıdır. Beslenme konusunda da dikkat etmeleri söylenen hastalara baharatlı ve acı besinlerden uzak durmaları söylenmektedir.

Genital Bölgede Egzama Nasıl Geçer?

Kadınların temel sorunlarından biri olan genital bölgede egzama ciddi sıkıntılar yaşatmaktadır. Kronik bir hastalık olduğu için tekrarlama ihtimali çok yüksektir. Bu nedenle kişilerin çok dikkat etmesi gerekmektedir. Genital bölgede egzama tedavisi olan bir hastalık değildir. Kesin tedavisi olmayan hastalıklar grubunda değerlendirilen bu durum için çeşitli antibiyotik ve ilaçlar kullanılmaktadır. Ayrıca kortizon kullanımı da hastalığa sebep olan vajina akıntısını kesmektedir. Genital bölge egzaması için mutlaka bir doktora gidilmelidir.

Genital Bölgede Uçuk Nasıl Geçer?

Genital bölgede uçuk kendini kaşıntı ve ağrı ile belli etmektedir. Yaşanan kaşıntı ve ağrının azalması için soğuk kompres önerilmektedir. İnce bir havlu içerisine buz sararak direkt uçuğun üzerine koyabilirsiniz. 10 dakika beklettikten sonra buzu kaldırabilirsiniz. Eğer 10 dakika dayanamazsanız, 2-3 dakikada bir buzu kaldırabilirsiniz. Bu işlemi 3-4 saatte bir uygulamalısınız.

Genital uçuk tedavisinde sarımsakta etkilidir. Sarımsağı ortadan kesin ve uçuk bölgesine sürün. 15 dakika kadar sarımsağı beklettikten sonra uçuğu ılık su ile yıkayın. Sarımsak ilk olarak yanma hissi verebilir. Ancak sonradan rahatlatacaktır. Bir diğer tedavi ise eski zamanlardan beri uygulanan karbonat tedavisidir. Vücuttaki yaraları kurutma ve iyileştirme özelliği bulunan karbonatı bir pamuğa dökün ve uçuk üzerine sürün. 1 saat bu şekilde bekleyin ve sonra ılık su ile yıkayın. Bu işlemi günde 2 defa yapabilirsiniz.

Genital Bölgede Apse Nasıl Geçer?

Mikroplara yoğun şekilde maruz kalan vajina bölgesinde zorlama nedeni ile oluşan çatlak apseye dönüşmektedir. Genelde cinsel yaşamı aktif olan kadınlarda görülen genital bölgede apse çeşitli büyüklükte olabilmektedir. Tedavide antibiyotik içeren ilaçlar kullanılmaktadır. Ayrıca apsenin cerrahi yöntemle boşaltılması ve temizlenmesi sağlanmaktadır.

Genital Bölgede Aft Nasıl Geçer?

Aft hastalığı genelde dudak ve ağız içerisinde görülmektedir. Ancak genital bölgede de aft yaraları oluşabilmektedir. Dış genital bölgede çıkan ve 3 hafta sonrasında geçmeyen aftlar için mutlaka bir doktora gidilmelidir. Genital aftları hızlı bir şekilde iyileştiren bir ilaç yoktur. Bu nedenle bitkisel tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir. Genital bölgede aft için kantaraon yağı, adaçayı, papatya ve karbonat kullanılabilir.

Genital Bölgede Batık Nasıl Geçer?
Genital Bölgede Batık Nasıl Geçer?

Genital Bölgede Batık Nasıl Geçer?

Genital bölgede batık nasıl geçer özellikle batık sorunu yaşayan kişiler için çok önemlidir. Genital bölgedeki batıklar yanlış epilasyon ve jilet kullanımı sonrasında meydana gelmektedir. Kişiye rahatsızlık veren bu durumu önlemek için banyo sırasında mutlaka kese yapılmalıdır. Bu sayede cilt ölü derilerden temizlenerek batıklara iyi gelir. Çok fazla batık olan kişilere banyo sonrasında ponza taşı kullanmaları önerilmektedir. Bu sayede batıkların çıkması sağlanmaktadır.

Genital Bölgede Batık İzleri, Lekeleri Nasıl Geçer?

Her kadının en büyük sorunu olan istenmeyen tüyler için çeşitli epilasyon yöntemleri uygulanmaktadır. Bu yöntemler genital bölgede batık oluşumuna neden olmaktadır. Batıklar zamanla genital bölgede leke ve kararmaya neden olmaktadır. Batık izleri ve lekelerinden kurtulmak için genital bölgenin ölü derilerden temizlenmesi gerekmektedir. Bunun için her banyo sonrasında kese yapılmasına önem verilmektedir. İlerleyen batıklar için lazer epilasyon yöntemi tavsiye edilmektedir. Bu sayede batıklar yerinden çıkarılarak cilt renginin açılması sağlanmaktadır. Batık izleri için bazı kremler de kullanılabilir.

Genital Bölgede Batık Kremi Önerileri Neler?

Genital bölgede görülen batıklar can sıkıcı durumların başında gelmektedir. Bu batıklar için çeşitli yöntemler önerilmektedir. Bu yöntemlerden biri de batık kremleridir. Eczanelerden satın alabileceğiniz bu kremler batıklara iyi gelirken yeni batık oluşumunu da engellemektedir. Batıklar için kullanabileceğiniz kremler oldukça fazladır. Ancak her cilt tipinde farklı etkiler yaratabileceği için batık kremlerini doktorunuzun önerisi ile almanız daha doğru olacaktır.

Genital Bölgede Tüy Azaltma Yöntemleri Neler?

Genital bölgedeki tüylerin azaltılması için genelde lazer tedavisi önerilmektedir. Lazer tedavisi ile kıl kökleri tahrip edilerek bir daha çıkması engellenmektedir. Bu yöntem etkili bir tüy azaltma yöntemidir. Ancak işlemin yapılacağı merkezin doğru seçilmesi çok önemlidir. Tüyleri azaltmada etkili bir diğer yöntem ise ağdadır. Jilet kullanımı sonrasında bir kıl kökünden 2-3 kıl birden çıkmaktadır. Ancak ağda sonrasında kıl kökleri yumuşayarak zamanla azalmaktadır.

Genital Bölgede Kıl Kökü İltihabı Nasıl Geçer?

Hafif derecede seyreden genital bölgede kıl kökü iltihabı sıcak kompres ile birkaç gün içerisinde geçmektedir. İlerleyen ve çok sayıdaki kıl kökü iltihabı için ise doktor tarafından önerilen antibiyotiklerin düzenli olarak kullanılması gerekmektedir. Kıl kökü iltihabını önlemek için kilo verilmesi önerilmektedir. Çünkü aşırı kilo kıl kökü iltihabına neden olmaktadır.

Genital Bölgede İğne Batma Hissi Neden Olur?

Genital bölgedeki iğne batma ve uyuşukluk hissi genellikle omuriliğin altından çıkan periferik sinir köklerinden dallanan sinirlerin hasar görmesi, sıkışması veya iltihaplanmasının sonucudur. Bu sinir topluluğu, kauda ekina olarak bilinir. Kauda ekina ve sinir kökleri üreme sisteminin organları dahil alt vücudun başlıca organların hissi, hareket ve fonksiyon içerir alt gövdeye inervasyonunu sağlamada önemlidir.

Genital bölgede uyuşma ve iğne batmasına farklı sorunlar neden olabileceğinden, uygun tanı ve tedaviyi almak için sağlık uzmanınızdan randevu almanız önemlidir.

Genital Bölgede Çıkan Sivilce İçin Hangi Doktora Gidilir?

Genital bölgede görülen ve uzun süre geçmeyen sivilceler için Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanına ya da Cilt Hastalıkları Uzmanına gidilmelidir.

Paleo diyeti nedir? Örnek menü ve yapanların yorumları

Günümüzde sağlıklı kalabilmek için birçok diyet türü alternatifi var. Paleo diyet bunlardan biri. Paleo diyet öze dönüşü hedefliyor ve doğada bulunan ne varsa o besinlerin tüketilmesini içeriyor. Paleo diyete dair detaylı bilgi yazımızın geri kalanında.

Paleo Diyeti Nedir?

Paleo diyet nedir anlayabilmek için paleo diyetinin temel önermesi bilinmelidir. Paleo diyetleri basit bir önermeye dayanır, eğer mağarada yaşayan bir insan bir ürünü yiyecek olarak tüketmediyse siz de tüketmemelisiniz. Buradaki amaç, yüksek oranda işlenmiş karbonhidratlar ve süt ürünleri gibi modern çağdaki gıdaları ortadan kaldırarak, Tip 2 diyabet ve kalp hastalığı gibi son yüzyıllarda ortaya çıkmış hastalıkları önleyebilmektir veya kontrol edebilmektedir ve muhtemelen kilo verebilirsiniz.

Mağara Adamı Diyeti veya Taş Devri diyeti olarak da adlandırılan bu diyet, temel olarak kalorileri kesmeden kilo vermeyi vaat eden yüksek proteinli, yüksek lifli bir beslenme planıdır.

Paleo Diyeti İle Kilo Verilir Mi?
Paleo Diyeti İle Kilo Verilir Mi?

Paleo Diyeti İle Kilo Verilir Mi?

Paleo diyeti, yüksek protein, düşük karbonhidrat ve inanılmaz derecede doyurucu olduğu için kilo vermenize yardımcı olabilir. Ayrıca yüksek oranda işlenmiş gıdaları ve ilave şekeri ortadan kaldırır.

Paleo Diyetinde Neler Yenir?

Paleo diyetinde neler yenir sorusunun cevabı için başka bir sorunun yanıtı gereklidir. ‘Mağarada yaşayan bir insan bu yiyeceği yer miydi?’ Cevabınız evetse söz konusu besin kendisine paleo diyetin içinde yer buluyor demektir.

Paleo diyeti, avcı-toplayıcı döneminde yenen ve üretmek için herhangi bir teknoloji gerektirmeyen yiyecekleri içerir. Buradaki fikir, işlenmiş gıdaları, ilave tuzu ve şekeri ortadan kaldırırken; hastalıkları önlemeye, iltihabı azaltmaya, kilo vermeye ve meyve, sebzeler, proteinler ve sağlıklı yağlar gibi tüm gıdalardan gelen enerjiyi artırmaya yardımcı olmaktır.

Paleo diyette yenebilecekler arasında şunlar buluyor:

  • Sebzeler
  • Meyveler
  • Fındık ve kuru yemişler
  • Tohumlar
  • Yağsız et
  • Balıklar
  • Yumurtalar
  • Otlar
  • Baharatlar
  • Meyve ve kuru yemişlerden elde edilen yağlar

Paleo Diyeti Yasaklar Neler?

Paleo diyeti uygulamayı düşünüyorsanız ne yenmesi gerektiğini bilmeniz gerektiği kadar paleo diyeti yasaklar neler de bilmeniz gerekir. Bu diyette işlenmiş hiçbir yiyecek yenmez. Hatta tahıllar ve baklagiller de çiftçilik ile elde edildiğinden ve avcı toplayıcı dönemde tüketilmediğinden yenebilecek yiyeceklerin dışındadır. Süt ürünleri de bir işlem geçirerek son halini aldığı için paleo diyetinde yasaktır.

Paleo diyetinde kaçınmanız gereken bazı yiyecekler şunlardır:

  • Buğday, yulaf ve arpa dahil olmak üzere tahıllar
  • Fasulye, mercimek, bezelye ve yer fıstığı gibi baklagiller
  • Trans yağlar
  • Rafine şekerler
  • Yapay tatlandırıcılar
  • Az yağlı ürünler veya diyet ürünleri
  • Tuz
  • Nişastalı yiyecekler (Ekmek, simit, tahıl, makarna, pirinç, mısır, yulaf ezmesi, kraker, pizza, patlamış mısır, granola, müsli, un ve patates)
  • Alkol
  • Ketçap, barbekü gibi soslar
Paleo Diyeti Zararları Neler?
Paleo Diyeti Zararları Neler?

Paleo Diyeti Zararları Neler?

Sağlıklı bilinen birçok besinin paleo diyette kendine yer bulamadığı biliniyor, bu da akıllara paleo diyet zararları neler sorusunu getiriyor. Paleo diyetin bazı patonsiyel zararlı bulunuyor.

  • Tahılların paleo diyette yasak olması B vitamini, lif, demir, magnezyum alımını kısıtlıyor. Tahıllar aynı zamanda vücudumuzun kan şekerini kontrol etmesine, kolesterolü düşürmesine ve kronik hastalık riskleriyle savaşmasına yardımcı olur. Bu faydalardan mahrum kalmaya ve düşük karbonhidrat alımı ile bitkinlik ve halsizlik hissine paleo diyet yol açabilir.
  • Süt ürünleri kemik sağlığı için oldukça önemlidir. Kısıtlanmaları D vitamini ve kalsiyum eksikliğine neden olabilir.
  • Paleo diyet yüksek oranda kırmızı et tüketimi içerir. Kırmızı eti fazla tüketmek bağırsak kanseri ihtimalini arttırabilir.
  • Paleo diyet yiyecekleri iyi ve kötü olarak etiketler.Yiyecekleri “iyi” ve “kötü” olarak sınıflandırmak, bir diyetin “kuralları” bozulduğunda suçluluk, utanç ve düşük öz-değer duygularına yol açabilir.

Ayrıca avcı toplayıcı dönemindeki bir insan gibi beslenmek oldukça pahalıya mal olabilir. Satılan yasaklı etlerin çoğu evcilleştirilmiş kaynaklardan geliyor ve ürünlerimizin çoğu ekiliyor. Otla beslenmiş et, vahşi yakalanmış balıklar ve organik meyve ve sebzeler ortalama hane halkının bütçesini aşabilir.

Paleo Diyeti ile Kaç Kilo Verilir?

Paleo diyet ile yüksek kalorili birçok işlenmiş yiyecek listesinden çıkar. Böylece kalori açığı oluşur ve kilo vermeye yardımcı olur. Üç hafta süren paleo diyet ile 2.5 kilo verildiği ve bel çevresinden 1.5 cm azaldığı araştırma sonucunda bulunmuştur. Paleo diyet karın çevresi yağlarını azaltmada etkilidir.

Paleo Diyeti Tarifleri Neler?

Paleo diyeti tarifleri neler paleo diyet yapmaya karar verenler için merak konusu. Paleo diyete dahil olan besinleri kullanarak kendi tariflerinizi oluşturabilirsiniz. Örnek olması açısından paleo diyete uygun yemek tarifleri vereceğiz.

Dolmalık Biber Yumurta

  • Halka halka dilimlenmiş dolmalık biber
  • 6 yumurta
  • Tuz
  • Karabiber
  • Yeşil soğan
  • Maydanoz

Bir tavayı ocağa alın. Tavayı yağlayın ve dilimlenmiş dolmalık biberleri tavaya alın. Altta kalan yüzleri kızarınca dolamlık biber halkalarını çevirin. Her halkanın içine bir yumurta kırın. Tuz ve karabiberle tatlandırabilirsiniz. Yumurtalar 2-4 dakika piştikten sonra ocaktan alın. Üzerini yeşil soğan ve maydanoz ile süsleyebilirsiniz.

Tavuk Salatası

  • 3 parça tavuk göğsü
  • Yarım kuru soğan
  • Mayonez
  • 2 yemek kaşığı limon suyu
  • Karabiber
  • Dereotu
  • 2 kereviz sapı

Tavukları haşlayın, haşladıktan sonra lokma büyüklüğünde doğrayın. Kereviz, soğanı da doğradıktan sonra bir kapta hepsini birleştirin. Mayonez, limon suyu, tuz ve karabiberi bir kâsede harmanlanana kadar karıştırın. Sosu tavukların olduğu kaba döküp iyice karıştırın. Son olarak dereotu ile süsleyebilirsiniz.

Paleo Diyeti Kahvaltıda Neler Yenir?
Paleo Diyeti Kahvaltıda Neler Yenir?

Paleo Diyeti Kahvaltıda Neler Yenir?

Paleo diyette işlenmemiş besinler vardır, süt ürünleri ise tüketilmez. Bu, paleo kahvaltılarınızın tohumlar, kuruyemişler ve taze meyvelerle bir kahvaltı yapılacağı anmalına geliyor. Ayrıca et ve yumurta yiyebilirsiniz, böylece protein açısından da besleyici bir kahvaltı edebilirsiniz.

Paleo diyete uygun kahvaltılık domatesler hazırlayabilirsiniz. Bunun için malzemeler şöyledir:

  • 3 büyük domates
  • 1 yemek kaşığı zeytin yağı
  • Tuz
  • Karabiber
  • 3 yumurta
  • 1 yemek kaşığı ince doğranmış yeşil soğan

Domateslerin içini metal bir kaşık yardımıyla boşaltın. Üzerlerine zeytinyağı ve karabiber gezdirin. Fırında on dakika pişirin. Ardından her bir domatesin içine bir yumurta kırın. Tercihinize göre yumurtalar pişine kadar fırında bekletin. Piştikten sonra yeşil soğanları üzerine serpiştirin.

Paleo Diyeti Örnek Menüler

Paleo diyeti örnek menüler için üç günlük beslenme planı yazımın devamında mevcut. Verilen beslenme planlarını uygulayabilir ya da benzer beslenme planları kendiniz oluşturabilirsiniz.

1.gün

Kahvaltı : Hindistan cevizi yağında kızartılmış brokoli, badem ve haşlanmış yumurta

Öğle Yemeği : Ton balığı, haşlanmış yumurta, chia tohumu ve zeytinyağı ile karışık salata

Akşam yemeği : Fırında tavuk kanatları ve buharda pişmiş brokoli

2.gün

Kahvaltı: Pastırma, yumurta ve zeytinyağında kızartılmış domates

Öğle Yemeği: Zerdeçallı karışık sebze ve tavuk çorbası

Akşam Yemeği: Ispanak ve baharatlı kırmızı lahana ile ızgara kuzu pirzolası

3.gün

Kahvaltı: Taze soğan, domates ve mantarlı omlet

Öğle Yemeği: Haşlanmış tavuk, püre avokado, chia tohumu ve zeytinyağı ile karışık salata

Akşam Yemeği: Karışık sebzeli dana eti yahnisi

Paleo Diyeti Yapanların Yorumları

Prof. Dr. Zafer Kurugöl: Bebeklere yanlışlıkla Covid aşısı yapıldı!

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Kurugöl, NTV canlı yayınında skandal açıklamalarda bulundu. Kurugöl, yanlışlıkla 6 aylık veya 1 aylık bebeklere kızamık veya Hepatit B gibi aşılar yerine Covid-19 aşısı yapıldığını söyledi.

Kurugöl, bebeklere yapılan aşılarda hiçbir yan etki olmadığını, hatta antikor sağladığını ifade etti. Bu konudaki sonuçların ise yakında ünlü bir tıp dergisinde yayınlanacağını da ekledi.

“Sonuçlar Ünlü Bir Tıp Dergisinde Yayınlanacak”

Konuyla ilgili açıklamalarında Kurugöl şunları söyledi:

“Zaman zaman yanlışlıkla bazı durumlar oluyor. Mesela sağlık ocaklarında yanlışlıkla Hepatit B ve kızamık gibi başka bir aşıyla karıştırabiliyorlar. Küçük çocuklara Kovid aşısı yapıldığı oluyor. Biz böyle vakalarla da karşılaştık. Sizi temin ederim hiçbir yan etki olmadı bu kişilerde ve son derece de iyi antikor oldu. 6 aylık veya 1 aylık bebekte bile çok iyi şeyler oldu. Bunları yayınlayacağız zaten. Ünlü bir tıp dergisinde yayınlanacak. Küçük bebeklerde yüksek doz verseniz bile yan etkisi açısından bir sıkıntı olmuyor.”

İşte o video:

Zafer Kurugöl’ün 20 Ocak 2021’de sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda “Johnson&Johnson‘un aşısı var. Tek doz aşının faz 2 sonucu çok iyi, faz 3 çalışması devam ediyor. Çocuk çalışması da ülkemizde, tarafımızdan yakında başlayacak” dediği görüldü.

prof dr zafer kurugol bebeklere yanlislikla covid asisi yapildi sha Prof. Dr. Zafer Kurugöl: Bebeklere yanlışlıkla Covid aşısı yapıldı!

Karın ağrısı nedenleri neler, nasıl geçer, ne iyi gelir?

Karın ağrısı küçük büyük, genç yaşlı herkesin zaman zaman yaşadığı bir sağlık problemidir. Bu nedenle nedenleri, nasıl geçebileceği geniş bir kesimce merak ediliyor. Karın ağrısına dair merak ettiklerinizi sizler için bir araya getirdik.

Karın Ağrısının Sebepleri Neler?

Karın ağrısı sebepleri neler diye araştırıldığında birçok hastalık karşımıza çıkmakta. Karın pelvik bölge ile göğüs arasında kalan bölgedir ve bu bölgede meydana gelen ağrılara karın ağrısı denir.  Bu bölgede bulunan organlarda meydana gelen hastalıklar karın ağrısı oluşturabilir. Örneğin enfeksiyon, anormal büyümeler, iltihaplanma, tıkanıklık ve bağırsak bozuklukları. Karın ağrısına neden olabilecek diğer durumlar şunlardır:

  • Kabızlık
  • İshal
  • Mide gribi
  • Reflü
  • Kusma
  • Stres
  • İltihaplı bağırsak hastalığı
  • Safra kesesi taşı
  • Böbrek taşı veya enfeksiyonu
Karın Ağrısı Korona Belirtisi mi?
Karın Ağrısı Korona Belirtisi mi?

Karın Ağrısı Korona Belirtisi mi?

Karın ağrısı korona belirtisi mi, evet nadir de olsa korona vakalarında karın ağrısı bir belirti olarak ortaya çıkmıştır. Korona virüs belirtisi olarak ortaya çıkan karın ağrısı karnın geneline yayılır, eğer hissettiğiniz karın ağrısı belirli bir yerde yoğunlaşmışsa yüksek ihtimalle covid-19 ile ilgili olmayacaktır.

Karın ağrısı bir belirti olarak ortaya çıktığında genellikle buna baş ağrısı, yorgunluk gibi diğer korona virüs belirtileri de eşlik eder. Enfekte olduktan sonraki ilk günlerde karın ağrısı genellikle ortaya çıkar.

İshal Karın Ağrısı Yapar Mı?

İshal karın ağrısı yapar mı, evet ishale karın ağrısı ve kramplar eşlik eder. Enfeksiyonlar, vücudun besinlere verdiği tepkiler, hazımsızlık, ilaçlar ishale neden olabilir. Giderek kötüleşen ve kanlı olan ishal, daha ciddi bir sorunun işareti olabilir. Bu durumda hekiminize danışmakta fayda var.

Basur (Hemoroid) Karın Ağrısı Yapar Mı?

Hemoroid karın ağrısı yapar mı merak ediliyor. Hemoroid karın ağrısına sebep olmayan bir sağlık sorunudur. Basurda görülen belirtiler; kanama, kaşıntı, ağrı, şişlik vb. belirtilerdir.

Hamilelik Karın Ağrısı Yapar Mı?

Hamile kadınlar vücutlarındaki değişimlerin olağan olup olmadığını merak ediyor, hamilelik karın ağrısı yapar mı da bunlardan biri. Hamilelikte karın ağrıları ve karna giren kramplara oldukça sık rastlanır.

Bazı durumlarda ciddi durumların habercisi olabilir. Ağrı hafifse, beden duruşunu değiştirdiğinde geçiyorsa, sıcak ortamlarda hafifliyorsa muhtemelen endişe edecek bir durum yoktur. Kanama ve lekelenme, bel ağrısı, şiddetli ağrı ve düzenli kramp varsa hızlı bir şekilde doktorunuza danışmanız tavsiye ediliyor.

Kabızlık Karın Ağrısı Yapar Mı?

Kabızlık karın ağrısı yapar mı diye araştırılıyor. Kabızlık karında gaz oluşumuna neden olur ve bu gaz karın ağrısına neden olabilir. Kabız olan bireyler bunun yanında şişkinlik, iştah kaybı ve tokluk hissedebilir. Genellikle kabızlığa eşlik eden karın ağrısı endişelenecek bir durum değildir.

CRP Yüksekliği Karın Ağrısı Yapar Mı?

CRP yüksekliği karın ağrısı yapar mı sorusunu yanıtlamak için CRP yüksekliği belirtilerini incelemek gerekli. Bu belirtiler arasında mide bulantısı ve kusma, hazımsızlık, ishal ve bağırsak sorunları yer alır. Belirtilerden hareketle CRP yükseldiğinde karın bölgesinde ağrı meydana gelebileceği söylenebilir.

Vajinal Enfeksiyon Karın Ağrısı Yapar Mı?

Vajinal enfeksiyonlar maya enfeksiyonları, klamidya gibi enfeksiyonlar olabilir. Bu enfeksiyonlar mide krampları, alt karın ve pelvik ağrılara neden olabilir. Yani vajinal enfeksiyon karın ağrısı yapar mı sorusunun cevabı evettir.

Stres Karın Ağrısı Yapar Mı?

Stres ortaya çıktığında vücut birçok hastalık için daha savunmasız bir hale gelir, bağışıklık seviyesi azalabilir. Stres meydana geldiğinde sempatik sinir sistemi, kan dolaşımına stres hormonu olan kortizolün bir artışını sağlayarak “savaş ya da kaç” tepkisine neden olur. Stres yönetilmediğinde yüksek kortizol seviyeleri, sindirim sistemini aşındırabilir ve zarar verebilir. Bu durum karın ağrısına sebebiyet verebilir.

Bağırsak stresi denilen sağlık problemi ile karşılaşabilirsiniz. Bağırsak stresinin belirtileri şöyledir:

  • Yemek yedikten sonra mide bulantısı
  • İshal veya kabızlık
  • Kramp veya şişkinlik
  • Göğüste ağrılı yanma hissi
  • Reflü
  • Endişeli düşünceler
  • Huzursuzluk
  • Uyuyamama veya çok fazla uyuyamama

Karın Ağrısı, Mide Bulantısı Neyin Belirtisidir?

Karın Ağrısı, Mide Bulantısı Neyin Belirtisidir?

Eş zamanlı olarak görülen karın ağrısı, mide bulantısı neyin belirtisidir sorusunu da beraberinde getiriyor. Mide bulantısı kusmaya neden olabilmektedir, kusmak karın kaslarının şiddetli bir şekilde kasılma sonucunda meydana geldiği için karın kasları kusma sonucunda ağrıyabilir.

Karın ağrısına neden olan sebepler aynı zamanda mide bulantısına da neden olabilir. Bu sebepler gıda zehirlenmesi, enfeksiyonlar, aşırı yeme, apandisit, bağırsak tıkanıklığı gibi kaynaklanabilir.

Karın Ağrısı Ne Zaman Tehlikelidir?

Karın ağrısı oldukça yaygındır ve çoğu zaman bir tedavi gerektirmeden geçer. Karın ağrısını hangi noktalarda ciddiye alıp bir sağlık uzmanıyla irtibata geçilmesi gerektiğini anlayabilmek için karın ağrısı ne zaman tehlikelidir bilinmelidir. Aşağıda listelenen durumlardan birini yaşıyorsanız karın ağrınız tehlikeli boyutlara ulaşmış olabilir, lütfen bir hekime ulaşın:

  • 1 hafta veya daha uzun süren karın rahatsızlığı
  • 24-48 saat içinde düzelmeyen veya daha şiddetli hale gelen bulantı ve kusma ile ortaya çıkan karın ağrısı
  • 2 günden fazla süren şişkinlik
  • İdrar yaparken yanma hissi veya sık idrara çıkma
  • 5 günden fazla ishal
  • Ateş, yetişkinler için 37,7°C’nin üzerinde veya çocuklar için 38°C üzerinde ateş
  • Uzun süreli iştahsızlık
  • Uzun süreli vajinal kanama
  • Açıklanamayan kilo kaybı
  • Göğüs, boyun veya omuz ağrısı
  • Ani, keskin karın ağrısı
  • Mide bulantısı ile omuz arasında ağrı
  • Karında sertlik
  • Nefes almakta zorluk çekmek

Karın Ağrısı Kaç Gün Sürer?

Karın ağrısı kaç gün sürer cevabı karın ağrısı nedenine göre değişir. Virüs ve bakteri gibi nedenlerle meydana gelen karın ağrısı birkaç gün içinde genellikle düzelir. Birkaç günden uzun süren karın ağrısı ise enfeksiyon, iltihaplı bağırsak hastalığı gibi daha ciddi nedenlerden kaynaklanıyor olabilir. Birkaç gün içinde karın ağrınız geçmezse bir hekime danışmanız önerilir.

karin agrisi nedenleri neler nasil gecer ne iyi gelir sha 3 Karın ağrısı nedenleri neler, nasıl geçer, ne iyi gelir?
Karın Ağrısı En Hızlı Nasıl Geçer?

Karın Ağrısı En Hızlı Nasıl Geçer?

Karın ağrısı en hızlı nasıl geçer diye araştırıldığında bunun için karşımıza birçok yöntem çıkar. Bu yöntemler şunlardır:

  • Hareket etmeye devam etmek karnınızı rahatsız edebilir, bu nedenle hareketi minimuma indirin.
  • Yemeyi ve içmeyi bir süreliğine erteleyin. Mutlaka yemek yemeniz gerekiyorsa asitsiz, ekşi olmayan yiyecekleri tercih edin.
  • Tuvalete gidin. Bağırsak problemlerinden kaynaklı karnınız ağrıyorsa bu iyi gelecektir.
  • Sıcak bir duş alın. Sıcaklık organlarınızı rahatlatabilir ve bu sayede karın ağrınız geçebilir.
  • Uzanmaktan bir müddet kaçının. Karın ağrısının nedeni mide hareketleri olabilir, yattığınız takdirde yemek borusu tersi yönde çalışabilir.
  • Karnınıza sıcak kompres yapın. Sıcak su torbasını doldurup karnınıza tutabilirsiniz.

Karın Ağrısına Ne İyi Gelir?

Karın ağrısına ne iyi gelir evde bulunan ürünlerle karın ağrısının geçmesi mümkün.

  • Yoğurt tüketin. Yoğurdun içinde bulunan probiyotikler karındaki ağrıyı rahatlatacak özelliklere sahiptir.
  • Kabartma tozunu su ile karıştırıp içebilirsiniz. Bir su bardağına bir çay kaşığı kabartma tozu ilave edip karıştırın.
  • Birçok bitkisel yöntem karın ağrısını geçirebilir. Zencefil, rezene gibi bitkileri direkt tüketebilirsiniz ya da çayını demleyerek içebilirsiniz. Tarçın çayı ve nane çayı karındaki ağrının yatışmasına yardımcı olacaktır.
  • Bir bardak su, birer yemek kaşığı bal ve elma sirkesi ile karıştırın. Mideden kaynaklı karın ağrılarını geçirmek için etkilidir.
  • Maden suyu için. Karın bölgesinde sıkışan gazların çıkmasına yardım olacak ve sizi rahatlatacaktır.

Karın Ağrısı ve İshale Ne İyi Gelir?

Karın ağrısı ve ishale ne iyi gelir diye sorulduğunda pirinç suyu verilebilecek cevaplardan biridir.  Pirinç suyu ishal için en etkili ilaçlardan biridir. 1 su bardağı pirinç ve 2 su bardağı suyu yaklaşık 10 dakika veya su bulanık hale gelene kadar kaynatın. Pirinci süzün ve suyu tüketim için saklayın. Pirinç suyu ishalde su kaybını önler ve ishalin süresini de azaltabilir.

Bazen ishal, bağırsaktaki bakteri dengesizliğinden kaynaklanır. Probiyotikler, daha yüksek düzeyde iyi bakteri içerir, bu nedenle probiyotik tüketmek dengeyi yeniden sağlamaya yardımcı olur. Dengenin oluşması bağırsakların normal fonksiyonunu yeniden yapmasını sağlar ve ishalin süresini kısaltabilir.

Bakteri ve parazitler nedeniyle oluşan ishalin geçmesi için antibiyotik kullanımı gerekebilir. Muz, pirinç, elma püresi gibi yiyecekler tüketilerek de ishal hızlıca giderilebilir. Yumuşak besinler oldukları için midenizi tahriş etme veya ishalin daha kötü seyretmesine neden olma olasılıkları daha düşüktür.

Karın Ağrısına Hangi Çay İyi Gelir?

Karın ağrısına hangi çay iyi gelir sorusunu evde karın ağrısını geçirmek isteyenlerin aklına geliyor. Karın ağrısına iyi gelecek ve kolayca hazırlayabileceğiniz çaylar şunlardır:

  • Yeşil çay
  • Zencefil çayı
  • Nane çayı
  • Rezene çayı
  • Meyan kökü çayı
  • Papatya çayı
  • Limon çayı

Karın Ağrısına Hangi İlaç İyi Gelir?

Karın ağrısına hangi ilaç iyi gelir bunu bilmek için öncelikle karın ağrısının nedeni bilmek gerekir. Bu nedene göre kullanılacak ilaç değişkenlik gösterecektir. Öncelikle bir hekim ile görüştükten sonra ilaç kullanmaya başlamanız tavsiye edilir. Reçetesiz kullanabileceğiz ilaçlar ise şunlardır:

  • Gaz ağrısı için Mylanta
  • Reflü hastalığından kaynaklanan mide ekşimesi için Zantac
  • Kabızlık için Dulcosoft
  • İshalden kaynaklanan kramplar için Bizmopen

Karın Ağrısı için Hangi Bölüme, Doktora Gidilir?

Karın ağrısı için hangi doktora gidilir diye araştırılıyor. Öncelikle gidilmesi gereken bölüm iç hastalıkları yani dahiliye bölümüdür. Hekiminiz gerekli gördüğü takdirde farklı uzmanlık alanlarına size yönlendirecektir. Örneğin mide ile ilgili sorunlar söz konusuysa gastroentroloji bölümüne sevk edecektir.

Jelgo jel merhem boyun ağrısına iyi gelir mi?

Etkisi birçok kişi tarafından tasdik edilen Jelgo jel krem son dönemlerde adından sıkça söz ettirmeye başlamıştır. Kas ve eklem ağrılarının geçici olarak hafiflemesini sağlayan Jelgo jel krem oldukça etkilidir. Kullanımı doktor tavsiyesine göre yapılması gereken bu kremi doktor önermedikçe kullanmayınız.

Jelgo Jel Nedir?

Jelgo jel nedir sorusunu son zamanlarda çok duymaya başladık. Bu nedenle bu yazımızda Jelgo jel kreme yer verdik. Jelgo jel kremin 100 gramında 1 g essin ile 5 g dietilamin salisalit bulunmaktadır. 50 gramlık kutularda satışa sunulan Jelgo jel krem temelde iltihap giderici, şişlik azaltıcı ve ağrı kesici olarak kullanılmaktadır.

Jelgo jel krem, vücutta oluşan açık yaralara asla sürülmemelidir. Ayrıca tahriş olan cilde de bu kremin kullanılması önerilmemektedir. Işın tedavisi olan hastaların, ışın tedavisi oldukları bölgelerde Jelgo jeli kullanmaması belirtilmektedir. Jelgo jel krem kan şekerini düşüren ilaçlar kullanan kişilere de önerilmez. Bu nedenle kremi kullanmadan önce herhangi bir olumsuzluk riskini azaltmak için doktora danışmanız faydalı olacaktır.

Jelgo Jel İlaç Ne İşe Yarar?

Jelgo Jel İlaç Ne İşe Yarar?

Jelgo Jel’in ne olduğunu aktardıktan sonra daha çok merak edilen Jelgo Jel ilaç ne işe yarar anlatacağız. Cilt üzerinde kullanılan başarılı kremlerden biri olan Jelgo Jel’i kullanırken çok dikkat edilmelidir. Jelgo Jel hem reçeteli hem de reçetesiz olarak satın alınabilmektedir. Doktor tarafından reçete edildiği zaman ise devlet tarafından ödenmektedir.

Jelgo jel krem, temelde travma sonucuyla görülen ağrı, burkulma, çürüme gibi sorunlar üzerinde etkilidir. Bununla beraber cilt yüzeyinde herhangi bir nedene bağlı olarak meydana gelen morarmalara iyi gelerek morarmaları geçirir. Jelgo jel krem kas ve eklem ağrılarının azaltılması için de kullanılmaktadır. Kullanım amacı kişinin yaşadığı duruma göre değişmektedir.

Jelgo Jel Krem Faydaları Neler?

Jelgo jel krem faydaları neler detaylı olarak araştırdık. Temelde bir ağrı kesici, iltihap giderici ya da şişlik azaltıcı olan Jelgo Jel kremin sağladığı diğer faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Travma nedeniyle oluşan ezik, çürük, burkulma üzerinde etkilidir.
  • Kan toplanmasına iyi gelir.
  • Omurga kemiğindeki ağrıları giderir.
  • Sırt ve bel ağrısına iyi gelir.
  • Varisleşmiş damarda etkilidir.
  • Şişlik gidericidir.
  • Ağrı kesici ve iltihap gidericidir.
  • Romatizmal ağrıları hafifletir.
  • Cilt yüzeyindeki şişliğe iyi gelir.
  • Ciltteki morarmayı geçirir.
  • Spor ve kaza yaralanmalarında etkilidir.
  • Omuz ve boyun ağrısına iyi gelir.

Jelgo Jel Kullanma Talimatı Nasıldır?

Yaşanan ağrıların bir an önce azaltılması için Jelgo jel kullanma talimatı nasıldır? iyi bilinmelidir. Jelgo jel krem doktor talimatı ile kullanılmalıdır. Kişinin rahatsızlığına ve durumun gidişatına göre kullanım önerisi değişebilmektedir. Herhangi bir şekilde kullanım önerilmediği zaman Jelgo jel krem günde bir ya da birkaç kez ağrıyan bölgeye ince bir tabaka halinde sürülebilir. Yaşanan şikâyet bitene kadar bu krem kullanılabilir.

Jelgo Jel Nereye Sürülür?

Metil salisalit içeren Jelgo jel krem nereye sürülür sorusu akılları kurcalamaktadır. Jelgo jel krem cilt için kullanılmaktadır. Ciltte meydana gelen burkulma, ağrı, çürüme, zedelenme, morarma ve şişme gibi durumlarda ağrıyan bölgeye sürülebilir. Ancak jelgo jel kesinlikle açık yaralara sürülmemelidir.

Jelgo Jel Kas Gevşetici Mi?

Kas ve eklemlerde görülen ağrıları, sırt ağrılarını, incinme ve burkulma ağrılarını gideren Jelgo jel krem kas gevşetici bir krem değildir. Genelde doktor tavsiyesi olmadan uygun olmayan dozlarda kullanılan Jelgo jeli mutlaka bir doktora danışarak kullanmalısınız.

Jelgo Jel Merhem Boyun Ağrısına İyi Gelir Mi?
Jelgo Jel Merhem Boyun Ağrısına İyi Gelir Mi?

Jelgo Jel Merhem Boyun Ağrısına İyi Gelir Mi?

Kas yorgunluğu, kas gerginliği, kaslarda sertleşme ve omuz tutulması gibi sorunlarda etkili olan Jelgo jel merhem boyun ağrısına da iyi gelmektedir. Ancak herhangi bir doktor önerisi almadıkça kullanmamanız tavsiye edilmektedir.

Jelgo Jel Bebeklerde Kullanımı Nasıldır?

Jelgo jel kremin içerisinde bulunan etken maddelere karşı alerjileri olup olmadığını bilmeden Jelgo jel bebeklerde kullanımı nasıldır öğrenmek önem taşımamaktadır. Jelgo jelin içeriğinde bulunan etken maddelerden bazıları önemli miktarda cilt tarafından emilerek zehirlenmelere yol açabilir. Bu nedenle 18 yaşından küçük çocuklarda ve bebeklerde doktor reçete ettiği zaman doktorun önerdiği şekilde kullanılmalıdır.

Jelgo Jel Emzirme Döneminde Kullanılır Mı?

Jelgo jel kremin emziren annelerde kullanılması önerilmemektedir. Yaşanan duruma göre kullanımının artısı-eksisi doktor tarafından değerlendirilerek karar verilmelidir.

Jelgo Jel Hamilelikte Kullanılır Mı?

Jelgo jel kremin hamileler üzerinde nasıl etki yarattığına dair kapsamlı çalışmalar mevcut değildir. Bu nedenle hamilelik döneminde kullanılması önerilmemektedir.

Jelgo Jel Yan Etkileri Neler?

Her kremin olduğu gibi Jelgo jel kremin de yan etkileri olma olasılığı vardır. Özellikle ilacın etken maddesine karşı alerjisi olan kişilerin Jelgo jeli kullanmamaları önerilir. Bunun dışında Jelgo jelin diğer olası yan etkileri şunlardır:

  • Kızarıklık
  • Kaşıntı
  • Döküntü
  • Dudak ve boğazda şişlik
  • Solunum zorluğu
  • Şiddetli baş dönmesi

Yukarıda sıralanan yan etkilerin görülme riski düşüktür. Ancak bu yan etkilerden herhangi biri görüldüğü zaman hemen kremin kullanımı durdurulmalı ve doktora bilgi verilmelidir. Doktor duruma göre ilacın kullanımını tamamen kesebilir ya da kullanım sıklığını azaltabilir.

Jelgo Jel 2021 Fiyatı Nedir?

Jelgo Jel kremin 2021 yılı güncel fiyatı 23.17 TL’dir. Jelgo jeli reçeteli ya da reçetesiz olarak satın alabilirsiniz.

Jelgo Jel Muadili, Eşdeğeri Nedir?

Her ilacın bir muadili vardır. Doktor tarafından reçete edilen ilaç bulunamadığı zaman yerine eşdeğeri önerilmektedir. Jelgo jel kremin de muadili kremler vardır. Eczanelerde Jelgo jel kremi bulamadığınız zaman alabileceğiniz diğer kremler şunlardır:

  • Algesal 40 gr pomad
  • Algesal suractive 40 gr pomad
  • Ben-gay 50 gr pomad
  • Kamfolin 50 gr pomad
  • Capsigel 30 gr pomad
  • Rumasin 40 gr pomad

Jelgo Jel Kullananların Yorumları Neler?

Jelgo jel kullanma konusunda kararsız kalanlar için Jelgo jel kullananların yorumları neler iyi bir yol göstericidir. Jelgo jel kullanıcılarının yorumları genel anlamda olumludur. Jelgo jelin yaşanan durumun semptomlarını hafiflettiği belirtilmektedir. Kremin yan etkilerini yaşayan kişi sayısı da yok denecek kadar azdır. Ancak siz yine de Jelgo jeli kullanmaya başlamadan önce doktorunuza danışınız.

Jetex krem geciktirici mi, etkisi ne kadar sürer?

Son günlerde popüler olan ve çoğu kişi tarafından araştırılan Jetex krem mutlaka doktor kontrolünde kullanılması önerilmektedir. Bölgesel uyuşma sağlayan Jetex krem bir anlamda lokal anestezik bir ilaçtır. Sadece eczanelerden alınabilen bu kre tıbbi işlemler öncesinde de cilde uygulanmaktadır.

Jetex Krem Nedir?

Genel olarak lokal anestezi amacı ile kullanılmakta olan Jetex krem nedir sorusu birçok kişi açısından önem taşımaktadır. Lazer epilasyon, iğneli epilasyon, dövme, ufak cerrahi epilasyonlar gibi çeşitli işlemlerde uyuşma sağlanması için kullanılır. % 5 oranında likodin sağlayarak vücuda derinlemesine işler ve etkisini hemen gösterir. Güçlü bir ağrı kesici etkisi olan Jetex kremin etken maddesi Prilokain ve Lidokaindir.

Jetex Krem Ne İşe Yarar?

Lokal anestezik kategorisine ait bir krem olan Jetex krem ne işe yarar konusuna değineceğiz. Jetex krem kullanıldığı anda cildin yüzeyini hızlı bir şekilde uyuşturur. Küçük cerrahi işlemlerden önce kullanılarak hastanın acıyı hissetmesi engellenir. Jetex kremin genel anlamda faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Ağda ve epilasyonlarda ağrıyı azaltır.
  • Bölgesel uyuşma sağlar.
  • Bacak ülserinde ağrıyı azaltır.
  • Enjeksiyon öncesi kullanılarak ağrı önlenir.

Jetex Krem Nasıl Kullanılır?

Jetex krem nasıl kullanılır sorusunun cevabı, kremin kullanılacağı alana ve amaca göre değişiklik göstermektedir. Doktor ya da hemşire bu konuda hastalara yardımcı olmaktadır. Bunun dışında kremi kendiniz kullanacağınız zaman da doktora danışmalısınız. Aşı ya da iğne, lazer epilasyon ya da iğneli epilasyon gibi durumlardan önce ince bir tabaka halinde sürülmelidir. Böylece ilgili bölgede 5 saate kadar uyuşma sağlanır. Daha büyük işlemler için kremin miktarı artırılabilir. Bunun için doktora danışmalısınız.

Jetex kremi aşağıdaki alanlarda kullanmayınız:

  • Bacak ülserleri hariç kesikler, sıyrıklar veya yaralar,
  • Deri döküntüsü veya egzama bulunan bölgelerde,
  • Göz içine ve çevresine,
  • Burun, kulak veya ağız içine,
  • Anüse,
  • Çocukların cinsel organlarına.
Jetex Krem Geciktirici Midir?
Jetex Krem Geciktirici Midir?

Jetex Krem Geciktirici Midir?

krem geciktirici amacı ile üretilen bir krem değildir. Ancak kremin uyuşturucu etkisinden yararlanarak geciktirici olarak kullanan kişiler vardır. Bu kişiler herhangi bir sorun yaşamadıklarını belirtmektedirler. Ancak yine de doktora danışmadan geciktirici olarak kullanılmamalıdır.

Jetex Krem Etkisi Ne Kadar Sürer?

Jetex kremin uyuşturucu etkisinin süresi kişiden kişiye değişmektedir. Ancak ortalama olarak 1-5 saat arasında uyuşma sağlamaktadır.

Jetex Krem Cinsel İlişkide Kullanılır Mı?

Özellikle ağrılı cinsel ilişki yaşayanlar Jetex cinsel ilişkide kullanılır mı merak ederler. Özel olarak cinsel ilişkideki ağrılar için üretilmeyen Jetex cinsel ilişki esnasındaki ağrıları azaltmaktadır. Bu nedenle birçok kişi tarafından kullanılmaktadır.

Jetex Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Jetex kremin vajinaya sürülmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Ancak vajina bölgesinde kremin kontrollü olarak kullanılması önerilir.

Jetex Krem Basura-Hemoroide Sürülür Mü?
Jetex Krem Basura-Hemoroide Sürülür Mü?

Jetex Krem Basura-Hemoroide Sürülür Mü?

Jetex krem basur yani hemoroid ağrısını hafifletmek için kullanılabilir. Her ihtimale karşı doktorunuza danışmayı ihmal etmeyiniz.

Jetex Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Jetex krem anne sütüne az miktarda geçmektedir. Bu nedenle bebeğe geçme ihtimali de vardır. Ancak bu bebek için herhangi bir risk oluşturacak düzeyde değildir. Doktorunuza danışarak emzirme döneminde Jetex kremi kullanabilirsiniz.

Jetex Krem Fiyatı Nedir?

Özel durumların kurtarıcısı olarak görülen Jetex krem fiyatı ne kadar birçok kişinin merak ettiği bir sorudur. Jetex krem fiyatı 95 TL’dir.

Jetex Krem Kullananların Yorumları Neler?

Jetex krem kullananlar, kremden dolayı herhangi bir yan etki ya da olumsuz durum yaşamadıklarını belirtmişlerdir. Kremin işe yaradığı genel yorumlardan anlaşılmaktadır. Kullanma amacınıza göre önce doktorunuza danışın ve önerilen şekilde kremi kullanın.

Jetex Krem Yan Etkileri Neler?

Çocuklarda öksürük ne iyi gelir, ne keser, nasıl giderilir?

Ebeveynler çocukların sağlığı konusunda oldukça hassas. Bu nedenle herhangi bir sağlık probleminde nedenlerini ve nasıl giderileceğini merak ediyorlar. Yazımızda çocuklarda öksürük nedenleri neler, öksürüğe ne iyi gelir ve öksürüğün doğal tedavi yöntemlerini neler sorularının yanıtını bulacaksınız.

Çocuklarda Sabah Öksürük Neden Olur?

Çocuklarda sabah öksürük neden olur diye sorulduğunda çok sayıda neden karşımıza çıkıyor. Bu nedenler genel olarak ciddi sağlık problemlerinin işareti değildir ancak süresi ve şiddetine göre bir hekime danışmanız tavsiye ediliyor.

Nezle:

Nezle nedeniyle geceleri boğazda balgam birikir. Sabah çocuk uyandığında bu durum sabah öksürüklerini arttırabilir. Nezle belirtileri ise şunlardır:

  • Boğaz ağrısı
  • Vücut ağrısı
  • Halsizlik
  • Baş ağrısı
  • Hapşırma
  • Burun akıntısı

Solunum Yolu Enfeksiyonları:

Nezle gibi gece boyunca balgam oluşumunu arttırabilir ve sabah çocuklarda öksürüklerini tetikleyebilir. Ateş, halsizlik, burun tıkanıklığı bazı belirtileridir.

Alerji:

Alerjiler polenlere, evcil hayvanlara, toza karşı gelişebilir. Özellikle toz alerjisine çocuğunuz sahipse sabah ve gece öksürükleri şiddetlenebilir çünkü toz akarları yataklarda yaşamaya meyillidir. Alerjiler genel olarak burun akıntısı, kuru öksürük, baş ağrısı, nefes darlığı belirtileriyle kendini gösterir.

Bronşit:

Bronşite sahip olan bireyler gece boyu boğazda biriken balgam sebebiyle sabah öksürüklerinin şiddetlendiğini belirtiyor. Çocuğunuz sabahları şiddetli öksürüyorsa bronşite yakalanmış olabilir. Bronşitin diğer belirtileri ise göğüs rahatsızlığı, hafif ateş ve soğuk algınlığının genel belirtileridir.

Astım:

Astım akciğerlere giden hava yollarının şişerek nefes almayı zorlaştırmasıdır. Sabah öksürüklerini tetikler ve göğüste sıkışmaya, hırıltıya, halsizliğe neden olur.

Çocuklarda Gece Öksürük Neden Olur?

Çocuklarda Gece Öksürük Neden Olur?

Çocuklarda gece öksürük neden olur diye merak ediyorsanız bu nedenlerin birçoğu sabah öksürük nedenleri ile benzerdir. Çoğu öksürük geceleri daha şiddetli bir hal alır. Çocuğunuz soğuk aldıysa burundaki mukus boğaza akabilir ve bu öksürüğe neden olabilir. Gece solunum yolları daha hassas olmaya meyilli olduğu için astım da gece öksürüklerini ortaya çıkarıyor olabilir.

Çocuklarda Gıcık Öksürük Neden Olur?

Çocuklarda gıcık öksürük neden olur diye sorulduğunda gıcık öksürük ile bahsedilen kronik öksürüktür. Kronik öksürük birçok farklı nedenden ortaya çıkabilen bir belirtidir. Solunum yolu enfeksiyonu, soğuk algınlığı ve grip en yaygın nedenidir. Enfeksiyonlar çocuğunuzun akciğerlerinde mukus birikimine sebep olur ve bu mukustan kurtulmak için çocuğunuz öksürür. Enfeksiyonların yanı sıra sigara dumanı, polen gibi farklı nedenler de kronik öksürüğe neden olabilir.

Çocuklarda Öksürük Nasıl Giderilir?

Çocuklarda öksürük nasıl giderilir merak ediliyor. Bunun için birden çok yol tavsiye edilmektedir.

  • Çocuğunuzu bol sıvı içmeye teşvik edin. Bu sıvıların ılık olması önemlidir. Et suyu veya limonlu sıcak su gibi ılık sıvılar mukusu gevşetmeye ve boğaz ağrısını yatıştırmaya yardımcı olabilir.
  • Kuru hava, çocuğun öksürüğünü daha da kötüleştirebilir. Çocuğunuzun bulunduğu odada havanın nemli olmasını sağlayın.
  • Çocuğunuzun ılık bir banyo veya duştan çıkan su buharını solumasına izin verin. Nemli havayı solumak mukusun gevşemesine yardımcı olabilir.
  • Ağrıyan boğazını daha iyi hissettirmek için çocuğunuza dondurma gibi soğuk yiyecekler verin.
  • Tuzlu su ve emme: Burun spreyi veya tuzlu su burundaki mukusun gevşemesine yardımcı olabilir. Çocuğunuzun burnunu sık sık sümkürmesini sağlayın.
  • Bir çay kaşığı bal öksürükle mücadeleye yardımcı olabilir, ancak yalnızca 1 yaşından büyük çocuklara verilmelidir.
  • İyileşmeyi desteklemek için çocuğunuzu bol bol dinlenmesini ve uyumasını sağlayın. Geceleri öksürük şiddetlenmiş gibi görünse de yukarıdaki ipuçları çocuğunuzun rahatlamasına yardımcı olabilir.

Bir çocuğun soğuk algınlığından kurtulmasının birkaç hafta sürebileceğini unutmayın. Bununla birlikte, çocuğunuzun öksürüğü hala devam ediyorsa, yüksek ateş veya nefes almada zorluk gibi semptomlar eşlik ediyorsa veya bunun daha ciddi bir hastalığın belirtisi olabileceğinden endişeleniyorsanız çocuğunuzu bir hekime götürün.

Çocuklarda Öksürük Ne Keser?
Çocuklarda Öksürük Ne Keser?

Çocuklarda Öksürük Ne Keser?

Öncelikle çocuğunuzun başını yüksekte tutun. Uyurken hafif dik bir pozisyonda uyuyabilmesi için yastıklarla sırtını destekleyin. Bu daha kolay nefes almasını sağlayacaktır. Daha sonra burnunun temiz olduğundan ve tıkalı olmadığından emin olun.

Çocuğunuz iki yaşından büyükse göğsüne Vicks ile masaj yapabilirsiniz. Diğer bir alternatif ise çocuğunuzun gargara yapmasını sağlamak. Ilık su ile tuzu karıştırarak gargara yaptırabilirsiniz. Açık havada yürüyüşün de öksürüğü yatıştırdığı biliniyor.

Çocuklarda Öksürük Ne İyi Gelir Evde?

Anne babalar evde çocuklarda öksürük ne iyi gelir merak ediyor. Bunun için birçok tarif bulunuyor. Bu tarifler yazımızın devamında.

Karabiber Pekmez: İki tatlı kaşığı ile bir tutam karabiberi karıştırın. Günde bir tatlı kaşığı çocuğunuza yedirebilirsiniz. Düzenli kullanımda hızlıca etki gösterecektir.

Ayva: Ayva çekirdekleri öksürük için etkili bir ilaç. Ayva çekirdekleri su veya süt ile kaynatılarak içilebilir. Bunun yanında ayva çayı da tüketilebilir. Çeyrek ayvayı dilimleyip iki bardak su ile kaynatılır. Bir tatlı kaşığı bal ilave edip çocuğunuza içirebilirsiniz.

Ballı Süt: Ilık içecekler öksürük için tavsiye ediliyor. Balın da öksürük tedavisinde etkilidir. Bu iki etkili besini birleştirerek çocuğunuza içirirseniz büyük ölçüde öksürüğü azalacaktır.

Ihlamur: Ihlamur ağrı kesici ve iltihap giderici bileşenleri içinde barındırır ve boğazı yumuşatır. Çocuğunuza günde iki üç bardak ıhlamur içirirseniz iyi gelecektir. Ancak ıhlamur çayının şeker içermemesine dikkat edin çünkü ıhlamurun iyileştirici etkisini azaltacaktır.

Zerdeçal: İnatçı öksürükler için iyi bir çözüm yolu zerdeçal tüketmektir. Bir tatlı kaşığı zerdeçal ile bir tatlı kaşığı bal karıştırılarak bir macun elde edilir. Bu macunu yemek çocuğunuzun boğazını rahatlatacak ve aynı zamanda öksürüğü kesecektir.

Pekmez-Tereyağı: Bir fincan pekmez, iki çay kaşığı eritilmiş tereyağı ve bir limonun suyu karıştırılarak içilebilir. Bu karışım grip belirtilerini, boğaz ağrılarını hafifletecektir.

Çocuklarda Öksürük Doğal Ne İyi Gelir?
Çocuklarda Öksürük Doğal Ne İyi Gelir?

Çocuklarda Öksürük Doğal Ne İyi Gelir?

Evde olan ya da kolayca bulabileceğiniz malzemelerle çocuğunuzun öksürüğünü azaltabilir ve kesebilirsiniz.

Çocuklarda Öksürük Bal ve Limon: İki çay kaşığı bal, ılık su ve limonu bir bardakta karıştırarak hazırlayın. Yalnızca bir yaşından küçük çocuğunuza bu çayı içirmemeye özen gösterin.

Çocuklarda Öksürük Pekmez: Üç yemek kaşığı pekmez, yarım limonun suyu, bir bardak su gerekli malzemeler. Malzemeleri bir kâsede karıştırın. Sabah ve akşam çocuğunuza içirebilirsiniz.

Çocuklarda Öksürük Zencefil: Bir adet kara turpun içini oyun. Buraya bal koyun ve bir gece bekletin. Çocuğunuza bu balı vermeden önce birer çay kaşığı zencefil ve zerdeçalla karıştırın. Öksürük için oldukça etkili bir yöntemdir.

Çocuklarda Öksürük için Ceviz Perdesi: Ceviz perdesi cevizin sert kabuğunun altında cevizi saran ince dokudur. Ceviz perdesi çayı öksürük tedavisinde etkilidir. Bir tutam ceviz perdesini kaynamış suya atın. Yaklaşık iki üç dakika suyun rengi değişene kadar bekleyin. Bu çayı çocuğunuza günde bir kere içirebilirsiniz.

Çocuklarda Öksürük için Şurup Tavsiyesi

Çocuğunuzda geçmeyen, inatçı bir öksürük varsa bir ilaç kullanmaya başlamadan önce mutlaka bir çocuk hastalıkları hekimine danışın. Böylece öksürüğün nedeni tespit edilerek daha doğru bir tedavi uygulanabilecektir.

Çocuklar için kullanılabilecek öksürük şuruplarından bazıları da şunlardır:

  • Actifed Şurup
  • Mukotik Öksürük Şurubu
  • Pedifen Şurup
  • Amoklavin Şurup
  • Zadifen Şurup

Çocuklarda Bitmeyen İnatçı Öksürük Anında Nasıl Kesilir?

Saç tebeşiri nasıl kullanılır, uygulanır? Hemen çıkar mı?

Saçları çok kısa bir zaman dilimi içerisinde istenildiği renge dönüştüren saç tebeşiri kullanımı çok kolaydır. Kırtasiyelerde satılmakta olan pastel ve kuru boyaya çok benzeyen saç tebeşiri bir anlamda boyadır. İnternet üzerinden satın alabileceğiniz saç tebeşiri tekli olarak satıldığı gibi 12’li ve 24’lü olarak da satılmaktadır. Özellikle kalıcı renk bırakmaması özelliği ile ilgi çeken saç tebeşiri hakkında merak ettiklerinizi özenle hazırladık.

Saç Tebeşiri Nedir, Ne İşe Yarar?

Saçların kısa sürede rengârenk olmasını sağlayan saç tebeşiri nedir, ne işe yarar konusunu sizlere detaylı olarak aktaracağız. Genelde genç kadınlar tarafından tercih edilen saç tebeşiri, saçların belli bir kısmının istenildiği renge boyanmasını sağlar. Ayrıca bu boyalar kişi istediği zaman kolayca çıkabilmektedir. Bu nedenle saç tebeşirinin kullanıcısı oldukça fazladır. Saç tebeşiri bir anlamda saç spreyi gibidir.

Saç tebeşirinin saç boyalarından en önemli farkı, istenildiği zaman sprey boyalarda olduğu gibi saçlardan tamamen temizlenebilmesidir. Aynı saç renginden sıkılan ve hayatına saçları ile bir renk katmak isteyen kişiler için saç tebeşiri çok ideal bir tercih olacaktır. Kendine stil kazandırmak isteyen kişiler saç tebeşiri ile saçlarını diledikleri renge boyayabilirler. Saç tebeşirleri suya dayanıksızdır. Bu nedenle bir kere yıkamada saçlardan temizlenmektedir.

Saçlara herhangi bir zararı olmayan geçici boya saç tebeşiri, birçok farklı marka tarafından üretilmektedir. Renk renk ve göz alıcı renkli paletleri ile satışa sunulan saç tebeşiri ilk anda dikkatleri üzerinize çekmenize yardımcı olur. Saçları ile bir yenilik yapmak isteyen kişiler, saç tebeşiri sayesinde kuaföre gitmeden bu isteklerini yerine getirebilirler. Fiyatı çok yüksek olmayan saç tebeşirini online satış sitelerinden alarak saçlarınıza renk katmaya başlayabilirsiniz.

Saç Tebeşiri Nasıl Kullanılır?
Saç Tebeşiri Nasıl Kullanılır?

Saç Tebeşiri Nasıl Kullanılır?

Birçok kullanıcıya sahip saç tebeşiri nasıl kullanılır konusunda bilgi sahibi olmayan çok fazla kişi vardır. Saç tebeşiri kullanırken dikkat edilmelidir. Bunun dışında saç tebeşirinin kullanımı çok zor değildir. Uygulamaya başlamadan önce saçlarınızda görmek istediğiniz renkteki saç tebeşirini temin etmelisiniz. Daha sonra saçlarınızı yıkayarak kurulamalısınız. Çünkü saç tebeşiri temiz saçlarda çok daha güzel ve havalı durmaktadır.

Saçlarınızı boyarken etrafa sıçramaması için işlemi banyoda yapmanız ve üzerinize bir havlu örtmeniz önerilmektedir. Saç tebeşirini suyun içerisinde ıslatın ve saçlarınızın boyamak istediğiniz kadarını tutamlar şeklinde ayırın. Bu aşamada toka da kullanabilirsiniz. Islatmış olduğunuz saç tebeşirini saçlarınıza aşağıdan yukarıya şeklinde sürün. Boyama işlemi bittikten sonra saçlarınızı kurutma makinesi ile kurutabilirsiniz. Ayrıca saçlarınızın kendi kendine kurumasını da bekleyebilirsiniz. Saçlarınız kuruduktan sonra saç düzleştiricisi ile saçlarınızı düzleştirdiğiniz zaman renk daha parlak ve doğal duracaktır.

Saç Tebeşiri Koyu Saça Nasıl Uygulanır?

Saç tebeşiri kıvırcık, düz, kısa, uzun tüm saç tiplerinde kullanılabilen bir tür boyadır. Saç tebeşirinin koyu saç renklerine uygun renk tonları da vardır. Saç tebeşiri koyu renk saçlara uygulanırken saçların ıslatılması gerekmektedir. Açık renkli saçlarda rengin kalıcılığını önlemek için saçların ıslatılmaması ve kuru haldeyken saç tebeşirinin sürülmesi gerekir. Ancak koyu renkli saçlarda saç tutamları ıslatıldıktan sonra saç tebeşiri sürülmelidir.

Saç Tebeşiri Hemen Çıkar Mı?

Birçok kişi saç tebeşiri hemen çıkar mı diye tereddüt etmektedir. Radikal değişiklikler ile saçlarını çok renkli bir hale dönüştüren kişiler, bu renkten sıkıldıklarında rengin saçlarından çıkmasını isterler. Saç tebeşirinin suya dayanıklılığı hiç yok denecek kadar azdır. Bu nedenle saçlarınızı yıkadığınız anda saç tebeşiri çıkar. Ayrıca yağmurlu havalarda yağmur saçlarınıza geldiği zaman da saç tebeşiri akmaktadır. Bu durumu göz önüne alarak kullanmalısınız.

Saç Tebeşiri Kaç Gün Saçta Kalır?

Saç tebeşiri pratikliği sebebi ile birçok kişi tarafından tercih edilmektedir. Saçlarını saç tebeşiri ile boyayan kişiler, saçlarında bu boyayı en fazla 1–2 gün tutabilirler. Saç tebeşirinin kalıcılığı çok azdır. Bu nedenle uzun süreli saçta durmaz.

Saç Tebeşiri Nasıl Yapılır Evde?
Saç Tebeşiri Nasıl Yapılır Evde?

Saç Tebeşiri Nasıl Yapılır Evde?

Saçlarına ufak dokunuşlarla kısa sürede renk katmak isteyen ancak bunun için saç tebeşiri satın almak istemeyen kişiler, saç tebeşiri nasıl yapılır evde araştırmaktadır. Hem erkeklerin hem de kadınların kullanımına uygun olan saç tebeşiri evde kolay bir şekilde yapılabilir. Evde saç tebeşiri yapabilmek için gerekli olan malzemeler şunlardır:

  • Yağsız pastel boya veya tebeşir
  • Su
  • Saç düzleştiricisi
  • Havlu
  • Plastik eldiven

Bir miktar su ısıtılır ve kaynamadan ocaktan alınır. Saçların boyanacak olan kısımları ayrılır. Saçlar sıcak su ile ıslatılır ve yağsız pastel boya ile yavaşça boyanır. Yağlı olması nedeni ile boyanması zor olacaktır. Bu nedenle saçlarınızı çok ince tutamlara ayırarak boyamalısınız. Evde saç tebeşiri yaparken suyun soğuk olmamasına ve boyanın kaliteli olmasına dikkat edilmelidir.

Saç Tebeşiri Yıkanınca Çıkar Mı?

Saç tebeşirinin bu kadar çok tercih edilmesinin en önemli nedeni, kısa sürede saçların istenildiği renge boyanabilmesi ve istenildiği anda boyanın yıkanabilmesidir. Yani saç tebeşiri yıkanınca saçlardan anında çıkmaktadır. Bu konuda herhangi bir tereddüdünüz olmasın.

Saç Tebeşiri Ne Kadar Dayanır?

Saç tebeşirinin dayanıklılık süresi çok kısadır. Bu nedenle birkaç gün içerisinde saç tebeşirinin rengi akmaktadır. Yıkanıldığı anda çıkan saç tebeşiri yağmurdan da etkilenerek çıkmaktadır.

Saç Tebeşiri Nasıl Çıkar?

Saç tebeşirinin kullanımı kadar saçlardan çıkarılması da kolaydır. Saç tebeşirini temizlemek için herhangi bir boya temizleyici kimyasala, limona ya da karbonata ihtiyacınız yoktur. Saçlarınızı şampuanınızla yıkadığınız zaman saç tebeşiri saçlarınızdan çıkacaktır.

Saç Tebeşiri Ne Kadar Sürede Çıkar?

Saç tebeşiri şampuanla yıkandığı anda saçlardan çıkmaktadır. Dayanıklılık süresi ise en fazla 1 – 2 gündür. 1 – 2 gün sonunda saç tebeşiri çıkmaktadır.

Saç Tebeşiri Siyah Saça Olur Mu?
Saç Tebeşiri Siyah Saça Olur Mu?

Saç Tebeşiri Siyah Saça Olur Mu?

Saç tebeşiri tüm saç renklerine ve modellerine olmaktadır. Yalnızca siyah saçlara saç tebeşiri uygularken saçın ıslatılması gerekmektedir. Ayrıca koyu renk tonuna uygun saç tebeşiri tercih edilmelidir.

Saç Tebeşiri Saça Zarar Verir Mi?

Saç tebeşirinin saçlara herhangi bir zararı yoktur. Ancak yine de dikkat edilmeli ve sürekli kullanılmamalıdır.

Saç Tebeşiri Saç Döker Mi?

Saç tebeşirinin saçları döktüğüne dair herhangi bir araştırma ya da bulgu yoktur.

Saç Tebeşiri Fiyatları Neler?

Birçok kişi tarafından heyecanla kullanılmak istenen saç tebeşiri fiyatları neler merak edilmektedir. Saç tebeşiri çeşitli markalar tarafından üretilen ve online satış sitelerinde satışa sunulan bir üründür. Her markanın farklı sitelerde fiyatları değişiklik gösterebilmektedir. Ancak ortalama olarak 24’lü saç tebeşirinin fiyatı 80 TL’dir.

Saç Tebeşiri Kullanıcı Yorumları Neler?

Saç tebeşiri kullanıcısı oldukça fazladır. Kullanmaya çekinen kişi sayısı da az değildir. Saç tebeşirini kullananların yorumları bu nedenle çok önemlidir. Saç tebeşirini kullanan kişiler, saç tebeşirin pratikliğinden ve kolaylığından duydukları memnuniyeti belirtmişlerdir. Ayrıca kullanım sonrasında saç tebeşirinin saçlardan kolay bir şekilde temizlendiğini de belirterek saç tebeşiri kullanmayı düşünenlere bu ürünü önermektedirler.

Saç Tebeşiri İle Saç Boyama

Boğaz iltihabı için ne iyi gelir? Saraçoğlu ve Maranki kürü

Zaman zaman herkesin boğazında ağrı, şişlik hissettiği ve yutkunmada zorluk yaşadığı olmuştur. Çoğu zaman sıcak içeceklerle ağrısını dindirmeye çalışırız veya kendiliğinden geçer. Meydana gelen ve bazen çok üzerine düşmediğimiz bu ağrı ve şişlik boğaz iltihabından kaynaklanıyor olabilir. Boğaz iltihabının nedenlerini ve tedavi yöntemlerini gelin yakından inceleyelim.

Boğaz İltihabı Nedir?

Boğaz iltihabı genellikle bakterilerden ve virüslerden kaynaklanır. Bu virüsler boğazın iltihaplanmasına yol açar ve boğazda kızarıklık, ağrı ve şişmeye neden olur. Boğaz çevresinde ısınma hissi oluşur. Belirtileri hafif olabileceği gibi oldukça şiddetli bir şekilde de yaşanabilir. Belirtilerin şiddetine göre öksürük, ateş ve vücut ağrıları boğaz iltihaplanmasına eşlik edebilir.

Boğaz iltihabı genellikle kendi kendin e geçer, kendi kendine geçmediği durumlarda da antibiyotiklerle kolayca tedavi edilebilir.

Boğaz İltihabı Neden Olur?

Boğaz iltihabı neden olur diye araştırıldığında karşımıza ilk olarak virüsler çıkar. Bu virüsler genellikle influenza, adenovirüs ve sinsityal gibi soğuk algınlığına neden olan virüslerdir. Enfeksiyonun oluşmasına sebep olurlar ve sonucunda boğaz iltihabı oluşur. Boğaz iltihabı yaşayanların çok azında ise neden bakteriyel enfeksiyonlardır. Bakterilerden ve virüslerden kaynaklı olan boğaz enfeksiyonları genellikle bulaşıcıdır.

Boğaz İltihabı Belirtileri Neler?
Boğaz İltihabı Belirtileri Neler?

Boğaz İltihabı Belirtileri Neler?

Boğaz iltihabına eşlik eden belirtiler iltihabın nedenine göre değişir. Boğaz iltihabı soğuk algınlığı ya da gribe neden olabilir. Belirtileri ise oldukça fazladır:

  • Hapşırma
  • Burun akıntısı
  • Baş ağrısı
  • Öksürük
  • Vücut ağrısı
  • Ateş
  • Yorgunluk ve halsizlik hissi
  • Kas ağrısı
  • İştahta azalma
  • Yutma ve yutkunmada zorluk
  • Ağızda normalde olmayan bir tat

Boğaz İltihabına Ne İyi Gelir Maranki?

Boğaz iltihabına ne iyi gelir diyince akla Maranki’nin kürleri geliyor. Maranki’nin boğaz iltihabına iyi gelen kürü için gerekli malzemelerden bir tatlı kaşığı karbonat, yedi damla tentürdiyot, bir su bardağı ılık su. Bu malzemeleri bir kâsede karıştırın. Bir kulak çubuğu edinin. Kulak çubuğunun pamuğunu karışımla ıslatın.  Dilinizin köküne, üstüne, yanakların iç tarafını ıslak pamuklu kulak çubuğunu sürün. İşlem uygulandıktan sonra gargara etkisi oluşturacaktır.

İbrahim Saraçoğlu Boğaz İltihabı Kürü

İbrahim Saraçoğlu boğaz iltihabı kürü için üç tutam ada çayı ile bir tutam ebegümeci kullanılır. Suda bu bitkiler yedi ila sekiz dakika kaynatılır. Kaynatılan karşımla günde üç kez gargara yapılır. Kürün faydası sadece boğaz iltihabından kaynaklı ağrıyı geçirmek değildir, aynı zamanda ses kısıklığına da iyi gelir.

Doğal Yollarla Boğaz İltihabı Nasıl Geçer?
Doğal Yollarla Boğaz İltihabı Nasıl Geçer?

Doğal Yollarla Boğaz İltihabı Nasıl Geçer?

Boğaz iltihabı oluşan insanların aklına ‘doğal yollarla boğaz iltihabı nasıl geçer?’ gelmektedir. Boğaz iltihabını ve ağrısını geçirmek için birçok doğal yol var.

Bal: Bal boğazda iltihap nedeniyle oluşan yaraları iyileştirecek etkiye sahiptir. İltihapların belirtisi olan öksürüklerin de azalmasına yardımcı olur.

Tuzlu Su: Ilık su ile tuz karıştırılarak gargara yapılabilir. Bu gargara boğazdaki bakterileri öldürür. İltihap nedeni ile meydana gelen şişliği azaltmakta da yardımcıdır.

Kabartma tozu gargarası: Tuzlu suyun içine çeyrek çay kaşığı kabartma tozu eklenerek oluşturulur. Bu gargaranın üç saatte bir kullanmanız öneriliyor. Bu gargarayı kullanma boğazdaki bakterileri öldürmeye yardımcıdır.

Elma sirkesi: 1-2 yemek kaşığı elma sirkesini bir bardak suyun içine ilave edin ve için. Elma sirkesi asidiktir ve boğazda bakterilerin yayılmasını engeller.

Acı biber veya acı sos: Ilık su, bal ve acı biberi karıştırıp içerek boğaz iltihabından kaynaklı ağrıyı dindirebilirsiniz. İlk anda yanma hissi normaldir. Birkaç damla acı sos da benzer etkiyi oluşturur.

Boğaz İltihabı İçin Bitkisel Çözüm

Boğaz iltihabı için bitkisel çözümler arasında bitki çayları yaygındır. Bununla birlikte farklı alternatifler de vardır.

Papatya Çayı: Papatya çayı boğaz iltihabının etkilerini hafiflettiği gibi soğuk algınlığı belirtilerini de azaltır. İltihaba neden olan enfeksiyona karşı savaşması için bağışıklık sistemini uyarıcı özelliği vardır.

Nane: Nane mentol içerir, nefesi tazeler. Boğaz ağrısını ve öksürüğü yatıştırır. Ayrıca nane antibakteriyel, antiviral özelliklere sahiptir.

Çemen otu: Çemen otunun bilinen faydaları arasında ağrıyı hafifletmek, iltihap oluşturan bakterileri öldürmek var. Ancak hamile kadınların çemen otu kullanmaması öneriliyor.

Hatmi kökü: Bir bardak kaynar suya hatmi kökü ilave edin. Bu çaydan günde iki ila üç kez yudumlarsanız boğaz ağrınız hafifleyecektir. Hatmi kökü kan şekerini düşürücü özelliğe sahip olduğu için kullanmadan önce mutlaka hekimine danışmalıdır.

Meyan kökü: Meyan kökünü suda kaynatın. Ilıyınca gargara şeklinde kullanın. Boğaz iltihabını tedavi etmekte etkili olan bu yolu hamile ve emziren kadınların kullanılması önerilmemekte.

Sarımsak: Sarımsak doğal bir anti bakteriyeldir, enfeksiyonlarla savaşır. Düzenli bir şekilde sarımsak tüketirseniz boğaz iltihabını oluşmadan önleyebilirsiniz.

Boğaz İltihabı Kaç Günde Geçer?

Boğaz iltihabı kaç günde geçer diye merak ediyorsanız iyi haber! Çok uzun sürmüyor. Boğaz iltihabı çoğu kez virüsler nedeniyle meyana gelir ve üç ile on gün içinde kendiliğinden düzelir, iyileşir. Doğal çözüm yollarını uygulamanız ya da doktor eşliğinde bir ilaca devam etmeniz bu sürenin uzunluğunu ya da kısalığını etkiler.

Boğaz İltihabına Dondurma İyi Gelir Mi?
Boğaz İltihabına Dondurma İyi Gelir Mi?

Boğaz İltihabına Dondurma İyi Gelir Mi?

Boğaz ağrısına ve iltihabına iyi gelen birçok yiyecek vardır. Örneğin tavuk çorbası, bal, yoğurt, zencefil. Dondurma da bu yiyeceklerden biridir. Dondurma gibi soğuk yiyecekler boğaz ağrısını yatıştır ve boğaz iltihabını azaltmaya yardımcıdır. Ancak ölçülü bir şekilde dondurma tüketmeye dikkat edin çünkü fazla şeker bağışıklık sisteminizin etkililiğini azaltabilir.

Boğaz İltihabı CRP’yi Yükseltir Mi?

Karaciğerde üretilen bir protein olan CRP enfeksiyon, tümör gibi durumlardan etkilenir. Boğaz iltihabı CRP’yi yükseltir mi diye sorulduğunda ise evet yükseltir. Boğaz enfeksiyonları, faranjit, bademcik iltihapları sonucunda CRP yükselir.

Boğaz İltihabı Dişe Vurur Mu?

Boğaz iltihabı dişe vuru mu merak konusu. Boğaz iltihabında lenf bezleri şişip dişe baskı uygulayabilir, bu da diş ağrısına neden olabilir. Boğaz iltihabına neden olan bakteriler dişe de ulaşabilir ve dişin çürümesine ortam hazırlayabilir.

Boğaz ağrısı kılık değiştiren bir diş ağrısı da olabilir. Enfeksiyon kapan bir yirmilik diş boğaz ağrısı gibi hissedilebilir, boğaz ağrısıyla karıştırılabilir. Lenf düğümleri de soğuk algınlığında olduğu gibi şişmişse ağrının kaynağı yanlış yorumlanabilir.

Boğaz İltihabi Antibiyotiksiz Geçer Mi?

Bir hekime boğaz iltihabı nedeniyle gittiğinizde yüksek ihtimalle size oral antibiyotik reçete edecektir. Antibiyotikler belirtilerin şiddetini, komplikasyon şiddetini ve neden olan virüslerin bulaşıcı olma özelliğini azaltır. Ancak araştırmalar antibiyotiklerin boğaz iltihabı, idrar yolu enfeksiyonu gibi sağlık problemleri için ağır ilaçlar olduğunu ve bu hastalıklarda kullanıldığında daha ağır hastalıklarda yeterli etkiyi oluşturmadığını göstermiştir.

Boğaz iltihabı genellikle tıbbı tedavi gerektirmez. Bu sebeple boğaz iltihabı antibiyotiksiz geçer. Sebep olduğu ağrıyı hafifletmek için ağrı kesici kullanabilir ve doğal çözüm yollarına başvurabilirsiniz.

Boğaz İltihabı İçin Hangi Antibiyotik Kullanılır?
Boğaz İltihabı İçin Hangi Antibiyotik Kullanılır?

Boğaz İltihabı İçin Hangi Antibiyotik Kullanılır?

Boğaz iltihabı yaşadığınızda kullanabileceğiniz bazı ilaçların listesi yazımızın devamında bulunmaktadır ancak bu ilaçları hekiminize danışmadan kesinlikle kullanmamanızı öneririz.

  • Bigcef
  • Suprax
  • Fortum
  • Vitacef
  • Cephix
  • Remoxil
  • Molcef
  • Aksef
  • Enfexia
  • Alfoxil

Doğal antibiyotik etkisi oluşturacak bazı çaylar da bulunmaktadır.

Sarımsak çayı: Kaynama noktasına gelen suya üç diş ezilmiş sarımsak ilave edin. Kaynayınca altını kapatın ve on dakika dinlendirin. Soğuyunca içebilirsiniz.

Ekinezya çayı: Ekinezya çiçeklerini suda kaynatın. Kaynayınca soğumasını bekleyin. Fincanı doldurduktan sonra bir tatlı kaşığı bal ilave edin ve için.

Zencefil çayı: Bir bardak suda zencefil köklerini beş dakika kaynatın. Kaynadıktan sonra hemen tüketebilirsiniz.

Soğan çayı: Bir soğanı doğrayın. Suyu ısıtın ve ısınınca soğanları ilave edip kaynatın. Soğan çayı ılınınca içebilirsiniz.

Yüz nemlendirici krem önerileri ve eczane markaları

Ciltteki nem dengesinin bozulması cilt problemlerine davetiye çıkarabilir, bu nedenle yüz nemlendirici krem günlük rutinin bir parçası olmalıdır. Farklı cilt tiplerine göre kullanılacak olan yüz nemlendirici krem değişkenlik gösterebileceği için hangi cilt tipine hangi kremin uygun olduğu bilinmelidir. Farklı yüz nemlendirici kremlerin özelliklerini yazımızın devamında sizler için derledik.

Yüz Nemlendirici Krem Ne İşe Yarar?

Yüz nemlendirici krem ne işe yarar denirse cevabı özellikle kuru ciltlerde işe yarayan nemlendirici kremler cildin kendisini yenilenmesine yardımcı olmaktadır. Yüz nemlendirici kremler su ve yağ bazlı bir içerikten oluşmaktadır. Ciltteki hücreler sıvı kaybettiğinde yaşlanma, kırışıklık ve sarkma gibi sorunlar meydana gelmektedir. Hücredeki sıvıların korunmasını sağlayan bu kremler sayesinde bu sorunların oluşmadan önüne geçilebilir.

Yüz Nemlendirici Krem Nasıl Sürülür?

Yüz nemlendirici krem nasıl sürülür konusunda öncelikle dikkat edilmesi gereken nokta yeterince kullanmaktır. Bir iki bilye büyüklüğünde yüz nemlendirici krem yeterli olmaktadır, bu miktardan fazlasının ekstra bir getirisi beklense dahi olmamaktadır. Kullanırken sadece yüze değil, aynı zamanda boyun ve gerdan kısmına da sürülmelidir. Yer çekiminin tersine doğru dairesel hareketlerle krem uygulanmalıdır. Temiz cilde ve özellikle duştan sonra yüz nemlendirici krem sürmeye özen gösterilmelidir.

Yüz Nemlendirici Krem Önerileri
Yüz Nemlendirici Krem Önerileri

Yüz Nemlendirici Krem Önerileri

Yüzü nemlendirmek cilt bakımında temel bir rutindir. Herkesin ihtiyacı olan bu nemlendiricileri seçerken hangi cilt tipine sahip olduğunuzu bilmek ve buna göre hareket etmek önemlidir. Kuru ciltler için yağ bazlı yüz nemlendirici kremlerin tercih edilmesi gerekir. Yağlı ciltler sahip bireylerin hafif formülü olan jel nemlendiricilere yönelmesi gerekir.

Clinique Yüz Nemlendirici Krem

Clinique Mouisture Surge yüz nemlendirici krem 72 saat boyunca yüzü nemlendirmeye devam eder ve nemi cilde hapseder. Yağ bazlı bir formüle sahip olmadığı için sivilce oluşumuna sebebiyet vermez. Düzenli kullanım ile nemli bir cildin yanında cilt tonu eşitliği de sağlar.

Clinique’nin diğer yüz nemlendirici kremleri:

  • Smart Clinical MD Retinol Krem
  • Superdefense
  • Dramatically Different Nemlendirici Losyon
  • Smart Akıllı Onarım Gece Nemlendirici Kremi

Nivea Yüz Nemlendirici Krem

Nivea Hydra Skin Effect yüz nemlendirici krem tüm cilt tipleri için uygun bir kremdir. Yağlı bir his oluşturmayan bu krem 72 saate kadar nemlendirmeye devam eder ve cildin tazelenmiş, dolgun bir görünüme kavuşmasını sağlar.

Bioderma Yüz Nemlendirici Krem

Bioderma yüz nemlendirici krem çeşitleri cilt tiplerine uygun olarak çeşitlilik göstermektedir.

Hydrabio Cream kuru ve çok kuru nemsiz ciltler için kullanıma uygundur. Ciltteki su dolaşımını arttırır, cildin ışıltısına kavuşmasını sağlar. İnce çizgilerin görünümünün anlamasını sağlar.

Normal ve karma ciltler içinse Hydrabio Gel-Cream önerilmektedir. Cilde ipeksi bir yumuşaklık kazandıran bu ürün canlı bir cilt görünümü oluşmasına da yardımcı olur.

Hydrabio Serum nemsiz cilde sahip bireylere hitap etmektedir. Ciltteki su kaybını önlemeye ve su dolaşımının artmasına yardımcı olur.

CeraVe Yüz Nemlendirici Krem

CeraVe yüz nemlendirici krem ürünleri eczanelerde bulunabilmektedir. Nemlendirici krem, nemlendirici losyon gibi seçenekler bulunmaktadır. Nemlendirici kremi kuru ve çok kuru ciltler içindir. Yüzün yanında vücut ve el için de kullanılabilir. Hassas ciltlere uygundur ve tüm yaş grupları kullanılabilir.

Cetaphil Yüz Nemlendirici Krem

Cetaphil nemlendirici losyon dört güne kadar etkisini devam ettirir. Yumuşak ve pürüzsüz bir cilt için kullanılması tavsiye edilen ürünlerden biridir. Aynı zamanda bu ürün cildi korur.

Diadermine Yüz Nemlendirici Krem

Diadermine koruyucu nemlendirici bakım kremi cildi dış etkenlere karşı korumaktadır. Cilde derinlemesine etki ederek cildin nem oranını arttırır, bununla birlikte cildin nem kaybetmesini engelleyici niteliktedir. Hassas ciltlere uygundur olan bu ürün pürüzsüz, esnek ve yumuşak bir cilde sahip olmanızı sağlar.

Garnier Yüz Nemlendirici Krem

Garnier yüz nemlendirici kremleri çeşitlidir. Botanik rahatlatıcı nemlendirici krem gül suyu nemlendirmenin yanı sıra rahatlamaya sağlar. Botanik matlaştırıcı nemlendirici krem yeşil çay ise mat bir cilt görünümüne kavuşturur. Hyaluronik Aloe Krem 48 saat etkisini sürdüren nemlendirme etkisi ile yoğun besleyiciliğe sahiptir. Garnier’ın Nem Bombası kağıt maskeleri de bulunmaktadır.

Loreal Yüz Nemlendirici Krem

Loreal Paris Nem Terapisi Aloe Vera yüz nemlendirici krem her cilt tipine uygun olarak farklı ürünlerle karşımıza çıkmaktadır. Normalden kuruya ciltler, normalden karmaya ciltler, kuru ve hassas ciltler gibi çeşitli seçenekleri bulunmaktadır. Anında etki eden bu krem daha ferah ve canlı bir cilde kavuşulmasına yardımcı olur. Günden güne daha yoğun nemlenmiş bir cilde sahip olmanızı sağlar.

Yüz Nemlendirici Krem Eczane Markaları
Yüz Nemlendirici Krem Eczane Markaları

Yüz Nemlendirici Krem Eczane Markaları

Bepanthol Nemlendirici Besleyici Yüz Bakım Kremi

Bepanthol Cilt Bakım Kremi günlük olarak el ve yüz için kullanılabilmektedir. Gün içerisinde kaybedilen nemin cilt tarafından yeniden kazanılmasına yardımcı olur. Su bazlı bir yapıya sahip olduğu için yağlı bir his bırakmaz. Canlı bir görünüm kazanmanız yardımcı olan bu ürün eczanelerde bulunmaktadır.

Bodycare Nemlemdirici Yüz Kremi

Bodycare nemlendirici ürünleri nemlendirici gündüz kremi, nemlendirici gece ve yüz nemlendirici krem olarak çeşitlenmiştir. Bodycare nemlendirici gündüz kremi cildi derinlemesine beslemekte ve nemlendirmektedir. Cildi koruyucu bir etkisi olmasının yanı sıra derin çizgilere karşı bakım yapar. Uygulama aşamasında cildin temiz olması dikkat edilmesi gereken bir noktadır.

Ducray Dexyane

Ducray Dexyane nemlendirici ürünleri “kuruluğa bağlı kaşıntı hissine karşı nemlendirici temizleme jeli” ve “kuruluğa bağlı kaşıntı hissine karşı nemlendirici balm”dır. Temizleme jeli günlük temizleyici olarak kullanılır. Kuruluğa karşı korurken bundan doğan tahrişi yatıştırır. Hassas ciltler için uygun bir seçenektir. Nemlendirici balm ise kuruluktan kaynaklı oluşan hasarı onanır ve cildin beslenmesini sağlar.

Cosmed

Cosmed yüz nemlendirici krem ürünleri:

  • Koruyucu & Nemlendirici Krem : Kuru ciltler içindir. Çevresel etkenlere karşı cildi koruyan özelliğe sahiptir. Hafif masajla cilde uygulanır ve durulama gerektirmez. Gece ve gündüz kullanılabilir.
  • Yoğun Nemlendirici Krem: Günlük kullanıma uygundur ve kuru ciltler uygundur. Sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa kullanımı önerilir. Yüzün yanında vücut için de kullanımı uygundur.
  • Ultra Nemlendirici & Besleyici Krem 24h: Her cilt tipine için uygun olan bu krem günlük nem ihtiyacını karşılar. Tüm vücuda uygulanabilir ancak göz çevresine sürülmemesine dikkat edilmelidir. Sabah ve akşam için kullanılabilir.
  • Yüz Nemlendirici Krem Sivilce Yapar Mı?
    Yüz Nemlendirici Krem Sivilce Yapar Mı?

Yüz Nemlendirici Krem Sivilce Yapar Mı?

Kullanılmaya başlamadan önce akla gelen ilk sorulardan biri yüz nemlendirici krem sivilce yapar mı sorusudur. Cilt tipine uygun olarak seçildiği sürece yüz nemlendirici krem sivilceye sebebiyet vermemektedir. Eğer nemlendirici bir ürün kullanmaya başladıktan sonra yüzünüzde daha öncesinde çıkmayan sivilceler çıkmaya başladıysa bunun nedeni cilt yapınıza göre yağlı bir ürünü tercih etmenizdir. Diğer bir neden ise kullanılan ürün gözenekleri tıkıyor olabilir. Bu durumda non-comedogenic ürünleri tercih edebilirsiniz.

Uygun Fiyatlı En İyi Nemlendirici Önerileri

Yüz Nemlendirici Krem Evde Nasıl Yapılır?

Hem daha az maliyet ile hem de daha doğal ürünlerle cildini nemlendirmek isteyenler yüz nemlendirici krem evde nasıl yapılır diye merak etmektedir. Aloe vera kremi doğal ve besleyici seçeneklerden biri.  Kırışıklık ve cilt sorunları üzerindeki etkisi bilinen aloe veranın jelinden bir kaba iki yemek kaşığı konularak krem yapılmaya başlanır. Sonrasında argan yağı ve jojoba yağı aloe vera jelinin üzerine eklenir. Son olarak üçer damla lavanta ve zerdaçal yağı damlatılarak iyice harmanlanana kadar karıştırılır. Bu karışım serin ve kuru bir yerde muhafaza edilmelidir. Kuru ve temiz cilde masaj yaparak uygulanabilir.

Yaşlanma Karşıtı Nemlendirici Krem Tarifi

Azospermi nedir? Belirtileri, nedenleri ve tedavisi

Azospermi, erkek menisinde hiç sperm bulunmadığı tıbbi bir durumdur. Bu sağlık sorununun belirgin bir belirtisi yoktur, ancak eşinizi hamile bırakmaya çalışıyor ancak bebek sahibi olamıyorsanız, testler yoluyla öğrenebilirsiniz. Bu problem testislerinizin sperm üretmemesine veya spermin vücudunuzdan dışarı çıkmasına engel olur. Bir erkeğin normal sperm sayısı 15 milyon/mL veya daha fazladır.

Bu ölçümden daha düşük sperm sayısına sahip erkeklerin (oligozoospermi veya oligospermi) sperm konsantrasyonu 15 milyon/mL’den azdır. Bu durum azospermiden muzdaripseniz, ejakülatınızda ölçülebilir bir sperm sayısı yoktur. Azospermi pretestiküler azospermi, testiküler azospermi ve posttestiküler azospermi olmak üzere başlıca üç tip azospermi vardır.

Azospermi Belirtileri Neler, Nasıl Anlaşılır?

Herhangi bir semptomunuz olmayabilir veya bazıları gebe kalmayana kadar azospermileri olduğunun farkında bile olmayabilir. Bununla birlikte, yaşadığınız bazı belirtiler, hormonal problemler veya genetik kromozomal durumlar dahil olmak üzere, mevcut herhangi bir altta yatan nedenin diğer ilgili semptomlarından dolayı olabilir. Azosperminin bazı olası belirtileri şunlardır:

1- Erektil disfonksiyon;
Azospermiden muzdarip hastalar erektil disfonksiyon yaşayabilir. Erkekler, ereksiyonları cinsel ilişki için yeterince sağlam tutamazlar. Erektil disfonksiyonun belirtisi sadece ereksiyon olamama değil, aynı zamanda yumuşak ereksiyonlar veya ereksiyonu sürdürmede sorun yaşamanız da azospermiden muzdarip olduğunuzu gösterebilir. Böyle bir zorlukla karşılaşırsanız, tıbbi yardım almalısınız.

2- Daha düşük cinsel dürtü;

Bu hastalıktan mustarip hastalar aynı zamanda daha düşük cinsel dürtüden de mustarip olabilir. Aynı zamanda psikolojik bir faktördür çünkü erkeklerde benlik saygısını gerçekten etkiler. Ayrıca partnerlerine karşı nispeten daha az ilgi duyduklarını hissedebilirler. Hastayı yorgun ve stresli hissettirebilir.

3- Vücutta kıllanma azlığı;

Azospermi, vücuttaki düşük testosteron seviyeleri ile ilişkilidir. Düşük testosteron seviyeleri, yüzde, göğüste, kasık bölgesinde ve tüm vücutta kılların az büyümesine neden olabilir. Bir zamanlar sağlıklı olan ve bir yaralanma nedeniyle bu sorunla karşı karşıya olan bir kişi de daha yavaş saç büyümesi ve daha fazla saç dökülmesi yaşayabilir. Ani kellik de vücudunuzdaki bazı sorunları gösterir.

4- Testislerin etrafında şişme;

Obstrüktif azospermiden muzdarip hastalar, testislerinin etrafında ağrı ve şişlik yaşayabilir. Çoğunlukla pasajın tıkanması nedeniyle olur ve kasıklarınızda herhangi bir şişlik hissederseniz hemen bir doktora başvurmalısınız. Bazı hastalar ayrıca cinsel uyarımdan sonra ağrı ve şişkinliğin arttığını bildirir.

5- Testislerin etrafında rahatsızlık;

Hastalar testislerinde ağrı ve rahatsızlık hissedebilirler. Hem kronik hem de aralıklı olabilir. Testis ağrısı, testislerdeki sorunların yanı sıra diğer iç organlardan da kaynaklanabilir. Çoğu durumda, bu tür durumlar acil tıbbi müdahale gerektirir. Yardım almadaki gecikme, organda kalıcı ve daha ciddi hasara da yol açabilir.

Azospermi Nedenleri Nelerdir?

Azospermi, üreme sistemi boyunca bir tıkanıklık, boşalma sorunları, hormonal problemler ve testis yapısında veya işlevindeki anormallikler nedeniyle ortaya çıkabilir. Azosperminin belirli nedenleri tedavi edilebilir, böylece doğurganlık geri kazanılabilir. Ancak bazı nedenlerden dolayı, üreme tıbbi prosedürlerinde kullanılmak üzere canlı spermi geri getirmek mümkün olabilir. Dr. Anupam’a göre, azosperminin ana nedenleri şunlardır:

  • Enfeksiyon
  • Vazektomi
  • Enflamasyon
  • Pelvik bölgede geçmiş ameliyatlar
  • Travma veya yaralanma
  • Kist
  • Kistik fibroz gen mutasyonu

Azospermi Tedavisi Nasıldır?

Azospermi teşhisi için doktor tarafından semen analizi yapılır. Ayrıca size tıbbi geçmişinizi sorabilir ve kapsamlı bir fizik muayene yapabilir. Uzman sizden bir bardağa boşalmanızı ve daha fazla test ve teşhis için numuneyi laboratuvara götürmenizi isteyecektir. Menide canlı sperm yoksa azospermi olma ihtimaliniz vardır. Çocuk sahibi olmak istiyorsanız azospermi birkaç seçenekle tedavi edilebilir.

Obstrüktif tipte azosperminiz varsa, tıkanıklığı giderebileceği için en iyi tedavi yöntemi cerrahidir. Yakın zamanda bloke olmuşsa, ameliyatın başarılı olma şansı daha yüksektir. Spermi geri getirmek, nonobstrüktif azospermisi olan veya tıkanıklığı olup da ameliyat olmak istemeyen erkeklere yardımcı olabilir. Başka bir üreme tekniği, testisten sperm çekmek için küçük bir iğne kullanmaktır. Numuneyi dondurup daha sonra Tüp Bebek (IVF) ile kullanabilirsiniz.

Bebeklerde kabızlık, ateş, ishal, isilik neden olur?

Bebek sahibi olan aileler bebeklerinin üzerine titrerler. Bebeklerine en ufak zarar gelmesini istemeyen ebeveynler, ufak bir ateş ya da ishal durumunda bile telaşa kapılırlar. Yaşanacak her türlü sağlık sorunu için doktora gitmeden evde neler yapılabileceği öğrenildiği zaman bu telaş yerini sakinliğe bırakacaktır.

Bebeklerde Kabızlık Neden Olur?

Bebeklerde kabızlık neden olur sorusunun cevabından önce kabızlığın ne demek olduğunu açıklayalım. Kabızlık, katı olan gaitanın zorlukla ve seyrek bir şekilde dışkılanmasına denilmektedir. Seyreklik kişiler arasında değişmektedir. Ancak genelde bebeklerde günde iki defa dışkılama ya da iki günde bir defa dışkılama normal olarak kabul edilmektedir.

Sadece anne sütü alan bebeklerde günlük dışkılama sayısı daha fazla olabilmektedir. Kabızlık genelde bebeklerde ve çocuklarda çok sık görülen bir sorundur. Bebeklerde karın ağrısına ve huysuzluğa neden olduğu için aileler bebeklerde kabızlık tedavisine büyük önem vermektedirler. Bebeklerde görülen kabızlığın temel nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Anne sütü ile beslenen bebeklerin annelerinin kabız olması
  • Mamanın değiştirilmesi
  • Katı gıdalara geçilmesi
  • Emekleme ya da diş çıkarma dönemlerinde yanlış beslenme
  • Bebeklerde kullanılan demir ilaçları
  • İnek sütü verilmesi
  • Yeteri kadar sıvı alınmaması
  • Doğuştan olan anatomik bozukluklar
  • Mide-barsak hastalıkları
  • Bağırsakta kas ve sinir bozuklukları
  • Sinir sistemi bozuklukları
  • Dengesiz ve yetersiz beslenme
  • Potasyum azlığı
  • Kalsiyum yüksekliği
  • B12 eksikliği

Yukarıda sıralanan bebeklerde kabızlık nedenleri birçok bebekte ağrıya ve kasılmalara sebep olabilmektedir. Bebeğinizde kabızlık olduğunu fark ettiğinizde doktorunuzla görüşerek nasıl hareket etmeniz gerektiği konusunda bilgiler alabilirsiniz. Kabızlık için doktora gitmeniz gerek kalmadan evde bebeğinizin kabızlığını giderebilirsiniz. Ancak uzun süren kabızlık durumunda mutlaka doktora gitmelisiniz.

Bebeklerde Kabızlık Belirtileri Nelerdir?
Bebeklerde Kabızlık Belirtileri Nelerdir?

Bebeklerde Kabızlık Belirtileri Nelerdir?

Anneler bebeklerde kabızlık belirtileri nelerdir bildikleri zaman kabızlığın tedavi süreci daha kısa olmaktadır. Çünkü kabızlık olduğu fark edildiği anda hemen tedaviye başlanarak sorun giderilmektedir. Bebeklerde kabızlık olduğunu gösteren bazı temel belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

  • Dışkının sert olması
  • Bebeğin dışkıyı yaparken zorlanması
  • Ağlama nöbetleri
  • Uykusuzluk
  • Huysuzluk
  • Sinirlilik
  • Karın ağrısı
  • Makat bölgesinde çatlaklar
  • Karında şişlik
  • Kile benzeyen dışkı yapısı
  • İştahsızlık
  • Topaklar halinde dışkılama

Yukarıda sıralanan maddeler, bebeklerde kabızlık olduğunu gösteren en temel belirtilerdir. Bu belirtilerden birkaçını bebeğinizde gözlemlediğinizde kabızlık varlığından şüphelenerek gerekli yöntemleri uygulamalınız. Bu aşamada çocuk doktorunuza da bilgi vererek ne yapmanız gerektiği konusunda doktorunuzdan tavsiyeler alabilirsiniz.

Bebeklerde Kabızlığa Ne İyi Gelir?

Bebeklerinin kabızlık nedeniyle sıkıntılar yaşadığını gören anne-babalar, çaresizce bebeklerde kabızlığa ne iyi gelir araştırmaktadırlar. Bebeklerde kabızlık için öncelikle beslenme düzeni değiştirilmelidir. Bebeği kabız yapacak besinler yerine kabızlığı gideren besinlerin verilmesi önerilmektedir. Bebeklerde kabızlık sorununa iyi gelecek bazı yöntemler şunlardır:

Egzersizler: Kabız bebeklerde yapılacak olan egzersizler bağırsak hareketlerini hızlandırmaktadır. Özellikle de yürümeyen ya da emekleyen bebeklerde düzenli olarak egzersizler yapılmalıdır. Bebek sırt üstü yatırılarak bacakları yavaşça karnına doğru itilmelidir. Ayrıca bacaklarına bisiklet sürme hareketi yaptırılmalıdır. Bu egzersizler bebeklerde kabızlık problemine iyi gelir.

Ilık Duş: Kabızlık sorunu olan bebeklere ılık duş iyi gelecektir. Ilık duş sayesinde karın kasları gevşeyerek ağrının ve gerginliğin azaltılması sağlanır.

Sıvı Alımının Artırılması: Kabızlık dönemlerinde bol sıvı alımına dikkat edilmelidir. Sadece anne sütü alan bebeklere sütün içerisindeki su yeterli olmaktadır. Bu nedenle ekstra bir sıvı verilmesine gerek yoktur. Ancak 6 aydan büyük ve ek gıdaya başlamış olan bebeğe bol su verilmelidir.

Masaj: Karna yapılan masaj ile karın kasları gevşeyerek ağrıyı azaltacaktır. Bebeklerin midelerine parmak uçlarınız ile saat yönünde dairesel hareketler ile masaj yapabilirsiniz.

Bebeklerde Kabızlık Tedavisi

Bebeğinizin diyetindeki (veya kendi diyetinizdeki) bazı besinleri değiştirmek bebeklerde kabızlık problemine kesinlikle yardımcı olacaktır, ancak yardımcı olmazsa kullanabileceğiniz başka teknikler de vardır. Bu tekniklerin birçoğunu evde yapabilirsiniz ancak daha önce kullanmadıysanız doktorunuza danışmalısınız. Doktorunuz size özel talimatlar sunmak isteyecektir.

Bebeklerde kabızlık tedavileri şunları içerir:

Gliserin fitil

Bebeklerde kabızlık sorunu için gliserin fitil hızlı çözüm sunar. Bebeğiniz daha önce sert dışkı sebebiyle anal yırtılma belirtileri (dışkıda parlak kırmızı kan) varsa, gliserin fitili bağırsak hareketini hızlandırarak dışkıyı vücuttan çıkarmak için yardımcı olabilir. Bu fitiller eczanelerden satın alınabilir ve evde kullanılabilir. Bebeğiniz 2 yaşından büyükse paket üzerindeki talimatları izleyin veya çocuğunuz 2 yaşından küçükse kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışın.

Müshil

6 aydan büyük bebekler için reçetesiz satılan laksatifler, diğer teknikler işe yaramadığında bebeklerde kabızlık sorununu gidermeye yardımcı olabilir. Malt-arpa özünden (Maltsupex) veya psilyum tozundan yapılan müshiller (Metamucil) bebeğinizin dışkısını yumuşatabilir, ancak bebekler için önerilmez. 1 yaşından küçük bebekler için önerilmez. Bebeğinize herhangi bir müshil vermeden önce doktorunuzla konuşun.

Bebeklerde Ateş Neden Olur?
Bebeklerde Ateş Neden Olur?

Bebeklerde Ateş Neden Olur?

Bebeklerde ateş kabızlık kadar sık görülen bir durumdur. Anne ve babaların en fazla korktukları durumların başında ateş gelmektedir. Vücuda giren virüslere ve mikroplara karşı vücudun savunma mekanizması olan ateş sanıldığı kadar kötü bir durum değildir. Ancak ateşin sürekli takip edilmesi ve kontrol altında tutulması çok önemlidir.

Bebeklerde 3-5 gün kadar süren kısa süreli ateşin nedeni genelde üst-alt solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Bununla beraber ishal ve kusma ile ortaya çıkan enfeksiyonlar ve idrar yolu enfeksiyonları ateşin yükselmesine neden olabilmektedir. Bunlardan başka orta kulak iltihabı da ateşe neden olabilmektedir. Zatürree, menenjit, diş çıkarma gibi durumlarda ateşin nedenleri arasında sayılabilir. Ateşli olan bebeklerde, ateş belirli bir seviyenin üstüne çıkana kadar doktora gitmenize gerek yoktur. Ancak belirtilen sınırın üstüne çıkan ateşlerde, çocuğun havale geçirme riskine karşı mutlaka hastaneye gidilmelidir.

Bebeklerde Ateş Nasıl Düşürülür?

Anne-babalar bebeklerde ateş nasıl düşürülür konusunu çok merak etmektedirler. Anne ve babaları en çok korkutan ateş durumunda öncelikle sakin kalınmalıdır. Panik yapıldığı zaman bu panik halini bebekte hissederek huzursuzlaşmaktadır. Bebeklerde ateş düşürmek için izlenebilecek bazı yollar şu şekilde sıralanabilir:

  • Ateşli bebeğe rahat giysiler giydirilmelidir.
  • Bebeğin üstündeki kalın giysiler çıkarılmalıdır.
  • Bol su içmesine önem verilmelidir.
  • Soğuk bez yardımı ile bebeğin koltuk altı ve ayak tabanına soğuk kompres uygulanmalıdır.
  • Oda sıcaklığı azaltılmalıdır.
  • Bebeğe temiz hava aldırılmalıdır.
  • Hafif ılık su ile bebek duş aldırılmalıdır.
  • Düşmeyen ateşte ateş düşürücü kullanılmalıdır.

Yukarıda sıralanan yöntemler ateşi kontrol altında tutmaya yardımcı olacaktır. Ancak bütün bu yöntemlere rağmen bebeğin ateşi düşmüyorsa mutlaka bir hastaneye gidilmelidir. Hastanede bebeğin durumuna ve ateşin sebebine göre gerekli tedavi uygulanacaktır.

Bebeklerde Ateş Kaç Olmalı?

Bebeklerde her ateş durumunda telaşa kapılmaya gerek yoktur. Bebeklerde ateş kaç olmalı öğrendiğiniz zaman ne zaman nasıl müdahale etmeniz gerektiğini de öğrenirsiniz. Bebeklerde normal kabul edilen ateş 36,4 C’dir. 38 C ve üzeri yüksek ateş olarak değerlendirilmektedir. 14 günden az süren ateşe akut ateş, 14 günden fazla süren ateşe ise kronik ateş denir.

Bebeklerde İshal Neden Olur?
Bebeklerde İshal Neden Olur?

Bebeklerde İshal Neden Olur?

Bebeklerde ishal tehlikeli olabilecek bir durumdur. Özellikle yeni doğan bebeklerde sıvı kaybına neden olacağı için ishalin önemsenmesi gerekmektedir. Sindirim kanalındaki sıvının bozulması nedeniyle dışkının sulu olmasına ishal denilmektedir. İshal sorunu özellikle yeterli şekilde beslenemeyen bebeklerde daha sık görülmektedir. Bunun dışında ishale neden olan etmenler şunlardır:

  • Beslenme bozuklukları
  • Alerjik etkenler
  • Antibiyotik kullanılması
  • Bağırsak enfeksiyonları
  • Soğuk algınlığı
  • Besin zehirlenmeleri

Bebeklerde İshal Nasıl Geçer?

6 ayını doldurmuş bebeklerde ishal için doğal yoğurt kullanılması önerilmektedir. Probiyotik etkisi bulunan yoğurt sayesinde ishal azalacaktır. Bununla beraber bebeklere pirinç unu maması ve çorba verilebilir. Muz ile elma ishale en çok iyi gelen meyvelerdir. Bebeklere bu meyveler püre halinde verilebilir. Sebzeler arasından da patates ishale iyi gelmektedir. Bütün bunlara rağmen bebeklerde ishal geçmiyorsa mutlaka doktora gidilmelidir. Doktorlar ishalin nedenini bularak gerekirse antibiyotik tedavisine başlamaktadırlar.

Bebeklerde İshale Ne İyi Gelir?

Bebeklerde ishale ne iyi gelir öğrenerek ishali doktora gitmeden de durdurabilirsiniz. Ancak ishal sıvı kaybına yol açacağı için geçmeyen ishalde mutlaka doktora gitmeniz önerilmektedir. İshal durumunda lifli gıdalarla beslenmeye dikkat edilmelidir. Elma, havuç, muz, pirinç suyu, pirinç lapası, patates püresi, patates haşlaması, ayran ve yoğurt ishale iyi gelen besinlerdir. Bebeğiniz 6 aydan büyük ve bu besinlere alerjisi yok ise düzenli olarak sayılan besinleri yedirebilirsiniz.

Bebeklerde Sarılık Neden Olur?
Bebeklerde Sarılık Neden Olur?

Bebeklerde Sarılık Neden Olur?

Bebeklerde sarılık pek çok kez karşılaşılan sorunlardan biridir. Yeni doğan bebeklerde çok sık görülen sarılık, bebeğin kanında bilirubin değerinin normalden fazla olması ile ortaya çıkmaktadır. Yeni doğan bebeklerin %60’ında görülen sarılığın tedavisi mümkündür. Sarılığın görülmesi yeni doğan bebeklerde normal kabul edilirken, sarılığa neden olabilecek etmenler şunlardır:

  • Enzim eksikliği
  • İç kanama
  • Bakteriyel veya viral enfeksiyonlar
  • Sepsis (Bebeğin kanında enfeksiyon)
  • Anne kan grubu ile bebek kan grubu arasındaki uyuşmazlık
  • Karaciğer bozukluğu

Bebeklerde Sarılık Belirtileri Nelerdir?

Bebeklerde sarılık genelde dışarıdan bakıldığında anlaşılmaktadır. Yeni doğan ve sarılık olan bebeklerin burun çevrelerinde, göz aklarında ve yüzlerinde sarı renk görülmektedir. Sarılığın ilerlemesi ile beraber sarı renk tüm vücutta görülmektedir. Parmakla hafif bir şekilde burna ya da vücudun bir bölümüne bastırılıp kaldırıldığında sarı renk çok net bir şekilde görülmektedir.

Bebeklerde Sarılık Nasıl Geçer?

Toplumda bebeklerde sarılık nasıl geçer ile ilgili pek çok efsane dolaşmaktadır. Sarılık olan bebeklere sarı örtü örtülmesi, sarılık olan bebeklerin sarı ışıkta uyutulması ve bunun gibi çeşitli yöntemler tamamen yanlıştır. Sarılık 2-3 hafta içerisinde kendiliğinden geçmektedir. Bu dönemde annelere bebeklerini en az 2 saatte bir emzirmeleri önerilmektedir. Ancak bebeğin kanındaki bilirubin değeri yüksek ise fototerapi yani mavi ışık yöntemi ile sarılık değeri düşürülmektedir. Bu aşamada karar tamamen bebeğin doktoruna bağlıdır.

Bebeklerde İsilik Neden Olur?
Bebeklerde İsilik Neden Olur?

Bebeklerde İsilik Neden Olur?

Özellikle açık ten rengine sahip bebeklerde isilik sorunu çok sık görülmektedir. Sıcaklık nedeniyle terlemeye bağlı olarak görülebilen isilik, ateşli hastalıklar sonrasında da ortaya çıkabilmektedir. Bebeği çok sık yıkamamak, terli bırakmak gibi nedenler de isiliğe neden olabilmektedir.

Bebeklerde İsilik Nasıl Geçer?

Bebeklerde isilik kısa sürede geçebilen bir sorundur. İsilik görülen bebekleri serin ortamlarda tutmaya özen göstermelisiniz. Bebeği saran kanguru kullanımına ara verilmelidir. Bebeğe ince ve bol kıyafetler giydirilmelidir. Bebek her gün yıkanmalıdır. Her yıkamada sabun kullanmanıza gerek yok. Özellikle sıcak havalarda bir günde 2 kez bebeğinizi yıkayabilirsiniz. Bu yöntemler bebeklerde isilik için etkilidir.

Bebeklerde İsilik Ne İyi Gelir?

Bebeklerde isilik için doğal gül suyu önerilmektedir. Doğal gül suyunu temiz bir beze ya da pamuğa sürerek bebeğin cildini silebilirsiniz. Kaşıntılar için çay ağacı yağından destek alabilirsiniz. İsilik olan bölgelere Hindistan cevizi yağı sürmekte isiliğe iyi gelmektedir.

Bebeklerde Konak Neden Olur?

Doğumdan sonra hızlı bir şekilde büyüyen bebeklerde konak çok sık rastlanan bir durumdur. Konak görülen bebeklerin anneleri bu durumdan kendilerini sorumlu tutabilirler. Ancak konak hijyene bağlı olarak görülen bir durum değildir. Saç derisindeki pullanma anlamına gelen konak, bebeğin hızlı çalışmaya başlayan yağ bezeleri nedeniyle görülmektedir.

Bebeklerde Konak Belirtileri Neler?

Bebeklerde konak yaygın olarak görülmektedir. Yeni anneler bebeklerde konak belirtileri neler bilmediği için konağı daha ciddi bir hastalık olarak düşünebilirler. Konak olan bebeklerin saç derilerinde kırmızı ve pullu döküntü görülür. Bu döküntü kulak arkasında, alında ve kaşlarda da görülebilmektedir.

Bebeklerde Konak Nasıl Temizlenir?

Konağın hızlı bir şekilde geçmesi için temizlenmesi gerekmektedir. Temizleme esnasında bebeğin canı yanmaz. Bu nedenle korkmamalısınız. Konağı temizlemek için özel olarak üretilen kremler ya da bebek yağlarını kullanabilirsiniz. Yağ ile bebeğin saçlarına ve konak olan yerlerine masaj yaptıktan sonra özel konak tarağı ile bebeğin saçlarını taramalı ve sonrasında bebeği yıkamalısınız.

Bebeklerde Kabızlık Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Ayva çekirdeği jeli nasıl saklanır? Cilde faydaları neler?

Son dönemlerde kullanımı bir hayli artan ayva çekirdeği jelinin faydaları oldukça fazladır. Ayva çekirdeği jelini evde kolay bir şekilde hazırlayabilirsiniz. Ayvanın içerisinde bulunan çekirdeklerini yarım su bardağı kadar ılık suda 2 gün bekletmelisiniz. Bu süre içerisinde ayva çekirdeklerini sık sık karıştırmalısınız. Jöle kıvamına gelen ayva çekirdeği jeli kullanıma hazırdır.

Ayva Çekirdeği Jeli Faydaları Neler?

Ayva çekirdeği jeli vücudun çeşitli bölgelerinde kullanılabilen çok faydalı bir üründür. Mucizevî etkiler yaratan ayva çekirdeği jelini evinizde kolaylıkla hazırlayabilirsiniz. Genel anlamda cilde faydası olduğu bilinen ayva çekirdeği jelinin genel faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Gözenekleri temizleyerek cildin sıkılaşmasını sağlar.
  • Ciltte meydana gelen yanıkları ve sivilce izlerini yok eder.
  • Siyah nokta ve sivilce oluşumunu engeller.
  • Ciltteki çatlak görünümünü hafifletir.
  • Dudak çatlaklarına iyi gelir.
  • Saç sağlığını destekler.
  • Saç yağlanmasına iyi gelir.
  • Saçları gürleştirerek saçlara parlak bir görünüm kazandırır.
  • Öksürüğe iyi gelir.
  • Enfeksiyon riskini azaltır.
  • Dâhili kullanımda ishale iyi gelir.
  • Grip ve nezleye iyi gelir.

Ayva Çekirdeği Jeli Nasıl Yapılır Evde?

Ayva Çekirdeği Jeli Nasıl Kullanılır?

Maksimum fayda sağlamak için ayva çekirdeği jeli nasıl kullanılır bilinmesi gereken bir konudur. Çünkü ayva çekirdeği jeli yanlış kullanıldığı zaman beklenilen faydayı sağlamamaktadır. Ayrıca düzenli kullanım da elde edilen sonucu olumlu olarak etkilemektedir. Öncelikle ayva çekirdeğinin direkt olarak ağız yoluyla tüketilmemesi gerekmektedir. Bu şekilde tüketildiği zaman ciddi yan etkilere neden olabilmektedir.

Ayva çekirdeği jelinin en zararsız kullanımı, harici olarak kullanmaktır. Bu şekilde kullanım için ayva çekirdeklerini kolay bir şekilde jele ve cilt kremine dönüştürebilirsiniz. Elde ettiğiniz ayva çekirdeği jeli hemen kullanıma hazırdır. Bu jeli problemli bölgeye sürdüğünüzde 30 dakika kadar beklemeniz önerilmektedir. 30 dakika sonrasında cildinizi ılık su ile yıkayabilirsiniz. Tamamen doğal bir içeriğe sahip olan ayva çekirdeği jelinin herhangi bir zararı yoktur.

Ayva Çekirdeği Jeli Nasıl Saklanır?

Ayva çekirdeği jelini her gün hazırlamak zorunda değilsiniz. Bir kere hazırladığınız ayva çekirdeği jeli nasıl saklanır öğrendikten sonra 5 güne kadar kullanabilirsiniz. Özenle hazırladığınız ayva çekirdeği jelini koyu renkli cam bir şişeye koyarak buzdolabında saklayabilirsiniz. 5 günden fazla süre saklanmaması ve 5 gün sonunda tekrar kullanılmaması önerilmektedir.

Ayva Çekirdeği Jeli Ne Kadar Bekletilmeli?

Faydaları saymakla bitmeyen ayva çekirdeği jeli kullanımına dikkat edilmelidir. Bu jelin düzenli kullanımı en kısa sürede olumlu etkisini gösterecektir. Ayva çekirdeği jelini cildinize sürdükten sonra en az 20 dakika cildinizde bekletmeniz önerilmektedir. Bu süre 45 dakikaya kadar uzayabilir.

Ayva Çekirdeği Jelinin Cilde Faydaları Neler?
Ayva Çekirdeği Jelinin Cilde Faydaları Neler?

Ayva Çekirdeği Jelinin Cilde Faydaları Neler?

Ayva çekirdeği jeli birçok kişi tarafından cilt kremi olarak adlandırılmaktadır. Bu jelin çeşitli birçok faydası olsa da, en çok cilde olan faydaları bilinmektedir. Doğal ve bitkisel çözümlerden biri olarak kabul edilen ayva çekirdeği jelinin cilt üzerinde sağladığı temel faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Cildi doğal olarak besler.
  • Cildin sıkılaşmasını sağlayarak yaşlanma belirtilerini azaltır.
  • Cildin sarkmasını önler.
  • Ciltteki fazla yağı alarak cildin yağ dengesini düzenler.
  • Sivilcelere iyi gelir.
  • Antioksidan özelliği ile cilde iyi gelir.
  • Ciltteki tahrişleri iyileştirir.
  • Ciltteki yaraları ve ağrılarını iyileştirir.
  • Cilt lekelerini geçirir.
  • Cilde günlük bakım sağlar.

Ayva Çekirdeği Jelinin Saça Faydaları Neler?

Cilde olan faydalarından sonra ayva çekirdeği jelinin saça faydaları neler konusuna değineceğiz. Cilt kadar önemli olan saçlar dış görünümü güzelleştiren en önemli etmenlerden biridir. Herkes sağlıklı, parlak ve gür saçlara sahip olmak ister. Ancak bazı sorunlar nedeniyle bu mümkün olmayabilir. Bu noktada devreye giren ayva çekirdeği jelinin saça faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Yağlı ve normal saçlar için kullanılabilir.
  • Saça parlaklık kazandırır.
  • Saç derisindeki yaraları iyileştirir.
  • Saç derisini besler.
  • Saçların uzamasına yardımcı olur.
  • Saç dökülmesine iyi gelir.

Ayva Çekirdeği Jeli Sivilceye İyi Gelir Mi?

Pratik bir yapımı ve kullanımı olan ayva çekirdeğinin en önemli faydası, ciltteki yaraları hızlı bir şekilde iyileştirerek lekeleri geçirmesidir. Bu nedenle sivilce sorunu yaşayan kişilere ayva çekirdeği jeli kullanmaları önerilmektedir. Ayva çekirdeği jelini sivilcelerin üzerine sürün ve 30 dakika kadar bekletin. Sonrasında yüzünüzü ılık su ile yıkayarak temizleyin. Düzenli olarak yapılacak bu işlem sivilcelere iyi gelmektedir.

Ayva Çekirdeği Jeli Çatlaklara İyi Gelir Mi?
Ayva Çekirdeği Jeli Çatlaklara İyi Gelir Mi?

Ayva Çekirdeği Jeli Çatlaklara İyi Gelir Mi?

Ciltteki deformasyonu tedavi edici özelliği bulunan ayva çekirdeği jeli ile çatlaklara elveda diyebilirsiniz. Ayva çekirdeği jelinin en önemli faydalarından biri de çatlakları gidermesidir. Hamilelik ya da kilo alıp-verme gibi etkenlere bağlı olarak oluşan çatlak tedavisinde ayva çekirdeği jeli etkilidir.

Ayva Çekirdeği Jeli Egzamaya İyi Gelir Mi?

Sivilce ve yara tedavisinde etkili olan ayva çekirdeği jeli egzamaya iyi gelir mi sorusunun cevabını birçok kişi merak etmektedir. Cildi rahatlatarak cildin nefes almasını sağlayan ayva çekirdeği jeli egzamaya da iyi gelmektedir.

Ayva Çekirdeği Jeli Cilt Lekelerine İyi Gelir Mi?

Cilt sorunu yaşayan pek çok kişi vardır. Bazen genetik etkenler bazen de dış çevre etkenleri nedeni ile lekelenmeler meydana gelmektedir. Sivilce ya da güneş lekeleri gibi çeşitli lekeler için ayva çekirdeği jelini kullanabilirsiniz. Ayva çekirdeği jeli, ciltte oluşan sivilce, siyah nokta, yanık, güneş yanığı gibi çeşitli lekelerin iyileşmesine yardımcı olmaktadır.

Ayva Çekirdeği Jeli Basura İyi Gelir Mi?
Ayva Çekirdeği Jeli Basura İyi Gelir Mi?

Ayva Çekirdeği Jeli Basura İyi Gelir Mi?

Şifalı ürünlerden biri olan ayva, kış aylarının vazgeçilmez meyvelerinden biridir. Tadı yanında sağladığı faydalar ayvaya olan ilgiyi artırmaktadır. Ayvadan elde edilen ayva çekirdeği jeli basur ağrılarında kullanılmaktadır.

Ayva Çekirdeği Jeli Öksürüğe İyi Gelir Mi?

Ayva çekirdeği jeli öksürüğü hemen kesmektedir. 1 bardak ılıtılmış su içerisine 1 avuç kadar ayva çekirdeğini ekleyin. Jel olana kadar bu şekilde bekletin ve hazır olduğunda bu suyu tüketin. Bronşit rahatsızlığına iyi gelen ayva çekirdeği jeli öksürüğü de azaltmaktadır.

Ayva Çekirdeği Jeli Göz Altı Morluklarına İyi Gelir Mi?

Yorgunluk veya genetik etkenlerle göz altında oluşan morluklar birçok kişinin canını sıkmaktadır. Dış görünümü etkileyen ve direkt dikkat çeken göz altı morluklarına ayva çekirdeği jeli iyi gelmektedir. Ayrıca göz altı torbalarına da iyi gelmektedir.

Ayva Çekirdeği Jeli Tüyleri Azaltır Mı?

Ayva çekirdeğinin birçok faydası olduğu bilindiği için bu jelin tüyleri azalttığı ya da tüylenme yaptığı gibi çeşitli bilgiler internette dolaşmaktadır. Ancak ayva çekirdeği jelinin tüyler üzerinde olumlu ya da olumsuz hiçbir etkisi yoktur.

Ayva Çekirdeği Jeli Alerji Yapar Mı?

Ayva çekirdeği jelinin doğal olması sebebiyle herhangi bir zararı yoktur. Hiçbir kimyasal madde de içermeyen ayva çekirdeği jelinin alerji yaptığına dair bir bilgi de yoktur. Ancak bu jele karşı alerjisi olanlar ayva çekirdeği jelini kullanmadan önce doktoruna danışmalıdır.

Ayva Çekirdeği Jeli Göz Altına, Çevresine Sürülür Mü?

Görmeyi sağlayan gözler çok hassas bir organdır. Bu nedenle yüzde herhangi bir krem kullanırken çok dikkat edilmelidir. Ayva çekirdeği jeli hem göz altı morlukları hem de göz altı torbaları için kullanılmaktadır. Dikkat edilerek göz içerisine değdirmeden ayva çekirdeği jeli göz altına ya da çevresine sürülebilir.

Ayva Çekirdeği Jeli Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Emziren annelerin çeşitli ürünleri kullanırken dikkat etmeleri gerekmektedir. Ayva çekirdeği jeli tamamen doğaldır ve emziren annelerde herhangi bir sorun yaratmamaktadır. Aksine, ayva çekirdeği jeli en iyi meme ucu yaralarını giderici olarak bilinmektedir. Emzire döneminde annelerin en çok çektiği sorunların başında meme ucu çatlakları gelmektedir. Yaraları iyileştirici özelliği olan ayva çekirdeği jelini meme ucu yaralarına sürebilir ve bu sorundan kısa sürede kurtulabilirsiniz.

Şems Aslan Ayva Çekirdeği Maskesi Nasıl Yapılır?
Şems Aslan Ayva Çekirdeği Maskesi Nasıl Yapılır?

Şems Aslan Ayva Çekirdeği Maskesi Nasıl Yapılır?

En bilinen cilt uzmanlarından biri olan Şems Aslan, ayva çekirdeği maskesi ile birçok soruna çare olmaktadır. Ayva çekirdeği için tek bir maske tarifi yoktur. Şimdi sizlere en çok denenen ve olumlu sonuç alınan ayva çekirdeği maskelerinden bahsedeceğiz.

Cildi Gerginleştiren Ayva Çekirdeği Maskesi

Yarım tatlı kaşığı ayva suyunu 2 çay kaşığı yaş maya ve yarım tatlı kaşığı bal ile karıştırın. Bu karışımı yüzünüze sürün ve ortalama 20 dakika beklettikten sonra yüzünüzü yıkayın. Haftada iki defa uygulayabileceğiniz bu maske cildin gerginleşmesini sağlamaktadır.

Cilt Lekelerini Geçiren Ayva Çekirdeği Maskesi

8 ayva çekirdeğini 1 maden suyu, 1 fincan su, 1 limon kabuğu ve 3 ayva yaprağı ile karıştırarak karanlık bir yerde 1 gün bekletin. 1 gün sonunda krem kıvamına gelen karışımı cildinize sürerek 15 dakika bekletin ve sonrasında yüzünüzü yıkayın. Bu maske cilt lekelerine iyi gelmektedir.

Gözenekleri Sıkılaştıran Ayva Çekirdeği Maskesi

1 yumurta akı ile 2 yemek kaşığı kadar rendelenen ayvayı karıştırarak içerisine ayva çekirdeklerini ekleyin ve bir süre bekletin. Daha sonra bu karışımı yüzünüze sürün ve kuruduktan sonra yüzünüzü yıkayın. Haftada bir defa uygulayabileceğiniz bu maske ile gözeneklerin sıkılaşması sağlanmaktadır.

Ayva Çekirdeği Jelinin Yan Etkileri Neler?

Tamamı ile doğal olan ve içeriğinde herhangi bir kimyasal madde bulunmayan ayva çekirdeği jelinin herhangi bir yan etkisi yoktur.

Acnelyse krem yağ bezelerine, cilt lekelerine iyi gelir mi?

Son dönemlerin en başarılı sivilce kremlerinden biri olmayı başaran Acnelyse krem, cilt hücrelerini kısa sürede beslemektedir. Eczanelerde 20 gramlık tüpler şeklinde satılan Acnelyse kremden birçok kişi memnun kalmıştır. Bizlerde bu kadar memnun kalınan ve fayda sağlanan Acnelyse kremi sizlere aktarmak istedik. Bu sayede sivilce sorunu olan takipçilerimize mucizevi bir tedavi yöntemini iletmiş olacağız.

Acnelyse Krem Nedir?

Sivilce sorunundan bıkmış olan kişilerin Acnelyse krem nedir sorusunu sıkça araştırdığını görüyoruz. İçeriğinde A vitamini bulunan Acnelyse krem, temelde bir sivilce kremidir. Ancak içeriği sayesinde egzama rahatsızlığına da iyi gelmektedir. Sivilce ve akne başta olmak üzere çeşitli cilt sorunları için reçete edilen Acnelyse krem, kullanıldığı zaman cildin üst tabakasını soyarak cildi yenilemektedir.

Acnelyse kremin içeriğinde tretinonin etken maddesi bulunmaktadır. Bu etken madde dışında alkol, setil alkol, vazelin gibi içerikler de kremde yerini almıştır. Cildin üst tabakasını hemen uyaran Acnelyse krem, ciltte oluşan fazla keratini bastırmaktadır. Bu sayede balık pulu hastalığı ve sedef hastalığını tedavi etmektedir.

Acnelyse Krem Ne İşe Yarar?
Acnelyse Krem Ne İşe Yarar?

Acnelyse Krem Ne İşe Yarar?

Acnelyse krem ne işe yarar sorusu genelde sivilceleri tedavi eder diye yanıtlanmaktadır. Acnelyse krem bir sivilce kremidir. Ancak tek yararı sivilcelere değildir. Acnelyse kremi çeşitli cilt sorunlarında da kullanabilirsiniz. Acnelyse kremin sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Cilt hücrelerini besler.
  • Cildi yeniler.
  • Egzamayı tedavi eder.
  • Sedef hastalığına iyi gelir.
  • Siyah noktalara iyi gelir.
  • İçi iltihaplı kabarcıkları tedavi eder.
  • Cildi yumuşatır.
  • Ciltteki kan dolaşımını artırır.
  • Cildi sıkılaştırır.
  • Cildin esnekliğini korumasını sağlar.
  • Cildi temizleyerek ölü hücrelerden arındırır.

Acnelyse Krem Nasıl Kullanılır?

Acnelyse kremin kullanımı çok önemlidir. Sadece reçete ile satışı olan Acnelyse kremi doktorunuzun önerdiği şekilde kullanmanız çok daha faydalıdır. Ancak doktor tarafından bir öneri yapılmadıysa, Acnelyse krem 6 hafta kadar kullanılmalıdır. Kremi süreceğiniz yeri öncelikle temizlemelisiniz. Daha sonra nohut büyüklüğünde Acnelyse kremi alarak cildinize baskı yapmadan uygulamalısınız. Kremi akşam yatarken sürebilirsiniz. Çünkü Acnelyse kremi sürdükten sonra güneş ya da ışık altında durmamalısınız.

  1. Doktorunuz bu ilacı nasıl reçete ettiyse o şekilde kullanmanız gerekmektedir. Tedavi süresince lütfen doktorunuzun direktiflerine uyunuz.
  2. İlacı uygulayacağız bölgeyi temizleyiniz. Parmağınızın ucuyla ufak miktarda aldığınız ilacı lezyonlu deri bölgesine hafifçe sürünüz.
  3. Günde bir kez geceleri uygulanmalıdır.
  4. Cildinizde iyileşmeler görülmesi 2-3 haftayı bulabilir, fakat tam fayda sağlaması için 6 haftadan fazla  kullanmanız gerekebilir
Acnelyse Krem Haftada Kaç Gün Kullanılmalı?
Acnelyse Krem Haftada Kaç Gün Kullanılmalı?

Acnelyse Krem Haftada Kaç Gün Kullanılmalı?

Acnelyse krem tedavisinin 6 hafta kadar sürdüğünü belirtmiştik. 6 haftadan önce fayda gördüğünüzde kremi kullanmayı bırakmamalısınız. Acnelyse kremi günde bir kere olmak üzere 6 hafta kullanabilirsiniz.

Acnelyse Krem Kızarıklık Ne Zaman Geçer?

Acnelyse krem ilk kullanımda deri döküntülerine veya kızarıklığa neden olabilmektedir. Bu ilk etapta normal bir durumdur. Ancak Acnelyse krem kızarıklık ne zaman geçer birçok kişinin aklını kurcalamaktadır. Acnelyse krem etkisi ile oluşan kızarıklık, tedavi bittikten sonra 3-7 gün arasında geçmektedir.

Acnelyse Krem Yüzümü Yaktı Ne Yapmalıyım?

Acnelyse krem oldukça etkili bir kremdir. Acnelyse kremi ilk kullandığınızda yüzünüzde yanma hissi normaldir. Bu zamanla geçecektir. Ancak yanma hissi çok yüksekse ve geçmiyorsa Acnelyse kremi kullanmayı bırakarak doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir.

Acnelyse Krem Yağ Bezelerine İyi Gelir Mi?
Acnelyse Krem Yağ Bezelerine İyi Gelir Mi?

Acnelyse Krem Yağ Bezelerine İyi Gelir Mi?

Göz altlarında bazen yağ bezeleri oluşmaktadır. Bu yağ bezeleri genelde herkeste görülmektedir. Acnelyse krem yağ bezeleri için doktorlar tarafından önerilmektedir.

Acnelyse Krem Cilt Lekelerine İyi Gelir Mi?

Acnelyse krem sivilce ve diğer cilt sorunları için etkili bir kremdir. Sivilce nedeniyle ciltte oluşan lekelenmelere Acnelyse krem iyi gelmektedir.

Acnelyse Krem Güneş Lekesine İyi Gelir Mi?

Güneş ışınları birçok kişide lekeler meydana getirmektedir. Cildin kararmasına da neden olan bu lekeler için Acnelyse krem iyi bir tedavi kremidir. Doktorunuzun önerdiği şekilde düzenli olarak kullandığınız zaman etkilerini kısa sürede göreceksiniz.

Acnelyse Krem Cildi Beyazlatır Mı?

Birçok kişi Acnelyse krem cildi beyazlatır mı merak etmektedir. Acnelyse kremin direkt olarak cildi beyazlatma etkisi maalesef yoktur. Ancak ciltte bulunan lekeleri iyileştirdiği için cilt rengini de doğal olarak açmaktadır.

Acnelyse Krem Tüylenme Yapar Mı?

Acnelyse kremin tüylenme yapma gibi bir yan etkisi yoktur.

Acnelyse Krem Çilleri Geçirir Mi?

Bazı kişilerde genetik etkenlere bağlı olarak bazı kişilerde ise güneş ışınlarına çok fazla maruz kalmaktan dolayı çiller görülmektedir. Acnelyse krem cildi soyarak çillerin azalmasına yardımcı olmaktadır.

Acnelyse Krem Sivilce İzlerini Geçirir Mi?

Cildi yenileyen ve cildi ölü hücrelerden arındıran Acnelyse krem, sivilce izlerini geçirmektedir. Cilde bir peeling etkisi yaratan Acnelyse krem, cildi soyarak leke izlerine iyi gelmektedir.

Acnelyse Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Acnelyse krem genital bölgede asla kullanılmamalıdır.

Acnelyse Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Acnelyse krem bir sivilce ve yara kremidir. Yüz bölgesinde kullanılabilen Acnelyse krem vajinaya sürülmemelidir.

Acnelyse Krem Çatlaklar İçin Kullanılır Mı?
Acnelyse Krem Çatlaklar İçin Kullanılır Mı?

Acnelyse Krem Çatlaklar İçin Kullanılır Mı?

Müthiş bir deri soyucu özelliğine sahip olan Acnelyse krem, çatlakların tedavisi için doktor tarafından önerilen bir kremdir.

Acnelyse Krem Göz Çevresine Sürülür Mü?

Göz çevresinde meydana gelen göz altı torbaları ve morluklar için Acnelyse krem kullanılabilmektedir. Ancak göz çevresinde Acnelyse kremi kullanırken dikkat edilmelidir. Kremi sürerken göz içine değmemesi önemlidir.

Acnelyse Krem Emzirirken Kullanılır Mı?

Acnelyse kremi emziren annelerin kullanması asla önerilmemektedir. Ancak doktor tarafından reçete edilirse, doktorun önerdiği şekilde ve dozda kullanılmalıdır.

Acnelyse Krem Fiyat Eczane

Acnelyse krem yalnızca eczanelerde reçete ile satılmaktadır. Acnelyse krem fiyat eczane satışı 67 TL’dir.

Acnelyse Krem Kullananların Yorumları Neler?

Acnelyse krem kullananların bazılarında kızarıklık ve pullanma görüldüğü belirtilmektedir. Ancak bu kızarıklık ve pullanma kısa süre içerisinde geçmiştir. Bunun dışında Acnelyse krem kullananlar, kremin mucizevi etkilerinden yararlandıklarını ve sivilce gibi cilt sorunlarından sonunda kurtulduklarını belirtmişlerdir.

Acnelyse Krem Yan Etkileri Neler?

Faydası bir hayli fazla olan Acnelyse krem yan etkileri neler önemli bir konudur. Acnelyse krem aşırı hassas bir cilt tipine sahip kişilerde alerjiye neden olabilmektedir. Acnelyse kremin bilinen yan etkileri şunlardır:

  • Kaşıntı
  • Deride döküntü
  • Cilt yüzeyinde batma hissi
  • Işığa duyarlılık
  • Ciltte renk değişikliği
Acnelyse Krem Hakkında Bilinmesi Gereken Hususlar 
Acnelyse Krem Hakkında Bilinmesi Gereken Hususlar

Acnelyse Krem Hakkında Bilinmesi Gereken Hususlar 

  • İlacın etken maddesine karşı bir alerjiniz varsa bu ilacı kullanmanız önerilmez.
  • Deriye uygulandığında derinin en üst tabakası olan epidermise ait hücrelerin yenilenmesine yardımcı olur, aşırı keratin oluşumunu baskılar ve derinin kendisini onarma mekanizmalarını uyarır.
  • Cilde uygulandığında, ciltte geçici bir sıcaklık ve batma hissi olabilir. Gerekirse, tedaviye ara verilerek veya uygulama sıklığı azaltılarak, hastanın dayanabileceği doz ayarlanabilir.
  • Tedavinin ilk haftalarında iltihaplı lezyonlarda artış olabilir. Bunun nedeni ilacın lezyonlar üzerindeki etkisidir ve ilacın kesilmesini gerektirmez.
  • İlacın etki göstermediğini düşünseniz bile, ilacı size reçete edilen sürenin tamamı boyunca kullanınız.
  • Cildinizde iyileşmeler görülmesi 2-3 haftayı bulabilir, fakat tam fayda sağlaması için 6 haftadan fazla  kullanmanız gerekebilir.
  • Ağız, burun ve gözünüze temas ettirmeyiniz.
  • Tedavi süresince güneş ışınlarından ve yapay  UV ışınlarından  (güneş lambaları veya solaryum gibi) kaçınınız. Cildinizi güneş ışınlarına  karşı hassas hale getirebilir ve güneş yanıkları oluşabilir.
  • Tedavi sırasında, ciltte tahrişe sebep olabilecek, sert sabunlar, sert şampuanlar, saç boyası, tüy dökücüler ve alkollü cilt ürünleri kullanmaktan kaçınınız.
  • Rüzgar yanığı ve güneş yanığı ciltlerde, enfeksiyonlu, egzamalı, açık yaralı ve  yanık cilt bölgelerinde kullanmayınız.
  • 12 yaşın altındaki çocuklarda kullanmayınız.
  • Hamilelik ve emzirme döneminde doktorunuza danışmadan kullanılmamalıdır.

Bunlar da ilginizi çekebilir;

Sattvik beslenme faydaları neler? Diyet listesi

Sattvik beslenme sadece bir diyet şekli değil aynı zamanda belirli bir yaşam tarzının parçası. Özellikle yoga severler tarafından takip edilen bir beslenme türü. Bir felsefesi olan sattvik beslenme dingin, uyumlu bir yaşam oluşturma yolunda besinleri de bu amaca hizmet edecek şekilde seçmek olarak özetlenebilir. Sattvik beslenme nasıl uygulanmalı, sattvik beslenmede hangi yiyeceklerin tercih edilmeli gibitemel bilgilerini sizler için derledik.

Sattvik Beslenme Nedir?

Sattvik beslenme insanın doğasını ve düşüncelerini yediklerinin belirlediği vurgular. Bu nedenle sattvik yiyecekler tercih edilir. Sattvik kelime anlamıyla ‘saf’ demektir. Sattvik yiyecekler doğal ve dengeli olduğu düşünülür ve bu yiyeceklerle beslenildiğinde sakinlik, mutluluk ve zihinsel berraklık getirileceği inanılır.

Üç tür besin çeşidi vardır. İlki sattva’yı (uyum) arttıran besinler, Bir diğeri rajasik (uyarıcı) besinler ve son olarak tamasik (tembellik veren) besinlerdir. Sattva türünden olan besinler en çok tercih edilmesi gereken besin grubudur. Rajasik besinleri tüketirken ölçülü olmaya dikkat edilmelidir. Tamasik besinler ise tüketilmemeye çalışmalıdır.

Sattvik besinler şunlardır:

  • Tahıllar ve tohumlar
  • Kuruyemişler
  • Baklagiller
  • Meyveler
  • Sebzeler

Rajasik besinler; fazla baharatlı yiyecekler, kahve, çikolata gibi besinlerdir. Tamasik besinler ise; işlenmiş gıdalar, hayvansal besinler, soğan, sarımsak, konserve, yoğurt ve sirke gibi besinlerdir.

Sattvik Beslenme Nasıl Yapılır?
Sattvik Beslenme Nasıl Yapılır?

Sattvik Beslenme Nasıl Yapılır?

Sattvik diyet nasıl yapılır bilmek için sattvik diyetin kurallarını bilmek gerekir.

Sattvik diyette ilk kural erken yemektir. Gün içinde en son katı yiyecek öğle saatlerinde yenmelidir. Bitki çayları bu öğünden sonra tüketilmeye devam edilebilir.

Diğer önemli bir nokta ise sattvik beslenmede hayvansal ürünler tüketilmez. Sattvik beslenmede insanın vücuduna aldığı besinle birlikte dönüştüğü düşünülüyor. Bu sebeple hayvansal gıdalar tüketildiğinde hayvanın bilincini, duygularını vücudumuza almamak için hayvansal hiçbir ürün tüketilmiyor. Rajasik besinlerin tüketimini de sınırlandırmak gerekiyor. Bunlar kahve, şeker gibi besinler.

Sattvik beslenmede sadece ne yediğiniz önemli değil, yemeği pişirirken şükran gibi güzel duygulara sahip olmanız da bu beslenme tarzında dikkat edilmesi gerekenler arasında.

Taze ve mevsimine göre besinler seçilen sattvik beslenmede aşırı yemek yenmemesi öneriliyor. Yemek yenen ortam mutlu ve huzurlu bir ortam olmalı. Yemekler yavaşça ve iyice çiğnenerek yenmeli aksi takdirde yemekler rajasik etki gösterebilir. Benzer türden yiyeceklerde bir öğünde fazla tüketmeyin.

Sattvik Beslenme Faydaları Neler?

Sattvik beslenme faydaları neler merak edilmektedir. Bu faydaları şöyle sıralamak mümkündür:

  • Bağışıklık sistemini güçlendirir. Bu beslenme ile besleyici besinler tercih edildiği için düzenli olarak uygulanırsa daha sağlıklı bir bağışıklık sistemine kavuşmanızı sağlar.
  • Kilo vermek konusunda işlevsel bir beslenmedir. Genel olarak tercih edilen besinler düşük kaloriye, yüksek protein, vitamin ve minerale sahiptir. Böylece oluşan kalori açığı sayesinde kilo verebilirsiniz.
  • Sattvik besinler vücuda esneklik kazandırır. Sağlıklı beslenmenizi sağladığı için vücuda enerji, mutluluk ve huzur getirir.
  • Sindirim sistemini güçlendirir. Taze sebzelerin pişirilmeden yenmesi sattvik beslenmede geniş bir yer kaplar ve bu sayede sebzelerdeki tüm vitamin ve mineraller vücuda alınır. Lifli besinler de sindirimi destekler ve kolaylaştırır.
  • Vücudunuzu toksinlerin vücudunuzdan uzaklaştırılmasını sağlar.

Sattvik Diyet Kilo Vermek İçin İyi Mi?

Sattvik diyet kilo vermek için iyi ve sağlıklı bir yoldur. Sattvik diyette tüketilen besinlerin lif oranı oldukça yüksektir. Bu durum metabolizmasının hızını arttırır ve kilo vermeyi kolaylaştırır. Sattvik besinlerin kalorisi de oldukça düşüktür. Böylece kalori açığı oluşur ve sattvik beslenme ile kilo verilebilir.

Sattvik beslenmede porsiyon kontrolü de önemlidir. Herkesin kendi eli boyunda yemesi sattvik beslenmenin bir parçasıdır ve yenilen besin ele sığmıyorsa bu gerektiğinden fazla yemek yendiği anlamına gelir.

Sattvik Beslenme Kahvaltı Menüsü Nasıldır?
Sattvik Beslenme Kahvaltı Menüsü Nasıldır?

Sattvik Beslenme Kahvaltı Menüsü Nasıldır?

Sattvik beslenmede kahvaltı menüsünü hazırlarken saatvik besinleri kullanmaya özen göstermelisiniz. Sattvik kahvaltılarda meyve bulunabilir. Yulaf ezmesi, pirinç, kinoa, karabuğday gibi tahılları pişirerek kahvaltınıza dahil edebilirsiniz. Protein ve sağlıklı yağ almak için örneğin fındık tüketebilirsiniz. Chia tohumu gibi tohumları hazırladığınız tabağa ilave edebilirsiniz.

Bahsettiğimiz besin gruplarından damak tadınıza göre çeşitli kombinasyonlarda sattvik beslenmeye uygun kahvaltılar hazırlayabilirsiniz. Örnek kahvaltı menüleri ise şöyledir:

  • Şeftali ve yulaf lapası
  • Badem sütü, çilek, keten tohumu ve şekersiz hindistan cevizi ile yapılan kinoa lapası

Sattvik Beslenmede Yumurta Var Mı?

Sattvik beslenmede yumurta var mı diye merak ediyorsanız bu sorunuzun cevabı hayır. Sattvik beslenme insanların tükettiği besinlerle birlikte dönüştüğünü felsefesine sahiptir. Bu nedenle hayvansal gıdaları tüketmezler çünkü bu hayvanın sahip olduğu duyguları vücudumuza almak demektir. Hayvansal ürünler bu yüzden sattvik beslenmeye dahil değildir.

Sattvik Beslenme Listesi

Sattvik beslenme listesi için örnek liste şudur:

Kahvaltı:

  • Yulaf lapası
  • Bir porsiyon meyve
  • Avuç içi kadar fındık

Öğle yemeği:

  • Lahana ile kinoa salatası
  • Tatlı patates

Akşam yemeği:

  • Haşlanmış nohut
  • Sebze tabağı

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Hindistan cevizi yağı saç beyazlamasını önler mi?

Hindistan cevizi yağı gerek sağlık gerekse güzellik için kullanılabilen çok yönlü bir bileşendir. Hindistan cevizi yağını pişirdiğiniz yemeklere ilave edebildiğiniz gibi, cildinizi nemlendirmek ya da makyajınızı temizlemek için de kullanabilirsiniz. Pek çok insan saçlarının sağlığını korumak ya da geliştirmek için Hindistan cevizi yağı kullanmaktadır. Pekiyi, Hindistan cevizi yağı saç beyazlamasını önler mi? Saç sağlığı açısından Hindistan cevizi yağı ile ilgili merak edilenler yazımızda.

Saçlar Neden Yıpranır?

Günlük saç bakımında uyguladığınız yıkama, fırçalama ya da şekillendirme işlemleri saçınıza zarar verebilir. Bu uygulamaların olumsuz etkisi saçlarınızı kıvırcık hale getirmek, kırmak ya da kurutmak olabilir. Bu uygulamaların neden saçınıza zarar verdiğini anlatmak için, öncelikle saçlarınızın yapısı hakkında kısaca bilgi verelim. Saçınız başlıca 3 katmandan oluşur:

Medulla Tabakası: Medulla tabakası saç telinin ortasında yer alan yumuşak bölümdür. Saç telleriniz kalın ise saçınızda daha fazla miktarda medulla tabakası bulunur. İnce telli saçlarda medulla tabakası çok azdır.

Korteks Tabakası: Korteks saçınızda bulunan en kalın katmandır. Bu katman saç rengini oluşturan pigmentleri ve saçı besleyen pek çok protein çeşidini içerir.

Kütikül Tabakası: Bu bölüm saçın en dış kısmında yer alan sert ve koruyucu katmandır.

Saçınıza her gün rutin olarak uyguladığınız yıkama, boyama ya da şekil verme işlemleri özellikle saçınızın kütikül tabakasına zarar verir. Zarar gören kütikül tabakası saç telinizin gövdesini ve merkezindeki bölümleri koruyamaz. Bunun sonucunda saçın korteks tabakasında bulunan lifli proteinlerin bir bölümü kayba uğrar ve saçınız ince, kırılgan bir hale gelir.

Hindistan Cevizi Yağı Saç Beyazlamasını Önler Mi?
Hindistan Cevizi Yağı Saç Beyazlamasını Önler Mi?

Hindistan Cevizi Yağı Saç Beyazlamasını Önler Mi?

Beyazlayan saçlar kadın erkek herkesin sorunu. Saç beyazlamasına önlem almak isteyenlerin merak ettiği tek soru ise Hindistan cevizi yağı saç beyazlamasını önler mi. Saçların beyazlaması vücudun biyolojik yaşlanmasının bir işaretidir. Saçın tamamen beyazlaşması zaman alır. Saçların yaşa bağlı olarak beyazlaması herkes için kaçınılmazdır. Ancak bazı kişilerde saç beyazlaması yaşlılığın nedeni olmayabilir.

Birçok orta yaşlı insan ve hatta ergenlerde, erken saç beyazlanması gelişir. Genç erişkinleri çok daha yaşlı gösteren 20-30 yaşlarındaki erken beyazlama büyük endişe kaynağıdır. Saçların erken beyazlaması sorunu farklı faktörlerin sonucu olabilir. Anahtar faktörler,

  • Genetik yatkınlık,
  • Hormonal yükseliş ve düşüş,
  • Sigara alışkanlığı,
  • Stres bağımlılığı ve modern yaşam tarzının gerilimi
  • Tiroid bozuklukları veya glikoz seviyesindeki değişiklikler gibi bazı hastalıklar,
  • Saç folikülünün yetersiz pigmentasyonu ve melanin yokluğudur.

Saçların erken dönemde beyazlaşmasını önlemek için kimyasal ürünler yerine doğal çözümleri tercih etmek daha sağlıklıdır. Saç beyazlamasını önlemek için en iyi doğal çözümlerden birisi, her gece kafa derisine saf hindistancevizi yağı ile masaj yapmak ve daha sonra saçı temizlemektir.

Saç Beyazlaması İçin Neden Hindistan Cevizi Yağı Kullanılmalı?

  • Diğer yağlardan farklı olarak, hindistancevizi yağı saç derisine derinlemesine nüfuz eder ve saçınızın proteinini bağlar. Buna karşılık nemi tutar ve lif içeriğini güçlendirir ve saçın beyazlamasını geciktirir.
  • Hindistan cevizi yağı saçın pigmentini korumasına yardımcı olur ve saç derisindeki kan dolaşımını artırır.
  • Erkek genellikle siyah saçlı kafa ister. Hindistan cevizi yağının uzun süreli kullanımı arzunuzu dolduracaktır.
  • Hindistan cevizi yağındaki omega-3 yağ asitleri, hasarı onarmaya ve beyaz saçları önlemeye yardımcı olur .
  • Saçları daha sağlıklı yapan kepeklenmeyi önler . Ve sağlıklı saçlar her zaman beyaz veya griye dönmeyi geciktirir.
Hindistan Cevizi Yağı Saç Beyazlamasını Önlemek İçin Nasıl Kullanılır?
Hindistan Cevizi Yağı Saç Beyazlamasını Önlemek İçin Nasıl Kullanılır?

Hindistan Cevizi Yağı Saç Beyazlamasını Önlemek İçin Nasıl Kullanılır?

Malzemeler;

  • 3 yemek kaşığı limon suyu
  • Hindistan cevizi yağı

Hazırlık ve kullanım;

  • Bir kaseye bir avuç hindistancevizi yağı koyun ve 3 yemek kaşığı limon suyu ilave edin.
  • Hindistan cevizi yağı ve limonu yavaşça karıştırın ve karışım miktarının tüm saç uzunluğunu kaplayacak kadar olduğundan emin olun.
  • Karışımı kökten başlayarak uygulayın. Ürünün emilmesini sağlamak için saç derisine masaj yapın, ardından 1 saat bekleyin.
  • Saçınızı durulayın ve normal şampuanla yıkayın.
  • Bu prosedürü haftada bir kez tekrarlayın.

İpucu: Şunları da yapabilirsiniz hardal yağı ile Hindistan yağını karıştırın ve saçınıza uygulayın. En az bir saat beklettikten sonra saçınızı durulayın. Hardal yağı, saç derinizi besleyen çinko, kalsiyum, demir, magnezyum ve selenyum içerir .

Hindistan Cevizi Yağı Neden Saçınızı Diğer Yağlardan Daha İyi Korur?

Güzellik uzmanları, Hindistan cevizi yağının saçtaki protein kaybını azaltmak ve saçın sağlıklı görünmesini sağlamak için kullanılabilecek en iyi yağ olduğunu düşünüyorlar. Bu düşünceler bazı bilimsel kanıtlarla desteklenmektedir.

Yapılan bir araştırmada Hindistan cevizi yağı, ayçiçeği yağı ve mineral yağının saçta yaratabileceği etkiler incelendi. Çalışmada saçın ne ölçüde sağlıklı kaldığını ölçebilmek için, uygulama sonrası saçtan uzaklaşan protein miktarı ölçüldü. Ölçüm sonucunda Hindistan cevizi yağı uygulanan saçtaki protein kaybının, ay çiçeği veya mineral yağ uygulanan saçlardaki protein kaybından çok daha az olduğu bulundu.

Çalışmanın devamında Hindistan cevizi yağının kimyasal işlem uygulanan ya da UV ışınlarına maruz kalan saçlarda dahi protein kaybını azalttığı bulundu. Hindistan cevizi yağının saç korumada bu kadar etkili olması, sahip olduğu kimyasal bileşimdir.

Hindistan cevizi yağı, bileşiminde laurik asit olarak tanımlanan orta zincirli bir yağ asidi içerir. Laurik asit, Hindistan cevizi yağına uzun ve düz bir yapı verir. Bu sayede Hindistan cevizi yağı, saç gövdesine çok daha kolay nüfuz eder.

Ayçiçek yağında bulunan yağ asidi ise, laurik aside oranla daha hacimli bir yapısı olan linoleik asittir. Linoleik asit, saç tarafından laurik asit kadar kolay emilemez. Bu nedenle mineral yağı veya ayçiçeği yağı muamele edildikleri saçı tamamen kaplamalarına rağmen, saçın gövdesi tarafından Hindistan cevizi yağı kadar emilemezler.

Yıkamadan önce ya da sonra Hindistan cevizi yağı sürmek saçınızın hasar görmesine engel olur;

Saçınızı yıkamadan önce yağ ile muamele etmek, saçınızın yıkama sırasında ya da ıslakken hasar görmesine engel olur. Saçların en çok hasar gördüğü zaman, ıslak olduğu zamandır. Saç su emerek nemlendiğinde yapısında bazı değişiklikler ortaya çıkar. Islanma sonucu saçın korteks tabakası suyu emer ve kütikül yapısında değişmeye yol açar.

Saçınızı yıkadıktan sonra yağ ile muamele etmek, saçınızı daha yumuşak ve pürüzsüz hale getirir. Böylece yıkama sonrası saçınızı şekillendirirken ortaya çıkan sürtünme miktarını azaltmış olursunuz. Buna bağlı olarak saçınızın hasar görme ve kırılma olasılığı azalır.

Hindistan cevizi yağı saçlarınızın uzamasına yardımcı olabilir;

Hepimiz, canlı, uzun ve parlak saçlarımız olmasını isteriz. Fakat yaşadığımız ortamdaki hava koşulları ve/veya hava kirliliği gibi nedenlerle saçımız yıpranır ve zarar görür. Bu durum saçların uzamasını zorlaştırır. Çünkü saçlar uzadıkça daha kolay yıpranır.

Hindistan cevizi yağı kullanmak, saçınızı dış etkilerden koruyacağı için istediğiniz kadar uzatmanıza yardımcı olabilir.

Hindistan cevizi yağı saçı nemlendirir ve kırılmayı azaltır;

Hindistan cevizi yağı uygulamak saçın ıslakken protein kaybına uğramasını önler ve saçın hasarlanmasının önüne geçer. Hindistan cevizi yağı saçı rüzgar, güneş ve duman vb. çevre koşullarının oluşturduğu zararlardan koruyabilir. Hindistan cevizi yağından fayda görebilmeniz için, onu düzenli olarak saç bakım rutininize eklemelisiniz.

Hindistan Cevizi Yağının Saça Faydaları
Hindistan Cevizi Yağının Saça Faydaları

Hindistan Cevizi Yağının Saça Faydaları Neler?

Hindistan cevizi yağının saçlara sağlayabileceği başlıca faydaları şunlardır:

Bit Önleme;

Yapılan bilimsel bir araştırmada, küçük bir sprey şişede anason ve Hindistan cevizi yağı bir arada karıştırıldı ve saça uygulandı. Sonuçta bu karışımın saç biti tedavisinde, kimyasal bir madde olan permetrine oranla % 40 daha etkili olduğu bulundu.

Güneşten Koruma;

Güneşten gelen zararlı UV ışınları saçınıza zarar verebilir. Saçlara Hindistancevizi yağı sürmek, güneşten gelecek zararları önleyebilir. Yapılan bazı bilimsel çalışmalarda, Hindistan cevizi yağının bileşiminde güneş koruma faktörü içerdiği sapandı. Bu nedenle düzenli aralıklarla saça Hindistan cevizi yağı sürmek saçınızı güneşin zararlı etkilerinden koruyabilir.

Kepek Tedavisi;

Kepek oluşumunun başlıca sebebi, saç derisi üzerinde mantar ve/veya bazı mayaların yerleşerek gelişmesidir. Hindistan cevizi yağı, antimikrobiyel bileşenler içerdiği için kepek tedavisinde etkili olabilir.

Saç Dökülmesini Önleme;

Çok fazla taramak ya da şekil vermek saçınıza zarar verebilir. Bunun sonucunda saç dökülmesi yaşanabilir. Bu tip durumlarda düzenli olarak Hindistan cevizi yağını saçınıza uygulamak, saçınızın daha dirençli olmasına yardımcı olur.

Bunların yanı sıra Hindistan cevizi yağını çeşitli yiyeceklerle oral olarak tüketmenin de saçlara iyi gelebileceği düşünülüyor. Fakat bu konuda kesin ispatlanmış bilimsel çalışma sayısı çok azdır.

Saçınıza Hindistan Cevizi Yağı Sürmenin Yöntemleri

Saç sağlığınızı korumak ve geliştirmek için Hindistan cevizi yağını uygulayabileceğiniz yollar şunlardır:

Saç kremi olarak kullanmak:

Saçınızı her zamanki gibi şampuanla yıkadıktan sonra, Hindistan cevizi yağını saçınızın orta kısmına uygulayın ve saçınızı ortasından ucuna kadar nazikçe tarayın.

Yıkamadan sonra saç açıcı özelliğinden yararlanmak için:

Saçınızı şampuanla yıkadıktan ve duruladıktan sonra, fırçalarken zarar görmesini önlemek için saçınıza bir miktar Hindistan cevizi yağı sürün.

Saç maskesi olarak kullanmak için:

Yıkamadan birkaç saat önce, Hindistan cevizi yağını saçınıza sürün ve bekleyin. (Tercihan 1 gece boyunca beklemeniz önerilir)

Ön yıkamadan önce saç koruyucusu olarak kullanmak için:

Saçınızı yıkamadan önce Hindistan cevizi yağı sürün ve bekletmeden yıkayın.

Saç derisini tedavi etmek için:

Yatmadan önce az bir miktar Hindistan cevizi yağı kullanarak saç derinize nazikçe masaj yapın. Bir gece bekleyin ve sabah saçınızı şampuanla yıkayın.

Bu belirtilen yöntemleri düzenli olarak uygularsanız, güzel, sağlıklı ve parlak saçlara sahip olabilirsiniz. Pek çok insan bu uygulamaları saçlarının ortasından ucuna doğru yaparak, Hindistan cevizi yağının saçlarda fazla yağ oluşturmasını önlemeyi tercih ediyor. Kısa ve ince telli saçlara sahipseniz muhtemelen 1 çay kaşığı Hindistan cevizi yağı sizin için yeterlidir. Kalın telli, uzun saçlarınız varsa 2 yemek kaşığı kadar Hindistan cevizi yağı bu teknikleri uygulamak için yeterli olabilir.

Hindistan Cevizi Yağı Ve Limon Saça Nasıl Kullanılır?

Göze sürme çekmek faydalı mı, zararlı mı?

Göze sürme çekmek; süslenmek, nazardan korunmak, gözleri hastalıklardan korumak gibi sebeplerle tarih boyunca çeşitli medeniyetlerde yaygın olarak kullanılmıştır. Hz. Muhammet (S.A.V.)’in de görmeyi güçlendirmek ve kirpikleri gürleştirmek için ismid sürmesinin kullanımını tavsiye ettiği biliniyor. Hatta uyumadan önce kendisinin de gözlerine üçer defa sürme çektiği ifade ediliyor.

Gelin yüzyıllardır insanlar tarafından kullanılan sürmenin faydalarına, kullanım şekline ve diğer merak edilenlere daha yakından bakalım.

Göze Sürme Çekmek Faydalı Mı?

Göze sürme çekmek faydalı mı diye merak ediyorsanız elbette göze sürme çekmenin faydaları var. Bu faydalar işe şunlardır:

  • Gözde iltihap oluşma ihtimalini azaltır.
  • Kirpikleri uzatır ve gürleştirir. Aynı zamanda rengini koyulaştırır.
  • Sürmede bulunan çinko maddesi görme yetisini arttırıcı özelliktedir.
  • Gün içinde gözde toplanan kiri ve tozu temizler.
  • Güneş ışınlarına maruz kalarak hasar gören göz hücrelerini onarır.
  • Gözün parlamasını sağlar.
  • Gözde oluşan çapağı giderir.
Göze Sürme Nasıl Çekilir?
Göze Sürme Nasıl Çekilir?

Göze Sürme Nasıl Çekilir?

Göze sürme nasıl çekilir sorunun cevabı sürmenin türüne göre değişiklik gösteriyor. Sürmeler kalem sürme ve toz sürme olarak ikiye ayrılıyor.

Kalem sürme çekerken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta tek seferde sürmeyi çekmektir. Tekrarlı bir şekilde çektiğinde gözde istenmeyen bir görüntü oluşacaktır. Sürmenin gözünüze değmemesine özen gösterin. Göz pınarından gözün diğer ucuna kadar tek seferde çekilen sürme güzel bir görüntü oluşmasına yardımcı olur.

Toz sürme çekmek ise iki aşamadan oluşur. Sürme aplikatörüne bir miktar sürme sürün. Ardından gözünüzü kapatın. Kirpiklerinize yeteri kadar sürme sürdükten sonra gözünüzü açabilirsiniz.

Kullanacağınız sürmeyi seçerken göz yapınızı dikkate almalısınız. Küçük yapılı gözler için açık renkli sürmeler uygunken büyük yapılı gözlerde koyu renkli sürmeler tercih edilmelidir. Nasıl bir görünüm elde etmek istediğinize bağlı olarak sürmenin çekileceği yer farklılaşır. Örneğin spor bir görünüm için üst göz kapağının dışına sürmeyi seçebilirsiniz. Şık bir görünüm içinse alt göz kapağının içine sürme çekmek iyi bir seçenektir.

Göze Sürme Çekmenin Faydaları Neler?

Göze sürme çekmek güneşin zararlı ışınlarından gözü korur. Işığı emerek gözün yorulmasını önler.  Kirpiklere vitamin sağlar ve kirpiklerin dökülmesinin önüne geçer. Göz sinirlerini kuvvetlenmesini sağlar. Sıvı halinde olan balla karıştırılıp sürüldüğü takdirde baş ağrısını giderir.

Bebeklerde Göze Sürme Çekmek Faydalı Mı?

Geleneksel bir uygulama olan bebeklerde göze sürme çekmek faydalı mı merak ediliyor. Bebeklerde göze sürme çekmek göz enfeksiyonlarına neden olabileceği için doktorlar tarafından önerilmiyor.

Göze Sürme Çekmek Zararlı Mı?

Göze sürmenin birçok faydasının yanında bazı zararları bulunuyor. Özellikle toz sürmeyi düzenli olarak kullanan bireylerde ‘trahom’ denen göz enfeksiyonu oluşabiliyor. Sürme birçok mantar ve bakteri de taşıyabildiği için göze sürüldüğünde göze bulaşmasına neden olabiliyor.

Sürme kurşun içerir. Düzenli kullanıldığı takdirde kurşun zehirlenmesine yol açabilmesi göze sürme çekmenin olası bir başka zararı.

Erkekler Gözlerine Sürme Çeker Mi?

Erkekler göze sürme çeker mi, evet erkekler de göze sürme çekebilir. Sürmenin bulunan birçok faydasından yararlanmak için erkekler de sürme kullanabilir. İslam dininde erkeklerin süslenmek amacıyla göze sürme çekmesi caiz kabul edilmez. Tedavi amacıyla ve faydalarından yararlanmak amacıyla kullanılmasında ise bir sakınca yoktur.

Göze Sürme Çekmek Rüyada Ne Anlama Gelir?

Göze sürme çekmek rüyada ne anlama gelir diye sorulduğunda bu rüyanın tabiri rüyayı gören kişiye göre değişir. Bekar bir kız rüyada gözüne sürme çekiyorsa bu evleneceğine işaret eder. Bu rüyayı gören dul bir kadın ise yeniden evleneceği yönünde yorumlanır. Evli bir kadın rüyada gözüne sürme çekiyorsa eşi tarafından çok sevildiğini gösterir.

Başka tabirlere göre ise rüyada göze sürme çekmek kişiye bir yerden para geleceğinin habercisidir. Başka bir kişi tarafından kendi gözünüze sürme çekildiğini gördüyseniz bu iyiliğin ve güzelliğin sizi beklediği şeklinde yorumlanır ancak sürmeyi çeken bu kişi kötü olarak bildiğiniz bir kişi ise tam tersi şeklinde yorumlanır.

Toz İsmid Sürmesi Göze Nasıl Çekilir?

Uyurken terleme nedenleri neler, terlemek iyi midir?

Herkesin uyurken terlediği zamanlar oluyor. İlk etapta uyurken terleme oldukça doğaldır. Fakat devamlı olarak uyurken terliyorsanız altta yatan sebepleri araştırmak için bir hekime danışmalısınız. Uyurken terleme ile ilgili olası nedenler ve daha fazlasını sizin için bir araya getirdik.

Uyurken Terleme Nedenleri Neler?

Uyurken terleme nedenleri neler sorusunun cevapları bilinmelidir çünkü çevresel etkenler nedeniyle oluşabileceği gibi bazı hastalıkların belirtisi de olabilir.

Normal ve tedavi gerektirmeyen uyurken terleme nedenleri; kıyafet, kullanılan yorgan, oda sıcaklığı, bireyin gün içinde tükettiği yiyeceklerden dolayı meydana gelen terlemedir.

Sürekli ve şiddetli bir terleme söz konusu ise mutlaka nedenleri araştırılmalı ve tedavi yoluna gidilmelidir. Uyurken terlemeye sebep olan hastalık tespit edilmeli ve iyileştirilmelidir.

Obstrüktif uyku apnesi: Uyku apnesinde boğaz daralır ve nefes almayı engeller. Uyku apnesi tedavi edilmemiş ise uyurken terlemenin görülme ihtimali oldukça yüksektir.

Hiperhidroz: Ter bezlerinin gerektiğinden fazla çalışması nedeniyle uyurken terleme ortaya çıkabilir.

İlaçlar: Ateş düşürücüler, hormanal ilaçlar, antibiyotik gibi ilaçların sonucunda yan etki olarak uyurken terleme meydana gelebilir.

Stres: Kaygı, majör depresyon ve diğer mental problemlere uyurken terleme ve sıcak basması eşlik edebilir.

Hormanal bozukluklar: Menopoz döneminde ve testosteron problemleri gibi hastalıklar sonucunda şiddetli gece terlemeleri yaşanabilir.

Enfeksiyonlar: Tüberküloz, HIV gibi enfeksiyonel hastalıkların belirtileri olarak titremeye eşlik eden uykuda terleme görülebilir.

Reflü: Reflü çoğu zaman uykuda terlemeye sebep olabilir.

Kanser: Özellikle lenfoma kanserinde ateşlenme ve uykuda terleme başlıca belirtilerdendir.

Nörolojik hastalıklar: Nörolojik hastalıkların belirtisi olarak nadiren uyurken terleme görülür. Yine de felç, otonom disrefleksi gibi hastalıklarının belirtileri arasında uykuda terleme yer alır.

Uykuda Terlemek Hastalık Mıdır?
Uykuda Terlemek Hastalık Mıdır?

Uykuda Terlemek Hastalık Mıdır?

Uykuda terlemek hastalık mıdır sorusuna verilecek cevap duruma bağlı olarak değişir. Zaman zaman sıcaklık ya da ağır besinler tüketilmesi nedeniyle herkes terleyebilir. Bu hastalık değildir ve normaldir. Uyurken terlemek genel olarak terleme bir artış olduğu takdirde problemin habercisidir. Öte yandan uyurken terleme kendi başına bir hastalık değildir, var olan başka bir hastalıkların belirtisi olarak değerlendirilmelidir. Uyurken aşırı terleme hormanal hastalıklardan, tiroid bezinin aşırı çalışmasından kaynaklanabilir.

Uyurken Terlemenin Faydaları Var Mı?

Terlemenin vücudumuz için birçok faydası olduğu için elbette uyurken terlemenin faydaları var. Ter bezleri vücut ısının dengesini sağlamak ter adı verilen sıvıyı oluşturur. Terlemenin faydaları ise şunlardır:

  • Vücutta biriken toksin ve üre terleme yoluyla atılabilir. Soğuk algınlığının iyileşmesinde terleme önemli bir yardımcıdır.
  • Terlemek deride bulunan gözeneklerin aktif çalışarak açık kalmasını sağlar.
  • Terlemek cilde tutunan mikrop ve bakterilerin uzaklaşmasını sağlar.
  • Terlemek vücuttaki ideal sıvı dengesinin oluşmasını sağlar. Aşırı terlediğiniz günlerde daha fazla su içmeniz tavsiye edilir.
  • Terleyerek vücuttaki ağır metaller atılır. Bu Alzheimer riskinin azalmasında rol oynar.
  • Toksinler terleme yoluyla atıldığında böbrekler daha az çalışır ve böbrek sağlığına katkı sağlar.

Uyurken Terleme Nasıl Önlenir?

Uyurken terleme nasıl önlenir diye sorulduğunda birkaç küçük değişiklikle bu durum iyileştirilebilir.

  • Öncelikle gün içinde su tüketmeye dikkat edin.
  • Yatakta ince kıyafetler tercih edin.
  • Yorgan ve battaniyenizi terletmeyecek cinsten ve ince seçin.
  • Uyuduğunuz odayı havalandırın ve serin olmasına özen gösterin.
  • Bazı yiyecekler uyurken terlemeyi tetikler. Bunlar kafein, sigara ve alkoldür. Bu yiyeceklerden uzak durmaya dikkat edin.
Uyurken Terlemeye Ne iyi Gelir?
Uyurken Terlemeye Ne iyi Gelir?

Uyurken Terlemeye Ne iyi Gelir?

Uyurken terlemeye ne iyi gelir diye araştırıldığında farklı yöntemlerle karşılaşıyoruz.

Yöntemlerin ilkinde krem ve deodorantlarla gözenekler tıkanır ve geçici olarak terlemenin önüne geçilir. Birkaç saat geçerliliğini korur. Aşırı terleme botoks tedavisinde ise aşırı terleyen bölgeye botoks enjekte edilir, böylece terlemeyi sağlayan reseptörler engellenerek terleme durdurulur. 3 ila 6 ay aralıkla bu işlemin tekrarlanması gerekir.

Aşırı terleme ameliyatı kesin ve kalıcı çözümdür.

Uyurken terlemeyi azaltmak için doğal yöntemler de bulunuyor. Vücudunuzda yeterli miktarda magnezyum ve B vitamini olduğu takdirde terleme azalıyor. Bu dengeyi sağlamak için birkaç öneri:

  • Bir çay bardağı sıkılmış domates suyunu her gün düzenli olarak içerseniz terlemeye neden olan virüsleri dışkılama yoluyla vücudunuzdan uzaklaştırabilirsiniz.
  • Yeşil çay terlemeye sebebiyet veren hücre sayısını azaltır. Bu nedenle günde iki fincan yeşil çay tüketilmesi önerilir.
  • Bir litre su ile bir çay kaşığı meşe ağacı kabuğu, okaliptüs ve ceviz yaprağını bir litre suyun içinde kaynatın. Sonrasında bir litre soğuk suyu içine ilave edin. Terleyen bölgeleri oluşan bu karışım ile temizleyin.

Uyurken Terlemek Kilo Verdirir Mi?

Terlemenin temel amacı vücut ısısını dengede tutmaktır. Bu nedenle terlemek tek başıma yağ yakımını ve kilo vermeyi sağlamaz. Örneğin sıcak havalarda kalın kıyafetler tercih ettiğiniz için terlediğinizde bu ekstra yağ yakımı sağlamayacaktır. Şayet bir egzersiz sonucunda terliyorsanız yağ yakımı ve terleme arasında bir ilişki kurulabilir. Egzersiz sırasında terleme kalori yaktığınızı gösterir.

Uyurken Aşırı Terleme İçin Hangi Doktora Gidilir?

Uyurken aşırı terleme için hangi doktora gidilir sorusuna yanıt uyurken terlemenin kökeninde bulunduğu düşünülen hastalıklara göre şekillenir. Uyurken terleme için genellikle iç hastalıkları ve göğüs hastalıkları hekimlerine gidilmesi önerilir.

Genel terleme için dahiliye ve endokrinoloji hastalıklarından şüphelenildiği için bu bölümlerin hekimlerine gidilmesi tavsiye edilir. Çocuklarda terleme için ise çocuk hastalıkları doktorlarına danışılmalıdır.

Çocuklarda kusma neden olur, ne iyi gelir, nasıl geçer?

Çocukları kusan ebeveynler telaşa kapılabiliyor. Böyle anlarda öncelikli yapılması gereken sakin bir şekilde kusmayı tetikleyen sağlık problemini araştırmak. Mevcut probleme göre bir uzmana danışmak ya da evde uygulanabilecek çözüm yollarını uygulamaya koymak bir sonraki aşamadır.

Çocuklarda Kusma Neden Olur?

Çocuklarda meydana gelen bulantı ve kusma nedenleri çeşitli hastalıkların belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Kusmaya neden olabilecek hastalıklar idrak yolu enfeksiyonu, üst solunum yolu enfeksiyon, orta kulak iltihabı ve menenjittir. Eğer enfeksiyon nedeniyle çocuklarda kusma meydana geldiyse bir uzmandan yardım alınmalı ve gerekli tedavi uygulanmalıdır.

Besin zehirlenmeleri sonucunda bulantı ve kusma yaşanabilir. Zehirlenmeye neden olan yiyecek yenildikten sonra 6 ila 8 saat arasında bulantı ve kusma başlar. Bir ile iki gün içinde de etkileri azalarak biter. Sıvı dahi tüketilmediği durumlarda mutlaka hekime başvurulmalıdır.

Mide ve bağırsak hastalıkları kusma ile mide bulantısına sebebiyet verir. Kusmanın yanında şiddetli bir karın ağrısı varsa apandisit akla gelmesi gereken bir hastalıktır. Çocuklarda kusma sadece fizyolojik sorunların belirtisi değildir. Yaşanan psikolojik ve sosyal belirtiler sonucunda da fizyolojik belirtilerle kendini gösterebilir. Okul fobisi yaşayan çocuklarda meydana gelen bulantı ve kusma bu duruma örnek olabilir.

Çocuklarda Kusmanın Nedenleri Neler?
Çocuklarda Kusmanın Nedenleri Neler?

Çocuklarda Kusmanın Nedenleri Neler?

Çocuklarda kusmanın nedenleri neler kusmanın neden kaynaklandığını bilip tedavi edilebilmesi için bilinmelidir.

Kusma nedenleri çocukların yaşına ve kusma şiddetine göre farklılık gösteriyor. Bunun yanında çocuğun genel durumu ile eşlik eden semptomların birlikte değerlendirilmesi önemlidir.

0-2 yaş çocuklarda kusma

Sıklıkla görülen nedenler: Çocuklarda kusma mide bağırsak enfeksiyonundan kaynaklanıyor olabilir. Anatomik tıkanıklık ve çocuğun gereğinden fazla besin tüketmesi olası diğer sebepler arasında yer alıyor. İdrar yolu enfeksiyonu da gözden kaçırılmaması gereken diğer bir neden. Çocukların yabancı bir cisim yutması halinde vücudun bu cismi vücuttan uzaklaştırmak için verdiği tepkiler nedeniyle de bulantı ve kusma meydana gelebiliyor.

Seyrek görülen nedenler: Başa alınan darbeler sonucunda meydana gelen kafa travmaları ile beyin tümörü kusmaya neden olabilir. Besin zehirlenmesi ile de mide bulantısı ve kusma ortaya çıkar.

2-12 yaş çocuklarda kusma

Sıklıkla görülen nedenler: Enfeksiyonlar kendisini sıklıkla mide bulantısı ve kusma ile gösterir. Enfeksiyonlar idrar yollarında, orta kulakta ve üst solunum yollarında olabilir. Bu yaş grubunda yine zehirlenme bir kusma nedenidir. Karın ağrısı eşlik eden kusma ve bulantılarda apandisit ile ilgili bir sağlık problemi olabileceği hemen akla gelmelidir.

Seyrek görülen nedenler: Karaciğer hastalıkları, peptik hastalıklar ve pankreatit hastalıklardan kaynaklı kusma seyrek olarak görülebilir. Beyin tümörü ve kemoterapi sonucunda da çocuklarda kusma meydana gelebilir.

12-18 yaş arasındaki çocuklarda kusma

Sıklıkla görülen nedenler: Bağırsak enfeksiyonları ve diğer enfeksiyonlar, apandisit, migren ve zehirlenme bu yaş grubu çocuklarda sıklıkla görülen kusma nedenleridir. Ergenlik döneminde beden algısının önem kazanmasıyla birlikte blumia gibi psikopatolojiler sonucunda da kusma görülebilir. Blumia nevroza tıkınırcasına yeme ataklarının ardından zorla kusma ve bu döngünün sürekli tekrarlanmasıdır.

Seyrek görülen nedenler: Karaciğer hastalıklarından pankreatit hastalıklarına geniş bir yelpazede kusma belirti olarak kendini gösterebilir. Bunun yanında beyin tümörü, böbrek taşı ve kemoterapi de seyrek görülen çocuklarda kusma nedenleridir.

Çocuklarda Ani Kusma Neden Olur?
Çocuklarda Ani Kusma Neden Olur?

Çocuklarda Ani Kusma Neden Olur?

Çocuklarda ani kusma neden olur diye araştırıldığında kusma nedenleriyle aynı sonuçlara ulaşılıyor. Bu sonuçlar şunlardır:

  • Mide gribi
  • Gıda alerjisi
  • Gıda zehirlenmesi
  • Bağırsak tıkanıklığı
  • Beyin sarsıntısı
  • İlaçların yan etkisi,
  • Yol tutması
  • Migren
  • Stres

Çocuklarda Kusmaya Ne İyi Gelir?

Çocuklarda kusmaya ne iyi gelir sorusuna verilecek öncelikli cevap sudur. Çocuğunuzu bulantısı ve kusması varsa bol sıvı tüketmesine özen gösterin. Böylelikle kusma sonucu kaybedilen sıvı açığı da kapanacaktır. Çocuğunuzun bulantısı devam ettikçe bulantıyı tetikleyecek besinleri yemesi konusunda ısrar etmeyin. Son olarak da gözleri kapalı bir şekilde uzanıp dinlenmesini sağlayın. Bir uzmana danışıp önerdiği ilaç takviyelerini kullanmak da çocuğunuzun kusmasına iyi gelecektir.

Çocuğunuzun bulunduğu odayı havalandırın ve temiz hava almasını sağlayın. Mide bulantısı geçene kadar asitli içecekler tüketmemesine özen gösterin. Nefes egzersizleri yaptırın. Bunlar bulantıyı geçirecektir.

Psikolojik faktörler mide bulantısı ve kusmaya sebep olabilir. Bu duruma ortam hazırlayan nedenler tespit edilerek değiştirilmesi ilk etapta sağlanabilir. Sürekli psikolojik kökenli kusma tekrarlanıyorsa bir çocuk ruh sağlığı uzmanı ile iletişime geçilmelidir.

Çocuklarda Kusmaya İyi gelen Yiyecekler Neler?
Çocuklarda Kusmaya İyi gelen Yiyecekler Neler?

Çocuklarda Kusmaya İyi gelen Yiyecekler Neler?

Çocuklarda kusmaya iyi gelen yiyecekler başında tuzlu yiyecekler geliyor. Tuz midedeki dengeyi yeniden sağlar. Tuzlu ayran, çubuk kraker, nane limon ve haşlanmış patates çocuklarda kusmada iyi gelen yiyeceklerden bazılarıdır. Beyaz leblebi, hindistan cevizi suyu ve zencefil de iyi gelen yiyecekler olarak sıralanabilir.

Çocuklarda kusmanın ardından çocukların elma püresi, muz, makarna gibi kolayca sindirilebilecek ürünleri tüketmesine özen gösterilmelidir. Ağır ve yağlı yiyecekler midenin dengesini sağlamasını zorlaştırır.

Çocuklarda Kusmayı Ne Keser?

Çocuklarda kusmayı ne keser sorusuna verilebilecek yanıtlardan biri ballı süttür. Ballı süt mideye oldukça iyi gelir ve mideyi rahatlatır. Çocuğunuzun kusmasını kesmek için düzenli olarak ballı süt içirebilirsiniz. Günde bir düzenli olarak tüketildiği takdirde mide bulantısı şikayetlerini de azalacaktır.

Dinlenerek de kusma dindirilebilir. İstirahat ile mide yatışır ve vücut dinlenir. Böylece bulantı ve kusma büyük ölçüde azaltacaktır.

Kusma enfeksiyon nedeniyle ile de meydana gelebiliyor. Çocuklarda kusmanın enfeksiyon nedeniyle meydana geldiğini düşünüyorsanız enfeksiyonun iyileştirilmesi için mutlaka bir uzmana başvurun.

Çocuklarda Kusma Nasıl Geçer?
Çocuklarda Kusma Nasıl Geçer?

Çocuklarda Kusma Nasıl Geçer?

Mide İstirahati: Çocuğunuz kustuktan sonra bir saate yakın çocuğunuzu yiyeceklerden uzak tutun. Midenin iyileşmesi için bu duruma önem verilmelidir.

Sıvı alımı: Çocuklarda kusma sonrası sıvı kaybı yaşanır. Mide bir saat dinlendikten sonra çocuğunuza sıvı vermeye başlayabilirsiniz. Şayet çocuğunuz uyuyorsa sıvı vermek için uyandırmayın. Sıvı vermeye başladığınızda oldukça az miktarlarla başlayın. İlk etapta vereceğiniz sıvılar anne sütü ya da su olabilir.

İlaç: Çocuklarda kusmayı durdurmak için reçetesiz ilaçlar kullanmamalısınız. Bu ilaçların ciddi yan etkileri olabilir. Eğer evdeki yöntemlerle kusmanın önüne geçemiyorsanız ve çocuğunuz şiddetli bir şekilde kusuyorsa hekiminize başvurun. Hekiminiz sizi uygun ilaçlara yönlendirecektir.

Katı gıdalar: Çocuklarda kusmanın ardından 24 saatlik süre boyunca katı gıdalardan uzak durulması gereklidir. Ardından muz, pirinç, patates gibi hafif besinlerle yeniden katı gıda tüketilmeye başlanabilir.

Bu uyarılar dikkate alındığı takdirde çocuğunuzun bulantısı hafifleyecek ve kusma geçecektir.

Acil Yardım Ne Zaman Alınmalı?

Sağlıklı olan çocuğunuzda aşağıdakilerden herhangi biri varsa hemen sağlık kuruluşunu arayın:

  • Ateş
  • Birkaç saat boyunca saatte birkaç kez kusma
  • Kanlı kusmuk
  • Yeşilimsi kusma (safra içerir)
  • Karın ağrısı
  • Kontrolsüz öğürme (kusma üretmeden)
  • Reçeteli ilaç aldıktan sonra kusma
  • Çok şiddetli kusma (mermi kusması)
  • Kanlı ishal

Dehidrasyon (Aşırı Susuzluk) Belirtileri

  • Kayıtsız veya uyuşuk davranış varsa
  • 6 ila 8 saat idrar yok veya çok koyu idrar varsa
  • Çocuk 6 ila 8 saat boyunca sıvıları reddediyorsa
  • Ağız kuruluğu veya batık gözler varsa

Çocuklarda ateş düşürme yolları neler, ateş kaç olmalı?

Çocuklarda ateş sınırının kaç olması gerektiğinin ve ateş düşürme yollarının bilinmesi çocuğun sağlığı açısından çok büyük önem taşımaktadır. Çocuğun ateşinin yükselmesinin temel nedenleri enfeksiyon kapması ve salgın hastalıkların çocuğa bulaşmasıdır. Çocuğun ateşi yükseldiği zaman gerekli önlemlerin alınması kesinlikle ihmal edilmemelidir. Aksi takdirde ateşin yükselmesi çocukta çok ciddi sağlık problemlerine neden olabilir. Çocuğun ateşi normal seviyenin üstüne çıktığı zaman öncelikle çocuklardaki sınırının kaç olduğunun öğrenilmesi gerekmektedir.

Çocuklarda Ateş Neden Çıkar?

Ateşlerin çoğu enfeksiyonlardan veya diğer hastalıklardan kaynaklanır. Yüksek vücut ısısı, enfeksiyonlara neden olan bakteri ve virüslerin hayatta kalmasını zorlaştırır. Ateşe neden olabilecek yaygın durumlar şunlardır:

  • Üst solunum yolu enfeksiyonları
  • Nezle
  • Kulak enfeksiyonları
  • Roseola hastalığı (ateşe ve kızarıklığa neden olan bir virüs)
  • Bademcik iltihabı
  • Böbrek veya  idrar yolu enfeksiyonları
  • Su çiçeği ve boğmaca gibi yaygın çocukluk hastalıkları

Çocuğunuzun ateşi, aşılardan sonra veya kat kat giyinme nedeniyle aşırı ısınması durumunda da yükselebilir.

Çocuklarda Ateş Sınırı Kaç Olmalı?

Çocukların normal vücut ısısı 35 ve 36 derece aralığındadır. Çocuğun vücut ısısının 38 derece ve üstüne çıkması ise ateşinin yükseldiği anlamını taşımaktadır. Çocuğun ateşinin 38 ve 39 derece seviyelerinde olması uzmanlar tarafından yüksek ateş olarak kabul edilmektedir. Uzmanlar, havaleye yakın yüksek ateşin derecesinin ise 40 ve üstü ateş sınırı olduğunu ifade etmektedir. Çocuğun ateşi 40 derece ve üstüne çıktıysa gerekli önlemler alındıktan sonra bir sağlık kuruluşuna müracaat edilmesi kesinlikle ihmal edilmemelidir.

Çocukların Ateşi Niçin Ölçülmeli?

Çocuklar ateşlerinin yükseldiğinin farkına varamadıkları için bu durumu ebeveynlerine söyleme gereksinimi duymazlar. Hatta ateşlerinin yükseldiğinin farkına varsalar dahi bunun bir sağlık problemi olduğunu algılayamazlar. Bundan dolayı çocuğun ateşinin yükselip yükselmediğini anlaşılması için vücudundaki belirtilerin takip edilmesi gerekmektedir. Yüksek ateşle birlikte genellikle halsizlik ve yorgunlukta seyretmektedir. Bu nedenle çocukta sürekli uykuya eğilim varsa ve halsizlikte gözlemleniyorsa ateş ölçümünün yapılması ihmal edilmemelidir.

Çocukların Ateşi Hangi Bölgelerden Ölçülmeli?
Çocukların Ateşi Hangi Bölgelerden Ölçülmeli?

Çocukların Ateşi Hangi Bölgelerden Ölçülmeli?

Çocukların ateşi ağız bölgesi ile koltuk altı bölgesinden ölçülmelidir. Bebeklerde ise ateş ölçümü genellikle ağız yoluyla yapılmaktadır. 2 yaş ve üstü çocukların ateşi ise koltuk altı bölgesinden ölçülmektedir. Bebeklerin ateşi kulaktan da ölçülebilmektedir. Ancak bebeklerin ateşinin kulaktan ölçülmesi genellikle doktorlar tarafından yapılan ve oldukça da güvenilir bir ateş ölçme tekniğidir.

Vücudun savunma mekanizmalarından biride ateştir. Vücut ateşinin çok yükselmesi ya da çok düşük olması bağışıklık sisteminde çöküşlere neden olabilmektedir. Çocuklar ateşlendiği zaman tedavisi yapılmaz ve gerekli önlemler alınmazsa bu sağlık probleminden ilk hasarı beyin almakta ve ölümcül sonuçlara neden olabilmektedir.

Çocuğa Ne Zaman Ateş Düşürücü İlaç Verilmeli?

Çocuklarda ateş takibi yapılırken ateş sınırının ne olduğunun bilinmesi bilinçli hareket etmek için olmazsa olmazdır. Bu sınır bilindiği zaman tedaviye başlamak için gerekli tedbirlerin alınması daha kolay olmaktadır. Çocukların ateşi sınırın biraz üstüne çıktığı zaman çocuğa hemen ateş düşürücü ilaç verilmesinin doğru bir davranış olmadığı bilinmelidir. Bu durumda ateş düşürücü ilaçtansa, çocuğun ateşinin düşmesine yardım eden ve evde rahatlıkla uygulanabilecek yöntemlere başvurulması daha sağlıklıdır.

Çocuklarda Ateş Düşürme İçin Evde Ne Yapılmalı?

Kıyafetleri Çıkartılmalı

Çocuğun ateşinin yükseldiği fark edildiği anda üstündeki kıyafetleri çıkartılmalıdır. Çocuğun kıyafetlerinin çıkartılmasına rağmen ateşinde en fazla yarım saat içinde düşme olmadıysa diğer ateş düşürme yöntemleri uygulanmalıdır.

Ilık Duş Aldırılmalı

Çocuğun kıyafetleri çıkartılmasına rağmen ateşinde düşme olmadıysa çocuğa en etkili ateş düşürme yöntemleri arasında yer alan ılık suyla duş aldırılmalıdır. Çocuğa ılık suda bir süre duş aldırılması ateşinin düşmesine yardımcı olabilir.

Sirkeli Su Uygulanmalı

Çocuğa ılık suda duş aldırıldıktan sonra alın ve koltuk altı gibi ateşin yüksek olduğu bölgelere sirkeli su yöntemi de ateşi düşürebilir. Bu yöntemler uygulanmasına rağmen 2 saat içerisinde çocuğun ateşi düşmüyor ve sürekli yükseliyorsa vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir.

Yeni Doğan Bebeklerin Ateşlenmesi

Yeni doğan bebeklerde bağışıklık sistemi henüz çok fazla gelişmediği için yüksek ateş, bebeklerde çok ciddi enfeksiyon rahatsızlıklarına yol açabilmektedir. Yeni doğan bebeğin ateşi 38 derece ve üstüne çıktıysa ılık bir duş aldırılmalı ya da bebeğe hiç müdahale etmeden derhal bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir.

Çocuklarda Ateşe Ne İyi Gelir?
Çocuklarda Ateşe Ne İyi Gelir?

Çocuklarda Ateşe Ne İyi Gelir?

Küçük çocuklar, zayıf ve gelişmemiş bağışıklık sistemleri nedeniyle birçok hastalığa yakalanma eğilimindedir. Çocuklarda en sık görülen hastalıklardan biri ateştir. Bir ebeveyn olarak, çocuğun ateşi hakkında endişelenmeniz doğaldır, ancak çocuklarda ateş için en iyi ev ilaçlarını bulmak için acele etmeden önce sakin kalmanız ve hastalığın nedenini anlamanız hayati önem taşımaktadır .

Pek çok insan, çocuklarda ateşin bazen vücudun ortaya çıkan enfeksiyonla savaşmak için doğal savunma mekanizması olduğunu bilmez. Çoğu ebeveyn, yüksek sıcaklığın nasıl olduğu konusunda endişelenir ve onu düşürmek için her şeyi yapmaya çalışır. Bununla birlikte, yüksek vücut ısısı, ateşin bir endişe nedeni olup olmadığının her zaman en iyi göstergesi değildir. Çocuğunuzun aktivitelerini, besin alımını ve idrara çıkma düzenini gözlemlemeniz gerekir; çocuk kendini rahat hissediyorsa, aktifse ve iyi besleniyorsa paniğe gerek yok. Bununla birlikte, çocuk kendini düşük hissediyorsa ve ateşi iki veya daha fazla gün devam ederse, ateşi düşürmek için çocuklarda ateş için aşağıdaki ev ilaçlarını deneyebilirsiniz .

Zencefil Banyosu:

Ortak bir mutfak malzemesi – zencefil, çocuklarda ateşe neden olan bakterileri öldürme yeteneği ile bilinir. Zencefilin ısı içeriği, vücut ısısını ve toksinleri ortadan kaldırmaya yardımcı olan terlemeye neden olur. Hasta çocuğa ferahlatıcı bir banyo yapmak için bir kova ılık suya yaklaşık iki yemek kaşığı zencefil tozu ve birkaç dilim çiğ zencefil ekleyin. Bir çocuğun ateşini doğal olarak nasıl azaltacağınız konusunda endişeleniyorsanız , zencefil banyosu işinizi görecektir.

Dikkat: Zencefil suyuyla temas tahrişe neden olabileceğinden banyo sırasında gözlerinizi kapalı tuttuğunuzdan emin olun.

Hardal Yağı ve Sarımsak:

Kuzey Hindistan’ın çoğu yerinde insanlar günlük yemeklerinde hardal yağı ve sarımsak kullanırlar. Ancak, pek çok insan bu bileşenlerin mucizevi etkilerini bilmiyor. Hem hardal yağı hem de sarımsak ateşi düşürmede etkilidir. İki yemek kaşığı sıcak hardal yağına bir yemek kaşığı lapa haline getirilmiş sarımsak ekleyin ve karışımı soğumaya bırakın. Karışımı uyumadan önce çocuğun ayaklarına, avuç içine, göğsüne ve sırtına uygulayın ve bölgelere nazikçe masaj yapın. Kombinasyon, yalnızca toksinin atılmasına ve ateşin düşürülmesine yardımcı olmakla kalmayıp aynı zamanda vücut ağrısını hafifletmeye yardımcı olan terlemeye neden olur.

Kuru Üzüm:

Kuru üzümün antibakteriyel özellikleri enfeksiyonla etkili bir şekilde savaşır ve çocuklarda ateşi düşürmeye yardımcı olur. Yaklaşık 25 tane kuru üzümü yarım bardak suda bir saat bekletin ve yumuşayınca ezerek macun haline getirin. Karışımı çocuğa günde iki kez verin ve kısa sürede vücut sıcaklığında gözle görülür bir fark göreceksiniz. Evde ateşi nasıl düşüreceğinize dair ipuçları arıyorsanız , bu ilaç kesinlikle işinize yarayacaktır.

Limon ve Bal:

Limon ve bal, tıbbi özellikleriyle bilinir; limonun c vitamini içeriği bağışıklığı artırmaya yardımcı olur ve bal beslenme sağlar. Bileşenlerin kombinasyonu ateşi düşürmede oldukça etkilidir. Bir yemek kaşığı bal ve eşit miktarda limon suyunu karıştırıp çocuğunuza bu karışımı yedirerek ateşinin düşmesini sağlayabilirsiniz..

Soğan:

Çocuklarda ateş için en geleneksel ev ilaçlarından biri olan soğan, ateşi düşürmenin yanı sıra vücut ağrılarını gidermede de etkilidir. İki veya üç kalın soğan dilimi kesin ve yatmadan önce birkaç dakika çocuğun ayaklarına sürün. İşlemi günde iki kez tekrarlayın, ateş otomatik olarak düşecektir.

Ateşlenen Çocuk Ne Zaman Hastaneye Götürülmeli?
Ateşlenen Çocuk Ne Zaman Hastaneye Götürülmeli?

Ateşlenen Çocuk Ne Zaman Hastaneye Götürülmeli?

Çocukların ateşi çok hızlı yükseliyor ve 40 derecenin üstün çıktıysa, yeni doğan bebeklerin ise ateşi 38 derecenin üstüne çıktıysa hemen bir sağlık kuruluşuna müracaat edilerek uzman bir hekimden yardım alınmalıdır.

Ateşi yükselen çocuk iştah kaybı yaşıyorsa uzman bir hekimden yardım alınmalıdır. Çocuk, ateşi yükselmesine rağmen su içmeyi dahi kabul etmiyorsa, vücudun su kaybetmesi daha ciddi sağlık problemlerine neden olabileceği için bir sağlık kuruluşuna gidilmelidir. Yüksek ateşle birlikte ishalde seyrediyorsa bir sağlık kuruluşuna gidilmesi ihmal edilmemelidir.

Çocuklarda Ateş Düşürme İçin İlk Yapılması Gerekenler Neler?

Betnovate krem ne işe yarar? Yüze, vajinaya sürülür mü?

Ağrılı, kaşıntılı ve iltihaplı deri hastalıklarını tedavi eden Betnovate krem, cilt sorunları için kullanılacağında haricen kullanılmalıdır. Kortizon içerikli bir krem olan Betnovate kremin hem 15 gramlık hem de 30 gramlık formları bulunmaktadır. Bu merhem internet üzerinden satılmamaktadır. Bu nedenle Betnovate kreme yalnızca eczanelerden ulaşabilirsiniz. Betnovate kremi doktorunuzun önerisi olmadan kullanmamanız tavsiye edilmektedir.

Betnovate Merhem Nedir?

Cilt rahatsızlıklarının arttığı son günlerde Betnovate merhem nedir sorusu ile çok sık karşılaşıyoruz. Ciltteki önemli hastalıkları tedavi etmesi için tasarlanan Betnovate krem kortizonlu olmasından dolayı oldukça güçlüdür. Doktorun önerdiği şekilde düzenli olarak kullanıldığı zaman krem etkisini hemen göstermektedir. Kortikostereoidler antiseptik kombinasyonları şeklinde adlandırılan ilaç grubuna aittir.

Betnovate kremin etken maddesi Betametazondur. İçeriğindeki bu etken madde sayesinde deri üzerinde meydana gelen çeşitli sorunları kısa sürede tedavi etmektedir. Güçlü bir etkisi olan Betnovate kremin etken maddesine karşı alerjiniz var ise kremi doktor gözetiminde ve bilgisi dâhilinde kullanmanız daha doğru olacaktır.

Betnovate Krem Ne İşe Yarar?
Betnovate Krem Ne İşe Yarar?

Betnovate Krem Ne İşe Yarar?

Betnovate krem ne işe yarar sorusuna birçok farklı cevap vermek mümkündür. Çünkü yukarıdaki bölümde de bahsettiğimiz gibi Betnovate krem çok yönlü bir kremdir. Etkisini kısa süre içerisinde gösteren ve cilt sorunlarını tedavi etmede etkili olan Betnovate kremin yararları şu şekilde sıralanabilir:

  • İltihaplı ve kaşıntılı deri hastalıklarına iyi gelir.
  • Ağrılı deri hastalıklarında etkilidir.
  • Derideki alerjik kaşıntı hissine iyi gelir.
  • Atopik egzamayı tedavi eder.
  • Deri inflamaturu yani güneşe çok maruz kalmaya iyi gelir.
  • Böcek ısırıklarında kullanılabilir.
  • Sedef hastalığına iyi gelir.
  • İsiliğe iyi gelir.
  • Kurdeşen hastalığına iyi gelir.

Betnovate Krem Nerede Kullanılır?

Betnovate kremin yararlarından ve içeriğinden detaylı olarak bahsettikten sonra akıllara Betnovate krem nerelerde kullanılır sorusu takılabilir. Betnovate krem hafif bir şekilde ciltteki hasarlı bölgeye sürülmelidir. Gerektiği zaman doktor önerisi ile diz ve dirseklerdeki sedef hastalıklarında da kullanılmaktadır.

Betnovate Merhem Nasıl Kullanılır?

Betnovate merhemi doktorunuzun önerisi ışığında kullanmalısınız. Doktorun belirlemiş olduğu miktar, süre ve şekilde kremi kullanmanız çok daha faydalı olacaktır. Ancak herhangi bir öneri yapılmadıysa ve Betnovate merhem nasıl kullanılır bilmiyorsanız, Betnovate kremin prospektüsünü inceleyebilirsiniz. Prospektüste kremin uygulanmadan önce ellerin mutlaka temizlenmesi gerektiği yazmaktadır.

Eller temizlendikten sonra kremin sürüleceği sorunlu bölge de temizlenerek kurulanmalıdır. Sonrasında Betnovate kremden az bir miktar alarak sorun olan bölgeye ince bir tabaka şeklinde sürülmelidir. Krem sürüldükten sonra krem sürülen bölge kesinlikle kapatılmamalıdır. Betnovate kremi sabah ve akşam olacak şekilde günde iki kere kullanabilirsiniz.

Betnovate Krem Yüze Sürülür Mü?
Betnovate Krem Yüze Sürülür Mü?

Betnovate Krem Yüze Sürülür Mü?

Etkisi birçok kişi tarafından bilinen ancak içeriğinde kortizon olması sebebi ile kullanmaya çekinilen Betnovate krem yüze sürülür mü merak edilmektedir. Betnovate kremi yüzde meydana gelen cilt sorunlarında kullanabilirsiniz.

Betnovate Merhem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Betnovate krem bir steroid kremdir. Bu yüzden akne ve lekeler için kullanılmamalıdır. Bazı durumlarda sivilce sorununu daha da kötüleştirme riski vardır. Bu nedenle bu konuda öncelikle doktorunuza danışmanız daha doğru olacaktır.

Betnovate Krem Kaşıntıya İyi Gelir Mi?

Cilt ve deri rahatsızlıklarının tedavisinde etkili olan Betnovate krem, ciltteki sorunlar nedeniyle görülen kaşıntıya da iyi gelir.

Betnovate Krem Mantara İyi Gelir Mi?

Çok yönlü kullanıma sahip olan Betnovate krem; mantar, virüs ya da bakteriler nedeniyle ciltte meydana gelen sorunlara iyi gelmektedir. Öncelikle doktorunuza danışarak Betnovate kremi mantar tedavisinde kullanabilirsiniz.

Betnovate Krem Sedefe İyi Gelir Mi?

Betnovate krem sedef için en etkili kremlerden biridir. Doktorunuzun önerdiği şekilde düzenli olarak kullandığınız zaman sedefe çok iyi gelmektedir.

Betnovate Merhem Egzamaya İyi Gelir Mi?

 Betnovate krem bir anlamda egzama kremidir. Egzama deri hastalıklarında tedavi edici etkisi kısa sürede kendini göstermektedir.

Betnovate Krem Cildin Rengini Açar Mı?

Birçok kişi Betnovate kremi cilt rengini açmak için kullanmayı düşünmektedir. Ancak Betnovate krem cilt rengini açmak için kullanılmamalıdır. Zaten kremin öyle bir etkisi de yoktur.

Betnovate Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Betnovate kremi genital bölge rahatsızlıklarında kullanmak isteyen kişiler Betnovate krem genital bölgede kullanılır mı emin olamamaktadırlar. Betnovate krem genital bölgede yaşanan bazı sorunlarda kullanılabilir. Ancak kesinlikle doktor önerisiyle Betnovate kremi genital bölgede kullanmalısınız.

Betnovate Krem Vajinaya Sürülür Mü?
Betnovate Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Betnovate Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Betnovate krem vajina bölgesinde kullanım için uygun bir krem değildir. Betnovate krem vajina bölgesine sürülmez.

Betnovate Merhem Kortizonlu Mu?

Betnovate merhem kortizon içeren bir kremdir.

Betnovate Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Betnovate krem hamilelikte kullanılabilen bir kremdir. Ancak Betnovate kremin gebelik döneminde uzun süre, çok miktarda ve geniş alanlarda kullanılmamasına dikkat edilmelidir. Her ihtimale karşı Betnovate kremi gebelikte kullanmadan önce doktorunuza danışmalısınız.

Betnovate Krem Emzirenlerde Kullanılır Mı?

Betnovate kremin emziren annelerde süt aracılığı ile bebeğe geçip geçmediği kesin olarak bilinmemektedir. Bu nedenle emzirme döneminde kullanılması önerilmez. Ancak doktorunuz onay verdiği takdirde emzirme döneminde Betnovate kremi kullanabilirsiniz.

Betnovate Merhem Yan Etkileri Neler?

Her ilaçta bazı yan etki riskleri vardır. Bu riskler Betnovate krem kullanımında da olabilmektedir. Betnovate kremin olası yan etkileri şunlardır:

  • Yanma
  • Kaşıntı
  • Tahriş
  • Deride incelme
  • Aşırı duyarlılık reaksiyonu

 Yukarıda sıralanan yan etkiler düşük ihtimalli olan yan etkilerdir. Bu yan etkilerden birini yaşadığınız zaman derhal Betnovate kremi kullanmayı bırakarak eczacınıza ya da doktorunuza bilgi vermelisiniz.

Betnovate Merhem Muadili Kremler Hangileridir?

Eczanelerde Betnovate kremi bulamadığınız zaman eczacınız tarafından Betnovate kreme eşdeğer içeriğe sahip muadil kremler önerilebilir. Betnovate kremin muadili olan kremler Betnovate losyon, Betnovate C-Krem ve Celestoderm-V kremdir.

Betnovate Krem Fiyatı Eczane

Betnovate krem fiyatı eczane tarafından Sağlık Bakanlığı talimatı ile güncellenmiştir. Betnovate kremin güncel fiyatı 20 TL’dir. Doktor tarafından reçete edildiği takdirde SGK tarafından karşılanmaktadır.

Betnovate Merhem Kullananların Yorumları Neler?

Betnovate krem kullananların yorumları bir yol gösterici olabilir. Ancak doktorunuza gitmeden ve doktor tarafından önerilmeden yorumlara bakara Betnovate kremi kullanmayınız. Betnovate krem kullananların yorumları olumludur. Kremin düzenli olarak kullanıldığı zaman etkisini gösterdiği ve yan etki yaratmadan cilt sorunlarını giderdiği söylenmektedir.

Cilt çatlakları neden oluşur, ne iyi gelir?

Cilt çatlakları ile ilgili akıllara takılan birçok sorunun cevabını yazımızda veriyoruz. Özellikle kadınların ve ergenlik dönemindeki gençlerin kafaya taktığı cilt çatlaklarından kurtulmak mümkündür. Bunun için öncelikle sabretmek ve çatlakları önleyici önerilere dikkatle uyulması gerekmektedir. Cilt çatlaklarının çeşitli nedenleri vardır. Bu nedenlere göre uygun tedavi yöntemleri belirlenmektedir.

Cilt Çatlakları Neden Oluşur?

Birçok kişinin aklında cilt çatlakları neden oluşur sorusu yer almaktadır. Ancak cilt çatlakları yalnızca bir nedene bağlı olarak ortaya çıkmamaktadır. Ergenlik döneminde başlayan cilt çatlakları bacaklarda, baldırlarda, göğüslerde, kolların içlerinde ve hatta sırt bölgesinde görülebiliyor. Bundan sadece kadınlar değil erkekler de nasibini alıyor ancak erkekler bu sorunu kadınlar kadar dert etmiyor. Cilt çatlaklarının asıl nedeni hormonal olsa da, ciltte çatlağa neden olan bazı etmenler de vardır. Cilt çatlaklarının temel nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Hamilelik
  • Ergenlikte hızlı büyüme
  • Çok hızlı kilo alma
  • Çok hızlı zayıflama

Ergenlikte Başlar: Cilt çatlakları aslında ergenlik döneminde başlıyor. Hızlı büyümenin de etkisiyle gerek kızlarda, gerekse erkeklerde bu sorun oluşuyor. Erkeklerde bel kenarlarında ve sırtta yoğunlaşan çatlaklar kızlarda bacağın üst ve alt kısımlarında, sırtta, göğüste, hatta kol içlerinde ortaya çıkabiliyor.

Gebelikte Artar: Cilt çatlakları kadınlarda en çok gebelik döneminde görülüyor. Gebelik nedeniyle kadınlar hamileliklerinden önceki kilolarının üzerine çıkıyor. Hormonal denge tamamen değişirken cilt de bu değişiklikten nasibini alıyor. Hiç çatlak olmayan bir ciltte bile çatlaklar oluşabiliyor. Önceden önlem almak, çatlaklar için geliştirilen kremlerden yararlanmak fayda sağlayabiliyor.

Hızlı Kilo Alıp Verme Tetikler : Ciltte oluşan çatlakların en önemli nedenlerinden bir tanesi de hızlı kilo alıp vermek. Çok hızlı kilo alan ve hızlı bir şekilde de veren kişilerde cilt, elastikiyetini kaybediyor. Bu nedenle de çatlak oluşumu hızlanıyor, kolaylaşıyor.

Vücut Geliştirme Nedenleri Arasında: Vücut geliştirme sporuyla ilgilenen kişilerde de cilt çatlaklarına sık rastlanıyor. Aynı hamilelikteki gibi cildin elastikiyeti bozuluyor, kaslar normalinden fazla geliştirildiği için şişiyor, bununla birlikte cilt de geriliyor. Cilt bu olağanüstü baskının etkisiyle çatlaklara meyilli hale geliyor.

Kortizonlu İlaçlar Çatlak Sebebi: Günümüzde kortizonun çok farklı hastalıklarda kullanımı söz konusu. Ancak her zaman ısrarla vurguladığımız gibi kortizon ilaçlarının doktor kontrolü altında kullanılması, doktora sormadan kesilmemesi gerek. Aksi takdirde birçok yan etki görülebiliyor. Kortizon ilaçlarıyla ilgili en yaygın sıkıntılar arasında kilo alımı ve ödem oluşumu var. Bu ilaçların çatlak oluşumu gibi cildin yapısını bozmaya yönelik etkileri de mevcut.

Bazı Hastalıklarda Çatlak Oluşumunu Tetikliyor: Cilt yapısını etkileyen birçok hastalık vardır. Bu hastalıklar da farklı etkiler yapar. Cushing hastalığında olduğu gibi vücutlarında kortizon düzeyi yüksek olan kişilerde çatlaklar oluşur.

Cilt Çatlakları Geçer Mi?
Cilt Çatlakları Geçer Mi?

Cilt Çatlakları Geçer Mi?

Çeşitli nedenlere bağlı olarak meydana gelen cilt çatlakları özellikle estetik açıdan kişileri rahatsız etmektedir. Cilt çatlağı sorunu yaşayan kişiler, bu sorunun nasıl geçeceğine dair araştırmalar yapmaktadırlar. Cilt çatlakları kendi kendine geçen bir durum değildir. Mutlaka bir müdahale yapılması gerekmektedir. Bu müdahale evde doğal yöntemlerle ya da çatlak için üretilmiş kremlerle yapılabilir.

Zamanla çatlaklarının kendiliğinden azalacağını düşünen ve çatlaklarına herhangi bir müdahalede bulunmayan kişiler ileride yanıldıklarını anlayacaklar. Hamilelik, kilo alma ve verme gibi nedenlere bağlı olarak oluşan çatlaklarda kendiliğinden azalma bile olmaz. Yazımızın devamında aktaracağımız doğal yöntemlerle cilt çatlaklarınıza dur diyebilirsiniz.

Cilt Çatlaklarına Ne İyi Gelir?

Hemen hemen her kadının hatta bazen erkeklerin yaşadığı cilt sorunlarının başında cilt çatlakları gelmektedir. Cilt çatlaklarından kurtulmak için öncelikle cildin kendini yenilemesine izin verilmelidir. Eskiden tedavisi en zor cilt sorunu olan çatlaklar, günümüzde bazı müdahalelerle tedavi edilebilmektedir. Bu aşamada cildin kendini yenilemesi sağlanmaktadır.

Cilt çatlaklarına ne iyi gelir sorusuna çeşitli cevaplar verildiğini görebilirsiniz. Cilt çatlakları doğal yöntemlerle ya da kremlerle azaltılabilir hatta önlenebilir. Bu aşamada önemli olan çatlağın derinliği ve üzerinden ne kadar süre geçtiğidir. Erken müdahale yapılan çatlakların iyileşmesi daha hızlı ve kolaydır. Bu nedenle geç kalmadan çatlaklara anında müdahale etmeniz ve önerilen yöntemleri düzenli uygulamanız tavsiye edilmektedir.

Cilt Çatlakları Nasıl Geçer?
Cilt Çatlakları Nasıl Geçer?

Cilt Çatlakları Nasıl Geçer?

Herkesin yapısı farklıdır. Bu nedenle bazı kişilerde hamilelik döneminde ya da kilo alıp verme döneminde çatlak oluşmayabilir. Ancak bazı kişilerde ise en ufak bir kilo almada çatlaklar yoğun bir şekilde oluşabilir. Bu durum hormonal ve genetik yapıya bağlıdır. Kadınların birçoğunda görülen cilt çatlakları nasıl geçer konusu son derece önemlidir. Bu aşamada çeşitli yöntemlerden yararlanılabilir.

Vücutta meydana gelen çatlaklar için çeşitli kremler üretilmiştir. Çatlakları önleyici ve azaltıcı etkiye sahip bu kremlerden yararlanabilirsiniz. Ayrıca dermarol ve mezoterapi yöntemleri de çatlak tedavisinde etkilidir. Bir diğer yöntem ise lazerdir. Lazer yöntemi ile kol, bacak, kalça, bel, meme, göbek ve koltukaltı bölgelerindeki çatlaklar tedavi edilir.

Cilt Çatlakları Nasıl Önlenir?

Oluşan cilt çatlaklarının tedavisi vardır. Ancak bu süreci yaşamak istemeyenler için cilt çatlakları nasıl önlenir konusuna değineceğiz. Derinin yapısı oldukça esnektir. Ancak bu esnekliğin de belirli bir sınırı vardır. Deri normalden fazla esnediği zaman ciltte çatlaklar oluşmaya başlar. Cilt çatlaklarının oluşumunu önlemek ya da en azından azaltmak için dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:

  • Bol su tüketimine dikkat edilmelidir.
  • Yağlı yiyeceklerin tüketimi azaltılmalıdır.
  • Karbonhidrat alımı azaltılmalıdır.
  • Cildin dokusunu onaran A vitamini içerikli besinler tüketilmelidir.
  • Omega 3 içeren besinlerin tüketilmesine dikkat edilmelidir.
  • E vitamini kullanılmalıdır.
  • Çinko su ile karıştırılarak cilde uygulanmalıdır.
  • Kilo alıp vermeye dikkat edilmelidir.
Cilt Çatlaklarına İyi Gelen Kremler Hangileridir?
Cilt Çatlaklarına İyi Gelen Kremler Hangileridir?

Cilt Çatlaklarına İyi Gelen Kremler Hangileridir?

Cilt çatlaklarını önlemek için çeşitli markalar tarafından üretilen çatlak kremleri bulunmaktadır. Bu kremlerin içeriğinde bulunan doğal özler sayesinde çatlak görünümü azalmaktadır. Ayrıca düzenli kullanım ile çatlak oluşumu da engellenmektedir. Piyasada rahatlıkla bulabileceğiniz en iyi çatlak kremleri aşağıda sıralanmıştır:

Elancyl Prevention Vergetures 150ml

Hamilelik dönemi, kilo alıp verme, ergenlik dönemi gibi süreçlerde oluşan cilt çatlakları için önerilen kremlerin başında Elancyl Prevention Vergetures gelmektedir. Çatlakların bakımını yapan krem sayesinde çatlakların onarımı da sağlanmaktadır. Yağsız ve kremsiz yapıda olan bu çatlak kremini karın, kalça, göğüs ve baldır bölgelerinizde günde 1-23 kez kullanabilirsiniz.

Radix Anti Stretchmark Gel 150ml

Bir diğer çatlak kremi olan Radix Anti Stretchmark Gel 150ml olarak satılmaktadır. Birçok kişinin kullanıp memnun kaldığı bu çatlak kremi paraben ve alkol içermemektedir. Ayrıca hassas ciltler için uyumludur. Cildi nemlendirerek cilt esnekliğini artıran -Radix Anti Stretchmark Gel çatlaklara iyi gelmektedir. Kremi sabah ve akşam kullanabilirsiniz.

Lierac Phytolastil Gel 200ml

Vücut tarafından hızlı bir şekilde emilen ve bu sayede kıyafetlere bulaşmayan -Lierac Phytolastil Gel göğüs, karın, kalça, basen bölgelerinde kullanılabilir. Kremin içeriğinde günde en az bir kere kullanılması gerektiği belirtilmektedir.

Mustela Stretch Marks Prevention 150ml

Cilt çatlakları denildiği zaman akıllara gelen ilk kremlerden biridir. Selülit önleyici etkisi de bulunan krem ile bir taşta iki kuş vurabilirsiniz. Bir yandan selülitleriniz önlenirken bir yandan da çatlaklarınıza veda etmiş olacaksınız.

Babe Anti Stretch Mark Cream 200ml

Online satış sitelerinde en çok satılanlar kategorisinde yer alan Babe Anti Stretch Mark Cream 200ml şeklinde alıcıları ile buluşmaktadır. Cildin kilo değişikliklerine uyum sağlayabilmesine yardımcı olan bu krem sayesinde çatlakların görünümü de azalmaktadır. Kremi haftada iki kere düzenli bir şekilde kullanabilirsiniz.

Elancyl Correcteur Vergetures 75ml

Ciltte oluşan çatlak görünümü azaltan ve çatlakları önleyen Elancyl Correcteur Vergetures cildin nemlenmesine yardımcı olur. Bu sayede cildin esnekliğini artırarak çatlak oluşumuna engel olur. Kremi sabah-akşam olmak üzere günde iki kez çatlakların üzerine sürün ve emilmesini bekleyin.

Incia Cracked Skin Repair Natural Serum 10ml

İçeriğinde bulunan E vitamini sayesinde cildi besleyen Incia Cracked Skin Repair Natural Serum, cildi çatlaklara karşı savunmaktadır. Bel ve basen bölgelerindeki çatlakları tedavi etmeyi hedefleyen serumu çatlak bölgesinde birkaç damla şeklinde kullanabilirsiniz.

Incia Mother Care Stretch Mark Gel Cream 75ml

Hipoalerjenik özelliğe sahip olan -Incia Mother Care Stretch Mark Gel Cream cilt çatlakları için etkilidir. İçeriğinde bulunan doğal bitki yağları ile cildi nemlendiren bu krem çatlak oluşumuna da engel olur. Kremi günde bir kere çatlamış veya kurumuş cilde ince bir tabaka halinde uygulayabilirsiniz.

Elancyl Slim Design Slimming Oil 150ml

Çatlaklara iyi gelen krem tavsiyelerimizin son sırasında Elancyl Slim Design Slimming Oil yer almaktadır. Selülit ve çatlak bakım kremi olarak satışa sunulan bu kremin etkilerini kısa süre içinde göreceksiniz. Kremi kullananların yorumlarına bakıldığında genel bir memnuniyet görülmektedir.

Cilt Çatlaklarına Hangi Yağ İyi Gelir?
Cilt Çatlaklarına Hangi Yağ İyi Gelir?

Cilt Çatlaklarına Hangi Yağ İyi Gelir?

Cilt çatlakları için krem kullanmak istemeyenler, cilt çatlaklarına hangi yağ iyi gelir araştırarak doğal tedavi yöntemine yönelmektedirler. Vücutta çeşitli nedenlerle oluşan çatlaklar için evinizde doğal yağlarla tedavi uygulayabilirsiniz. Cilt çatlaklarına iyi geldiği belirlenen ve kullanımı önerilen doğal yağlar şunlardır:

Cilt Çatlaklarına Hint Yağı

Son dönemlerde çok popüler olan Hint yağı, çatlaklara karşı bir numaralı savaşçılardan biridir. Cildi nemlendirdiği için çatlaklara da iyi geldiği söylenen Hint yağını 5-10 dakika kadar masaj yaparak çatlak olan bölgeye uygulayabilirsiniz.

Cilt Çatlaklarına Zeytinyağı

Birçok soruna iyi gelen zeytinyağı cilt çatlakları için de kullanılmaktadır. Bir miktar doğal zeytinyağını bir kâseye alın ve çatlak olan bölgeye hafif masaj yaparak uygulayın. Bu sayede o bölgedeki kan akışı hızlanarak çatlakları giderecektir.

Cilt Çatlaklarına Badem Yağı

Özellikle hamilelik dönemindeki kadınlara çatlaklar için badem yağı önerilmektedir. Herhangi bir zararı olmayan bu yağı hamilelik döneminde kullanmadan önce doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir. Badem yağını direkt olarak çatlak bölgesine kullanabileceğiniz gibi içerisine Hindistan cevizi ve kakao yağı ekleyerek de kullanabilirsiniz.

Cilt Çatlaklarına Hindistan Cevizi Yağı

Birçok sorun için doğal tedavi yöntemleri arasında değerlendirilen Hindistan cevizi yağını çatlak sorununda da kullanabilirsiniz. Organik Hindistan cevizi yağından bir tatlı kaşığı alarak çatlak bölgenize uygulayın.

Cilt Çatlaklarına Kantaron Yağı

Evde kantaron çiçeği ile yapabileceğiniz kantaron yağı cilt çatlakları tedavisinde kullanılmaktadır. Birçok çatlak kreminin içerisine de eklenen kantaron yağını sorunlu bölgenize uygulayabilirsiniz. Kantaron yağı hücreleri yenileyerek çatlakları gidermektedir.

Cilt Çatlaklarına Kakao Yağı

Cildin genleşmesi ile oluşan çatlakların oluşumunu engellemek için kakao yağı kullanabilirsiniz. Az miktar alacağınız kakao yağını her gün çatlak oluşumu ihtimali olan bölgenize sürün. Çatlakların oluşmadığını göreceksiniz.

Cilt Çatlaklarına Aloe Vera

Birçok kremin etken maddesi olan aloe vera, çatlak tedavisinde etkilidir. Aloe vera yaprağını alın ve ikiye ayırarak öz suyunu çıkarın. Bu suyu direkt olarak çatlak olan bölgelere sürebilirsiniz. Ayrıca içerisine E vitamini kapsülü ekleyerek de kullanarak etkisini artırabilirsiniz.

Dermaroller ile Evde Çatlak Tedavisi Nasıl Yapılır?

Çatlak tedavisinde kremler ve doğal yağlar kadar dermaroller de etkilidir. Dermarollerden etkili sonuçlar alabilmek için dermarollerin aynı anda tüm bölgeye uygulanmaması önerilmektedir. Uygulamanın parça parça yapılması daha etkili olacaktır. Cilt çatlakları için 2-2,5 mm’lik dermaroller kullanılmalıdır. Uygulamanın ayna karşısında yapılması ve süreçte sabırlı olunması önerilmektedir.

Cilt Çatlakları Lazer Tedavisi Fiyatları
Cilt Çatlakları Lazer Tedavisi Fiyatları

Cilt Çatlakları Lazer Tedavisi Fiyatları

Çatlak tedavisinde dermaroller, kremler ya da doğal yağlarla uğraşmak istemeyenler için cilt çatlakları lazer tedavisi fiyatları araştırması yaptık. Lazer tedavisi ile cilt çatlaklarından kurtulmak mümkündür. Bu kategoride en çok kullanılan yöntem fraksiyonel lazer olmaktadır. Lazer fiyatları uygulama yapılan yere, uygulanan alana, çatlağın genişliğine ve derinliğine göre değişmektedir. Fiyatlar için gitmeyi düşündüğünüz yeri arayarak bilgi alabilirsiniz.

Cilt Çatlakları Suna Dumankaya Bitkisel Çözüm

Cilt bakımı denildiği zaman akıllara ilk olarak Suna Dumankaya gelmektedir. Birçok cilt sorununa bitkisel çözüm sunan ve cilt çatlakları Suna Dumankaya bitkisel çözüm önerileri ile ilgi toplayan Suna Dumankaya’nın tarifini denemelisiniz. Evde kolaylıkla uygulayabileceğiniz bu yöntem için gerekli olan malzemeler şunlardır:

  • 20 gram badem yağı
  • 20 gram kakao yağı
  • 20 gram kayısı yağı
  • 20 gram gliserin
  • 10 gram çörekotu yağı
  • 10 gram kantaron yağı
  • 10 gram zeytinyağı
  • 10 gram keten tohumu yağı

Tüm yağları sırası ile karıştırın. Hazırladığınız karışımı masaj yaparak çatlak bulunan bölgeye sürün. Bu uygulamanın çatlaklar geçene kadar her gün düzenli olarak yapılması önerilmektedir.

Cilt Çatlakları İçin Hangi Doktora Gidilir?

Cilt çatlaklarından şikâyeti olan kişilerin Dermatoloji yani Deri Hastalıkları-Cildiye bölümüne gitmeleri gerekmektedir.

Boyun sarkması için krem ve egzersizler neler?

İlerleyen yaş ile beraber yüz bölgesinde başlayan sarkma boyun bölgesine kadar ilerlemektedir. Boyun bölgesinde yağlanma ve gevşeme sorunu olan kişilerde boyun sarkması daha belirgin olmaktadır. Ancak boyun sarkması için üzülmenize hiç gerek yok. Boyun sarkmasının tedavisi mümkündür.

Boyun Sarkması Nedir?

Çene altından boyun bölgesine kadar uzanan bölümün çene ile boyun arasındaki kısmına gıdı denir. Farklı etmenlere bağlı olarak bu bölgede sarkma meydana gelir. Bu durumda oluşan görüntü boyun sarkması nedir sorusunun cevabıdır. Hemen herkeste görülebilen bu durum can sıkıcı olmaktadır. Tamamen önlenemeyen gıdı sarkmasının tekrar etme ihtimali çok yüksektir.

Boyun sarkması temelde genetik yatkınlığa bağlı olarak görülür. Ancak bunun dışında boyunda sarkma meydana getiren etmenler de vardır. Bu konuya ileride değineceğiz. Boyun sarkması yaşadığınızı fark ettiğiniz anda rahatsızlık duyuyorsanız zaman kaybetmeden işin uzmanına gitmelisiniz.

Boyun Sarkması Neden Olur?
Boyun Sarkması Neden Olur?

Boyun Sarkması Neden Olur?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi boyun sarkması neden olur sorusunun ilk cevabı genetik yatkınlıktır. Genetik yatkınlığı olan kişiler ne yaparlarsa yapsınlar boyun sarkmasından kurtulamazlar. Bu kişiler boyun sarkması tedavisi olsalar bile yeniden bu durumla karşılaşabilirler. Genetik yatkınlık dışında boyun sarkmasının diğer nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Aşırı kilo
  • Hızlı bir şekilde kilo alıp vermek
  • Güneş ışınlarına çok fazla maruz kalmak
  • Yaşın ilerlemesi ile kolajen kaybı yaşanması
  • Yanlış uyuma pozisyonları
  • Çok fazla sigara tüketmek

Boyun Sarkması Belirtileri Nelerdir?

Boyun sarkması yaşayan kişilerde bazı farklılıklar görülebilir. Bu farklılıkların başında, boyun ile çene arasında bulunan açının kaybolması gelir. Boyun sarkması olmayan kişilerin boyun ve çene arasında belli bir açı vardır. Sarkma oldukça bu açı kaybolur. Bu sarkma estetik açıdan kişide sorunlar yaratabilir. Bunun dışında boyun sarkması belirtileri çok fazla yoktur. Boyun bölgesinde olan yığılma ya da o bölgedeki derinin üst üste katman oluşturması boyun sarkması olduğunun göstergesidir.

Boyun Sarkması Nasıl Geçer?
Boyun Sarkması Nasıl Geçer?

Boyun Sarkması Nasıl Geçer?

Boyun sarkmasının nedenleri ve belirtilerinden sonra boyun sarkması nasıl geçer konusuna değineceğiz. Boyun sarkması oluşmasını engellemek için bazı egzersizlerin yapılması önerilmektedir. Bu egzersizler ile boyun sarkmasını yavaşlatabilir hatta önleyebilirsiniz. Boyun sarkması için kaşıkla egzersiz yapılması önerilmektedir. Egzersiz dışında boyun sarkmasından hemen kurtulmak istiyorsanız cerrahi müdahaleyi tercih edebilirsiniz. Bu konuda net kararı alanında uzman kişilerle konuşarak vermeniz daha doğru olacaktır.

Boyun Sarkması İçin Egzersizler Neler?

Boyun sarkması probleminden mustarip kişiler boyun sarkması için egzersizler neler diye araştırma içerisine girerler. Boyun sarkmasını önlemek ya da oluşan boyun sarkmasını gidermek için egzersizlerin düzenli olarak yapılması önerilmektedir. Boyun sarkması için yapılması önerilen egzersizler aşağıda aktarılmıştır:

  • Koltuğa rahat bir şekilde oturun ve başınızı 10 kere sağdan sola, 10 kere soldan sağa çevirin. Bu sayede boyun bölgesindeki kan akışı hızlanacaktır. Bu hareketten sonra kafanızı arkaya yatırın ve çenenizi yukarıya doğru kaldırın. Çenenizi bu şekilde 20 saniye kadar tutun.
  • Bir tatlı ya da yemek kaşığının sap kısmını iki dudağınızın arasına alın. Boynunuzu bu şekilde aşağıya ve yukarıya kaldırıp indirin. Bu işlemi gün içerisinde 3-5 dakika yapabilirsiniz.
Boyun Sarkması İçin Krem Var Mı?
Boyun Sarkması İçin Krem Var Mı?

Boyun Sarkması İçin Krem Var Mı?

Boyun bölgesindeki deri çok ince ve bir o kadar da hassastır. Bu nedenle yüz bölgesinde ilk olarak bu bölge kırışır ve sarkar. Bu sarkmaları önleyecek herhangi bir krem ya da başka bir ürün yoktur. Boyun için önerilen cilt gençleştirme kremleri, gece kremleri, nemlendiriciler, yaşlılık karşıtı kremler ve maskeler sarkmayı geciktirebilir fakat sarkma varsa bu sarkmayı gidermez Boyun sarkması birçok kişi için kaçınılmaz sondur. Bunun için estetik ya da cerrahi tedavi yöntemleri daha etkilidir.

Boyun Sarkması İçin Doğal Maske

Vücudun her parçası çok önemlidir. Özellikle dışarıdan bakıldığında ilk olarak dikkat çeken boyun bölgesinin ideal ölçülerde olması birçok kişinin hayalidir. Ancak bazı dış etmenler nedeniyle boyun bölgesinde sarkma meydana gelir. Bu sarkmayı önlemek adına boyun sarkması için doğal maske arıyor olabilirsiniz. Boyun sarkmasına özel maske için gerekli olan malzemeler şunlardır:

  • 1 tane yumurtanın akı
  • Limon suyu
  • Zeytinyağı

Maskenin Hazırlanışı: Yumurta akı köpük kıvamına gelene kadar çırpılır. İçerisine bir miktar limon suyu ve zeytinyağı eklenerek karıştırılır. Hazırlanan maske boyun bölgesine sürülür ve 20 dakika bekletilir. Daha sonra maske yıkanır ve boyun bölgesine cilt tipine uygun bir nemlendirici sürülür.

Boyun Sarkmasına Kesin Çözüm Var Mı?
Boyun Sarkmasına Kesin Çözüm Var Mı?

Boyun Sarkmasına Kesin Çözüm Var Mı?

Boyun bölgesindeki sarkmadan rahatsız olanlar boyun sarkmasına kesin çözüm var mı araştırmaktadırlar. Boyun sarkmasına karşı kesin çözüm olduğu söylenen bazı uygulamalar vardır. Ancak genetik yatkınlığı olan kişilerde boyun sarkması yeniden görülebilir. Yine de önerilen estetik operasyonlar araştırılarak doktorla beraber değerlendirilebilir.

Boyun Sarkması Tedavisi Nasıldır?

Boyun sarkması tedavisi için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Bu yöntemlerin başında boyun germe ameliyatı gelir. Boyun germe ameliyatı genel ya da lokal anestezi ile yapılır. Böylece herhangi bir ağrı hissedilmez. Ortalama 1 saat süren operasyon sonrasında hasta 2-8 gün içerisinde normal hayatına dönebilir. Ameliyatsız boyun germe işlemlerinin başında ise Ulthera gelmektedir. Bu işlem ultrason dalgaları kullanılarak yapılmaktadır. Bu işlemle boyun derisinin alt kısmındaki kolajen miktarı artırılır. Tek seansta yapılan bu işlemin sonuçları 3 ay içerisinde görülmektedir.

Boyun ve Gıdık Bölgesi Sıkılaştırma Eritme Egzersizleri

Bacaktaki batıklar nasıl geçer evde? Krem önerileri

Hemen her kadında görülen bacaktaki batıklar kaşıntı, kararma ve yara yaparak kişilerin günlük yaşamını olumsuz etkilemektedir. Bacaktaki batıklar için eczanelerde kremler satılmaktadır. Ancak belki de siz evde yapabileceğiniz doğal maskeler ile batık sorununa son verebileceksiniz. Bu konuda sizlere yardımcı olabilmek için batıklar kurtulmanın doğal yollarını aktarıyoruz.

Bacaktaki Batıklar Nasıl Geçer Doğal Yöntemler?

Bacaktaki batıklar kadın erkek fark etmeksizin herkesin canını sıkmaktadır. Pürüzsüz ve sağlıklı bacaklara sahip olmak isteyen kişiler için bacaktaki batıklar nasıl geçer doğal yöntemler nasıl uygulanır önemlidir. Batık sorunu yaşayan kişilerin öncelikle tıraş uygulamasına son vermesi gerekmektedir. Ağda ya da epilasyon yapmanın zorluğundan kaçarak jilet kullanan kişilerde daha fazla batık görülmektedir.

Jiletle tıraş yapılacağı zaman bacakların işleme başlamadan önce antiseptik bir temizleme ürünü ile temizlenmesi önerilmektedir. Bu sayede cilt yüzeyinde bulunan bakteriler temizlenirken tıraş deneyimi de kolaylaşacaktır. Oluşan batıkların ise çıkarılmaması tavsiye edilmektedir. Bu durum deri üzerinde iltihaplanmaya neden olarak sorunu daha da büyütebilir.

Bacaktaki batıklar için kuru fırçalama yöntemi işe yaramaktadır. Günlük olarak bacakların 3 dakika kadar kuru fırçalama ile fırçalanması kan akışının hızlanmasını sağlayarak batıkları önleyecektir. Bununla beraber bacaktaki batıklara iyi gelecek diğer doğal yöntemler yazımızın devamında aktarılmıştır. Bu yöntemleri evinizde deneyerek sağlıklı yoldan batıklara elveda diyebilirsiniz.

Bacaktaki Batıklar İçin Karbonat Maskesi

Hemen herkesin duyduğu bacaktaki batıklar için doğal yöntemlerin başında karbonat maskesi gelmektedir. Bu maskenin hazırlanması ve uygulanması son derece kolaydır. Evinizde her an olabilecek malzemelerle hazırlanan karbonat maskesi oldukça etkilidir. Karbonat maskesi için gerekli olan malzemeler şunlardır:

  • 2 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 yemek kaşığı karbonat

Karbonat Maskesinin Hazırlanışı: Tüm malzemeleri bir kapta karıştırın ve karışımı bacaklarınıza masaj yaparak sürün. Karışımı bacaklarınızda 15 dakika beklettikten sonra bacaklarınızı yıkayın ve yarım limonu bacaklarınıza sürerek hemen yıkayın. Daha sonra cilt tipinize uygun olan bir kremi bacaklarınıza sürerek bacaklarınızı nemlendirin. Karbonat maskesi haftada bir kere yapılabilir.

Bacaktaki Batıklar İçin Kahve Peelingi

Popüler uygulamalardan olan kahve peelingi son derece kolaydır. Bunun için 2 yemek kaşığı kadar kahve telvesini 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile karıştırın. Karışımı kuru haldeki bacaklarınıza sürün ve kese ile iyice ovalayın. Bu işlemi düzenli olarak uyguladığınız zaman 4 hafta içerisinde batıkların geçtiğini göreceksiniz.

Bacaktaki Batıklar İçin Şeker ve Limon Peelingi

Kadınların korkulu rüyası bacaktaki batıklar için önerilen yöntemlerden biri de şeker-limon peelingidir. Şeker ve limon peelingi ile bacaklardaki ölü derilerden kurtularak batıklara elveda diyeceksiniz. 4 çorba kaşığı toz şeker ile yarım çay bardağı limon suyunu iyice karıştırın. Karışımı bacaklarınıza hafif masaj yaparak uygulayın.

Bacaktaki Batıklar İçin Krem Önerileri
Bacaktaki Batıklar İçin Krem Önerileri

Bacaktaki Batıklar İçin Krem Önerileri

Vücutta kalan kıl köklerinin belirginleşerek kalınlaşması anlamına gelen batıklar oldukça can sıkıcı bir durumdur. Bacaktaki batıklar nedeni ile şort, etek ya da elbise giyemeyen kadınlar çeşitli yöntem arayışına girerler. Son dönemlerde özellikle bacaktaki batıklar için krem önerileri beklenmektedir. Doğal yöntemler yerine kremleri tercih edenler için kolaylıkla alınabilecek ve etkisi yüksek olan kremleri aşağıda sıraladık. Bu kremlerden birini tercih ederek batıklardan kurtulabilirsiniz.

Redist Batık Kremi

Tıraş ve epilasyon sonrasında meydana gelen bacaktaki batıklar ciltte tahrişe ve sivilcelere neden olabilmektedir. Redist batık kremini kullanarak bacakta oluşan batıkların deri üzerine çıkmasını kolaylaştırabilirsiniz. Bacaklar temizlendikten sonra kremden az miktarda alınarak bacaklara sürülür ve 5 dakika kadar masaj yapılır.

Dephyto Milano Pft Batık Kremi

Dephyto Milano Pft Batık Kremi bacaktaki batıklar haricinde koltuk altı, yüz ve bikini bölgesi batıklarında da kullanılabilmektedir. Problemli bölgeye Dephyto Milano Pft Batık Kreminden az miktarda masaj yaparak uygulayın. Daha etkili sonuç alabilmek için kremi gece yatmadan önce uygulayarak sabaha kadar bekletmelisiniz.

Gıgı No Bump Topıcal Batık Losyonu

Önemli batık kremlerinden olan Gıgı No Bump Topıcal Batık Losyonu, bacaktaki batıklar için etkilidir. Ağda-tıraş nedeniyle oluşan şişlikleri ve kıl dönmesini tedavi eden Gıgı No Bump Topıcal Batık Losyonu pamuk ya da parmaklarınız ile uygulayabilirsiniz. Losyonu ağda işleminden 3-4 gün önce kullanırsanız batık oluşumunu engelleyebilirsiniz. Ağda uygulamasından sonra da losyonun kullanılması önerilmektedir.

Noreva Batık Kremi

Ciltteki pürüzleri gidermede etkili olan Noreva Batık Kremi özellikle sakal, bikini ve bacak bölgesindeki batıkları iyileştirmektedir. Tüm cilt tiplerinin kullanımına uygun olan kremi akşamları temizlediğiniz bacaklarınıza uygulayabilirsiniz.

Felil Batık Kremi

Epilasyon sonrasında bacak, basen ve boyun bölgesinde meydana gelen kıl dönmesi ve batık problemlerine iyi gelmektedir. Ayrıca epilasyon sonrası oluşan kızarıklığı gidererek kıl yuvalarının daha sağlıklı olmasını sağlamaktadır. Batık olan bölge temizlendikten sonra yeterli miktarda krem sürülerek üstü kapatılır ve bekletilir. Gece yatmadan yapılarak sabaha kadar bekletilirse etkisi artmaktadır.

Coresatin Krem

Cilt yüzeyinde koruma görevi üstlenen Coresatin Krem, bacaktaki batıklar için önerilmektedir. Coresatin Kremin en temel noktası, temizlenen ve kurulanan cilde uygulanması gerektiğidir. Kremi ince bir tabaka şeklinde günde iki defa uygulayabilirsiniz.

Tretin Krem

Batıklar konusunda adeta bir kurtarıcı olarak görülen Tretin Krem, bacaktaki batıklar için birçok kişinin memnun kaldığı bir üründür. Bacaklarınızı temizledikten sonra parmak ucuna az miktarda alacağınız kremi hafif şekilde bacaklarınıza sürün. Kremi günde bir kez geceleri sürmeniz önerilmektedir.

Fucidin Krem

Batıklar nedeniyle bacaklarda oluşan iltihaplanmalarda oldukça etkilidir. Bir antibiyotik krem olan Fucidin Krem ve diğer tüm kremleri doktorunuza danıştıktan sonra kullanmanız önerilmektedir. Kremin doktor önerisiyle günde 2-3 kez kullanılması tavsiye edilmektedir.

Bacaktaki Batıklara Kesin Çözüm Nedir?
Bacaktaki Batıklara Kesin Çözüm Nedir?

Bacaktaki Batıklara Kesin Çözüm Nedir?

Birçok kişinin ortak problemlerinden biri olan bacaktaki batıklara kesin çözüm nedir konusuna değineceğiz. Yapılan bazı hatalar nedeniyle oluşan batıkları önlemenin bazı yolları vardır. Bu yöntemleri uygulayarak batık oluşumunu engelleyebilirsiniz. Batıklara kesin çözüm dedirtecek o yöntemler şunlardır:

  • Elektrikli epilasyon yönteminden farklı epilasyon yöntemleri uygulanmalıdır.
  • Bacaklara peeling uygulanarak ölü derinin atılması sağlanmalıdır.
  • Banyo sonrasında mutlaka kese yapılmalıdır.
  • Nemlendirici kullanarak kıl kökleri yumuşatılmalıdır.
  • Kıllar çok uzamadığı sürece ağda yapılmamalıdır.
  • Ağda sonrasında tüy azaltıcı krem ya da losyon kullanılmalıdır.

Bacaktaki Batıklardan Nasıl Kurtulunur?

Bacaktaki batıklar bazı yanlış işlemler sonrasında oluşmaktadır. Bu yanlış işlemler azaltıldığı ya da engellendiği takdirde batık sorunu da ortadan kalkacaktır. Batık sorununu sık sık yaşayan kişiler bacaktaki batıklardan nasıl kurtulunur sorusunun cevabını merakla araştırmaktadır. Bizler bu merakı gidermek için bacaktaki batıklara çözüm olacak bazı öneriler vereceğiz.

Bacaktaki Batıklara Aspirin

Bacaktaki batık problemleri için en etkili yollardan biri aspirindir. Bunu duyunca şaşırabilirsiniz. Birçok kişi aspirinin batık sorununda kullanılabileceğini aklından bile geçirmemiştir. 1,5 bardak suyu kaynatarak içerisine 5-6 tane aspirini ekleyin. İyice karıştırılan aspirinli suyu haftada bir kere bacaklarınıza sprey şeklinde kullanabilirsiniz.

Bacaktaki Batıklara At Kılı Fırçası

Son dönemlerde en popüler olan ürünlerin başında at kılı fırçası gelmektedir. Bacakta oluşan batıkları gidermek için at kılı fırçası ile bacaklarınızı fırçalayabilirsiniz. Pürüzsüz bir cilde kavuşmak isteyenler için mucize olan at kılı fırçası peeling etkisi göstererek batıkları gidermektedir.

Bacaktaki Batıklar Nasıl Geçer Evde?
Bacaktaki Batıklar Nasıl Geçer Evde?

Bacaktaki Batıklar Nasıl Geçer Evde?

Bacaktaki batıklar için çeşitli çözümler önerilmektedir. Birçok kişi krem ya da losyonları tercih ederken birçok kişi bacaktaki batıklar nasıl geçer evde uygulanabilecek doğal yöntemler nelerdir araştırmaktadır. Evde kolaylıkla uygulayabileceğiniz batıklara iyi gelen çözümler şunlardır:

Bacaktaki Batıklar Ponza Taşı

Bacakta oluşan batıkları gidermede ponza taşı oldukça etkilidir. Batık için en doğal yöntemlerden biri olan ponza taşı, hafif hareketler ile uygulanarak peeling etkisi yaratılmalıdır. Dairesel hareketlerle ve bastırmadan uygulandığı zaman batıkları gidermede etkilidir.

Bacaklardaki Batıklar İçin Kil ve Maden Suyu

Bacaktaki batıklar sizleri rahatsız edecek boyutta ise kil ve maden suyu yöntemini deneyebilirsiniz. Bu yöntem ile bacaklarınıza derinlemesine bir peeling yapmış olacaksınız. Bacaklarınızı banyonda keseleyerek iyice yumuşatın ve maden suyu ile jel kıvamına getirdiğiniz kili bacaklarınıza sürün. Bu işlemi iki günde bir uygulayabilirsiniz.

Bacaklardaki Batıklar İçin Zeytinyağı-Şeker Peelingi

Kusursuz bacaklar için özel peelinglerden biri olan zeytinyağı-şeker peelingi oldukça etkilidir. 1çay bardağı doğal zeytinyağı içerisine 1 çay bardağı toz şekeri ve balı ekleyin. Eldivenle bacaklarınıza bu karışımı sürün. Haftada 3 kere uygulanabilecek bu işlemle kısa sürede farkı görebileceksiniz.

Bacaklardaki Batıklar İçin Limon

Limon bacaktaki batıklar için oldukça etkilidir. Yarım limonu bacaklarınıza sürün ve sonrasında hemen yıkayın. Uygulama sonrasında bacaklarınıza uygun bir kremle bacaklarınızı nemlendirin. Bu yöntemi haftada bir kere uygulayabilirsiniz.

Bacaktaki Batıklar Lazerle Geçer Mi?

Bacaktaki batıklar lazerle geçer mi sorusunun cevabını kısa sürede batıklardan kurtulmak isteyen kişiler detaylıca araştırmaktadır. Lazer yöntemi, bacaktaki batıklar için etkili ve hızlı yöntemlerden biridir. Lazer yöntemi ile kıl kökleri tahrip edilir ve bu sayede o kökler bir daha kullanılamaz. Bu da batık oluşumunu engeller.

Bacaktaki Batıklar İçin Kese Faydalı Mı?

Kese işlemi bacaktaki batıklar için uygulanabilecek pratik ve etkili bir yöntemdir. Duş sırasında yapılan kese işlemi acıtsa da, cildi ölü hücrelerden temizleyerek batık oluşumunu engeller.

Bacaklardaki Batıkları Gideren 7 Tüyo

Anuflex krem basura sürülür mü, makat çatlağına iyi gelir mi?

Proktoloji uzmanlarının değerli görüşleri doğrultusunda oluşturulan Anuflex krem, bitkisel aktiflerle oluşturulmuştur. Merhem yapısında bir ürün olan Anuflex krem, 30 gramlık tüplerde satışa sunulmaktadır. Anal fissür denilen makat çatlağı için kullanılan bu kremi anal bölgedeki diğer bazı sorunlar için de kullanabilirsiniz. Bu sorunların neler olduğu ve Anuflex kremin nasıl kullanılması gerektiği hakkında tüm bilgileri yazımızın devamında bulabilirsiniz.

Anuflex Pomad Nedir?

Özellikle makat çatlağı ağrısı yaşayan kişiler Anuflex pomad nedir sorusunun cevabını detaylı olarak araştırmaktadır. Anuflex kremin içeriğinde aynı safa yağı, at kestanesi özü, karanfil yağı, meyan kökü extraktı, sarı kantaron yağı ve mayıs papatyası yağı bulunmaktadır. Bu bitkiler sayesinde makat bölgesinde görülen bazı sorunları tedavi eden Anuflex merhem, özellikle anal fissür sorunu için reçete edilmektedir.

Kasların kasılmasını önleyen Anuflex Merhem, makat kaslarının gevşemesini sağlayarak ağrıyı azaltmaktadır. Ayrıca kişinin yaşadığı ağrı hissini en aza indirmektedir. İçeriğindeki meyan kökü en kuvvetli etken maddesidir. Doğal kortizon özelliği taşıyan meyan kökü iltihapları giderirken ödem ve şişliğin azalmasına yardımcı olur.

Anuflex Krem Ne İşe Yarar?
Anuflex Krem Ne İşe Yarar?

Anuflex Krem Ne İşe Yarar?

Makat çatlağını tedavi ettiği bilinen Anuflex krem ne işe yarar daha çok merak edilmektedir. Çünkü günümüzde anal bölgede çeşitli sorunlar yaşayan kişilerin sayısı bir hayli fazladır. Özellikle bu kişiler utandıkları için hastaneye gitmeye çekinirler. Ancak anal bölgede yaşanan sorunların ihmal edilmemesi ve bir an önce doktora gidilerek uygun tedaviye başlanması gerekmektedir.

Anuflex krem özellikle anal bölgedeki kasların gevşemesine yardımcı olmaktadır. Dışkılama esnasında anal bölgedeki ağrıyı ve kaşıntıyı gidermektedir. Meydana gelen yaraların da iyileşmesinde büyük etkisi olan Anuflex kremin faydaları çoktur. Anuflex kremin temel faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Anal bölgede kasları gevşetir.
  • Anal bölgedeki yaraların hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlar.
  • Anal fissür ağrısına iyi gelir.
  • Spazmları gidererek kasların rahatlamasına yardımcı olur.
  • Hemoroid tedavisinde etkilidir.
  • Basur ağrılarına iyi gelir.
  • Damarları büzücü etkisi vardır.
  • Anal bölgedeki çatlaklardaki şişlikleri azaltır, ağrıyı giderir.

Yukarıda Anuflex krem faydaları neler olduğunu maddeler ile aktardık. Anuflex krem reçetesiz olarak alınabilmektedir. Ancak doktora danışmadan kesinlikle kremi alıp kendi kendinize kullanmayınız. İçeriğindeki etken maddelere alerjiniz olabilir ve bu durum sağlığınızı riske atabilir. Bunun bilincinde olarak doktora tavsiyesi ile Anuflex merhemi kullanmaya başlamanız tavsiye edilmektedir.

Anuflex Pomad İçerisindeki Etken Maddeler Neler?

Meyan Kökü: Anuflex pomad içerisindeki  en önemli etken madde meyan kökü ekstresidir. Meyan kökü doğal kortizon özelliği ile bilinir. Kortizon pek çok hastalığın tedavisinde aktif olarak kullanılması ile birlikte birçok yan etkiye de neden olur. Ancak meyan kökü, kortizon gibi etki etmesine rağmen, kortizon kaynaklı yan etkilere neden olmaz. Makat çatlağı tedavisinde, meyan kökünün önemli bir yer tutmasının sebebi, iltihap giderici, şişlik ve ödem engelleyici etkilere sahip olmasıdır.

At Kestanesi: At kestanesi ekstresi sayesinde dolaşım sistemi düzenlenir ve de bu sayede yaranın iyileşme hızı artar. At kestanesi ekstresi diğer anal bölge hastalıklarının tedavisinde de tercih edilen bir doğal kaynaktır. Damarları büzüştürme etkisi sayesinde basur probleminde deforme olarak anüsten sarkan toplardamarın kendine gelmesinde de etkilidir.

Karanfil Yağı: Bu tip hastalıklarda ve sorunlarda, uygulanan ürünün ağrı azaltıcı etkiye sahip olması da gerekir. Anuflex pomad’da bu bu etki doğal yollarla, içeriğindeki karanfil yağı ile sağlanmaktadır. Karanfil yağının uyuşturucu ve sakinleştirici etkisi sayesinde dışkılama işleminde yaşanan acı da hafifletilmektedir.

Sarı Kantaron Yağı: Sarı kantaron yağı, yara ve yanık tedavisinde sıkça kullanılan şifalı bitkidir. Bu özellikleri sebebiyle de Anuflex içinde de tavsiye edilen doz miktarında bulunmaktadır. Hücrelerin yenilenmesi, doku iyileşmesi ile deforme olmuş derinin hızlı iyileşmesine yardımcı olur.

Papatya Özü: Papatya özleri sakinleştirici, yatıştırıcı ve gevşetici özelliği sayesinde kasların gereksiz kasılmasını engelleyerek, yaranın iyileşmesine kolaylaştırmaktadır.

Anuflex Pomad Nasıl Kullanılır?
Anuflex Pomad Nasıl Kullanılır?

Anuflex Pomad Nasıl Kullanılır?

Anal bölgede hemoroid, basur, anal fissür yani makat çatlağı gibi sorunlar yaşayan kişilerin Anuflex pomad nasıl kullanılır iyi bilmesi gerekmektedir. Anuflex kremin nasıl kullanılması gerektiği ile ilgili doktor önerisini dinlemeniz daha doğrudur. Çünkü rahatsızlığınızın durumuna göre doktor ne kadar süre ve ne kadar dozda kullanmanız gerektiğini belirleyecektir.

Doktor tarafından herhangi bir tavsiye yapılmadıysa, Anuflex krem içindeki kullanım talimatını uygulayabilirsiniz. Prospektüse göre, Anuflex merhemin faydalarından daha çok yararlanmak için kremin dışkılama öncesinde ve sonrasında kullanılması önerilmektedir. Merhemin kullanılmadan önce 5 dakika kadar sıcak su banyosu yapılması tavsiye edilmektedir. Banyo sonrasında sorun olan bölge kurulanmalı nohut büyüklüğünde krem alınarak anüsün iç bölümüne uygulanmalıdır.

Anuflex Krem Günde Kaç Kez Kullanılır?

Makat çatlağı, basur ve hemoroid gibi çeşitli sorunların tedavisinde kullanılan Anuflex krem, özellikle ağrıların giderilmesinde oldukça etkilidir. Anuflex kremin günde ne kadar kullanılacağı kişinin dışkılamaya gitme sayısına göre değişmektedir. Dışkılama ihtiyacı öncesinde ve sonrasında Anuflex kremin kullanılması yeterli olacaktır. Bunun dışında kullanılması gereksizdir. Kremin kullanım talimatında günde ortalama iki kere kullanılabileceği belirtilmiştir. Daha doğru bilgiyi doktorunuzdan alabilirsiniz.

Anuflex Kremi Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

En çok merak edilen sorulardan biri Anuflex kremi emziren anneler kullanabilir mi sorusudur. Emzirme döneminde birçok ilaç süt yolu ile bebeğe geçerek zarar verebilmektedir. Ancak Anuflex merhem tamamen bitkisel içerikli olduğu için böyle bir yan etki riski yoktur. Bu merhemi 3 yaşından büyük herkes kullanabilmektedir. Her ihtimale karşı doktorunuza danışarak emzirme döneminde Anuflex kremi kullanabilirsiniz.

Anuflex Krem Bebeklerde Kullanılır Mı?

Anuflex merhem 3 yaşından büyük çocuklarda kullanılabilmektedir. 3 yaşından küçük bebeklerde Anuflex kremin kullanılması önerilmemektedir.

Anuflex Krem Gebelikte Kullanılır Mı?

Anuflex kremin gebelikte kullanılmasının bir sakıncası yoktur. Yine de Kadın Doğum doktorunuza danışarak gebelikte bu kremi kullanabilirsiniz.

Anuflex Pomad Makat Çatlağına İyi Gelir Mi?

Anuflex pomad, makat çatlağı için üretilmiş bir kremdir. Makat bölgesindeki damarların büzüşerek çatlağın giderilmesini sağlar. Ayrıca bu bölgeye uyuşukluk hissi vererek ağrıların ve yaraların iyileşmesine yardımcı olur. Yani Anuflex krem makat çatlağına iyi gelir.

Anuflex Krem Basura Sürülür Mü?
Anuflex Krem Basura Sürülür Mü?

Anuflex Krem Basura Sürülür Mü?

Anuflex kremin damarları büzüştürme etkisi vardır. Bu sayede basur sorununda anüsten sarkan toplardamarın kendine gelmesine yardımcı olur. Uyuşturucu özelliği olduğu için de ağrıya iyi gelir.

Anuflex Krem Hemoroide İyi Gelir Mi?

Anuflex krem temelde anal fissürü tedavi etmektedir. Ancak diğer ağrılı tüm makat hastalıklarında da ağrıyı giderici olarak önerilmektedir. Bu hastalıklardan biri olan hemoroide iyi gelen Anuflex krem, hemoroid şişmesini gidermektedir.

Anuflex Pomad SGK Karşılıyor Mu?

Anuflex pomad SGK tarafından karşılanmamaktadır. Genelde anal fissür kremlerinin hiçbiri SGK kapsamında değildir.

Anuflex Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Anuflex kremi, kremin üreticisinin resmi sitesinden ve eczanelerden hem reçeteli hem de reçetesiz olarak alabilirsiniz.

Anuflex Kremin Yan Etkileri Neler?

Anuflex krem ağrı kesici ve yaraları iyileştirici etkiye sahip olsa da birçok kişi Anuflex kremin yan etkileri neler öğrenmek istemektedir. Ancak tamamen doğal içerikli olan Anuflex kremin yan etkisi yoktur. Sadece içeriğinde bulunan etken maddelere alerjiniz var ise kremi doktora danışmadan kullanmayınız.

Anuflex Muadili Kremler Hangileridir?

Eczanelerde Anuflex kremi bulamadığınız zaman muadili olarak aynı etkileri gösterebilecek başka kremler alabilirsiniz. Bu kremler Rectoderm Krem, Rectogesic Krem ve Anrecta kremdir.

Anuflex Krem Fiyatı Eczane

Kasların gevşeyerek damarların büzüşmesine yarayan Anuflex krem, ağrıları kısa sürede azaltmada etkilidir. Anuflex kremi eczanelerden 60 TL’ye satın alabilirsiniz.

Anuflex Krem Kullananların Yorumları Neler?

Anuflex krem kullanan kişilerin yorumları incelendiğinde, kremin doğal içerikli olması sebebi ile herhangi bir yan etkisi olmadığı görülmektedir. Kremi içerisinde yazan kullanma talimatına göre aynı şekilde kullanan kişiler, kısa sürede ağrılarının azaldığını ve yaraların iyileştiğini belirtmişlerdir.

Saç açma işlemi nasıl yapılır, yöntemleri neler?

Saç açma saç rengini değiştirmek isteyen kadınların öncelikli olarak uğraması gereken bir durak halinde. Hal böyle olunca saç açmada farklı seçenekler, aşamaları, doğal yöntemleri, evde saç açma gibi konular merak konusu. Yazımızın devamında merak edilenleri derledik.

Saç Açma İşlemi Nasıl Yapılır?

Saç açma işlemi nasıl yapılır sorusunun cevabı oldukça değişkenlik gösterir. Saçınızın hali hazırda boyalı olup olmaması, saçınızın rengi, ne ölçüde saçınızı açmak istediğiniz, saç tipiniz saçınızın ne tür bir saç açıcı ile açılacağını belirler.

Oryal saçınızda boya varsa ya da saç renginizi çok fazla açmak istediğinizde kullanmanız gereken saç açıcıdır. Kimyasal bir madde olan oryal sağlıklı saçlara uygulanabilir ve saçta uzun süre bekletilmemesi gerekir. Eğer doğru bir şekilde kullanılmazsa saçta hasara neden olur. Oryal kullanırken dikkat edilmesi gereken birkaç nokta vardır:

  • Oryal uygulanacak saç çok temiz olmamalı, birkaç gün önce yıkanmış olmalıdır.
  • Uygulamadan bir gece saçınızı koruması için saçınıza hindistan cevizi yağı sürebilirsiniz.
  • Oryal oksidan ile karıştırılarak uygulanmalıdır.
  • Saça uygularken derinize değmemesine özen gösterin.
  • Kalın dişli tarakla saçınıza kolaylıkla oryali yayabilirsiniz.
  • Oryal saçta 35-40 dakikadan uzun süre bekletilmemelidir. Bekletildiği takdirde saçınıza zarar verebilir. Saç açma ile istediğiniz tona ulaşamazsanız iki açma işlemi arasında bir ay beklenilmesi önerilmektedir.

Boya ile saç açma tercih edildiğinde dikkat edilmesi gereken önemli nokta saçınızın daha öncesinde kına dahil olmak üzere boyasız olmasıdır. Aksi takdirde saçınızın rengi ya açılmaz ya da istemediğiniz bir renge dönüşebilir. Saç boyarken takip edilen adımları takip edilerek uygulanır.

Saç Açma Aşamaları Neler?
Saç Açma Aşamaları Neler?

Saç Açma Aşamaları Neler?

Saç açma aşamaları neler diye sorulduğunda ilk aşama bir saç açıcı edinmektir. Saç açma işlemine başlarken giysilerinizi korumak için üzerinize bir örtü vb. alabilirsiniz. Bir kâsenin içinde oksidan ve oryali karıştırın. Tüm işlem boyunca işlemi uygulayacak kişinin cildinde tahribat oluşmaması için eldiven bulunmalıdır.

Saça eşit bir şekilde saç açıcıyı uygulamaya özen gösterin. Saçı bölümlere ayırırsanız hangi bölümün ne kadar açıldığını takip etmeniz kolaylaşır. Saç açıcıyı yeterli süre zarfında saçınızda bekletilip yıkadıktan sonra saç toneri kullanılması tavsiye ediliyor. Saç toneri daha parlak tonları etkisiz hale getirerek saç renginin eşit olmasını sağlamaktadır.

Sadece saç açma işlemi bununla sonlanmıyor. Saç açıldıktan sonraki haftalarda renk değişimine karşı mor şampuan öneriliyor. Mor tonlayıcı şampuan ve saç bakım ürünleri saçınızı ideal rengine dönmesine yardımcı olacaktır. Mor şampuan yalnızca renk değişimi olduğunda kullanılmalı, geri kalan zamanlarda sülfatsız şampuanlar kullanılmalıdır.

Saç Açmadan Boya Tutar mı?

Saç açmadan boya tutar mı sorusunun cevabı saç rengine ve boyanmak istenen renge göre değişiklik gösterir. Koyu saçlara sahipseniz ve saçlarınızı pastel tonlar veya açık tonlara boyayacaksanız saçınızı açmanız gerekir. Aksi halde saçlarınızda istediğiniz renk boya tutmayabilir. Bir koyu tondan başka bir koyu tona geçecekseniz ise saç açma işlemine gerek kalmayacaktır.

Saç Açma Yöntemleri Neler?

Saç açma yöntemleri birden fazladır. Bu yöntemlerden ilki tüm saçın rengini açmaktır. Kökten uca saçın açıldığı bu teknik kendisinden önce yapılan bir saç işlemi varsa etkisini ortadan kaldırır ve altı tona kadar saç rengini açar. Aydınlatıcı renk tedavisi üç ila beş ton arasında saç rengini açar ve kahverengi saçların açık sarı olmasını sağlayabilir. Balyaj ise saça ışıltı katmak için kullanılan bir yöntemdir. Saçın doğal rengi korunurken saçın uçları balyaj ile birkaç ton açılır.

Saç Açma Doğal Yöntemler Neler?
Saç Açma Doğal Yöntemler Neler?

Saç Açma Doğal Yöntemler Neler?

Saç açma doğal yöntemler neler diye daha açık renkli tonlarda bir rengine sahip olmak isteyen herkesin aklına geliyor. Kimyasal ürünleri kullanmak saç yapısına zarar verip kırılgan bir hale getirdiği için doğal yöntemler oldukça önem kazanıyor. İşte kolayca ulaşabileceğiniz ürünlerle evde uygulayabileceğiniz doğal saç açma yöntemleri.

Saç Açmak İçin Papatya Suyu

Bir avuç kadar kuru papatyayı iki su bardağı su ile beraber kaynatın. Papatyalar suya rengini verince ocaktan alın ve on beş dakika kadar soğumaya bırakın. Soğumuş olan papatya suyunu iyice saçınıza sürün.  Saç açmak için papatya suyu püf noktası saça sürdükten sonra güneş gören bir yerde saçların kurumasını sağlamak. Böylece saçınızın rengi bir ton açılacaktır.

Saç Rengi Açma Hindistan Cevizi Yağı

Oryal ile saç açarken oryali sürmeden önce Hindistan cevizi yağını saçınıza sürebilirsiniz. Hindistan cevizi yağını saçınıza iyice yedirip saçınızı yıkamadan oryali sürdüğünüz takdirde saç açarken meydana gelen yanma ve yıpranma gibi olumsuz etkiler azalacaktır. Hindistan cevizi yağı saç açma süresini belirli bir miktarda uzatabileceği için normalde beklettiğinizden daha uzun süre saç açıcıyı saçınızda bekletebilirsiniz.

Tamamen doğal yöntemlerle saçınızı açarken de Hindistan cevizi yağı kullanabilirsiniz. İki limonun suyu, iki bardak papatya çayı, bir tatlı kaşığı tarçın ile bir yemek kaşığı Hindistan cevizi yağını karıştırın. Bu karışımı saçınıza uygularken saçınızın ıslak olması gereklidir. Sık dişli bir tarak yardımıyla iyice saçlarınıza yedirerek saçınıza sürün ve bu şekilde yarım saat güneşle bekledikten sonra saçınızı yıkayabilirsiniz. Alternatif bir yol olarak bu karışımı bir sprey şişesine koyup denize gittiğiniz günlerde saçınıza kolaylıkla uygulayabilir ve saç renginizin açılmasını sağlayabilirsiniz.

Saç Rengi Açma Limon

Limon saç rengi açma işleminde sıklıkla başvurulan doğal yollardan biridir çünkü limon suyunun renk açıcı özelliği bulunmaktadır. Bu özelliğinden dolayı limon ile saç açmanın birden fazla reçetesi vardır.

Bir bardak limon suyu ile yardım bardak ılık su bir sprey şişesinde karıştırılarak saça sıkılır. Güneş ışığı alan bir yerde bir saat beklenebilir ancak bu süreyi uzatmak saç sağlığına zarar verebilir.

Limon ve yoğurt karışımı ile saç açmak mümkündür. Bunun için dört tane papatya poşet çay, yarım bardak yoğurt, iki yemek kaşığı limon suyu, iki tatlı kaşığı hindistan cevizi yağı ve sıcak su kullanılır. Sıcak su ile demlenen papatya çayı soğumaya bırakın. Daha sonra tüm malzemeleri karışım homojen bir hale getirene kadar karıştırın.  Saçın tamamına karışımı uygulandıktan sonra tamamıyla kuruyana kadar güneş alan bir yerde bekleyin. Kuruduktan sonra yıkayın ve arzu ettiğiniz saç rengi oluşana kadar üç dört günde bu işlemleri tekrarlayın.

Soğan Kabuğu Saç Açma

Soğan kabuğu ile saç açma için bir kilo soğanın kabuklarını soyduktan sonra tencereye koyun. Kabukların üzerini kapatacak kadar su ilave edin. Soğan kabukları suya rengini verene kadar kaynatın. Ilındıktan sonra saçınıza uygulayın. Bir saat güneş gören bir yerde oturarak saçlarınızı kurutun.

Elma Sirkesi Saç Açma

Elma sirkesi saç açma için iyi bir tercihtir çünkü elma sirkesi doğal saç açıcılar arasında yer alıyor. Düzenli olarak duşun son aşamasında saçınızı sirkeli su ile yıkarsanız zamanla saç rengininiz açıldığına şahit olacaksınız. Elma sirkesinin yoğun kokusunu azaltmak için sirkeli suya lavanta yağı damlatabilirsiniz. Sirke aynı zamanda saçlarınızı besleyecektir.

Saç Açma Zeytinyağı

Zeytinyağı saç açma işleminin ilk aşaması saçı nemlendirmektir. Ardından yarım bardak bal ile yarım bardak zeytinyağını homojen hale gelene kadar karıştırın. Saçın her yerine karışımı sürdükten sonra kırk dakika kadar bekleyin. Üç gün arayla bu işlemleri tekrarlarsanız daha etkili bir sonuç alabilirsiniz.

Saç Açma Karbonat

Karbonat saç açma için saçınız ıslak olmalıdır. Saçınızın uzunluğuna göre on on iki kaşık karbonatı saçınıza yedirin. On dakika beklettikten sonra saçınızı yıkayabilirsiniz.

Saç Açma Evde Nasıl Yapılır?
Saç Açma Evde Nasıl Yapılır?

Saç Açma Evde Nasıl Yapılır?

Saç açma evde nasıl yapılır sorusunu cevaplamadan önce evde saç açılırken kaçınılması gereken hatalar bilinmelidir.

  • Yanlış ürün kullanımından kaçınılmalıdır. Farklı saç tipleri farklı ürünleri gerektirir.
  • Yanlış zamanlama istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Saçın farklı tonlarda açılmasına neden olabilir, bu nedenle çok dikkatli olunmalıdır.

C Vitamini Ampul Saç Açma

C vitamini ampul saç açma için c vitamini maskesi hazırlanır. Bu maske içinde eczaneden alabileceğiniz c vitamini ampulü ya da tableti, şampuan ve saç kremi. Hazırlanan karışımı saçınızı boyar gibi saçınıza sürün. Bir saat beklettikten sonra yıkayabilirsiniz. İlk uygulamada yarım ton açılan saç renginizi daha çok açmak için haftada iki kere maskeyi uygulayın.

Saç Rengi Açma Oksijenli Su

Oksijenli su saç açma için gerekli malzemeler bir bardak oksijenli su, bir bardak su, bir yemek kaşığı amonyaktır. Saçınızı yıkayıp kuruttuktan sonra bu karışımı saçınıza uygulamalısınız. Bir sprey şişesine karışımı doldurduktan saçınızın her yerine sıkın. Kırk beş dakika bekleyin, eğer saçınız istediğiniz kadar açılmadıysa bu süreyi uzatabilirsiniz. İşlem bittiğinde saçınızı şampuan ile yıkayın.

Peroksit ile Siyah Saç Rengi Açma

Siyah saç rengini açmak zorlu bir süreçtir. Bu süreçte sıklıkla hidrojen peroksit ile siyah saç açma yoluna başvurulur. Hidrojen peroksit ile duşta saçınızı duruladıktan sonra güneş gören bir yerde saçınızı kurutun. Böylece saç renginiz açılır ancak unutulmamalıdır ki bu yöntem saça zarar verir, dökülmelere neden olur.

Oksidanla Saç Açma

Oksidanla saç açma sırasında oksidan kirli saça uygulanmalıdır. Farklı volume oksidanlar olduğu için saçınızı açmak istediğiniz tona göre bir seçim yapın. Oksidan direkt elinize değerse hasar verdiği için mutlaka işlem sırasında eldiven kullanın.  Boya ile birlikte kullanacaksanız bir kasede ikisini karıştırabilirsiniz.

Uygulama sırasında saç dipleri saç köklerinden önce boyanmalıdır. Başın üstü enseye göre daha sıcak olduğu için oksidan başın üzerinde daha çabuk etki edecektir. Bu nedenle saç diplerinden sonra ense kısmındaki saçlarla işleme devam edilmelidir. Son olarak başınızın üzerindeki saçlara geçilmelidir. Tüm saça uygulandıktan sonra dairesel hareketlerle saçınıza masaj yapabilirsiniz. Yarım saatten uzun saçınızda oksidanı tutmamaya özen gösterin.

Saç Açma İşlemi Ne Kadar Arayla Yapılır?
Saç Açma İşlemi Ne Kadar Arayla Yapılır?

Saç Açma İşlemi Ne Kadar Arayla Yapılır?

Saç açma işlemi ne kadar arayla yapılır sorusuna uzmanların cevabı çok sık saçların renginin açılmaması gerektiği yönündedir. Sık bir şekilde saç açma işlemi uygulanması saçı yıpratacaktır. Bu nedenle önerilen aralık yılda bir kere ya da maksimum iki kere saç açma işleminin yapılmasıdır.

Saç Rengi Açmak Zararlı Mıdır?

Saç açıcılardan biri olan oryal doğru bir şekilde uygulanmadığında saça büyük zarar verir. Oryal canlı saç hücrelerini öldürebilir ve saç pigmentlerini zayıflatır.

Oksijenli su ile saç açarken de saça zarar vermesi kaçınılmazdır. Oksijenli su ile saç renginin açılması oksijenin saçı yakması sonucunda meydana gelir. Oksijenli su ile saçın açılması sonucu saçta ortaya çıkan değişimler şunlardır:

  • Saç yapısındaki proteinler bozulur.
  • Saçta bulunan vitaminlerin yapısı bozulur.
  • Saç kuru bir hale gelir.
  • Saç kökleri zarar görür.

Makat çatlağı belirtileri, görüntüleri ve kremi

Anüs bölgesinin yapısı ve bulundurduğu sinir uçları nedeniyle bu bölge oldukça hassastır. Bazı durumlarda görülen ishal ya da kabızlık rahatsızlıklarında istem dışı ıkınmalar yaşanabilir. Bu ıkınmalar nedeni ile makat bölgesinde çatlak ya da yırtılma görülür. Kişide dışkılama sorunu devam ettiği takdirde makat çatlağının iyileşmesi de zorlaşacaktır. Bu nedenle öncelikle anal fissüre neden olan durumun tedavi edilerek ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Makat Çatlağı (Anal Fissür) Nedir?

Makat bölgesinde çeşitli nedenlerle meydana gelen çatlak ya da yırtılmalar makat çatlağı (anal fissür) nedir sorusunun en net cevabıdır. Bu çatlaklar dışkılama esnasında zorlama ya da ıkınmaya bağlı olarak oluşmaktadır. Ayrıca ishal olan kişilerde sık tuvalete çıkma ve makat bölgesini sürekli temizleme nedeni ile makat çatlağı görülebilmektedir.

Anal fissür basit görünümlü olsa da, kişide ciddi ağrılara neden olmaktadır. Dışkılama esnasında makatta cam parçası batıyor hissi yaratan anal fissür kişinin sosyal yaşamını olumsuz etkilemektedir. Bazı kişiler yaşadıkları acı ile makat bölgesindeki kasları sıkarak tuvalete gitmemektedir. Bu durum anal fissürün alanını genişleterek daha büyük acılara sebep olabilmektedir. Bu nedenle makat bölgenizde ciddi ağrılar hissettiğiniz zaman mutlaka bir sağlık kuruluşuna gitmeli ve muayene olarak gerekli yardımı almalısınız.

Makat Çatlağı Neden Olur?

Anal fissür çeşitli nedenlere bağlı olarak görülebilen bir durumdur. Hemen herkeste görülme ihtimali olan anal fissürün bir an önce tedavi edilmesi gerekmektedir. Tedavi edilmediği ya da geciktirildiği takdirde kişide ciddi ağrılara sebep olabilmektedir. Makat çatlağının görülmesinin nedenleri arasında şu maddeleri sayabiliriz:

  • Uzun süren kabızlık rahatsızlığı
  • İshal
  • Ülseratif kolik
  • Crohn hastalığı
  • Kuru ve katı dışkılama sırasında aşırı ıkınma
  • Anal ilişki
  • Yabancı cismin uygulanması
  • Anüse basınç yapan kasların çok kasılması
  • Kötü tuvalet alışkanlığı
  • Altta yatan diğer hastalıklar

Yukarıda sıralanan maddeler makat çatlağı nedenleri arasında sayılmaktadır. Ancak anal fissürün bu nedenlerden bağımsız olarak kendiliğinden de oluşabilmektedir. Bu tamamen kişinin yapısına bağlıdır. Anal fissürün çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Hastalığın belirtilerini hissettiğiniz zaman hemen doktora giderek muayene olmalı ve teşhisten sonra tedaviye başlamalısınız.

Makat Çatlağı Belirtileri Nelerdir?
Makat Çatlağı Belirtileri Nelerdir?

Makat Çatlağı Belirtileri Nelerdir?

Anal fissür genelde ağrısı ile kendini belli etmektedir. Ancak hastalığın fark edilmesi ve tedavisine başlanması için makat çatlağı belirtileri nelerdir bilinmesi gerekmektedir. Belirtilerin en kısa sürede fark edilmesi, hastalığın teşhisini ve tedavisini hızlandırmaktadır. Bu sayede kişi tedavi olarak ciddi ağrılardan kurtulacaktır. Anal fissürün temel belirtileri şunlardır:

  • Dışkılama esnasında ağrı hissi
  • Makat bölgesinde ağrı hissi
  • Kişide cam batma ağrısı hissi
  • Dışkılama esnasında kanama olması
  • Dışkılama sonrasında kanama olması
  • Makat bölgesinde kaşıntı hissi
  • Makatta şişlik
  • Yırtılma bölgesinde tahriş

Yukarıda sıralanan maddeler makat çatlağı belirtileridir. Özellikle yaşanan ağrı hissi çok fazladır. Bu nedenle anal fissür hafife alınmamalı ve bir an önce doktora giderek çatlak ilerlemeden tedaviye başlanmalıdır. Doktor tavsiyeleri düzenli uygulandığı zaman ağrı hissi azalacaktır.

Makat Çatlağı Nasıl Geçer?

Anal fissür tedavisi olan bir sağlık sorunudur. Ancak tedavide önemli olan erken teşhistir. Anal fissür önemsenmeyip tedaviye başlanmazsa, çatlak ilerleyebilir ve bu durum kişiye daha büyük acı verir. Peki, makat çatlağı nasıl geçer merak ediyor musunuz? Anal fissür’de öncelikle kabızlık sorununun ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bunun için de dengeli ve sağlıklı beslenme önerilmektedir. Sağlıklı beslenme sürecinde tam tahıllı ekmek, kuru baklagiller, meyve, sebze gibi lif yönünden zengin besinler tüketilmelidir. Gün içinde en az 2,5 litre su i içmeye dikkat edilmelidir. Bunların dışında sıcak su banyosu da makat çatlağına iyi gelmektedir.

Makat Çatlağına Kesin Çözüm Nedir?

Dayanılmaz ağrı hisseden kişiler, anal fissüre karşı kesin çözüm arayışına girmektedirler. Anal fissür ilaçlar ya da bitkisel yöntemlerle tedavi edilmektedir. Ancak makat çatlağının tekrar etmeyeceğinin garantisi yoktur. Kabızlık ve ishal gibi durumların yaşanması durumunda anal fissür de görülmektedir.

Makat Çatlağına Hangi Krem İyi Gelir?
Makat Çatlağına Hangi Krem İyi Gelir?

Makat Çatlağına Hangi Krem İyi Gelir?

Anal fissürün tedavisinde kremlerin ayrı bir yeri vardır. Eczanelerden ya da online sitelerden hemen satın alınabilen kremler ile ağrının hafiflemesi ve çatlağın iyileşmesi hedeflenmektedir. Birçok kişi makat çatlağına hangi krem iyi gelir bilmemektedir. Bu nedenle anal fissür için önerilen en etkili kremleri sizler için derledik.

Makat Çatlağı Kremi Procto Glyvenol

Anal fissür tedavisinde önerilen kremlerden biri olan Procto Glyvenol, doğal içeriği ile çatlağı kısa sürede tedavi etmektedir. Kremin prospektüsünde, anal fissür iyileşene kadar kremin sabah ve akşam olmak üzere iki kere kullanılması önerilmektedir. Çatlak semptomları azaldıkça kullanım günde bir defaya indirilmelidir. Ancak kullanmadan önce mutlaka doktora danışılmalıdır.

Makat Çatlağı Kremi Anestol Pomad

Popüler makat çatlağı kremlerinden biridir. Kremin içeriğinde uyuşturucu özelliği olan bir madde bulunmaktadır. Bu sayede ağrı azalır ve kişinin daha rahat dışkılama yapması sağlanır. Pomad yapısında olan krem yağ tabakası bırakmaktadır. Kremin tercihen tuvalete çıkmadan önce sıcak su banyosu sonrasında kullanılması önerilmektedir.

Makat Çatlağı Anuflex Pomad

Tek başına kullanılabilen makat çatlağı kremi Anuflex Pomad, içeriğindeki bitkisel özler sayesinde dikkat çekmektedir. İçeriğindeki karanfil sayesinde makat bölgesinde uyuşma sağlanarak ağrı azaltılmaktadır. Ayrıca içeriğindeki aynı safa özü de kasları gevşetmektedir. Bu nedenle ikinci bir krem ya da ilaç kullanmaya gerek yoktur. Kremin tuvalette dışkılama öncesinde ve sonrasında kullanılması önerilmektedir.

Makat Çatlağı Rectoderm Krem

Nitrogliserin içeren Rectoderm krem, etkili bir makat çatlağı kremidir. 30 ml tüplerde satışa sunulan kremi günde iki kez dışkılama sonrasında anüs bölgesine masaj yaparak kullanabilirsiniz. Kullanım için öncelikle doktorunuza danışınız.

Makat Çatlağı Fito Krem

Birçok farklı sorun için kullanılabilen Fito kremi makat çatlağında da kullanabilirsiniz. Hücre yenileyici özelliği bulunan Fito krem sayesinde makat yırtıklarındaki yaralar kısa sürede iyileşmektedir. Kremin kullanımı hakkında doktorunuzun önerisini dinlemeniz daha faydalı olacaktır.

Makat Çatlağı Fucidin Krem

Birçok kişinin korkulu rüyası olan makat çatlağı Fucidin krem ile iyileşmektedir. İçeriğindeki etken maddeler sayesinde çatlakları gidererek ağrıyı azaltmaktadır. Kremi günde iki kere kullanabilirsiniz.

Makat Çatlağı Madecassol Krem

Madecassol kremi makat bölgesindeki çatlaklarda ve kaşıntılarda kullanabilirsiniz. Çatlakları iyileştiren Madecassol yeni bir çatlağın oluşumuna da engel olmaktadır. Doktor tarafından herhangi bir öneri yapılmadıysa, kremi günde iki kere kullanabilirsiniz.

Makat Çatlağı Silverdin Krem

Anal fissür tedavisinde Silverdin krem sıkça tercih edilmektedir. Normalde yara ve yanık kremi olarak bilinen Silverdin, makat çatlağında da kısa sürede etkisini göstermektedir. Kremin günde bir kere kullanılması önerilmektedir.

Makat Çatlağına Hangi Yağ İyi Gelir?
Anal Fissüre Hangi Yağ İyi Gelir?

Makat Çatlağına Hangi Yağ İyi Gelir?

Anal fissür tedavisinde kremler dışında bitkisel yöntemlerde tercih edilmektedir. Birçok hastalığa iyi gelen doğal yağlar ile anal fissür sorunu giderilmektedir. Makat çatlağında kullanılması önerilen doğal yağlar aşağıda aktarılmıştır:

Makat Çatlağı Zeytinyağı

Zeytinyağının fayda sağladığı hastalık neredeyse yoktur. Doğallığı ile birçok soruna iyi gelen zeytinyağı makat çatlağına da iyi gelmektedir. Eşit miktarlardaki zeytinyağı, bal, bal mumu karıştırılmalıdır. Bal mumu mikrodalga fırında tamamen eritilmelidir. Daha sonra makat bölgesine sürülmelidir.

Makat Çatlağı Hindistan Cevizi Yağı

Anüs çevresinde meydana gelen yaraların ve çatlakların tedavisinde Hindistan cevizi yağı etkilidir. Cilde hızlı bir şekilde etki eden Hindistan cevizi yağı, anal fissürü kısa sürede iyileştirmektedir. Yağı direkt olarak makat bölgesine masaj yaparak sürebilirsiniz.

Makat Çatlağı Çay Ağacı Yağı

İçeriğinde bulunan antioksidanların etkisi ile makat çatlağı tedavisinde etkili olan çay ağacı yağı günde iki üç kere kullanılmalıdır. Makatta çatlak olan bölgeye masaj yaparak bu yağı sürebilirsiniz.

Makat Çatlağı Çörek Otu Yağı

Çörek otu yağının en önemli etkisi kabızlığı ortadan kaldırmasıdır. Bu etkisi ile makat çatlağının iyileşmesini hızlandırmaktadır. Bu yağı günde bir çay kaşığı kadar tüketebilirsiniz.

Makat Çatlağı Kantaron Yağı

Yaraları iyileştiren kantaron yağı, damarları büzme özelliği ile makat çatlağına da iyi gelmektedir. Bir pamuğa kantaron yağından biraz damlatın ve makat bölgenize hafif şekilde uygulayın.

Makat Çatlağı Bitkisel Tedavisi Nasıl Yapılır?
Anal Fissür Bitkisel Tedavisi Nasıl Yapılır?

Makat Çatlağı Bitkisel Tedavisi Nasıl Yapılır?

Makat çatlağı tedavisi kısa sürede etkisini göstermektedir. Tedavi için doktora gitmeyi tercih edebilirsiniz. Ancak doktora gitmeden evde bitkisel yöntemlerle tedavi olmayı tercih eden kişiler bir hayli fazladır. Ağrıları hafifleterek çatlağın giderilmesine yardımcı olan bitkisel öneriler şu şekilde sıralanabilir:

Makat Çatlağı Çoban Çantası

Çoban çantası bitkisini duyan kişi sayısı fazla değildir. Ancak bu bitkinin faydaları bir hayli fazladır. Makat çatlağı ve basur tedavisinde kullanılan çoban çantası otu su içerisine kıyılarak 8 saat kadar bekletilmelidir. Daha sonra suyu süzülerek gün içerisinde taze şekilde tüketilmelidir. Pamuk ile makat bölgesine bu karışımdan hafifçe sürülmelidir.

Makat Çatlağı Karanfil

Karanfilin uyuşturucu bir etkisi vardır. Bu nedenle makat çatlağı karanfil etkisi ile daha az ağrı hissi vermektedir. Ilık su içerisine eklenen karanfil ile elde edilen suleğene dökülerek sıcak su banyosu yapılmalıdır.

Makat Çatlağı Aynı Sefa

Genişleyen damarların daralmasında etkili olan aynı sefa bitkisi, makat çatlağına iyi gelmektedir. Ayrıca ödemi de azaltmaktadır. Kan dolaşımını düzenleyen aynı sefa bitkisi ile kanama da durmaktadır. Aynı sefa bitkisi ile sıcak su banyosu yapılması önerilmektedir.

Makat Çatlağı At Kestanesi

Makat çatlağında kullanılan bitkisel yöntemlerden biri de at kestanesidir. Ödemi azaltan at kestanesi bitkisi ağrıyı da hafifletmektedir.

Makat Çatlağı Meyan Kökü

En çok tercih edilen bitkilerden biridir. Steroid gibi etki yapan meyan kökünün bitkisel özü bilinmektedir. Ödemi azaltarak ağrıya iyi gelir.

Makat Çatlağı Ameliyatı
Makat Çatlağı Ameliyatı

Makat Çatlağı Ameliyatı

Çatlak kronikse (uzun süreli) ve iyileşmezse ameliyat iyi bir seçenek olabilir. Anal sfinkter kasının bir kısmı cerrahi olarak çıkarılır, bu da daha az ve daha az şiddetli spazmlara neden olur – bu prosedür iç sfinkterotomi olarak bilinir. Bir fissürektomi, fissürün cerrahi olarak çıkarılmasıdır – bu prosedür nadirdir ve çocuklarda da kullanılabilir.

Makat Çatlağı Kaç Günde İyileşir?

Makat çatlağı kaç günde iyileşir sorusu özellikle çok ağrı çekenler için önem taşımaktadır. Anal fissürün iyileşmesini hızlandırmak için kabızlığın giderilmesi gerekmektedir. Kabızlık giderildiği zaman anal fissür birkaç hafta içerisinde iyileşmektedir. Kabızlık için düzenli, dengeli ve sağlıklı beslenmeye dikkat edilmelidir.

Makat Çatlağı Ağrı Yapar Mı?

Makat çatlağının en önemli belirtisi ağrı yapmasıdır. Özellikle dışkılama esnasında hastalar makat bölgesine cam parçası batıyor hissine kapılmaktadırlar. Yırtılma hissi kişide ciddi ağrı ve acıya sebep olmaktadır. Bu ağrılardan kısa sürede kurtulmak için anal fissür tedavisine hemen başlanmalıdır.

Anal Fissür Cinselliği Etkiler Mi?
Anal Fissür Cinselliği Etkiler Mi?

Makat Çatlağı Cinselliği Etkiler Mi?

Makat bölgesinde bulunan kaslar ile cinsel organları saran kasların dokuları anatomik olarak benzemektedir. Anal fissür bu nedenle anal ilişkiyi tercih eden kişilerin cinsel yaşamını etkilemektedir. Ancak anal ilişkinin makat çatlağını ilerleteceği gözden kaçmamalıdır.

Makat Çatlağı Kanser Yapar Mı?

Anal fissürün yani makat çatlağının kanser ile ilişkisi yoktur. Yani anal fissür kansere neden olmamaktadır.

Makat Çatlağı Memesi Geçer Mi?

Anal fissürün temel nedenlerinden biri kabızlıktır. Kabızlık uzun sürmediği zaman makat çatlağı memesi geçmektedir. Bu nedenle kabızlığı giderecek tedavi uygulanmalıdır. Kabızlık devam ettiği sürece anal fissür memesinin geçmesi mümkün değildir.

Makat Çatlağı Nasıl Önlenir?

Aşağıdakiler anal fissürü önlemeye yardımcı olacak ipuçlarıdır:

  • Dışkınızı yumuşak tutun: Bol lifli dengeli bir diyet yapın. Sıvı alımınızın yeterli olduğundan emin olun, suyun en iyi sıvı olduğunu unutmayın.
  • Dışkılamayı geciktirmeyin: Beklemek, dışkılar sonunda geldiğinde daha büyük ve daha sert olacağı anlamına gelir.
  • Sık bez değişimi: Sık bez değişimi, bebeklerde gelişen anal fissür riskini azaltabilir.
  • Zor sindirilen yiyecekler tüketmeyin: Fındık ve patlamış mısır gibi iyi sindirilemeyen yiyeceklerden kaçının.
  • Sert veya parfümlü tuvalet kağıtlarından kaçının: Tuvaleti kullandıktan sonra temizlemek için nemli bezler veya pamuklu pedler kullanın.
  • Düzenli egzersiz yapın: Düzenli egzersiz, kabızlık oluşma riskini azaltabilir, bu da anal fissür riskinin azalmasına neden olur. Egzersiz sırasında ve sonrasında bölgeyi iyice nemlendirin.
  • Dışkılama esnasında ıkınmayın: Dışkılama sırasında ıkınmaktan ve tuvalette uzun süre oturmaktan kaçının.

Makat Çatlağı Görüntüleri

Makat çatlağı görüntülerinde de görüleceği gibi anal fissür makatta ortaya çıkan ağrılı bir yırtıktır. Genellikle anüsün aşırı gerilmesinden kaynaklanır ve tuvalet kağıdında görülen az miktarda taze kırmızı kanama ve dışkılamada ağrı ile kendini gösterir.

Makat Çatlağı Görüntüleri

 

Makat Çatlağı Görüntüleri
Makat Çatlağı Görüntüleri

Makat Çatlağı Bitkisel Tedavisi Saraçoğlu

Makat çatlağı bitkisel tedavisi Saraçoğlu tarifleri ile etkili olmaya devam etmektedir. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu tarafından önerilen ve deneyenlerin memnun kaldığı bitkisel tedaviler şunlardır:

Makat Çatlağı Isırgan Otu Kürü

Anal fissür sorununda ısırgan otunun faydalarından yararlanabilirsiniz. İbrahim Saraçoğlu tarafından önerilen ısırgan otu kürü için kurutulan ısırgan otunu suda kaynatın. Lapasını yaparak tülbende koyun ve makat bölgesinde 20 dakika bekletin. Bu işlemi gün aşırı yapmalısınız.

Makat Çatlağı Dere Otu Kürü

Makat çatlağında dere otu kürü pek bilinen bir tarif değildir. Küre göre, tepeleme bir çorba kaşığı kadar taze dere otu yutularak ardından su içilmelidir. Dere otu çiğnerken zorlanırsanız limon suyuyla destekleyebilirsiniz. Bu kürü anal fissür geçene kadar uygulayabilirsiniz.

Makat Çatlağı İçin Hangi Doktora-Bölüme Gitmeliyim?

Makat çatlağı için Genel Cerrahi bölümüne gidilerek Genel Cerrahi uzmanına muayene olunmalıdır.

Sonuç Notu:

Anal fissür ciddi bir tıbbi durum değildir, ancak önemli bir rahatsızlık ve huzursuzluk kaynağı olabilir. Bunların iyileşmesi birkaç gün ila birkaç hafta sürebilir. Anal fissürleri tedavi etmek için standart topikal tedavileri ve fitilleri kullanabilirsiniz. Ilık bir oturma banyosu yaparak anal bölgeyi rahatlatmak ve lif alımını artırarak dışkınızı yumuşatmak için doğal tedavileri de deneyebilirsiniz. İyileşme sürecini hızlandırmak için temiz hijyenik uygulamaları da takip edebilirsiniz. Bu tedavilerden sonra bile iyileşmeyen kronik bir çatlak, profesyonel yardım gerektirir.

Bacaklara kramp neden girer, ne iyi gelir?

Kramplar yaygın kas spazmlarıdır. Genellikle ergenlik döneminde, hamilelerde ve yaşlılıkta kramp görülür. Çoğunlukla geceleri yaşanan kramplar pek çok sağlık sorunundan kaynaklanıyor olabilir. Bacaklara kramp girmesi ile ilgili merak edilenleri sizin için derledik.

Bacaklara Kramp Neden Girer?

Bacak kramplarının nedeni tam olarak bilinmiyor ancak bacaklara kramp girmesinin olası sebepleri şöyle sıralanabilir:

  • Bacak kaslarını aşırı zorlama
  • Sert zeminler üzerinde uzun süre ayakta durmak ve çalışmak
  • Uzun süre ve yanlış bir biçimde oturmak
  • Aşırı alkol tüketimi
  • Hamilelik
  • Endokrin bozukluklar
  • Düz taban gibi yapısal bozukluklar
  • Parkinson hastalığı

Dehidratasyon yani su kaybı diğer bir olası nedendir. Tiroit ve sinirsel hastalığa sahip bireylerin de sık sık bacaklarına kramp girdiği bilinmektedir. Son olarak kullanılan ilaç ve kimyasal maddelerin yan etkisi olarak da bacaklara kramp girebilir.

Sürekli Kramp Girmesi Hangi Vitamin Eksikliği Belirtisidir?

Sürekli kramp girmesi hangi vitamin eksikliği belirtisidir merak edilmektedir. Kramp girmesinin sebepleri arasında D vitamini eksikliği bulunmakta.  B1, B5, B6, B12 eksikliği de krampları sıklaştırır. Bacaklara kramp girmesinin nedenleri arasında mineral eksiklikleri de yer alıyor. Kanda bulunan kalsiyum ve magnezyum seviyelerinin düşüklüğü sinir uçlarındaki uyarılma şiddetini arttırır. Bunun sonucunda kasılmalar ve kramplar oluşur.

Bacaklara Kramp Girmesi Hamilelikte Neden Olur?

Bacaklara kramp girmesinin olası nedenleri arasında kalsiyum ve magnezyum eksikliği vardır. Hamilelikte iyonlar plasenta ve fetüs çevresinde toplanır. Damar içi sıvı seviyesi azalır ve gebenin kanında bulunan magnezyum seviyesi düşer. Bu durum kramplara sebebiyet verir.

Krampların önüne geçmek için magnezyum seviyesinin yükseltilmesi gerekir. Sadece besinlerle magnezyumu yükseltmeye çalışılmak çok fazla besin almak demektir ve bu sağlıklı bir gebelik için önerilen yol değildir. Magnezyum ve kalsiyum desteği bir uzmanla görüşülerek takviyelerle alınabilir.

Bacaklara Kramp Girmesine Ne İyi Gelir?
Bacaklara Kramp Girmesine Ne İyi Gelir?

Bacaklara Kramp Girmesine Ne İyi Gelir?

Bacaklara kramp girmesine ne iyi gelir sorusu sıklıkla krampla karşı karşıya gelenlerinin aklına geliyor. Düzenli olarak bacaklarınıza kramp giriyorsa bacaklarınıza sıcak uygulaması yapabilirsiniz. Örneğin gece uyumadan önce bacaklarınıza ıslak sıcak havlu sarabilirsiniz. Bacaklara kramp girmesine iyi gelebilecek diğer uygulamalar şunlardır:

  • Kalsiyum ve magnezyum oranı yüksek doğal sular için.
  • Bacak kaslarını gevşetecek egzersizler yapın.
  • B1 vitamini bacaklara kramp girmesini önleyiciyi bir etkiye sahiptir.
  • E vitamini takviyesi bacaklara giren krampı rahatlatıcı özelliktedir.

Bacaklara Kramp Girince Ne Yapılır?

Bacaklara kramp girince ne yapılır kramp anında krampın etkisini azaltabilmek için bilinmelidir. Krampın geçmesi için kasın gerilmesi gerekir. Bacaklara kramp girince ayakta iki el ile duvara baskı uygulayın. Aynı zamanda kramplı bacağı yarım adım geri atın ve topukların zeminle temas ediyor olmasına dikkat edin. Bu küçük egzersizle krampın şiddetli ağrısı hafifleyecektir.

Bacaklarınıza kramp girdiğinde önerilen diğer bir egzersiz ise kramp giren bacağınızın ayak parmaklarını ucundan tutarak gövdenize doğru bastırmaktır. Böylece kramp giren kas grubu gevşeyecek ve krampın etkisi geçecektir.

Kasa yapılan masajlar ve sıcak uygulamalar krampı geçirebilmek diğer seçeneklerdir. Bacaklara kramp girdiği anda ilaç tedavisi gerekli değildir çünkü ilaç etkisini gösterene kadar kas genellikle gevşemiş ve kramp geçmiş olmaktadır.

Bacaklara Kramp Girmesi Tedavisi Nasıldır?
Bacaklara Kramp Girmesi Tedavisi Nasıldır?

Bacaklara Kramp Girmesi Tedavisi Nasıldır?

Bacak kramp tedavisi nasıl olmalıdır denildiğinde akla bölgesel kan dolaşımını arttıran yöntemler gelmelidir. Kramp tedavisinde en çok kullanılan tedavi yöntemi sıcak uygulamalardır. Bu uygulamalar kompres şeklinde yapılabilir. Kas gevşemesine ve rahatlamasına yardımcı olan masaj ve egzersizlere kramp tedavisinde başvurulabilir. Isıtıcı etkisi olan jel ve kremleri kramp giren bölgeye sürülerek kramp tedavisi uygulamak da rahatlatıcı etkiler sağlıyor.

Feridun Kunak Kramp Girmesi Bitkisel Tedavisi

Feridun Kunak kramp girmesi bitkisel tedavi için öncelikle limon suyundan yararlanın. Bir limonun suyuna bir fincan kadar su ekleyin. Karışıma bir tatlı kaşığı kaya tuzu ekleyin.  İyice karıştırdıktan sonra hangi kasınıza sıklıkla kramp giriyorsa o kasınızın üzerine aşağıdan yukarıya doğru masaj yaparak sürün. Gece krampları yaşıyorsanız bu işlemi uyguladığınız gecelerde bacaklarınıza kramp girme olasılığı oldukça azalacaktır.

Bacaklara Kramp Girmesi İçin Hangi Doktora Gidilir?

Elli yaş üzerinde yorgunluk, uykuda gerilme, su kaybına bağlı olarak bazı minerallerde düşüklük sebebi ile bacaklara kramp girmesi oldukça normaldir. Bu noktada önemli olan bacaklara giren krampın sıklığı, şiddeti ve vücudun farklı bölgelerine yayılımıdır. Eğer sıklıkla ve şiddetli kramplar yaşanıyorsa; aynı anda kollara, bacaklara ve ellere kramp giriyorsa bazı hastalıkların işareti olabilir. Bacaklara kramp girmesinin işaret olabileceği hastalıklar; diabetik nöropati, böbrek hastalığına bağlı nöropati, tiroid hastalıkları, kalsiyum düşüklüğü, motor nöron hastalığıdır. Bu durumda bir nöroloji uzmanına mutlaka başvurulmalıdır.

Bacak Kramplarından Kurtulma Yöntemleri

1 Eylül Dünya Barış Günü

1 Eylül Dünya Barış Günü Kutlamasında İZMİR Kent Konseyi Aşure Günü davetiyle Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Barış!..”  İzmir Kent Konseyinden Nevin Ölçer hanımın sunum sözüyle, yapılan Basın Açıklamasıyla, İzmir Konak Kemeraltı’nda katılım sağladık.

Yerel tatlar arasında yöre farklılıkları gösterse de, Marmara Bölgesi aşure damak tadıyla uyum sağlamaktadır. İzmir Kent Konseyi Başkanı Nazik Işık hanım, Şube Müdürü Irmak Yılmaz hanım, Emre Saygılı bey ve tüm ekiplerinin emeklerine ve yüreklerine Sağlık diyorum. İzmir’in Adil ve refah toplum anlayışı, akıllı şehir yapılarıyla, Teknolojinin İnsan yaşamında kalite ve refahı arttırıcı kullanımıyla, bilim  İnsan Odaklı toplum yaşamı yapısıyla, şehrin ekosistemi ve gelecek Sağlık ve Turizm, Tarım destinasyonu yapılanması ve farkındalıkları temennisiyle…

>> İzlemek için tıklayın..

 

Kahveyi ıslatıp saçınıza sürerseniz bakın ne oluyor!

Kahvenin kafein içeriği, tembel sabahlarınıza enerjik bir başlangıç vermek için yeterlidir. Ayrıca, ılımlı olarak tüketilmesi şartıyla, antioksidan özellikleri saç sağlığı üzerinde etkilidir. Kahve çekirdeklerinde bulunan antioksidanlar ve aminoasitler, saçın dokusunu önemli ölçüde güçlendirir. Kahve, vücuttaki kan akışını arttırır, kollajen üretimini tetikler, bu da hem saçlarınız hem de cildiniz için harikalar yaratabilir.

Saç için Kahvenin İnanılmaz Faydaları

Piyasada saçı daha parlak ve sağlıklı hale getirme iddiasında bulunan birçok marka mevcut, ancak saçınızda doğal, organik bileşenleri kullanmak, kimyasal bazlı olanlardan daha iyi sonuçlar alabilmeniz için her zaman daha iyidir.

Kahve Saç Maskesi Nasıl Yapılır ve Nasıl Kullanılır?

Türk kahvesi, ekspresso, çözünebilir kahve veya herhangi bir kahve çeşidi olabilir. Yağlı bir saça sahipseniz, kahve saç maskesi yapmak için yalnızca öğütülmüş kahve ve su gerekir. Eğer kuru saç yapınız varsa, kahve saç maskesi için 2 yemek kaşığı kahveye, 1 tatlı kaşığı bal ve 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ilave ederek kullanmanızı öneririz.

Koyu bir macun oluşana kadar malzemeleri iyice karıştırın. Tamamlandığında ellerinizi biraz ıslatın ve yaklaşık 7-8 dakika boyunca dairesel hareketlerle saç diplerinize hafifçe masaj yapın. Başınızın her tarafına uygulayın ve bittiğinde normal şekilde yıkayın.

Kahvenin Diğer Faydaları

Kahvenin kilo vermekten kanserle savaşa, cilt güzelliğinden parkinson hastalığının önlenmesine kadar birçok faydası olduğunu belirtildi. Günlük hayatın vazgeçilmezi olan kahvenin faydaları..

Saçları yumuşatır ve aydınlatır:

Özellikle sarışınlar saçlarının uçlarına kahve uygulayarak saçlarının rengini açabilir. Esmerler ve kumrallar ise saçlarına kahve sürdüğünde daha parlak olduğunu görecektir.

Buzdolabındaki kokuları yok eder:

Buzdolabında özellikle çürümüş yiyeceklerin kokusu uzun süre kalır. Kullanılmamış kahveyi bir kap içerisinde buzdolabına koyun ve bir gece bekletin. Kötü kokuları yok edecektir.

Mobilyalardaki lekeleri temizler:

Kahveye birazcık su katarak çizilmiş mobilyalarınızı yeniden parlatabilirsiniz.

Kahveyi sadece koklamak bile sizi stresten uzaklaştırabilir:

Seul Ulusal Üniversitesi’nden araştırmacıların fareler üzerinde yaptığı bir deneye göre az uyku nedeniyle strese giren fareler kahve aromasına maruz kaldıklarında, beyinlerinde bu strese bağlı olarak oluşan proteinde de bir değişim yaşanıyor.

Kahve Parkinson hastalığıyla ilgili semptomları azaltabilir:

Science Daily’de 2012 yılında Dr. Ronald Postuma tarafından kaleme alınan bir çalışmaya göre, kahve içmek Parkinson hastalarının hareketlerini kontrol etmelerinde onlara yardımcı oluyor. Ayrıca kahve içenlerin Parkinson hastalığına yakalanma oranları da daha düşük.

Kahve karaciğeriniz için çok yararlı:

2006 yılında 22 yaş üstü, 125 bin kişiyle yapılan bir araştırma, günde en az bir bardak kahve içenlerin karaciğer sirozuna yakalanma ihtimallerinin yüzde 20 daha düşük olduğunu ortaya koydu.

Kahve daha mutlu hissetmenizi sağlayabilir:

National Health Institute tarafından yapılan bir araştırmaya göre, günde dört bardak ya da daha çok kahve içenler, hiç içmeyenlere oranla yüzde 10 oranında daha az depresyona giriyor.

Kahve tüketiminin daha düşük intihar oranlarıyla da bir ilişkisi var:

Harvard Halk Sağlığı Okulu tarafından yapılan bir araştırmaya göre, günde iki ile dört bardak kahve tüketimi, hem erkekler hem de kadınlar için intihar oranını yüzde 50 civarında düşürüyor. Bunun nedeni de kahvenin hafif bir antidepresan olarak da etki gösterip serotonin, dopamin gibi sinirsel salgıların üretimine yardımcı olması olarak gösteriliyor.

Kahve, cilt kanserine yakalanma ihtimalinizi düşürebilir:

Günde 3 bardak ve üstü kahve içen kadınların, hiç kahve içmeyenlere göre cilt kanserine yakalanma ihtimalinin daha düşük olduğunu net bir şekilde ortaya koydu.

Kahve sayesinde daha iyi bir atlet olabilirsiniz:

The NewYork Times’ın bir haberine göre, bilim insanları ve atletler, atletik performansa başlamadan önce içilen bir bardak kahvenin özellikle uzun mesafe koşuları ve bisiklet gibi sporlarda performansı olumlu etkilediğini yıllardır biliyorlar. Kafein kan akışındaki yağ asitlerinin miktarını artırır, bu da atletlerin kaslarının yağları vücut için yakıt olarak kullanmasına yardımcı olur. Bu vücudun egzersiz süresince kullanılmak üzere ufak miktarlarda karbonhidrat depolamasını sağlar.

İnternette en çok aranan hastalıklar ve sağlık sorunları nelerdir?

Siz de internette en çok aranan hastalıklar neler merak edenlerden misiniz? Günümüzde önemini arttıran, yaygınlaşan ve gelişen teknoloji ile insanların birçoğu sağlıkla ilgili bir problemi olduğunda önce internete başvurmaktadır. Sağlık sorununun internet ortamında araştırmasını yaptıktan sonra, çözüm için de tekrar internete başvurmaktadır. Eski zamanlarda bu bilgiler ansiklopedilerden, kitaplardan, yakın çevreden ve çeşitli kaynaklardan edinilirken şimdi çok daha kolay bir şekilde elimizin altında olan bilgisayarlar veya cep telefonlarıyla elde edilebilmektedir.

İnternette en çok arama yapan kişilerin ise kadınlar olduğu tespit edilmiştir. Erkeklerden daha fazla telaşa kapılan veya yaşadıkları kadın hastalıkları yüzünden doktora gitmekten utanan kadınlar, internette en çok sağlık sorunlarını aratan kişiler olmuştur. Peki, internette en çok aranan hastalıklar nelerdir?

İnternette En Çok Aranan Hastalıklar
İnternette En Çok Aranan Hastalıklar

İnternette En Çok Aranan Hastalıklar

Grip İnternette En Çok Aranan Hastalık

Hemen hemen herkesin yılda en az bir kere başına gelen grip, internet ortamında en çok aratılan rahatsızlıklardandır. Özellikle de gribin neden olduğu durumlar değil, gribin süresinin ne kadar süreceği merak konusu olmuştur. Horlama problemi de son zamanlarda yaşanan stres ve yoğun çalışma temposuna bağlı olarak birçok insanın başına gelen bir rahatsızlıktır. Bu nedenle arama butonunda en çok aratılan listesindeki hastalıklar arasında yer alır. Lupus hastalığı ise ünlü Selena Gomez’in başına gelen bir hastalıktır ve bu nedenle hayranları tarafından çok sayıda araştırılmıştır.

Sürekli olarak yorgun olma hali, dikkat eksikliği ise çalışma hayatının artması, stresin ve gürültünün doğal çevrede artışı nedeniyle yaş ayrımı olmaksızın herkesin yaşadığı ve internette en çok aranan hastalıklar arasındadır. Günümüzdeki şartların gelişmesi ile yaşama kaygısı daha çok artmaktadır ve bu nedenle insanlar daha çok depresyon ve strese maruz kalmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda bu listenin dışında olup ancak bu listeden sonra en çok internette aranan hastalıklardan bazıları da cilt rahatsızlıkları ve kadın hastalıklarıdır.

Türkiye’de özellikle şeker hastalığının çok görülmesi nedeniyle şeker hastalığının neden olduğu cilt problemleri de insanlar tarafından merak konusu olmuştur. Aranan cilt problemleri yalnızca şekerden kaynaklı olmamakta ve cilde verilen önemden dolayı dijital ortamda araştırması sıklıkla yapılmaktadır. Kadınların ise doktorlara gitmekten utandığı veya çevreye söylemekten çekindiği kürtaj ve vajinismus gibi konular hakkında internette arama yaptığı tespit edilmiştir.

En Çok Aranan Hastalıklar Sağlık Haberleri’nde

İnternette en çok aranan sağlık sorunları, Sağlık Haberleri sitemizde detaylı olarak anlatılmakta olup, aradığınız hastalıkla ilgili merak ettiğiniz tüm sorulara sitemiz üzerinden ulaşabilirsiniz. Sağlık Haberleri olarak en doğru ve en güvenilir bilgileri bünyemizde toplayarak, sitemizi ziyaret eden kişilere kaliteli bir hizmet sağlamaktayız.

Sağlık Haberleri sitemizde aklınıza gelen her hastalıkla ilgili bilgileri bulabilir, hastalığın nedenlerini öğrenebilir, belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Aynı zamanda sitemizde, hastalıkların evde doğal yollardan çözümü ile ilgili bilgiler bulmanız da mümkündür.

İnternette En Çok Bu Hastalıkları Aradık!

Boyun fıtığı belirtisi nasıl anlaşılır? Egzersizleri neler?

Vücudun dik durmasını sağlayarak hareket etmeye yardımcı olan omurga, omur kemiklerinden oluşmaktadır. Omur bölgesinde yaşanan bazı değişiklikler bu bölgedeki sinirlere baskı yapılmasına neden olarak boyun fıtığına sebep olur. Zamanla daha ağrılı bir hal alan boyun fıtığı kendini çeşitli şekillerde belli etmektedir. Sizin yapmanız gereken şey bu belirtileri öğrenerek kendinizi test etmenizdir. Boyun fıtığı belirtilerinden birkaçını yaşıyorsanız mutlaka doktora giderek muayene olmalısınız.

Boyun Fıtığı Belirtisi Nasıl Anlaşılır?

Her boyun ağrısı boyun fıtığı anlamına gelmemektedir. Bu nedenle boynunuzda yaşadığınız ağrılar nedeniyle boyun fıtığınız olduğunu düşünmemelisiniz. Ancak boyun fıtığı belirtisi nasıl anlaşılır öğrenirseniz, ağrınızın fıtıktan kaynaklı olup olmadığını anlayabilirsiniz. Bu konuda yaptığımız detaylı araştırmaları sizlerle paylaşarak sizlere yardımcı olmaya çalışacağız.

Omurgamız vücudun dik durmasını sağlamaktadır. Omurganın ortasından 33 kemikten oluşan vertebra geçmektedir. Yanlış hareket, ağır kaldırma, sürekli masa başında durma gibi etkenlerle adaleler kasılarak boyundaki bağların sıkışmasına neden olmaktadır. Yaşın ilerlemesine bağlı olarak da su kaybeden boyun diski, görevini yerine getiremez hale gelir ve boyun fıtığı oluşur. Adalelerdeki sıkışma kol ile omuriliğe giden sinirlere baskı yapmaktadır. Bu durum kişide çeşitli şikâyetlerin görülmesine neden olmaktadır.

Boyun fıtığının en temel belirtisi elbette ki boyun ağrısıdır. Ancak her boyun ağrısı da boyun fıtığından kaynaklanmaz. Diğer ağrılar genelde kas kökenli olarak oluşur. Ancak boyun fıtığı genel olarak ağır kaldırmaya ve zorlamaya bağlı oluşmaktadır. Boyun fıtığı nedeniyle başlayan ağrılar kürek kemiğinde, sırtta, omuzda, parmak uçlarında ve başın arka kısmında hissedilmektedir. Ayrıca ileri derecede fıtık rahatsızlıklarında kolda ve parmaklarda uyuşmalar görülmektedir. Bu belirtiler ile boyun fıtığı varlığı anlaşılabilir. Ancak doktora giderek gerekli tetkiklerin yaptırılması ve teşhisin koyulması gerekmektedir.

Boyun Fıtığı Belirtileri Neler?
Boyun Fıtığı Belirtileri Neler?

Boyun Fıtığı Belirtisi Nedir?

Boyun fıtığı belirtileri hastalığın erken teşhisi için çok önemlidir. Geç kalınan ve ilerleyen boyun fıtığının tedavi süresi uzayarak zorlaşmaktadır. Ancak erken fark edilen ve hemen tedavisine başlanan boyun fıtığı hastalıkları kısa sürede tedavi edilebilmektedir. Boyun fıtığının gözlemlenen temel belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Boyun ağrısı
  • Başın arkasından şakaklara doğru yayılan ağrı
  • Şiddetli ve geçmeyerek kola yayılan ağrı
  • Kol, omuz ve sırtta ağrı
  • El becerilerinin azalması
  • Parmaklar ve kollarda karıncalanma
  • Elektriklenme
  • Duyu kaybı
  • El ve kol kaslarında güçsüzlük
  • Reflekslerin zayıflaması
  • Yürümede güçlük
  • Yürürken dengesizlik
  • Kollarda incelme

Yukarıda sıralanan boyun fıtığı belirtileri ciddi belirtilerdir. Bu belirtilerden herhangi birkaçını yaşıyorsanız ihmal etmeden doktora gitmeniz gerekmektedir. Hastalığınız ilerlediği zaman tedavi daha da zorlaşarak ağrılarınızı artırır. Bu nedenle mutlaka doktora giderek muayene olmalı ve teşhisi koydurmalısınız.

Boyun Fıtığı Nasıl Geçer?

Herhangi bir hastalığa yakalanan kişiler doğal olarak hastalığın hemen geçmesini beklerler. Boyun fıtığı belirtisi nasıl anlaşılır öğrendikten sonra ciddi ağrılar yaşatan boyun fıtığı nasıl geçer araştıran ve bu rahatsızlıktan bir an önce kurtulmak isteyen kişilerin biraz sabretmeleri gerekmektedir. Boyun fıtığı hemen tedavi olan bir hastalık değildir. Bazı hastalarda fizik tedavi süreci izlenmektedir. Bazı hastalarda ise ilaçla tedavi sonrasında gerekli görüldüğü takdirde cerrahi tedaviye geçilmektedir. Ancak boyun fıtığında genelde cerrahi tedaviye ihtiyaç duyulmamaktadır.

Boyun fıtığı teşhisi konulduktan sonra uygun tedavi yöntemine geçilmektedir. Tedavide ilk olarak hasta eğitilmektedir. Hastaya doğru oturma ve duruş pozisyonları öğretilmektedir. Çünkü boyun fıtığının ilerlemesinde duruş bozuklukları oldukça etkilidir. Ayrıca hastaya ağır taşımamaları önerilir. Boyun fıtığında lokal ısı tedavisi uygulanır ve bu hastayı büyük oranda rahatlatır.

İlaç tedavisinde kas gevşeticiler ile ağrı kesiciler verilmektedir. Ayrıca hastaya seanslar şeklinde fizik tedavi uygulanmaktadır. Bazı hastalara boyunluk önerilir. Boyunluk sayesinde doğru duruş sağlanacağı için ağrılar da hafiflemektedir. Ancak boyunluğun uzun süre kullanılması boyun kaslarını zayıflatacağı için önerilmemektedir. Hastaya boyun germe egzersizleri verilmektedir. Bu egzersizler ile boyun kasları güçlendirilerek ağrı hafifletilmektedir.

Boyun Fıtığına Ne İyi Gelir?
Boyun Fıtığına Ne İyi Gelir?

Boyun Fıtığına Ne İyi Gelir?

Boyun fıtığı ağrıları kaçınılmazdır. Ancak boyun fıtığına ne iyi gelir öğrenerek bu ağrıları bir nebze hafifletebilirsiniz. Her şeyden önce mutlaka uzman bir doktora gitmeli ve gerekli tedaviyi doktor tavsiyesi ile uygulamalısınız. Burada önereceğimiz yöntemler ağrılarınızı hafifletir ancak boyun fıtığını tamamen tedavi etmez. Boyun fıtığı sorunu olan hastalara iyi gelecek öneriler şunlardır:

  • Masa başında çalışırken belirli aralıklarla kalkılarak hareket edilmelidir.
  • Boyun germe egzersizleri aksatılmadan yapılmalıdır.
  • Uyku pozisyonları doğru şekilde değiştirilmelidir.
  • Doğru yastık kullanılmalıdır.
  • Yüzme egzersizleri yapılmalıdır.
  • Magnezyum yönünden zengin besinler tüketilmelidir.
  • Düzenli olarak boyun, sırt ve kol masajı yapılmalıdır.
  • Stresten uzak durulmalıdır.

Boyun Fıtığı İçin Yastık Önemli Mi?

Konu boyun fıtığı olduğu için yatarken kullanılan yastığın önemi artmaktadır. Öncelikle boyun fıtığı için yastık önemli mi sorusuna kesinlikle evet yanıtını vermek istiyoruz. Doğru yatış pozisyonu kadar seçilen yastığın da nasıl olduğu önemlidir. Doğru yastık ile boyun ağrıları hafifletilmektedir.

Boyun ağrısı yaşayan kişilere yan ve sırt üstü yatmaları tavsiye edilmektedir. Sırt üstü uyuyanlara orta sertlikte yastık önerilmektedir. Bu sayede omuz bölgesi desteklendiği için boyun kısmında bir baskı oluşmaz ve sinirlere baskı olmadığı için ağrı hissedilmez. Doktorunuza da danışarak en uygun boyun fıtığı yastığını satın almalısınız.

Boyun Fıtığı Yastığı Nasıl Olmalı?
Boyun Fıtığı Yastığı Nasıl Olmalı?

Boyun Fıtığı Yastığı Nasıl Olmalı?

Boyun fıtığı hastalarının özel yastık tercih etmeleri ağrılarının azalmasına yardımcı olmaktadır. Tercih edilen yastığın omuz genişliğinde olmasına dikkat edilmelidir. Omuzlar hafif bir şekilde yastığın kenarlarına gelmelidir. Önerilen yükseklik ise 10-13 cm arasıdır. Bu ölçü kişinin boyuna, boyun ve omuz çevresine göre değişmektedir.

Boyun Fıtığı Olanlar Nasıl Yastık Kullanmalı?

Boyun fıtığı belirtisi bulunan birçok kişi boyun fıtığı olanlar nasıl yastık kullanmalı araştırmaktadır. Boyun fıtığı yastığının nasıl olması gerektiğinden yukarıda ölçüleri ile bahsettik. Yastığın orta sertlikte olmasına da dikkat edilmelidir. Yastık almadan önce doktorunuza da danışarak en doğru tercihi yapabilir ve ağrılarınızı hafifletebilirsiniz.

Boyun Fıtığı Ameliyatı Ölüm Riski Var Mı?

Birçok ameliyatta her zaman risk vardır. Ancak gelişen teknolojiler sayesinde bu risk en aza indirilmiştir. Boyun fıtığı hastalığı beyne yakın olduğu için birçok kişiyi korkutmaktadır. Özellikle boyun fıtığı ameliyatı ölüm riski var mı korkan hastalar ameliyattan vazgeçebilmektedirler. Boyun fıtığı ameliyatında kişinin boynunun ön kısmından ufak bir kesi atılarak ameliyata başlanmaktadır. Başarı şansı da oldukça yüksektir. Eskiden boyun fıtığı ameliyatlarında ölüm riski yüksekti. Ancak günümüzde gelişen teknolojinin sayesinde tıpta ilerledi ve ölüm riski en aza indi.

Boyun Fıtığı Egzersizleri Nasıl Yapılır?

Boyun fıtığı hastalığında tek tedavi ilaçlar ve ameliyat değildir. Doktor tarafından hastaya boyun fıtığı egzersizleri verilmektedir. Bu egzersizlerin aksatılmadan yapılması hem ağrıları azaltır hem de tedavi sürecini hızlandırır. Boyun fıtığı egzersizlerinin nasıl yapılacağından aşağıda bahsedilmiştir. Ancak doktorunuzdan bu konuda gerekli önerileri almalısınız.

Fleksiyorta Direnç: Bu hareket için ayağa kalkılarak eller alnın üzerinden birleştirilir. Bu esnada baş ileriye ittirilirken eller tam tersi hareketi yapmalıdır. Hareket 10’a kadar sayılarak yapılır ve 5-10 kez tekrar edilir.

Ekstansiyona Direnç: Bu harekette ayakta yapılmaktadır. Eller başın arka kısmında birleştirilir. Baş geriye doğru itilirken ellerle tam tersi yapılır. Yine 10’a kadar sayılarak 5-10 kez tekrarlanır.

Yana Eğilmeye Direnç: Ayakta durulurken sağ el sağ başa, sol el sol başa koyulur. Daha sonra baş sağ yöne çevrilmeye çalışılırken sağ el ile baş engellenir. Aynı hareket sol tarafa da yapılır. Hareket esnasında 10’a kadar sayılır ve hareket 5-10 kez tekrarlanır.

Döndürmeye Karşı Direnç: Sağ el başın arkasına koyulur. Sol elde başın sol şakak tarafına koyulur. Sol yöne bakmaya çalışırken sol elle baş engellenir. Aynı hareket sağ taraf için de yapılır. Hareket anında 10’a kadar sayılırken hareket 5-10 kez tekrar edilir.

Boyun Fıtığı Ağrısı Nasıl Geçer?

Boyun fıtığı belirtisi yaşayan kişiler boyun fıtığı ağrısı nasıl geçer diye araştırma içerisine girerler. Boyun fıtığı ağrılarından kurtulmak için boyun egzersizlerinin düzenli olarak yapılması gerekmektedir. Bu egzersizler boyun kaslarını güçlendirerek ağrıları hafifletmektedir. Boyun fıtığı sadece cerrahi ile tedavi edilmez. Doktor tarafından ödemi azaltarak ağrıyı hafifleten ilaçlar verilmektedir.

İlaç tedavisi ve egzersizler dışında fizik tedaviye de aksatılmadan gidilmelidir. Fizik tedavi sonrasında soğuk havalarda durulmamalıdır. Sıcak ortamlar boyun fıtığına iyi gelmektedir. Boyun fıtığında bazen enjeksiyon tedavisi de uygulanmaktadır. Bu konuda karar doktora aittir. Boyun fıtığı hastalarına bir pozisyonda uzun süre kalmamaları önerilmektedir. Özellikle bilgisayar başında çalışmak zorunda olan kişilerin belli aralıklarla kalkarak boynunu hareket ettirmesi önerilir.

Boyun Fıtığı İçin Hangi Doktor Hangi Bölüme Gidilir?

Boyun fıtığı belirtisi yaşayan birçok kişi boyun fıtığı için hangi bölüme gidileceğini bilmediğini belirtmektedir. Boyun ağrıları için Fizik Tedavi bölümüne ya da Beyin ve Sinir Cerrahisi bölümüne gidilmelidir. Bu bölümlerde Fizik Tedavi Uzmanları ya da Beyin Cerrahisi Uzmanları gerekli tedaviyi yapmaktadır.

Boyun Fıtığı Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Boyun Fıtığı Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Boyun Fıtığı Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Boyun fıtığının zamanında tedavi edilmesi çok önemlidir. Bazı kişiler boyun fıtığını önemsemeyerek doktora gitmezler ve tedavi olmazlar. Bu tercih çok yanlıştır. Boyun fıtığı tedavi edilmediği zaman ağrılar her iki kol ve bacağa inerek felçliğe kadar gidebilir. Bu durumda duyu kaybı tüm vücudu kapsadığı için idrar kaçırma durumu da söz konusu olur.

Boyun Fıtığı Cinsel Gücü Etkiler Mi?

Boyun fıtığı belirtisi olan kişiler boyun fıtığı cinsel gücü etkiler mi diye merak ederler. Boyun fıtığı ilerlediği zaman cinsel yaşamı etkileyebilmektedir. Cinsel yaşamında sorunlar yaşayan bireylerin aralarındaki ilişki de zamanla zedelenmektedir. Bu nedenle zaman kaybetmeden doktora giderek tedavi olunmalıdır.

Boyun Fıtığı Çeneye Vurur Mu?

Boyun fıtığı ağrısı birçok yere vurmaktadır. Boyun kısmında başlayan ağrılar ilerleyerek zamanla çeneye de vurmaktadır. Boyun fıtığı belirtisi arasında nadirde olsa çene gerilmesi ve ağrısı görülmektedir.

Boyun Fıtığı Görme Bozukluğu Yapar Mı?

Boyun fıtığının görme üzerinde olumsuz etkisini duyduğunuzda şaşırabilirsiniz. Boyun ağrıları baştan kola, sırta, göğse yayılabilmektedir. Bazen kalpte bile ağrı yaratarak kalp krizinden şüphelendirmektedir. Boyun ağrısı ile beraber bulanık görme sorunu da ortaya çıkabilmektedir.

Boyun Fıtığı Kola Ağrı Yapar Mı?

Kola vuran ağrı en önemli boyun fıtığı belirtisi olarak kendini gösterir. Boyun fıtığının en önemli belirtilerinin başında kol ağrısı ve uyuşukluğu gelmektedir. Tek taraflı ve kola doğru yayılan ağrı kişiye büyük sıkıntılar yaşatmaktadır.

Boyun Fıtığı Yüzde Uyuşma Yapar Mı?

Boyun fıtığı hastalarında çok nadir olmakla beraber yüzde ortaya çıkan uyuşma boyun fıtığı belirtisi olarak ortaya çıkar. Yüzünüzde uyuşma olduğu anda bir doktora giderek uyuşmanın nedenini tespit ettirmeniz önemlidir. Her yüz uyuşması boyun fıtığına bağlı olmayabilir.

Boyun Fıtığı Kulak Ağrısı Yapar Mı?

Kulak ağrısı da boyun fıtığı belirtisi olarak ortaya çıkmaktadır. Boyun fıtığı gözler ile beraber kulaklarda da ağrı yapabilmektedir.  Vücudun birçok bölgesini etkileyen ve ağrılara sebep olan boyun fıtığının aksatılmadan tedavi edilmesi gerekmektedir.

Sol göz seğirmesi hangi hastalığın belirtisidir?

Göz seğirmesi kişinin istemi dışında göz kapağının hareket etmesidir. Genel olarak ciddi sağlık problemlerinin habercisi olmasa da sık sık tekrar ediyor ise dikkate almanın gerekli olduğu bir sağlık sorunudur. Yazımızın geri kalanında sol göz seğirmesi ile ilgili merak ettiklerinizi bir araya getirdik.

Sol Göz Seğirmesi Neden Olur?

Sol göz seğirmesi neden olur diye incelendiğinde pek çok nedenle karşılaşılabilir. Bu neden gözlerin aşırı yorulması olabileceği gibi fazla kafein alımı da olabilir. Sol göz seğirmesi nedenleri şöyledir:

  • D vitamini eksikliği
  • B12 vitamini eksikliği
  • Göz kapağı ve kornea iltihabı
  • Stres ve yorgunluk
  • Kafein ve alkol tüketimi
  • Alerji

Sol Göz Seğirmesi Neye İşarettir?

Sol göz seğirmesi ile sıklıkla karşılaşan bireyler sol göz seğirmesi neye işarettir merak etmektedir. Gözlerin sıklıkla seğirmesi çeşitli göz hastalıklarından kaynaklanıyor olabilir. Sol göz seğirmesinin işaret ettiği göz hastalıkları başında astigmat, miyop ve hipermetrop geliyor.

Gözlük kullanan bireylerde göz seğirmesi başladıysa bu göz numarasının değişmiş olabileceğinin habercisidir. Göz numarası değişmiş olmasına rağmen hala önceki numaraya uygun gözlük takıldığında bu durum sol göz seğirmesini arttırabilir. Sol göz seğirmesinin işaret ettiği diğer bir konu ise yorgunluktur. Gözün yorgunluk seviyesi arttıkça göz seğirerek tepki göstermeye başlar.

Sol Göz Seğirmesi Hangi Hastalığın Belirtisidir?
Sol Göz Seğirmesi Hangi Hastalığın Belirtisidir?

Sol Göz Seğirmesi Hangi Hastalığın Belirtisidir?

Sol göz seğirmesi hangi hastalıkların belirtisidir sorusuna verilen cevaplar bize genellikle göz hastalıklarına götürüyor. Bu hastalıklar yazımızın önceki kısmında belirtilen astigmat, miyop ve hipermetrop olabilir. Bununla birlikte göz kuruluğu ve gözde oluşan enfeksiyonlar da sol göz seğirmesi probleminin semptom olarak ortaya çıkmasına neden olabilir.

Nörolojik bazı hastalıklar nedeniyle de sol göz seğirmesi meydana çıkabilmektedir. Bunlardan biri bazal gangliondur. Bazal ganglion beynin hareket kontrol bölümünde meydana gelen bozuklukla ilişkilidir. Felç, enfeksiyon, karaciğer hastalıkları ve tümör gibi nedenlerle beynin ilgili kısmının hasar görmesi sonucunda bazal ganglion oluşur.

Göz Seğirmesi Ciddi Bir Şeyin İşareti Olabilir mi?

Oldukça nadir olsa da göz kapağı seğirmesi bir beyin veya sinir sistemi bozukluğunun bir belirtisi olabilir. Çoğu insan için göz kapağı kas spazmları geçicidir ve ciddi bir şeyin yan etkisi değildir. Bununla birlikte, göz seğirmesi nörolojik bir durumun, sinir bozukluğunun veya bir virüsün belirtisi olabilir. Semptom olarak göz seğirmesine neden olabilecek durumlar şunlardır:

  • Multipl skleroz (MS), merkezi sinir sisteminin bir hastalığıdır. Bilişsel ve motor sorunlara neden olur.
  • Yüz felci olarak da bilinen Bell paralizisi, yüzünüzün bir tarafının sarkmasına neden olur.
  • Parkinson hastalığı uzuvların titremesine, denge sorunlarına, kaslarınızda sertliğe ve konuşma güçlüğüne neden olabilir.
  • Tourette sendromu istemsiz motor ve sözel tiklere neden olur.
  • Distoni, vücudunuzun farklı bölgelerini etkileyebilir ve etkilenen bölgede kas spazmlarına, bükülmesine veya bükülmesine neden olabilir.
  • Spazmodik tortikolis olarak da adlandırılan servikal distoni , boynun spazmına ve başınızın bükülmesine neden olur.

Göz kapağı seğirmesi endişe vericiyse veya seğirme bir hafta içinde kendi kendine geçmediyse, tıbbi muayene için randevu almak en iyisidir.

Sol Göz Seyirmesi Yüz Felci Belirtisi Midir?

Sol göz seyirmesi yüz felci belirti midir akla gelen bir sorudur. Yüz felci belirtileri arasında göz kırpmada zorluk, yüz kaslarında seyirme bulunmaktadır. Yüz kaslarını etkileyen bir sağlık problemi olan yüz felci göz kaslarını etkileyerek sol göz seyirmesi oluşmasına neden olabilir.

Sol Göz Seğirmesi Tansiyon Nedeniyle Olur Mu?
Sol Göz Seğirmesi Tansiyon Nedeniyle Olur Mu?

Sol Göz Seğirmesi Tansiyon Nedeniyle Olur Mu?

Göz hastalıkları ile tansiyon yakından ilişkilidir. Özellikle hipertansiyon retina damarlarının daralmasına, kalınlaşmasına, sertleşmesine sebep olabiliyor. Ancak tansiyon nedeniyle sol göz seğirmesi oldukça nadir ortaya çıkar. Tansiyonun çok yükseldiği anlarda atardamarlar sol göz seğirmesinin tetikleyicisi olabilir.

Sol Göz Seyirmesi Beyin Tümörü Belirtisi Midir?

Nörolojik sebeplerle göz seyirmesi ortaya çıkabildiği için merak edilen konulardan biri: ‘Sol göz seyirmesi beyin tümörü belirtisi midir?’ Beyin tümörü belirtileri incelendiğinde bunlardan biri gözde meydana gelen anormalliklerdir, örneğin göz kapağı düşmesi. Sol göz seyirmesi de nadiren beyin tümörünü işaret eder. Ancak şu unutulmamalıdır ki beyin tümörü olduğunda göz seyirmesine diğer belirtiler de eşlik eder.

Göz Seğirmesi Felç İşareti mi?
Göz Seğirmesi Felç İşareti mi?

Göz Seğirmesi Felç İşareti mi?

Göz seğirmesi felç belirtisi olabilir. Panik yapmamalı ve gözünüz seğiriyorsa felç geçirdiğinizi varsaymamalısınız. Bunun yerine, aynı anda ortaya çıkan diğer endişeler için tıbbi durumunuzu değerlendirin. Çoğu zaman, diğer semptomların eşlik ettiği göz seğirmesi, mini felç olarak da bilinen geçici iskemik atağın bir göstergesidir.

Geçici iskemik atak, beyindeki bir kan damarında geçici bir tıkanıklık olduğunda ortaya çıkar. Geçici iskemik atağın belirtileri şunları içerir:

  • Göz veya yüz sarkması
  • Kol zayıflığı
  • Konuşma zorluğu

Bu semptomlar neredeyse her zaman vücudun sadece bir tarafında görülür. Bir felç (inme) ile ilgili olsa da, normal bir felçten farklıdır çünkü felce neden olan kan pıhtısı genellikle birkaç dakika içinde kendi kendine çözülür.

Ancak, geçici iskemik atak bir uyarı işaretidir. Geçici iskemik atak yaşayan birçok insan, nörolojik hasara neden olmadan önce bir kan pıhtısının çözülmediği bir iskemik inme geçirir. Ayrıca, beyin anevrizması patladığında veya bir kan damarı sızdırdığında ortaya çıkan hemorajik inme geçiren bir kişinin geçici iskemik atak yaşadığı durumlar da vardır. Hemorajik inmeler yüksek ölüm oranına sahiptir. Kan akışının engellenmesinin uzunluğu, iskemik inmenin şiddetini belirler.

Sol Göz Seğirmesi Nasıl Geçer?

Sol göz seğirmesi nasıl geçer diye tedavi yöntemleri incelendiğinde genellikle kendiliğinden geçtiği görülmektedir. Nasıl geçeceğini tespit etmek için öncelikle yapmanız gereken hangi durumlarda, hangi sıklıkla ve ne şiddetle ortaya çıktığını gözlemlemek olmalıdır. Böylece sorunun kaynağını tespit edebilirsiniz.

Öncelikle alınabilecek önlemler arasında stresten uzaklaşmak, dinlenmek ve kafein tüketim düzeyini azaltmak vardır. Sol göz seğirmesi sebeplerini kendiniz gözlemleyerek tespit ettikten sonra gerekli çevre düzenlemeleri yapabilirsiniz. Örneğin bir alerjenden kaynaklandığını fark ederseniz o çevreden uzaklaşmanız iyi olacaktır ya da uzun saatler boyunca ekrana bakmaktan dolayı meydana geldiğini tespit ederseniz ekran kullanım süresini azaltmayı tercih edebilirsiniz.

Sol Göz Seğirmesine Ne İyi Gelir?

Sol göz seğirmesi genellikle kendiliğinden hızlıca geçer ancak geçmediği durumda durdurmanın en iyi yolu müdahale etmektir. Müdahale aşamasında soğuk ya da sıcak kompres yapılabilir. Kompresle birlikte sol göz seğirmesine neden olan aktif sinir yatıştırılarak istemsiz kas hareketleri dindirilebilir. Alkolsüz ve soda benzeri olan tonik içeceğini içmek de sol göz seğirmesini durdurabilir.

Kronik hale gelen sol göz seğirmesi için botoks, ameliyat, suni göz yaşı önerilen tedavi seçenekleri arasındadır.

Göz Seğirmesi Tedavisi Nasıl Olur?
Göz Seğirmesi Tedavisi Nasıl Olur?

Göz Seğirmesi Tedavisi Nasıl Olur?

Gözlerinizin seğirmeye başladığını hissediyorsanız, yaşam tarzı seçimlerinize bir bakın. Ne kadar uyudunuz? Stresli veya endişeli hissediyor musunuz? Bilgisayar başında çok zaman geçirdiniz mi? Seğirmeyi durdurmak için alışkanlıklarınızı ayarlamak önemlidir. Stres kaynağınızı azaltmaya çalışın, yeterince uyuyun ve gözlerinizi dinlendirmek için bilgisayar ile çalışırken molalar verin. Kafein tüketiminizi de azalttığınızdan emin olun.

Aşağıdaki belirtilerden herhangi biriyle karşılaşırsanız, hemen bir göz doktoruna randevu alın. Doktor gözlerinizi muayene edecek ve bir çözüm yolu belirlemek için size sorular soracaktır.

  • 72 saatten uzun süren, göz kapağını tamamen kapatan seğirme
  • Diğer yüz kaslarını içeren spazmlar
  • Gözde kızarıklık, şişme, akıntı veya üst göz kapağında düşüklük
  • Göz kapaklarınız her seğirdiğinde göz kapağınız tamamen kapanıyorsa

Göz Seğirmesi Tedavisi İbrahim Saraçoğlu

Göz seğirmesi tedavisi için İbrahim Saraçoğlu karabaş otu çayını tavsiye etmektedir. Canınızı sıkan göz seğirmesi sorunu için her akşam yatağa gitmeden önce bir fincan karabaş otu çayı içebilirsiniz. Ayrıca yatıştırıcı etkisi bulunan limon melisa otu çayını da gün içerisinde iki fincan tüketebilirsiniz. Göz seğirmesi için 30 gün boyunca sürdürülen bu bitkisel tedavi nöropatik rahatsızlıklarda iyileştirici etki gösterecektir.

Sol Göz Seğirmesi İçin Hangi Doktora Gidilir?

Sol göz seğirmesi için hangi doktora gidilir sorusunun cevabı göz seğirmeleri öncelikli olarak göz hastalıkları ile ilişkili olduğu için göz doktorudur. Göz doktorunuz gerekli inceleme ve tetkikleri yaptıktan sonra gerekli gördüğü takdirde sizi ilgili birimlere yönlendirecektir.

Göz seğirmeniz bir haftadır geçmediyse, göz seğirmesi nedeniyle göz kapağınız tamamen kapandıysa ve açılmıyorsa, eşlik eden başka seğirmeler de varsa mutlaka bir göz doktoru ile iletişime geçmeniz önerilir.

Göz Seğirmesini Durdurmanın En Kolay Yolu

Yüzdeki sivilce lekeleri nasıl geçer? Krem ve maske önerileri

Sivilceler özellikle ergenlik dönemi olmakla birlikte hayatın birçok döneminde insanların karşılaştığı bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Sivilcelerin orta ve ağır şiddette olanları yüzdeki sivilce lekeleri oluşumuna neden olmaktadır. Gelin yüzdeki sivilce lekelerini oluşum nedenlerine, bu lekelere neyin iyi geldiğine, hangi tedavi yöntemlerinin önerildiğine hep beraber bakalım.

Yüzdeki Sivilce Lekeleri Neden Olur?

Sivilcelerin birçoğu herhangi bir iz bırakmadan geçmektedir. Bazı sivilceler ise cildin yapısını esnemeye yol açarak folikül duvarlarında yırtılmalara sebebiyet vermektedir. Bu yırtılması büyüklüğüne ve alt deriye verdiği hasara bağlı olarak yüzdeki sivilce lekeleri neden olur. Zarar gören alt deriyi yenilemek için vücut kollejen salgılamaktadır ancak vücudumuzun bu onarımı tamamlandığında dahi eski pürüzsüz haline dönmeyen ciltte çukurlar kalabilir.

Yüzdeki Sivilce Lekeleri En Hızlı Nasıl Geçer?
Yüzdeki Sivilce Lekeleri En Hızlı Nasıl Geçer?

Yüzdeki Sivilce Lekeleri En Hızlı Nasıl Geçer?

Yüzdeki sivilce lekeleri en hızlı nasıl geçer diye düşünüldüğünde yüzdeki sivilce lekelerinin tedavisi için farklı yollar vardır. Öncelikle bu konuda uzman görüşü almak için dermatolog ile görüşülmesi ve önerdiği ürünler düzenli olarak kullanılmalıdır.

Yüzdeki sivilce lekeleri için hızlı ancak kalıcı olmayan çözümlerden biri olarak dolgu maddeleri önerilebilmektedir. Bu maddelerin dokuya enjeksiyonu ile meydana gelen çukur doldurularak daha az belirgin bir hale gelmektedir. Kimyasal peeling ile de cildin üst tabakası soyularak derinde var olan hasar azaltılabilir.

Yüzdeki Sivilce Lekelerine Ne İyi Gelir?

Yüzdeki sivilce nelerine ne iyi gelir diye araştırıldığında karşımıza ilaçların yanı sıra doğal ve evde uygulanabilecek çözümler de çıkmaktadır. Bu çözüm önerileri düzenli bir şekilde uygulandığında etkili bir sonuç oluşturacaktır:

  • Rendelenerek çıkarılan patatesin suyunun pamukla leke olan bölgeye sürülmesi
  • Haşlanıp püre haline getirilen avakodunun bal ve zencefil ile karıştırılarak uygulanması
  • Bir süre demlenen defne yapraklarının ezilerek yüze maske halinde sürülmesi
  • Deformasyonlar için etkin bir ürün olan hindistan cevizi yağının yüzdeki sivilce lekerine sürülmesi
  • Aleo vera
  • Lavanta ve yasemin çiçekleri
  • Bıldırcın yumurtası
Yüzdeki Sivilce Lekelerini Hangi Kremler Geçirir?
Yüzdeki Sivilce Lekelerini Hangi Kremler Geçirir?

Yüzdeki Sivilce Lekelerini Hangi Kremler Geçirir?

Yüzdeki sivilce lekelerini hangi kremler geçirir sorusu öncelikle bir uzmana sorulmalı ve onun yönlendirmesi ile kullanılmalıdır. Yüzdeki Sivilce lekeleri için kullanılabilecek bazı kremler doktor reçete düzenlemeden alınamamaktadır.

  • Madecassol Krem: Cildi onaran ve yenileyen, etkili bir kremdir.
  • Expigment Krem: Güneş lekesi, yüzdeki sivilce lekeleri, siyah noktalar gibi lekeleri giderme konusunda iyi bir seçenektir.
  • Fito Krem: Hem sivilceleri hem de oluşan sivilce lekelerini gidermek konusunda var olan ihtiyacı aynı anda gideren bir kremdir.
  • Nadixa Krem: Cilt üzerinde bakterilerin oluşup çoğalması engelleyerek kısa sürede yüzdeki sivilce lekelerini giderebilmektedir.

Yüzdeki Sivilce İzleri Doğal Yolla Nasıl Geçer?

Herkesin evinde var olan ürünler yüzdeki sivilce lekeleri doğal yolla nasıl geçer sorusuna cevap oluşturur. Limon bunların başında gelmektedir. Limon suyu pamukla yüzdeki sivilce lekeleri üzerine uygulanabilir. Yanı sıra yumurta akı ile limon karıştırılarak maske gibi yüze sürülebilir. Yoğurt içine sıkılacak birkaç damla limon suyu ile oluşan karışım da maske olarak kullanıldığında etkili sonuçlar vermektedir.

Toz şeker hafif nemli bir hale getirildikten sonra yüzdeki sivilce lekeleri üzerine masaj yaparak uygulanabilir. Toz şeker uygulandığında sonra on beş dakika bekletilebilir. Toz şeker bu uygulama ile peeling etkisi yapmaktadır.

Kabartma tozu hem var olan sivilceleri kurutmak için hem de sivilce lekeleri için kullanılabilir. Kabartma tozunu içine sıkılan limon suyu ile macun kıvamına getirildikten sonra yüze sürülür. Macun yüzde kurur kurumaz yüz yıkanmalıdır.

Bu doğal yollara yönelirken bahsi geçen ürünlere alerjinizin olup olmadığını mutlaka göz önünde bulundurmalısınız.

Yüzdeki Sivilce Lekeleri İçin Maske Tarifleri
Yüzdeki Sivilce Lekeleri İçin Maske Tarifleri

Yüzdeki Sivilce Lekeleri İçin Maske Tarifleri

Yüzdeki sivilce lekelerinden kurtulmak zor olabilir, ancak evde yüzdeki sivilce lekeleri için maske yaparak, mükemmel sonuçlar elde edebilirsiniz. Yağlı cilt ve sivilcelerden doğal olarak kurtulmanıza yardımcı olabilecek yüz maskesi tariflerini sizler için hazırladık.

Yüzdeki Sivilce Lekeleri İçin Bal ve Tarçınlı Maske

Malzemeler:

  • Toz tarçın
  • Bal

Hazırlanışı:

  • 1 tatlı kaşığı tarçın tozunu temiz bir kaba alın.
  • İki çay kaşığı bal ekleyin.
  • Bu malzemeleri tamamen homojen olana kadar iyice karıştırın.

Kullanımı:

  • Parmaklarınızı kullanarak yüzünüze sürün ve 10-15 dakika bekletin.
  • Su ile durulayın (önerilen: toner uygulayın).
  • Yüzdeki sivilce lekeleri için bu doğal yüz maskesini günlük olarak kullanılabilirsiniz.

Faydaları:

  • Bal, antimikrobiyal ve antienflamatuar özellikleri bakımından zengindir.
  • Tarçın ayrıca antimikrobiyal ve antienflamatuar özelliklere sahiptir.
  • Bu, sadece iki bileşenle yapılması çok kolay olan, kullanımı mükemmel bir sivilce izi maskesidir.

Yüzdeki Sivilce Lekeleri İçin Süt, Bal ve Zerdeçal Maskesi

Malzemeler:

  • Zerdeçal
  • Süt
  • Bal

Hazırlanışı:

  • 1 tatlı kaşığı zerdeçalı temiz bir kaba alın.
  • İki çay kaşığı süt ekleyin.
  • Bir çay kaşığı bal ekleyin.
  • Bu malzemeleri karıştırın ve ince bir macun oluşturun.

Kullanımı:

  • Bu maskeyi bir makyaj fırçası ile cildinize uygulayın. (zerdeçal tozunun varlığından dolayı parmakları lekeleyebilir).
  • 10-15 dakika beklettikten sonra su ile durulayın.
  • Bu maske haftada 2-3 kez kullanılabilir.

Faydaları:

  • Zerdeçal , antibakteriyel, antienflamatuar özelliği ve antioksidan özellikleri nedeniyle ciltle ilgili problemler için son derece iyi bir bileşendir. Akne izlerinin ve lekelerin yok olmasına yardımcı olur.
  • Bal ayrıca antimikrobiyal ve antienflamatuar özelliklere sahiptir.
  • Süt, ham haliyle cilt için nazik bir eksfoliyan olarak çalışan ve aynı zamanda yaşlanma karşıtı özellikler sağlayan laktik asit içerir.

Yüzdeki Sivilce Lekeleri İçin Aloe Vera Maskesi

Malzemeler:

  • Aloe Vera
  • Zerdeçal

Hazırlanışı:

  • 1 yemek kaşığı Aloe Vera jelini temiz bir kaba alın.
  • Bir çay kaşığı zerdeçal ekleyin.
  • Onları iyice karıştırın. Bu bileşenler, yağ kontrolüne yardımcı olur ve hassas cilt sorunlarının üstesinden gelir.

Kullanımı:

  • Maskeyi cildinize nazikçe uygulayın ve 10-15 dakika bekletin.
  • Su ile durulayın ve nemlendirin.

Faydalar:

  • Buradaki ana güç bileşeni, anti-inflamatuar özellikleri ile doğal bir sakinleştirici ajan olarak da bilindiği için Aloe vera jelidir. Bu, iltihaplı cildinizi sakinleştirmeye yardımcı olur.
  • Aloe vera ayrıca hem akne hem de sivilce izleri için harika olan kükürt ve salisilik asit içerir.
Yüzdeki Sivilce Lekelerine Hangi Yağlar İyi Gelir?
Yüzdeki Sivilce Lekelerine Hangi Yağlar İyi Gelir?

Yüzdeki Sivilce Lekelerine Hangi Yağlar İyi Gelir?

Yüzdeki sivilce lekelerine hangi yağlar iyi gelir geniş bir yelpazede kendisine cevap bulan bir sorudur.

Kekik yağı gün içinde iki kez yüzdeki sivilce lekeleri üzerine uygulanabilir. Jojoba yağı E ve D vitamini bakımından zengindir ve sivilce lekeleri için yapılan maskelerdir kullanılabilir. Biberiye yağı düzenli kullanıldığı takdirde çok kısa sürede sonuç vermektedir. Kadife çiçeği yağı lekelere haftada iki üç kez sürülerek etkili sonuçlar vermektedir. Bıttım sabunu da düzenli kullanım ile lekeleri geçirmek için iyi bir seçenektir.

Limon Suyu Sivilce İzlerine İyi Gelir Mi?

Son zamanlarda, limon suyu ile sivilce izlerini iyileştirmek popüler bir çözümdür. Limon C vitamini bakımından yüksektir ve akneye neden olan bazı bakterilerden kurtulmak için onları mükemmel kılan antibakteriyel özelliklere sahiptir. Limon suyu ayrıca topikal olarak uygulandığında yüzünüzdeki sivilcelerle savaşmanıza yardımcı olacak az miktarda asit içerir.

Dezavantajı, limon suyunun hassas cildi tahriş edebilmesidir, bu nedenle ilk başta kızarıklığa veya tahrişe neden olduğunu fark ederseniz, bunun yerine seyreltilmiş elma sirkesini deneyin (yarım elma sirkesini yarım suyla karıştırın).

Bal Sivilce İzlerine İyi Gelir Mi?

Klinik araştırmalar balın sivilce izlerini iyileştirmede ve ciltteki kızarıklık ve iltihabı azaltmada etkili olduğunu bulmuştur. Balın iltihap önleyici özellikleri ile gözenekleri temizlemeye yardımcı olur, yeni cilt hücrelerini çekerek yara izini azaltan kolajen oluşturur. Bal, yüzünüzdeki bakterileri doğal olarak sakinleştirerek tahrişi de azaltabilir. Sadece birkaç hafta boyunca her gün, önceden uygun bir temizlik ile uygulandığında, bal size ömür boyu parlak bir cilt verecektir!

Yüzdeki Sivilce Lekeleri İbrahim Saraçoğlu Bitkisel Çözüm

İbrahim Saraçoğlu’nun yüzdeki sivilce lekeleri için bitkisel çözümleri birden fazladır ve körler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Maden suyu ve elma sirkesi kürü: Hazırlanıp hemen kullanılması gereken bu kür bir fincan madem suyu ve bir fincan elma sirkesi karıştırılması ile hazırlanır. Yüze uyguladıktan yarım saat sonra yüz yıkanmalıdır.

Maydanoz ve limon kürü: Maydanozlar blenderden geçirildikten sonra bir bardak su ile iki yemek kaşığı limon suyu ilave edilir. Hazırlanan karışım kahvaltıdan on beş dakika önce on beş gün süre ile içilir. Yüze parlaklık veren bu kür yüzdeki sivilce lekeleri için etkilidir.

Yüzdeki Sivilce Lekeleri Suna Dumankaya Bitkisel Çözüm

Suna Dumankaya’nın yüzdeki sivilce lekeleri için bitkisel kürü hazırlanırken bir çay bardağı taze bakla içi ve bir çorba kaşığı badem yağı kullanılır. Baklalar haşlandıktan sonra ezilir. Ezilen baklalar ile badem yağı harmanlanır. Lekelerin üzerine sürülen bu karışım yirmi dakika bekledikten sonra ılık su ile yıkanmalıdır. Haftada bir kullanılmak üzere bu maske dört haftada sonuç vermektedir.

Cilt beyazlatma kremi nasıl kullanılır? Eczane kremleri hangileri?

Her bireyin kendine özgü ten rengi vardır. Ancak bazı kişilerde güneş ışınları ve cilt lekeleri gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak teninde koyulaşma görülmektedir. Bu durum estetik görünümü olumsuz etkilediği için can sıkıcı olabilmektedir. Bunun önüne geçmek için eczanelerde de satılan cilt beyazlatma kremi kullanılabilir. Çeşitli markalar tarafından üretilen birçok krem bulunmaktadır. Her kremin içeriği farklı olsa da amacı aynıdır. Bu kremlerden hangisini tercih edeceğinize ve bu kremleri nasıl kullanacağınıza yazımızı okuduktan sonra daha rahat karar verebileceksiniz.

Cilt Beyazlatma Kremi Nasıl Kullanılır?

Hangi cilt beyazlatma kremini tercih etmeniz gerekir konusundan önce cilt beyazlatma kremi nasıl kullanılır konusuna değinmek istedik. Cilt beyazlatma kremi sayesinde cildinize ihtiyacı olan mineralleri hemen kazandırabileceksiniz. Kullananların memnun kaldığı kremler sayesinde koyulaşma görülen yerlere nüfuz eden bu mineraller ile cilt renginiz beyazlayacaktır.

Ciltte görülen en önemli problemlerin başında cilt lekeleri gelmektedir. Lekelenmelerin yoğun olduğu yerler koyulaşmaktadır. Bu da kişiye daha esmer bir görünüm kazandırmaktadır. Bu durumdan rahatsız olan ve beyaz ten rengine kavuşmak isteyen kişiler, cilt beyazlatma kremi tercih edebilirler. İçerdiği etken maddelerin etkisi ile cildin yenilenmesine katkı sağlayan bu kremlerin düzenli olarak kullanılması önemlidir. Düzenli kullanım ile lekeler giderilerek istenilen sonuçlara ulaşılmaktadır. Cilt beyazlatıcı kremlerin genel olarak faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Dokuları onarır.
  • Cildi besler ve yeniler.
  • Ciltte oluşan ölü hücrelerin atılmasını sağlar.
  • Cilt lekelerini giderir.
  • Hassas bölgelerdeki lekeleri de giderir.
  • Güneş ışınlarına karşı korur.
  • Cildi duru bir görünüme kavuşturur.
  • Yaşlılık ve doğum lekelerine iyi gelir.
  • Renk düzensizliklerini giderir.
  • Bölgesel kararmalar üzerinde etkilidir.
  • Sivilce izlerine iyi gelir.
  • Cildi gün boyu besler.
  • Cildin canlanmasına yardım eder.
  • İpeksi bir cilde sahip olmaya yardımcı olur.
  • Ciltteki iltihaplanmalara iyi gelir.
  • Cilt zedelenmelerine iyi gelir.
  • Cildi korur ve genel bakım sağlar.

Faydaları saymakla bitmeyen cilt beyazlatma kremi nasıl kullanılır konusuna gelelim. Cilt beyazlatma kremlerinin içerisinde nasıl kullanacağı açıklanmaktadır. Buradaki uyarılara ve önerilere dikkat ederek kullanmanız faydalı olacaktır. Ancak genel olarak kremlerin kullanım şekli aynıdır. Kremi kullanmadan önce cildinizi temizlemelisiniz. Kremi kararma görülen bölgeye ince bir tabaka halinde sürmelisiniz ve ürün emilene kadar beklemelisiniz. Cilt beyazlatma kremleri genelde sabah ve akşam olmak üzere günde iki kere kullanılmaktadır.

Cilt Beyazlatma Kremi Eczane Hangileri?
Cilt Beyazlatma Kremi Eczane Hangileri?

Cilt Beyazlatma Kremi Eczane Hangileri?

Ciltteki lekeleri yok eden ve cilde ferahlık vererek beyazlatan kremler kolaylıkla elde edilebilmektedir. Cilt beyazlatma kremi eczane hangileri satılmaktadır anlatacağız. Ancak kremlere eczaneler dışında online satış sitelerinden de ulaşabilirsiniz. Fiyat takibi yaparak en uygun fiyata kremi satın alabilirsiniz. Eczanelerde satılan cilt beyazlatma kremi seçenekleri aşağıda sıralanmıştır:

Cilt Beyazlatıcı Krem Madecassol
Cilt Beyazlatıcı Krem Madecassol

Cilt Beyazlatıcı Krem Madecassol

Popüler cilt beyazlatma kremi arasında yer alan Madecassol eczanelerde satılmaktadır. Cildi beyazlatan ve parlatan Madecassol krem yara lekeleri ile izlerine iyi gelir. Cilt lekeleri çok ciddi derecede olmasa da düzenli şekilde kullanıldığında birkaç hafta içerisinde cildi beyazlatmaktadır. Kesin sonuç alabilmek için ise 3-4 ay boyunca aralıksız Madecassol kremin kullanılması gerekir.

Cilt Beyazlatıcı Krem Dermokil
Cilt Beyazlatıcı Krem Dermokil

Cilt Beyazlatıcı Krem Dermokil

Zararlı ışınlara maruz kalan cildi onaran cilt beyazlatıcı krem Dermokil sayesinde cildiniz yaşlanmaya karşı korunur hale gelir. Formülünde bitkisel özler ile kil sayesinde cildin yumuşak ve nemli kalmasını sağlar. Dermokil krem sabah-akşam düzenli olarak kullanılmalıdır.

Cilt Beyazlatıcı Krem Expigment
Cilt Beyazlatıcı Krem Expigment

Cilt Beyazlatıcı Krem Expigment

Ciltte oluşan lekeleri kısa sürede geçirmesi ile popüler olan Expigment cilt beyazlatma kremi pürüzsüz bir cilt hayalinize kavuşturur. Renk eşitsizliklerini gidererek cildin beyazlamasını sağlayan Expigment krem leke uzmanı olarak anılmaktadır. Cilt lekeleri için kremin günde iki kere (sabah-akşam) kullanılması önerilmektedir. Kremi kullanmadan önce cildinizi temizlemeli ve kesinlikle kurulamalısınız. Kremi sürdükten sonra cildinizde 2 dakika kadar ovalayın. Etkili sonuç için Expigment kremin 2 ay düzenli olarak kullanılması gerekmektedir.

Cilt Beyazlatıcı Krem Procsin
Cilt Beyazlatıcı Krem Procsin

Cilt Beyazlatıcı Krem Procsin

Mevcut sorunları gideren ve cilt tonunu düzenleyen Procsin, en çok tercih edilen cilt beyazlatıcı kremlerden biridir. Cildi doğal olarak beyazlatan Procsin uygun fiyata eczanelerde satılmaktadır. Nemlendirici özelliği de bulunan Procsin cildi canlandırmaktadır. Procsin temiz olan cilde günde iki kere masaj yapılarak sürülmelidir. Bu kremi koltuk altı ve bikini bölgesini beyazlatmak için de kullanabilirsiniz.

Cilt Beyazlatıcı Krem Redist
Cilt Beyazlatıcı Krem Redist

Cilt Beyazlatıcı Krem Redist

Makyaj ürünü olarak düşünülen cilt beyazlatıcı krem Redist oldukça etkilidir. Ciltteki renk değişimlerini düzenleyen Redist, cildi aydınlatırken beyazlatır. Redist cilt lekeleri, koyu lekeler, akne lekeleri, güneş lekeleri, çil lekeleri, koltukaltı kararması ve genital bölge kararmasında etkilidir. Günlük kullanıma uygun olan kremi az miktarda alarak beyazlatmak istediğiniz bölgeye masaj yaparak uygulayabilirsiniz.

Cilt Beyazlatıcı Krem Bioderma
Cilt Beyazlatıcı Krem Bioderma

Cilt Beyazlatıcı Krem Bioderma

Hassas ve lekeli bir cilde sahip olanlar için ideal olan Bioderma beyazlatıcı krem eczanelerde satılmaktadır. Bu ürüne online satış sitelerinden de ulaşabilirsiniz. Ciltte aydınlatıcı bir etki yaratan Bioderma cilt tonunu da dengelemektedir. Kremi sabah ve akşam kullanabilirsiniz.

Cilt Beyazlatıcı Krem Sinoz
Cilt Beyazlatıcı Krem Sinoz

Cilt Beyazlatıcı Krem Sinoz

Cilt beyazlatma kremi Sinoz son zamanlarda özellikle sosyal medyada oldukça popülerdir. Fenomenler tarafından kullanılan ve önerilen Sinoz krem beyazlatma konusunda etkilidir. Dirsek, diz ve koltukaltı kararmalarında kullanılabilen Sinoz krem kararmaları önleyerek cilt rengini eşitler. Sinoz krem göz çevresi dışında yüze de sürülebilmektedir. Kremi gece-gündüz olmak üzere iki kez kullanabilirsiniz.

Cilt Beyazlatıcı Krem Salkom
Cilt Beyazlatıcı Krem Salkom

Cilt Beyazlatıcı Krem Salkom

İçeriğinde meyan kökü ve Alfa-Arbutrin bulunan Salkom diz, koltukaltı ve dirsek bölgelerindeki kararmalara iyi gelmektedir. Ciltteki fazla olan pigmenti azaltan Salkom 8-12 hafta arasında etkisini göstererek cilt kararmalarını giderir. Kremi kullanacağınız bölgenin temiz ve kuru olmasına dikkat etmelisiniz. Sabah-akşam olmak üzere gün içinde iki kere kremi ince bir şekilde kararan bölgenize sürebilirsiniz.

Santeplus Cilt Beyazlatıcı Krem

Cilt onarımında etkili olan Santeplus cilt beyazlatıcı krem birçok kişi tarafından tercih edilmektedir. Diz, dirsek, koltukaltı ve genital bölge kararmaları için kullanılan krem oldukça etkilidir. Düzenli olarak kullandığınız zaman kremin etkilerini hemen fark edeceksiniz.

Cilt Beyazlatma Kremi Bepanthol

Pişik kremi denildiği zaman akıllara gelen Bepanthol’ün beyazlatıcı kremi de bulunmaktadır. Cildi nemlendirme özelliği olan Bepanthol cilt lekelerine iyi gelmektedir. Bu kremi istediğiniz herhangi bir zamanda cildinize sürebilirsiniz. Ciltteki renk tonunu dengeleyerek cilt rengini açan Bepanthol hem eczanelerde hem de internette satılmaktadır.

Cilt Beyazlatıcı Krem Luis Bien
Cilt Beyazlatıcı Krem Luis Bien

Cilt Beyazlatıcı Krem Luis Bien

Birçok kişinin tercih ettiği cilt beyazlatma kremi Luis Bien etkisini hemen göstermektedir. Kremi kullanmadan önce cildinizi temizleyin ve sonrasında iyice kurulayın. Kararma yaşanan bölgeye ince bir katman halinde sürün ve ciltte emilene kadar bekleyin. Kremi gün içinde sabah ve akşam kullanabilirsiniz.

Cilt Beyazlatıcı Krem Herbaderm
Cilt Beyazlatıcı Krem Herbaderm

Cilt Beyazlatıcı Krem Herbaderm

Çevresel kirlilik, güneş ışınları, stres, sigara gibi etkenlere bağlı olarak oluşan lekeler ve kararmalar için Herbaderm cilt beyazlatıcı kremi tercih edebilirsiniz. İçeriğinde cildi beyazlatmaya yarayan bitki özleri bulunan Herbaderm koyu lekelerin açılmasını sağlar. Renk düzensizliklerini gideren Herbaderm sayesinde kararma sorunundan kurtulabilirsiniz.

Cilt Beyazlatıcı Krem Göz Altına Sürülür Mü?
Cilt Beyazlatıcı Krem Göz Altına Sürülür Mü?

Cilt Beyazlatıcı Krem Göz Altına Sürülür Mü?

Cilt beyazlatıcı krem ile bazı bölgelerindeki kararmalardan kurtulan kişiler, gözaltı morlukları için cilt beyazlatıcı krem göz altına sürülür mü araştırmaktadırlar. Cilt beyazlatıcı kremler koltukaltı, diz kapakları, dirsekler, genital bölge, bacak içleri gibi çeşitli bölgelerde kullanılabilmektedir. Bazı cilt beyazlatma kremleri doğal içeriğe sahip olduğu için gözaltında da kullanılabilmektedir. Ancak bazı kremler gözaltına sürülmemelidir. Bunun için kremlerin kullanım alanlarının belirtildiği içeriğini mutlaka incelemelisiniz.

Cilt Beyazlatma Kremi Zararlı Mı?

Cilt beyazlatıcı kremlerin içeriği genelde doğal bitkilerden oluşmaktadır. Ancak bazı kremlerin içerisinde hidrokinon maddesi yer almaktadır. Uzun süreli kullanımlarda bu madde ciltte yanma, kızarıklık ve kaşınma yapabilmektedir. Ayrıca içeriğinde cıva bulunan cilt beyazlatıcılar organları zedelemektedir. Bu olumsuz durumları yaşamamak için alacağınız beyazlatıcı kremlerin içeriğini inceleyin ve doğal içerikli olanları tercih edin.

Evde Cilt Beyazlatma Kremi Nasıl Yapılır?

Cilt beyazlatmak isteyen kişilerin illaki cilt beyazlatma kremi almalarına gerek yok. Siz de evde cilt beyazlatma kremi nasıl yapılır merak ediyorsanız doğru yerdesiniz. Evde cilt beyazlatma kremi yapmak için gerekli olan malzemeler şunlardır:

  • Limon
  • Elma sirkesi
  • Karbonat

Limonu ince bir dilim kesin ve suyunu sıkın. İçerisine bir çay kaşığı elma sirkesi ekleyin ve karıştırın. Daha sonra kabartma tozu ekleyerek krem kıvamına gelene kadar karıştırın. Bu karışımı yüzünüze günlük olarak masaj yaparak uygulayın. 10 dakika kadar bekledikten sonra yüzünüzü yıkayın. Maskeden sonra cildinizde limona bağlı hafif kızarıklıklar oluşabilir. Bunun için bebek pudrasını cildinize sürebilirsiniz.

Cilt Beyazlatma Kremi Kullananların Yorumları Neler?

Cilt beyazlatma kremi kullananların yorumları neler öğrenmeniz çok önemlidir. Kremi kullanan kişiler olumlu-olumsuz yorumlarını yaparak diğer kişilere yol göstermektedir. Çeşitli sitelerde yapılan yorumlar incelendiğinde, içeriği doğal olan beyazlatıcı kremlerin kısa sürede etki ederek cildi beyazlattığı görülmektedir. Ayrıca doğal içerikli kremlerin cilde herhangi bir zararının da olmadığı belirtilmektedir. Kullananların ortak önerilerinden biri de, kremin düzenli olarak kullanılması gerektiğidir.

Cilt Beyazlatma Güneş Lekesi Maskesi

Geçmeyen burun tıkanıklığı nasıl geçer, ne iyi gelir evde çözüm?

Solunum sisteminin başlangıcı olan burun, içeriye giren havayı yumuşatarak akciğerlere göndermektedir. Ancak bazen burun bu görevini yerine getiremez hale gelir. Bu duruma burun tıkanıklığı denir. Nefes almayı zorlaştıran ve kalitesiz bir yaşam sunan burun tıkanıklığının tedavi edilmesi gerekmektedir. Halk arasında pek önemsenmeyen bu durum için mutlaka bir doktora muayene olmalısınız.

Geçmeyen Burun Tıkanıklığı Nedenleri Neler?

Nefes almayı zorlaştıran ve kaliteli bir uyku sürecini imkânsız hale getiren geçmeyen burun tıkanıklığı nedenleri neler araştırılmalıdır. Her bireyde aynı nedenlerle burun tıkanıklığı yaşanmaz. Bu nedenle öncelikle burun tıkanıklığına neden olan etmenin belirlenmesi ve buna uygun tedavinin uygulanması gerekmektedir.

Geçmeyen burun tıkanıklığı yaşayan kişiler rahat koku alamazlar. Ayrıca nefes alıp vermekte güçlük çekerler. Çok önemsenmeyen bu durum ilerledikçe hayat daha zor hale gelmektedir. Bu nedenle burun tıkanıklığı yaşıyorsanız ve uzun süre bu durum geçmiyorsa mutlaka bir doktora gitmenizde fayda var. Burun tıkanıklığına neden olan etmenleri şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Saman nezlesi
  • Sinüzit
  • Burun eti
  • Nazal septum deviasyonu
  • Alkol tüketimi
  • Konka şişmeleri
  • Soğuk algınlığı
  • Mevcut alerjiler
  • Buruna yabancı nesne girmesi
  • Çok fazla baharatlı besin tüketimi
  • Mevsim geçişleri
  • Grip
  • Hormonal değişiklikler
  • Yüksek tansiyon
  • Alerjik olmayan rinit
  • Mesleki astım hastalığı
  • Burun polipleri
  • Uyku apnesi
  • Hamilelik
  • Tiroit bozuklukları
  • Churg – strauss sendromu
  • Nezle

Yukarıda sıralanan nedenlere bağlı olarak geçmeyen burun tıkanıklığı görülmektedir. Ancak bu nedenlerin hepsi aynı anda etki etmeyebilir. Burun tıkanıklığı sorunu yaşayan kişiler zor nefes aldıkları için ağızdan solunum yapmak durumunda kalırlar. Alınan bu hava burun filtresinden geçmediği için boğaz enfeksiyonlarına neden olabilmektedir. Ayrıca ağız kuruluğu da yaşanabilmektedir. Bununla beraber bu kişilerde uyku problemleri ve horlama görülebilir. Bu nedenle burun tıkanıklığının bir an önce tedavi edilmesi gerekmektedir.

Geçmeyen Burun Tıkanıklığı Nasıl Geçer?
Geçmeyen Burun Tıkanıklığı Nasıl Geçer?

Geçmeyen Burun Tıkanıklığı Nasıl Geçer?

Kişinin yaşam kalitesini oldukça düşüren geçmeyen burun tıkanıklığı ciddi bir sağlık sorunudur. Birçok kişi tarafından soğuk algınlığına bağlanıp önemsenmese de, burun tıkanıklığının mutlaka dikkate alınması gerekir. Burun tıkanıklığına kısa süreli de olsa iyi gelecek bazı çözümler vardır. Doktora gitmeden önce bu çözümleri deneyerek burun tıkanıklığınızı açabilirsiniz.

Burun Tıkanıklığı Tuzlu Su

Geçmeyen burun tıkanıklığı nasıl geçer sorusuna en sık verilen yanıtların başında tuzlu su gelmektedir. Tıkalı olan burnu açarak nefes almayı kolaylaştıran tuzlu su ile evinizde burun tıkanıklığınızı açabilirsiniz. Bunun için bir bardak ılık su içerisine bir miktar tuz atın ve iyice karıştırın. Hazırladığınız tuzlu sudan elinize alarak burnunuza çekin. Tuzlu su burnunuzu biraz yaksa da, anında tıkanıklığınıza çare olacaktır. Tuzlu sudan sonra burnunuzun açıldığını ve rahat nefes aldığınızı göreceksiniz. Bu durumu burnunuz tıkandıkça tekrar edebilirsiniz.

Burun Tıkanıklığı Deniz Suyu

Burun tıkanıklığı için pratik çözümlerden biri de deniz suyudur. İçeriğinde yüksek oranda mineral ve tuz bulunan deniz suyu burun tıkanıklığına iyi gelmektedir. Burundaki ödemi kısmen de olsa çözen deniz suyu, burnun açılmasını sağlar. Yaz aylarında denize girdiğiniz zaman burnunuzun açıldığını göreceksiniz. Kış aylarında ise denize giremeyeceğiniz için eczanelerde satılan serum fizyolojiklerden satın alarak kullanabilirsiniz.

Geçmeyen Burun Tıkanıklığına Ne İyi Gelir?
Geçmeyen Burun Tıkanıklığına Ne İyi Gelir?

Geçmeyen Burun Tıkanıklığına Ne İyi Gelir?

Geçmeyen burun tıkanıklığı sorunu yaşayan kişilere bol sıvı tüketmeleri önerilmektedir. Bu sayede burun mukozasının nemli kalması sağlanmaktadır. Peki, geçmeyen burun tıkanıklığına ne iyi gelir biliyor musunuz? Şimdi sizlere aktaracağımız bazı tüyolarla burun tıkanıklığınızdan kurtulabilirsiniz.

Burun Tıkanıklığı Sirke

Birçok konuda etkili olan sirke burun tıkanıklığına da iyi gelmektedir. Burun tıkanıklığı sirke ile açılmaktadır. Bunun için bir bardak ılık su içerisine 1 yemek kaşığı elma sirkesi ekleyin. İçerisine bir tatlı kaşığı bal koyarak karıştırın ve bu karışımı günde iki kere burnunuza çekin. Bu sayede burun tıkanıklığınızı durdurabilirsiniz.

Burun Tıkanıklığı Karbonat

Burun tıkanıklığına iyi gelen bir diğer yöntem de karbonattır. Yarım çay bardağı içerisine çeyrek tatlı kaşığı kadar karbonat ekleyerek karıştırın. Ancak burada kullanılan suyun kaynatılıp soğutulmuş olması gerekmektedir. Burun deliğinizin birini kapatın ve diğer burun deliğinize bu sudan çekin ya da şırınga ile burnunuza karışımdan sıkın. Bir süre sonra tıkanıklığın açıldığını göreceksiniz.

Burun Tıkanıklığı En Hızlı Nasıl Geçer?

Burun tıkanıklığından sıkılan ve rahatsız olan kişiler için burun tıkanıklığı en hızlı nasıl geçer çok önemlidir. Burun tıkanıklığı yaşayan kişilere sıcak su banyosu önerilmektedir. Banyoda sıcak suyun buharı ile tıkalı olan burun açılarak kişiyi rahatlatmaktadır. Bunun dışında yukarıdaki saydığımız yöntemlerden farklı bazı yöntemleri de uygulayabilirsiniz.

Burun Tıkanıklığı Zencefil Çayı

Bitkisel tedaviye inananlara önerilen zencefil çayı burun tıkanıklığını hızlı bir şekilde geçirmektedir. Burun tıkanıklığı zencefil çayı hazırlamak için 2 bardak suyu kaynatın ve içerisine 2 tatlı kaşığı zencefil ekleyerek biraz bekletin. Hazırladığınız karışımı bir bardak için. Kalan bir bardağı ise bez yardımıyla burnunuza kompres yapın. Zencefil kök halinde ise sıcak suya ekleyin ve 10 dakika beklettikten sonra bu karışımı kullanın.

Burun Tıkanıklığı Papatya Çayı

Birçok hastalığa iyi gelen papatya çayını burun tıkanıklığını hızlı bir şekilde geçirmek için kullanabilirsiniz. Bir tencereye 2-3 bardak suyu ekleyin ve kaynatın. Kaynayan ve biraz bekletilen su içerisine 6-7 tane papatyayı ekleyerek demlenmesini bekleyin. Daha sonra tencerenin kapağını açın ve çıkan buharı soluyun. Buhar etkisini tamamen kaybedinceye kadar solumaya devam edin.

Burun Tıkanıklığı Açma Yöntemleri Neler?
Burun Tıkanıklığı Açma Yöntemleri Neler?

Burun Tıkanıklığı Açma Yöntemleri Neler?

Çevrenizde geçmeyen burun tıkanıklığı sorunu yaşayan birçok kişi olabilir. Kişiye ciddi rahatsızlık veren bu durum için çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Bu yazımızı detaylı okuyarak burun tıkanıklığı ile karşılaştığınızda nasıl davranmanız gerektiğini öğreneceksiniz. Burun tıkanıklığını açma yöntemleri ile ilgili sizlere bilgiler vereceğiz.

Burun Tıkanıklığı Okaliptüs Yağı

Virüslere olan etkisi ile popüler olan okaliptüs yağı burun tıkanıklığını da açmaktadır. Burnu nemli tutan okaliptüs yağı tıkalı burnu açarak ferahlık verir. Okaliptüs yağını zeytinyağı ile seyrelterek kullanmalısınız. Seyrelttiğiniz yağı burun deliklerinize hafif şekilde sürebilirsiniz.

Burun Tıkanıklığı Limon Karanfil

Geçmeyen burun tıkanıklığının ilaçlarından biri de limon karanfil buharıdır. Kaynattığınız suyun içerisine bir limon suyu ve karanfil ekleyerek karıştırın. Daha sonra üstünüze bir örtü çekerek bu karışımdan çıkan buharı soluyun. Kısa sürede burnunuzun açıldığını görecek ve rahatladığınızı hissedeceksiniz.

Burun Tıkanıklığına Bitkisel Çözüm Nedir?

Birçok kişi hastalıkların tedavisinde bitkisel çözümlere güvenmez. Her hastalık için elbette ki doktora gidilmeli ve uzman tavsiyeleri ile tedaviye başlanmalıdır. Ancak bazı hastalıklarda herhangi bir zararı olmayan bitkilerden faydalanabilirsiniz. Burun tıkanıklığı da bu hastalıklardan biridir. Kişiye zor anlar yaşatan burun tıkanıklığına bitkisel çözüm nedir sizler için araştırdık. Evinizde uygulayabileceğiniz bu yöntemler ile kısa sürede rahat nefes almaya başlayacaksınız.

Burun Tıkanıklığı Çörek Otu Yağı

Burun tıkanıklığına iyi gelen çörek otu yağının soğuk sıkım yöntemi ile elde edilmiş olmasına dikkat edilmelidir. Vücuttaki iltihaplanmayı önleyen çörek otu yağı alerjiyi de önlemektedir. Amerika’da yapılan bir araştırmada çörek otu yağının burun kaşıntısına, burun akıntısına ve burun tıkanıklığına iyi geldiği belirlenmiştir. Küçük damlalıklı bir şişe içerisine 1 çay kaşığı çörek otu yağını ve 3 çay kaşığı zeytinyağını ekleyin. Kafanızı koltuğa yaslayıp bu karışımdan her iki burun deliğinize de 1 damla damlatın. Damlattıktan sonra kalkmadan birkaç dakika bekleyin.

Burun Tıkanıklığı Çay Ağacı Yağı

Burun kanallarını temizleme etkisi bulunan çay ağacı yağı, geçmeyen burun tıkanıklığı bitkisel çözümlerinden biridir. Sıcak su dolu bir kabın içerisine çay ağacı yağını damlatın ve başınıza bir örtü geçirerek suyun buharını soluyun. 10 dakika kadar bu şekilde bekledikten sonra burnunuzun açıldığını göreceksiniz.

Burun Tıkanıklığı Lavanta Yağı

Burun tıkanıklığı için en etkili yöntemlerin başında lavanta yağı gelmektedir. Kaynamış olan bir bardak su içerisine lavanta yağını ekleyin ve bu sudan burnunuza çekin. Lavanta yağı olmadığı zaman lavantayı da direkt suda demleyerek kullanabilirsiniz.

Geçmeyen Burun Tıkanıklığını Ne Açar?

Son dönemlerde geçmeyen burun tıkanıklığı sorununu yaşayan kişi sayısının arttığı görülmektedir. Kişinin yaşam kaynağı olan nefes almasını engelleyen bu durum için çeşitli öneriler yapılmaktadır. Geçmeyen burun tıkanıklığı için tarçın, zerdeçal, nane, adaçayı gibi bitki çaylarının tüketilmesi önerilmektedir. Ayrıca bulunulan ortamda buhar makinesi kullanılması da burun tıkanıklığına iyi gelmektedir.

Sık sık burun tıkanıklığı yaşayan kişilere sigara içmemeleri ve sigara içilen ortamlarda bulunmamaları önerilmektedir. Duş almakta burun tıkanıklığına iyi gelmektedir. Ayrıca yatarken başınızı yükseltmesi için iki yastık kullanırsanız burun tıkanıklığınızın daha az olduğunu göreceksiniz.

Burun Tıkanıklığına Ne İyi Gelir Evde Çözüm?
Burun Tıkanıklığına Ne İyi Gelir Evde Çözüm?

Burun Tıkanıklığına Ne İyi Gelir Evde Çözüm?

Burun tıkanıklığı yaşadınız ve evden dışarıya çıkacak haliniz yok. Bu durumda burun tıkanıklığına ne iyi gelir evde çözüm nedir öğrenirseniz, kısa sürede burun tıkanıklığınızdan kurtulabilirsiniz. Burun tıkanıklığı yaşayan kişilerin evde uygulayabilecekleri yöntemler şunlardır:

Burun Tıkanıklığı Soğan

Evde uygulayabileceğiniz en etkili ve pratik yöntemlerden biri soğandır. Bir soğanı ortadan ikiye kesin ve sadece koklayın. İşte bu kadar! Kesik soğanı koklamak burun kanallarınızı açarak tıkanıklığı giderecektir.

Burun Tıkanıklığı Sarımsak

Bitkisel bir antibiyotik olarak görülen sarımsak, burun tıkanıklığına iyi gelmektedir. İçeriğinde bulunan dekonjestan etkisi ile burun tıkanıklığını açan sarımsağın balgam söktürme etkisi de vardır. Sıcak su içerisine 3 diş sarımsağı ezin ve beklettikten sonra suyunu süzerek bu karışımı için. Daha etkili olabilmesi için karışıma kekik de ekleyebilirsiniz.

Burun Tıkanıklığı Zeytinyağı

Geçmeyen burun tıkanıklığı zeytinyağı ile geçebilir. Burnunuzun içerisine birkaç damla zeytinyağı damlatmanız yeterlidir. Bu işlemden sonra burnunuz hemen açılacak ve rahat bir nefes alacaksınız.

Burun Tıkanıklığı Uyku Apnesi Yapar Mı?

Solunumun 10 saniye kadar durması uyku apnesi olarak adlandırılmaktadır. Burun tıkanıklığında gece uyurken nefes almada zorluk yaşanmaktadır. Nefes alamama nedeniyle kişide uyku problemi görülmektedir. Burun tıkanıklığı uyku apnesinin temel nedeni olmasa da, uyku apnesi belirtileri ortaya çıkarabilmektedir.

Burun Tıkanıklığı Uyku Yatış Pozisyonu Nasıl Olmalı?

Geçmeyen burun tıkanıklığı yaşayan kişilerin yatış pozisyonlarına dikkat etmeleri gerekmektedir. Zaten tıkalı olan burun yanlış yatış pozisyonu ile nefes alamama problemi ortaya çıkarabilmektedir. Burnu tıkalı olan kişilerin yüksek yastıkta yatmaları önerilmektedir. Sadece bir tarafa doğru yatmak diğer taraftaki burun deliğini tıkamaktadır. Bu nedenle gece boyu sırasıyla her iki yöne doğru yatılmalıdır.

Burun Tıkanıklığı Nasıl Açılır Saraçoğlu?

Burun tıkanıklığı için bitkisel çözüm önerileri sunan İbrahim Saraçoğlu, bu yöntemlerin evde kolaylıkla yapılabileceğini belirtmektedir. İbrahim Saraçoğlu tarafından önerilen ve etkisi birçok kişi tarafından onaylanan doğal yöntemler şunlardır:

Limon: Limon suyundan birkaç damla burnunuza çektiğiniz zaman tıkalı burnunuzun açıldığını göreceksiniz. Limonun içerisine az bir miktar karbonat da ekleyebilirsiniz.

Buhar Banyosu: Kaynamış su içerisine papatya, okaliptüs yağı ve nane ekleyerek buharı solumalısınız.

Doktor Feridun Kunak Burun Tıkanıklığı

Filtre kahve zayıflatır mı, ne zaman içmek daha sağlıklı?

Günün herhangi, bir saatinde kahve içmek pek çok kişi için bir alışkanlık haline gelmiştir. Sabahın erken saatlerinde güne başlarken, öğle vakitlerinde yemekte sonra ya da güzel bir mola verirken akşamları da üzerinizdeki yorgunluğu atmak için tercih ettiğinizi sıcak içeceklerden en önemlisi kahvedir. Özellikle son yıllarda trend haline gelen filtre kahvenin insan sağlığını faydalı mı yoksa zararlı mı olup olmadığı da en çok merak edilen konular arasında yer alıyor.

Şeker içermeyen ve kâğıt filtrelerden geçirilen filtre kahve frence presse ya da ekspresse gibi kahve türlerine daha çok faydalı olduğu söyleniyor. Bununla birlikte de filtre kahve tüketenlerin ya da tüketmek isteyenlerin aklında filtre kahve zayıflatır mı, filtre kahve ne kadar içilmeli ve filtre kahve içmenin vücuda etkileri nelerdir, gibi farklı sorular uçuşmaya başladı. Bu yazımızdan da filtre kahvenin yararları zararları ve filtre kahve zayıflatır mı gibi soruların cevaplarını sizinle paylaşacağınız. İşte konunun detayları…

Kahve Tüketimi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Kahve sağlıklı bir içecek gibi görülebilir. Ama aşırı kahve tüketimi konusunda uzmanlar uyarıda bulunuyor. İçeriğinde bulunan kafein sağlığınızı birçok yönden etkileyebilir. Kahve tüketirken günden en fazla iki fincandan fazlasına kaçmamanız tavsiye edilmektedir. Gelelim filtre kahvenin faydaları ve zararlarına…

Filtre Kahvenin Faydaları Neler?
Filtre Kahvenin Faydaları Neler?

Filtre Kahvenin Faydaları Neler?

Kâğıt filtrelerden demlendiğinden dolayı filtre kahve diğer kahve seçeneklerine göre biraz daha sağlıklıdır. Bu konuda Norveçli araştırmacılar bir araştırma yapmış ve 20 ile 80 yaşları arasından yaklaşık 508. 747 erkek ve kadın üzerindeki sağlık verilerini bir araya derlemiş. Ve bunların ortalama 20 yıl boyunca takip etmiş ve elde ettikleri sonuçlar ise şu şekildedir;

Erken Ölüm Riskinde Azalma Görülmüş

Yapılan araştırmalarda filtre kahve içen kadın ve erkeklerde erken ölüm riskinde oranında azalma olduğu görülmüştür, filtresiz kahvelerde bu oranlar çok fazla düşük orandadır. Filtresiz kahve tüketen erkeklerde %4 kadınların da azalma olduğu saptanmıştır. Filtre kahvenin kalp damar hastalıkları ya da felçten daha düşük ölüm riskiyle ilişkili olduğu tahmin ediliyor. Yapılan araştırmadan en düşük ölüm oranın günde bir ile 2 bardak filtre kahve içenler arasında yer alıyor

Kolesterol Alımını Daha Az Sağlıyor

Filtrelenmemiş kahvenin kolesterolü yükselttiğini söyleyen araştırmalar bu durumun vücut sağlığı için son derece tehlikeli olduğunu dile getiriyor. Fakat filtre kahve daha az kolesterol alımı sağladığından dolayı kahve severleri bu kahveyi tercih etmelerini gerektiğini altını çiziyor. Filtresiz kahveyi kaynatırken tortu ve yağlı kısımların suyun yüzeyine çıktığını görürsünüz. Pişerken açığa çıkan yağlı kısma diterken denir. Ve kahve içerisinde kafetol ve Kohweol adından iki çeşit yağ vardı. Bu yağlar çoğunlukla bağırsaklarınıza girme eğiliminde olduklarından dolayı vücuttaki kolesterol alımına neden olan reseptörü bloke edip, kolesterol alımını artırarak vücutta ciddi bir hastalık haline gelirler. Filtre kahvede kullanılan bu yağlar ve tortular ise filtrelenir ve yalın bir halde tüketime hazır olur.

Kanser Riskini Önlüyor

Filtre kahvenin kolesterolü önleyip, kalbi korumasının yanı sıra belirli kanser türlerini oluşma riskini önlediği de söyleniyor. Günümüze kadar yapılan araştırmalar üzerinde filtre kahvenin Anti-enflamatuar ve antikanserojenik özellikler içerdiğinin ve bunlarında prostat kanseri, ağız kanseri ve karaciğer kanseri ile melanomun etkilerini düşürdüğü gözlemlenmiştir. Ama bu kadar faydaları var diye filtre kahve tüketimini fazla aşırıya kaçırmamanız gerekir. Uzmanlar günde en fazla iki fincan içilmesini kâfi olduğunu ifade ediyor. Mutlaka filtre kahvenin de siyah yani sade olanından içilmesi gerektiğini belirtiliyor. Çünkü içerisine eklenen krema süt şeker gibi besinlerin kahvenin faydalarını yok ettiği söylenilmektedir. Ayrıca tükettiğiniz kahvenin türüne ve içeriğindeki özelliklere göre farklı etkiler yarattığını da unutmamak gerekir.

Filtre Kahve Zayıflatır Mı?
Filtre Kahve Zayıflatır Mı?

Filtre Kahve Zayıflatır Mı?

Kilo vermeyen yardımcı olan filtre kahve içerisinde klorojenik asit gibi birtakım bileşikler vardır. Yemekten hemen sonra filtre kahve içtiğiniz zaman kahvenin içeriğindeki klorojenik asit vücutta glikoz ve yeni yağ hücrelerinin üretimi azaltır. Bu sadece klorojenik asit ve kafein bakımından zengin siyah kahveler tüketildiğinde gerçekleşir. Ayrıca filtre kahve süt kreme ya da şeker gibi maddeler eklenmeden sade bir şekilde tüketildiği zaman zayıflatıcı etkisi çok fazladır. Özellikle spordan yürüyüşten sonra filtre kahve tüketmek yağ yakımını hızlandırır. Fakat şunu da unutmamak gerekir ki, filtre kahve de diğer besinler gibi zayıflatmada tek başına etkili olmamaktadır. Yanında diyet egzersiz ve bol su tüketimine de dikkat edilmesi gerekir.

Filtre Kahve Günde Ne Kadar Tüketilmeli?

Herhangi bir sağlık sorunu olmayanların günde en fazla 2 fincan tok karnına filtre kahve tüketmeleri gerekir. Sade olarak tüketildiğinden dolayı aç karnına tüketmeniz durumunda bir takım mide sorunlarına neden olabilir. Bir haber sitesinde yayınlanan bir video da bir doktorun günde 4 fincan filtre kahve tüketilebileceği söyledi. Fakat bu durum kadınlardan herhangi bir olumsuz etki, yaratmazken erkeklerde ise pankreas iltihabına neden olduğu söyleniyor. Bu nedenle kendinizi fazla riske atmadan günde en fazla iki fincan kahve içmenizi öneririz.

Filtre Kahveyi Ne zaman İçmek Daha Sağlıklı?
Filtre Kahveyi Ne zaman İçmek Daha Sağlıklı?

Filtre Kahveyi Ne zaman İçmek Daha Sağlıklı?

Uzmanlar gerek filtre kahve olsun gerekse de diğer kahve seçenekleri olsun sabahın erken saatlerinde ve özellikle aç karnına kahve tüketmenin zararlı olabileceğini düşünüyor. Kahvenizi en erken sabah kahvaltı yaptıktan sonra sabah saat 10 ‘dan sonra veya öğleden sonra mola saatlerinde tüketmenin daha sağlıklı olduğunu dile getiriyor.

Filtre Kahve Hangi Durumlarda Zararlı?

Her besinin aşırıya kaçarak tüketirken bir zararı olur. Bu durum filtre kahvede de aynıdır. Aşırı oranda filtre kahve tüketenlerde bir süre sonra mide bulantısı refüj gastrit, ülser gibi mide hastalıkları, kalp çarpıntısı mide ağrısı yüksek tansiyon ve uykusuzluk gibi sorunlar oluşacaktır. Bu nedenle ne kadar sıklıkla ve be zaman filtre kahve tüketmeniz gerektiği konusunda uzmandan bir tavsiye alabilirsiniz. Bunun dışında internetten ya da diğer mecralardan aldığınız kulaktan dolama bilgiler ile fazla kahve tüketimi gibi bir eyleme kalkışmayın.

Not: Filtre kahve makinesi olarak düşünürseniz Fakir fincanlı filtre kahve makinesi de aklınızda olsun.

Filtre Kahve Nasıl Demlenir – Dyt. Kevser Sare Ateş

Hangi bitki çayı neye iyi gelir? Zayıflatır, basen eritir?

Vücuda önemli derecede faydası bulunan bitki çaylarının gereğinden fazla tüketilmesi istenmeyen durumlara yol açabilmektedir. Özellikle kronik rahatsızlığı olan kişilerin doktor bilgisi olmadan bitki çayı tüketmemesi önerilmektedir. Bitki çayları doğru miktarda tüketildiği zaman etkili sonuçlar göstermektedir.

Hangi Bitki Çayı Neye İyi Gelir?

Türkiye kültüründe şifalı otların yeri çok ayrıdır. Bu nedenle küçükten büyüğe herkes bitki çayı tüketmektedir. Ancak bazı kişiler hangi bitki çayı neye iyi gelir bilmeden tüketmektedir. Bu son derece yanlış bir davranıştır. Bir rahatsızlığı geçirmeye çalışırken bir başka rahatsızlığı tetikleyebilirsiniz. Bu nedenle öncelikle bitki çaylarının hangi durumlar için kullanıldığını bilmeniz gerekir.

Kanserle savaşan kişilere özellikle chai çayı tüketmeleri önerilir. Bağışıklık sistemini kuvvetlendiren chai çayı güçlü bir antioksidandır. Ayrıca içerisine eklenen zencefil ve tarçın özleri etkisi ile vücut kanser hücrelerine karşı daha dayanıklı hale gelmektedir. Bir diğer önemli bitki çaylarından olan beyaz çay gençlik iksiri olarak anılmaktadır. İçeriğinde bulunan zengin kateşin etkisi ile metabolzimayı hızlandıran beyaz çay düzenli tüketildiğinde yağ yakımını da hızlandırır.

Yağ yakan bitki çaylarından biri de yeşil çaydır. Yeşil çayı hemen hemen bilmeyen yoktur. Özellikle zayıflama sürecinde birçok kişinin sık sık tükettiği bir bitki çayıdır. Mikroplarla savaşan ıhlamur çayı, depresyona iyi gelen papatya çayı ve anne sütünü artıran rezene çayı gibi birçok bitki çayı vardır. Sizlere soru-cevap şeklinde giderek hangi bitki çayının hangi durumlarda kullanıldığını anlatacağız.

Hangi Bitki Çayı Zayıflatır?
Hangi Bitki Çayı Zayıflatır?

Hangi Bitki Çayı Zayıflatır?

Kilo problemi yaşayan ve kısa sürede kilolarından kurtulmak isteyen kişiler bitki çaylarına yönelmektedir. Ancak her bitki çayının zayıflama üzerinde etkisi yoktur. Öncelikle hangi bitki çayı zayıflatır bilinmeli ve ona göre hareket edilmelidir. Metabolizmayı çalıştıran ve yağ yakarak kilo vermeye yardımcı olan bitki çayları şunlardır:

  • Mate çayı
  • Beyaz çay
  • Rooibos çayı
  • Zencefil çayı
  • Yeşil çay
  • Oolong çayı
  • Matcha çayı

Hangi Bitki Çayı Baş Ağrısına İyi Gelir?

Birçok kişide çok sık baş ağrısı görülmektedir. Baş ağrısı stres, yorgunluk, uykusuzluk, sinüzit, migren gibi çeşitli durumlara bağlı olarak görülebilir. Stres yaşayan kişilere hangi bitki çayı baş ağrısına iyi gelir sorusuna stres giderici çaylar cevabı verilebilir. Adaçayı, melisa, kediotu, kantaron, lavanta çayları strese bağlı baş ağrısına iyi gelir. Şiddetli baş ağrısı için papatya çayı önerilir. Ayrıca biberiye çayı da baş ağrısını giderir.

Hangi Bitki Çayı Tansiyonu Düşürür?

Tansiyon sorunu günümüzde birçok kişide görülmektedir. Normalde ilerleyen yaşlarda görülen tansiyon günümüzde genç bireylerde de görülmektedir. Tansiyon yüksekliği sorunu yaşayan kişilere kekik, kereviz, lavanta ve karahindiba çayları önerilmektedir. Önemli bir rahatsızlık olduğu için bu çayları kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız önerilmektedir.

Hangi Bitki Çayı Uyku Getirir?

Uykuya dalamama sorunu birçok kişinin ortak sorunlarından biridir. Uykusuz geçirilen gecenin sabahında kendini oldukça yorgun hisseden kişiler hangi bitki çayı uyku getirir diye araştırmaktadır. Kısa sürede uyku getirmeye yarayan bitki çayları şunlardır:

  • Melisa çayı
  • Ihlamur çayı
  • Papatya çayı
  • Kediotu çayı
  • Lavanta çayı

Hangi Bitki Çayı Ödem Atar?

Kilo problemi yaşayan kişiler ödem terimi mutlaka duymuşlardır. Diyet sürecinde ilk olarak verilen kilolar ödemden gitmektedir. Bu süreci hızlandırmak için ödem atan bitki çaylarını tüketebilirsiniz. Ödem atmayı hızlandıran önemli ödem atıcı çay tarifi için gerekli malzemeler şunlardır:

  • 1 kabuk tarçın
  • 1 tane limon
  • 1 çat kaşığı karanfil
  • 1 çay aşığı tane karabiber
  • 1 elma
  • 3 litre su

Tüm malzemeleri bir tencereye koyun ve bir taşım kaynatın. Kaynadıktan sonra soğutun ve süzün. Hazırladığınız ödem atıcı çayı gün içerisinde tüketmelisiniz. Bu çayı kullanmadan önce özellikle tansiyon ve şeker gibi kronik rahatsızlığı olan kişilerin ve hamileler ile emziren annelerin doktorlarına danışmaları önerilir.

Hangi Bitki Çayı Kabızlığa İyi Gelir?
Hangi Bitki Çayı Kabızlığa İyi Gelir?

Hangi Bitki Çayı Kabızlığa İyi Gelir?

Kabızlık problemi kişide karın ağrısı ve huzursuzluk yaratmaktadır. Bu durumu engelleyen ve bağırsakları harekete geçiren çaylar arasında nane çayı, biberiye çayı, elma çayı, sinameki çayı, karahindiba çayı, yeşil çay ve ısırgan otu çayı yer almaktadır.

Hangi Bitki Çayı İştah Keser?

Hayatınızın herhangi bir döneminde kilo problemi yaşayarak diyet sürecine girmek zorunda kalabilirsiniz. Bu süreçte sizlere aktaracağımız hangi bitki çayı iştah keser sorusunun cevabı ile zayıflama sürecinizi hızlandırabilirsiniz. İştah kesmeye yardımcı olan bitki çayları şunlardır:

  • Kekik çayı
  • Yeşil çay
  • Biberiye çayı
  • Funda çayı
  • Mate çayı

Hangi Bitki Çayı Ateş Düşürür?

Evde vakit geçirilen bu günlerde bağışıklığı güçlendirmek çok önemlidir. Bağışıklığı zayıf olan kişilerde sık sık ateş ve hastalık görülebilir. Soğuk algınlığı ile beraber görülen yüksek ateş durumlarında zencefil çayı çok etkilidir. Kısa sürede ateşi düşüren zencefil çayı kan şekerini de düzenler. Yüksek ateşle savaşan bir diğer bitki çayı da adaçayıdır. Boğaz enfeksiyonları ve bademciye iyi gelen adaçayı ateşi de kısa sürede düşürür.

Hangi Bitki Çayı Adet Sancısına İyi Gelir?

Kadınların en çok sıkıntı yaşadıkları dönemlerden biri de regl yani adet dönemleridir. Her ay düzenli olarak görülen adet döneminde hafif ya da çok şiddetli sancı çeken kişiler bir hayli fazladır. Bu kişiler için hangi bitki çayı adet sancısına iyi gelir araştırdık. Regl ağrılarını kısa sürede kesen bitki çayları şunlardır:

  • Zencefil çayı
  • Böğürtlen çayı
  • Safran çayı
  • Nane çayı
  • Papatya çayı
  • Civanperçemi çayı

Hangi Bitki Çayı Anne Sütünü Artırır?

Emziren anneler her bitki çayını içemezler. İçilen bitki çayları süt aracılığı ile direkt bebeğe geçtiği için tehlikeli olabilir. Bu nedenle emziren annelerin doktorlarına danışmadan herhangi bitki çayını içmeleri önerilmez. Anne sütünü artıran papatya, rezene, kimyon, melisa, ısırgan ve anason çayların da içilmeden önce doktora danışılması önerilir.

Hangi Bitki Çayı Akciğerleri Temizler?
Hangi Bitki Çayı Akciğerleri Temizler?

Hangi Bitki Çayı Akciğerleri Temizler?

Kuvvetli bir antioksidan içeriğine sahip olan zencefil çayı, kısa sürede akciğerleri temizler. Zencefil çayı akciğerlerdeki mukusların, toksinlerin ve istenmeyen parçaların atılmasını sağlar.

Hangi Bitki Çayı Boğaz Ağrısına İyi Gelir?

Adaçayı boğazdaki bakterilerin çoğalmasını engellerken, nane çayı boğazda oluşan kuruluğu giderir. Ihlamur tahrişleri önlerken karanfil de boğaz ağrısını azaltıyor.

Hangi Bitki Çayı Boy Uzatır?

Birçok sitede boy otu kürü görmüş olabilirsiniz. Hangi bitki çayı boy uzatır diye aradığınızda karşınıza bu kür çıkabilir. Ancak bu kür yerine melisa çayının ve biberiye çayının boy uzatıcı etkilerinden yararlanabilirsiniz.

Hangi Bitki Çayı Balgam Söktürür?

Balgam sorunu birçok kişide görülebilir. Bu sorunu gidermek için anason çayı, okaliptüs çayı, rezene çayı ve meyan kökü çayı tüketebilirsiniz.

Hangi Bitki Çayı Basen Eritir?
Hangi Bitki Çayı Basen Eritir?

Hangi Bitki Çayı Basen Eritir?

Basen sorunu birçok kadında görülen sorunlardan biridir. Yapı gereği basenleri büyük olan kadınlara sinameki, papatya, kuşburnu ve rezene çayı içmeleri önerilir.

Hangi Bitki Çayı Diş Ağrısına İyi Gelir?

Papatya ve zencefil çayı geçmeyen diş ağrılarına iyi gelir.

Hangi Bitki Çayı Doğumu Kolaylaştırır?

Hamileliğin ikinci üç aylık döneminde günde bir fincan içilecek olan ahududu çayının doğumu kolaylaştırdığı söylenmektedir. Ancak bu çayı tüketmeden doktorunuza danışmalısınız.

Hangi Bitki Çayı Depresyona İyi Gelir?

Depresyon döneminde kasları gevşeten papatya çayı, lavanta çayı ve melisa çayı sakinleştirerek depresyona iyi gelir.

Hangi Bitki Çayı Gaza İyi Gelir?
Hangi Bitki Çayı Gaza İyi Gelir?

Hangi Bitki Çayı Gaza İyi Gelir?

Midedeki fazla gazı dağıtan nane çayı rahatlamaya yardımcı olmaktadır. Ayrıca papatya çayı da mide gazına iyi gelmektedir.

Hangi Bitki Çayı Mide Bulantısına İyi Gelir?

Papatya ve rezene çayının ikisi de mide bulantısına iyi gelmektedir. İki çayı beraber demleyerek ufak yudumlar halinde içebilirsiniz.

Hangi Bitki Çayı Mide Yanmasına İyi Gelir?

Mide yanması sorunu yaşayan kişilere nane çayı, zencefil çayı, rezene çayı ve papatya çayı önerilmektedir.

Hangi Bitki Çayı Mide Ağrısına İyi Gelir?

Mide ağrısına iyi gelen bitki çayları papatya çayı, rezene çayı, anason çayı ve zencefil çayıdır.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Gyno lomexin krem mantara iyi gelir mi, vajina içine uygulanır mı?

Kadınlar tarafından çok merak edilen Gyno Lomexin krem genel olarak vajinal bölgede kullanılmaktadır. Etkisini kısa sürede gösteren Gyno Lomexin krem, belirli cinsteki mantarların çoğalmasını engellemektedir. Kremin kullanımı konusunda mutlaka doktora danışılması önerilmektedir.

Gyno Lomexin Krem Nedir?

Antifungal bir ajan olarak bilinen fentikonazol nitrat içeren Gyno Lomexin krem nedir sorusuna bir mantar kremidir cevabı verilebilir. İçeriğinde badem yağı, lanonin ve diğer bazı yağlar bulunan Gyno Lomexin krem özellikle bazı mantarların tedavisinde kullanılmaktadır. Vajina bölgesinde görülen mantar enfeksiyonları için Gyno Lomexin krem önerilmektedir.

Gyno Lomexin Krem Ne İşe Yarar?

Vajinal pamukçuk hastalığına neden olan Candida albicans üzerinde etkili olan Gyno Lomexin krem, vajina bölgesinde yaşanan mantarların üremesini ve çoğalmasını engellemektedir. Ayrıca vajina iltihabının tedavisinde de etkilidir. Kısa sürede etkisini göstererek mantara neden olan enfeksiyonların öldürülmesini sağlar.

Gyno Lomexin Krem Nasıl Kullanılır?

Gyno Lomexin krem nasıl kullanılır öncelikle doktora danışılmalıdır. Doktorun önerdiği şekilde kullanmanız elde ettiğiniz faydayı artırır. Ancak herhangi bir öneri verilmediyse, 3 gün süre ile gece yatmadan önce vajina bölgesine uygulanır. Ara vermeden 3 gün kullanıldıktan sonra mantara bağlı semptomlar azalacaktır. Enfeksiyonun tekrarlamasını önlemesi için penise de lokal olarak uygulanabilir.

Gyno Lomexin Krem Mantara İyi Gelir Mi?
Gyno Lomexin Krem Mantara İyi Gelir Mi?

Gyno Lomexin Krem Mantara İyi Gelir Mi?

Gyno Lomexin krem vajinal mantar hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Vajinal bölgede meydana gelen mantara iyi gelir.

Gyno Lomexin Krem Gebelikte Kullanılır Mı?

Hamilelik döneminde Gyno Lomexin krem de dahil tüm ilaçları doktor tavsiyesi ile kullanmalısınız. Doktor tarafından önerilmediği sürece Gyno Lomexin krem hamilelik döneminde kullanılmamalıdır. Tedaviniz sürerken hamile olduğunuzu öğrenirseniz mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Gyno Lomexin Krem Adet Döneminde Kullanılır Mı?

Adet döneminde Gyno Lomexin krem kullanılması önerilmez. Adet bitiminde kullanılmalıdır.

Gyno Lomexin Krem Emzirirken Kullanılır Mı?

Gyno Lomexin krem emzirme döneminde doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır. Süte geçerek bebeğe geçme ihtimaline karşı doktora danışmanız önemlidir.

Gyno Lomexin Krem Vajina İçine Uygulanır Mı?
Gyno Lomexin Krem Vajina İçine Uygulanır Mı?

Gyno Lomexin Krem Vajina İçine Uygulanır Mı?

Vajinal bölge yıkanıp kurulandıktan sonra vajinanın dış kısmına ince bir tabaka halinde sürülür. Doktora danışmadan Gyno Lomexin krem vajina içine sürülmemelidir.

Gyno Lomexin Krem Yüze Sürülür Mü?

Birçok kişi Gyno Lomexin krem yüze sürülür mü bilmek istemektedir. Gyno Lomexin krem genital bölge içindir. Bu nedenle yüze sürülmemelidir.

Gyno Lomexin Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Gyno Lomexin krem reçeteli ya da reçetesiz olarak alınabilir.

Vajinal Kaşıntı Neden Olur Vajinal Mantar Nasıl Önlenir?

Nadixa krem yüze, vajinaya sürülür mü? Ne işe yarar?

Bir nevi antibiyotik olan Nadixa krem etkisini hemen göstermektedir. Ciltteki bakterileri öldüren ve bakterilerin neden olduğu iltihabi cilt sorunlarına iyi gelen Nadixa krem doktor önerisiyle kullanılmalıdır. Antibiyotik olduğu için doktor tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.

Nadixa Krem Nedir?

Etken maddesi Nadifloksasin olan Nadixa krem nedir sorusunu özellikle cilt sorunu yaşayan kişiler araştırmaktadırlar. İçeriğindeki etken maddesi sayesinde bakterilerin çoğalmasını engelleyen Nadixa krem yararlı antibiyotiklerden biridir. Özellikle gençlerde görülen ergenlik çağı sivilcelerine iyi gelmektedir.

Nadixa Krem Ne İşe Yarar?

Genelde ergenlik dönemindeki gençlerin kullandığı Nadixa kremin en önemli yararı sivilcelere iyi gelmesidir. İltihaplı sivilce sorunu yaşayan kişilerin kurtarıcısı olan Nadixa kremin sağladığı genel faydaları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Ciltteki bakterilerin gelişmesini ve çoğalmasını engeller.
  • Sivilce ve aknelere iyi gelir.
  • Erkeklerde sakal-bıyık bölgesindeki iri kabartılara iyi gelir.
  • Genital bölgedeki iri kabarcıklara iyi gelir.

Nadixa Krem Nasıl Kullanılır?

Nadixa krem doktor önermediği sürece kesinlikle kullanılmamalıdır. İçeriğinde bulunan etken maddelere karşı alerjiniz olması durumunda ciddi sorunlar yaşayabilirsiniz. Bu nedenle Nadixa krem nasıl kullanılır doktorunuza danışmanızda fayda var. Kremin prospektüsünde, kullanılacak alanın öncelikle su ile temizlenmesi ve kurulanması önerilmektedir. Daha sonra kremden önerilen miktarda alınarak sivilceli bölgelere hafif masaj yaparak sürülmelidir.

Nadixa Krem Lekelere İyi Gelir Mi?
Nadixa Krem Lekelere İyi Gelir Mi?

Nadixa Krem Lekelere İyi Gelir Mi?

Nadixa krem hem cilt lekelerinin hem de aknelerin tedavisinde kullanılan bir kremdir. Doktor tavsiyesi ile kullanılan Nadixa krem sayesinde cilt lekelerinde azalma görülmektedir.

Nadixa Krem Sivilce İzlerine İyi Gelir Mi?

Sivilce kremi olarak bilinen Nadixa krem sivilce izlerine iyi gelir mi konusuna değinelim. Bazen iltihaplı bazen iltihapsız olan sivilcelerle oynandığı zaman ciltte izler bırakabilir. Bu durumda doktorlar tarafından yapılan incelemeler sonrasında Nadixa krem önerilir. Önerilen şekilde kullanıldığı zaman Nadixa krem sivilce izlerine iyi gelir.

Nadixa Krem Adet Geciktirir Mi?

Nadixa kremin adet döngüsü ile hiçbir ilgisi yoktur. Yani Nadixa krem adet geciktirmez.

Nadixa Krem Cildi Beyazlatır Mı?
Nadixa Krem Cildi Beyazlatır Mı?

Nadixa Krem Cildi Beyazlatır Mı?

Nadixa kremin cildi beyazlatma özelliği yoktur.

Nadixa Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Nadixa kremin içinde bulunan prospektüs incelendiğinde, içeriğindeki etken maddenin tedavi ettiği durumlar arasında egzama yer almamaktadır. Bu nedenle doktorunuza sormadan egzama için Nadixa kremi kullanmayınız.

Nadixa Krem Mantara İyi Gelir Mi?

Nadixa krem mantar hastalıklarında kullanılmamaktadır.

Nadixa Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Merak edilen Nadixa krem uçuğa iyi gelir mi sorusuna net bir cevap verilememektedir. Uçuk için Nadixa krem kesin çözüm değildir. Ancak bakterilere karşı savaştığı için uçuğa az da olsa iyi gelebilir.

Nadixa Krem Yüze Sürülür Mü?
Nadixa Krem Yüze Sürülür Mü?

Nadixa Krem Yüze Sürülür Mü?

Nadixa krem göz ve ağız hariç yüze sürülebilir. Nadixa krem bir sivilce kremidir. O nedenle yüze sürülmesinde bir sakınca yoktur.

Nadixa Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Nadixa krem vajinal bölgedeki bakterilerin tedavisinde doktor önerisi ile kullanılabilir. Doktor bilgisi olmadan kesinlikle kullanmayınız.

Nadixa Krem Sivilce, Tüylenme Yapar Mı?

Nadixa kremin sivilce ya da tüylenme yapma gibi bir etkisi bulunmuyor. Ancak önerilen miktardan daha fazla kullanıldığında ters etki yaparak sivilceleri artırabilir.

Nadixa Krem Yan Etkileri Neler?

Nadixa kremin diğer kremlerde olduğu gibi yan etki riski vardır. Ancak bu yan etkiler herkeste görülmeyebilir. Nadixa kremin olası yan etkileri arasında kaşıntı, kızarıklık, cilt kuruluğu, sıcaklık hissidir. Bu yan etkilerden herhangi birini yaşadığınız zaman doktorunuza başvurmanız önerilir.

Nadixa Krem Kullananların Yorumları Neler?

Yapılan yorumlar incelendiğinde, Nadixa kremin özellikle hafif cilt sorunlarında çok iyi eti ettiği görülmektedir. Ancak daha ileri seviyedeki bazı hastalıklarda beklenen etkiyi göremediğini belirtenler de vardır.

Çocuklarda dikkat dağınıklığı için ne yapılmalı?

Son zamanlarda birçok kişiden çocuklarda dikkat dağınıklığı ya da hiperaktivite bozukluğu kelimelerini duymuşsunuzdur. Bir bakıma konsantre bozukluğu anlamına gelen dikkat dağınıklığı için mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır. Gerekli görüldüğü zaman da hemen tedavisine başlanmalıdır.

Çocuklarda Dikkat Dağınıklığı Nasıl Anlaşılır?

Aileler genelde çocuklarını diğer çocuklarla kıyaslarlar. Bu durum son derece yanlıştır. Çünkü her çocuk kendine özeldir. Bu nedenle davranışlar kıyaslanmamalıdır. Çok hareketli bir çocuğa sahip olan anne-babalar bunun gelip geçici bir süreç olduğunu düşünebilirler. Ancak çok hareketli ve dikkatini bir şeye veremeyen çocuklar için çocuklarda dikkat dağınıklığı nasıl anlaşılır öğrenilmeli ve çocuk bu doğrultuda takip edilmelidir. Dikkat dağınıklığı olan çocuklarda gözlemlenebilecek bazı davranışlar şunlardır:

  • Çocuk doğduğu andan başlayarak huysuzdur.
  • Çocuk büyüdükçe fazla hareketlidir.
  • Dikkat dağınıklığı olan çocuklara bir şey anlatmak çok zordur.
  • Dikkat dağınıklığı olan çocuklar bazı dersleri sıkıcı bulur ve kendini bu derslere vermezler.
  • Uzun süreli unutkanlık görülebilir.
  • Arkadaşlarını rahatsız edebilecek davranışlarda bulunabilirler.
  • Eşyaları tutarken bir anda bırakma şeklinde ufak sakarlıklar görülebilir.
  • Başlanan etkiliğin sonunu getiremeyebilir.
  • Bir yerde sakince oturmazlar ve sürekli bir şeyler yapmak isterler.

Çocuklarda Dikkat Dağınıklığı Kaç Yaşında Belli Olur?

Dikkat dağınıklığı bebeklik döneminde fark edilmeyebilir. Çocuk büyüdükçe bazı farklılıklar gözlemlenir. Çocuklarda dikkat dağınıklığı kaç yaşında belli olur derseniz, genelde 3 yaşında belli olmaktadır. Belirtiler ilk olarak 3 yaş civarında ortaya çıksa da, kesin tanı ilkokul döneminde koyulabilir.

Çocuklarda Dikkat Dağınıklığı Nedenleri Neler?

Çocuklarda dikkat dağınıklığı ile dikkat eksikliği genelde karıştırılan birbirine yakın durumlardır. Dikkat eksikliği tedavisi olan bir hastalıktır. Dikkat dağınıklığı ise çeşitli durumlara bağlı olarak ortaya çıkan değişken bir durumdur. Dikkat dağınıklığı yaşanılan yoğun stres, kaygı ve beyinde hasara yol açabilecek bir darbe gibi nedenlere bağlı olarak görülebilir.

Çocuklarda Dikkat Dağınıklığı İçin Ne Yapılmalı?
Çocuklarda Dikkat Dağınıklığı İçin Ne Yapılmalı?

Çocuklarda Dikkat Dağınıklığı İçin Ne Yapılmalı?

Çocuklarında dikkat dağınıklığı ya da hiperaktivite bozukluğu olan ebeveynler çocuklarda dikkat dağınıklığı için ne yapılmalı diye araştırma içerisine girerler. Dikkat dağınıklığı olan çocuklara davranışlarda sabırlı olunmalıdır. Çocukların ders çalışma ortamları gözden geçirilmelidir. Ders çalışılacak odada dikkati dağıtabilecek eşyalar varsa kaldırılmalıdır. Ayrıca evde çok eşya var ve ev dağınıksa tekrar bir düzenleme yapılmalıdır. Dikkat dağınıklığı olan çocuklar ısrarcı olabilirler. Bu nedenle sizlerde çocuklarınıza karşı sabırlı olmalı ve bir şey için onlara çok ısrar etmemelisiniz.

Çocuklarda Dikkat Dağınıklığına Ne İyi Gelir?

Çocuklarına dikkat dağınıklığı olduğu söylenen aileler hemen çocuklarda dikkat dağınıklığına ne iyi gelir araştırmaktadır. Dikkat dağınıklığına sahip çocukları olan ailelerin dikkat etmeleri gereken ayrıntılar şunlardır:

  • Düzenli ve dengeli beslenmeye dikkat edilmelidir.
  • Düzenli olarak egzersiz yapılmalıdır.
  • Uyku düzenine dikkat edilmelidir.
  • Aynı anda birden fazla iş yapılmamalıdır.
  • Omega 3 yönünden zengin besinler tüketilmelidir.
Çocuklarda Dikkat Dağınıklığı Testi Nasıl Yapılır?
Çocuklarda Dikkat Dağınıklığı Testi Nasıl Yapılır?

Çocuklarda Dikkat Dağınıklığı Testi Nasıl Yapılır?

Ailelerin çoğu çocuklarda dikkat dağınıklığı testi nasıl yapılır kaygılanmaktadırlar. Ancak gelişen teknoloji ile yapılan bu testler için korkmanıza hiç gerek yok. Dikkat dağınıklığı tanısını koymak için Moxo dikkat testi yapılmaktadır. Bu test sayesinde dikkat dağınıklığının temel belirtileri ölçülmektedir.

Moxo testi dışında ICD-10 veya DSM-5 testleri de yapılabilmektedir. Ancak genel olarak bilimselliği kanıtlanmış Moxo testi tercih edilmektedir. Bir online dikkat ölçme testi olan Moxo testinde 420 tepki ve tepkisizlik eylemleri incelenmektedir. İnceleme sonucunda çıkan raporda dikkat dağınıklığı teşhisi koyulur.

Çocuklarda Dikkat Dağınıklığı Tedavisi Nasıldır?

Çocuklarda dikkat dağınıklığı tedavisi nasıldır sorusunun cevabı çocuğun yaşına, cinsiyetine, elde edilen bulgulara ve diğer hastalıklarına göre değişmektedir. Dikkat dağınıklığının ilaçlı ve ilaçsız tedavileri vardır. Genelde her iki yöntem uygulansa da, bazı durumlarda ilaçsız tedaviler tercih edilmektedir. Bu durum tamamen çocuğa göre değişmektedir. İlaçsız tedavi yönteminde düzenli fiziksel ve mental egzersizler önerilmektedir. Ayrıca psikolojik deste amacı ile terapiler düzenlenmektedir. Çocuklara verilen eğitimlerin dışında ailelere de eğitim verilmektedir. Çünkü bu süreçte ailenin anlayışlı ve sabırlı olması çok önemlidir.

Çocuklarda Dikkat Dağınıklığı İçin Hangi Doktora Gidilir?

Çocuklarda dikkat dağınıklığı olup olmadığının belirlenmesi için çok kapsamlı araştırmalar yapılmalıdır. Bu nedenle ilk olarak çocuk psikoloğuna ya da çocuk psikiyatrisine gidilmelidir. Burada yapılan değerlendirmeler sonrasında gerekli bölümlere yönlendirmeler yapılacaktır.

Saraçoğlu Çocuklarda Dikkat Dağınıklığı ve Hiperaktivite Kürü

 

Bebeklerde göz kayması nasıl anlaşılır, egzersizleri neler?

Yeni doğmuş olan bebeklerde göz kayması belirli bir süre normal kabul edilmektedir. Ancak ortalama olarak 6 aydan sonra göz kaymasının düzelmesi beklenmektedir. Göz kaymasında herhangi bir düzelme olmadığı zaman telaşa kapılmadan bir göz doktoruna gidilmesi tavsiye edilir. Sizleri bebeklerde göz kayması konusunda bilgilendirmek için detaylı araştırma yaptık ve bu araştırma sonucunu aktardık.

Bebeklerde Göz Kayması Nedir?

Bebeklerde göz kayması nedir konusunun detaylı olarak bilinmesi çok önemlidir. Çünkü göz kayması, bebeklerin ileri hayatında görme fonksiyonlarını etkileyebilecek ciddi bir konudur. Yeni doğan bebeklerde göz kayması genel olarak içe doğru şeklinde görülmektedir. Ancak bazı bebeklerde yukarı ve dışa kayma da söz konusu olabilmektedir.

Bebekte göz kayması yani şaşılık fark edilir ise hemen muayene edilmesi gerekmektedir. Bebeklerin ortalama %10’unda yalancı şaşılık görülebilmektedir. Burun genişliği nedeni ile oluşan yalancı şaşılık kendiliğinden geçmektedir. Ancak bazı bebeklerde yalancı şaşılık dışında kalıcı şaşılık da görülebilir.

Bebeklerde Göz Kayması Neden Olur?

Anne ve babalar özellikle bebeklerde göz kayması neden olur sorusunun cevabını merak etmektedirler. Yeni doğan bebeklerde bu durum normal karşılansa da, şaşılığın nedenleri tedavi açısından önemlidir. Bebeklerde göz kaymasına neden olabilecek bazı etmenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Görme kaybı
  • Travma
  • Gözlerde sinir felci
  • Nörolojik hastalıklar
  • Guatr
  • Doğumsal
  • Ateşli hastalıklar
  • Çarpma
  • Düşme
  • Akraba evliliği
Bebeklerde Göz Kayması Nasıl Anlaşılır
Bebeklerde Göz Kayması Nasıl Anlaşılır

Bebeklerde Göz Kayması Nasıl Anlaşılır?

Bebeklerde görülen göz kaymasının erken teşhisi çok önemlidir. Erken tedavi ile kısa sürede çözülebilecek bu durum için anne-babaların bebeklerde göz kayması nasıl anlaşılır bilmesi gerekmektedir. 1 yaş altındaki bebeklerde gözler paralel şekilde bakıyormuş gibi durmaktadır. Burun kökündeki basıklık ve üst göz kapağının burnun sırtına uzanması bu durumun temel nedenleridir. Göz kayması sorunu olan bebekler herhangi bir nesneye odaklanamazlar. Böyle durumlar fark edildiği anda mutlaka göz doktoruna gidilerek muayene edilmelidir.

1 Aylık Bebeklerde Göz Kayması Normal Mi?

Bebeklerde ilk 3 ayda hafif şekilde göz kayması görülmesi son derece normaldir. Bu göz kaymasının 6 aydan sonra azalarak geçmesi beklenir. İlerleyen zamanlara rağmen göz kaymasında bir değişiklik olmazsa göz doktoru ile iletişime geçilerek tedavi yöntemleri belirlenmelidir.

Bebeklerde Göz Kayması Geçer Mi?

Göz kayması yaşayan ailelerin aklındaki ilk ve tek soru, bebeklerde göz kayması geçer mi sorusudur. Bebekler 4-6 aylıkken göz kayması kendiliğinde geçer. 6 aydan sonra tek gözde ya da her iki gözde de şaşılık devam ediyor olabilir. Bu durumda gerekli tahlil ve testler yapıldıktan sonra tedavi aşamasına geçilir.

Bebeklerde Göz Kayması Ne Zamana Kadar Normal?

Bebeklerde göz kayması 4-6 ay arasında normal karşılanmalıdır. 6.aydan sonra yavaş yavaş göz kaymasında düzelme beklenir.

Bebeklerde Göz Kayması Egzersizleri Neler?
Bebeklerde Göz Kayması Egzersizleri Neler?

Bebeklerde Göz Kayması Egzersizleri Neler?

Genetik olarak ortaya çıkabilen göz kayması yani şaşılığın tedavisi mümkündür. Göz kayması egzersizleri tedavide kısıtlı bir alana sahiptir. Ancak bazı hastalarda etkili sonuçlar alındığı da görülmektedir. Özellikle de gizli dışa kayma sorunu yaşayan bebeklerde egzersizler etkili olabilmektedir. Egzersizlerdeki temel amaç, kaslardaki denge bozukluğunu en aza indirmektedir. Bebeklerde bu egzersizleri uygulamak son derece zordur. Bu konuda doktorunuzun tavsiyesini dinlemeniz önemlidir.

Bebeklerde Yalancı Göz Kayması Nasıl Geçer?

Burun kökü geniş olan ve basık duran bebeklerde yalancı şaşılık durumu görülebilir. Yalancı şaşılık bebeğin büyümesi ile yavaş yavaş kaybolur. Şaşılığın yalancı mı kalıcı mı olduğunu anlamak için bebeğin göz doktoru tarafından muayene edilmesi gerekmektedir.

Bebeklerde Göz Kayması İçin Hangi Bölüme Gidilir?

Bebeklerde göz kayması için hastanelerin göz bölümüne ve göz doktoruna gidilmesi gerekir.

Bebeklerde Göz Kayması Testi Nasıl Yapılır?
Bebeklerde Göz Kayması Testi Nasıl Yapılır?

Bebeklerde Göz Kayması Testi Nasıl Yapılır?

Bebeklerde göz kaymasını test etmek için öncelikle ışık yansıma adı verilen Hirscberg testi yapılır. Yaklaşık olarak 33 cm mesafeden tutulan kalem ışık ile korneadaki yansıma takip edilerek kayma tespit edilir. Bunun dışında örtme-açma testleri, vertikal 10 prizma testi ve göz hareketlerinin kontrolü testi yapılır.

Bebeklerde Göz Kayması Nasıl Tedavi Edilir?

Bebeklerde göz kayması nasıl tedavi edilir konusu öncelikle göz doktoru tarafından belirlenmektedir. Bebeklerde doğumsal bir göz kayması var ise bebek 1.5 yaşına geldiğinde cerrahi müdahale yapılır. Sonradan görülen göz kayması durumlarında ise göz kapatma ve gözlük tedavileri uygulanır.

Bebeklerde Göz Kayması Ameliyatı Riskli Mi?

Anne ve babalar, küçücük bebeklerinin göz ameliyatına girmesinden endişe duyarlar. Ancak bunun bebeklerinin sağlığı için gerekli olduğunu anlamaları gerekmektedir. Şaşılık ameliyatı, diğer ameliyatlarda olduğu gibi genel anestezi ile yapılır. Ameliyatta herhangi bir osrunla karşılaşma riski ise 200.000’de 1 olarak hesaplanmıştır.

Şems Arslan gençleştiren cilt bakım maskeleri neler?

Güzelliğine ve dış görünümüne önem veren kişiler çeşitli bakım tariflerini denemektedirler. Ancak bu konuda uzman olan kişilerin tarifleri çok daha etkilidir. Bu konuda kendini ispatlamış olan Şems Arslan’ın tariflerini birçok kişi denemiş ve olumlu sonuçlar almıştır. Sizlere aktaracağımız maskelerden birini yaparak sonuçlarını görebilirsiniz.

Şems Arslan Cilt Bakım Tarifleri Neler?

Birçok sitede Şems Arslan cilt bakım tarifleri neler diye araştırma yapmayı düşünebilirsiniz. Sizleri bu araştırma derdinden kurtarıyoruz ve Şems Arslan’ın en etkili cilt bakım maskelerini bilgilerinize sunuyoruz. Şems Arslan’ın etkili ve popüler maskeleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Aspirin maskesi
  • Aloe Vera maskesi
  • Chia ve keten tohumu maskesi
  • Beyaz melek maskesi
  • Bıldırcın yumurtası maskesi
  • Pirinç unu maskesi
  • Jelatin maskesi
  • Koltuk altı kararması maskesi
  • Mısır unu maskesi
  • Porselen cilt maskesi
  • Patates elma maskesi
  • Yosunlu hint maskesi
  • Yumurta akı maskesi
  • 5 yaş gençleştiren maya maskesi
Şems Arslan Aspirin Maskesi Tarifi
Şems Arslan Aspirin Maskesi Tarifi

Şems Arslan Aspirin Maskesi Tarifi

Popüler maskelerden biri olan aspirin maskesi, aspirinin içinde bulunan salisilik asitin etkisi ile cildin soyulmasını sağlayarak ferahlık verir. Limon ile beraber hazırlanan bu maske limonun etkisi ile güneş lekelerine de iyi gelir. 4-5 tane aspirini limon ile ezin ve içerisine bir miktar sıcak su ekleyin. Krem halini alan maskeyi yüzünüze sürün. Daha sonra yüzünüzü ılık su ile yıkayın. Yüzünde çok fazla sivilce olan kişiler bu maskeyi haftada iki kere uygulayabilirler. Sivilce oranı az ise haftada bir kere aspirin maskesi yeterlidir.

Şems Arslan Aloe Vera Maskesi Tarifi

Popüler olan Şems Arslan aloe vera maskesi tarifi oldukça kolaydır. Cilt sorunlarını kısa sürede tedavi eden bu maske için 1 tatlı kaşığı aloe vera jelini 1 tatlı kaşığı yoğurt ve 1 tatlı kaşığı limon suyu ile karıştırın. Macun kıvamına gelen maskeyi yüzünüze uygulayarak 20 dakika bekletin ve durulayın.

Şems Arslan Chia ve Keten Tohumu Maskesi

İçerdikleri yararlı vitaminler ile faydaları saymakla bitmeyen chia ve keten tohumu Şems Arslan tarifi ile bir araya geldi. 1 yemek kaşığı chia tohumu ile 1 yemek kaşığı keten tohumunu bir çay bardağı su ile karıştırın ve cezvede kaynatın. Jel haline geldikten sonra süzerek yüzünüze sürün ve soğuk su ile durulayın. Bu maskeyi haftada bir kez uygulayabilirsiniz.

Şems Arslan Beyaz Melek Maskesi Tarifi
Şems Arslan Beyaz Melek Maskesi Tarifi

Şems Arslan Beyaz Melek Maskesi Tarifi

Leke düşmanı olarak bilinen Şems Arslan beyaz melek maskesi tarifi ile cildiniz canlılığını ve sıkılığını koruyacak. Ayrıca cildinizdeki lekeleri gideren maske sayesinde yüzünüzün koyu rengi açılacak. Maske için gerekli malzemeler şunlardır:

  • 1 tatlı kaşığı yoğurt
  • 1 tatlı kaşığı nişasta
  • 1 tatlı kaşığı kaymak
  • 1 tatlı kaşığı mayonez
  • 1 yemek kaşığı nar suyu

Tüm malzemeleri karıştırarak cildinize ince bir tabaka halinde sürün. 20 dakika bekledikten sonra soğuk su ile yüzünüzü yıkayın. Bu maske hassas cilt tipine de uygundur. Maskeyi koltuk altı-bikini bölgesi kararmaları için de kullanabilirsiniz.

Şems Arslan Bıldırcın Yumurtası Maskesi Tarifi

Cilt uzmanı Şems Arslan bıldırcın yumurtası maskesi tarifi ile cildinizin gençleşmesini hedeflemektedir. 1 tane bıldırcın yumurtasını beyazından ayırın ve 1 damla limon suyu ile karıştırın. Bu karışımı sabah akşam cildinize sürebilirsiniz. Biraz beklettikten sonra soğuk su ile yüzünüzü yıkayın.

Şems Arslan Pirinç Unu Maskesi Tarifi

Popüler cilt maskelerinden biri de pirinç unu maskesidir. Yüzü beyazlatmayı sağlayan bu maske için 1 tatlı kaşığı pirinç ununu 1 fincan süt, 1 ç.ay kaşığı süt tozu ve 4 damla limon suyu ile karıştırın. Hazırladığınız karışımı yüzünüze sürün ve kuruduktan sonra yüzünüzü yıkayın.

Şems Arslan Jelatin Maskesi Tarifi

İlginç tariflerden biri olan Şems Arslan jelatin maskesi tarifi birçok kişinin ilgisini çekmektedir. 30 yaş ve üstü kadınların uygulaması önerilen maske için sığır jelatini ile süte ihtiyaç vardır. Sığır jelatinini bir kaba alın ve üzerine 7 çay kaşığı kadar soğuk sütü ekleyin. Bu sayede jelatinin şişmesi sağlanacaktır. Daha sonra çözünen jelatine 1 çay kaşığı tuzsuz tereyağını ekleyin. Temizlediğiniz cildinize fırça ya da elinizle sürün. Bir süre sonra jelatin yüzünüzde kuruyacaktır. Ortalama yarım saat sonra yüzünüzden jelatini çıkarın ve yıkayacağınız yüzünüzü gül suyu ile silin.

Şems Arslan Koltuk Altı Kararması Maskesi Tarifi
Şems Arslan Koltuk Altı Kararması Maskesi Tarifi

Şems Arslan Koltuk Altı Kararması Maskesi Tarifi

Koltuk altı kararması birçok kişinin ortak sorunudur. Bu sorunu çözmeyi hedefleyen Şems Arslan güzel bir tarif hazırlamıştır. 1 kaşık Hindistan cevizi yağına 1 kaşık toz şeker, yarım limon ve karbonatı ekleyerek karıştırın. Kararma olan bölgeye bu karışımı sürün ve yarım saat kadar beklettikten sonra ılık su ile durulayın.

Şems Arslan Mısır Unu Maskesi Tarifi

1 kaşık mısır ununu 1 kaşık kil ve 1 miktar el kremini karıştırarak macun kıvamına getirin. Çok az sulandırdıktan sonra cildinize masaj yaparak maskeyi sürün. 10 dakika beklettikten sonra yüzünüzü yıkayın. Bu maskeyi haftada iki kere uygulayabilirsiniz.

Şems Arslan Patates Elma Maskesi Tarifi

Cildi sıkılaştıran ve esnekliğini artıran Şems Arslan patates elma maskesi tarifi oldukça basittir.2 orta boy patatesi ve 1 elmayı rendeleyerek suyunu sıkın. İçerisine yarım çay kaşığında bal ve 4 damla limon suyu ekleyin. Karışımı hazırladıktan sonra cildinize sürün ve 20 dakika beklettikten sonra soğuk su ile yüzünüzü yıkayın. Bu özel maske haftada bir kere uygulanabilir.

Şems Arslan Yosunlu Hint Maskesi Tarifi
Şems Arslan Yosunlu Hint Maskesi Tarifi

Şems Arslan Yosunlu Hint Maskesi Tarifi

Cilde parlaklık kazandıran yosunlu hint maskesi cildinizin daha canlı görünmesini sağlar. Şems Arslan tarafından hazırlanan ve önerilen yosunlu hint maskesi online internet sitelerinde satılmaktadır. Güvendiğiniz bir adresten bu maskeyi alarak üzerinde yazdığı gibi kullanabilirsiniz.

Şems Arslan Yumurta Akı Maskesi Tarifi

Sivilceleri gidermede etkili olan yumurta akı maskesi kısa sürede etkisini göstermektedir. 1 çay kaşığı elma suyunu yarım yumurta akı, 1 çay kaşığı süt ve 1 çay kaşığı lahana suyu ile karıştırın. Bu karışımı göz ve burun delikleri hariç diğer bölümlere sürün ve 20 dakika bekletin. Daha sonra ılık su ile yüzünüzü yıkayın.

Şems Arslan 5 Yaş Gençleştiren Maya Maskesi Tarifi

Yaşlanmanın belirtilerini azaltan ve kırışıklıkları gideren Şems Arslan 5 yaş gençleştiren maya maskesi tarifi birçok kişinin gözdesidir. 1 paket yaş mayayı çok az şeker ve çok az ılık su ya da süt ile karıştırın. Yıkadığınız ve kuruladığınız cildinize maskeyi sürerek bekletin. Mayalanma olmaması için sıcak suda ıslatılıp sıkılan havluyu yüzünüze uygulayın. Bu maskeyi 20 gün düzenli uygulamanız önerilmektedir.

Şems Arslan Ölü Hücreleri Temizleyen Maske Tarifi

Muscoflex Duo Jel ne işe yarar, nasıl kullanılır?

Muscoflex Duo jel, kireçlenme ile beraber eklem dışı romatizma ve omurganın ağrı yapan hastalıklarında kullanılan bir kremdir. Günlük hayatta birçok kişi tarafından çok sık kullanılan Muscoflex jel ne işe yarar? Muscoflex Duo jel ne için kullanılır? Muscoflex jelin kullanımı nasıldır? Bunun gibi merak ettiğiniz tüm soruların cevabını yazımızın devamında bulabileceksiniz. Neredeyse her yaştan kişilerin kullanabildiği Muscoflex Duo jel doktor gözetiminde kullanılmalıdır. Jel yapısı ile kullanımı son derece kolay olan kremin çeşitli hastalıklarda oluşan ağrıları azalttığı belirtilmektedir. Bir anlamda çok yönlü olan bu jelin kullanımına dikkat edilmelidir.

Muscoflex Duo Jel Nedir?

Doktor tarafından reçete edilmediği halde Muscoflex jeli kullanmak isteyen kişiler, Muscoflex Duo jel nedir konusunu araştırmaktadırlar. En basit şekilde tabir edilmesi gerekirse bir ağrı kesici olan Muscoflex jel deri altına anında nüfuz ederek kısa sürede fayda sağlamaktadır. Muscoflex jelin her 1 gramında 11.6 mg diklofenak dietilamonyum bulunmaktadır. 30 gramlık tüpler halinde satılan Muscoflex Duo jel bazı hastalıkların lokal tedavisinde kullanılmaktadır.

Muscoflex Duo Ne İşe Yarar?
Muscoflex Duo Ne İşe Yarar?

Muscoflex Duo Ne İşe Yarar?

Kas gevşetici etkinliğe sahip olan Muscoflex Duo Jel bir anlamda ağrı kesicidir. Kullanımı çok yaygın olsa da, Muscoflex Duo ne işe yarar bilmeyen kişi sayısı az değildir. Omurga odaklı rahatsızlıklarda kullanılan bu jel, travma ya da ameliyat sonrası oluşan ağrılara iyi gelmektedir. Ayrıca spor yaralanmaları ve yumuşak doku zedelenmeleri sonrasında oluşan ağrıları da gidermektedir.

Muscoflex Duo Jel Ne İçin Kullanılır?

Muscoflex Duo jelin kullanım alanı oldukça geniştir. Ağrı kesici etkisi olduğu için birçok eklem ve kas ağrılarında doktorlar tarafından reçete edilmektedir. Eczanelerden kolaylıkla satın alınabilen Muscoflex Duo jel aşağıdaki durumların tedavisinde kullanılır:

  • Burkulma
  • Yumuşak doku travmaları
  • Ezilme
  • Spor yaralanmaları
  • Eklemlerde kireçlenme (Osteoatrit)
  • Eklemi çevrelemiş olan yumuşak dokuda iltihaplanma
  • Eklemlerde kireçlenme
  • Omurga ağrıları
  • Kas-iskelet sistemindeki hastalıklar

Muscoflex Duo Jel Kas Gevşetici Mi?
Muscoflex Duo Jel Kas Gevşetici Mi?

Muscoflex Duo Jel Kas Gevşetici Mi?

Muscoflex Duo jel kas gevşetici mi sorusu birçok kişinin aklını kurcalamaktadır. İçeriğinde diklofenak bulunan bu ürün steroidal olmayan ve iltihap gideren ilaçlar grubundadır. İçeriğindeki bir diğer etken madde olan tiyokolşikosid etkisi ile kas gevşetici özelliğe sahiptir.

Muscoflex Krem Nasıl Kullanılır?

Muscoflex Duo jel doktorun tavsiye ettiği şekilde kullanılmalıdır. Doktor tarafından herhangi bir kullanım tavsiyesi alınmadıysa, günde 3-4 kere bu jeli kullanabilirsiniz. Muscoflex jel harici kullanım içindir. Deri yüzeyindeki ağrılı bölgeye hafif masaj yaparak uygulanmalıdır.

Muscoflex Duo Jel Günde Kaç Defa Kullanılır?

Herhangi bir ilaç ya da kremi kullanmadan önce doktorunuza mutlaka danışmalısınız. Muscoflex duo jel günde kaç defa kullanılır sorusunu doktorunuza sormalısınız ve doktorunuzun önerisine göre kremi kullanmalısınız. Eğer herhangi bir tavsiye verilmediyse, Muscoflex Duo jelin günde 3-4 kez kullanılabileceği prospektüsünde yazmaktadır.

Muscoflex Duo Jel Gebelikte Kullanılır Mı?
Muscoflex Duo Jel Gebelikte Kullanılır Mı?

Muscoflex Duo Jel Gebelikte Kullanılır Mı?

Hamilelik sürecinde Muscoflex kullanmadan önce kesinlikle doktorunuza danışmalısınız. Kremin içeriği incelendiğinde hamilelerin kullanmaması gerektiğinin belirtildiği görülmektedir. Muscoflex’i kullanmaya başladıktan sonra hamile olduğunuzu fark ederseniz, derhal kremi kullanmayı bırakarak doktorunuza bilgi vermelisiniz.

Muscoflex Duo Jel Krem Fiyatı Nedir?

Muscoflex Duo jel fiyatı güncel olarak 33.55 TL’dir.

Muscoflex Duo Jel Muadili

Eczanelerde bazen Muscoflex Duo jel kalmamaktadır. Bu durumda eczacılar Muscoflex muadili olarak Cureflex jel ve Diclomec Plus jeli önermektedir.

Muscoflex Duo Jel Yan Etkileri Nelerdir?

Erkek çocuk saç kesim modelleri kısa, uzun, kolay

Erkek çocukların saçları kestirilirken yüz şeklinde dikkat edilmelidir. Çünkü her saç şekli her yüze ve tene yakışmamaktadır. Bunun için yazımızı okuyabilir ve berberinizden yardım talep edebilirsiniz. Çocuklarınızın saçlarını kestirebileceğiniz birbirinden farklı modeller bulunmaktadır.

Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri 2021

Erkek çocuk saç kesim modelleri 2021 yılında yeni bir boyuta ulaşmıştır. Stil sahibi aileler, çocuklarının da kendileri gibi tarz görünmesi için 2021 yılının saç kesim modellerini yakından takip etmektedirler. Eski zamanlarda erkek çocuklarda 3 numara denilen subay saç kesimi popülerdi. Ancak gelişen günümüzde özellikle yanlar kısa ve üst kesimler uzun olan modeller popülerleşmiştir. Bu saç modeli her yüz tipine uygundur. 2021 yılı doğallıktan vazgeçemeyenlerin yılıdır. Doğal ve karizma görünüme önem veren aileler, çocuklarına doğal saç kesim modeli tercih etmektedirler. Bu sayede hem sosyal hayatında hem de okul hayatında popülerliğini yakalayan çocuk çok mutlu olmaktadır.

Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Kısa
Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Kısa

Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Kısa

Kısa saç birçok erkeğin vazgeçilmez tarzlarından biridir. Özellikle okula giden erkek çocuklarında genelde kısa saç modelleri tercih edilmektedir. Modasını hiçbir zaman kaybetmeyen kısa saç modelleri popülerliğin anahtarlarından biri olmuştur. Kısa saç modellerini tercih ederken çocuğun yüz şekli de dikkate alınmalıdır. Genelde tamamen kısa modeller tercih edilse de, alt tarafı daha kısa olan modeller de popülerdir.

Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Uzun
Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Uzun

Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Uzun

Aileler erkek çocuk saç kesim modelleri uzun modasına katılmayı severler. Çocuklarının saçlarına kıyamayan ve kısa kestiremeyen aileler uzun saç modellerini tercih etmektedirler. Uzun saç modellerinde orta uzunluktaki modeller, kakülü uzun modeller, Mohawk saç modeli, yana taranan uzun saç modelleri ve ön kısmı uzun saç modelleri popülerdir. Bu saç modellerinden herhangi birini tercih ederken çocuğunuzun yüzüne yakışıp yakışmadığına dikkat etmelisiniz.

Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Kolay
Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Kolay

Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Kolay

Çocukları için kolay saç kesim modellerini tercih eden aileler de vardır. Bu aileler ileride saç bakımı konusunda rahat etmeyi planlamaktadır. Kolay saç kesim modelleri genelde subay tıraşı, alabros ve klasik 3 numara tıraşı olarak sıralanabilir. Bu modellerin hem kesimi hem de ileride bakımı son derece kolaydır.

Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Amerikan
Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Amerikan

Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Amerikan

Ailelerin çoğu erkek çocuk saç kesim modelleri Amerikan modasını çok sevmektedir. Bir zamanlar oldukça popüler olan Amerikan saç kesim modeli günümüzde de popülerliğini sürdürmektedir. Amerikan tıraşı denildiği zaman akıllara tek bir model gelmemelidir. Saçları düz, kıvırcık, ince telli ya da kalın telli olan her çocuğa bu model uygulanabilir. Amerikan saç modelinde saçların alt kısmı ve yan tarafları üst kısma göre daha kısadır. Son derece klas duran bu model ile erkek çocukları tarzını konuşturmaktadır.

Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Evde

Saç kesimi konusunda kendine güvenen aileler erkek çocuk saç kesim modelleri evde uygulamaya çalışmaktadır. Bazı aileler bunda başarılı olurken, istenmeyen sonuçlarla karşılaşan aileler de vardır. Herhangi olumsuz bir durum yaşamamak için çocuklarınızın saçlarını berbere kestirmeniz önerilmektedir. Evde çocuklarınızın saçlarının ucundan ya da kakül kısmından kolaylıkla kesebilirsiniz. Ancak diğer bölümleri berbere kestirmeniz daha iyi olacaktır.

Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Kıvırcık
Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Kıvırcık

Erkek Çocuk Saç Kesim Modelleri Kıvırcık

Kıvırcık saç şeklinde sahip olan çocukların sayısı bir hayli fazladır. Aileler kıvırcık saçların çok fazla modeli olmadığını düşünse de, kıvırcık saçlar için birbirinden etkileyici modeller bulunmaktadır. Ancak bu kesimin usta ellerde yapılması önemlidir. Özellikle kıvırcık saçların kesimi oldukça zordur. Bu nedenle berberle konuşarak çocuğunuza yakışacak bir kıvırcık modeli tercih edebilirsiniz.

Erkek Çocuk Tarz Saç Kesim Modelleri
Erkek Çocuk Tarz Saç Kesim Modelleri

Erkek Çocuk Tarz Saç Kesim Modelleri

Çocuğunuzu girdiği ortamlarda daha tarz gösterecek erkek çocuk tarz saç kesim modelleri mevcuttur. Son dönemlerde özellikle alt kısmı çok kısa, üst kısmı ise toplanacak kadar uzun saç modelleri tarzlaşmıştır. Sizde çocuğunuzun popüler görünmesini istiyorsanız bu saç modelini tercih edebilirsiniz. Ayrıca modasını hiçbir zaman yitirmeyen Amerikan saç modeli de her yüz tipine uyan tarz saç modellerinden biridir.

Mükemmel Çocuk Saç Kesim Videoları

Aspirin ne işe yarar, faydaları neler? Aspirin maskesi tarifi

Aspirin ne işe yarar sıklıkla araştırılan bir konudur. Aspirin farklı kullanım alanları ile adeta en önemli başucu ilacıdır. Aspirinin ağrı kesici ve ateş düşürücü özelliğinin yanında kan sulandırıcı özelliği de vardır. Ecza dolaplarının olmazsa olmazlarının başında gelen aspirini herkes kafasına göre kullanmamalıdır. Her ihtimale karşı doktorunuza danıştıktan sonra aspirini önerilen dozda kullanmanız tavsiye edilir. Aspirin ile ilgili merak edilenleri öğrenmek için okumaya devam edin.

Aspirin Nedir?

Aspirin nedir sorusu hemen herkesin aklına takılan soruların başında gelir. Birçok kişi tarafından kullanılsa da, aspirinin içeriği ve yararları tam olarak bilinmemektedir. Aspirinin diğer adı asetilsalisilik asit yani ASA’dır. Genel olarak hafif ağrılar ve sızılar için kullanılan aspirinin kan seyreltici etkisi de vardır.

Çok fazla kullanımı nedeni ile her yıl birçok kişi vefat etmektedir. Bu nedenle çok dikkat edilmelidir. Kan seyreltici etkisi olan aspirinin kalp krizini önleme etkisi de vardır. Ancak uzun süreli kullanılmamasına dikkat edilmelidir. Ham maddesi asatilsalisilik olan aspirinin birçok faydası bulunmaktadır. Pekiyi, aspirin ne işe yarar?

Aspirin Ne İşe Yarar?
Aspirin Ne İşe Yarar?

Aspirin Ne İşe Yarar?

Ateş düşürücü ve ağrı kesici etkisi bulunan aspirin, kısa süreli baş ve diş ağrılarında kullanılır. Ateşe bağlı yangıyı gidermede de etkili olan aspirin ne işe yarar sorusuna birçok cevap verilebilir. Aspirinin iltihap giderici etkisi birçok kişi tarafından bilinmemektedir. Aspirin ayrıca kan pıhtılaşmasını önlemeye da yardımcı olmaktadır. Aspirin, vücudunuzun ağrı sinyallerini kimyasal olarak bloke etmenin yanı sıra kalp krizi ve belirli felç riskini de azaltabilir. Aspirin, kanınızdaki trombositlerin atardamarlarınızda kümelenmesini ve pıhtılaşmasını engeller, böylece kalbe ve beyne giden kan akışını iyileştirerek bu riskleri azaltır. Bu özellikleri dolayısıyla aspirin ne işe yarar sorusu yerine, aspirin ne işe yaramaz diye sormak daha doğru olacktır.

Aspirin Faydaları Neler?

Aspirinin yalnızca ağrı kesici ve ateş düşürücü etkisi bilinmektedir. Hemen her evde mutlaka bulunan aspirin bazen bilinçsiz bir şekilde kullanılmaktadır. Bu durum ilerde bazı sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle aspirin faydaları neler, aspirin ne işe yarar  bilinmeli, önerilen dozda ve sürede kullanımına dikkat edilmelidir. Aspirinin genel anlamda faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Ağrı kesici etkisi vardır.
  • Ateş düşürücü etkisi vardır.
  • Ateşe bağlı yangıyı giderir.
  • Düzenli kullanımla kansere yakalanma riskini azaltır.
  • Kan sulandırıcı etkisi vardır.
  • Kalp krizi riskini azaltır.
  • Tansiyonu düşürmeye yardımcı olur.
  • Damarlarda tıkanma ve iltihaplanma riskini azaltır.

Aspirin Her Gün, Her Gece İçilir Mi?

Aspirinin kullanımı konusunda bazı kafa karışıklıkları vardır. Birçok kişi zararlı olacağını düşündüğü için aspirin her gün, her gece içilir mi merak etmektedir. İspanya’da bulunan Vigo Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, her gün her gece bir tane içilen aspirinin kalp krizi riskini azalttığı belirlenmiştir. Ayrıca her gece aspirin içmenin kolesterolü düşürerek tansiyonu düzenli hale getirdiği söylenmektedir.

Aspirin Ağrı Keser Mi?

Aspirinin mg’ı düşük olduğu için birçok kişi aspirin ağrı keser mi tereddüt etmektedir. Aspirin ağrı kesici olarak bilinmektedir. Yani ağrı kesici etkisi vardır. Ancak bazı kişilerde bu etkisi ortaya çıkmayabilir.

Aspirin Adet Söktürür Mü?

Kadınlar için sancılı dönemlerden biri olan adet döneminde adet söktürücü ilaçlar kullanılmaya dikkat edilir. Ancak aspirinin adet döngüsü üzerinden herhangi bir etkisi yoktur. Bu nedenle adet döngüsünde gecikme olan kadınlara aspirin içmeleri önerilmez.

Aspirin Gebeliğe Engel Mi?

Aspirinin gebeliğe olumsuz etkisi yoktur. Aksine yapılan bir araştırmaya göre, iltihaplanma sorunu yaşayan kadınların günde bir tane aspirin içtiğinde gebelik oranlarının %35 arttığı belirlenmiştir.

Aspirin Baş Ağrısına İyi Gelir Mi?

Aspirin baş ağrısına iyi gelir mi sorusuna düşünmeden evet cevabı verilebilir. Çünkü aspirin iyi bir baş ağrısı kesicidir. Ayrıca ateş düşürücü etkisi de vardır.

Aspirin Diş Ağrısına İyi Gelir Mi?
Aspirin Diş Ağrısına İyi Gelir Mi?

Aspirin Diş Ağrısına İyi Gelir Mi?

Diş ağrısı çeken kişiler ilk olarak aspirin kullanmaktadırlar. Aspirin veya herhangi bir ağrı kesici diş ağrısı için kullanıldığında tahrişlere yol açabilir. Bu da ağrı seviyesini artırır. Bu nedenle doktorunuza danışmadan diş ağrısında aspirin kullanmamanız önerilir.

Aspirin Kireçlenmeye İyi Gelir Mi?

Kireçlenme sorununda parasetemol grubunda olan aspirin çok etkili olmaktadır. Yine doktorunuza danışarak kireçlenme için aspirin kullanabilirsiniz.

Aspirin Mide Bulantısına İyi Gelir Mi?

Aspirinin mide bulantısını geçirme üzerinden herhangi bir etkisi yoktur.

Aspirin Öksürüğe İyi Gelir Mi?

İltihap söktürücü etkisi olan aspirin boğaz iltihabı durumlarında önerilmektedir. İltihabı azaltacağı için öksürüğün de azalmasına fayda sağlayacaktır.

Aspirin Varise İyi Gelir Mi?

Kişide ciddi ağrılara sebep olan varis tedavisi için aspirin varise iyi gelir mi sorusu gündeme gelmektedir. Varis tedavisinde kan sulandırıcı etkisi bulunan aspirinin tedaviden en az bir hafta önce kesilmesi önerilmektedir. Yani aspirin varise iyi gelmez.

Aspirin Kalp Çarpıntısı Yapar Mı?

Kalpte ritim bozukluğu anlamına gelen kalp çarpıntısı aspirin nedeniyle artmaz. Aksine kalp rahatsızlığı bulunan kişilere yanlarından aspirini ayırmamaları önerilmektedir.

Aspirin Tansiyonu Düşürür Mü, Yükseltir Mi?

Günümüzde tansiyon hastalarının sayısı bir hayli fazla olmakla beraber giderek artmaktadır. Aspirin kullanan kişilerde tansiyonun yükselme riski bulunmaktadır. Bu nedenle aspirin kullanmadan önce özellikle tansiyon hastalarının doktorlarına danışmaları önerilir.

Vajinaya Aspirin Koymak Gebeliği Engeller Mi?

Toplumda yayılan hurafelerden biri de vajinaya aspirin koymak gebeliği engeller mi sorusudur. Bu yöntemle gebeliğin engellenmesi arasında herhangi bir ilişki yoktur.

Aspirin Maskesi Nasıl Yapılır?
Aspirin Maskesi Nasıl Yapılır?

Aspirin Maskesi Nasıl Yapılır?

Aspirinin maskesi de olur mu demeyin. Şimdi sizlere aspirin maskesi nasıl yapılır anlatacağız. Aspirin maskesi cildi besleyerek lekelerin giderilmesine yardımcı olur. Ayrıca cildin rengini de açarak beyazlamayı sağlar. Aspirin maskesi hazırlanırken ,yumurta, zeytinyağı yoğurt, bal, limon suyu en çok kullanılan doğal ve bitkisel maddeler arasındadır. 4-5 tane aspirin, 1 çay kaşığı bal, yarım limon ve 1 tatlı kaşığı ılık suyu karıştırarak yüzünüze sürün. 15 dakika beklettikten sonra yüzünüzü yıkayın.

Aspirin Maskesi Ne İşe Yarar? Faydaları

Aspirin maskesi cilde sağladığı en önemli faydaları şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Antiinflamatuar etkisi ile sivilceleri yok eder.
  • Yüzde sivilce ve siyah nokta oluşumunu engeller.
  • Doğal peeling etkisi ile cildi siyah noktalardan arındırır.
  • Cildi yumuşatarak cilde ipeksi görünüm kazandırır.
  • İçeriğindeki doğal bileşenler ile lekeleri giderir ve cildi aydınlatır.
  • Yaşlanma karşıtı etkisi ile cilt kırışıklıklarını giderir ve sarkmaları önler
  • Cildi yağ ve kirden arındırır.

Aspirin 100 Mg Fiyatı Nedir?

Aspirinin 100 Mg fiyatı 8,80 TL’dir.

Sizin de aspirin ne işe yarar sorusuna verilebilecek bir yanıtınız varsa yorum bölümünden lütfen bizimle paylaşın.

Aspirin Maskesi İle Leke Giderme, Cilt Sıkılaştırma

Kalp krizi belirtileri nelerdir, ne zaman başlar?

Kalp krizi belirtileri göğüste meydana gelen ağrı ile birlikte ağırlık hissedilmesi ve bu ağrının sol kol, çene, boyun, omuzlar ve sırtta da kendini göstermesiyle ortaya çıkar. Ölümcül sonuçlar doğuran kalp krizinin belirtilerini öğrenmek için yazımızı okumaya devam edin.

Kalp Krizi Belirtileri Nelerdir?

Kalbinde ağrı hisseden birçok insan “Kalp krizi belirtileri nelerdir?” sorusunun cevabını merak etmektedirler. Yaygın olarak görülen kalp krizi belirtileri ise şunlardır:

  • Göğüs kafesinde meydana gelen ağrı ve baskı hissi,
  • Terleme,
  • Halsizlik,
  • Nefes darlığı,
  • Sersemlik,
  • Çarpıntı,
  • Sindirim sisteminde meydana gelen sorunlar ve hazımsızlık.
Kalp Krizi Belirtisi Hangi Kola Vurur?
Kalp Krizi Belirtisi Hangi Kola Vurur?

Kalp Krizi Belirtisi Hangi Kola Vurur?

Kalp krizinin belirtileri arasında bulunan kol ağrısı önemli bir işarettir. Bu noktada kalp krizi belirtisi hangi kola vurur bilinmelidir. Kalp krizi belirtisi olarak vücudun üst kısmında yoğunlaşan ağrılar görülmektedir. Bir kolda ya da aynı anda iki kolda bu ağrılar kendini gösterebilmektedir. Kalp kasında meydana gelen krizin öncelikle sol kolu, ardından sol omzu etkilediği bilinmektedir. Ardından sırt, boyun ve çene de kalp krizinden etkilenen diğer uzuvlardır. Bununla birlikte sağ kol ağrısı da kalp krizinin bir işareti olabilir ve dikkate alınmalıdır. Kollar ile birlikte eller hatta bir parmağın ağrıması dahi kalp krizini işaret ediyor olabilir.

Kalp Krizi Çeneye Vurur Mu?

Kalp krizi çeneye vurur mu sorusunun cevabı evettir. Ağız ve diş sağlığı ile ilgili bir problem yaşamayan bireylerin sürmekte olan diş ve çene ağrısı, çenede uyuşma hissi ile zonklama birçok başka nedenden kaynaklanabileceği gibi kalp krizinin bir göstergesi olarak da meydana gelebilmektedir. Az bilinen kalp krizi belirtilerinden biri olan çene ağrısı anormal bir şekilde seyrettiği takdirde diğer belirtiler eşlik etsin ya da etmesin bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir.

Kalp Krizi Mide Bulantısı Yapar Mı?
Kalp Krizi Mide Bulantısı Yapar Mı?

Kalp Krizi Mide Bulantısı Yapar Mı?

Kalp krizi mide bulantısı yapar mı diye düşünüldüğünde verilecek cevap kalp krizinin bütünüyle sindirim sistemini etkilediği için midedeki bulantının ve ağrının da kalp krizi belirtisi olarak değerlendirilebileceği yönündedir. Hatta bazı vakalarda göğüs ağrısı hissedilmediği ve belirtilerin mide ağrısı üzerinden ortaya çıktığı doktorlar tarafından belirtilmektedir.

Kalp Krizi Şekeri Yükseltir Mi?

Kalp krizinin meydana gelmesinde önemli etkenlerden birisi yüksek şeker düzeyidir. Kanda bulunan yüksek şeker düzeyi damarların tıkanmasına neden olarak kalp krizine ortam hazırlamaktadır. Buradan hareketle sorulması gereken soru kalp krizi şekeri yükseltir mi sorusu değil, yüksek şeker kalp krizine yol açar mı olmalıdır.

Peki şeker hastaları kalp krizini önlemek için neler yapmalıdır? Sağlıklı beslenmeyi bir yaşam şekli haline getirmeleri gerekmektedir. Sebze meyve düzenli olarak tüketilmeli, kuru baklagillere öğünlerde yer verilmelidir.

Kalp Krizi Felç Yapar Mı?

Kalp krizi geçirenler kalp krizi felç yapar mı diye tedirgin olurlar. Kalp krizinin felce davetiye çıkarabilmektedir. Yapılan bir araştırmada kalp krizi geçiren hastaların felç olma ihtimalinin oldukça arttığını ortaya koymuştur. Ayrıca felç kalp damar sistemi ile yakından ilişkilidir. Damarlarda oluşan bir tıkanıklık nedeniyle beyne ulaşamayan oksijen gibi birtakım maddeler ulaşamadığında beyinde hasar meydana gelmektedir. Kalp krizi de kalp damar sisteminde problemlere yol açacağından dolayı felcin tetikleyicisi olabilir.

Kalp Krizi Belirtileri Ne Zaman Başlar?
Kalp Krizi Belirtileri Ne Zaman Başlar?

Kalp Krizi Belirtileri Ne Zaman Başlar?

Kalp krizi  belirtileri ne zaman başlar herkesçe mutlaka bilinmelidir. Kalp krizi belirtileri kalp krizi anından oldukça önce başlayabilmektedir. Bu süre bazen günler önce olabilmekle birlikte haftalar öncesinden de başlayabildiği görülmektedir.  Nefes daralması, kolayca yorulma, şiddeti giderek artan göğüs ağrıları bu süre zarfında kendini gösterebilmektedir. Kalp krizi belirtileri kendini önceden gösterebildiği için bu belirtilerin neler olduğunu, nasıl meydana geldiğini, ne şekilde etkilediğini bilmek erken müdahale için ciddi bir önem taşımaktadır.

Kadınlarda Kalp Krizi Belirtileri Nelerdir?

Kadınlarda son yıllarda kalp krizi görülme oranı giderek artmaktadır. Bu nedenle kadınlarda kalp krizi belirtileri nelerdir bilinmelidir. Kadınlarda ve erkeklerde kalp krizi belirtileri farklılaşabilmektedir. Erkeklere nazaran kadınlarda kalp krizinin belirtileri daha az şiddetli olabilmektedir. Kadınlarda ağrı meydana gelmeden nefes daralması ve bunalma hali ile  belirtiler kendini gösterebilmektedir. Kadınlarda belirtilerin diğer bir türü ise göğüs ağrısı olmadan sırt, kol, çene gibi ağrıların varlığıdır.

Kalp Krizinden 1 Ay önce Vücudunuz Sizi Böyle Uyarıyor!

1 haftada göbek yağları nasıl eritilir?

Şişman bir göbek, vücudunuzdaki en zararlı yağ olduğu için çeşitli hastalıklarla bağlantılıdır. Egzersiz yapmanın yanı sıra, abur cubur ve alkolden uzak durmak düz bir karın elde etmenin yolları arasındadır. Göbek yağını hızlı şekilde eritmek için iyi bir strateji, her gün 30 dakika yüksek tempoda yürümek ve vücudun yağları daha kolay yakabilmesi için kalori, yağ ve şeker oranı düşük bir diyet uygulamaktır.

1 Haftada Göbek Yağları Nasıl Eritilir?

Bir haftadan daha kısa sürede göbek yağının nasıl yakılacağına ilişkin bu ipuçlarına göz atın.

1- Günlük rutininize aerobik egzersizleri dahil edin

Hızlı yağ yakmak istiyorsanız, günlük rutininize aerobik egzersizleri ekleyin. Araştırmalar, bunun karın yağını azaltmak için en etkili egzersiz şekli olduğunu buluyor.  Egzersizler kalori yakarak genel sağlığınız iyileşir. Bu nedenle, yüksek yoğunluklu koşu, yüzme veya aerobik sınıfı egzersizleri yapmaya başlayın, ancak tatmin edici sonuçlar için sıklık ve sürenin çok önemli olduğunu unutmayın.

2- Rafine karbonhidratları azaltın

Karın bölgesindeki yağları eritmek ve metabolik sağlığa sahip olmak için rafine karbonhidrat tüketmekten kaçınılmalıdır.  Düşük karbonhidratlı diyete sıkı sıkıya bağlı kalmak gerekli değildir, ancak işlenmemiş karbonhidratlarla değiştirilmelidir. Beyaz ekmek, beyaz pirinç ve gazlı içecekler yerine daha fazla sebze ve tam tahıl yiyin.

3- Diyetinize yağlı balık ekleyin

Somon, sardalye veya ton balığı gibi yağlı balıklar, yüksek kaliteli bir proteindir ve omega-3 asitleri bakımından zengindir. Haftada 2 ila 3 porsiyon yağlı balık yiyerek kalp hastalığı gibi hastalık riskini azaltabilir ve ayrıca göbek yağınızı yakabilirsiniz. Araştırmalar, Omega-3 yağlarının karnınızın etrafındaki viseral yağı azaltma yeteneğine sahip olduğunu ortaya koymuştur.

4- Güne yüksek proteinli bir kahvaltıyla başlayın

Güne biraz yoğurt, proteinli smoothieler, çırpılmış yumurta akı veya yulaf lapası ile başlayın. Sabahları protein yedikten sonra, herhangi bir açlık çekmeden öğle yemeğine kadar kendinizi tok hissedeceksiniz. Proteinler, zayıflama sırasında kas kütlesini korurken metabolizma hızınızı artırır. Ayrıca her öğüne yumurta, balık, tavuk, fasulye veya süt ürünleri gibi proteinler de ekleyebilirsiniz.

5- Yeterince su için

Kilo vermek istemeseniz bile, susuz kalmamak genel sağlığınız için önemlidir. Her gün 2 ila 3 litre su içmek tavsiye edilir ve daha yeterince su içmek daha fazla kalori yakmanıza yardımcı olur. Ayrıca, yemekten hemen önce su içmek iştahınızı ve kalori alımınızı azaltır. Çok fazla şeker ve kalori içeren diğer içeceklerden kaçındığınızdan emin olun. Sabahları aç karnına limonlu ılık su içmek metabolizmanızı ve sindirim sisteminizi de harekete geçirmenize yardımcı olur.

6- Tuz alımınızı azaltın

Tüketilen tuz suyu tutar ve karnınızı şişkin hissettirir. İşlenmiş gıdalar tuz, ilave şeker ve sağlıksız yağlardan oluştuğundan, satın alma işlemi yapmadan önce her zaman beslenme etiketinde yüksek sodyum seviyelerinden bahsetmediğinden emin olun.

7- Çözünür lif tüketin

Proteinlere benzer şekilde, çözünür lifler birkaç saat tok hissetmenizi sağlar, böylece öğününüzde gereksiz ekstra kalori tüketmenize gerek kalmaz. Çözünür lifler suyu emer ve yağ emilimini azaltan bir jel oluşturur – kilo vermek isteyen biri için bu iyi bir şeydir. Çözünür lifleri arpa, fındık, tohum, fasulye ve mercimekte bulabilirsiniz.

1 Haftada Göbek Eritmek İçin Egzersizler
1 Haftada Göbek Eritmek İçin Egzersizler

1 Haftada Göbek Eritmek İçin Egzersizler

Koşmak, göbek yağını hızlı şekilde eritmenin en iyi yoludur çünkü kısa sürede çok sayıda kalori yakar – sadece 25 dakikalık koşuda 300 kaloriye kadar yakabilirsiniz. Fiziksel aktivite yapmaya yeni başlıyorsanız, egzersizlerinizin yoğunluğunu ve süresini yavaşça ve kademeli olarak artırmayı unutmayın.

Egzersizler karın bölgenizi güçlendirmenin yanı sıra bölgede biriken yağ miktarını azaltarak göbek yağını kaybetmenize yardımcı olur. 1 hafta göbek yağlarını eritmek için günlük egzersizlerinize bazı karın egzersizleri de ekleyebilirsiniz.

Göbek yağını eritmek için en iyi 5 egzersiz

Bölgesel yağ için en iyi egzersizler, aşağıdaki aerobik egzersizler gibi sadece bir saatlik aktivitede en fazla kalori yakan egzersizlerdir:

1- Koşu

Koşmak, kilo kaybı ve karın yağ yakımı için çok etkili bir aerobik aktivitedir, çünkü birkaç kası harekete geçirmenin, kas direncini arttırmanın ve fiziksel kondisyonunuzu ve kardiyorespiratuar dayanıklılığınızı geliştirmenin yanı sıra, metabolizmayı hızlandırır, yağ yakımını uyarır.

Kilo verme sürecini ve göbek yağ yakımını hızlandırmak için bir strateji, yüksek yoğunlukta yapılması gereken bazı interval antrenmanları yapmaktır. Bu, metabolizmayı daha da arttırdığı için aktif veya pasif olabilen efor ve dinlenme zamanları arasında geçiş yapmaktan oluşur. Lezyonlardan kaçınmak ve aktivitenin yüksek yoğunlukta yapıldığından emin olmak için bu tür bir antrenmanın bir beden eğitimi uzmanı tarafından denetlenmesi önemlidir.

2- Aerobik egzersizleri

Örneğin atlama, vücut dövüşü ve Zumba gibi aerobik egzersizler, genellikle yüksek yoğunlukta yapıldıkları için göbek yağını eritmek için de iyi seçeneklerdir. Ek olarak, aerobik dersleri normalde gruplar halinde yapılır, bu iyidir çünkü katılımcılar aktiviteyi doğru şekilde yapmak için birbirlerini teşvik ederler.

3- İp atlama

İp atlama, kasları uyardığı, kardiyovasküler ve solunum sistemlerini geliştirdiği, metabolizmayı hızlandırdığı ve kalori ve yağ yakımını teşvik ettiği için tam bir egzersizdir. İp atlama, sağlık açısından pek çok farklı faydası olduğu için çok eksiksiz bir egzersiz olarak kabul edilir.

4- Bisiklete binme

Bisiklete binme, kilo vermeyi ve karın yağ yakımını teşvik etmenin bir başka harika yoludur, çünkü kas kütlesi oluşumunu teşvik eder, gücü ve kas direncini arttırır ve kas sayısı ne kadar büyükse, vücudun yağ yakma kapasitesi de o kadar büyük olur.

5- Hızlı yürüyüş

Hızlı ve sürekli bir yürüyüş yapıldığında, metabolizmayı hızlandırmak, kilo kaybını ve yağ yakımını desteklemek mümkündür. Ancak bunun mümkün olması için en az 30 dakika süren ve yüksek yoğunlukta düzenli bir yürüyüş yapmanız gerekir. Bu fiziksel aktivitenin yanında doğru beslenmeyi de yapmanız önemlidir.

6- Yüzme

Yüzme fiziksel durumu iyileştirdiği gibi kasları da güçlendirerek göbek yağlarınızın daha hızlı erimesine yardımcı olan bir egzersizdir.

1 Haftada Göbek Eritmek İçin Diyet
1 Haftada Göbek Eritmek İçin Diyet

1 Haftada Göbek Eritmek İçin Diyet

Bu diyetin püf noktası, minimum kalori, yağ ve şekerle maksimum besin sağlamaktır. Bu diyet için aşağıdakiler önerilir:

  • Az az olmak kaydıyla her üç saatte bir, toplamda altı öğün yemek yiyin,
  • Günde en az 2,5 litre su için. Sıvı alımını yeşil çay ile destekleyin,
  • Yemekte her gün farklı bir salata tercih edin. Her gün avuç içi kadar et, balık veya tavuk tüketin,
  • Her gün  iki öğün küçük porsiyon meyve tüketin; örneğin çilek, kivi ve portakal gibi tercihen düşük şeker içeren meyveler olsun.
  • Günde iki kez ufak kase organik yoğurt yiyin. Yoğurt vücudunuzun bağırsak hareketlerini hızlandıracak ve böylece karın şişkinliğini azaltacaktır.
  • Salatalarınızı limonla tatlandırarak daha az tuz tüketin,
  • Öğle ve akşam yemeklerinden yarım saat önce bir fincan boldo çayı için, çünkü boldo çayı gazla savaşır ve böylece şişkinliği azaltır.

Kalıcı etkileri olan kilo verme programları, düzenli fiziksel aktivite ve diyet değişiklikleri içeren programlardır, ancak yukarıdaki yönergeleri izlerseniz sadece bir hafta içinde gözle görülür sonuçlar görmeniz mümkündür. Fazla sıvıyı ve yağı gidermek için ultrasonik kavitasyon, radyo frekansı ve lenfatik drenaj masajı gibi estetik tedaviler de yapabilir ve bu tedaviler bu kilo verme programını tamamlayabileceğinden cilt sıkılığınızı arttırabilirsiniz.

Bu Egzersizle 1 Haftada Göbek Yağlarından Kurtulmak Mümkün!

Yüzde karıncalanma neden olur, neyin belirtisidir?

Yüzde karıncalanma hissi oldukça yaygın görülen bir şikayettir. Tıbbi olarak parestezi olarak adlandırılan karıncalanma hissi, genellikle travma veya periferik sinir sisteminin (PNS) yaralanmasının bir sonucudur. PNS, beyni bir sinir lifleri ağı aracılığıyla vücudun çeşitli organlarına bağlayan sinir sisteminin bir bileşenidir. Bilgileri sinir uyarıları veya sinyalleri şeklinde ileri geri iletir.

Bir sinir sıkıştırıldığında, sinyallerin aktarımı gecikebilir, yavaşlayabilir veya engellenebilir, bu da beynin sinyalleri yorumlama ve yanıtları geri gönderme kapasitesini etkiler. Bu fenomenle başa çıkmak için beyin, hissi uyuşukluk ve karıncalanma ile ilişkilendirerek yanıt verir. Bunlar sinir yaralanmasının ilk belirtileridir.

Karıncalanma hissi ile işaretlenen hafif veya geçici bir karıncalanma, ilgili sinir üzerindeki baskı giderildiği anda rahatlayabilir. Genellikle hafif bir sinir sıkışmasının neden olduğu geçici parestezi vakalarında semptomlar kendiliğinden düzelir.

Nörolojik bozukluklardan, fibromiyalji gibi kronik ağrılı durumlardan ve diğer hastalıklardan muzdarip hastalarda, bazen tanıyı zorlaştıran karıncalanma ve duyusal sorunlar yaygındır. Ancak yüzdeki karıncalanma durumlarında kısmi netlik söz konusudur.

Neredeyse tüm yüz yaralanmalarında trigeminal sinir mekanik olarak sıkıştırılır, gerilir veya iltihaplanır. Yüzdeki karıncalanma, yüzdeki cilt bölgesini, ilk aşamalarda genellikle ağrısız olarak gelen, uyuşmuş bir karıncalanma veya ciltte sürünme hissi olarak etkiler. Baskın semptom yüz ağrısı ise, bozukluğa trigeminal sinirin nispeten iyi karakterize edilmiş bir nörolojik bozukluğu olan trigeminal nevralji denir.

Yüzde Karıncalanma Neden Olur?
Yüzde Karıncalanma Neden Olur?

Yüzde Karıncalanma Neden Olur?

Yüzde karıncalanma başlı başına bir hastalık değil, sinir veya sinir fonksiyonunu etkileyen hastalıkların bir belirtisidir.

Şunlardan kaynaklanabilir:

  • Psikiyatrik bir hastalık
  • Üst omuriliğe veya beyin sapının arka kısmına verilen hasar
  • Yüzde 5-6 civarında dehidrasyon
  • Yetersiz kan dolaşımı
  • Vitamin B6 eksikliği
  • Kronik hemodiyaliz tedavisi görenler
  • Kronik alkoliklerde yetersiz beslenme
  • Hamilelik veya emzirme
  • Penisillamin, izoniazid veya fenelzin gibi ilaçlar

Sinir sistemi ile ilgili tıbbi durumlar, örneğin

  • Felç
  • Enine miyelit
  • Ensefalit
  • Diş ve yüz bölgesinde yaralanma
  • Trigeminal sinirin sıkışması
  • Sarkoidoz
  • Otoimmün bozukluk
  • Beyin veya omuriliğe baskı yapan bir tümör veya vasküler lezyon
Yüzde Karıncalanma Neyin Belirtisi Olabilir?
Yüzde Karıncalanma Neyin Belirtisi Olabilir?

Yüzde Karıncalanma Neyin Belirtisi Olabilir?

Bazı durumlarda, yüz karıncalanması acil bir ortamda hemen değerlendirilmesi gereken ciddi veya yaşamı tehdit eden bir durumun belirtisi olabilir. Bunlar şunları içerir:

  • Beyin veya sinir tümörleri
  • Şiddetli kafa travması
  • Felç
  • Geçici iskemik atak (yaklaşan bir inmenin uyarı işareti olabilen geçici felç benzeri semptomlar)

Yüzde Karıncalanma Belirtileri Nelerdir?

Yüzde karıncalanma, yüzde karakteristik bir uyuşma ve karıncalanma hissi ile kendini gösterir. Ayrıca karıncalanmaya şunlar da eşlik edebilir:

  • Etkilenen yüz bölgesinde cilt hassasiyeti
  • Zaman zaman ağrı

Yüzde Karıncalanma Nasıl Teşhis Edilir?

Bir hastanın tıbbi geçmişini değerlendirmek, kesin sorunu tespit etmek için son derece önemlidir. Birkaç hasta, hassasiyet kaybını veya başka herhangi bir nörolojik hasarı bir karıncalanma vakası olarak yorumlayabilir.

Buradaki amaç, duyuları azalmış veya kaybolmuş alanları ve etkilenen yüz bölgesini çevreleyen, belirli bir noktada sinir hasarını düşündüren çevreleri belirlemektir.

Doktorunuz kesin nedeni belirlemek için aşağıdakilerden birini reçete edebilir:

  • Şüpheli neden inme ise, MRI veya CT taraması
  • Altta yatan bir hastalık neden ise, kan testleri
  • Sebep doğada psikiyatrik ise, bir psikiyatriste sevk

Yüzde Karıncalanmanın Tıbbi Tedavisi Nedir?

Parestezi tedavisi yalnızca durumunuzun nedenini teşhis etmeye dayanacaktır. Hafif koşullar genellikle zararsızdır, çok az ağrı içerir veya hiç ağrı içermez ve kendiliğinden düzelme eğilimindedir. Bununla birlikte, şiddetli rahatsızlıkları olan ve yoğun aşrı hisseden hastaların profesyonel yardım almaları gerekir. Danışman nörolog, karıncalanma hissini azaltmak için kortikosteroidler reçete edebilir.

Yüzünüzdeki karıncalanma hissinin arkasında şiddetli anksiyete, panik atak veya psikiyatrik bir neden varsa doktorunuz sizi bir ruh sağlığı uzmanına yönlendirebilir.

Yüzdeki Karıncalanmayı Azaltmanın Doğal Yolları
Yüzdeki Karıncalanmayı Azaltmanın Doğal Yolları

Yüzdeki Karıncalanmayı Azaltmanın Doğal Yolları

Yüzünüzdeki karıncalanma hissinden kurtulmanıza yardımcı olacak doğal yöntemlere bir göz atalım.

1- Bilişsel Davranışçı Terapiyi Deneyin

Duyusal eğitime odaklanan bilişsel davranışçı terapi (CBT), etkilenen hastanın iletilen sinir uyarılarındaki değişiklikleri anlamasına yardımcı olabilir.

Duyusal yeniden eğitim, yüzde karıncalanma durumunda hastanın dokunma algılarını yeniden öğrenmesine yardımcı olabilir. CBT’nin bu formu, hareketli dokunma hissi ile sürekli dokunma hissi arasındaki farkı ortaya çıkarmak için duyuları eğitir. Ayrıca hastanın etkilenen cilt üzerindeki dokunuşun yerini değerlendirmesine yardımcı olur. Ancak dokunma algılarını tetikleyecek uyaran asla acı verecek kadar yoğun olmamalıdır.

2- Farkındalık Meditasyonu Uygulayın

Farkındalık meditasyonu, meditasyonun dikkati ile şimdiki zamanın öz tefekkürünü birleştirir.

Farkındalık meditasyonu uygulamak, şu anda dikkatinizi çeker, bilince, duyulara, ortamınıza, kabulünüze ve yargılayıcı düşüncelere yer bırakmadan açık sözlü olmaya kapı açar. Bu, stresle mücadele ederek ve vücudunuzun gevşeme tepkisini uyararak süreçte zihninizi sakinleştirmeye yardımcı olacaktır.

Farkındalık temelli müdahaleler, ağrı algılarını hafifletmeye yardımcı olabilir ve ayrıca kronik rahatsızlıklardan muzdarip bireylerde depresyon belirtilerini azaltabilir.

Yüzde karıncalanma ve meditasyon terapileri arasında doğrudan bir bağlantı olmamasına rağmen, farkındalık meditasyonu uygulamak, yüzdeki karıncalanma nedenlerinden ikisi olan stres ve depresyonun yönetilmesine yardımcı olabilir.

3- Vitamin B6 Takviyeleri Alın

B vitamini eksikliği piridoksin olarak da bilinir, kendi desteği ile çözülebilir sinir hasarı ve karıncalanma, ile ilişkilidir. Piridoksinin diyet takviyesi, vücudun onu sentezleyememesi nedeniyle zorunludur. Yeterli ve sağlıklı beslenmeye rağmen bazı kişiler  vitamini B eksikliğine yatkındır.  Yetişkin bireylerde görülen B vitamini eksikliği ellerde, bacaklarda ve yüzde karıncalanmaya neden olabilir.

  • Doktorunuzun onayı ile B Vitamini takviyesi alabilirsiniz.

4- Zerdeçallı Süt İçin

Zerdeçal, anti-inflamatuar özellikleri nedeniyle yüzdeki karıncalanmayı gidermeye yardımcı olabilecek kurkumin adı verilen bir polifenol ile donatılmıştır. Periferik sinir hasarı başlangıçta duyusal liflerde kendini gösterir ve ağrı ve karıncalanma olarak deneyimlenir. Sinir lifleri yaralandıkça çeşitli biyolojik süreçler devreye girer ve hasar ağrı, karıncalanma ve uyuşma şeklinde ortaya çıkar. Oksidatif stres ve iltihaplanma, sinir hasarına katkıda bulunan birçok süreç arasındadır.

Bir çalışma, periferik nöropatide yaşanan uyuşma, ağrı ve karıncalanmayı azaltmak için zerdeçal ile alfa-lipoik asit içeren ek bir tedavinin olumlu sonuçlar ortaya çıkardığını göstermiştir.

Biyoaktif bileşen olan kurkuminin anti-inflamatuar yapısı, inflamasyonu tetikleyen moleküllerin üretimini azaltmaya yardımcı olabilir. Antioksidan aktivitesi, mekanik olarak sıkıştırılmış sinirlerde ağrı, karıncalanma ve uyuşukluğa neden olan oksidatif stresle mücadeleye yardımcı olabilir.

  1. Bir tavaya birkaç dilim taze zerdeçal parçası ekleyin.
  2. Zerdeçal içeren tavaya 250 ml süt ekleyin.
  3. Karışımı yaklaşık 5 dakika kaynatın.
  4. Karışımı süzün ve günde 1 bardak için.

5- Ginkgo Biloba Özü Alın

Ginkgo biloba özü (GBE), oksidatif stresle savaşmaya ve sinir hasarını azaltmaya yardımcı olabilecek antioksidan ve nöroprotektif aktivitelerle akredite edilmiştir. Tıbbi değeri, oksidasyona bağlı yaralanmaları önleme yeteneğinden ve sinir rejenerasyonu, beyin yetmezliği ve periferik vasküler hastalık üzerindeki olumlu etkilerinden kaynaklanmaktadır.

Bir çalışma, GBE’nin sıkıştırılmış bir sinirle ilişkili uyuşma ve karıncalanma hissi üzerindeki etkilerini göstermiştir. Sonuçlar, GBE’nin parestezileri engelleyebileceğini ve ayrıca fasiyal sinirin yaralanmasından sonra motor fonksiyon için iyileşme sürecini kolaylaştırabileceğini vurgulamıştır.

  • Yetişkinler için önerilen GBE alımı günde 120-240 miligramdır.
Yüzdeki Karıncalanma Komplikasyonları Neler
Yüzdeki Karıncalanma Komplikasyonları Neler?

Yüzdeki Karıncalanma Komplikasyonları Neler?

Karıncalanma birçok hastalıkla ilişkilendirilmiştir. Yüzde uzun süreli karıncalanma ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Olası riskleri azaltmak için uygun tedavi gereklidir:

  • Karıncalanmanızın nedeni felç ise beyin hasarı
  • Felç
  • Kalıcı sinir hasarı

Ne Zaman Doktora Görünmeli?

Yüzünüzde karıncalanma hissine neden olabilecek çeşitli nedenler vardır. Aşağıdaki durumlarda bir nörologdan görüş almayı düşünün:

  • Karıncalanma hissinin aniden ortaya çıkması
  • Vücudun bir tarafıyla sınırlı olan karıncalanma
  • Kalıcı karıncalanma hissi

Bunlar yaklaşmakta olan bir felç belirtileri olabilir. Uzun süreli karıncalanma, ciddi bir endişe nedeni olabilecek diğer tıbbi durumların habercisi olabilir. Semptomlar dakikalarca sürerse, bir tıp uzmanının görüşünü almak önemlidir.

Bitiş Notu

  • Yüzde karıncalanma en sık olarak trigeminal sinirin yaralanması veya travmasının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Yüzde karıncalanmaya neden olabilecek birkaç neden vardır ve buna göre ele alınmalıdır.
  • Hafif vakalar kendi başlarına üstesinden gelinebilir. Bununla birlikte, olumsuz sonuçlardan kaçınmak için uzun süreli duyu kaybı durumunda derhal tıbbi değerlendirmeye başvurun.
  • Bilişsel davranışçı terapiyi denemek ve dikkatli meditasyon yapmak, duyusal yargılarınızı yenilemenize ve yüzünüzdeki karıncalanma hissini azaltmanıza yardımcı olabilir.

Yüzde Karıncalanma İçin Hangi Doktora Gidilir?

Yüzde görülen karıncalanma sorunu için hastanelerin Nöroloji polikliniklerindeki Nöroloji uzmanına gidilmesi gerekir.

Doktorunuzun Yüz Karıncalanması Hakkında Sorabileceği Sorular

  • Simetrik (vücudunuzun her iki tarafında eşit) herhangi bir kas zayıflığı yaşadınız mı?
  • Tat alma duyunuzun bir kısmını veya tamamını mı kaybettiniz?
  • Size hiç depresyon, bipolar, şizofreni veya anksiyete bozukluğu gibi psikiyatrik bir sorun teşhisi konuldu mu?
  • Hiç belirli bir baş ağrısı tipi teşhisi konuldu mu?

 

Yüzüm Karıncalanıyor, Neden Olabilir?

Geniz eti büyümesi nasıl anlaşılır, ne iyi gelir?

Toplumda çok sık rastlanılan hastalıklar arasında yer alan üst solunum yolu rahatsızlıkları en fazla çocukluk çağında görülmektedir. Bunun nedeni ise solunum yollarının çocuklarda dar olması ve viral enfeksiyonlarla çocukluk çağında ilk defa karşılaşılmasıdır. Üst solunum yolu hastalıklarından olan geniz eti büyümesi de çok yaygın görülen sağlık problemlerindendir.

Geniz Eti Nedir?

Burun boşluğunun arka kısmındaki geniz bölgesinde yer alan ve bağışıklık sisteminin önemli unsurlarından olan lenfositlerin görevlerini yerine getirdiği özel lenfoid doku olan geniz eti ya da tıptaki adıyla adenoid, her sağlıklı bireyde bulunmaktadır. Burun boşluğunda geniz etinin olması toplumda anormal bir durum olarak bilinse de kesinlikle böyle bir şey yoktur. Solunum yoluyla vücuda girme tehlikesi olan sağlığa zararlı maddeler ve mikroorganizmalar geniz etinde tutularak yok edilmektedir. Bu nedenle geniz eti, vücudun önemli savunma mekanizmaları arasında yer almaktadır.

Ancak bir takım sağlık problemlerinde veya şartlarda geniz eti büyüdüğünden dolayı geniz bölgesi tıkanmakta ya da hava pasajı daralmaktadır. Bu durum ise solunum yollarının yanı sıra çeşitli sağlık problemlerine neden olabildiği gibi belirli durumlarda çok ciddi rahatsızlıklara da yol açabilmektedir. Bundan dolayı geniz eti büyüdüğü zaman hastanın öyküsü ve altta yatan nedenler dikkate alınarak gerekli tedavi uygulanmalıdır.

Geniz Eti Büyümesi Nasıl Olur?

Viral enfeksiyonlarla savaşan lenfositlerin bulunduğu geniz eti, lenfoid bir dokudan oluşmaktadır. Geniz etinde burun ve ağız boşluğundakine benzeyen altı tane lenfoid doku yer almaktadır. Waldeyer halkası da denilen bu dokular, dış ortamdan burun ve ağız yoluyla vücuda girmek isteyen mikroorganizmalara ve yabancı maddelere geçit vermeyerek vücudun genel sağlığını korumaktadır. Waldeyer halkasını geniz eti yani adenoid, bir tane lingual tonsil, iki tane bademcik ve iki tane tubal tonsil yani östaki borusu oluşturmaktadır.

Geniz etinin de bulunduğu Waldeyer halkasındaki dokular, mikroorganizmalar ile yabancı maddelere bağışıklık yanıtı oluşturduğundan dolayı büyümektedir. Geniz etindeki büyüme reaksiyonu devam ettikçe de büyüme sürmektedir. Sağlıklı insanlarda doğumdan itibaren olan geniz eti dokusunun büyüme süreci 5 yaşına kadar sürmektedir. 7 yaşından itibaren de geniz eti dokusu küçülmeye başlamaktadır. Yetişkinlik döneminde ise geniz eti dokusunun oldukça küçüldüğü gözlemlenmektedir.

Yaşamlarının ilk dönemlerinde olan küçük çocuklar, viral enfeksiyonlarla ilk defa karşılaştıkları ya da yoğun viral enfeksiyon yaşandığından dolayı geniz etindeki dokular büyüme eğiliminde olmaktadır. Benzer etkenlerinde neden olabileceği bu büyüme uzun sürebilmektedir. Bazı kişilerde ise bademcikler ve geniz etinin başı çektiği dokular, doğuştan itibaren büyük boyutlu olabilmektedir. Alerjik reaksiyonu olan kişilerde geniz eti bu alerjik reaksiyondan dolayı büyüyebilmekte ve bu büyüklük uzun süre devam edebilmektedir.

Geniz eti büyüyerek solunum yolunu daraltır ve uzun vadede çeşitli sağlık problemlerine neden olursa, tedavisinin ihmal edilmemesi gerekmektedir. Geniz etinin neden olduğu sağlık probleminin klinik açıdan ne ölçüde olduğunun değerlendirilmesi bu aşamada çok önemlidir. Çünkü geniz eti küçültüldüğü zaman kişinin bundan ne kadar fayda sağlayacağı, tedavisiz takip sürecinde geniz etinin küçülme olasılığının olup olmadığı değerlendirilmelidir. Geniz eti büyümesinde tedavi uygulanıp uygulanmayacağına bu klinik değerlendirme sonucunda karar verilmektedir. Her geniz eti büyümesine cerrahi müdahale gerekmeyebilir. Geniz eti problemi olanların uzman bir hekime muayene olması ve klinik bir değerlendirmeden geçmesi hastalığın seyri açısından büyük önem taşımaktadır.

Geniz Eti Büyümesi Neden Olur?

Geniz etinde bağışıklık sistemine ait çok sayıda doku olduğundan geniz eti büyümesine bu hücreleri hareketlendiren etkenler neden olmaktadır. Geniz eti büyümesine neden olan etkenler ise şöyle sıralanabilir;

Enfeksiyonlar:

Vücutta her türlü viral ya da bakteriyel enfeksiyon geliştiği zaman bağışıklık sisteminin enfeksiyona verdiği yanıttan kaynaklanan geniz eti büyümesi görülebilmektedir.

Genetik:

Birinci derece yakınlarında geniz eti büyümesi öyküsü olanlarda doğumdan itibaren büyük geniz eti görülebilmektedir.

Alerji:

Özellikle alerjik rinit gibi burun boşluğu ve genizde yaygın alerjik reaksiyonun ortaya çıktığı durumlarda geniz etinde büyüme gelişebilir.

Kimyasallara Maruz Kalınması:

Geniz etinde tahrişe neden olan sigara dumanı, kirli hava gibi kimyasalların solunması da geniz etinde büyümeye yol açabilmektedir.

Kanser:

Geniz etini tutmakla görevli olan lenfoma ya da nazofarenks yani üst yatak gibi kanser hastalıklarında geniz etinde tümöral büyüme riski oldukça yüksektir.

Geniz Eti Büyümesi Nasıl Anlaşılır? Belirtileri Neler?
Geniz Eti Büyümesi Nasıl Anlaşılır? Belirtileri Neler?

Geniz Eti Büyümesi Nasıl Anlaşılır? Belirtileri Neler?

Geniz eti büyümesi nasıl anlaşılır sıklıkla araştırılan bir konudur. Geniz eti büyüdüğü zaman genellikle burun boşluğuyla ağız ve gırtlak bölgesini birbirine bağlayan geniz bölgesindeki hava pasajı daraldığından çeşitli sağlık problemlerine neden olmaktadır. Geniz eti büyüdüğü zaman görülen belirtiler ise şöyledir;

  • Burunda ve genizde akıntı
  • Burun tıkanması
  • Horlama
  • Uyku apnesi
  • Kulakta dolgunluk hissi, kulak ağrısı, işitme kaybı gibi kulakta sağlık problemleri
  • Ağız kuruluğu ve ağız kuruluğundan kaynaklanan diş çürükleri
  • Uyurken ağzın açık kalması
  • Boğazda ağrı ve şişlik
  • Yutkunmada zorlanma
  • Çocukluk çağında ağız ve burun anatomisinde gelişim bozukluklarının görülmesi
Geniz Eti Büyümesine Ne İyi Gelir? Bitkisel Tedavisi
Geniz Eti Büyümesine Ne İyi Gelir? Bitkisel Tedavisi

Geniz Eti Büyümesine Ne İyi Gelir? Bitkisel Tedavisi

Çocuklarda geniz eti büyümesine ne iyi gelir? bilinmelidir. Geniz eti büyümesini iyileştirmek ve ameliyattan kaçınmak için evde tedavi yöntemlerini sizler için derledik.

1- Hindistan Cevizi Yağı

Hindistan cevizi yağı antiviral, antibakteriyel ve antienflamatuar bir besindir. Günlük hindistancevizi yağı kullanımı, geniz eti iltihabını azaltabilir ve içlerinde kalan herhangi bir enfeksiyonu öldürebilir. 1 çay kaşığı bir çocuk tarafından günde 1-3 kez tüketilebilir.

2- Kolloidal Gümüş

Gargara yapabilecek yaştaki çocuklar için, enfeksiyonu öldürmek için geniz eti ile temas halinde kolloidal gümüş elde etmek için 2 çay kaşığı kolloidal gümüş gargara yapılabilir. Alternatif olarak kolloidal gümüş, kolloidal gümüşü burun boşluğunun arkasına almak için nebulize edilebilir.

3- Lipozomal C Vitamini

C vitamini bağışıklık sistemini destekler, enfeksiyonla savaşır ve iltihabı azaltır. Lipozomal C vitamini, vücudun daha fazla miktarda C vitamini kullanmasına izin verir ve sindirim sıkıntısı yaşamaz. LIposomal C’yi evde yapmak zor değil. Yeterli C vitamini verilirse, çocuklara C vitamini dozu vermek için sodyum askorbat da kullanılabilir.

4- Morina Karaciğeri Yağı

Soğuk karaciğer yağı, selenyum da dahil olmak üzere önemli bir besin kompleksi içerir. Bu besinler etkili lenfatik akışı destekler ve enfeksiyonu azaltır. Yağdaki uçucu yağlar da iltihabı azaltmaya yardımcı olur. 12 yaşından büyük çocuklar için morina karaciğeri yağı takviyesi veya sıvı halde daha iyi emecekleri için sıvı halde olanlarını tercih edin.

5- Sarımsak

Sarımsak, allisin de dahil olmak üzere bir dizi önemli bileşik içerir. Bu bileşikler, sarımsağı bir anti-inflamatuar ve antibakteriyel bileşik yapmak için birlikte çalışır. Sarımsak, geniz etindeki iltihabı ve enfeksiyonu azaltmaya yardımcı olur. Bir çocuk için ortak bir doz, günde 1-3 kez alınan limon suyu ve bal ile karıştırılmış 1 diş sarımsaktır.

6- Ekinezya

Ekinezya doğal bir bağışıklık desteğidir. Ekinezya, bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve lenfatik sistemi temizlemeye yardımcı olur, bu da geniz eti enfeksiyonunu ortadan kaldırır. Ekinezya, çoğu sağlıklı gıda mağazasında kapsül ve sıvı halde bulunabilir.

7- Bal

Bal, etkili bir anti-inflamatuar ve antibakteriyel ajandır. Her gün alındığında bal, genişlemiş adenoidleri azaltmaya yardımcı olur ve hatta ağrı ve sızı gibi semptomları tedavi edebilir. Bir çay kaşığı bala birkaç damla limon suyu ekleyin ve çocuğunuza günde 2 ila 3 kez ağızdan verin. Bir yaşın altındaki çocuklara bal verilmemelidir. Cam kavanozlarda satılan organik ballar en iyi bal şeklidir.

8- Ksilitol

Ksilitol, strep hastalığına karşı etkili olduğu tespit edilen doğal bir şekerdir. Strep, sıklıkla boğaz ağrısına neden olan bakteriyel bir enfeksiyondur. Aktif bir strep boğaz vakası veya enfeksiyon kanıtı olmadığında bile, strep bakterileri iltihaplı geniz etlerinin nedeni olabilir. (Tekrarlayan boğaz enfeksiyonu geçiren çocukların bademciklerini ve geniz etlerini çıkarmak yaygın bir uygulamaydı.) Bakterileri öldürmek için ksilitol boğazın arkasına almak için bir ksilitol gargara kullanılabilir.

9- Diyet Değişiklikleri

Şeker ve işlenmiş gıdalar iltihaplanmaya katkıda bulunur ve minimumda tutulmalıdır. Süt, çocukların kulak tıkanıklığında ve bademcik ve geniz eti iltihabında yaygın bir suçludur. Süt ürünlerinden birkaç hafta kaçınmak, şişmiş geniz etinin nedeninin süt olup olmadığını anlamanıza yardımcı olacaktır.

Geniz Eti Büyümesi Nasıl Tedavisi Edilir?

Geniz eti büyümesinde hastanın tedavi programı belirlenirken hastanın kişisel özelliklerinin yanı sıra altta yatan sebepte dikkate alınmaktadır. Gerekli tetkikler, görüntüleme yöntemleri, fiziki muayene ve eldeki veriler dikkate alınarak hastaya uygun tedavi planlaması yapılmaktadır.

Küçük çocuklarda viral enfeksiyonlardan dolayı geniz eti büyümesi riski yüksek olduğundan, enfeksiyondan kaynaklı kızarıp büyüyen geniz eti probleminin takip edebilmesi gerekebilir. Takip edilen çocukta enfeksiyon süreci sona erdikten sonra geniz eti boyutu normale döndüyse herhangi bir ek tedavi programına gereksinim duyulmaz. Geniz eti dokusunun yaş ilerledikçe küçülmesi gerekmektedir.

Günlük yaşam içerisinde insanı strese sokacak etkenlere maruz kalınması, solunum problemleri yaşanması ya da hastada şiddetli belirtiler görülmesi halinde öncelikli tedavi olarak steroid içeriğe sahip burun spreyleri verilmektedir. Nazal steroidler sayesinde geniz eti küçültülerek semptomatik iyileşme amaçlanmaktadır.

Hastaya ilaç tedavisi uygulanmasına rağmen olumlu sonuç alınamazsa cerrahi yöntem değerlendirilebilir. Cerrahi operasyonla geniz etinin alınmasına ise adenoidektomi adı verilmektedir. Bu cerrahi operasyon çeşitli koşulları sağlayan hastalara yapılmaktadır. Cerrahi operasyon gerektiren koşullar ise şöyledir;

  • Burun tıkanmasının kronik hale gelmesi
  • Solunumda güçlük çekilmesi
  • Sürekli yenileyen sinüzit
  • Orta kulak iltihabı geçirilmesi
  • 6 ay içerisinde birbirinden bağımsız olmak üzere dördü aşkın geniz eti iltihaplanması geçirilmesi
  • Uyku apnesi problemi
  • Solunum güçlüğü nedeniyle ağızdan nefes alınması
  • Bir takım dental problemler görülmesi
  • Ağız gelişiminde problemler yaşanması
  • Beslenme ya da konuşma bozukluğu
  • Geniz etinde kanserden şüphe edilmesi

Geniz etiyle birlikte uzman hekim gerek görürse bademcikleri de alabilmektedir. Geniz etine benzeyen bademcikler, bazı koşullarda büyüyebildiğinden uzman hekimin gerek görmesi halinde tek cerrahi operasyonla bademcikleri de alması sağlık için daha yararlıdır.

Kısa süren ve genel anestezi ile burun içinden kapalı olarak gerçekleştirilen geniz eti operasyonundan sonra kısa sürelide olsa hafif kanama, boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı ve kulak ağrısı gibi semptomlar görülebilmektedir.

Cerrahi operasyondan sonra operasyon bölgesinin enfeksiyondan korunması için hekim tarafından antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlar reçete edilerek hastanın süreci rahat geçirmesi amaçlanmaktadır. Bu süreçte kanama ve ödem riskini düşürmek için soğuk içecek ve gıdalar tüketilmesi, kanama ve ödem riskini artıran sıcak içecek ve gıdalardan ise uzak durulması hekim tarafından önerilebilir.

Çocuklarda Geniz Eti Büyümesi Neden Olur?

Panik atak tedavi edilir mi? Saraçoğlu panik atak kürü

Aniden başlayan panik atak giderek şiddetlenmekte ve genellikle 10 ila 30 dakika aralığında sürdükten sonra kendiliğinden sonlanmaktadır. Uzun süreli panik atak ise çok nadir görülmektedir.

Panik Atak Belirtileri Nelerdir?

Genellikle kalbin kuvvetli veya hızlı atması ve çarpıntı hissiyle kendisini belli eden panik atak belirtileri şu şekilde sıralanabilir;

  • Göğsün sıkışması
  • Göğsün ağrıması
  • Boğuluyormuş gibi bir hisse kapılma
  • Nefes darlığı
  • Sersem gibi hissetme
  • Baygınlık hissi
  • Baş dönmesi
  • Üşüme ve ürperme hissi
  • Ateş basması
  • Titreme
  • Kendisini ve etrafını değişik algılama
  • Tuhaflık hissi
  • Sarsılma hissi
  • Karın ağrısı
  • Bulantı
  • Kendini kontrol edememe
  • Çıldırıyormuş gibi hissetme
  • Ölüm korkusuna kapılma

Hasta panik atak geçirdiği zaman yukarıda sayılan belirtilerden en az 4 tanesi görülmektedir. Eğer dörtten daha az semptom görülüyorsa buna kısıtlı panik atak denilmektedir.

Panik Bozukluk Nedir?
Panik Bozukluk Nedir?

Panik Bozukluk Nedir?

Tekrarlayan ani panik atakların yanı sıra ataklar arasında geçen zamanda başka panik ataklar geçirileceğine dair sürekli bir kaygı içerisinde olmak, panik ataklar esnasında kalp krizi geçirerek ölmek, kontrolü kaybederek çıldırmak veya felç geçirmek gibi kötü sonuçlar yaşanabileceğine inanarak derin üzüntü duyulması, işe gitmeyerek, spor ve ev işi yapmayarak, bazı yiyecek ve içecekleri tüketmeyerek, su, ilaç, alkol ve çeşitli yiyecekleri yanında taşıyarak panik atağa tedbir alınması gibi davranış değişikliklerinin sık rastlandığı psikolojik hastalığa panik atak denilmektedir.

Hasta panik atak geçirdiği sırada kalp krizi veya felç geçirdiğini düşünerek ciddi anlamda ölüm ya da felç geçirme korkusu yaşamaktadır. Aniden ortaya çıkan panik atak, hastayı harap bir hale getirmektedir.

Panik atak geçirildiği esnada hasta kendisini ve çevresini değişiyormuş gibi hissedebildiği gibi karıncalanma, uyuşma, kontrolü yitirme ya da çıldırma gibi bir hisse de kapılabilmektedir.

Panik atak geçirildiği zaman hasta ve yakınları korku ve panik içerisinde acil servise müracaat edebilmektedir. Ancak muayenesi ve tetkikleri yapılan hastaya hiçbir tanı konamaz ve panik atak geçiren hasta, istirahat etmek için evine geri gönderilir. Acil servislerde bu durumun stres kaynaklı olduğu düşünülerek genellikle hastaya sakinleştirici bir iğne yapılmaktadır. Bu iğnenin etkisiyle hasta bir süre rahatlasa da sonrasında tekrarlayan ataklar görülmektedir.

Her atak tekrarladığında acile götürülen hastaya sürekli aynı tetkikler yapılsa da bedensel bir rahatsızlık olduğuna yönelik tanı konamaz. Bazen de hastaya yanlış konulduğundan antibiyotik, nefes açıcı, kalp, tansiyon, vitamin ya da çarpıntı ilacı verilebilmektedir. Ancak hastaya yanlış tedavi uygulandığından ilaçlar hiçbir şekilde etki etmez.

Ataklar tekrarladıkça ataklar arasındaki süreçte yeni bir panik atak geçireceğini düşünen hasta kendisini huzursuz, gergin ve endişeli hissetmektedir. Hastanın endişe içerisindeki bu haline ‘beklenti anksiyetesi’ adı verilmektedir. Bu kaygıyı hastanın ne zaman ve hangi ortamda panik atak geçirebileceğini bilmemesi daha da artırmaktadır.

Ataklar arasındaki süre kısaldıkça hasta kalp krizi geçirerek ölebileceğini, felç olabileceğini veya kontrolü kaybederek çıldırabileceğini düşündüğünden zaten var olan korkuları pekişmektedir.

Evde yalnız kaldıkları zamanlarda kalp krizi geçirerek hastaneye yetiştirilemediği için ölmekten veya kontrolünü kaybettiğinden dolayı çıldırarak intihar etmekten, kendisine ve yakınlarına zarar vermekten, özellikle yabancı ortamlarda çılgınca ve garip davranışlar sergileyerek kendilerini rezil etmekten çok aşırı korkmaktadırlar. Bu düşünceler sürekli akıllarına geldiği içinde kendilerini devamlı üzüntülü hissederler.

Bu atakların üstesinden gelmek ve atakların tekrarlamaması için kendilerine göre bazı tedbirler alırlar ki bu tedbirler nedeniyle yaşam tarzları ve standartları değişmektedir. Ayrıca bu tedbirlerden dolayı hastalarda bazı kaçınma davranışları da gelişmektedir.

Hastaların çoğunluğu panik atakların tekrarlayabileceği yer ve durumlardan kendilerini sakınmaktadır.

Panik atak hastaları evde tek başlarına vakit geçiremedikleri ve dışarıya tek başlarına çıkamadıkları gibi taşıtlara ve asansöre binemez, dar sokak veya köprülerden geçemez, pazar yerleri ve büyük mağazalar gibi kalabalık ortamlara giremezler. Yanlarında biri olsa dahi tüm bunları yaparken büyük bir korkuya kapılarak kaygılanırlar.

Hastaların panik atak geçirebilecekleri yerlere tek başlarına gidememelerine ve bu tür yerlerde vakit geçirememelerine Agoragobi denilmektedir.

Panik Atak Bozukluğu Neden Olur?

Panik atak bozukluğuna neyin neden olduğuna dair bugüne kadar iki bilimsel açıklama yapılmıştır.

1- Panik Bozukluğu

İnsan beyninde nöron olarak adlandırılan sinir hücrelerinin salgıladığı, heyecan ve duygusal yaşantıyı düzenlemekle görevli bazı beyin hormonları anormal çalıştığı zaman panik bozukluğu yaşanmaktadır.

2- Günlük yaşam içerisinde yapılan bazı davranışlar neticesinde görülen gayet doğal olduğu için sağlığa hiçbir zararı olmayan terleme, çarpıntı, nefes darlığı be baş dönmesi gibi fiziki belirtiler, hasta tarafından kötü bir hastalığın habercisi olarak değerlendirilirse, hasta kalp krizi geçirdiğinden dolayı ölebileceği, çıldırabileceği ve felç geçirebileceği yönünde yanlış düşüncelere kapılabilir. Bu tür yanlış değerlendirmelerde panik bozukluğuna neden olmaktadır.

Panik Atak Tedavi Edilir mi?
Panik Atak Tedavi Edilir mi?

Panik Atak Tedavi Edilir mi?

Panik atak, tedavi edilebilen psikolojik bozukluklar arasında yer almaktadır. Panik atak rahatsızlığı psikiyatristler tarafından çok iyi bilinmektedir. Günümüzde panik atağın etkinliği bilimsel olarak ispatlanmış iki tür tedavi yöntemi bulunmaktadır. Bu tedavilerden biri ilaç tedavisi, diğeri isw psikoterapidir.

İlaç Tedavisi

Beyinde yer alan sinir hücrelerindeki bozuk hormon faaliyetlerini düzenleyen ve panik atak yaşanmasını engelleyen ilaçlar panik bozukluğunda hastaya kullandırılmaktadır. Ülkemizde panik atağa iyi gelen çok sayıda ilaç vardır.

Bu ilaçlardan biri hekim tarafından seçildikten sonra hasta az bir dozla ilaca başlatılmakta ve düzenli kontroller sonrasında bu doz gerek görülürse artırılmaktadır. En az bir yıl devam edilen ilaç tedavisi azaltılarak kesilmektedir.

Psikoterapi

Psikoterapi tekniklerinin birçoğu panik atak tedavisine olumlu yanıt vermektedir. En fazla uygulanan psikoterapi teknikleri arasında Bilişsel Davranışçı Terapi ve EMDR terapisi yer almaktadır.

Panik atak tedavisinden en etkin sonucun alınabilmesi için iki tedavi tekniğinin de bir arada uygulanmasında yüksek fayda vardır.

İbrahim Saraçoğlu Panik Atak Kürü

Panik atak nedir, neden oluşur? Panik atak belirtileri ve tedavisi

Panik atak esnasında ilk yapılması gerekenler

Panik atak geçiren birine ne yapmalı, nasıl davranmalı?

Çağımızın Hastalığı Panik Atak Belirtileri ve Panik Atak Tedavisi

Zerdeçal tüy döker mi? Zerdeçal ile tüylerden kurtulanlar

Zerdeçal tüy döker mi? Kolsuz giysiler giymeyi seviyorsanız, koltuk altı tüyleri ile sürekli baş etmek zorunda kalırsınız. Koltuk altı tüyleri aşırı terlemeye neden olurlar ve zamanında temizlenmeleri gerekir. Temiz koltuk altları kötü vücut kokusunu yenmeye yardımcı olur. İç çamaşırındaki tüylerden kurtulmak istediğiniz her seferinde spaya veya salona gitmeniz gerekmez. Koltukaltı tüylerinden doğal olarak kurtulmaya yardımcı olan bazı etkili ev ilaçları vardır. Zerdeçal kullanmak koltuk altı tüylerinden kurtulmak için iyi bir seçenektir. Zerdeçal, cildi sağlıklı tutmak için en iyi bileşendir. Koltuk altı tüylerini gidermek için zerdeçalı nasıl kullanacağınızı öğrenmek için okumaya devam edin.

Zerdeçal Tüy Döker mi? 

Doğal yöntemler kullanarak koltuk altı tüylerinden kurtulmak isteyen kadınlar, zerdeçal tüy döker mi? diye araştırma içerisine girerler. Zerdeçal, ince tüyleri almada etkili olsa da, yoğun veya gür koltuk altı kıllarında o kadar etkili olmayabilir. Unutmayın zerdeçalı cildinizde kullandığınızda güçlü bir lekeleme özelliğine sahiptir. Ancak merak etmeyin, o sarı renk kalıcı değildir ve kolayca kaldırabilirsiniz.

Zerdeçal Kullanarak Koltuk Altı Tüyleri Nasıl Giderilir?

Zerdeçal macunu veya maskesi geleneksel olarak epilasyon ve cilt ilaçları için kullanılır. Macun, koltuk altı  tüylerini azaltmak için doğrudan bölgeye uygulanır. Yüz gibi vücudun diğer bölgelerinde de kullanılabilir.

Zerdeçal İle Tük Dökmek İçin 1. Yöntem

Malzemeler;

  • 3 çay kaşığı zerdeçal
  • 1 kaşık süt

Malzemeleri kalın ve homojen bir macun haline gelene kadar karıştırın. Bu macunu koltuk altlarınıza uygulayın. 20 dakika kurumasını bekleyin ve ardından koltuk altlarınızı bir bezle ovun. Günlük kullanmak koltuk altı tüylerinizi azaltmaya ve büyümesini yavaşlatmaya yardımcı olur. Tüy büyümesini engeller.

Zerdeçal İle Tüy Dökmek İçin 2. Yöntem

  • Yarım su bardağı soğuk süt
  • Yarım su bardağı un
  • 2 tatlı kaşığı zerdeçal tozu
  • 1 tatlı kaşığı tuz

Tüm malzemeleri bir kapta macun kıvamına gelene kadar iyice karıştırın. Şimdi bu macunu koltuk altlarınızdaki tüylü bölgeye uygulayın. 20 dakika bekletin ve ardından koltuk altlarınızı sıcak suyla yıkayın. Bu iki maske tarifi ile zerdeçal tüy döker mi? sorunuzu yanıtlamış olduk.

Zerdeçal ile Tüylerden Kurtulmak İçin Ne Kadar Süre Kullanılmalı?

Zerdeçal tüy döker mi? öğrendiğinize göre artık ne kadar süre kullanmalısınız bunu açıklayalım. Zerdeçal ile koltuk altlarından kurtulma işlemi, diğer yollardan biraz daha fazla zaman alır. Koltuk altı tüylerini almak için zerdeçal kullanıyorsanız, bu yöntemi günlük ve sık sık kullanmalısınız. Bu uygulama kıl köklerinin büyümesini engellemeye yardımcı olacaktır. Tüylerin büyümesinin durması için en az 10 kez kullanın. Koltuk altı tüylerinizin azalmaya başladığını hissetmeye başladığınızda bu yöntemin kullanımını azaltabilirsiniz.

Zerdeçal İle Tüylerden Kurtulanlar

Çemen otu tohumunun saça faydaları neler?

Çemen otu tohumu saç ve cilt problemlerini tedavi etmek için kullanılan eşsiz bir tohumdur. Bu bitki Hint mutfağının lezzetini arttırdığı gibi, saçlarınızın daha parlak ve kalın görünmesine de yardımcı olur. Geleneksel olarak, çemen otu tohumu daha iyi sağlığı teşvik etmek için bir ilaç ve güçlü saçlar için saç bakımı olarak tercih edilmiştir. İçeriğindeki mucizevi bileşikler nedeniyle çemen otu tohumunun saçlarınız için şaşırtıcı faydaları vardır. Çemen otu tohumunun saça faydaları neler öğrenmek için yazımızı okumaya devam edin.

Çemen Otu Tohumu ile Saç Dökülmesi Nasıl Kontrol Edilir?

Çemen otu tohumu saç dökülmesini önlemede süper etkilidir. Birçoğunuz, piyasada bulunan tüm büyük marka ürünlerin saç dökülmesini kontrol etmek için çemen otu tohumu içerdiğini fark etmişsinizdir. Bu nedenle, saçınıza uygulamak için körü körüne çemen otu tohumuna güvenebilirsiniz. Yapmanız gereken, çemen otu tohumlarını bir gece suda bekletmek. Ertesi gün sabah, az miktarda limon suyu ile tohumlardan pürüzsüz bir hamur elde edin. Bu kalın solüsyonu saçınıza bir yüz paketi gibi uygulayın. 45 dakika boyunca saçınızda bekletin. Son olarak, kaliteli bir şampuan ve soğuk su saçlarınızı durulayın.

Çemen Otu Tohumu ile Saç Nasıl Uzatılır?

Çemen otu tohumları saçları daha hızlı uzatmak için çok etkilidir. Aslında saç bakımı uzmanları da konu saç sorunlarına yönelik ev ilaçları olduğunda çemen otu tohumunu tercih ediyorlar. Çemen otu tohumlarını kaynatmanız ve ardından az miktarda hindistancevizi yağı eklemeniz gerekir. Rengi kırmızımsı olana kadar kaynatın. Daha sonra ılık yağı saç derinize uygulayın ve iyice masaj yapın.

Çemen Otu Tohumu ile Kepek Nasıl Giderilir?

Çemen otu tohumu saç problemlerinizi sihir gibi ortadan kaldırabilir. Saç derinizdeki inatçı kepekleri bile tedavi edebilir. Yöntem kolaydır. Tek yapmanız gereken çemen otu tohumlarını hemen hemen aynı miktarda yoğurtla karıştırmak. Pürüzsüz bir karışım yapın ve bunu saç derinize ve saçınıza uygulayın. Bu macunu kafanızda yaklaşık 45 dakika tutun. Saçınızdaki hafif bir şampuanla yıkadığınızdan emin olun. Bunu haftada üç kez yapmaya devam ettiğinizde saçınızdaki kepeklerden eser kalmadığını göreceksiniz.

Çemen Otu Tohumu Saç Çıkarır Mı?

Çemen otu tohumları, saç büyümesi için iki temel besin olan zengin bir demir ve protein kaynağıdır. Ayrıca flavonoidler ve saponinler dahil olmak üzere benzersiz bir bitki bileşikleri bileşimi içerirler. Bu bileşiklerin, anti-inflamatuar ve antifungal etkilerinden dolayı saç çıkmasını ve uzamasını kolaylaştırdığı bilinmektedir.

Çemen otu tohumunun saça faydaları neler?
Çemen otu tohumunun saça faydaları neler?

Çemen Otu Tohumunun Saça Faydaları Neler?

Saç dökülmesinden kepeğe hatta kelliğe kadar, çemen otu tohumları saçınız ve saç deriniz için harika sonuçlar elde etmenizi sağlayabilir. İşte saça çemen otu tohumu kullanmanın 13 inanılmaz faydası:

1- Saç Dökülmesi İçin Çemen Otu Tohumu Nasıl Kullanılır?

Saç dökülmesi için çemen otu tohumunu aşağıdaki gibi kullanabilirsiniz;

  • Çemen otu tohumlarını geceden ıslatın
  • Biraz su veya limon suyu ile karıştırın.
  • Yüz paketi gibi saçınıza uygulayın ve şampuanlama konusunda endişelenmeyin, hemen yıkanacaktır.
  • Ancak saçınızı kökten uca güçlendiren Pantene Pro-V Saç Dökülme Kontrolü gibi hafif bir şampuan kullanmayı unutmayın.

2- Saç Uzatmak İçin Çemen Otu Tohumu Nasıl Kullanılır?

Saç uzatmak için çemen otu tohumunu tercih ettiğinizde pişman olmayacaksınız.

  • Çemen otunu, çekirdekleri kırmızımsı olana kadar hindistancevizi yağı ile kaynatın.
  • Ardından ılık yağı saç derinize uygulayın.
  • Bu harika karışımın saçlarınızın hızlı uzamasına katkıda bulunduğunu görünce şaşıracaksınız.

3- Saç Derisindeki Fazla Yağ İçin Çemen Otu Tohumu Nasıl Kullanılır?

  • Çemen otu tohumu ezmesi yapın ve 2 çay kaşığı elma sirkesi uygulayın (gece boyunca ıslattıktan sonra)
  • Fazla yağı kontrol etmek için saçınıza uygulayın
  • Kremsi şampuanlar saçınızı daha yağlı hale getirme eğiliminde olduğundan, hafif, berrak bir şampuanla yıkayın.

4- Kuru ve Kaşıntılı Saç Derisi İçin Çemen Otu Tohumu Nasıl Kullanılır?

  • Kuru ve kaşıntılı bir kafa derisinden şikayetçiyseniz, bir yumurta sarısı ile birleştirilmiş kolay bir çemen otu tohumu ezmesi iyi bir tedavidir.
  • Maskeyi 30 dakika bekletin
  • Hafif bir şampuanla yıkayın

5- Kepek için Çemen Otu Tohumu Nasıl Kullanılır?

  • Kepek için çemen ezmesini yoğurtla karıştırın
  • Kesin bir tedavi için haftada 3 kez uygulayın
  • Saçlarınızı hafif bir şampuanla yıkadığınızdan emin olun.

6- Yıpranmış Saçlar İçin Çemen Otu Tohumu Nasıl Kullanılır?

Mucize etkisi olan çemen otu tohumları, saçınızda oluşan kırık uçlar, kabarma ve genel olarak zayıf saçlar gibi hasarları da tersine çevirebilir.

  • Çemen otu hamurunuzu hindistan cevizi sütü ile karıştırın ve saçınıza uygulayın.
  • Saçınızı bir havluyla yarım saat kadar sarın ki tüm güzellikleri emsin.
  • Hafif bir şampuan ve soğuk su ile yıkayın
  • Sihrin gerçekleştiğini görmek için bunu düzenli olarak yapın

7- Saç Kremi Olarak Çemen Otu Tohumu Nasıl Kullanılır?

  • 10-15 gram çemen otu tohumu alın
  • Onları bir gece suda bekletin
  • Ertesi sabah, homojen bir macun haline getirin
  • Saçınıza uygulayın ve en az 30 dakika bekletin.
  • Su ve hafif şampuanla yıkayın
  • Bu uygulama saçınızı derinden şekillendirecek ve sağlıklı hale gelmesine yardımcı olacaktır.

Artık saçlarınız için çemen otu tohumu kullanmanın çeşitli faydalarını bildiğinize göre, bunu yukarıda önerilen yollardan herhangi birini kullanarak günlük saç bakımı rutininize eklemenizi ve aşağıdaki yorumlarda çemen otu tohumu ile ilgili deneyiminizi bize bildirmenizi öneririz!

 

Dudakta siyah nokta, leke neden olur? Nasıl temizlenir?

Herkes yüzü konusunda temkinli ve endişelidir. Ancak bazen dikkatsizliğinizden dolayı dudakta siyah nokta oluşur. Bu lekelerin arkasında daha fazla güzellik ürünü kullanılması ya da bazı sağlık sorunları gibi birçok neden vardır.

Dudakta Siyah Nokta Neden Olur?

Bir cilt gözenekleri aşırı yağ veya sebum ürettiğinde, fazla yağ ölü cilt hücreleri ve birikintilerle karışarak tıkalı bir kanala neden olabilir. Yağ bezleri kanala yağ pompalamaya devam ederken, tıkacı cilt yüzeyinin üzerinde yukarı doğru zorlayarak bir yumru oluşturur. Tıkanan gözenek genişledikçe ve kısmen açıldıkça, gözenek içeriği hava ile reaksiyona girer. Bu, insanların genellikle siyah noktalarla ilişkilendirdiği kahverengimsi siyah rengi verir. Siyah noktalar akneli veya aknesiz oluşabilir. Ellerin avuç içi ve ayak tabanları dışında, vücutta yağ bezlerinin bulunduğu herhangi bir yerde ve dudakta siyah nokta oluşabilir.

Dudakta siyah nokta oluşmasının bazı nedenleri şunlardır:

  • Aşırı sebum üretimi
  • Seboreik dermatit
  • Yağlı cilt bakım ürünlerinin aşırı kullanımı
  • Nemli koşullar
  • Aşırı terleme dudakta siyah nokta oluşumuna yol açabilir.
  • Hava kirliliği ve sigara dumanı dahil olmak üzere çevrede yağa maruz kalma
  • Sivilceyi sıkarak veya yüz derisini çok sert ovalayarak kıl folikülüne zarar vermek
  • Cep telefonunu yüze veya ağza çok yakın tutmak
  • Tıraş olmak
  • Sıkı oturan maskeler takmak

Dudaktaki Siyah Nokta Nasıl Temizlenir?

İnsanlar bu lekeleri gidermek için pek çok çaba sarf ederler ve bunlardan biri de güzellik ürünleri kullanmaktır. Güzellik ürünleri dudaktaki siyah noktaları çabucak azaltsa da birçok dezavantajı da vardır ve içlerinde sert kimyasallar bulunur. Böyle bir durumda, sadece koyu lekeleri azaltmakla kalmayıp aynı zamanda içinde bulunan bileşenler dudaklara nem sağladığı için herhangi bir zarar vermeyen bazı ev ilaçları vardır.

Dudakta siyah noktalara çare olan ev ilaçları için çareler:

  • Badem yağı
  • Limon ve bal
  • Şeker peelingi
  • Salatalık suyu

Badem Yağı:

Badem yağını parmaklarınızla dudaklarınıza sürün ve gece boyunca orada bırakın. Bu işlemi her gece tekrarlayın. Badem yağı, dudakları nemlendiren ve dudaktaki koyu lekeleri azaltan bir ağartma maddesi içerir.

Limon ve Bal:

Az miktar balı  1-2 damla limon suyuna karıştırıp dudaklara uygulayın ve 10 dakika beklettikten sonra yıkayın. Daha iyi sonuçlar için bu yöntemi günde iki kez tekrarlayın. Limon ve bal, antiseptik özelliklere ve dudak kuruluğunu önleyen ağartma maddesine sahiptir ve ayrıca dudaktaki koyu lekelerin kolayca azaltılmasına yardımcı olur.

Şeker Peelingi:

Birkaç damla limon suyunu 1 tatlı kaşığı şekerle karıştırın ve 3-4 dakika boyunca dudaklarınızda ovalayın ve daha sonra yıkayın. Daha iyi sonuçlar için bu yöntemi haftada 2-3 kez tekrarlayın. Ovma işlemi dudaklarınızı eksfoliye ederek ölü deriyi ve koyu lekeleri azaltır. Ayrıca yeni hücreler geliştirir.

Salatalık Suyu:

Dudaklara salatalık suyu sürün ve 10-15 dakika beklettikten sonra suyla yıkayın. Daha iyi sonuçlar için bu yöntemi günde 2 kez tekrarlayın. Salatalık, koyu lekeleri azaltan, dudakları nemlendirmeye yardımcı olan ve dudakların kuruluğunu azaltan ağartıcı ve nemlendirici özelliklere sahiptir. Dudaklardaki koyu lekeleri azaltmak için bu kolay ev ilaçlarını mutlaka deneyin.

Dudakta Siyah Lekeler Neden Olur? Nasıl Geçer?

Hafif renk değişikliği, pul pul lekeler veya koyu renkli kabarık benlerle uğraşıyor olsanız da dudaklarınızdaki lekeleri göz ardı etmemelisiniz. Sonuçta, cildinizin sağlığı vücudunuzun sağlığını yansıtır. Siyah lekeler genellikle endişe kaynağı olmasa da, doktorunuzdan teşhis almanız önemlidir. Doktorunuz dudağınızdaki siyah lekelerin altında yatan koşulları kontrol edebilir ve hiçbir şeyin yanlış olmadığından emin olabilirler.

Bu lekelere neyin sebep olabileceği ve tedaviden neler bekleyebileceğiniz hakkında daha fazla bilgi edinmek için okumaya devam edin.

1- Fordyce Anjiyokeratomu:

Dudaklardaki koyu veya siyah noktalar genellikle Fordyce anjiyokeratomundan kaynaklanır. Renk, boyut ve şekil bakımından farklılık gösterebilseler de, genellikle koyu kırmızıdan siyaha ve siğil benzeridirler. Bu lekeler genellikle zararsızdır. Sadece dudaklarda değil, mukus üreten herhangi bir ciltte bulunabilirler. Anjiyokeratomlar genellikle yaşlı insanlarda görülür.

Tedavi seçenekleri

Anjiyokeratomlar genellikle yalnız bırakılabilir. Bununla birlikte, kanserli büyümelere benzeyebilirler, bu nedenle teşhis için doktorunuzu veya dermatoloğunuzu ziyaret etmelisiniz. Doktorunuz bu lekelerin anjiyokeratom olup olmadığını teyit edebilir ve sonraki adımlar konusunda size tavsiyede bulunabilirler.

2- Alerjik reaksiyon:

Son zamanlarda yeni bir ürün kullandıysanız, dudağınızdaki siyah lekelerin nedeni alerjik bir reaksiyon olabilir. Bu tip reaksiyon, pigmentli kontak keilit olarak bilinir. En yaygın keilit nedenleri şunlardır:

  • Ruj veya dudak balsamı
  • Saç boyası (eğer yüzdeki kıllara uygulanırsa)
  • Tahriş edici nikel içerebilen yeşil çay

Tedavi seçenekleri

Siyah noktalarınıza alerjik bir reaksiyonun neden olduğunu düşünüyorsanız, ürünü daha fazla kullanmayın. Güzellik ürünlerinizin son kullanma tarihlerinin geçmediğinden, serin ve karanlık bir yerde saklandığından emin olun. Eski ürünler parçalanabilir, bakteri veya küf üretebilirler böylelikle reaksiyona neden olma olasılıkları daha yüksek olur.

3- Hiperpigmentasyon:

Melazma, yüzünüzde kahverengimsi lekelerin oluşmasına neden olabilen yaygın bir durumdur. Bu lekeler genellikle aşağıdaki alanlarda oluşur:

  • Yanaklar
  • Burun köprüsü
  • Alın
  • Çene
  • Üst dudağınızın üstündeki alan

Önkollarınız ve omuzlarınız gibi güneşe maruz kalan diğer bölgelerde de görebilirsiniz. Melazma kadınlarda erkeklerden daha sık görülür ve gelişiminde hormonlar rol oynar. Aslında, bu lekeler hamilelik sırasında o kadar yaygındır ki, bu duruma “hamilelik maskesi” denir.

Tedavi seçenekleri

Kendinizi güneşten koruyarak melazmanın ilerlemesini önleyebilirsiniz. Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için güneş kremi sürün ve geniş kenarlı bir şapka takın. Melazma zamanla kaybolabilir. Dermatoloğunuz, lekelerin hafifletilmesine yardımcı olmak için cildinize uyguladığınız ilaçları da reçete edebilir.

Melazma ilaçları:

  • Hidrokinon (Obagi Elastiderm)
  • Tretinoin (Refissa)
  • Azelaik asit
  • Kojik asit

Topikal ilaçlar işe yaramazsa, dermatoloğunuz kimyasal peeling, mikrodermabrazyon , dermabrazyon veya lazer tedavisi deneyebilir .

4- Güneş lekeleri:

Dudaklarınızdaki lekeler pullu veya kabukluysa, aktinik keratoz veya güneş lekeleriniz olabilir. Bu noktalar aşağıdaki özelliklere sahip olabilir:

  • Küçük veya 2 cm’den fazla
  • Ten renginiz pembe, kırmızı veya kahverengi
  • Kuru, kaba ve huysuz
  • Düz veya yükseltilmiş

Lekeleri gördüğünüzden daha fazla hissedebilirsiniz.

Dudaklarınıza ek olarak, aşağıdakiler gibi güneşe maruz kalan bölgelerde keratoza yakalanma olasılığınız daha yüksektir:

  • Yüz
  • Kulaklar
  • Kafa Derisi
  • Boyun
  • Eller
  • Önkollar

Tedavi seçenekleri

Aktinik keratoz bir öncü olarak kabul edildiğinden, doktorunuzun lekelere bakması önemlidir. Tüm keratoz aktif değildir, bu nedenle hepsinin çıkarılması gerekmez. Doktorunuz lezyonların muayenesine dayanarak onları en iyi nasıl tedavi edeceğine karar verecektir.

Tedavi şunları içerebilir:

  • Kar cerrahisi ( kriyocerrahi )
  • Lekeleri kazımak veya kesmek
  • Kimyasal peeling
  • Topikal kremler

5- Dehidrasyon:

Yeterince sıvı içmemek veya güneşte, rüzgarda dışarıda olmak dudaklarınızı kurutur ve çatlamaya neden olabilir. Çatlamış dudaklar soyulmaya başlayabilir ve küçük deri parçalarını ısırabilirsiniz. Bu yaralanmalar dudaklarınızda kabuklanma, yara izi ve koyu lekelere neden olabilir.

Tedavi seçenekleri

Her gün en az sekiz bardak su içmeye özen gösterin. Güneşte veya rüzgarda dışarıdaysanız, dudaklarınızı güneş koruyucu içeren dudak balsamı ile koruyun ve dudaklarınızı yalamaktan kaçının. Dudaklarınızı nemlendirdikten sonra dudaklarınız iyileşecek ve koyu lekeler zamanla kaybolacaktır.

6- Demir fazlalığı:

Kalıtsal hemokromatoz adı verilen bir durumunuz varsa, vücudunuz yediğiniz yiyeceklerden çok fazla demir emer ve organlarınızda depolar. Bu, renksiz cilt gibi semptomlara neden olabilir. Aşağıdaki durumlarda vücudunuza demir aşırı yüklenebilir:

  • Çok sayıda kan nakli almak
  • Demir iğneleri vurulmak
  • Çok fazla demir takviyesi almak

Bu tür aşırı demir yüklenmesi, cildinizin bronz veya gri-yeşil bir ton almasına da neden olabilir.

Tedavi seçenekleri

Kanınızdaki ve organlarınızdaki demiri azaltmak için doktorunuz kanınızın bir kısmını boşaltabilir (flebotomi olarak bilinen bir işlem) veya düzenli olarak kan bağışlamanızı isteyebilir. Ayrıca demirin çıkarılmasına yardımcı olacak ilaçlar da reçete edebilirler.

7- B-12 vitamini eksikliği:

Diyetinizde veya takviyelerle yeterince B-12 vitamini almazsanız, cildiniz koyulaşabilir. Bu potansiyel olarak dudaklarınızda koyu lekeler olarak görünebilir.

Tedavi seçenekleri

Hafif bir B-12 eksikliği, günlük bir multivitamin ile veya bu vitamini bol miktarda içeren yiyecekler yiyerek düzeltilebilir. Şiddetli bir B-12 eksikliği, haftalık enjeksiyonlar veya günlük yüksek doz haplarla tedavi edilebilir.

8- Bazı ilaçlar:

Aldığınız bazı ilaçlar, dudaklarınızdaki deri de dahil olmak üzere cildinizin renginde değişikliklere neden olabilir.

Bu ilaç türleri şunları içerir:

  • Klorpromazin ve Antipsikotikler
  • Fenitoin (Phenytek) Gibi Antikonvülsanlar
  • Antimalaryaller
  • Sitotoksik İlaçlar
  • Amiodaron (Nexterone)

Aldığınız belirli bir ilaç hakkında sorularınız varsa eczacınıza danışabilirsiniz.

Tedavi seçenekleri

Cilt renginde ilaçla ilgili değişikliklerin çoğu zararsızdır. Siz ve doktorunuz ilacı almayı bırakabileceğinize karar verirseniz, lekeler muhtemelen kaybolacaktır – ancak her durumda değil. Cilt pigmenti sorunlarına neden olan birçok ilaç da güneş hassasiyetine neden olur, bu nedenle her gün güneş koruyucu uyguladığınızdan emin olun.

9- Diş tedavileri veya diş telleri:

Diş telleriniz, ağız koruyucularınız veya takma dişleriniz tam oturmuyorsa dişetlerinizde veya dudaklarınızda basınç yaraları oluşabilir. Bu yaralar, iltihap sonrası pigmentasyon denilen şeye neden olabilir . Bunlar genellikle daha koyu cilt tiplerine sahip kişilerde görülür. Güneş ışığına maruz kalırsa lekeler koyulaşabilir.

Tedavi seçenekleri

Diş telleriniz veya takma dişleriniz tam oturmuyorsa diş hekiminize veya ortodontistinize gidin. Takma dişleriniz yaralara neden olmamalıdır. Lekelerin koyulaşmaması için güneş koruyuculu dudak balsamı kullanın. Dermatoloğunuz lezyonları hafifletmek için kremler veya losyonlar da reçete edebilir.

10- Hormon bozuklukları:

Düşük dolaşımdaki tiroid hormonu seviyeleri  hipotiroidizm), yüzde lekeli kahverengi bir pigmentasyon olan melazmaya neden olabilir. Yüksek düzeyde tiroid hormonu (hipertiroidizm) de cildinizin koyulaşmasına neden olabilir.

Tedavi seçenekleri

Dengesiz hormonların neden olduğu cilt rengini tedavi etmek için kök sorununu düzeltmeniz gerekir. Doktorunuz belirtileriniz hakkında konuşabilecek ve sonraki adımlar konusunda size tavsiyede bulunabilecektir.

11- Sigara içmek:

Sigaradan gelen ısı doğrudan dudaklarınızdaki cildi yakabilir. Sigara içmek yara iyileşmesini geciktirdiği için bu yanıklar yara izi oluşturabilir. Yanıklar ayrıca, yara iyileştikten sonra geride kalan koyu lekeler olan iltihap sonrası pigmentasyona da yol açabilir.

Tedavi seçenekleri

Dudaklarınızın düzgün bir şekilde iyileşmesini sağlamanın tek yolu sigarayı bırakmaktır. Bırakma seçenekleriniz ve kullanabileceğiniz herhangi bir renk açıcı krem ​​hakkında doktorunuzla konuşun.

12- Kanser:

Dudaklar, cilt kanserleri için sıklıkla gözden kaçan bir bölgedir. En yaygın iki cilt kanseri bazal hücreli karsinom ve skuamöz hücreli karsinomdur . Bunlar genellikle 50 yaş üstü açık tenli erkeklerde görülür. Erkeklerin dudak kanseri geliştirme olasılığı kadınlara göre 3 ila 13 kat daha fazladır ve alt dudağın etkilenme olasılığı yaklaşık 12 kat daha fazladır.

Dudaklarınızdaki lekelerin kanser olabileceğini düşünüyorsanız, bakmanız gerekenler:

Bazal hücreli karsinom ile:

  • Açık yara
  • Kırmızımsı bir yama veya tahriş olmuş alan
  • Parlak bir yumru
  • Pembe bir büyüme
  • Yara izi gibi bir alan

Skuamöz hücreli karsinom ile:

  • Pullu Kırmızı Bir Yama
  • Yüksek Büyüme
  • Açık Yara
  • Kanayan Veya Kanamayan Siğil Benzeri Bir Büyüme

Çoğu dudak kanseri kolayca fark edilir ve tedavi edilir. En yaygın tedaviler cerrahi, radyasyon ve kriyoterapidir. Erken teşhis edildiğinde, dudak kanserlerinin yaklaşık yüzde 100’ü tedavi edilir.

Doktorunuzu Ne Zaman Görmelisiniz?

Dudağınızda nasıl siyah, renksiz veya pullu bir leke olduğundan emin değilseniz, doktorunuza görünün. Hiçbir şey olmayabilir, ama kontrol etmekten zarar gelmez.

Aşağıdaki durumlarda kesinlikle doktorunuzu görmelisiniz:

  • Hızla yayılıyorsa
  • Kaşıntılı, kırmızı, hassas veya kanama varsa
  • Düzensiz bir sınırı varsa
  • Alışılmadık bir renk kombinasyonuna sahipse

Siyah Nokta Maskesi Gerçekten İşe Yarıyor Mu?

Evde hızlı zayıflamanın kolay yolları neler?

Kışın aldığınız kiloları vermede biraz zorlanıyor olabilirsiniz. Bazı kiloları vermek biraz zaman ve sabır ister. Yaz aylarını daha fit bir şekilde ve enerji dolu geçirmek istiyorsanız, spor salonuna gidecek zamanınızda yoksa evde uygulanacak bazı yöntemler sayesinde zayıflamak mümkün, öncelikle disiplinli ve tutarlı davranmanız gerekiyor. Ayrıca pes edip geri adım atmamalısınız. İşte evde zayıflamanın pratik yolları..

Evde Kolay Nasıl Zayıflanır?

Kahvaltıyı atlamayın:

Kahvaltıyı atlamak kilo vermenize yardımcı olmaz. Temel besin maddelerini kaçırabilir ve aç hissettiğiniz için gün boyunca daha fazla atıştırma yapabilirsiniz.

Bol bol su tüketin:

Klasik yöntemlerden birisi gün içinde bol bol su içmektir. Yemeklerden önce – bardak su içmek midenizin bir kısmını dolduracak ve yemek esnasında fazla yemek yemenizi engelleyecektir. Suyu biraz daha lezzetli bir hale getirmek için içerisine tarçın, limon, zencefil, taze nane ya da elma dilimleri koyabilirsiniz.

Sabahları güne limonlu ya da sirkeli su içerek başlayın:

Sabahları uyandığınızda yapacağınız ilk şey limonlu veya sirkeli su içmek olsun. Metabolizmanızın hızlanması ve vücudunuza gerekli olan C Vitaminini almanız için unutmamanız da fayda var.

Ara öğünlerde mutlaka taze meyve tüketin:

Ara öğünlerde kuru meyve yerine taze meyve tüketmeye çalışın. Kuru meyveler tabi ki de lezzetliler fakat kalori ve şeker oranları taze meyvelerden çok daha fazladır. Mevsimine göre meyveleri tercih edebilirsiniz. Kiraz, çilek ve kayısı gibi…. evde otururken acıktığınız ı hissettiğinizde teze meyvelerden az miktarda atıştırabilirsiniz. Taze meyve atıştırmalıkları ile açlığınızı yatıştıracak ve enerji depolayacaksınız. Taze meyve tüketirken fazladan kaloride almamış olacaksınız. Ancak taze meyveleri de tüketirken adet ve oranlarına dikkat etmek gerekir.

Asansör yerine merdivenleri kullanın:

Zayıflamak hiç de zor değil emin olun. Spor salonlarında harcadığınız enerji ve performansın daha da fazlasını merdivenleri kullanarak sağlaya bilirsiniz. Sabah ve akşam işe ve eve gidip gelirken yürümek ve asansör yerine merdiven inip çıkmak fazlaca kalori yakmanızı sağlar. Merdivenleri kullanmak basenleri eritmek ve kas kütlenizi arttırmak için de oldukça faydalıdır.

Bitter çikolata tüketin:

Gün içinde canınız tatlı atıştırmalıklar isterse bitter çikolata yiyebilirsiniz. Diğer kek, pasta, sütlü çikolatalar gibi atıştırmalıklar önerilmiyor.

Sabahları yatakta mekik çekin:

Evde zayıflamak isterken yapılacaklar listenize mekik çekmeyi mutlaka eklemelisiniz. Egzersiz yapmak zayıflama günlüğünüzün bir parçası olmak zorunda, uyanır uyanmaz ilk işiniz dayanma gücünüze göre 10 ya da 15 adet mekik çekin. İlerleyen zamanlarda bu sayıyı arttırabilirsiniz.

Her yemeğin yanına mutlaka büyük kâse salata ekleyin:

Öncelikle porsiyonlarınızı küçültmelisiniz. Yemek sırasında asla ikinci bir tabağı yemeyi asla aklınızdan bile geçirmeyin. Küçük bir porsiyon yemek ve yanında bol bol salata yiyebilirsiniz. Salatanıza aşırı sos tavsiye edilmiyor ancak bir yemek kaşığı zeytin yağı ve bol limon ve sirke ekleyerek tüketebilirsiniz.

Bol protein ve lif içerikli atıştırmalıklar tüketin:

Zayıflama süreci sadece az yemekle olmuyor. Az yemek değil de yemekleri ne kadar tükettiğinizdir önemli olan. Zayıflama döneminde bol protein içerikli gıdalar tüketmeniz tokluk sürenizi uzatır. Lif içerikli gıdalar ise sindirim sisteminizi hızlandırır.

Yiyecekleri yasaklamayın:

Kilo verme planınızdaki yiyecekleri, özellikle de sevdiğiniz yiyecekleri yasaklamayın. Yiyecekleri yasaklamak sadece onları daha çok istemenize neden olur. Günlük kalori planınız dahilinde kaldığınız sürece, ara sıra yapılan tedaviden zevk alamamanız için hiçbir neden yoktur.

Abur cubur stoklamayın:

Fazla ve sağlıksız beslenmeyi önlemek için evde çikolata, bisküvi, cips ve şekerli gazlı içecekler gibi abur cubur stoklamayın. Bunun yerine meyve, tuzsuz pirinç kekleri, yulaflı kekler, tuzsuz veya şekersiz patlamış mısır ve meyve suyu gibi sağlıklı atıştırmalıkları tercih edin.

Hidrosefali belirtileri neler, kendiliğinden geçer mi?

Nörolojik ve kronik rahatsızlıklar arasında yer alan hidrosefali, her yaş grubunda görülebilmektedir. Hidrosefali hastalığının tedavisi aksatıldığı zaman ölümle sonuçlanabilmektedir. İlaçla tedavisi mümkün olmayan hidrosefaliye tanı konulduğu zaman cerrahi müdahaleye gereksinim duyulsa da günümüzde geliştirilmiş olan ve cerrahi müdahaleye kıyasla çok daha az risk içeren alternatif tedavi yöntemleriyle de tedavisi yapılabilmektedir. Teknolojik gelişmeler sonucunda hidrosefali tedavisinde kullanılan endoskopik yöntem, hidrosefali hastalığının klasik cerrahi operasyonlarına kıyasla daha kısa sürdüğü gibi daha az tahribatla uygulanabilmektedir.

Hidrosefali Hastalığı Nedir?

Beyin omurilik sıvısındaki miktar ve basınç arttığı zaman hidrosefali hastalığı gelişmektedir. Hidrosefali, anne karnındaki ve yenidoğan bebekler dahil her yaş grubunda görülebilmektedir. Hidrosefali hastalığında omurilikte biriken sıvı beyne baskı yaptığından dolayı birçok sağlık problemi görülebilmektedir. Hidrosefali hastalığına bağlı olarak beyinde oluşan hasarlar çocuk ve yetişkinlerde fiziksel ve zihinsel problemlere neden olabilmektedir.

Hidrosefali Nedenleri Nelerdir?

Doğuştan ya da sonradan gelişebilen hidrosefalinin görülme nedenleri birbirinden tamamen bağımsız faktörler olabilmektedir. Hidrosefali hastalığının gelişme nedenleri arasında travmalar, kafa içerisindeki kanamalar, felç, menenjit, merkezi sinir sisteminde enfeksiyon gelişmesi, kanın pıhtılaşması, beyin tümörleri ve doğumsal faktörler dikkat çekmektedir.

Yetişkinlerin yanı sıra çocuklarda da görülebilen hidrosefali hastalığına genellikle travmalar, kafatası yaralanmaları ve çeşitli hastalıklar neden olmaktadır. Yaşın ilerlemesiyle görülen enfeksiyonlarda hidrosefali hastalığının ön plana çıkan nedenleri arasındadır. Hidrosefali hastalığı görülen vakaların genelinde hidrosefali rahatsızlığına neyin neden olduğu tespit edilemezken, yaşın ilerlemesiyle birlikte görülen diyabet, kalp ve damar hastalıklarının hidrosefali rahatsızlığını tetiklediği değerlendirilmektedir.

Prematüre dünyaya gelen bebeklerde hidrosefali, beyindeki problemlerin omurilik sıvısının akışına etki etmesi sonucunda görülmektedir. Doğuştan gelişen hidrosefaliye ise neyin neden olduğu henüz tam olarak tespit edilemedi. Hidrosefaliye gen mutasyonlarının yanı sıra çok nadir rastlanan Dandy Walker gibi genetik bozukluklarda yol açabilmektedir.

Hidrosefalinin Belirtileri Nelerdir?

Hidrosefali hastalığında görülen belirtiler, hastalığın tipinin yanı sıra yaşa göre de değişmektedir. Hidrosefali yenidoğanlarda ve bebeklik çağında kendisini baş büyümesi ile belli ederken, yetişkinlerde ise şiddetli baş ağrısı ve kusma gibi belirtiler görülmektedir.

  • Hidrosefali hastalığının bebeklerde görülen diğer belirtileri ise şöyledir;
  • Saç derisinden fark edilen ince damarlar
  • Kusma
  • Mide bulantısı
  • Kafatasında büyüme
  • Çoğunlukla ayaklarda kas spazmları görülmesi
  • Bebeğin bıngıldağında şişlikler oluşması
  • Çocuklarda ve yetişkinlerde görülen hidrosefali belirtileri ise şöyledir;
  • Kusma
  • Baş ile boyun bölgesinde hissedilen ağrı
  • Mide bulantısı
  • Görme kaybı
  • Yürümede güçlük çekme
  • Sürekli uyku hali
  • Zihinsel sorunlar

Hidrosefali ileri yaş gruplarında görüldüyse yukarıda belirtilen belirtilere ilave olarak hafıza problemleri, aniden düşmek ve idrarı tutamamak gibi semptomlara rastlanmaktadır. Hidrosefali hastası sabit durduğunda ya da beyin sıvısının boşalmasına mani olan yatay pozisyondayken daha belirgin şekilde hissedilmektedir. Sabah uykudan kalkıldıktan sonra günün ilk saatlerinde ve gün içerisinde oturulan zamanlarda baş ağrısı şiddetlenerek kronik hale gelebilmektedir.

Hidrosefali Kendi Kendine Geçer Mi?

Hidrosefali rahatsızlığından mustarip olan kişiler sıklıkla Hidrosefali kendi kendine geçer mi? diye araştırma yapmaktadırlar. Hidrosefali, beyin fonksiyonlarının basınca bağlı olarak bozulduğu bir beyin durumudur. Kendi kendine geçmez ve özel tedavi gerektirir. Hidrosefali, beynin derinliklerindeki boşluklarda beyin omurilik sıvısının (BOS) birikmesinden kaynaklanır . Bu boşluklara karıncık denir. Fazla BOS, ventriküllerin boyutunu artırarak beyin üzerindeki baskıyı artırır, beyin dokularına zarar verir ve beyin fonksiyonlarının bozulmasına neden olur. Hidrosefali her yaşta ortaya çıkabilir, ancak en sık 60 yaş üstü yetişkinlerde ve bebeklerde görülür. Hidrosefali, genellikle semptomları yönetmek, beyindeki normal BOS seviyelerini eski haline getirmek ve komplikasyonları en aza indirmek için birden fazla terapi gerektiren tedaviler uygulanır.

Hidrosefali Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Hidrosefali rahatsızlığının ilaçla tedavi edilmesi imkansızdır. Hidrosefalinin çok ciddi sağlık problemlerine neden olmaması için tanı konmasından hemen sonra cerrahi operasyonla tedavisi yapılmalıdır.

1960’lı yıllardan bu tarafa hidrosefali hastalığının tedavi edilmesinde şant olarak adlandırılan yöntem yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemde, beyin omurilik sıvısının beyinden alındıktan sonra genellikle karın boşluğuna, bazen de vücuttaki diğer boşluklara sürekli boşaltımını sağlayan ince bir tüp cildin altına yerleştirilmektedir. Hastaya genel anestezi yapıldıktan sonra gerçekleştirilen bu cerrahi operasyonda şant tüpünün bir ucu beyne, diğer ucu da sıvının beyinden uzaklaşmasını sağlayacak göğüs bölgesine veya karın boşluğuna takılmaktadır.

Klasik şant operasyonu etkin bir tedavi yöntemi olmasına rağmen enfeksiyon, tıkanma, beyin omurilik sıvısının az veya fazla boşalması ile hastanın şanta bağımlı yaşamak zorunda kalması gibi problemleri de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle de hastaya takılan şantın kontrolünün düzenli yapılması çok önemlidir. Bazı vakalarda ise bu problemlerden kaynaklı tekrarlayan operasyonlar yapılmaktadır.

Hidrosefalide Endoskopik Tedavi Yöntemi (EVT)

1990’lı yılların başından başlayarak günümüze kadar kullanılan endoskopik tedavi yöntemi, bazı dezavantajlar içeren şant operasyonuna alternatif bir tedavi yöntemidir. Hidrosefali hastalığında endoskopik tedavi günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır. Şant kullanılmayan bu yönteme endoskopik üçüncü ventrikülostomi veya aquoduktoplasti de denilmektedir. Bu yöntemde, şant kullanılmadan beyin omurilik sıvısının dolaşım yollarındaki tıkanıklık giderilmektedir. Bu tedavi yönteminin uygulanması için gerçekleştirilen operasyonda 1-2 cm uzunluğunda cilt kesisi açılmaktadır. Kafatasında 8 mm genişliğinde bir delik açılarak bu delikten ışıklı kamera yani endoskop sayesinde üçüncü karıncık bölgesi görüntülenmektedir. Üçüncü karıncığın alt kısmı beyincik ve omurilik sıvısının dolaşım kanallarından biridir. Bu bölge tıkandığı zaman beyin veya omurilik sıvısının akışkanlığı engellendiğinden sıvı bu bölgede toplanmaktadır. Endoskopik yöntemde ise bu tıkanıklık giderilmekte, giderilemediği takdirde açılan yeni yolla biriken sıvının boşalması sağlanmaktadır.

Endoskopik yöntem, şant operasyonuyla kıyaslandığı zaman büyük avantajlar içerse de endoskopik yöntemde bir takım riskler içermektedir. Sıvının boşaltılması in operasyonla açılan açıklık çok nadir de olsa kapanabilmektedir. Yine bazı vakalarda enfeksiyon, yüksek ateş ve kanama gibi ciddi sağlık problemleri görülebilmektedir.

Ortalama yarım saat süren endoskopik operasyondan sonra hasta 1-2 gün hastanede yatarak tedavi görmekte, sonrasında ise taburcu edilerek evine gönderilmektedir.

Endoskopik Yöntem Hangi Hastalara Uygulanır?

Endoskopik yöntemin her hidrosefali hastasına uygulanması mümkün değildir. Beyin ve omurilik sıvısının akışkanlığını engelleyecek tıkanıklığın olmadığı vakalar ile genellikle 1 yaşın altında olan bebeklere endoskopik yöntemin uygulanması çok fazla tercih edilmez. Özellikle 6 ayını doldurmamış bebeklerde cerrahi operasyondan komplikasyon gelişme riski yetişkinlere kıyasla çok fazladır.

Daha önce cerrahi operasyonla şant takılan, şantta sorun yaşadığı için tekrar operasyon geçiren vakalara uygulanarak hastanın şanttan kurtulması amaçlanmaktadır. Yine hastada şant enfeksiyonu geliştiği zaman bu enfeksiyon giderilmeden yeni şant takılması mümkün değildir. Endoskopik yöntemde enfeksiyon gelişse dahi bu enfeksiyon devam ederken endoskopik işlem yapmak mümkündür. Bu sayede sıvı birikmesi engellendiğinden hasta, bu sıvıdan kaynaklı olumsuzluklara maruz kalmamaktadır.

Endoskopik Yöntemin Tercih Edilmesinin Nedenleri?

Şant tedavisinin tam tersine endoskopik yöntem fizyolojik bir tedavi yöntemi olarak değerlendirilmektedir. Bu, beyinde ve beyin omurilik sıvısının yapısında herhangi bir değişikliğe mahal vermeden normal akışın sağlanması anlamına gelmektedir. Bu nedenle hidrosefali hastalığının tedavisinde ilk olarak endoskopik yöntem tercih edilmelidir.

Endoskopik yöntemin en önemli iki avantajı şant operasyonuna kıyasla tahribatın çok az ve enfeksiyon riskinin de çok düşük olmasıdır. Şant operasyonu geçiren vakaların yüzde 15’i yaşadığı çeşitli sorunlardan dolayı şantın değiştirilebilmesi için yeniden operasyon geçirmektedir. Bu ise enfeksiyon riskinin artmasına neden olmaktadır. Şantta yaşanan problemlerden dolayı sürekli tekrarlayan operasyonlara gerek kalmaması ve şanta göre maliyetinin çok düşük olmasından dolayı endoskopik yöntem tercih edilmelidir.

Hidrosefali Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Tedavi edilmediğinde hidrosefali, zihinsel işlevlerde bozulma, görme bozuklukları, yürüme güçlüğü, inkontinans ve azalmış bilinç durumu ile sonuçlanır.

Tedavi Olmadan Hidrosefali ile Ne Kadar Yaşanabilir?

Tedavi edilmemiş hidrosefalide sağkalım oranı oldukça zayıftır. Etkilenen hastaların yaklaşık %50’si üç yaşından önce ölmekte ve yaklaşık %80’i de yetişkinliğe ulaşmadan ölmektedir. Tedavi , iki vaka çalışmasında % 89 ve %95 sağkalım ile, tümörlerle ilişkili olmayan hidrosefalinin sonucunu önemli ölçüde iyileştirir.

Hidrosefali Olan Bir Kişi Ne Kadar Yaşayabilir?

Hidrosefali ve ilişkili tedavi için ölüm oranı %0 ila %3 arasında değişmektedir. Bu oran, büyük ölçüde takip bakımının süresine bağlıdır. Şant olayı olmadan sağkalım 12 ayda yaklaşık %70’dir ve ameliyat sonrası 10 yılda bunun neredeyse yarısıdır.

Hidrosefali Hastalığı Engel Sayılır Mı?

Hidrosefali için otomatik olarak engellilik elde edemezsiniz, çünkü Sosyal Güvenlik’in listelenen bozuklukların sakatlık oranı cetvelinde özel olarak listelenmiş bir durum değildir. Ancak hidrosefali veya hidrosefali arkasındaki nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilecek bozukluklara bağlı olarak, durumunuzun “karşılayabileceği” veya “eşit” olabileceği çeşitli sakatlık listeleri vardır:

Nörobilişsel bozukluklar. Hidrosefali, bir şeyleri ve ruh halinizi düşünme veya hatırlama yeteneğinizde değişikliklere neden olabilir. Nörobilişsel bozukluklar için engellilik listesi, IQ’nuzda bir düşüş veya zihinsel veya bilişsel yeteneklerinizde düzenli olarak işlev görme yeteneğinizi büyük ölçüde etkileyen değişiklikler yaşadıysanız geçerli olabilir.

Omurilik bozuklukları. Hidrosefalisi bir omurilik yaralanması veya tümörü ile ilişkili olan bazı engelli başvuru sahipleri, omurilik bozuklukları için nörolojik liste altında onay alabilirler .

Felç. Hidrosefali vücudun herhangi bir yerinde motor fonksiyon kaybına neden olabilir. Santral sinir sistemi vasküler olayları için engellilik listesi, konuşma sorunlarına veya yürümede veya kollarınızı ve ellerinizi kullanmada güçlüklere neden olan hidrosefaliden kaynaklanan beyin hasarınız varsa geçerli olabilir.

Epilepsi. Hidrosefali epilepsinin yaygın bir nedeni olmasa da şantlar nöbetlere neden olabilir. Ayda en az bir kez bilinç kaybıyla birlikte nöbet geçiriyorsanız, gün içinde işlev görme yeteneğinizi etkileyen gece nöbetleri geçiriyorsanız veya haftada en az bir kez günlük faaliyetlerinizde önemli düzeyde kesintiye neden olan nöbetler geçiriyorsanız, epilepsi engellilik listesi geçerli olabilir.

Beyin travması. Serebral travma için engellilik listesi, yukarıda belirtilen listelerdeki kriterleri kullanır ve hidrosefalinin neden olduğu bozukluklar için geçerli olabilir.

Baş ve boyundaki yumuşak doku tümörleri . Hidrosefali bazen beyindeki tümörlerden kaynaklanır. Beyin tümörleri listesi, ameliyat edilemeyen, tedaviye yanıt vermeyen veya vücudun diğer bölgelerine yayılmış tümör(ler)iniz varsa geçerli olabilir.

Beyinde Sıvı Birikmesi Hidrosefalinin Endoskopik Tedavisi

Lezzetli aşure yapmanın püf noktaları neler?

Aşure Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir. Geleneksel olarak, insanlar bunu komşularla paylaşmak için yapar. Bu şekilde her birinin aşure tarifi hakkında bir fikri vardır. Bu günlerde kapı zilinizin çalınması ve elinde kase ile bir komşu görmeniz çok sıradan. Peki herkesin bir fikrinin bulunduğu aşure nasıl daha lezzetli yapılır. İşte lezzetli aşure yapmanın püf noktaları.

Lezzetli Aşure Nasıl Yapılır?

  • Öncelikle aşurelik buğdayın iyi bir derecede pişip kıvamlı olabilmesi için 1 gün öncesinde akşamdan suda bekletilmesi gerekir. Suda yumuşamış olan buğdaylar, aşurenin kıvam almasını kolaylaştırıp pişme süresini de kısaltarak zamandan tasarruf ettirmektedir.
  • Aşurenin içine konulacak olan fasulye ve nohutun da 1 gece önceden suda bekletilmesi gereklidir. Böylelikle hem bakliyatların gazı alınmış olur hem de yerken mideye herhangi bir rahatsızlık vermez.
  • Aşurenin renginin açık ve berrak olması için bakliyat ile tahılın haşladıktan sonra süzülmesi önem gösterilmesi gereken bir durumdur. Eğer malzemeler haşladıktan sonra güzel bir biçimde süzülür ise aşurenin içindeki tüm malzemeler tek tek ayırt edilebilir.
  • Aşure tenceresine eklenecek olan incir, kuru kayısı ve üzümün de kaplar içinde bir miktar suda bekletilmesi, aşurenin renginin koyulaşmasına engel olacaktır. Aşurenin rengini bir miktar koyulaştırma özelliğine sahip olan incir, aşureye son aşamada eklenmelidir. İnciri daha öncesinden eklemiş olanlar, aşure tenceresinin içerisine belli bir miktar süt eklerse aşurenin rengi açılacaktır. Yine kıvam vermek amacıyla da aşureye süt eklenebilir. Ayrıca bu adımlar uygulandığında, katılan malzemeler aşurenin içerisinde yumuşak bir kıvam alacaktır. *Aşurenin bol malzeme ve bolca su isteyen bir tatlı olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle pişirme tenceresi mümkün olabildiğince büyük boy bir model olarak seçilmelidir.
  • Aşureye karanfil eklemek isteyenler, aşureyi pişirmeden evvel birkaç tane karanfili 1 fincan suda kaynatıp suyunu ekleyebilirler.
  • Aşure mümkün olduğunca kısık ateşte yapılmalıdır. Çünkü kısık ateşte ağır ağır pişen aşure, çok daha lezzetli bir tat alacaktır.

Aşurenin Kıvamı Çok Katı Olursa Ne Yapılmalı?

Piştikten sonra kıvamı yoğunlaşan bir tatlı olan aşurenin, bu sebepten dolayı tam ayarında pişirilip ocaktan alınması lezzetli aşure yapmanın olmazsa olmazlarındandır. Ancak koyulaştığı durumlarda aşure ocağın üzerine yeniden alınmalı ve içerisine yoğunluğunu açacak kadar bir miktar su ilave edilerek tekrar kaynamaya bırakılmalıdır. Eğer lezzet kaybı yaşanır ise ayrıyeten şeker de ilave edilebilir. Kaynama süresi olarak suyun aşure ile bütünleşene kadar pişirilmesi yeterli olacaktır. Kıvam alınca altı kapatılarak servis yapılabilir.

Lezzetli Aşure Tarifi Video

Aşure Nasıl Yapılır? Lezzetli Aşure Tarifinin Püf Noktalar

Dünyanın en kolay suffle tarifi

Etimek Tatlısı Tarifi

Locoderm krem yüze, göz çevresine, vajinaya sürülür mü?

Orta kuvvette bir kortikosteroid olan Locoderm krem genelde dermatit, egzama, alerji, döküntü, alerjik bozukluklar, akciğer bozuklukları gibi çeşitli hastalıkları tedavi etmekte kullanılır. Kremi kullanmadan önce doktorunuza danışmanız ve kullanım konusunda tavsiyeler almanız çok önemlidir.

Locoderm Krem Nedir?

15 gram ve 30 gramlık tüplerde satılan Locoderm krem beyaz renge sahip homojen bir kremdir. Locoderm krem nedir birçok kişi tarafından net olarak bilinmemektedir. Alerjik reaksiyonlar nedeni ile oluşan kaşıntı, kızarıklık, şişlik gibi sorunları geçiren Locoderm krem cilt hastalıklarında etkilidir. Locodermin etken maddesi hidrokortizon butirattır.

Locoderm Ne işe Yarar?

Locoderm kremin ne olduğundan bahsettikten sonra şimdi de Locoderm ne işe yarar konusuna değinelim. Çeşitli cilt hastalıklarını tedavi eden Locoderm krem son derece etkilidir. Bu nedenle birçok uzman tarafından hastalara önerilmektedir. Locoderm kremin faydası sırasıyla şu şekildedir:

  • Alerjik rahatsızlıklara iyi gelir.
  • Dermatolojik hastalıkların etkilerinde kullanılır.
  • Egzamaya iyi gelir.
  • Sedef hastalığına iyi gelir.
  • Şişlik, kızarıklık ve kaşıntıyı azaltır.

Locoderm Açık Yaraya Sürülür Mü?

Her kremde merak edildiği gibi Locoderm açık yaraya sürülür mü sorusu da birçok kişi tarafından Google da araştırılmaktadır. Locoderm krem açık yaralar için uygun değildir.

Locoderm Krem Bebeklerde Kullanılır Mı?

Locoderm krem kortizon içerdiği için bebeklerde kullanılmamalıdır. Çocuklarda ise sınırlı alanlarda kısa süreli kullanılabilir. Ancak kullanmadan önce kesinlikle doktorunuza danışmalısınız.

Locoderm Krem Basura İyi Gelir Mi?

Locoderm krem basur yani hemoroid için uygun olan bir krem değildir. Basur için doktorunuza danışarak etkili bir ilaç yazdırabilirsiniz.

Locoderm Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Locoderm krem yalnızca cilt yüzeyinde kullanılmalıdır. Doktorunuza danışmadan yüzünüzde, genital bölgenizde ve kasıklarınızda kullanmayın.

Locoderm Krem Göz Çevresine Sürülür Mü?

Locoderm kremi kullanırken çok dikkat edilmelidir. Krem ile ilgili özellikle Locoderm krem göz çevresine sürülür mü sorusu merak edilmektedir. Bu krem gözlere ya da göz kapaklarına kesinlikle uygulanmamalıdır.

Locoderm Gözaltı Morluklarına İyi Gelir Mi?

Locoderm kremin gözaltı morluklarına iyi geldiği ile ilgili herhangi bir bilgi içeriğinde bulunmamaktadır. Bu nedenle gözaltında kullanmamanız önerilir. En doğru bilgi için doktorunuza danışabilirsiniz.

Locoderm Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

İçeriğindeki etken maddeler bebek için risk teşkil edeceğinden hamilelik döneminde Locoderm krem kullanılması önerilmemektedir.

Locoderm Krem Vajinaya Sürülür Mü?
Locoderm Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Locoderm Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Locoderm krem kortizonlu bir krem olduğu için vajinaya sürülebilir. Ancak kremin miktarının az olmasına dikkat edilmelidir.

Locoderm Mantara İyi Gelir Mi?

Locoderm krem mantara iyi gelir mi sorusu mantar hastalığını çok sık yaşayanlar için önem teşkil etmektedir. Ancak Locoderm krem mantara iyi gelmez. Bunun için uygun kremin doktor tavsiyesi ile kullanılması gerekir.

Locoderm Merhem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Birçok kişinin yaşadığı önemli sorunlardan biri de sivilcelerdir. Bazen ergenlik döneminde çıkan sivilceler sonradan kaybolur. Ancak bazen sivilceler uzun süre geçmez ve kişiye rahatsızlık verir. Bu durumda bir cildiye doktoruna giderek uygun tedaviye başlanmalıdır. Locoderm krem sivilce tedavisinde kullanılmamaktadır.

Locoderm Pişik İçin Kullanılır Mı?

Locoderm krem pişik tedavisinde etkili bir kremdir. Ancak kullanım miktarının az ve kullanım süresinin kısa olmasına dikkat edilmelidir.

Locoderm Uçuk İçin Kullanılır Mı?

Locoderm krem uçuk için kullanılmamaktadır.

Locoderm Vajinaya Sürülür Mü?

Locoderm krem vajinal mantar enfeksiyonlarını kısa sürede tedavi eder. Bu krem vajinaya sürülür. Ancak kremi çok fazla almadan ve vajina içine çok sürmeden kullanmalısınız.

Locoderm Yüze Sürülür Mü?

Locoderm krem yüz bölgesine ince tabaka halinde sürülebilir.

Locoderm Yanık İçin Kullanılır Mı?

Locoderm krem güneş yanıklarında kullanılabilir.

Locoderm Fiyatı ve Kullananların Yorumları

Mantazol krem vajinal mantara, pişiğe, egzamaya iyi gelir mi?

Orta-kuvvetli bir kortikosteroid olan Mantazol krem, birçok farklı cilt hastalığına iyi gelmektedir. Reçeteli-reçetesiz olarak eczanelerden alınabilen Mantazol kremi doktor önerisi ile kullanmanız tavsiye edilir. Aksi takdirde yanlış kullanım nedeni ile rahatsızlığınız daha da ilerleyebilir.

Mantazol Krem Nedir?

Deri hastalıklarında kullanılan Mantazol krem deri üzerine uygulanmaktadır. Kremin ana etken maddesi izokonazol nitrattır. Birçok kişi Mantazol krem nedir detaylı bilmemektedir. Mantazol krem döküntü, alerji, dermatit, tahriş, cilt iltihabı gibi hastalıkları tedavi etmektedir. Ancak etkileri sadece bunlarla sınırlı değildir. Mantazol krem deri kalınlaşması, böcek ısırığı, güneş yanığı, saç derisinde meydana gelen sedef hastalığı, cilt iltihabı, mantar, genital bölge mantarı gibi çok çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Bu nedenle çok yönlü krem olarak bilinmektedir.

Mantazol Krem Ne İşe Yarar?

Mantazol krem topikal kortikosteroidler arasında yer almaktadır. İlacı kullanmadan önce etken maddesine alerjiniz olup olmadığını doktorunuz ile görüşmelisiniz. Bu sayede olası sorunların önüne geçmiş olursunuz. Mantazol krem ne işe yarar sorusuna birçok cevap verilebilir. Kremin sağladığı genel faydaları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Kaşıntı belirtilerini hafifletmeye yardımcı olur.
  • Egzamaya iyi gelir.
  • Dermatit ve cilt döküntülerine iyi gelir.
  • İltihaplı cilt mantarlarını tedavi eder.
  • Mantarların üremesini durdurur.
  • Atopik dermatite iyi gelir.
  • Saçlı bölgede oluşan pullanma ve kepeklenme ile ilerleyen mantarlara iyi gelir.
  • Güneş yanığı ve pişiğe iyi gelir.
  • Arı sokması ve böcek ısırığına iyi gelir.

Mantazol Krem Günde Kaç Kere Kullanılır?

Mantazol krem günde kaç kere kullanılır bilmiyorsanız öncelikle doktorunuza danışmalısınız. Doktorunuzun önerdiği şekilde ve dozda kullanmanız daha doğrudur. Ancak doktor tarafından herhangi bir kullanım önerisi yapılmadıysa, günde 2 kez kremi kullanabilirsiniz. Hastalığın iyileşme durumuna göre iki hafta kadar kullanılabilir.

Mantazol Krem Nasıl Uygulanır?

Mantazol kremi yalnızca cilt üzerinde kullanmalısınız. Doktor tarafından önerilmeden koltuk altında ya da yüz bölgenizde asla kullanmayın. Kremi elinize almadan önce ellerinizi sabunlu su ile yıkayın ve temizleyin. Daha sonra yaranın olduğu bölgeyi kurulayın ve kremi ince bir tabaka halinde sürün.

Mantazol ve Travazol Aynı Mı?

İsimlerinin yakın olması nedeni ile birçok kişi Mantazol ve Travazol aynı mı karıştırmaktadır. Her iki krem de temelde egzama, kaşıntı ve kızarıklık gibi deri hastalıklarını tedavi etmede kullanılmaktadır. Aynı krem olmasa da birbirlerinin muadili olarak kullanılmaktadırlar.

Mantazol Kremi Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Mantazol kremi emziren anneler kullanabilir. Ancak göğüs ucuna sürülmemesi gerekmektedir. Kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Mantazol Krem Vajinal Mantara İyi Gelir Mi?
Mantazol Krem Vajinal Mantara İyi Gelir Mi?

Mantazol Krem Vajinal Mantara İyi Gelir Mi?

Mantazol lrem vajinal mantara iyi gelir mi en merak edilen sorulardan biridir. Mantazol krem vajinal mantar hastalıklarında kullanılmaktadır. Ancak vajinanın direkt içine sürülmemelidir. Vajinanın iç ve dış kısımlarına sürülebilir.

Mantazol Krem Genital Bölgede Nasıl Kullanılır?

Genital bölgede kullanılabilen Mantazol kremi kullanmadan önce doktorunuza danışmalısınız. Doktorunuzun önerdiği şekilde genital bölge mantarlarında bu kremi kullanarak etkili sonuçlar alabilirsiniz.

Mantazol Krem Vajina İçine Sürülür Mü?

Mantazol krem direkt olarak vajina içine sürülmez. Mantar olan vajinanın dış kısmına ve iç bölgesine çok geçmeden sürebilirsiniz.

Mantazol Krem Dudağa Sürülür Mü?

Uçukları kısa sürede iyileştirme özelliği olan Mantazol krem dudağa rahatlıkla sürülebilir. Ancak her ihtimale karşı öncelikle doktorunuza danışmalısınız.

Mantazol Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?
Mantazol Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Mantazol Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Çeşitli cilt hastalıklarını kısa sürede tedavi eden Mantazol krem egzamaya iyi gelir mi merak edilmektedir. Mantazol krem egzama hastalığını tedavi etmek için kullanılabilir. Doktorunuzun önerdiği doz ve şekilde egzama olan bölgede bu kremi kullanabilirsiniz.

Mantazol Krem Gebelikte Kullanılır Mı?

Hamilelik döneminde kullanılan her ilaç ya da kremin bebeğe zarar verme ihtimali olabilir. Hamilelerin kullanabileceği ilaçlar ve kremler mevcuttur. Bunun için doktorunuzla görüşmeniz çok daha doğru olacaktır. Doktorunuzdan onay almadan Mantazol kremi hamilelik döneminde kullanmayın.

Mantazol Krem Pişiğe İyi Gelir Mi?

Özellikle küçük bebekleri olan anneler Mantazol krem pişiğe iyi gelir mi öğrenmek istemektedirler. Bu krem pişiğe iyi gelmektedir. Doktorunuzun önerdiği şekilde kullanabilirsiniz.

Mantazol Yüze Sürülür Mü?

Mantazol krem doktor önerisiyle ince bir tabaka halinde yüze sürülebilir. Ancak gözlerle kesinlikle temas ettirilmemelidir.

Mantazol Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Doktor tavsiyesi ile uçuk tedavisinde kullanılabilir.

Mantazol Krem Fiyatı ve Kullanıcı Yorumları

Bepanthol krem ne işe yarar, faydaları nelerdir?

Bepanthol krem ne işe yarar herkes tarafından bilinmelidir. Bepanthol krem, cildi gençleştiren, tahriş ve kuruluktan koruyan nemlendirici bir kremdir. İçeriğindeki %5 Provitamin B5, cildin yenilenmesine katkıda bulunur ve cildi derinlemesine nemlendirir. Bepanthol krem , güneşe maruz kaldıktan sonra, tıraştan sonra hafif tahrişler için idealdir, ayrıca şiddetli soğuk, hava vb. gibi şiddetli hava koşullarında kuruluk hissini önemli ölçüde azalttığı için idealdir. Hafif dokusu kolayca emilir, serinlik ve canlanma hissi bırakır. Bepanthol krem dermatolojik olarak test edilmiştir, günlük kullanıma uygundur.

Bepanthol Krem Ne İşe Yarar?

Bepanthol krem ne işe yarar? Her evde bulunan ve birçok cilt problemini çözmek için kullanılan Bepanthol krem yumuşak yapısı ve hoş kokusuyla da sıklıkla tercih edilmektedir. Genellikle kesik, sıyrık, ve yanıklardan kaynaklanan cilt tahrişlerinde kullanılır ancak emziren annelerde oluşan meme ucu çatlakları sorununun çözümünde de etkilidir.

Öte yandan cerrahi yaraların tedavisine ve hastanede yatan hastaların vücudundaki bası yaralarının tedavisine yardımcı olur. Nemlendirici özelliklerinin yanı sıra iyileştirici ve yenileyici özelliklere de sahiptir. Vücudun hemen her yerinde güvenle kullanılabilen Bepanthol krem, en pahalı kozmetik kremlere göre çok daha etkili cilt gençleştirme ve dayanıklılığı ile öne çıkmaktadır.

Bepanthol Krem Nasıl Kullanılır?

Uygulama alanını uygun bir temizleme solüsyonu ile temizledikten sonra tonik olarak günlük bakım kremini bölgeye uygulayınız. Bu krem kozmetik bir ürün değildir, bu nedenle emilmesi zaman alır. Günde iki kez kullanılması yeterlidir. Kırışık önleyici krem ​​olan düzenli kullanımla cilt yaşlanmasını ve yaşlanmanın neden olduğu kırışıklıkları önler. Bu krem sadece cilt yüzeyini korumakla kalmaz, aynı zamanda cildi dış etkenlerden de korur.

Kışın soğuğundan dolayı oluşmasını istemediğiniz kötü çatlak görünümünü ortadan kaldırır. Vücuttaki topuk ve dirsek çatlaklarını ve kuruluğunu gidermek için nemlendirici olarak kullanılabilir. Su kaybından kaynaklanan kuru cilt, gelecekte hızla kırışıklıklara ve cilt sorunlarına neden olacaktır. Bu nedenle kullanım alanı oldukça geniştir.

Bepanthol Krem Faydaları Neler?

  • Meme uçlarındaki çatlaklar, bebeklerinin doğumundan bir ay sonra annelerin en sık karşılaştıkları sorunlardan biridir. Meme uçlarındaki çatlaklar için kullanılabilen Bepanthol krem ​​tamamen doğal olduğu için daha sonra bebeği emzirmede herhangi bir sorun yaşanmayacaktır.
  • Bepanthol krem ​​dudaktaki çatlaklar için de oldukça etkilidir, dudaklara ihtiyaç duyduğu nemi verir, dudaklardaki çatlaklardan geçmesini sağlar.
  • En iyi pişik kremi olarak bilinen Bepanthol krem, yumuşaklık etkisiyle bebeğinizin cildini korur ve cildin nefes alması için daha rahat bir gün geçirmenizi sağlar.
  • Kuru ve çatlamış ciltler için nemlendiren ve kaybettiği nemi geri kazandıran mucize krem cildin yenilenme sürecini hızlandırır, ölü cilt hücrelerini yok eder ve cildi pürüzsüzleştirir.
  • Soğuk, deterjan, tahriş edici maddeler nedeniyle kolayca tahriş olan cildi korur.
  • Güneşe maruz kaldıktan sonra cildi nemlendirir.

Bepanthol Krem Özellikleri Neler?

  • Cildi derinlemesine nemlendirir,
  • Cildin yenilenmesine yardımcı olur,
  • Tahrişleri yatıştırır ve giderir,
  • Cilt dostu bir pH’a sahiptir.

Bepanthol Krem Hangi Ciltlere Kullanılır?

Bepanthol krem bütün cilt türleri için uygundur ve güvenle kullanılabilir.

Bu yazımızda Bepanthol krem ne işe yarar, faydaları ve özellikleri nelerdir, nasıl kullanılır sorularınıza yanıt verdik. Bepanthol krem ile ilgili kullanıcı yorumlarınızı yorum bölümünden bizimle paylaşabilirsiniz.

Bepanthol Krem Ne İşe Yarar? Video

Travogen krem ne işe yarar, pişik için kullanılır mı?

Esasen mantar ve bakterilerin cilt yüzeyinde üreyerek çoğalmasını önlemek amacı ile üretilen Travogen krem kullanılırken dikkat edilmelidir. Her mantar hastalığında kullanılmayan kremi öncelikle doktorunuza danışmanız ve sonra kullanmanız önerilmektedir. Bir Travogen krem rehberi niteliğinde olan yazımızı okuduğunuz zaman tereddütleriniz ortadan kalkacak.

Travogen Krem Nedir?

20 gram ağırlığında tüplerde sunulan Travogen kremin etken maddesi izokonazol nitrattır. Haricen kullanılan Travogen krem nedir sorusunun en kısa cevabı, mantar kremidir olacaktır. Temelde mantar hastalıklarının cilt yüzeyinde yayılmasını önlemek olan Travogen kremi farklı deri hastalıklarında da kullanabilirsiniz. Ancak yukarıda da bahsettiğimiz gibi doktorunuza sormadan bu kremi asla kullanmayın.

Travogen krem genelde üst kol bölgesi, göğüs, sırt, boyun, ayak parmak arası, koltuk altı, dış kasık bölgesi, genital bölge, testisler ve meme altı gibi bölgelerde kullanılmaktadır. Mantar hastalıkları ile beraber saçkıran, vajinal enfeksiyonlar ve kasık mantarı gibi hastalıklarda da etkilidir.

Travogen Krem Ne İşe Yarar?
Travogen Krem Ne İşe Yarar?

Travogen Krem Ne İşe Yarar?

İnsan vücudunda farklı bölgelerde oluşabilen mantar hastalıkları birçok kişinin yaşadığı sağlık sorunlarından biridir. Travogen kremin mantar hastalıklarında kullanıldığı bilinse de Travogen krem ne işe yarar detaylı olarak öğrenilmek istenmektedir. Travogen kremin sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Deri üzerinde oluşan mantar oluşumunu yavaşlatır.
  • Deride oluşan maya benzeri mantarın oluşumunu engeller.
  • Kasıklarda ya da koltukaltında oluşan mantar kızarıklıklarına iyi gelir.
  • Testis üzerindeki ve meme altlarındaki ince kabuklaşmaları yok eder.
  • Mantara bağlı olarak oluşan kaşıntı, pullanma, kızarıklık problemlerine iyi gelir.

Travogen Krem Hangi Hastalıklarda Kullanılır?

Travogen krem hangi hastalıklarda kullanılır sorusuna genel olarak mantar hastalıkları yanıtı verilebilir. Ancak bu krem yalnızca mantar hastalıklarında kullanılmaz. Deride oluşan kaşıntı, kızarıklık ve pullanma gibi sorunlarda da son derece etkilidir. Ayrıca küf ve maya nedeni ile oluşan enfeksiyonları da tedavi eder.

Travogen Krem Nasıl Kullanılır?

Herhangi bir kremden ya da ilaçtan kısa sürede fayda sağlayabilmek için o ilacın ya da kremin doğru şekilde kullanılması gerekir. Bu nedenle Travogen krem nasıl kullanılır öğrenmeden kullanmamanız önerilmektedir. Öncelikle kremi doktorunuzun önerdiği şekilde kullanmanız gerektiğini belirtelim. Ancak doktor tarafından herhangi bir öneri yapılmadıysa, günde bir kere hastalık olan bölgeye ince bir tabaka şeklinde sürülmelidir. İlacın tedavi süresi genelde 1-2 hafta sürmektedir. Ancak inatçı enfeksiyonlarda bu süre 4 haftaya kadar çıkabilmektedir.

Travogen Krem Günde Kaç Defa Kullanılır?

Travogen krem günde kaç defa kullanılır sorusu ile ilgili uzmanların farklı önerileri olabilmektedir. Bu öneri tamamen hastalığın türüne ve durumuna göre değişmektedir. Ancak kremin prospektüsünde günde bir kere kullanılması önerilmektedir.

Travogen Krem Bebeklerde Kullanılır Mı?

En önemli konulardan biri de, Travogen krem bebeklerde kullanılır mı konusudur. Bu krem de dahil olmak üzere, bebeklerinize herhangi bir kremi kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız önemlidir. Bebeğinizin ilacın etken maddesine yan etkileri olabilir. Herhangi bir olumsuz durum yaşanmaması için çocuk doktorunuza danışmadan kremi kullanmayınız.

Travogen Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?
Travogen Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?

Travogen Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?

Pişik problemi yaşayanlar Travogen krem pişik için kullanılır mı diye sıklıkla araştırma yaparlar. Mantar hastalıklarında kullanılan bu kremin pişik için kullanılması önerilmemektedir.

Travogen Krem Gebelikte Kullanılır Mı?

Travogen kremin olası yan etkileri vardır. Bu nedenle gebe kadınlara kullanılırken çok dikkat edilmelidir. Doktor önerisi olmadan asla kullanılmamalıdır.

Travogen Krem Emziren Annelerde Kullanılır Mı?

Etkisini kısa sürede gösteren Travogen krem kullanımına dikkat edilmelidir. Özellikle emzirme döneminde mantar enfeksiyonu kapan anneler Travogen krem emziren anneler kullanılır mı bilmelidirler. Travogen kremin anne sütüne geçtiği tespit edilmiştir. Bu nedenle emziren annelerin kullanması önerilmez.

Travogen Krem Basura İyi Gelir Mi?

Travogen kremin basuru tedavi etmekte herhangi bir etkisi yoktur.

Travogen Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Mantar hastalıkları çoğu zaman genital bölgede görülmektedir. Bu gibi durumlarda doktor önerisi ile Travogen krem genital bölgede kullanılabilir.

Travogen Krem Vajina İçine Sürülür Mü?

Travogen krem vajinal mantar enfeksiyonları tedavi etmede etkili bir kremdir. Ancak kremin vajina etrafına sürülmesi önerilmektedir. Vajina içine Travogen krem sürülmemelidir.

Travogen Krem Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Travogen kremin güneş yanığı durumunda kullanılması önerilmez. Güneş yanığı için doktorunuzdan uygun kremi reçete etmesini isteyebilirsiniz.

Travogen Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Travogen kremin sivilceyi tedavi edici bir etkisi yoktur.

Travogen Krem Saça Sürülür Mü?

Çeşitli hastalıkların tedavisinde etkili olan Travogen krem saça sürülür mü önemli bir konudur. Travogen kremin saçkıran hastalığına da iyi geldiği belirtilmektedir. Doktor eşliğinde saçkıran tedavisi için Travogen krem kullanılabilir.

Travogen Krem Yüze Sürülür Mü?

Travogen krem çok az miktarda olmak şartı ile yüze sürülebilir. Ancak herhangi bir aksi durum yaşamamak için önce doktorunuza danışınız.

Travogen Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Travogen krem uçuğa iyi gelmez.

Travogen Krem Vajinal Kaşıntı İçin Kullanılır Mı?

Vajinada mantar kaynaklı meydana gelen enfeksiyonlar etkisi ile yoğun kaşınma hissedilir. Bu durumda Travogen kremi kullanarak kaşıntıyı azaltabilirsiniz. Ancak bu kremi vajina içine değil vajinanın çevresine sürebilirsiniz.

Travogen %1 Krem Yan Etkileri Nelerdir?

Hamazinc krem yüze sürülür mü? Kullananların yorumları

30 gram, 60 gram ve 90 gramlık tüpler şeklinde satılan Hamazinc krem eczanelerden ya da online satış sitelerinden satın alınabilir. Normal reçeteli bir ilaçtır ancak ücreti SGK kapsamında değildir. Özellikle bebeklerde ve çocuklarda pişiği kısa sürede tedavi eden Hamazinc krem oldukça popülerdir.

Hamazinc Krem Nedir?

İçeriğinde cadı fındığı ile çinko oksit bulunan Hamazinc krem nedir sorusu özellikle bebeklerdeki pişik sorunlarını hemen tedavi ettiği öğrenildikten sonra daha çok merak edilmektedir. Lokal olarak kullanılabilen Hamazin krem cilt aşınmalarından cilt tahrişlerine, güneş yanığından pişiğe kadar birçok cilt sorunu için kullanılabilmektedir.

Hamazinc Krem Ne İşe Yarar?

Hamazinc kremin içeriğinde yer alan hamamelmis virginiana sulu ektre etkisi ile dokular daralmaktadır. Bu sayede kanama oluştuğu durumda durdurulmaktadır. Ayrıca iltihap önleyici etki de yaratmaktadır. Etkisi hemen herkes tarafından bilinen Hamazinc krem ne işe yarar tek tek aktaracağız. Hamazinc kremin sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Bebeklerde pişiği önler.
  • Bebeklerde oluşmuş pişiği tedavi eder.
  • Mantar enfeksiyonlarına bağlı oluşan deri döküntülerine iyi gelir.
  • 1.ve 2.derece yanıkları iyileştirir.
  • Güneş yanığına iyi gelir.
  • Emziren annelerin göğüs ucu yaralarını iyileştirir.
  • Böcek ısırıklarına iyi gelir.

Hamazinc Krem Yüze Sürülür mü?

İçeriğindeki çinko oksit sebebiyle bebeklere meydana gelen pişiklerde kullanıldığı gibi besleyici özelliği nedeniyle anneler de yüz ve diğer bölgelerine Hamazinc krem sürebilirler. Ancak Hamazinc krem paraben türevi koruyucu maddeler içerdiği için yüzde alerjik reaksiyonlara neden olabilir.  Uzun süreyle kullanılması halinde cilt kanserine yol açabilir. Ayrıca içeriğinde bulunan propilen glikol ve setostearil alkol sebebiyle  nadir olarak lokal deri reaksiyonlarına (kontakt dermatite) veya deri irritasyonlarına sebebiyet verebilir.

Hamazinc krem yüze sürülürken göze temas ettirmemeniz gerekir, göze temas etmesi halince bol su ile yıkanması tavsiye edilmektedir. Hamazinc krem yüze sürülürse güneş lekelerini yok eder, sivilceleri azaltır ve cildi besler. Hamazinc krem yüz bakım kremi değildir, bu sebeple gözlere ve göz çevresine dikkat etmek şartıyla ara sıra yüze sürülebilir.

Hamazinc Açık Yaraya Sürülür Mü?

Açık yarası olanlar Hamazinc krem açık yaraya sürülür mü diye merak etmektedirler. Deride oluşan harabiyet ile yaralardaki iltihaplanmayı tedavi eden Hamazinc krem açık yaralara sürülmemelidir.

Hamazinc Krem Çatlaklara İyi Gelir Mi?

Özellikle emziren anneler Hamazinc krem çatlaklara iyi gelir mi sorusunun cevabıyla ilgilenmektedir. Bu krem emziren annelerde göğüs ucu çatlaklarını önler ve oluşan göğüs ucu çatlaklarını tedavi eder. Doktorunuza danıştıktan sonra çatlaklarınız için kullanabilirsiniz.

Hamazinc Krem Makat Çatlağına Sürülür Mü?

Hamazinc krem makat çatlağına sürülür mü sorusuna Hamazinc krem makat çatlağına sürülmez diye cevap verebiliriz. Kremin makat çatlağını tedavi edici etkisi yoktur. Makat çatlağı için doktorunuza uygun kremi reçete ettirebilirsiniz.

Hamazinc Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Hamazinc krem yanıkları tedavi edici özelliğe sahiptir. Özellikle 1.ve 2.derece yanıklarda kullanılabilir. Ayrıca Hamazinc krem güneş yanığına da iyi gelmektedir.

Hamazinc Krem Genital Bölgeye Sürülür Mü?

Mantar enfeksiyonlarını tedavi eden Hamazinc kremi doktor kontrolünde genital bölgede kullanabilirsiniz. Doktorunuza danışmadan asla genital bölgeye sürmeyin.

Hamazinc Pişik İçin Kullanılır Mı?

İçeriğinde çinko oksit bulunan Hamazinc krem birçok kişi tarafından pişik kremi olarak bilinse de Hamazinc pişik için kullanılır mı bilmeyenler vardır. Çinko oksit etkisi ile pişiği önleyen Hamazinc krem, meydana gelen pişiği de kısa sürede tedavi eder.

Hamazinc Krem Cilt Lekelerine İyi Gelir Mi?

Hamazinc krem cilt lekelerine iyi gelir mi diye sıklıkla araştırma yapılmaktadır. Hamazinc krem cilt lekeleri için kullanılmaz.

Hamazinc Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Hamazinc kremin gebeler üzerinde kullanılması ile ilgili herhangi bir veri yoktur. Bu nedenle doktor bilgisi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.

Hamazinc Krem Mantara İyi Gelir Mi?

Hamazinc krem mantara iyi gelir mi merak ediyorsanız hemen söyleyelim: Hamazinc krem mantara iyi gelmektedir. Mantar enfeksiyonlarına bağlı oluşan kaşıntı, döküntü ve kızarıklık gibi sorunlar için doktor önerisi ile kullanılabilir.

Hamazinc İsilik İçin Kullanılır Mı?

Özellikle yaz aylarında bebeklerde en çok görülen sorunların başında isilik gelmektedir. Bebeklerde kaşıntı ve huzursuzluk yaratabilecek isilik için Hamazinc kullanılmaz. Bebeklerinizin vücudunu doğal gül suyu ile silerek isiliği önleyebilirsiniz. Ayrıca bu sayede oluşmuş isiliğin de kısa sürede geçmesini sağlayabilirsiniz.

Hamazinc Krem Tüylenme Yapar Mı?

Hamazinc kremin tüylenme yapma gibi bir yan etkisi yoktur.

Hamazinc Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Uçuk tedavisine iyi geldiği ile ilgili Hamazinc kremin prospektüsünde herhangi bir bilgi yoktur. Bu nedenle uçuk için doktorunuza danışmanız önerilir.

Hamazinc Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Vajinal sorunlar yaşayan kadınlar Hamazing krem vajinaya sürülür mü konusunda araştırma yapmaktadırlar. Hamazing krem vajinal bölgede meydana gelen vajinal mantar enfeksiyonları tedavisinde kullanılır. Ancak kremi vajinanın direkt içine sürmemelisiniz. Vajina çevresine sürmeniz yeterlidir.

Hamazinc Yanık İçin Kullanılır Mı?

Hamazinc yanık için kullanılır mı konusuna yukarılarda değinmiştik. Ancak merak edildiği için ayrı bir başlıkta açıklamak istedik. Hamazing krem güneş yanıkları ile beraber 1.ve 2.derece yanıklar için kullanılabilir.

Hamazinc Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Etkisi güçlü olan Hamazinc krem reçetesiz alınır mı birçok aile merak etmektedir. Hamazinc krem reçeteli ya da reçetesiz olarak alınabilir. Reçetesiz eczanelerden alabileceğiniz gibi online satış sitelerinden de alabilirsiniz.

Hamazinc Krem Kullananların Yorumları

Çeşitli paylaşım forumlarında, Hamazinc krem kullananlar bebeklerde ve küçük çocuklarda meydana gelen pişikler için harika iyileştirme etkisinin olduğunu belirtmişlerdir.  Yanık ve güneş yanığı tedavisinde, çizik ve kesik gibi yüzeysel deri yaralanmaların iyileştirilmesinde, emziren annelerin meme başlarında oluşan çatlakların giderilmesinde kullandıklarını ifade etmişledir.
Kuruyan, çatlayan, yarılan derinin bakımı ve onarımında, yaşlılarda görülen şeker hastalığına bağlı olarak oluşan ayak yaralarında hızlı tedavi sağladığı bildirilmiştir.

Hamazinc Krem Yan Etkileri Nelerdir?

Göbek deliğine yağ sürmenin faydaları neler?

Göbek deliğine yağ sürmenin faydaları var mı ki dediğinizi duyar gibiyiz. Doğal yağlar Ayurveda’nın önemli bir parçasıdır. Taşıyıcı yağlardan uçucu yağlara kadar bütün yağ çeşitleri, sağlığınız açısından son derece faydalıdır. Bu yağları vücudunuzun farklı bölgelerine uygulamanın da birçok faydası vardır. Ancak, vücudunuzu yağlamaya başlamak için en uygun bölge göbek deliğidir. Bu makalemizde göbek deliğine yağ sürmenin faydaları hakkında ilginç bilgiler bulabilirsiniz.

Göbek Deliğine Yağ Sürmenin Faydaları Neler?

Bilimsel olarak bu yöntem ‘Pechoti yöntemi’ olarak bilinir. Geleneksel bilime göre, vücuttaki özel bir ‘Pechoti’ bezine bağlı olduğu söylenen göbek deliğinden esansiyel yağları ve kokuları emmek, vücutta bulunan sinir bağlantılarını düzeltebilir, iyileştirebilir ve dengeleyebilir. Aynı şeyin işleyişini destekleyen hiçbir klinik kanıt olmamasına rağmen, geleneksel olarak terapötik masajların vücut için harika sonuçlar ortaya koyduğu söylenir.

Göbek deliğine yağ sürmenin faydaları sayılamayacak kadar çoktur ancak bu makalemizde göbek deliğine yağ sürmenin 7 faydasını sizler için derledik. İşte göbek deliğine yağ sürmenin faydaları;

1- Mide Problemlerini Tedavi Eder

Uçucu yağların göbek deliğine uygulanması mide veya karın ağrısını azaltabilir. Bu aynı zamanda gıda zehirlenmesi, hazımsızlık ve ishali önleyerek mide sağlığınızı da iyileştirir.

Göbek deliğini yağlamak, aynı zamanda şişkinlik ve mide bulantısı için de harika bir çözümdür. Mide rahatsızlıklarınızı tedavi etmek için göbek deliğinize zencefil yağı veya nane yağı sürmeyi deneyebilirsiniz.

2- Kirlerden Arındırır

Diğer vücut bölgeleri gibi göbek deliği de düzenli olarak temizlenmelidir. Göbek deliği temizliği için üzüm çekirdeği yağı, ayçiçek yağı, jojoba yağı gibi doğal yağlar kullanabilirsiniz. Bu yağlar hafiftir ve bölgeyi etkili bir şekilde temizleyebilir. Bir pamuğa birkaç damla damlatarak göbek deliğinizi nazikçe temizleyebilirsiniz.

3- Enfeksiyonu İyileştirir

Göbek deliği çok kolay kirlendiği için enfeksiyona neden olabilecek mantar ve bakterilere ev sahipliği yapar. Doğru yağ ile bölgeyi temizleyebilir ve göbek deliğine yağ sürmenin faydaları ile olası enfeksiyonları önleyebilirsiniz. Bunun için en iyi seçim, antifungal ve antibakteriyel özelliklere sahip olan esansiyel çay ağacı yağıdır. Ayrıca, bakterilerle mücadelede etkili olan hardal yağını da bu amaçla kullanabilirsiniz.

4- Cildinizi Nemlendirir

Genellikle nemlendirilmediği için karın bölgesinin derisi kurur. Göbek deliğine zeytinyağı ve hindistancevizi yağı sürmek cildi nemlendirir ve yumuşatır. Böylece göbek deliğinizin etrafında çatlak oluşmasını da önleyebilirsiniz.

5- Adet Ağrısını Azaltır

Kadınların adet dönemlerindeki ağrılar bazen dayanılmaz hale gelebilir. Göbek deliğini yağlamak için seyreltilmiş doğal yağlardan özellikle nane, zencefil, adaçayı ve selvi gibi sakinleştirici ve yatıştırıcı etkisi olan yağların kullanılması hızlı bir rahatlama sağlayabilir. Taşıyıcı bir yağ ile bu yağları seyrelterek göbek deliğinize ve karnınıza masaj yapabilirsiniz.

6- Kadınlarda Doğurganlığı Artırır

Göbek deliği doğurganlık ile bağlantılıdır. Uçucu yağlar kullanarak göbek deliğini yağlamak hem erkeklerde hem de kadınlarda doğurganlığı artırabilir.

Ardıç ve adaçayı bitkilerin yağları göbek deliğini yağlamak için en iyi tercihler olabilir. Bu yağlardan herhangi biriyle göbek deliğine masaj yapmak hormonları düzenler ve hamile kalma ihtimalini artırır.

7- Göbek Çakrasını Dengeler

Ayurveda’da canlılığın ve hayal gücünün ana kaynağı Göbek çakrasıdır. Göbek deliği ilginç bir şekilde, hayal gücünüze, hayallerinize ve hedeflerinize ev sahipliği yapar. Bunları başarmak için göbek çakranızı dengelemeniz gerekir. Ayurveda’ya göre göbek çakrasını dengelemek için en iyi yağ üzüm çekirdeği yağıdır. Üzüm çekirdeği yağı dışında gül ağacı veya sandal ağacı yağı da tercih edebilirsiniz.

8- Eklem Ağrılarına İyi Gelir

Göbek deliğine yağ sürmenin faydaları arasında eklem ağrılarına iyi gelmesi de vardır. Eklem ağrıları ve vücut ağrıları yaşlandıkça yaygınlaşır ve normal yaşamınızı olumsuz etkileyebilir. Hint yağı ve biberiye yağı gibi yağlarla düzenli olarak göbek deliğine masaj yapmak semptomları hafifletebilir ve ağrınızı daha iyi yönetebilir.

9- Görüşünüzü Geliştirir

Göbek deliği gözünüze kadar uzanan damarlarla da bağlantılıdır. Görme güçlüğü çekiyorsanız, seyreltilmiş hardal yağı solüsyonunu göbek deliğine sürmek göz sağlığınızı iyileştirebilir. Aynı zamanda kabarık gözlerin ve koyu göz altı torbalarının görünümünü azaltmak için de iyi bir yoldur.

Gördüğünüz gibi göbek deliğine yağ sürmenin faydaları sağlığınıza sağlık katacak kadar fazla. Yağlama ve masaj yapma amacıyla uçucu yağları kullanmak için önce taşıyıcı yağlarla seyreltmelisiniz. Çünkü bu yağlar, konsantre olduğu için aşırı miktarda kullanıldığında cildinize zarar verebilir.

Uyarı!

  • Göbek deliğine yağ sürmenin faydaları sizi cezbetse de aşırıya kaçmayın. Karın ve bağırsak bölgesi vücutta çok fazla sinire ev sahipliği yaptığı için masaj yaparken çok fazla baskı yapmamayı unutmayın.
  • Belirli yağlara karşı hassasiyetiniz veya alerjiniz varsa, önceden bir yama testi yapmayı unutmayın. Nane gibi bazı yağlar da rahatsız edici olabilen geçici uyuşukluk veya kaşıntıya neden olabilir.
  • Masaj yapmadan önce ellerinizi dezenfekte edin. Rahatça oturun veya uzanın ve göbek deliğinizi kir kalmayacak şekilde temizleyin.
  • Yine, yararlı bir ipucu, yağları kullanmadan önce mutlaka seyreltin.

Göbek Deliğine Bal Dökünce Ne Oluyor?

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Çemen otu boy uzatır mı? Çemen otu boy uzatma kürü

Çemen otu boy uzatır mı? boy kısalığından şikayet edenler tarafından sıklıkla araştırılmaktadır. Öncelikle çemen otu birçok tedavi yönteminde kullanılmaktadır. Farklı kullanım formlarına sahip olduğu için çemen otunun nasıl kullanıldığı en fazla merak edilen konular arasında yer almaktadır. Çemen otunu kullanan herkes, sağlığa olan faydalarından menün kalmaktadır. Boyunun uzaması için iğne vurulmak istemeyen insanlar, ‘Çemen otu boy uzaması için nasıl kullanılır?’ sorusunun yanıtını araştırmaktadırlar. Bu sorunun yanıtı ile birlikte boy uzatan bitkisel tedavi yöntemlerine haberimizin içeriğinde yer verildi.

Baklagiller ailesinden olan çemen otuna halk arasında boy otu da denilmektedir. Acımsı bir tadı olan çemen otunun yaprakları pişirildikten sonra tüketilirse hoş bir tada sahip olmaktadır. Çemen otu tozunun formu tohumlarının kurutularak öğütülmesiyle elde edilmektedir. Çemen otunun tüketimi genellikle yenilenerek olmaktadır. Çemen otunun yağı da eklem ve topuk bölgelerine sürülmelidir. Çemen otunun tozu kür, macun veya çay olarak da tüketilmektedir. Saç, cilt ve vücut bakımında çemen otu ekstresinden istifade edilebilmektedir. Çemen otu ekstresinin günlük 1 tatlı kaşığı tüketimi boy uzamasına destek olmaktadır. Boy uzaması için eczanelerden satın alınan çemen otu hapı, çemen otu kapsülü ve birtakım çemen otu ilaçlarından yararlanılabilir.

Çemen Otunun Sağlığa Faydaları Neler?

Çemen otu yemeklere farklı bir aroma katarak yemeklerin lezzetine lezzet katmaktadır. Sağlığa çok sayıda faydası olan çemen otunun sağlığa faydaları şöyle sıralanabilir;

  • İçeriğindeki lif sayesinde kabızlığı engellemektedir.
  • Ülser, mide iltihaplanması gibi mide hastalıklarının tedavisini desteklemektedir.
  • İçeriğindeki zengin antioksidanlar ile bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Böylelikle birtakım hastalıklara karşı vücudun direncini artırarak sağlığı korumaktadır.
  • Erkeklerde testosteronu artırarak libidoyu yükseltmekte ve iktidarsızlığa çözüm olmaktadır.
  • Bebeğini emziren annelerde sütü artıran özelliği sayesinde süt yapımını desteklemektedir.
  • Kadınlarda östrojen hormonunun daha fazla salgılanmasını sağlayarak menopoz semptomlarının azalmasına yardımcı olmaktadır.
  • Vücut tarafından salgılanan insülini düzenlediğinden diyabet hastalığında kan şekerini dengelemektedir.
  • Tüberküloz, bronşit gibi sağlığı ciddi şekilde tehdit eden rahatsızlıklara karşı koruduğu gibi tedavi edici etkiye sahiptir.
  • Balgamın sökülmesinde oldukça etkilidir. Boğaz ağrılarına ve kronik öksürüğe de çok iyi gelmektedir.
  • Ağız yaraları gibi hastalıklara da çözüm olan çemen otu, cilt enfeksiyonlarının iyileşme sürecini hızlandırmaktadır.
  • Kolesterol seviyesinin düzenlenmesinde oldukça etkilidir.
  • İçeriğindeki yüksek besin değerleri sayesinde egzersiz performansını artırdığı gibi iştah artırıcı etkisi de vardır.

Çemen Otunun Sağlığa Zararları Neler?

Toplumda çok sık tüketilen çemen otu, sağlığa olan faydaları ile dikkat çekse de aşırı tüketildiği zaman sağlığa zarar vermektedir. İşte çemen otunun sağlığa zararları;

  • Nefes darlığı
  • İshal
  • Mide bulantısı
  • İçilen bazı ilaçlarla etkileşeme girmesi
  • Kızarıklık gibi ciltte alerjik reaksiyonlar görülmesi
  • Kan şekerini aniden düşürmesi, yani hipoglisemiye neden olması
  • İdrarın ve terin çok kötü kokması

Ayrıca çemen otu, rahim kasılmalarına neden olduğundan hamileler kesinlikle kullanmamalıdır.

Çemen Otu Neye İyi Gelir?

  • Mutfaklarda sos olarak da kullanılan çemen otunun kullanım alanı oldukça geniştir. Aynı zamanda çok sayıda hastalığın tedavisine de destek olmaktadır.
  • Çemen otu bal ve tereyağı ile karıştırıldıktan sonra macun kıvamında tüketilirse iktidarı artırmaktadır.
  • Cilt bakımlarında da yaygın kullanılan çemen otunun ekstre formuyla da tüketilmektedir.
  • Çemen otunun yağı saç bakımında oldukça etkili olduğu gibi bu yağla masajda yapılmaktadır.
  • Çemen otu kapsülünden, çemen otu ilaçlarından ve çemen otu hapından farklı hastalıkların tedavisinde istifade edilmektedir. Bu formları aktarlarda ve eczanelerde satılmaktadır.
Çemen Otuyla Boy Nasıl Uzatılır?
Çemen Otuyla Boy Nasıl Uzatılır?

Çemen Otuyla Boy Nasıl Uzatılır?

Boy uzamasına her ne kadar genetik faktörler etki etse de çeşitli egzersizler yapılarak ve bitkisel tedavi yöntemleri uygulanarak boy uzatılmaktadır. Boy uzamasında en etkili bitkisel tedaviler arasında çemen otu kürü de yer almaktadır. Tepeleme doldurulan bir su bardağı çemen otu tozu bir kabın içerisine döküldükten sonra bir su bardağı su yavaşça kaba dökülerek lapa haline gelen kadar karıştırılmaya devam edilmelidir. Daha sonra bu karışımla diz kapağı, dirsek, omuz ve topuk gibi bölgelere masaj yapılmalıdır. Boy uzamasını ve uzun kemiklerin beslenmesini destekleyen bu kür haftada 1 defa uygulanmalıdır. Bu kür sayesinde boy 5 ila 7 cm aralığında uzayabilir. Çemen otu kürü daha fazla büyüme ve gelişme dönemindeki çocuklar için uygulanmaktadır. Kemik hücrelerinin yer aldığı eklem uçlarını aktif hale getirdiğinden boyu hızlı uzatmaktadır. Çemen otu kürü hazırlandıktan sonra buzdolabında 1 hafta boyunca saklanmasında sakınca yoktur.

Çemen Otu ve Zeytinyağı Kürüyle Boy Uzatılması

Çemen otu ve zeytinyağı kürü, boy uzamasında en etkili bitkisel karışımlardan biri olmakla birlikte halk arasında da en bilinen bitkisel tedavilerden biridir. Bu kürü hazırlamak için gereksinim duyulan malzemeler ise 1 tatlı kaşığı çemen otu, 1 tatlı kaşığı karabiber ve az miktar zeytinyağıdır. Bir tatlı kaşığı karabiber ile bir tatlı kaşığı çemen otuna zeytinyağı ilave edilerek iyice karıştırılmalıdır. Daha sonra bu karışım 5 gün dinlendirilmelidir. Bu süre sonunda karışım eklem bölgelerine sürülerek temiz bir bez veya sargı beziyle sarılmalı ve gece boyunca bekletilmelidir. Sabah ise eklem bölgelerindeki sargı çıkartılmalı ve bu uygulamanın yapıldığı bölgeler yıkanmamalıdır. Bu uygulama 5 gece boyunca uygulanmalıdır. Bu kür sayesinde özellikle büyüme çağındaki çocukların ve gençlerin boyu 5 cm civarında uzayacaktır.

Çemen Otu ve Buğday Özü Kürüyle Boy Uzatma

Doç. Dr. Ömer Coşkun tarafından tavsiye edilen bu kür sayesinde boy uzatmak artık imkânsız değil. Boyun uzamasında en etkili besinler arasında yer alan buğday özü diğer adıyla da rüşeym, çemen otuyla birleştiği zaman boyun uzamasında en etkili bitkisel tariflerden biri olmaktadır. Bir kaşık çemen otuyla, bir kaşıkta buğday özü karıştırıldıktan sonra içine bir miktar zeytinyağı yavaşça dökülerek iyice karıştırılmalıdır. Bu küre boy uzayana kadar devam edilmelidir. Gece yatmadan evvel eklem yerlerine sürülen bu karışım bir sargı beziyle veya temiz bir bezle sarıldıktan sonra sabaha kadar bekletilmelidir. Bu karışımla boy uzatmanın diğer bir yolu ise karışımın tüketilmesidir.

Çemen Otu ve Melisa Çayı Kürü ile Boy Uzatma

Melisa çayının sinir sistemini yatıştırdığı halk arasında yaygın olarak bilinse de boy uzamasına yardımcı olduğu pek bilinmemektedir. Bu kür haftada bir kez 6 ay boyunca uygulanırsa, özellikle gelişme çağındaki kız çocuklarının ve gençlerin boyunun uzamasında oldukça etkili olmaktadır. Bir bardak suyun içerisine bir çay kaşığı melisa çayı ve bir çay kaşığı çemen otu katılarak 5 dakika dinlendirildikten sonra içilirse 3 santime kadar boyu uzatmaktadır. Melisa çayı taze yapraklardan hazırlanacaksa bir tutam melisa yaprağı kâfi gelmektedir. Yine çemen otu taze olarak melisa çayında kullanılabilir.

Çemen Otu ve Biberiye Çayı Kürü ile Boy Uzatma

Çemen otu ve biberiye çayı kürü özellikle gelişme çağındaki erkek çocuklarının ve gençlerin boyunu uzatmaktadır. Bitkisel çayların kız ve erkek çocuklarında farklı etkiler göstermesinin nedeni farklı biyolojik donanımlara sahip olmalarıdır. Bu kere haftada 1 defa 6 ay boyunca devam edilmelidir. Bir bardak kaynar suyun içerisine bir çay kaşığı veya bir tutam biberiye otu ve çemen otu katıldıktan sonra 5 dakika demlenmesi beklenmeli ve içilmelidir. Bu kürü içmekte zorlananlar ise bal veya pekmez kullanarak tatlandırabilirler.

Çemen Otu Boy Uzatır mı?
Çemen Otu Boy Uzatır mı?

Çemen Otu Boy Uzatır mı?

Çemen otu boy uzatır mı sorusuna uzmanlar ne yanıt vermiş gelin birlikte bakalım. Doç. Dr. Ömer Coşkun tarafından yapılan açıklamaya göre çemen otuyla 21 yaşına kadar boy uzatmak mümkündür. Çemen boy otu da denilen çemen otu yenilebileceği gibi çemen otu yağıyla da eklem yerlerine ve topuklara masaj yapılabilir.

Çemen Otu Tozu Nasıl Tüketilmektedir?

Kurutulan çemen otu tohumu öğütüldükten sonra toz baharat haline getirilmelidir. Hazırlanan bu baharat kahvaltılarda ve pastırmalarda kullanılmalıdır. Çaylarda da kullanılabilen bu baharat, çeşitli hastalıkların tedavisi için lapa ve macun hazırlanırken de kullanılabilmektedir.

Çemen Otundan Çay Nasıl Yapılır?

Bir bardak kaynar suya bir tatlı kaşığı çemen otu tohumu veya çemen otu tozu katıldıktan sonra 15-20 dakika demlenmesi beklenmelidir. Çemen otu çayı vücudu toksinlerden arındırdığı gibi sinirleri de yatıştırmaktadır.

Çemen Otu Kokar mı?

Sağlığa sayısız faydası olan çemen otu yağı, kötü kokması nedeniyle birçok kişi tarafından tercih edilmemektedir. İlaç yapımında çemen otu tohumundan fazlasıyla istifade edilmektedir. Çemen otunun kokusu, akçaağaç şurubunun kokusuna benzemektedir. Çemen otu pişirildikten sonra tadında yumuşama olsa da kokusunun ağırlığından bir şey kaybetmemektedir.  

Çemen Otu Yağı Neye İyi Gelir?
Çemen Otu Yağı Neye İyi Gelir?

Çemen Otu Yağı Neye İyi Gelir?

Çemen otu yağının içeriğinde antioksidan maddeler bulunmaktadır. Bu antioksidan maddeler bütün vücudu toksinlerden temizlemektedir. Kandaki yağı ve karaciğerdeki toksinleri temizlediği için cilt hastalıklarına yakalanma riskini düşürmektedir. Çemen otu yağı daha fazla masaj yapılırken ve cilt bakımlarında kullanılmaktadır. Bu yağ, eklem yerlerine uygulandığı takdirde boy uzamasına yardımcı olmaktadır.

Boy Uzamasıyla İlgili Bilinmesi Gerekenler

Karışık ve kompleks bir durum olan boyun uzaması ya da uzamaması tamamen büyümeyle ilgilidir. Vücudun salgıladığı bazı hormonların etkisi veya rahatsızlığı sonucunda büyümede olumsuz etkenlerle karşılaşılabilmektedir. Tiroid ve üreme hormonları boy uzamasına etki etse de boy uzamasına asıl etki eden hormon büyüme hormonudur.

Boy Uzamasına Etki Eden Faktörler Nelerdir?

Boy uzamasına asıl etki eden büyüme hormonunun ardından en fazla etki eden etken ebeveynlerin boylarının uzunluğudur. Boy, aileden genetik yollarla çocuğa geçmektedir. Genetik yapı haricinde psikolojik faktörlerde boyun kısa olmasında etkili olmaktadır. Sağlıksız ve dengesiz beslenme tarzı da boyun kısa kalmasını etkilerken, sosyal ve ekonomik faktörlerde boyun kısa kalmasında oldukça etkilidir. Hipofiz bezindeki salgılar yeterli miktarda salgılanmaz veya hiç salgılanmazsa üreme, tiroid ve büyüme hormonu vücudun gereksinim duyduğu salgıyı salgılayamaz. Büyüme hormonu vücutta az salgılanır veya hiç salgılanmazsa boyun uzaması ya gecikmekte ya da engellenmektedir. Boy uzamasına etki eden faktörler haricinde boyun uzamasında etkili önemli nedenlerde vardır.

İnsan Boyunun Kısa Kalmasının Nedenleri Nelerdir?

  • İnsan boyunun kısa kalmasının en önemli nedenleri arasında kromozom hastalıkları da yer almaktadır. Down Sendromu ise kromozom hastalıkları içerisinde en önemlisidir. Down Sendromu olanların boyları, diğer insanlara göre daha kısa olmaktadır.
  • Ayaklarda, ellerde ve omurgada görülen genetik kemik bozuklukları ve bozuk kemiklerde boyun kısa kalmasına neden olmaktadır.
  • Erken yaşlarda vitamin ve mineral eksikliğine bağlı olarak görülen karaciğer ve böbrek hastalıkları boy uzamasını engellediği gibi vücutta birtakım gerilemelere neden olmaktadır. Karaciğer ve böbrek görevlerini yeterince yerine getiremezse büyüme yavaşlamaktadır.
  • Hipofiz bezindeki salgılar yeterli miktarda salgılanmazsa tiroid hormonu yeterince çalışmadığından dolayı boy kısa kalmaktadır. Paratiroid hormon bozukluğuna bağlı olarak büyüme gerilemekte ve gelişme bozukluğu görülmektedir. Yine büyüme hormonu az salgılandığı zamanda boy kısa kalmaktadır.
  • Anemi gibi birtakım kan hastalıkları da büyümeyi geriletmektedir. Tip 1 diyabet rahatsızlığı da büyümeyi gerileten rahatsızlıklar arasında yer almaktadır. Kemiklerin gelişmesinde D vitamini de önemli rol oynamaktadır. Vücutta D vitamininin eksik olması halinde büyüme yavaşlamaktadır.
  • Genetik faktörlerin yanı sıra sağlıksız ve dengesiz beslenmede boyun kısa kalmasında oldukça etkilidir.
  • Psikolojik faktörlerde boy kısalığına neden olmaktadır. Mesela ölüm ve kayıplara tanıklık eden çocuklar, ebeveynleri boşanan çocuklar, ailesinden yeterli ilgi ve destek alamayan çocuklar ve bunun gibi etkenler büyüme çağında olan çocukların boyunun uzamasına olumsuz etki etmektedir. Bu tür psikolojik etkenlerde dolayı vücutta büyüme hormonu baskılanmaktadır.

Büyüme Hormonu Eksikliğinde Hangi Belirtiler Görülür?

Büyüme hormonu eksikliğinin vücuttaki belirtileri çocuklarda ve yetişkinlerde farklılık göstermektedir.

  • Kolesterolün yükselmesi
  • Kan şekerinin düşmesi
  • Güçsüz ve yorgun hissedilmesi
  • Vücut kitle indeksinin azalması
  • Yüz kemiklerinin, burun ve çene yapısının küçük olması yani bebeksi bir yüze sahip olma
  • Aşırı kilo
  • Bunalıma girme ve depresyon

Saraçoğlu Boy Uzatma Kürü

C vitamini serumu ne işe yarar? Kullananların yorumları

Son dönemlerde oldukça popüler hale gelen C vitamini serumu cilde uygulandığı zaman cildin elastin ve kolajen üretimini artırmaktadır. Bu sayede ciltte meydana gelen sorunları kısa sürede tedavi etmektedir. Ancak C vitamini serumunu kullanırken çok dikkat edilmelidir. Yanlış ve fazla kullanım istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Sizlere özel olarak hazırladığımız bu yazımızda C vitamininin tüm faydalarını ve nasıl kullanılacağını detaylı olarak öğrenmiş olacaksınız.

C Vitamini Serumu Ne İşe Yarar?

Canlılığını kaybeden mat cildini canlandırmak isteyenlerin tercihi olan C vitamini serumu ne işe yarar öğrendikten sonra sizler de bu serumu kullanmak için can atacaksınız. Küçük şişiler şeklinde satılan C vitamini serumunun birçok faydası bulunmaktadır. Farklı markalar tarafından üretilen C vitamini serumları eczaneler ve kozmetik mağazalarda satılmaktadır.

Cildin ihtiyacı olan C vitamini eksiğini tamamlayan C vitamini serumu içerisinde E vitamini, askorbit asit, karanfil yağı ve aloe vera jeli gibi bileşenler vardır. Bu bileşenlerin her birinin cilde olan faydaları farklıdır. Kullanımı çok kolay olan C vitamini serumu sivilce izlerine iyi gelir. Cildin nem oranını dengeleyerek kırışıklıkları azaltır. Cilt tonunu eşitleyen bu serum solgun cildin canlanmasına yardımcı olur.

C Vitamini Serumunun Cilde Faydaları Neler?

Vücudun temel işlevlerini doğru şekilde yerine getirebilmesi için bazı mineral ve vitaminlere ihtiyacı vardır. Bu vitaminlerden biri de C vitaminidir. C vitamini eksikliğinde zamanla ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Bunun önüne geçmek için C vitamini serumunun cilde faydaları neler öğrenerek bu serumu kullanmaya başlayabilirsiniz. Birçok farklı faydası olan C vitamini serumunun cilde sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Kırışıklıkları azaltır.
  • Cildin nem oranını dengeler.
  • Sivilce izlerini ortadan kaldırmaya yardımcı olur.
  • Cildi onararak yaraların çok çabuk iyileşmesini sağlar.
  • Güneş lekelerini azaltır.
  • Cildin pürüzsüz olmasını sağlar.
  • Akne oluşumunu azaltır.
  • Göz altı morluklarına iyi gelir.

C Vitamini Serumu Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?

Tüm cilt ürünlerinde olduğu gibi C vitamini serumunu alırken de dikkat etmeniz bazı etmenler bulunmaktadır. Serumlardaki C vitamini oranları çok önemlidir. Öncelikle bu orana dikkat edilmelidir. Bazı uzmanlar C vitamini oranı -30 arasında olan serumların alınmasını önermektedir. Çok yüksek ya da çok düşük C vitamini oranlarının cilde herhangi bir faydası olmayacaktır. Sizlere C vitamini serumu alırken nelere dikkat edilmeli aktaracağız. Ancak bu konuda kendi doktorunuza danışmanız daha doğru olacaktır.

C vitamini serumunun içerisinde bulunduğu kabın koyu renkli olması gerekmektedir. Koyu renkli kaplarda ışık ile temas en aza indirilmektedir. Ayrıca ürünün içeriği kontrol edilmelidir. İçeriğinde cilde zarar verebilecek bileşen bulunan ürün tercih edilmemelidir. Her ürün her cilt tipine uygun değildir. Bu konuda da dikkat edilmelidir. Alerjisi olanların doktorlarına danışmadan bu ürünü kullanmamaları önerilir.

C Vitamini Serumu Nasıl Kullanılır?

C vitamini serumundan maksimum fayda sağlanabilmesi için C vitamini serumu nasıl kullanılır bilinmesi gerekmektedir. C vitamini serumu sabahları akşamları temizlenmiş cilde uygulanmalıdır. Bu serum nemlendiriciden önce tonikten sonra kullanılmalıdır. Cilde ince bir katman halinde sürülmelidir. Düzenli kullanıldığı zaman etkilerini kısa süre içerisinde göstermektedir.

C Vitamini Serumu Günde Kaç Kez Kullanılır?

C vitamini serumu alındıktan sonra karanlık ve nemli olmayan bir alanda saklanmalıdır. Kullanımına dair en önemli ayrıntı budur. C vitamini serumu günlük bakımın bir parçasıdır ve kullanımı rutin haline getirilmelidir. C vitamini serumu hem sabah hem de akşam olmak üzere günde 2 defa kullanılır.

C Vitamini Serumu Evde Yapımı Nasıldır?
C Vitamini Serumu Evde Nasıl Yapılır?

C Vitamini Serumu Evde Yapımı Nasıldır?

Cildi gençleştiren ve kusursuz bir görünüme sahip olmayı sağlayan C vitamini serumu evde yapımı nasıldır birçok kişinin öğrenmek istediği bir konudur. Birçok kişi C vitamini serumunun evde yapılabileceğine şaşırmaktadır. Ancak C vitamini serumu evde yapılabilmektedir. Bunun için gerekli olan malzemeler şunlardır:

  • 1 tatlı kaşığında C vitamini tozu
  • 2 tatlı kaşığında aloe vera jeli
  • 1 tatlı kaşığı filtreden geçirilmiş su
  • İsteğe bağlı olarak ¼ çay kaşığı E vitamini

Küçük bir kap içerisine su ile C vitamini tozu eklenir ve C vitamini tozu eriyene kadar karıştırılır. Daha sonra diğer malzemeler eklenir ve karıştırılır. Hazırlanan karışım huni yardımı ile koyu renkteki bir şişeye boşaltılır. Hazırlanan şişe 1-2 hafta kadar buzdolabında bekletilir. İki hafta sonra üründeki pH değişimini fark edeceksiniz.

C Vitamini Serumu Buzdolabında Mı Saklanmalı?

C vitamini serumunun yapısını koruması ve cilde olan etkisinin azalmaması için saklanma koşullarına çok dikkat edilmelidir. C vitamini serumu nem olmayan karanlık bir yerde saklanmalıdır. Ancak buzdolabında saklanmasına gerek yoktur.

C Vitamini Serumu Kaç Yaşında Kullanılır?

Yapılan araştırmalara göre, yaşlanma döneminde genç-olgun ciltler için farklı dönemlerde farklı ürünlerin kullanılması gerekmektedir. C vitamini serumunun ise 30-35 yaşlarında kullanılması önerilmektedir.

C Vitamini Serumu Alerji Yapar Mı?

C vitaminin bilinen bir alerjik yapısı yoktur. Ancak ürünün içerisinde bulunan bileşenlerden birine karşı alerjiniz varsa C vitamini serumu alerji yapar mı sorusuna evet cevabı verilebilir. Böyle bir sorun yaşamamak için doktorunuza danışabilirsiniz. Ayrıca aldığınız ürünü cildinize sürmeden önce kolunuzun ufak bir bölümüne sürerek alerji belirtisi olup olmayacağına bakabilirsiniz.

C Vitamini Serumu Sivilce Yapar Mı
C Vitamini Serumu Sivilce Yapar Mı

C Vitamini Serumu Sivilce Yapar Mı?

C vitamini serumu sivilce yapmaz. Aksine sivilce ve akne oluşumuna engel olur. Ayrıca oluşmuş sivilceleri yok ederek yaraların iyileşmesine yardımcı olur.

C Vitamini Serumu Tüylenme Yapar Mı?

Bu soruya hem evet hem de hayır cevabı verilebilmektedir. Yüz kremlerinin hemen hepsine belirli oranlarda vitamin ilave edildiği için tüylenme yapmaz. Ancak içeriğinde saf A ve saf E vitamini olan C vitamini serumları çok uzun süre kullanıldığı zaman tüylenme yapma riski ortaya çıkmaktadır.

C Vitamini Serumu Göz Altına Sürülür Mü?

C vitamini serumu göz altına sürülür mü tereddüt eden birçok kişi vardır. C vitamini serumu göz altına ve çevresine sürülebilir. Ancak göz bölgesi hassas bir yapıya sahip olduğu için çok baskı yapmadan uygulanmalıdır.

C Vitamini Serumu Lekelere İyi Gelir Mi?
C Vitamini Serumu Lekelere İyi Gelir Mi?

C Vitamini Serumu Lekelere İyi Gelir Mi?

Ciltteki lekeler birçok kişinin canını sıkmaktadır. Uv ışınları kaynaklı lekeler ile geçen sivilce lekeleri için C vitamini serumu son derece etkilidir. C vitamini içeren serumların lekelere iyi geldiği bilinmektedir.

C Vitamini Serumu Sivilceye İyi Gelir Mi?

Anti-enflamatuar özelliğe sahip olan C vitamini serumu topikal olarak kullanıldığı zaman sivilcelere ve sivilce izlerine iyi gelmektedir. Ancak bu etkinin sağlanması için düzenli kullanım son derece önemlidir.

C Vitamini Serumu Yaralara İyi Gelir Mi?

C vitamini serumunun cildi onarıcı bir etkisi vardır. Bu etkisi sayesinde yaraların çabuk bir şekilde iyileşmesini sağlamaktadır. Ayrıca C vitamini serumu sivilce izlerine de iyi gelmektedir.

C Vitamini Serumu Kullananların Yorumları

C vitamini kullananların yorumları son derece önemlidir. Çeşitli sitelerde ve forumlarda C vitamini serumu ile ilgili yapılan yorumlar incelendiğinde, bu serumdan genel anlamda memnun olunduğu görülmektedir. Bu serumu kullananlar serumun etkilerinden son derece memnunlar. Tüm kullanıcılar düzenli kullanımın önemine dikkat çekmişlerdir.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Kulak zarı çökmesi kendiliğinden geçer mi?

Kulak ya da burun bölgesinde görülen bazı travmalar kulak zarı çökmesine neden olabilir. Bununla beraber sinüzit hastalarında da kulak zarı çökmesi sorunu yaşandığı görülmektedir. Herkeste farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan bu durum farklı belirtilerle kendini göstermektedir. Bu yazımızda kulak zarı çökmesi hakkında tüm merak edilenleri sunuyoruz.

Kulak Zarı Çökmesi Nedir?

Birçok kişide görülen kulak zarı çökmesi nedir önemli bir konudur. Östaki tüplerindeki sorundan kaynaklı olarak ortaya çıkan kulak zarı çökmesi ciddi bir sorundur. Östaki tüpleri düzgün çalışmadığı zaman kulağın içinde olan basınç azalır. Basınç azalması sonrasında kulak zarının içine doğru bir çökme meydana gelir. Bu durum orta kulak atelektazisi olarak da bilinir.

Orta kulakta negatif bir basınç etkisi yaratan bu durum ağrıya da neden olabilmektedir. Hastalık kendini farklı belirtilerle gösterir. Her kişide aynı belirti görülmemesi son derece doğaldır. Basıncın etkisine ve kişinin kulak zarı yapısına göre görülen belirtilerde değişiklikler görülebilmektedir. Kulak zarı çökmesi tedavi edilebilecek bir sağlık sorunudur. Telaşa kapılmadan hemen doktorunuza muayene olmanız tavsiye edilmektedir.

Kulak Zarı Çökmesi Neden Olur?

Kulak zarı herkes için hayati önem taşımaktadır. Duymamızı sağlayan kulağımızda meydana gelen sorunlar tedavi edilmediği zaman işitme kaybına neden olabilmektedir. Bu nedenle öncelikle kulak zarı çökmesi neden olur bilinmelidir. Daha sonra nedene göre en uygun tedavi yöntemi belirlenmelidir. Kulak zarı çökmesine neden olan temel etmenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Kulaklardaki sıvı
  • Sinüzit
  • Orta kulak enfeksiyonları
  • Üst solunum yolu enfeksiyonları
  • Kronik alerjiler
  • Büyümüş geniz eti
  • Büyümüş bademcik
  • Kulak zarında kronik yırtılma

Kulak Zarı Çökmesi Belirtileri Neler?

Kulak zarı çökmesi belirtileri neler öğrendikten sonra hastalığın erken teşhisi mümkün olmaktadır. Kulak zarında meydana gelen çökmenin bir an önce tedavi edilmesi gerekmektedir. Hasar ilerlediği zaman işitme kaybına bile neden olabilmektedir. Erken teşhis için çok büyük önem taşıyan temel belirtiler şunlardır:

  • Geçici işitme kaybı
  • İleri seviyelerde kalıcı işitme
  • Kulaktan sıvı akması
  • Kulakta ağrı
  • Baş dönmesi
  • Kulakta bazen uğultu ve çınlama (Çok nadir görülmektedir.)
Kulak Zarı Çökmesi Kendiliğinden Geçer Mi?
Kulak Zarı Çökmesi Kendiliğinden Geçer Mi?

Kulak Zarı Çökmesi Kendiliğinden Geçer Mi?

Bazı rahatsızlıklar zamanla kendiliğinden geçmektedir. Kulak zarı çökmesinde de bu durum söz konusudur. Bazı hafif vakalarda kulak zarı çökmesi kendi kendine geçmektedir. Bu durumda bir tedavi gerekmez. Kişinin kulağındaki basınç normale döndükçe iyileşme de hızlanır. Bu süre 1-2 ay sürebilmektedir.

Kulak Zarı Çökmesi Ağrı Yapar Mı?

Önemli kulak problemlerinden olan kulak zarı çökmesi kişilerde rahatsız edecek seviyede vakum etkisine neden olmaktadır. Kulak zarında kalıcı hasarlara neden olabilecek bu durum ağrı yapmaktadır. İlk zamanlarda işitme kaybı olmadığı için birçok kişi hastalığı önemsememektedir. Ancak zamanla işitme kaybı da meydana gelmektedir. Bu nedenle mutlaka aksatmadan tedaviye başlanmalıdır.

Kulak Zarı Çökmesi Baş Ağrısı Yapar Mı?

Kulak zarı çökmesi kulakta ağrıya neden olmaktadır. Ancak birçok kişi kulak zarı çökmesi baş ağrısı yapar mı merak etmektedir. Kulak zarı çökmesi baş dönmesine neden olabildiği gibi baş ağrısı da yapabilmektedir. Ancak baş ağrısı herkeste görülmeyebilir. Bazı kişilerde yaşanan baş ağrısının kulak zarı çökmesiyle alakalı olduğu belirlenmiştir.

Kulak Zarı Çökmesi Tedavisi Var Mı?

Kulak zarı çökmesi tedavisi var mı merak ediyorsanız evet cevabını hemen verelim. Kulak zarı çökmesi KBB (Kulak-Burun-Boğaz) uzmanlarının ilgi alanındadır. KBB uzmanı otoskop ismi verilen bir cihaz ile kulağınızda çökme olup olmadığını teşhis eder ve duruma göre tedaviye başlar.

Kulak Zarı Çökmesi Nasıl Tedavi Edilir?

Kulak zarında meydana gelen çökmeyi düzeltmek için orta kulaktaki basınç arttırılmaya çalışılır. İltihabın ve tıkanıklığın giderilmesi için streoidler, nazal dekonjestanlar ve bazen antibiyotik tedavisi uygulanır. Tedavi seçimi durumunuza göre doktor tarafından verilmektedir. Bunların dışında doktor tavsiyesi ile Valsalva manevrası önerilmektedir. Bu hareket ile basınç azaltılmaya çalışılmaktadır.

Kulak zarı çökmesi tedavisinde tüp yerleştirme yöntemi uygulanmaktadır. Sık sık kulak enfeksiyonu geçiren kişilere bu yöntem önerilmektedir. Hasar gören kulak zarının düzeltilmesi amacı ile Timpanoplasti tedavisi uygulanmaktadır.

Kulak Zarı Çökmesi Bitkisel Tedavisi?

Kulak problemlerinde genelde bitkisel tedaviyi beklemeden doktora gitmeniz önerilmektedir. Ancak bunun dışında Prof.Dr.İbrahim Saraçoğlu tarafından sarımsak ve soğan kulak problemlerinde doğal antibiyotik olarak önerilmektedir. Bir diş sarımsak ezildikten sonra kulak çubuğu ile kulağa sürülür. 5 dakika sonra kulak temizlenir.

Sarımsak kadar etkisi olan soğan ise özellikle iltihabı geçirmek için etkilidir. Çiğ soğanın suyu sıkılarak kulağa damlatılmalıdır. Daha sonra kulak pamuğu ile temizlenmelidir. Bu işlem birkaç kez yapıldığı zaman iltihabı azaltmaktadır. Ancak tüm bu yöntemleri uygulamadan önce doktora gitmeniz tedaviniz için daha doğrudur.

Kulak Zarı Çökmesi Egzersizleri?

Kulaktaki basıncın azaltılması için kulak zarı çökmesi egzersizleri önerilmektedir. Bu egzersizlerin en popüleri Valsalva Manevrasıdır. Bu egzersizde solunum yolları kapalı iken orta kuvvette verilmeye çalışılan nefes basıncı azaltmaktadır. Valsalva manevrasını şu adımlarla yapmalısınız:

  • Ağzınızı kapatarak burnunuzu sıkın.
  • Aşağıya doğru bastırma hareketi yaparken sert şekilde nefes verin.
  • Bu işlemi tek seferde 10-15 saniye yapın.
  • Herhangi bir sorun yaşamamak için bu yöntemi doktorunuz gözetiminde yapın.

Kulak Zarı Çökmesi Ameliyatı Kaç Saat Sürer?

Kulak zarı çökmesi sorunu kendi kendine geçmezse ya da diğer tedaviler yanıt vermezse cerrahi tedavi yöntemine geçilir. Ameliyat edilecek kişinin kulağındaki çökmenin durumuna ve hastalığın seyrine göre ameliyat süresi değişmektedir. Ancak kanama riskine karşı ameliyat ortalama 3-4 saat sürmektedir.

Kulak Zarı Deliği Nasıl Ameliyat Edilir? 

Göbek eritmek için ne yapmalı, ne içmeli?

Türkiye’de göbek problemi yaşamayan kişi sayısı çok azdır. Yanlış beslenme düzeni ve hareketsiz yaşam tarzı ile beraber kilo problemi son zamanlarda daha sık gündeme gelmeye başlamıştır. Kilolu olmasa da göbek yağları artan kişiler de vardır. Tüm bu kişiler için göbek yağlarından kurtulmanın yollarını aktarıyoruz. Yazımızın devamını okuyarak göbek yağlarından nasıl kurtulacağınızı hemen öğrenebilirsiniz.

Göbek Eritmek İçin Ne Yapmalı?
Göbek Eritmek İçin Ne Yapmalı?

Göbek Eritmek İçin Ne Yapmalı?

Göbek bölgesindeki yağlardan kurtularak düz bir karına sahip olmak isteyen kişiler göbek eritmek için ne yapmalı konusu üzerinde durmaktadırlar. Bu kadar çok merak edilen konuyu araştırarak akıllardaki tüm sorulara yanıt bulacağımızı düşünüyoruz. Göbek yağlarını eriterek düz bir göbeğe sahip olabilmek için izlenmesi gereken adımlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Şeker tüketimi azaltılmalı.
  • Daha çok protein tüketimine dikkat edilmeli.
  • Sağlıksız karbonhidratlar yerine sağlıklı karbonhidratlar tüketilmeli.
  • Egzersizler düzenli olarak yapılmalı.
  • Lifli gıdalar tüketilmeli.
  • Trans yağ tüketilmemeli.
  • Alkol ve sigara tüketilmemeli.
  • Strese dikkat edilmeli.
  • Yağlı balık tüketilmeli.
  • Uyku düzenine dikkat edilmeli.
  • Elma sirkesi tüketilmeli.
  • Probiyotik içeren gıdalar tüketilmeli.
  • Yeşil çay tüketilmeli.
  • Hazır meyve suları yerine organik meyve suları içilmelidir.

Göbek Eritmek İçin Koşmak Mı Yürümek mi Daha İyi?

Göbek eritmek için çeşitli yöntemler araştırılmaktadır. Beslenme ile beraber günlük spor düzeni de göbek yağı eritmede son derece önemlidir. Bu noktada akıllara göbek eritmek için koşmak mı yürümek mi daha iyi sorusu gelebilir. Kilo verebilmek ve yağları eritebilmek için spor yapmak şarttır. Yürüme ya da koşma aktivitelerinden hangisini yapabiliyorsanız mutlaka düzenli olarak yapmalısınız. Ancak yürümek koşmaktan daha fazla yağ yaktırmaktadır.

Yürümenin daha fazla yağ yaktırdığına şaşıranlar olabilir. Koşarken harcadığınız kalorinin ortalama %80’i karbonhidrat iken %20’si yağdır. Yürüdüğünüzde ise 80 yağ yakarken %20 karbonhidrat yakarsınız. Yani göbek eritmek için yürümek koşmaktan daha iyidir. Haftalık bir düzen oluşturarak yürümelerinizi aksatmamanız önerilmektedir.

Göbek Eritmek İçin Pilates Mi Fitness Mı?
Göbek Eritmek İçin Pilates Mi Fitness Mı?

Göbek Eritmek İçin Pilates Mi Fitness Mı?

Son dönemlerde pilates ve fitness aktivitelerine ilgi duyan sayısı bir hayli artmıştır. Kilo vermeye ve vücudu şekillendirmeye yardımcı olan bu spor dallarından göbek eritmek için pilates mi fitness mı tercih edilmelidir? Pilates fitness ın alt dallarından biridir. Pilates genelde yağ yakıcı ve kilo vermeye yardımcı bir spor dalı olarak görülse de aslında öyle değildir. Pilates daha esnek bir vücut sağlayarak vücudun şekillenmesine yardımcı olur.

Pilatesin alt dalı olan fitness ise kas ve kemik oranını artırarak daha ince görünmeye yardımcı olmaktadır. Bu sayede göbek bölgesindeki yağ oranını azaltarak kas oranını artırır ve daha fit bir vücuda kavuşmaya yardımcı olur. Bu nedenle göbek eritmek için fitness tercih edilmelidir.

Göbek Eritmek İçin Günce Kaç Adım Atmalı?

Göbek eritmenin en basit yollarından biri yürüyüş yapmaktır. Eğer imkanınız varsa dışarıda temiz havada yürüyüş yapmanız daha faydalıdır. İmkanı olmayanlar ise evde yürüyüş ile ilgili videoları izleyerek evde yürüyüşlerini yapabilirler. Etkili bir sonuç elde etmek için yürüyüşe başladığınızda en az 45 dakika ara vermeden yürümeniz önerilmektedir. Ayrıca günde en az ortalama 10 bin adım atılmalıdır.

Göbek Eritmek İçin Hangi Spor Yapılmalı?

Göbek eritmek için öncelikle yürüyüş önerilmektedir. Bununla beraber bisiklet ve kardiyo hareketleri de kısa sürede göbek yağlarını eritmeye yardımcı olmaktadır. Göbek yağlarından şikayetçi olanlar için göbek eritmek için hangi spor yapılmalı araştırdık. Göbek eritmeye yardımcı olan spor hareketleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Plank
  • Crunches
  • Bacak ile çember çizme
  • Bisiklet mekiği
  • Kalça kaldırma egzersizi
  • Dağ tırmanışı hareketi
  • Mekik

Göbek Eritmek İçin Günde Kaç Mekik Çekilmeli?

Göbek eritmek için mekik çekmek önemlidir ve göbek eritmeye yardımcıdır. Ancak göbek eritmek için mekik çekmek tek başına yeterli değildir. Sadece mekik çekerek göbek yağlarından kurtulamazsınız. Öncelikle beslenme düzeninize dikkat etmelisiniz ve sporu hayatınıza dahil etmelisiniz. Bununla beraber günde ortalama olarak 10–20 dakika mekik çekmek göbek yağlarından kurtulmanıza yardımcı olur.

Göbek Eritmek İçin Akşam Ne Yemeli?

Birçok kişinin ortak sorunu olan göbek yağları yanlış beslenme ile artmaktadır. Özellikle ağır yenen akşam yemekleri uykuda yağa dönüşerek göbek bölgesinde birikmektedir. Bu nedenle akşamları daha hafif yemekler yenilmelidir. Göbek eritmek için akşam ne yemeli öğrenerek bir düzen oluşturulmalıdır. Göbek eritmek isteyenler akşamları salata, et, çorba, yoğurt, baklagiller, esmer pirinç, esmer ekmek ve tam buğday makarna tüketmelidirler.

Göbek Eritmek İçin Elma Sirkesi Nasıl Kullanılır?
Göbek Eritmek İçin Elma Sirkesi Nasıl Kullanılır?

Göbek Eritmek İçin Elma Sirkesi Nasıl Kullanılır?

Elma sirkesi zayıflamaya ve özellikle göbek yağlarını eritmeye yardımcı olmaktadır. Elma sirkesini salatalarınıza ekleyerek kullanmaya başlayabilirsiniz. Ayrıca bir bardak su içerisine bir yemek kaşığı elma sirkesi ekleyin ve içerisine yarım limon suyunu sıkarak için. Bu karışımı günde bir kere tüketebilirsiniz.

Göbek Eritmek İçin Yoğurt, Limon, Pul Biber Kürü

Popüler kürlerden biri olan göbek eritmek için yoğurt, limon, pul biber kürü birçok kişi tarafından uygulanmaktadır. Bu kürü uygulayan kişiler olumlu sonuçlar elde ettiklerini paylaşmaktadırlar. 3 yemek kaşığı yoğurt içerisine yarım limon suyu ve 1 çay kaşığı pul biber ekleyerek akşamları yatmadan iki saat önce tüketin. Düzenli tüketim ile göbek yağlarınızın eridiğini göreceksiniz. Bu kür sayesinde siz gece uyurken bile bünyeniz göbek yağlarını yakacak.

Göbek Erimek İçin Maydanoz Limon Kürü

Göbek eritmek için ne içilmeli sorusuna maydanoz limon kürü olarak yanıt verebiliriz. Göbek eritmeye yardımcı olan karışımlardan biri de maydanoz limon kürüdür. Birçok kişinin uyguladığı ve etkili sonuçlar aldığı bu kür için yarım limon ve bir tutam maydanoza ihtiyacınız olacak. Yarım limon içerisine maydanozu ekleyin ve bir bardak su ile blenderden geçirin. Hazırladığınız karışımı ara öğünlerinizde tüketin.

Göbek Eritmek İçin Lahana Kürü

Lahana içeriği ile yağ yakımına yardımcı olmaktadır. Özellikle göbek yağlarından rahatsız olanlara lahana kürü uygulamaları önerilmektedir. Lahananın yapraklarını 3 dakika kadar kaynatın ve içerisine bir tutam maydanoz ekleyerek 3 dakika daha kaynatın. Soğuyan karışımı süzün ve bir limon suyu ekleyerek tüketin. Bu suyu gün içerisinde 2-3 kez içebilirsiniz.

Egzersiz Yapmadan Göbek Yağları Nasıl Eritilir?

Gece yatmadan önce pekmez içmek kilo aldırır mı?

Sofralarımızın vazgeçilmezi pekmez, harika bir karbonhidrat, enerji ve şeker kaynağıdır. Pekmez severlerin cevabını en çok merak ettikleri soru ise gece yatmadan önce pekmez içmek kilo aldırır mı? Sorusudur. İçerisinde sağlık için olmazsa olmaz birçok vitamini barındırdığından pekmez doğal ilaç olarak kabul edilir. Gece yatmadan önce pekmez içmek kilo aldırmaz aksine kararında tüketilen pekmez zayıflamaya yardımcı olur. Pekiyi vitamin deposu pekmezin faydaları nelerdir?

Gece Yatmadan Önce Pekmez İçmek Kilo Aldırır Mı? Faydaları Neler?

  • Gece yatmadan önce içilen pekmez vücut direncini artırır, bağışıklığı güçlendirir, kilo verdirir.
  • İltihabı söker, kan basıncını dengeler.
  • Gece yatmadan önce içilen pekmez öksürüğü şıp diye keser.
  • Nekahet döneminde iyileşme sürecini hızlandırır.
  • Pekmez vücuda enerji verir.
  • Kalsiyum, Demir, potasyum, manganez, magnezyum ve bakır açısından zengin olduğu için kemikleri korur.
  • Mide ve sindirim sistemi hastalıklarına iyi gelir.
  • Karadut pekmezi, cinsel hormonların sağlıklı üretilmesine yardımcı olur.
  • Karaciğerlerdeki toksinlerin atılmasını sağlar.

Birçok pekmez çeşidi bulunmaktadır. Bunlar arasında;

  • Üzüm pekmezi,
  • Keçiboynuzu pekmezi,
  • Karadut pekmezi,
  • Harput pekmezi,
  • Dut pekmezi,
  • Andız pekmezi en çok bilinen pekmez çeşitleridir.

Pekmez Nasıl İçilir?

Siz de gün içerisinde çalışma yoğunluğundan pekmez içmeyi unutuyorum diyenlerdenseniz size tavsiyemiz gece yatmadan önce bir kaşık pekmez yiyebilir ya da bir bardak sıcak suya bir yemek kaşığı pekmez katarak ılık veya soğuk olarak içebilirsiniz.

Gece Yatmadan Önce Limonlu Su İçmek Zayıflatır Mı?
Gece Yatmadan Önce Limonlu Su İçmek Zayıflatır Mı?

Gece Yatmadan Önce Limonlu Su İçmek Zayıflatır Mı?

Limonlu su efsanesini duymayan yoktur. Hemen herkes limonlu suyun zayıflamaya yardımcı olduğunu bilir. Ancak bu aşamada limonlu suyun ne oranda ve ne zaman tüketileceği hakkında kimse net bilgilere sahip değildir. Bu nedenle gece yatmadan önce limonlu su içmek zayıflatır mı merak edilmektedir. Böbreklere, cilde ve daha birçok farklı bölgeye faydası olan limonlu suyun zayıflamaya da etkisi olduğu uzmanlar tarafından belirtilmektedir.

Son zamanların popüler içeceklerinden olan limonlu suyu hazırlamak son derece kolaydır. Limonlu suyun faydaları olduğu kadar düzensiz tüketimde zararları da olabilmektedir. Bu nedenle geceleri yatmadan önce limonlu su içmeye başlamadan önce doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir.

Gece yatmadan limonlu su içen kişiler daha az tuvalete kalkarlar. Bu sayede günde 6-8 saat kesintisiz uyuyabilirsiniz. Kaliteli uykunun zayıflama üzerinde etkisi büyüktür. Ayrıca vücuttaki toksinleri temizleyen limonlu su gece boyunca yağ yakmanızı sağlayarak kilo vermeye yardımcı olur.

Gece Yatmadan Önce Limonlu Yeşil Çay İçmek Zayıflatır Mı?

Diyet listelerinin baş köşesinde yeşil çay mutlaka olmaktadır. Metabolizmayı hızlandıran yeşil çay bu sayede yağ yakımını da desteklemektedir. Bu nedenle gece yatmadan önce limonlu yeşil çay içmek zayıflatır mı sorusuna evet yanıtı verilebilir. Geceleri yatmadan önce içilen limonlu yeşil çay, uyku esnasında daha çok kalori yakmaya yardımcı olur. Herhangi bir rahatsızlığınız yok ise geceleri yatmadan önce bir fincan limonlu yeşil çay tüketebilirsiniz.

Gece Yatmadan Önce Ayran İçmek Zayıflatır Mı?

Etkili ve sağlıklı diyet listelerinin bir numaralı ürünü olan ayranın sağlığa faydaları oldukça fazladır. Ayranla ilgili gece yatmadan önce ayran içmek zayıflatır mı sorusu merak edilmektedir. Öncelikle gece yatmadan önce ayran içmek daha rahat ve kaliteli uyumanıza yardımcı olmaktadır. Uyku problemi çeken kişiler ayran sayesinde bu problemden bir nebze de olsa kurtulacaklardır. Potasyum ve protein açısından zengin olan ayranı gece yatmadan içtiğiniz zaman bağırsaklarınız daha hızlı çalışarak gece boyu yağ yakmanıza yardımcı olacaktır. Ancak ayranı soda ile karıştırarak içmeniz önerilmektedir. Bu sayede yağ yakımı en üst seviyelere çıkacaktır.

Gece Yatmandan Önce Elma Sirkesi İçmek Zayıflatır Mı?

Elma sirkesinin iştah kapatıcı etkisi hemen herkes tarafından bilinmektedir. Bu etkisi ile zayıflama üzerinde etkisi olan elma sirkesini ne zaman ve nasıl içeceğiniz önemlidir. Bu nedenle gece yatmadan önce elma sirkesi zayıflatır mı konusu önemlidir. Elma sirkesini yemeklerden önce ve gece yatmadan önce içmek zayıflamaya yardımcı olmaktadır.

Gece Yatmadan Önce Kahve İçmek Zayıflatır Mı?

Birçok kişinin vazgeçilmezi olan kahvenin sağlığa birçok faydası vardır. Eskiden yapılan araştırmalara göre, gece yatmadan önce içilen kahvenin uykuyu kaçırdığı belirtilmekteydi. Ancak günümüzde yapılan araştırmalar bunun doğru olmadığını göstermiştir. Gece yatmadan önce içilen kahvenin uyku üzerinde herhangi bir etkisi olmadığı belirlenmiştir.

Kahve içerisine şeker ve süt eklenmen tüketilirse gece yatmadan önce kahve içmek zayıflatır mı sorusuna evet cevabı verilebilir. Kahvenin metabolizmayı hızlandırma ve yağ yakma etkisi vardır. Uyumadan önce içeceğiniz kahve uyusanız bile metabolizmanızı çalıştırmaya devam ederek yağ yakımını hızlandırır ve kilo vermenize yardımcı olur.

Gece Yatmadan Önce Pul Biberli Yoğurt Yemek Zayıflatır Mı?

Birçok kişi tarafından yoğurt kürü düzenli aralıklarla uygulanmaktadır. Tek başına kilo vermeye yardımcı olan yoğurdun içerisine pul biber eklendiği zaman kilo verme hızı artmaktadır. Metabolizmayı hızlandıran bu iki ürün sayesinde zayıflamak mümkündür. Geceleri yatmadan önce bir kase yoğurt içerisine birer tatlı kaşığı pul biber, zencefil ve zerdeçal ekleyerek tüketebilirsiniz.

Gece Yatmadan Önce Tarçınlı Süt İçmek Zayıflatır Mı?

Diyet listelerinde her zaman yerini alan tarçın şeker ihtiyacını bastırması amacı ile kullanılmaktadır. Özellikle insülin direnci olan kişilere tarçınlı süt içmeleri önerilmektedir. Peki, gece yatmadan önce tarçınlı süt içmek zayıflatır mı? Bu soruya evet yanıtı verilebilir. Düzenli olarak gece yatmadan önce içilen tarçınlı süt yağ yakımını destekleyerek zayıflamaya yardımcı olur.

Gece Yatmadan Önce Ceviz Suyu İçmek Zayıflatır Mı?

İçeriğinde protein özleri bulunan ceviz yağ yakımını hızlandırır. Bu sayede istenmeyen bölgelerdeki fazlalıklardan kurtulmak mümkündür. Ceviz suyu içmenin herhangi bir zararı yoktur. Gece yatmadan içilebilir. Ancak genelde bir bardak su içine atılan bir cevizin sabaha kadar bekletilmesi ve sabah aç karnına içilmesi önerilir.

Gece Yatmadan Önce Elma Yemek Kilo Aldırır Mı?

Birçok kişide meyvelerin kilo aldırmadığı gibi yanlış bir algı vardır. Tüm besinlerin olduğu gibi meyvelerin de bir kalorisi vardır ve düzensiz tüketildiğinde kilo aldırır. Uzman diyetisyenler gece yatmadan önce elma yemek kilo aldırır mı sorusuna evet yanıtını vermektedir. Elmanın içerisinde doğal da olsa şeker vardır. Bu yüzden yatmadan hemen önce elma yediğinizde bu şekeri eritecek hareketi yapamayacaksınız ve bu şeker yağa dönüşecek. Bu nedenle yatmadan en az 2-3 saat önce yemeyi kesmeniz önerilmektedir.

Gece Yatmadan Önce İçilen Süt Kilo Aldırır Mı?

Sütün içerisinde yüksek oranda kalsiyum vardır. Bu sayede gece yatmadan önce içilen süt kilo aldırır mı merak ediyorsanız aldırmadığını söyleyebiliriz. Aksine gece yatmadan önce içilen ılık süt göbek ve basen yağlarının erimesine yardımcı olmaktadır. Ancak sütün gece yatmadan en az 4 saat önce içilmesi önerilmektedir.

Gece Yatmadan Önce C Vitamini İçilir Mi?

Birçok faydası olan C vitamini fazla alındığında karaciğerde ve böbrekte birikerek rahatsızlık verebilir. Bu yüzden yüksek dozlarda alınmamalıdır. Doktorlar C vitamininin sabah tok karnına alınmasını önermektedirler. Akşamları yatmadan önce içilen C vitamini uykusuzluk ve çarpıntı yapabilir.

Gece Yatmadan Önce Adaçayı İçmek Faydalı Mı?

Yatmadan ortalama 10-15 dakika önce içilen bitki çaylarının uykuya geçişi kolaylaştırdığı söylenmektedir. Antibiyotik ve baharat etkisi olan adaçayı ise sirke ve bal ile karıştırıldığında huzursuzluğu giderir. Ayrıca aşırı yorgunluğa iyi gelerek uykuya geçişi kolaylaştırır.

Gece Yatmadan Önce Çiğ Sarımsak Yutmak Faydalı Mı?

Birçok kişi gece yatmadan önce çiğ sarımsak yutmak faydalı mı araştırmaktadır. Özellikle kabızlık problemi olan kişilere gece yatmadan çiğ sarımsak yutmaları önerilmektedir. Antibiyotik etkisi olan sarımsak, bağırsaklarda bulunan parazitleri yok ederek kabızlığı giderir.

Gece Yatmadan Önce Çörek Otu Yağı İçmek Faydalı Mı?

Vücudunda iltihap, gut ve romatizma hastalıkları olan kişiler çörek otu yağı ile bu rahatsızlıklara bağlı ağrılarını giderebilirler. Gece yatmadan önce ağrı olan bölgeyi çörek otu yağı ile ovalayabilirsiniz. Zayıflamak isteyenlere çörek otu yağını suyla seyrelterek sabahları içmeleri önerilmektedir.

Gece Yatmadan Zeytinyağı Limon İçmek Faydalı Mı?

Vajinal mantar nasıl geçer evde? Tedavisi Saraçoğlu

Kandidiyazis de denilen vajinal mantar birçok kadında görülen bir rahatsızlıktır. Normal şartlarda vajinal bölgede bazı mantar ve bakteri hücreleri bulunmaktadır. Fakat bakteri ve mantarın dengesi değiştiği zaman mantar hücreleri çoğalmaktadır. Can sıkıcı olan bu durumun tedavisi mümkümdür.

Geçmeyen Vajinal Mantar Neden Olur?

Vajina çevresinde yer alan ve vulva denilen dokularda hem tahriş hem kaşıntı hem de akıntı meydana getiren enfeksiyona vajinal mantar denir. Tedavisi olsa da bazı kişilerde uzun süre geçmediği için geçmeyen vajinal mantar neden olur araştırılmaktadır. Vajinal mantara neden olan etmenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Diyabet
  • Gebelik
  • Sağlıksız beslenme
  • Şekerli besinlerin çok tüketilmesi
  • Bağışıklık sisteminin zayıf olması
  • Hormonal dengesizlikler
  • Uykusuzluk
  • Stres
  • Doğum kontrol hapı kullanılması
  • Hormon tedavisi sonrası östrajen seviyesinin artması

Vajinal Mantar Belirtileri Neler?

Vajinal mantar belirtileri neler sorusu bu belirtilerin günlük hayatı etkileyecek derecede yüksek olması ile önem kazanmaktadır. Belirtiler erken fark edildiği zaman hemen bir doktora gidilmelidir. Erken teşhis ile başlanan erken tedavi kısa sürede yanıt vermektedir. Vajinal mantar olduğunu düşündürecek önemli belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

  • Kaşıntı
  • Genital bölgenin şişmesi
  • Yanma
  • Kokusuz akıntı
  • Kızarıklık
  • Peynir kesiği şeklinde akıntı
  • Vajinal döküntü
  • Cinsel ilişki sırasında ağrı
  • İdrar çıkarma esnasında ağrı ve yanma
  • Vajinada hassasiyet ve ağrı

Vajinal Mantar Kendiliğinden Geçer Mi?

Çeşitli enfeksiyon hastalıklarında kişinin bağışıklığı güçlü ise hastalık kendiliğinden geçmektedir. Vajinal mantar hastalığında da mantara neden olan etmen tamamen ortadan kalkmış ise hastalık kendiliğinden geçer. Ancak bu süreç zannedildiğinden uzundur. Bekleme süresinde hastalığın ilerleme riski de vardır.

Vajinal Mantar Nasıl Geçer Evde?

Vajinal mantar ciddi sıkıntılar yaratan bir sağlık sorunudur. Kadınlar genital bölgede bulunan bu rahatsızlıklarından dolayı çekindikleri için doktora gitmeden vajinal mantar için evde ne yapabilirim, vajinal mantar nasıl geçer evde? diye sıklıkla araştırma yapmaktadırlar.. Vajinal mantara evde iyi gelebilecek bazı çözüm önerileri aşağıda aktarılmıştır. Ancak mantar enfeksiyonunun ilerleme riskine karşı önce doktora gitmeniz tavsiye edilmektedir.

Yoğurt: Yoğurt içerisinde bulunan dost bakteriler sayesinde mantar enfeksiyonunun büyümesinin önüne geçilebilir. Bir tampona yoğurttan bir miktar alarak iki saat kadar vajina bölgenizde bekletmelisiniz. Günde iki kere bu işlemi yapabilirsiniz.

Hindistan Cevizi Yağı: Antifungal özelliğe sahip olan Hindistan cevizi yağı vajinal mantara iyi gelmektedir. Günde 3 kere mantar olan bölgeye bu yağı sürebilirsiniz.

Elma Sirkesi: Mantar denildiği zaman akıllara ilk gelen doğal tedavilerin başında elma sirkesi gelmektedir. Sıcak su içerisine ekleyeceğiniz elma sirkesi ile vajina bölgenizi yıkayın.

Vajinal Mantar Hamileliği Etkiler Mi?

Mantar enfeksiyonları özellikle hamilelikte ikinci trimesterde daha sık görülmektedir. Bu durumun gebeliğe herhangi olumsuz bir etkisi yoktur.

Vajinal Mantar Karın Ağrısı Yapar Mı?

Vajinal mantarın çeşitli belirtileri olduğu bilindiği için vajinal mantar karın ağrısı yapar mı merak edilmektedir. Vajinal mantar nedeni ile pelvis ve alt karın bölgelerinde ağrı meydana gelebilmektedir. Ancak bu ağrı herkeste görülmeyebilir.

Vajinal Mantar Kızlık Zarına Zarar Verir Mi?

Bekar kadınların vajinal mantar kızlık zarına zarar verir mi diye tedirginlik yaşadıkları görülmektedir. Mantar enfeksiyonu çok ağır seviyelere geldiği zaman kızlık zarına hafif, orta ve ileri seviyede zarar verebilmektedir. Bu nedenle belirtiler başladığı anda mutlaka doktora gidilerek tedaviye başlanmalıdır.

Vajinal Mantar Cinsel İlişkiye Girilir Mi?

Vajinal mantar enfeksiyonlarının havuz ya da buna benzer yerlerden bulaşması söz konusu değildir. Bununla beraber vajinal mantar nadir de olsa cinsel ilişki ile bulaşabilmektedir. Ancak bir kadında vajinal mantarın görülmesi cinsel ilişki ile bulaştığı anlamına gelmez. Mantar enfeksiyonu cinsel ilişki esnasında ağrıya sebep olabilmektedir.

Vajinal Mantar Cinsek İsteksizlik Yapar Mı?

Vajinal mantar normalde cinsel isteksizlik yaratmaz. Ancak cinsel birliktelik sırasında ağrı ve yanmaya neden olabileceği için kişide cinsel ilişkiye girmeye kaçınma görülebilir.

Vajinal Mantar Bitkisel Tedavi Saraçoğlu

Bitkilerin gücüne inanan İbrahim Saraçoğlu, birçok kişide görülen vajinal mantar için de bazı doğal yöntemler önermiştir. Sizlere vajinal mantar bitkisel tedavi Saraçoğlu yöntemlerini aktaracağız. Bu yöntemleri uygulayarak soruna kısa sürede çözüm sağlayabilirsiniz. Ancak doktora gitmeyi asla ihmal etmemelisiniz.

Elma Sirkesi: İbrahim Saraçoğlu, elma sirkesinin mantara neden olan enfeksiyonları öldürdüğünü belirtmektedir. Günde bir defa yarım çay bardağı kadar doğal elma sirkesi ile vajina etrafını yıkamalısınız.

Civanperçemi: Bir kahve fincanı kaynatılmış klorsuz su içerisine 4-5 kaşık kadar Civanperçemi veya Aynısafa bitkisi eklenmelidir. 5 dakika kadar kaynattıktan sonra lapa haline gelen karışımın ılıması beklenmelidir. Gece yatarken mantar bölgesine bu karışım sürülmeli ve sabaha kadar bekletilmelidir.

Vajinal Mantar İlaçları Reçetesiz

Genelde ilaçlar doktor reçetesi ile satılmaktadır. Ancak bazı ilaçlar reçetesiz olarak da alınabilmektedir. Vajinal mantar ilaçları reçetesiz olarak satılanlar eczanelerden alınabilir. Ancak ilacı kullanmadan önce doktorunuza danışmanız çok önemlidir. Reçetesiz satılan vajinal mantar ilaçları şunlardır:

  • Gyno Lomexin fitil
  • Limenda fitil
  • Ketoral fitil
  • Gyno Max fitil

Vajinal Mantara Hangi Bölüm-Doktor Bakar?

Genelde yaz dönemlerinde görülen vajinal mantara Kadın Hastalıkları Bölümündeki Kadın-Doğum uzmanları bakar.

Vajinal Mantar Doktor Muayenesi Nasıl Olur?

Vajinal mantar sorunu yaşayan kadınlar genelde vajinal mantar doktor muayenesi nasıl olur bilmedikleri için tedirgin olurlar ve doktora gitmek istemezler. Bu durumun sağlığınız için gerekli olduğunu düşünerek muayeneden kaçmamalısınız. Vajinal mantar muayenesinde ultrason cihazı ile vajina bölgesine girilir ve bu bölge incelenir. Bazı durumlarda doktor elle muayene edebilmektedir.

Vajinal Mantardan Nasıl Kurtulurum?

Varisli damarlar için bitkisel çözüm!

Birçoğumuz domateslerin faydaları hakkında zaten çok şey biliyoruz, ancak varikoz damarlarını doğal olarak domateslerin yardımıyla tedavi edebileceğinizi biliyor muydunuz?

Domateste bulunan aspirin benzeri bir madde nedeniyle iyileştirici özelliklere sahiptir. Bu asit bir antikoagülan ve doğal kan inceltici olarak kabul edilir. Ek olarak, domates kan damarı duvarlarını güçlendiren flavonoidlere sahiptir. Domates bu özellikleri ile varisler için bünyesinde mucizevi iyileştirici özellikler barındıran harika bir sebzedir.

Varisli damarlar için yeşil ve kırmızı olgun domateslerin kullanıldığı iki harika doğal ilaç vardır.

Varisli Damarlar İçin Yeşil Domatesli Doğal Tedavi

Yeşil domates varisli damarlardan kurtulmak için çok basit bir ev ilacıdır. Tek yapmanız gereken birkaç yeşil domatesi iyice yıkayıp daire dilimleri halinde (veya halkalarda) kesmektir. Sonra yeşil domates dilimlerini varis damarlarının ve kılcal damar ağının üzerine yerleştirin. Gerekirse domates dilimlerini bir bandaj ile sabitleyin. Cildinizde karıncalanma veya yanma hissedene kadar domates dilimlerini cildinizde tutun.

Yanma ve karıncalanma hissi yaşamaya başladığınız anda domates dilimlerini varisli damarların üzerinden alın ve bacaklarınızı soğuk suyla iyice yıkayın.

Domates dilimleri ile varisli damarlara uyguladığınız bu doğal reçetenin tedavi edici özelliğini kısa sürede hissedeceksiniz. Daha iyi sonuçlar elde etmek için, uygulamayı sürekli olarak günde 5 kez tekrarlayın.

Varisli damarlar iyileştirmek için bu doğal tedaviye başladıktan iki hafta sonra, venöz düğümler yok olmaya başlayacak bacaklardaki şişlik, kılcal ağ, damarlardaki ağrı ve düğümler sonunda kaybolacaktır.

Varisli Damarlar İçin Kırmızı Domateslerle Tedavi

Uygulama neredeyse yeşil domates ile aynıdır. Birkaç olgun domatesi yıkayın, ince dilimler halinde kesin ve ağrılı damarlara 3-4 saat boyunca uygulayın. Domatesleri düzgün bir şekilde sabitlemek için bandaj kullanabilirsiniz. Biraz bekledikten sonra domatesleri yenileriyle değiştirin. Bu işlemi yapmak için en uygun zaman akşam veya gecedir.

Tedavinin süresi herkese göre farklılık gösterebilir. Varis için bu bitkisel tedaviyi evde yeşil domateslerle birleştirerek de yapabilirsiniz.

Bu doğal uygulamalar sonrasında bacaklarınızda bulunan varis problemlerinizde gözle görülür derecede iyileşme olduğunuz fark edeceksiniz.

Referanslar;

Bağırsağınızdaki dışkıları temizleyerek 3 haftada 10 kilo verin!

Unutmayın vücudunuz sindiremediği bütün gıdaları kalın bağırsakta mukus şeklinde birikir ve orada çok sayıda toksin oluşumuna sebep olur. Bağırsaklarda biriken bu toksinler aşırı kilo, gün içerisinde sürekli yorgunluk, enerji düşüklüğü ve baş ağrısına neden olur.

Sabahları hiç uyumamış gibi yorgun kalkmak, baş ağrısı ile tüm günü geçirmek, bir şey yemediğiniz halde kilo almanız ve gün daha bitmeden enerjiniz tükenmiş gibi hissetmeniz hep bağırsaklarınızda biriken toksinlerin ortaya çıkardığı bir sonuçtur.

Bağırsaklarınızı Temizleyerek 3 Haftada 10 Kilo Verin!

Neyse ki bütün bu şikâyetlerinizi son bulduracak; yüksek miktarda lifli besin içeren yiyeceklerden oluşan diyet ile bağırsaklarınızı temizleyen, toksinleri attıran ve 3 hafta gibi kısa bir sürede 10 kiloya kadar zayıflamanızı sağlayan bir diyetimiz var.

Malzemeler : 

  • 1 adet elma
  • 1 çorba kaşığı bal
  • 1 yemek kaşığı chia tohumu
  • 1 çorba kaşığı keten tohumu
  • 1 su bardağı kadar da içme suyu

Hazırlanışı: 

1 adet elmayı küçük parçalar halinde kesin. Arzu ederseniz rendeleye de bilirsiniz. Elmaları, 1 çorba kaşığı bal, 1 çorba kaşığı keten tohumu ile beraber bir kaba alın. Üzerine 1 bardak su ekleyin. Malzemelerin yumuşaması için 10 dakika bekletin. Üzerine chia tohumunu da ekleyin ve 5 dakika kadar karıştırın.

Kullanılışı:

Bu karışımı sabahları aç karnına için ve 3 hafta kadar devam edin. Daha iyi sonuç almak için bol sıvı tüketin(yaklaşık 2 litre) ve bağırsakları boşaltmaya teşvik edin.

3 haftanın sonunda bağırsaklarınız toksinlerden arınmış ve 10 kilo zayıflamış olacaksınız. Bağırsaklarınızda biriken toksinlerin neden olduğu şikâyetlerden de kurtulmuş olarak hayatınıza daha kaliteli olarak devam edeceksiniz.

İyi Bir Egzersiz Yapın!

Dolaşımınızı iyileştiren ve kan akışını artıran tempolu yürüyüş, kolonunuzun daha fazla oksijen almasını sağlar. Bu basit strateji, kolon kanserini ve diğer hastalıkları önlemeye yardımcı olabilir. Ayrıca esneme gibi hafif egzersizler de yapabilirsiniz.

Diyetin Ötesinde

Kolon sağlığını iyileştirmeye yardımcı olmak için meyve, sebze ve tahıl dışında bir ürün istiyorsanız, uzmanlar Aloe vera jeli, zencefil Kökü,  Cayenne meyvesi ve rezene gibi tüm organik bitkilerden oluşan formüller önermektedir. Bu yiyecekler, dışkının bağırsaklarınızdan geçmesi için gereken süreyi azaltabilir.

Kefirin faydaları neler, neye iyi gelir? Evde kefir nasıl yapılır?

Kefir çoğu kişinin daha önce ya hiç duymadığı ya da sadece market raflarında rastladığı bir içecektir. Haliyle kefirin faydaları hakkında bilgisi olan kişi sayısı da pek fazla değildir. Ancak kefir ciddi manada sağlığa yararlı olan ve şifa niyetine içilebilecek bir içecektir. İçeriğinde pek çok vitamin ve mineral barındıran bir içecektir. Kefir aslında Kafkas kökenli bir içecektir ve bir süt ürünüdür. İçeriğinde kefir tanecikleri bulunur. Tarihte ilk kez Türkler tarafından yapılmıştır. Kef veya keyf kelimelerinden türetilmiş bir isimdir. Yani keyif veren, keyifli gibi anlamlara gelir. İnek sütü, keçi sütü, koyun sütü gibi çeşitli hayvanların sütünden üretilir. Son yıllarda dünya geneline popüleratisi artmaya başlamıştır. Bugün pek çok ülkede market raflarında yer almaktadır. Tat olarak ayrana benzer ancak daha ekşi ve keskin bir tadı vardır. Elbette pek çok faydası vardır.

Kefirin Faydaları Neler? Kefir Neye İyi Gelir?

Kefirin faydaları hakkında bir liste yapılmaya çalışılsa bu listede onlarca fayda yer alır. O derecede faydalı bir besindir. Kefir neye iyi gelir sorusuna karşılık, kefir her türlü organın sağlığı için faydalıdır ve pek çok hastalığın engellenmesinde yardımcı bir etken olarak yer alır.

Pek çok besin maddesi üzerinde bilimsel çalışmalara yapıldığı gibi, kefir üzerinde de bilimsel çalışmalar yapılmıştır. Bu bilimsel çalışmalar sonucu, kefirin bazı faydaları kanıtlanmıştır. Kanıtlanan faydaları dışında kefirin faydaları hakkında uzunca bir liste yapılabilir. Kefirin faydalarını ise şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Düzenli kullanım sonucu bağışıklık sistemini güçlendirmeye yarar.
  • İçeriğinde yüksek miktarda kalsiyum barındırır. Yüksek kalsiyum içeriği sayesinde kemik ve dişlerin yapısını korur ve çürümeyi engeller.
  • Rahatlatıcı bir etkisi vardır.
  • Alerjik hastalığı olan kişiler rahatça kullanabilir. Hatta bazı alerjenlere karşı koruma sağlar.
  • Sindirim sistemine destek olarak, bağırsaklara fayda sağlar.
  • İçeriğinde yüksek miktarda B vitamini bulundurur.
  • Sinir sistemine fayda sağlar. Stres ve depresyonu karşı koyan bir etkisi vardır.
  • Kan basıncının düzenlenmesini sağlar.
  • Vücut için önemi olan fosfor içerir.
  • İçeriğinde barındırdığı fosfor sayesinde hücre gelişimine yardımcı olur.
  • Doğal bir kolesterol düzenleyicisidir.
  • Vücut üzerinde çıkan yaraların iyileşmesini sağlar.
  • A ve D vitaminleri bakımından zengindir.
  • Göz sağlığını korur.
  • Kansızlığa karşı kullanılabilir.
  • Dengeli ve besleyici özelliği bulunan bir gıdadır.
  • Uyku sorunları olanlar için bir çözüm yoludur. Uykuyu düzenlemeye yarar.
  • Dikkat dağınıklığını önler, odaklanmayı arttırır.
  • Kronik yorgunluğa karşı koyar, vücudun dinlenmesine yardım eder.
  • Kansere karşı koruma sağlar. Hastalıklı hücreleri inhibe eder ve gelişimlerini önler.
  • AİDS’E karşı koyar ve koruma sağlar.
  • Kalp dostu bir gıdadır ve kalbi korumayı sağlar.
  • Vücutta ödem var ise bu ödemin vücuttan atılmasını sağlar.
  • Sivilce oluşumunu engeller.
  • Zeka ve zihin gelişiminde etkin bir rol oynar.
  • Üreme hormonları üzerinde olumu etki bırakır.
  • Akciğer sağlığı için gerekli bir besindir.
  • Düzenli kefir tüketmek bağırsak bozukluklarının giderilmesini sağlar.
  • Sinüzit sorununa karşı fayda sağlar.
  • Midede şişkinlik oluşumunu azaltır.
  • Protein ve magnezyum bakımından zengin bir kaynaktır.
  • Gut hastalığına karşı koruma sağlar ve bu hastalığa iyi gelir.
  • Anti bakteriyel bir özelliği bulunur.
  • Böbreklerin korunmasını sağlar ve safra kesesi hastalıklarına karşı koruma sağlar.
  • Hamilelikte anne ve bebek sağlığı için yararlıdır.
  • Şeker hastalığı bulunan kişiler için doğal bir şeker düşürücü özelliği gösterir.
Kefir Nasıl Yapılır, Mayalanır? Evde Kefir Yapımı
Kefir Nasıl Yapılır, Mayalanır? Evde Kefir Yapımı

Kefir Nasıl Yapılır? Evde Kefir Yapımı

Malzemeler;

  • 1 su bardağı süt, tercihen organik tam yağlı
  • 1 çay kaşığı aktif kefir taneleri

Kefir Yapımı İçin Malzemeler;

  • 1 küçük boy cam kavanoz
  • Tülbent, kağıt havlu veya temiz peçete
  • Lastik bant
  • Küçük süzgeç
  • Kapaklı saklama kabı

Evde Kefir Yapımı

  • Süt ve tahılları bir kavanozda birleştirin: Sütü temiz bir cam kavanozun içine (metal değil) dökün ve kefir taneleri içine karıştırın. Süt soğuk veya oda sıcaklığında olabilir, her ikisi de iyidir.

Not: Demleme sırasında ve sonrasında kefir ile metal arasında uzun süre temastan kaçının. Bu, kefirinizin lezzetini etkileyebilir ve zamanla tahılları zayıflatabilir.

  • Kavanozun ağzını örtün : Kavanozu tülbent, kağıt havlu veya temiz bir peçeteyle örtün ve lastik bir bantla sabitleyin. Fermantasyon tanelerinden karbondioksit birikimi kavanozda basınç oluşmasına ve aşırı durumlarda kavanozun patlamasına neden olabileceğinden kavanozun üzerine bir kapak kapatmayın.
  • 12 ila 48 saat fermantasyon: Kavanozu oda sıcaklığında  doğrudan güneş ışığından uzakta saklayın. Her birkaç saatte bir kavanozu kontrol edin. Süt kalınlaştığında ve keskin olduğu zaman, hazırdır. Bu genellikle ortalama oda sıcaklıklarında yaklaşık 24 saat sürer. Süt, ılık sıcaklıklarda daha hızlı ve daha düşük sıcaklıklarda daha yavaş fermente olur. Sütünüz 48 saat sonra fermente edilmemişse, taneleri süzün ve taze bir partide tekrar deneyin (bu bazen yeni kefir taneleri kullanılırken, kurutulmuş kefir taneleri yenilenirken veya soğutulmuş taneleri kullanırken olur).
  • Kefir tanelerini süzün: Kefir depolamak için kullanacağınız kabın üzerine küçük bir süzgeç yerleştirin. Kefiri kabın içine süzün, süzgeç içindeki taneleri alın.
  • Kefir tanelerini taze süte aktarın: Kefir tanelerini taze bir süte karıştırın ve tekrar mayalayın. Bu sayede her 24 saatte bir taze kefir yapabilirsiniz. Kefir yapımında bir mola vermek için, taneleri taze sütün içine yerleştirin, sıkıca kapatın ve soğutun.
  • Kefirinin içilmesi veya soğutulması: Hazırlanan kefir hemen kullanılabilir, içilebilir veya sıkıca kapatılabilir ve bir hafta kadar buzdolabında saklanabilir.
Lezzetli Bir Kefir Tarifi İçin Notları
Lezzetli Bir Kefir Tarifi İçin Notları

Lezzetli Bir Kefir Tarifi İçin Notları

Kurutulmuş Kefir Tanelerini Kullanma:

Kefir tanelerinizi kuru halde satın aldıysanız, oda sıcaklığında taze süt içerisinde bekleterek onları sulandırın. Her 24 saatte bir sütü değiştirin, tanelerin süt kültürüne geçene ve kefir yapmaya başlayıncaya kadar. Kefir tanelerinin tamamen aktif hale gelmesi 3 ila 7 gün sürebilir.

Kefir Yapmak İçin Hangi Süt Kullanılır:

Kefir, tam yağlı inek, keçi, koyun sütleriyle yapılabilir. Az yağlı sütler kullanabilirsiniz, ancak kefir taneleri doğru şekilde fermente edilmemişse, tam yağlı sütte tekrar canlandırınız. Hazır süt ile kefir yapılır mı, hazır sütten kefir nasıl yapılır sorularını sorduğunuzu duyar gibiyiz. Çiğ ve pastörize sütler kullanılabilir, ancak ultra yüksek sıcaklıkta (UHT) pastörize sütlerden kaçının.

Daha Çok veya Daha Az Kefir Yapma:

1 ila 2 bardak sütü fermente etmek için bir çay kaşığı kefir tanesine  ihtiyacınız olacak. Bundan daha az sütle de fermente edebilirsiniz, ancak fermantasyon daha hızlı geçecektir. Kefir taneleriniz zamanla çoğalmaya başlayacak ve isterseniz daha fazla süt fermantasyonu yapabilirsiniz. Bir çay kaşığı kefir tanesi ile 1 su bardağı süt oranını mutlaka koruyun.

Kefir Yapmaya Ara Vermek:

Kefir yapmaya ara vermek istiyorsanız, kefir tanelerini taze bir süt kabına aktarın, sıkıca kapatın ve bir aya kadar buzdolabında saklayın.

Kefiriniz Ayrılırsa Ne Yapmalı:

Bazen kefir çok uzun süre kalırsa katı bir katmana ayrılır. Bu iyi! Kavanozu sallayın veya kefirleri çırpın ve yeniden birleştirerek devam edin. Bu durum sürekli oluyorsa kefirinizi daha erken kontrol etmeye başlayın.

Yüz şekline göre doğru gözlük çerçevesi seçimi nasıl olmalıdır?

Çoğu insanın gözlüklerini yaklaşık 3 yılda bir değiştirdiğini biliyor muydunuz ? Yeni gözlük alma zamanı geldiğinde, doğru şekli aldığınızdan emin olmak istersiniz! Aralarından seçim yapabileceğiniz çok sayıda gözlükle, size en uygun olanı bilmek, benzersiz yüz hatlarınızı ortaya çıkarmanıza gerçekten yardımcı olabilir.

Gözlük seçimi hepimiz için önemlidir. Gözlük alırken hem estetik hem de konforlu oluşuna dikkat etmeliyiz. Kim suratını komik gösteren bir gözlük takmak ister ki? Dış görünüş bizim için önemlidir. Öyle değil mi? Peki hem estetik hem de konforlu olması için yüz şekline göre doğru gözlük çerçevesi seçimi nasıl olmalıdır? Bu yazıda bunlardan bahsedeceğiz.

Doğru Gözlük Almanın Püf Noktaları Nelerdir?

Konfor açısından ele almamız gerekirse, gözlük ekartmanı dediğimiz yani gözlüğün boyutu denilen bir kavram vardır. Gözlük ile saplar arasında yaklaşık 90 derecelik bir açı vardır. Bu açının dar ya da daha geniş olması, gözlüğün yüzünüze küçük olduğu kanısına varabiliriz. Aynı şekilde gözlüğün tipi ya da modeli dediğimiz şeyde gözlük seçerken dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biridir.

Dikdörtgen yapıda olan bir yüz tipinin dikdörtgen tarzda gözlük takması pek uygun olmaz. Bu yüz tipinin gözlüğünü daha çok oval veya yuvarlak tercih etmesi yüzünü daha yumuşak göstermiş olur. Yüzü oval veya yuvarlak olan birisinin de dikdörtgen tarzda bir gözlük takarak kontrast olmalıdır. Burnun üst kısmına ve kulak arkasına gözlüğün baskı yapmaması gerekir. Bir diğer önemli nokta ise, çerçevenin camı elmacık kemiklerinize gelmemeli normal şartlarda gelmeyebilir, güldüğünüz zaman elmacık kemiklerinize değiyorsa bu uzun süre kullanımda konfor sağlayamaması demektir. Cam konusunda bir şeyler söylemek isterdim lakin bunu optisyeninize danışmanızı tavsiye ederim. Çünkü herkesin reçetesi farklı; reçeteye göre bilgi vermek daha sağlıklı olacaktır.

Yüz Şekline Göre Güneş Gözlüğü Nasıl Seçilir?
Yüz Şekline Göre Güneş Gözlüğü Nasıl Seçilir?

Yüz Şekline Göre Doğru Gözlük Çerçevesi Seçimi Nasıl Olmalı?

Yüz şekline göre gözlük seçimi hem estetik görünüş hem de göz sağlığı için önemlidir. Yüzlerce seçenek varken size en yakışanı bulmak elbette zor. Ama her şeyin bir püf noktası olduğu gibi bu işin de bir püf noktası var. Ama öncelik yüz tipinizi tanımak.

Yuvarlak yüzlülerde gözlük seçimi;

Yüzünüzün eni ile boyu doğru orantılı, saçınızın birleştiği yer geniş ise yuvarlak yüz tipine sahipsiniz demektir. Bu yüz tipine sahipseniz; Derinliği yüksek koyu renkler olacaktır. Böylece yüzünüzün dolgun ve uzun görünmesini engelleyebilirsiniz ve en önemlisi yuvarlak çerçevelerden kaçınmalısınız.

Kalp;

Eğer alnınız normalden daha geniş, çeneniz biraz dar ise ve yüzünüz aşağıya doğru inceliyorsa kalp şeklinde bir yüze sahipsiniz demektir: Çerçevenin üst kısmında bol desen ya da aksesuar kullanılan gözlüklerden kaçınmalısınız. Hafif ve ince çerçeveli hatta çerçevesiz gözlükleri tercih etmelisiniz.

Oval;

Yüzünüzün eni ve boyu birbirine doğru orantılı, çenenize doğru incelen, uzayan bir yapıya sahipse siz oval yüzlüsünüz demektir. Peki oval yüz tipinde dikkat edilmesi gerekenler nelerdir; Öncelikle çok şanslı olduğunuzu söylemek isterim. Çünkü tüm güneş gözlüğü modelleri yüz tipinize uygun. Sadece yüzünüze büyük gelen gözlükleri tercih etmemelisiniz.

Kare;

Eğer alın, çene ve elmacık kemikleriniz arasındaki mesafe aynı orandaysa, saç ve çene çizgileriniz biraz genişse yüz şekliniz karedir. Eğer böyle bir yüz tipine sahipseniz; Geometrik çerçeveli ve kare şekilli güneş gözlüklerinden uzak durmalısınız. Camın sarı, mavi kırmızı ya da mor gibi renklerden olması mükemmel bir tercih olacaktır.

Elmas;

Yüzünüzün alın ve çene kısmı normalden daha dar ise siz elmas yüz tipine sahipsinizdir. Öyleyse; Tercih ettiğiniz güneş gözlüğünün üst kısmı daha değişik tasarımda ya da bol aksesuarlı olmalı. Elmacık kemiklerinize vurgulayarak hoş bir görüntü elde etmiş olacaksınız.

Güneş Gözlüğü Takınca Kaşlar Görünmeli Mi?

Gözlükte kaş görünmeli mi? sorusunun cevabı sıklıkla merak edilmektedir. Bu sorunun cevabını moda ve optik uzmanları şöyle cevaplıyor: Hayır! Güneş gözlüğünden numaralı gözlüğe kadar hangi gözlüğü takarsanız takın, kaşlarınız gözlük üzerinden çıkmalıdır. Örneğin Jennifer Lopez bir fotoğrafında gözlüklü ve kaşları görünmüyor. Peki bu doğru mu? Kesinlikle hayır! Bunun sebebi, özellikle güneş gözlüklerinin gün geçtikçe büyüdüğü bir gerçek. Yüzümüzü tamamen kapatan güneş gözlükleri maalesef ki yüzümüzün tüm özelliklerini kapatıyor. Bizler güneş gözlüğünün bize şık durmasını da isteriz. Ama bizi biz yapan özellikler kapatıldıktan sonra, sokakta bile tanınamayacaksak bunun ne önemi var ki ?

Yüz Tipine Göre Gözlük Seçimi Nasıl Olmalı?

Gilbert sendromu nedir, nasıl oluşur, belirtileri nelerdir?

Gilbert sendromu, tedavi gerektirmeyen hafif bir hastalıktır. Ara sıra sarımsı gözler ve cilt rahatsız edici olsa da, sarılık herhangi bir sağlık riski oluşturmaz. Bu cilt ve göz rengi kendi kendine geçecektir. Sağlık uzmanınız, Gilbert sendromuyla ilişkili sarılık olaylarını azaltmanın yollarını önerebilir.

Gilbert Sendromu Nedir?

Karaciğerin temel görevlerinden birisi, vücutta meydana çıkan çeşitli maddelerin işlenmesi sonucu uzaklaştırılmasıdır. Bu mekanizmada meydana gelen bozukluklar maddelerin birikmesine ve Gilbert Sendromunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Karaciğerde birikmesi tehlikeli olan ve işlenerek uzaklaştırılması gereken en önemli madde “bilirubin” maddesidir. Hemoglobin proteininin yıkılması sonucu bilirubin maddesi ortaya çıkmaktadır. Bu bilirubin maddesi karaciğer dokuları tarafından yakalanıp işlenerek safra ve idrar aracılığı ile vücuttan uzaklaştırılır. Gilbert sendromunda, karaciğer tarafından vücuttan uzaklaştırılamayan bilirubin maddesi, çeşitli belirtilere ve sorunlara neden olmaktadır.

Bilirubin Nedir?

Bilirubin, karaciğer tarafından üretilen ve vücudun yağları emmesine yardımcı olan bir sindirim sıvısı olan safrada bulunur. Karaciğeriniz sindirim sisteminin bir parçasıdır. Kandaki toksinleri filtreler, yağları sindirir ve enerji için kullanmak üzere glikozu (bir kan şekeri) glikojen olarak depolar.

Gilbert Sendromu Nasıl Oluşur?

Bu rahatsızlığın temelini genetik faktörler oluşturmaktadır. Bilirubin maddesinin karaciğere alınmasını sağlayan proteinler çeşitli genler tarafından kodlanmaktadır. Bu genlerde meydana gelen mutasyonlar ve akabinde gerçekleşen değişimler Gilbert sendromunun ortaya çıkmasına neden olur. Bu genetik kodlamalar nedeniyle Gilbert Sendromu aile bireylerinde kuşaktan kuşağa ortaya çıkabilmektedir. Bu rahatsızlık kişinin hayatında kalıcı ve riskli sonuçlar doğurmamaktadır. Erken tanı ve erken tedavi ile çeşitli yöntemler ile kontrolü sağlanabilmektedir.

Gilbert Sendromunun Belirtileri Nelerdir?

Bu sendrom kesin semptomlar ile belirlenen bir rahatsızlık değildir. Yapılan araştırmalara göre Gilbert hastalarının %35’inde hiçbir belirti gözlemlenmemiştir. Bu nedenle birçok Gilbert hastasına uzun bir süre hatta yaşamları boyunca tanı konulamamıştır. Bunların yanında çeşitli belirtiler Gilbert sendromuna işaret edebilmektedir.

  • Ciltte sarılık
  • Mide bulantısı ve istifra etme
  • İshal
  • Karın ağrısı ve karın çevresinde sancılar
  • Aşırı yorgunluk ve halsizlik hali

Gilbert sendormunun belirtileri arasında yer almaktadır. Bireyin aşağıdaki durumlar neticesinde karaciğerini zorlaması sonucunda da klinik belirtiler ortaya çıkmaktadır.

  • Uzun süreli açlık
  • Az sıvı tüketimi
  • Yetersiz ve az uyuma
  • Yoğun egzersizler
  • Alkol tüketimi
  • Çok fazla ilaç tüketmek
  • Fiziksel ve psikolojik stres
  • Enfeksiyon
  • Regl dönemleri

Gilbert Sendromunun Semptomlarını Kötüleştiren Nedir?

Bunlar, Gilbert sendromlu kişilerde bilirubin seviyelerini yükselterek sarılığa neden olabilir:

  • Dehidrasyon.
  • Oruç tutmak veya öğün atlamak.
  • Hastalık veya enfeksiyonlar.
  • Adet.
  • Aşırı efor (çok fazla fiziksel aktivite).
  • Stres.

Gilbert Sendromu Nasıl Teşhis Edilir?

Genetik bir durum olarak Gilbert sendromu doğumda mevcuttur. Kan testleri yüksek bilirubin seviyelerini tespit edene kadar genellikle teşhis edilmez. Teşhis en yaygın olarak, insanlar ergenlik çağındayken veya erken yetişkinlik dönemindeyken ve başka bir şey için kan testi yaptırdıklarında ortaya çıkar.

Kan testlerine ek olarak şunları elde edebilirsiniz:

  • Karaciğerinizin ne kadar iyi çalıştığını değerlendirmek ve bilirubin düzeylerini ölçmek için karaciğer fonksiyon testleri.
  • Gilbert sendromuna neden olan gen mutasyonunu kontrol etmek için genetik testler

Gilbert Hastalığının Tedavisi Nasıl Yapılır?

Gilbert hastalığının net olarak bir tedavisi yoktur. Karaciğerin fazla zorlanması durumunda ortaya çıkan farklı semptomlarla birlikte nadiren de olsa ilaç tedavisi kullanılmaktadır. Bireylerin Gilbert sendromuna karşı ortaya çıkan belirtileri azaltmak ve önlemek için yapması gerekenler bulunmaktadır. Yoğun egzersizler yerine hafif egzersizler gerçekleştirmek, bol sıvı tüketmek, düzenli beslenmek, uyku düzenine dikkat etmek ve alkol tüketiminden kaçınmak gerekmektedir.

Gilbert Sendromuyla İlgili Olarak Doktoru Ne Zaman Aramalıyım?

Aşağıdaki durumlarda sağlık uzmanınızı aramalısınız:

  • Kronik gastrointestinal problemler.
  • Koyu renkli idrar veya kil renkli dışkı.
  • Ateş ve titreme.
  • Sarılık (sarı cilt veya göz beyazları).

Gilbert Sendromu Hakkında Doktoruma Hangi Soruları Sormalıyım?

Sağlık uzmanınıza sormak isteyebilirsiniz:

  • Neden Gilbert sendromuna yakalandım?
  • Tedaviye ihtiyacım var mı?
  • Sarılığı önlemek için hangi adımları atabilirim?
  • Sarılık ne kadar sürecek?
  • Aile üyelerim Gilbert sendromunu kontrol etmek için genetik testler yaptırmalı mı?
  • Komplikasyon belirtilerine dikkat etmeli miyim?
Bunlar da ilginizi çekebilir:

Sırt ve omuzdaki sivilceler neden çıkar, nasıl geçer?

Sırt ve omuzdaki sivilceler çok yaygın görülen bir cilt problemidir. Ancak, bu sivilcelerin tedavisi genellikle zordur. Sivilcelere neden olabilecek çeşitli faktörler vardır. Sivilcelerden kurtulmak için evinizde bazı kolay tedavi yollarını deneyebilirsiniz.

Sırt ve omuz sivilceleri vücudunuzun herhangi bir yerinde ve her yaşta ortaya çıkabilir. Bazen bunlar çok rahatsız edici olabilir.

Sırt ve Omuzdaki Sivilceler Neden Çıkar?

Sivilceler çok farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Sırt ve omuzdaki sivilceler neden çıkar sorusuna yanıt olarak şunları söyleyebiliriz:

  • Genetik nedenler,
  • Hormonal değişiklikler. Özellikle gençlerde sırt ve omuz aknelerine neden olabilir,
  • Birtakım ilaçların neden olduğu yan etkiler,
  • Yağlı bir cilde sahip olmak,
  • Çok fazla terlemek.

Sırt ve Omuzdaki Sivilceler Nasıl Geçer?

Ev yapımı bazı basit kürler ile sivilcelerinizden kurtulabilirsiniz. İşte, sivilcelerden kurtulmak için pratik tedavi yolları:

1- Çay Ağacı Yağı

Çay ağacı yağı, çeşitli faydaları nedeniyle cilt bakım ürünlerinde esansiyel bir yağ olarak kullanılır. Bu yağ, zararlı bakterileri öldürerek sivilce tedavisine yardımcı olur. Çay ağacı yağını sivilceli bölgeye sürdükten sonra gece boyunca bekletmeniz yeterlidir.

2- Aloe Vera

Aloe Vera, ciltle ilgili her türlü problem için en etkili çözümler sunan bir bitkidir. Taze aloe vera jelini doğrudan sırtınıza ve omzunuza uygulayabilirsiniz. Aloe vera, anti-inflamatuar özelliklere sahip olduğu için cildinizi rahatlatır ve cildinizin iyi bir şekilde beslenmesini sağlar.

3- Limon

Limon, faydalı bir antioksidan olan C vitamini açısından zengindir. Ayrıca, limon yüksek antioksidan ve sitrik asit içeriği nedeniyle sivilce tedavisi için mükemmel bir çözümdür. Fazla yağı giderir ve sivilceye neden olan bakterileri öldürür. Birkaç damla limon suyunu yaklaşık 30 dakika boyunca doğrudan sırtınıza ve omzunuza uygulayabilirsiniz.

4- Hindistancevizi Yağı

Sağlık açısından birçok yararı bulunan hindistancevizini sivilce tedavisinde de kullanabilirsiniz. Hindistancevizi yağı, sivilce tedavisinde yardımcı olan doğal antibakteriyel özelliklere sahiptir. Her gün banyo yapmadan önce hindistancevizi yağı ile sırtınıza masaj yapabilirsiniz.

5- Sarımsak Suyu

Sarımsak, antibakteriyel ve antifungal özelliklere sahip bir bitkidir. İçeriğindeki allisin adlı madde, sivilceye neden olan bakterileri yok etmeye yardımcı olur. Ayrıca, sarımsak iltihabı azaltmaya ve kan dolaşımını iyileştirmeye de yardımcı olur. Birkaç diş sarımsağı ezdikten sonra açığa çıkan suyu bir pamuk yardımıyla sırt ve omuz bölgelerinizdeki sivilcelere uygulayabilirsiniz. Sarımsak suyunu vücudunuza uyguladıktan sonra yaklaşık 30 dakika bekletmeli ve sonrasında vücudunuzu suyla yıkamalısınız.

6- Yeşil Çay

Yeşil çay, sivilce tedavisi için etkili bir içecektir. Sivilce tedavisi için günde 2 defa yeşil çay içmeye özen göstermelisiniz. Ayrıca, yeşil çayı sivilcelerle mücadele etmek için doğrudan pamuk yardımıyla problemli bölgelere uygulayabilirsiniz.

7- Zerdeçal

Zerdeçal, sivilce tedavisi için kullanılan en eski ev yapımı ilaçlardan biridir. Zerdeçalda bulunan kurkumin adlı madde, akne tedavisine yardımcı olabilecek anti-inflamatuar ve antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Yoğun bir kür hazırlamak için bir çorba kaşığı zerdeçal tozunu suyla karıştırmayı deneyebilirsiniz. Elde ettiğiniz karışımı 20 dakika boyunca cildinize uygulamalı ve ardından yıkamalısınız.

Sırt ve Omuzdaki Sivilceler Nasıl Önlenir?

Sırt ve omuzdaki sivilceleri önlemek, tedavi etmekten daha kolaydır. Bu amaçla aşağıdaki pratik ipuçlarından yararlanabilirsiniz:

  • Antrenmandan sonra daima duş alın. Vücudunuzu ter ve kirlerden sık sık arındırın.
  • Vücudunuzdaki ölü deri hücrelerini yok etmek için cildinizi düzenli olarak peeling yapın.
  • Egzersiz sırasında ve yaz aylarında bol giysiler giyin.
  • Vücudunuzun doğal olarak detoks yapması için sağlıklı yiyecekler tüketin.

Sırttaki ve Dekolte Bölgesindeki Sivilcelerden Kurtulma

Çay ağacı yağı ne işe yarar, nasıl kullanılır?

Doğal bir antibakteriyel ve dezenfektan olan çay ağacı yağını belki duymuşsunuzdur. Özellikle cilt problemleri ile mücadele etme konusunda oldukça başarılı olan bu mucizevi yağ son zamanlarda git gide popülerleşmeye başlamıştır. Ünlü kozmetik markalarının vitrinlerinde dahi yerini alan ve pek çok kişi tarafından kullanılan çay ağacı yağı hakkında sizlere detaylı bilgi vermek istiyoruz.

Çay Ağacı Yağı Ne İşe Yarar? Faydaları Neler?

Açık sarı renge sahip olan çay ağacı yağı kozmetik sektörü başta olmak üzere, antiseptik, antiviral ve antifungal özelliklerinden dolayı bazı hastalıkların tedavisinde de kullanılır. Mersingiller ailesine üye olan çay ağacı bitkisinin anavatanı Avustralya’dır. Hint defnesi olarak bilinen bitkiden elde edilen çay ağacı yağı Avustralyalılar tarafından yüzyıllardır kullanılır. Bilim insanlarının çay ağacı yağı üzerinde yaptığı araştırmaların olumlu sonuçlar vermesi, daha popüler olmasına neden olmuştur. Bitkinin yaprakları ezilerek çıkarılan yağ pek çok rahatsızlığı önleme, tedavi etmede kullanıldığı gibi cilt bakımı konusunda da hatırı sayılır bir yere sahiptir. Dünyada ilk defa Avustralya’da Bundjalung adlı bir kabile tarafından denenmiş ve üst solunum yolu enfeksiyonu tedavisinde kullanılmıştır. Çay ağacı yağının faydalarına gelecek olursak saymakla bitmez!

  • Özellikle kadınların baş belası akne ve sivilceler üzerinde iyileştirici etkiye sahip olan çay ağacı yağı yeniden sivilce oluşumuna da engel olur.
  • Sivilce izlerini geçirme konusunda da başarılı olan bu değerli yağ düzenli kullanımda daha pürüzsüz bir cilt görünümüne kavuşulmasını sağlar.
  • Virüs ve bakterileri vücuttan uzak tutma görevini üstlenerek bizi pek çok hastalığa karşı korur.
  • Sinek ve böcek sokmalarından sonra meydana gelen kızarıklığın ve kaşıntının geçmesi için faydalıdır.
  • Üst solunum yolu üzerinde olumlu etkilere sahip olan çay ağacı yağının buharı tam bir şifa kaynağıdır. Çay ağacı yağı ile yapılan buhar banyosu nezle, grip, burun tıkanıklığı, bronşit, inatçı öksürük gibi sorunların ortadan kalkmasını sağlar.
  • Bazen pek çok nedenden dolayı cildimizde uçuk çıkabilir. Çay ağacı yağı içeriğinde bulunan antiviral özellikten dolayı virüslerin neden olduğu uçukları geçirmede önemli rol oynar.
  • Saç ve saç derisi üzerinde olumlu etkileri bulunan yağ kepeklenmeyi önleyerek saçlara daha sağlıklı bir görünüm kazandırır.
  • Ayrıca saçların daha fazla nem tutmasını sağlayarak yumuşacık olmasını sağlar.
  • Ciddi olmayan kesik ve yaraların üzerine seyreltilmiş çay ağacı yağı damlatılırsa yaranın çabucak toparlanmasını sağlar.
  • Cildi fazla yağlı olan kişiler çay ağacı yağını kullanırsa yağlanma azalarak daha dengeli bir hale gelebilir.
  • Ağız içinde oluşan yaraların geçmesini sağlayan çay ağacı yağı diş eti iltihaplanmalarının giderilmesi için de oldukça faydalıdır.
  • Tırnak batmalarından kaynaklanan iltihaplanma durumlarına karşı da kurutucu etkisi vardır. Bununla kalmaz, ayak mantarını da tedavi ederek ortadan kaldırır.
  • Siğillerden muzdarip olan kişilerin de imdadına yetişen çay ağacı yağı hızlıca iyileşmelerini sağlar.
  • Çay ağacı yağı tam bir doğal dezenfektandır. Bu nedenle sebze ve meyve yıkarken de bir miktar kullanılabilir.

Çay Ağacı Yağı Nasıl Kullanılır?

Çay ağacı yağının doğru şekilde kullanılması olumlu sonuç alabilmek için önemli bir detaydır. Çay ağacı satın alabileceğiniz kozmetik mağazaları olduğu gibi güvenilir aktarlar da sizler için iyi bir adres olabilir.

Sivilce, akne, çıban: Çay ağacı yağının hangi bölgeye nasıl uygulanacağı da farklılıklar gösterir. Eğer cilt üzerinde çıban, akne, sivilce gibi sorunlar varsa, o bölgelere pamuk yardımı ile az miktarda çay ağacı yağı sürülmelidir. Ancak yağın uygulanacağı bölgenin temiz olduğundan emin olunması gereklidir. Çok ciddi durumda olmayan yara, sıyrık ve kesiklerin üzerine damlatılarak iyileşmenin hızlanmasına faysa sağlar.

Ayak mantarı: Çay ağacı yağını ayağınızın mantarlı kısımlarına doğrudan sürebilirsiniz. Su dolu bir kabın içine birkaç damla çay ağacı yağı damlatıldıktan sonra ayaklar içinde bir süre bekletilebilir. Tırnak batmasından kaynaklı acı veren ağrı ve iltihabın kuruması için batık olan bölgeye damlatılır.

Ağız yaraları: Ağız içinde oluşan yaralar, diş eti iltihapları gibi durumlar söz konusu olduğunda bir miktar suya eklemiş olduğunuz birkaç damla çay ağacı yağı kurtarıcınız olacaktır. Bu karışım ile gargara yaptıktan sonra ağız sağlığınız kısa süre içinde eski haline gelecektir.

Saç sağlığı: Kepek problemi ile baş etmek ve saçlarınızın daha sağlıklı görünmesini sağlamak için de çay ağacı yağı elinizin altında olmalıdır. Banyo yaptıktan sonra birkaç damla çay ağacı yağı ile seyreltilmiş olan suyu saçlarınızı durulamak için kullanabilirsiniz. Yağı saçınızdan arındırmak için son kez durulama yapmanız faydalı olacaktır.

Çay Ağacı Yağının Zararı Var Mı?

Çay ağacı yağı da birçok bitkisel üründe olduğu gibi bir takım yan etkilere neden olabilir. Bu nedenle kullanımı sırasında dikkat edilmeli ve herhangi bir olumsuz durumla karşılaşıldığında bırakılmalıdır.

Çay ağacı yağının yutulması tehlikeli olabileceğinden gargara sırasında dikkat edilmeli ve tükürülmelidir. Çocukların ulaşamayacağı bir yerde saklanmalıdır.

Eğer hassas bir cilt yapısına sahipseniz cildinizde alerjik reaksiyonlar meydana gelebilir. Kızarıklık, kaşıntı, tahriş gibi durumlar kendini gösterirse, çay ağacı yağının sizin cildiniz için doğru bir karar olmadığını anlayabilirsiniz. Hassas cilt yapısına sahip olan kişiler doktora danışmadan bu bitkisel yağı kullanmaya yanaşmamalıdır.

Pratik Bir Bilgi Daha!

Çay ağacı yağını direkt olarak cilde uygulamaktansa yan etkilerinin önüne geçebilmek adına farklı yağlar ile de seyreltebilirsiniz. Hindistan cevizi yağı, zeytin yağı ve badem yağı gibi ürünler çağ ağacı yağı ile mükemmel bir birliktelik oluşturacaktır. Ayrıca cilt üzerindeki olumlu etkileri de katlanarak artacaktır.

Sirke, limon ve süt ile mürekkep lekesi elbiseden nasıl çıkar?

Mürekkep lekesine maruz kalanlar sıklıkla mürekkep lekesi elbiseden nasıl çıkar? diye araştırma içerisine girerler. Özellikle en çok sevdiği elbisesine mürekkep dökülenler, mürekkep lekesinin çıkmayacağını ve en sevdiği elbisesinden olduğunu düşündüğünden canları çok sıkılmaktadır. Birçok insan elbisesine dökülen mürekkebin neden olduğu lekenin çıkmayacağını düşünerek elbisesini çöpe atmaktadır. Oysa elbiseye dökülen mürekkep lekesinin çıkması kesinlikle imkânsız değildir. Bu haberimizi okuduktan sonra elbisenize dökülen mürekkep lekesini rahatlıkla çıkaracak ve kendinize olan güveniniz artacağından leke çıkarma uzmanı olma yolunda ilk adımı atmış olacaksınız. Haberimizin içeriğinden elbiseden mürekkep lekesinin nasıl çıkarılacağına dair yöntemlerin yanı sıra ipek elbiseden mürekkep lekesinin nasıl çıkarılacağına ve keten elbiseden mürekkep lekesinin nasıl çıkarılacağına dair yöntemlere de ulaşılabilir.

Mürekkep Lekesi Elbiseden Nasıl Çıkar?
Mürekkep Lekesi Elbiseden Nasıl Çıkar?

Mürekkep Lekesi Elbiseden Nasıl Çıkar?

Mürekkebin elbiseye dökülerek leke oluşturması sık karşılaşılan bir durum olduğu için birçok insan mürekkep lekesinin elbiseden nasıl çıkarılacağına dair yöntemler duymuş olsa da yine çoğu insan, bu yöntemleri uygulamaya elbiselerini daha da mahvetme korkusuyla cesaret edememiştir. Pekiyi, mürekkep lekesi elbiseden nasıl çıkar? Haberimizin içeriğinde yer verilen mürekkep lekesinin nasıl çıkarılacağına dair etkili ve pratik yöntemler daha önce denendiği ve başarılı sonuçlar alındığı için bu yöntemler gönül rahatlığıyla uygulanabilir. Mürekkep lekesi genellikle elbisenin en göz önünde olan bölgelerinde oluştuğu için bu lekenin kamufle edilmesi neredeyse imkansızdır. Bundan dolayı mürekkep lekesine vakit kaybetmeden müdahale edilmeli ve mürekkep lekesinin oluştuğu bölge temizlenmelidir. Ancak bu mürekkep lekesine müdahale etmeden evvel bu lekenin nasıl çıkarılacağına dair yöntemlerin ve püf noktalarının bilinmesi gerekmektedir.

Mürekkep Lekesi Elbiseden Çıkarılırken Nelere Dikkat Edilmeli?

Mürekkep lekesi insanın hiç ummadığı bir anda oluşan bir leke olduğu için insanın keyfini kaçırabilmekte ve gününü berbat edebilmektedir. Haberimizin içeriğinde yer verilen mürekkep lekesi elbiseden nasıl çıkar önerilerine dair püf noktalara dikkat edildiği ve belirtilen yöntemler aşama aşama uygulandığı takdirde keyif kaçıran ve can sıkan mürekkep lekesinden kurtulmak mümkün.

  • Elbiseye mürekkep döküldüğü anda vakit kaybetmeden ilk müdahale yapılmalı ve kesinlikle sonraya bırakılmamalıdır.
  • Elbiseye dökülen mürekkep kurumadan bir kâğıt havlu yardımıyla fazla mürekkep mümkün olduğunca alınmalıdır.
  • Mürekkep lekesini çıkarmak için hiçbir müdahale yapılmadan mürekkep lekesi olan elbise çamaşır makinesinde kesinlikle yıkanmamalıdır.
  • Mürekkep lekesi çıkarılırken elbisenin mürekkep lekesi olan bölgesi kesinlikle sert bir şekilde ovulmamalı, ovma işlemi sürekli yavaş yapılmalıdır.
  • Elbiseye mürekkep döküldükten sonra oluşan lekenin geniş bir alana yayılmasını engellemek için dıştan içe doğru silinmelidir.

Mürekkep Lekesini Elbiseden Çıkarmak İçin En Etkili ve Pratik Yöntemler

Mürekkep lekesinin elbiseden çıkarılması için gereksinim duyulan malzemelerin çoğu evlerde günlük kullanılan malzemelerden oluştuğu gibi evlerde olmayan diğer malzemelerde rahatlıkla temin edilecek basit malzemelerdir. Elbiseden mürekkep lekesi çıkarılırken doğal malzemeler kullanılabileceği gibi kimyasal içerikli malzemelerde kullanılabilir. Mürekkep lekesi elbiseden nasıl çıkar? sorunuza doğal çözümler için okumaya devam edin.

Süt ile Mürekkep Lekesi Elbiseden Nasıl Çıkar?

Elbise mürekkep lekesi olduktan sonra bu lekeyi elbiseden çıkarmanın en etkili ve pratik yöntemlerinden biri süt kullanılarak lekenin çıkartılmasıdır. Bu yöntemi uygularken kıyafetin tümü süt dolu kovanın içerisine konabileceği gibi sadece mürekkep lekesi olan kısımda süt dolu bir kabın içerisine konulduktan sonra gece boyunca bekletilmelidir. Elbise kovadan çıkarıldığı zaman mürekkep lekesi çıkmış olacaktır. Bundan sonraki aşama elbisenin çamaşır makinasında yıkanmasıdır.

El Dezenfektanı ile Mürekkep Lekesi Elbiseden Nasıl Çıkar?

Elbiselerdeki mürekkep lekesinin çıkarılması için el dezenfektanı en etkili yöntemler arasında yer almaktadır. Covid-19 nedeniyle herkes çantasında el dezenfektanı taşıdığından dolayı elbise mürekkep lekesi olduğunda el dezenfektanıyla mürekkep lekesine anında müdahale edilebilir. Ancak el dezenfektanıyla lekeye müdahale etmeden evvel kâğıt havlu yardımıyla mürekkebin sıvı kısmı kesinlikle alınmalıdır. Renkli elbiselerin yanı sıra beyaz elbiselerde de oldukça etkili olan el dezenfektanı yöntemi uygulanırken, mürekkep lekesinin olduğu bölgeye yeterli miktarda el dezenfektanı döküldükten sonra 30-40 dakika kadar beklenmelidir. Daha sonra ılık suda yıkanan elbise durulanmalıdır. Böylelikle el dezenfektanı ile mürekkep lekesi elbiseden nasıl çıkar? öğrenmiş oldunuz.

Limon Suyu ile Mürekkep Lekesi Elbiseden Nasıl Çıkar?

Limon suyu da mürekkep lekesinin çıkarılmasında etkili ve pratik yöntemlerden birisidir. Bir kabın içerisine limon suyu sıkılmasının ardından pamuklu çubuk limon suyuna batırılarak mürekkep lekesinin olduğu bölge nazikçe ovulmalıdır. Mürekkep lekesi tamamen çıkana kadar bu işleme devam edilmeli, pamuk kirlendikçe değiştirilmesi unutulmamalıdır.

Diş Macunu ile Mürekkep Lekesi Elbiseden Nasıl Çıkar?

Diş macunu sadece elbiselerde değil, bütün yüzeylerdeki mürekkep lekesinin çıkarılmasında oldukça etkilidir. Beyaz renkli elbiselerdeki mürekkep lekesinin çıkarılmasında oldukça etkili olan diş macunu hassas kumaşlarda kesinlikle uygulanmamalıdır. Diş macunu ile mürekkep lekesi çıkarılırken, mürekkep lekesinin olduğu bölüm tamamen diş macunuyla kaplanmalı ve diş macununun kuruması beklenmelidir. Daha sonra diş fırçasıyla hafifçe fırçalandığında mürekkep lekesinin kaybolduğu fark edilecektir.

Mısır Nişastası ile Kot Elbiseden Mürekkep Lekesi Nasıl Çıkar?

Kot kumaşların yapısının diğer kumaşlara göre daha dayanıklı olduğu bilinmektedir. Bundan dolayı kot elbisede oluşan mürekkep lekesi mısır nişastasıyla kota hiçbir zarar vermeden çıkartılabilir. Bir yemek kaşığı beyaz sirkeye bir çay kaşığı mısır nişastası katıldıktan sonra macun kıvamına gelene kadar karıştırılmaya devam edilmelidir. Daha sonra bu macun mürekkep lekesinin olduğu bölgeye uygulanmalıdır. Son olarak macun kuruduktan sonra diş fırçasıyla yavaşça ovularak fırçalanmalı ve ılık su ve sabunla lekeli bölge yıkanmalıdır.

Saf Alkol ile Beyaz Elbiseden Mürekkep Lekesi Nasıl Çıkar?

Beyaz elbisede oluşan mürekkep lekesinin çıkarılmasında saf alkol en etkili yöntemler arasında yer almaktadır. Kâğıt havlu yardımıyla sıvı mürekkebin tümünün alınmasından sonra saf alkollerden biri olan metil alkole pamuklu çubuk batırılarak yavaşça ovulmalıdır. Mürekkep lekesi tümüyle çıkana kadar ovarak silme işlemine devam edilmeli, sonrasında da çamaşır makinasında düşük derecede elbise yıkanmalıdır.

Sirke ile İpek Elbisedeki Mürekkep Lekesi Nasıl Çıkar?

İpek elbisede oluşan mürekkep lekesinin çıkarılmasında çok dikkatli olunmalıdır. Beyaz sirke, ipek kumaşa hiçbir zarar vermeden mürekkep lekesini çıkarmaktadır. Bir yemek kaşığı beyaz sirke ve bir yemek kaşığı suyun karıştırılmasıyla elde edilen etkili karışım, lekenin oluştuğu bölgeye dökülerek diş fırçasıyla yavaşça ovulmalıdır. Mürekkep lekesi ilk denemede çıkmadığı takdirde aynı işlem mürekkep lekesi çıkana kadar yenilenmelidir.

Saç Spreyi ile Mürekkep Lekesi Elbiseden Nasıl Çıkar?

Elbiselerdeki mürekkep lekesinin çıkarılmasında etkili olan saç spreyi, birçok yüzeydeki mürekkep lekesinin çıkarılmasında da oldukça etkilidir. Elbiselerde oluşan mürekkep lekesinin saç spreyiyle çıkarılması için mürekkep lekesi kurumadan elbisenin altına kâğıt havlu konulmalı ve mürekkep lekesinin üstüne sprey püskürtülmelidir. Saç spreyi mürekkep lekesini çözdüğü anda temiz bir bez ya da kâğıt havlu yardımıyla mürekkep üstten çekilmeye devam edilmelidir. Leke tümüyle çıkana kadar bu işleme devam edildikten sonra elbise çamaşır makinasında düşük ısıda yıkanmalıdır.

Koltuktan Mürekkep Lekesi Nasıl Çıkartılır?

Dil kanseri olduğumu nasıl anlarım, dil kanseri için hangi doktora gidilir?

Dil hücrelerinde meydana gelen kanser türüne dil kanseri denir. Dil kanseri ağrılı lezyonlara ve iyileşmeyen yaralara neden olabilir. Daha sonraki aşamalarda tümörler de büyümeye başlar. Dil kanseri, konumlarına göre 2 şekilde sınıflandırılabilir. Dilin görünen dış kısmındaki kanser, ağız dil kanseri olarak adlandırılır. Dilinizin 1/3 iç kısmında oluşan kanser türü ise orofaringeal kanser olarak nitelendirilir. Ağız dil kanseri, görünen kısımlarda oluştuğu için orofaringeal kansere göre daha kolay tespit edilir. Orofaringeal kanserler ise çok daha ölümcül olabilir.

Dil kanseri genç yaşlarda nadir görülür ve ağız kanserinin bir parçasıdır. Bugüne kadar bildirilen vakaların çoğu 45 yaş üstü kişilerdir. Bu tür kanser vakalarının çoğu, yaşam tarzı sorunları ve vücudun kötü beslenme alışkanlıkları ile ilişkilidir. HPV virüsü gibi bazı diğer hastalıklar da dil kanseri riskini artırır.

Dil Kanserinin Belirtileri Nelerdir?

Dil kanseri olduğumu nasıl anlarım diye telaş içerisinde olanlar için dil kanseri belirtilerini bilmek  önemlidir. Dil kanseri belirtileri arasında ilk göze çarpanlar, dilinizin yan tarafında bulunan, zamanla kaybolmayan ve çoğunlukla pembe veya kırmızı renkli bir şişlik veya boğaz ülseri yer alır. Bu ülseri patlatmaya, dokunmaya veya ısırmaya çalışırsanız kanayabilir. Dil kanserinin belirtileri detaylı olarak aşağıdaki gibi açıklanabilir:

1- Dil Ülseri

Kanser yaralarının ve ülserlerin görünümü çok yaygındır. Bu ülserler, hijyen eksikliği veya hazımsızlık gibi vücudunuzdaki diğer sorunların bir yansımasıdır. Bu kanser yaraları uzun süre iyileşmezse mutlaka doktora görünmelisiniz. Ayrıca, dil ülseri meydana geldiğinde dilinizin hareket ettirmekte zorlanabilirsiniz.

2- Ağızda Uyuşma

Ağız kanserinin bir başka belirtisi de ağızda uyuşma hissidir. Boğazınıza bir şey tıkanmış gibi hissedebilirsiniz. Ayrıca çenenizi hareket ettirmede zorluklar yaşayabilirsiniz.

3- Dildeki Yamalar

Dil kanserinin başlıca semptomları arasında lökoplaki olarak da bilinen yamalar yer alır. Kırmızı, gri veya beyaz olabilen bu yamalar mukoza zarlarındaki tahrişin bir sonucudur. Dildeki yamalar genellikle çevrelerinden daha kalın ve pürüzlü bir görünüme sahiptir. Çoğu zaman ağrıya neden olmayan bu yamalar sıcak ve baharatlı yiyeceklere karşı çok hassastır.

4- Dilde Kanama

Dilinizde kanama ve iyileşmemiş yaralar dil kanserinin ilk belirtileri arasında yer alır. Bu tür yaralar, 3-4 haftalık ilaç tedavisine rağmen iyileşmezlerse endişe verici olabilir. Kanserin orofaringeal bölgeden başladığı durumlarda ağrının eşlik ettiği veya etmediği açıklanamayan kanamalar yaşayabilirsiniz.

5- Yutma Sırasında Ağrı

Yutma sırasında ağrı da dil kanserinin orofaringeal bölgedeki önemli bir belirtisidir. Bazen tümörler, yiyeceklerin yutulmasını engelleyecek kadar büyüyebilir. İlerleyen süreçte, bu tümörlerin boğazınızdan çıkarılması gerekebilir.

Dil Kanserinin Nedenleri Nelerdir?

Dil kanserinin nedenleri arasında sigara, alkol ve ailenin tıbbi öyküsü öne çıkar. Bu faktörler aşağıdaki gibi sıralanabilir:

1- Sigara İçmek

Sigara içmek, vücudunuzda 12 çeşit kansere yol açabilir. Sigara içmeyenler de dil kanserine yakalanabilir. Ancak, sigara içmek ağız kanseri riskini 5 kata kadar artırır. Sigara içmenin süresi ve yoğunluğu da dil kanseri riskini etkiler. Pasif içicilik bile dil kanserine yakalanma olasılığınızı artırabilir.

2- Alkol Kullanmak

Alkol kullanımı da vücutta kanser olasılığını artırabilir. Bazı araştırmalar, alkol kullanmanın dil kanseri riskini önemli ölçüde artırdığını göstermiştir.

3- Ailenin Tıbbi Öyküsü

Vücudunuzun genetik yapısı çok önemlidir. Herhangi bir kanserden mustarip bir akrabanız varsa, sizin de kansere yakalanma olasılığınız daha yüksektir. Ayrıca, kişinin bulunduğu ülke, beslenme ve yaşam tarzı da dil kanseri üzerinde etkili olan diğer faktörlerdir.

Dil Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?

Dil kanseri teşhisi için hastaneye başvurduğunuzda, doktorunuz ilk olarak ağzınızın içini fiziki olarak muayene eder ve yaşadığınız semptomlar hakkında bilgi edinmeye çalışır. Ayrıca, röntgen veya doku biyopsisinden de dil kanseri teşhisi için yararlanılır.

Dil Kanseri İçin Hangi Doktora Gidilir?

2 veya 3 haftadan uzun süren ağız ve dil içerisindeki yaralarda, hastanelerin Kulak Burun Boğaz (KBB) bölümlerindeki bir kulak burun boğaz doktoruna görünmek gerekir. Doktorunuz gerekli gördüğü taktirde takdirde ağız dil kanserini teşhis etmek için bir biyopsi isteyecektir.

Dil Kanseri Tedavisi Nasıl Yapılır?

Dil kanseri tedavisi için çeşitli seçenekler vardır. Tümörün erken teşhisi, bu kanser türünün daha iyi bir şekilde tedavi edilmesine yardımcı olur. Dil kanseri tedavisi için yararlanılan yöntemler şunlardır:

1- Ameliyat

Kanserin ilerleyen aşamalarında kanser lenf bezlerine yayıldığında, tek çıkış yolu cerrahi işlemdir. Etkilenen lenf bezleri ağzınızdan çıkarılır. Bu tür ameliyatlar hem fiziksel hem de zihinsel olarak derin bir iz bırakır. Bu tür ameliyatlardan sonra kişinin konuşma yeteneğinin etkilenme riski yüksektir.

2- Kemoterapi

Dil kanseri hücreleri kemoterapi kullanılarak öldürülür. Bu hücreler, vücudunuz üzerinde olumsuz etkileri bulunan çok güçlü kimyasallardır. Kanserin birinci veya ikinci evresindeki hastaların çoğu kemoterapiden sonra iyileşir.

3- Konuşma Terapisi

Ameliyattan sonra hastanın ağzının iç yapısı bozulabilir. Yumuşak dokular zarar görürse bu bozulma daha şiddetli olabilir. Bu kişilerin ameliyat ya da kemoterapi sonrasında bir uzmandan iletişim kurma ve kendilerini ifade etme konusunda destek almaları gerekir

Birkaç yaşam tarzı değişikliği yaparak, dil kanserine yakalanma riski azaltılabilir. Ancak, yukarıda listelenen semptomlardan herhangi birini yaşarsanız, erken teşhis ve tedavi için vakit kaybetmeden doktorunuza danışmanız hayati öneme sahiptir.

Ağızda Dilde ve Dudakta Geçmeyen Yaranın Asıl Nedeni

Ateşli havale geçiren bebeğe, çocuğa ne yapılır?

Çocuklar çok hassastır ve hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı savunmasızdır. Özellikle bebekler, bağışıklık sistemleri tam olarak gelişmediği ve yetişkinlere göre nispeten daha zayıf oldukları için çok çabuk enfeksiyon kapabilirler.

Çocuklara özgü olan ve 3 ay ile 3 yaş arasındaki birçok çocuğun yakalandığı bazı hastalıklar vardır. Bu hastalıklardan biri de ateşli havaledir. Çocuğun veya bebeğin ateşinin çok yükseldiği bu durum çocuğu rahatsız eden ve sinirlendiren sonuçların görüldüğü bir durumdur. Ateşli havale, genelde 12-18 aylıkken görülür.

Ateşli Havale Nasıl Oluşur?

Ateşli havale, çocukların geçirdiği bazı hastalıklar nedeniyle ortaya çıkabilir. Ancak, çoğu durumda ateşli nöbet vücut ısısının yükselmesinden kaynaklanır. Düşük dereceli ateş bile ateşli havalenin nedeni olabilir. Bunun dışında en yaygın nedenler enfeksiyon ve aşılama sonrasıdır.

Çocuklar viral enfeksiyonlara ve bakterilere karşı savunmasızdır. Ateşli havaleler genellikle bir viral enfeksiyonlar tarafından tetiklenir. Yüksek ateşle birlikte görülen influenza virüsü, çoğu çocukta viral enfeksiyon nedeniyle ateşli havale geçirmeye neden olur.

Çocukluk döneminde yapılan bazı aşılardan sonra da ateşli havaleler görülebilir. Difteri, tetanoz, boğmaca, kızamık ve kabakulak aşısı ateşli havaleye neden olan bazı aşı türleridir. Ancak, bu durumun nedeni aşı değil, aşı sonrası ortaya çıkan ateştir.

Ateşli Havale Geçiren Bebek-Çocuk Nasıl Anlaşılır?

Ateşli Havalenin Belirtileri Nelerdir?

Ateşli havalede çok fazla belirti görülmez. Ayrıca, çocukta farklı bir enfeksiyon varsa ateşli havaleyi tespit etmek daha da zorlaşır. En yaygın ateşli havale belirtileri şunlardır:

  • 38 derecenin üzerinde ateş,
  • Bilinç kaybı,
  • Kolların ve bacakların hızlı bir şekilde sallanması veya sarsılması,
  • Kusma,
  • Çocuğun boynunda şişlik,
  • Nefes alıp vermekte zorlanma,
  • Aşırı uyku hali.

Ateşli Havalenin Çeşitleri Nelerdir?

Ateşli havaleler 2 kategoriye ayrılır.

1- Basit Ateşli Havale: Bu havale çocuklarda çok fazla görülür ve 10-15 dakika kadar sürer. Çoğu zaman ölümcül olmayan bu durum kısa sürede geçer. Belirli bir vücut bölgesine özgü olmadıkları için basit ateşli havaleler düzenli olarak ortaya çıkmaz.

2- Karmaşık Ateşli Nöbetler: Bu havale türü 15 dakikadan fazla sürer ve çocuğun sağlığı açısından bazı riskler oluşturur. Karmaşık ateşli havaleler, düzenli aralıklarla ortaya çıkabilir. Çocuklarda sinirlilik şeklinde kendisini belli eden bu havale türü oldukça sık görülür.

Ateşli Havale Geçiren Bebeğe, Çocuğa Ne Yapılır?

Çocuğunuz ateşli havale (nöbet) geçiriyorsa, sakin olun ve:

  1. Çocuğunuzu yavaşça yere koyun.
  2. Yakındaki nesneleri kaldırın.
  3. Çocuğunuzu boğulmasını önlemek için yan yatırın.
  4. Baş ve boyun çevresindeki giysileri gevşetin.
  5. Yüzdeki mavimsi renk de dahil olmak üzere solunum sorunlarının belirtilerine dikkat edin.
  6. Nöbetin ne kadar sürdüğünü takip etmeye çalışın.

Nöbet 5 dakikadan fazla sürerse veya çocuğunuz maviye dönerse, daha ciddi bir nöbet türü olabilir – hemen 112’yi arayın.

Bu gerektiğini bilmek de önemlidir değil ateşli nöbeti sırasında yapın:

  • Çocuğunuzu tutmaya veya kısıtlamaya çalışmayın.
  • Çocuğunuzun ağzına hiçbir şey koymayın.
  • Çocuğunuza ateş düşürücü ilaç vermeye çalışmayın.
  • Çocuğunuzu serinletmek için soğuk veya ılık suya sokmaya çalışmayın.

Nöbet bittiğinde, ateşin nedenini bulmak için randevu için doktorunuzu arayın. Doktor çocuğunuzu muayene edecek ve nöbeti tarif etmenizi isteyecektir. Çoğu durumda, başka bir tedaviye gerek yoktur. Çocuğunuz 1 yaşın altındaysa ve kusma veya ishal gibi başka semptomlar varsa doktor testler isteyebilir.

Doktor, asetaminofen veya ibuprofen olan ateş için standart tedaviyi önerebilir. Bu ilaçları günün her saatinde vermek önerilmez ve ateşli nöbetleri engellemez. Çocuğunuzun 5 dakikadan uzun süren bir veya ikiden fazla ateşli nöbeti varsa, doktor evde vermek üzere bir nöbet önleyici ilaç yazabilir.

Ateşli Havale İçin Acil Yardım Ne Zaman Alınmalı?

Çocuğunuza aşağıdaki durumlarda acil tıbbi yardım isteyin:

  • 5 dakikadan uzun süren ateşli bir nöbet geçiriyorsa
  • Nöbet tüm vücut yerine vücudun sadece bazı kısımlarını içeriyorsa
  • Çocuğunuz nefes almakta zorlanıyor veya yüzü maviye dönüyorsa
  • Normal yanıt vermiyorsa
  • 24 saat içinde başka bir nöbet geçirdiyse
  • Nöbeti durdurmak için nöbet önleyici bir ilaç verdiyseniz çocuğunuz için acil yardım alın.

Bazı aşıları yaptırmayan ve ateşli nöbet geçiren bir çocuğun menenjit için daha yüksek riski olabilir. Çocuğunuzda aşağıdaki gibi menenjit belirtileri varsa hemen tıbbi yardım alın:

  • Sert bir boyun,
  • Çok kusma,
  • Bebeklerde, kafada şişkin bir yumuşak nokta,

Ateşli nöbetler görmek korkutucu olabilir. Ancak bunlar oldukça yaygındır ve genellikle ciddi bir hastalık belirtisi değildir. Sorularınız veya endişeleriniz varsa, doktorunuzla konuşun.

Ateşli Havale Geçiren Çocuğa İlk Müdahale

Ateşli Havale İçin Ne Zaman Doktora Gidilmeli?

Çocuk ateşli havale geçirdiğinde hemen doktora götürülmelidir. Doktor çocuğu muayene eder ve nedenini teşhis etmeye çalışır. Özellikle, havale 5 dakikadan fazla sürerse, bir çocuk doktoruna danışmak gerekir.

Ateşli Havale Kalıcı Hasar Bırakır Mı?

Ateşli havale çocuklarda bebeklerde kalıcı hasar bırakır mı çokça merak edilmektedir. Çocuklarda görülen ateşli havale nedenlerinin çoğu uzun süreli etkiler göstermez. Basit ateşli havale beyni veya vücudun herhangi bir bölümünü açıkça etkilemez. Fakat, karmaşık ateşli havale beyni ve beynin bilişsel işleyişini olumsuz etkileyebilir. Ateşli havale komplikasyonları arasında zihinsel engellilik, öğrenme güçlüğü ve diğer bazı zihinsel bozukluklar yer alabilir.

Ateşli havalenin en sık görülen komplikasyonu tekrarlayan ateşli havaledir. Bu havale türünde havale geçirme sıklığı arttıkça çocuk üzerindeki risk de artar. Aşağıdaki durumlarda tekrarlayan ateşli havale riski daha yüksektir:

  • Çocuğun geçirdiği havalenin düşük dereceli ateş nedeniyle olması
  • Ateşli havalenin bir hastalık belirtisi olması ve yakın aile üyelerinden birinin bu hastalığı daha önce geçirmiş olması
  • Çocuğun ateşli nöbeti ilk geçirdiği zaman 18 aylıktan küçük olması

Özetlemek gerekirse ateşli havale, önceden var olan bir hastalık ya da ateş nedeniyle oluşur. Bunun en yaygın nedeni, çocuklar arasında havale geçirmeye neden olan yüksek ateştir. Ayrıca ateşli havale basit ateşli havale ve karmaşık ateşli havale olmak üzere iki şekilde ortaya çıkabilir. Tekrarlayan ateşli nöbet ise çocuğun veya bebeğin sağlığı için zararlıdır. Enfeksiyon veya aşı sonrası ateş nedeniyle ateşli havale görülebilir. Çocuk veya bebekte ateşli havale belirtileri görür görmez hemen bir çocuk doktoruna götürmek gerekir.

 Ateşli Havale Geçiren Bebek Videosu

Uzun ömürlü olmak için neler yapmalı, ne yemeli?

Meyveler ve sebzeler, kalp hastalığı, felç, bazı kanser türleri, kronik solunum yolu hastalıkları, diyabet ve obezite riskini azaltan bileşikler içerir, bu da sağlık uzmanlarının sürekli olarak insanları daha fazla sebze ve meyve yemeye teşvik etmeye çalışmasının nedenlerinden biridir. Ancak hastalıklara karşı en iyi savunmanızı yapmak için vücudunuzu beslemeniz gereken tek gıda meyve ve sebzeler değildir. İşte, uzun ömürlü olmak ve sağlığınızı korumak için diyetinize ekleyebileceğiniz en besleyici gıdaların listesi.

Uzun Ömürlü Olmak İçin Ne Yapmalı, Neler Yenmeli?
Uzun Ömürlü Olmak İçin Ne Yapmalı, Neler Yenmeli?

Uzun Ömürlü Olmak İçin Ne Yapmalı, Neler Yenmeli?

Günümüzde 100 yaşını geçen pek çok insan bulunuyor. Artık toplumda o kadar çok ileri yaşta ve sağlıklı insan var ki 100- 120 yaşına kadar yaşamak bir mucize gibi görünmüyor. Bilim insanları sağlıklı ve uzun bir ömür için en önemli kriterlerin genetik özelliklerde bulunduğunu söylüyorlar. Genler çok önemli olmakla beraber bizim de uzun ömürlü olmak ve sağlıklı bir yaşam sürmek için kendimize yardım edebileceğimiz bazı noktalar bulunuyor. Aşağıdaki yazıda bu konuda derlediğimiz bilimsel çalışma sonuçlarını sizinle paylaşıyoruz.

Antioksidanlar

Uzun ömürlü olmak için öncelikle serbest radikallerin zararlı etkileri ortadan kaldırılmalıdır. Serbest radikaller sağlıklı hücrelerle birleşirse onların işlevlerini bozguna uğratarak, kanser vb. hastalıklara yakalanma riskinizi yükseltir. Ayrıca serbest radikaller, sağlıklı hücrelerle birleştiğinde yaşlanmayı hızlandırıcı etkide bulunur. Serbest radikallerle başa çıkabilmek için bolca antioksidan içeren gıdalar tüketilmelidir.

Özellikle renkli sebze meyveler antioksidanlar bakımından çok zengindir. Sağlıklı bir yaşam sürmek için renkli sebze meyvelerden günde 5-9 porsiyon yenilmesi öneriliyor.

Çilek

Çilekte bol miktarda antioksidan bulunur. Çilekte bulunan antioksidanlar bazı beyin hastalıkları ve kanser oluşumlarını önlemede yardımcıdır. Dondurulmuş çilek tüketerek de aynı sağlıklı sonuca ulaşabilirsiniz. Bu bilginin ışığında bütün yıl boyunca çilek tüketerek uzun ömür sürebilirsiniz.

Zeytinyağı

Zeytinyağı mucize besinlerde bir tanesi kabul edilir. Antiinflamatuvar ve antioksidatif özelliklere sahiptir. Yapılan bilimsel araştırmaların bazılarında, zeytinyağının kolesterol düşürücü etkiye sahip olduğu da kanıtlanmıştır. Uzun ömürlü olmak için zeytinyağını mutfağınızdan eksik etmeyin.

Balık

Balıkta bolca bulunan DHA ve EPA yağ asitleri, beynin ve sinir sisteminin çalışması üzerinde çok olumlu etkilerde bulunur. Bu nedenle balık bazı araştırmalarda ‘’beyin gıdası’’ olarak da adlandırılmaktadır. Haftada 2 öğün balık tüketiminin demans hastalığını önlediğine dair bilimsel çalışmalar bulunmaktadır. Somon ve alabalıkta bulunan Omega-3 yağ asitleri vücuttaki kötü kolesterolü ve trigliseritleri düşürebilir.

Ayrıca balık tüketimi ateroskleroza sebep olabilen atardamarlardaki yağ birikintileri ile de mücadele ederek iltihabın hafiflemesine de yardımcı olabilir. Uzun ömürlü olmak için en az haftada iki kez balık tüketin

Kuru Bakliyat

Haftada 3 ya da 4 öğün kuru bakliyat tüketmeye özen göstermelisiniz. Baklagillerde bulunan lif sindirim sisteminizi destekler. Bu sayede obezite, diyabet ya da kalp hastalığına yakalanma şansınız azalır. Ayrıca kuru baklagiller yüksek oranda lif içerdiği için daha uzun süre kendinizi tok hissedersiniz. Bu özellikleri sayesinde kuru baklagiller kilo vermek istediğiniz dönemlerde size yardımcı olabilen besinlerdir. Bu amaçla size verebileceğimiz pratik öneriler şunlardır:

  • Salatanıza haşlanmış nohut ilave edin.
  • Çorbalarınıza et yerine fasulye ekleyin.

Sebzeler

Sebzeler bileşiminde bolca lif, antioksidanlar, vitaminler ve mineraller içerirler. Bu bileşenler sizi kronik hastalıklardan koruyabilir. Koyu yapraklı yeşil sebzelerde bol miktarda K vitamini bulunur. K vitamini güçlü kemiklere sahip olmanıza yardım eder. Tatlı patates ve havuç A vitamini bakımından zengin olup enfeksiyonlara karşı direncinizi arttırır. A vitamini aynı zamanda gözlerinizin ve cildinizin sağlığı için de çok yararlıdır.

Yapılan bilimsel bir araştırmada haftada 10 ya da daha fazla porsiyon domates tüketen erkeklerde prostat kanseri olma riskinin % 35 oranında düştüğü saptandı.

Kabuklu Kuruyemişler

Uzun ömürlü olmak için kabuklu kuruyemişlerden badem, ceviz ve fındık tüketmeyi ihmal etmeyin.

  • Badem E vitamini bakımından zengindir. E vitamini vücuda pek çok yarar sağlamanın yanı sıra kadınlarda felç riskini de düşürür.
  • Cevizde bol miktarda antioksidan bulunur. Cevizde bulunan doymamış yağlar vücutta kötü kolesterol olarak bilinen LDL’yi düşürürken, iyi kolesterol olarak bilinen HDL’yi yükseltir.
  • Fındık, bileşiminde bitki proteini ve diğer besleyici bileşenleri bolca içerir. Fakat fındık bileşiminde 160 kaloriye kadar yağ içerebilir. Bu nedenle ölçülü tüketilmelidir.

Süt ve Süt Ürünleri

Süt, D vitamini bakımından güçlü bir içecektir. Vücudunuzun kalsiyum almasına ve onu kullanmasına yardımcı olur. Süt ve süt ürünleri tüketimi, özellikle osteoporoz gibi rahatsızlıklara eğiliminiz varsa çok yararlıdır. Sindirim sisteminizi destekleyerek uzun ömürlü olmak için canlı kültürler ile üretilmiş yoğurt tüketin.

Tam Tahıllar

Tam tahılları düzenli olarak tüketmek belirli kanser türlerine, kalp hastalıklarına ve tip 2 diyabete yakalanma riskinizi düşürebilir. Tam tahıllar bol lifli gıdalardır. Lifler bağırsaklarda kabızlık ya da divertikül gibi olası sindirim problemlerini önlemeye yardımcıdır.

Bu amaçla uzun ömürlü olmak için beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmek tüketin. Beyaz pirinç yerine kahverengi pirinç tercih edin. Konu ile ilgili olarak size verebileceğimiz 2 pratik öneri şunlardır:

  • Çorbalarınıza arpa ilave edebilirsiniz.
  • Köftelerinizi sade yulaf ezmesi ile yapabilirsiniz.

Akdeniz Mutfağı

Akdeniz mutfağı ile beslenmek yemeklerde zeytinyağı, balık, kepekli tahıllar ve sebzeleri bolca tüketmek anlamına gelir. Akdeniz mutfağında yemekler, tuz yerine çeşitli baharatlar ve otlar ile tatlandırılır. Akdeniz mutfağı ile beslenmek, bazı hafif dereceli hafıza sorunlarına iyi gelirken, kalp hastalıklarına ya da kanser türlerine yakalanma riskinizi de düşürür. Bu önerileri uygulamak uzun ömürlü olmak için size çok yararlı olacaktır.

Sağlıklı Kiloyu Korumak

Zaman zaman bazı hastalıklardan sonra ya da yaşlandıkça kilo vermek konusunda zorlanabilirsiniz. Bu amaçla beslenme sisteminizde birkaç küçük değişiklik yapmak size iyi gelecektir. Söz gelimi porsiyonları küçültülerek arada sağlıklı atıştırmalıklar tüketin, tam yağlı süt yerine yağsız süt tercih edin. Uzun ömürlü olmak için şeker ve yağ oranı yüksek yiyeceklerden uzak durun.

Daha Sağlıklı Olmak İçin Kilo Verin

Kilo verdiğiniz takdirde eklemlerinize binen yük ve baskı azalır, kalbiniz daha az zorlanır ve diyabete yakalanma riskiniz düşer. İdeal kiloyu korumak yaş ilerlemesi ile birlikte zorlaşabilir. Çünkü yaşlandıkça insanların aktivitesi azalır. İdeal kilonuza inmek, onu koruyabilmek ve uzun ömürlü olmak için yağsız et, kuru baklagiller, tam tahıllar ve ton balığı gibi ürünlerin yanı sıra daha fazla sebze meyve tüketmeye özen gösterin

Dr.Öz’den Uzun Yaşamın Sırları!

Lyme hastalığı belirtileri, sebepleri ve tedavisi

Lyme hastalığı canlılara kene ısırması ile bulaşır. Hastalığın bulaşabilmesi için ısıran kenenin daha önceden Borrelia burgdorferi olarak tanımlanan bakteri ile enfekte olması gerekir. Her kene ısırığı ile lyme hastalığı bulaşmaz.

Bahse konu bakterinin keneye bulaşması için, genellikle kenenin fare ya da geyik vb. hayvanları ısırması gereklidir. Bütün keneler enfeksiyon etmeni taşımadığı gibi lyme hastalığına yakalanma riski de kenenin vücudunuzda ne kadar zaman kaldığı ile bağlantılıdır. Kenenin vücutta kalma süresi arttıkça, hastalığa yakalanma ihtimali de artar.

Lyme Hastalığı Belirtileri Neler?

Lyme hastalığı belirtileri kenenin ısırmasını takip eden 1 ila 4 hafta arasında görülmeye başlar. Öncelikle ısırılan bölgede dairesel formda bir döküntü oluşabilir. Bu görüntü tıp literatüründe ‘’eritem migrans’’ olarak tanımlanmış olup, enfekte vakaların yaklaşık %70-80’inde görülür. Bu evrede rastlanan lyme hastalığı belirtileri şunlardır:

  • Ateş
  • Titreme
  • Baş ağrısı
  • Yorgunluk
  • Şişmiş lenf düğümleri
  • Kas ağrıları
  • Eklem ağrıları
  • Grip hastalığına benzeyen rahatsızlık belirtileri

Hastalık İlerlerken Hissedilen Belirtiler

Lyme hastalığı bir önceki paragrafta belirtilen evrede fark edilerek, hemen tedavi edilmediği takdirde ilerlemeye devam eder. Eklemlere, kalbe ve/veya sinir sistemine doğru yayılabilir. Bu aşamaya kene ısırmasından sonraki ilk birkaç haftada ulaşılabileceği gibi aylar sonra da ulaşılabilir. Yine bu evrede kollarda ve/veya bacaklarda ağrı ve güçsüzlük hissedilebilir. Ek döküntülere rastlanabilir. Bazı bireylerde bu aşamada rastlanan diğer lyme hastalığı belirtileri şunlardır:

  • Baş ağrısı
  • Yüz felci
  • Kalp çarpıntısı
  • Hafıza zayıflaması
  • Yüz kaslarını kontrolünün güçleşmesi

Hastalık İlerledikten Sonra Hissedilen Belirtiler

Lyme hastalığı tedavi edilmezse ya da uygulanan tedaviye yanıt alınmazsa ortaya çıkan evre, hastalığın en sert ve ciddi evresidir. Bu dönem çoğu kez ilk ısırmadan aylar sonra gelişir.

İleri aşamada görülen bazı semptomlar şunlardır:

  • Dizlerde belirginleşen ya da kronikleşen diz iltihabı
  • Sinir sistemini tutan periferik nöropati
  • Kafa karışıklığı
  • Kalp kası iltihabı
  • Düzensiz kalp atışları

Lyme Hastalığı Nasıl Bulaşır?

Lyme hastası birinin ya da bir hayvanın yanında bulunmak, bu hastalığın kapmak için yeterli değildir. Hastalığın bulaşması için kenenin enfekte olmuş bir hayvanın üzerinden atlayarak, insanı ısırması gerekir.

Şimdiye kadar sivrisinek, pire, sinek ya da böceklerden lyme hastalığı bulaşışı rapor edilmemiştir. Bu hayvanlar da lyme etkeni Borrelia taşıyabilmelerine rağmen, sadece keneler tarafından lyme enfeksiyonu bulaştırıldığı rapor edilmiştir.

Lyme Hastalığını Bulaştıran Kene Türleri Neler?

Siyah bacaklı olarak tanımlanan keneler (geyik kenesi olarak da adlandırılabilir) lyme hastalığı etmeni taşırlar. Yıldız kenesi ve/veya köpek kenesi olarak adlandırılan diğer büyük kene türlerinin lyme hastalığı taşıdığı şimdiye kadar görülmemiştir. Fakat yine de bu konuda tedbirli ve uyanık olunmalıdır. Lyme hastalığı çok ciddi bir hastalıktır.

Lyme Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?

Lyme hastalığı sırasında doktorlar hem semptomları, hem de ‘’boğa gözü’’ diye tanımlanan fiziksel görüntüleri inceleyerek hastalığı teşhis edeler. Fakat bu aranan kızarık görüntü enfekte olan her bireyde görülmeyebilir.

Teşhisin doğrulanabilmesi için kene teması şüphesinden sonra 3-4 hafta geçmesi beklenir. Bu süre sonunda laboratuvarda ayırıcı kan testleri yapılabilir. Bu testlerin yanı sıra doktor gerekli gördüğü hallerde cilt biyopsisi ya da spinal musluk( spinal tap) gibi başka yöntemlerden yararlanarak da teşhis koyabilir.

Lyme Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Lyme hastalığı eğer erken evrede teşhis edilirse, antibiyotik tedavisi ile iyileştirilebilir. İlerleyen aşamalarda fark edilmesi halinde ise lyme hastalığı tedavisi için daha uzun süreli intravenöz antibiyotik tedavisine ihtiyaç duyulabilir.

Lyme Hastalığına Karşı Koruyucu Aşı Var Mı?

Henüz lyme hastalığı için geliştirilmiş bir koruyucu aşı bulunmuyor. Çok yüksek risk içeren bölgelerde kullanılmak üzere daha önceki yıllarda geliştirilmiş bir aşı olmakla beraber, bu aşı günümüzde kullanılmamaktadır.

Lyme Hastalığından Korunmak İçin Neler Yapılmalı?

Mayıs ve temmuz ayları arasındaki dönemlerde çimenlik ağaçlık bölgelerden uzak durmak suretiyle kene ısırması ihtimalini azaltın. Kene istilası görülen bölgelere girerken vücudunuzu iyice örtün. DEET içeren böcek kovucu ilacı direk olarak cildinize sürebilirsiniz.

İçeriğinde permetrin bulunan ilaçları kesinlikle cildinizle direk olarak temas ettirmeyin. Bu tip böcek kovucuları giysilerinize sürebilirsiniz. Dışarıdan eve gelirken vücudunuzda herhangi bir kene ısırığı olup olmadığını kontrol edin. Aynı tedbirleri evcil hayvanlarınıza da uygulayın. Size gevşek olarak bağlanmış kenelerden kurtulmak için cildinizi ve saç derinizi yıkayın.

Kene Nasıl Uzaklaştırılır?

  • Eğer vücudunuzda kene varsa, onu çıkarmak için ince uçlu bir cımbız kullanın. Bu cımbızın ucu ile kenenin cildinize en yakın bölümünü yakalayın. Kenenin göbeğini değil kafasını tutmalısınız. Daha sonra keneyi hiç bükmeden nazikçe cildinizden dışarı çekin.
  • Kene ısırığı bulunan bölgeyi sabun ve ılık su ile yıkayın. Vücudunuzdan çıkarmış olduğunuz ölü keneyi çöpe atın.
  • Keneyi ciltten çıkartmak için oje, vazelin, yanan kibrit ve diğer topikal ilaçlar kullanmaktan kesinlikle kaçınılmalıdır. Lyme hastalığı belirtileri ve lyme hastalığı tedavisi için bilinmesi gereken önemli bilgiler bunlardır.

Lyme Hastalığı Nasıl Belirti Verir?

Son Haberler