6 Mayıs 2025 Salı
Ana Sayfa Blog Sayfa 4

Rahim duvarı kalınlaşması hamilelik belirtisi mi?

Neler Okuyacaksınız?

Kastan oluşan rahim dokusu, 28 günde bir görülen adet döngüsünde gebelik sürecine hazırlanmak için bir miktar kalınlaşmaktadır. Bu kalınlaşma gebelik boyunca da devam etmektedir. Gebelik oluşmadığı zaman incelir. Fazla salgılanan östrojen hormonu nedeni ile rahim bölgesinde bulunan hücrelerin sayısı artar ve salgı bezleri normalden daha fazla büyüyerek rahim duvarı kalınlaşmasına neden olur. Kadınları tedirgin eden rahim duvarı kalınlaşmasının tedavisi mümkündür.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Nedir?

Rahim dokusu üç farklı tabakadan oluşmaktadır. Bu tabakaların özellikleri ve görevleri birbirinden farklıdır. Kadın sağlığı açısından önemli olan gebelik ve adet dönemlerinde progesteron ve östrojen hormonlarının etkisi ile rahim duvarı bazı değişikliklere uğramaktadır. Östrojenin etkisinde kalan endometrium tabakası kalınlaşmaktadır. Bu tabakanın kalınlığı, maruz kaldığı östrojen seviyesine göre değişir. Kadınları korkutan rahim duvarı kalınlaşması nedir çok fazla araştırılmaktadır. Hemen her kadının başına gelebilecek olan rahim duvarı kalınlaşmasından korkmamanız ancak bu durumu önemsemeniz önerilmektedir.

Normal değerlere göre daha fazla kalınlaşmış olan rahim duvarı, kan desteğinden de yoksun kalacağı için ölerek iç tabakadan dökülmeye başlar. Bu duruma bağlı olarak rahim duvarı kalınlaşması dönemlerinde kadınlarda bazı ara kanamalar görülebilmektedir. Kanamaların olması progesteron etkisinden değil, östrojen etkisinden kaynaklanmaktadır. Östrojen hormonunun bu durumu tedavi edilmediği zaman endometrium hücrelerinde oluşan çoğalmalar kansere dönüşebilir. Yani rahim duvarı kalınlaşması rahim kanseri için bir risk oluşturmaktadır. Bu yüzden, menopoz dönemlerinde normalden fazla bir kanama görüldüğünde mutlaka bir Kadın Doğum Doktoruna gidilerek muayene olunmalıdır.

Rahim Duvarı Neden Kalınlaşır?
Rahim Duvarı Neden Kalınlaşır?

Rahim Duvarı Neden Kalınlaşır?

Rahim duvarı kalınlaşması durumunu yaşayan kadınların akıllarında rahim duvarı neden kalınlaşır sorusu yer almaktadır. Rahim duvarı kalınlaşmasının farklı nedenleri olabilmektedir. Ancak bu durumun temel nedeni, menopoz döneminin yaşanmasıdır. Menopoz döneminde progesteron hormonunun üretimi durmaktadır. Bu nedenle rahimde incelme yaşanması çok zordur. Ayrıca bazı hastalıklar nedeni ile uzun süre kullanılmış olan östrojen hormonu, progesteron hormonu ile dengede ilerlemediği zaman rahim duvarı kalınlaşması meydana gelmektedir. Bu nedenle hormon ilaçlarının doktor önerisine göre kullanılması tavsiye edilmektedir.

Rahim duvarı kalınlaşmasının bir diğer nedeni de PKOS olabilmektedir. Polikistik Over Sendromu denilen bu hastalık döneminde yumurtlama olmadığı için progesteron üretimi de durmaktadır. Bunun dışında rahim duvarı kalınlaşmasına neden olabilen bazı etmenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Obezite
  • Diyabet
  • Tiroit
  • Karaciğer ve safra kesesi hastalıkları
  • Yumurtalık tümörleri

Rahim Duvarı Kalınlığı Kaç Olmalı?

Rahim duvarı kalınlaşması belirli ölçülerde olmalıdır. Bu ölçüleri aştığı zaman rahim duvarı kalınlaşmasından söz edilebilir. Peki, rahim duvarı kalınlığı kaç olmalı merak ediyor musunuz? Üreme çağında olan bir kadında rahim duvarı kalınlığının 7 – 14 mm arasında olması normal kabul edilmektedir. 14 mm üzerinde olduğu zaman rahim duvarı kalınlaşması olduğunu gösterir. Menopoz dönemine girildiği zaman ise adet görülmemesi nedeni ile endometrium incelmektedir. Bu dönemde rahim duvarı kalınlığı 5 mm altında olmalıdır.

Rahim Duvarı Kalınlaşması 15mm, 18mm, 20mm Tehlikeli Mi?

Rahim duvarı kalınlaşması önemsenmesi gereken bir rahatsızlıktır. Sağlıklı bir endometrium adet döneminde ince olmalıdır ve yumurtlama günlerinde 7 – 14 mm arasında olmalıdır. Üreme çağına gelindiğinde endometrium 15 mm’den kalın olduğu zaman hamilelik belirtisi sayılarak bir BHCG testi yapılmalıdır. Menopoz öncesinde ise rahim duvarı 15 mm üzerinde olduğu zaman hiperplazi durumu oluşmaktadır. Bu durum tedavi ve takip gerekmektedir.

Rahim duvarı kalınlaşması 15 mm, 16 mm, 17 mm, 18 mm, 19 mm ve 20 mm ölçüldüğü zaman derhal tedaviye başlanmalıdır. Rahim duvarı kalınlaşması düzensiz kanama ile beraber ağrılı adet dönemi yaşanmasına neden olmaktadır. Eğer tedavi edilmez ise hayati tehlike yaratacak düzeyde kan kaybı yaşanabilmektedir. Ayrıca tedavi edilmeyen rahim duvarı kalınlaşması kanser oluşumuna zemin hazırlamaktadır.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Belirtileri Neler?

Adet dönemi süresince vücudun farklı bölgelerinde salgılanmakta olan hormonlar, rahmin iç kısmının incelmesine ve kalınlaşmasına neden olmaktadır. Bu durumda ortaya çıkan rahim duvarı kalınlaşması belirtileri neler öğrenerek kısa sürede tedaviye başlayabilirsiniz. Rahim duvarında kalınlaşma olduğunu işaret eden belirtiler şunlardır:

  • Adet kanamasının normalden uzun sürmesi
  • Adet kanamasının miktarının eskiye göre artması
  • Adet kanamalarının düzensizleşmesi
  • Adet döneminin çok ağrılı geçmesi
  • 2 adet dönemi arasının 21 günden az olması
  • Adet dönemleri arasında kahverengi lekelenmeler ve kanamalar görülmesi

Rahim Duvarı Kalınlaşması Nasıl Geçer?

Rahim duvarı kalınlaşması bazen kendi kendine geçebilmektedir. Rahim duvarındaki kalınlaşma bitkisel yöntemlerle tamamen kontrol altına alınamayabilir. Ancak progesteron hormonunun artmasına yardımcı olan kabuklu kuruyemiş, çiğ domates, ceviz, dereotu, ayçekirdeği, ıspanak, avokado, kara lahana gibi besinler tüketilebilir. Rahim duvarı kalınlaşmasında tedavi yöntemi hastanın yaşına, hormonal düzeyine ve rahmin durumuna göre değişmektedir.

Rahim duvarı kalınlaşması genelde ilaç ile tedavi edilebilmektedir. Hormonal dengenin sağlanabilmesi için oral tablet, krem, enjeksiyon, vajinal krem ya da rahim içi araç seçenekleri kullanılmaktadır. Küretaj ya da dilatasyon uygulamaları bazı durumlarda yeterli olabilmektedir. Menopoz döneminde olan ya da doğum yapmayı düşünmeyen kişilerde ise total histerektomi tedavileri de uygulanabilir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Gebelik (Hamilelik) Belirtisi Mi?
Rahim Duvarı Kalınlaşması Gebelik (Hamilelik) Belirtisi Mi?

Rahim Duvarı Kalınlaşması Gebelik (Hamilelik) Belirtisi Mi?

Rahim duvarı kalınlaşması genelde bir rahatsızlığa işaret ederken, bazı durumlarda iyi bir habere de vesile olmaktadır. Erken hamileliğin en önemli belirtilerinin başında endometrial kalınlaşma gelmektedir. BHCG değeri pozitif ve 3 – 4 haftalık hamile olan kadınlarda rahim duvarının kalınlaştığı görülmektedir. Bu durumda rahim duvarı kalınlaşması gebelik (hamilelik) belirtisi mi sorusuna evet yanıtı verilebilir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Adet Belirtisi Mi?

Düzenli bir şekilde ortalama 28 günde bir adet olan kadınlarda salgılanan hormonların etkisi ile rahim duvarında kalınlaşma olmaktadır. Bu durumda rahim kendini gebeliğe hazırlamaktadır. Ancak gebelik olmadığı zaman eski haline dönmektedir. Her adet döngüsünde bu durum yaşandığı için rahim duvarı kalınlaşması adet belirtisi denilebilir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Kanser Midir?

Birçok kadının korkusu olan rahim duvarı kalınlaşması kanser midir sorusuna yanıt vermek istiyoruz. Rahim duvarı kalınlaşması bir kanser değildir. Ancak rahim duvarı kalınlaşmasının rahim kanserine en çok neden olan etmen olduğu belirtilmektedir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Ağrı Yapar Mı?

Rahim duvarı kalınlaşması, kadınlarda adet düzensizliğine sebep olmaktadır. Bu rahatsızlık kişide adet döneminin çok ağrılı geçmesine yol açmaktadır.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Kasık Ağrısı Yapar Mı?

Rahim duvarı kalınlaşmasının birçok belirtisi bulunmaktadır. Bu belirtiler dikkate alındığı zaman hastalık hemen fark edilerek tedaviye başlanmaktadır. Adet döneminde yoğun kanama ve kasık bölgesinde yaşanan ağrı, rahim duvarı kalınlaşmasının önemli belirtileri arasındadır.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Adet Düzensizliği Yapar Mı, Adet Geciktirir Mi?

Rahim duvarı kalınlaşması bazı olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir. Birçok belirti ile kendini gösteren rahim duvarı kalınlaşmasından özellikle adet düzensizliği yaşandığı zaman şüphe duyulmalıdır. Yani rahim duvarı kalınlaşması düzensiz kanamalara neden olduğu için adet düzenliği yaparak adeti geciktirmektedir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Çocuğa Engel Mi?

Anne olma hayali kuran kişilerin aklında rahim duvarı kalınlaşması çocuğa engel mi sorusu yer almaktadır. Her kadında adet döneminde rahim duvarında kalınlaşma görülmektedir. Regl döneminde patlama yaşayarak kanayan rahim duvarı hamilelik olduğu zaman kanamaz. Rahim duvarı kalınlaşması kendi başına hamileliğe engel değildir. Ancak bu duruma neden olan etkenlerin tamamı hamileliğe engel olduğu için rahim duvarı kalınlaşmasının tedavi edilmesi gerekmektedir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Olan Hamile Kalabilir Mi?
Rahim Duvarı Kalınlaşması Olan Hamile Kalabilir Mi?

Rahim Duvarı Kalınlaşması Olan Hamile Kalabilir Mi?

Hamilelik döneminde endometrium tabakası yastık görevi görür ve embriyoyu yakalayarak embriyonun tutunmasına ve büyümesine yardımcı olmaktadır. Özellikle tüp bebek işlemlerinden önce rahmin yeterli bir kalınlığa ulaşması için özenle hareket edilmektedir. Rahim duvarı kalınlaşması normal bir durumdur. Ancak kalınlığın ne kadar olduğu daha önemlidir. Rahim duvarı kalınlığı sorunu yaşayan kişilerin tedavi görerek hamile kalması mümkündür.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Düşüğe Neden Olur Mu?

Rahim duvarı kalınlaşmasının birçok olumsuz etkisi olabilmektedir. Özellikle anne adaylarını ilgilendiren rahim duvarı kalınlaşması düşüğe neden olur mu sorusuna yanıt vermek istiyoruz. Rahim duvarında kalınlaşma belirli bir seviyeye kadar herhangi bir zarar vermez. Ancak ortalamaların üzerinde bir kalınlaşma durumunda kanama olabileceği içim düşük meydana gelebilmektedir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Biyopsi Neden Yapılır?

Endometrial biyopsi denilen rahim biyopsisi, rahim duvarı kalınlaşması durumunda yapılabilen bir işlemdir. Endometrial hiperplazi durumunda ultrasonla inceleme esnasında kalınlaşma görülmesi ile biyopsiye karar verilebilir. Ayrıca uzun süren adet kanamalarında veya rahip içi polipten şüphelenildiğinde teşhis ve tedavi için biyopsi yapılmaktadır.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Kürtajı Neden Yapılır, Ne Kadar Sürer?
Rahim Duvarı Kalınlaşması Kürtajı Neden Yapılır, Ne Kadar Sürer?

Rahim Duvarı Kalınlaşması Kürtajı Neden Yapılır, Ne Kadar Sürer?

Kadınlarda çok sık karşılaşılan jinekolojik problemlerin başında rahim duvarı kalınlaşması gelmektedir. Bu sağlık sorunu adet düzensizliğine ve kansere neden olabilmektedir. Bu yüzden mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. Rahim duvarı kalınlaşmasının farklı çeşitleri bulunmaktadır. Hastada hangi tip rahim duvarı kalınlaşmasının olduğunun tespit edilebilmesi için endometrial kürtaj yani rahim duvarı kalınlaşması kürtajı işlemi yapılmaktadır. Bu işlemde rahimden iki yöntemle parça alınmaktadır. Bu yöntemler şunlardır:

  • Vakumla kürtaj
  • Pipekke biyopsi

Bu iki yöntemde de hastaya lokal anestezi uygulanmaktadır. Bu iki uygulamada da hasta ağrı ya da acı hissetmez. İşlem 15 dakika ile 1 saat arasında sürmektedir. Kişinin rahatsızlığına, yaşına ve durumuna göre süre değişebilmektedir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Kendiliğinden Geçer Mi?

Rahim duvarında kalınlaşma bazen kendiliğinden geçebilmektedir. Bu durum çoğu zaman kanser değildir ve basit tedaviler ile düzelmektedir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Rahim duvarı kalınlaşmasının mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. Hastada kanamaya neden olan rahim duvarı kalınlaşması tedavi edilmediği zaman yoğun kanama can kaybına neden olabilmektedir. Ayrıca rahim duvarı kalınlaşması rahim kanserine neden olarak kişinin hayatını riske sokabilmektedir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Tedavisi Nasıl Yapılır?

Genelde tedavisi mümkün olan rahim duvarı kalınlaşması, kişide hormonal dengenin sağlanması ile normale dönmektedir. Vajinal krem, krem, oral tablet, enjeksiyon gibi tedavi yöntemlerinden en uygun olan tercih edilmektedir. Genelde cerrahi operasyon gerekmese de, kanser nedeni ile kalınlaşma olduğu belirlendiği zaman cerrahi operasyonlar uygulanabilmektedir. Rahmin alınması durumu da yaşanabilmektedir. Bu durumda en uygun yöntem, laporoskopik histerektomidir. Kapalı yöntemle rahmin alınması anlamına gelen bu yöntemden korkmanıza hiç gerek yoktur.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Rahim duvarı kalınlaşmasının nedeninin kanser olduğu saptandığı zaman hasta ameliyat edilmektedir. Histerektomi denilen yöntem ile rahmin cerrahi olarak çıkarılması işlemi yapılmaktadır. Bu ameliyat yöntemi, diğer tedavilerden sonuç alınamadığı zaman son tedavi olarak uygulanmaktadır. Biyopsi neticesinde kanser hücreleri tespit edildiği zaman hastanın gebelik düşüncesi yok ise rahim tamamen alınır.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Muayenesi Nasıl Yapılır?

Bir kişide rahim duvarı kalınlaşması olduğu muayene ile tespit edilebilir. Bu durumdan çekinen kadınlar rahim duvarı kalınlaşması muayenesi nasıl yapılır merak etmektedir. Vajinal ultrason kullanılarak rahim içi incelenir ve rahim duvarı kalınlığı ölçümü yapılır. bu işlem esnasında ciddi ağrılar hissedilmemektedir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması İçin Ne Zaman Doktora Görünmeli?

Aşağıdakileri içerebilecek anormal vajinal kanama fark ederseniz acilen kadın doğum uzmanınıza randevu alın.

  • Dönem arasında lekelenme
  • Alışılmadık derecede ağır akışlar
  • Düzensiz, kısa kan akışı
  • Menopozdan sonra vajinal kanama veya lekelenme

Bilinmeyen bir pelvik ağrı yaşayan kişiler, değerlendirme ve endometriyal kanseri ekarte etmek için bir doktora görünmelidir. Dikkat edilmesi gereken diğer semptomlar şişkinlik ve fazla yemek yemeden tokluk hissidir.

Rahim Duvarı Kalınlaşmasına Hangi Bitki İyi Gelir?

Öncelikle hiçbir bitkinin rahim duvarı kalınlaşmasını tamamen tedavi etmediğini belirtmek istiyoruz. Kesin tedavi için doktora giderek bilimsel yöntemlerden faydalanmanız tavsiye edilmektedir. Bazı bitkiler, rahim duvarı kalınlaşması için önemli olan progesteron ve östrojen hormonlarını dengelemektedir. Bu durum rahim duvarı kalınlaşmasına az miktarda iyi gelmektedir. Rahim duvarı kalınlaşmasına iyi gelen bitkiler şunlardır:

  • Ispanak
  • Ayçekirdeği
  • Kabuklu kuruyemiş
  • Çiğ domates
  • Ceviz
  • Dereotu
  • Ayçekirdeği
  • Ispanak
  • Avokado
  • Kara lahana

Rahim Duvarı Kalınlaşması Bitkisel Tedavisi Nasıl Yapılır?

Rahim duvarı kalınlaşması bitkisel tedavisi için Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu tarifi önerilmektedir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bitkisel tedavi tek başına yeterli değildir. Ancak progesteron ve östrojen dengesini sağladığı için rahim duvarı kalınlığı bitkisel tedavi ile azaltılabilir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Bitkisel Tedavisi İbrahim Saraçoğlu

Rahim duvarı kalınlaşması için İbrahim Saraçoğlu tarafından önerilen bitkisel tedavi yoğun ilgi görmektedir. Bu yöntemi uygulayan ve fayda sağlayan kişilerin fazla olması da ilgiyi artırmaktadır. İbrahim Saraçoğlu tarafından rahim duvarı kalınlaşması için önerilen bitkisel tedavi yöntemleri şunlardır:

Rahim Duvarı Kalınlaşması Çoban Çantası Kürü

Rahim kalınlaşması sorunu yaşayan kişilere çoban çantası kürü tavsiye edilmektedir. Rahim kalınlaşması nedeni ile kanaması olan kişilerin nar suyu tüketmemeleri önerilmektedir. Kür için bir bardak su içerisine 8 gram kadar çoban çantası otu eklenerek 5 dakika kadar altı kısık olarak kaynatılır. Daha sonra ılımaya bırakılır. Ilıdıktan sonra süzülen karışım ılık şekilde tüketilir. Bu işlem 3 hafta boyunca günde bir kere uygulanmalıdır. 21 gün sonunda rahim duvarı kalınlaşmasının azaldığını göreceksiniz. Ancak etkili sonuç almak için çoban çantası otunun taze olmasına dikkat edilmelidir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Soğan Kürü

Rahim duvarı kalınlaşması için soğanın mucizelerinden yararlanabilirsiniz. Kaynatılmış olan temiz su içerisine 1 orta boyda beyaz soğan atılarak bekletilir. Soğanın kabuklu atılması önerilmektedir. Daha sonra su soğandan temizlenir ve 15 gün yemeklerden 1 saat önce aç olarak tüketilir. Tam fayda elde edebilmek için 15 gün boyunca düzenli olarak uygulanması tavsiye edilmektedir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Yaşayanların Yorumları Neler?

Rahim duvarı kalınlığı yaşayanların yorumları bu hastalıkla tanışan kişiler için yol gösterici olmaktadır. Bu konuda yapılan yorumlarda, korkulmaması gereken bir hastalık olduğu ancak önemsenmesi gerektiği belirtilmektedir. Genelde bilimsel yöntemlerin tercih edildiği görülmektedir. Ancak soğan kürü ve çoban çantası kürü ile hastalığının geçtiğini söyleyenler de vardır.

Uyarı!

Endometrial kalınlığa dikkat etmek, hamile kalmaya çalışan kadınların başarılı gebelik şanslarını optimize etmenin en iyi yolunu anlamalarına yardımcı olabilir.

Endometrial kalınlıktaki değişiklikler bir kişinin hayatı boyunca yaygındır. Bununla birlikte, bir kişi anormal kanama, akıntı, pelvik ağrı veya vücudunun hissetme biçiminde başka değişiklikler fark ederse, uygun tedaviyi almak için bir doktora danışmalıdır.

Endometrium kanseri, bir kişinin endometriyumunun çok kalın olması durumunda ortaya çıkabilecek en ciddi sağlık sorunlarından biridir. Bununla birlikte, endometriyal kanser erken teşhis edilirse iyi bir hayatta kalma oranına sahiptir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Kansere Dönüşür  Mü?

Sigorta çeşitleri nelerdir?

Günlük yaşamınızı güvence altına alan sigorta çeşitleri karşılaşacağınız riskleri en aza indirir ve size teminatlar sunar. Öngöremediğiniz risklere karşı kendinizi korumak istediğinizde amacınıza uygun sigorta hizmetini kullanabilirsiniz. Sağlığınız, malınız, hayatınız, sevdiklerinizin yaşamı gibi alanlarda daha sorunsuz bir hayat sürdürmek istiyorsanız hiç vakit kaybetmeden bir güvence sözleşmesi yapabilirsiniz. Özel sağlık sigortası yaptırdığınızda özel hastanelerde sağlık hizmeti alabilir, aracınızı korumak için ise trafik sigortası ve kasko sigortası gibi fırsatlardan yararlanabilirsiniz.

Her biri birbirinden avantajlı olan sigorta türleri yaşayacağınız olumsuz durumların maddi yükünü sigorta firmasına yükler ve bu durum ödeyeceğiniz primler karşılığında gerçekleşir. Yapacağınız her bir sigorta çeşidi için ayrı ayrı prim belirlenir ve bunlar yazılı sözleşme ile resmiyet kazanır. Sigortaya karşılık hazırlanan sözleşmelere poliçe denir ve poliçelerde yararlanacağınız sigortanın detayları yazılıdır. İsteğe bağlı olarak poliçenizde yer alan teminatları genişletme imkânınız vardır.

Neden Sigorta Yaptırmalısınız?

Sigorta yaptırmak sizi geniş bir koruma alanı sağlar. Malınızın ve sağlığınızın kıymetini iyi biliyorsanız ileride pişman olmamak adına poliçe düzenleyebilirsiniz. Canınıza geleceğine malınıza gelsin düşüncesinden yola çıkarak önce sağlığınız ardından aracınız ve konutunuz için sunulan fırsatlardan yararlanabilirsiniz. Beklemediğiniz anlarda sağlığınız ya da aracınızın hasarı ile ilgili bir durumla karşılaştığınızda bu masrafı karşılamak için ödeyeceğiniz tutar sandığınızdan daha yüksek olabilir. Sigorta masrafı kişiye özel belirlenmekte ve daima indirimli olarak uygulanmaktadır. Bu sayede minimum maliyetle en iyi sağlık güvencesi hizmetini alabilirsiniz.

Sigorta yaptırmak istediğinizde sigorta çeşitleri kendi içerisinde zorunlu ve isteğe bağlı olarak iki kategoriye ayrılacaktır. Özellikle trafik sigortası yaptırmanız devlet tarafından zorunlu kılınmıştır. DASK sigortası da zorunlu olup doğal afet durumunda masraflarınızı karşılamaya yöneliktir. Bu iki tür haricinde toplam on tane daha zorunlu sigorta çeşidi vardır.

İsteğe Bağlı Yapılan Sigorta Türleri Nelerdir?
İsteğe Bağlı Yapılan Sigorta Türleri Nelerdir?

İsteğe Bağlı Yapılan Sigorta Türleri Nelerdir?

Sigorta fiyatları ve türleri poliçeden poliçeye farklılık gösterir. İsteğinize göre can ve mal kaybı riskini en aza indirecek, hayat, konut, seyahat, emeklilik gibi sigorta türlerinden faydalanabilirsiniz. Zorunlu olmadan yaptırabileceğiniz sigortalar arasında tamamlayıcı sağlık sigortası, özel sağlık sigortası, eğitim sigortası, araç kasko sigortası, doğum ve eşya sigortası, seyahat ve hayat sigortası, konut sigortası, ev hanımları için Bağkur, Bağkur, Emekli Sandığı ödemesi, bireysel emeklilik sigortası ve EK – 5 tarım sigortası gibi türler yer alır. Sigorta çeşitleri belirlenirken kullanım amacı esas alınır ve her bir sigorta kişiye geniş kullanım olanağı sunar. Bu sigortalardan hemen yararlanmak için doğrudan Demir Sağlık ile iletişime geçebilirsiniz.

Zdrave krem içinde domuz yağı var mı, içeriği nedir?

Sivilce izleri, yara ve uçuk gibi cilt sorunlarında tercih edilen Zdrave krem, son dönemlerde en çok konuşulan cilt bakım ürünlerinden biri olmuştur. Etkilerini duyanların gözlerini kamaştıran bu kreme, Mavi Mıcır kremi de denir. Yoğun nemlendirici bir etkiye sahip olan Zdrave kremin besleyici özelliği de vardır. Zdrave kremin bilmediğiniz faydalarını öğrendikten sonra bu kremden vazgeçemeyeceksiniz.

Zdrave Krem Nedir?

Balkanlar’da bulunan Bulgaristan’ın en popüler cilt bakım ürünlerinden biri olan Zdrave krem nedir arama motorunda araştırılan önemli bir sorudur. Sosyal medya kullanıcılarının gözdesi haline gelen Zdrave kremi birçok sosyal medya femomeninin reklam ürünleri arasında görebilirsiniz. Şimdilerde hem Trakya hem de çevre illerde yaşayan kadınların en çok kullandığı ürün olan Zdrave krem, zamanla tüm Türkiye’de kullanılmaya başlanacaktır.

İçeriğinde doğal özler bulunan Zdrave krem gönül rahatlığı ile kullanılabilir. Cildi gençleştirme etkisi olan Zdrave krem sayesinde cildiniz dış etkenlere karşı korunur hale gelecektir. Yapılan araştırmalar sonucunda Zdrave kremin sivilce ve akne iltihaplarını kuruttuğu belirlenmiştir. Bu faydası ise yoğun çinko barındırmasından dolayı ortaya çıkmaktadır.

Zdrave Krem Ne İşe Yarar?
Zdrave Krem Ne İşe Yarar?

Zdrave Krem Ne İşe Yarar?

Cilt tahrişleri üzerinde etkisi kanıtlanmış olan Zdrave krem ne işe yarar sorusuna birçok farklı cevap verilebilir. Bir Bulgar kremi olan Zdrave krem, özellikle yağlı cilt tipine sahip olan kişiler için önerilmektedir. Zdrave kremin genel olarak faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Sivilce ve akne iltihaplarının yayılmasını önler.
  • Çatlak tedavisinde etkilidir.
  • Sivilce tedavisinde etkilidir.
  • Uçuk tedavisinde kullanılır.
  • Güneş yanığına iyi gelir.
  • Balık pulu hastalığına iyi gelir.
  • Yağlı cilt tiplerinde sebum artışını kontrol eder.
  • Ciltte oluşan sivilcelerin iyileşme süresini azaltıyor.
  • Ayak çatlakları ve deri çatlaklarına iyi gelir.
  • Selülitlerin toparlanmasına yardımcı olur.
  • Ağda sonrasında ciltte oluşan tahrişe iyi gelir.
  • Böcek sokması ile oluşan ağrıyı ve acıyı azaltır.

Zdrave Krem İçeriğinde Ne Var?

Bütün ilaçların içeriği merak edilmektedir. Zdrave kremin etkilerini duyan kişiler de, Zdrave krem içeriğinde ne var araştırmaktadır. Zdrave kremin etken maddesi çinkodur. Paraben içermeyen Zdrave kremin içeriğinde bulunan bir diğer madde, arılar tarafından üretilmekte olan doğal balmumudur. Zdrave kremin içeriğinde zararlı herhangi bir madde yoktur.

Zdrave Krem İçinde Domuz Yağı Var Mı?
Zdrave Krem İçinde Domuz Yağı Var Mı?

Zdrave Krem İçinde Domuz Yağı Var Mı?

Bulgaristan’da üretildiği için birçok kişinin aklına Zdrave krem içinde domuz yağı var mı sorusu gelmektedir. Dinimize göre domuz yağı kullanımı yasaktır. Zdrave krem içerisinde kesinlikle domuz yağı yoktur. Kremi gönlünüz rahat bir şekilde güvenle kullanabilirsiniz.

Zdrave Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Cilt onarımı ve tedavisi konusunda çok etkili olan Zdrave krem, içeriği temiz bir kremdir. Bu nedenle hamilelik döneminde kullanılmaktadır. Ancak her hamilelik dönemi aynı değildir. Hamilelerin doktoruna danışarak kullanmaları tavsiye edilmektedir.

Zdrave Krem Cilt Lekelerine İyi Gelir Mi?

İçeriğinde çinko olan Zdrave kremin sivilce izlerine ve cilt lekelerine iyi geldiği belirtilmektedir. Çinkonun onarıcı etkisi sayesinde cildi en kısa sürede onaran Zdrave kremi cilt lekeleri için düzenli olarak kullanmanız tavsiye edilmektedir.

Zdrave Krem Güneş Lekelerine İyi Gelir Mi?

Zdrave krem ile ilgili Zdrave krem güneş lekelerine iyi gelir mi sorusunun yanıtı çok fazla merak edilmektedir. Paraben içermeyen Zdrave krem güneş lekelerine iyi gelmektedir. Kremi önerildiği şekilde düzenli olarak kullandığınız zaman güneş lekelerinin azaldığını göreceksiniz.

Zdrave Krem Koltuk Altı Kararmalarına İyi Gelir Mi?

Özellikle kadınların çok hassas olduğu koltuk altı bölgesi yanlış epilasyon işlemi veya jilet kullanımı nedeni ile kararmaktadır. Kötü bir görünüme neden olan koltuk altı kararması için Zdrave krem kullanan kişi sayısı az değildir. Koltuk altı kararması zor geçen bir durumdur. Bu nedenle sabırlı olmak gerekmektedir.

Zdrave Krem Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

İçeriği temiz olan Zdrave krem, birçok cilt sorunu için kullanılmaktadır. Sivilceler, cilt lekeleri ve selülit gibi cilt sorunları yanında Zdrave krem güneş yanığına da iyi gelmektedir. Yanık nedeniyle ciltte oluşan kızarıklığı geçirerek acı hissini hafifletmektedir.

Zdrave Krem Çatlaklara İyi Gelir Mi?

Çok yönlü bir ürün olan Zdrave krem, aklınıza gelebilecek birçok cilt sorununda kullanılmaktadır. Zdrave krem ayakta meydana gelen çatlaklara iyi gelmektedir. Bununla beraber deri çatlaklarına da sürülebilir.

Zdrave Krem Sivilceye, Sivilce İzlerine İyi Gelir Mi?
Zdrave Krem Sivilceye, Sivilce İzlerine İyi Gelir Mi?

Zdrave Krem Sivilceye, Sivilce İzlerine İyi Gelir Mi?

Birçok kişinin sorunu olan sivilceler ve sivilce izleri zor geçen bir cilt sorunudur. Her derde deva olarak anılan Zdrave krem sivilceye, sivilce izlerine iyi gelir mi araştırılmaktadır. İçeriğinde bulunan çinkonun etkisi ile sivilce içerisindeki iltihabı kurutan Zdrave krem, oluşan sivilcenin çok hızlı geçmesine yardımcı olur. Ayrıca sivilce oluşumunu da engeller. Bununla kalmayan Zdrave krem, sivilce izlerini de azaltır.

Zdrave Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Bazen stres bazen de korku ile ortaya çıkan uçuk, kişinin görüntüsünü olumsuz etkilediği gibi can yakıcı da olmaktadır. Zdrave kremi uçuk tedavisinde kullanabilirsiniz. Zdrave krem uçuğun kısa sürede yok olmasına yardımcı olmaktadır.

Zdrave Krem Egzama İçin Kullanılır Mı?

Mucizevi bir krem olan Zdrave kremin egzama sorununa iyi geldiği araştırmalar ile kanıtlanmıştır. Düzenli olarak kullandığınız zaman Zdrave kremin içerisinde bulunan çinko, egzamanın azalarak yok olmasını sağlamaktadır.

Zdrave Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Genital bölge çok hassas bir bölgedir. Bu nedenle genital bölgede kullanılacak kremlere çok dikkat edilmelidir. Zdrave krem genital bölgede kullanılır mı sorusuna evet yanıtı vererek içinizi rahatlatmak istiyoruz. Genital bölgenizde oluşan kızarıklık, kaşıntı ve tahriş için Zdrave kremi kullanabilirsiniz.

Zdrave Krem Göz Altı Morlukları İçin Kullanılır Mı?

Zdrave kremin göz altı morluklarına iyi geldiğine dair bir araştırma ve bilgi yoktur. Bu nedenle Zdrave kremi göz altında kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önerilmektedir.

Zdrave Krem Bebeklerde Pişik İçin Kullanılır Mı?

Bebeklerde çok sık karşılaşılan sorunların başında pişik gelmektedir. Bebeklerin canının yanmasına neden olan pişik için Zdrave bebe kremini kullanabilirsiniz. Bebeklere özel olarak tasarlanan Zdrave bebe kreminin etkisini kısa süre içerisinde göreceksiniz.

Zdrave Krem Cilt Beyazlatır Mı?

Son dönemlerin en çok konuşulan kremlerinden olan Zdrave krem cilt beyazlatır mı merak edilmektedir. Zdrave kremin cilt beyazlatma etkisi vardır. Ancak bunun için sabırlı olmak gerekmektedir.

Zdrave Krem Yüze Sürülür Mü?
Zdrave Krem Yüze Sürülür Mü?

Zdrave Krem Yüze Sürülür Mü?

Zdrave krem yüze sürülebilen bir kremdir. İçeriği temiz olan kremi yüzünüzde oluşan cilt sorunları için kullanabilirsiniz.

Zdrave Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Her krem vajina bölgesine sürülmemelidir. Hassas bölgelerden biri olan vajina bölgesi için herhangi bir kremi kullanmadan önce doktorunuza danışmanız daha doğrudur. Temiz bir içeriğe sahip olan Zdrave kremi vajinal bölgede az miktarda kullanabilirsiniz.

Zdrave Krem Yan Etkileri Neler?

Sürekli faydalarından bahsedilen Zdrave krem yan etkileri neler konusunda çok fazla içerik paylaşılmamaktadır. Kremin içeriğindeki etken maddelere karşı alerjisi olan kişilerde alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Ayrıca kremin önerilen dozdan fazla kullanılması da yan etkilere neden olabilmektedir.

Zdrave Krem Nereden Satın Alınır, Eczanede Var Mı?

Zdrave krem Trakya bölgesinde birçok mağazada satılmaktadır. Onun dışında online satış sitelerinde de Zdrave krem satışı yapılmaktadır. Zrdave krem eczanelerde satılmaktadır. Ancak Zdrave kremi her zaman eczanelerde bulamayabilirsiniz.

Zdrave Krem Eczane Fiyatı Kaç Lira?

Zdrave krem fiyatı birçok yerde farklılık gösterse de, ortalama bir fiyata satıldığı görülmektedir. Zdrave kremin eczane fiyatı 42 TL’dir.

Zdrave Krem Kullananların Yorumları Neler?

Zdrave krem kullananların yorumları birçok kişiye yol göstermektedir. Zdrave krem ile ilgili ‘’ Kremi akşam sürün, sabaha sivilceden eser kalmaz. ‘’ yorumlarının yapıldığı görülmektedir. Zdrave krem çok etkili bir kremdir. Bu nedenle kullanıcıların yorumlarının %99’u olumludur.

Mide ağrısı nereye vurur? Nerede, hangi bölgede hissedilir?

Mide ağrısı, karnın üst bölümünde bulunan kaburgaların hemen altında hissedilmektedir. Mide ağrısı ile beraber şişkinlik, mide bulantısı ve kramp gibi sorunlar da görülebilmektedir. Mide ağrısı bazı kişilerde yemekten önce başlarken, bazı kişilerde yemek sonrasında şiddetlenmektedir. Mide ağrısının kesinlikle önemsenmesi gerekmektedir. Önemsenmeyen mide ağrıları istenmeyen sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir.

Mide Ağrısı Neden Olur?

Sık sık mide ağrısı yaşayan kişiler mide ağrısı neden olur araştırması yapmaktadır. Mide ağrısı için tek bir nedenden söz etmek mümkün değildir. Bazen bir üşütmeye bağlı olarak oluşan mide ağrısı, bazen farklı hastalıkların belirtisi olabilmektedir. Bunu anlamak için mutlaka bir doktora gidilmesi önerilmektedir. Yapılacak tetkikler ile mide ağrısının nedeni saptanarak en uygun tedaviye başlanmaktadır. Mide ağrısına neden olabilecek bazı etmenler şu şekilde sıralanabilir:

Gaz: Sindirim sisteminde oluşan gaz nedeni ile midede ağrı ortaya çıkmaktadır. Gaz birikimi arttıkça şişkinlik ile beraber aşırı tokluk hissi oluşmaktadır. İshal veya kabızlık gibi durumlar da ağrının artmasına neden olmaktadır. Viral enfeksiyon veya gaz gibi nedenler için tedaviye gerek duyulmamaktadır. Karın ağrısı bazen artıp bazen azalıyorsa, karında şişlikle beraber ağrı oluşuyorsa ve midede hareket eden bir şey hissediliyorsa ağrının nedeni gazdır.

Gastrit: Midenin iç kısmını kaplayan tabakanın şişmesi sonucu gastrit meydana gelmektedir. Genelde H.pylori isimli bakteri nedeni ile oluşan gastrit için bir doktora gidilmelidir.

Sindirim Güçlüğü: Hazımsızlık nedeni ile midede yanma hissi oluşmaktadır. Bu yanma hissi bazen midede, bazen yemek borusunda, bazen de boğazda hissedilmektedir.

Kas Spazmı: Karnın üst kısmında bulunan kasların yaralanması ya da spazmı durumunda mide ağrısı ortaya çıkmaktadır. Kas spazmı ile oluşan ağrı genel olarak sıcak kompres, dinlenme ve masaj ile geçmektedir.

Enfeksiyon: Sindirim sisteminde oluşan enfeksiyon nedeni ile midede ağrı oluşmaktadır. Virüs enfeksiyonu nedeni ile oluşan mide ağrılarına kusma, bulantı ve ishal gibi durumlar da eşlik edebilmektedir. Bu ağrı genel olarak birkaç gün sürmektedir. Bu süreçte çok ağır besinler tüketilmemesi önerilmektedir.

Safra Taşı: Safra kesesinde oluşan taşlar genelde problem yaratmaz. Ancak safra kanalının tıkanması ile mide ağrısı meydana gelmektedir.

Apandisit: Zamanında müdahale edilmediği zaman ölümcül sonuçlar doğurabilen apandisit nedeni ile midede ağrı hissedilmektedir.

Bağırsak Tıkanıklığı: Bağırsaklarda oluşan tıkanma, bağırsakta bulunan içeriklerin ileriye gitmesine engel olmaktadır. Bu yüzden şiddetli karın ağrısı ile mide ağrısı meydana gelir.

Pankreas ve Karaciğer Rahatsızlıkları: Karnın üst bölgesinde yer alan organların sindirimine yardımcı olan karaciğer ve pankreas, bazı karaciğer rahatsızlıkları nedeni ile mide ağrısına sebep olmaktadır.

Mide Ağrısı Nedenleri Neler?
Mide Ağrısı Nedenleri Neler?

Mide Ağrısı Nedenleri Neler?

Mide ağrısına neden olan birçok etmenden söz etmek mümkündür. Bu nedenle midede ağrıya neden olan etmenlerin kesin olarak belirlenebilmesi için doktora giderek muayene olmak gerekmektedir. Genel olarak mide ağrısına neden olan etmenler şunlardır:

  • Ülser
  • Gastrit
  • Reflü
  • Fıtık
  • Bağırsak sendromları
  • Gıda zehirlenmesi
  • Çok fazla yeme
  • İlaçların yan etkileri
  • Obezite
  • Sağlıksız ve düzensiz beslenme
  • Midede tümör oluşması
  • Mide kanseri
  • Stres
  • Psikolojik rahatsızlıklar
  • Hormonal değişiklikler
  • Alerjik reaksiyonlar
  • Alkol tüketimi
  • Sigara tüketimi

Mide Ağrısı Ateş Yapar Mı?

Birçok kişide görülen mide ağrısı beraberinde farklı şikâyetleri de getirebilmektedir. Özellikle mide ağrısı ile beraber ateşin görülmesi, mide ağrısı ateş yapar mı sorusunu gündeme getirmektedir. Mide üşütmesi olarak bilinen viral gastroenterit, mide ağrısı ile beraber ateş, kusma, ishal, bulantı ve karın ağrısı gibi belirtilere neden olmaktadır.

Mide Ağrısı Nerede, Hangi Bölgede Hissedilir?
Mide Ağrısı Nerede, Hangi Bölgede Hissedilir?

Mide Ağrısı Nerede, Hangi Bölgede Hissedilir?

Mide ve karın bölgeleri birbirine çok yakın olduğu için ağrının nerede olduğu bazen anlaşılamamaktadır. Bu nedenle mide ağrısı nerede, hangi bölgede hissedilir öğrenmeniz tavsiye edilmektedir. Mide; karın boşluğunda bulunan diyafram kasının altında, yemek borusunun devamında ve özellikle karnın sol üst bölümünde bulunan bir organdır. Bu nedenle mide kaynaklı yaşanan ağrılar genel olarak karnın sol süt kısmında hissedilmektedir.

Mide Ağrısı Nereye Vurur?

Mide ağrısı, kişilerin yaşam kalitesini düşürmektedir. Geçmeyen bir ağrı şeklinde oluşan mide ağrısı çeşitli bölgelere vurmaktadır. Sindirim sisteminin en önemli parçası olan mide çok hassastır. Merkezi bir organ olan midedeki ağrı dalak, diyafram ve pankreasa etki edebilir. Mide ağrısı özellikle sırt bölgesine vurmaktadır. Bunun dışında göğüs ve kalp bölgesine de vurabilir. Özellikle bu bölgeye vuran mide ağrısı, çok ciddi hastalıkların habercisi olabilmektedir. Mide ağrısının sırt ve bel bölgesine vurması da tehlikeli bir durumdur. Bu durumlarda mutlaka bir doktora gidilmesi önerilmektedir.

Mide Ağrısı Ayaklara Vurur Mu?

Birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkan mide ağrısının hangi bölgeler vurduğu çok önemlidir. Mide ağrısının birçok bölgeye vurduğundan bahsettik. Ancak mide ağrısı ayaklara vurmaz. Ayaklarda oluşan ağrının nedeni için bir Ortopedi doktoruna gitmeniz tavsiye edilmektedir.

Mide Ağrısı Ağız Kokusu Yapar Mı?

Ağız kokusu söz konusu olduğu zaman sebebi genelde diş çürümesi, yetersiz ağız bakımı ve ağır kokan besinlerin tüketilmesi olarak değerlendirilmektedir. Ancak ağız kokusu mide kaynaklı bir problemden de görülebilmektedir. Bu nedenle mide ağrısı ağız kokusu yapar mı sorusuna evet yanıtı verilebilir. Ağız kokusunun nedeni için doktorunuza giderek muayene olmanız önerilmektedir.

Mide Ağrısı Baş Ağrısı Yapar Mı?

Mide ağrıları ile beraber baş ağrısının da görülebilme ihtimali bulunmaktadır. Her mide ağrısı elbette baş ağrısı yapmaz. Ancak gastrointestinal semptomları olan kişilerde mide ağrısı ile beraber şiddetli baş ağrısı görülebilmektedir.

Mide Ağrısı Çarpıntı Yapar Mı?

Midede fazla şişkinlik nedeni ile gaz oluşabilmektedir. Çeşitli nedenlere bağlı olarak oluşan bu durum çarpıntı da yapmaktadır. Gazın artması ile beraber bağırsaklar ve midede şişkinlik meydana gelir. Şişkinlik nedeni ile karın ağrısı, baş ağrısı, nefes darlığı ve kalp çarpıntısı görülebilir.

Midede Bıçak Saplanır Gibi Ağrı Ne Demek?

Mide ağrısı yaşayan bazı kişiler şikâyetlerini midede bıçak saplanır gibi ağrı olarak tarif etmektedirler. Mide – bağırsak sisteminde biriken gaz nedeni ile serleşen dışkı ya da sıkışan bağırsak gazları bıçak saplanır gibi şiddetli ve keskin bir ağrıya neden olur.

Şiddetli Mide Ağrısı Neyin Belirtisi?

Mide ağrısı birçok hastalığın ilk belirtilerinden olabilmektedir. Şiddetle artan mide ağrısı günlük yaşamı olumsuz etkilemektedir. Mutlaka doktora gitmeniz gereken mide ağrısı şu hastalıkların belirtisi olabilir:

  • Kalp krizi
  • Mide kanseri
  • Ülser
  • Gastrit
  • Çölyak hastalığı
  • Kabızlık
  • Hazımsızlık
  • Safra kesesi iltihabı

Mide Ağrısı Kalp Krizi Belirtisi Mi?

Mide ağrısının bazı hastalıkların habercisi olduğunu söylemiştik. Uzmanlar belirsiz mide ağrısının, mide ekşimesinin ya da hazımsızlığın kalp krizi belirtileri olabileceğini söylemektedir. Ağrılar şiddetli olarak sürekli devam ediyor ve göğsün önünden boyuna ve sol omuza doğru gidiyor ise kalp ağrısından şüphe duyulmalıdır.

Mide Ağrısı Ne Zaman Tehlikeli?

Uzun süre geçmeyen mide ağrıları tehlikeli olabilmektedir. Önemsiz nedenlere bağlı oluşan mide ağrıları birkaç gün içerisinde geçmektedir. Ancak 2 – 3 gün olmasına rağmen geçmeyen mide ağrıları için vakit kaybetmeden doktora gidilmelidir. Mide ağrısının tehlikeli olduğuna işaret eden ve mide ağrısı ile ortaya çıkan durumlar şunlardır:

  • Ateş
  • Kusma
  • Bilinç bozukluğu
  • Uzun süren gaz sorunu

Mide Ağrısı En Çabuk Nasıl Geçer, Ne Keser?

Mide ağrısı can sıkıcı durumlardan biridir. Kişinin günlük yaşamını olumsuz bir şekilde etkileyen mide ağrısını bazı önemli noktalara dikkat ederek hafifletebilirsiniz. Mide ağrısına iyi gelen yöntemler şunlardır:

  • Bol bol su tüketmek
  • Papatya çayı tüketmek
  • Isı uygulamak
  • Zencefil ve nane çayı tüketmek
  • Karbonat, limon suyu ve su karışımı içmek
Şiddetli Mide Ağrısına Ne İyi Gelir Evde?
Şiddetli Mide Ağrısına Ne İyi Gelir Evde?

Şiddetli Mide Ağrısına Ne İyi Gelir Evde?

Birçok kişi şiddetli mide ağrısına ne iyi gelir evde neler uygulanabilir araştırmaktadır. Mide ağrısına dayanamayacak duruma geldiyseniz, evde uygulayacağınız bazı yöntemler ile ağrınızı hafifletebilirsiniz. Geçmeyen mide ağrıları için mutlaka doktora gidilmelidir. Ancak doktora gitmeden ağrıları hafifletmek için süt ve yoğurt tüketebilirsiniz. Özellikle soğuk sütten birkaç yudum bile almak mide ağrısını hızlı bir şekilde hafifletmektedir.

Mide ağrısı ile beraber mide yanması sorunu var ise nane tüketebilirsiniz. Naneyi çiğ tüketebileceğiniz gibi nane çayı da içebilirsiniz. Bol su tüketmek de mide ağrısını hafifletmektedir. Karanfil, zencefil gibi bitkilerin çayı da mide ağrısını en hızlı şekilde hafifletmektedir.

Mide Ağrısına Ne İyi Gelir İbrahim Saraçoğlu?

Bitkilerin kimyasını araştıran İbrahim Saraçoğlu, hangi bitkilerin hangi rahatsızlıklara iyi geldiğini aktarmaktadır. Saraçoğlu tarafından mide ağrısına iyi geldiği söylenen bitkiler ve uygulanma şekilleri şöyledir:

Karnabahar: Karnabaharın kendisini veya suyunu tüketerek mide ağrılarınızı geçirebilirsiniz.

Havuç Suyu: Taze olarak sıkılan havuç suyu mide ağrıları için en iyi ilaçlardan biridir.

Süt: Buzdolabında bekletilen soğuk sütü bir iki yudum içtiğiniz zaman mide ağrınız geçecektir. Mide ağrısı tekrarladığı zaman soğuk sütten yeniden içebilirsiniz.

Mide Ağrısı Feridun Kunak Kürü

Son zamanlarda mide ağrısı Feridun Kunak kürü büyük ilgi görmektedir. Bu kürü uygulayan kişiler, mide ağrılarının en kısa sürede azalarak geçtiğini belirtmektedirler. Feridun Kunak tarafından önerilen kür için gereken malzemeler şunlardır:

  • 1 kahve fincanı çörek otu
  • 1 kahve fincanı kimyon
  • İçine bir kahve fincanı nane eklenen 1,5 Litre doğal zeytinyağı
  • 1 kahve fincanı leblebi tozu
  • 1 kahve fincanı rendelenmiş patates

Kürün Uygulanışı: Bütün malzemeler karıştırılarak blender ile pürüzsüz bir hale getirilir. Hazırlanan karışım 1 saat kadar sıcak su içerisinde bekletilir. Daha sonra 15 gün boyunca serin bir alanda bekletilir. Bekleme süresi dolduktan sonra yağ süzülerek ayrı bir kaba alınır. Mide ağrısı yaşadığınız zamanlarda 1 yemek kaşığı tüketmeniz önerilir.

Mide Ağrısına İyi Gelen Yiyecekler Neler?

En önemli ve en hassas organlarımızdan biri olan midede çeşitli nedenlerle ağrı meydana gelebilmektedir. Mide ağrısı uzun süre devam ettiği zaman mutlaka bir doktora gidilmelidir. Mide ağrısına çözüm olan ve mide ağrısını hafifleten yiyecekler şunlardır:

  • Yoğurt
  • Papatya
  • Rezene
  • Nane
  • Zencefil
  • Kimyon
  • Ananas
  • Muz
  • Tarçın
  • Maden suyu
  • Süt
  • Bitki çayları
  • Meyan kökü
  • Karanfil

Mide Ağrısı İçin İlaçlar Neler, Hangi İlaç İyi Gelir?

Mide ağrısı kişinin canını acıtan durumlardan biridir. Geçmeyen mide ağrıları nedeni ile günlük yaşamda işlerini yapamayan kişiler bulunmaktadır. Bu kişilere antiasit şurup veya tabletler önerilmektedir. Mide ağrısı yaşarken ağrı kesici, aspirin ya da romatizma ilaçları alınmamalıdır. Mide koruyucu ilaçlar ve bağırsak düzenleyiciler de önerilen ilaçlar arasında yer almaktadır.

Gaviscon Şurup Mide Ağrısına İyi Gelir Mi?

Gaviscon şurubu bilmeyen yoktur. Hemen herkesin evinde bulunan Gaviscon şurup, etken maddesi ile reflünün baskılanmasını sağlamaktadır. Reflü nedeni ile oluşan mide ağrısı ve yanması, Gaviscon sayesinde azalmaktadır. Doktorunuza danışarak Gaviscon şurubu mide ağrısında kullanabilirsiniz.

Mide Ağrısı Hangi Bölüm-Doktor Bakar?

Mide ağrısı ile baş edemeyip doktora gitmeye karar verdiğiniz zaman hastanelerin Dahiliye (İç Hastalıkları) bölümündeki Dahiliye doktoruna veya Gastroenteroloji bölümlerindeki Gastroenteroloji uzmanına gitmeniz gerekmektedir.

Tüp bebek tedavisinde Mikroçip yöntemi nedir?

Çiftler, ilişkilerinin belirli bir zamanından sonra çocuk sahibi olmak isteyebilirler. Bazen çocuk sahibi olmak doğal akışında meydana gelen bir durumken bazen tedavi yöntemler ile mümkün olabilir. Çocuk sahibi olmaya engel olan bazı sağlık sorunları anne veya baba adayında meydana gelebilir.

Bu gibi durumlarda mutlaka uzman bir doktora danışılarak, çocuk sahibi olmaya engel olan durumun anlaşılması ve gerekli tedavi yönteminin bir an önce uygulanmaya başlanması gerekir. Çocuk sahibi olmak için tedavi gören erkek veya kadın için tedavi süreleri farklılık gösterebilir. Bundan dolayı kişiler süreci hızlandırmak adına en erken sürede uzman bir doktora gitmelidir.

Tüp Bebek Tedavisi Nedir?

Tüp bebek tedavisi çocuk sahibi olmak isteyen ve olamayan kişilere yapılan destekleyici bir tedavi sürecidir. Bu süreçte gebeliğin sağlanması ve sürdürülmesi sağlanır. Hem erkek hem de kadın üzerinde uygulanır. Oosit adı verilen kadın üreme hücresi ile, sperm adı verilen erkek üreme hücresinin laboratuvar ortamında döllendirilmesi ve döllenen hücrelerden kadın rahmine yerleştirilmesi tekniğidir. Laboratuvar ortamında oluşturularak anne adayının rahmine alınan kısma embriyo adı verilir.

Tüp Bebek Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Tüp bebek tedavisindeki süre anne ve baba olmak isteyen adaylara göre değişiklik gösterir. Herhangi bir sağlık sorunu veya engel olmaması durumunda 10 veya 12 gün arasında değişiklik gösterebilir. Bu süre 20 güne kadar uzayabilir. Tedavi işleminden sonra gebelik kesin gerçekleşir diye bir durum söz konusu değildir. Anne adayının rahmine yerleştirilen embriyonun tutunma süreci de ayrı bir zaman dilimine yayılır. Bu süreç tıbbi olarak desteklenir.

Mikroçip Yöntemi

Mikroçip yöntemi de gebeliği sağlamak için kullanılan yeni nesil yöntemlerden birisidir. Genellikle kısırlık durumlarında kullanılır. Kadının yumurtlama dönemi gibi vücudunun gebe kalmaya en uygun olduğu zamanda laboratuvar ortamında büyük titizlikle hazırlanan spermlerin, kadın rahmine bırakılması anlamına gelmektedir. Oldukça kolay bir yöntem olduğu gibi aynı zamanda ağrısız ve acısız bir işlem olduğu için tercih edilme yüzdesi yüksek bir kısırlık tedavisi yöntemi olarak bilinmektedir.

Mikroçip yöntemi kullanan Gaziantep Tüp Bebek Merkezi bilgisi için bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Mikroçip Yöntemi İle Kesin Sonuç Alınır Mı?

Mikroçip yöntemi ile gebeliğin oluşma ihtimali oldukça yüksektir. Ancak yüzde yüz kesin bir ihtimal söz konusu değildir. Bu yöntemin uygulanmasının ardından doktor tarafından uygun görülmesi durumunda destekleyici ilaçlar verilebilir. Tüm süreç sonunda en az 10 gün, en fazla 15 gün sonra gebelik testi yapılarak hamileliğin meydana gelip gelmediği gözlenebilir. İlerleyen süreçte tamamen normal bir gebelik süreci oluşur ve devam eder.

Baş ağrısı neden olur, ne iyi gelir, nasıl geçer?

Baş ağrısı, her gün milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir hastalıktır. Bu yüzden ilk adım, ağrıların nedenini bulmaktır. Baş ağrısında en yaygın faktörler aşırı yorgunluk, hormonal değişiklikler, yoğun zihinsel aktivite, stres ve kalıtımdır. Bununla birlikte, şiddetli ağrıların bazı vitaminlerin eksikliğinden de kaynaklandığı kanıtlanmıştır. Bu vitaminleri aldığınızda ağrınız zamanla hafifleyebilir ve geçebilir.  Vitaminleri takviye ettiğinizde ağrılarınız mucizevi bir şekilde geçebilir.

Baş Ağrısına Hangi Vitamin Eksikliği Yol Açar?
Baş Ağrısına Hangi Vitamin Eksikliği Yol Açar?

Baş Ağrısına Hangi Vitamin Eksikliği Yol Açar?

sıklıkla merak edilen bir konudur. Baş ağrısı herkesin ortak sorunudur. Başınız ağrıdığında, yalnızca odağınızı ve üretkenliğinizi kaybetmekle kalmaz, aynı zamanda insanların ne dediğini de anlamazsınız. Pekiyi baş ağrınız neden olur, vitaminsizlik baş ağrısı yapar mı, hangi vitamin eksiklikleri ağrıya yol açar? İşte vitamin eksikliğine bağlı olarak oluşan baş ağrısı ve çözüm yolları.

Folik Asit ve B12 Vitamini Eksikliği

Vücuttaki folik asit ve B12 vitamini olmadan, kişi strese yatkın hale gelir ve daha sinirli ve dikkati dağınık hale gelir. Uzun süreli folik asit ve B12 vitamini eksikliği daha da ciddi sonuçlara yol açabilir. B12 ve folik asidin altı ay ve uzun süre tüketildiği takdirde migren ataklarını oldukça azalttığını araştırmalar ortaya koymuştur.

Folik Asit içeren besinler:

  • Kuru Fasulye
  • Kuşkonmaz
  • Brokoli
  • Yeşil yapraklı sebzeler
  • Bamya
  • Brüksel lahanası
  • Karnabahar
  • Pancar
  • Turunçgiller
  • Avokado
  • Mercimek
  • Fasulye
  • Bira mayası
  • Yumurta
  • Tahıllar
  • Badem-fıstık
  • Ispanak
  • Yosun
  • Maydanoz-nane
  • Bezelye
  • Kereviz
  • Muz
  • Ay çekirdeği
  • Karaciğer
  • Elma, üzüm gibi meyveler
  • Kırmızı ve beyaz et türleri
  • Lahanagiller

B12 içeren besinler:

  • Kırmızı et
  • Tavuk
  • Balık
  • Karaciğer sakatatı
  • Böbrek sakatatı
  • Çeşitli deniz ürünleri
  • Süt
  • Yoğurt
  • Yumurta
  • Peynir

Bakır ve Demir Eksikliği

Vitamin ve mineral eksiklikleri genellikle kadınlarda daha yaygındır. Bakır ve demir eksikliği baş ağrısı, anksiyete ve depresyona neden olabilir. Aynı zamanda baş dönmesi, mide bulantısı ve sıcak basması da olur. Vücudunuzdaki bakırı yenilemek için fasulye, bezelye ve fındık yemelisiniz. Demir susam tohumlarında, ayçiçeği tohumlarında, sebzelerde ve karaciğerde bulunur.

Bakır içeren yiyecekler:

  • Deniz ürünleri
  • İstiridye
  • Avokado
  • Keçi peyniri
  • Kuru baklagiller
  • Kuru kayısı
  • Maydanoz

B6 Vitamini Eksikliği

Sindirmesi zor besinler baş ağrısına sebep olabilir. Ağrıyı önlemek için kolay sindirebilecek yiyecekler yiyin. B6 vitaminin ağrılardan koruyucu etkisi bulunur.

B6 Vitamini içeren yiyecekler:

  • Kuru baklagiller
  • Kırmızı ve beyaz et
  • Süt ürünleri
  • Deniz ürünleri
  • Yumurta
  • Havuç, ıspanak, bezelye vb.
  • Muz, avokado
  • Kuru yemişler
  • Tam tahıllar

D Vitamini Eksikliği

D vitamini sayesinde insan kan basıncı dengelenir ve baş ağrıları % 20 oranında azalır. Bu nedenle deniz ürünleri, yumurta, bezelye ve süt ürünleri kullanılması tavsiye edilir. Ayrıca, hava güzel olduğunda dışarıda iyi yürüyüşler yapın çünkü D vitaminin ana kaynağı güneşten gelen ışınlardır.

Baş Ağrısına Neden Olan Diğer Etkenler
Baş Ağrısına Neden Olan Diğer Etkenler

Baş Ağrısına Neden Olan Diğer Etkenler

Vitamin eksikliğine bağlı oluşan ağrıların yanında farklı etkenler de baş ağrısına neden olabilir. İşte baş ağrısına yol açan 7 etken.

Sağlıksız beslenme:

Baş ağrısı, yetersiz beslenmeye yol açabilecek birçok tehlikeden biridir. Zamanınızı ayarlamanız, doğru beslenmeniz ve kafeinden uzak durmanız önerilir.

Yanlış ilaç kullanımı:

Ağrılar, yanlış ilacın veya ilaç kombinasyonlarının insan vücudu üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceğinin bir işaretidir. İlaçların doğru kullanımı düşündüğümüzden daha ciddi bir durumdur. İlaçların yanlış kullanımı ve aşırı dozda alınması sadece ağrıya neden olmakla kalmaz, aynı zamanda organ hastalıklarına ve ölüme de yol açabilir.

Aşırı telefon ve bilgisayar kullanımı:

Uzun süre telefona veya bilgisayar ekranına bakmak görme duyunuzu etkileyebilir ve ağrılara neden olabilir. Doktorlar günde 45 dakikadan fazla telefon ve bilgisayarlara bakmanın insan sağlığı için tehlikeli olduğu konusunda uyarıyorlar.

Sağlıksız yaşam tarzı:

Çok fazla uykuda olduğu gibi çok az uyku da baş ağrısının başka bir nedeni olabilir. Herkesin her gün ne zaman yatması gerektiğini tam olarak belirlemek imkansızdır. Bu nedenle, vücudunuzun özelliklerini anlamayı, tanımlamayı ve doğru zamanda uyumayı öğrenmek önemlidir.

Yanlış oturma:

Yanlış oturmanın baş ağrısı nedenlerinden biri olduğunu biliyor muydunuz? Çoğumuz yanlış koltukta oturmaktan kaynaklı ağrılar oluştuğunu bilmiyoruz. Yanlış oturma sadece baş ağrısı değil, aynı zamanda sırt ağrısının da önemli bir nedenidir.

Boya kokusuna maruz kalma:

Boyaların çoğu toksik kimyasallar içerdiğinden, özellikle kapalı alanlarda boya kokularına uzun süre maruz kalmak sadece ağrıya neden olmaz, aynı zamanda insan vücudu için de çok tehlikelidir.

Dolgit krem açık yaraya, boyuna, yüze sürülür mü?

Günlük yaşamda spor yaparken veya aniden yapılan bir hareket sonucunda kas sıkışması meydana gelebilmektedir. Bu durumda ortaya çıkan acı hissi için Dolgit kremi kullanabilirsiniz. Kemik ağrısı sorunu çekenlerin kullanış olduğu Dolgit kremin romatizma ağrılarına da iyi geldiği belirtilmektedir. Dolgit kremi kullanmadan önce mutlaka bir doktora danışmanız tavsiye edilmektedir.

Dolgit Krem Nedir?

Arama motorlarında Dolgit krem nedir sorusunun çok sık aratıldığı belirlenmiştir. İçeriğinde sodyum tuzu, gliserol mosostearat, lavanta esansı, trigliseridler ve deiyonize su bulunan Dolgit krem, eklem ağrılarına iyi gelen özel bir kremdir. Ağrı kesici bir özelliğe sahip olan Dolgit kremin iltihap giderici etkisi de vardır. Genelde bel tutulması, boyun tutulması, kas ve eklem iltihapları için doktorlar tarafından reçete edilmektedir.

50 gramlık alüminyum tüp içerisinde satılan Dolgit krem, 10 cm kalınlığında ağrıyan bölgelere sürüldüğü zaman etkisini kısa süre içerisinde göstermektedir. Dolgit kremi ezilme, gerilme, burkulma, romatizma ve iltihap gibi nedenlerle eklemlerde oluşan ağrılar için kullanabilirsiniz. Dolgit kremin nasıl kullanılacağı konusunda doktorunuzun önerdiği doz ve süreye uymanız önerilmektedir.

Dolgit krem açık yaraya, boyuna, yüze sürülür mü?
Dolgit krem açık yaraya, boyuna, yüze sürülür mü?

Dolgit Krem Ne İşe Yarar?

Doktorlar tarafından Dolgit krem reçete edilen hastalar, Dolgit krem ne işe yarar merak etmektedir. Eklemlerin yanındaki yumuşak doku kısmında çeşitli nedenlere bağlı olarak oluşan ağrılara Dolgit krem iyi gelmektedir. Kısa süre içerisinde rahatlatıcı bir özelliğe sahip olan Dolgit krem, ağrıyan bölgeyi hızlı bir şekilde iyileştirmektedir. Almanya’da üretilen Dolgit kremin 2 hafta kadar düzenli kullanılması tavsiye edilmektedir.

Dolgit krem kullanımında ibuprofen emilimi vardır. Bu nedenle Dolgit kremi böbrek rahatsızlığı olan kişilerin kullanmaması önerilmektedir. Ancak bu konuda doktorunuz en doğru bilgiyi verecektir. Doktorunuza danışmadan Dolgit kremi kullanmamanız sağlığınız için daha doğru olacaktır. Çok etkili olan Dolgit kremin genel olarak sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Spor sırasında meydana gelen burkulma ağrılarına iyi gelir.
  • Yetişkinlerde görülmekte olan tendon iltihabına iyi gelir.
  • Çarpma ya da düşme nedeni ile meydana gelen ağrılara iyi gelir.
  • Migren ataklarına iyi gelir.
  • Bel fıtığı ağrılarını hafifletir.
  • Boyun fıtığı ağrılarına iyi gelir.
  • Menisküs iltihabı tedavisinde etkilidir.

Dolgit Krem Cilde Faydaları Neler?

Dolgit krem temelde ağrı kesici ve iltihap giderici bir kremdir. Bu nedenle Dolgit kremin yüze sürülmesi pek önerilmemektedir. Ancak darbe alma ya da burkulma gibi durumlarda ciltte oluşan şişliği ve morluğu azaltmaktadır.

Dolgit Krem Nasıl Kullanılır?

Çeşitli forumlarda Dolgit kremin etkisini okuyan kişiler, Dolgit krem nasıl kullanılır araştırmaya başlamaktadır. Dolgit kremin kullanımı konusunda öncelikle doktorunuzdan bilgi almanız tavsiye edilmektedir. Ancak doktor herhangi bir kullanım önerisi vermediyse, Dolgit kremin prospektüsünde yazan yönlendirmelere göre krem kullanılmalıdır. Prospektüse göre, Dolgit kremin günde 3 kere kullanılabileceği görülmektedir. Sorunlu bölgeye ince bir şekilde Dolgit kremden sürdükten sonra ellerinizi bol su ile yıkamanız gerekmektedir. Dolgit kremin kullanım süresi, hastanın durumuna göre değişmektedir. Ancak ortalama olarak kremin 2 – 3 hafta kullanılması önerilmektedir.

Dolgit Krem Gebelikte Kullanılır Mı?
Dolgit Krem Gebelikte Kullanılır Mı?

Dolgit Krem Gebelikte Kullanılır Mı?

Anne adayı gebeler, hamilelik sürecinde kullandıkları her şeye çok dikkat etmelidirler. Özellikle kullanılan ilaçların içeriğinde bulunan etken maddeler bebeklere zarar verebilir. Bu nedenle basit bir ilacı bile kullanmadan önce doktora danışmak gerekmektedir. Anne adayları Dolgit krem gebelikte kullanılır mı merak etmektedir. Gebelik döneminde çok gerekmedikçe Dolgit krem kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Kremin anne karnındaki bebekleri etkilediğine dair herhangi bir sonuca rastlanmamıştır. Ancak kullanım öncesinde doktora sorarak gerekli bilgileri almanız daha doğrudur.

Dolgit Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Kullandıkları ilaçlara dikkat etmesi gereken kişilerden biri de emziren annelerdir. Dolgit krem emziren anneler kullanabilir mi sorusunun yanıtını bekleyen birçok annemiz bulunmaktadır. Dolgit kremin etken maddesi çok az miktarda anne sütüne geçmektedir. Bu nedenle kremin kısa süreli ve az miktarda kullanımında herhangi bir sorun olmaz. Ancak her ihtimale karşı emziren annelerin doktora sormadan Dolgit kremi kullanmaları tavsiye edilmektedir.

Dolgit Krem Bebeklerde Kullanılır Mı?

Dolgit kremin 14 yaşından küçük çocuklarda ve bebeklerde kullanılmaması önerilmektedir.

Dolgit Krem Yanık İçin Kullanılır Mı, Yanığa İyi Gelir Mi?

Dolgit kremin yanık bölgesine sürülmemesi gerektiği belirtilmektedir. Yanık iyileştikten sonra sürülebilir.

Dolgit Krem Açık Yaraya Sürülür Mü?

Dolgit krem açık yaralara sürülmez.

Dolgit Krem Boyuna Sürülür Mü, Boyun Tutulmasına İyi Gelir Mi?
Dolgit Krem Boyuna Sürülür Mü, Boyun Tutulmasına İyi Gelir Mi?

Dolgit Krem Boyuna Sürülür Mü, Boyun Tutulmasına İyi Gelir Mi?

Dolgit kremin içeriğinde bulunan etken maddeler sayesinde boyun tutulması ağrısı hafiflemektedir. Dolgit krem, boyun fıtığı nedeniyle oluşan boyun ağrılarına da iyi gelmektedir. Düzenli kullanım ile boyun bölgesinde meydana gelen ağrılar hafifleyecektir.

Dolgit Krem Yüze Sürülür Mü?

En çok merak edilen sorulardan biri de, Dolgit krem yüze sürülür mü sorusudur. Dolgit krem sadece vücutta kullanılan bir kremdir. Bu nedenle yüz bölgesine sürülmemesi gerekmektedir.

Dolgit Krem Açık Yaraya Sürülür Mü?

Dolgit krem yaraya veya açık yaraya kesinlikle sürülmemelidir.

Dolgit Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Dolgit krem, genital bölgeye ya da vajinal bölgeye sürülmemelidir. Özellikle vajinal bölgede yan etkilere neden olabilmektedir.

Dolgit Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?

Birçok kişi tarafından Dolgit krem pişik için kullanılır mı merak edilmektedir. Dolgit krem pişik için etkili değildir ve kullanılmamalıdır. Pişik için Sudocream, Hametan ya da Desitin gibi kremleri kullanabilirsiniz.

Dolgit Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Dolgit krem yalnızca ağrılar, zedelenmeler ve burkulmalar gibi kas ve eklem rahatsızlıklarına iyi gelmektedir. Dolgit kremin sivilce üzerinden tedavi edici bir etkisi yoktur.

Dolgit Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Dolgit krem egzama bölgesine kesinlikle sürülmemelidir. Dolgit kremin egzama tedavisinde bir etkisi yoktur. Aksine egzamalı bölgenin daha kötü bir hale gelmesine neden olabilir.

Dolgit Krem Basura İyi Gelir Mi?

Dolgit krem basura iyi gelmez. Uyuşturucu bir etkisi olduğu için basur ağrısını hafifletse de, basuru tedavi etmez.

Dolgit Krem Diz Ağrısına İyi Gelir Mi?

Dolgit kremin ağrı kesici bir etkisi bulunmaktadır. Kas ve eklem bölgelerinde oluşan ağrıları hafifleten Dolgit krem diz ağrısına da iyi gelmektedir. Ancak beklenen etkiyi alabilmek için kremin düzenli kullanılması önerilmektedir.

Dolgit Krem Topuk Dikenine İyi Gelir Mi?

Topuk dikeni, kişiye ciddi ağrılar yaşatan bir sağlık sorunudur. Bu nedenle Dolgit krem topuk dikenine iyi gelir mi çok araştırılan bir sorudur. Dolgit kremin etki alanlarında topuk dikeni yoktur. Ancak topuk dikeni olan ve bu kremi kullanan kişiler, ağrılarının hafiflediğini belirtmektedirler. Doktorunuza danışarak topuk dikeni için Dolgit kremi kullanabilirsiniz.

Dolgit Krem Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Dolgit krem güneş yanığına iyi gelmez. Bu nedenle güneş yanığı bölgelerine Dolgit krem sürülmemelidir.

Dolgit Krem Mantara İyi Gelir Mi?

Dolgit krem mantar hastalığına iyi gelmez. Mantar için doktora giderek uygun kremin reçete edilmesi istenmelidir. Doktora gitmek istemeyen kişiler ise Travazol kremi mantar için kullanabilirler.

Dolgit Krem Makat Çatlağına İyi Gelir Mi?

Ödem giderici bir etkiye sahip olan Dolgit krem makat çatlağına iyi gelir. Makat çatlağı nedeniyle oluşan ağrıyı hafifletir. Ancak yine de doktorunuza danışarak kullanmanız tavsiye edilmektedir.

Dolgit Krem Şişliğe İyi Gelir Mi?

Dolgit krem, kas ve eklem bölgelerinde oluşan şişliğe iyi gelir. Kremi düzenli olarak kullandığınız zaman şişlik ile beraber ağrıyı da azaltmaktadır.

Dolgit Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Dolgit krem uçuk için kullanılmamalıdır.

Dolgit Krem Alerji Yapar Mı?

Birçok kişi Dolgit krem alerji yapar mı merak etmektedir. Dolgit kremin direkt olarak alerjiye etkisi yoktur. Ancak kremin içeriğindeki etken maddelere karşı alerjisi olan kişilerde göz yaşarması veya burun akıntısı gibi yan etkiler oluşabilmektedir. Eğer alerjiniz var ise doktora danışmadan Dolgit kremi kullanmamalısınız.

Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Normal reçeteli olan Dolgit krem reçetesiz olarak eczanelerden alınabilir.

Dolgit Krem SGK (Devlet) Karşılıyor Mu?

Reçetesiz alınabilen Dolgit kremi reçeteye yazdırdığınız zaman SKG tarafından karşılanmaktadır.

Dolgit Krem Muadili Kremler Neler?

Dolgit krem muadili kremler ile beklemenize gerek kalmadan ağrınız için tedaviye başlayabilirsiniz. Eczanelerde bazen Dolgit kremi bulamayabilirsiniz. Çok kişi tarafından kullanılan Dolgit kremi bulamadığınız zaman önerilen muadili kremler şunlardır:

  • Nimes combo jel
  • Gerofen jel
  • Brufen draje
  • Dolven pediyatrik şurup
  • İbuactive krem

Dolgit Krem Fiyatı Kaç Lira?

Dolgit krem fiyatı 29 Kasım 2021 itibari ile 19.43 TL’dir.

Dolgit Krem Yan Etkileri Neler?

Her ilacın olduğu gibi Dolgit kremin de yan etkileri vardır. Ancak bu yan etkilerle çok sık karşılaşılmamaktadır. Çok az ihtimalle görülebilen yan etkiler şunlardır:

  • Ciltte kaşıntı
  • Ciltte hafif karıncalanma
  • Burun akıntısı
  • Göz yaşarması
  • Işığa hassasiyet
  • Soluk almada ve vermede zorluk çekme
  • Ürtiker oluşumu

Dolgit Krem Kullananların Yorumları Neler?

Dolgit krem kullanan kişiler, kremin etkilerini en kısa sürede gösterdiğini belirtmektedirler. Ağrılarının hafiflediğini söyleyen kullanıcılar, düzenli kullanım ile etkileyici sonucu aldıklarını söylemektedir. Ayrıca Dolgit kremin yan etkileri ile karşılaşan kişi sayısı yok denecek kadar azdır.

Topuk ağrısı hangi hastalığın belirtisidir, ne iyi gelir?

Topuk ağrısı, sanılanın aksine çok yaygın bir sağlık sorunudur. Yapılan araştırmalara göre, her 10 kişiden birinde en az bir kere topuk ağrısı görülmektedir. Aktif yaşam tarzına sahip olan ve sürekli ayakta çalışmak zorunda kalan kişilerde de topuk ağrısı çok sık görülmektedir. Topuk ağrısı genelde umursanmayan bir durumdur. Ancak topuk ağrısı yaşayan kişilerin bu durumu önemseyerek bir doktora gitmeleri önerilmektedir.

Topuk Ağrısı Neden Olur, Sebepleri Neler?

Kişinin yaşam kalitesini düşüren topuk ağrısı neden olur, sebepleri neler öğrenerek bu etkenleri ortadan kaldırabilirsiniz. Günümüzde birçok kişide görülmekte olan topuk ağrısının çok çeşitli nedenleri olabilmektedir. Topuk ağrısına neden olan bazı önemli etkenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Topuk dikeni
  • Gut hastalığı
  • Yaralanmalar
  • Romatizmal artrit
  • Yanlış ayakkabı seçimi
  • Tendon iltihaplanması
  • Sürekli ayakta kalma
  • Aktif yaşam tarzı
  • Kırık
  • Burkulma
  • Bursit

Topuk bölgesinde meydana gelen ağrının temel nedenlerini yukarıda sıraladık. Bazı kişilerde bu nedenlerin birkaçı aynı anda görülebilirken, bazı kişilerde tek bir nedene bağlı olarak da topuk ağrısı görülmektedir. Topuk ağrısı şikâyeti olan kişilerin mümkün olduğu kadar dinlenmeleri önerilmektedir. Gerekli tedavi uygulandıktan sonra yoğun hareketli yaşam devam ettiği sürece topuk ağrısı da devam edecektir.

Topuk Ağrısı Neye İşarettir?
Topuk Ağrısı Neye İşarettir?

Topuk Ağrısı Neye İşarettir?

Topuk ağrısının nedenlerinin çok çeşitli olduğundan bahsetmiştik. Topuk ağrısının rastlanan en sık nedeni, topuk zarında meydana gelen hastalıktır. Bu nedenle topuk ağrısı neye işarettir sorusuna verilecek olan ilk cevap, topuk zarı hastalığıdır. Ayak tabanındaki topuk bölümünün ön tarafını bağlayan esnek doku iltihaplandığı zaman topuk ağrısı meydana gelmektedir. Çok kilolu kişilerde ve hamileliğin son dönemlerinde topuk ağrıları çok sık görülmektedir.

Topuk ağrısı hastalığının en yaygın nedenlerinden biri de, topuk dikenidir. Plantar fasiit de denilen topuk dikeni rahatsızlığında, topuk kemiğinden ayak parmaklarına kadar uzanan doku bandı iltihaplanmaktadır. Topuk ağrısının birçok hastalığın habercisi olacağı unutulmamalıdır. Özellikle 45 yaş altındaki kişilerde görülen topuk ağrısının dikkat alınarak bir doktora gidilmesi önerilmektedir.

Topuk Ağrısı Belirtileri Neler?

Topuk ağrısının erken belirtilerinin kesinlikle göz ardı edilmemesi tavsiye edilmektedir. Önemsemediğiniz bir ağrının ciddi sonuçlar doğurabileceğini unutmayınız. Kişide ciddi zararlara yol açabilecek topuk ağrısı için geç kalındığı zaman uzun bir tedavi süreci karşınıza çıkabilir. Topuk ağrısının önemsenmesi gereken erken belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Ayak kemerinin ağrıması
  • Topuğun alt kısmında şişme ve kızarıklık oluşması
  • Ayak üzerine basıldığı zaman topuk üzerinde ciddi ağrı hissedilmesi
  • Sabahları yataktan kalkılarak yere ilk basıldığı zaman ciddi ağrı hissedilmesi
  • Topukta dayanılamayacak kadar şiddetli ağrılar
  • Yürümede, dengede durmada ve merdiven çıkmada zorlanma
  • Topuk kısmında şişme
  • Topukta başlamış olan ağrının ayağın tüm bölümlerine yayılması

Her Topuk Ağrısı Topuk Dikeni Midir?

Topuk dikeni hastalığı çok sık görüldüğü için her topuk ağrısı topuk dikeni midir merak edilmektedir. Topukta hissedilen her ağrının nedeni elbette topuk dikeni değildir. Topuğun ön bölümünde şişlik, ısı artışı ve ağrı hissedilmesi durumunda topuk dikeninden şüphelenilebilir. Ancak topuk dikeni her zaman ağrıya neden olmayabiliyor. Bu nedenle topuk ağrısının nedenini öğrenmek için doktora muayene olmanız gerekmektedir.

Topuk Ağrısı Hangi Hastalığın Belirtisidir?
Topuk Ağrısı Hangi Hastalığın Belirtisidir?

Topuk Ağrısı Hangi Hastalığın Belirtisidir?

Son dönemlerde görülme sıklığı artan topuk ağrısı birçok hastalığın habercisi olabilmektedir. Bu nedenle kötü bir durumla karşılaşmamak için mutlaka bir doktora gidilerek muayene olunmalıdır. Bu sayede topuk ağrısının temel nedeni belirlenerek tedavisine başlanabilir. 45 yaş altındaki zayıf kişilerde istirahat sonrasında başlayan topuk ağrısı, ankilozan spondilit hastalığının en önemli belirtisidir. Bu hastalık, zamanla kemik dokusunu büyüterek topuk dikenine neden olmaktadır. Topuk ağrısı, romatizma hastalığının da önemli belirtilerinden biridir.

Topuk Ağrısı Kanser Belirtisi Mi?

Kanser hastalığının yaygınlaştığı günümüzde en ufak ağrıdan şüphe duyulmaktadır. Bu nedenle topuk ağrısı kanser belirtisi mi merak edilmektedir. Topuk kemiğinde tümörler nedeni ile topuk ağrısı meydana gelebilmektedir. Her topuk ağrısı kanser belirtisi değildir. Ancak topuk ağrısının nedeninin tam olarak belirlenebilmesi için hastanın ağrıyı anlatırken yardımcı olması gerekmektedir.

D Vitamini Eksikliği Topuk Ağrısı Yapar Mı?

Ülkemizde hemen herkeste D vitamini eksikliği görülmektedir. Özellikle güneşin çok az görüldüğü kış aylarında D vitamini değerleri çok düşmektedir. D vitamini eksikliğinin birçok nedeni bulunmaktadır. Ancak D vitaminin eksik olması da çeşitli hastalıkların en büyük nedenidir. D vitamini eksikliği, kemiğin mineralizasyonunu bozarak topuk ağrısına neden olmaktadır. Kan değerlerinize baktırarak D vitamini eksikliğiniz olup olmadığını anlayabilir ve buna göre tedaviye başlayabilirsiniz.

Topuk ağrısı Hangi Vitamin Eksikliğinden Olur?

Vücutta bazı vitaminlerin yetersiz olması, çeşitli hastalıklara neden olmaktadır. A vitamini eksikliği olduğunda deri sertleşmektedir. Bu da ayak kaslarında krampa ve ağrıya neden olmaktadır. Bunun dışında, D vitamini eksikliğinin de topuk ağrısına neden olduğu belirtilmektedir.

Topuk Ağrısına Ne İyi Gelir?

Topuk ağrısı sorunu çeken kişilerin günlük yaşamlarına çok dikkat etmeleri önerilmektedir. Bu kişilerin mümkünse sürekli dinlenmeleri gerekmektedir. Topuktaki ağrı bölümüne günde iki kere 10 – 15 dakika kadar buz uygulaması da ağrıyı hafifletmektedir. Topuk ağrısında ayakkabı seçimi çok önemlidir. Ayağa düzgü oturan bir ayakkabının seçilmesi gerekmektedir. Ağrıyı hafifleten ayakkabı uçları ya da topuk asansörleri kullanılabilir.

Topuk Ağrısı Nasıl Geçer Evde?

Topuk ağrısından dert yanan kişiler için topuk ağrısı nasıl geçer evde uygulanabilecek yöntemler var mıdır araştırdık. Topuk ağrısı çeken kişilerin dinlenmeleri önerilmektedir. Ayaklarını yastık gibi yukarıda tutacak bir şeyin üzerine uzatarak dinlenmeleri, topuk ağrısı çekenlere iyi gelecektir. Evde uygulanabilecek yöntemlerden biri de, soğuk buz kompresidir. Günde iki defa ortalama 15 dakika kadar topuklarınıza soğuk kompres uygulayabilirsiniz.

Topuk ağrıları için evde doğal yöntemlerden de faydalanabilirsiniz. Topuk ağrısına iyi geldiği söylenen elma sirkesi, birçok kişinin topuk ve ayak ağrısını hafifletmiştir. Elma sirkesi topuklara sürülür ve 15 dakika boyunca topuklarda bekletilir. Topuk ağrıları için epsom tuzları da kullanılabilir. Topuk ağrısını gideren mucizevî etkili ada çayı, topuk ağrısı yaşayanlara mutlaka kullanması önerilen özel bitkisel yöntemlerden biridir.

Topuk Ağrısı Egzersizleri Neler?

Topuk ağrısı egzersizleri neler öğrenerek bu can sıkıcı ağrıyı hafifletebilirsiniz. Topuk ağrısı egzersizleri için bir havlu ya da uzun bir bez gerekmektedir. Havluyu ayağınıza yerleştirin ve havluyu ellerinizle tutarak kendinize doğru çekin. Bu egzersizi 5’ kadar sayarak yapabilirsiniz. Silindir şeklinde olan sert bir cismi ( merdane veya soda şişesi ) ayağınızın tabanına koyun ve çok bastırmadan ayağınızı 3 dakika boyunca ileri geri hareket ettirin. Bacak bacak üstüne attıktan sonra bir elinizle ayak parmaklarınızdan, bir elinizle topuk kısmından tutarak ayaklarınızı esnetin. Bu işlemi 5’e kadar sayarak yapabilirsiniz.

Topuk Ağrısı Bitkisel Tedavisi Var Mı?

Topuk ağrısı için uygulayabileceğiniz bitkisel tedavi yöntemleri vardır. Bu yöntemler sayesinde ağrılarınızı hafifletebilirsiniz. Topuk ağrısına iyi gelen ve evde uygulayabileceğiniz bazı bitkisel yöntemler şu şekildedir:

Epsom Tuzu: Topuk ağrılarını azaltan epsom tuzunu, su ile doldurduğunuz bir leğene 3 kaşık kadar ekleyin. Bu su içerisinde topuklarınızı 30 dakika kadar bekletin. Düzenli olarak bu işlemi yaptığınız zaman topuk ağrılarınızın azaldığını göreceksiniz.

Zencefil Çayı: Birçok sağlık sorununa iyi gelen zencefil çayı, topuk ağrısına da iyi gelmektedir. Zencefil çayını direkt olarak tüketmeniz önerilmektedir.

Topuk Ağrısına Limon İyi Gelir Mi?

Birçok sağlık sorununda kullanılan ve olumlu sonuçlar elde edilen limon için topuk ağrısına limon iyi gelir mi sorusu sorulmaktadır. Topuk ağrısı için önerilen limon özellikle de topuk dikeni sorununa iyi gelmektedir. Limon içerisinde bulunan antioksidanlar, bağ dokularını yenileyerek ağrıları azaltmaktadır. Gece yatmadan önce ayağınıza limon dilimlerini sarın ve çorap giyerek sabaha kadar bekletin. Bu işlemi düzenli olarak 1 hafta uyguladığınız zaman ağrılarınızın azaldığını göreceksiniz.

Topuk Ağrısına Buz Tedavisi İyi Gelir Mi?

Topuk ağrısına buz tedavisi iyi gelmektedir. Doktorlar tarafından da önerilen buz tedavisi ile topuklarda meydana gelen ağrı azalmaktadır. Topuğunuza tülbent ya da torba ile buzu koyarak 15 – 20 dakika kadar bekletebilirsiniz.

Topuk Ağrısı İçin Elma Sirkesi Nasıl Kullanılır?

Elma sirkesi topuk ağrısı için en etkili bitkisel yöntemlerden biridir. Birçok kişi topuk ağrısı için elma sirkesi nasıl kullanılır bilmemektedir. Elma sirkesi ile her gün ayaklarınızı yıkamanız önerilmektedir. Ayrıca, elma sirkesini topuklarınıza sürerek 15 dakika kadar bekletebilirsiniz. Elma sirkesinin doğal olmasına dikkat etmeniz tavsiye edilmektedir.

Topuk Ağrısı Bele, Dize, Bacağa Vurur Mu?

Topuk ağrısının en önemli nedeni, Ankilozan spondilit ismi verilen bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlık tedavi edilmediği zaman kalıcı olarak eklem ve kemik hastalıklarına neden olabilmektedir. Topuk ağrısı direkt olarak bele, dize ve bacağa vurmaz. Ancak önemsenmediği ve tedavi edilmediği zaman yürümekte zorluk çekilebilir.

Topuk Ağrısına Hangi Krem (Merhem) İyi Gelir?
Topuk Ağrısına Hangi Krem (Merhem) İyi Gelir?

Topuk Ağrısına Hangi Krem (Merhem) İyi Gelir?

Topuk ağrısı için evde doğal tedavi yöntemlerini uygulamak istemeyenler, topuk ağrısına iyi gelen kremler hangileridir araştırmaktadır. Topuk ağrılarına iyi gelen ve ağrıları hafifleten kremler şunlardır:

  • Sulidin jel
  • İnaprol jel
  • Difenak jel
  • Orofen krem

Topuk Ağrısının Komplikasyonları Nelerdir?

Topuk ağrısı, günlük hareketlerinizi engelleyerek yaşam kalitenizi bozabilir. Yürüme şeklinizi de değiştirebilir. Bu olursa, dengenizi kaybedip düşme olasılığınız daha yüksek olabilir ve bu da sizi diğer yaralanmalara daha yatkın hale getirir.

Topuk Ağrısını Nasıl Önlenir?

Tüm topuk ağrısı vakalarını önlemek mümkün olmayabilir, ancak topuğun yaralanmasını önlemek ve ağrıyı önlemek için atabileceğiniz bazı kolay adımlar vardır:

  • Ayağınıza tam oturan ve ayağı destekleyen ayakkabılar giyin.
  • Fiziksel aktivite için doğru ayakkabıları giyin.
  • Egzersiz yapmadan önce kaslarınızı gerin.
  • Fiziksel aktivite sırasında hızınızı artırın.
  • Sağlıklı bir diyet uygulayın.
  • Yorgun hissettiğinizde veya kaslarınız ağrıdığında dinlenin.
  • Sağlıklı kilonuzu koruyun.

Doktorunuza Ne Zaman Başvurmalısınız?

Topuk ağrınız varsa, semptomlarınızı hafifletmek için önce dinlenme daha sonra bazı ev ilaçlarını deneyebilirsiniz. Topuk ağrınız iki ila üç hafta içinde düzelmezse, doktorunuzdan randevu almalısınız.

Aşağıdakileri yaşarsanız derhal doktorunuzu aramalısınız:

  • Şiddetli ağrınız varsa
  • Aniden başlayan ağrınız varsa
  • Topuğunuzda kızarıklık varsa
  • Topuğunuzda şişlik varsa
  • Topuğunuzdaki ağrıdan yürüyemiyorsanız derhal doktorunuza başvurun.

Doktoruma Hangi Soruları Sormalıyım?

Sağlık uzmanınıza sormak isteyebilirsiniz:

  • Topuk ağrıma ne sebep oluyor?
  • Benim için en iyi tedavi nedir?
  • Tekrar topuk ağrısı riskini azaltmak için ne yapabilirim?
  • Hangi tür semptomların daha acil bir değerlendirmeye ihtiyacı var?

Topuk Ağrısı Hangi Bölüm – Doktor Bakar?

Topuk ağrısı yaşayan kişiler için topuk ağrısı hangi bölüm-doktor bakar sorusunun yanıtı çok önemlidir. Topuk ağrısı için bir an önce hastanelerin Ortopedi ve Travmatoloji bölümünde Ortopedi doktoruna gitmeleri önerilmektedir.

Panthenol krem sivilceye iyi gelir mi, ne işe yarar?

Deride çeşitli nedenlerle oluşan yanık ve yara gibi durumlarda Panthenol krem kullanılması önerilmektedir. Doğal bir krem olsa da, doktora danışmadan Panthenol kullanılmamasına dikkat edilmelidir. Etkisini kısa sürede gösteren Panthenol’ün düzenli kullanımı çok önemlidir. Doktorunuzun tavsiye ettiği şekilde kullandığınız zaman cildinizdeki farklılığı kısa sürede gözlemleyebileceksiniz.

Panthenol Krem Nedir?

Son dönemlerde çeşitli forum sayfalarında Panthenol krem nedir sorusunun sıkça sorulduğunu görüyoruz. Panthenol kremin etkili olması bu kadar çok araştırılmasının en önemli sebebidir. 120 gramlık tüplerde satılan Panthenol el, yüz ve vücut kremi olarak satılmaktadır. Cildi dış etkenlere karşı koruyan Panthenol kremin nemlendirici etkisi de bulunmaktadır. Hızlı emilen bir özelliği olduğu için cildi hemen rahatlatarak kişiye bir ferahlık hissi vermektedir.

Tüm cilt tiplerine uygun olan Panthenol her gün kullanılabilir. İhtiyaç duydukça kullanılabileceği söylenen Panthenol kremi online satış sitelerinden temin edebilirsiniz. Doğal içerikli olduğu için herhangi bir yan etkisinin olmadığı belirtilmektedir. Ancak içeriğindeki doğal ürünlere karşı bir alerjiniz olduğunu biliyorsanız, Panthenol’ü kullanmadan önce doktorunuza danışmanız daha doğru olacaktır.

Panthenol Krem İçeriği Nedir?

Panthenol doğal içerikli bir vücut kremidir. Ancak doğal olsa da, kullanıcılar tarafından Panthenol krem içeriği nedir merak edilmektedir. Panthenol kremin içeriğinde aynı sefa yağı bulunmaktadır. Cilt dostu olan aynı sefa yağı ile cildiniz doğal bir nem dengesine kavuşacaktır. Kremin içeriğinde Provitamin B5’de bulunmaktadır. Bu vitamin sayesinde cildiniz nemleneceği için yumuşayacaktır. Özellikle soğuk havalarda çatlayan cildiniz için oldukça etkilidir.

Panthenol Krem Ne İşe Yarar?
Panthenol Krem Ne İşe Yarar?

Panthenol Krem Ne İşe Yarar?

Panthenol krem ne işe yarar öğrendikten sonra bu kremden vazgeçemeyeceksiniz. Cilt onarıcı bir krem olan Panthenol birçok bölgede kullanılabilmektedir. Etkisini çok kısa sürede gösteren Panthenol kremin kullanım alanları şu şekilde sıralanabilir:

  • Deri yarası ve yanıkları
  • Güneş yanıkları
  • Derideki hafif sıyrıklar
  • Tüm pişikler
  • Emziren annelerin meme bakımı
  • Meme çatlakları
  • Yatmak zorunda kalan hastalarda meydana gelen yatak yaraları
  • Anüsteki çatlak
  • Derinin onarılması

Panthenol Krem Nasıl Kullanılır?

Panthenol kremin kullanımı konusunda net bilgiler edinmeniz önemlidir. Doğru ve düzgün kullanım sayesinde cilt sorunlarınızdan kısa sürede kurtulabilirsiniz. Ciltte oluşan yara ve yanık tedavileri için Panthenol merhemi gün içinde gerekli gördüğünüz kadar kullanabilirsiniz. Emziren annelerin zamanla göğüslerinde oluşan çatlak ve yaralar için her emzirme sonrası kullanılabilir. Ancak bebeği emzirmeden önce göğüs ucunun temizlenmesi önerilmektedir. Bebeklerde oluşan pişiklerde ise bez değişimleri sırasında Panthenol merhem kullanılabilir.

Panthenol Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Panthenol krem doğal içerikli bir kremdir. Emziren anneler tarafından kullanılabilmektedir. Ancak hamilelik döneminde kullanılan Panthenol merhemin bebeğe herhangi bir etkisi olduğuna dair rapor edilen bir durum yoktur. Bu nedenle her ihtimale karşı doktora danıştıktan sonra kullanılması önerilmektedir.

Panthenol Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Cilde sürüldüğü zaman cilt yüzeyinde ince bir tabaka oluşturan Panthenol merhem, cildi korumaya alır. Panthenol krem sivilcelere ve iltihaplı sivilcelere iyi gelir. Düzenli kullanım ile sivilceler zamanla sönmektedir.

Panthenol Krem Yüze Sürülür Mü?
Panthenol Krem Yüze Sürülür Mü?

Panthenol Krem Yüze Sürülür Mü?

Bazı kremlerin cilde yan etkileri olduğu için Panthenol krem yüze sürülür mü diye çekinen çok kişi vardır. Bu kişilerin çekinmesine hiç gerek yoktur. Çünkü Panthenol merhem el, yüz ve vücut kremidir. Yüzde meydana gelen sorunlar için Panthenol krem kullanılabilir.

Panthenol Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Vajina bölgesinde meydana gelen kaşıntı veya tahriş için Panthenol krem kullanılabilir. Yumuşatıcı ve iyileştirici bir etkisi olan Panthenol merhem, bu bölgede yaşanan sorunları tedavi etmektedir. Panthenol merhemi vajina çevresine ince bir tabaka halinde sürebilirsiniz.

Panthenol Krem Fiyatı Kaç Lira?

Etkisi kanıtlanmış olan Panthenol krem fiyatı kaç lira önemli bir konudur. Panthenol fiyatları 20 – 40 TL arasında değişmektedir. Birçok online satış sitesinde satışa sunulan Panthenol merhemi bu sitelerden temin edebilirsiniz.

Panthenol Krem Yan Etkileri Neler?

Cilt onarıcı bir krem olan Panthenol krem, cildin kendini yenilemesine yardımcı olmaktadır. Yan etkileri son derece az olan Panthenol merhemin fazla kullanımı ile yan etki oluşabilmektedir. Önerildiği şekilde kullanıldığı zaman herhangi bir yan etkisi görülmemiştir. Cildi çok hassas olan kişilerde görülebilecek bazı yan etkiler şunlardır:

  • Yanma
  • Tahriş
  • Kızarıklık
  • Döküntü
  • Nefes almada güçlük
  • Kaşıntı

Panthenol Krem Kullananların Yorumları Neler?

Panthenol krem kullananların yorumları neler merak ediyor musunuz? Krem hakkında yapılan yorumları öğrendiğiniz zaman Panthenol merhemi kullanıp kullanmama konusunda kararınızı netleştirebileceksiniz. Panthenol krem kullananların yorumlarına bakıldığı zaman kremin olumlu etkilerinden bahsedildiği görülmektedir. Doğal olan kremin herhangi bir yan etki yapmadığını söyleyen kullanıcılar, düzenli ve gerektiği kadar kullanıldığı zaman kremin etkilerini en kısa zamanda gördüklerini belirtmişlerdir.

Sivilce İzleri Nasıl Geçer?

Sadece 7 günde safra kesesi taşı düşüren doğal yöntem

Siz de 50 yaşın üzerindeyseniz, sizde de bir veya daha fazla safra kesesi taşı olma ihtimali yüksektir. Vakaların çoğunda olduğu gibi, bu safra taşları belirgin semptomlarla gelmez, onlar hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuzdur. Ancak birikerek bazen safra kesesini tıkayabilir ve dayanılmaz ağrılara neden olabilirler!

Safra kesesi karnın sağ üst bölümünde yer alır, karaciğer alt tarafındaki küçük bir organdır. Safra sindirime yardımcı olan yeşil-sarı bir sıvıdır, bu sıvıyı da safra kesesi depolar. Genellikle safra taşı, safrada çok fazla kolesterol biriktiğinde oluşur. Safra kesesinin belirtileri, nedenleri ve safra taşından kurtulmanın doğal yolunu gelin yakından inceleyelim.

Safra Kesesi Taşı Neden Oluşur?
Safra Kesesi Taşı Neden Oluşur?

Safra Kesesi Taşı Neden Oluşur?

  • Safra kesesi taşlarının büyük bir çoğunluğu kolesterolden oluşur. Karaciğer safranın çözebileceğinden daha fazla kolestrol ürettiğinde safrada sert taşlar oluşmaya başlar.
  • Diğer bir neden ise karaciğerin çok fazla biliburin üretilmesidir. Bilirubin karaciğer eski kan hücrelerini yok ettiğinde ortaya çıkan bir kimyasaldır. Safra keseniz fazla bilirubini parçalayamadığında safra kesesi taşına neden olur.
  • Safra kesesinin sağlıklı olması için içinde safranın belirli aralıklarla boşalması gerekir. Eğer boşalmazsa safra aşırı konsantre hale gelir ve taş oluşumuna sebep olur.

Safra Kesesi Taşı Belirtileri Nelerdir?

Safra taşları üst karnın sağ bölgesinde ağrıya sebep olabilir. Örneğin kızarmış yiyecekler gibi yağ oranı yüksek yiyecekleri yediğinizde safra kesesi ağrısı çekmeye başlayabilirsiniz. Ağrı genellikle birkaç saatten fazla sürmez.

Herhangi bir semptom göstermeden de safra taşlarıyla yaşayabilirsiniz, ancak safra kesesini tıkamaya başlarlarsa ağrıya ve mide bulantısına neden olur ve ölümcül riski vardır. Ayrıca safra kesesi taşları safra kesesinden ve karaciğerden safra akışını durdurabilirler ve bu da sarılığa neden olabilir.

Safra kesesi taşının diğer belirtileri şunlardır:

  • Mide bulantısı
  • Kusma
  • Koyu İdrar
  • Karın ağrısı
  • Geğirme
  • İshal
  • Hazımsızlık

Safra Taşı Oluşumunu Tetikleyen Faktörler Neler?

Safra taşları için bazı risk faktörleri beslenme alışkanlığı ile ilgiliyken, diğer faktörler kontrol edilebilir değildir. Kontrol edilemeyen risk faktörleri yaş, ırk, cinsiyet ve aile geçmişi gibi şeylerdir.

Yaşam tarzı risk faktörleri;

  • Obezite ile yaşamak
  • Yağ veya kolesterol açısından yüksek ve lif açısından düşük bir beslenme tarzı
  • Hızlı kilo kaybı yaşamak
  • Tip 2 diyabetle yaşamak

Genetik risk faktörleri;

  • Kadın olarak doğmak
  • Kızılderili veya Meksika kökenli olmak
  • Ailede safra taşı öyküsü olması
  • 60 yaşında veya daha büyük olmak

Tıbbi risk faktörleri;

  • Sirozla yaşamak
  • Hamilelik
  • Kolesterolü düşürmek için kullanılan bazı ilaçlar
  • Yüksek östrojen içeriğine sahip ilaçlar almak (doğum kontrol hapları gibi)

Bazı ilaçlar safra taşı riskinizi artırabilir fakat, doktorunuzla konuşmadan ve onayını almadan ilaçlarınızı almayı kesinlikle bırakmayın.

Bir Haftada Safra Kesesi Taşını Düşüren Doğal Yöntem
Bir Haftada Safra Kesesi Taşını Düşüren Doğal Yöntem

Bir Haftada Safra Kesesi Taşını Düşüren Doğal Yöntem

Çinli doktor Dr. Lai Chiu Nan, safra taşlarını kolay, hızlı ve kalıcı olarak düşürmek için harika bir doğal tarif buldu ve hepsinden önemlisi, bu etkili çözüm harika sonuçlar veriyor. Bu nedenle, safra taşlarınız olduğunu düşünüyorsanız, Dr. Lai bunları düşürmek için aşağıdaki yöntemi öneriyor.

İlk 5 Gün

Tedavinin ilk 5 günü için her gün dört bardak elma suyu için veya 4-5 tane elma yiyin. Elma suyu safra taşlarını yumuşatır. Bu beş gün boyunca öğünlerinize rutin bir şekilde devam edin.

Sonraki 2 Gün

Altıncı gün öğle yemeği yemeyin. Altıncı gün saat 18:00’de bir bardak ılık su ile bir çay kaşığı epsom tuzunu (magnezyum sülfat) karıştırıp için. İki saat sonra aynı karışımı yeniden için. Magnezyum sülfat safra eksikliğini giderir. Karışımı ikinci kez içtikten iki saat sonra ise yarım bardak zeytinyağı ile yarım bardak taze sıkılmış limon suyunu iyice karıştırın ve için. Yağ taşları yağlar ve kanallardan geçmelerini kolaylaştırır.

7. ve Son Gün

Yedinci gün dışkınızda yeşil taşlar göreceksiniz. Safra taşı belirtileriniz olmasa bile bu doğal tedaviyi uygulayabilirsiniz.

Lamisil krem tırnak mantarı ve egzama için kullanılır mı?

Mantar hastalıklarının birçok çeşidi bulunmaktadır. Hemen hemen herkeste görülen mantar hastalıkları için üretilen Lamisil krem, mantar enfeksiyonlarının tedavisinde oldukça etkilidir. Ancak Lamisilin nasıl kullanılması gerektiği ve her mantar hastalığına uygulanıp uygulanamayacağı iyi bilinmelidir. Yanlış kullanımlar nedeni ile istenmeyen sorunlarla karşı karşıya kalabilirsiniz.

Lamisil Krem Nedir?

Mantar hastalıkları için kullanılan Lamisil ile alakalı aklınıza takılan tüm sorulara yanıt bulabilmek için Lamisil krem nedir araştırdık. Lamisil birçok ülkede kullanılan kremlerden biridir. Etkisi kanıtlanmış olan krem, 15 gramlık mavi renkli kutularda satılmaktadır. Lamisili eczanelerden temin edebilirsiniz. Lamisilin sprey, tablet ve çözelti formları da bulunmaktadır. Bu ilaçlardan hangisinin kullanılacağına doktorunuz karar vermelidir.

Kullanım şeklinin kolaylığı açısından Lamisil krem formu önerilmektedir. Lamisil ayak mantarı ile beraber kasık mantarı, isilik, saçkıran gibi cilt sorunlarına iyi gelmektedir. Mantar hastalıkları için üretilmiş olan Lamisil, son derece etkili olması ile dikkat çekmektedir. Deri üzerinde mantar oluşumunu engelleyen Lamisil, oluşan mantarları da öldürerek cilt sorunlarını iyileştirmektedir. Başarılı sonuçları ile son dönemlerde en çok tercih edilen ilaçlar arasına girmiştir.

Lamisil Krem Ne İşe Yarar?
Lamisil Ne İşe Yarar?

Lamisil Krem Ne İşe Yarar?

Lamisil krem ne işe yarar sorusuna birçok cevap verilebilmektedir. Temelde mantar ilacı olan Lamisilin fayda sağladığı başka hastalıklarda bulunmaktadır. Lamisilin sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Kasık kaşıntısına iyi gelir.
  • Pityriazis versicolor ismindeki mantar hastalığına iyi gelir.
  • İsilik tedavisinde etkilidir.
  • Saçtaki mantar hastalığı olan saçkıran tedavisinde etkilidir.
  • Ayak parmaklarının arasında oluşan mantar hastalığına iyi gelmektedir.
  • Kasık, kalça ve uyluk kısımlarında görülen kızarıklık, kaşıntı ve yanma sorununa iyi gelmektedir.
  • Saçlı deri sağlığına iyi gelir.
  • Enfeksiyonları gidererek renk değişikliğini önler.
  • Kaşıntıyı engelleyerek sağlıklı bir cilt yapısına yardımcı olur.
  • Cildin daha canlı görünmesini sağlar.
  • Mantarın vücuda yayılmasının önüne geçer.

Lamisil Krem Nasıl Kullanılır?

Elde edilen sonucun daha etkili olabilmesi için Lamisil krem nasıl kullanılır iyi bilinmelidir. Doktorunuz Lamisili nasıl reçete ettiyse o şekilde kullanmanız tavsiye edilmektedir. Herhangi bir kullanım önerisi yapılmadıysa;

  • Ayak parmaklarında oluşan mantar sorunu için günde bir defa olmak üzere 1 hafta kullanılmalıdır.
  • Saçkıran ve kasık bölgesi mantarı için günde bir kere olmak üzere 1 hafta kullanılmalıdır.
  • İsilik tedavisinde 1 hafta boyunca günde 1-2 kez kullanılmalıdır.
  • Pitiryazis versicolor hastalığı için günde bir kere olmak üzere 2 hafta boyunca kullanılmalıdır.

Kremin ağzı kapalıdır. Kapalı kısmı, kapaktaki sivri bölüm ile delmelisiniz. Parmak ucuna nohut büyüklüğünde alacağınız kremi, hasta olan bölgeye çok ince bir tabaka halinde sürebilirsiniz. Tedaviden iyi bir sonuç alabilmek için hastalıklı bölgenin temiz ve kuru tutulması önerilmektedir.

Lamisil Tırnak Mantarı İçin Kullanılır Mı?
Lamisil Tırnak Mantarı İçin Kullanılır Mı?

Lamisil Krem Tırnak Mantarı İçin Kullanılır Mı?

Tırnak mantarı sorunu çok sık karşılaşılan bir sağlık sorunudur. Can sıkıcı bir durum olan tırnak mantarı için Lamisil krem kullanılabilir. İçeriğindeki etken maddeler sayesinde tırnak mantarı tedavisinde Lamisil çok etkilidir.

Lamisil Egzama İçin Kullanılır Mı?

Egzama sorunu, mantar sorunu kadar sık karşılaşılan bir durumdur. Ancak mantarı tedavi eden Lamisil egzama için kullanılmamaktadır. Lamisil egzama için kullanılır mı sorusuna maalesef hayır yanıtını veriyoruz. Egzama için daha etkili olan Tirecort önerilmektedir. Doktorunuza danışarak en uygun kremi reçete ettirebilirsiniz.

Lamisil Krem Yüze Sürülür Mü?

Lamisil ile ilgili Lamisil krem yüze sürülür mü sorusu birçok kişinin aklını kurcalamaktadır. Lamisil yüze sürülebilir. Ancak az miktarda ve uzun süre kullanmama şartı ile yüze sürülebilir.

Lamisil Krem Kasık Mantarına İyi Gelir Mi?

Bir mantar tedavi kremi olan Lamisil, kasık bölgesinde meydana gelen mantar sorununa çok iyi gelmektedir. Doktorunuzun önerdiği şekilde ve dozda düzenli olarak kullandığınız zaman kasık mantarına elveda diyebilirsiniz.

Lamisil Krem Vajinal Mantara İyi Gelir Mi?

Mantar hastalıkları vajinal bölgede de görülmektedir. Ciddi kaşıntı ve kızarıklığa neden olan vajinal mantar için Lamisili kullanabilirsiniz. Ancak vajinanın iç kısımlarına çok fazla sürmemeniz tavsiye edilmektedir. Lamisili vajinal bölgede dikkatli kullanmalısınız.

Lamisil Krem Yan Etkileri Neler?

Lamisil ile ilgili yan etkilerin oluşma ihtimali çok azdır. Ancak yine de Lamisil yan etkileri neler öğrenmenizde fayda vardır. Yan etkilerden herhangi biri ile karşılaştığınız zaman mutlaka bir doktora danışmanız gerekmektedir. Lamisilin olası yan etkileri şu şekildedir:

  • Deride ağrı ve şişlik
  • Kurdeşen
  • Deri döküntüsü
  • Kremin sürüldüğü bölgede hafif karıncalanma hissi
  • Alerjik reaksiyonlar
  • Kremin sürüldüğü bölgede hafif bir batma hissi

Lamisil Reçetesiz Alınır Mı?

Birçok ilacı almak için reçete zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak Lamisili reçetesiz bir şekilde eczanelerden satın alabilirsiniz.

Lamisil Krem SGK (Devlet) Karşılıyor Mu?

Lamisili reçetesiz bir şekilde temin edebilirsiniz. Ancak kremi reçeteye yazdırdığınız zaman SGK tarafından karşılandığı için ücret ödemeden alabilirsiniz.

Lamisil Krem Fiyatı Kaç Lira?

Lamisil krem fiyatı, 22 Kasım 2021 itibari ile 36.55 TL’dir.

Lamisil Muadili Kremler Neler?

Lamisil muadili kremler neler öğrenmeniz çok önemlidir. Lamisili eczanelerde bulamadığınız zaman bu kremin yerine alabileceğiniz eşdeğer yani muadili kremler şunlardır:

  • Corbian dermal sprey
  • Corbinal krem
  • Terbisil krem
  • Terbonile krem
  • Erbinol krem
  • Terbonile tablet
  • Laminox krem
  • Naftin krem

Lamisil Krem Kullananların Yorumları Neler?

Günümüzde ilaçlar hakkında yapılan yorumlar çok önemli bir konu haline gelmiştir. Lamisil krem kullananların yorumları neler merak ediyorsanız doğru yerdesiniz. Lamisil kullananlar, kremin tek başına hızlı bir şekilde etki ettiğini belirtmektedir. Kaşıntı ve kızarıklık gibi sorunların bu krem ile sona erdiğini söyleyen kullanıcılar, düzenli kullanımın öneminden de bahsetmişlerdir.

Tritone Forte krem sivilceye iyi gelir mi? İçeriği nedir?

Cilt üzerinde meydana gelen eski koyu ve dirençli lekelerin giderilmesini sağlayan Tritone Forte krem, leke giderici olarak satılmaktadır. Cilt bakımına ve güzelliğine önem verenlerin tercihi olan Tritone Forte krem ile güzelliğinize güzellik katabilirsiniz. Mevcut lekeleri geçiren Tritone Forte’ninleke oluşumunu engelleme özelliği de bulunmaktadır. Peki, Tritone Forte krem nasıl kullanılır? Tritone Forte hemen etkisini gösterir mi? Tritone Forte ne zaman kullanılır? Gelin merak ettiğiniz soruların yanıtına beraber bakalım.

Tritone Forte Krem Nedir?

Temel olarak leke giderici görevi üstlenen Tritone Forte krem nedir sorusunun yanıtının çok kişi tarafından araştırıldığını görüyoruz. Pürüzsüz bir cilde sahip olmak isteyenlerin kullandığı Tritone Forte’nin faydaları çok fazladır. Tritone Forte krem 30 gram şeklinde satılmaktadır. Hamilelik, yanlış beslenme, uzun süre hormonal haplar kullanılması, yaşın ilerlemesi ve menopoz etkisi ile oluşan lekeler için Tritone Forte krem idealdir.

Tritone Forte tüm cilt tiplerinde kullanılabilmektedir. Bu yönü ile herkese hitap etmektedir. Tritone Forte’yi lekeler dışında çatlaklar ve selülit için de kullanabilirsiniz. Bu kremi hem eczanelerden hem de online satış sitelerinden alabilirsiniz. Yani Tritone Forte’nin reçete ile alınma zorunluluğu yoktur.

Tritone Forte Krem Ne İşe Yarar?
Tritone Forte Krem Ne İşe Yarar?

Tritone Forte Krem Ne İşe Yarar?

İçeriğinde bulunan etken maddelerin olumlu etkisi sayesinde ciltte oluşan sivilce ve güneş lekeleri için Tritone Forte önerilmektedir. Kolay bir şekilde temin edilebilen Tritone Forte kremin sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Güneş lekelerini geçirir.
  • Sivilce lekelerini geçirir.
  • Selülit görünümünü azaltır.
  • Ciltte oluşan renk farklılıklarını giderir.
  • Canlı bir cilt görünümü sağlar.
  • Cilde parlaklık kazandırır.
  • Pürüzsüz bir cilt görünümüne yardımcı olur.
  • Cildi, güneşin zararlı etkilerine karşı korur.
  • Kırışıklıkların hafiflemesine yardımcı olur.
  • Cildin yenilenmesine yardımcı olur.
  • Cildi ölü derilerden arındırmayı sağlar.
  • Hamilelik ve yaşlanma lekelerini giderir.

Tritone Forte Krem Nasıl Kullanılır?

Son günlerin gözdesi haline gelen Tritone Forte nasıl kullanılır öğrenerek kremin etkilerini artırabilirsiniz. Tritone Forte’nin kuru ve temizlenmiş bir cilde uygulanması gerekmektedir. Krem, cilt tipine ve lekelerin sıklığına göre kullanılmalıdır. Sabah – akşam olmak üzere düzenli bir şekilde kullanıldığı zaman etkisini daha hızlı göstermektedir. Kullanılacak alanın durumuna göre, günde 3 defaya kadar kullanılabilir. Lekeleri bölümlere ince bir tabaka halinde sürülmelidir. SPF 30 faktörlü güneş koruyucunun Tritone Forte’yi sürdükten sonra kullanılması önerilmektedir. İstenilen sonucu elde etmek için kremin 6 aya kadar düzenli olarak kullanılması gerekmektedir.

Uyarı:

Tritone Forte ilk kez kullanıldığında ciltte yanma ve batma görülebilir. Bu yan etkiler yaşandığında dermatoloğunuzdan görüş almadan kremi kullanmayı asla bırakmayın. Bu yan etkilerin tedavi sürecinde kendiliğinden geçeceğini unutmayın.

Tritone Forte Yazın Kullanılır Mı?

Tritone Forte krem ile beraber güneş koruyucu kullanılması zorunlu değildir. İsteğe bağlı olarak güneş koruyucu, Tritone Forte’yi sürdükten sonra kullanılmalıdır. Tritone Forte yaz mevsiminde kullanılabilir. Ancak güneş koruyucuyu yaz mevsiminde ihmal etmemek gerekmektedir.

Tritone Forte Ne Kadar Sürede Etki Eder?

Cildindeki lekelerden bir an önce kurtulmak isteyen kişiler, Tritone Forte ne kadar sürede etki eder merak etmektedir. Tritone Forte kremin etkilerini görmek için düzenli kullanım gerekmektedir. Düzenli kullanıldığı takdirde, 21. günden sonra Tritone Forte’nin etkileri kendini göstermeye başlamaktadır. En büyük etki ise 6 aydan sonra ortaya çıkmaktadır.

Tritone Forte İçeriği Nedir?

Tritone Forte kremin içeriğinde olan etken maddeler çok önemlidir. Bu etken maddelere karşı alerjisi olan kişilerin Tritone Forte kullanmamaları tavsiye edilmektedir. Aksi takdirde istenmeyen durumlarla karşılaşılabilir. Tritone Forte’nin içeriğinde bulunan etken maddeler şunlardır:

  • Yüzde 0,1 Glabridin
  • Yüzde 2 askorbik asit
  • Yüzde 6 glikolik asit
  • Yüzde 2 kojik asit
Tritone Forte Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?
Tritone Forte Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Tritone Forte Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Kullanım alanı çok geniş olan Tritone Forte, birçok cilt sorununa iyi gelmektedir. Özellikle ergenlik döneminde ve strese bağlı olarak oluşan sivilcelere Tritone Forte krem iyi gelmektedir. Sivilce nedeni ile ciltte oluşan lekeler üzerinde de oldukça etkilidir. Düzenli kullanım ile leke ve sivilcelere veda edebilirsiniz.

Tritone Forte Muadili Kremler Neler?

Tritone Forte muadili olan bir kremdir. Bu sayede, Tritone Forte’yi bulamadığınız zaman muadili olan kremleri kullanarak tedavinize devam edebilirsiniz. Tritone Forte’nin muadili olan kremler şu şekilde sıralanabilir:

  • Expigment krem
  • Contractubex jel
  • Biolog leke kremi
  • retin krem
  • Madecassol krem
  • Sinoz

Tritone Forte Hamilelikte Kullanılır Mı?

Hamilelik döneminde kullanılacak olan tüm ilaçlara ve kremlere dikkat edilmelidir. Bazı ilaçların hamilelik döneminde kullanılmasına izin verilmektedir. Ancak bazı ilaçların bebeğe geçerek zarar verebileceği için hamilelik döneminde kullanımı yasaklanmıştır. Bu nedenle Tritone Forte hamilelikte kullanılır mı öğrenmeniz çok önemelidir. Tritone Forte kremin doktora danışmadan hamilelik döneminde kullanılmaması tavsiye edilmektedir.

Tritone Forte Devlet Ödüyor Mu, SGK Karşılıyor Mu?

Bazı kremler devlet tarafından ödendiği için SGK tarafından karşılanmaktadır. Bu kremleri eczanelerden alırken belirli bir yüzdesi ödenmektedir. Tritone Forte SGK tarafından karşılanmayan bir kremdir. Bu nedenle kremin tüm ücretini ödemeniz gerekmektedir.

Tritone Forte Yan Etkileri Neler?
Tritone Forte Yan Etkileri Neler?

Tritone Forte Yan Etkileri Neler?

Tritone Forte yan etkileri neler öğrendikten sonra kullanırken daha dikkatli olabilirsiniz. Kremin içeriğindeki etken maddelere karşı alerjiniz var ise Tritone Forte kremi kullanmamanız gerekmektedir. Tritone Forte kremin yan etkileri çok nadir görülmektedir. Krem ilk kullanıldığı zaman hafif derecede yanma ve batma olabilmektedir. Bu belirtiler beklenen belirtiler olduğu için kremi kullanmaya devam edebilirsiniz. Eğer beklenmeyen bir etki yaşanır ise mutlaka bir uzmana danışmanız tavsiye edilmektedir. Tritone Forte krem hassas cilt tipine sahip olan kişilerde tahrişe neden olabilmektedir. Bu durumda da doktorunuza ya da eczacınıza danışmanız iyi olacaktır. Tritone Forte kremin 12 yaş altındaki çocuklarda kullanılmaması önerilmektedir.

Tritone Forte Kortizon İçerir Mi?

Tritone Forte kremde, kortizon bulunmamaktadır. Bu kremi yüzlerine uygulamak isteyen kişiler kremde kortizon bulunup bulunmadığını araştırırlar. Tritone Forte kortizon içermeyen ve güvenle kullanabileceğiniz bir kremdir.

Tritone Forte Fiyatı Ne Kadar?

Kullanıcı sayısı bir hayli fazla olan Tritone Forte fiyatı ne kadar merak edilmektedir. Tritone Forte pahalı kremler arasında yer almaktadır. Gösterdiği etkileri ile ön planda olan Tritone Forte kremin fiyatı, ortalama olarak 250 TL civarındadır. Online satış sitelerinde satıcılara göre fiyatlarda ufak tefek değişiklikler olabilmektedir.

Tritone Forte Krem Kullananların Yorumları Neler?

Tritone Forte kullananların yorumları birçok kişiye yol göstermektedir. Tritone Forte kremi kullanan kişiler, kremin herhangi bir yan etkisi ile karşılaşmadıklarını belirtmektedirler. Ayrıca kremin etkisini düzenli kullanım ile kısa sürede gösterdiği söylenmektedir.

Ürünü cilt doktoruna reçete ettirerek kullananlar; Birkaç ay gibi kısa bir sürede farklı cilt sorunlarında önemli ölçüde azalma gördüklerini söylüyorlar. Ayrıca kremin yüzde beyazlama sağladığını ifade ediyorlar. Herkes farklı bir cilt tipine, cilt yapısı ve cilt hassasiyetine sahip olduğu için doktorunuza danışmanızı ve bu kremi kullanmanızı tavsiye ederiz.

Sizler de Tritone Forte’yi kullanarak elde ettiğiniz sonucu yorumlayabilirsiniz. Bu sayede diğer birçok kişiye yardımcı olursunuz.

Vajinal kaşıntı neden olur, ne iyi gelir, nasıl geçer?

Vajinal kaşıntı, genellikle tahriş edici maddeler, enfeksiyonlar veya menopoz nedeniyle ortaya çıkan rahatsız edici ve bazen ağrılı bir semptomdur. Ayrıca belirli cilt bozukluklarının veya cinsel yolla bulaşan hastalıkların bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Nadir durumlarda, stres veya vulva kanseri nedeniyle vajinal kaşıntı gelişebilir.

Çoğu vajinal kaşıntı endişe nedeni değildir. Bununla birlikte, kaşıntı şiddetliyse veya altta yatan bir durumunuz olduğundan şüpheleniyorsanız, doktorunuza veya jinekoloğunuza başvurmalısınız. Doktorunuz muayene ve test yoluyla vajinal kaşıntınızın nedenini belirleyebilir. Ayrıca bu rahatsız edici semptom için uygun tedavileri önerebilir.

Vajinal Kaşıntı Neden Olur?
Vajinal Kaşıntı Neden Olur?

Vajinal Kaşıntı Neden Olur?

Vajinal kaşıntı farklı sebeplere bağlı olarak ortaya çıkabilir. İşte vajina ve çevresindeki bölgenin kaşınmasının olası nedenlerinden bazıları.

Cilt Tahrişi

Vajinayı tahriş edici kimyasallara maruz bırakmak vajinal kaşıntıya neden olabilir. Bu tahriş edici maddeler, vajina da dahil olmak üzere vücudun çeşitli bölgelerinde kaşıntılı bir döküntü oluşturan alerjik bir reaksiyonu tetikleyebilir. Yaygın kimyasal tahriş edici maddeler şunları içerir:

  • Sabun
  • Köpük banyoları
  • Kadınsı spreyler
  • Duşlar
  • Topikal kontraseptifler
  • Kremler
  • Merhemler
  • Deterjanlar
  • Kumaş yumuşatıcıları
  • Kokulu tuvalet kâğıdı

Eğer diyabet veya idrar kaçırma varsa bunlar da vajinal tahrişe ve kaşıntıya neden olabilir.

Cilt Hastalıkları

Egzama ve sedef hastalığı gibi bazı cilt hastalıkları genital bölgede kızarıklık ve kaşıntıya neden olabilir. Atopik dermatit olarak da bilinen egzama, öncelikle astımı veya alerjisi olan kişilerde görülen bir döküntüdür. Döküntü, pullu bir doku ile kırmızımsı ve kaşıntılıdır. Egzamalı bazı kadınlarda vajinaya yayılabilir.

Sedef hastalığı, kafa derisi ve eklemler boyunca pullu, kaşıntılı, kırmızı lekelerin oluşmasına neden olan yaygın bir cilt rahatsızlığıdır. Zaman zaman, bu semptomların salgınları vajinada da ortaya çıkabilir.

Mantar Enfeksiyonu

Maya, normalde vajinada bulunan doğal olarak oluşan bir mantardır. Genellikle sorunlara neden olmaz, ancak büyümesi kontrol edilmediğinde rahatsız edici bir enfeksiyon ortaya çıkabilir. Bu enfeksiyon vajinal mantar enfeksiyonu olarak bilinir. Araştırmalara göre, hayatlarının bir noktasında 4 kadından 3’ünü etkileyen çok yaygın bir durumdur.

Enfeksiyon genellikle bir dizi antibiyotik aldıktan sonra ortaya çıkar, çünkü bu tür ilaçlar kötü bakterilerle birlikte iyi bakterileri de yok edebilir. Maya büyümesini kontrol altında tutmak için iyi bakterilere ihtiyaç vardır. Vajinadaki mayanın aşırı büyümesi, kaşıntı, yanma ve pütürlü akıntı gibi rahatsız edici semptomlara neden olabilir.

Bakteriyel Vajinoz

Bakteriyel vajinoz (BV), vajinal kaşıntı için başka bir yaygın nedendir. Vajinal mantar enfeksiyonu gibi, bakteriyel venöz de vajinada doğal olarak oluşan iyi ve kötü bakteriler arasındaki dengesizlik tarafından tetiklenir.

Durum her zaman semptomlara neden olmaz. Semptomlar ortaya çıktığında, tipik olarak vajinal kaşıntı ve anormal, kötü kokulu akıntıyı içerir. Akıntı ince ve mat gri veya beyaz olabilir. Bazı durumlarda köpüklü de olabilir.

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

Korunmasız cinsel ilişki sırasında çok sayıda cinsel hastalık bulaşabilir ve vajinada kaşıntıya neden olabilir. Bunlar şunları içerir:

  • Klamidya
  • Genital warts
  • Bel soğukluğu
  • Genital herpes
  • Trikomoniyaz

Bu koşullar ayrıca anormal büyüme, yeşil veya sarı vajinal akıntı ve idrar yaparken ağrı gibi ek semptomlara neden olabilir.

Menopoz

Menopoz dönemine geçmekte olan kadınlar için vajinal kaşıntı riski daha fazladır. Bunun nedeni, menopoz sırasında meydana gelen ve vajinal atrofiye yol açan östrojen seviyelerinin azalmasıdır. Bu, aşırı kuruluğa yol açabilen mukozanın incelmesidir. Tedavi görmezseniz kuruluk kaşıntı ve tahrişe neden olabilir.

Stres

Fiziksel ve duygusal stres, çok yaygın olmasa da vajinal kaşıntı ve tahrişe neden olabilir. Stres, bağışıklık sisteminizi zayıflattığında ve sizi kaşıntıya neden olan enfeksiyonlara daha yatkın hale getirdiğinde ortaya çıkabilir.

Vulvar Kanseri

Nadir durumlarda, vajinal kaşıntı vulva kanserinin bir belirtisi olabilir. Bu, kadının cinsel organlarının dış kısmı olan vulvada gelişen bir kanser türüdür. Vajinanın iç ve dış dudaklarını, klitorisi ve vajinanın açılmasını içerir. Vulva kanseri her zaman semptomlara neden olmayabilir. Bununla birlikte, semptomlar ortaya çıktığında, vulva bölgede kaşıntı, anormal kanama veya ağrıyı içerebilir.

Vulva kanseri, doktorunuz erken evrelerde teşhis ederse başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Bu, yıllık jinekolog muayenelerinin gerekli olmasının bir başka nedenidir.

Vajinal Kaşıntı İçin Ne Zaman Doktora Gitmelisiniz?

Kaşıntı günlük yaşamınızı veya uykunuzu bozacak kadar şiddetliyse vajinal kaşıntı için doktorunuza görünmeniz önemlidir. Çoğu neden ciddi olmasa da vajinal kaşıntı rahatsızlığını azaltabilecek bazı tedaviler vardır.

Vajinal kaşıntınız bir haftadan uzun sürerse veya kaşıntınız aşağıdaki belirtilerle birlikte ortaya çıkarsa da doktorunuzla görüşmelisiniz:

  • Vulvada ülserler veya kabarcıklar
  • Genital bölgede ağrı veya hassasiyet
  • Genital kızarıklık veya şişlik
  • İdrar yapma zorluğu
  • Olağandışı bir vajinal akıntı
  • Cinsel ilişki sırasında rahatsızlık

Randevunuz Sırasında Neler Beklenir?

Doktorunuz size ne kadar şiddetli oldukları ve ne kadar sürdüğü de dahil olmak üzere semptomlarınız hakkında sorular soracaktır. Size cinsel aktivitelerinizi de sorabilirler. Ayrıca muhtemelen bir pelvik muayene yapmaları gerekecek.

Pelvik muayene sırasında doktorunuz vulvayı görsel olarak inceler ve vajinanın içini görmek için bir spekulum kullanabilir. Vajinanıza eldivenli bir parmak sokarken karnınıza baskı yapabilirler. Bu, üreme organlarını herhangi bir anormallik için kontrol etmelerini sağlar.

Doktorunuz ayrıca analiz için vulvanızdan bir deri dokusu örneği veya akıntınızın bir örneğini alabilir. Doktorunuz kan veya idrar testleri de isteyebilir.

Vajinal Kaşıntı Nasıl Tedavi Edilir?
Vajinal Kaşıntı Nasıl Tedavi Edilir?

Vajinal Kaşıntı Nasıl Tedavi Edilir?

Doktorunuz vajinal kaşıntınızın altında yatan nedeni bulduktan sonra tedavi seçenekleri önerecektir. Gerekli özel tedavi süreci, soruna neden olan belirli duruma bağlıdır.

Vajinal Mantar Enfeksiyonları

Doktorunuz vajinal mantar enfeksiyonlarını mantar önleyici ilaçlarla tedavi edebilir. Bunlar kremler, merhemler veya haplar dahil olmak üzere çeşitli şekillerde yapılabilir. Reçeteyle veya reçetesiz olarak satılırlar.

Bununla birlikte, doktorunuz size maya enfeksiyonu teşhisi koymadıysa, herhangi bir reçetesiz ilaç almadan önce doktorunuzla konuştuğunuzdan emin olun.

Bakteriyel Venöz

Doktorlar genellikle bakteriyel venözü antibiyotiklerle tedavi ederler. Bunlar ağızdan aldığınız haplar veya vajinanıza sürdüğünüz kremler şeklinde olabilir. Kullandığınız tedavi türü ne olursa olsun, doktorunuzun talimatlarına uymanız ve tüm ilaç tedavisini tamamlamanız önemlidir.

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar sebebiyle ortaya çıkan kaşıntıyı antibiyotikler, antiviraller veya antiparaziterlerle tedavi edebilirsiniz. İlaçlarınızı düzenli olarak almanız ve enfeksiyonunuz veya hastalığınız geçene kadar cinsel ilişkiden kaçınmanız gerekir.

Menopoz

Menopozla ilişkili kaşıntı, östrojen kremi, tabletler veya vajinal halka eki ile tedavi edilebilir.

Diğer Nedenler

Diğer vajinal kaşıntı ve tahriş türleri genellikle kendiliğinden geçer. Bu arada iltihabı azaltmak ve rahatsızlığı hafifletmek için steroid kremler veya losyonlar uygulayabilirsiniz. Bununla birlikte, bunları ne kadar kullandığınızı sınırlandırmalısınız çünkü aşırı kullanırsanız kronik tahrişe ve kaşıntıya da neden olabilirler.

Vajinal Kaşıntı Kremi Travazol

Vajinak kaşıntı kremi Travazol, şiddetli iltihaplanma veya egzamaya (örneğin ellerde, parmak araları, kasık ve genital bölgelerde) eşlik eden derinin yüzeysel mantar enfeksiyonlarının başlangıç ​​veya orta tedavisi için kullanılır. TRAVAZOL’ün ambalaj boyutu 15 g’dır ve 1 g TRAVAZOL, 10 mg izokonazol nitrat ve 1 mg diflukortolon valerat etken maddesi içerir. İzokonazol nitrat; Derinin yüzeysel mantar hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Birçok mikroplara karşı etkilidir; Ayrıca dermatofitlere, mayalara, maya benzeri mantarlara (Pitriyasis versicolor’a neden olan organizmalar dahil), küflere ve ayrıca kırmızı, kahverengi benekli belirgin bulaşıcı bir cilt hastalığı olan Erythrasma’ya neden olan organizmalara karşı da etkilidir.

Neye iyi gelir?

  • Cilt yüzeyinde oluşan iltihaplı egzama ve mantar enfeksiyonlarının tedavisinde etkilidir. Örneğin ellerde, parmak aralarında, kasıklarda ve genital bölgelerde.
  • Derinin yüzeysel mantar hastalıklarının tedavisinde kullanılır.
  • Birçok mikroplara karşı etkilidir.
  • Dermatofitlere, mayalara, maya benzeri mantarlara (Pitriyasis versicolor’a neden olan organizmalar dahil) karşı da etkilidir.

Travazol Krem 15 gr Endikasyonları

Travazol Krem; Cilt yüzeyinde oluşan iltihaplı ve egzama mantar enfeksiyonlarının tedavisinde etkilidir.

Travazol Krem 15 gr Kullanım

Krem cilt yüzeyine sürülerek kullanılır.

Dikkat

Travazol Krem, sistemik absorpsiyon ve artan yan etki riski nedeniyle çocuklarda dikkatli kullanılmalıdır.

Vajinal Kaşıntı İçin Ev İlaçları

İyi hijyen ve yaşam tarzı alışkanlıkları ile vajinal kaşıntı nedenlerinin çoğunu önleyebilirsiniz. Vajinal tahrişi ve enfeksiyonu önlemek için evde atabileceğiniz birkaç adım vardır:

  • Genital bölgenizi yıkamak için ılık su ve nazik bir temizleyici kullanın.
  • Kokulu sabunlar, losyonlar ve köpük banyolarından kaçının.
  • Vajinal sprey ve duş gibi ürünleri kullanmaktan kaçının.
  • Yüzdükten veya egzersiz yaptıktan hemen sonra ıslak veya nemli giysilerinizi değiştirin.
  • Pamuklu iç çamaşırı giyinin ve iç çamaşırını her gün değiştirin.
  • Maya enfeksiyonlarına yakalanma olasılığını azaltmak için ev yapımı doğal yoğurt yiyin.
  • Cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanın.
  • Tuvalete çıktıktan sonra uzvunuzu daima önden arkaya doğru silin.

Gaviscon şurup reçetesiz alınır mı, nasıl kullanılır?

Oral yolla kullanılan Gaviscon şurup, 6 yaşından küçük çocuklara önerilmemektedir. Mide yanması, hazımsızlık, göğüs yanması, mide ekşimesi ve yemek borusunun iltihaplanması gibi durumlarda Gaviscon şurup önerilmektedir. Tahriş olan mideyi koruyan Gaviscon şurubun düzenli kullanılması gerekmektedir. Ayrıca Gaviscon şurup etken maddelerinden birine karşı alerjisi olan kişilerin Gaviscon şurubu kullanmadan önce doktora danışmaları tavsiye edilmektedir.

Gaviscon Şurup Nedir?

Günlük yaşamda en sık karşılaşılan sorunların başında, yemek sonrası hazımsızlık gelmektedir. Yeme bozukluklarına ve reflüye bağlı olarak gelişen bu durum için Gaviscon şurup önerilmektedir. Doğal kaynaklı bir ilaç olan Gaviscon şurubun farklı formları bulunmaktadır. Hastaların durumuna ve rahatsızlıklarına göre en uygun Gaviscon şurup önerilmektedir. Gaviscon şurubun değişik formları şu şekilde sıralanabilir:

  • Gaviscon Şurup
  • Gaviscon Double Action Şurup
  • Gaviscon Advance Şurup
  • Gaviscon İnfant Toz
  • Gaviscon Çiğneme Tableti
Gaviscon Şurup Ne İşe Yarar?
Gaviscon Şurup Ne İşe Yarar?

Gaviscon Şurup Ne İşe Yarar?

Bu kadar popüler olan Gaviscon şurup ne işe yarar merak ediyor musunuz? O halde doğru adrestesiniz. Sizlere Gaviscon şurup ile ilgili tüm ayrıntıları aktaracağız. Gaviscon şurubun etken maddesi, bikarbonat ve sodyum alijinat olarak hazırlanmıştır. Reflüden kaynaklanan mide sorunlarına iyi gelen Gaviscon şurup, özellikle hamilelik döneminde yaşanan yemek sonrası hazımsızlığı gidermektedir.

Reflü baskılayıcı bir ilaç olan Gaviscon şurup, ağza sıvı gelmesini engellemektedir. Yemek yedikten sonra görülen aşırı asit salgılanmasına iyi gelen Gaviscon şurup, mide asidinin neden olduğu semptomları hafifletmektedir. Gaviscon şurubun benzer isimdeki formlarının faydaları değişiklik göstermektedir. Bu nedenle şikâyetlerinize uygun olan Gaviscon şurubu kullanmanız gerekmektedir. Doktorunuza muayene olarak doğru ilacı reçete ettirdiğiniz zaman bazı riskleri de ortadan kaldırmış olursunuz.

Gaviscon Şurubun Faydaları Neler?

Son günlerin en çok aranan isimlerinden olan Gaviscon şurubun faydaları bir hayli fazladır. Temelde mide sorununu çözmeye yarayan Gaviscon şurup, doğal içerikli olduğu için herhangi bir zararı olmayan ilaç grubundadır. Gaviscon şurubun sağladığı temel faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Yemekten sonra oluşan mide asidine iyi gelir.
  • Mide yanmasına iyi gelir.
  • Hazımsızlığı giderir.
  • Reflü tedavisinde kullanılır.
  • Mide ekşimesine iyi gelir.
  • Midede oluşan asit miktarını düşürür.

Gaviscon Şurup Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Gaviscon isminde farklı ilaçların olduğundan bahsetmiştik. Bu ilaçlardan bazıları emzirme döneminde kullanılabilirken, bazılarının süte geçtiği tespit edildiği için kullanılmaması önerilmektedir. Yazımızda bahsettiğimiz Gaviscon şurup ise emzirme döneminde kullanılabilir. Hatta Gaviscon şurup hamilelik döneminde oluşan mide sorunlarına da iyi gelmektedir. Ancak her ihtimale karşı Gaviscon şurubu kullanmadan önce doktorunuza danışmanızda fayda vardır.

Gaviscon Şurup Gebelikte (Hamilelik) Kullanılır Mı?

Hamilelik dönemi çok zorlu geçen bir süreç yaşatabilmektedir. Bazı anne adaylarında herhangi bir belirti görülmezken, bazı anne adayları çok ciddi mide sorunları yaşamaktadır. Özellikle yemeklerden sonra veya gece yatarken mide ekşimesi ve yanması gibi sorunlar görülebilmektedir. Bu nedenle Gaviscon şurup gebelikte kullanılır mı merak konusudur. Gaviscon şurup, gebelik döneminde anne adaylarına önerilen bir şuruptur. Şurubun ne kadar kullanılacağı konusunda doktorun tavsiyesini dikkate almanız önerilmektedir.

Gaviscon Şurup Gaza İyi Gelir Mi?

Midesinde çeşitli problemler yaşayan kişiler, özellikle mide gazından yakınmaktadırlar. Midede oluşan gaz, bazen çok farklı hastalıklardan şüphe etmeye neden olmaktadır. Doktor tarafından muayene edildikten sonra midede gaz olduğu saptandığı zaman Gaviscon şurup önerilmektedir. İçeriğindeki etken madde sayesinde gazı azaltan Gaviscon şurup bu konuda oldukça başarılıdır.

Gaviscon Şurup Mide Ağrısına İyi Gelir Mi?

Birçok farklı etkene bağlı olarak mide ağrısı yaşayan kişi sayısı azımsanamayacak kadar çoktur. Mide ağrısı nedeni ile gece boyu uyuyamayan kişiler, bu soruna etkili bir çare aramaktadır. Doktorlar tarafından sıkça reçete edilen Gaviscon şurup mide ağrısına iyi gelir. Doktorunuza danışarak önerilen dozda Gaviscon şurubu kullandığınız zaman mide ağrınız hafifleyecektir.

Gaviscon Şurup Mide Bulantısına İyi Gelir Mi?

İçeriğinde sodyum alijinat ve bikarbonat olan Gaviscon şurup, mide bulantısını kesme konusunda çok etkilidir. Gaviscon şurubu içtiğiniz zaman çok kısa süre içerisinde mide bulantınız hafifleyerek sona erecektir.

Gaviscon Şurup Boğaz Ağrısına İyi Gelir Mi?

Birçok kişi Gaviscon şurup boğaz ağrısı iyi gelir mi sorusunun yanıtını araştırmaktadır. Gaviscon şurup direkt olarak boğaz ağrısını kesmez. Ancak reflü nedeni ile boğazda hissedilen ağrılara iyi gelmektedir.

Gaviscon Şurup İshale İyi Gelir Mi?

Gaviscon şurup ishale iyi gelmez. Hatta Gaviscon şurubun hafif yan etkilerinin arasında ishal ve kabızlık bulunmaktadır. Düşük dozlarda kullanılan Gaviscon şurubun yan etkileri de hafif olmaktadır.

Gaviscon Şurup Aç Mı Tok Mu İçilir?

Gaviscon şurup ile ilgili Gaviscon şurup aç mı tok mu içilir sorusu çok sık sorulmaktadır. Gaviscon şurup yemeklerden önce içilmelidir. Kullanmadan önce şişe iyice çalkalanmalıdır. Gaviscon tablet formu çiğnenmelidir.

Gaviscon Şurup Nasıl Kullanılır?
Gaviscon Şurup Nasıl Kullanılır?

Gaviscon Şurup Nasıl Kullanılır?

Mide rahatsızlıkları kişinin günlük yaşam kalitesini bir hayli düşürmektedir. Mide rahatsızlıkları için önerilen Gaviscon şurup nasıl kullanılır öğrenerek şurubun etkilerini artırabilirsiniz. Gaviscon şurup yemeklerden önce içilmelidir. Mide ağrısı ara ara oluyor ise şurubu ağrı yaşandığında içmeniz önerilmektedir. Ancak sık sık tekrarlayan mide ağrılarında Gaviscon şurubun düzenli kullanımı gerekmektedir. 12 yaşından büyük kişiler için yemeklerden ve yatmadan önce 2 – 4 tatlı kaşığı önerilmektedir.

Gaviscon Şurup Alkolle Alınır Mı?

Alkol kullanımına alışkın olan kişiler Gaviscon şurup alkolle alınır mı sorusunu sormaktadır. Alkol, midede normalden daha fazla asit üretilmesine neden olmaktadır. Bu nedenle Gaviscon şurup kullanılırken alkole ara verilmelidir.

Gaviscon Şurup Zayıflatır Mı?

Gaviscon şurubun zayıflattığına dair bazı paylaşımlar olduğu görülmektedir. Bu paylaşımlar şurubu kullananları meraka düşürmektedir. Gaviscon şurubun zayıflatıcı bir etkisi yoktur. Şurubun yan etkilerinde ishal vardır. Bu süreçte ishal nedeni ile yaşanan kilo kaybı kalıcı değildir.

Gaviscon Şurup Kilo Aldırır Mı?

Gaviscon şurubun kilo aldırma etkisi yoktur. Ancak şurubun etkisi ile mide sorunları düzelmektedir. Bu durumda kişinin iştahı açıldığı ve istediği yemekleri yiyebildiği için kilo alabilmektedir. Ancak kilo alımında Gaviscon şurup etkili değişdir.

Gaviscon Şurup Adeti Geciktirir Mi?

Gaviscon şurup hafif yan etkileri olan bir ilaçtır. Kadınlar tarafından Gaviscon şurup adeti geciktirir mi merak edilmektedir. Gaviscon şurubun adet düzeninde olumlu veya olumsuz bir etkisi yoktur.

Gaviscon Şurup Reçetesiz Alınır Mı?
Gaviscon Şurup Reçetesiz Alınır Mı?

Gaviscon Şurup Reçetesiz Alınır Mı?

Gaviscon şurup, reçeteli satılan ilaçlar arasındadır. Aile Hekiminize veya doktorunuza giderek Gaviscon şurup yazdırmanız gerekmektedir.

Gaviscon Şurup Devlet Karşılıyor Mu?

Gaviscon şurup SGK tarafından karşılanmaktadır. Reçeteniz ile beraber eczaneye gittiğiniz zaman SGK tarafından karşılanan tutardan kalan tutarı ödeyerek ilacınızı alabilirsiniz.

Gaviscon Şurup Muadili İlaçlar Neler?

Gaviscon şurup muadili olan bir ilaçtır. Gittiğiniz eczanede Gaviscon şurubu bulamazsanız, bu şurubun etkilerine sahip muadili şurupları satın alabilirsiniz. Hangi şurupların Gaviscon şurup etkisine sahip olduğunu eczacınız söyleyecektir. Ancak eczaneye gitmeden önce bu konuda bilgi sahibi olmanızı istiyoruz. Gaviscon şurubun muadili ilaçlar şunlardır:

  • Gastopal Duo: Süspansiyon
  • Digestan: Çiğneme tableti
  • Gastren Duo: Süspansiyo
  • Pronat: Süspansiyon
  • Gasvin: Çiğneme tableti –Süspansiyon
  • Refcon Advance / Refcon Double Action / Refcon Likit: Süspansiyon
  • Ranisit: Süspansiyon
  • Rennie Duo: Süspansiyon

Gaviscon Şurup Açıldıktan Sonra Ne Kadar Süre Kullanılır?

Gaviscon şurup, 30 derecenin altında oda sıcaklığında muhafaza edilmelidir. Serin ve kuru yerde saklanması gereken Gaviscon şurubu, son kullanma tarihi ile uyumlu olarak kullamanız tavsiye edilmektedir. Gaviscon şurup açıldıktan sonra 6 ay içerisinde kullanılmalıdır. 6 aydan sonra Gaviscon şurubun kullanılması önerilmemektedir.

Gaviscon Şurup Yan Etkileri Neler?

Gaviscon şurup, güvenilirliği ile bilinen ve neredeyse hiç yan etkisi olmayan bir ilaçtır. Gaviscon şurubun olası yan etkileri hafif olduğu gibi ilaç kullanımı bırakıldığında geçmektedir. Farklı yardımcı maddeler içeren Gaviscon şurup bazı kişilerde kusma, bulantı, ishal ve kabızlık gibi yan etkilere neden olabilmektedir.

Gaviscon Şurup Ne Kadar? Gaviscon Şurup Fiyatı

Gaviscon şurup fiyatı 22 Kasım 2021 itibari ile 23.06 TL’dir. Gaviscon şurubu eczanelerden temin edebilirsiniz.

Gaviscon Şurup Kullananların Yorumları Neler?

Gaviscon şurup kullananların yorumları, bu şurubu kullanma konusunda tereddüt eden kişilerin fikirlerini netleştirmektedir. Gaviscon şurup yan etkisi çok az olan bir ilaçtır. Bu nedenle kullanıcılar tarafından yan etkiye dair herhangi bir şikâyet olduğu görülmemiştir. Gaviscon şurubu kullananlar, mide sorunlarının hemen geçtiğini ve rahatladıklarını belirtmişlerdir.

Düz taban ayak askerliğe engel mi? Nasıl anlaşılır?

Yaygın ve genellikle ağrısız bir durum olan düz tabanlık, çocukluk döneminde kemerler gelişmediğinde ortaya çıkabilir. Diğer durumlarda, düz tabanlık bir yaralanmadan sonra veya yaşın basit aşınma ve yıpranma streslerinden gelişir.

Düz taban bazen ayak bilekleri ve dizlerinizdeki sorunlara neden olabilir, çünkü bu durum bacaklarınızın hizasını değiştirebilir. Ağrınız yoksa, düz tabanlık için genellikle herhangi bir tedavi gerekmez.

Düz Taban Nedir?

Düz taban ile ilgili diğer ayrıntıları anlayabilmek için öncelikle düz taban nedir bilmek gerekir. Ayak tabanı normalde içe doğru bir kavise sahiptir. Bu iç kavisin kaybolması ile topuk dışa doğru kayar ve düz taban denilen ayak dezenformasyonu oluşur. Bu kavisin tamamen kaybolması gibi çok az olması da düz tabanlığa dahildir.

Düz Taban Ayak Nasıl Olur?

Düz taban ayak nasıl olur merak konusu. Düz taban ayağın ayak kemeri bulunmaz. Yani normal bir ayağa bakıldığında görülen içe doğru kavis düz taban ayaklarda yoktur. Ayakta durulduğunda normal ayaklarda oluşan içe kavis oluşmaz ve düz taban ayağın yüzeyi tamamen üzerinde durulan zeminle temas halindedir.

Çocuğun Düz Taban Olduğu Nasıl Anlaşılır?
Çocuğun Düz Taban Olduğu Nasıl Anlaşılır?

Çocuğun Düz Taban Olduğu Nasıl Anlaşılır?

Çocuklarda düz tabanlık sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Çocuğunuzun düz tabanlı olduğuna ilişkin şüpheleriniz varsa çocuğun düz taban olduğu nasıl anlaşılır, belirtileri nelerdir bilmeniz gerekir.

Çoğu zaman çocuklarda düz tabanlık belirti göstermez. Bu durumda çocuğunuzun ayak görünümünden düz taban olup olmadığını anlamaya çalışabilirsiniz. Çocuğunuz ayaktayken çok az kavis görülüyorsa ya da hiç görünmüyorsa düz taban olabilir. Çocuğunuzun arkasından ayağına baktığınızda da dış ayak parmakları görülürken ayak baş parmağının görülmemesi düz taban göstergesidir.

Belirti gösteren düz tabanlarda ise çocuğunuzda şu durumları gözlemleyebilirsiniz:

  • Yürüyüşte gariplikler
  • Ayağı aşağıya ve yukarıya doğru hareket ettirmede zorluk
  • Ayakkabı giyerken zorluk ve ağrı hissi
  • Fiziksel aktiviteleri daha az yapmaya yönelim

Düz Tabanlık Belirtileri Nelerdir?

Düz tabanlık belirtileri nelerdir, düz tabanlık genellikle belirti göstermez. Ancak bazı düz taban görülen insanlarda ağrı görülür. Bu durumda görülen belirtiler şunlardır:

  • Bacak krampları
  • Ayakta ya da bacakta kas ağrısı
  • Yürüyüş şeklinde değişiklikler
  • Ayak bileklerinde ve topukta ağrı
  • Ayak parmakların dışa doğru bakan görünüm
  • Ayaklarda sertleşme

Düz Taban Zararları Nelerdir?

Düz taban zararları nelerdir deyince akla ilk gelen ayakta durma ve hareket esnasında vücut ağırlığının yetersiz desteklenmesi nedeniyle ayak bileği, bacaklarda oluşan ağrılardır.

Vücut günlük aktiviteler sırasında düz taban nedeniyle oluşan destek eksikliğine uyum sağlayabilirken, aktivite seviyesi küçük bir miktar bile arttığında ciddi ağrı ve kas gerginliğine sebebiyet verebilir.

Düztabanlık, genel kas-iskelet ağrısı ve problemlerinin yaygın bir nedenidir. Vücudun dengesi ayaklarda başlar; Ayaklar uygun desteği sağlamadığında, kötü duruş ve doğal olmayan yürüyüşün neden olduğu eklem sorunları riskini artırabilir. Düz ayaklı bireylerin ayaklarında, ayak bileklerinde, dizlerinde veya kalçalarında yaralanma veya ağrı yaşama olasılığı daha yüksek olabilir.

Düz Tabanlık Ağrı Yapar Mı?

Düz tabanlık ağrı yapar mı, evet düz taban ağrıya neden olabilir. Normal ayaklar, ayakta dururken veya yürürken tüm alt gövdeyi uygun konfigürasyonda tutmak için tasarlanmıştır. Düz ayaklar, sağlıklı duruş için aynı temeli sağlamaz. Ayak yere doğru çökerken, alt bacaklar içe doğru dönme eğilimindedir. Bu içe dönüş, kalçalar dahil tüm bacağı etkileyerek uzun süreli bacak ve sırt ağrısına neden olabilir.

Düz Taban Düzelir Mi?

Düz taban düzelir mi, düz taban için tedavi yöntemleri vardır. Bu tedavi yolları şöyledir:

  • Ayak desteği: Genellikle tedavinin ilk adımıdır. Ayak desteği için ortez kullanılması tavsiye edilir. Destekleyici ayakkabılar da kullanılabilir.
  • Yaşam tarzı değişiklikleri: Düz taban nedeniyle oluşan ağrıyı hafifletmek için bazı günlük rutinler edinebilirsiniz. Örneğin ayaktaki baskıyı azaltmak için kilo verebilir, egzersiz yapabilirsiniz.
  • İlaç tedavisi: Düz tabanlık sürekli ağrı ve iltihaplanmaya neden olabilir. Bu durumun tedavisi için hekiminizden ilaç isteyebilirsiniz.
  • Ayak ameliyatı: Genellikle son çaredir ve ağır vakalarda tercih edilir.
Düz Taban Egzersizle Düzelir Mi?
Düz Taban Egzersizle Düzelir Mi?

Düz Taban Egzersizle Düzelir Mi?

Düz taban egzersizle düzelir mi, düz taban için ayak egzersizleri vardır. Bu egzersizler ve uygulama şekilleri yazının devamında verilmiştir.

Topuk Esnemeleri

Ayaktayken ellerinizi sert bir zemine dayayın, bu pozisyonda bir bacağınızı öne diğer bacağınızı arka doğru uzatın. Ayak tabanlarını zemine kuvvetlice bastırın. Sırtınız düz bir şekildeyken ön bacağınızı bükün. Arkada kalan bacağınızı da aşil tendonunda gerginlik hissedene kadar kendinizi ileri doğru itin ve yarım dakika bekleyin. Her iki ayağınız için dört kere bu uygulamayı gerçekleştirin.

Tenis Topu

Bir sandalyeye oturun ve ayağınızın altına bir tenis topu koyun. Omurganızı düz tutarken tenis topunu ayağınızın altında yuvarlayın. İki üç dakika bir ayağınızla yaptıktan sonra diğer ayağınıza geçin.

Yüksel

Ayakta durun ve topuklarınızı olabildiğince yukarı kaldırın. Dengenizi kaybediyorsanız bir yerden destek alabilirsiniz. En üst seviyeye çıktığınızda birkaç saniye bekleyin ve aşağıya inin. 3 set ve her sette 15 tekrar yapın.

Ayak Parmakları

Ayakta durun, ayak baş parmaklarınızı yere bastırırken diğer parmaklarınızı yukarı doğru kaldırın. Kaldırdığınızda beş saniye bekleyin. Bu uygulamayı on kez tekrar edin. Zorlanıyorsanız önce bir ayağınızla bu egzersizi yapıp ardından diğerine geçebilirsiniz.

Düz Taban Ayak Tedavisi Kaç Yaşında Başlar?

Düz taban ayak tedavisi kaç yaşında başlar, düz taban ağrıya neden olduğunda düz taban tedavisi başlar. Ağrı baş gösterdiğinde ayak egzersizleri yapılarak ağrı giderilmeye çalışabilir. İleri seviyede düz tabanlıkta fiziksel tedavi ve ameliyat gibi yollara başvurulabilir. Ameliyat ile tedavi ise 7-8 yaşlarından itibaren tercih edilebilir.

Düz Taban Ayak Askerliğe Engel Mi?
Düz Taban Ayak Askerliğe Engel Mi?

Düz Taban Ayak Askerliğe Engel Mi?

Düz tabanlık askerliğe engel mi? sıklıkla araştırılan ve merak edilen bir konudur. Eğer kişi gereken şartları sağlıyorsa askerlikten muaf olur. Düz taban fiziksel hareketleri kısıtlayan bir sağlık sorunudur. Bu nedenle düz tabanlığın derecesine göre askerlik görevinden muaf olunur.

Düz tabanlık nedeniyle askerlikten muaf olmak için askeri hastanelerden rapor almak gerekir. Askeri hastanelerde ayak kemik yapısı incelenir. Bu inceleme sonucunda kişinin askeriyede kendisine verilen görevleri yerine getiremeyeceği kanısına ulaşılıyorsa muafiyet raporu verilir.

Düz taban olmasına rağmen askerden muaf olunmama ihtimali vardır. Bu kişiler askerliğe başladıktan sonra durumu dikkate alınarak görevine devam edemeyeceğine karar verilirse terhis edilebilir.

Düz Tabanlık Ameliyatla Düzelir Mi?

Düz tabanlık ameliyatla düzelir mi diye merak ediyorsanız evet düzeltilebilir. Bunun için hekimin bu cerrahi müdahaleyi gerekli görmesi lazımdır. Yapılabilecek cerrahi müdahaleler çeşitlidir, hekiminiz en uygun yöntemi düz tabanlığın oluşum nedenine ve oluşturduğu dezenformasyonlara göre seçecektir.

Düz Taban Dereceleri Nasıl Ölçülür?

Düz taban derecesinin ölçümünde gelişmiş cihazlar kullanılır. Yürüyüş bandı sistemine bağlı bir düzenek ile ölçüm yapılır. Kişinin ayağının altına özel bir sıvı sürülür. Adım attıkça ayak tabanın bıraktığı iz ekrana yansıtılır ve düz taban derecesi alınır.

Düz Taban Spor Yapabilir Mi?

Düz tabanlı bireyler düz taban spor yapabilir mi merak ediyor. Düz tabanlı bireyler spor yapabilir ancak hekim onayı ve birtakım düzenlemeler gerekir. Düz taban dengeyi etkilediği için dengeyi kaybetmek oldukça kolaydır. Bu yüzden yorgunluk ve güç eksikliği daha kolay hissedilebilir. Alt vücut gerektiği gibi bir destek sağlamadığı için üst vücut da daha az çalışabilir.

Düz tabanlı bireylerin spor yaparken ortez ve ayak yapı uygun özel ayakkabılar tercih etmesi tavsiye ediliyor. Böylece düz tabandan kaynaklı dezavantajlar nötrlenebilir.

Düz Taban İçin Tabanlık Nasıl Seçilir?

Her faaliyet ve ayak şekli için kullanılabilecek tabanlık farklıdır. Ayağınızın günlük ihtiyacınıza göre hangi tabanlığın en uygun tabanlık olduğu analiz edilmelidir. Bunun için tabanlık almaya gittiğiniz merkezde bu analizi talep edebilirsiniz.

Düz Tabanlık İçin Hangi Bölüme-Doktora Gidilir?

Düz taban ayağın kemik yapısının dezenforme olması nedeniyle ortaya çıkan bir sağlık problemidir. Bu nedenle düz tabanlığın tedavisi için başvurmanız gereken bölüm ortopedidir. Gerekiyorsa hekimiz ameliyat önerecektir ve ameliyat sonrası rehabilitasyon sonrası ne yapılması gerektiği konusunda sizi bilgilendirecektir.

Fucicort krem açık yaraya, burun içine sürülür mü?

Neler Okuyacaksınız?

Cilt enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılan Fucicort krem, kısa sürede etkisini göstermesi ile birçok kişinin dikkatini çekmektedir. Fucicort kremin iltihap azaltıcı ve bakterileri önleyici bir etkisi bulunmaktadır. En iyi sonucu alabilmek için Fucicort kremin düzenli kullanılması çok önemlidir. Kullanım konusunda ise kesinlikle doktorun önerisi dikkate alınmalıdır. Doktora veya eczacıya danışmadan Fucicort kremin kullanılmaması tavsiye edilmektedir.

Fucicort Krem Nedir?

30 gramlık tüplerde satılan Fucicort krem nedir ve ne gibi etkileri bulunmaktadır sorusu merak edilen önemli bir sorudur. Bakterilerin üremesine engel olan Fucicort krem, antiinflamatuar etkisi ile kaşıntıyı azalmaktadır. Deri hastalıklarının ve inflamasyonun tedavisinde kullanılan Fucicort krem, iyileştirici etkisini kısa sürede göstermektedir. Kremin her bir gramında fusidik asit, 1mg klorokresol ve 20 mg betametazon bulunmaktadır. Bu içerikler sayesinde kontakt dermatit ve atopik egzama sorunlarına iyi gelmektedir.

Fucicort Krem Ne İşe Yarar?
Fucicort Krem Ne İşe Yarar?

Fucicort Krem Ne İşe Yarar?

Sizlerde Fucicort krem ne işe yarar öğrenerek, kremi hangi sorunlar için kullanabileceğiniz konusunda bilgi sahibi olabilirsiniz. Fucicort krem bir cilt kremidir. Cilt yüzeyinde oluşan çeşitli sorunların tedavisinde etkilidir. Fucicort kremin sağladığı faydalar genel itibari ile şu şekilde sıralanabilir:

  • Cilt enfeksiyonlarını tedavi eder.
  • İltihabın azalmasına yardımcı olur.
  • Ciltteki enfeksiyonların üreyerek çoğalmasına engel olur.
  • Oluşan enfeksiyonların yok edilmesine yardımcı olur.
  • Ergenlik dönemi cilt sorunlarına iyi gelir.
  • Kuruluk, kızarıklık, kaşıntı ve kabuklanma gibi semptomları ortadan kaldırır.
  • Vücutta oluşan kızarıklık ve şişliğin azalmasına yardımcı olur.
  • Kaşıntı nedeni ile meydana gelen egzama rahatsızlığını tedavi eder.
  • Unna hastalığın tedavisinde etkilidir.
  • Genital siğile iyi gelir.

Fucicort Krem Nasıl Kullanılır?

Fucicort krem nasıl kullanılır konusunda doktorun tavsiyesine birebir uyulmalıdır. Doktora veya eczacıya danışmadan kullanılan Fucicort kremin bazı yan etkileri olabilir. Kremin içeriğindeki etken maddelerin ne gibi etkileri olacağını bilemeyeceğiniz için doktorunuzun tavsiyesine uymanız önemlidir. Fucicort kremi kullanmadan önce ellerinizi bol sabunlu su ile yıkamanız tavsiye edilmektedir. Kremi süreceğiniz alanı da temizledikten sonra Fucicort kremden nohut büyüklüğünde alarak, iltihaplı ya da yaralı kısma nazik bir şekilde sürün.

Kremin sürüldüğü bölge kesinlikle kapatılmamalıdır. Yaranın hava ile temas etmesi gerekmektedir. Bu sayede iyileşmes süresi hızlanmaktadır. Yara için Fucicort krem kullanılıyor ise, vücut kremi emdikten sonra bol ve pamuklu kıyafetler giyilmesi önerilmektedir. Fucicort kremin günde 2 – 3 defa kullanılması tavsiye edilmektedir. Kullanım konusunda doktorunuzun dediklerini uygulamanız önemlidir.

Fucicort Krem ile Fucidin Arasındaki Fark Nedir?

İsim benzerliği olması nedeni ile Fucicort krem ile Fucidin krem birbiriyle karıştırılmaktadır. Her iki krem de ciltte meydana gelen sorunlar için kullanılmaktadır. Ancak Fucicort krem ile Fucidin arasındaki fark nedir? bilinmesi gerekmektedir. Fucidin krem, deri altında oluşan enfeksiyonları tedavi etmektedir. Fucicort krem ise deri yüzeyinde meydana gelen cilt sorunlarına iyi gelmektedir.

Fucicort Kremi Emziren Anne Kullanabilir Mi?

Emzirme döneminde kullanılan bazı ilaçların bebekler üzerinde olumsuz etkileri olabilmektedir. Bu nedenle Fucicort kremi emzirme döneminde kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız gerekmektedir. Fucicort kremin meme uçlarına kesinlikle uygulanmaması önerilmektedir. Kremin emziren annelerde kullanılmasına ilişkin yapılan çalışmalarda, kremin emziren hayvanlar üzerinde herhangi bir olumsuz etkisine rastlanmamıştır. Ancak her ihtimale karşı emzirme döneminde Fucicort krem kullanılmaması belirtilmektedir.

Fucicort Krem Yanık İçin Kullanılır Mı?

Dermatologlar tarafından çok sık reçete edilen kremlerin başında Fucicort krem gelmektedir. Birçok cilt sorununa iyi gelen Fucicort kremin yanıklara iyi gelip gelmeyeceği merak edilmektedir. Fucicort kremin açık yaralara ve yanıklara sürülmemesi önerilmektedir. Bu nedenle doktorunuza danışmadan Fucicort kremi yanık için kullanmayınız.

Fucicort Krem Sivilce İçin Kullanılır Mı?

Fucicort krem sivilce için kullanılır mı sorusuna evet yanıtı verilebilir. Vücutta bir anda çıkan sivilceler, büyük kırmızı yaralar, ufak akneler, lekeler ve egzamalar için Fucicort krem rahatlıkla kullanılabilir.

Fucicort Krem Egzama İçin Kullanılır Mı?

Fucicort krem, egzama için reçete edilen bir kremdir. Doktorun önerdiği şekilde düzenli olarak kullanıldığı zaman egzama sorununa iyi gelmektedir.

Fucicort Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?
Fucicort Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Fucicort Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Genital bölgede oluşan bazı rahatsızlıklar için Fucicort krem kullanılmaktadır. Ancak genital bölgede mantar oluşumu var ise Fucicort kremin kullanılmaması önerilmektedir. Bu konuda doktorunuzdan daha net bilgileri öğrenebilirsiniz.

Fucicort Krem Hemoroid İçin Kullanılır Mı?

Bir antibiyotik olan Fucicort krem, bakteri nedeniyle meydana gelen cilt enfeksiyonlarında etkilidir. Hemoroid hastalığında asıl enfeksiyon dış bölgede değildir. Bu nedenle Fucicort kremin basur üzerinde çok fazla bir etkisi bulunmamaktadır. Asıl basur kremleri bile basuru kısa sürede tedavi etmemektedir. Bu nedenle daha etkili bir kremin basur için kullanılması tavsiye edilmektedir.

Fucicort Krem Sinek Isırığı İçin Kullanılır Mı?

Fucicort krem sinek ısırığında kullanılabilen bir kremdir. Ancak doktorunuza sorduktan sonra kullanmanız daha doğru olacaktır. Sinek ısırığı için özellikle Fucidin krem önerilmektedir.

Fucicort Krem Kıl Kökü İltihabı İçin Kullanılır Mı?

Kıl köklerinde meydana gelen iltihaplanmalar hem görüntü açısından hem de ağrı yönünden kişiyi rahatsız etmektedir. Fucicort krem, kıl kökü iltihabı tedavisinde etkili bir kremdir. Kıl köklerinde oluşan iltihabın ilerlemesini durdurarak, iltihabın tamamen yok olmasına yardımcı olmaktadır.

Fucicort Krem Keloid İçin Kullanılır Mı?

Aşırı hücre üretilmesi sonucunda anormal yara iyileşmesine keloid denilmektedir. Normal şartlarda yara iyileştiği zaman doku onarımı da durmaktadır. Ancak keloidlerde yara iyileşse de doku onarımı devam ettiği için yaranın daha da büyümesine neden olmaktadır. Bir tür deri hastalığı olan keloid için Fucicort krem kullanılabilmektedir.

Fucicort Krem Vajinaya Kullanılır Mı?

Cilt rahatsızlıklarını tedavi eden Fucicort krem vajinaya sürülür mü sorusu, kadınların cevabını çok merak ettiği bir sorudur. Vajinal kaşıntı veya farklı sorunlar için doktorunuza sormadan Fucicort kremi kesinlikle kullanmayınız. Kaşıntının nedeni egzama olduğu zaman Fucicort krem iyi gelirken, başka bir nedene bağlı oluşan kaşıntılara zarar verebilmektedir. Bu nedenle doktorunuza danışmadan vajinal bölgede Fucicort kremi kullanmamanız tavsiye edilmektedir.

Fucicort Krem Cinsel Organa Sürülür Mü?

Fucicort krem, cinsel organların iç yüzeyinde kullanılmamalıdır. Ancak iç yüzeyinde kısa süreli kullanılabilir. Kortizon içeren bir krem olduğu için uzun süreli kullanılması önerilmemektedir.

Fucicort Krem Göze, Göz Çevresine Sürülür Mü?

Fucicort krem, göz ve göz çevresinde kullanılabilir. Ancak kesinlikle göz içine değdirilmemesi önerilmektedir. Gözle teması halinde gözlerin bol su ile durulanması gerekmektedir.

Fucicort Krem Açık Yaraya Sürülür Mü?

Fucicort kremin açık yaraya sürülmemesi gerekmektedir.

Fucicort Krem Burun İçine Sürülür Mü?

Burun içerisinde meydana gelen yaralar için Fucicort krem kullanılabilir mi merak edilmektedir. Fucicort kremin burun içine kesinlikle sürülmemesi tavsiye edilmektedir. Burun içi yarası için doktorunuzdan uygun bir kremi reçete etmesini isteyebilirsiniz.

Fucicort Krem Dövmeye Sürülür Mü?

Dövme sonrasında cildin enfeksiyon kapmasını önlemek için Fucicort krem kullanılabilmektedir. Ancak bu konuda daha net cevabı doktorunuzdan almanız daha doğru olacaktır.

Fucicort Krem Dudağa Sürülür Mü?

Fucicort krem, dudağa ve dudakta meydana gelen uçuk gibi yaralara sürülmemelidir.

Fucicort Krem Ele Sürülür Mü?

Fucicort krem, ellere sürülebilen bir kremdir. Ellerde meydana gelen bazı yaraların tedavisinde kullanılabilmektedir. Ancak hangi yaralar için ellere sürülebileceği konusunda doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir.

Fucicort Krem Morluklara İyi Gelir Mi?

Morluklar üzerinde Fucicort kremin tedavi edici bir etkisi yoktur.

Fucicort Krem Ayak, Tırnak Mantarına İyi Gelir Mi?

Ayak ya da tırnak mantarı hastalıklarında Fucicort krem kullanılmamaktadır. Bu tür mantar hastalıkları için Trosyd veya Travozol kremleri önerilmektedir.

Fucicort Krem Arı Sokmasına İyi Gelir Mi?

Birçok soruna iyi gelen Fucicort krem arı sokmasına iyi gelir mi sorusu çoğu kişi tarafından araştırılmaktadır. Fucicort krem arı sokmasına iyi gelen bir krem değildir.

Fucicort Krem Basura İyi Gelir Mi?

Basur, derinin iç kısmından meydana gelen bir durumdur. Dikkat edilmesi gereken basur rahatsızlığında, basur bölgesinin enfeksiyon kapmaması gerekmektedir. Fucicort krem, derinin üst yüzeyinde oluşan enfeksiyonlar için kullanılmaktadır. Bu nedenle basur tedavisinde beklenen etkiyi göstermemektedir. Basur için doktorunuza danışarak Fucidin krem kullanılması tavsiye edilmektedir.

Fucicort Krem Makat Çatlağına İyi Gelir Mi?

Fucicort krem, makat çatlağına iyi gelmez ve makat çatlağı için kullanılmaz.

Fucicort Krem Cilt Lekelerine İyi Gelir Mi?

Cilt lekeleri birçok kişinin canını sıkan bir durumdur. Ciltte oluşan yaraların iyileşmesini sağlayan Fucicort kremi, cilt lekelerine de iyi gelmektedir. Doktorun önerdiği şekilde kullanıldığı zaman kısa sürede cilt lekelerini tedavi etmektedir.

Fucicort Krem Çıbana İyi Gelir Mi?

Fucicort krem çıban tedavisinde etkili bir kremdir. Doktorunuza danışarak Fucicort kremi çıban için kullanabilirsiniz.

Fucicort Krem Dolamaya İyi Gelir Mi?

Fucicort krem, dolama tedavisinde iyi sonuçlar vermektedir. Düzenli olarak kullanım ile bu sorunu ortadan kaldırabilirsiniz.

Fucicort Krem Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Güneş yanığı tedavisinde Fucicort krem etkili değildir. Güneş yanığında acı hissi bazen çok fazla hissedilmektedir. Bu nedenle aksatılmadan doktora gidilerek, güneş yanığına uygun kremin reçete edilmesi istenebilir.

Fucicort Krem Kaşıntıya İyi Gelir Mi?

Fucicort krem; kaşıntı, kızarıklık, kabuklanma, kuruluk gibi deri rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Doktorunuzla görüşerek Fucicort kremi kaşıntı için kullanabilirsiniz.

Fucicort Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Çeşitli enfeksiyonları tedavi ettiği için Fucicort krem uçuğa iyi gelir mi diye düşünülmektedir. Fucicort krem, uçuğa iyi gelmez. Bu krem dudağa sürülmez.

Fucicort Krem Uyuza İyi Gelir Mi?

Fucicort krem, uyuz için kullanılan bir krem değildir.

Fucicort Krem Bebeklerde Kullanılır Mı?

Fucicort krem, 1 yaşın altındaki çocuklarda kontrendikedir. Özellikle bebeklerde Fucicort krem kullanılması tavsiye edilmemektedir.

Fucicort Krem Aile Hekimi Yazabilir Mi?

Aile Hekimleri tarafından Fucicort krem reçete edilebilir.

Fucicort Krem Yan Etkileri Neler?
Fucicort Krem Yan Etkileri Neler?

Fucicort Krem Yan Etkileri Neler?

Her kremin veya ilacın olduğu gibi Fucicort krem yan etkileri de vardır. Yan etkilerden herhangi birkaçı oluştuğu zaman mutlaka doktorunuza veya eczacınıza danışmanız önerilmektedir. Fucicort kremin olası yan etkileri şunlardır:

  • Ellerin, ayakların ve bileklerin şişmesi
  • Boğaz ve ağzın şişmesi
  • Karın ağrısı
  • Kurdeşen
  • Nefes almada güçlük
  • Dilde şişme

Fucicort Krem Prospektüsüne Nereden Ulaşılır?

Fucicort krem prospektüsü, kremin içerisinde bulunmaktadır. Ayrıca arama motoruna Fucicort krem prospektüsüne nereden ulaşılır yazdığınız zaman bu konuda yayınlanan bilgilere ulaşabilirsiniz.

Fucicort Krem Fiyatı Kaç Lira?

Son derece etkili bir krem olduğu için Fucicort krem fiyatı kaç lira merak edilmektedir. Fucicort kremin güncel fiyatı eczanelerde 45 TL’dir.

Fucicort Krem Muadili Kremler Neler?

Fucicort krem ile aynı etkileri gösterecek başka kremler de bulunmaktadır. Fucicort kreme ulaşamadığınız zaman muadili kremleri kullanabilirsiniz. Bu kremler şu şekilde sıralanabilir:

  • Belogent merhem
  • Fusix dermacort krem
  • Belogent krem
  • Dermabel deri kremi
  • Bi-profenid tablet
  • Psocal beta merhem
  • Tirecort krem
  • Betasalic merhem

Fucicort Krem Kullananların Yorumları

Beyne, akciğere pıhtı atması iyileşme süresi ne kadar?

Pıhtı atmasının bazı önemli belirtileri vardır. Bu belirtiler önceden fark edilirse, duruma erken müdahale edilerek hasta tedavi edilebilir. Ancak belirtiler bilinmez veya önemsenmez ise istenmeyen sonuçlarla karşılaşılabilir. Bu gibi durumlarla karşılaşmamak için pıhtı atması nedir ve nasıl fark edilir iyi bilinmelidir. Hazırladığımız yazımızda, pıhtı atmasının tüm ayrıntılarını sizlere aktarıyor olacağız.

Pıhtı Atması Nedir?

Son zamanlarda çok karşılaşılan bir durum olduğu için pıhtı atması nedir sorusu birçok kişinin kafasını kurcalamaktadır. Günlük hayatta mutlaka ‘’Şu kişinin beyninde pıhtı atmış. ‘’ya da‘’ Şu kişinin kanında pıhtılaşma varmış ve bu yüzden kan sulandırıcı kullanıyormuş.‘’ cümlelerini duymuşsunuzdur. Peki, bu pıhtı nedir? Pıhtı atmasından neden bu kadar korkulmaktadır?

Vücut fonksiyonları için çok önemli bir fonksiyona sahip olan pıhtılaşmanın son ürünü pıhtıdır. Tıbbi olarak ‘’Trombus‘’ denilen pıhtı, yaralanmalar sonucunda damarda oluşan deliği tıkar ve kanamanın sonlanmasını sağlar. Pıhtılaşma sağlıklı bir şekilde gerçekleşmez ise, ufak darbeler bile kişilerde ciddi hasarlar bırakabilir. Pıhtı; hayatı devam ettirmek için gerekli bir madde olsa da, olmaması gereken bir yerde oluştuğu zaman kan akımını keser ve organların beslenmesini bozar. Bu durum bazen felçle, bazen kalp krizi veya ölümle sonuçlanabilir.

Damarlarda birikmiş olan kolesterol ve yağların bazı bölümlerinin koparak kan akımı ile yukarıya doğru gitmesi pıhtı atmasına neden olmaktadır. Önemsenmesi gereken pıhtı atması ciddi sonuçlar doğurabilmektedir. Pıhtı atması, toplumda inme olarak bilinen felce yol açmaktadır. Pıhtı atmasının çeşitli nedenleri ve belirtileri bulunmaktadır. Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için belirtilerin önemsenmesi ve pıhtı atmasına neden olan etmenlerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Pıhtı Atması Belirtileri Neler?
Pıhtı Atması Belirtileri Neler?

Pıhtı Atması Belirtileri Neler?

Son dönemlerin ciddi hastalıklarından biri olan pıhtı atması belirtileri hastalığa erken müdahale için çok büyük önem taşımaktadır. Pıhtı atması, vücudun belirli bölümlerinde görülebilen bir durumdur. Pıhtı atmasından şüphelenmenizi gerektiren bazı önemli belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

  • Aniden başlayan nefes darlığı (En önemli belirti)
  • Sık sık soluk alıp verme
  • Çarpıntı
  • Göğüste ağrı
  • Kan tükürme
  • Nadir de olsa öksürük
  • Bacak ağrısı
  • Bacakların şişmesi
  • Isı artışı
  • Bazen ani bayılma
  • Vücudun bazı bölgelerinde felç görülmesi
  • Motor bozuklukları
  • Bilinç eksikliği
  • Görme bozukluğu
  • Kollarda ve bacaklarda morluklar oluşması
  • Sürekli baş ağrıması
  • Sürekli baş dönmesi
  • Konuşma bozuklukları
  • Duyu bozuklukları

Pıhtı atmasının çeşitli belirtilerinden yukarıda bahsettik. Bazı hastalarda bu belirtiler ilk anda görülebilirken, bazı hastalarda hiç belirti vermeyebilir. Belirti olmayan hastalarda, akciğerin aniden tıkanması ve nefessiz kalınması nedeni ile ani ölümler görülebilir. Hamilelik döneminde de görülebilen pıhtı atması, bu dönemde hem anne hem de bebek için tehlikelidir. Bu dönemde görülen belirtiler farklılık gösterebilir.

Hamilelikte Pıhtı Atması Belirtileri

Hamilelikte görülen pıhtı atması belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Tek bacakta şişlik, hassasiyet ve ağrı hissedilmesi
  • Bacaktaki kılcal damarların artması
  • Varislerin ve damar şişliklerinin artması
  • Bacaklarda selülit görülmesi
  • Bacak baldır kasının gerginleşmesi
  • Nefes darlığı
  • Soluk alıp vermede güçlük

Vücutta Pıhtı Atması Nasıl Anlaşılır?

Pıhtı atmasının önceden anlaşılması, soruna hemen müdahale edilmesini sağlayarak hastanın herhangi bir kalıcı hasar almadan hastalığı atlatmasını sağlayabilir. Bu nedenle bireylerin vücudundaki farklılıkları önemsemesi gerekmektedir. Pıhtı atması ile ilgili çok bir bilgisi olmayan kişiler için vücutta pıhtı atması nasıl anlaşılır önemlidir. Vücutta pıhtı atmasından şüphelendirecek ilk ve en önemli belirti, aniden başlayan nefes darlığıdır. Hiçbir şeyi yokken aniden nefes darlığı yaşayan kişilerin derhal bir doktora gitmeleri önerilmektedir.

Nefes darlığı dışında, çok sık soluk alma da önemli belirtilerden biridir. Pıhtı atmasında çarpıntı, göğüs ağrısı ve kan tükürme gibi belirtiler de ilk etapta görülmektedir. Pıhtı atmasının genel belirtileri ile beraber yukarıda saydığımız belirtiler, vücutta pıhtı atmasını anlamanızı sağlayacak önemli belirtilerdir.

Pıhtı Atması Neden Olur?

Pıhtı atmasının belirtileri kadar pıhtı atması neden olur konusu da önemlidir. Damarlarda biriken yağın ve kolesterolün bazı parçalarının kopması sonrasında pıhtı atmasının meydana geldiği belirtilmektedir. Bunun dışında pıhtı atmasına neden olan bazı etmenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Obezite
  • Uzun süre anestezi alınmak zorunda kalınan cerrahi işlemler
  • Kanda pıhtılaşmaya eğilimi olanlar
  • Hastanede tedavi altında olan ağır enfeksiyon hastaları
  • Ağır KOAH ve astım hastaları
  • Yatağa bağımlı olmak
  • Kanser hastalığı
  • Yoğun bakım hastaları
  • Gebelik
  • Etrojen içeren (Doğum kontrol hapı vb.) kullanılması

Pıhtı Atması Nasıl Önlenir?

Birçok kişi pıhtı atmasının ciddiyetini öğrendikten sonra pıhtı atması nasıl önlenir öğrenmek istemektedir. Pıhtı atmasını önlemek için sağlıklı yaşamın benimsenmesi gerekmektedir. Düzenli beslenmek bu noktada çok önemlidir. Sağlıksız ve yağlı gıdalardan uzak durmak gerekmektedir. Şeker ve tuz alımı en aza indirilmelidir. Spor, yürüyüş ve düzenli egzersiz sayesinde vücuttaki kolesterol ve yağ oranı azalmaktadır.

Beslenme spor ile beraber düzenli kontrol de çok önemlidir. Damarların düzenli olarak kontrol ettirilmesi, gerekli tetkik ve tahlillerin yaptırılarak pıhtı atmasına işaret eden belirtilerin yakalanması tavsiye edilmektedir. Bu sayede pıhtı atmasının üzücü sonuçlarından kendinizi koruyabilirsiniz.

Kan incelticiler gibi bazı ilaçlar kan pıhtılarının tedavisine yardımcı olabilir ve daha fazla pıhtı oluşmasını önleyebilir. Varis çorapları da yararlı bir önleyici tedbirdir.

Tüm kan pıhtıları önlenemese de kişi bunları önlemeye yardımcı olacak adımlar atabilir. Bu adımlar şunları içerir:

  • Yatak istirahati sırasında ara sıra bacakları kalbin yukarısına kaldırmak
  • Bol çorap ve elbise giymek
  • Hareket etmek ve bir egzersiz rejimini takip etmek
  • Düzenli olarak kompresyon çorapları giymek
  • Mümkün olduğunca diyette tuzu sınırlamak
  • Uzun süre hareketsiz kaldığında sık sık pozisyon değiştirmek
  • Bir seferde 1 saatten fazla oturmaktan veya ayakta durmaktan kaçınmak
  • Tüm ilaçları doktorun reçete ettiği şekilde almak
  • Dizlerin altına yastık koymaktan kaçınmak
  • Bacak bacak üstüne atmaktan kaçınmak
  • Bacaklara çarpmaktan veya yaralanmaktan kaçınmaya çalışmak

Pıhtı Atması Öldürür Mü?

Pıhtı atması ölümcül sonuçlar doğurabilen bir sağlık sorunudur. Bu nedenle mutlaka önemsenmesi gerekmektedir. Birçok kişinin merak ettiği pıhtı atması öldürür mü sorusuna hem evet hem de hayır cevabı aynı anda verilebilir. Pıhtı atmasının öldürücülüğü, pıhtının nereye attığına ve hastanın genel durumuna göre değişmektedir. Bazı hastalara erken müdahale edildiği zaman hastanın yaşama şansı çok yüksektir. Ancak bazen ciddi bir pıhtı atması söz konusu ise hasta maalesef kaybedilebilmektedir. Pıhtı atması her bölgede farklı etkiler bırakabilmektedir.

Kan Pıhtısı Nelere Yol Açabilir?

Kan pıhtısı ciddi tıbbi sorunlara neden olabilir. Bir kan pıhtısı koparsa akciğerlere, kalbe veya beyne gidebilir ve bu hayati organlara kan akışını engelleyebilir. Bu da felç veya kalp krizine neden olabilir

Kan pıhtıları, genellikle sınırlı hareket kabiliyeti nedeniyle hamilelikte yaygındır. Hamilelik sırasında bir kan pıhtısı oluşursa, aşağıdaki gibi komplikasyonlara yol açabilir:

  • Plasenta yetmezliği, yani plasenta fetusa yeterli besin ve oksijen sağlamaz.
  • Plasentada fetüse zarar verebilecek bir kan pıhtısı.
  • Fetüsün düzgün büyümesini engelleyen intrauterin büyüme kısıtlaması.

Bu olası komplikasyonlar, aşağıdakiler de dahil olmak üzere, tüm insanlarda yaygın olarak görülebilir:

  • Tromboz veya beyinde pıhtı oluştuğunda ortaya çıkan DVT veya serebral ven trombozu (CVT) gibi bir tıkanıklık
  • Felç
  • Pulmoner emboli
  • Kalp krizi
  • Venöz tromboembolizm

Beyne Pıhtı Atması Ne Demek?

Pıhtı atması beyin, bacaklar, akciğer ve gözlerde görülebilen bir durumdur. Beyne pıhtı atması, beyindeki damarların bir tıkaç ile tıkanması anlamına gelmektedir. Bu damarların tıkanması ise damarların beslendiği bölgede kan yetersizliğine sebep olmaktadır. Kan yetersizliği ise beyin fonksiyonlarının kaybına neden olabilmektedir. Tüm bu sonuçları nedeni ile beyne pıhtı atması çok önemlidir.

Beyine Pıhtı Atması Neden Olur?

Beyin damarlarının emboli ile tıkanarak kalpte damar akımına neden olması, beyne pıhtı atmasına neden olmaktadır. Kalp ritim bozuklukları, enfeksiyon hastalıkları ve kalpte protez kapakçığın olması bu durumun bazı olası nedenleri arasında yer almaktadır. Bu nedenleri ortadan kaldırmak için kalp doktoruna giderek gerekli tetkiklerin ve tedavilerin önceden yapılması tavsiye edilmektedir.

Beyne Pıhtı Atması Tekrarlar Mı?
Beyne Pıhtı Atması Tekrarlar Mı?

Beyne Pıhtı Atması Tekrarlar Mı?

Beyne pıhtı atması sorunu ile karşılaşan kişilerin en büyük korkusu, beyne pıhtı atması tekrarlar mı konusudur. Pıhtı atması nedeni ile hasar gören beyin hücreleri, belirli bir zaman sonra yenilenebilmektedir. Ayrıca, beynin diğer bölümünde bulunan hücreler zarar gören hücrenin görevini üstlenebilir. Felçten sonra en hızlı iyileşme, 4 – 6 ay arasında gerçekleşmektedir.

Beyne pıhtı atması nedeni ile inme geçiren kişilerin, tekrar inme geçirme riskleri yüksektir. Bu nedenle, koruyucu tedavi uygulanması gerekmektedir. Her yıl görülen inmelerin % 25’i, yeniden tekrarlayan inmelerdir. İnme sonrasında 5 yıl içerisinde yeniden bir inmenin görülme ihtimali % 40 olarak hesaplanmıştır.

Beyne Pıhtı Atması Sonucu Felç Düzelir Mi?

Beyne pıhtı atması ile oluşan felç düzelebilir. Kişinin kaybolan vücut fonksiyonları zamanla geri gelebilmektedir. Ancak felcin ne oranda düzeleceği ile ilgili kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Felcin tamamen düzeldiği hastalar olduğu gibi düzelmediği hastalar da bulunmaktadır.

Beyne Pıhtı Atması Yutkunma Zorluğu Neden Yaşanır?

Beyne pıhtı atması sonucunda hastaların % 25 – 30’unda yutkunma zorluğu görülmektedir. Eğer doğru tedavi uygulanmaz ise bu sorun hastalarda beslenme yetersizliğine, akciğerlerde enfeksiyon oluşmasına ve hayat kalitesinin azalmasına neden olabilmektedir. Felç nedeni ile duyu hissinde ve kasların çalışmasına azalma olduğu için yutkunmada zorluk yaşanmaktadır.

Beyne Pıhtı Atması Tedavisi Nasıldır?

Beyne pıhtı atması tedavisi olan bir hastalıktır. Beyne kan akışı tekrar sağlandığı zaman hastalığın hafif şekilde atlatılmasına yardımcı olunur. İnme belirtileri ilk görülmeye başladıktan sonra 4 – 5 saat içerisinde müdahale edilmesi önemlidir. Bu durumda ilk olarak pıhtının boyutuna ve yerine bakılır. Daha sonra pıhtı eritici ilaçlar kullanılır. Ayrıca mekanik pıhtı çıkarma işlemi de uygulanan tedaviler arasındadır.

Çok büyük pıhtı olan kişilerde, damardan kateter yardımı ile girilerek pıhtı yakalanır ve çıkarılır. Bu yöntem 24 saat içerisinde uygulanabilir. Boyun damarlarında darlık olan kişilerde ise karoid endarferektomi yöntemi ile inmenin tekrarlaması engellenmektedir. Geniş kapsamlı tedavi ise hastanın ve pıhtının durumuna göre değişmektedir.

Beyne Pıhtı Atması İyileşme Süresi Ne Kadardır?

Beyne pıhtı atması iyileşme süresi ne kadardır? sıklıkla merak edilmektedir. Beyne pıhtı atmasından sonra iyileşme süreci değişiklik göstermektedir. Çok büyük bir pıhtı atması durumunda iyileşme süresi uzarken, erken tedavi edilen ve küçük bir pıhtı atması görülen kişilerde kısa sürede iyileşme yaşanmaktadır. Ancak genel olarak iyileşme 6 – 12 ay arasında değişmektedir.

Beyne Pıhtı Atmasına Hangi Bölüm Bakar?

Beyne pıhtı atması durumunda Nöroloji bölümüne gidilmelidir.

Beyne Pıhtı Atması Yaşayanların Yorumları Neler?

Beyne pıhtı atması yaşayanların yorumları incelendiğinde, korkulu bir süreç yaşadıkları anlaşılmaktadır. Ölümle yaşam arasında gidip geldiklerini belirten hastalar, bu durumda iyileşeceklerine olan inançlarını kaybetmediklerini belirtmektedir. Hastalık sürecinde inanç çok önemlidir. İnandığınız zaman vücudunuzda bu duruma olumlu tepki vererek savaşmaya başlar.

Akciğer Pıhtı Atması Neden Olur?

Pıhtı atması yalnızca beyne olmamaktadır. Akciğerde de pıhtı atması görülmektedir. Akciğer embolisi, genelde bacaklardaki kan pıhtılarının koparak akciğer atardamarlarını tıkaması sonrasında oluşmaktadır. Akciğerde pıhtı atmasının görülmesinin diğer nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Damarların iç yüzünün bozulması
  • Kan ve staz pıhtılaşma eğiliminin artması
  • Kalp ve damar hastalıkları
  • Sürekli ayakta çalışmak
  • Varisler
  • Doğum kontrol ilaçları
  • Uzun süre hareket etmemek
  • Bazı cerrahi operasyonlar
  • Yağ aldırma işlemi sonrası oluşan yağ embolisi
  • Akciğer kanseri
Akciğere Pıhtı Atması Belirtileri Neler?
Akciğere Pıhtı Atması Belirtileri Neler?

Akciğere Pıhtı Atması Belirtileri Neler?

Hemen hemen her hastalığın önemli belirtileri vardır. Akciğere pıhtı atması belirtileri de hastalığın kısa sürede fark edilmesini sağlamaktadır. Akciğerlerdeki damar tıkandığı zaman kan alışverişi ile beraber oksijen alımı bozulmaktadır. Bu durumda hastada ani bir şekilde nefes darlığı ve kalp çarpıntısı başlamaktadır. Ayrıca kanlı balgam ve öksürük de bazı bazı hastalarda görülebilmektedir.

Akciğerdeki ana damarlardan biri tıkandığı zaman hastada şiddetli bir göğüs ağrısı görülmektedir. Bu durumda bayılma da söz konusu olabilmektedir. Göğüs duvarına yakın bir bölgede pıhtı oluştuğu zaman ise batıcı hissi veren bir ağrı meydana gelmektedir. Hasta derin nefes aldığı zaman göğsüne bıçak batıyormuş gibi ciddi ağrılar hissetmektedir.

Akciğere Pıhtı Atması İyileşme Süresi

Pulmoner amboli olarak adlandırılan akciğere pıhtı atması, hemen tedavi edilmediği zaman hayatı tehdit eden sonuçlara neden olmaktadır. Ciddi durumlarda iyileşme haftalar veya aylar sürebilmektedir. Bu konuda kesin bir tarih vermek mümkün değildir. Ancak tedavinin uygulanma zamanı ve şekli, iyileşme süresini kısaltmaktadır.

Akciğere Pıhtı Atması Yoğun Bakım Süreci Nasıldır?

Akciğere pıhtı atması durumunda genelde hastaların yoğun bakım süreci olmaktadır. Oksijen yetersizliği ve dolaşım bozukluğu olan hastaların yoğun bakıma yatırılması uygun görülmektedir. Pıhtının şiddetine göre yoğun bakım süresi değişmektedir. Hafif akciğer embolisinde kan sulandırıcı ve pıhtı eritici ilaçlar yeterli olmaktadır. Ancak pıhtının boyutu büyük ise cerrahi tedavi yöntemi uygulanmaktadır.

Göze Pıhtı Atması Belirtileri Neler?

Retinal damar tıkanıklığı da denilen göze pıhtı atması, birçok kişi tarafından bilinmeyen bir hastalıktır. Bu durumda hastada tek gözde ağrısız bir görme kaybı yaşanmaktadır. Santral retinal ven tıkanıklıklarında ise her zaman görme kaybı yaşanmaktadır. Dal tıkanıklığı durumunda da, hastada aniden karanlık görme belirtisi ortaya çıkmaktadır. Tıkanan dal görme merkezinden uzak olduğu zaman herhangi bir belirti görülmeyebilir.

Göze Pıhtı Atması Tedavisi Nasıl Yapılır?

Tedavi öncesinde altta yatan risk faktörleri belirlemektedir. Bu risk faktörlerin ortadan kalkması için uygun bir tedavi tercih edilmektedir. Bu süreçte kan basıncı kontrol edilir, kolesterol düzeyi düşürülür ve pıhtılaşma bozukluğunun tedavisi yapılır. Aksi taktirde tıkanıklığın tekrar görülme riski bulunmaktadır. Ayrıca tıkanıklık diğer göze de sıçrayabilmektedir.

Bacakta Pıhtı Atması Tedavisi Nasıl Yapılır?

Bacakta pıhtı atması, yürürken şiddetli ağrı ile kendini göstermektedir. Bacaklarda şişme ve morarma da diğer önemli belirtiler arasında yer almaktadır. İlk etapta toplardamar içindeki taze pıhtı, toplardamarın içerisine katerer yerleştirilerek verilen pıhtı eritici ilaçla eritilmektedir. Bu işlem 24 – 48 saat içerisinde yapılabilmektedir. Bacakta pıhtı atmasının tedavi edilmesindeki temel amaç, pıhtının bacaklarda tekrarlamasını ve akciğere sıçramasını engellemektir.

Kan sulandırıcı ilaçlar ve varis çorabı tedavisi uygulanmaktadır. Bunun dışında, günümüzde en etkili yöntem olarak girişimsel tedavi yöntemleri tercih edilmektedir. Bu sayede, tıkanan damardaki kan akımı normale dönmektedir. Düşük dozda pıhtı eritici ilaçlar kullanıldığı için kanama riski de az olmaktadır.

Kan Sulandırıcı Besinler İşe Pıhtı Riskine Son

En iyi vajinal mantar ilacı hangisi? Fitil ve hap

Vajinal kandidiyaz ismi de verilen vajinal mantar enfeksiyonunda, kandida ismi verilen mantar hücreleri çok hızlı bir şekilde çoğalmaktadır. Çoğalan bu mantar hücreleri kişiye zarar vermektedir. Yapılan araştırmalar, vajinal mantar enfeksiyonunun 4 kadından 3’ünü bir kere de olsa etkilediğini göstermektedir. Vajinal mantar için geliştirilen ilaçlar, vajinal mantar enfeksiyonunun neden olduğu etkenleri ortadan kaldırmaktadır. Doktor önerisi ile kullanılması gereken vajinal mantar ilacı düzenli kullanımına dikkat edilmelidir.

En İyi Vajinal Mantar İlacı Hangisi?
En İyi Vajinal Mantar İlacı Hangisi?

En İyi Vajinal Mantar İlacı Hangisi?

Vajinal mantar hastalığında, teşhis konulduktan sonra uygun vajinal mantar ilaçları reçete edilmektedir. Bu noktada krem veya hap kullanımına doktor karar vermektedir. Kadınlarda en çok görülen mantar hastalıkları arasında yer alan vajinal mantar, çeşitli belirtiler ile ortaya çıkmaktadır. Vajinal mantar enfeksiyonunun tedavisinde izlenen yollar farklılık gösterebilmektedir. Hastanın durumuna ve mantar yayılımına göre uygulanan tedavi yöntemleri değişmektedir.

Bazı hastalarda vajinal mantar enfeksiyonu bitkisel yöntemlerle iyileştirilmektedir. Ancak kronik hale gelen enfeksiyon durumunda en iyi vajinal mantar ilacı kullanılarak bu sorun çözüme kavuşturulmaktadır. Vajinal mantar enfeksiyonunu etkili bir şekilde tedavi eden çeşitli ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçların içeriği ve etkileri birbirinden farklıdır. Hangi ilacın kullanılacağı konusunda doktorun tavsiyesi dikkate alınmalıdır.

Vajinal Mantar İlaçları Neler?

Vajinal mantar enfeksiyonunun rahatsız edici semptomlarından kurtulmak isteyen hastalar, Vajinal mantar ilaçları neler araştırmaktadır. En iyi vajinal mantar ilacını kullanarak bu soruna son vermek istemektedirler. Sektörde doktorlar tarafından reçete edilen en iyi vajinal mantar ilaçları şu şekilde sıralanabilir:

  • Vajinal mantar ilacı Funit
  • Vajinal mantar ilacı Flucan
  • Vajinal mantar ilacı Zolax
  • Vajinal mantar ilacı Fluzole
  • Vajinal mantar ilacı Fungan

Vajinal Mantar İlacı Funit

100 mg’lık 15 kapsülden oluşan Vajinal mantar ilacı Funit, itrakonazol içermektedir. Vajinada meydana gelen mantar hastalıklarını tedavi etmede etkili olan Funit, alerjisi olanların kullanmaması gereken bir ilaçtır. Bu nedenle mutlaka doktora danışarak kullanılmalıdır. Ayrıca hamilelik döneminde de doktor izni olmadan Vajinal mantar ilacı Funit kullanılmamalıdır. Tam bir öğünden sonra su ile alınması gereken Vajinal mantar ilacı Funit’in ne kadar miktarda ve sürede kullanılacağına doktor karar vermelidir.

Vajinal Mantar İlacı Flucan

Antifungal ismi verilen ve mantar enfeksiyonlarına karşı kullanılan Vajinal mantar ilacı Flucan, özellikle vajinal mantar hastalıklarında etkilidir. Vajinal mantar ilacı sıralamasında üst sıralarda yer alan Flucan, mayalar da dahil olmak üzere mantar kaynaklı enfeksiyonları tedavi etmektedir. Vajinal mantar ilacı Flucan’ın emzirme ve gebelik döneminde doktor aksini söylemedikçe kullanılmaması tavsiye edilmektedir.

Vajinal Mantar İlacı Zolax

Etken maddesi flukonözöl olan Vajinal mantar ilacı Zolax, mantara bağlı oluşan enfeksiyonların tedavisinde kullanılmaktadır. Bir kapsül olan Zolax, direkt ağızdan alınmaktadır. Vajinal mantar ilacı Zolax’ı doktorunuzun önerdiği şekilde kullanmalısınız.

Vajinal Mantar İlacı Fluzole

Mayalar dahil tüm mantar enfeksiyonlarında kullanılan Vajinal mantar ilacı Fluzole, özellikle vajinal mantar hastalıklarına karşı son derece etkilidir. Vajinal mantar ilacı Fluzole’nin ne kadar kullanılacağı, mantar enfeksiyonunun durumuna göre değişiklik göstermektedir. Mantar enfeksiyonlarında günde bir defa olmak üzere 2 – 4 hafta kullanılması önerilmektedir.

Vajinal Mantar İlacı Fungan

Tekrarlamakta olan vajinal mantar enfeksiyonunun sıklığını azaltmak için önerilen Vajinal mantar ilacı Fungan, kısa sürede etkisini göstermektedir. Doktorun önerdiği şekilde kullanılması gereken Vajinal mantar ilacı Fungan’ın, genel itibari ile ayda bir defa 150 mg’lık doz şeklinde kullanılması önerilmektedir.

Vajinal Mantar Fitil İlaç İsimleri Neler?
Vajinal Mantar Fitil İlaç İsimleri Neler?

Vajinal Mantar Fitil İlaç İsimleri Neler?

Vajinal mantar hastalığında yalnızca ilaç ve kremler kullanılmamaktadır. Doktor tarafından mantar enfeksiyonunun türüne ve sıklığına göre fitil de önerilebilmektedir. Bu nedenle vajinal mantar fitil ilaç isimleri neler merak edilmektedir. Piyasada bulunan ve doktor tarafından reçete edilen vajinal mantar fitil ilaç isimleri şunlardır:

  • Gyno Travogen Ovül
  • Gyno-Lomexin Ovül
  • Gynomax Vajinal Ovül
  • Mixovul Ovül
  • Limenda Vajinal Ovül

Gyno Travogen Ovül

İçeriğinde izokonazol nitrat olan Gyno Travogen Ovül, maya ve küf mantarı gibi mantarların tedavisinde etkilidir. Doktorunuza danışarak bu fitili kullanabilirsiniz.

Gyno-Lomexin Ovül

Özellikle vajinal pamukçuk oluşumuna neden olan Candida Albicans mantarına karşı etkilidir. Gyno-Lomexin Ovül, yalnızca vajinal bölgeye uygulanabilmektedir.

Gynomax Vajinal Ovül

Vajina bölgesinde meydana gelen kaşıntı, kızarıklık ve şişme gibi vajinal mantar enfeksiyonu semptomlarına karşı etkilidir. Vajinal iltihabın tedavisi için de kullanılmaktadır.

Mixovul Ovül

Vajinal mantar enfeksiyonunun iyileşmesinde etkili olan Mixovul Ovül, doktor tarafından reçete edilmektedir. Doktorun kullanım konusunda herhangi bir önerisi olmadıysa, akşamları yatmadan önce 1 ovül şeklinde 7 gün kullanılabilir. Ayrıca sabah ve akşam olmak üzere, günde iki defa 1 ovül şeklinde 3 gün kullanılabilir.

Vajinal Mantar İlaçları Ağızdan Alınanlar Hangileri?

Vajinal mantar için çok çeşitli ilaçlar geliştirilmiştir. Bu ilaçlardan bazıları ağızdan alınırken bazıları fitil veya krem şeklinde kullanılmaktadır. En çok reçete edilen vajinal mantar ilaçları ağızdan alınanlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Mikonazol
  • Butokonazol
  • Fentikonazol Nitrat
  • Tiokonazol
  • Zokonazol nitrat

Vajinal Mantar İlaçları Reçetesiz Alınır Mı?

Birçok kişi, vajinal mantar hastalığı için doktora gitmeye çekinmektedir. Bu nedenle Vajinal mantar ilaçları reçetesiz alınır mı sorusunun yanıtı merak edilmektedir. Bazı vajinal mantar ilaçları reçetesiz alınabilmektedir. Ancak vajinal mantar hastalığı önemsenmesi gereken ciddi bir sağlık sorunudur. Bu nedenle kullanılacak ilacın doktor önerisi ile kullanılması tavsiye edilmektedir. Reçetesiz olarak doktorun bilgisi olmadan kullanacağınız ilaç, hastalığın daha da yayılmasına neden olabilir.

Vajinal Mantar İlaç Kullanmadan Geçer Mi?
Vajinal Mantar İlaç Kullanmadan Geçer Mi?

Vajinal Mantar İlaç Kullanmadan Geçer Mi?

Birçok farklı enfeksiyon hastalığı, herhangi bir ilaç kullanmadan geçmektedir. Bu nedenle Vajinal mantar ilaç kullanmadan geçer mi sorusuna evet yanıtı verilebilir. Ancak bunun mümkün olabilmesi için kişinin bağışıklığının çok güçlü olması gerekmektedir. Vajinal mantara neden olan etken ortadan kalktığı zaman herhangi bir ilaç kullanmaya gerek kalmadan vajinal mantar iyileşmektedir. Ancak bu durumun kronikleşmemesi için mutlaka bir doktora görünmeniz tavsiye edilmektedir.

Vajinal Mantar İlacı Adetliyken Kullanılır Mı?

Kadınların özel günleri olarak adlandırılan adet döneminde vajinal mantar ilaçlarının kullanılıp kullanılmayacağı ile ilgili tereddütler yaşanmaktadır. Ağız yolu ile alınan vajinal mantar ilaçları adetliyken kullanılabilir. Ancak fitil veya kremlerin bu dönemde kullanılması pek tavsiye edilmez. Bu konuda doktorunuzun da fikrini almanız gerekmektedir.

Vajinal Mantar İlacı Adeti Geciktirir Mi?

Bazı ilaçlar, kullanıldığı zaman adet döngüsünde gecikmeye neden olabilmektedir. Ancak vajinal mantar ilaçlarının adeti geciktirme gibi bir yan etkisi yoktur. Bu nedenle çekinmeden kullanabilirsiniz.

Vajinal Mantar İlaçları Kanama Yapar Mı?

Vajinal mantar enfeksiyonlarının hafif kanamaya neden olabileceği uzmanlar tarafından belirtilmektedir. Bu kanamalar genel olarak peçeteye bulaşacak kadar az olmaktadır. Bazen mantar tedavileri de kanamaya neden olabilmektedir. Vajina bölgesine uygulanan fitil veya kremler, bu bölgenin pH dengesini bozarak kanamaya neden olabilir.

Aile Hekimi Vajinal Mantar İlacı Yazar Mı?

Aile Hekimleri tarafından vajinal mantar ilaçlarından bazıları yazılabilmektedir. Ancak konunun uzmanı doktorlara giderek ilaçların yazdırılması daha doğru olacaktır.

Emziren Anneler İçin Vajinal Mantar İlacı Hangisi?

Emziren anneler, doktora sormadan kendi kafalarına göre hiçbir ilacı kullanmamalıdırlar. Kullanılan ilaçlar süt aracılığı ile bebeğe geçerek istenmeyen durumlara neden olabilir. Bu nedenle emziren anneler için vajinal mantar ilacı hangisi iyi bilinmelidir. Bu dönemde Travazol ve vaginal ovüller kullanılabilir. Yine de doktora danışılması tavsiye edilmektedir.

Vajinal Mantar İlacı Bitkisel

Vajinal mantar hastalığı için her zaman ilaç kullanmaya gerek kalmayabilir. Vajinal mantar ilacı bitkisel yöntemler ile hazırlanarak vajinal mantar enfeksiyonu ortadan kaldırılabilir. Vajinal mantar rahatsızlığında etkili olan bitkisel yöntemler şunlardır:

Çay Ağacı Yağı: Birçok sağlık sorununda kullanılan çay ağacı yağı, vajinal mantar hastalıklarında da etkilidir. Antifungal özelliklere sahip olan bu yağın mantar öldürücü etkisi kanıtlanmıştır. Çay ağacı yağı ile ıslatmış olduğunuz tambonu vajina bölgesine gece koyarak sabaha kadar bekletebilirsiniz.

Yabani Kekik Yağı: Vajinal mantara neden olan Candida Albican isimli virüsün çoğalmasını engelleyen yabani kekik yağı içeren kapsüller, gece yatarken vajina bölgesine yerleştirilebilir. Ayrıca zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı ve tatlı badem yağı ile yabani kekik yağı birleştirilerek vajina bölgesine sürülebilir.

Vajinal Mantar İlacı Fiyatı

Her şeyin fiyatının çok arttığı günümüzde özellikle vajinal mantar ilacı fiyatı merak edilmektedir. Vajinal mantar ilaçlarının fiyatları değişiklik göstermektedir. Fiyatlar 10 TL ile 100 TL arasında değişmektedir.

Vajinal Mantar İlacı Kullananların Yorumları Neler?

Vajinal mantarın neden olduğu kaşıntı, tahriş ve şişkinlik birçok kişiyi rahatsız etmektedir. Vajinal mantar ilacı kullanan kişiler, ilacın etkisi ile bu semptomların hemen ortadan kalktığını belirtmektedirler. İlaçların düzenli kullanımına dikkat çeken kullanıcılar, ilaçların doktor tarafından önerilmesine dikkat edilmesini belirtmektedirler.

Dudak seğirmesi neden olur, ne iyi gelir, nasıl geçer?

Dudak seğirmesi dudağın istemsizce sallanması veya titremesi ile kendini gösteren can sıkıcı ve rahatsız edici bir durumdur. Dudak seğirmesi, çok fazla kahve içmek veya potasyum eksikliği gibi basit bir şeyle ilişkili kas spazmları olabileceği gibi daha büyük bir tıbbi sorunun işareti de olabilir.

Dudak Seğirmesi Neden Olur?
Dudak Seğirmesi Neden Olur?

Dudak Seğirmesi Neden Olur?

Dudak seğirmesi neden olur diye araştırıldığında karşımıza birçok neden çıkmaktadır. Günlük basit bazı alışkanlıklarımız dudak seğirmesine neden olabilir. Örneğin fazla kafein alımı dudak seğirmesine neden olabilir. Bunun yanında potasyum eksikliği, kullanılan ilaçların yan etkileri, stres ve yorgunluk da dudak seğirmesine neden olabilir. Dudak seğirmesinin olası nedenleri yazımızın devamında yer alıyor.

Kafein Zehirlenmesi

Kafein kahve ve çay gibi günlük olarak sıkça tükettiğimiz içeceklerin içinde yer alıyor. Kafein fazla alındığında titremeye ve kas seğirmelerine sebebiyet verebilir. Kafein zehirlenmesinin tedavisi ise oldukça basittir. Alınan fazla kafeinin oranı düşürüldüğü takdirde kafeinin olumsuz etkileri de azalacak ve zamanla ortadan kalkacaktır.

Kafesin zehirlenmesi yaşandığında aşağıdaki belirtiler kendini gösterecektir:

  • Anormal kalp atışı
  • Normalden daha sık idrara çıkma
  • Artan heyecan duygusu
  • Sinirlilik
  • Mide bulantısı
  • Uyku bozukluğu

Potasyum Eksikliği

Potasyumun görevi vücuttaki sinyallerin doğru bir şekilde taşınmasına yardım etmektir. Potasyum eksikliği kasları olumsuz etkiler ve kramplara neden olur. Dudaklardaki kasları da potasyum eksikliği olumsuz etkiler ve dudak seğirmesine neden olur.

Potasyum eksikliğini gidermek için potasyum takviyesi alabilirsiniz. Ayrıca potasyum seviyesini düşürecek ilaçlar ve yiyeceklerden uzak durmalısınız.

Stres ve Yorgunluk

Vücut sürekli stres altında olduğunda bu durum savaş ya da kaç tepkisine yol açar. Bu tepki kasların sürekli gergin bir halde olmasına neden olur. Kasların gevşemesi ve stresten kaynaklı dudak seğirmelerinin geçmesi için yoga, meditasyon yapabilirsiniz.

Yorgunluktan kaynaklı bir dudak seğirmesi yaşıyorsanız iyi bir gece uykusu bu sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır.

Bell Felci

Bell felci kimi zaman yüz kaslarında kontrolün zayıflaması ile ortaya çıkarken kimi zaman da dudak seğirmesi ile meydana gelmektedir. Bell felcinin kesin olarak neden ortaya çıktığı bilinmiyor.

Travma

Beyinde meydana gelen travma sonucunda yüz sinirleri hasar aldığında yüz kaslarında seğirme meydana gelebilir. Yüz kasları yaralanırsa bu da yüz sinirlerinde travma yaşanmasına sebep olabilir ve bu durum dudak seğirmesini tetikleyebilir.

Hormon Eksikliği

Dudak seğirmesine neden olabilecek hormon eksikliği hipoparatiroidizmdir. Hipoparatiroid düşüklüğü paratiroid hormonun üretiminin yeterli olmamasıdır ve bu hormon eksikliği kendini dudak seğirmesinin yanında saç dökülmesi ve kas güçsüzlüğü ile de gösterir. Düzenli kalsiyum ve D vitamini kullanımı paratiroid hormonun yenilenmesini sağlar.

Tourette Sendromu

Tourette sendromu ses ve beden tiklerinin aynı anda görülmesidir.  Nedeni ve tedavisi bilinmeyen bu sendromda bedensel tiklere dudak seğirmesi eşlik edebilir.

Parkinson Hastalığı

Parkinson hastalığının erken belirtileri olarak alt dudak seğirmesi, ellerde veya bacaklarda titremedir. Parkinson erken teşhis edildiği takdirde olası birçok işlev kaybının önüne geçilebilir.

Dudak Seğirmesi Yüz Felci Belirtisi Mi?
Dudak Seğirmesi Yüz Felci Belirtisi Mi?

Dudak Seğirmesi Yüz Felci Belirtisi Mi?

Dudak seğirmesi yüz felci belirtisi mi merak konusu. Yüz felci belirtilerinden birisi yüz kaslarında meydana gelen seğirmelerdir. Seğirmeler ile istemsiz hareketler meydana gelir. Dolayısıyla dudak seğirmesi de yüz felci belirtisi olabilir ancak dudak seğirmesinin yukarıda sıralandığı gibi birçok farklı nedeni de olabileceği hatırda tutulmalıdır.

Dudak Seğirmesi Hangi Hastalığın Belirtisidir?

Dudak seğirmesi hangi hastalığın belirtisidir diye araştırıldığında karşımıza birden çok hastalık çıkıyor. Bunlardan biri tourette sendromu. Nörolojik bir bozukluk olan bu sendromda kişi istem dışı sesler çıkarır ve hareketlerde bulunur. Bu hareketlerden biri de dudak seğirmesi olabilir.

Parkinson hastalığı kaslarda kontrol kaybına neden olan bir hastalıktır. Bu hastalığı yaşayan bireylerde istem dışı olarak dudaklar ritmik olarak hareket edebilir.

ALS hastalığında kaslar zayıflar ve bu zayıflama sonucunda dudak seğirmesi meydana gelebilir.

Dudak Seğirmesi Ne Anlama Gelir Marifetname?
Dudak Seğirmesi Ne Anlama Gelir Marifetname?

Dudak Seğirmesi Ne Anlama Gelir Marifetname?

Marifetname dudak seğirmesi ne anlama gelir merak ediliyor. Marifetnameye göre dudağın hangi kısmının seğirdiği önemli. Eğer dudağınız üst sağ kısmı seğirirse bu rızık anlamına gelirken, üst sol köşesi seğirdiğinde şenliğe yorulur. Dudağın uç kısımlarının seğirmesi sağ kısmında zarar, sol kısmında ise esenlik anlamı taşır. Dudağın alt kısmının seğirmesi ise güzelliği müjdeler.

Dudak Seğirmesi Kaç Gün Sürer?

Dudak seğirmesi kaç günde geçer, büyük oranda dudak seğirmeleri kısa sürelidir ve kısa zaman içinde kendiliğinden geçecektir. Israrcı ve yineleyen bir dudak seğirmesi ile yaşıyorsanız hekiminize başvurmanız ve nörolojik bir sorun olup olmadığını araştırmanız tavsiye edilir.

Dudak Seğirmesi Nasıl Geçer?

Dudak seğirmesinin birçok farklı nedeni olduğu için dudak seğirmesi nasıl geçer sorusuna verilebilecek birden farklı yanıt vardır. Başka bir deyişle dudağınızın neden titrediğini bilirseniz bu seğirmeyi durdurmak için uygun yolu seçebilirsiniz. Seğirmenin nedenini öğrenmek için doktorunuza danışabilirsiniz. Ayrıca dudak seğirmesini geçirmek için başvurabileceğiniz yollar şunlardır:

  • Bir bezi ılık su ile ıslattıktan sonra dudağınıza bastırın.
  • Kafein tüketimini sınırlayın ya da tamamen kesin.
  • Potasyum oranı yüksek besinler tüketin. Muz, ıspanak, brokoli tercih edebilirsiniz.
  • Alkollü içecekleri sınırlayın ya da tamamen kesin.
  • Stresten kaynaklı bir dudak seğirmesi yaşıyorsanız meditasyon yapın.

Dudak Seğirmesi İçin Hangi Doktora Gidilir?

Dudak seğirmesi için hangi doktora gidilir, öncelikle anlık dudak seğirmelerinde doktora gitmeye gerek yoktur çünkü, çoğu zaman kendiliğinden geçecektir. Kendiliğinden geçmediğinde ve profesyonel bir destek gerektiğinde öncelikle nöroloji uzmanına başvurabilirsiniz.

Yüksek tansiyonu düşürmenin 10 doğal yolu

Çağımızın en tehlikeli hastalıklarından biri olan tansiyon yüksekliğine önlem alınmadığı takdirde böbrekler, kalp, beyin, göz gibi hayati organlar zarar görebilir. Eğer tansiyon hastasıysanız mutlaka doktor kontrolü altında olmanız gerekir. Yüksek tansiyon ile ilaçlarla dışında yaşam biçiminizi ve beslenme tarzınızı değiştirerek de mücadele edebilirsiniz.

Yüksek tansiyon konusunda belki de herkesin bildiği gerçekleri bir kez daha hatırlatalım; Eğer kiloluysanız mutlaka kilo verin. Magnezyum, potasyum, kalsiyum içeren gıdalar beslenme  rejiminizde mutlaka yer alsın. Alkol ve kafein tüketimine sınır getirin. Tuz tüketimine de dikkat edilmelidir. Tuz, yani sodyum, tansiyon sorunu olanların dikkatli tüketmesi gereken gıdalar arasındadır. Yapacağınız egzersizin ve bol hareketli bir yaşam tarzının tansiyonunuzun düşmesine yardım edeceğini unutmayın.

Tansiyonu Düşürmek için Kolay ve Pratik Tedaviler

Tansiyon yükseldiğinde, baş ağrısı, ense ve baş bölgesinde ağrı ya da yoğunluk hissi, uyuşukluk, karıncalanma hissi, baş dönmesi, nefes darlığı, çift veya bulanık görme, burun kanamaları ve düzensiz kalp atışları gibi şikayetler oluşur.
Sürekli bu şikayetleri yaşayan yüksek tansiyon hastalarının, mutlaka doktora başvurmaları ve ciddi bir şekilde tedavi olmaları gerekir. Ancak, kısa süreliğine yükselen tansiyon için, yapacağınız bazı pratik tedaviler ile tansiyonunuzun düşmesini sağlayabilirsiniz.

Tansiyonu Düşürmek için Evde Uygulanan Kolay Tedaviler

İlk olarak soğuk su uygulaması tansiyon için iyi gelmektedir. Ellerinizi, kollarınızı ve ayaklarınızı soğuk su ile yıkarsanız bu sizin rahatlamanızı sağlayacak ve tansiyonunuzu düşürecektir. Fakat aniden soğuk su ile yıkamakta uygun değildir. Normal musluk suyu ile yıkamak en doğrusudur. Yüksek tansiyon için limonda oldukça etkilidir. Tansiyon yükseldiğinde hemen bir limon sıkın ve bu limon suyunu sulandırarak için. Bu yüksek tansiyona iyi gelecektir.

Tuzsuz ayranda ve yoğurtta yüksek tansiyon için kullanılabilir. Fakat dikkat etmeniz gereken nokta tuzsuz olmasıdır. Nar suyu da tansiyonun düşmesini ve normal değerlere ulaşmasını sağlar. Greyfurt da tansiyonun düşürülmesine yardımcı meyvelerden birisidir. Sarımsak halk arasında en çok bilinen tansiyon düşürücüdür. Bu özelliği birçok uzman tarafından doğrulanmıştır. Kekik de özellikle geçici olarak yükselmiş olan tansiyonun düşürülmesinde yardımcı olur.

Yüksek Tansiyonu Düşüren Besinler:

1- Sarımsak:  

Sarımsak yüksek tansiyonun düşmesini sağlayan doğal bir ilaçtır. Yapılan araştırmalar düzenli sarımsak tüketiminin sistolik tansiyonu (Büyük tansiyon), %10 kadar düşürdüğünü göstermektedir. Sarımsağın içeriğindeki hidrojen sulfit, düzenli bir kan akışı sağlar. Sarımsağı yemeklerle veya çiğ olarak bol bol tüketin. Tadını sevmiyorsanız sarımsak tabletleri de kullanabilirsiniz.

2- Zencefil suyu, kimyon ve bal:

Bir tatlı kaşığı kimyonu, taze zencefil suyu ile karıştırıp, içine bir parça bal ilave edin. Bu karışımı günde iki kez tüketin. Bu karışımın da tansiyon düşürücü etkisi görülmüştür.

3- Limon ve limonlu su:

Limonlu su da birçok sağlık sorununa iyi gelen doğal bir ilaçtır. Limon vitamin ve mineral deposudur. Limonun içeriğindeki potasyum, kan basıncının düşmesini sağlar. Sadece tansiyon sorunu için değil genel sağlık durumunuz için bol limon tüketebilirsiniz.

4- Muz:

Potasyum, kan basıncının düşmesine yardımcı olan bir mineraldir. Muz, düşük sodyum oranı, sıfır kolesterol değeri ve içerdiği yüksek oranda potasyum ile tansiyonu düşüren gıdalar arasında yer alır. Yapılan çalışmalar, düzenli potasyum alımının, sistolik kan basıncını(büyük tansiyon) 3mm hg, diyastolik kan basıncını (küçük tansiyon) ise 2mm hg düşürdüğünü göstermiştir. Beslenme diyetinizde potasyum içeren gıdalara ağırlık verin. Portakal, greyfurt, limon gibi turunçgiller, karpuz, patates, mantar, bakliyat, kuru üzüm ve hurma potasyum açısından zengin gıdalardır.

5- Avakado:

Avokado iyi bir fiber ve protein kaynağıdır. Bunun dışında içerdiği faydalı yağ asitleri, vitamin ve minerallerle de sağlığımız için sayısız farklı faydası vardır. Avokado, kalp ve damar sağlığımız için en önemli meyvelerden biridir. İçeriğindeki potasyum oranı muzla karşılaştırıldığında yaklaşık yüzde 60 daha fazladır.

6- Kuru kayısı ve diğer kurutulmuş meyveler: 

Bir A vitamini deposu olan kayısı, düşük oranda sodium, yüksek oranda potasyum, magnezyum içerir. Magnezyum da  potasyum gibi kan basıncının düşmesine yardımcı olan bir mineraldir. Yapılan araştırmalar, düzenli magnezyum alımının sistolik kan basıncını 3-4mmhg,  diyastolik kan basıncını ise 2-3mmhg  düşürdüğünü ortaya koymuştur. Kuru kayısı, üzüm, erik, hurma gibi kuru meyveler, yeşil yapraklı sebzeler bazı kuruyemiş türleri magnezyum açısından zengindir. Ayrıca muz, karpuz ve avokado da Magnezyum içerir.

7- Siyah  çikolata:

Kakaoda bulunan flavonoidler, kalp ve damar sağlığımız için yararlıdır. Yapılan araştırmalarda günde 50 gr siyah çikolata (Yüksek kakao içeren çikolata) tüketenlerin tansiyonlarında 2-3 mm hg düşüş saptanmıştır. Siyah çikolatanın içeriğindeki magnezyum oranı da oldukça yüksektir.

8- Yoğurt ve kalsiyum içeren diğer gıdalar:

Süt ürünleri kalsiyum açısından zengindir. Tüm süt ürünleri içinde en bol tüketilmesi gereken ise yoğurttur. Peynir çeşitleri de bol kalsiyum içermesine rağmen bu ürünlerde tuz oranı da oldukça yüksektir. Ayrıca yeşil yapraklı sebzelerin de kalsiyum açısından zengin olduğu unutulmamalıdır. Brokoli bu sebzelere güzel bir örnektir.

Kalsiyum da potasyum ve magnezyum gibi kan basıncının düşmesine yardımcı olur. Günde 800 mg kalsiyum tüketenlerin, 400 mg kalsiyum tüketenlere göre tansiyonlarında %23 oranında düşüş saptanmıştır.

9- Karpuz ve karpuz çekirdeği:

Karpuz yüksek oranda potasyum ve magnezyum içerir. Bu her iki mineral de tansiyonu düşürmeye yardım eder. Karpuzun içeriğindeki kartenoidler ise damar sertleşmesini önler. Karpuz sağlığı açısından tüketilmesi gereken bir meyvedir.

Karpuz çekirdeğinin kılcal damarları genişletici ve tansiyon düşürücü etkisi olduğu, böbrek hastalıkları ve romatizma için de yararlı olduğu tespit edilmiştir. Karpuz çekirdeklerinden şu şekilde yararlanabilirsiniz: Öncelikle karpuz çekirdeklerini kurutun. Sonra 3-4 çorba kaşığı karpuz çekirdeğini öğütün veya havanda dövün. Buna  bir kase  su katıp 3-5 dakika kaynatıp süzün ve soğutun. 1-2 saat bekledikten sonra bu sudan saat başı üç veya dört çorba kaşığı tüketin.

10- Kereviz ve kereviz sapları:

Kereviz  de içerdiği yüksek oranda potasyum ile  tansiyonun düşmesine yardımcı sebzelerden biridir. Özellikle kereviz saplarını ve yapraklarını çiğ tüketmenin bu konuda etkili olduğu tespit edilmiştir. Kereviz saplarında bulunan 3-N-butylphthalide adlı maddenin kan basıncını düşürücü, stres hormonlarını azaltıcı ve kötü kolestrolü (LDL) düşürücü etkisi gözlenmiştir. Tansiyonu düşürmek için kereviz saplarını ve yapraklarını  bol bol  tüketin. Etkisini güçlendirmek için bir bardak su ile birlikte tüketebilirsiniz.

Dr. Ender Saraç’tan Yüksek Tansiyonu Düşüren Bitki Çayı Tarifi :

Yüksek tansiyon ciddi bir rahatsızlıktır. Sürekli tansiyonu yüksek olan yüksek tansiyon hastaları için doktor tedavisi şarttır. Ancak; ara sıra tansiyonu yükselen ve hemen ev tedavisi ile tansiyonunu düşürmek isteyenler için, Dr. Ender Saraç bitkisel bir çözüm öneriyor.

Malzemeler;

  • 6-7 yaprak melisa,
  • Yarım tatlı kaşığı rezene tohumu,
  • 2-3 adet papatya,
  • 2-3 adet saplarıyla beraber maydanoz,
  • Küçücük bir tutam biberiye

Hazırlanışı;

1 bardak sıcak suyun içine bu malzemeler atılır ve 1 dakika kaynatılır. Ocağın altı söndürülür ve 2-3 dakika demlendirilir. İçine 1 dilim limon atılarak tercihen şekersiz veya az şeker ilavesi ile içilebilir. Günde 2-3 fincan içebilirsiniz. Yukarıda verdiğimiz ölçü bir bardak için geçerli olup, her seferinde yeni karışım hazırlanmalıdır.

Lapitak ayak, el, topuk çatlak kremi kullananların yorumları

Bazı nedenlere bağlı olarak ayaklarda aşınma, çatlama ve kuruma gibi sorunlar görülmektedir. Bu sorunlara zamanında müdahale edilmediği zaman ayaklarda kişiyi rahatsız eden sağlık sorunları ortaya çıkabilmektedir. Ayak bakımı için geliştirilen Lapitak krem etkisi ile ayaklarda yaşanan bu gibi sorunlar önlenebilmektedir. Sizlerde Lapitak kremin ne işe yaradığını ve nasıl kullanıldığını öğrenerek, ayak sorunlarınıza son verebilirsiniz.

Lapitak Ayak Kremi Nedir?

Son günlerde çok popüler olan Lapitak ayak kremi nedir sorusu ile birçok platformda karşılaşıyoruz. Lapitak krem içerisinde E vitamini bulunmaktadır. E vitamini etkisi ile tırnakların güçlenmesi sağlanmaktadır. Tüm cilt tiplerine uygun olan Lapitak kremin kullanıcıları son zamanlarda bir hayli artmıştır. Kremin içeriğinde doğal maddelerin bulunması ve ayaklara büyük fayda sağlaması bu ilginin en temel sebebidir.

Lapitak krem birçok platformda satılmaktadır. 60 ml tüp halinde satılan kremin kapak rengi mor, beyaz ve kırmızı renklerden oluşmaktadır. Her zaman kullanıma uygun bir ayak bakım kremi olan Lapitak kremin fiyatı da son derece uygundur. Online satış sitelerinden dilediğiniz zaman alabileceğiniz Lapitak kremi düzenli kullanmanız tavsiye edilmektedir.

Lapitak Ayak Kremi Ne İşe Yarar?
Lapitak Ayak Kremi Ne İşe Yarar?

Lapitak Ayak Kremi Ne İşe Yarar?

Faydaları saymakla bitmeyen Lapitak ayak kremi ne işe yarar öğrendikten sonra bu kremden vazgeçemeyeceksiniz. Nemini kaybetmiş ayakların nemlenmesini sağlayan Lapitak krem, topuklarda oluşan derinin iyileşmesine de yardımcı olmaktadır. Birçok kişi tarafından kullanılan ve memnun kalınan Lapitak kremin faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Ayakların uzun bir süre nemli bir şekilde kalmasına yardımcı olur.
  • Topuk derisinin çatlamasına engel olur.
  • Çatlamış topuk derisini iyileştirir.
  • Ciltte meydana gelen zararlı ve serbest radikalleri ortadan kaldırmaya yardımcı olur.
  • Cildin canlanmasını ve güçlenmesini sağlar.
  • Şişen ayaklardaki şişliği ve yorgunluğu azaltır.
  • Ayakların dinlenmesini sağlar.
  • Sorunlu ayak bakımında etkilidir.
  • Cildi yumuşatır ve sert deri oluşumuna engel olur.
  • Vücuttaki pişiğin kısa süre içerisinde geçmesine yardımcı olur.
  • Ayaktaki kan dolaşım hızını artırır.
  • Ayaklarda ve parmak aralarında meydana gelen kaşıntı ile kokuyu giderir.

Lapitak Ayak Kremi Nasıl Kullanılır?

Maksimum fayda sağlamak için Lapitak ayak kremi nasıl kullanılır iyi öğrenilmelidir. Yanlış kullanım nedeni ile istenmeyen durumlar ortaya çıkabilmektedir. Lapitak krem, kuru ve temizlenmiş ayağa sabah – akşam olacak şekilde günde en az iki kere sürülerek masaj yapılmalıdır. Masaj esnasında ayakların kremi tamamen emmesi sağlanmalıdır. Herhangi bir yan etkisi olmayan Lapitak kremi kullandıktan sonra eller bol su ile yıkanmalıdır.

Lapitak Ayak Kremi Yüze Sürülür Mü?

Birçok fayda sağlayan ve ayaklara özel olarak üretilen Lapitak krem yüze sürülür mü sorusu merak konusudur. Ayak, el ve cildin herhangi bir bölümünün dokusu aynı değildir. Bu nedenle ayaklar için özel olarak tasarlanan Lapitak ayak kreminin yüze sürülmesi pek önerilmez. Ancak cildinde bu kremi kullanarak etkisini gören de olmuştur. Lapitak markasının eller ve cilt için özel olarak üretilen kremleri bulunmaktadır. Uygun olan kremin tercih edilmesi önerilmektedir. Bu konuda doktorunuza da danışarak daha doğru bilgiler alabilirsiniz.

Lapitak Ayak Kremi Kullananların Yorumları Neler?

Lapitak krem kullananların sayısı artmaya başlamıştır. Bu doğrultuda, çeşitli platformlarda Lapitak ayak kremi kullananların yorumları yayınlanmaktadır. Özellikle sosyal medya platformlarında fenomen olmuş kişiler tarafından reklamı yapılan Lapitak krem, kullanıcılarını memnun etmektedir. Lapitak kremin herhangi bir yan etkisi olmadığı için yorumlarda yan etki sorunu ile karşılaşılmadığından bahsedilmektedir. Ayrıca düzenli olarak Lapitak kremi kullanan kişiler, ayaklarının bebeksi bir görünüme kavuştuklarını belirtmişlerdir.

Lapitak Topuk Çatlak Kremi Nedir?
Lapitak Topuk Çatlak Kremi Nedir?

Lapitak Topuk Çatlak Kremi Nedir?

Lapitak ayak bakım kreminden farklı bir içeriğe sahip olan Lapitak topuk çatlak bakım kremi, topuklarda oluşan çatlakların önlenmesine yardımcı olmaktadır. Bu kremin nemlendirici etkisi çok uzun süre devam etmektedir. Bu sayede kurumuş olan topukların bakımı yapılarak ayaklara ipeksi bir görünüm kazandırmaktadır. Lapitak topuk çatlak bakım kreminin içeriğinde gliserin, E vitamini ve Allantoin bulunmaktadır. Ayak bakım kreminden farklı olarak turuncu ve kırmızı renklerden oluşan 60 ml tüplerde satılmaktadır.

Lapitak Topuk Çatlak Kremi Ne İşe Yarar?

İsminden de anlaşılacağı üzere; Lapitak topuk çatlak kreminin temel faydası topuklarda oluşan çatlaklaradır. Kuruyan ve zamanla çatlayan topuklarda ciddi ağrılar hissedilmektedir. Ağrıların şiddeti arttıkça kişi adım atamayacak hale gelmektedir. Bu durumda devreye giren Lapitak topuk çatlak bakım kremi, çatlakların iyileşmesini sağlamaktadır. Ayrıca topuklarda yeni bir çatlak oluşumuna da engel olmaktadır.

Lapitak Topuk Çatlak Kremi Nasıl Kullanılır?

Dermatolojik olarak test edilmiş olan Lapitak krem, kuru ve temiz cilde uygulanmalıdır. Kremi uygulamadan önce topuklarınızı iyice yıkadıktan sonra kurulamalısınız. Daha sonra az miktarda Lapitak kremi topuklarınızda çatlakların bulunduğu kısma sürerek bu bölgeye masaj yapmalısınız. Lapitak kremin istenilen sıklıkla kullanılabileceği söylenmektedir.

Lapitak Topuk Çatlak Kremi Kullananların Yorumları Neler?

Yumuşak ayakların dostu olarak bahsedilen Lapitak topuk çatlak bakım kremini kullanan kişiler, kremin etkilerini saymakla bitirememektedir. Daha önce birçok ayak kremi kullandıklarını belirten kullanıcılar, en kısa sürede en iyi şekilde etki eden kremin Lapitak krem olduğunu söylemektedirler.

Lapitak El Kremi Nedir?
Lapitak El Kremi Nedir?

Lapitak El Kremi Nedir?

Lapitak krem serisinin en özel ürünlerinden biri olan Lapitak el kremi, yumuşacık ellere sahip olmanıza yardımcı olmaktadır. Ellerin doğal nemini korumasına yardımcı olan Lapitak el kremi, özellikle çatlayan ve kuruyan eller için özel olarak üretilmiştir.

Lapitak El Kremi Ne İşe Yarar?

Lapitak el kremi, eller için özel olarak hazırlanan bir kremdir. Günlük el bakım kremi de denilen Lapitak krem, ellerdeki kuruma ve çatlamalara iyi gelmektedir. Lapitak krem, manikür uygulaması sonrasında kullanılması önerilen özel bir kremdir. Ayrıca bu kremi oje sürmeden önce de kullanabilirsiniz. Dalgalanma yapmayan Lapitak el kremi, ojenin çok kısa süre içerisinde kurumasına yardımcı olmaktadır.

Lapitak El Kremi Nasıl Kullanılır?

Ellerinizde kuruluk hissettiğiniz zaman Lapitak el kremini kullanabilirsiniz. Herhangi bir zararı olmadığı için kullanma konusunda da bir sınırlamadan bahsedilmemiştir. İpeksi ve yumuşacık bir görüntü için Lapitak kremi ellerinize masaj yaparak uygulayabilirsiniz.

Lapitak El Kremi Yüze Sürülür Mü?

Lapitak el kreminin yüze sürülmesi önerilmemektedir. Yüz yapısı ile ellerin yapısı birbirinden farklıdır. Bu nedenle, ellere iyi gelen bir krem yüzünüze iyi gelmeyebilir. Bu riski göze almamak için Lapitak kremin yüz bakım kremlerinden birini tercih etmeniz tavsiye edilmektedir.

Lapitak El Kremi Egzama İçin Kullanılır Mı?

Ellerde oluşan egzama için Lapitak el kremi kullanılabilir. Doğal bir içeriğe sahip olan Lapitak krem, ellerinizde oluşan egzamaya yumuşatarak bu soruna iyi gelmektedir. Yine de doktorunuza danışarak Lapitak kremini egzama için kullanmanız önerilmektedir.

Lapitak El Kremi Kullananların Yorumları Neler?

Lapitak el kremi kullanan kişiler, kremin ellerini yumuşacık yaptığından bahsetmektedir. Özellikle soğuk havalarda ellerde görülen çatlama sorununa birebir iyi geldiği belirtilmektedir. Sizlerde yapılan tüm yorumları inceleyerek, Lapitak kremin faydalarından haberdar olabilirsiniz.

Lapitak Tırnak Bakım Kremi Nedir?
Lapitak Tırnak Bakım Kremi Nedir?

Lapitak Tırnak Bakım Kremi Nedir?

Lapitak markasının birçok bakım kremi bulunmaktadır. Eller, ayaklar ve çatlaklar için üretilen kremlerin yanına Lapitak tırnak bakım kremi de eklenmiştir. Zamanla sertleşen ve kuruyan tırnakların yarattığı kötü görüntüyü yol eden bu kremin tırnaklara olan faydası oldukça fazladır.

Lapitak Tırnak Bakım Kremi Ne İşe Yarar?

Tırnak etleri zamanla kuruyarak sertleşmektedir. Bu durumda tırnak etinin koparılması ciddi ağrıya neden olmaktadır. Tırnak etlerinin kopmasını engellemeye yarayan Lapitak tırnak bakım kremi, tırnak etlerini nemlendirir ve yumuşatır. İçeriğinde bulunan E vitamini sayesinde hem tırnakları hem de tırnak etlerini besler. Tırnakların güçlenmesini sağlayarak kırılmasını ve kopmasını önler. Ayrıca tırnakların her zaman bakımlı görünmesine yardımcı olur.

Lapitak Tırnak Bakım Kremi Nasıl Kullanılır?

Lapitak tırnak bakım kreminden etkili bir sonuç elde etmek için kremin düzenli olarak her gün kullanılması önerilmektedir. Tırnak etlerinin kolay bir şekilde geriye itilmesine yardımcı olan Lapitak tırnak bakım kremi, tırnaklara doğal bir parlaklık verir. Ayrıca tırnaklarda herhangi bir dalgalanma yapmaz. Lapitak kremi kuru ve temizlenmiş tırnaklarınıza hafif masaj yapacak şekilde uygulayabilirsiniz.

Lapitak Tırnak Bakım Kremi Kullananların Yorumları Neler?

Lapitak tırnak bakım kremi kullananların yorumları olumludur. Tırnaklarındaki bakımsız görünümün kaybolduğunu belirten kullanıcılar, daha sağlam ve parlak tırnaklara kavuştuklarını söylemektedir. Sizlerde Lapitak kremi tırnaklarınızda kullanarak etkili sonucu en kısa sürede görebilirsiniz.

Lapitak Ayak Kremi Hamilelikte Kullanımı Nasıldır?

Hamilelik döneminde kilo artışı olduğu için ayaklara olan baskı artar. Bu nedenle ayaklarda ödem ve şişme görülebilir. Bu durumda topuklarda çatlama da oluşabilmektedir. Lapitak ayak kreminin içeriğinde zararlı herhangi bir madde yoktur. Hamilelik döneminde kullanılabilir. Ancak her ihtimale karşı Kadın Doğum doktorunuza danıştıktan sonra doktorunuzun önerdiği şekilde kullanmanız tavsiye edilmektedir. Lapitak ayak kremi hamilelikte normal bireylerin kullandığı gibi kullanılabilir.

Lapitak Tüy Dökücü Krem Nasıl Kullanılır?
Lapitak Tüy Dökücü Krem Nasıl Kullanılır?

Lapitak Tüy Dökücü Krem Nasıl Kullanılır?

Lapitak markasının etkili bir tüy dökücü kremi bulunmaktadır. Birçok kişinin korkulu rüyalarından olan tüyler için üretilen Lapitak tüy dökücü kremin kullanımı son derece kolaydır. Lapitak tüy dökücü kremi, kurtulmak istediğiniz bölgedeki tüylerin üzerine ince bir şekilde sürerek 5 dakika beklemeniz gerekmektedir. Daha sonra krem kutusundan çıkan spatula yardımı ile yumuşamış olan tüyleri kazıyarak temizleyebilirsiniz.

İZSATU 15. İzmir Travel Türkey 2021’de

15. Travel TURKEY İzmir 2-4 Aralık 2021 de düzenlenmektedir. İZFAŞ ve TÜRSAB işbirliğiyle T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayelerinde gerçekleştirilecek olan fuarda katılımcılar; Bakanlıklar, Konsolosluklar, Valilikler, Belediyeler, Kalkınma Ajansları, İl Kültür ve Turizm Müdürlükleri, Seyahat Acenteleri ve Tur Operatörleri, Turizm Büroları, Oteller ve Konaklama Tesisleri, Havayolu Şirketleri, Turizm Taşımacılığı Şirketleri, İş ve Kongre Turizmi Şirketleri, Sağlık Turizmi Şirketleri, Kültür Turizmi Şirketleri, Spor Turizmi Şirketleri, Eğitim Turizmi Şirketleri, Aktif Turizm ve Macera Turizmi vb gibi etkinlik katılımcı ve sponsorlarıyla gerçekleşecektir. Fuarda Fuarizmir’de yerinde ziyaretle ve online platformda hibrit fuar olarak gerçekleşecek olup, uluslararası katılımcı ve ziyaretçileri yeniden buluşturacaktır.

15. Travel Turkey İzmir e 2015 te Türkiye Sağlık Turizmi Derneği adına Ankara dan katılımcı olduk., Sağlık Turizmi Paneline katılımımızla Sağlık Turizmi Daire Başkanı Mehmet Ali Aydın ve TSTD Yönetim Kurulundan Gerontolog Dr Kemal Aydın la Sağlık Turizmi paneline katıldık. İlgi etkinlik linkte

https://xn--betlserpilaykam-1vb.blogspot.com/2016/12/10travelturkeyden-saglik-turizmi-izmir.html?m=1

  1. Travel TURKEY İzmir de Sağlık Turizmi İşletmeleri ve Ajentaları paneline katılımcı olmak için Başvuru linki

https://www.travelturkeyexpo.com/katilimcilar-on-basvuru-formu

  1. Travel TURKEY İzmir de Sağlık Turizmi İşletmeleri ve Seyahat Ajentaları konularının ele alındığı 2021 de; İZSATU İzmir Sağlık Turizmi Derneğinin de katılacağı panel programı 3 aralık 13.30-14.45 arasında olacaktır.

1- Türkiye ve dünyadaki Sağlık Turizmi politikaları Bülent CİNEL

2-Sağlık Turizmi türleri ve seyahat acentelerinin rolü Doç Dr Funda ODUNCUOĞLU

3- Termal Turizmin dünü bugünü Dr Alpaslan COŞKUN

4- Seyahat acentelerinde pazarlama faliyetleri Doç Dr Ahu YAZICI AYYILDIZ

Göz rengini değiştirme yöntemleri

Göz Rengini Değiştirme Yöntemleri Neler?

Toplum tarafından belirlenen bazı sosyal algılar içerisinde en belirgini ‘renkli göz’ün yarattığı çekiciliktir. Renkli göz denilince akla sadece mavi ve yeşil rengin gelmesi oldukça tuhaf olsa da, özellikle kahverengi göze sahip olan kişiler değiştirmek istemektedir. Geçmiş yıllarda bu pek mümkün olmasa da artık hem kalıcı hem de geçici olarak gözün rengini değiştirmek mümkün. Göz rengi değiştirme yöntemlerini iris implantları ve renkli lensler olarak iki şekilde sıralayabiliriz:

1. İris İmplantları 

Bu yöntem amaç itibariyle göz irisinde travma veya doğuştan gelen anormalliklerde kullanılır. Kısacası sağlık yönünden sıkıntı teşkil eden ya da kişide psikolojik anlamda sorun yaratan göz görünüşünde kullanılsa da son zamanlarda kozmetik amacıyla da kullanılmaktadır. Kalıcı yöntem olsa da, gözün hassas bir yapı olduğu düşünülerek risk faktörleri, özellikle iltihap kapma gibi nedenler yüzünden çok yüksektir.

Renkli Lens
Göz Rengi Değiştirme – Renkli Lens

2. Renkli Lens

Renkli lens gözlük kullanmak istemeyen kişilerin daha konforlu yöntemi olarak düşünülür. Kişiler hem numaralı hem de numarasız renkli lenslerle, gözlerine ışıltı ve renk katmaya devam ediyor. Renkli lenslerin, şeffaf lenslerden hiçbir farkı olmamakla birlikte, aynı şekilde dikkatli kullanılması da gerekiyor.

Renklerin Dünyasında Yolculuğa Çıkın!

Renklerin kişi üzerinde bıraktığı olumlu ve olumsuz etkileri hepimiz biliriz. Göz rengini değiştirme ise öyle alelade yapılabilecek bir şey değildir. Düşünmek, ölçmek ve karar vermek gerekir. Peki, renkli lens seçerken hangi rengin bize uyduğuna nasıl karar vereceğiz? Bunun için belli başlı kurallar olsa da en çok dikkat etmek gereken göz renginize daha yakın olan ve ten renginize de uyumlu lensler tercih etmektir. Renkli lens, eğer görme probleminiz varsa ve numaralı kullanmanız gerekiyorsa reçeteyle almanız gerekirken, numarasız gözlere sahipseniz sadece renk seçerek alma işlemini gerçekleştirebilirsiniz. Her pakette üç çift lens bulunmaktadır. Genel olarak süresi üç ay olarak önerilmektedir. Lenslerde ana renk olarak tanımlanan mavi, yeşil ve siyah renklerin tonlarını test ederek alabilirsiniz.

Geniş Renk Skalası İle Eğlenceyi Yakalayın!

Günlük yaşamda lens renkleri, daha doğal tonlarda tercih edilirken, özel günler ya da kutlamalarda eğlence arayan kişiler daha farklı renklere yönelebilir. Bunun en güzel örneklerini ise Cadılar Bayramı kutlamalarında görürüz. Daha korkutucu ve etkileyici olmak isteyenlere özel üretilen koyu kırmızı, mor ya da daha vurucu renklerle eğlenceyi yakalamak mümkün. Özellikle son zamanlarda gri ve sarı renk lensler oldukça fazla dikkat çekmektedir. Neon renk skalasını da piyasaya süren lens markaları, eğlenceyi çeşitlilikle katlamaya çalışmaktadır.

Hareli Gözlerle Etkileyici Bakışlar Sunun!

Renkli lensler tür olarak ikiye ayrılmaktadır. Hareli ve haresiz olarak piyasaya sürülmektedir. Hareli lensler daha doğal durup, simanıza daha fazla uyum sağlar. İstenilen göz rengi sizin baktığınız renkle aynı olmayabilir. Fotoğrafta ya da kutu üzerinde duran renk, sizin gözünüzde daha açık ya da daha koyu durabilir. Bunun nedeni göz renginizin lens katmanını yansıtmasından kaynaklıdır. Bu sebeple göz renginizle uyum sağlayacak renkleri öğrenerek seçim yapmak daha doğru olacaktır. Haresiz renkli lenslerde bu sıkıntı daha çok yaşanırken hareli lenslerde göz rengi daha net ve doğal durduğu için memnuniyetsizlik daha az olur. Haresiz lensler rengi daha açık kulvarda yansıttığı için, kişide eğreti durabilmektedir. Fakat tabiki bu da seçilen renk ve markayla da alakalıdır.

Son zamanlarda çıkan lens markaları lensin daha doğal durmasını sağlayan teknolojiler ve pigmentler kullanarak lensi şekillendirmektedir. Seçeceğiniz lens markasının yorumlarını okumayı ve mutlaka uzman kişilerden fikir almayı unutmayınız.

Göz Rengini Değiştirme – Renkli Lens

Kontakt lens kullanımı nasıldır? Kontakt lens kullanmak güvenli mi?

Kuru ve çatlak ellere evde ne iyi gelir? Ne yapmalı?

Günlük yaşam içerisinde ellerin düzenli olarak yıkanması ellerde aşırı kuruluk hissine neden olsa da bu çok normal bir durum olarak kabul edilmektedir. Ancak gün boyu çıplak olan eller, dış ortamdaki sıcak ve soğuk havadan etkilenmekte, sıcak su ve nem gibi bazı faktörler ise ellerin yıpranmasına yol açarak kuru ve çatlak ellere neden olmaktadır. Ellerde en sık karşılaşılan problemler arasında ellerin çatlaması, çok hızlı kırışması ve sertleşmesi yer almaktadır. Vücudun estetik görünümünün en önemli parçalarından biri olan ellerin korunmasına çok dikkat edilse de kimyasal ürünlerle çok sık temas eden ellerde problemler yaşanması kaçınılmaz hale gelmektedir. Kimyasal ürünlerin kullanımından evvel evde hazırlanacak doğal nemlendiriciler ise el sağlığının korunmasında oldukça etkilidir.

Kuru ve Çatlak Ellere Evde Doğal Çözüm
Kuru ve Çatlak Ellere Evde Doğal Çözüm

Kuru ve Çatlak Eller İçin Ne Yapmalı

Kuruyan ve çatlayan elleri nemlendirerek iyileşme sürecini hızlandıran ve elleri normal sağlıklı görünümüne kavuşturan 5 doğal yöntem yazımızın devamında.

Kuru ve Çatlak Eller İçin Ayçiçek Yağı ve Yulaf Karışımı

Ayçiçek yağının cilde etkileri üzerine yapılan bilimsel araştırmalar neticesinde ayçiçek yağının kuruyan ve yıpranan cildi nemlendirerek daha genç gösterdiği tespit edilmiştir. Tek başına dahi cildin kurumasını engelleyen ayçiçek yağı, nemlendiricilerin içeriğinde bileşen olarak da kullanılmaktadır. Yulafta tıpkı ayçiçek yağı cildi korumaktadır. Evde yulaf ve ayçiçeğinden hazırlanacak kombinasyon ise ciltte mucizevi etkiler yaratabilir.

Bu kombinasyonu hazırlamak için hafif pişirilen ya da çiğ yulafın üstüne birkaç damla ayçiçek yağı döküldükten ve karıştırıldıktan sonra cilde sürülmesidir. Bu kombinasyonun ciltteki mucizevi etkilerine tanıklık edebilmek için mutlaka ayçiçek yağı kullanılmalı, ayçiçek yağının yerine başka bir yağ kullanılmamalıdır. Mesela sağlık için sayısız faydaları olan zeytinyağının kuru ve çatlak ellere hiç iyi gelmediği, tam aksine daha da zarar verdiği bilimsel olarak ispatlanmıştır.

Kuru ve Çatlak Eller İçin Saf Bal (Manuka) Yöntemi

Manuka denilen saf balın antibakteriyel ve antioksidan maddeler bakımından çok zengin olduğu bilimsel araştırmalar sonucunda tespit edilmiştir. Geleneksel yöntemlerle tüketilebilen bu bal, kuru ve tahriş olan cildi yenileyerek cilde canlılık kattığı için cilde direkt olarak da uygulanabilmektedir.

Manuka balı cilde sürüldükten sonra öncelikle ciltteki kuru alanı temizleyerek dezenfekte etmektedir. Bu işlemin ardından hasar gören dokuların onarılması ve dokunun yeniden oluşturulması için bağışıklık sistemine uyarı sinyalleri göndermektedir. Manuka balı özellikle yanık tedavisinde çok sık kullanılmaktadır.

Gece Vazelin Sürülerek Eldiven Giyilmeli

Ciltteki hasarlı dokuların tedavi sürecinde ve cildin nemlenmesinde vazelin türevi petrol jeli ürünlerin oldukça etkili olduğu bilinmektedir. Bu uygulama için kuruyan ve çatlayan ellere bolca vazelin sürüldükten sonra bir çift pamuklu eldivenin giyilerek yatılmasıdır. Hiçbir iyileştirici etkisi olmayan pamuklu eldiven vazelinin elde kalmasını sağlamakta, yorgan, çarşaf, yastık gibi eşyalara bulaşmasını engellemekte ve ellerin daha yumuşak olmasına yardımcı olmaktadır.

Kuru ve Çatlak Eller İçin Avokado Maskesi Yöntemi

Ciltte nemlendirici etkiye sahip olan avokadonun içeriğinde çok sayıda vitamin bulunmaktadır. Bu uygulama için gereksinim duyulan malzemeler ise yarım olgunlaşmış avokado, 1 çay kaşığı jojoba yağı, 1 çay kaşığı Hindistan cevizi yağı ve yarım çay kaşığı limon suyudur. Bu malzemelerin hepsinin karıştırıldıktan sonra kuruyan ve çatlayan ellere sürülmesi cildin daha sağlıklı ve canlı görünmesine yardımcı olmaktadır. Bu yöntemin daha etkili olmasını isteyenler ise hazırlanan karışıma yulafta ilave edebilirler.

Avokado maskesi denilen bu karışım hazırlandıktan sonra ellere sürülerek 10-15 dakika aralığında beklenmelidir. Cildin karılımı daha fazla emmesi için ellerin üstü folyoyla kapatılabilir. Bekleme süresi dolduktan sonra eller ılık suyla yıkanarak temizlenir ve ardından ellere güçlü bir nemlendirici sürülür.

Kuru ve Çatlak Eller İçin B3 Vitamini İçeren Besinler Tüketin

İçeriğinde B3 vitaminini bol miktarda barındıran besinlere beslenme tarzında ağırlık verilmesi ciltteki nemi artırmaktadır. Ayrıca niasinamid içerikli cilt bakım ürünlerinin kullanılması da cildin nemlenmesinde oldukça etkilidir. Bu tür cilt bakım ürünleri ve B3 vitamini cildi tamamen pürüzsüz hale getirdiği gibi cilt renginin aynı tonda olmasını sağlamaktadır.

B3 vitamininin ciltteki bariyeri güçlendirdiği ve cildin daha uzun süre nemli kalmasına yardımcı olduğu dermatologlar tarafından da ifade edilmektedir. Yine tropikal kremlerin aşırı kuruyan ve çatlayan eller için çok faydalı olduğu uzmanlar tarafından sık sık dile getirilmektedir. Ancak bu tropikal kremler etkisini birkaç hafta içerisinde göstereceği için düzenli olarak kullanılması ihmal edilmemelidir.

Antibiyotik kullanımı öldürür mü? Uzmanlar uyardı!

Yoğun Bakımda Antibiyotik Kullanım Oranı Yüzde 90

Ülkemizde, Covid-19 virüsü sürecini ağır geçirdiği için hastanede yatarak tedavi görmek zorunda kalan hastalarda antibiyotik kullanım oranı yüzde 60 seviyelerine yaklaşırken, bu oranın yoğun bakım ünitelerinde yüzde 90 seviyelerine yaklaştığı biliniyor. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği tarafından gerçekleştirilen bir araştırmadan elde edilen sonuçlar ise Covid-19 virüsü enfekte olan vakaların antibiyotik gereksiniminin sadece yüzde 5 seviyelerinde olduğunu gösteriyor.

Covid-19 virüsü enfekte olan vakalarda antibiyotik kullanımı ile ilgili gerçekleştirilen araştırmalar hakkında önemli bilgiler paylaşan Klinik Antibiyotik Direnci Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Nazlım Aktuğ Demir, “Merkezde gerçekleştirilen nokta prevelans araştırmalar sayesinde Covid-19 virüsü enfekte olan vakalarda antibiyotik kullanım oranının yüzde 59,5 seviyelerine yaklaştığını, yoğun bakım ünitelerinde ise antibiyotik kullanım oranının yüzde 87 seviyelerinde olduğunu görmekteyiz. Uluslararası gerçekleştirilen araştırmalarda ise Covid-19 virüsü enfekte olan vakalarda bakteriyel enfeksiyon gelişmesinden kaynaklı antibiyotik kullanım endikasyonunun yüzde 3 ila 5 aralığında olduğu belirtilmektedir.” ifadelerine yer verdi.

Merkezde gerçekleştirilen nokta prevelans araştırmasında toplam bin 537 hasta incelendi. Bu hastaların yüzde 74’üne hastanede tedavi görmeye başladığı andan itibaren antibiyotik tedavisi uygulandığı görüldü.

Antibiyotik Direnci Nedeniyle Ölümler 2030 Yılında Kanserden Ölümleri Geçecek

Hastalıklarla mücadelede doğru zamanda kullanıldığı zaman hayati önem taşıyan antibiyotikler, yanlış zamanda ve gereksiz kullanılırsa da vücutta antibiyotik direnci arttığı için en basit hastalıkların tedavi sürecinde dahi etkili olamıyor.

Ülkemizdeki ve dünyadaki bütün antibiyotiklere karşı vücudunun direnç gösterdiği hastalarla karşılaştıklarını kaydeden Prof. Dr. Nazlım Aktuğ Demir, “Bu tür hastalara hiçbir tedavi uygulanamadığı için bu hastalar maalesef hayatını kaybediyor. Bu nedenle antibiyotik direnci hayati risk teşkil edecek kadar tehlikelidir. 2030 yılına gelindiği zaman antibiyotik direnci nedeniyle kaybedilen hasta sayısının, kanser hastalıkları da dahil birçok hastalıktan kaybedilen hasta sayısını geçeceği yönünde öngörüler bulunmaktadır.” şeklinde konuştu.

Bakterilerden kaynaklı enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde antibiyotik kullanılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Demir, nezle, grip, Covid-19 gibi enfeksiyon hastalıklarına virüsler neden olduğu için bu hastalıkların tedavi sürecinde antibiyotik kullanımına gerek olmadığına vurgu yaptı.

Antibiyotik direncinden dolayı dünya genelinde her sene yaklaşık 700 bin kişi yaşamını yitirmektedir.

Doku nakli yöntemi dünya tıp literatürüne girdi

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Bozkurt tarafından geliştirilen doku nakli yöntemi dünya tıp literatürüne girmeyi başardı.

İki Yılda 7 Hastaya Nakil Yapıldı

Sonda kullanımı, prostat operasyonu, travma veya düşmeye bağlı oluşan ve idrar yapıldığı esnada hissedilen yanma, ağrı ve zorluğa neden olan üretra yani idrar yollarının tedavisinde Doç. Dr. Ozan Bozkurt tarafından geliştirilen yöntem sayesinde ağız içerisinden alınan parçanın mesane boynuna nakledilmesiyle kanal açılarak hasta yeniden sağlığına kavuşturuluyor. Doç. Dr. Bozkurt’un geliştirdiği yöntemle 2 yıl içerisinde 7 hasta başarıyla ameliyat edilerek sağlıklarına kavuşturuldu.

İdrar yollarıyla ilgili geliştirdiği ve tıp literatürüne giren tedavi yöntemini ‘Üretra Darlığında Doku Nakil Yöntemi’ olarak adlandıran Doç. Dr. Bozkurt tarafından gerçekleştirilen araştırmanın, uluslararası saygınlığı da olan ‘Urologia Internationalis’ adlı dergide yayımlanmasıyla dünya bu yöntem hakkında bilgi sahibi oldu.

İdrar Yolları Darlığı Prostatla Karıştırılıyor

Hastaya prostat operasyonu yapılmasının ardından mesane boynu da denilen idrar kesesi boynu darlıklarıyla ilgili önemli çalışmalar yaptıklarını ifade eden Ozan Bozkurt, “Darlık olan bölgedeki uzunluk kadar ağız içerisinden doku alınmaktadır. Yanak kısmından alınan bu doku daha sonra hastalıklı bölgeye nakledilerek dar olan segment genişletilmektedir. Doku nakli daha evvel de hastaya uygulanan yöntemler arasında yer alsa da sadece ön kısma nakil yapılabiliyordu. Biz ise idrar kanalının arka kısmına nakil işlemini gerçekleştirdik. Nakil uyguladığımız hastalardan olumlu geri dönüş olunca bu uygulamayı sürdürdük.

İdrar yollarındaki daralma bazen prostatla karıştırılabilse de gerçekleştirdiğimiz doku nakli sayesinde problem kesin çözüme kavuşturulmaktadır.

Hastanın Yaşam Kalitesi Düşüyor

İdrar yolları darlığı görülen hastaların üçte birinde problemin nedensiz geliştiğine değinen Doç. De. Bozkurt, “İdrar yollarında darlık yaşayan hastaların yaşam kalitesi düşmektedir. Tuvalete çıkma isteğinin sıklaşmasına rağmen idrarın yapılamaması ve idrar yollarında enfeksiyon gibi problemlere çok sık rastlanmaktadır. Biz, daralma görülen bölgeye ağız içerisinden aldığımız dokuyu naklederek problemi nihai çözüme kavuşturuyoruz. Hasta, nakil işleminin ardından 3-4 gün hastanede yatarak tedavi gördükten sonra taburcu edilerek evine gönderilmektedir.

İdrar yollarındaki daralmayla ilgili ekibiyle birlikte gerçekleştirdiği nakil işleminin uluslararası platformda değer görmesinden Türk hekim olarak büyük mutluluk duyduğunu kaydeden Doç. Dr. Bozkurt, “Dünyada uygulanan yöntemlerin hepsi ülkemizde de uygulanmaktadır. Ülkemizde bu türden gelişmelerin olması sağlık turizminin gelişmesi için önemlidir. Bu tür başarılı çalışmalarım sonuçlarını önümüzdeki süreçte daha net göreceğiz.” ifadelerine yer verdi.

Özel hastane hemşire istifa dilekçesi örneği

Ülkemizde hem özel hastane sayısının fazla olması hem de özel hastanelerde hemşire olarak çalışma koşullarının kamu hastanelerindeki koşullara göre ağır olması, birçok hemşire arkadaşımızın istifa etmeyi düşünmesine sebep olmaktadır. Bu yüzden özel hastanede çalışan hemşirelerin internet ortamında en çok aradığı konuların başında istifa dilekçesi örneği gelmektedir. Peki usule uygun en iyi özel hastane istifa dilekçesi nasıl hazırlanır?

Özel Hastane Hemşire İstifa Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?
Özel Hastane Hemşire İstifa Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?

Özel Hastane Hemşire İstifa Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?

İstifa ya da herhangi bir konuda dilekçe hazırlarken öncelikle yazılması gerekenlerden biri muhatabımızın kim olduğu ve tarih kısmıdır. Daha sonra sebep belirterek dilekçe yazılır ve altına isim, soy isim, imza, iletişim numaraları ve adres yazılır. İşte sizin için hazırlamış olduğumuz özel hastane hemşire istifa dilekçesi örneği.

Özel Hastane Hemşire İstifa Dilekçesi Örneği

                 ÖZEL ………… HASTANESİ İNSAN KAYNAKLARI MÜDÜRLÜĞÜ’NE

Hastanenizde …. /… / 2021 tarihinden beri hemşire olarak çalışmaktayım. Ankara Şehir Hastanesine 663 sayılı kanunun 45/A maddesine göre hemşire olarak atandığım için hastanenizdeki görevimden istifa etmek istiyorum. (Sebep olarak başka şeyler de yazabilirsiniz. Örnek olarak Kamu Personeli Seçme Sınavına (KPSS) hazırlanmak istiyorum, yoğun iş temposundan dolayı derslerime çalışamamaktayım. Bu yüzden hastanenizdeki görevimden istifa etmek istiyorum.) Bu hususta gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. …/…/2021

Adı Soyadı
İmza

GSM:
ADRES: 

Özel Hastane Hemşire İstifa Dilekçesi Yazarken Nelere Dikkat Edilmeli?
İstifa Dilekçesi Yazarken Nelere Dikkat Edilmeli?

Özel Hastane Hemşire İstifa Dilekçesi Yazarken Nelere Dikkat Edilmeli?

Dilekçe hazırlarken unutulmaması gereken hususları ve diğer kuralları aşağıda bulabilirsiniz.

  • Dilekçeler resmi dille yazılır.
  • Üst makama yazılan dilekçelerde arz ederim öbeği, alt makama yazılan dilekçelerde rica ederim öbeği kullanılır. Özel hastane hemşire istifa dilekçesinde de arz ederim öbeğini kullanmalıyız.
  • Dilekçeler düz beyaz çizgisiz kâğıda yazılır.
  • Dilekçe yazarken mavi renkli kalem kullanılmalıdır; kurşun kalem kullanılmamalıdır.
  • Dilekçeler belli bir plana göre yazılır. Bu plandan yukarıda bahsettik.

İşte özel hastane hemşire istifa dilekçesi yazmak bu kadar basit.

Dilekçe Nasıl Yazılır?

HES kodu alma SMS ile nasıl yapılır? Sorgulama, alma

Yaklaşık 2 yıldır süren korona virüs salgını, hayatı olumsuz olarak etkilemiştir. Yasakların kalkması ile beraber tedbirsiz davranışların önüne geçmek için HES kodu uygulaması getirilmiştir. Hayat Eve Sığar uygulamasında kişinin korona virüsü taşıyıp taşımadığı bilgisi yer almaktadır. Korona olmayan kişiler ‘’Risksiz‘’ olarak görülmektedir. Korona olan hastalar ise ‘’Riskli‘’ olarak kırmızı şekilde görülmektedir. HES kodu ile kişilerin riskli veya risksiz oldukları kontrol edilmektedir.

HES Kodu Almak İstiyorum, Ne Yapmalıyım?

HES Kodu Almak İstiyorum, Ne Yapmalıyım?

HES kodu uygulamasının yaygınlaşmasından sonra HES kodu almak istiyorum, ne yapmalıyım diyen birçok kişi olduğu görülmektedir. Salgın nedeni ile mobil HES kodu uygulaması sayesinde korona virüsün kontrolü ve takibi sağlanmaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından geliştirilen HES kodu uygulaması ile tedbirler bir nebze gözlem altında tutulmaktadır. HES kodu hayatın birçok alanında kullanılmaktadır. Alınan kararlara göre HES kodu olmayan kişiler;

  • Şehirlerarası seyahat edemeyecekler.
  • Bireysel iletişim gerektiren kamusal alanlara giremeyecekler.
  • İşyerlerine alınmayacaklar.
  • Alışveriş merkezlerine alınmayacaklar.

Görüldüğü gibi, HES kodu kısa süre içerisinde hayatın tam ortasında yer almaya başlamıştır. Kontrollü sosyal hayat kapsamında geliştirilen HES kodu, korona virüs riski taşıyıp taşımadığınızı belgelemenizi sağlamaktadır. Peki, HES kodu alabilmek için ne yapılması gerekir? HES kodu alabilmek için e – devlet uygulamasını ya da Hayat Eve Sığar uygulamasını kullanmanız gerekmektedir. Bu uygulamalar sayesinde HES kodunuzu kısa süre içerisinde alabilirsiniz.

HES Kodu Hangi Uygulamadan Alınır?

HES kodunu duymayan ya da yeni duyan kişiler, HES kodu hangi uygulamadan alınır bilmemektedir. HES kodu alabilmek için çeşitli yöntemler sunulmuştur. Öncelikle Hayat Eve Sığar uygulamasından HES kodunu alabilirsiniz. Bunun için Hayat Eve Sığar uygulamasını telefonunuza indirmeniz gerekmektedir. Bu uygulama dışında, e – devlet üzerinden de HES kodu alınabilmektedir.

E – devlet uygulamasını telefonunuza indirebileceğiniz gibi uygulamayı indirmeden de HES kodunuzu alabilirsiniz. Uygulamalar ve internet ile uğraşmak istemiyorsanız, cep telefonunuzun mesaj bölümünü kullanarak HES kodunu alabilirsiniz. Bu üç yöntem de son derece kolaydır. Yurtiçi GSM operatörü numarası olmayan kişiler ise pasaport numaralarını kullanarak HES kodunu alabilirler.

HES Kodu Nasıl Alınır?

HES kodu nasıl alınır sorusunun yanıtı, kullanılacak yönteme göre değişiklik göstermektedir. Hayat Eve Sığar Uygulaması üzerinden HES kodu alabilmek için bu uygulamayı Google Play’den cep telefonunuza indirmelisiniz. Uygulamayı indirdikten sonra ‘’ HES kodu işlemleri ‘’ bölümüne girmelisiniz. Burada yer alan ‘’ HES kodu oluştur. ‘’ butonuna tıklanır ve kod kullanımının süresi seçilir. Bu süre seçimi tamamen size bırakılmıştır. En uzun süreyi seçerek, HES kodunu uzun zaman diliminde kullanabilirsiniz. Bu uygulamayı kullanarak istediğiniz kadar HES kodu alabilirsiniz. Ayrıca, bu HES kodlarını hangi kurumlarla paylaştığınızı görüntüleyebilirsiniz.

E – devlet yöntemi ile HES kodu alabilmek için, HES kodu üretme ve listeleme menüsüne giriş yapılmalıdır. Buradan HES kodu üretme menüsüne giriş yapılarak HES kodunun süresi seçilir. Bu şekilde kolaylıkla HES kodunuzu alabilirsiniz.

HES Kodu Alma SMS ile Nasıl Yapılır?

HES kodu alma yöntemlerinden biri de SMS ile HES kodu alma yöntemidir. Diğer işlemlerle uğraşmak istemeyen bireyler, 2023 kısa mesaj hattına mesaj göndererek HES kodunu alabilirler. HES kodunu SMS ile alabilmek için;

  • HES yazdıktan sonra aralarında boşluk bırakarak T.C Kimlik numarası, kimliğin ön yüzünde yer alan seri numarasının son 4 hanesi, gün sayısı olarak paylaşım süresi yazılarak 2023’e mesaj gönderilir.
  • Mavi kart sahibi veya T.C kimlik numarası 97, 98 ve 99 ile başlayan vatandaşlar, HES yazdıktan sonra aralarında boşluk bırakarak kimlik numarası, doğum yılı, gün sayısı olarak paylaşım süresi yazarak 2023’e kısa mesaj atmalıdırlar.
  • Kimlik numarası olmayan kişiler ise pasaport bilgilerini kullanarak HES kodunu alabilirler. Bunun için, HES yazıp boşluk bıraktıktan sonra uyruk, pasaportun seri numarası, doğum yılı ve soy isim yazılarak 2023’e mesaj gönderilmelidir.

Çocuklara HES Kodu Nasıl Alınır?

HES kodu yalnızca yetişkinler için alınan bir kod değildir. 18 yaşından küçük olan çocuklar için de HES kodu alınması gerekmektedir. Çocuklar için HES kodunu aileleri alabilmektedir. Çocuklarınız için HES kodunu SMS yoluyla almak için yukarıda aktardığımız SMS ile HES kodu alma adımlarını takip etmelisiniz. Ayrıca e – devlet veya Hayat Eve Sığar uygulamalarından da HES kodu çocuklar için alınabilmektedir. HES kodu alırken çocuğunuz için aldığınızı belirten sekmeyi tıklamanız yeterlidir.

HES Kodu E Devlet Üretme ve Listeleme Nasıl Yapılır?
HES Kodu E Devlet Üretme ve Listeleme Nasıl Yapılır?

HES Kodu E Devlet Üretme ve Listeleme Nasıl Yapılır?

E devlet şifrenizi kullanarak HES kodu üretebildiğiniz gibi, almış olduğunuz HES kodlarının listesini de görebilirsiniz. Bunun için e devlet uygulamasına giriş yaptıktan sonra ‘’ HES kodu üretme ve listeleme ‘’ butonuna tıklamanız gerekmektedir. Burada ‘’ HES kodu üretme ‘’ ve ‘’ HES kodu listeleme ‘’ ayrı ayrı yer almaktadır. HES kodu üretmeye bastığınız zaman yeni bir HES kodu alabiliyorsunuz. HES kodu listeleme işleminde ise daha önce almış olduğunuz HES kodu listesini görebiliyorsunuz. Ayrıca ailenizin HES kodu listesini de görebiliyorsunuz.

HES Kodu Varken Tekrar Alınır Mı?

Seyahat ederken, sınava girerken veya alışveriş merkezlerine giderken HES kodu gösterilmesi zorunlu hale getirilmiştir. Bu nedenle herkesin bir HES kodu alması gerekmektedir. Peki, HES kodu varken tekrar alınır mı biliyor musunuz? HES kodunu istediğiniz kadar alabilirsiniz. HES kodunu kaybettiğiniz zaman yeni HES kodu ile istediğiniz yerlere giriş yapabiliyorsunuz. HES kodu almak için herhangi bir ücret ödemenize gerek yoktur.

HES Kodu Sorgulama Nasıl Yapılır?

HES kodu sorgulama işlemi son derece kolaydır. Paylaşılan HES kodları, uygulama üzerinden ya da kurumlara sağlanmış olan servisler aracılığı ile sorgulanmaktadır. Toplu taşıma araçları ve toplu kullanım alanlarında bulaş riskini azaltmak için uygulanan HES kodu uygulaması başarılı çalışmalara imza atmaktadır. HES kodu zorunluluğu olan bir yere giriş yapacağınız zaman görevlilerin elinde bulunan cihaz ile HES kodu sorgulaması yapılmaktadır.

HES Kodu Tanımlama Nasıl Yapılır?

HES kodu tanımlama işlemi son dönemlerde araştırılan konular arasındadır. Her gireceği yere HES kodunu göstermek istemeyen kişiler için geliştirilen bu yöntem, özellikle toplu taşıma ulaşım kartlarında kullanılmaktadır. HES kodunu nereye veya hangi karta tanımlamak istiyorsanız, ilgili birimin internet adresinden HES kodu tanımlama işlemlerini gerçekleştirebilirsiniz. Daha sonra istediğiniz zaman bu tanımlamayı silebilirsiniz.

HES Kodu Akbil Eşleştirme Nasıl Yapılır?

HES kodu özellikle Akbillere eşleştirme yapılmak istenmektedir. Bu sayede, toplu taşıma araçlarına binerken akbil gösterildiği zaman HES kodu sorgulaması da otomatik olarak yapılmaktadır. İlk olarak İstanbul’da uygulanan bu yönteme göre, İstanbulkart’a HES kodu eşleştirmesi yapmayan kişiler toplu taşıma araçlarına alınmamaktadır. İlgili ilin belediyesinin adresine girerek HES kodu eşleştirme ekranından eşleştirme işlemlerini yapabilirsiniz.

İstanbulkart’a HES Kodu Yükleme Nasıl Yapılır?

En kalabalık ilimiz olan İstanbul’da toplu taşıma araçları çok sık kullanılmaktadır. Bu nedenle virüsün yayılma riski de artmaktadır. Geliştirilen sistem sayesinde İstanbulkart’a HES kodu eşleştirmesi yapılarak yolcuların HES kodu sorgulaması gerçekleştirilmektedir. Bunun için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan kisisellestirme. İstanbulkart.İstanbul adresinden HES kodu eşleştirmesini yapabilirsiniz.

İlgili ekranda T.C kimlik numarası, ad, soy ad, doğum tarihi, e mail adresi, kart numarası, telefon numarası ve HES kodu bilgileri istenmektedir. Bu bilgiler girilerek ‘’ Kaydet ‘’ butonuna basıldıktan sonra İstanbulkart’a HES kodu yükleme işlemi gerçekleştirilmiş olmaktadır.

Ankarakart’a HES Kodu Yükleme Nasıl Yapılır?

Başkentimiz olan Ankara’da toplu taşıma araçlarında Ankarakart kullanılmaktadır. Ankarakart’a HES kodu yükleme için www.ankarakart.com.tr adresine giriş yapılmalıdır. Online işlemler menüsünden size ait bilgiler, Ankarakart numarası ve HES kodu istenmektedir. Bu bilgileri girerek onayladıktan sonra kart tanımlama işlemi gerçekleşmektedir.

HES Kodu Bloke Kaldırma Nasıl Yapılır?

Uçak, otobüs, İDO gibi ulaşım araçlarında seyahat edileceği zaman seçilmiş olan koltuklar 5 dakika bloke edilmektedir. 5 dakika içerisinde bilet alma işlemi gerçekleşmez ise v bloke hatası vermektedir. HES kodu blokesi kısa süreli bir durumdur işlemler düzeltildiği zaman HES kodu bloke kaldırma işlemi de kendiliğinden yapılmış olur.

HES Kodu Belgesi Çıktısı Nasıl Alınır?

HES kodu belgesi çıktısı nasıl alınır bilinmesi gerekli konulardan biridir. HES kodu belgesini çıktı halinde almak için e devlet sistemini ya da Hayat Eve Sığar Uygulamasını kullanabilirsiniz. ilgili uygulamalarda HES kodu bölümüne girdiğiniz zaman HES kodunun belgesini nasıl alacağınızın adımları sırası ile belirtilmektedir.

HES Kodu Geçerlilik Süresi Uzatma Nasıl Yapılır?

HES kodu alırken, geçerlilik süresi seçimi yapılmadığı zaman geçerlilik süresi otomatik olarak 1 yıl şeklinde belirlenmektedir. Geçerlilik süresi dolan kodlar ile rezervasyonlar alınmamaktadır. HES kodu geçerlilik süresi dolan kişilerin, yeniden HES kodu alarak süresini seçmeleri gerekmektedir.

HES Kodu Üzerinden Aşı Sorgulama Nasıl Yapılır?

Sağlık Bakanlığı tarafından geliştirilen sistem sayesinde korona virüs aşısı olan kişilere, Hayat Eve Sığar Uygulaması üzerinden aşı kartı verilmektedir. İki doz aşısını olan vatandaşların alabildiği aşı kartı ile birçok yere giriş kolaylaşmaktadır. Kimlik kartı üzerinde bulunan kare kod okutulduğu zaman sistem otomatik olarak e nabız sistemine yönlendirmektedir. Burada kişinin aşı bilgileri ekrana gelmektedir. Bu şekilde yapılan sorgulama ile aşı kartı taşıma zorunluluğu da ortadan kalkmış olmaktadır.

HES Kodu Üzerinden Aşı Kartı Nasıl Alınır?

HES kodu üzerinden aşı kartı almak son derece kolaydır. Hayat Eve Sığar Uygulamasına giriş yapıldığı zaman ‘’ Covid – 10 aşı bilgilerim ‘’ kutucuğu tıklanmalıdır. Daha sonra ekrana gelen ‘’Aşı kartlarım‘’ sekmesi tıklanarak aşı bilgilerine ulaşılır. Bu kısımda en alt bölümde yer alan ‘’ Aşı kartı oluştur ‘’ kutucuğuna tıklanarak aşı kartı alma işlemi gerçekleştirilir.

Retinol krem göz altına sürülür mü? Cildi inceltir mi?

A vitamininin farklı formlarını yansıtan Retinol krem, vücudun onarılmasını sağlarken hücre yenilenmesine de yardımcı olmaktadır. Anti – aging ürünlerde sıkça tercih edilmesinin en önemli nedeni, hücre yenileme özelliğidir. Vücuttaki A vitamini eksikliğine de iyi gelen Retinol kremin nasıl kullanılması gerektiği oldukça önemlidir. Yanlış kullanım nedeni ile Retinol kremin faydalarından yararlanılamaz. Sizler için özel olarak hazırladığımız bu yazımızda, Retinol krem üzerine yaptığımız derin araştırmalarımızı sunuyoruz.

Retinol Krem Nedir?

Son zamanlarda Retinol krem nedir sorusu ile çok sık karşılaşıyoruz. Cildine önem veren, yaşlanma belirtilerinden kurtulmak isteyen ve yeni bir cilt görünümüne sahip olmak isteyen herkes, Retinol kremi merak etmektedir. İçeriğinde A vitamini bulunan besinlerin tüketilmesi ile Retinol eksikliği tamamlanabilmektedir. Ancak A vitamini içeren besinlerin tüketimi az olduğu için Retinol krem bu eksikliği en iyi şekilde gidermektedir.

Son zamanlarda adı çok sık duyulan Retinol kremler, cilt bakım uzmanlarının ve markalarının odağı haline gelmiştir. Cilt bakımına yeni bir soluk kazandırmak isteyen markalar, ürünlerin içerisine retinol eklemeye başlamışlardır. A vitamininin farklı formlarından biri olan retinol, cilde büyük faydalar sağlamaktadır. En çok tercih edilen bileşenlerden biri olan retinol, hücrelerin yenilenmesine ve onarmasına yardımcı olmaktadır.

Retinol Krem Ne İşe Yarar?
Retinol Krem Ne İşe Yarar?

Retinol Krem Ne İşe Yarar?

Retinol krem ile ilgili bazı kafa karışıklığı bulunmaktadır. Retinol, aslında bir bileşendir. Bu bileşen, cilt ve saç bakım kremlerine eklenerek kullanılmaktadır. Yani Retinol kendi başına bir krem değil, kremlere eklenen önemli bir bileşendir. Retinol krem, öncelikle yaşlanmayı önleyici etkiler göstermektedir. Bu nedenle cilt bakım ürünlerinde çok sık kullanılmaktadır. Yaşlılık lekelerini azaltan Retinol kremin düzensiz doku görünümüne de faydası vardır.

Retinol krem birçok kişi tarafından kullanılabilen bir kremdir. Özellikle sivilce izleri, güneş lekeleri, ince kırışıklıklar, kırmızı noktalar, hormonal dengesizlikler gibi durumlarda Retinol krem iyi gelmektedir. Cildin pürüzsüz görünmesine yardımcı olan Retinol kremin düzenli olarak kullanılması, elde edilecek faydanın artmasını sağlamaktadır. Cilt bakımında ‘’ Süper Güç ‘’ olarak isimlendirilen Retinol krem, cilt bakımında çok önemli bir yere sahiptir.

Retinol Krem Faydaları Neler?

Dermatologlar tarafından sürekli tavsiye edilen ve kullanılan Retinol krem faydaları neler bilinmesi gerekmektedir. Özellikle yaşlanma karşıtı etkileri ve akne tedavisindeki başarısı ön plandadır. Bunun dışında, Retinol kremin sağladığı faydaları şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Yaşlanmayı önler.
  • Kırışıklıkları azaltır.
  • Cildin hızlı bir şekilde yenilenmesini sağlar.
  • Kolajen üretimini artırmaya yardımcı olur.
  • Cildin aydınlanmasını sağlar.
  • Cildin pul pul dökülmesini ve daha temiz bir cildin ortaya çıkmasını sağlar.
  • Cilt lekelerine iyi gelir.
  • Sivilcelerle ve cilt lekeleri ile savaşır.
  • Akne tedavisinde etkilidir.
  • Cildin sıkılaşmasına yardımcı olur.
  • Aşırı sebum üretimini dengeler.
  • A vitamini eksikliğini gidermeye yardımcı olur.

Retinol Krem Nasıl Kullanılır?

Daha başarılı sonuçlar elde etmek için Retinol krem nasıl kullanılır iyi bilinmelidir. Topikal bir tedavi olarak retinol, sıvı bir serum, jel, krem ​​ve yumuşatıcı formda gelir. Retinol’ü ilk kez kullanan bir kişi, cildinin olumsuz tepki vermediğinden emin olmak için önce bir yama testi yapmalıdır.

Retinol krem asidik bir içeriğe sahip olduğu için kullanımında dikkat edilmelidir. Etkisi yüksek olan Retinol kremin her gün kullanılması önerilmemektedir. Cilt yapısına ve hassasiyetine göre, haftada 2 – 3 kere gece uygulanması önerilmektedir. Tüm yüz ve boyun bölgesi için 4 – 5 damla Retinol kullanılması tavsiye edilmektedir.

Temizlenmiş cilde parmaklarla uygulanabilir. Retinol günlük bakım kremlerinin içerisine karıştırılarak da kullanılabilir. Gözlerle temas ettirilmemelidir. Ayrıca başka asit içeren kremler ile beraber kullanılmamalıdır. Retinol kremin 3 ay kullanıldıktan sonra 3 ay ara verilmesi önerilmektedir. Güneşin zararlı ışınlarından etkilenmemek için kişi retinol kullanımından sonra mutlaka güneş kremi sürmelidir.

Retinol Krem Ne Zaman Kullanılır?

Yaşlanma karşıtı ürünlerin 30’lu yaşlardan sonra kullanılması önerilmektedir. Retinol kremin de 30’lu yaş sonrasında kullanılması tavsiye edilmektedir. Hücre yenilenmesi özellikle geceleri aktif olduğu için Retinol kremin gece yatmadan önce kullanılması daha avantajlıdır.

Retinol Krem Yazın Kullanılır Mı?

Retinol krem, cildin güneşe karşı olan hassasiyetini artırmaktadır. Ayrıca UV ışınları, retinol kremin etkisinin azalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle Retinol krem yazın kullanılır mı sorusuna net olarak evet denilmemektedir. Retinol kremin yaz dönemlerinde kullanılmaması önerilmektedir. Ancak yaz aylarında Retinol krem kullanılacağı zaman yüksek oranda SPF içeren koruyucu ile kullanılması tavsiye edilmektedir.

Retinol İçeren Kremler Hangileridir?
Retinol İçeren Kremler Hangileridir?

Retinol İçeren Kremler Hangileridir?

Birçok marka tarafından cilt bakım ürünlerine retinol eklenmektedir. Piyasada en çok tercih edilen, etkilerinden memnun kalınan ve retinol içeren kremler şu şekilde sıralanabilir:

  • Institut Esthederm Intensive Retinol Oil Serum
  • Darphin Ideal Resource Youth Retinol Oil Concentrate
  • Dermalogica Age Reversal Eye Complex
  • Clinique Fresh Pressed Overnight Booster
  • Murad Retinol Youth Renewal Night Cream

Retinol Nasıl Etki Eder?

Birçok kişi retinol nasıl etki eder merak etmektedir. Retinol cildin orta katmanına girerek serbest radikalleri nötralize etmektedir. Bu sayede kolajen ve elastin üretimini artırmaktadır. Artan kolajen ve elastin sayesinde genişlemiş gözenek görünümü azalırken kırışıklıklar giderilmektedir.

Retinol Kaç Günde Etki Eder?

Retinol kullanılmaya başladıktan sonra cildin ölü hücrelerini atması beklenir. Cilt tarafından ölü hücreler atıldıktan sonra gözenekler sıkılaşarak cildin parlaması sağlanır. Tüm bu süreç, retinol kullanımından 4 hafta sonra görülmeye başlamaktadır. Retinol, ilk etkilerini 4 hafta sonra gösterir ve bu etki 3 aya kadar devam eder. Akne tedavisinde ise tam iyileşme 2 – 3 ayı bulmaktadır.

Hamileyken Retinol Krem Kullanılır Mı?

Hamilelik sürecinde içeriğinde paraben, parfüm, alkol, silikon ya da oksibenzon olan içeriklerin kullanılması tavsiye edilmemektedir. Ayrıca hamileyken retinol içeren kremlerin kullanılması da önerilmemektedir. Bu konuda doktorunuza danışarak en doğru yanıtı alabilirsiniz.

Retinol Cildi İnceltir Mi?

Retinol krem cildi inceltir mi tereddütü yaşayan birçok kişi vardır. Düzenli bire şekilde kullanılan retinol, kolajen üretimini artırarak epidermal kalınlığı artırmaktadır. Yani retinol cildi inceltmez. Cilt incelmesi bir yaşlanma belirtisi olarak kabul edilmektedir. Retinol bu incelmeyi durdurarak cildin kalınlaşmasını sağlar ve bu sayede yaşlılık belirtilerini azaltır.

Retinol Krem Göz Altına Sürülür Mü?
Retinol Krem Göz Altına Sürülür Mü?

Retinol Krem Göz Altına Sürülür Mü?

Renitol krem göz altına sürülür mü? sıklıkla araştırılmaktadır. Uygun içeriklerle formülize edilen Retinol krem, göz altlarına sürülebilir. Retinol krem, göz çevresinin aydınlanmasını ve sıkılaşmasını sağlarken, göz çevresindeki kırışıklıkların da azalmasına yardımcı olmaktadır.

Retinol Krem En İyisi Hangisi?

İçeriğinde retinol bulunan birçok bakım kremi mevcuttur. Dermatologlar tarafından çok önem verilen retinol, cilt bakım kremlerinin ana bileşeni olmaktadır. İçeriğinde retinol bulunan en etkili kremler şu şekilde sıralanabilir:

  • Sunday Riley Luna Retinol Sleeping Night Oil
  • The Ordinary Retinol 0.2 % in Squalane
  • Murad Resurgence Age – Balancing Night Cream
  • Avene Retrinal 0.1 Intensive Cream

Retinol Krem Akne İçin Kullanılır Mı?

Retinol krem akne tedavisinde etkili bir kremdir. Düzenli kullanım ile 2 – 3 ay içerisine akneye kesin çözüm sağlamaktadır. 3 ay kullanımdan sonra Retinol kreme 3 ay ara verilmesi tavsiye edilmektedir.

Retinol Krem Sivilce İçin Kullanılır Mı?

Retinol krem, sivilce için kullanılabilen bir kremdir. Ciltteki ölü hücrelerin atılmasını sağlayan Retinol krem, sivilcelerin ve sivilce izlerinin geçmesine yardımcı olmaktadır.

Retinol Krem Selülit İçin Kullanılır Mı?

Cildin yenilenmesine yardımcı olan Retinol krem, cilt yumuşaklığı ve selülit için de kullanılmaktadır. Düzenli kullanım ile selülitlerin daha az görünmesine yardımcı olmaktadır.

Retinol Krem Siyah Nokta İçin Kullanılır Mı?

Retinol krem, Anti – aging bir kremdir. Yaşlanma belirtilerini ortadan kaldıran bu kremi siyah nokta için de kullanabilirsiniz. retinol çok yönlü bir kremdir. Bu nedenle birçok cilt sorununa iyi gelmektedir.

Evde Retinol Krem Yapımı

Piyasada birçok farklı markanın retinol içerikli kremleri mevcuttur. Yaşlanma karşıtı olan bu kremleri evde yapabileceğinizi biliyor musunuz? Ev yapımı retinol krem için ihtiyacınız olan malzemeler şunlardır:

  • Yarım su bardağı kadar Hindistan cevizi yağı
  • Yarım su bardağı doğal zeytinyağı
  • 4 çorba kaşığı doğal yapım balmumu
  • 15 damla kuşburnu yağı
  • 10 damla badem yağı
  • 1 ampül E vitamini
  • 5 damla gül yağı

Küçük bir tencereye su koyup bu suyu kaynatın. Tencerenin üzerini kapatacak boyutta bir camı tencerenin üzerine koyun. Kaynayan suyun bu cama değmemesine özen gösterin. Cam içerisine Hindistan cevizi yağı, balmumu ve zeytinyağını ekleyerek eritin. Bu yağların çok ısınmaması gerekmektedir. Tahta bir kaşık ile karışımı karıştırın ve içerisine diğer yağları sırası ile ekleyin. Hazırlanan kremi cam kavanoza ekleyin ve güneş görmeyen bir yerde saklayarak 6 – 8 ay kullanın.

Retinol Krem Eczane Fiyatı Kaç Lira?

Retinol kremi evde kendiniz hazırlayabilirsiniz. Ancak bununla uğraşmak istemeyen kişiler için doğal bir şekilde hazırlanan retinol kremler önerilmektedir. Retinol kremlerin fiyatı markasına ve ürünün boyutuna göre değişiklik göstermektedir. Eczanelerde 50 TL’ye retinol krem satılabildiği gibi 500 TL’ye de retinol krem satılmaktadır. Hangi kremi alacağınıza karar verdikten sonra fiyatını eczaneye sorabilirsiniz.

Retinol Krem Yan Etkileri Neler?

Retinol kremin birçok faydası bulunmaktadır. Ancak bir tür asit olan retinol kremin çok uzun kullanılması bazı yan etkilere neden olabilmektedir. Retinol kremin az görünen yan etkileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Tahriş
  • Kırmızılık
  • Kaşıntı
  • Aşırı cilt kuruluğu
  • Deride pullanma
  • Deride soyulma
  • Güneşe karşı hassasiyetin artması

Daha az yaygın yan etkiler şunlardır:

  • Cilt renginin solması
  • UV ışığına duyarlılık
  • Sivilcelenme
  • Cilt şişmesi
  • Cilt batması ve kabarması

Retinol Krem Kullananların Yorumları Neler?

Retinol krem kullananların yorumları genel itibariyle olumludur. Retinol kremi düzenli bir şekilde kullanan kişiler, kremin etkilerini 1 ay içerisinde gördüklerini belirtmektedirler. Bununla beraber, önerilen şekilde kullananların herhangi bir yan etki ile karşılaşmadığı da görülmektedir.

Uyarı!

Güneş yanığı, retinol kullanmanın en büyük risklerinden biridir. Kurutma ve tahriş edici etkilerden bazıları güneşe maruz kalma ile daha da kötüleşebilir. İronik olarak, güneşe maruz kalma, retinol kullandığınız bazı etkiler için, örneğin yaşlılık lekeleri ve kırışıklıklar için sizi riske atabilir. Bu tür riskleri azaltmak için her gün güneş koruyucu kullanın ve mümkün olduğunca doğrudan güneşe maruz kalmaktan kaçının.

Retinoller hamile kadınlar için önerilmez. Doğum kusurları ve düşük yapma riskini artırabilirler. Hamileyseniz veya yakın gelecekte hamile kalmayı planlıyorsanız, doktorunuzla retinol hakkında konuşun. Retinol kullanırken oral kontraseptif almanızı önerebilirler.

Retinol kullanmak egzamayı şiddetlendirebilir. Aktif bir egzama döküntünüz varsa kullanmaktan kaçının.

İlginizi Çekebilir:

Madetoll krem genital bölgede kullanılır mı?

Madetoll Krem Nedir?

Antiseptik özellikleri olan Madetoll krem, küçük yanıklara, güneş yanıklarına, çiziklere, kesiklere, böcek ısırmalarına, küçük çaplı cilt enfeksiyonlarına, sıyrıklara, ağrıyan dudaklara, çatlak ve pürüzlü ellere ve çatlayan kaşıntılı cilde çok iyi gelmektedir. İçeriğinde iki güçlü antiseptik bileşen barındıran Madetoll kremin içeriğindeki çeşitli yağlar ise cildin yatışmasında ve nemlenmesinde etkilidir. Enfeksiyonla mücadele eden Madetoll krem, ciltteki yeni enfeksiyon oluşumlarını da engelleyerek ciltteki yaraları tedavi etmektedir.

Madetoll Krem Niçin Kullanılır?

Madetoll kremin genel kullanım amacı ciltteki enfeksiyonlarla savaşmak olup, bunun yanı sıra ciltte yeni enfeksiyon oluşumlarının engellemesinde de kullanılmaktadır. Madetoll kremin böcek ısırıklarının ciltte neden olduğu tahrişin, küçük yanıkların, güneş yanıklarının, ciltteki çiziklerin, sıyrıkların, kesiklerin, ciltte oluşan küçük enfeksiyonların, kuruyan ve çatlayan dudakların, çatlayan kaşıntılı cildin ve çatlayan pürüzlü ellerin tedavisinde etkili olduğu bilinmekte olup, uzmanlar tarafından da tavsiye edilmektedir.

Madetoll Krem Neye İyi Gelir?
Madetoll Krem Neye İyi Gelir?

Madetoll Krem Neye İyi Gelir?

Antiseptik ve dezenfektan etkisi olan Madetoll krem, tıbbi ve kişisel hijyenin yanı sıra ilk yardım amaçlıda kullanılmaktadır. Ciltte enfeksiyona neden olan bakterilerin yani mikropların ölmesinde etkisi büyük olan Madetoll krem, enfeksiyon ve hastalıklara da karşıda mikroplarla mücadele ederek profesyonel koruma sağlamaktadır. Konsantre antiseptik dezenfektanlar arasında yer alan Madetoll kremin etkisi ve güvenirliliği ise bilimsel araştırmalar ile ispatlanmıştır. Antiseptik içeriği ile yaraların temizlenmesinde ve dezenfekte edilmesinde, antiseptik cilt temizliğinde etkili olan Madetoll kremi, ev içerisinde ve etrafında dezenfektan olarak kullanmakta mümkündür. Madetoll krem sayesinde tüm aile bireyleri mikroplardan yani bakterilerden korunabilir.  

Madetoll Kremin Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Ciltteki enfeksiyon oluşumlarının tedavi edilmesinde etkisi ispatlanmış olan Madetoll krem, yeni enfeksiyon oluşumlarını da engelleyerek cildin kendisini toparlamasına yardımcı olmakta ve yaraların iyileşme sürecini hızlandırmaktadır.

Herhangi bir nedenden dolayı cildinde kesik, sıyrık ya da çizik oluşanlar, böcek ısırıklarına maruz kalanlar, cildinde küçük yanıklar ya da güneş yanıkları oluşanlar, dudakları kuruyanlar ya da çatlayanlar, ciltlerinde küçük enfeksiyonlar oluşanlar, elleri çatladığı için pürüzlü olanlar, çatlak ve kaşıntılı ciltten şikâyet edenler, uzman hekim kontrolünde Madetoll krem kullanarak ciltlerinin eski sağlıklarına kavuşmasına yardım edebilirler.

Madetoll Beyazlatıcı Kremle İlgili Dikkat Edilmesi Gerekenler
Madetoll Beyazlatıcı Kremle İlgili Dikkat Edilmesi Gerekenler

Madetoll Beyazlatıcı Kremle İlgili Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Madetoll kremin gerek etken maddesine gerekse de yardımcı maddelerine karşı alerjisi olanlar ile başka bir alerjisi olanların bu kremi kesinlikle kullanmaması gerekmektedir.
  • Madetoll kremin sadece harici kullanım için olduğu bilinmelidir. Bu kremin çocukların ulaşamayacağı yüksek yerlerde saklanması, tüpü delinmiş ve hasar gören kremlerin kesinlikle kullanılmaması gerektiği dikkat edilmesi gereken hususlar arasında yer almaktadır.
  • Topikal yoldan alınan Madetoll krem, doğrudan cilt üzerinde kullanılmaktadır.
  • Raf ömrü 3 yıl olan Madetoll kremin, 30 derecenin altındaki ısıda saklanmasına dikkat edilmelidir.
  • Tıbbi bir öneri alınmadan kullanılmaması gereken Madetoll krem, uzman hekimin tarif ettiği şekilde uygulanmalı ve bu uygulamanın dışına kesinlikle çıkılmamalıdır.
  • Madetoll kremi cilde uygulamadan evvel etiketi mutlaka okunmalıdır. Belirtilerin sürmesi halinde ise uzman hekime başvurulmalıdır.
  • Madetoll krem uygulandıktan sonra cilt tahriş olursa, kremin uygulanmasına son verilmelidir. Hassas ciltlerde tahriş etkisi olduğu takdirde ılık suyla yıkanması cildi rahatlatmaktadır.
  • Bu kremi hamileler ve emziren anneler kesinlikle kullanmamalıdır. Çünkü bu süreçlerdeki güvenirliliğine dair yeterli bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda ise herhangi bir sıkıntı gözlemlenmemiştir. Gebelik sürecinde Madetoll kreme gereksinim duyulması halinde daha güvenli bir alternatif krem araştırılmalı, böyle bir krem bulunamazsa da gebeliği takip eden uzman hekim kontrolünde Madetoll krem kullanılmalıdır.
  • Bu kremin gözle temas etmesi halinde ılık suyla bolca yıkanmalıdır. Ayrıca herhangi bir sağlık problemine neden olması için yeterince krem yutmak olası değildir.

Madetoll Krem Nasıl Kullanılır?

Madetoll kremin, uzman hekimin tavsiyesi doğrultusunda kullanılması çok önemlidir. Yetişkinlerde ve çocuklarda kullanılırken cilt yüzeyine yeterli miktarda sürüldükten sonra uygulanmalıdır. Kesiklere, sıyrıklara ya da ciltteki yaraya uygulanırken, cilt yüzeyine bir miktar sürüldükten sonra tiftik ya da pamuk aracılığıyla cilde uygulanmalıdır. Ciltte yara olan bölgenin devamlı koruma altında olması için bu krem belli aralıklarla tekrar uygulanmalıdır. Yaranın üstü temiz bir pansumanla da kapatılabilir. Yaşlılarda dozun değiştirilmesine yönelik bir bilgi bulunmamaktadır.

Madetoll Krem Genital Bölgede Kullanılır mı?
Madetoll Krem Genital Bölgede Kullanılır mı?

Madetoll Krem Genital Bölgede Kullanılır mı?

Özellikle kadınlar, Madetoll  krem genital bölgede kullanılır mı? diye merak etmektedirler. Madetoll krem kortizon ve paraben içermediği için genital bölgede güvenle kullanılabilir. Ancak vajinanın iç kısmına sürülmemelidir. Vajinanın iç kısmı hassas bölge olduğu ve vajinal enfeksiyona neden olabileceği için için dikkat edilmelidir.

Genital bölgedeki sivilce izleri, pişikler ve lazer epilasyon sonrası yanma, tahriş ve kızarıklıklar için Madetoll krem kullanılabilir. Kadınlarda sıklıkla ortaya çıkan hormanal değişiklikler sonucu genital bölgede nem oluşur. Nem kaybı da genital bölgenin pH dengesinde değişikliğe yol açar. Böylece mikrobiyal flora, çeşitli bakteri enfeksiyonları ve mantar oluşumuna karşı cildi korumada yetersiz kalır. Bunun sonucunda genital bölgede cilt kötü koku, tahrişi, kaşıntı ve yanma meydana gelir. Bu nedenlerle genital bölge Madetoll krem kullanılarak nemli tutulabilir.

Madetoll Kremin Yan Etkileri Neler?

Madetoll kremin yan etkilerine dair ispatlanmış olan herhangi bir bilimsel bulgu yoktur.

Butafly krem vajinaya sürülür mü? Ne işe yarıyor?

Özel cilt kremlerinden biri olan Butafly krem, temel anlamda mantarın büyüyerek çoğalmasını engellemektedir. Ayak ve kasık mantarı gibi değişik mantar enfeksiyonlarını yok eden Butafly kremin nasıl kullanılacağı tedavi için çok önemlidir. En etkili sonuçları en kısa sürede alabilmek için Butafly kremi doktorunuzun tavsiye ettiği şekilde kullanmanız önerilmektedir.

Butafly Krem Nedir?

Vücutta çeşitli nedenlerle oluşan kahverengimsi ve sarımsı döküntülerin tedavisinde kullanılan Butafly krem nedir önemlidir. Cilt yüzeyinde bulunan mantarları tedavi eden bu kremi reçetesiz veya reçeteli olarak satın alabilirsiniz. Hem 15 gramlık hem de 30 gramlık tüpler halinde satılan Butafly krem, mantar tedavisinde oldukça etkilidir. Düzenli kullanım sonrasında kısa zaman içerisinde etkisini göstermektedir.

Butafly krem topikal olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle kesinlikle ağız yolu ile kullanılmaması gerekmektedir. Doktor tarafından reçete edildiği zaman Butafly kremin ücreti SGK tarafından ödenmektedir. Butafly kremin içeriğinde kortizon yoktur. Bu nedenle virçok kişi tarafından tercih edilmektedir. Butafly kremin etken maddesi, Butenafin hidroklörürdür. Bu etken madde sayesinde cilt yüzeyinde meydana gelen mantarların üremesini durdurmaktadır. Oluşan mantarın tedavi edilmesini sağlarken kaşıntıyı da hafifletmektedir. Vücut, ayak, bacak, kol, kasık ve uyluk gibi vücudun değişik bölgelerinde çıkan mantarların tedavisinde etkilidir.

Butafly Krem Ne İşe Yarar?
Butafly Krem Ne İşe Yarar?

Butafly Krem Ne İşe Yarar?

Butafly krem birçok farklı cilt sorunu için kullanılan etkili bir kremdir. Butafly krem ne işe yarar sorusuna birçok cevap verilebilir. Haricen kullanılan Butafly krem, mantar nedeni ile oluşan döküntülerin giderilmesini sağlamaktadır. Butafly kremin sağladığı diğer faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Mantarın büyümesini ve çoğalmasını engeller.
  • Mantar hastalıklarını tedavi eder.
  • Kaşıntılı, iltihaplı, kızarıklı ve kabarma şeklinde oluşan vücut mantarlarına iyi gelir.
  • Ayak parmaklarında oluşan mantara iyi gelir.
  • Kasık mantarına iyi gelir.
  • Kalça kısmında oluşan kırmızı kahverengimsi lekeler, yanma, kaşıntı ve soyulma ile başlayan mantar enfeksiyonunu tedavi eder.
  • Cilt sağlığını korumaya yardımcı olur.
  • Ciltte meydana gelen renk değişimlerini tedavi ederek cildin renk tonunu düzenler.
  • Ciltte oluşan lekeleri geçirmeye yardımcı olur.

Butafly Krem Ne İçin Kullanılır?

Son derece etkili olan Butafly krem ne için kullanılır sorusuna mantar enfeksiyonları olarak genel bir cevap verilebilir. Cilt sağlığını koruyucu bir yapısı olan Butafly kremin kullanımı doktor önerisi ile yapılmaktadır. Butafly krem, ciltte görülen yanma, kaşıntı ve kızarıklığı iyileştirmektedir. Ciltte oluşan renk değişimleri için de kullanılan Butafly krem, cilt tonunu dengelemektedir. Ciltteki lekeler için de kullanılmaktadır.

Butafly Krem Nasıl Kullanılır?

Eğer Butafly krem nasıl kullanılır öğrenir ve kremi düzenli kullanırsanız, sonucunu en kısa sürede alırsınız. Butafly krem doktor tarafından reçete edildi ise, doktorun reçetede önerdiği şekilde kullanılmalıdır. Sorunlu bölgeye nohut büyüklüğünde kremi sürdükten sonra ellerinizi bol su ile yıkayınız. Kasık ve vücut mantarlarında Butafly kremin iki hafta süre ile günde bir defa kullanılması önerilmektedir. Butafly krem hem bebeklerde hem de 12 yaş altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır. Anne sütüne geçme ihtimali olan bu kremin doktor önerisi ile gebelik ve emzirme döneminde kullanılması tavsiye edilmektedir.

Butafly Krem Kortizonlu Mu?

Kortizonlu kremler ve ilaçlar insanları korkutmaktadır. Ancak kortizonlu kremlerden korkacak hiçbir şey yoktur. Belirli bir süre sonra kortizonun etkisi geçmektedir. Butafly krem, içeriğinde kortizon olmayan bir kremdir. Bu konuda içiniz rahat olabilir.

Butafly Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Sık sık görülen cilt sorunlarının başında gelen sivilceler özellikle ergenlik döneminde ortaya çıkmaktadır. Kişide kötü bir görünüme sebep olduğu için pek sevilmeyen sivilce tedavisinde Butafly krem kullanılmamaktadır. Sivilceler için doktorunuzdan uygun kremleri reçete etmesini isteyebilirsiniz.

Butafly Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Çok yönlü bir krem olan Butafly krem egzama tedavisinde kullanılmamaktadır. Egzama sıkıntılı bir sorundur. Bu nedenle en doğru kremi doktorunuza reçete ettirerek düzenli olarak kullanmalısınız.

Butafly Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Butafly Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Vajinal mantar hastalıkları birçok kişide görülmektedir. Vajinal bölgede oluşan mantar için Butafly krem kullanılabilir. Ancak vajinanın iç kısmına sürmeme konusunda dikkat etmeniz tavsiye edilmektedir. Her ihtimale karşı doktorunuza danışmanız daha doğru olacaktır.

Butafly Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Mantar hastalıkları genital bölgede de görülebilen bir sağlık sorunudur. Genital mantar hastalıklarında kişide kaşıntı ve yanma hissi çok fazla olmaktadır. Butafly krem genital bölgede oluşan mantar hastalıkları için kullanılabilir. Ne kadar kullanacağınız konusunda doktorunuza danışarak Butafly kremi düzenli olarak kullanırsanız, istediğiniz sonucu kısa sürede alırsınız.

Butafly Mantar Kremi Yan Etkileri Neler?

Butafly kremin ciddi yan etkilerine pek rastlanmamaktadır. Ancak her ihtimale karşı tedbirli olunması önerilmektedir. Butafly kremin olası yan etkileri nefes almada güçlük, karın ağrısı, yüzde – dudakta – boğazda şişlik ve kurdeşen olarak sıralanabilir. Ayrıca kremin uygulandığı bölgede hafif derecede yanma, batma ve kaşıntı hissi oluşabilir.

Butafly Krem Muadili (Eş Değeri) Kremler Hangileri?

Butafly krem muadili kremler hangisi öğrenmeniz çok işinize yarayacaktır. Butafly kremi eczanelerde bulamadığınız zaman aynı etkiyi gösterecek diğer kremleri kullanabilirsiniz. Bu konuda doktorunuza ve eczacınıza da danışmanız önerilmektedir. Butafly kremin muadili olan kremler şunlardır:

  • Butaderm krem
  • Butefin krem
  • Butegel krem
  • Difestol jel
  • Promatin ampul
  • Kaladryl losyon

Butafly Krem Kullananların Yorumları Neler?

Butafly krem kullananların yorumları, genel itibari ile olumludur. Butafly kremin etkisini kısa sürede gösterdiğini belirten kullanıcılar, düzenli kullanımın önemine dikkat çekmektedirler. Butafly kremin ciddi yan etkilerinin yorumlara bakarak görülmediği anlaşılmaktadır. Ancak hafif derecede görülen yanma ve batma hissinin çok nadir olarak görüldüğü belirtilmektedir.

Butafly Krem Fiyatı Kaç Lira?

Eczanelerden satın alabileceğiniz Butafly krem fiyatı 20 TL’dir.

Limon ile doğal güzellik için 13 tüyo

C vitamini yönünden zengin, antibakteriyel ve antiseptik özellikleriyle tanınan limon, kozmetik ürünlerin geliştirilmesinde en çok kullanılan maddelerden biridir. Bu yazıda, limon kullanarak görünümünüzü doğal bir şekilde güzelleştirmenin on üç farklı yolunu keşfedeceksiniz.

Doğal Güzellik Nasıl Sağlanır?

Doğal güzellik nasıl sağlanır diye araştırılınca kimyasal yöntemler ve doğal yöntemler karşımıza çıkıyor. Kimyasalların sağlık üzerinde oluşturabileceği tehlikelerin farkında olan birçok insan daha doğal ürünlere yöneliyor. Diğer bir deyişle büyükannelerin ipuçları giderek daha popüler hale geliyor ve evde bakım daha çok tercih ediliyor.

Ayrıca ışıltılı bir görünümün sırrının sağlıklı bir yaşam sürmekten geçtiği unutulmamalıdır. Dengeli, sağlıklı bir beslenme şekli ve düzenli fiziksel aktivite, görünümünüzü iyileştirmenin iki ana anahtarıdır. Güzelliğiniz her şeyden önce sağlığınızın iyi olmasının bir sonucudur.

Limonlu 13 Doğal Güzellik Tüyosu 
Limonlu 13 Doğal Güzellik Tüyosu

Limonlu 13 Doğal Güzellik Tüyosu 

Limon doğal güzellik yöntemleri arasında kendisine sıklıkla yer buluyor. Bu bölümümüzde düzenli uyguladığınızda ışıltılı sonuçlar alacağınız limonlu 13 güzellik tüyosu paylaşacağız.

Uyumadan Önce Temizleme Maskesi

Limon antibakteriyel ve doğal antiseptik olan bir meyvedir. Her türlü cilt rahatsızlığının kaynağında bulunan ve gün içinde cildinizde biriken bakterileri yok etmek için uyumadan öncesi temizleme maskesi kullanabilirsiniz. Kusursuz ışıltılı bir cilde de bu doğal güzellik maskesi ile kavuşabilirsiniz.

Limon suyunu ve balı bir kâsede karıştırın. Maskeyi yüzüne uygulamadan önce yüzünüzü iyice temizlediğinize emin olun. Bir parça pamuğu bu karışıma batırın ve tüm yüzünüze yaklaşık on beş dakika boyunca uygulayın. Ardından yüzünüzü durulayın ve her zamanki nemlendiricinizi sürün. Sabahları limonun ışığa hassaslaştırıcı etkilerinden kaçınmak için cildinize güneş kremi sürün.

Limonlu Saç Maskesi

Limon saç rengini birkaç ton açmak konusunda oldukça başarılıdır. Kahverengi saçları sarı haline getirmesini beklemek hayaldir elbette ancak limonlu saç maskesi ile daha açık bir ton elde edebilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken öncelikli olarak bir bardak suya dört kaşık limon suyu karıştırmak. Karışımı bir sprey şişesine alın ve sonrasında saçınıza uygulayın. İki saat bu şekilde bekletin, mümkünse güneş alan bir yerde oturun. Saçınızı durularken saç kremi kullanın, bu olası hasarı azaltacaktır. Ayda iki kez bu karışımı kullanmak doğal güzellik için idealdir.

Lekeleri Gidermek İçin Limon

Limon, içerdiği sitrik asit sayesinde lekelerin veya sivilce izlerinin azaltılmasında hatta yok edilmesinde etkili bir aracıdır. Limon ile lekeleri gidermek için bir pamuğu birkaç damla limon suyuyla ıslatın ve bu bunu etkilenen bölgelere uygulayın. Doğal güzellik için on ila on beş dakika bekletin, ardından ılık suyla iyice durulayın.

Dudakları Nemlendirmek İçin Limon

Dudaklar, kendilerini güneş ışınlarından ve diğer dış saldırılardan korumak için yağlı bir koruyucuya sahip değildir. Bu nedenle cilde göre daha hızlı kuruma eğilimindedirler.  Optimum nemlendirme için birkaç damla limon suyunu bir tutam hindistancevizi yağı ile karıştırın. Oluşan balsamı her gece yatmadan önce dudaklarınıza uygulayın. Böylece dudaklarınız nemlenecek ve daha az çatlayacaktır.

Siyah Noktalardan Kurtulmak İçin Limon
Siyah Noktalardan Kurtulmak İçin Limon

Siyah Noktalardan Kurtulmak İçin Limon

Siyah noktalar, cildin gözeneklerinde biriken ve hava ile temas ettiğinde siyaha dönüşen yağ birikintileridir. Limon, antiseptik özellikleri sayesinde siyah noktaları dezenfekte edecek ve tıkanıklıkları açacaktır. Siyah noktalardan kurtulmak için limon kullanabilirsiniz. Bir pamuğu birkaç damla limon suyuyla ıslatın, siyah noktalarınıza uygulayın ve durulamadan önce kurumasını bekleyin. Ardından durulayabilirsiniz.

Tırnaklarınızı Güçlendirmek İçin Limon

Oje gibi ürünleri nedeniyle tırnaklarınız zayıflayabilir ve kırılabilir. Tek bir hareketle tırnaklarınızı güçlendirmek için limon kullanın. Bir tatlı kaşığı limon suyunu iki tatlı kaşığı zeytinyağı ile karıştırın. Bu karışımı temiz bir fırça ile ile tırnaklarınıza uygulayın. Düzenli kullanımda tırnaklarınız daha sağlıklı bir hale gelecek.

Kepek Tedavisi İçin Limon

Piyasada birçok kepek önleyici şampuan var ancak bunların çoğu etkili değil. İşe yarayanlar işe saçın kurumasına neden oluyor.

Limon ile kepek tedavisi için ise tek yapmanız gereken saçınızı yıkamadan yarım saat önce saç derinize limon suyu uygulamaktır. Limonun antibakteriyel özellikleri kepek tedavisine doğal olarak yardımcı olacaktır ve her kullanımdan sonra kesinlikle kepekte önemli bir azalma göreceksiniz.

Koyu ve Pürüzlü Dirsekler İçin Limon

Koyu, pürüzlü dirsekler ve dizler yaygın bir sorundur. Koyu ve pürüzlü dirsekler için limon suyu, doğal bir aydınlatma maddesi olan sitrik asit içerir. Bu nedenle dirseklerinize limon suyu sürmek cildinizin renginin açılmasına yardımcı olabilir.

Sarı Dişleri Beyazlatmak İçin Limon
Sarı Dişleri Beyazlatmak İçin Limon

Sarı Dişleri Beyazlatmak İçin Limon

Limonun leke çıkarıcı özelliği sarı dişler için limon kullanımını etkili hale getiriyor. Limon suyunu kabartma tozu ile karıştırın ve bu karışımı dişlerinize sürün. Bu işlemi sert bir fırça ile yapın. 10 ila 12 dakika bu uygulamayı yaptıktan sonra dişlerinizi yıkayın. Bunu düzenli olarak yapmak dişlerinizi daha ucuza fark edilir şekilde daha beyaz hale getirebilir.

Ayak Kokusunu Yok Etmek İçin Limon

Birçoğunuz terli, kokan ayak problemini biliyor olabilirsiniz. Ayak kokusu için limon bu istenmeyen sorunu çözmek için size yardımcı olabilir.

Birkaç damla limon suyunu sıcak suya karıştırın ve ayaklarınızı bu suda on beş dakika bekletin. Bu uygulama sadece ayak kokusundan kurtulmanıza yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda kuru cildin etkili bir şekilde temizlenmesine ve giderilmesine de yardımcı olacaktır.

Çatlakları Yok Etmek İçin Limon

Limon cilt için doğal bir eksfoliyandır, bu nedenle çatlaklar için limon kullanılabilir. Limon suyu kullanmak ölü deri hücrelerini etkili bir şekilde temizlemeye yardımcı olabilir. Aynı zamanda limon cildinizin nemi muhafaza etmesine, yumuşak, esnek kalmasına yardımcı olan etkili bir doğal nemlendiricidir. Limon, aydınlatma özellikleriyle bilindiği için çatlaklar için süper hızlı doğal güzellik yöntemidir. Limon ölü cildi temizler ve çatlakların daha hızlı kaybolmasını sağlar.

Yara İzlerini Tedavi Etmek İçin Limon

Yara izlerini tedavi etmek için limon mucizevi bir doğal güzellik ürünüdür. Yara izlerini tedavi etmek için limon ve balı karıştırın. Yara izi olan bölgeye masaj yaparak yedirin ve 20 dakika sonra durulayın. Limon C vitamini ve sitrik asit açısından zengin olduğundan 2-3 hafta boyunca bunu yapmak cildin rengini açmaya yardımcı olur, bu da yara izlerini yumuşatmaya ve cildi etkili bir şekilde aydınlatmaya yardımcı olabilir.

Koltuk Altlarını Beyazlatmak İçin Limon

Koltuk altlarını beyazlatmak için limon suyu ve şekeri birleştirin. Koltuk altlarına uygulayın ve bu şekilde dakika bekletin. Beklerken bu karışım ile koltuk altınızı ovun. Duruladıktan sonra seçtiğiniz nemlendiriciyi uygulayın. Esmer şeker de kullanabilirsiniz. Limon koltuk altlarını beyazlatmada harika bir doğal güzellik ürünüdür.

Ectopix krem ne işe yarar, nasıl kullanılır, kortizonlu mu?

Ectopix Krem Nedir?

Egzama hastalığının topikal tedavisinde hem yetişkinlerde hem de çocuklarda Ectopix krem kullanılmaktadır. Egzama ve sedef hastalığının iyileşme sürecinde yetişkinlerde ve çocuklarda kullanılan bir tür ilaç olan Ectopix krem, beyaz opak bir forma sahip olmakla birlikte alüminyum tüplerin içerisinde eczanelerde satılmaktadır.

Cilt hastalığı olan egzamaya toplum içerisinde çok sık rastlanmaktadır. Egzamanın toplum içerisinde çok yaygın görülen türüne atopik dermatit denilmektedir. Genellikle bebeklik çağında başlayan atopik dermatit, çocukların yüzde 15 ile 20’sinde görülmektedir. Çocuklar büyüdükçe iyileşen atopik dermatit, genellikle okul ya da ergenlik çağına kadar düzelmektedir. Ayrıca atopik dermatit rahatsızlığı görülen bazı çocuklarda daha fazla kronik hastalığa rastlanabilir.

Isı, terleme, bazı deterjanlar, kalın ve kaba giysiler, temizleyiciler ve sabunlar egzama hastalığı olan çocukların ciltlerini çok kolay tahriş edebilmektedir. Bunun nedeni bu çocukların hassas bir cilt formuna sahip olmasıdır. Yine evcil hayvanlar ya da diğer hayvanlar, gıdalar, ağaç polenleri, ev tozu akarları ve otlar atopik dermatit hastalığı olan çocuklarda alerjik reaksiyona neden olabilmektedir. Ancak bu alerjik reaksiyonların çoğunluğunun çocukta egzamaya neden olduğuna dair bir netlik söz konusu değildir. Bu alerjilerin belirlenmesi çoğu zaman egzamaya yardımcı olmamaktadır. Atopik dermatit rahatsızlığı görülen bazı çocukların nemlendiricilerin ve diğer cilt bakım ürünlerinin, topikal ilaçların ya da giysilerin içeriğindeki kimyasallara karşı alerjik reaksiyon göstermesine çok nadir rastlanmaktadır.

Ectopix Krem Neye İyi Gelir?
Ectopix Krem Neye İyi Gelir?

Ectopix Krem Neye İyi Gelir?

Metilprednisolon olarak adlandırılan madde Ectopix kremin etken maddesini oluşturmaktadır. Ectopix krem kontakt dermatitin, iltihaplı cilt rahatsızlıklarının, nörodermatitin, akıntılı egzamanın, atopik dermatitin, egzamanın, sedef hastalığının, seboroik dermatitin, güneş yanıklarının ve hafif yanıkların tedavi sürecinde kullanılan etkisi yüksek olan bir kremdir.

Ectopix Kremin Etken Maddeleri Neler?

Etken maddesini metilprednisolon aseponat denilen bir madde olan Ectopix kremin yardımcı maddelerini parafin, likit parafin, sorbitan stearat, polisorbat, disodyum edetat, dietlen glikol monoetil eter, setostearil alkol ve saf su oluşturmaktadır.

Ectopix Kremi Kullanmadan Önce Nelere Dikkat Edilmeli?

Ectopix kremin kullanımından evvel kullanılan ilaçların listesi, alerjiler, kronik hastalıklar, gebelik, reçetesiz satılan ürünler ve yakın tarihte geçirilecek operasyon gibi durumlar ile ilgili hekime bilgi verilmesi kesinlikle ihmal edilmemelidir. Çünkü bazı sağlık koşulları, Ectopix kremin yan etkilerine karşı vücudu daha duyarlı hale getirmektedir.

  • Kremin dozajı tamamen sağlık durumuyla alakalıdır. Hastalık sürdüğü müddetçe ya da kötüleştiği zaman hekime mutlaka bilgilendirilmelidir.
  • Ectopix krem sadece cildin üstüne sürülmede kullanılmalıdır. Kuru ciltlere, açık yaralara, ciltte tahriş olan bölgelere, çatlaklara ya da güneş yanıklarına sürülmeden evvel hekime danışılmalıdır.
  • Ectopix krem sürülmeden evvel ve sürüldükten sonra eller mutlaka yıkanmalıdır. Ayrıca ciltte bu kremin uygulanacağı bölge temizlenmeli ve kurulanmalıdır.
  • Ectopix krem sürüldükten sonra kremin etkisini gösterebilmesi için kremin uygulandığı bölge yıkanmamalı veya duş alınmamalıdır. Yine kremin uygulandığı bölgeye doktora danışılmadan başka bir ürün sürülmemelidir.
  • Buruna, kulaklara, gözlere ve ağıza Ectopix krem kesinlikle sürülmemelidir.

Ectopix Krem Nasıl Kullanılır?

Ectopix krem cilde sürülmeden önce ve cilde sürüldükten sonra ellerin yıkanması kesinlikle ihmal edilmemelidir. Ayrıca Ectopix krem, hekimin belirttiği bölgeye günde bir sürülmelidir.

Ectopix Krem Ne İşe Yarar?
Ectopix Krem Ne İşe Yarar?

Ectopix Krem Ne İşe Yarar?

Şişlik, kızarıklık, ciltte pul pul dökülmeler, kabuklanma ve ciltten sıvı sızması bir cilt hastalığı olan egzamanın en önemli belirtileridir. Egzama hastaları genellikle aşırı kaşınmaktadır. Bir diğer cilt hastalığı olan sedef hastalığında ise pürüzlü bir yüzeye sahip olan cildi ince, kuru ve gümüş pullar kaplamakta ve ciltte kızarık bölgeler oluşmaktadır. Sedef hastalığına, egzamaya, hafif derecedeki yanıklara, güneş yanıklarına, atopik dermatite, seboreik dermatite, nörodermatite ve akıntılı egzamaya Ectopix krem çok iyi gelmektedir.

Ectopix Kremin Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Ectopix kremin güçlü bir topikal steroid olduğu bilinmektedir. Bu krem ciltteki iltihabı azaltmanın yanı sıra sedef hastalığının, atopik dermatitin ve egzamanın tedavi sürecinde kullanılmaktadır.

Akıntılı egzamanın, sedef hastalığının, inflamatuar cilt rahatsızlıklarının, güneş yanıklarının, kontakt dermatitin, atopik dermatitin ve hafif yanıkların tedavi sürecinde, semptomlarının azaltılmasında ve kontrol altında tutulmasında ya da engellemesinde ve hastalığın iyileştirilmesinde Ectopix kremden faydalanılmaktadır.

Ectopix Kremin Yan Etkileri Nelerdir?

Cildin yüzeyinde ince kan damarlarının fark edilmesi, cildin incelmesi, akne, kıl köklerinin enfeksiyon kapması, ciltte çatlaklar oluşması, cildin aşırı tüylenmesi, ağzın kızarması ve tahriş olması, cildin renk değiştirmesi ve alerjik cilt reaksiyonlarının görülmesi Ectopix kremin yan etkileri arasında yer almaktadır. Bu yan etkilerden biri veya birkaçı fark edildiği zaman Ectopix kremin kullanımına derhal son verilmeli ve doktora danışılmalıdır.

Ectopix Krem Kortizonlu Mu?
Ectopix Krem Kortizonlu Mu?

Ectopix Krem Kortizonlu Mu?

Ectopix kremin içeriğinde kortizon bulunmaktadır. Bu sebeple Ectopix krem kesinlikle doktorun önerdiği gibi kullanılmalı ve kremin prospektüstekinde belirtilen talimatların tümüne uyulmaya çok dikkat edilmelidir.

Ectopix Krem Hakkında Bilinmesi Gerekenler

  • Ectopix kremin aknenin ve sivilcenin tedavisinde kesinlikle kullanılmaması gerekir.
  • Gebelik sürecinde hekim kontrolü haricinde kullanılmamalıdır.
  • Bebeklerde kullanmadan evvel hekime mutlaka danışmak gerekir.
  • Egzama hastalığının tedavisi için üretilen Ectopix kremi, egzama hastalığının iyileşme sürecini hızlandırmaktadır.
  • Egzama hastalığının haricinde çeşitli dermatit hastalıkların tedavi sürecinde de Ectopix kremden istifade edilmektedir.
  • Ectopix krem ayaklara, kollara, bacaklara kalçaya, dirseklere, dizlere, bel bölgesine, basene omuza, sırta, boyuna, yüz bölgesine ve göğse uygulanmaktadır. Ancak yüz bölgesinde kısa süre kullanılması gerektiği unutulmamalıdır.
  • Kronik deri enfeksiyonlarının, kontakt dermatit olarak adlandırılan temas egzamasının, madeni para şeklinde ciltte döküntülerle kendisini belli eden egzamanın, akut egzamanın, akıntılı egzamanın ve daha birçok egzama türünün tedavi sürecinde Ectopix krem losyondan yararlanılmaktadır.

Kosla yağ lekesini çıkarır mı? Yağ lekesi nasıl çıkar?

Kurumuş yağ lekesi bulaşık deterjanıyla, karbonatla, narin kumaşlarda bebek pudrasıyla, yünlü kumaşlarda nişastayla, sentetik kumaşlarda da eterle çıkartılabilmektedir. Bu yöntemler sayesinde kıyafetlerdeki inatçı yağ lekelerinin hızlı ve problemsiz bir şekilde çıkartılması mümkündür.

Yağ Lekesi Nasıl Çıkartılır?

Yağ lekesinin nasıl çıkartılacağı günümüzde en fazla araştırılan konular arasında yer almaktadır. Yağ lekesinin çok inatçı bir leke olduğunu kıyafetlerine yağ lekesi bulaşan insanlar çok iyi bilmektedir. Kıyafetlerdeki yağ lekesini çıkartmanın tek yolu ise yağ lekeleri çıkartılırken doğru yöntemlerin kullanılmasıdır.

Yağ lekesinin çıkartılmasında doğru yöntemlerin kullanılması için kıyafetlerin hangi dokuda olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Çünkü yağ lekelerinin çıkartılmasında kullanılan yöntemler, kıyafetlerin dokusuna göre değişmektedir. Örneğin sentetik kumaşlardaki yağ lekesi eter kullanılarak çıkartılmaktadır. Bu yöntem uygulanırken temiz bir beze eter döküldükten sonra kıyafette yağ lekesinin olduğu bölge eterli bezle silinmelidir.

Kıyafetlerdeki yağ lekesinin çıkartılmasında en etkili yöntemlerden bir diğeri de karbonat olduğu için karbonatla yağ lekesinin nasıl çıkartılacağı da çok fazla araştırılmaktadır. Karbonatla yağ lekesi çıkartılırken kıyafette yağ lekesinin bulunduğu bölgeye bir miktar karbonat döküldükten sonra diş fırçasıyla yağ lekesi temizlenmelidir. Karbonat, yağ lekesini kısa süre içerisinde çıkartmaktadır.

Kurumuş Yağ Lekesi Nasıl Çıkartılır?

Kurumuş yağ lekesini çıkartmada hangi yöntemlerin daha etkili olduğu da internette çok fazla araştırılmaktadır. Kurumuş yağ lekesini çıkartmak için kıyafette yağ lekesinin olduğu alana bir miktar bulaşık deterjanı döküldükten sonra kıyafet çamaşır makinesinde yıkanmalıdır. Kıyafet çamaşır makinesinde yıkandıktan sonra bulaşık deterjanının yağ lekesini etkili bir şekilde çıkarttığı görülecektir.  

Islak Yağ Lekesi Nasıl Çıkartılır?
Islak Yağ Lekesi Nasıl Çıkartılır?

Islak Yağ Lekesi Nasıl Çıkartılır?

Kıyafette yağ lekesinin oluştuğu andaki lekeye ıslak yağ lekesi denilmektedir. Kıyafete yağ lekesi bulaştıktan sonra kısa sürede temizlenmediği takdirde yağ lekesi kurumaktadır. Bu durumda da kıyafetteki yağ lekesinin çıkartılması güçleşmektedir. Bundan dolayı da kıyafete yağ lekesi bulaştıktan sonra vakit kaybetmeden temizlenmesi, yağ lekesinin daha kolay ve problemsiz olarak çıkartılmasına yardımcı olmaktadır.  

Islak yağ lekesini kıyafetlerden çıkarmak için birden fazla yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemler arasında da kot pantolondan ıslak yağ lekesinin nasıl çıkartılacağı ön plana çıkmaktadır.

Bulaşık deterjanı yağ lekesinin oluştuğu bölgeye döküldükten sonra dakika kadar beklenmelidir. Daha sonra ılık bir bez yardımıyla yağ lekesinin olduğu bölge temizlenmelidir. Bu yöntem, kıyafetteki yağ lekesini hızlı ve problemsiz bir şekilde çıkartmaktadır.

Yağ Lekesi Çamaşır Suyuyla Çıkartılır mı?

Çamaşır suyuyla yağ lekesinin çıkartılıp çıkartılmayacağı sorusunun yanıtı kıyafetin rengine göre değişmektedir. Yağ lekesi bulaşan elbise beyaz renkliyse çamaşır suyuyla bu lekenin çıkartılması mümkündür. Ancak renkli kıyafetlerdeki yağ lekesinin çıkartılmasında çamaşır suyu kesinlikle kullanılmamalıdır. Çünkü renkli kıyafetlerde çamaşır suyu kıyafetin rengini açacağından kıyafete geri dönüşü olmayan zarar vermektedir.

Kosla Yağ Lekesini Çıkarır Mı?
Kosla Yağ Lekesini Çıkarır Mı?

Kosla Yağ Lekesini Çıkarır Mı?

Kıyafetlerde oluşan yağ lekelerinin çıkartılmasında Kosla’nın oldukça etkili olduğunu söylemek mümkündür. Kosla’nın yağ lekesini çıkarmadaki farklı ürünleri yağ lekesinin çıkarılmasına yardımcı olmakta ve kıyafetlerdeki yağ lekeleri hızlı bir şekilde çıkartılabilmektedir.

Kıyafetlerdeki yağ lekelerinin çıkartılmasında yukarıdaki yöntemlerden doğru olanı tercih edilerek kıyafetlerdeki yağ lekeleri rahatlıkla çıkartılabilir ve kıyafetler tekrar giyilebilir hale getirilebilir.  

Yağ Lekesine Ne İyi Gelir? Adım Adım Talimatlar

Adım 1: Lekeyi çıkarın

Leke fark ettiğiniz anda yağı mümkün olduğunca fazla çıkarmak için bir kağıt havlu veya peçete kullanmayı deneyin. Yıkamaya başladığınızda lekenin tamamen temizlenmesini kolaylaştıracaktır. Sürtünmemeye çalışın, çünkü bu sadece gresi kumaş liflerine daha derine itecek ve tamamen çıkarmada başarılı olmanızı azaltacaktır.

Adım 2: Bulaşık deterjanı uygulayın

Kumaşı düz bir yüzeye koyun ve lekenin üzerine birkaç damla bulaşık deterjanı koyun. Yağı ve gresi gevşetmek için kumaşı elinizle ovalayın veya bir diş fırçasıyla sabunu ovalayın.

Adım 3: Kabartma tozu sürün (inatçı lekeler için)

İnatçı lekeler olması durumunda, lekenin üzerine biraz kabartma tozu ve bulaşık deterjanı serpin ve ardından bir diş fırçası ile ovalayın. Kabartma tozu hafifçe kuruyana ve lekeyi sert bir macunla kaplayana kadar bir süre dinlendirin.

Adım 4: Durulayın ve sıcak suda ıslatın

Bulaşık deterjanı ve kabartma tozunun sihrini yapmasına izin verdikten sonra – genellikle yaklaşık bir saat – kumaşı sıcak suyla durulayabilirsiniz. Daha sonra bezi sıcak suya batırın ve bir saat daha bırakın.

Adım 5: Yıkayın ve havayla kurutun

Leke tamamen çıktıktan sonra, bezi bir çamaşır makinesinde ılık suda yıkayın ve kurumaya bırakın. Leke tamamen çıkmadıysa, adımları bir kez daha tekrarlayın.

Adım 6: Çamaşır suyu ve suyla ıslatın (inatçı lekeler için)

Çevre üzerindeki etkilerinden dolayı çamaşır suyunun büyük bir hayranı olmasak da, bazen lekelerin ciddi önlemler gerektirdiğini biliyoruz. Kumaş yıkanıp kurutulduğu halde lekeliyse, rengi güvenli ağartıcıyla karıştırılmış ılık suya batırın ve yaklaşık bir saat bekletin. Normal şekilde yıkayın ve kurutun.

Magnezyum en çok hangi yiyeceklerde, besinlerde var?

Kendinizi yorgun ve sinirli hissediyorsanız, kilonuz aniden artıp azalıyorsa, uykusuzluk çekiyorsanız magnezyumun vücudunuzda eksik olması çok muhtemeldir. Magnezyum eksikliği neden oluşur? Magnezyum eksikliği belirtileri nelerdir? Magnezyum eksikliğini gidermek için hangi besinler tüketilmelidir?

Magnezyum eksikliği vücudumuzda birçok sorunun oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle magnezyum eksikliğini önlemek için magnezyum eksikliği nedenlerini ve magnezyum eksikliği oluştuktan sonra hasarı en aza indirmek için belirtilerini bilmek önemlidir. Magnezyum eksikliğine dair detaylar haberimizde.

Magnezyum Eksikliği Neden Oluşur?

Magnezyum eksikliği nedenleri şunlardır:

  • Sağlıksız beslenme
  • Tip 2 diyabet
  • Sindirim sorunları
  • Uzun süreli kusma ya da ishal
  • Böbrek sorunları
  • Bazı ilaçlar
  • Alkolizim
Magnezyum Eksikliği Belirtileri Nelerdir?
Magnezyum Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

Magnezyum Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

Magnezyumun vücuttaki birçok fonksiyonda önemli rolleri vardır. Hücrelerin enerji üretmesine, çeşitli kimyasal eylemler gerçekleştirilmesine, zarların stabilize edilmesine ve kasları gevşemesine yardımcı olur. Duygusal durumu kontrolü ve uyku düzeninde de magnezyumun işlevi bulunur. Magnezyum eksikliği meydana geldiğinde vücudun bu fonksiyonlarında sorunlar oluşabilir.

Magnezyum birçok enzim reaksiyondan sorumludur ve vücudun tüm dokularında ve özellikle kemiklerde, kaslarda, diğer organlarda bulunur. Vücudun farklı bölgelerinde gerginlik, tahriş ve sertlik gibi semptomlar magnezyum eksikliğinin belirtileri arasında yer alır.

Magnezyum eksikliği belirtilerinden bazıları ise şunlardır:

  • Sinirlilik
  • Otizm
  • Uykusuzluk
  • Endişe
  • Yüksek gürültüye duyarlılık
  • Baş ağrısı
  • Migren
  • Kas krampları veya spazmları
  • Kas ağrısı
  • Angina pektoris
  • Taşikardi
  • Kronik yorgunluk
  • Mide kanseri
  • Fibromiyalji
  • Astım
  • Yüksek kan basıncı
  • Böbrek taşı
  • Obezite
  • Şeker hastalığı
  • Huzursuz bağırsak sendromu
  • Osteoporoz
  • Menopozun şiddetli belirtileri
  • Şiddetli adet krampları
  • Yutma güçlüğü
  • Göğüste ağrılı yanma hissi

Magnezyum Eksikliği Nasıl Giderilir?

Vücuttaki magnezyum depolarını yenilemek ve birçok hastalıktan kurtulmak için önerilen günlük magnezyum alımı, kadınlar için 310-320 miligram ve erkekler için 400-420 miligramdır. İhtiyacınız olan magnezyumu almanın en yaygın yolu şüphesiz vücuttaki magnezyum eksikliğini önlemek ve magnezyum içeren besinler tüketmektir.

Vücutta var olan magnezyumu korumak için kahve, soda, sofra tuzu, şeker ve alkol alımınızı azaltmaya çalışın. Bu içecekler ve besinler tüketildiğinde vücuttaki magnezyumun atılmasına ve magnezyum eksikliğine neden olur.

Yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar magnezyum kaybına neden olur. Magnezyumun vücuttan atılmasına neden olan herhangi bir ilaç kullanıyorsanız doktorunuza danışın.

Magnezyum En Çok Hangi Yiyeceklerde Var?
Magnezyum En Çok Hangi Yiyeceklerde Var?

Magnezyum En Çok Hangi Yiyeceklerde Var?

En çok magnezyum içeren besinler çokça merak edilmektedir. Magnezyum eksikliğini gidermek için hangi yiyecekleri yiyebilirsiniz? İşte en çok magnezyum içeren besinler:

  • Badem
  • Kaju
  • Karabuğday
  • Fındık
  • Susam
  • Mısır
  • Ceviz
  • Çavdar
  • Pirinç
  • İncir
  • Hurma
  • Lahana
  • Karides
  • Avokado
  • Maydanoz
  • Sarımsak
  • Doğal tuz

Ayrıca himalaya tuzu içeren banyolar çok etkilidir.  Vücudunuz için yeterli magnezyum almanın etkili yollarından biridir. Haftada 1-2 kez himalaya tuzu ile banyo yapmanız yeterlidir.

Magnezyum Normal Seviyelerine Yükseldiğinde Vücudunuza Neler Olur?

Besinler ve takviyeler yoluyla yeterli miktarda magnezyum alındığında;

  • Daha hızlı uykuya dalmanıza ve daha uzun süre uykuda kalmanıza yardımcı olur.
  • Gece bacak krampları ve huzursuz bacaklar sendromları sona erer.
  • Eklem, kas ve sinir ağrıları (nöropati) azalır.
  • Kaslarınızı ve eklemleriniz zinde olur.
  • Stres hormonları kortizol ve adrenalin düşer.
  • Mutluluk hormonu serotonini artar ve depresyon belirtileri azalır.
  • Enerji ve egzersiz performansını artırır.
  • Sindirimi ve bağırsak hareketini iyileştirir.
  • İnsülin duyarlılığını arttırır ve kan şekerini düşürür.
  • Sistolik ve diyastolik kan basıncını düşürür.
  • Migren semptomlarını azaltır.
  • Pms’li kadınlarda semptomları hafifletir.
  • Kemik mineral yoğunluğunu arttırır.
  • Astım semptomlarını azaltır.
  • Kulak çınlaması semptomlarını azaltır.

Magnezyum Takviyelerini Nasıl Almalısınız?

Doktorunuza danıştıktan sonra magnezyum takviyesi almaya başlamak tavsiye edilen yoldur. Magnezyum takviyelerinin kalsiyum, D vitamini ve K2 vitamini gibi mineral ve vitaminlerle desteklenmesi gerekir. Bu mineraller arasında bir denge sağlanmalıdır çünkü birine aşırı yüklenmek size yardımcı olmak yerine sağlığınızı daha da kötüleştirebilir. Örneğin, kalsiyum ve magnezyumdaki bir artış ciddi kalp problemlerine yol açabilir. Sonuçların doğru bir şekilde analiz edilebilmesi için herhangi bir takviyenin kullanımına bir doktor eşlik etmesi gerektiğini hatırlamak çok önemlidir.

En iyi balgam söktürücü ilaç, şurup ve doğal bitki çayları

Alt solunum yollarında ve akciğerlerde üretilen bir mukus olan balgam birçok kişide sık sık görülmektedir. Kaygan ve sıvı bir madde olan balgam genelde kötü bir durum olarak bilinir. Ancak balgamın bazı faydaları bulunmaktadır. Sizlere bu yazımızda balgamın faydalarından, neden olduğundan ve etkilerinden bahsedeceğiz. Ayrıca evde doğal yöntemlerle hazırlayabileceğiniz etkili balgam söktürücü tarifleri de vereceğiz.

Balgam Neden Oluşur?

Vücudun işlevi için önemli bir yere sahip olan balgam neden oluşur bilinmesi gereken bir konudur. Kritik organların kurumasını önleyerek nemlendirici görevi üstlenen balgam, toz ve duman boğazı tahriş eden maddelere karşı tuzak kurar. Balgam birçok nedene bağlı olarak oluşabilir. Balgam oluşumuna neden olan temel etmenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Grip
  • Sinüzit
  • Soğuk algınlığı
  • Alerji
  • Öksürük
  • Baharatlı yiyeceklerin çok fazla tüketilmesi
  • Solunum yolları enfeksiyonu
  • Bademcik iltihabı
  • Larenjit
  • Boğaz enfeksiyonu
  • Çok sigara içmek
  • Krup hastalığı
  • Gebelik
  • Hava kirliliği
Akciğerde Balgam Birikmesi Belirtileri Neler?
Akciğerde Balgam Birikmesi Belirtileri Neler?

Akciğerde Balgam Birikmesi Belirtileri Neler?

Balgam vücudun çeşitli yerlerinde üretilmektedir. Özellikle akciğerlerde, sinüslerde, boğazda, burun ve ağızda görülen balgam, akciğerlerde biriktiği zaman bazı belirtiler göstermektedir. Bu belirtiler genel itibari ile şu şekildedir:

  • Öksürük anında çıkan yoğun mukus
  • Ciğerlerden hırıltı gelmesi
  • Öksürük anında boğazda tahriş oluşması
  • Nefes almada zorluk
  • Göğüste ağrı

Bu belirtiler bazen diğer hastalıklarla karıştırılabilir. Ancak genel itibari ile balgamın akciğerde birikmesi sonucunda yukarıda sıraladığımız belirtiler görülmektedir. Bu belirtileri kendinizde gördüğünüz zaman mutlaka bir doktora giderek muayene olmalısınız. Muayene sonrasında sorunun balgama ya da başka bir hastalığa bağlı olup olmadığı belirlenmektedir.

Balgam Söktürücü Evde Nasıl Hazırlanır?

Balgam faydalı olsa da kişiyi rahatsız etmektedir. Bu nedenle balgam söktürücü evde nasıl hazırlanır? Öğrenerek balgamın dışarıya atılmasını sağlayabilirsiniz. Yapışkan ve kalın bir sıvı olan balgamdan kurtulmak için evde doğal balgam söktürücü hazırlayabilirsiniz. Evde hazırlayabileceğiniz doğal balgam söktürücü şu şekildedir:

Elma Sirkesi: Doğal bir tıkanıklık giderici olarak kullanılan elma sirkesi ile balgam sorunundan kurtulabilirsiniz. Potasyum içeren elma sirkesi, aşırı balgam üretmeye neden olan enfeksiyonlara karşı savaşmaktadır. Bir miktar suyla seyrelteceğiniz elma sirkesini içmeniz önerilmektedir.

Nane Yağı: Tıkanıklığın giderilmesi için en çok kullanılan doğal yöntemlerden biridir. Nane yağının ana bileşenlerinden biri olan mentol, doğal bir balgam söktürücüdür. Bir kase sıcak su içerisine birkaç damla nane yağını ekleyin. Üzerinizi bir örtü ile örtün ve nane yağından çıkacak buharı soluyun. Bu işlemi günde 1 – 2 kere yapabilirsiniz.

Tuzlu Su: Grip ve soğuk algınlığı gibi durumlarda enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olmaktadır. Bu rahatsızlıkların sebep olacağı balgama da fayda sağlamaktadır. Bir bardak su içerisine bir çay kaşığı tuz ekleyin. Suyun ılık olmasına özen gösterin. Bu karışım ile günde 3 kere gargara yapın.

Balgam Söktürücü En Etkili, En İyi İlaçlar Neler?
Balgam Söktürücü En Etkili, En İyi İlaçlar Neler?

Balgam Söktürücü En Etkili, En İyi İlaçlar Neler?

Evde doğal yöntemlerle balgam söktürücü hazırlamak istemeyen kişiler için balgam söktürücü en etkili ilaçlar neler konusuna değineceğiz. Balgam söktürücü etkili ilaçlar için öncelikle doktorunuzla görüşmeniz önerilmektedir. Burada belirtilen ilaç isimleri tamamen bilgi amaçlıdır. Bu ilaçlarla tedavi uygulanması tavsiyesi yapılmamaktadır. Doktora danışmadan herhangi bir balgam söktürücü kullanılmaması gerekmektedir.

Sekrol 30 mg Tablet

Balgam sorunu için doktorlar tarafından genelde Sekrol isimli ilaç önerilmektedir. 30 mg tablet şeklinde satılan bu ilaç, balgam salgısını sulandırarak balgamın daha kolay atılmasını sağlamaktadır. Bu ilaç sayesinde öksürükte de azalma olmaktadır.

Balgam Söktürücü Şuruplar Hangileri?

Balgam söktürücü ilaçlar konusunda söylediğimiz gibi, balgam söktürücü şuruplar da tamamen bilgi amacıyla söylenmektedir. Bu şurupları doktora danışmadan asla kullanmamalısınız.

Mucocure Şurup

Mucocure şurup en çok reçete edilen balgam söktürücü şuruptur.

Mucolator Pediatrik Şurup

Mucolator pediatrik şurup da bir diğer balgam söktürücüdür.

Muconex ve Mucobron Şurup

Muconex ve Mucobron isimli şuruplar da yine balgam sökmeye yardımcı olmaktadır. Bu şuruplar hastanın yaşına, kilosuna ve rahatsızlığına göre doktor tarafından reçete edilmektedir.

Balgam Söktürücü Bitki Çayı Tarifleri Neler?

Balgamdan kurtulmak için yalnızca balgam söktürücü ilaç ya da şurup kullanmak zorunda değilsiniz. Evde kolay bir şekilde hazırlayabileceğiniz balgam söktürücü bitki çayı ile balgam sorununa son verebilirsiniz. Balgam söktürücü bitki çayı için zencefil ve bala ihtiyacınız olacaktır. Bir bardak kaynamış su içerisine taze zencefili dilimleyin ve beş dakika kadar bekletin. Daha sonra süzeceğiniz çaya bir çay kaşığı doğal bal ekleyerek için. Öksürüğün azalmasını sağlayan zencefil, balgamın da atılmasını kolaylaştırmaktadır.

Balgam Söktürücü Hap Eczane

Balgam söktürücü hap eczane tarafından satılmaktadır. Bazı ilaçlar reçeteli satılırken, reçetesiz satılan ilaçlar da vardır. Ancak ilaçların doktor tarafından reçete edildikten sonra kullanılması önerilmektedir. Balgam sökmesi için şuruplar olduğu gibi haplar da bulunmaktadır. Balgam söktürücü haplar şu şekilde sıralanabilir:

  • Acetylcystein
  • Alles
  • Asist
  • Bromek
  • Bronolac
  • Cinetix

Balgam Söktürücü Bitkiler İbrahim Saraçoğlu

Balgam söktürücü olarak genelde doğal yöntemler tercih edilmektedir. Balgam söktürücü bitkiler İbrahim Saraçoğlu tarafından belirtilmektedir. Bu bitkiler ile evde doğal bir şekilde hazırlayacağınız tarifler ile balgam sorunundan ilaç kullanmadan kurtulabilirsiniz. Balgam sökmeye yardımcı olan doğal bitkiler şunlardır:

  • Zencefil
  • Karabiber
  • Kırmızı biber
  • Nane
  • Okaliptüs
  • Anason
  • Melekotu
  • Meyan kökü
  • Rezene

Balgam Söktürücü İlaçlar Öksürük Yapar Mı?

Öksürük tedavisi için önerilen ilaçlar, öksürük kesmeye yarayan ve balgam söktüren olarak iki gruba ayrılmaktadır. Balgam söktürücü ilaçlar öksürüğün artmasına neden olabilmektedir. Artan öksürük sayesinde balgamın boğazdan daha kolay atılması hedeflenmektedir. Bu nedenle korkmanıza hiç gerek yok.

Balgam Sökücü Doğal Yöntemler Neler?
Balgam Sökücü Doğal Yöntemler Neler?

Balgam Sökücü Doğal Yöntemler Neler?

Balgam sökmesini sağlayan ilaçlar ve şuruplardan sonra balgam sökücü doğal yöntemler neler? konusuna değinmek istiyoruz. Son dönemlerde artık hastalıkların tedavisinde doğal yöntemlere başvurulmaktadır. Balgam sorununda da doğal yöntemleri tercih eden kişi sayısı bir hayli fazladır. Balgam sökücü doğal yöntemler aşağıda sırası ile aktarılmıştır:

Balgam söktürücü ceviz kürü: Birçok faydası olan ceviz sayesinde balgam sorununa veda edebilirsiniz. Cevizin iç kabuğu yani perdesini bir fincan suda kaynatın. 2 – 3 dakika kadar kaynatın ve suyun rengi değişince ocağın altını kapatın. Bu sudan her gün bir bardak içebilirsiniz.

Balgam söktürücü çörek otu: Bir bardak suda bir çay kaşığı çörek otunu kaynatın ve için.

Balgam söktürücü turp bal kürü: Popüler yöntemlerden biridir. Siyah turpun kabuklarını soyun ve ortasını oyun. İçerisine bir yemek kaşığı kadar bal ekleyin. Turpun alt kısmından ufak bir delik açın ve bardağın içerisine turpu yerleştirerek balın yavaş bir şekilde akmasını sağlayın. Daha sonra akan balı tüketin.

Balgam söktürücü zencefil-bal kürü: Taze zencefili kaynatın ve hazırladığınız çayın içerisine bir tatlı kaşığı bal ekleyerek tüketin. Bu karışımı günde iki kere içebilirsiniz.

Balgam söktürücü elma sirkesi: Doğal ürünlerden biri olan elma sirkesini su ile seyrelterek içebilirsiniz.

Balgam söktürücü elma çayı: 1 elmanın çekirdeklerini çıkarın ve elmayı dilimleyin. 1 litre kaynamış olan su içerisine elmaları kabuklu şekilde ekleyin ve kaynatın. Bu çayı gün içerisinde 2-3 bardak içebilirsiniz.

Balgam söktürücü hatmi çiçeği: Hatmi çiçeğinin balgam söktürücü özelliği vardır. Bir su bardağı kaynamış su veya süt içerisine bir tane hatmi çiçeğini atarak 5 dakika bekletin. Daha sonra içerisine bir tatlı kaşığı bal ekleyerek tüketin.

Balgam söktürücü ıhlamur: Kış aylarının vazgeçilmez çaylarından olan ıhlamur balgama da iyi gelmektedir. Ihlamuru kaynamış su içerisine ekleyin ve kaynatmadan demlenmesini bekleyin. Daha sonra içerisine bal ekleyerek günde 2 – 3 kez tüketebilirsiniz.

Balgam söktürücü bal limon: Yarım limon suyu içerisine 1 yemek kaşığı bal ekleyerek karıştırın. Bu şekilde limon ve balı tüketebileceğiniz gibi zencefil çayının içerisine ekleyerek de tüketebilirsiniz.

Balgam söktürücü nane çayı: Boğazı yumuşatan nane çayı, balgamın daha kolay çıkmasına yardımcı olur. Nane çayının buharını solumanız önerilmektedir. Ayrıca direkt olarak nane çayını içebilirsiniz.

Balgam söktürücü tere otu: Birçok kişi tarafından bilinmeyen bir yöntemdir. Tere otunu kurutarak çayını yapabilirsiniz. Vücudu güçlendiren tere otu, balgamın da atılmasını sağlar. Kurutulan tere otunu bitki çayı demler gibi demleyerek içebilirsiniz.

Balgam söktürücü pekmez: Kan yapıcı özelliği ile bilinen pekmez, boğazı yumuşatarak balgamın atılmasını kolaylaştırır. Bir yemek kaşığı doğal tereyağını tavada eritin ve içerisine bir yemek kaşığı pekmez ekleyerek karıştırın. Bu karışımı pişirmeyin. Hazırladıktan sonra karışımdan bi tatlı kaşığı tüketebilirsiniz.

Balgam söktürücü soğan kürü: Bir tencere içerisine bir su bardağı temiz su ekleyin. Daha çok kişi için yapacaksanız, bir soğan için bir su bardağı su eklemelisiniz. Kaynayan su içerisine soğanı dörde bölerek ekleyin. Daha sonra suyu ılıtın ve için.

Balgam söktürücü zencefil-bal kürü: Zencefili kaynayan su içerisine dilimleyin ve demlenmesini sağlayın. Demlenen zencefil çayı içerisine bir tatlı kaşığı bal ekleyin ve soğumadan için.

Balgam Söktürücü Bebeklerde Kullanılır Mı?

Ailelerin bebeklerine kullanacakları ilaçlar ve bitkisel içecekler konusunda dikkatli olması gerekmektedir. Bu nedenle balgam söktürücü bebeklerde kullanılır mı çok önemlidir. Her balgam söktürücü bebeklerde kullanılmaz. Özellikle 6 aydan küçük bebeklerde bitkisel balgam söktürücüler de asla kullanılmamalıdır. 6 aydan büyük bebeklerde ise pekmez tereyağı karışımı bir çay kaşığı olarak kullanılabilir. Ancak alerjik durumlar söz konusu olabileceği için bir yaşından önce doktor önerisi olmadan herhangi bir şey kullanılması önerilmemektedir.

Balgam Söktürücü İlaç Fiyatları Neler?

Balgam söktürücü ilaç fiyatları kullanılacak ilaca göre değişmektedir. Kesin olarak bir fiyattan söz etmek zordur. Doktorunuzun önerdiği ilacın fiyatını internetten ya da eczanelerden öğrenebilirsiniz. Bazı ilaçlar 10 TL olarak satılırken bazı ilaçların fiyatı 100 TL’yi bulmaktadır.

Fenistil jel kaşıntıya, vajinal mantara iyi gelir mi?

Sorun oluşan bölgeyi iyileştiren Fenistil jel kaşıntıyı da gidermektedir. Reçetesiz alınabilen bir krem olsa da doktora danışmadan kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Fenistil jelin içeriğinde bulunan etken maddelere karşı alerjisi olan kişilerde ciddi reaksiyonlar gösterebilir. Bu nedenle doktor onayı ile kullanılması sağlık açısından daha güvenlidir.

Fenistil Jel Nedir?

En çok kullanılan alerji kremleri araştırmalarında ilk sıralarda yer alan Fenistil jel nedir merak edilen önemli bir konudur. Topikal antihistaminikler isimli ilaç sınıfında yer alan Fenistil jel etkisini hemen göstermektedir. Fenistil jelin etken maddesi Dimentinden maleat olarak bildirilmiştir. Bu etken madde sayesinde yanık, güneş yanığı, isilik, kurdeşen, suçiçeği ve yüzeysel hafif yanıklar gibi cilt sorunlarını tedavi etmektedir.

50 gramlık turuncu – beyaz tüp şeklinde satışa sunulan Fenistil jele eczanelerden rahat bir şekilde ulaşabilirsiniz. Cilde uygulandığı zaman birkaç dakika içerisinde kaşıntıyı ve tahrişi geçirmektedir. Bu nedenle birçok kişi tarafından tercih edilmektedir. Fenistil jelin bebeklerde ve çocuklarda iltihaplanma ve soyulma durumlarında kullanılmaması önerilmektedir. Her ihtimale karşı Fenistil jeli doktora danışarak kullanmanız daha güvenlidir.

Fenistil Jel Ne İşe Yarar?
Fenistil Jel Ne İşe Yarar?

Fenistil Jel Ne İşe Yarar?

Farklı cilt sorunlarını iyileştiren Fenistil jel, birçok fayda sağlamaktadır. Alerjik reaksiyonlar esnasında vücutta oluşan kaşıntıyı gideren Fenistil jelin doktor gözetiminde kullanılması tavsiye edilmektedir. Fenistil jelin cilde sağladığı faydalar genel anlamda şu şekilde sıralanabilir:

  • Deri döküntülerine iyi gelir.
  • Kurdeşeni tedavi eder.
  • Böcek ve sinek ısırığına iyi gelir.
  • Kızarıklık ve kaşıntıyı azaltır.
  • Cilt tahrişini iyileştirir.
  • Güneş yanıklarını iyileştirir.
  • Hafif dereceli yüzeysel yanıklara iyi gelir.
  • Ürtiker ve oküler alerjiye iyi gelir.
  • Alerjik göz nezlesine iyi gelir.
  • İltihabi olmayan cilt rahatsızlıklarına iyi gelir.

Satış rekorları kırmakta olan Fenistil jel, sağladığı faydalar ile çok yönlü bir krem olarak değerlendirilmektedir. Vücutta bulunan ve doğal bir kimyasal madde olarak bilinen Histaminin etkisine tam tersi bir etki gösteren Fenistil jel, alerji rahatsızlıklarını tedavi etmektedir. 50 gramlık tüplerde satılan Fenistil jel etkisini çok kısa bir süre içerisinde göstermektedir.

Fenistil Jel Nasıl Kullanılır?

Fenistil jelin ne işe yaradığı kadar Fenistil jel nasıl kullanılır konusunda bilgi sahibi olmakta çok önemlidir. Vücuttaki kızarıklık ve kaşıntıyı azaltan Fenistil jel birkaç dakika içerisinde etkisini göstermektedir. Ancak istenilen sonucu alabilmek için Fenistil jelin doğru bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Fenistil jelin kullanımına ilişkin doktor önerisi alınması daha doğrudur.

Eğer Fenistil jeli kendiniz kullanacaksanız, bu kremi günde 2 – 4 kere kullanmanız önerilmektedir. Fenistil jeli hem kullanmadan önce hem de kullandıktan sonra ellerinizi çok iyi bir şekilde yıkamanız tavsiye edilmektedir. Fenistil jelin uygulanacağı alan güzelce temizlenmelidir. Daha sonra kuruyan bölgeye az bir miktarda Fenistil jel sürülerek ovulmalıdır. Kremin uygulandığı bölge birkaç saat yıkanmamalıdır. Düzenli kullanıldığı zaman bir hafta içerisinde etkisini göstererek rahatsızlığı iyileştirmektedir. Eğer bir hafta geçmesine rağmen şikâyetleriniz sona ermiyorsa mutlaka bir doktora görünmeniz önerilmektedir.

Fenistil Jel Bebeklerde Kullanılır Mı?
Fenistil Jel Bebeklerde Kullanılır Mı?

Fenistil Jel Bebeklerde Kullanılır Mı?

Özellikle küçük çocuğu olan anne ve babalar, herhangi bir ilacı kullanacaklarında tedirgin olmaktadırlar. Bu konuda da son derece haklılar. Basit bir ilaç bile olsa doktora danışmadan bebeklerde kullanılmamalıdır. Herkesin merak ettiği Fenistil jel bebeklerde kullanılır mı? sorusuna yanıt vermek istiyoruz. Fenistil jeli doktora sormadan 6 aydan küçük bebeklerde kullanmamalısınız.

Doktorunuz onay verdiği takdirde, Fenistil jel 6 aydan küçük bebeklerde de kullanılabilir. Ancak bebeklerde ve çocuklarda çok geniş alanlarda bu jelin kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Özellikle de bebeklerin veya çocukların cildinde iltihaplanma ya da soyulma var ise Fenistil jel kesinlikle kullanılmamalıdır.

Fenistil Jel Hamilelikte Kullanılır Mı?

Hamilelik döneminde kullanılan yanlış ilaçların bebek üzerinde olumsuz etkileri olabilmektedir. Bu nedenle anne adaylarının bu dönemde çok dikkat etmesi gerekmektedir. Fenistil jel hamilelikte kullanılır mı sorusuna kesin olarak evet veya hayır yanıtı verilememektedir. Bu konudaki karar tamamen Kadın Doğum doktoruna bırakılmalıdır. Özellikle soyulma ve enflamasyon olan alanlarda Fenistil jelin kullanılmaması önerilmektedir.

Fenistil Jel Arı Sokması İçin Kullanılır Mı?

Fenistil jel böcek sokması, arı sokması ve sinek ısırması gibi durumlarda etkili olan bir kremdir. Son derece etkili bir ürün olan Fenistil jel, ası sokması sonrası yaralanan bölgeye sürüldüğü zaman birkaç dakika içerisinde faydasını göstererek acıyı, ağrıyı ve kızarıklığı azalmaktadır. Ayrıca şişmenin de önüne geçmektedir.

Fenistil Jel Sinek Isırığı İçin Kullanılır Mı?

Yukarıdaki soruda da yanıtladığımız gibi Fenistil jel sinek ısırığı durumlarında kullanılabilir bir kremdir. Etkisini hemen göstererek kızarıklığı ve kaşıntıyı hafifletmektedir.

Fenistil Jel Vajinal Mantar İçin Kullanılır Mı?
Fenistil Jel Vajinal Mantar İçin Kullanılır Mı?

Fenistil Jel Vajinal Mantar İçin Kullanılır Mı?

Vajinal mantar çok kaşıntılı bir süreç yaşanmasına neden olmaktadır. Fenistil jelin vajinal mantar için günde 1 defa kullanılması gerektiği belirtilmektedir. Ancak vajinal bölgedeki mantar önemli bir rahatsızlık olduğu için doktorunuza danışmadan Fenistil jeli kullanmamanız tavsiye edilmektedir.

Fenistil Jel Ayak Mantarı İçin Kullanılır Mı?

Fenistil jelin ayak mantarına iyi geldiği konusunda herhangi bir bilgi ve netleştirilmiş çalışma yoktur. Bu nedenle doktorunuza danışmadan asla ayak mantarı için kullanmayınız.

Fenistil Jel Genital Bölgeye, Vajinaya Sürülür Mü?

Fenistil jelin genital bölgeye ya da vajinaya sürülüp sürülmeyeceği çok merak edilen bir konudur. Normalde günde 2 – 4 defa kullanılabilen Fenilstil jelin bu özel bölgelere günde 1 kere kullanılması önerilmektedir. Genital bölgeye ve vajinaya sürülebilen Fenistil jelin kullanımı konusunda doktorunuz daha net bilgiler verecektir.

Fenistil Jel Göz Kapağına Sürülür Mü?

Gözler çok hassas ve dikkat edilmesi gereken organların başında gelmektedir. Fenistil jel yüze sürülebilen bir kremdir. Ancak bu kremin göz çevresinde ve göz kapağında kullanılması önerilmemektedir.

Fenistil Jel Göze Sürülür Mü?

Fenistil jel göze sürülmemelidir.

Fenistil Jel Yüze Sürülür Mü?

Fenistil jel yüze sürülen bir ilaçtır. Ancak yüzünüzde yanık, sivilce ve yara var ise Fenistil jel kesinlikle yüze sürülmemelidir. Krem yüze kullanılacağı zaman göze kaçmamasına çok dikkat edilmelidir.

Fenistil Jel Egzamaya İyi Gelir Mi?

Fenistil jel bir egzama kremi değildir. Bu nedenle birçok kişi Fenistil jel egzamaya iyi gelir mi? merak etmektedir. Fenistil jel egzama kremi olmamasına rağmen egzamaya iyi gelmektedir. Egzamanın neden olduğu kaşıntıyı ve yanmayı kısa sürede hafifletmektedir.

Fenistil Jel Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Fenistil jel güneş yanıkları ve hafif düzeydeki yanıklarda etkili olan bir kremdir. Doktorunuzun önerdiği şekilde düzenli olarak bu kremi güneş yanıkları için kullanabilirsiniz.

Fenistil Jel Mantara İyi Gelir Mi?

Arama motorlarında Fenistil jel mantara iyi gelir mi? sorusu sıkça aratılmaktadır. Kremin içerisinde bulunan prospektüsüne bakıldığı zaman mantar tedavisinden bahsedilmemektedir. Ancak doktorunuza danışarak mantar için kullanılıp kullanılamayacağı konusunda net bilgileri alabilirsiniz.

Fenistil Jel Pişiğe İyi Gelir Mi?

Fenistil jelin çok yönlü bir krem olduğunu ve birçok rahatsızlığı tedavi ettiğini makalemiz boyunca anlattık. Fenistil jel pişik için de kullanılabilen bir kremdir. Doktorunuza danıştıktan sonra önerdiği doz ve sürede pişik için Fenistil jeli kullanabilirsiniz.

Fenistil Jel Uyuza İyi Gelir Mi?

Fenistil jel uyuz tedavisinde kullanılabilen bir krem değildir. Uyuz hastalığı için uygun ilaçları doktorunuza danışarak kullanabilirsiniz.

Fenistil Jel Uçuk İçin Kullanılır Mı?

Fenistil jel uçuk için kullanılmaz.

Fenistil Jel Yanıklarda Kullanılır Mı?

Fenistil jel bir yanık kremi değildir. Bu nedenle ileri derece yanıklarda etkisini göstermez. Ancak birinci derece yanık denilen hafif yanıkların ve güneş yanıklarının tedavisinde kullanılmaktadır.

Fenistil Jel Muadili Nedir?

Fenistil jeli eczanelerde bulamadığınız zaman muadili olan ilaçları doktorunuzun önerisi ile kullanabilirsiniz. Fenistil jelin muadili olan ilaçlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Dortozim
  • Timolol
  • Oftomix
  • Oledro
  • Forza
  • Revoxin

Fenistil Jel Devlet Karşılıyor Mu?

Fenistil jel doktor tarafından reçete edildiği zaman SGK tarafından karşılanmaktadır.

Fenistil Jel Fiyatı Ne Kadar?

Fenistil jel son derece uygun fiyatlı bir kremdir. Fenistil jelin güncel fiyatı 10.22 TL’dir.

Fenistil Jel Kullananların Yorumları Neler?

Fenistil jel kullananların yorumlarının olumlu olduğu görülmektedir. Özellikle Fenistil jelin birkaç dakika içerisinde etkisini göstermesi kullanıcıları oldukça memnun etmiş. Ayrıca fenistil jelin yan etkileri ile karşılaşılmadığı da belirtilmiştir.

Tırnak eti soyulması vitamin eksikliği belirtisi mi?

Tırnaklar, aynı saçlarda olduğu gibi keratin ismindeki liflerden meydana gelmektedir. Tırnakları dış faktörlere karşı koruyan keratin, tırnakların çabuk kırılmasına da engel olmaktadır. Kişide yaşanan bazı vitamin eksikliği durumlarında tırnak eti soyulması görülmektedir. Ancak tırnak eti soyulmasının tek nedeni vitamin eksikliği değildir. Mevsimsel değişiklikler ve kuru cilt gibi etkenler de tırnak eti soyulmasına neden olmaktadır.

Tırnak Eti Soyulması Neden Olur?

Birçok kişide görülen tırnak eti soyulması neden olur sorusuna çeşitli yanıtlar verilebilmektedir. Kötü bir görüntüye neden olan tırnak eti soyulması bazı hastalıkların da habercisi olabilmektedir. Bu nedenle tırnak eti soyulmasının önemsenmesi tavsiye edilmektedir. Tırnak eti soyulmasına neden olabilecek başlıca etmenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Cilt kuruluğu
  • C vitamini eksikliği
  • Kansızlık
  • Düzensiz ve sağlıksız beslenme
  • Yetersiz beslenme
  • Kimyasal içeriğe sahip kozmetik ürünler
  • Tırnak yeme alışkanlığı
  • Cilt hastalıkları

Tırnak eti soyulması özellikle kadınlar tarafından araştırılan bir konudur. Soyulan tırnak etleri kötü bir görünüme neden olmaktadır. Bu görünümden kurtulmak için manikür uygulansa da, bir süre sonra tırnak etinde soyulmalar yeniden başlamaktadır. Bu nedenle tırnak eti soyulmasının temel nedeni belirlenerek bu nedene uygun tedavi yapılmalıdır.

Bebeklerde Tırnak Eti Soyulması Neden Olur?
Bebeklerde Tırnak Eti Soyulması Neden Olur?

Bebeklerde Tırnak Eti Soyulması Neden Olur?

Hassas bir cilt yapısına sahip olan bebeklerde çok sık görülen tırnak eti soyulması önemsenmesi gereken bir durumdur. Çoğu zaman bebeklerin ellerini emmesi nedeni ile görülen tırnak eti soyulması, Kalsiyum ve A vitamini eksikliklerinden de kaynaklanabilmektedir. Bebeklerin ayak ve el baş parmaklarında görülen tırnak eti soyulması tedavi edilebilir bir durumdur.

Hamilelikte Tırnak Eti Soyulması Neden Olur?

Hamilelik döneminde değişen hormonlar nedeniyle vücudun birçok bölümü etkilenmektedir. Etkilenen bölümlerden biri de tırnaklar olarak karşımıza çıkmaktadır. Gebelik hormonlarının etkisine bağlı olarak tırnaklar çok çabuk uzamaktadır. Hızlı uzayan tırnaklar ise zayıflayarak kırılmaktadır. Hamilelikte tırnak eti soyulmasının temel nedeni, gebelik hormonlarının etkisidir.

Gebelik sonrasında hormonlar eski haline döneceği için tırnak eti soyulması da azalarak sona erecektir. Hamilelik döneminde dengeli beslenmeye ve vitamin açısından zengin olan besinleri tüketmeye özen gösterilmelidir. Ayrıca tırnaklara bu dönemde kimyasal ürünler sürülmesi önerilmemektedir.

Tırnak eti soyulması vitamin eksikliği belirtisi mi?
Tırnak eti soyulması vitamin eksikliği belirtisi mi?

Tırnak Eti Soyulması Vitamin Eksikliği Belirtisi Mi?

Tırnak eti soyulması görüldüğü zaman akıllara ilk olarak tırnak eti soyulması vitamin eksikliği belirtisi mi? sorusu gelmektedir. Tırnak eti soyulmasının temel nedeni vitamin eksikliğidir. C vitamini eksikliği ve kansızlık durumlarında tırnak eti soyulması artmaktadır. Ancak tırnak eti soyulmasının tek nedeni vitamin eksikliği değildir. Cilt kuruluğu, yanlış beslenme, yapısal özellikler gibi çeşitli nedenler de tırnak eti soyulmasına neden olmaktadır.

Tırnak Eti Soyulması Hangi Vitamin Eksikliğinden Olur?

Tırnak eti soyulması tedavi edilmediği zaman kişinin acı çekmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle önemsenerek tedavi edilmesi gerekmektedir. Tırnak eti soyulmasının temel nedeni olarak vitamin eksikliği gösterilmektedir. Özellikle kansızlık ve C vitamini eksikliği tırnak eti soyulmasına neden olmaktadır. Bazen B12 ve D vitamin eksikliği de tırnak eti soyulmasına sebep olabilmektedir. Hangi vitamin eksikliğinden bu durumun yaşandığını öğrenmek için doktora giderek bir kan tahlili yaptırmalısınız.

Tırnak Eti Soyulmasında Ne Zaman Endişelenmeli?

Tırnak eti cilt hasarı ve soyulması çoğunlukla çevresel faktörlerden kaynaklandığı için hemen endişelenmeye gerek yoktur.

Cildi nemli tutmak ve bazı önleyici tedbirleri takip etmek gibi ev ilaçları tırnak eti soyulmasında çok yardımcı olabilir. Bununla birlikte, sorun devam ederse ve sadece cildin soyulması dışında herhangi bir ilişkili semptom gösterirse, derhal bir dermatoloğa danışmalısınız.

Tırnak Eti Soyulmasına Ne İyi Gelir?

Tırnak eti soyulması sorunu ile karşı karşıya olan kişiler tırnak eti soyulmasına ne iyi gelir? araştırmaktadır. Tırnak eti soyulmasında genelde manikür ile bu sorun giderilmeye çalışılmaktadır. Ancak temel sorun tedavi edilmediği sürece tırnak eti soyulması yeniden görülecektir. Tırnak eti soyulmasında öncelikle bu soruna neden olan etmen belirlenmektedir. Vitamin eksikliğinden kaynaklanan bir durum ise kişiye vitamin takviyesi verilmektedir.

Tırnak eti soyulan kişiler, kalkan derileri daha fazla koparmamalıdırlar. Aksi takdirde kopan alanın daha da genişlemesine neden olabilirler. Tırnak etine uygun olan manikür makası ya da tırnak makası kullanılarak tırnak etleri kesilmelidir. Daha sonra uygun bir nemlendirici sürülerek tırnak etlerinin yumuşaması sağlanmalıdır. Tırnak eti soyulması yaşayan kişilerin deterjanlardan uzak durmaları tavsiye edilmektedir. Bunu sağlamak için ellerinize eldiven takarak ev işlerini yapabilirsiniz.

Tırnak Eti Soyulması Nasıl Geçer?
Tırnak Eti Soyulması Nasıl Geçer?

Tırnak Eti Soyulması Nasıl Geçer?

Tırnak eti soyulmasının geçmesini sağlamak için tırnak etlerine uygun nemlendirici kullanılması gerekmektedir. Vücudun her bölümünün gerekli nem oranına ihtiyacı vardır. Bu nem oranı dengesi sağlanamadığı zaman tırnak etleri zayıflayarak kopar. Tırnak etlerini iyileştirebilmek için badem yağı, jojoba yağı, argan yağı, portakal yağı ve çay ağacı yağı kullanılması önerilmektedir.

Tırnak eti soyulması için aloe vera jeli ve vazelin karıştırılarak tırnaklara sürülebilir. Bu iki doğal ürünün karışımı sayesinde tırnak etlerinin yumuşaması ve yenilenmesi sağlanmaktadır. Bunun dışında, elma sirkesi ve limonu karıştırarak tırnaklarınıza sürebilirsiniz. Bu karışım da tırnak etlerinin yumuşamasını sağlamaktadır. Daha sonra yumuşayan tırnak etlerini tırnak makası yardımı ile kesebilirsiniz.

Tırnak Eti Soyulmasına Bitkisel Çözüm Nedir?

Tırnak eti soyulmasını önlemek için bitkisel çözümleri deneyebilirsiniz. Bu sayede tamamen doğal içeriğe sahip olan karışımlar ile herhangi bir aksi durumla karşılaşmadan tırnak eti soyulması sorunundan kurtulabilirsiniz. Tırnak eti soyulmasına iyi gelen bazı bitkisel çözüm önerileri şu şekilde sıralanabilir:

Kütikül Bakım: Çok sıcak ya da çok soğuk olmayan bir su hazırlanmalıdır. Suyun içerisine birkaç damla lavanta yağı, kantaron yağı ve bir çay kaşığı süt eklenmelidir. Parmak kenarında oluşan yaraları kantaron yağı iyileştirecektir. Lavanta yağı ise hoş bir koku yayacaktır. Tırnaklarınızı bu su içerisinde 5 dakika kadar bekletin ve sonrasında portakal çubuğu ile tırnak etlerinizi geriye doğru itin.

Zeytinyağı: Kolay ve hızlı sonuç almak için zeytinyağını kullanabilirsiniz. Doğal bir nemlendirici olan zeytinyağını pamuk ile tırnak diplerinize sürebilirsiniz. Tırnak etlerinin zeytinyağını çekmesini bekleyin ve tırnaklarınızı hemen yıkamayın.

Vazelin: Nemlendirici olmadığı halde nemlendirici işlevi olan vazelin, nemin tırnak derisinde kalmasını sağlar. Tırnak etlerini yumuşatan vazelin, tırnak eti soyulmasını da engeller.

Tırnak Eti Soyulması İçin Krem Var Mı?
Tırnak Eti Soyulması İçin Krem Var Mı?

Tırnak Eti Soyulması İçin Krem Var Mı?

Tırnak eti soyulması acı verdiği gibi kötü bir görüntüye de neden olmaktadır. Bunun önüne geçmek amacıyla tırnak eti soyulması için krem var mı? merak edilmektedir. Tırnak eti soyulması için en çok kullanılan kremlerin başında, Lapitak tırnak bakım kremi gelmektedir. İçeriğinde bulunan E vitamini sayesinde sertleşen ve kuruyan tırnak etlerini yumuşatarak soyulmaları önlemektedir. Bunun dışında Mavala tırnak eti yumuşatıcı krem de en çok kullanılan kremler arasındadır.

Tırnak Eti Soyulması İçin Hangi Doktora-Bölüme Gidilir?

Tırnak eti soyulmasına çözüm bulamayan kişilerin mutlaka bir kan tahlili yaptırması gerekmektedir. Bunun için hastanelerin Dermatoloji bölümlerinde hizmet veren Cildiye uzmanlarına gidilmelidir.

Tırnak Eti Soyulması Hangi Vitamin Eksikliğinin Belirtisi

Vazelin geciktirir mi, kayganlaştırıcı olarak kullanılır mı?

Neler Okuyacaksınız?

Günlük hayatta en çok kullanılan kremlerin başında gelen vazelin; iş yerlerinde, evlerde, okullarda, ofislerde mutlaka bulunan bir üründür. Kozmetik sektöründe çok sık yer verilen vazelin merhem olarak kullanılmaktadır. Bununla beraber pansuman açısından koruyucu özellik taşımaktadır. Bozulmayan bir özelliğe sahip olan vazelin kokmadığı gibi cildi tahriş de etmemektedir.

Vazelin Nedir?

Cildi besleyen, çatlayan cildi iyileştiren ve cildi nemlendiren vazelin nedir sorusuna birçok cevap verilebilmektedir. Petrolden elde edilmekte olan atıklarla hazırlanan vazelin doğal bir özdür. Petrol jelatini olarak da bilinen vazelin şeffaf, kokusuz ve yoğun dokulu bir üründür. Sağlığı ve güzelliği teşvik eden vazelinin birçok faydası bulunmaktadır. Mineral özelliğe sahip olan vazelinin alerji yapma riski de yoktur.

Cildi nemlendiren vazelin cilt üzerindeki nemin buharlaşmasını engellemektedir. Vazelin hem A hem de B vitamini yönünden zengindir. Bu özelliği ile ciltte oluşan hasarları çok güzel bir şekilde onarmaktadır. Yanma, yüzeysel yaralanma ve tahriş gibi durumlarda vazelin çok iyi bir kurtarıcı olmaktadır. Vazelin ayrıca cilde dokunacak herhangi bir şeyden cildi izole etmektedir.

Vazelin Ne İşe Yarar?
Vazelin Ne İşe Yarar?

Vazelin Ne İşe Yarar?

Kullanım alanı çok geniş olan vazelinin özellikle cilde olan faydaları ön plandadır. Yapılan çeşitli araştırmalar sonrasında vazelinin el ve ciltte oluşan yaraları iyileştirdiği tespit edilmiştir. 1859 yılında ilk olarak keşfedilen vazelin ne işe yarar detaylı çalışmalar sonucu belirlenmiştir. Vazelinin özellikle nemlendirme özelliğinin çatlaklara iyi geldiği belirlenmiştir. Bu özelliği sebebi ile birçok kişi topuklarda, dirseklerde veya vücudun diğer bazı bölümlerinde oluşan çatlaklar için vazelini tercih etmektedir.

Kış aylarının gelmesi ile beraber özellikle kuru çatlaklar için vazelin etkili bir kremdir. Ayrıca bileklerde oluşan burkulma ağrılarına vazelin ile yapılan masaj iyi gelmektedir. Yaralar ve deri iltihaplarının iyileşmesi konusunda da vazelin büyük bir işleve sahiptir. Kaslarda ve eklemlerde rahatlama sağlayan vazelin, sporcu yaralanmalarında çok sık kullanılmaktadır. Bunun yanında eklem ağrıları ve romatizma rahatsızlıklarında da vazelin iyileştirici bir etkiye sahiptir.

Vazelin Neye İyi Gelir?

Bir tür nemlendirici olan vazelin deride oluşan kırışıklıkların ve çatlakların giderilmesine iyi gelir. Bilek ya da boyun bölümlerine sürüldüğü zaman parfüm kullanmış hissi yaratan vazelinin hoş bir kokusu vardır. Birçok kişi tarafından kullanılan vazelin neye iyi gelir tam olarak bilinmemektedir. Cildin normalden daha parlak görünmesini sağlayan vazelin dudaklara da iyi gelmektedir.

Ciltteki nemi hapseden vazelin sayesinde cilt yumuşacık olur. Ayrıca vazelinin sıyrıklar ve küçük kesiklere de iyi geldiği belirtilmektedir. Soğuk havalarda çatlayan dudaklara iyi gelen vazelin, dudakların korunmasına yardımcı olmaktadır. Güzel görünümlü kaşlara sahip olmak isteyenlerin tercihi olan vazelin, kaşların kolay şekil almasını sağlamaktadır. Ayrıca kaşları daha dikkat çekici hale getirmektedir.

Vazelinin Faydaları Neler?

Bakım kremi olarak tercih edilebilen vazelinin faydaları bir hayli fazladır. Özellikle cilt kuruluğunu gideren vazelinin cilde sağladığı faydalar dikkat çekicidir. Hemen her evde bulunan vazelinin sağladığı temel faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Ciltte oluşan yaralara, çatlaklara ve çiziklere iyi gelir.
  • Yanık tedavisinde kullanılır.
  • Kurumaya bağlı olarak oluşan pul pul dökülmeleri geçirir.
  • Cildin nem dengesini düzenler.
  • Diz ve dirseklerde oluşan kararmaları geçirir.
  • Cilde parlak bir görünüm kazandırır.
  • Ayakta oluşan nasır ve çatlakları tedavi eder.
  • Ölü hücrelerin vücuttan kolay bir şekilde atılmasına yardımcı olur.
  • Dudak çatlaklarını önler ve oluşan çatlakların iyileşmesini sağlar.
  • Kirpik dökülmesine iyi gelir.
  • Yüksek orandaki mineral içeriği sayesinde kaşların gürleşmesine yardımcı olur.
  • Tırnak bakımında kullanılır.
  • Tırnak kırılmalarına iyi gelir.
  • Bebeklerde kızarıklık ve pişik için kullanılır.
  • Gözaltı kırışıklarına ve torbalarına iyi gelir.
  • Sivilceler üzerinde olumlu etkileri vardır.
  • Güneş yanıklarının iyileşmesine yardımcı olur.
  • Parfüm sıkılan yerin üstüne sürüldüğü zaman kokunun kalıcı olmasını sağlar.
  • Deri kıyafetlere ve eşyalara sürüldüğü zaman eşyaların yeni gibi parlamasına yardımcı olur.
Vazelinle Çizik Giderme Nasıl Yapılır?
Vazelinle Çizik Giderme Nasıl Yapılır?

Vazelinle Çizik Giderme Nasıl Yapılır?

Vazelinin bitmek bilmeyen faydalarından yazımızın ilk kısmında bahsettik. Ancak vazelinin birçok kişi tarafından bilinmeyen vazelinle çizik giderme nasıl yapılır faydasından bahsedeceğiz. Evdeki mobilyalarda oluşan çizikler çok can sıkıcı olmaktadır. Çeşitli nedenlerle oluşan bu çizikler kötü bir görüntüye sebep olmaktadır. Herhangi bir boyama işlemi yapmadan vazelin sayesinde çizikleri giderebilirsiniz.

Mobilyalarınızda çiziklerin olduğu bölgeye vazelini belirli bir miktarda sürün. Akşam saatlerinde süreceğiniz vazelini sabaha kadar bekletin. Sabah mobilyanıza baktığınızda çiziğin yok olduğunu görecekseniz. Şişen ahşaptaki çizik bölgeler vazelin ile dolacağı için çiziğin kaybolmasını sağlayacaktır. Dolan kısımlardan arta kalan vazelini temiz bir bezle silebilirsiniz.

Vazelin Yüze Sürülür Mü?

Vazelin yüze sürülür mü sorusu özellikle cilt bakımına önem veren kişiler tarafından çok merak edilmektedir. Vazelin yüze sürülebilir. Ancak her ihtimale karşı vazelini yüzünüzde kullanmadan önce cilt doktoruna danışmanız önerilmektedir. Yüz kısmında akne ve sivilce bulunan kişilerin vazelin kullanmamaları tavsiye edilmektedir. Aksi takdirde vazelin sivilceleri tetikleyerek sivilcelerin artmasına neden olabilir.

Vazelin Kirpik Uzatır Mı?

Uzun ve kıvrım kıvrım kirpikler herkesin hayalidir. Ancak bazı kişiler bu hayale doğuştan sahip olurken, bazı kişilerin kirpikleri çok kısa ve düz olmaktadır. Kısa ve düz kirpiğe sahip olan kişiler için etkileyici bir ürün olan vazelin, kirpiklerin uzamasına yardımcı olmaktadır. Kirpik diplerinin beslenmesini sağlayan vazelin, kirpiklerin yeniden gür bir şekilde çıkmasını sağlamaktadır. Vazelini gece yatmadan önce kirpiklerinize maskara fırçası ile sürebilirsiniz.

Vazelin Ağrıya İyi Gelir Mi?

Vazelinin faydalarından biri de, ağrıları hafifletmesidir. Eklemlerde ve kaslarda rahatlama sağlayan vazelin, ağrının azalmasına yardımcı olmaktadır. Özellikle sporcu yaralanmalarında vazelin ilk olarak kullanılan ürünler arasındadır. Ayrıca eklem ağrıları ve romatizma için de vazelin kullanılması tavsiye edilmektedir.

Vazelin Alerjiye İyi Gelir Mi?

Alerjiler özellikle bahar aylarının gelmesi ile beraber artmaktadır. Alerjisi olan kişilerde burun ve dudak bölümünde alerjinin belirtileri görülmektedir. Yapılan araştırmalar çerçevesinde, dışarıya çıkmadan hemen önce burun kanalarına ve dudak üzerine sürülen vazelinin alerjiyi hafiflettiği belirlenmiştir. Doktorunuza danışarak alerji için vazelini kullanabilirsiniz.

Vazelin Öksürüğe İyi Gelir Mi?

Öksürük birçok kişinin canını sıkan sağlık sorunlarından biridir. Özellikle gece artan öksürük, kişinin uyku kalitesini azaltmaktadır. Vazelinin direkt olarak öksürüğü kestiğine dair bir çalışma yoktur. Ancak boğaz kısmına vazelin ile yapılan masajın boğazı yumuşatması sayesinde öksürüğü hafifleteceği belirtilmektedir.

Vazelin Cilt Lekelerine İyi Gelir Mi?

Faydaları bir hayli fazla olan vazelinin cilt lekelerine iyi geldiği belirtilmektedir. Vazelinin özellikle güneş lekelerine iyi geldiği belirlenmiştir. Güneş lekelerinin üzerine akşam yatmadan önce sürülen vazelinin lekeleri azalttığı tespit edilmiştir.

Vazelin Cilt Kırışıklığına İyi Gelir Mi?

Vazelin birçok farklı cilt bakım kreminin içeriğinde kullanılan bir üründür. Buradan vazelinin cilde iyi geldiği anlaşılmaktadır. Özellikle kırışıklık sorunu yaşayanlar için vazelin cilt kırışıklığına iyi gelir mi? sorusunun yanıtı çok önemlidir. Cilde esnekliğini geri kazandıran vazelin, ciltte oluşan kırışıklıkların azalmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca kırışıklık oluşmadan kullanıldığı zaman kırışıklığın oluşmasını da engellemektedir.

Vazelin Çatlaklara İyi Gelir Mi?

Cildi çok iyi bir şekilde nemlendiren vazelin çatlaklara iyi gelmektedir. Cilt kuruluğunu gideren vazelinin cilde faydaları bir hayli fazladır. Çatlaklarla mücadele eden kişilerin ilk tercihi olan vazelin, çatlakların tedavi olmasını sağlamaktadır.

Vazelin Basura İyi Gelir Mi?

Ağrılı ve sıkıntılı bir sağlık sorunu olan basur, birçok kişinin başına gelmektedir. Basur olan bölgeye sürüldüğü zaman koruyucu bir bariyer oluşturan vazelinin hemoroidleri yumuşatma etkisi vardır. Kaşıntıyı ve daha fazla hasarı önlemek için basur hastalarına vazelin kullanmaları önerilmektedir.

Vazelin Çillere İyi Gelir Mi?

Güneş lekelerini ve sıyrıkları geçiren vazelinin çillere iyi geldiğine dair herhangi bir bilimsel çalışma yoktur. Bu nedenle cilt doktorunuza danışmadan çiller için vazelini kullanmanız tavsiye edilmemektedir.

Vazelin Varise İyi Gelir Mi?

Çeşitli nedenlere bağlı olarak oluşan varis nedeniyle ağrı çeken birçok kişi vardır. Vazelin direkt olarak varisi geçirmese de varisin yarattığı şişliği ve ağrıyı hafifletmektedir.

Vazelin Pişiğe İyi Gelir Mi?
Vazelin Pişiğe İyi Gelir Mi?

Vazelin Pişiğe İyi Gelir Mi?

Kullanım alanı oldukça geniş olan vazelin çatlak, yanık, kuruluk, morarma ve pişik gibi çok çeşitli cilt sorunlarına iyi gelmektedir. Koruyucu bir bariyer oluşturan vazelin sayesinde pişiğin yarattığı acı ve tahriş azalmaktadır.

Vazelin Egzamaya İyi Gelir Mi?

Aşırı kuruyan ve zamanla egzama belirtileri gösteren cilde doktor gözetiminde vazelin kullanımı tavsiye edilmektedir. Vazelin sayesinde egzamaya bağlı olarak oluşan döküntü, kaşıntı ve tahrişler giderilmektedir.

Vazelin Mantara İyi Gelir Mi?

Vazelin mantar tedavisinde kullanılan bir ürün değildir. Ciltteki birçok soruna iyi gelen vazelinin mantara iyi geldiğine dair herhangi bir bilimsel çalışma yoktur.

Vazelin Selülite İyi Gelir Mi?

Deride portakal kabuğu görünümüne neden olan selülit, özellikle kadınların korkulu rüyalarından biridir. Sık kilo alıp verme ve yanlış beslenme düzenine bağlı olarak oluşan selülit için vazelini kullanabilirsiniz. Selülit oluşan bölgeye düzenli olarak vazelin sürdüğünüz zaman selülit görünümünün azaldığını göreceksiniz.

Vazelin Morluklara İyi Gelir Mi?

Cildi nemlendirmesi ile ün kazanan vazelin morlukların da hafiflemesine yardımcı olmaktadır. Morluk olan bölgeye az miktarda vazelini sürerek masaj yapabilirsiniz.

Vazelin Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Vazelin güneş yanığında kullanılan etkili tedavi yöntemlerinden biridir. Güneş yanığı oluşan bölgelere gece yatmadan vazelini az miktarda sürün ve sabaha kadar bekletin. Bu sayede hem yanıkların hem de güneş lekelerinin azaldığını göreceksiniz. Tamamen doğal olan vazelinin bir yan etkisi de olmayacaktır.

Vazelin Topuk Dikenine İyi Gelir Mi?

Vazelinin topuk dikenine iyi geldiği belirtilmektedir. Yarım limon suyu ile vazelini karıştırarak içerisine bir tane ezilmiş aspirini ekleyin. Bu karışımı her gece taze hazırlayarak topuğunuza sürerek topuğunuzu sarın. 3 gün bu kürü uygulayabilirsiniz.

Vazelin Uçuk İzine İyi Gelir Mi?

Vazelin özellikle dudaklarda oluşan çatlak ve uçuk tedavisinde etkili bir kremdir. Uçuk nedeniyle dudakta oluşan izin üzerine düzenli olarak vazelini sürebilirsiniz.

Vazelin Topuk Çatlaklarına İyi Gelir Mi?

Topuk çatlakları kişinin ciddi ağrı çekmesine neden olan bir sorundur. Topuk çatlaklarını vazelin ile evde doğal bir şekilde tedavi edebilirsiniz. Gece yatmadan önce ayaklarınızı ılık suyla yıkayın ve kurulayın. Daha sonra topuklarınıza bir miktar vazelin sürün ve masaj yapın.

Vazelin Saç Çıkarır Mı, Uzatır Mı?

Bir çeşit mineral yağ olan vazelin saçları besleyerek uzamasına yardımcı olmaktadır. Saçları kökten uca besleyen vazelin, haftada 1-2 kez saç diplerine sürülebilir. Bu sayede saç kökleri canlanarak daha çok saç çıkması ve saçların uzaması sağlanır.

Vazelin Genital Bölgeye Sürülür Mü?

Vazelin genital bölgeye sürülebilir. Ancak genital bölgenin iç kısmına sürülmemesi tavsiye edilmektedir. Genital bölgenin iç kısmı dikkat gerektirmektedir. Bu nedenle genital bölgenin dış kısmına vazelinin sürülmesi önerilmektedir.

Vazelin Vajinayı Beyazlatır Mı?

Vajinal bölgenin beyazlaması için vazelinden yardım alınabilir. 1 çay kaşığı kadar vazelin ile 1 çay kaşığı limon suyu ve yarım bardak elma suyunu karıştırın. Bu karışımı vajinal bölgeye uygulayın. Ancak bu bölgenin kuru olmasına dikkat edilmelidir. Vajinanın dış kısmına süreceğiniz bu karışımı iç kısımlara sürmeniz önerilmemektedir.

Vazelin Vajina Mantara İyi Gelir Mi?
Vazelin Vajina Mantara İyi Gelir Mi?

Vazelin Vajina Mantara İyi Gelir Mi?

Vajinal mantar özellikle kaşıntı ve kızarıklığa neden olmaktadır. Bu durumdan kurtulmak için tamamen doğal içeriğe sahip olan vazelini kullanabilirsiniz. Temiz bir kap içerisine yarım kahve fincanı kadar kükürt ve 100 gram kadar vazelini ekleyerek karıştırın. İçerisine su ekleyerek karışımı krem haline getirin ve mantar bölgesine sürün. Bu işlem günde iki defa uygulanabilir. Her ihtimale karşı karışımı kullanmadan önce doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir.

Vazelin Memeye Sürülür Mü?

Vazelinin cilde olan faydaları yadsınamaz. Ancak vazelinin göğüs büyütme amacı ile memeye sürülmesi önerilmez. Vazelinin göğüsleri büyütme etkisi yoktur.

Vazelin Dudağa Sürülür Mü?

Yoğun bir nemlendirici olan vazelin dudağa sürülebilir. Piyasada yer alan birçok pahalı dudak nemlendiricilerine rakip olarak özelliğe bile sahiptir.

Vazelin Dudak Büyütür Mü?
Vazelin Dudak Büyütür Mü?

Vazelin Dudak Büyütür Mü?

Dolgun dudaklara sahip olmak isteyen kişilere mucizevi etkiler yaratan vazelin önerilmektedir. Vazelini tarçın veya bal ile karıştırdıktan sonra dudaklarınıza uygulayın ve 5 dakika kadar bekletin. Beş dakika sonunda vazelin dudak büyütür mü? Sorusunun yanıtının evet olduğunu deneyimleyerek görmüş olacaksınız. Vazelin dudakların dolgun görünmesini sağlamaktadır.

Vazelin Dudak Çatlağına İyi Gelir Mi?

Dudak çatlağının doğal tedavi yöntemlerinden biri vazelindir. İçeriği doğal olan ve nemlendirici özelliği bulunan vazelin, dudakları besleyerek çatlakları tedavi etmektedir.

Vazelin Göğüs Büyütme Nasıl Yapılır?

Vazelinin göğüs büyütme etkisi yoktur. Ancak uzmanlar tarafından yapılan açıklamaya göre, vazelin göğüslerde kan akışını hızlandırmaktadır. Bu sayede o anlık göğüsler büyük görünse de kalıcı olarak bir büyütme söz konusu değildir.

Vazelin ile Kirpik Uzatma Nasıl Yapılır?

Doğal vazelin yağı sayesinde kısa kirpiklerinizden kurtularak uzun ve gür kirpiklere sahip olabilirsiniz. Gece yatmadan önce vazelin yağını kirpiklerinize sürebilirsiniz. Düzenli kullanım sayesinde kirpik köklerini besleyen vazelin, yeni kirpiklerin çıkmasına yardımcı olmaktadır.

Vazelin ile Kaş Gürleştirme Nasıl Yapılır?

Kaşlara düzenli olarak sürülen vazelin, kaşları besleyerek kaşların dökülmesini engellemektedir. Geceleri uyumadan önce pamuk veya kulak çubuğu ile kaşlarınıza vazelin sürebilirsiniz. Bu işlemi her gece düzenli olarak yapmanız gerekmektedir.

Vazelin ile Tırnak Uzatma Nasıl Yapılır?

Tırnakları besleyerek tırnak kırılmalarını önleyen vazelin, tırnakların uzamasına da yardımcı olmaktadır. İçeriğinde E vitamini bulunan vazelin tırnakların uzamasını sağlamaktadır. Her gece tırnaklarınıza vazelin sürerek kısa zamanda tırnaklarınızın uzadığını görebilirsiniz.

Vazelin Göz Altı Torbası İçin Kullanılır Mı?

Göz altı torbalarından kurtulmak için vazelinin doğal etkilerinden yararlanabilirsiniz. İçeriğindeki mineraller sayesinde her gece sürülen vazelin ile göz altı torbalarının görünümü hafifleyecektir.

Vazelin Kalçayı Büyütür Mü?

Birçok kişi vazelin kalçayı büyütür mü? merak etmektedir. Aynı göğüslerde olduğu gibi kalçada da anlık kan akışı hızı nedeniyle etkili olan vazelin kalıcı olarak kalçaları büyütmemektedir.

Vazelin Geciktirir Mi?
Vazelin Geciktirir Mi?

Vazelin Geciktirir Mi?

Erken boşalma sorunu yaşayan kişilere vazelin kullanmaları önerilmektedir. Cinsel ilişki sırasında sürtünmeyi azaltacak olan vazelin erken boşalmanın da önüne geçmektedir.

Vazelin Kayganlaştırıcı Olarak Kullanılır Mı?

Vazelini kayganlaştırıcı olarak kullanan birçok kişi vardır. Bazı uzmanlar vazelinin kayganlaştırıcı olarak kullanılmasında bir sakınca görmez. Ancak bazı uzmanlar vazelinin kayganlaştırıcı olarak kullanılmasının enfeksiyona neden olacağını belirtmektedir.

Vajinaya Vazelin Sürmek Zararlı Mı?

Vazelin vajinaya sürülebilen bir kremdir. Ancak vazelinin vajinanın iç kısmına değil dış kısmına sürülmesi önerilmektedir.

Vazelin Zararları Neler?

Faydaları saymakla bitmeyen vazelinin bazı zararları da mevcuttur. Bu nedenle vazelin zararları neler? öğrenmeniz önemlidir. Vazelinin zararları şu şekilde maddeler halinde sıralanabilir:

  • Yağlı cilt yapısına sahip olan kişilerde cilt rahatsızlıklarına neden olabilir.
  • Yağ dokusunun artmasına neden olur.
  • Östrojen hormonuna bağlı olan sorunları artırır.
  • Adet dönemi sorunlarına neden olur.
  • Kısırlığa neden olabilir.

Vazelin Fiyatı Ne Kadar?

Birçok farklı markanın ürettiği vazelin çeşitleri bulunmaktadır. Markaya ve ürünün boyutuna göre vazelinin fiyatları 10 – 50 TL arasında değişmektedir.

Şişkinlikten nasıl kurtulunur ve bir gecede kilo verilir?

Şişkin bir karın sindirim sistemi hastalıklarından besin alerjilerine, sağlıksız beslenme alışkanlıklarından ödeme kadar birçok nedenden kaynaklanabilir. Peki karnınızdaki şişkinliğin bazı virüs ve bakterilerden kaynaklı olabileceğini hiç düşünmüş müydünüz?

Şişkin Bir Karna Neden Olan O Bakteri: Helicobakter Pylori

Helicobacter pylori mide ve oniki parmak bağırsağının çeşitli bölgelerini enfekte edebilen bir bakteri çeşididir. Uzun bir süre vücutta bulunduklarına dair bir belirti göstermezler ve enfekte olduğunuzdan şüphelenmeyebilirsiniz. Geç belirti veren bu bakteri doğal olarak geç tedaviye neden olur ve bu durum ülsere, mide kanserine neden olabilir.

Helicobacter pylori enfeksiyonu, insanlarda zar zor görülebilen semptomlarla kendini gösterebilir: şişkinlik, mide ekşimesi, ishal, gaz ve mide rahatsızlığı. Bu belirtiler genellikle vücudun normal işleyişi sanılarak göz ardı edilir. Bu bakteri ruh halinizi de mahvedebilir. Bakterilerin gelişmesi beyindeki serotonin seviyesini düşürerek depresyon ve kaygıya neden olur.

Helicobacter Pylori Nasıl Tedavi Edilir?
Helicobacter Pylori Nasıl Tedavi Edilir?

Helicobacter Pylori Nasıl Tedavi Edilir?

Neyse ki, helicobacter pylorinin neden olduğu hastalıklar tedavi edilebilir. Tedavi genellikle mide asidi salgısını azaltmak için antibiyotik ve ilaçların bir kombinasyonudur.

Uygun bir beslenme düzeni önemlidir.  Çinkoyla beraber fazladan A, C ve E vitaminleri almak mideyi aşırı yüklenmekten korumak için gerekli önlemlerdir.

Ayrıca probiyotikler içeren yiyeceklerin tüketilmesi de tavsiye edilir. Hijyen bu tedavide kritik bir noktadadır.  Sokaktan geldiğinizde ve yemek yemeden önce mutlaka ellerinizi iyice yıkayın. İçme suyu için ise arıtılmış su tercih edilmelidir.

Şişkinlik Önleyici İçecek Nasıl Hazırlanır?
Şişkinlik Önleyici İçecek Nasıl Hazırlanır?

Şişkinlik Önleyici İçecek Nasıl Hazırlanır?

Karındaki şişliği gidermek için etkili bir içecek hazırlayabilirsiniz. Bu içecek için gerekli malzemeler şunlardır:

  • 1 limon
  • 1 salatalık
  • 1 yemek kaşığı aloe vera suyu
  • 1 demet kişniş veya maydanoz
  • Yarım yemek kaşığı su

Bir içecek hazırlamak oldukça basit. Tüm malzemeleri bir blender veya mutfak robotunda karıştırmanız yeterlidir. Şişkinlik önleyici içecek aç karnına içilmelidir ve günde bir bardak içmek yeterlidir. Daha fazla iyileştirici etki sağlamak için öğün aralarında bir bardak daha içebilirsiniz.

Bu ilaç sindirim sistemi için son derece faydalıdır, ilk bardaktan sonra daha iyi hissedebilirsiniz. Tüm malzemeleri metabolizmanızı uyarır ve bu malzemeler siz uyurken bile yağ yakıcı etkiye sahiptir.

Yüksek ateşi düşürmek için evde neler yapılabilir?

Ebeveynler, çocuklarında yüksek ateş olduğunu fark ettikleri anda panikleyerek çocuklardaki ateşi düşürmek için farklı yöntemlere başvurabilmektedir. Ebeveynlerin başvurduğu bu yöntemlerden bazıları ise çocuğun ateşini daha da yükseltebilir. Bu nedenle ‘Ateşe ne iyi gelir?’ sorusunun yanıtının çok iyi araştırılması gerekmektedir. ‘Ateş nasıl düşürülür?’ ve ‘Ateşi ne düşürür?’ sorularının yanıtlarına haberimizin içeriğinden ulaşılabilir.

Yüksek Ateş Nedir?

Vücut ısısının 38 derecenin üstüne çıkmasına yüksek ateş denilmektedir. Vücuda yerleşen mikropların bağışıklık sistemini olumsuz etkilemesi yüksek ateşin en belirgin nedeni olarak bilinmektedir. Yüksek ateş, bağışıklık sisteminin aktif çalıştığı anlamına da gelmektedir. Ancak bebeklerde ve çocuklarda vücut ısısının 40 dereceyi geçmesi havale geçirme riskini yükselttiği için sağlık açısından tehlikeli olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle bebek ya da çocuğun ateşi bu seviyelere vardığında derhal bir sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir. Peki, o anda sağlık kuruluşuna gidecek imkân bulunmuyorsa yüksek ateşi düşürmek için ne yapılmalıdır? İşte yüksek ateşi düşürmek için evde uygulanabilecek doğal yöntemler.

Yüksek Ateşe Ne İyi Gelir?
Yüksek Ateşe Ne İyi Gelir?

Yüksek Ateşe Ne İyi Gelir?

Vücut ısısı yüksek ateş seviyelerine ulaştığı zaman ateşli havale olarak adlandırılan durum görülmektedir. Ateşli havale durumunun en fazla görüldüğü yaş grubu ise 6 aylık ile 5 yaş aralığındaki çocuklardır. Ateşli havalede vücut ısısı 39 ile 40 dereceye kadar yükselmektedir. Ateşli havale geçiren çocuklarda morarma ve bilinç kaybı gibi durumlar görülmektedir. Böyle bir durumda ebeveynler telaşa kapılmadan çocuğun düşmesini ve bir yere çarpmasını engellemelidir. Çocuk derhal ebeveyne dönük olacak şekilde sırt üstü ve başı da yan tarafa bakacak şekilde tutulmalıdır. Çocuğun hava kanallarının açık olmasına ve nefes almasının sağlanmasına çok dikkat edilmelidir. En kısa süre içerisinde bir sağlık kuruluşuna götürülmesi kesinlikle ihmal edilmemelidir.

Yüksek Ateşi Düşürmek İçin Evde Neler Yapılabilir?

Yüksek Ateşi Düşürmek İçin Evde Neler Yapılabilir?

Vücudunuz harici (hava değişikliği) veya dahili (viral veya bakteriyel enfeksiyon) değişiklikler yaşadığında, ateşle tepki verebilir. Vücut sıcaklığınız sağlıklı olan 36.5-37.0 0C aralığının dışına çıkarsa, farmasötik ilaçlar olmadan yüksek ateşi düşürmek için evde yapabileceklerinizi sizler için derledik. İşte yüksek ateşi düşürmek için evde yapabileceğiniz doğal uygulamalar.

1- Zencefil çayı için

Baharatlı zencefil terlemeye neden olur ve iltihabı tedavi eder. Bu nedenle, 1 bardak kaynamış suda 1/2 çay kaşığı kıyılmış zencefil kökünün demlenmesinden yapılan çayın içilmesini önerir.

2- Acı biber tüketin

Zencefildeki baharat gibi, acı biberin etken maddesi olan kapsaisin’deki güçlü ısı, hızlı kan dolaşımını destekler. ateşi düşürmek için yemeğinize acı biber serpmenizi önerir.

3- Islak çorap giyin

Kulağınıza saçma gibi gelebilir ama bu halk ilacı gerçekten işe yarıyor. Öncelikle ayaklarınızı sıcak suda bekletin. Ardından ayaklarınızı sıcak sudan çıkarır çıkarmaz, soğuk suyla nemlendirilmiş pamuklu çoraplarınızı giyin. Islak çorapların üzerine kuru yün çorapları geçirin ve yatağa yatın. Bu doğal uygulama kanı ayaklarınıza çekerek genel kan dolaşımını artırdığı için yüksek ateşi düşürmede işe yarar.

4- Soğuk üzüm yiyin

C vitamini bakımından yüksek, buzdolabında soğutulmuş üzümlerin hem serinletici bir rahatlama hem de bağışıklık sistemini güçlendirebileceğini söylüyor .

5- Sirke banyosu yapın

1/2 fincan sirke katılmış ılık su dolu bir küvete girin . Sadece 5-10 dakika ateşi önemli ölçüde azaltabilir.

6- Sirkeli patates uygulayın

Patates dilimlerini 10 dakika boyunca sirke içinde bekletin. Ardından, alnınıza patates dilimlerini koyun ve üzerine bol bir bez örterek 20 dakika boyunca uzanarak bekleyin.

7- Kemik suyuna çorba için

Hepimiz tavuk çorbasının soğuk algınlığı için en iyi tedavi olduğunu biliyoruz. Kemik suyu ateş için en iyi tedavi yöntemlerinden birisidir. Bunun nedeni, kemiklerdeki kıkırdağın sağlıklı bağışıklık fonksiyonunu desteklemesi ve vücudun enfeksiyona karşı savaşmasını kolaylaştırmasıdır.

8- Alnınıza ve karnınıza elma sirkeli bez uygulayın

Her derde deva mucizevi sirke ateş için de fazlasıyla işe yaramaktadır. Bir bezi seyreltilmiş elma sirkesi ile ıslatın. Ardından bezi alnınıza veya karnınıza uygulayın. Bu yöntem yüksek ateşi doğal olarak düşürecektir.

Bebek ve Çocuklarda Ateş Düşürme Yöntemleri Neler?

Bebek ve çocuklarda ateşin nasıl düşürüleceği sorusunun yanıtı yaş gruplarına göre değişmektedir. Bebeklerde, çocuklarda ve yetişkinlerde ateşi düşürmek için farklı yöntemler uygulanmaktadır. Yüksek ateş, yaş grubu olarak en fazla bebekleri tehdit etmektedir. Peki, ‘Yaş gruplarına göre ateş nasıl düşürülür?’ İşte bu sorunun yanıtı;  

Bebek ve Çocuklarda Yüksek Ateşi Düşürmenin Yöntemleri

Bebeklerin hastalanmaması için kat kat giyindirilmesi adeta bir gelenek haline gelmiştir. Üstelik bebeklerin bulundukları odanın da sıcak olmasına çok dikkat edilmektedir. Bebeğin ateşinin yükseldiği fark edildiği zaman üzerindeki fazla kıyafetler çıkartılmalıdır. Öncelikle yelek tarzı yünlü giysilerin çıkartılmasına çok dikkat edilmelidir. Ayrıca odanın sıcaklığı ölçülerek 20 dereceye kadar düşürülmelidir.  

Ateşi yükselen çocuğa anne sütünün verilmesi kesinlikle ihmal edilmemelidir. Annesini emen bebeklerde emzirmeye devam edilmeli, annesini emmeyen bebeklere ise sevdiği sıvı içecekler verilmelidir. Çünkü bebeğin ateşi yükseldiği zaman vücudu sıvı kaybetmeye başlayacaktır.

Bebeğe ya da çocuğa ateş düşürücü ilaç verilecekse doktorun tavsiye ettiği veya kullanma kılavuzundaki bilgilerde önerilen dozda verilmelidir. Yine uygun pozisyonda bebeğe fitil konularak da ateşi düşürülebilir.

Bebeğe ılık suda duş aldırılırsa vücut ısısı aniden düşecektir.

Çocukların ateşini düşürmek için alnına kesinlikle bez konulmamalıdır. Yine sirkeli su gibi maddeler çocuğun ateşini düşürmesi için vücuduna sürülmemelidir. Çocuklara doktor tavsiyesi haricinde antibiyotik kesinlikle verilmemelidir.

Bebek ve Çocuklarda Yüksek Ateşi Düşürmenin Yöntemleri Neler?

Bebeklerin ve çocukların ateşini düşürmek için uygulanan tedbirli yöntemlere yetişkinlerde gerek olmadığı için yetişkinlerde yüksek ateşi düşürmek daha kolay olmaktadır. Yetişkinlerde yüksek ateşi düşürmenin yöntemleri ise şöyle sıralanabilir;

Yetişkinlerde Ateş Düşürme Yöntemi

  • Hafif ılık suyla duş alınması
  • Bolca su içilmesi
  • Ateş düşürücü ilaç alınması
  • Nefesi rahat almak için burnun açık tutulması
  • Oda sıcaklığının düşürülmesi
  • Koltuk altı bölgesine soğuk bezle belli aralıklarla soğuk kompres uygulanması
  • Fazla giysilerin çıkarılması ve vücudun hava alacağı rahat giysiler giyilmesi
  • Kapalı ortamdan dışarı çıkarak temiz hava alınması
  • Bol bol istirahat edilmesi
  • Kahve, alkol gibi içeceklerin tüketiminden kaçınılması
  • Sigaradan kesinlikle uzak durulması

Yüksek Ateşi Düşüren Yiyecekler

Yiyecek ve içeceklerde yüksek ateşi düşürmek için oldukça etkili yöntemler arasında yer almaktadır. Vücut ısısının dengelenmesine bazı besinler yardımcı olmaktadır. Vücut ısısı yükseldiği zaman aşağıda belirtilen yiyecek ve içecekler tüketilerek yüksek ateş düşürülmeye çalışılmalıdır. Ancak bu yiyecek ve içeceklerin yetişkinler için geçerli olduğu kesinlikle unutulmamalıdır. Bu yiyecek ve içecekler, bebeklere ve çocuklara doktor kontrolü haricinde verilmesi tavsiye edilmez.

  • Yeşil çay
  • Kuruyemiş türleri
  • Yeşil renkteki besinler
  • Mor ve koyu kırmızı besinler
  • Çilek, mandalina ve ahududu
  • Zencefil ve zerdeçal
  • Kekik, kızılcık, pancar
  • Ceviz, enginar ve acı biber tozu
  • Lahana, elma püresi ve kiraz

Ateşi En Etkili Ne Düşürür?

Yüksek ateş sorunu yaşayanların ateşini en etkili şekilde düşürecek yöntem ise ılık suda duş alınmasıdır. Suyun derecesinin soğuğa yakın olmasına dikkat edilmeli ve duş süresi 10-15 dakika aralığında olmalıdır. Duşun ardından ateş düşürücü ilaçlar alınabilir. Böylece yüksek ateşi düşürmek mümkün olabilir. Ancak bir sağlık kuruluşuna gitme imkânı varsa öncelikle sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir.

Limon Ateşi Düşürür mü?

Ateş düşürücü ilaçların etkisini artırmak için limon tüketilebilir. Yine limon, içeriğindeki C vitamini sayesinde mikroplarla savaştığı için yüksek ateşin düşmesine yardımcı olmaktadır.

Ateşi Düşüren Yiyecekler Hangileridir?

Antioksidan kaynağı olan kuruyemişlerin içeriğindeki E vitamini, tekli ve çoklu doymamış yağlar, kalp sağlığını destekleyen sterol, ateş düşürücü bileşimler yüksek ateşi düşürmektedir.

  • Mor ve koyu kırmızı besinler
  • Yeşil çay
  • Zencefil
  • Zerdeçal
  • Yeşil besinler
  • Beyin sağlığını destekleyen besinler
  • Kahve

Çocuklarda Yüksek Ateşe İbrahim Saraçoğlu Kürü

Çocuklarda yüksek ateş görüldüğü zaman bir bardak ıhlamur çayının kaynatılarak içerisine bir çay kaşığı nane eklendikten sonra çocuklara içirilmesini İbrahim Saraçoğlu tavsiye etmektedir. Bu karışımı içen çocukta terlemenin başlaması ateşin düştüğüne işaret etmektedir.

Ateşe İyi Gelen Bitkiler Nelerdir?

  • Zeytinyağı
  • Enginar
  • Açai meyvesi
  • Tam tahıllar
  • Acı biber tozu
  • Kişniş
  • Kızılcık
  • Ceviz
  • Tarçın
  • Avokado
  • Elma püresi
  • Lahana
  • Elma sirkesi
  • Kiraz
  • Brüksel lahanası
  • Pancar
  • Kekik
  • Brokoli
  • Şeftali
  • Üzüm
  • Kuru üzüm
  • Patlıcan
  • Maydanoz
  • Erik kurusu
  • Börülce
  • Nar
  • Çilek
  • Mandalina
  • Ahududu

Yüksek ateşi düşüren bu bitkiler, bebek ve çocuklara verilmeden önce bir hekime mutlaka danışılmalıdır.

Temiz bir banyoya sahip olmak için beyaz sirke ile 4 tüyo

Beyaz Sirke İle 4 Temizlik Tüyosu

Banyo çok kullanılan ve bu nedenle çabuk kirlenen bir alandır. Banyoda bulunan nem, küf oluşumuna sebep olur ve her yerinde sert su kireçtaşı bulunur. Bu 4 ipucu temiz ve kusursuz bir banyo için banyonuzu beyaz sirke ile etkili bir şekilde temizlemenizi sağlayacaktır.

Tuvaletleri Temizlemek İçin Beyaz Sirke
Tuvaletleri Temizlemek İçin Beyaz Sirke

Tuvaletleri Temizlemek İçin Beyaz Sirke

Klozetin içinde kalan tortuların kaynağı sudur. Su, tartar görünümünden sorumlu olan kalsiyum ve magnezyum gibi mineraller açısından zengindir. Su haznede durduğunda, farklı renkler alabilen tartar oluşumuna yol açar: sarı, turuncu ve hatta kahverengi.

Tuvaletleri temizlemek için beyaz sirke bir fincan küvetin içine dökün ve 20 ila 30 dakika süreyle bekletin. Ardından kiri ve kireci temizlemek için temiz bir tuvalet fırçasıyla ovun ve ardından yıkayın.

Fayansları Parlatmak İçin Beyaz Sirke

Banyo fayansları zamanla  kirlenme nedeniyle parlaklığını kaybeder ve matlaşır. Fayansları parlatmak için beyaz sirke, bu karoları tekrar temizliğe ve parlaklığa kavuşturmanıza yardımcı olacaktır.

Fayansları Beyaz Sirke ile Parlatmak için Gerekli Malzemeler

Fayansları beyaz sirke ile parlatmak için gerekli malzemeler şöyledir:

  • Bir bardak beyaz sirke
  • 1/2 su bardağı su
  • Bir sprey şişesi
  • Temiz bir mikrofiber bez

Beyaz sirkeyi bir sprey şişesinde suyla karıştırın ve fayanslarınıza püskürtün. 5 ila 10 dakika bekletin ve fayanslardan çıkan kirleri temizlemek için mikrofiber bez kullanın. Fayanslara parlaklık katmak için tekrar durulayın ve silin.

Duşa Kabin İçin Beyaz Sirke

Kireç lekeleri ve sabun köpüğü duşa kabini çabucak kirletir ve temizlemek her zaman kolay değildir. Bu durumda duşa kabini için beyaz sirke ve kabartma tozunu birlikte kullanın.

Bir sprey şişesine bir bardak sıcak su dökün ve iki yemek kaşığı beyaz sirke ekleyin. Kabartma tozu ve biraz su kullanarak bir macun hazırlayın ve duşa kabinin yüzeyine yayın. Ardından su ve sirke karışımını püskürtün. 15 dakika bekletin, ardından kabini temiz bir süngerle temizleyin. Duşa kabini temiz suyla durulayın ve kuru bir bezle silin. Duş kabininizi temiz tutmak için bu işlemi haftada bir tekrarlayın.

Ayrıca tartar izlerinin hızlı bir şekilde tekrar etmemesi için bazı önlemler alabilirsiniz. Bunu yapmak için, duşa kabini düzgün bir şekilde kurutmak ve böylece kireç izlerinin oluşumunu geciktirmek için her duştan sonra bir silecek ile akıntı ve su izlerini çıkardığınızdan emin olun.

Lavaboyu Dezenfekte Etmek İçin Beyaz Sirke
Lavaboyu Dezenfekte Etmek İçin Beyaz Sirke

Lavaboyu Dezenfekte Etmek İçin Beyaz Sirke

Lavabolar ihmal edilmemelidir çünkü içinde genellikle bakteri ve kireç birikintileri vardır. Lavaboyu dezenfekte etmek için beyaz sirke kullanılırken şu malzemelere de ihtiyacınız olacak:

  • 1/4 su bardağı beyaz sirke
  • 1 yemek kaşığı kabartma tozu
  • Limon suyu
  • Havlu kâğıt
  • Temiz bir sünger

Önce süngerin üzerine kabartma tozu serpin ve içinde biriken kiri ve bakterileri temizlemek için lavabolarınızı beyaz sirke ile ovun ve ardından temiz su ile durulayın.

Muslukların kirecini temizlemek için de beyaz sirke kullanabilirsiniz çünkü beyaz sirke iyi bir dezenfektan ve anti bakteriyel olmasının yanı sıra kireç önleyicidir. Bunu yapmak için beyaz sirkeyi limon suyuyla bir kapta karıştırın ve kâğıt havluları bu karışım ıslatın. Kireç lekeli musluklarınıza bu kağıtları sarın ve bir gece bekletin. Ertesi gün kâğıt havluyu çıkarın ve kireç kalıntılarını gidermek için temiz bir diş fırçasıyla iyice ovalayın.

Bu inatçı izler hala devam ediyorsa, bu işlemi birkaç gün boyunca tekrarlayın. Bu numara duş başlığındaki kireç birikintilerini gidermek için de kullanılabilir.

Uyuza ne iyi gelir? Uyuzun bitkisel tedavisi

Uyuzun bitkisel tedavisi bin yıllardır başarılı bir şekilde uygulandı ve hala bu durumu tedavi etmenin etkili yollarından biridir. Bu yol neden başarılı sonuçlanır, bitkisel tedavi uyuz mikrobunun yumurtalarının yumurtadan çıkmasını önlerken, gerçek akarların yok edilmesinde çok etkilidir. Uyuzun etkili bitkisel tedavisi olmasının nedeni, hastalığın kökünü doğal olarak kurutmasıdır.

Uyuza Ne İyi Gelir? Bitkisel Tedavisi

Uyuza Ne İyi Gelir? Bitkisel Tedavisi

Karanfil yağı, oldukça etkili olduğu kanıtlanmış uyuzun bitkisel tedavisinde kullanılan kürlerden birisidir. Bu yağ, enfeksiyonun vücudun diğer bölgelerine yayılmasını önlemede çalışan antiseptik özelliklere sahiptir. Ayrıca iltihaplanmayı ve şişmeyi azaltarak etkilenen kısımların neden olduğu ağrıyı azaltır. Karanfil yağı ayrıca sağlıklı saçların büyümesini de destekler, çünkü yağ doğaldır ve saç derisinin kurumasını önlemeye yardımcı olur.

Uyuza İyi Gelen Lavanta Yağı

Uyuzun bitkisel tedavisi olarak en etkili yöntemlerden birisi lavanta yağıdır. Lavanta, o bölgedeki bakterileri yok etmeye yardımcı olan doğal bir antiseptik olarak çalışır. Bu nedenle, akarların neden olduğu kaşıntı ve rahatsızlıkları azaltmaya yardımcı olur. Sonuç olarak, bu yağı deriye sürerseniz kaşıntı azalır, cilt tahriş olmaz. Uyuz olan bölgelerde düzenli olarak lavanta yağı kullanın böylece durumunuzda önemli bir iyileşme yaşayacaksınız.

Uyuza İyi Gelen Bitki Paçuli Yağı

Paçuli yağı uyuza çok iyi geliyor pek az kimse bu yağın faydalarını bilir. Oysa paçuli yağı uyuzun şiddetle tavsiye edilen bir başka bitkisel tedavisidir. Aslında, uyuz için kullanılan en yaygın bitkisel ilaç olarak değerlendirilebilir. Paçuli bitkisinin yaprakları preslendiğinde çay olarak demlenebilir. Güzel bir kokusu vardır.

Çay Ağacı Yağı ve Lavanta Karışımı Uyuza İyi Gelir
Çay Ağacı Yağı ve Lavanta Karışımı Uyuza İyi Gelir

Çay Ağacı Yağı ve Lavanta Karışımı Uyuza İyi Gelir

Bazı insanlar çay ağacı yağını lavanta yağı ile birleştirerek uyuzun bitkisel tedavisini keşfetmişlerdir. Bu karışım daha sonra döküntü ve akıntının yok edilmesine yardımcı olmak için uyuz lezyonlarına uygulanır. Bu tedavi oldukça etkilidir, ancak uygulamanın günlük olarak yapılması lazımdır. Diğer bir dezavantaj şöyle olabilir; çay ağacı yağının güçlü kokulara sahip olması ve bazı insanlarda alerjik reaksiyonları tetiklerse sorunlar ortaya çıkar.

Uyuza İyi Gelen Melatonin

Melatonin, uyuzun bir başka etkili bitkisel tedavisidir. Bu bitkisel takviyenin vücut direncini arttırdığı söylenmektedir. Melatonin uykuyu da düzenler bağışıklığı güçlendirir. Uçucu yağların ve bitkisel takviyelerin en iyi sonuç veren türlerinden biri de Çay ağacı yağı ve lavanta karışımıdır. Genellikle uyuz için bu iki karışım sık uygulanır. Uyuz nedeniyle cilt kabardığında üzerine okaliptüs yağını damlatın ve mucizevi sonuçları gözlerinizle görün. Okaliptüs yağı bol miktarda Vitaminler, mineraller ve antioksidanlar içerdiğinden doğal olarak uyuz tedavisine yardımcı olabilecektir.

Not: Bu yazıda adı geçen bitkiler her ne kadar yararlı olsalar da doktora danışılmadan kullanılmamalıdır, çünkü bitkisel olsa da her ilacın yan etkisi vardır.

Dikloron jel boyun tutulması ve burkulma için kullanılır mı?

Birçok sağlık sorununa iyi gelen Dikloron jel, son zamanlarda birçok kişinin araştırdığı ilaçlardan biridir. Dikloron iğne ve ağrı kesiciden sonra geliştirilen Dikloron jel ile yine ağrıların hafifletilmesi amaçlanmaktadır. Ağrı kesici bir özelliği bulunan Dikloron jel, doktor önerisi ile kullanılmalıdır. İlacın etken maddelerine karşı duyarlı olan kişilerde istenmeyen etkiler görülebilir. Bu durumu yaşamamak için Dikloron jeli kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önerilmektedir.

Dikloron Jel Nedir?

İçeriğinde dietilamonyum ve diklofenak etken maddeleri bulunan Dikloron jel nedir sorusuna en kısa yoldan ağrı kesici cevabı verilebilir. Jel kıvamında üretilen Dikloron jel 50 gramlık tüpler şeklinde satılmaktadır. Şeffaf bir görünüme sahip olan Dikloron jel cilt üzerinde kolay bir şekilde emilmektedir. İçeriğinde bulunan sulu ve alkolik bazın sayesinde ağrı bölgesinde bir rahatlama yaşanmaktadır.

Ağrı kesici özelliğinin yanında iltihabın da azalmasına yardımcı olan Dikloron jel, vücutta iltihaba neden olan biyolojik faktörleri engellemektedir. Dikloron jelin 14 yaş altı çocuklarda kullanılması önerilmemektedir. 14 yaş üzerindeki bireylerde ise olumsuz semptomlar oluştuğu zaman derhal doktora gidilmesi tavsiye edilmektedir. Her ilacın olduğu gibi Dikloron jelin de yan etkileri mevcuttur.

Dikloron Jel Ne İşe Yarar?
Dikloron Jel Ne İşe Yarar?

Dikloron Jel Ne İşe Yarar?

Son dönemlerde birçok kişi tarafından kullanılan ve memnun kalınan Dikloron jel faydaları ile dikkatleri üzerine çekmektedir. Kullanımı son derece kolay olan Dikloron jelin temel faydası ağrıları ve iltihabı azaltmaktır. Doktor tarafından reçete edilen Dikloron jelin sağladığı diğer faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Bölgesel romatizma ağrılarına iyi gelir.
  • Yumuşak düzey doku iltihaplanmalarına iyi gelir.
  • Eklemlerdeki iltihap ağrılarını azaltır.
  • Spor sırasında eklem ve kasların incinmesi ya da burkulması durumlarında kullanılır.
  • İncinme, ezilme ve burkulma sonrasında ağrıları azaltır.
  • İltihabi ve şişme durumlarında kullanılır.
  • Dizdeki kireçlenme ağrılarına iyi gelir.
  • Sırt, bel, boyun ve bacak ağrılarına iyi gelir.

Dikloron Jel Ne İçin Kullanılır?

Kas gevşetici, iltihap sökücü ve ağrı kesici özelliklere sahip olan Dikloron jel birçok sağlık sorununa iyi gelmektedir. İçeriğinde bulunan etken maddelerin etkisi ile vücutta oluşan iltihaplanmaları azaltan Dikloron jel, iltihaplı bölgede oluşan ağrıları da hafifletmektedir. Dikloron jeli kazalardan sonra yaşanan incinme ve ezilme gibi durumlarda kullanabilirsiniz. Bununla beraber spor esnasında alınan ağır darbeler nedeniyle eklemlerde oluşan ödem ve ağrılar için de Dikloron jel kullanılabilmektedir.

Dikloron jel sırt ağrısı ve bel ağrısı için önerilen bir ilaçtır. Dikloron jel hemen hemen ağrı olan tüm bölgelerde kullanılmaktadır. Vücutta aniden gelişen ağrıları Dikloron jel sayesinde hafifletebilirsiniz. İltihabı azaltma, ağrıyı kesme ve kas gevşetici özellikleri bulunan Dikloron jel, direkt olarak cilt üzerine sürülmektedir.

Dikloron Jel Kas Gevşetici Mi?

Kas gevşetici özelliğe sahip olan ilaçlar sayesinde vücutta meydana gelen ağrılar azaltılmaktadır. Bu ilaçlar ile kasların gerginliği azaltılarak bireyin duyduğu ağrı dindirilmektedir. Dikloron jel de kas gevşetici özelliğe sahip olan bir jel kremdir. Dikloron jeli doktorunuza danışarak kas gevşetici olarak kullanabilirsiniz.

Dikloron Jel Nasıl Kullanılır?

Dikloron jelin ne olduğundan ve ne işe yaradığından bahsettikten sonra Dikloron jel nasıl kullanılır aktarmak istiyoruz. Dikloron jelin kullanımı çok basittir. Direkt olarak ağrılı bölgelere ince bir şerit halinde ve masaj yaparak uygulanmalıdır. Ancak gün içerisinde ne kadar kullanılması gerektiği doktor tarafından belirlenmektedir. Doktor tarafından herhangi bir kullanım önerisi verilmediği zaman Dikloron jeli günde 3–4 kere kullanabilirsiniz. Kullanım alanının genişliğine göre 2–4 gram sürülebilir. Ağrılı bölgeyi ovarak Dikloron jeli bu bölgeye yedirmelisiniz.

Dikloron Jel Boyun Tutulması İçin Kullanılır Mı?

Ani ve yanlış hareketler, yanlış yatış pozisyonu, darbeler gibi nedenlerle boyun kasları kasılarak tutulabilir. Bu durumda kişi hem ağrı çeker hem de boynunu rahat bir şekilde hareket ettiremez. Dikloron jel boyun tutulması durumunda da kullanılabilir. Ağrı olan bölgeye hafif masaj yaparak Dikloron jeli sürdükten sonra kasılmanın ve ağrının azaldığını hissedeceksiniz.

Dikloron Jel Burkulma İçin Kullanılır Mı?

Burkulma sonrası kaslarda ezilme, ödem ve ağrı görülebilmektedir. Çok yönlü bir krem olan Dikloron jel, burkulma için de kullanılabilir. Burkulma olan bölgede oluşan ödemi azaltarak ağrının hafiflemesine yardımcı olur. Doktorunuzun önerdiği şekilde Dikloron jeli burkulma için kullanabilirsiniz.

Dikloron Jel Emziren Anneler Kullanabilir Mi?
Dikloron Jel Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Dikloron Jel Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Dikloron jel içeriğindeki etken maddelerin anne sütü ile atılıp atılmadığına dair kesin bir bilgi yoktur. Bu yüzden Dikloron jelin emzirme döneminde kullanılmaması önerilmektedir. Eğer kullanılması zorunlu durumlar var ise Dikloron jelin göğüs bölgesine ve geniş alanlara uygulanmaması tavsiye edilmektedir. Bu konuda doktorunuzun da önerisi çok önemlidir.

Dikloron Jel Hamilelikte Kullanılır Mı?

Dikloron jel, gerekliği görülmediği sürece hamileliğin 1. ve 2. trimesterinde kullanılmamalıdır. Dikloron jelin hamilelikte kullanımı konusunda Kadın Doğum doktorunuzun fikrini almanız tavsiye edilmektedir.

Dikloron Jel Yüze Sürülür Mü?

Birçok alanda kullanıldığı için Dikloron jel yüze sürülür mü merak edilmektedir. Dikloron jel yüze sürülebilir. Ancak göz ile temasından ve göz çevresine uygulamaktan kaçınmanız önerilmektedir.

Dikloron Jel Muadili Hangi Kremler?

Her ilacın bir muadili vardır. Doktor tarafından reçete edilen ilaç eczanelerde bulunmadığı zaman muadili olan ilaçlar verilerek hastanın iyileşmesi hedeflenmektedir. Dikloron jel de muadili olan bir kremdir. Dikloron jelin muadili olan kremler şu şekilde sıralanabilir:

  • Albaren jel
  • Clodifen jel
  • Dicactive jel
  • Diclomec jel
  • Dicloral gargara
  • Dicol jel
  • Elfenor jel
  • Romatim jel

Dikloron Jel Fiyatı Nedir?

Dikloron jel jel fiyatı güncel olarak 18.98 TL’dir. Dikloron jeli eczanelerden satın alabilirsiniz.

Dikloron Jel Kullananların Yorumları Neler?

Dikloron jel kullanmayan kişiler, Dikloron jel kullananların yorumları neler merak etmektedir. Dikloron jeli kullanan kişiler, jelin kas gevşetici özelliğinin hemen devreye girerek ağrıyı büyük ölçüde hafiflettiğini söylemektedir. Kullanım önerisine uyulduğu zaman ilacın hemen etkilerini gösterdiğini belirtmektedirler. Dikloron jelin ciddi yan etkilerinin de yorumlara bakılarak görülmediği anlaşılmaktadır.

Havluları yumuşatıcı kullanmadan yumuşacık yapmanın sırrı

Alternatif doğal ürünler, kirletici kimyasalların yerini giderek daha fazla alabiliyor. Kabartma tozu, sirke, siyah sabun veya arap sabunu yumuşak ve temiz giysiler için her yıkamada kullanılacak doğal yumuşatıcı seçenekleridir. Bu doğal ürünlerin nasıl kullanabileceğinizi sizler için derledik.

Kumaşları Yumuşatmak İçin Doğal İpuçları

Deterjanlar agresif olabilir ve   özellikle sık yıkama sırasında kumaşların kalitesini bozabilir. Bu nedenle kumaşları yumuşatmak için doğal ipuçları bilmeniz gerekebilir. Havlularınızın parlaklığını ve yumuşaklığını geri kazanmakta zorlanıyorsanız ve çamaşır makinesinden sert bir şekilde çıkıyorsa, yumuşak ve parlak çamaşırlar için mutlaka uygulayacağınız bazı doğal ipuçlarını size sunacağız.

Kabartma tozu

Birçok ev işlevinde çok amaçlı bir ev ürünü olarak kabartma tozunun etkililiği biliyor. Kabartma tozu çamaşır yıkamada da oldukça etkili sonuçlar verir. İlk bakışta bu inandırıcı gelmeyebilir ancak kabartma tozu, özellikle hipoalerjenik olduğu için yumuşatıcının yerini alabilir. Son derece etkili olan kabartma tozu, lifleri temizler ve yumuşatmaya yardımcı olur. Sudaki kireç seviyesini azaltarak çamaşırlarınızı daha yumuşak hale getirir. Ayrıca çamaşırların kokularını giderir ve renklerini canlandırır, parlak temiz çamaşırlar için leke çıkarıcı görevi görür.

2 litre su içeren bir leğene beş yemek kaşığı karbonatı dökün ve havlularınızı ıslatın, gece boyunca bekletin. Ardından elinizde yıkayın ve durulayın. Karbonat kokusuz olduğundan, onlara bir tazelik dokunuşu vermek için seçtiğiniz birkaç damla esansiyel yağı ekleyebilirsiniz. Diğer bir yöntem ise 5 yemek kaşığı karbonatı doğrudan çamaşır makinesinin deterjan kısmına ekleyin ve işiniz bitti. Havlularınız parlaklığını ve yumuşaklığını bu uygulama geri kazanacaktır.

Beyaz Sirke
Beyaz Sirke

Beyaz Sirke

Bu bağlamda beyaz sirke, çamaşırları yumuşatmak için kabartma tozu ile aynı rolü oynar. Bu bileşen bir kahve makinesinin kirecini çözmek için etkiliyse, çamaşırları yumuşatmak için de yararlıdır. Bugün çok popüler olan sirke, evdeki tüm yüzeyler için doğal bir dezenfektan olarak etkinliğini tespit etmiş olan anneannelerimiz tarafından zaten kullanılıyordu. Ayrıca çamaşırlara parlaklık kazandırmaya yardımcı olur. Bu ürünü tüm giysiler için olağanüstü bir yumuşatıcı yapan şey, sudaki kireç içeriğini çözme yeteneğidir. Ayrıca çamaşırlarda koku bırakmama avantajına sahiptir ve çamaşır makinesinin bakımını da sağlar.

Bunu yapmak için 2 yemek kaşığı beyaz sirkeyi direkt olarak makinenizin yıkama amaçlı bölmesine ekleyin. Ayrıca 50 cl filtrelenmiş su, 25 cl beyaz sirke ve 10 damla esansiyel yağı karıştırarak kendi yumuşatıcınızı yapabilirsiniz. Güzel bir koku vermek için her şeyi karıştırın. Bu yumuşatıcı, hassas tekstilleri ve hassas cildi korurken havlularınızı istediğiniz gibi temiz, yumuşak ve kokulu hale getirecektir.

Sitrik Asit

Beyaz sirke ile aynı özelliklere sahip olan sitrik asit, çamaşırlarınızı aynı anda hem beyazlatan hem de arındıran doğal bir yumuşatıcıdır. 100 gram sitrik asidi 1 litre suya karıştırın ve bu sıvıyı doğrudan çamaşır makinesindeki yumuşatıcıya ayrılmış kaba dökün. Çarşaflarınıza veya havlularınıza hoş bir koku vermek için tercihinize bağlı olarak sıvıya birkaç damla esans yağı ekleyebilirsiniz.

Limon
Limon

Limon

Limon içerdiği asetik asit ve güneşi anımsatan narenciye kokusu sayesinde havlularınızı güzelleştirir, tüm yumuşaklığını ve tazeliğini çamaşırlara verir. Bir limon suyu ve biraz sirke ekleyip havluları bu suda birkaç saat bekletin. Ardından durulayın ve kurumaya bırakın.

Alüminyum Folyo

Bazı insanlar çamaşırları yumuşatmak için alüminyum folyonun faydasını merak ediyor. Çamaşır makinesi tamburuna bir alüminyum bilye eklemek statik elektriği emer ve giysilerin birbirine yapışmasını önlemeye yardımcı olur. Havlularınız dahil tüm çarşaflarınız ilk günkü esnekliğine ve yumuşaklığına bu sayede kavuşacaktır.

Çamaşırların Nazikçe Yıkanması için Bazı İpuçları 

Doğal yumuşatıcı ipuçlarına ek olarak, çamaşırlarınızın bir parçası olarak uygulayabileceğiniz başka yumuşatma ipuçları da var. Çamaşırların nazikçe yıkanması için bazı ipuçları şöyledir:

  • Daha az çamaşır deterjanı kullanın. Suyun kirecine eklenen deterjan kalıntıları kumaşların pürüzlü olmasına neden olur. Daha az detejan kalıntısı daha pürüzsüz bir kumaş demektir.
  •  Her giysi için doğru sıcaklığı seçmek için etiketlerdeki yıkama talimatlarını kontrol edin.
  • Kaliteli yıkama için beyaz çamaşırları renklilerden, sentetik çamaşırları da doğal liflerden yapılanlardan ayırın.

Tirecort krem ne işe yarar? Muadili kremler neler?

Tirecort Krem Nedir?

Bir tür antibiyotik krem olan Tirecort, ciltte enfeksiyona yol açan bakterileri yani mikropları öldürerek cildin eski sağlıklı görünümüne kavuşmasına yardımcı olmaktadır. Tirecort kremin içeriğindeki kortikosteroid adlı madde ise ciltteki kızarıklığın, kaşıntı hissinin ve şişliğin azalmasında etkilidir. Egzama ve dermatit gibi iltihaplı cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan Tirecort krem, bakterilerin neden olduğu enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde de oldukça etkilidir.

Tirecort kremin her gramının içeriğinde su ile karışabilen bazda 1 mg betametazon valerat ve 20 mg fusidik asit vardır. İki ilacın kombinasyonundan oluşan Tirecort krem, antibiyotik içerikli kremler sınıfındadır. Tirecort kremin içeriğindeki betametazon valerat ise bir tür steroid yani kortikosteroiddir. İçeriğindeki iki ilaç, eş zamanlı farklı şekillerde enfeksiyona etki etmektedir.

Tirecort Kremin Muadili Kremler Neler?

Tirecort kremin eşdeğeri yani muadili kremler arasında;

  • Belogent merhem,
  • Belogent krem,
  • Fucitec Plus krem,
  • Fucicort Krem,
  • Stafine Cort krem
  • Fusix Dermacort krem yer almaktadır.
Tirecort Krem Ne İşe Yarar
Tirecort Krem Ne İşe Yarar

Tirecort Krem Ne İşe Yarar, Hangi Hastalıklarda Kullanılır?

İçeriğinde fusidik asit barındıran Tirecort krem, bakteriyel protein sentezi inhibitörü işlevini yerine getirmektedir. Bu işlev sayesinde Tirecort krem, bakterilerin yayılımını durdurmaktadır. Tedavi süreci ise genellikle bir hafta kadar sürmektedir. Tirecort kreminin ya da merheminin kullanım süresi 10 günü kesinlikle geçmemelidir.

İmpetigo, fusidik asit gibi bakteriyel cilt enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılan antibiyotik içerikli bir krem olan Tirecort krem, fusidik asit formülasyonlarının kullanımı sadece hekim reçetesiyle olmaktadır. Merhem, krem ya da göz damlası türleri vardır.

Tirecort krem genellikle güneş veya radyasyona maruz kalma nedeniyle ciltte görülen iltihaplı lezyonların, atopik egzamanın, kaşıntı hissi ve iltihap oluşumuyla kendisini belli eden unna hastalığının, intertrigo nörodermatitin, kontakt dermatitin, staz dermatitin, çocuk egzamasının, sedef hastalığının, diskoid egzamanın ve liken simpleksin tedavisinde kullanılmaktadır.

Tirecort Krem Nasıl Kullanılır?

Tirecort kremin her gün üç ya da dört defa kullanılması tavsiye edilmektedir. Kremin ya da merhemin kapağı ilk defa açıldıktan sonra mührünün kırılıp kırılmadığı kesinlikle kontrol edilmelidir. Daha sonra kapağında yer alan çiviyle tüpün üstünde yer alan conta içeri doğru itilmelidir.

Kremi cilde uygulamadan evvel eller mutlaka yıkanarak hijyenik olması sağlanmalıdır. Ellerin tedavisinde ellerine krem ya da merhem sürmekten kaçınanlar ise ellerini çok sık aralıklarla yıkayarak sürekli hijyenik tutmalıdır. Ciltte enfeksiyon kapmış bölgenin üstüne krem ya da merhemden ince bir tabaka sürüldükten sonra nazikçe ovulmalıdır. Krem ya da merhem yüz bölgesine uygulanacaksa göze yakın bölgeye kesinlikle sürülmemelidir. Yanlışlıkla göze krem değdiyse de vakit kaybetmeden soğuk suyla bolca yıkanmalıdır. Gözde biraz acı hissedilse de bu acı sürerse bir hekime danışılmalıdır.

Tirecort kremin ya da merhemin cilde nasıl ve ne zaman uygulanacağı ile ilgili tereddüt yaşayanlar ise bir eczacıya veya hekime danışmalıdır. Ayrıca kremin ya da merhemin kullanımıyla ilgili talimatlar ve içerikler hasta bilgilendirme broşüründe yer almaktadır.

Tirecort Kremin Yan Etkileri Nelerdir?

Tirecort kreminde diğer ilaçlar gibi çeşitli yan etkileri görülebilmektedir. Ancak bu yan etkilerin herkeste görüleceğine dair bir şey yoktur. Nefes almada güçlük çekilmesi, boğazın, dilin, dudağın ya da yüzün şişmesi, krem uygulandıktan sonra ciltte görülen şiddetli kızarıklıklar Tirecort kremin ciddiye alınması gereken yan etkileri arasında yer almaktadır. Çünkü bu tür belirtiler alerjik reaksiyona işaret etmektedir. Bu tür alerjik reaksiyonların görülmesi durumunda tıbbi yardım alınması için bir sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir.

Tirecort kremin ciltte yan etkilerinin görülme riskini cilt yüzeyine yakın damarların fark edilmesi, cildin incelmesi, ciltte çatlaklar olması, ciltte kremin ya da merhemin uygulandığı bölgede kaşıntılı kızarıklık ve iltihap oluşması, yüzün şişmesi, ilacın uzun süre kullanılması ve koltuk altı ya da göğüs altı gibi deri kıvrımlarında kullanılması artırmaktadır. Yine yan etkilerin bebeklerde ve çocuklarda görülme riski daha fazladır. Cildin bandaj, pansuman ya da bebek beziyle örtülü olması da riski artıran bir diğer faktördür.

Tirecort krem ya da merhem uygulandığında görülen yan etkilerin ciddileşmesi veya hasta bilgilendirme broşüründe yer almayan bir yan etkinin görülmesi halinde bir sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir.  

Sol üst, sol alt, sağ üst karın ağrısı nedenleri neler?

Karın ağrısının ne kadar şiddetli olduğunu daha doğru bir şekilde belirlemenize yardımcı olacak bir kılavuz yazımızda sizi bekliyor.

Karın ağrısını çok çeşitli şekil ve boyutlarda hissedebilirsiniz çünkü vücudumuzun pek çok önemli işlevi bu bölgede gerçekleşir ve karın ağrısının birçok olası nedeni vardır. Organlarımıza ek olarak, karnımızda da çok sayıda sinir ucu vardır: Karın ağrısının nedeni korku veya stresten, aşırı yemeye kadar her şey olabilir.  Karın ağrısının çok daha ciddi sağlık problemleri sonucu da ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır.

Ağrı Bölgesi Size Neler Olabileceğine Dair Hangi İpuçlarını Veriyor?
Ağrı Bölgesi Size Neler Olabileceğine Dair Hangi İpuçlarını Veriyor?

Ağrı Bölgesi Size Neler Olabileceğine Dair Hangi İpuçlarını Veriyor?

Karın ağrısı birçok durumdan kaynaklanabilir. Ancak başlıca nedenler enfeksiyon, anormal büyümeler, iltihaplanma, tıkanıklık (tıkanma) ve bağırsak bozukluklarıdır. Boğaz, bağırsak ve kandaki enfeksiyonlar, bakterilerin sindirim sisteminize girmesine neden olarak karın ağrısına neden olabilir. İşte farklı bölgelerdeki karın ağrılarının sebepleri:

Belirli Bir Bölgede Yoğunlaşmayan Karın Ağrısı

Karnın tümünde bir ağrı mevcutsa bu ağrının birçok sebebi olabilir. Bu sebepler ise şunlardır:

  • Apandisit
  • Crohn hastalığı
  • Travmatik yaralanma
  • Huzursuz bağırsak sendromu
  • İdrar yolu enfeksiyonu
  • Grip

Orta Sol Karın Ağrısı

Ağrınız sol tarafta ve bel hizasındaysa, böbrek enfeksiyonu veya böbrek taşı olabilir. İdrara çıkarken de karnınız ağrıyorsa ve kabızlığınız varsa o zaman bir doktora danışmayı ihmal etmeyin. Böbrek enfeksiyonu çok olasıdır. Diğer bir olası ağrı nedeni ise lomber omurga ile ilgili olabilir.

Orta Merkezi Alan Ağrısı

Karnınızın ortasında, göbek deliğinizin etrafında veya hemen üstünde hafif bir ağrınız varsa, bu apandisit veya pankreatit belirtisi olabilir. Apandisit ise özellikle karnın sağ tarafına doğru gittikçe ağrı kötüleşir ve buna mide bulantısı eşlik eder. Ağrı yoğunlaşırsa, bir doktor tavsiyesi alın.

Orta merkezi alandaki diğer ağrı sebepleri ise gastroenterit ve üremi olabilir.

Orta Sağ Karın Ağrısı

Ağrı bel hizasında sağ tarafta ise böbreklerinizde bir problem olabilir veya kabızlıkla ilgili bir problem yaşıyor olabilirsiniz. Diğer bir neden, kolon duvarında kistler büyüdüğünde divertikülit olabilir.

Sol Alt Karın Ağrısı

Bağırsak problemlerinin çoğu, alt karındaki ağrı ile kendini belli eder. Kadınlar da bu bölgede ve genellikle her iki tarafta da kramplar yaşarlar. Sol alt karın ağrısı şu hastalıkların belirtisi olabilir:

  • Crohn hastalığı
  • Böbrek enfeksiyonu
  • Yumurtalık kistleri
  • Apandisit

Alt Merkezi Karın Ağrısı

Göbek deliğinizin altındaki ağrı, idrar yolu enfeksiyonu veya iltihaplı bağırsak hastalığının sonucu olabilir. Apandisit, bağırsak tıkanıklığı ve ektopik gebelik de alt karın ağrısına sebebiyet verir.

Kadınlarda alt karın ağrısı üreme organları ile ilişkili olabilir. Bu ağrıya sebep olan kadın hastalıkları şunlar olabilir:

  • Şiddetli regl ağrısı
  • Yumurtalık kistleri
  • Miyomlar
  • Dış gebelik
  • Pelvik inflamatuar hastalık

Sağ Alt Karın Ağrısı

Alt karın bölgesinin bir tarafında ağrı, genel olarak gergin bir kasın veya aşırı çalışmanın bir işareti olabilir. Bu ağrı sık sık ortaya çıkıyorsa, doktorunuzu ziyaret etmelisiniz. Sağ alt karnınızda keskin, ağırlaşan bir ağrınız varsa, apandisit tanısının mümkün olup olmadığını görmek için diğer apandisit belirtilerini kontrol edin. Fıtık, böbrek enfeksiyonu, soğuk algınlığını da sağ alt karın ağrısına neden olabilir.

Sol Üst Karın Ağrısı

Ağrınız karnınızın sol üst tarafındaysa bunun nedeni çoğunlukla midenizdir. Başka bir olasılıkla bir ülser veya pankreasla ilgili bir problemdir. Ağrı şiddetliyse ve hızla kötüleşiyorsa safra kesesinde taş oluşmuş olabilir. Ağrı 1-2 gün içinde devam ederse doktorunuza görünün.

Sol üst karın ağrısına sebep olan diğer sağlık problemleri şunlardır: büyümüş dalak, böbrek enfeksiyonu, kalp krizi.

Üst Orta Karın Ağrısı

Karnın üst kısmındaki ağrı genellikle reflü veya midenizle, yemek borunuzun ucuyla ilgili başka bir sorunla ilişkilidir. Yine ağrının tam hissine bağlı olarak ülser veya safra taşı da mevcut olabilir.

Sağ Üst Karın Ağrısı

Karnınızın sağ üst tarafındaki ağrı, ince bağırsağınızda bir ülserin belirtisi olabilir. Aşırı mide asidi salgısı genellikle sağ üst karın ağrısı nedenidir. Hepatit, zatürre, apandisitten de kaynaklanıyor olabilir.

Karın ağrısı birkaç günden fazla devam ederse, bir sağlık uzmanına danışmanız önerilir. Doktorla ilk görüşmeniz tanıyı netleştirmemiş olsa bile ısrarcı olun ve doğru tanıyı aramaya devam edin: birçok neden olduğu için bazen neler olduğunu anlamak biraz zaman alabilir.

Hangi Bölgedeki Karın Ağrısı Neden Oluşur?

2 günde ayaklardaki nasır ve mantarı temizleyen doğal kür

Ayaklardaki nasır ve mantar sıklıkla karşılaşılan problemler arasındadır. Pekiyi, ayaklardaki nasır ve mantar doğal yollarla nasıl tedavi edilir. İşte nasır ve mantarı temizleyen doğal kür tarifi.

Ayaktaki Nasır ve Mantarı Temizleyen Kür
Ayaktaki Nasır ve Mantarı Temizleyen Kür

Ayaktaki Nasır ve Mantarı Temizleyen Kür

Ayaktaki nasır ve mantarı temizleyen kür için malzemeler şöyledir:

  • 5 adet aspirin
  • 1 adet limon
  • Ponza taşı

Aspirin: Aspirin malzemelerden ilkidir. Aspirin iltihap önleyici özelliğe sahiptir. Beta-hidroksi bileşenini içerir, bu bileşen ölü hücrelerin ve koyu lekelerin azaltılmasına yardımcı olur. Aspirin iyileştirici bir ajandır, böylece cildin iyileşmesini sağlar. Kuruluğu da gideren aspirin mikroorganizmaların çoğalmasını önler.

Limon: Diğer malzeme olan limon mineral tuz, C vitamini ve ona hücre yenileyici rolü veren antioksidanlar açısından zengindir. Böylece cildin kuruluğunu azaltarak daha estetik ve sağlıklı bir görünüm kazandırır. Sitrik ve askorbik asit içeriği ayağın ana nedenleri olan mantar ve mantar enfeksiyonlarına karşı savaşmasını sağlar

Ayaktaki Nasır ve Mantarı Temizleyen Kür Nasıl Hazırlanır?

  • İlk adım olarak beş adet aspirini havanda topaksız kalana kadar dövün. Macun elde etmek için bir limonun suyu ile karıştırın. Macun hazır olduktan sonra ayaklarınızı yıkayıp temizleyin. Özellikle mantar olan alanlar olmak üzere ayaklarınıza ince bir tabaka halinde uygulayın. Yarım saat beklettikten sonra ayaklarınızı yıkayabilirsiniz.
  • Topuk ve ayak tabanlarındaki nasırları ve ölü deriyi çıkarmak için bir ponza taşı kullanın. Son olarak, ayaklarınızı nemlendirmek ve beslemek tatlı badem yağı gibi organik bir yağ uygulayın.
  • Etkili ve kalıcı sonuçlar için bu işlemi haftada 2-3 kez tekrarlayın. Bu evde çare ile pürüzlere veda edin ve ayaklarınızın yumuşaklığına ve güzelliğine merhaba deyin.
Ayak Mantarına İyi Gelen 10 Ev İlacı
Ayak Mantarına İyi Gelen 10 Ev İlacı

Ayak Mantarına İyi Gelen 10 Ev İlacı

Vicks

Vicks genellikle öksürük için kullanılan bir merhemdir. İçinde bulunan aktif bileşenleri, okaliptüs yağı ve kafur ayak mantarını tedavi etmeye yardımcı olmaktadır. Günde en az bir kez mantardan etkilenen bölgeye sürebilirsiniz.

Ageratin Özütü

Ageratin özütünün reçeteli ilaçlar kadar ayak mantarına iyi geldiği araştırmalar tarafından kanıtlanmıştır. Ageratin özütünü üç ay süre ile kullanmalısınız. İlk ay haftada üç gün, ikinci ay haftada iki kere, üçüncü ay haftada bir kere mantarlı bölgeye uygulamalısınız.

Çay Yaprağı Yağı

Çay ağacı yağı, antiseptik özelliklere sahip esansiyel bir yağdır. Çay ağacı yağı ayak mantarına karşı etkilidir. Kullanmak için çay ağacı yağını günde iki kez bir pamuklu çubukla doğrudan etkilenen bölgeye uygulayın.

Kekik Yağı

Ayak mantarını tedavi etmek için bir pamuklu çubukla günde iki kez doğrudan etkilenen tırnağa kekik yağı sürün. Bazı insanlar kekik yağı ve çay ağacı yağını aynı anda kullanır. Bu ürünlerin ikisi de güçlüdür ve alerjik reaksiyona sebebiyet verebilir. Bunları birleştirmek bu riski artırabilir

Ozon Yağı

Kısa bir süre için düşük konsantrasyonlarda ozona maruz kalmak mantar, maya ve bakteri gibi birçok organizmayı etkisiz hale getirebilir. Ozonlanmış yağ ile ayak mantarını tedavi etmek içi yağı etkilenen ayağa günde iki kez uygulayın.

Sirke

Ayak mantarını için bir tedavi olarak kullanmak için etkilenen ayağı her gün 20 dakikaya kadar iki ölçek ılık suyla bir ölçek sirke içinde bekletin.

Listerin

Etkilenen ayağı günde 30 dakika boyunca Listerine kabına batırmanızı önerir.

Sarımsak

Her gün yarım saat boyunca etkilenen bölgeye rendelenmiş sarımsak koyarak ayak tırnağı mantarını sarımsakla tedavi edebilirsiniz.

Diyetinizde Değişiklik Yapın

Diyet ve sağlık arasındaki bağlantı açıktır. Yediğiniz yiyecekler ne kadar sağlıklı olursa, vücudunuzun ayak mantarı gibi durumlara karşı koyma olasılığı o kadar artar. Probiyotik, demir, D vitamini ve kalsiyumu yiyecekler aracılığı ile alabilirsiniz.

Thiocilline krem sivilce, pişik ve yanık için kullanılır mı?

Bakteriler nedeniyle ortaya çıkan cilt enfeksiyonlarını tedavi eden Thiocilline kremin etken maddesi Neomisin ve Basitrasindir. Bu etken maddelerin etkisi ile birçok bakteriye karşı savaşmaktadır. Ancak ilacın içerisindeki etken maddelere karşı herhangi bir alerjiniz var ise Thiocilline kremi kullanmayınız.

Thiocilline Krem Ne İşe Yarar?

Bakterilerle güçlü bir şekilde savaşan Thiocilline krem ne işe yarar konusu önem arz etmektedir. Çünkü Thiocilline kremi her bakteri tedavisinde kullanamazsınız. Bir göz pomadı olan Thiocilline krem, gözde meydana gelen mikrobik ve iltihabi durumları tedavi etmektedir. Bununla beraber Thiocilline kremin sağladığı faydalar ve kullanıldığı alanlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Yüzeysel oküler enfeksiyonları tedavi eder.
  • Enfekte olmuş yanıklar, yaralar, deri ve doku iltihabında etkilidir.
  • Küçük kesikler ve sıyrıklara iyi gelir.
  • Kıl kökü iltihabı ve egzama için kullanılır.
  • Dolamaya iyi gelir.
  • Çıbana ve apseye iyi gelir.
  • Tırnak eti hastalığını tedavi eder.

Thiocilline Krem Antibiyotik Mi?

Thiocilline krem, bakterilerin neden olduğu iltihabı enfeksiyonları tedavi eden etkili bir kremdir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Thiocilline krem antibiyotikler sınıfında yer almaktadır.

Thiocilline Krem Nasıl Kullanılır?
Thiocilline Krem Nasıl Kullanılır?

Thiocilline Krem Nasıl Kullanılır?

İleride herhangi bir sorun yaşamamak için Thiocilline krem nasıl kullanılır detaylı olarak öğrenmelisiniz. Thiocilline krem yalnızca cilt üzerinde haricen kullanıma uygundur. Eğer Thiocilline kremi kendi kendinize kullanacaksanız kremin içerisinde yer alan prospektüsü detaylı olarak inceleyin. Herhangi bir bilgi için tereddüt yaşadığınızda doktorunuza ya da eczaneye danışarak gerekli bilgiyi alabilirsiniz.

Thiocilline kremi kullanmadan önce ellerinizi iyi bir şekilde temizleyin. Etkilenen bölgeyi de temizleyerek kurulayın. Sonrasında temizlenen bölgeye ince bir tabaka halinde Thiocilline kremi sürün. Kremi günde 1-3 kere kullanabilirsiniz. Thiocilline kremi ağzınıza ya da burnunuza değdirmeyin. Böyle bir durum olduğu zaman ilacı silerek bu bölgeyi iyice durulayın.

Thiocilline Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Thiocilline krem hamilelik döneminde kullanılmamalıdır. Tedavi sırasında hamile olduğunuzu fark ettiğiniz zaman hemen kremi kullanmayı bırakarak doktorunuza veya eczacınıza danışmalısınız. Thiocilline krem emzirme döneminde de kullanılmamalıdır. Thiocilline kremin etken maddelerinin anne sütünden bebeğe geçme ihtimali vardır. Bu nedenle hamilelik ve emzirme dönemlerinde Thiocilline krem kullanılmamalıdır.

Thiocilline Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?

Thiocilline krem pişik için kullanılır mı sorusunun cevabının araştırıldığı görülmektedir. Thiocilline krem antibiyotik bir kremdir ve pişik tedavisinde kullanılabilen bir krem değildir. Pişik için doktorunuza daha uygun bir kremi yazdırabilirsiniz.

Thiocilline Krem Sivilce İçin Kullanılır Mı?

Thiocilline krem, bakteriler nedeniyle ortaya çıkan her türlü enfeksiyonun tedavisinde kullanılmaktadır. Sivilceler de bu gruba dâhildir. Yani Thiocilline kremi sivilceler için kullanabilirsiniz.

Thiocilline Krem Açık Yaraya Sürülür Mü?

Birçok kremin açık yaraya sürülmemesi tavsiye edilmektedir. Ancak Thiocilline krem antibiyotik özelliğe sahip olduğu için dikkatli olmak şartıyla açık yaralara sürülebilir.

Thiocilline Krem Dudağa Sürülür Mü?

Thiocilline krem dudağa sürülmemelidir.

Thiocilline Krem Burun İçine Sürülür Mü?

Thiocilline krem burun içine sürülebilir. Özellikle burun ameliyatından sonra doktor tarafından Thiocilline krem kullanılması önerilmektedir. Burun kuruluğu gibi bazı şikâyetler için de Thiocilline krem burun içine sürülerek kullanılmaktadır.

Thiocilline Krem Yüze Sürülür Mü?

Bakteriler nedeniyle ciltte oluşan sorunları tedavi eden Thiocilline krem yüze sürülebilir. Yüzünüzde meydana gelen sivilce ya da diğer yaralar için doktor önerisini alarak Thiocilline kremi kullanabilirsiniz.

Thiocilline Krem Vajinaya Sürülür Mü?
Thiocilline Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Thiocilline Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Thiocilline krem vajinal mantar enfeksiyonlarında doktorlar tarafından reçete edilmektedir. Ancak Thiocilline kremi vajinaya sürerken dikkat etmelisiniz. Kremi vajinanın dış kısımlarına sürmelisiniz.

Thiocilline Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Vajinada olduğu gibi genital bölgede de yaşanan enfeksiyonların tedavisinde Thiocilline krem dikkatli olarak kullanılabilir.

Thiocilline Krem Yanık İçin Kullanılır Mı?

Thiocilline krem yanık tedavisinde kullanılmaktadır.

Thiocilline Krem Makat Çatlağına İyi Gelir Mi?

Thiocilline kremin makat çatlağında kullanılacağına dair prospektüsünde herhangi bir bilgi yoktur.

Thiocilline Krem Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?
Thiocilline Krem Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Thiocilline Krem Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Güneş yanığı can sıkıcı durumlardan biridir. Güneş yanığı için Thiocilline kremi kullanabilirsiniz.

Thiocilline Krem Basura İyi Gelir Mi?

Thiocilline krem krem basur tedavisinde kullanılmamaktadır.

Thiocilline Krem Kaşıntıya İyi Gelir Mi?

Thiocilline krem bakterilerin etkisi ile oluşan enfeksiyonların kaşıntı semptomunu hafifletmektedir.

Thiocilline Krem Lekelere İyi Gelir Mi?

Thiocilline krem lekelere iyi gelmez. Leke tedavisinde Thiocilline krem kullanılmaz.

Thiocilline Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Egzama tedavisinde Thiocilline krem etkilidir. İlerleyen egzama sorununda doktor önerisi ile önerildiği şekilde Thiocilline kremi kullanabilirsiniz.

Thiocilline Krem Mantara İyi Gelir Mi?

Thiocilline krem krem mantar tedavisinde etkili değildir.

Thiocilline Krem Yan Etkileri Neler?

Antibiyotik grubundan olduğu için Thiocilline krem yan etkileri neler merak edilmektedir. Thiocilline kremin ciddi yan etkileri olduğu görülmemiştir. Ancak az görünen olası yan etkileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Şişme
  • Deride kızarıklık
  • Kaşıntı
  • Kabuklanma

Thiocilline Krem Fiyatı 2021

Thiocilline kremin 2021 güncel fiyatı 16.71 TL’dir.

Thiocilline Krem Kullananların Yorumları Neler?

Thiocilline krem kullananların yorumları genel anlamda olumludur. Thiocilline kremi doktor önerisi ile kullanan kişiler kremin kısa sürede etkisini gösterdiğini belirtmektedir. Tabi burada düzenli kullanımın öneminden de bahsetmişlerdir.

Dermovate merhem dudağa, yüze, yaraya sürülür mü?

Dermovate merhem son derece etkili olmasıyla beraber yan etkileri olan bir kremdir. Bu nedenle Dermovate kremin doktor önerisi olmadan kesinlikle kullanılmaması önerilmektedir. Kortizonlu kremler arasında yer alan Dermovate krem, etken maddeleri ile deri hastalıklarına iyi gelmektedir. Deri hastalıklarında yaşanan iltihabın etkilerini de en aza indirmektedir.

Dermovate Merhem Nedir?

Birçok doktora tarafından reçete edilen ve kullanıcıların memnun kaldığı Dermovate merhem nedir konusuna değineceğiz. 30 gram ve 50 gramlık tüplerde satılan Dermovate kremin etken maddesi Clobetasol Propionate’dir. Çeşitli nedenlere bağlı olarak ciltte meydana gelen deri ve cilt problemlerinde Dermovate krem reçete edilmektedir.

Reçete ile satılabilen Dermovate kremin losyon ve merhem formları da bulunmaktadır. Merhem formunda olan Dermovate daha yağlıdır. Dermovate krem yüzeysel cilt sorunlarını tedavi etmektedir. Dermovate merhem ise derinin al tabakasında görülen sorunların tedavisinde etkilidir.

Dermovate Krem Ne İşe Yarar?
Dermovate Krem Ne İşe Yarar?

Dermovate Krem Ne İşe Yarar?

Temelde egzama tedavisinde oldukça etkili olduğu bilinen Dermovate krem ne işe yarar? Birçok kişi tarafından bu sorusun cevabı merak edilmektedir. Cilde sürülerek kullanılan Dermovate krem, yüzde görülen bir çeşit deri hastalığı olan plakların tedavisinde önerilmektedir. Dermovate kremin diğer faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Sedef hastalığının tedavisinde etkilidir.
  • Diskoid Lupus eritematozus yani bir çeşit deri hastalığını tedavi eder.
  • Cilt rahatsızlıklarında ortaya çıkan kaşıntı ve kızarıklığı azaltır.
  • Cilt problemlerinde oluşan iltihabı azaltır.
  • İyi huylu deri hastalığını tedavi eder.
  • Vücutta iltihaba, şişliğe ve kızarıklığa neden olan kimyasalları ortadan kaldırır.

Dermovate Merhem Nasıl Kullanılır?

Dermovate merhem uzman bir doktora danışılmadan kesinlikle kullanılmamalıdır. Dermovate merhem kortizon içerdiği için kullanımına da dikkat edilmelidir. Kremin uygulanacağı bölge temizlenerek kurulanmalıdır. Daha sonra ince bir tabaka halinde sürülen Dermovate krem yavaş bir şekilde ovalanarak cilde yedirilmelidir. Gün içerisinde Dermovate kremi 1-2 kere 4 haftaya kadar kullanabilirsiniz.

Dermovate Krem Neye İyi Gelir?

Dermovate krem birçok cilt sorununu tedavi etmektedir. Cildi rahatlatan bir etkisi bulunan Dermovate krem neye iyi gelir konusunda bazı bilgiler vereceğiz. Dermovate krem egzama kremi olarak bilinse de, Dermovate kremin faydaları bir hayli fazladır. Doktorlar tarafından çok sık önerilen Dermovate kremin yararları şu şekilde sıralanabilir:

  • Cilt rengini normale döndürür.
  • Ciltte oluşan kaşıntıyı azaltarak cilde rahatlık verir.
  • Cilt sağlığına iyi gelir.
  • İnatçı deri hastalıklarını iyileştirir.
  • Egzama ve sedef hastalığını geçirerek bu hastalıkların tekrar olmasını önler.
  • Ciltteki iltihabı ve şişliği azaltır.
  • Ciltte oluşan kırmızı lekeleri tedavi eder.
  • Mor renkteki kaşıntılı cilt lekelerine iyi gelir.

Dermovate Günde Kaç Kere Sürülür?

Dermovate krem doktor önerisiyle kullanılmalıdır. Dermovate kremin günde 1-2 kere kullanılabileceği söylenmektedir.

Dermovate Bebeklerde Kullanılır Mı?

Dermovate krem 1 yaşından büyük kişilerde kullanılabilen bir kremdir. 1 yaş altındaki çocuklarda ise kontrendikedir. 1 yaş altındaki bebeklerde kullanılması önerilmemektedir.

Dermovate Krem Kahverengi Lekeler İçin Kullanılır mı?

Dermovate krem lekeler için kullanılmaz. Kahverengi lekelerin tedavisinde Dermovate kremin etkisi yoktur.

Dermovate Pişik İçin Kullanılır Mı?

Kortizon içerden kremlerin pişiğe iyi geldiği bilinmektedir. Buna rağmen Dermovate kremin yetişkinlerde pişik tedavisinde kısa süreli kullanılması önerilmektedir.

Dermovate Basura İyi Gelir Mi?

Dermovate basura iyi gelir mi en çok merak edilen sorulardan biridir. Dermovate kremin sağladığı faydalar incelendiği zaman basura ya da hemoroide iyi gelmediği görülmektedir. Bu kremi basur için kullanmamalısınız.

Dermovate Gül Hastalığına İyi Gelir Mi?

Gül hastalığı nedeniyle ciltte kızarıklık meydana gelmektedir. Rozasea da denilen gül hastalığında bu kızarıklıkların tedavisinde Dermovate krem önerilmektedir. Ancak Dermovate kremi doktorunuza danışarak kullanmalısınız.

Dermovate Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Dermovate krem güneş yanığının tedavisinde etkilidir. Ancak içeriğinde kortizon olduğu için güneş yanığı tedavisinde uzun süre kullanılması önerilmemektedir.

Dermovate Krem Sinek Isırığına İyi Gelir Mi?

Birçok kişi için can sıkıcı durumlardan biri sinek ısırığıdır. Sineğin ısırdığı yerde kızarıklık ve kaşıntı meydana gelir. Dermovate krem sinek ısırığında görülen kızarıklık ve kaşıntıyı azaltmaktadır.

Dermovate Uçuğa İyi Gelir Mi?

Cilt yüzeyinde çeşitli nedenlere bağlı olarak meydana gelen uçuk tedavisinde Dermovate krem kullanılabilmektedir. Ancak kremin uçuk için ne kadar kullanılması gerektiği konusunda doktorun önerisi alınmalıdır.

Dermovate Çıbana İyi Gelir Mi?

Dermovate kremin çıban tedavisinde etkisi yoktur.

Dermovate Krem Saç Çıkarır Mı?

Dermovate saç losyonu saçta oluşan deri hastalıkları, egzama, sedef hastalığı ve iltihap gibi durumları tedavi etmektedir. Ancak Dermovate kremin saç çıkarma etkisi yoktur.

Dermovate Dudağa Sürülür Mü?

Dermovate krem uçuk tedavisinde kullanılabilen bir kremdir. Bu nedenle dudağa sürülmesinde herhangi bir sakınca yoktur.

Dermovate Yaraya Sürülür Mü?

Dermovate krem açık yaraya kesinlikle sürülmemelidir.

Dermovate Merhem Yüze Sürülür Mü?

Dermovate merhem yüze sürülebilen bir üründür. Ancak kremin yüzün tamamına sürülmesi önerilmez. Az miktarda alacağınız merhemi sadece sorunlu bölgeye sürmeniz yeterlidir.

Dermovate Genital Bölgeye Sürülür Mü?
Dermovate Genital Bölgeye Sürülür Mü?

Dermovate Genital Bölgeye Sürülür Mü?

Birçok kişi genital bölgede çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu nedenle Dermovate genital bölgeye sürülür mü bilmek istemektedirler. Dermovate kremi genital bölgede kullanmanız için doktorunuz önerdiyse kullanabilirsiniz. Ancak herhangi bir öneri almadan genital bölgeye Dermovate krem sürmeyiniz.

Dermovate Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Dermovate krem vajinaya sürülebilir. Ancak kremi sürerken çok önce bir tabaka halinde sürmeye dikkat etmelisiniz. Ayrıca Dermovate krem uzun süre vajinada kullanmamalısınız.

Dermovate Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Dermovate kremin etken maddesinin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Birçok ilaç genelde anne sütü ile atıldığı için Dermovate kremi emziren annelerin dikkatli kullanması önerilmektedir. Emziren anneler bu konuda doktorlarına danışmalıdırlar.

Dermovate Hamilelikte Kullanılır Mı?

Dermovate kremin gebelikte çok az miktarda ve sürede kullanılması tavsiye edilmektedir.

Tedaviniz esnasında hamile olduğunuzu fark ederseniz, Dermovate kremi kullanmayı bırakarak hemen doktorunuza danışmalısınız.

Dermovate Krem Fiyatı Eczane Kaç Lira?

Reçeteli olarak satılan Dermovate krem eczane fiyatı 21.45 TL’dir.

Dermovate Merhem Kullananların Yorumları Neler?

Dermovate merhem kullananlar, kremin kortizonlu olması nedeniyle kullanımında çekinmektedirler. Ancak doktor önerisiyle Dermovate kremi kullandıklarında yaşadıkları sorunun kısa sürede geçtiğini belirtmektedirler. Dermovate krem kullanıcıları, Dermovate kremi kullanmayı düşünen hastalara doktora danışmalarını tavsiye etmektedirler.

Clindoxyl jel sivilce lekelerine, izlere iyi gelir mi?

25 gramlık tüplerde satılan Clindoxyl jel bir sivilce kremidir. Yeni çıkmaya başlayan sivilceleri söndüren Clindoxyl jel hemen sonuç vermesi ile popülerdir. Uzmanlar tarafından da sık sık tavsiye edilen Clindoxyl kremi kullanırken çok dikkat edilmelidir. Kremin sonuçlarından hızlı ve etkili bir şekilde yararlanmak için düzenli kullanım son derece önemlidir.

Clindoxyl Jel Nedir?

Birçok uzman tarafından önerilen ve kullanıcı sayısı bir hayli fazla olan Clindoxyl jel nedir çok merak edilmektedir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Clindoxyl jel bir sivilce kremidir. Yeni çıkmaya başlamış olan sivilceleri hemen söndüren Clindoxyl jel, çıkmış olan sivilcelerin de iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Temelde sivilce için üretilen Clindoxyl jelin siyah noktalara, lekelere ve diğer bazı cilt sorunlarına faydası çok fazladır.

Clindoxyl jel doktor önerisi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır. Bazı kişiler, kendi kişisel tercihleri ile Clindoxyl jeli kullanmaya başlamaktadırlar. Ancak bu durum oldukça tehlikelidir. Sivilcelerinizin ya da diğer cilt sorunlarınızın durumuna göre doktorunuz tarafından önerildiği zaman Clindoxyl jeli kullanmalısınız. Aksi takdirde alerjik reaksiyonlarla karşılaşma ihtimali çok yüksektir.

Clindoxyl Jel Ne İşe Yarar?
Clindoxyl Jel Ne İşe Yarar?

Clindoxyl Jel Ne İşe Yarar?

En çok kullanılan ve memnun kalınan sivilce kremlerinden biri olan Clindoxyl jel ne işe yarar diye merak eden çok fazla kişi vardır. Glaxo Smith Kline firması tarafından üretilmiş olan Clindoxyl jel, sivilceler dışında beyaz ve siyah noktaların giderilmesinde de kullanılmaktadır. İçeriğindeki etken maddeler sayesinde kısa sürede etkisini gösteren Clindoxyl krem oldukça faydalıdır. Clindoxyl jelin sağladığı yararlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Antibiyotik özelliği sayesinde kısa sürede sonuç verir.
  • Cildin tek tonda görünmesine yardımcı olur.
  • Sivilceleri kısa sürede kurutmaktadır.
  • Akneye neden olan bakterileri öldürür.
  • Siyah noktaları azaltır.
  • Sivilceleri yok eder.
  • Sivilce oluşumuna engel olur.
  • Ciltte oluşan yağlanmayı azaltır.
  • Pürüzsüz bir cilde ulaşmayı sağlar.

Clindoxyl Jel Nasıl Kullanılır?

Clindoxyl jeli kullanmaya başlamadan önce Clindoxyl jel nasıl kullanılır detaylı bir şekilde öğrenilmelidir. Öncelikle Clindoxyl jel doktorun tavsiye edildiği şekilde kullanılmalıdır. Doktor tarafından herhangi bir tavsiyede bulunulmadı ise Clindoxyl jelin prospektüsünde yazan önerilere dikkat edilmelidir. Buna göre, Clindoxyl jel günde bir kere kullanılmalıdır. Yüzünüzü ılık su ile yıkadıktan ve kuruladıktan sonra Clindoxyl jelden biraz alarak yüzünüze masaj şeklinde uygulamalısınız. Jel sürüldükten sonra güneşe çıkılmaması tavsiye edilmektedir. Kullanım süresi ise doktorun önerdiği kadar olmalıdır. İlk kullanımlarda fayda sağladığınız zaman Clindoxyl jeli kullanmayı hemen bırakmamalısınız.

Clindoxyl Hangi Cilde Kullanılır?

Clindoxyl jel akneli ve sivilceli cilde kullanılmalıdır. Çok hassas cilt tipine sahip olan kişilere Clindoxyl jel kullanmaları önerilmemektedir. Bu nedenle Clindoxyl jeli kullanmadan önce doktorunuza danışmanız çok daha doğru olacaktır.

Clindoxyl Hamileler Kullanabilir Mi?

Clindoxyl jelin hamilelerde nasıl bir etki yarattığına dair klinik çalışmalar yoktur. Bu nedenle hamilelerin kullanmaması önerilmektedir. Ancak doktorunuz tavsiye etti ise hamileyken Clindoxyl jeli kullanabilirsiniz.

Clindoxyl Uçuk İçin Kullanılır Mı?

Çeşitli nedenlerle ortaya çıkan uçuklar birçok kişiyi rahatsız eden bir sağlık sorunudur. Clindoxyl jeli uçuklar için kullanabileceğiniz belirtilmektedir. Antibiyotik özelliği bulunan Clindoxyl jel uçuk tedavisinde etkili olmaktadır. Ancak Clindoxyl jeli uçuk için kullanmadan önce doktorunuza mutlaka danışmanız önerilmektedir.

Clindoxyl Buzdolabında Mı Saklanır?

Clindoxyl jelin saklama koşulları oldukça önemlidir. Önerilen saklama koşullarında saklanmayan Clindoxyl jelin faydalı etkileri yok olmaktadır. Clindoxyl jel eczanelerde 2-8 derece arasında sıcaklıkta saklanmalıdır. Clindoxyl jel dondurulmamalıdır. Eczanelerden satın aldıktan sonra Clindoxyl jel 25 derece altındaki oda sıcaklığında saklayabilirsiniz.

Clindoxyl Açıldıktan Sonra Ne Kadar Kullanılır?

Clindoxyl jel ile ilgili ne kadar kullanılacağı sorusu çok merak edilmektedir. Clindoxyl jel açılmadığı sürece son kullanma tarihine kadar kullanılabilir. Ancak krem açıldıktan sonra en fazla 2 ay kullanılması önerilmektedir.

Clindoxyl Cilt Rengini Açar Mı?
Clindoxyl Cilt Rengini Açar Mı?

Clindoxyl Cilt Rengini Açar Mı?

Clindoxyl jel ile ilgili Clindoxyl jel cilt rengini açar mı sorusu çok fazla araştırılmaktadır. Clindoxyl jel kullandıktan sonra cildin soyulmasına neden olduğu ve lekeleri geçirdiği için cilt rengini açması doğaldır. Clindoxyl jelin cilt renk tonunu eşitleme özelliği de vardır.

Clindoxyl Cildi Kurutur Mu?

Clindoxyl jeli kullanan kişiler, Clindoxyl jelin cildi kuruttuğunu ve kaşındırdığını belirtmektedirler. Ancak bu geçici bir durumdur. Clindoxyl jeli kullandıktan sonra cildiniz kuruduğunda telaşa kapılmamalısınız. Tedavinin olağan süreçlerinden biri olan cilt kuruması ilerleyen zamanlarda geçecektir.

Clindoxyl Jel Sivilce Çıkarır Mı?

Bazı sivilce kremleri kullanıldığı ilk zamanlarda sivilce sayısını artırmaktadır. Ancak Clindoxyl jelin böyle bir etkisi olduğuna dair bir bilgi yoktur. Yine de bu konuda doktorunuzdan daha detaylı bilgiler alabilirsiniz.

Clindoxyl Kızarıklık Ne Zaman Geçer?

Clindoxyl jel kullanımından sonra ilk günlerde kızarıklık görülebilmektedir. Bu durum tamamen doğaldır. Ciltte oluşan kızarıklıklar birkaç gün içerisinde geçmektedir. Bir haftaya kadar kızarıklıklar geçmezse, Clindoxyl jeli kullanmayı bırakarak doktorunuza gitmeniz önerilmektedir.

Clindoxyl İzlere İyi Gelir Mi?

Sivilceleri çok iyi bir şekilde tedavi eden Clindoxyl jel izlere iyi gelir mi sorusuna değineceğiz. Çeşitli nedenlerle cildinde izler ve lekeler meydana gelen kişiler bu durumdan oldukça rahatsızdırlar. Bu nedenle izlerin geçmesi için çeşitli yöntemleri araştırmaya başlarlar. Clindoxyl jel iz tedavisinde de etkili bir kremdir. Doktorunuza danışarak cildinizdeki izler için Clindoxyl jeli kullanabilirsiniz.

Clindoxyl Sivilce Lekelerine İyi Gelir Mi?
Clindoxyl Sivilce Lekelerine İyi Gelir Mi?

Clindoxyl Sivilce Lekelerine İyi Gelir Mi?

Clindoxyl jel sivilcelerin oluşumunu engelleyerek oluşmuş sivilcelerin kurumasını sağlamaktadır. Clindoxyl jelin bir diğer faydası da, sivilce lekelerine iyi gelmesidir. Sivilceler nedeniyle ciltte oluşan lekeler için Clindoxyl jeli önerilen şekilde kullanabilirsiniz.

Clindoxyl Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Clindoxyl jel yalnızca haricen kullanılmaktadır. Clindoxyl jelin genital bölgede kullanılması önerilmemektedir. Ancak yine de bu konuda doktorunuzdan daha doğru bilgileri alabilirsiniz.

Clindoxyl Sivilce Kremi Reçetesiz Alınır Mı?

Clindoxyl jel reçetesiz olarak satın alınabilen bir kremdir. Ancak Clindoxyl jelin reçeteli olarak satın alınması önerilmektedir. Clindoxyl jeli reçeteli olarak satın aldığınızda sigorta tarafından ücret karşılanmaktadır.

Clindoxyl Jel Fiyatı Nedir?

Clindoxyl jel fiyatı güncel olarak 61 TL’dir. Clindoxyl jel yalnızca eczanelerde satılmaktadır. Yani online satış sitelerinde Clindoxyl jeli bulamazsınız.

Clindoxyl Jel Kullananların Yorumları Neler?

Birçok sivilce mağduru kişi tarafından Clindoxyl jel kullananların yorumları neler merak edilmektedir. Yapılan bu yorumlar, Clindoxyl jeli kullanmak isteyenlere bir tavsiye niteliği taşımaktadır. Clindoxyl jeli kullananlar, sivilce ve lekelerinin çok ciddi düzeyde iyileştiğini belirtmektedirler. Kremin iki ay içerisinde bitirilmesi gerektiği söylenirken, her gün düzenli kullanımın faydalarına da dikkat çekilmiştir.

Varis, karaciğer yağlanması ve zayıflama için çay tarifleri

Katkılarından yararlanmak için mevcut çay çeşitleri arasında hazırlanması kolay bazı çay çeşitlerini, gerekli malzemeleri, nasıl hazırlandıklarını ve faydalarını bu yazıda sunuyoruz.

Karaciğer Yağlanmasını Önlemek İçin Maydanoz ve Nane Çayı

Karaciğer yağlanmasını önlemek için maydanoz ve nane çayı önerilmektedir. Nane, çay karışımlarında en yaygın kullanılan bitki olmaya devam ediyor. Maydanoz ise antioksidan etkisine sahiptir. İyi bir arındırıcıdır ve karaciğerlerin düzgün bir şeklide çalışması için gerekli olan C ve A vitaminini içinde bolca barındırır.

Malzemeler

  • 5 gr maydanoz
  • 5 gr taze nane
  • Yarım limonun suyu
  • 200 ml su
Maydanoz ve Nane Çayı Nasıl Hazırlanır?
Maydanoz ve Nane Çayı Nasıl Hazırlanır?

Maydanoz ve Nane Çayı Nasıl Hazırlanır?

Maydanoz ve nane çayı nasıl hazırlanır diye merak ediyorsanız ilk adımda yapmanız gereken malzemelerin organik olmasına dikkat etmektir. Daha sonraki hazırlık aşamaları ise şöyledir:

  • Maydanoz ve naneyi daha kolay demlenmesi için ince ince doğrayın.
  • Suyu kaynatmak için su ısıtıcısına koyun, ardından maydanoz ve nane ekleyin.
  • Yaklaşık yirmi dakika çayın demlenmesini bekleyin.
  • Malzemeleri süzün   ve bir bardağa servis edin. İki kaşık limon suyu ekleyebilirsiniz.
  • İçeceğin tadını yumuşatmak istiyorsanız biraz bal ekleyebilirsiniz.
Varisli Damarlara Karşı At Kestanesi Çayı
Varisli Damarlara Karşı At Kestanesi Çayı

Varisli Damarlara Karşı At Kestanesi Çayı

At kestanesi çayı idrar söktürücü ve iltihap önleyici özellikleriyle bilinir. Varisli damarlara karşı at kestanesi çayı ise genellikle varislerin ortaya çıkmasından sorumlu olan dolaşım bozukluklarını tedavi etmek için terapötik amaçlarla kullanılır. Böylece, iltihaplanma ile ilgili ağrıyı hafifletmek için bu çay iyi bir seçenektir.

Malzemeler

  • 250 ml su
  • 5 gr at kestanesi kabuğu

At Kestanesi Çayı Nasıl Hazırlanır?

At kestanesi çayı nasıl hazırlanır diye merak ediyorsanız hazırlama aşamaları aşağıdaki gibidir:

  • Bir bardak suyu kaynatın.
  • At kestanesi kabuğunu bardağınıza ekleyin.
  • Son olarak 10 dakika kadar demlenmesini bekleyin.

Olumlu sonuç almak istiyorsanız iki hafta boyunca her gün bir fincan bu çaydan içmeniz gerekmektedir.

Zayıflama İçin Nane Çayı
Zayıflama İçin Nane Çayı

Zayıflama İçin Nane Çayı

Dünyada en çok tüketilen çay çeşitlerinden biri olan nane çayı zayıflama diyeti uygulayanların favori içeceklerinden biri olmaya devam ediyor. Nane antioksidanlar içerir ve iltihap önleyici özelliklerle doludur.

Malzemeler

Nane çayının içindekiler şöyledir:

  • 250 ml su
  • 15 gr yeşil çay
  • 5 ila 8 nane yaprağı
  • Bir çay kaşığı bal

Nane Çayı Nasıl Hazırlanır?

Nane çayının tüketmeye karar verdikten sonra akıllara nane çayı nasıl hazırlanır sorusu gelmekte. Nane çayının hazırlanış aşamaları şöyledir:

  • Bir bardak suyu kaynatın.
  • Yeşil çayı ve naneyi ekleyin.
  • 10 dakika demlenmesini bekleyin.
  • Sıcaklığın tüketimine uygun olduğunu görünce çayınızı süzün.
  • Bal ekleyin ve afiyetle için.

2 ila 3 hafta boyunca, sabahları aç karnına nane yeşili çayınızı için.

Karaciğer Yağlanmasını Önleyen Saraçoğlu Kürü

Aşırı limon, tatlı, et ve tuz yeme isteği neden olur?

Aşırı yeme isteği durumunda kişi aniden bir yiyeceğe karşı aşırı istek duyar ve o anda o besini tüketmek ister. Bu istek tatlı, tuzlu, ekşi ya da acı bir besine karşı olabilmektedir. Karşı konulamayan bu istek aslında sanıldığı kadar basit bir durum değildir. Sürekli yeme isteği aslında vücudun bir besin eksikliği nedeniyle verdiği bir sinyaldir. Bu nedenle yeme isteği önemsenmeli ve bir doktora giderek muayene olunmalıdır.

Ekşi Yeme İsteği Neden Olur?

Genelde ekşi yeme isteği neden olur sorusuna hamilelik cevabı verilmektedir. Herhangi bir zamanda canı ekşi yemek isteyen kadınların hamile olduğu düşünülmektedir. Ancak bu hamileliğin kesin göstergesi olan bir durum değildir. Canı sürekli limon ya da sirke gibi asitli gıdaları yemek isteyen kişilerde mide asidi düşüklüğü olabilmektedir. Güçlü bir mide asidi vücudun ilk savunma hattıdır. Bu savunma hattında yiyecekler sterilize edilir ve mideyi dezenfekte eder. Midedeki asit oranı az olduğu zaman gıda alerjileri, sindirim bozukluğu, kabızlık ve beslenme yetersizlikleri gibi sorunlar görülebilir.

Aşırı Limon Yeme İsteği Neden Olur?
Aşırı Limon Yeme İsteği Neden Olur?

Aşırı Limon Yeme İsteği Neden Olur?

Bazı kişiler limon yemeyi sevmezken bazı kişilerde aşırı limon yeme isteği görülebilir. Sizlere aşırı limon yeme isteği neden olur anlatacağız. Çorba, salata ya da meyve sularının temel ürünü olan limon gereğinden fazla tüketildiği zaman çeşitli sorunlara neden olabilmektedir. Aşırı limon yeme isteğinin temel nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Safra kesesi ve karaciğer sorunları
  • Mide asidinin yetersiz olması
  • Mide sorunları

Limon kontrollü bir şekilde tüketilmesi gereken bir üründür. Limon çok fazla tüketildiğinde mide yaralanmalarına neden olur. Bununla beraber limon cilt kuruluğuna ve selülite de neden olabilmektedir. Özellikle tansiyon sorunu olan kişilerin çok fazla limon tüketmemeleri tavsiye edilmektedir.

Aşırı Tatlı Yeme İsteği Neden Olur?

Maalesef tatlı krizi diye bir gerçek vardır ve bu gerçeği birçok kişi yaşamaktadır. Aniden gelen tatlı yeme isteğini hiçbir besin kapatamamaktadır. Bu durumda gecenin bir yarısı yenen tatlı kişide kilo problemine neden olabilmektedir. Bunun gibi çeşitli sorunları yaşamak istemeyen kişiler aşırı tatlı yeme isteği neden olur sorusunun yanıtını aramaktadır. Sürekli tatlı yeme isteği genelde insülin metabolizmasında oluşan bir sorun nedeniyle görülmektedir.

İnsülin direnci sorunu yaşayan kişiler aniden tatlı yeme isteği duyarlar. Bu sorunu yaşayan kişilerin mutlaka ara öğün yapmaları önerilmektedir. Ayrıca posalı ve lifli gıdalar tüketilmelidir. İnsülin direnci olanlar aşırı tatlı isteğini kesmek için aç karına meyve tüketmemelidir. Meyve tüketirken yanında bir ayran, kefir ya da yoğurt tüketilmelidir. Bu sayede meyvenin şekeri tolere edilmektedir.

Turşu Yeme İsteği Neden Olur?

Birçok kişide sürekli turşu yeme isteği görülmektedir. Bu istek genelde sodyum eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Turşu yeme isteği neden olur sorusuna sodyum eksikliği cevabı verilebilir. Sürekli ve yoğun egzersiz yapan kişilerin vücudu su kaybettiği için tuz yeme isteği oluşabilir. Bu durumda sürekli turşu yemek zarar verebilmektedir. Bir doktora giderek bu isteğinizin altında yatan temel sebebi öğrenebilir ve uygun tedaviye başlayabilirsiniz.

Acı Yeme İsteği Neden Olur?

İnsan vücudu mükemmel bir sisteme sahiptir. Her eksikliği fark eden insan vücudu, bu eksikliği gidermek için bazı şeylere yönelmektedir. Bazı durumlarda terleyerek vücut ısısını düşürmek isteyen vücut, acı ya da baharatlı gıdalar istemektedir. Soğuk algınlığı veya boğaz ağrısı durumlarında da insanın canı acı yemek isteyebilir.

Sarımsak Yeme İsteği Neden Olur?

Vücudumuz için faydalı bir prebiyotik olan sarımsak doğal bir antibiyotiktir. Vücudun çeşitli hastalıklara karşı güçlü olabilmesini sağlamak için düzenli bir şekilde sarımsak tüketilmelidir. Ancak normalden fazla bir şekilde sarımsak tüketmek bazı mide sorunlarına yol açabilmektedir. Bazı kişiler acı ya da baharat yeme isteğini yok etmek için sarımsak tüketmektedir.

Et Yeme İsteği Neden Olur?

Birçok kişide çok sık kırmızı et yeme isteği oluşmaktadır. Bu nedenle et yeme isteği neden olur konusuna değinmek istedik. Kırmızı et yeme isteğinin temel nedeni genelde demir eksikliği olmaktadır. B12’nin temel kaynağı olan kırmızı et düzenli tüketildiği zaman b12 eksikliği giderilmektedir.

Balık Yeme İsteği Neden Olur?

İyi bir Omega 3 kaynağı olan balığın faydaları saymakla bitmez. Balığın tüm bu faydalarından yararlanmak için balığı fırında ya da buğulama yöntemi ile pişirmelisiniz. Balık kızartıldığı zaman içerisindeki faydalı mineraller ölmektedir. Bazı kişilerde sürekli balık yeme isteği olduğu görülmektedir. Bu durum genelde çinko eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bir doktora giderek kan değerlerinize baktırmanız faydalı olacaktır.

Aşırı Tuz Yeme İsteği Neden Olur?

Vücutta bulunan potasyum, magnezyum ve tuz takviyeleri ile artıp azalmaktadır. Kişide aşırı tuz yeme isteği neden olur denildiği zaman akıllara ilk olarak potasyum eksikliği ile beraber yorgunluk, stres ve can sıkıntısı nedenleri gelmektedir. Tuzu normalden fazla tüketmek ciddi sorunlara neden olabilmektedir. Bu nedenle tuz tüketimine dikkat edilmelidir.

Gebelikte Toprak Yeme İsteği Neden Olur?
Gebelikte Toprak Yeme İsteği Neden Olur?

Gebelikte Toprak Yeme İsteği Neden Olur?

Gebelikte toprak yeme isteği genelde Pika sendromu nedeni ile görülmektedir. Pika sendromunun ortaya çıkmasındaki en büyük neden ise demir eksikliğidir. Hamileyken vücutta oluşan demir ve diğer mineral eksikliğinde kişi toprak yemeye yönelmektedir. Doktor tarafından uygulanacak demir eksikliği tedavisi ile bu sorun ortadan kalkmaktadır.

Aşırı Soğan Yeme İsteği Neden Olur?

Aşırı soğan yeme isteği birçok neden bağlı olarak görülebilmektedir. C vitamini eksikliği, kandaki demirin düşük olması, B vitamini eksikliği ve selenyum eksikliği durumlarında vücut aşırı soğan yeme isteği duyabilir.

Karbonhidrat Yeme İsteği Neden Olur?

Karbonhidrat normalden fazla tüketildiği zaman öncelikle vücudun insülin direnci yükselerek kan şekerini düşürmektedir. Bu durum ise bazı kişilerde aşırı yemek yeme ile beraber karbonhidrat tüketme isteği doğurmaktadır. Karbonhidratı fazla tüketmek bazı sorunlara neden olabileceği için dikkat edilmelidir.

Kahve Yeme İsteği Neden Olur?

Kahve telvesi yeme isteği duyan kişilerin kahve yeme isteği neden olur diye düşünerek bir doktora görünmeleri gerekmektedir. Toplumda yüzde 20 – 30 oranında görülen kansızlığa dikkat çeken uzmanlar, kahve yeme isteğinin kansızlık nedeni ile olabileceğini belirtmektedirler. Gerekli tedavi uygulandığı zaman bu istek zamanla azalacaktır.

Kakao Yeme İsteği Neden Olur?

Çikolata yeme isteği birçok kişide görülebilmektedir. Ancak bazı kişilerde kakao yeme isteği oluşmaktadır. Bu durumun genelde magnezyum eksikliğinden kaynaklandığı söylenmektedir. Ayrıca kadınlarda adet döneminde kakao yeme isteği görülebilmektedir.

Gece yatarken sirkeli su içmek zayıflatır mı?

Zayıflamak için birçok farklı diyet tarifleri bulunmaktadır. Her tarifi denemek isteyen kişiler özellikle son dönemlerde gece yatarken sirkeli su içmek zayıflatır mı? sorusunun yanıtını aramaktadır. Birçok konuda fayda sağlayan sirkenin zayıflama üzerinde de ciddi bir etkisi olduğu çeşitli çalışmalarla ispatlanmıştır. Ancak tek başına bir ürünün zayıflatacağı yanılgısına düşülmemelidir. Sirkeli suyu kullanırken beslenmeye ve düzenli spor yapmaya dikkat edilmezse kilo vermek zorlaşmaktadır. Sizlere sirkeli suyun zayıflama üzerindeki etkisini ve nasıl kullanılacağını aktaracağımız yazımızdan memnun kalacaksınız.

Gece Yatarken Sirkeli Su İçmek Zayıflatır Mı?

Sirkeli su kullanımının arttığı son günlerde gece yatarken sirkeli su içmek zayıflatır mı? sorusunun arama motorlarında çok aratıldığını görüyoruz. Özellikle İbrahim Saraçoğlu gibi sağlık üzerine etkili tarifleri kanıtlanmış bir uzmanın sirkeli suyun zayıflattığını söylemesi bu karışıma olan ilgiyi daha da artırmıştır. Uzun yıllardır yiyeceklerin aktif bileşeni olarak kullanılan elma sirkesi, tıp alanında da çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır. Yapılan bilimsel çalışmalar da elma sirkesinin sağlık üzerine birçok faydası olduğunu kanıtlamaktadır.

Anti bakteriyel özelliğe sahip olan sirkeli su, antifungal etkisi ile hem saç hem de cilt sorunlarına iyi gelmektedir. Doğal bir ev ilacı olarak değerlendirilen sirkeli su, iştah kapatma özelliğine sahiptir. Yüzde 5 ve 7 oranlarında asetik asit ile çeşitli mineraller ve vitaminden oluşan sirkeli su vücudun yağ depolamasını engellemektedir. Açlık hissini de gideren sirkeli su yağ yakımını hızlandırmaktadır.

Sirkeli suyu ne zaman içtiğiniz de önemlidir. Özellikle gece yatarken sirkeli su içmek yağ yakımını hızlandırarak kilo vermeyi kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle genelde uzmanlar sirkeli suyun gece yatmadan önce içilmesini önermektedir. Ancak gün içerisinde ve özellikle de sabahları aç karına içilen sirkeli su da zayıflamaya yardımcı olmaktadır. 2007 yılında Arizona Üniversitesi’nde yapılan çalışma kapsamında gece yatmadan içilen sirkeli suyun daha çok zayıflattığı belirlenmiştir.

Gece Yatarken Sirkeli Su İçmenin Faydaları Neler?
Gece Yatarken Sirkeli Su İçmenin Faydaları Neler?

Gece Yatarken Sirkeli Su İçmenin Faydaları Neler?

Sirkeli su içmek birçok fayda sağlamaktadır. Ancak zayıflamak isteyen kişiler için gece yatarken sirkeli su içmenin faydaları neler konusu daha önemlidir. Genelde birçok kişi gece yatıldığı yerden nasıl kilo verileceğini anlamış değildir. Ancak sirkeli suyun etkisi ile gece uyurken bile vücudunuz yağ yakmaya devam etmektedir. Gece yatarken sirkeli su içmek neye iyi gelir, faydaları nelerdir? Gece yatarken sirkeli su içmenin faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Kan şekerinin seviyesini kontrol altına alır.
  • Zayıflamaya yardım eder.
  • Yağ yakımını hızlandırır.
  • Gut tedavisine yardımcı olur.
  • pH seviyesini dengeler.
  • Mide kanserine engel olur.
  • Boğaz ağrısına iyi gelir.
  • Gece daha kaliteli bir uyku sağlar.
  • Burun tıkanıklığına iyi gelir.
  • Ağız kokusunu giderir.
  • Saç ve cilt sorunlarına iyi gelir.
  • Sindirim sorununa iyi gelir.
  • Metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olur.
  • Gece yatarken sirkeli su içmek, vücutta bulunan toksin ve ödemlerin atılmasına yardımcı olur.
  • Kalorisi düşük olduğu için kilo yapmaz.

Sirkeli Su Nasıl Yapılır, Hazırlanır?

Gece yatarken sirkeli su içmek ne kadar faydalı olduğunu artık öğrendiniz. Sirkeli suyun zayıflatıcı etkilerini anlattıktan sonra sirkeli su nasıl yapılır, hazırlanır? konusuna değinmek istiyoruz. Sirkeli su için çeşitli tarifler önerilmektedir. Sizlere bu tariflerden en beğenilen ve en çok etki eden tarifleri aktaracağız. İşte, zayıflamaya yardımcı olan sirkeli su yapımı tarifleri:

Elma Sirkesi – Su – Bal: Bir bardak su içerisine 1 yemek kaşığı elma sirkesi ve bal ya da sinameki tozu eklenmelidir. Bu karışım geve yatarken ve sabah aç karına olmak üzere günde iki defa tüketilmelidir.

Elma Sirkesi – Su – Papatya Çayı: Bir fincan papatya çayı demlendikten sonra içerisine bir yemek kaşığı elma sirkesi eklenerek gece yatmadan içilmelidir. Dilerseniz içerisine bir tatlı kaşığı bal da ekleyebilirsiniz.

Elma Sirkesi – Su – Karbonat: Bir bardak su içerisine 2 yemek kaşığı elma sirkesi ve bir çay kaşığı karbonat eklenmelidir. Bu karışım gece yatmadan önce tüketilmelidir. Ancak midesinde problem olan kişilerin bu tarifi uygulamamaları önerilmektedir.

Sirkeli Su Nasıl İçilir?
Sirkeli Su Nasıl İçilir?

Sirkeli Su Nasıl İçilir?

Sirkeli su nasıl içilir konusu zayıflamayı hızlandırması açısından önemlidir. Elma sirkesinin genelde ılık bir su ile karıştırılarak içilmesi önerilmektedir. Bazen bu karışıma bal ya da limon da eklenebilmektedir. Bu konuda tercih tamamen size aittir. Elma sirkesinin keskin tadını önlemek için içerisine tatlandırıcı bir şey eklemeniz önerilmektedir. Bu sayede içimi daha kolay olacaktır.

Elma sirkesinin aç karına mı tok karına mı içileceği konusu da birçok kişinin kafasını karıştırmaktadır. Ancak uzmanlar elma sirkesinin aç karına içilmesini önermektedir. Çünkü aç karına içilen elma sirkesi tok tutarak iştahı kapatmaktadır. Bu sayede öğünlerde daha az yemeye yardımcı olarak kilo vermeyi kolaylaştırmaktadır.

Gece Yatarken Ballı Sirkeli Su İçmek Faydalı Mı?

Gece yatarken içilen sirkeli su, uyku boyunca metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımını sağlar ve kilo vermeye yardımcı olur. Ancak bu suyun içerisine eklenen bal, elde edilen faydayı artırmaktadır. Gece yatarken bir bardak ılık su içerisine eklenen elma sirkesi ve bal karışımı vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olmaktadır. Bu sayede yağ yakımını da hızlandırarak daha çabuk kilo vermeyi sağlamaktadır. Sirkeli ballı su karışımını mide problemi olmayan kişilerin düzenli olarak içmesi önerilmektedir.

Gece Yatarken Sirkeli Limonlu Su İçmek Faydalı Mı?

Kan şekeri seviyesini düşürmeye yardımcı olan gece yatarken sirkeli limonlu su içmek faydalıdır. Gece yatmadan içilen sirkeli limonsu su, diğer gün sabah ölçülen kan şekerini yüzde 4 oranında azaltmaktadır. Bu sayede açlık şekeri seviyesi düşmektedir. Açlık şekeri seviyesi düştüğü zaman kişi daha az yemek yeme isteği duyar ve bu sayede daha hızlı kilo verir. Sirkeli suyun sayısız faydaları vardır. Ancak bazı durumlarda sirkeli suyun zararları da olabilmektedir.

Özellikle ilaç kullanan kişilere sirkeli su tüketmemeleri önerilmektedir. Sirkeli su ilaçların içeriğinde bulunan maddeler ile etkileşime girerek sağlığı olumsuz olarak etkilemektedir. Bununla beraber sağlık sorunu olan kişilerin de doktorlarına danışmadan sirkeli su içmemeleri tavsiye edilmektedir. Sirkeli suyun kilo vermeye yardımcı olması ve diğer bazı sağlık sorunlarına iyi gelmesi önemlidir. Ancak bu faydalar herkeste bu etkiyi sağlamayabilir. Herhangi bir sağlık sorunu ile karşılaşmamak için sirkeli su kullanmadan önce doktorunuza danışmanız çok daha doğru olacaktır.

Sarı kantaron yağı vajinal mantara, kaşıntıya iyi gelir mi?

Neler Okuyacaksınız?

Her evde mutlaka bulunması önerilen kantaron yağını kendiniz evinizde kolay bir şekilde yapabilirsiniz. Ancak zamanı olmayan ya da uğraşmak istemeyen kişiler hem aktarlarda hem de online satış sitelerinde kantaron yağlarını satın alabilirler. Kantaron yağının iyileştirici bir özelliği vardır. Bu özelliği sayesinde birçok sorun için kullanılmaktadır. Etkisi bilimsel olarak da kanıtlanan kantaron yağının bilinen herhangi bir zararı yoktur.

Kantaron Yağının Faydaları Neler?

Aktarlarda ve online satış sitelerinde en çok satılanlar listesinde yer alan kantaron yağının faydaları neler öğrendikten sonra hemen bir aktara giderek bu yağı almak isteyeceksiniz. Kantaron yağının elde edildiği kantaron otunun çok değişik isimleri vardır. Her bölgede farklı isim ile anılan kantaron otunun ucunda sarı renge sahip çiçekler bulunmaktadır. Bazı bölgelerde bu otun ne işe yaradığını bilmeyen birçok kişi vardır. Kantaron otunun kendine özel yaprakları bulunmaktadır. Bu yapraklar gün ışığına tutulduğu zaman yağlı tabakaları görülmektedir.

Alternatif tıpta da kullanılan kantaron yağının faydaları çeşitli deneyler ile kanıtlanmıştır. Kantaron yağı sarı ve kırmızı olmak üzere iki farklı renkte yapılmaktadır. Her iki yağın da sağladığı faydalar aynıdır. Kantaron çiçekleri toplandığı anda taze iken kullanılır ise kantaron yağının rengi kırmızı olmaktadır. Ancak bu çiçekler kurutulduktan sonra kullanılır ise kantaron yağının rengi sarı olmaktadır. Aktarlarda genelde sarı kantaron yağı görülmektedir. Ancak hem sarı hem de kırmızı kantaron yağı oldukça faydalıdır. Kantaron yağının bilinen ve bilinmeyen yararları şu şekilde maddeler halinde sıralanabilir:

  • Ciltte bulunan hücrelerin yenilenmesine yardımcı olur.
  • Ciltte yaşlanmayı geciktirerek cilde genç bir görünüm sağlar.
  • Cildin pürüzsüz olmasını ve canlı görünmesini sağlar.
  • Enfeksiyonları meydana getiren bakteri, mantar ve virüs gibi mikroorganizmaları öldürmektedir.
  • Deri üzerinde meydana gelen enfeksiyonlara iyi gelir.
  • Ayakta oluşan mantarı tedavi eder.
  • Deri enfeksiyonlarına iyi gelir.
  • Akne izlerini yok eder.
  • Herper virüsü nedeniyle oluşan yaraları iyi eder.
  • Pişik sorununa iyi gelir.
  • Egzama sorununu tedavi eder.
  • Sindirim sistemini düzenlemeyi sağlar.
  • Sindirimi hızlandırır ve böbrekleri korur.
  • Saç dökülmesine iyi gelir.
  • İçeriğinde bulunan vitaminler ve mineraller sayesinde saçları koruyarak güzelleştirir.
  • Antiseptik özelliğe sahiptir.
  • Yanık ve yara izlerine iyi gelir.
  • Yanık nedeniyle oluşan acıyı azaltır.
  • Bacak ve sırt ağrılarında masaj olarak kullanıldığı zaman ağrıyı azaltır.
  • Cildin ölü hücrelerden arınmasına yardımcı olur.
  • Bal ağrılarını hafifletir.
  • Damar büzücü etkisi sayesinde kanamaları durdurma özelliğine sahiptir.
  • Gastrit ve ülser sorunlarına iyi gelir.
  • Hazmı kolaylaştırarak ishalin geçmesine yardımcı olur.
  • Kasların güçlenmesine yardımcı olur.
  • Cildin esnekliğini artırır ve ciltte oluşan kırışıklıkları azaltır.
  • Ciltte oluşan lekelere iyi gelir.
  • Hemoroid hastalığına iyi gelir.
  • Mide ülserine ve mide ağrısına iyi gelir.
Kantaron Yağı Neye İyi Gelir?
Kantaron Yağı Neye İyi Gelir?

Kantaron Yağı Neye İyi Gelir?

Kantaron yağı neye iyi gelir sorusuna verilebilecek çok çeşitli cevaplar vardır. Yukarıda da sıraladığımız gibi kantaron yağının faydaları saymakla bitmez. Gelişen teknoloji ve yapılan deneyler ile her geçen gün kantaron yağının bir başka faydası tespit edilmektedir. Kantaron yağı hem dahilen hem de haricen kullanılabilmektedir. Haricen kullanımlarda, yanık veya yara üzerine damlatılarak masaj yapılır. Bakım yağı amacı ile kullanılacağı zaman güneşe çıkılmayan vakitlerde kullanılması önerilmektedir.

Kantaron yağı özellikle saçlara ve cilde iyi gelmektedir. Hücrelerin yenilenmesini sağlayan kantaron yağı, ciltte oluşan lekelerin iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Saç bakımında da önemli bir yere sahip olan kantaron yağı, saçlarda oluşan sorunları gidermektedir. Saçlara ayrı bir parlaklık kazandırarak kepek sorununu sona erdirmektedir. Ayrıca saç dökülmesine iyi gelerek yeni saçların çıkmasına yardımcı olmaktadır.

Migren, bel ağrısı, varis, güneş yanıkları ve iltihap sorunlarına da kantaron yağı iyi gelmektedir. Kantaron yağı direkt olarak tüketildiği zaman kan şekerini düşürmektedir. Bu nedenle kullanırken dikkat edilmelidir. Herhangi bir sorunla karşılaşmamak için kantaron yağını kullanmadan önce doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir.

Kantaron Yağı Nasıl Yapılır?

Kantaron yağının sağladığı faydaları öğrendikten sonra kantaron yağı nasıl yapılır öğrenmeniz sağlığınız için faydalı olacaktır. Kantaron yağını dilerseniz aktarlardan ya da online satış sitelerinden alabilirsiniz. Ancak bu doğal yağı doğal yollarla kendiniz evinizde yapmak isteyebilirsiniz. Bu kadar faydası olan yağın yapımının zor olduğu düşünülmektedir. Ancak kantaron yağının yapımı oldukça kolaydır.

Kantaron yağı kantaron otunun sarı çiçekleri ile yapılmaktadır. Kantaron otu mevsiminde doğada ortaya çıkmaktadır. Dilerseniz kantaron otunu kendiniz toplayabilirsiniz. Ancak bulunduğunuz bölgede böyle bir şansınız yok ise aktarlardan sarı kantaron çiçeğini alabilirsiniz. Orta büyüklükte bir kavanozda kantaron yağı yapmak için bir demek kantaron çiçeği yeterli olacaktır. Kantaron yağını yapabilmek için bir de doğal zeytinyağına ihtiyaç vardır.

Satın aldığınız kantaron otunun çiçeklerini çok iyi bir şekilde yıkayarak kurutmanız gerekmektedir. Daha sonra çiçekleri saplarından kopararak kavanozun içerisine koymalısınız. Çiçekleri dalından ayırırken bıçak ya da makas kullanmamanız tavsiye edilmektedir. Çiçeklerin hepsini kavanoza koyduktan sonra kavanozun içerisine saf zeytinyağını eklemelisiniz. Hazırladığınız kavanozun ağzını sıkı bir şekilde kapattıktan sonra kavanozu güneşe koyarak 5 gün kadar bekletmelisiniz. Daha sonra kavanozu güneşten alıp gölgede 45 gün kadar daha bekletmelisiniz. Bu sayede çiçeklerin özü tamamen zeytinyağına geçerek yağın rengi koyulaşacaktır. Kantaron yağı 45 gün sonunda kırmızımsı bir renk alacaktır. Bu rengi yakaladığınız zaman kantaron yağı olmuş demektir.

Kantaron yağı kullanıma hazır hale geldiği zaman kantaron yağını koyu renk bir kavanozun içerisine süzmelisiniz. Daha sonra bu kavanozu ışık almayan bir yerde muhafaza etmelisiniz. Kantaron yağının hazırlanması bu kadar kolaydır. Kullanacağınız zeytinyağının tamamen doğal olmasına özen göstermelisiniz. Bu yüzden zeytinyağını güvendiğiniz birinden almanız önerilmektedir.

Kantaron Yağı Nasıl Kullanılır?
Kantaron Yağı Nasıl Kullanılır?

Kantaron Yağı Nasıl Kullanılır?

Kantaron yağının etkilerinden daha çok faydalanabilmek için kantaron yağı nasıl kullanılır bilmek gerekmektedir. Kantaron yağını nerede kullanacağınıza göre kullanım şekli değişebilmektedir. Kantaron yağı haricen ve dahilen kullanılabilmektedir. Şimdi sizlere iki türlü de nasıl kullanılacağını aktaracağız:

Dahilen Kullanım: Kantaron yağını dahilen kullanımlarda bir çay kaşığı olarak direkt tüketebilirsiniz. Ayrıca kantaron yağından veya kantaron çiçeğinden çay yaparak içebilirsiniz. Sıcak bir bardak su içerisine kantaron yağından birkaç damla damlatabilirsiniz. Kantaron bitkisini ise bir cam demliğe boşaltın ve üzerine kaynar su ilave ederek demlenmesini bekleyin. 10 dakika bekledikten sonra süzün ve tüketin.

Haricen Kullanım: Haricen kullanımlarda yara veya yanık üzerine birkaç damla kantaron yağı damlatarak masaj yapabilirsiniz. Kantaron yağının tüm gece cildinizde kalmasının herhangi bir sakıncası yoktur. Ancak her ihtimale karşı kantaron yağını bileğinize damlatın ve alerjik bir etkisi olup olmadığını kontrol edin.

Kantaron Yağı İçilir Mi?

Kantaron yağı genel olarak haricen kullanılmaktadır. Ancak kantaron yağını dahilen kullanmak isteyen kişiler kantaron yağı içilir mi araştırmaktadır. Kantaron yağını ağız yolu ile tüketebilirsiniz. Ancak günde 1 çay kaşığından daha fazla kantaron yağı içilmemesine dikkat edilmelidir. Her şeyin fazlasının zarar olduğu gibi kantaron yağı da fazla içilmemelidir. Bir çay kaşığı kantaron yağını direkt olarak içebileceğiniz gibi kantaron yağını su ile karıştırarak da içebilirsiniz. Özellikle mide sorunu yaşayan kişiler kantaron yağını içerek kullanmaktadır.

Kantaron Yağı Bağırsak İçin Nasıl Kullanılır?

Her derde deva olan kantaron yağı bağırsaklar için de kullanılmaktadır. Özellikle bağırsak sorunu yaşayan kişilere kantaron yağı tüketmeleri önerilmektedir. Bağırsak hareketlerini düzenlemeye yarayan kantaron yağı, kabızlık ve ishal gibi bağırsak sorunlarına iyi gelmektedir. Bağırsaklar için kantaron yağını günde bir çay kaşığı direkt içebilirsiniz. Dilerseniz yukarıda bahsettiğimiz gibi sıcak su içerisine kantaron yağını damlatarak da tüketebilirsiniz.

Sarı Kantaron Yağı Basur İçin Nasıl Kullanılır?

Basur tıp dilinde hemoroid olarak anılmaktadır. Kişiye ağrı ve acı hissettiren basur için çok çeşitli ilaçlar ve kremler kullanılmaktadır. Kantaron yağının birçok faydası olduğunu bilen kişiler sarı kantaron yağı basur için nasıl kullanılır merak etmektedirler. Zararlı bakterileri öldüren kantaron yağı, kasları gevşeterek iltihaba iyi gelmektedir. Bu özellikleri sayesinde hemoroid tedavisinde etkilidir. Kantaron yağını dışarıdan hemoroid bölgesine sürerek merhem şeklinde kullanabilirsiniz.

Rahatsızlığın olduğu bölgede şişlik ya da yara tespit edilerek yıkanmalıdır. Daha sonra temiz bir pamuğa kantaron yağı sürülerek hemoroid bölgesine sürülür. Bu işlem gün içerisine iki üç kere uygulanabilir. Kantaron yağının içerisinde bulunan faydalı bileşenler kan akışını yavaşlatacağı için ağrıyı hafifletecektir. Yapılan araştırmalar, kantaron yağının merhem şeklinde kullanılmasının uygun olduğunu göstermiştir. Ancak kullanım sonrasında hemoroid bölgesinde şişme veya kızarıklık oluşur ise bir an önce doktora başvurulmalıdır.

Sarı Kantaron Yağı Depresyon İçin Nasıl Kullanılır?

Sarı kantaron yağının depresyona iyi geldiği uzmanlar tarafından belirtilmektedir. Bu konuda çalışmalar yapan St.John’s Wort, kantaron otunun birçok ilacın yan etkisini azalttığını söyleyerek depresyonu hafiflettiğini belirtmektedir. Bitkisel bir ilaç olan kantaron yağını çay şeklinde günde iki kere tüketebilirsiniz.

Kantaron Yağı Cilde Faydaları Neler?

Kantaron yağının cilde sağladığı birçok fayda bulunmaktadır. Özellikle iyileştirici etkisi ile cildi resmen yenileyen kantaron yağı ciltte oluşan yaralara iyi gelmektedir. Cildi nemlendiren kantaron yağı cildin kalitesini artırmaktadır. Ciltteki siyah noktaları temizleyerek cildi onarmaya yardımcı olur. Kantaron yağı cildi yatıştırır ve güneş nedeniyle oluşan yanıklara iyi gelir.

Kantaron Yağı Saça Faydaları Neler?

Kantaron yağının içerisinde saçlara fayda sağlayan birçok vitamin ve mineral bulunmaktadır. Bu nedenle kantaron yağı saça faydaları neler sorusuna birçok farklı cevap verilebilmektedir. Öncelikle saçları besleyen ve saçların parlaklığını artıran kantaron yağı saç dökülmesine de iyi gelmektedir. Saç uçlarını onarak kantaron yağı sayesinde saçlar daha hızlı uzamaktadır. Saç diplerine masaj yapan bu yağın etkisi ile kepek oluşumunun önüne geçilmektedir. Ayrıca saç derisinde bulunan hücrelerin yenilenmesi sağlanmaktadır.

Kantaron Yağı Bebeklere Kullanılır Mı?

Sarı kantaron yağı bebeklerde de güvenle kullanılabilmektedir. Kırmızı olarak elde edilen kantaron yağı da bebekler için kullanılabilir. Ufak bebeklerde karın ağrısı için kantaron yağını kullanabilirsiniz. Bebeklerin karnına birkaç damla kantaron yağı damlatarak masaj yapmanız tavsiye edilmektedir. Ayrıca bebeklerde görülen pişikler için de kantaron yağı oldukça etkilidir.

Kantaron Yağı Açık Yaraya Sürülür Mü?

Kantaron yağının antiseptik bir özelliği bulunmaktadır. Bu özelliği sayesinde yaralar üzerinde iltihap ve mikrop oluşumunu engellemektedir. Hücreleri yenileyen bir özelliğe de sahip olan kantaron yağı açık yaraya sürülebilir. Ancak her ihtimale karşı bu konuda doktorunuzun fikrini de almalısınız.

Kantaron Yağı Ayak Burkulmasına İyi Gelir Mi?

Kantaron yağının faydaları saymakla bitmez. Ağrıları azaltıcı etkisi bulunan kantaron yağını ayak burkulmasında kullanabilirsiniz. Burkulma yaşanan yerde iyileştirici etkisini devreye sokan kantaron yağı ağrıyı hafifleterek burkulmaya iyi gelir.

Kantaron Yağı Ayak Çatlaklara İyi Gelir Mi?

Ayak çatlağı birçok kişinin sıkıntı yaşadığı sorunlardan biridir. Kantaron yağı ayak çatlağına iyi gelen doğal yağlardan biridir. Kantaron yağını duştan sonra ve gece yatmadan önce ayağınıza sürerek çorap giyin. Kısa bir süre sonra ayak çatlaklarınızın ağrısının hafiflediğini göreceksiniz.

Kantaron Yağı Burkulmaya İyi Gelir Mi?

Aniden yaşanan burkulma ile büyük ağrılar hissedilebilmektedir. Kantaron yağının faydalarını bilen kişiler kantaron yağı burkulmaya iyi gelir mi araştırmasını yapmaktadır. Kantaron yağı burkulma nedeniyle oluşan ağrıya ve morarmaya iyi gelmektedir. Kantaron yağını burkulma yaşanan bölgeye sürerek masaj yapmalısınız.

Kantaron Yağı Cilde İyi Gelir Mi?

Kantaron yağının cilde faydasını bilmeyen yoktur. Yaraları iyileştirici özelliği bulunan kantaron yağı sivilce izlerine ve akneye iyi gelmektedir. Ciltte oluşan yaraları iyileştiren kantaron yağı güneş yanığına da fayda sağlamaktadır. Düzenli kullanıldığı zaman sivilceler gibi sivilce izlerini de ortadan kaldırmaktadır.

Kantaron Yağı Şeker Hastalığına İyi Gelir Mi?

Kantaron yağı kan şekerini düşürmektedir. Herhangi bir yan etkisi olmadığı için şeker yani diyabet hastaları da kantaron yağını güven içerisinde kullanabilirler. Kan şekeri yükselmesi sorunu yaşayan kişiler düzenli olarak her gün bir çay kaşığı kantaron yağını içebilirler. Ancak bir çay kaşığından fazla tüketilmemesine dikkat edilmelidir.

Kantaron Yağı Şeker Yarasına İyi Gelir Mi?

Şeker hastalarında şekerin etkisi ile ayaklarda çıkan yaralar uzun süre geçmemektedir. Mucizevi etkileri bulunan kantaron yağı şeker yarasına iyi gelmektedir. Yaranın olduğu bölgeye birkaç damla kantaron yağı sürülmelidir.

Sarı Kantaron Yağı Makat Çatlağına İyi Gelir Mi?

Sarı kantaron yağı makat çatlağına iyi gelir diyebiliriz. Temiz ve ufak bir pamuğu kantaron yağına batırın ve temizlediğiniz anal bölgeye çatlağın olduğu bölüme sürün. Dışkının yumuşamasına yardımcı olan kantaron yağı çatlağın ağrılarını da hafifletir.

Sarı Kantaron Yağı Vajinal Mantara İyi Gelir Mi?

Vajinal bölgede oluşan mantar kaşıntıya ve kızarıklığa sebep olmaktadır. Bu durum zamanla ağrı hissedilmesine de yol açmaktadır. Sarı kantaron yağı bu noktada devreye giren özel bir yağdır. Vajina bölgesinde mantar olan bölgeye bir pamuk ile kantaron yağı sürebilirsiniz. Mantara neden olan enfeksiyonları öldüren kantaron yağı mantarın iyileşmesine yardımcı olmaktadır.

Kantaron Yağı Çıbana İyi Gelir Mi?

Çıban yerinde derin izler kalabilmektedir. Kişiyi oldukça rahatsız eden bu durum için kantaron yağı çıbana iyi gelir mi sorusunun cevabı büyük önem taşımaktadır. Kantaron yağı çıban nedeniyle oluşan ize iyi gelmektedir. Çıban izi yerine düzenli olarak kantaron yağı sürebilirsiniz.

Kantaron Yağı Kırışıklara İyi Gelir Mi?

Kantaron yağının cilde sağladığı en önemli fayda kırışıklıklara iyi gelmesidir. Ciltte oluşan kırışıklıkları azaltan kantaron yağı, yaşlanmayı da geciktirmektedir. Kantaron yağının bu etkisini yüksek oranda sağlamak için düzenli kullanıma dikkat edilmelidir.

Kantaron Yağı Dolamaya İyi Gelir Mi?

Antiseptik özelliği bulunan kantaron yağı birçok hastalığı kısa sürede iyileştirmektedir. Kantaron yağının fayda sağladığı durumlardan biri de dolamadır. Düzenli kullanım sonrasında kantaron yağı dolamaya iyi gelmektedir.

Kantaron Yağı Diz Ağrısına İyi Gelir Mi?

Kantaron yağının ağrıları hafifletici bir etkisi vardır. Dizlerde oluşan ağrılara iyi gelen kantaron yağı, diz ağrılarının hafiflemesini sağlamaktadır. Bu aşamada kantaron yağı ile dizlere her gün masaj yapılmalıdır.

Kantaron Yağı Eklemlere İyi Gelir Mi?

Kantaron yağının kan dolaşımını artırma etkisi vardır. Bu etkisi ile eklemlerde oluşan ağrıların hafiflemesine yardımcı olmaktadır. Kantaron yağı bu özelliği ile ağrı kesici olarak anılmaktadır.

Kantaron Yağı Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Yanık ve yaraları geçiren kantaron yağı güneş yanığına iyi gelir mi sorusuna yanıt vereceğiz. Güneş ışınlarının zararlı etkileri nedeniyle oluşan güneş yanıkları için kantaron yağını kullanabilirsiniz. Ancak kantaron yağını sürdükten sonra bir süre güneşe çıkmamanız önerilmektedir.

Kantaron Yağı Gül Hastalığına İyi Gelir Mi?

Rosecea olarak bilinen gül hastalığı birçok kişide görülebilen bir hastalıktır. Gül hastalığının nedeni ve tedavisi tam olarak bilinememektedir. Kantaron yağının gül hastalığını tamamen geçirdiği söylenemez. Ancak hastalık nedeniyle oluşan iltihaplanmaya kantaron yağı iyi gelmektedir.

Kantaron Yağı Göz Altı Morluklarına İyi Gelir Mi?

Kantaron yağının cilde olan faydalarından biri de gözaltı morluklarını geçirmesidir. Kantaron yağını her gün gözaltınıza sürdüğünüz zaman morlukların azaldığını en kısa sürede göreceksiniz.

Kantaron Yağı Böcek Sokmasına İyi Gelir Mi?

Sarı kantaron yağı böcek sokmasına iyi gelmektedir. Böceğin ısırdığı bölgeye birkaç damla kantaron yağı damlatarak o bölgenin kantaron yağını emmesini sağlayabilirsiniz.

Kantaron Yağı Sivrisinek Isırığına İyi Gelir Mi?

Sivrisineğin ısırdığı yerde kaşıntı, kızarıklık ve tahriş olabilmektedir. Bu durumda sivrisineğin ısırdığı bölgeye kantaron yağı sürebilirsiniz. Kaşıntı ve kızarıklığı geçiren kantaron yağı, kızarıklığa iyi gelmektedir.

Kantaron Yağı Omuz Ağrısına İyi Gelir Mi?

Kantaron yağı vücutta oluşan ağrıları hafifletmektedir. Çeşitli nedenlerle başlayan omuz ağrısı için kantaron yağını kullanabilirsiniz. Kantaron yağı ile ağrıyan bölgeye masaj yapabilirsiniz.

Kantaron Yağı Menisküse İyi Gelir Mi?

Menisküs yırtılmasında diz bölgesinde ciddi ağrılar oluşmaktadır. Bu durumu yaşayan kişilere kantaron yağı kullanmaları önerilmektedir. Kantaron yağını menisküs yırtığı olan yere sürebileceğiniz gibi içerek de tüketebilirsiniz.

Sarı Kantaron Yağı Romatizmaya İyi Gelir Mi?

Doğal bir ağrı kesici olan sarı kantaron yağı romatizmaya iyi gelir mi sorusuna yanıt vereceğiz. Özellikle kas ve eklem ağrısı çekenlerin tercih ettiği kantaron yağı romatizma ağrılarına da iyi gelmektedir.

Kantaron Yağı Pişiğe İyi Gelir Mi?

Tamamen doğal bir içeriğe sahip olan kantaron yağı, pişik yağı olarak anılmaktadır. Zeytinyağının ve kantaron çiçeğinin etkisi ile bebeklerde oluşan pişikleri kısa sürede geçiren kantaron yağını yetişkinler de pişik için kullanabilir.

Kantaron Yağı Rahim Yarasına İyi Gelir Mi?

Kantaron yağı her türlü yaraya iyi gelmektedir. Rahimde çeşitli nedenlere bağlı olarak oluşan yaralar için kantaron yağı kullanılabilir.

Kantaron Yağı Öksürüğe İyi Gelir Mi?

Bağışıklığın güçlenmesine yardımcı olan kantaron yağı uçuğa iyi gelmektedir. Bununla beraber, kantaron çayı kronik öksürüğe de iyi gelmektedir.

Kantaron Yağı Reflüye İyi Gelir Mi?

Kantaron yağı bazı mide sorunlarına iyi gelmektedir. Reflü de bu sorunlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Kantaron yağını bir çay kaşığı olarak direkt tüketebilir ve reflü sorunundan kurtulabilirsiniz. Dilerseniz kantaron çayı olarak da içebilirsiniz.

Kantaron Yağı Jilet İzini Geçirir Mi?

Yaraların iyileşmesine yardımcı olan kantaron yağı, yaralarda mikrop ve iltihap oluşmasını da engeller. Yara izi gibi çizik izi de kantaron yağı sayesinde gelmektedir. Kantaron yağı jilet izini geçiren önemli bir yağdır.

Kantaron Yağı Prostata İyi Gelir Mi?

Prostatit de denilen prostat hastalığı, birçok erkeğin yaşadığı sağlık sorunlarının başında gelmektedir. Çeşitli şikayetlere neden olan prostata kantaron yağı iyi gelmektedir. Ancak prostat için kantaron yağını kullanmadan önce doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir.

Kantaron Yağı Uyuza İyi Gelir Mi?

Uyuz, kişiyi oldukça rahatsız eden ciddi bir durumdur. Vücudu mikroplarda arındırma özelliği bulunan kantaron yağı uyuza iyi gelmektedir. Kantaron yağı derinin de iyileşmesine yardımcı olmaktadır.

Kantaron Yağı Ülsere İyi Gelir Mi?

Kantaron yağının iyi geldiği mide sorunlarının başında ülser gelmektedir. Midede ciddi bir ağrıya sebep olan ülser için kantaron yağı kullanılabilir. Kantaron yağını her gün bir çay kaşığı tüketerek kullanabilirsiniz.

Kantaron Yağı Yanığa İyi Gelir Mi?

Kantaron yağı etkili bir yanık yağıdır. Güneş yanıkları ya da diğer tüm yanıklar için kantaron yağını gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz. İyileştirici özelliği devreye giren kantaron yağı yanık acısını da hafifletmektedir.

Kantaron Yağı Zonaya İyi Gelir Mi?

Ağrılı kızarıklıklar şeklinde kendini gösteren zona hastalığı ciddiye alınması gereken bir sağlık sorunudur. Viral kaynaklı olan zono hastalığı bulaşıcı etkiye sahip olan bir sinir enfeksiyonudur. Vücudun herhangi bir bölgesinde ortaya çıkabilen zonoya kantaron yağı iyi gelir.

Kantaron Yağı Uçuğa İyi Gelir Mi?

Kantaron yağı, dudakta oluşan uçuk için dudağa sürülebilir. İyileştirici etkisi ve antiseptik özelliği ile uçuğa neden olan mikropları öldüren kantaron yağı uçuğa iyi gelmektedir.

Sarı Kantaron Yağı Doğum Çatlaklara İyi Gelir Mi?

Sarı kantaron yağının damarları büzüştürücü etkisi vardır. Bu özelliği ile hamilelik döneminde oluşan çatlak bölgesinde kan dolaşımını artırarak çatlakların azalmasına yardımcı olmaktadır.

Sarı Kantaron Yağı Ayak Mantarına İyi Gelir Mi?

Ayak mantarına neden olan enfeksiyon tedavi edilmediği zaman mantarın yayılması söz konusu olmaktadır. Mikropları öldürerek enfeksiyonu iyileştiren sarı kantaron yağı ayak mantarını tedavi etmektedir. Bu aşamada düzenli kullanım çok önemlidir.

Sarı Kantaron Yağı Boyun Fıtığına İyi Gelir Mi?

Sarı kantaron yağı çeşitli ağrıların hafiflemesine yardımcı olmaktadır. Birçok kişide görülebilen boyun fıtığı için kantaron yağı kullanılabilir. Kantaron yağı, boyun fıtığını tamamen iyileştirmez. Ancak boyun fıtığı nedeniyle boyun ve omuz bölgesinde oluşan ağrıların hafiflemesine yardımcı olur.

Kantaron Yağı Çilleri Geçirir Mi?

Yaralar ve yaralardan sonra kalan lekeleri temizleyen kantaron yağı çilleri geçirir mi merak edilen bir konudur. Kantaron yağı, çiller ve bazı lekeler nedeniyle oluşan görünümün azalmasına yardımcı olmaktadır. Çilleri tamamen geçirmese de azaltmaktadır.

Kantaron Yağı Makata Nasıl Sürülür?

Basur ya da çatlak gibi çeşitli nedenlerle makata sürülmek istene kantaron yağı doğal olmalıdır. Makat bölgesi temizlenip kurulandıktan sonra bir pamuğa damlatılan kantaron yağı sorunlu bölgeye hafif bir şekilde sürülmelidir.

Sarı Kantaron Yağı Cinsel Organa Sürülür Mü?

Sarı kantaron yağını yanık, yara veya sivilce tedavisi için cinsel organa sürebilirsiniz. Ancak kantaron yağı cinsel birlikteliği kolaylaştırması amacı ile kullanılmamalıdır.

Kantaron Yağı Özel Bölgeye Sürülür Mü?

Enfeksiyon, mikrop ve mantar gibi nedenlerle özel bölgede oluşan sorunlar için kantaron yağı kullanılabilir. Özel bölgenin temizlenmesinden sonra pamuğa damlatılan kantaron yağı özel bölgeye yavaş bir şekilde sürülmelidir.

Kantaron Yağı Şampuana Katılır Mı?

Kantaron yağının saça olan sayısız faydasından makalemizin başında bahsetmiştik. Banyo yapmadan ortalama bir saat önce saçlarınıza kantaron yağını sürerek bir saat kadar bu yağı saçlarınızda bekletebilirsiniz. Daha sonra şampuan ile yıkayabilirsiniz. Kantaron yağını şampuanınıza bir miktar koyarak da kullanabilirsiniz.

Kantaron Yağı Cilde Kullananların Yorumları Neler?

Kantaron yağının cilde olan faydası bir hayli fazladır. Cildi yenileyen kantaron yağı hücrelerin de yenilenmesini sağlayarak ciltteki kırışıklıkları azaltır. Bu sayede yaşlanmayı geciktirerek kişiye genç bir görünüm kazandırır. Kantaron yağı cilde kullananların yorumları genel olarak olumludur. Olumsuz yorum yok denecek kadar azdır. Cildine kantaron yağı kullanan kişiler, düzenli kullanım sonrası kısa sürede farkı gördüklerini belirtmektedirler.

https://www.youtube.com/watch?v=Kdg86ZmrjS0

Sabahları kahvaltıdan önce 7 zeytin 1 incir yediğinizde bakın vücudunuzda ne oluyor!

7 zeytin 1 incir, beslenme konusunda kilit kelimelerden biridir. Birçok kişinin bildiği, bazılarının ise yeni duyduğu 7 zeytin 1 incir mucizesi, Kuran’da yer alan bir şifayı ifade etmektedir. Omega yağ asitlerin bakımından zengin olan zeytin, antioksidan meyve incirle beraber tüketildiğinde sağlık için eşsiz faydalar doğuracaktır. Söz konusu sağlık olduğunda doğal yöntemler ile şifa bulmak isteyenler için şimdi bu yazıda faydalı besinleri daha yakından tanıyacağız. 7 zeytin 1 incir tüketmenin faydaları nelerdir? Bir eksik ya da bir fazla yersem ne olur? 7 zeytin 1 incir kürü nasıl hazırlanır? İşte tüm bu soruları sizler için en ince detaylarına kadar inceledik.

Neden 7 Zeytin 1 İncir?

Yapılan araştırmalar sonucunda bedene iyi gelen ve hücre yenileyen besinler arasında, incir ve zeytinin oldukça etkili olduğu tespit edilmiştir. Kuran-ı Kerimde de geçen zeytin ve incir, özellikle de Müslüman toplum için daha kutsal ve faydalı görülmektedir. Ramazan ayında sofralarda konuk olan zeytin ve incir oruçların açılmasında damakları tatlandıran bir yiyecektir. Şimdi de bilinmeyen diğer sağlıklı yönleri ile evinize konuk olacak. Hastalıklardan uzak kalmak, zayıflamak, bağışıklık sistemini güçlü tutmak isteyenler sayfada toplanıyor.

7 zeytin 1 incir faydaları ve tüm merak ettikleriniz şimdi bu satırlarda!

7 Zeytin 1 İncir Faydaları – İşte Hayrete Düşüren 5 Özelliği!

1- Vücudu fazlalıklardan arındırır:

  • Zeytin ve incirde bulunan antioksidan maddeler, vücuda fazla gelen ne varsa yok etmekle görevlidir.
  • Ödem gibi problemler için adeta ilaç etkisi gösterecektir.
  • Bedeninize yük olan yağların yakılmasını hızlandırır.
  • Şişkinlik gibi durumları ise kısa sürede çözecek ve daha rahat mideye sahip olmanızı sağlayacaktır.

2- Hücreleri yeniler:

  • Hücre yenilenmesinde rol oynayan zeytin ve incir, beyin hücrelerinden cilt hücresine kadar gücünü gösteriyor.
  • Hamilelik döneminde bebeğin ve annenin gelişimi için gerekli olan yeni hücreleri 7 zeytin 1 incir tüketerek oluşturabilirsiniz.
  • Bedenin ihtiyaç duyduğu vitaminleri ise yine bu iki faydalı besinden alabilirsiniz.
  • Cilt lekelerine, saç sağlığına, vücut direncine karşı bir şifa arıyorsanız 7 zeytin 1 incir tabağınızda yerini alsın.

3- Zayıflamak artık daha kolay:

  • 7 zeytin 1 incir zayıflama konusunda da oldukça iddialı. Zayıflamak isteyenlere etkisi nedir diyorsanız, biraz daha detay verelim.
  • İncir ve zeytin her şeyden önce metabolizma hızlandıran iki ayrı besindir.
  • İncirde bulunan antioksidan maddeler ve zeytinde bulunan vitaminler, sağlıklı şekilde kilo vermenizi sağlar.
  • Zayıflamak için metabolizmanızı alıştırma döneminde, uzun bir süre 7 zeytin 1 incir diyeti uygulamalısınız. Diyetin tüm detaylarını birazdan açıklayacağız.
  • Ayrıca 7 zeytin 1 incir tüketen kişilerin, daha az acıktığı bilinmektedir. Böylece gün içinde ihtiyacınız kadar kalori alıp kaçamaklardan uzak kalabilirsiniz.

4- Kanserli hücrelerin oluşumunu engeller:

  • 7 zeytin 1 incir kürünün öyle bir faydası var ki, adeta çağın en yaygın sağlık problemi kanserli hücreler için bir kalkan!
  • Kanserli hücreler, bağışıklık sistemi zayıf olan bünyelere kolayca yerleşir. Bu duruma kesin çözüm bulmak için 7 zeytin 1 incir tüketebilirsiniz.
  • Tüm hastalıklara kapılarını kapatan 7 zeytin 1 incir öğünü, vücudun daha güçlü ve dirençli olmasını sağlıyor.
  • Özellikle de meme kanseri, karaciğer hastalıkları gibi durumlarda bu iki besin tercih edilirse iyileşme süreci daha hızlı olmaktadır.
  • İlaç tedavisine ek olarak, sağlıklı beslenmenize 7 zeytin 1 incir ekleyebilirsiniz.

5- Vücut fonksiyonlarını düzenler:

  • Gün içinde 2 defa tüketilmesi önerilen 7 zeytin 1 incir, vücudun yenilenme saatlerinde daha da etkili olmaktadır.
  • Saçınızdan tırnağınıza kadar sağlıklı olmak için siz de deneyebilirsiniz.
  • İhtiyacınız olan enerji, vücut fonksiyonlarınızın daha iyi çalışması için gerekli olan vitaminleri, 7 zeytin 1 incirden kolayca ve lezzetli şekilde alabilirsiniz.
  • Solunum yolu hastalıklarında 7 zeytin ve 1 incir, nefesi açan mideyi rahatlatan bir öğün olmaktadır. Aynı zamanda kişiye enerji de verir.

Evde 7 Zeytin 1 İncir Kürü Nasıl Yapılır?

  • 7 zeytin 1 incir kürünü uygulamak için öncelikle sabırlı olmanız gerekiyor. Birkaç gün geçtikten sonra vücudunuzda oluşan değişimleri fark edebilirsiniz.
  • Her sabah ve uykudan önce 7 adet zeytin ile 1 adet incir yemelisiniz.
  • Vücudunuzun en verimli olduğu saatlerde, yani uykudan hemen sonra ve uykudan önceki zaman dilimlerini değerlendirmelisiniz.
  • 21 gün boyunca bu kürü uyguladığınızda artık tartıya çıktığınızda rakamların eksildiğini görebilirsiniz. Tabii bu süreçte sağlıksız besinlerden kendinizi uzak tutmalısınız.
  • Önce hangisini yemeliyim diye soranlar olacaktır mutlaka. 7 adet tuzsuz zeytini yedikten sonra 1 adet inciri de yiyebilirsiniz. Kürü uygularken su şişenizi de yanınızda bulundurmalısınız. Çünkü bu besinler sizi birden susatabilir. Su içmeyi sıklaştırdığınızda ise tüm faydalarını daha kolay görebilirsiniz.
  • Piyasada yer alan 7 zeytin 1 incir çayı, uzmanlar tarafından çok sağlıklı kabul edilmemektedir. Doğal haliyle zeytin ve inciri tüketmenin daha faydalı olduğunu ifade ederler.
  • Kürü uygulamak istemeyenler için bir alternatif daha sunuluyor. 7 zeytin 1 incir üzerlik tohumu hurma içeriğinden oluşan bir bitkisel kapsül piyasada yerini almıştır. Bu kapsülü doktorunuza danıştıktan sonra deneyebilirsiniz.

7 Zeytin 1 İncir Diyeti Zayıflatır Mı, Neye İyi Gelir?

Zayıflama konusunda, diyet yapanın da hırsı ile başarılı sonuçlar veren 7 zeytin 1 incir diyetinin bir türü daha vardır ve bu tür de kişinin kilosunu kaybetmesini sağlamaktadır. Sağlık programlarına konuk olan Doktor Esat Başaran, 7 zeytin 1 incir üzerlik tohumu hurma yiyerek ciddi rakamlarda kilo verdiğini ifade etmiştir. Yaptığı açıklamaya göre 7 zeytin 1 incir üzerlik tohumu hurma zayıflama konusunda şu etkilere sahiptir:

  • Tatlı ve tuzlu bu besinler bir arada tüketildiğinde, vücudun daha geç acıkmasını sağlar.
  • Bağırsakları rahatlatan bu besinler, kilo vermek isteyenlerin metabolizmasını hızlandırır ve yağ yakımını başlatarak kilo kaybı sağlar.
  • Aynı zamanda Kuran’da da adı geçen bu yiyeceklerin, kişilerin bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve daha dinç hissettirdiğini de ekler.
  • 7 zeytin ve 1 incir toplamda yaklaşık 100 kaloriye denk gelecektir. Bu kalori miktarı ise gün içindeki ihtiyaç duyduğunuz enerjiyi karşılar.

7 Zeytin 1 İncir Zararları ve Yan Etkileri

  • Gün içindeki öğünlerde yerini alan zeytin ve incir beraber tüketildiğinde sağlık için herhangi bir sorun oluşturmamıştır.
  • Aksine, düzenli olarak tüketen kişilerin mide problemleri hafiflemiş ve sağlık kalitesi artmıştır.
  • 7 zeytin ve 1 incir kürünü uygulamadan önce kan değerlerinizi kontrol ettirmeniz önerilir.
  • Eğer diyabet ya da tansiyon varsa bu kür sizin için tehlikeli olabilir.
  • Hamilelik döneminde bu besinler anne adayına bir zarar vermemiştir.
  • Kahvaltıda tüketilen zeytin ve gün içinde alınan incir ile aynı şekilde tüketilebilir.

B12 vitamini eksikliğini önlemek için yemeniz gereken yiyecekler!

Sağlıklı bir beden ve zihin, günlük olarak iyi çalışmanızı sağlar. Bu sağlıklı fiziksel ve zihinsel duruma ulaşmak için, abur cuburdan uzak ve hayati besinler açısından zengin bir diyet sürdürmek önemlidir. Vücudumuzun en iyi şekilde çalışması için bir dizi makro besin ve mikro besin gerekir.  Vücut için en hayati besinlerden biri olan B 12 vitamini, çeşitli vücut fonksiyonları için çok önemlidir; hücre metabolizmasının düzenlenmesinden kırmızı kan hücrelerinin üretimine kadar değişik işlevleri vardır. İnsan vücudu kendi başına B 12 vitamini üretmez; bu nedenle, vitamini beslenme yoluyla temin etmek zorundadır.

Sağlığın Korunmasında B12 Vitamininin Rolü Nedir? B12 Vitamininin Faydaları

B 12 Vitamininin genel vücut sağlığının, özellikle beyin ve sinir sisteminin korunmasında çok önemli bir rol oynar. Bu özel vitaminin, DNA oluşumunda ve sentezinde de çok önemli bir görev üstlendiği bilinmektedir. B12 vitamini esas olarak süt ve süt ürünlerinde ve vejeteryan olmayan yiyeceklerde bulunur. Bu nedenle, vejeteryanlar ve veganlar genellikle B12 vitamini eksikliği açısından yüksek risk altındadır.

B12 Eksikliğinin Belirtileri Neler?

Diyetinizde yeterli miktarda B12 vitamini almıyorsanız, vücudunuz eksikliğinin belirtilerini göstermeye başlayacaktır. Herhangi bir beslenme eksikliğinin genel sağlık için kötü olduğu düşünülse de, B12 Vitamini eksikliği sonunda aşağıda belirtilen semptomları gösterecektir.

  • Yorgunluk ve uyuşukluk
  • İştah kaybı
  • Kas güçsüzlüğü
  • Sindirim sorunları
  • Konsantrasyon eksikliği ve zayıf bellek
  • Nefes darlığı
  • Anemi

B12 Vitamini Eksikliğini Önlemek İçin Bu Yiyecekleri Yiyin

B12 vitamin eksikliğini önlemek için aşağıdaki yiyecekleri diyetinize dahil edin:

Süt Ürünleri:

Vejetaryen olanlar için, ayran ve yoğurt gibi süt ürünleri ve takviye edilmiş soya sütü B12 vitamini alımı için iyi seçeneklerdir. Tüm peynirler B12 vitamininin en önemli kaynaklarıdır. Bu yiyecekler hazır olduğu için günün herhangi bir saatinde tüketilebilir.

Yumurta:

Yumurta yemeyi önemsemeyen bir vejetaryenseniz, işte size biraz iyi haber. Artık günlük diyetinize yumurta ekleyerek B12 vitamin desteğini doğal yollardan alabilirsiniz. Kahvaltıda, öğle veya akşam yemeğinde salata şeklinde haşlanmış yumurta tüketmek, düzenli olarak B12 vitamini girişi sağlamanın iyi bir yoludur. Besin değerini artırmak için çorbalara yumurta ekleyebilir ve tavada yumurta yapabilirsiniz.

Tuna:

Ton balığının omega-3’ler ve proteinler sağlamanın yanı sıra önemli miktarda B12 vitamini içerdiği söyleniyor. Günlük diyetinize eklemek ve farklı lezzetlerdeki yumurtalarla eşleştirmek, faydalarından yararlanmanın olası bir yoludur.

Karides:

Karidesler yalnızca kalp ve beyin sağlığını geliştirmeye yardımcı olan besin kolin ile yüklü değildir, aynı zamanda büyük bir yağsız protein ve B12 vitamini taşıyıcısıdır. Bunları ızgara karışık sebzelerle veya salatalarda servis edebilirsiniz.

Takviye Edilmiş Tahıllar:

Günümüzde pek çok kepek ve tam buğday yulaf gevreği B12 vitamini ile güçlendirilmiştir. Bu zenginleştirilmiş tahıllar günlük B12 vitamini değerinizi almanıza yardımcı olabilir. Yemeğinizin besin oranını artırmak için bunları sütle birleştirin.

Tavuk Eti:

Hayvansal bazlı gıdalar arasında tavuk, hayati bir B12 vitamini kaynağıdır. Ayrıca bir yağsız protein kaynağı, diyetinize tavuk eklemek, vücudunuzun beslenme açısından yetersiz kalmamasını sağlamanın başka bir yoludur.

Mantar
Mantar

Mantar:

Hayvansal besinlerde yüksel bulunan B12 vitamini bitki olarak ise sadece mantarda fazla bulunur. Günlük bir kez bir tabak mantar ile bu eksiklik giderilebilir.

Şimdi, B12 vitamini içeren yiyeceklerin bir listesine sahip olduğunuza göre, onları diyetinizin bir parçası yapın, ancak bunları ölçülü olarak aldığınızdan emin olun. Diyetinize herhangi bir ekleme yapmadan önce bir doktora veya beslenme uzmanına danışmak her zaman en iyisidir. Ayrıca herhangi bir gıda alerjiniz varsa doktorunuza danışmanızı tavsiye ederiz, çünkü B12 vitamini içeren yiyeceklerin çoğu vejetaryen değildir; bu nedenle, önceden bilmek ve sonra akıllıca diyet seçimleri yapmak daha iyidir.

Menisküs yırtığı iyileşir mi, ne iyi gelir? Egzersizleri

Dizlerde en sık meydana gelen kıkırdak yaralanması menisküstür. Menisküs, sürekli hareket halinde olan kemikleri yıpranmaya ve aşınmaya karşı korumaktadır. Bu kadar yararlı bir işleve sahip olan menisküste meydana gelen menisküs yırtığı, bireylerde ciddi ağrılara neden olmaktadır. Bu nedenle dizde yaşanan ağrı durumunda vakit kaybetmeden doktora gidilmesi önerilmektedir. Geç kalındığı zaman yırtık büyüyerek ağrıyı daha da artırmaktadır.

Menisküs Nedir?

Diz ağrısı yaşayan kişilerin akıllarına direkt olarak menisküs yırtılması geldiği için menisküs nedir aktarmak istedik. Genelde spor yapan gençlerde görülen menisküs yırtığı özellikle darbeler nedeniyle meydana gelmektedir. Tedavisi yapılmayan menisküs yırtıkları, sporcuların spor kariyerini bitirebilmektedir. Bu nedenle menisküs yırtığının kesinlikle tedavi edilmesi gerekmektedir.

Menisküs genelde halk arasında bir hastalık olarak bilinmektedir. Ancak menisküs aslında diz bölgesinde bulunan kıkırdaklar korumaya yarayan önemli bir yapıdır. Ancak kaza, düşme, darbe gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak menisküste meydana gelen yırtılma asıl rahatsızlıktır. Günlük hayatta birçok kişinin başına gelebilecek menisküs yırtığı ciddi ağrılara neden olduğu için bir an önce tedavi edilmelidir.

Menisküs Neden Olur?

Menisküs rahatsızlığı yaşayan kişiler için menisküs neden olur çok önemlidir. Çünkü bu nedenler tespit edilerek tedaviden sonra bu konuda dikkat edilmelidir. Menisküs yırtıkları genel olarak bir kaza sonrasında meydana gelmektedir. Bu nedenle önlenmesi biraz zordur. Ancak dikkat edilerek dizlere darbe almamaya çalışılmalıdır. Menisküste yırtığa neden olan bazı etmenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Sporda karşılıklı temaslar
  • Dize tekme atılması
  • Atlama ve müdahale gerektiren sporlar
  • Yaşın ilerlemesi ile beraber menisküsün zayıflaması
  • Düşme
  • Çarpma
  • Dizde kireçlenme
  • Ağır yük taşıma
  • Sürekli ayakta durma
  • Sürekli ev işiyle uğraşma
  • Trafik kazaları
  • Dize direkt darbe alınması
  • Gövdenin diz üstünde dönmesi
Menisküs Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?
Menisküs Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?

Menisküs Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?

Dizde meydana gelen ağrıları nedenleri çok çeşitli olabilmektedir. Bu nedenle diz ağrılarının menisküs olup olmadığı nasıl anlaşılır bilinmesi gereken önemli bir konudur. Her ağrı menisküs yırtılmasına bağlı oluşmamaktadır. Ancak menisküs yırtılması nedeni ile dizde şişlik ve ağrı aynı anda görülmektedir. Dizdeki ağrının menisküs ağrısı olduğunu işaret eden bazı noktalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Menisküs yırtığında bacak bükülürken ya da doğrultulurken zorlanılır.
  • Dizde sürekli bir ağrı vardır.
  • Dizde sıkışma hissi vardır.
  • Dizde kilitlenmeye eğilim vardır.
  • Yaralanma esnasında kişide patlama hissi oluşmaktadır.

Menisküs yırtılması, 65 yaş üzeri kişilerin % 40’ında görülen bir sağlık sorunudur. Genelde darbe nedeni ile meydana gelen menisküs yırtılması yaşın ilerlemesine bağlı olarak da görülebilmektedir. Dizde meydana gelen ağrıların menisküs yırtılmasına bağlı olarak oluştuğunu anlamanın bazı püf noktalarını yukarıda aktardık. Bu belirtilerden bazılarını yaşıyorsanız mutlaka bir doktora gitmeniz önerilmektedir.

Menisküs Yırtığı Belirtileri Nelerdir?

Menisküs yırtığı birçok belirti göstermektedir. Sizlerde menisküs yırtığı belirtileri nelerdir öğrenerek dizinizdeki ağrının menisküse bağlı olup olmadığını anlayabilirsiniz. Menisküste meydana gelen yırtığın gösterdiği temel belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

  • Diz içinden sesler gelmesi.
  • İzde şişme ve serlik.
  • Dizde ağrı hissi.
  • Dizde kilitlenme.
  • Dizin bir noktada takılması.
  • Dizi tam olarak bükememek.
  • Dizde hareket sıklığı.

Menisküs Ciddi Bir Rahatsızlık Mı?

Menisküs yırtığı birçok kişi tarafından önemsenmeyen bir durumdur. Ancak hareket kabiliyetini olumsuz yönde etkileyen menisküs ciddi bir rahatsızlıktır. Yaşlılarda, sporcularda ve ev hanımlarında çok sık karşılaşılan menisküs yırtığı günlük hayatı olumsuz olarak etkilemektedir. Bu nedenle önemsenerek mutlaka bir doktora gidilmelidir.

Menisküs Topuk Ağrısı Yapar Mı?

Birçok kişide görülen topuk ağrısı yürümeyi engelleyen can sıkıcı bir durumdur. Topuk ağrısının menisküs nedeni ile meydana geldiğini düşünen kişiler, bu düşüncelerinde yanılmaktadırlar. Çünkü topuk ağrısı genelde topuk dikenine bağlı olarak görülmektedir. Menisküste olan yırtılma topuk ağrısına neden olmamaktadır.

Menisküs Yırtığı İlerler Mi?

Menisküsünde yırtılma meydana gelen kişiler menisküs yırtığı ilerler mi merak etmektedir. Menisküs yırtığı tedavisi olan bir rahatsızlıktır. Hastalığın tedavi süresi yırtığın ve hastanın durumuna göre değişmektedir. Ancak menisküs yırtığı tedavisi ortalama olarak 4 – 6 hafta arasında sürmektedir. Tedavi edilmeyen menisküs yırtığı ilerlemektedir.

Meniksüs Ödemine Ne İyi Gelir, Nasıl Geçer?

Menisküs yırtığı dizde ödeme neden olmaktadır. Bu nedenle birçok kişi internette menisküs ödemine ne iyi gelir araştırmaktadır. Menisküse bağlı olarak dizde meydana gelen ödem için dizinize buz kompresi uygulayabilirsiniz. Bir havlu içerisine koyacağınız buzu dizinizin üzerine koyarak 20 dakika kadar bekletmelisiniz. Dizde meydana gelen ödem hareket kısıtlılığına neden olmaktadır. Bu nedenle bazı dokunuşlar ile ödemin atılması önemlidir. Dizde oluşan ödemi azaltacak bazı yöntemler şu şekildedir:

Elma Sirkesi: Dizdeki ödemden kurtulmayı sağlayan doğal yöntemlerden biridir. Potasyum içeriği yüksek olan elma sirkesi, vücutta bulunan potasyum seviyesini düzene sokarak ödemi tamamen yok etmektedir. 2 yemek kaşığı organik elma sirkesini bir bardak suya ekleyerek günde bir iki kez içmelisiniz. Ayrıca bir havluyu sirkeli sıcak suda ıslayarak dizinize sarabilirsiniz.

Maydanoz: Vücuttaki fazla sıvıyı yok eden maydanoz, dizde oluşan ağrı ve şişliği azaltmaktadır. 2 bardak su içerisine bir tatlı kaşığı kuru maydanozu ekleyin ve 10 dakika kaynattıktan sonra suyunu süzün. Bu suyu kahvaltıdan önce tüketin.

Keten Tohumu: Uzmanlar tarafından dizdeki ödemin azaltılması için keten tohumu önerilmektedir. Vücuttaki zararlı toksinleri atmayı sağlayan keten tohumu ödem sorununa da iyi gelmektedir. Yarım barda suya yarım tatlı kaşığı kadar öğütülmüş haldeki keten tohumunu ekleyin ve bu suyu günde iki defa tüketin. Ayrıca keten tohumu yağı ile dizinize masaj yapabilirsiniz.

İç Menisküs Yırtığı İyileşir Mi?

Menisküsler dizin iç ve dış kısımlarında olmak üzere iki tanedir. Menisküs yırtıkları da iç menisküs yırtığı ve dış menisküs yırtığı olarak ikiye ayrılmaktadır. Menisküs yırtığı için doktor tarafından ilaç tedavisi, fizik tedavi ve en son cerrahi tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Uygulanan yöntemler ile iç menisküs yırtığı iyileşmektedir. Zaman kaybetmeden doktora gitmenin ve tedaviye erken başlamanın sonuç üzerinde etkisi büyüktür.

İç Menisküs Yırtığına Ne İyi Gelir?

Menisküs ağrılarından şikâyetçi olan kişiler arasında özellikle iç menisküs yırtığına ne iyi gelir araştıran kişi sayısı bir hayli fazladır. İç menisküste meydana gelen yırtığa iyi gelen bazı doğal yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemleri evinizde kolay bir şekilde uygulayarak ağrıyı azaltabilirsiniz. İç menisküs yırtığına iyi gelen yöntemler şu şekilde sıralanabilir:

Andız Kökü: Menisküs yırtığının bitkisel tedavi yöntemlerinin başında gelmektedir. Genelde mide rahatsızlığı için kullanılan andız kökünü menisküs yırtılması için de kullanabilirsiniz. Andız kökü ile hazırlanmış olan bitki çayı, dizdeki hücre hasarını onarmaktadır. Andız kökü ile hazırlanan bitki çayı düzenli olarak içilmelidir. Ayrıca soğutulan andız kökü suyu ile dizinize masaj da yapabilirsiniz.

Zencefil: Doku hasarı yaşayan kişilere mutlaka önerilen zencefil, iç menisküs yırtılmasına da iyi gelmektedir. Menisküs yırtığı ağrısına iyi gelen zencefilin suyunu dizlerinize sürebilirsiniz. Genel olarak kemik ve kas yapısını korumak için düzenli olarak zencefil çayının tüketilmesi önerilmektedir.

Sinir – Çıban Otu: Halk arasında sinir otu olarak bilinen bu otun çeşitli isimleri bulunmaktadır. Yaralar ile beraber dokuları iyileştirme özelliği olan sinir otunu menisküs yırtığı için de kullanabilirsiniz.

Menisküs Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Menisküs Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Menisküs Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Menisküs yırtığında çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bu tedavi yöntemlerinden biri de ameliyattır. Kaval ve uyluk kemikleri arasında kalan kıkırdak dokunun hasar görmesi nedeni ile bu hasar ameliyat edilmektedir. Gelişen teknoloji sayesinde menisküs ameliyatı artık kapalı yöntem ile yapılmaktadır. Bu yönteme Artsoskopik cerrahi de denilmektedir. Bu yöntemde dize iki delik açılır ve bu deliklerden girilerek video kamera sayesine diz incelenir. Yırtığın türüne göre yırtık çıkarılır ya da dikilir. Bu karar tamamen doktora aittir herhangi bir kanama olmadan yapılan işlem sonrası dizdeki deliklere birer tane dikiş atılarak delikler kapatılır.

Menisküs Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır?

Menisküs tedavisi genelde 4 – 6 hafta sürmektedir. Menisküs ameliyatı sonrası süreç ise kısa sürmektedir. Ancak bu aşamada doktorun önerilerine çok dikkat edilmelidir. Ameliyat bölgesinde bazen kan birikmesi ve morarma oluşabilmektedir. Bu durumlar doktor kontrolünde tedavi edilmektedir. Genelde hastalar aynı gün taburcu edilmektedir. Ancak bazen bir gün hasta gözlem altında tutulmaktadır.

Menisküs Ağrısına Ne İyi Gelir?

Menisküs ağrısı birçok kişinin günlük yaşamını olumsuz olarak etkilemektedir. Bu nedenle menisküs ağrısına ne iyi gelir öğrenerek ağrıları azaltmak mümkündür. Menisküs ağrılarını azaltmak için düzenli olarak egzersiz yapılmalıdır. Diz için hangi egzersizlerin yapılacağı doktor tarafından belirtilmektedir. Egzersiz menisküs ağrısına iyi gelmektedir. Egzersiz dışında buz kompresi de diz ağrısına iyi gelmektedir. Bu küpünü bir bez arasında dizinize koyarak 30 dakika kadar bekletebilirsiniz. Menisküs yırtılması olan dizin yukarıda tutulması da doktorlar tarafından önerilmektedir.

Menisküs Egzersizle Geçer Mi?

Menisküs yırtığı her zaman ameliyat ile tedavi edilmemektedir. Ameliyata gerek kalmadan tedavi edilen menisküs egzersizle geçer mi merakınızı gidereceğiz. Düzenli olarak egzersiz yapmak, menisküs yırtılmasının önüne geçmektedir. Menisküste meydana gelen hafif yırtıklar egzersiz ile geçmektedir. Bu konuda kararı doktor vermektedir.

Menisküs Diz Egzersizleri Nelerdir?

Menisküs yaralanmasında dizi güçlendirici egzersizler önerilmektedir. Doktor tarafından önerildiği şekilde yapılan egzersizler ile ağrı ve şişlik azalmaktadır. Menisküs ağrılarına iyi gelecek olan bazı egzersizler şu şekilde sıralanabilir:

  1. Yerde oturma pozisyonuna geçin ve bir havluyu rulo haline getirerek dizinizin altına koyun. Ellerinizden herhangi bir yardım almadan ruloyu ezmeye çalışarak dizinizi aşağıya doğru bastırın. 5’e kadar saydıktan sonra egzersizi sonlandırın.
  2. Yere sırtüstü yatar pozisyonda uzanın ve dizinizi bükmeden 45 derecelik açı ile bacağınızı yukarıya doğru kaldırın. 5’e kadar saydıktan sonra bacağınızı gevşetin. Bu hareketi her iki dizinize de uygulayın.
  3. Sandalyeye oturun ve dizinizi düz tutarak 5’e kadar sayın. Daha sonra dizinizi yere bırakın. Bu hareketi her iki dizinize de uygulayın.

Menisküs Buz Tedavisi Nasıl Yapılır?

Menisküs yırtığında çeşitli tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Bu yöntemlerden biri de buz tedavisidir. Birçok kişi menisküs buz tedavisi nasıl yapılır bilmemektedir. Dizdeki ödemi azaltan buz tedavisi, menisküs ağrısını da azaltmaktadır. Bir buz torbasını ya da temiz bir beze sardığınız buzu dizlerinizin üzerinde 15 dakika kadar bekletin. İlk birkaç gün bu işlemi 4 – 6 saatte bir uygulayın.

Menisküs Bitkisel Tedavisi Nasıldır?

Menisküs yırtığı ameliyatsız olarak da tedavi edilebilmektedir. Ancak yırtık derecesi büyük ise kesinlikle ameliyat yöntemi uygulanmaktadır. Yırtığın az olduğu durumlarda menisküs bitkisel tedavisi ile ağrılar azaltılmaktadır. Ayrıca bitkisel tedavi sayesinde ödem de azalmaktadır. Menisküs tedavisinde İbrahim Saraçoğlu bitkisel kürü ön plandadır. Bu kür için hazırlanması gereken malzemeler şunlardır:

  • 1 fincan doğal zeytinyağı
  • 1 fincan buğday ekmeği
  • 1 çorba kaşığında kekik
  • 1 siyah turp
  • 1 çorba kaşığı dereotu
  • Lahana yaprağı
  • 1 bardak su

Bir bardak su içerisine buğday kepeğini, kekiği ve zeytinyağını ekleyin. İçerisine dereotunu kıyarak atın ve siyah turpu rendeleyin. Bu karışımı lapa haline gelene kadar kaynatın. Karışım soğuduğunda dizinize sürün. Üzerine ise haşlanarak soğutulmuş lahana yapraklarını koyun ve dizinizi streç film ile kapatarak bir süre bekletin. Bu işlemi haftada 2 – 3 kere uygulayabilirsiniz.

Menisküse Hangi Bölüm – Doktor Bakar?

Menisküs yırtıklarına ve yaralanmalarına Ortopedi Bölümünde Ortopedi Uzmanı bakmaktadır.

Prostat kanseri, nedir, neden olur? Belirtileri ve tedavisi

Prostat kanseri üzerine gerçekleştirilen araştırmalardan prostat kanserinin 40’lı yaşlara kadar indiği ve bu kanserden kaynaklı ölüm riskinin yüzde 2,9 olduğu tespit edilmiştir. Hayati tehlikesi yüksek olan prostat kanserine erken tanı konulduğu takdirde tedavide başarı şansı oldukça yüksektir.

Prostat ve Prostat Kanseri Nedir?

Erkek üreme sisteminde bir salgı bezi olan prostat kestane büyüklüğündedir. Prostat vücutta mesane ile üretra yani idrarı mesaneden vücuda taşımakla görevli tubuler yapı arasında bulunmaktadır.

Prostatın önemli bir kısmını adale lifleri ve salgı bezleri oluşturmaktadır. Spermlere iletilmek üzere sperme sıvı üretmesi ise prostatın ana görevidir. Bu salgı bezinin özellikle dış kısmında beliren kötü huylu tümör büyüdükçe prostatın iç kısımlarına yayılmakta ve prostat kanserine neden olmaktadır.

Prostatın içerisindeki kapsül dışına taşmayan prostat kanserine ‘Lokalize Prostat Kanseri’ denilmektedir. Prostat kanseri de diğer kanser türleri gibi yayılabilmekte yani metastaz yapabilmektedir. Öncelikle prostatın etrafında yer alan dokulara ya da seminal veziküle yani prostatın arka kısmında yer alan ve meniyi depolayan keseye lokal olarak yayılım göstermektedir. Lokal olarak yayılan kötü huylu tümörler zamanla vücudun diğer bölgelerine yayılım gösterebilmektedir. Mesela lenf nodları ve kemiklere yayılabilmektedir.

Prostat Kanseri Neden Olur?

Prostat kanserini vücutta neyin tetiklediği henüz tam olarak tespit edilemedi. Ancak aile öyküsünde prostat kanseri olanlar ile sigarayı çok fazla içenlerin prostat kanserine yakalanma riskinin yüksek olduğu bilinmektedir. Prostat kanserinde diğer önemli risk faktörleri arasında sağlıksız ve dengesiz beslenme, gıdaların yüksek ısıda pişirilmesi, yaşın ilerlemesi, ağırlıklı olarak kırmızı et ve hayvansal yağlarla beslenme, siyah ırktan olma, fazla kilo, hareketsiz yaşam, erkeklik hormon düzeylerinin yüksek olması, aile öyküsünde meme veya prostat kanseri olması ve sedanter yaşam tarzı yer almaktadır.

Prostat Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Prostat Kanserinin Belirtileri Nelerdir?

Prostat Kanserinin Belirtileri Nelerdir?

Vücutta sinsi bir şekilde ilerleyen prostat kanserinin belirtileri genellikle ilerleyen aşamalarda ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı da hastalığa erken tanı konması açısından özellikle 40 yaşından sonra düzenli kontrol yaptırılması çok önemlidir. Prostat kanserinin karakteristik olmayan ama çok yaygın rastlanan belirtileri ise şöyledir;

  • İdrara çok sık çıkılması
  • İdrar yaparken güçlük çekilmesi ya da idrarın hiç yapılamaması
  • Dışkılamanın zor yapılması
  • İdrarı yaptıktan sonra damla damla idrar akması
  • Ereksiyonda problem yaşanması
  • İdrar ya da meniden kan gelmesi
  • Boşalırken ağrı hissedilmesi

Yukarıda sayılan belirtilerin prostat kanserinin yanı sıra prostat iltihabı ve prostat büyümesi gibi hastalıklara da işaret edebileceği unutulmamalıdır. Prostat kanserinin kemiğe sıçramasına çok sık rastlandığından kalça, bel ya da bacakta çok şiddetli ağrılarla kendisini belli edebilir. Prostat kanserine dair olası herhangi bir belirtiden şüphelenildiği zaman uzman bir hekime muayene olunmalıdır. Ancak prostat kanserine erken tanı için kontrollerin düzenli yaptırılması ihmal edilmemelidir.

Prostat Kanseri Tanısında ve Tanı Sonrasında Hangi Testler Yapılmalıdır?

Prostat kanserinin tanısını ve sonraki süreci evrelemek yani yayılım derecesini belirleyebilmek için yapılabilecek çok sayıda test olsa da bu testlerin hepsinin her erkeğe yapılması zorunlu değildir.

Makatın Parmakla Muayene Edilmesi

Makatın parmakla muayene edilmesi basit bir muayene olmakla birlikte kansere tanı konmasında ve kansere neden olan tümörün lokalize mi olduğunun ya da prostatın çevresindeki dokulara yayılım yapıp yapmadığının belirlenmesinde oldukça etkili bir tedavi yöntemidir.

Bir iç organ olan prostatın doğrudan gözle muayene edilmesi imkansızdır. Rektum yani son bağırsağın ön kısmında yer aldığından dolayı makattan rektuma parmak sokulmasıyla rahatlıkla muayene edilebilmektedir.

Prostat Spesifik Antijen Testi (PSA)

Kan testi olan PSA, prostat kanserinin olup olmadığı ile ilgili indirekt bilgi vermektedir. Bu test sonucunda kanserin varlığının tespit edilmesi halinde yine bu test sayesinde kanserin büyüklüğü ve yaygınlığı ile ilgili de bilgi edinmek mümkündür. PSA testinin yorumlanması bazen çok güç olabilmektedir. Bunun nedeni ise PSA testini tümör hücresinin yanı sıra normal hücrenin de oluşturmasıdır. PSA normal prostat dokuları tarafından yapıldığı zaman kana daha az geçmekte, tümörlü dokudan oluştuğu zaman ise kana daha fazla geçmektedir.

  • Basit bir kan testi olan PSA sayesinde prostat dokusundan kan akışına az miktarlarda kaçmakta olan kimyasal madde prostat spesifik antijen (PSA) miktarı belirlenmektedir.
  • Bu prostat spesifik antijen miktarının yüksek çıkması prostatta büyümeye, enfeksiyona ya da kansere işaret etmektedir. PSA seviyesi yüksek çıktığı zaman daha ileri tetkiklerin yapılabilmesi için üroloji uzmanına muayene olunması ihmal edilmemelidir.
  • Amerikan Kanser Derneği tarafından PSA testinin yıllık yapılması şu kişilere tavsiye edilmektedir;
  • 40 yaşından sonra Afrikalı ve Amerikalı erkeklere
  • Babasında ya da erkek kardeşinde prostat kanseri olan beyaz erkeklere yine 40 yaşından sonra
  • Ailesinde prostat kanser öyküsü bulunmayan beyaz erkeklere ise 50 yaşından sonra
  • Yukarıdaki grupların herhangi birisinde yer alanlar, PSA testi yaptırmak ve prostatın parmakla rektal muayenesinin yapılması için üroloji uzmanına başvurmalıdır.

Transrektal Ultrasonografi (TRUS)

Özel bir ultrasonografi yöntemi olan probu ile makattan doğrudan prostatın ultrasonografisi alınabilmektedir. Bu yöntem, prostatın görüntülenebilmesi için en basit ve emniyetli yöntemlerden birisidir. Bu yöntem sayesinde prostatın büyüklüğü daha net değerlendirildiği gibi kanser olasılığı daha yüksek nodüllerde daha iyi görüntülenmektedir. Ayrıca prostattan biyopsi alınmasına gereksinim duyulduğunda transrektal U.S rehberliğinde bu işlem çok daha kolay olduğu gibi biyopsi işlemi etkin bir şekilde yapılabilmektedir.

Kemik Sintigrafisi

Bu yöntem sayesinde kanserin kemiklere yayılıp yayılmadığı tespit edilmektedir. Zaten prostat kanseri en fazla kemiklere yayılım göstermektedir. Bu yöntemin bütün hastalara uygulanmasına gerek yoktur. Özellikle küçük kanserlerde ve düşük PSA seviyelerinde bu yönteme başvurulması gereksizdir.

Hastaya radikal bir cerrahi tedavinin değerlendirildiği durumlarda cerrahi müdahale yapılmadan evvel kemiklere yayılım olup olmadığının kesinlikle bilinmesi gerekmektedir.

Patolojik İnceleme

Prostat kanserine kesin tanı konulabilmesi için makattan iğne ile biyopsi numunelerinin alınması ve bu numunelerin patoloji uzmanları tarafından mikroskopta kesinlikle incelenmesi gerekmektedir.

Bilgisayarlı Tomografi

Bilgisayarlı tomografi ile prostat kanserine tanı konmasındansa, büyümüş lenf nodlarının belirlenmesinde kullanılmaktadır. Bilgisayarlı tomografi genellikle kanser yaygın, yüksek dereceli ya da yüksek PSA ile beraber yapılmaktadır.

Hangi Hastalardan Biyopsi Alınmalı?

Parmakla yapılan rektal muayene sonucunda nodül ve sertlik belirlenenler, PSA test sonucu yüksek çıkanlar ile yukarıdaki her iki durumun olduğu hastalardan biyopsi örneği alınmalıdır.

Hastaya uygulanacak tedavi programının belirlenmesinde biyopsi ile alınan tümörün yaygınlığı ve derecesinin yanı sıra PSA seviyesi de etkili olmaktadır.

Prostat Kanserinin Tedavisi Nasıl Yapılır?

Watchfull – Waiting (Bekle – Gör) Takip Protokolü

Hastaya herhangi bir tedavi programı uygulanmadan hastanı takibe alınmasıdır. Herhangi bir tedavi uygulanmayan prostat kanseri büyümesini sürdürse de bu büyüme genellikle çok yavaş olmaktadır. Prostat kanserinin büyümesi çok yavaş olduğu zaman tedavisi yapılmasa bile gerçekten insan yaşamının herhangi bir döneminde soruna neden olmayabilir. Özellikle yaşı ilerlemiş olan erkeklerde en mantıklı tercih takip sistemidir. Yine prostat kanserinin küçük olduğu ve mikroskopik incelemede derecesi düşük ise takip sistemi mantıklıdır. Prostat kanseri üzerine yapılan araştırmalar gösteriyor ki kanserin derecesinin yüksek olduğu durumlarda 10 yıl içerisinde sağlık ve yaşam için çok ciddi tehdit unsuru olabilmektedir.

Aktif İzlem

Klinik açıdan önemi bulunmayan prostat kanserinin aşırı tedavi edilmemesi ve kanserden daha fazla tedavi sürecinin getirmiş olduğu artmış morbidite riskinden hastanın korunması için yakın izlemle takip edilmesidir. Aktif izlemde kanser progresyonuna ilişkin daha evvel tanımlanmış bulgular tespit edilene kadar küratif tedavi programının ertelendiği sürece aktif izlem denilmektedir. Bu süreç içerisinde belirlenen aralıklarla rektal muayene ve PSA testi yapıldığı gibi prostat biyopsileri de düzenli aralıklarla yapılarak kanserin klinik açıdan önemli hale gelmesi durumunda radikal prostatektomi ya da radyoterapi gibi küratif tedavi aşamasına geçilmektedir.

Radikal Prostatektomi (RP)

Prostat kapsülünün içerisinde sınırlı kalan lokalize prostat kanserinin tedavi edilmesi için gerçekleştirilen radikal cerrahi müdahaleye RP denilmektedir. Bu cerrahi operasyon esnasında prostat bütün kapsülüyle ve arkasında yer alan veziküla seminalislerle beraber çıkarıldıktan sonra mesane boynu üretraya yani idrar yoluna tekrar ağızlaştırılmaktadır. Cerrahi operasyon esnasında çıkarılan parçada yapılan patolojik inceleme neticesinde kanserin bütünüyle prostat kapsülü içerisinde sınırlı kalması, RP’nin prostat kanserini tam anlamıyla tedavi ettiği anlamına gelmektedir.

Cerrahi operasyonda prostatın tümü çıkarıldığından dolayı operasyonun ardından PSA’nın ölçülemeyecek değerlere yani sıfıra yakı değerlere gerilemesi gerekmektedir. Patolojik inceleme neticesinde prostat kapsülünün dışında tümör tespit edilirse PSA çok ufak kanser türlerinin bile takip edilmesinde en iyi testler arasında yer almaktadır. Kanserin daha büyük ve kapsülün dışına yayıldığı tümörlerde ise cerrahi operasyonun başarısının lokalizeye kıyasla çok daha düşük olduğu söylenebilir. Radikal cerrahi operasyonun ciddi komplikasyonları arasında operasyon esnasında kanama, operasyonun ardından erken süreçte kalp krizi ve akciğer embolisi, geç süreçte ise idrarın tutulamaması ve ereksiyon yani sertleşme kaybı yer almaktadır. Bu cerrahi operasyon açık laparoskopik ya da robot yardımlı laparoskopik yöntemle yapılabilmektedir.

Radyoterapi (Işın Tedavisi)

Radikal prostatektomiye alternatif bir tedavi yöntemi olan radyoterapinin, lokalize prostat kanserlerinin tedavisindeki 10 yıllık sonuçlarının cerrahi tedavi yöntemine yakın olduğu söylenebilir. Ne var ki daha geç sonuçları kesin değerler içermemekle birlikte cerrahi tedavi lehine olduğundan bahsedilebilir. Radyasyon tedavisi genellikle prostat kanserinin kapsülün dışına taştığı, ama kapsülün halen kanserin çevresindeki dokularda sınırlı kaldığı değerlendirilen hastalara uygulanmaktadır. İdrarı yaparken zorlanma, idrara sık aralıklarla çıkılması, idrara aniden sıkışılması ve ishal radyoterapinin erken evredeki yan etkileri arasında yer almaktadır. Sık olarak yaşanan ereksiyon sorunları, mesane kapasitesinin küçülmesi ve idrar yollarının daralması ise radyoterapinin geç evredeki yan etkileri arasında yer almaktadır.

Hormonal Tedavi

Prostat kanserine neden olan hücrelerin çoğunluğu erkeklik hormonlarına, özellikle de testosterona bağımlı şekilde ürediğinden hormonal tedavinin prostat kanserinde önemli faydaları olabilmektedir. Küratif bir tedavi olmayan hormon tedavisi, kanser hücrelerinin üremesini geçici olarak yavaşlatmaktadır. Prostat kanserinin prostat dışına yayıldığını gösteren bulgulara rastlanmadıkça hormon tedavisine başvurulmamaktadır. Hormon tedavisi genellikle lenf rodlarına ve kemiklere sistemik olarak yayılmış hastalarda tercih edilmektedir.

Hormon tedavisinde hedeflenen vücuttaki testosteron hormonunun yok edilmesi ya da baskılanmasıdır. Bu hedefe ulaşılabilmesi içinde testislerin cerrahi operasyonla alınması ya da her 3 ayda bir gerçekleştirilen LHRH analogları ve günlük ağız yoluyla alınan anti androjenlerle yani medikal yöntemin uygulanması gerekmektedir. Vakaların yarısında hormon tedavisi sıcak basmalarına neden olurken, vakaların tümünde ereksiyon kaybı ve cinsel isteksizlik görülmektedir.

Pandemide çocukların varis şikayetleri arttı

Pandemi sürecinde fiziksel aktivitenin azalması ve alınan kiloların kalp ve damar sağlığına olan yıkıcı etkilerinin tahmin edildiğinden çok daha büyük olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Bekir İnan, “Pandemi sürecinde gerçekleştirilen araştırmalar neticesinde Covid-19 virüsünün damar duvarlarında iltihap yapıcı etkisinin çok güçlü olduğu gözlemlenmiştir. Covid-19 virüsü, diğer risk faktörleriyle birlikte derin toplardamarlarda pıhtılaşmayı artırıcı etkiye sahiptir. Bunun neticesinde oluşan pıhtılar akciğere ulaşarak ölümle sonuçlanmaktadır.

Son bir yıl içerisinde gerçekleştirilen varis ya da venöz hastalarının şikayetlerinde artış olduğuna işaret etmektedir. Pandemi sürecinde evde kalınması, yaşamın durağanlaşması, kilo alınması ve fiziksel hareketliliğin kısıtlanması gibi faktörlerden dolayı varis düzeyleri az olan vakalarda varislerin ilerlemesi, kramp, ağrı, sızlama gibi semptomlar gözlenmiştir.” ifadelerine yer verdi.

Çocuklarda Varis Görüntüsü Nasıl Olur?

Çocuklarda varis oluşumuyla standart varis görüntüsünün karıştırılmaması gerektiğinin altını önemle çizen Dr. İnan, ebeveynlerin dikkat etmesi gereken detayları şöyle sıraladı;

  • Damarların belirgin hale gelmesi, tek bacakta şişlik olması ve boyutsal farklılıklar görülmesi
  • Damarlarda belirginleşme olmadan bacakta kalınlaşma olması
  • Her iki bacak ve ayak bileklerinin kalınlaşması
  • Damar beni yani hemanjiom ile birlikte görülebilecek renk değişimi
  • Haritaya benzer damar anomalileri görülmesi veya varis görüntüsünün oluşması. Böyle durumlarda yetişkinlerdeki varis görüntüleri görülür.

Çocukluk döneminde akla ilk gelen genellikle damar anomalileri olduğundan varis ihtimali ekarte edilmektedir. Damar anomalisi olduğuna dair değerlendirme yapılmadığında varis ihtimali değerlendirilmektedir. Bunun sebebi ise varis oluşumunun nedeninin genelde genetik yatkınlık olmasıdır. Çocukluk çağında görülen varis, ilerleyen yaşlarda kronik venöz yani toplardamar yetmezliğine yol açabilmektedir. Hastalıkların kronik hale gelmesi ise tedavi sürecini zorlaştırmaktadır. Bundan dolayı çocukluk döneminde görülebilecek olası varis sorunlarının engellenmesinde erken tanının önemi çok büyüktür. Varisin tedavisinin her zaman cerrahi operasyon olmadığına da çok dikkat edilmelidir.

Çocuklarda ve Yetişkinlerde Varis Tedavisi Farklıdır

 Çocuklarda ve yetişkinlere uygulanan varis tedavisinin farklı olması gerektiğine de değinen Dr. Bekir İnan, “Çocuklarda derin toplardamarların doğuştan olmama olasılığı her zaman dikkate alınmalıdır. Çocuklar kocaman varislerle bize gelse de onların normal varis olmadığı bilinmelidir. Çocuklarda görülen varislere herhangi bir müdahale yapıldığı takdirde dolaşımı bozulabilmektedir. Çünkü varis damarları, kirli kanı vücuda götürecek tek damardır. Varis hastalarında varis damarları alınsa da çocuklara böyle müdahale yapılma şansı yoktur. Varis hastalarının hepsine cerrahi operasyon yapılamaz veya varis damarının yok edilmesi gibi bir yaklaşım sergilenemez.

Varis rahatsızlığı olan çocuklarda daha dikkatli davranılarak altta yatan genetik bir hastalık veya damar anomalisinin olup olmadığı kesinlikle araştırılmalıdır. Damar anomalisinin de varis oluşumuna neden olabileceğini kesinlikle unutmamak gerekiyor. Varis tanısı konan çocuklar kesinlikle standart varis tedavisi yöntemiyle tedavi edilmemelidir. Altta yatan ciddi bir patolojik durumun gözden kaçırılması veya göz ardı edilmesi halinde istenmeyen sonuçlarla karşılaşılabilir. Çocukluk döneminde görülen varislerin tedavisinin tecrübeli kalp damar cerrahisi kliniklerinde yaptırılması gerekmektedir.” diye konuştu.

Varis Tedavileri Pandemi Sürecinde Aksatılmamalı

Varis ve venöz yetmezlik problemlerini hastaların pandemi sürecinde de ciddiye alması ve tedavi sürecinin ihmal edilmemesi gerektiğine vurgu yapan Dr. İnan, “Kısa dönemli araştırmalar neticesinde varis ve venöz yetmezliğine erken tanı konmasının ve tedavi edilmesinin önemi ortaya çıkmıştır.” şeklinde konuştu.  

Hangi vitamin eksikliği kilo vermeyi engeller?

Sağlıklı ve uzun bir ömür için vitaminler çok önemli görevler üstlenmektedir. İnsanların ideal kilolarında bir yaşam sürmesinde en belirleyici rolü üstlenen vitaminler, metabolizmayı hızlandırarak kilo verilmesine de yardımcı olmaktadır. Zayıflamak için yapılan diyetlerde çoğu besini tüketilmediği için bazı vitamin eksikliği problemleri yaşanmaktadır. Bu kısıtlamanın neden olduğu beslenme eksikliğinin giderilmesinde etkisi çok büyük olan vitaminler, fazla kilolarından kurtulmak isteyenlerin sağlıklarını korumasına destek olmaktadır. Kilo vermeyi destekleyen vitaminler hakkında önemli bilgiler paylaşan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşegül Navdar, önemli bilgiler paylaştı.

Hangi vitamin eksikliği kilo vermeyi engeller?

Hangi Vitamin Eksikliği Kilo Vermeyi, Zayıflamayı Engeller?

Tabi ki kilo alımının tek nedeni genellikle vitamin eksikliği değildir. Kilo sorununuzun temelinde bir vitamin eksikliği olduğu sonucuna varmadan önce, kronik durumlar gibi diğer olası faktörleri gözden geçirmelisiniz. Yine de, olağan dışı görünen bir kilo artışı fark ettiyseniz, vücudunuzda aşağıdaki sorunlardan herhangi birini yaşayıp yaşamadığınızı belirlemek için bir diyet uzmanına görünün.

D Vitamini Eksikliği

D vitamini, insan vücudunda yeterli miktarda bulunmadığı zaman çok ciddi sağlık problemleri yaşanabilmektedir. D vitamini ile vücudun insülin direnci arasında sıkı bir ilişki olduğundan vücutta D vitamininin yeterli miktarda bulunmaması açlık hissine ve aşırı yemek yemeye neden olmaktadır.

Vücudunda D vitamini eksikliği olan insanlar üzerinde yapılan araştırmalar neticesinde bu insanlara, D vitamini takviyesi verildiği andan itibaren fark edilir kilo kaybı yaşadıkları tespit edilmiştir.

İnsan beynine tokluk mesajını göndererek kilo vermeye çok ciddi destek vermektedir. Vücutta yeterli miktarda D vitamini bulunduğu zaman vücut tarafından beyne leptin denilen hormon gönderilerek insana doyduğu söylenmektedir. Böylelikle az yemek yiyerek uzun süre tok kalındığından ve açlığa karşı vücut daha dirençli olduğundan kilo verilmesi kolaylaşmaktadır. Ayrıca kanda D vitamini yeterli seviyede olursa, hücrelerin yağ depolayarak yağ kütlesi oluşturması yavaşlamaktadır.

C Vitamini Eksikliği

Karnitin denilen sentezde önemli görevler üstlenen C vitamini, bu özelliğiyle vücudun daha hızlı yağ yakmasına yardımcı olmaktadır. Vücuttaki yağların enerjiye çevrilmesinde etkisi çok büyük olan karnitin sentezi, kilo vermeyi desteklemektedir.

Egzersizlerin hemen ardından C vitamini almaya dikkat edilirse, vücut yağları daha rahat yakmaktadır. Kilo kontrolünün sağlanmasına da çok ciddi destek veren C vitamini, sabah alındığı zaman metabolizmanın çalışması hızlanmaktadır.

C vitaminini bol miktarda içeren besinler arasında greyfurt, portakal, kivi, kara lahana, maydanoz, karnabahar, brokoli yer almaktadır.

B12 Vitamini Eksikliği
B12 Vitamini Eksikliği

B12 Vitamini Eksikliği

Vücudun genel sağlığının korunmasında oldukça etkili olan B12 vitamini, hücre yaşlanmasını engellediği gibi sinir hücrelerini de onarmaktadır. Hafızanın kuvvetlenmesinde çok önemli rolü olan B12 vitamini kalp ve damar hastalıklarından da etkili bir şekilde korumaktadır.

Sağlıklı bir yaşamın adeta sırrı olan B12 vitamini, fazla kiloların verilmesini de kolaylaştırmaktadır. Vücudun besinleri daha rahat sindirmesini sağlayan B12 vitamini, karbonhidratları enerjiye çevirdiğinden vücutta yağlanmayı azaltmaktadır.

Vücutta B12 vitamini eksikliğinin en belirgin belirtileri arasında halsizlik ve yorgunluk yer almaktadır. Metabolizmanın hızlı çalışmasına da yardımcı olan B12 vitaminini en fazla yoğurt, kırmızı et, yumurta, peynir ve deniz ürünleri içermektedir.

B6 Vitamini Eksikliği

Sağlığa sayısız faydaları olan B6 vitamini, kilo kontrolünün sağlanmasına çok ciddi destek vermektedir. Besinlerin enerjiye dönüşmesinde de oldukça etkili olan B6 vitamini, metabolizmanın çalışmasını da hızlandırdığı için fazla kilolardan kurtulmaya yardımcı olmaktadır.

B6 vitamini de tıpkı B12 vitamini gibi besinlerin daha rahat sindirilmesine yardımcı olmakta, karbonhidratları enerjiye çevirerek yağlanmayı azaltmaktadır. Halsizlik ve yorgunluk hissiyle, kansızlık, dudaklarda çatlama, deri döküntüleri, ağız içerisinin ve dudakların kuruması, aşırı enerji kaybı gibi sağlık problemleriyle eksikliğini belli eden B6 vitamini, metabolizmanın çalışmasını da hızlandırmaktadır. Peynir yoğurt, kırmızı et, deniz ürünleri ve yumurta B12 vitamininin yanı sıra B6 vitaminini de bol miktarda içerdiği gibi kabuklu kuruyemişlerin, nohut gibi kuru baklagillerin, ıspanak, havuç tatlı patates, bezelye ve karnabaharın, muz ve avokadonun içeriğinde de B6 vitamini bol miktarda bulunmaktadır.

Şişmanlığın Sebebi 3 Vitamin Eksikliği

Voltaren krem boyun ve baş ağrısına, basura iyi gelir mi?

Hemen her evde bulunan Voltaren krem uzman doktorlar tarafından çok sık reçete edilmektedir. Sadece eczanelerde satılan Voltaren krem jel formunda bir kremdir. Vücuttaki iltihabın ve ağrıya neden olan diğer etmenlerin etkilerini azaltarak ağrıyı hafifleten Voltaren kremi doktorunuzun önerisi ile kullanmanız tavsiye edilmektedir.

Voltaren Krem Nedir?

Birçok kişi tarafından merak edilen Voltaren krem nedir sorusuna yanıt vereceğiz. Etken maddesi Diklofenak dietilamonyum olan Voltaren krem, 50 gramlık tüplerde satılmaktadır. Voltaren krem birçok ağrıyı kısa sürede giderdiği için her evde bulunan bir kremdir. Kemik ağrısı, burkulma, darbe, iltihap, kireçlenme ve romatizma gibi etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan ağrılara iyi gelmektedir.

Bilinçsiz kullanıldığı zaman ciddi sorunlara yol açma riski taşıyan Voltaren krem tablet, hap, kas gevşetici, emulgel ve retard olmak üzere piyasada çeşitli şekillerde satılmaktadır. Bu ilaçların kullanım şekli farklıdır. Ancak tüm Voltaren kremlerin amaçları ağrıyı azaltmaktır. Voltaren kremin 12 yaş altındaki çocukların kullanmaması önerilmektedir. Herhangi bir risk ile karşı karşıya kalmamak için Voltaren kremi doktorunuza danışarak kullanmanız tavsiye edilmektedir.

Voltaren Krem Ne İşe Yarar?

Voltaren kremin ne olduğundan detaylı olarak bahsettik. Şimdi Voltaren krem ne işe yarar konusuna değineceğiz. Toplumda ağrı kesici olarak bilinen Voltaren krem birçok ağrıyı azaltmada oldukça etkilidir. Birçok kişi tarafından sık sık kullanılan Voltaren kremin sağladığı temel faydaları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Yumuşak doku iltihaplanmalarına iyi gelir.
  • Bölgesel romatizma hastalıklarına iyi gelir.
  • Diz eklemlerinde oluşan hafif iltihaplanmalara iyi gelir.
  • Spor yaralanmaları ve kazalar sonrasında kas ve eklem ağrılarına iyi gelir.
  • İncinme, burkulma ve ezilme ağrılarına iyi gelir.
  • Boyun tutulması ve boyun ağrısına iyi gelir.
  • Omuz tutulması ve omuz ağrısına iyi gelir.
  • Bel tutulmasına ve bel ağrısına iyi gelir.
  • Kas gerginliğine ve kas tutulmasına iyi gelir.
  • Sırt ve eklem ağrılarını hafifletir.
  • Darbe nedeni ile oluşan morarmaları hafifletir.
  • Ödemi azaltır.
  • Akut gut rahatsızlığına bağlı ağrıları hafifletir.
Voltaren Jel Nasıl Kullanılır?
Voltaren Jel Nasıl Kullanılır?

Voltaren Jel Nasıl Kullanılır?

Voltaren jel nasıl kullanılır çok dikkat edilmesi gereken bir konudur. Öncelikle Voltaren krem kesinlikle 12 yaş altındaki çocuklara uygulanmamalıdır. Yetişkin olan bireyler için de doktorun önerdiği şekilde kullanılması tavsiye edilmektedir. Voltaren kremin prospektüsünü incelediğimizde, yetişkinlerin gün içerisinde 3 – 4 defa Voltaren kremi hasarlı bölgeye sürebilecekleri söylenmektedir. Krem ince bir tabaka halinde sürülerek masaj yapılmalı ve kremin deriye yedirilmesi sağlanmalıdır.

Voltaren Krem Kas Gevşetici Mi?

Çeşitli nedenlere bağlı ağrılarla mücadele eden kişiler, ağrıyı hafifleten Voltaren krem kas gevşetici mi merak etmektedirler. Voltaren krem kas gevşetici olarak kullanılabilen bir kremdir. Kremi kullandıktan sonra ellerinizi bol su ile durulamanız önerilmektedir.

Voltaren Krem Emziren Anne Kullanabilir Mi?

Emziren annelerin herhangi bir ilaç ya da krem kullanırken çok dikkat etmeleri gerekmektedir. Kullanılan ilacın etken maddeleri süt yolu ile bebeğe geçerek zarar verebilir. Bu nedenle herhangi bir ilacı kullanmadan önce mutlaka doktora danışılması gerekmektedir. Voltaren kremin etken maddesinin anne sütü ile atılıp atılmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Bu nedenle Voltaren kremin emzirme döneminde kullanılması önerilmemektedir. Doktorunuza danışarak Voltaren kremi kullanıp kullanmama konusunda bilgi alabilirsiniz.

Voltaren Krem Gebelikte Kullanılır Mı?

Voltaren krem doktor tarafından gerekli görülmediği takdirde hamilelik döneminde kullanılmamalıdır. Diğer NSAİİ’lerde olduğu gibi Voltaren kremin de hamileliğin özellikle son üç ayında kullanılması tehlikeli olabilmektedir. Hamile kalmayı düşünenlere ise Voltaren krem kullanmamaları önerilmektedir. Çünkü Voltaren krem hamile kalmayı zorlaştırmaktadır.

Voltaren Krem Bebeklerde Kullanılır Mı?

Voltaren krem kullanımı konusunda çok dikkat edilmelidir. Yanlış kullanım ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Özellikle bebeklerde kullanılacak tüm ilaçların öncelikle doktora danışılması gerekmektedir. Voltaren krem 12 yaş altındaki çocuklarda kullanılmamaktadır. Bu nedenle Voltaren kremin bebeklerde kullanımı sakıncalıdır.

Voltaren Krem Basura Sürülür Mü?

Halk arasında mayasıl olarak adlandırılan basur yani hemoroid oldukça ağrılı bir sağlık sorunudur. Bu sağlık sorunundan kurtulmak ve ağrıyı azaltabilmek için bazı kas gevşeticileri önerilmektedir. Ancak Voltaren krem bu kremlerden biri değildir. Yani Voltaren krem basura sürülmez.

Voltaren Krem Boyun Ağrısına İyi Gelir Mi?
Voltaren Krem Boyun Ağrısına İyi Gelir Mi?

Voltaren Krem Boyun Ağrısına İyi Gelir Mi?

Yanlış hareket, yanlış yatış pozisyonu ve darbe gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak boyunda ağrı ve tutulma görülebilir. Bu durumda devreye giren Voltaren krem boyun ağrısına iyi gelmektedir. Doktorun önerdiği şekilde düzenli olarak kullanılan Voltaren krem boyun ağrısını kısa sürede hafifletmektedir.

Voltaren Krem Sırt Ağrısına İyi Gelir Mi?

Voltaren krem çeşitli ağrılarda olduğu gibi sırt ağrılarında da kullanılmaktadır. İçeriğinde bulunan etken maddeler sayesinde hasarlı bölgeyi uyuşturarak ağrıyı hafifleten Voltaren krem, o bölgedeki kasların da gevşemesini sağlar. Voltaren kremi kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önerilmektedir.

Voltaren Krem Basura İyi Gelir Mi?

Çeşitli nedenlerle ortaya çıkan ağrılı hastalıkların başında basur gelir. Hemoroidde denilen basur için Voltaren krem kullanılmamaktadır.

Voltaren Krem Boyun Tutulmasına İyi Gelir Mi?

Boyun tutulması kişiye ağrı ve acı hissi vermektedir. Boynu tutulan kişiler, boyunlarını istedikleri tarafa rahat bir şekilde çeviremezler. Boyun bölgesinde katılaşan kasları gevşeten Voltaren krem boyun tutulmasına iyi gelmektedir. Birkaç gün düzenli kullanım ile beraber boyun tutulması düzelmektedir.

Voltaren Krem Ödeme İyi Gelir Mi?

Burkulmalar nedeniyle ortaya çıkan ağrıları azaltan Voltaren krem, darbe nedeniyle oluşan ezilmelere ve romatizma ağrılarına da iyi gelmektedir. Voltaren krem ayrıca ödem sorununu da çözmektedir. Darbe alınan yerde oluşan ödemi azaltarak ağrıyı hafifletir.

Voltaren Krem Pişiğe İyi Gelir Mi?

Pişik sorunu özellikle bebeklerde çok sık görülen ağrılı bir süreçtir. Bebeklerin günlük yaşamını olumsuz etkileyen pişik için Voltaren krem kullanılmamaktadır. Doktora ya da eczaneye giderek pişiğe uygun çinko içerikli pişik kremleri alabilirsiniz.

Voltaren Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Bazen ergenlik döneminde bazen de stres yaşanan dönemlerde sivilceler çok sık görülmektedir. Sivilcelerin kurumasını sağlayan çeşitli kremler bulunmaktadır. Ancak Voltaren krem bu kremlerden biri değildir. Voltaren krem sivilceye iyi gelmez.

Voltaren Krem Burkulmaya İyi Gelir Mi?
Voltaren Krem Burkulmaya İyi Gelir Mi?

Voltaren Krem Burkulmaya İyi Gelir Mi?

Burkulma nedeni ile ayaklarda ciddi ağrılar oluşabilmektedir. Burkulmaya bağlı ağrı ile beraber şişlik ve morluklar da görülebilir. Bu durumda Voltaren krem burkulmaya iyi gelir mi merak ediyorsanız evet cevabını hemen verelim. Burkulma olan bölgeye Voltaren kremi ince bir tabaka halinde sürün ve hafif hareketlerle masaj yaparak kremi yedirin. Düzenli kullanım ile beraber hem şişlik hem morluk hem de arı hafifleyecektir.

Voltaren Krem Baş Ağrısına İyi Gelir Mi?

Voltaren SR krem, bir enfeksiyon belirtisi olan ateş ve baş ağrısına iyi gelebilir. Ancak enfeksiyonun saptanmasını ve tedavi edilmesini zorlaştırabilir. Bu nedenle doktorunuza danışmadan baş ağrısı için Voltaren kremi kullanmamalısınız. Eğer kullanılırsanız doktora gittiğinizde Voltaren krem kullandığınızı belirtmelisiniz.

Voltaren Krem Yüze Sürülür Mü?

Voltaren krem yüze sürülen bir krem değildir. İçeriğindeki etken maddeye alerjisi olan kişilerde ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle Voltaren kremi yüzünüze sürmeyiniz.

Voltaren Krem Yaraya Sürülür Mü?

Voltaren krem açık yaraya, egzamalı deriye ya da yüze sürülmemelidir. Ayrıca Voltaren krem göz, burun ve ağız ile temas ettirilmemelidir. Herhangi bir şekilde yutulmamalıdır.

Voltaren Krem Tansiyonu Yükseltir Mi?

Özellikle tansiyon hastası bireyler Voltaren krem tansiyonu yükseltir mi endişesi yaşamaktadırlar. Voltaren kremin bazı yan etkileri vardır. Ancak direkt bu yan etkiler çok nadir görülmektedir. Voltaren kremi kullandıktan sonra tansiyon yüksekliği yaşıyorsanız bu durumu doktorunuza belirtmelisiniz.

Voltaren Krem Muadili Kremler Hangileridir?

Voltaren krem muadili birçok krem vardır. Doktor tarafından reçete edilen Voltaren kremi eczanelerde bulamadığınız zaman Voltaren krem ile aynı etkiyi gösterecek olan muadili kremler verilmektedir. Voltaren krem muadili olan kremler şu şekilde sıralanabilir:

  • Actinoma Jel
  • Aklofen jel
  • Albaren jel
  • Clodifen jel
  • Diclactive jel
  • Diclomec jel
  • Dicol jel
  • Difenak jel
  • Diklofar jel
  • Dikloron jel
  • Elfenor jel
  • Katafenac Ice aerosol
  • Katafenac Ice deriye uygulanan sprey çözleti
  • Painout Ice deriye uygulanan sprey çözelti
  • Romatim jel
  • Voltaren Emulgel pomad
  • Voltaren Emulgel Forte jel

Yukarıda sıraladığımız kremlerin hepsi Voltaren krem muadili olan kremlerdir. Eczanelerde Voltaren kremi bulamadığınız zaman doktorunuza danışarak Voltaren krem muadili olan yukarıdaki kremlerden birini satın alabilirsiniz. Bu kremler de ağrıların azalmasına yardımcı olmaktadır.

Voltaren Fiyatı Eczane?

Voltaren krem güncel fiyatı 43 TL’dir. Voltaren kremi eczanelerden satın alabilirsiniz.

Voltaren Krem Yan Etkileri Neler?

Ağrı kesici bir etkiye sahip olan ve kas gevşetici özelliği bulunan Voltaren krem yan etkileri nelerdir önemlidir. Her kremde olduğu gibi Voltaren kremde de bazı yan etki riskleri bulunmaktadır. Özellikle Voltaren kremin etken maddelerinden herhangi birine karşı alerjisi olan kişilerde bu yan etkilerin görülme riski daha yüksektir. Bu nedenle doktor bilgisi olmadan Voltaren krem kullanılmamalıdır. Voltaren kremin olası yan etkileri şunlardır:

  • Dil, yüz, ağız ve boğazda şişme
  • Kurdeşen
  • Sıvı kabarcıklı deri döküntüleri
  • Kısa nefes alma
  • Hırıltı
  • Astım yani göğüste sıkışma hissi
  • Egzama
  • Ciltte iltihaplanma
  • Cilt hastalığı
  • Kaşıntı
  • Kızarıklık
  • Işığa karşı hassasiyet

Yukarıda sıralanan yan etkilerden herhangi birini yaşadığınız zaman mutlaka doktorunuza ya da eczacınıza danışınız. Bu esnada Voltaren kremi kullanmayı derhal bırakın ve doktorunuzun önerisine göre devam edin.

Voltaren Krem Kullananların Yorumları Neler?

Etkili ağrı kesicilerden biri olmasına rağmen Voltaren kremin yan etkileri bazı hastaları korkutmaktadır. Bu nedenle Voltaren krem kullananların yorumları neler öğrenerek bu korkuyu azalmak en doğrusudur. Voltaren krem kullanan kişiler kremden memnun olduklarını ve yan etkilerden herhangi birini yaşamadıklarını belirtmektedirler.

Çocuklarda bulantı ve kusmaya ne iyi gelir?

Bulantı ve kusma, her insanın yaşamının çeşitli dönemlerinde yaşadığı ve yaygın olarak görülen bir sağlık problemidir. Mide bulantısı bazen vücuttaki bir hastalığa işaret edebilirken, bazen de geçici bir his olabilmektedir. Mide bulantısıyla birlikte aşırı terleme, tükürüğün aşırı salınması, kusma, iştahsızlık ve tansiyon düşmesi seyredebilmektedir.

Kusma Nedir, Kusma Çeşitleri Nelerdir?

Mide içindekilerin güçlü bir refleks sayesinde yemek borusu ve ağız yoluyla dışarı çıkarılmasına ise kusma denilmektedir. Kusma, beyindeki ‘medulla oblongata’ bölümünde yer alan kusma merkezince kontrol edilmektedir. Kusma merkezine, iç kulak ve sindirim sistemi ile görsel ve işitsel bölgelerden gelen uyarılar neticesinde kusma hissi oluşmaktadır. Bu hissi değerlendiren beyin, kusmanın gerçekleşmesi için karın kası ve diyaframa kasılma, özofagus kası ile mideye de sinirsel uyarılar yollamaktadır. Bu uyarılar neticesinde kusma eylemi gerçekleşmektedir. Kusma çeşitlerine göre iki tipe ayrılmaktadır;

Santral Tip Kusma

Görsel ve işitsel uyaranların etkisiyle aniden ortaya çıkan bulantı hissine ve kusmaya santral tip kusma denilmektedir.

Periferik Kusma

Sindirim sistemi ve diğer organların etkisiyle gerçekleşen kusmaya periferik kusma denilmektedir.  

Çocuklarda Bulantı ve Kusma Neden Olur?
Çocuklarda Bulantı ve Kusma Neden Olur?

Çocuklarda Bulantı ve Kusma Neden Olur?

Çocuklarda ortaya çıkan bulantı hissine ve kusma eylemine birçok farklı faktör neden olabilmektedir. Çocuklarda bulantı hissi ve kusma eyleminin gerçekleşmesinin temel nedenleri arasında özellikle idrar yolu, bağırsak ve boğaz enfeksiyonları ile her türlü enfeksiyon yer almaktadır. Ayrıca küçük bebeklerde emmenin ardından ağzının kenarında taşma ve peynire benzeyen zararsız kusmalar görülebilmektedir. Ancak bu kusma aşırı miktardaysa ve kusmayla beraber ateş seyrediyorsa bir sağlık kuruluşuna müracaat edilmesi ihmal edilmemelidir.  

Büyük çocuklarda bağırsak enfeksiyonları kusmanın en sık rastlanan nedenlerindendir. Aniden başlayan bu kusmalar genellikle 24 ila 48 saat aralığında geçmektedir. İlk 24 saat içerisinde kusmada herhangi bir düzelme olmadıysa, kusmayla birlikte idrarda azalma ve ağız kuruluğu gibi vücudun su kaybettiğine dair belirtiler varsa, vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Çocuğun vücudunun su kaybettiğine dair bulgular yoksa yaş gruplarına göre normal beslenme programına devam edilmeli, bebeklere anne sütü verilmesi ihmal edilmemeli, büyük çocuklara ise sulandırılmış meyve suyu, yoğurt, ayran, su, ekmek ve patates az miktarda ama sık aralıklarla yedirilip içirilmelidir.

Çocuklarda mide bulantısının nedenleri şöyle sıralanabilir;

  • Gıda alerjileri
  • Gıda zehirlenmesi
  • Mide ve bağırsak enfeksiyonları
  • Akut gastrit
  • Aniden gelişen gastritler
  • Mide rahatsızlıkları
  • Araç tutması
  • Stres
  • Anksiyete
  • Kullanılan ilaçlar (Özellikle kemoterapi ve ağrı kesiciler)
  • Migren
  • Kulak çınlaması
  • Vertigo
  • Laktoz intoleransı
  • Beyinde tümör oluşumu
  • Hipoglisemi
  • Çölyak

Bulantıyla Birlikte Bu Belirtiler Seyrediyorsa Dikkat!

Bebekler az miktarda kusuyor, nefes darlığı gözlenmiyor ve kilo alımında sıkıntı yoksa bu durum ciddi bir sağlık problemine işaret etmeyebilir. Ancak bulantıyla beraber aşağıda sıralanan belirtiler varsa derhal bir sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir.

  • Göğüs bölgesinde ağrı hissi
  • Şiddetli ishal ve bunun neticesinde vücudun aşırı sıvı kaybetmesi
  • Şiddetli karın ağrısı ya da karına kramplar girmesi
  • Nefesin hızlı alınıp verilmesi ya da çarpıntı hissi
  • Görmenin bulanıklaşması
  • Bilinçte değişimler gözlenmesi
  • Bayılma
  • Kusmanın uzun süreli olması
  • Kusmuktan dışkı kokusu alınması ya da kan gelmesi
  • Ateşin yükselmesi
  • Cildin soğuk, nemli ve soluk olması
  • Nefes darlığı
  • Öksürüğün hırıltılı olması ve bir türlü geçmemesi
  • Gaz çıkarılamaması ve gaita yapılamaması
  • Karın bölgesinde şişlik oluşması
  • Ağır darbe alınması ya da düşmenin ardından kusmanın özellikle fışkırır tarzda olması, şiddetli ağlama, bilinçte değişiklik gözlenmesi, gözlerde kayma, uykuya meyilli olma, nefes darlığı ve kasılmalar
  • Bebeğin beslenmesinin ardından ağlama krizine girmesi ve bolca kusması
  • Bebeğin kusma esnasında kendisini yay gibi germesi (Reflüye işaret eder)
  • İdrarın azalması
  • Uzun süreden beri devam eden ya da şiddetli kusmalarda vücut su kaybedebilir. Bundan dolayı bebeğin ağız kuruluğu, bez sayısı, halsizlik, gözyaşı ve bilinç durumu gibi değişimlerin takip edilmesi çok önemlidir.

Araçta Ani Pozisyon Değişimi Mide Bulantısına Neden Olur?

İç kulak içerisinde dengeyi sağlamakla görevli olan salyangoz organının içerisindeki algılayıcılar ani pozisyon değiştirildiği zaman bunu algılayarak vücudun düşmemesi için refleks göstererek dengeyi sağlamaktadır. Bu ani pozisyon değişimleri özellikle çocuklarda mide bulantısıyla sonuçlanabilmektedir.

Araç içerisinde ani pozisyon değişimlerinin mide bulantısına neden olmaması için mide bulantısını engelelyen ilaçlar çocuğa verilebilir. Yine araca binildiği zaman çocuğun kafasını eğmemesine ve elden geldiğince sabit tutmasına dikkat edilmelidir. Çocuklar telefon veya kitapla göz teması kurmamalı ve kafa pozisyonunu çok sık aralıklarla değiştirmemelidir.

Çocuklarda Bulantı ve Kusmaya Karşı Evde Ne Yapılabilir?
Çocuklarda Bulantı ve Kusmaya Karşı Evde Ne Yapılabilir?

Çocuklarda Bulantı ve Kusmaya Karşı Evde Ne Yapılabilir?

  • Odanın camı açılarak oda havalandırılmalı ya da açık havaya çıkartılarak temiz havada derin derin nefes alması sağlanmalıdır.
  • Bulunulan ortam kötü kokuyorsa çocuk ortamdan derhal uzaklaştırılmalıdır. Çünkü mide bulantısını baskın kokular tetikleyebilmektedir. Yine çiçek ve deterjan gibi kokusu aşırı yayılan eşyalar çocuğun bulunduğu ortamdan uzak tutulmalıdır.
  • Bebeğin beslenmesinin ardından bebek en az yarım saat yatırılmamalıdır. Bebeğin beslendikten sonra hemen yatırılması reflüyü de tetiklemektedir.
  • Çocuğa son 12 saat içerisinde neler yedirildiğine dikkat edilmesi gıda alerjisine karşı alınabilecek tedbirler arasında yer almaktadır.
  • Çocuk azar azar ama sık aralıklarla beslenmelidir.
  • Çocuğun mide bulantısının azalmasına papatya, ıhlamur çayları ile birlikte limon da yardımcı olmaktadır.
  • Çocuk yemek yemeyi reddediyorsa zorlanmamalıdır. Özellikle kusmanın ardından midesi 1 saat kadar dinlendirilmelidir.
  • Yağlı ve ağır yiyecekler mide bulantısını tetiklediği için bu tür yiyeceklerle çocuğun beslenmemesi gerekmektedir. Mide bulantısı sürecinde patates haşlaması, yoğurt çorbası, elma, muz ve yağsız makarna haşlaması gibi sindirimi rahatlatacak besinler verilmelidir.

Elidel krem göz çevresine, yüze, vajinaya sürülür mü?

Elidel krem özellikle iltihapların giderilmesinde oldukça etkilidir. Kremin kullanım sıklığı ve nasıl kullanılacağı hastanın durumuna ve hastalığın gidişatına göre değişmektedir. Bu nedenle doktor tarafından önerilmedikçe kullanılmaması tavsiye edilir. Peki, Elidel krem nedir? Elidel krem nasıl kullanılır? Elidel kremin faydaları nelerdir?

Elidel Krem Ne İşe Yarar?

Bir immünosupresan olan Elidel krem ne işe yarar konusu özellikle egzama türü rahatsızlığı olan kişileri ilgilendirmektedir. Ciltte gelişen ve bir tür egzama olan atopik dermatitin büyümesini engelleyen Elidel krem, vücudun bağışıklık sistemini de zayıflatmaktadır. Egzama için diğer ilaçlar işe yaramadığı zaman Elidel krem önerilmektedir. Bu kremin etken maddesi Pimekrolimustur.

Egzama dışında iltihaplı cilt reaksiyonlarını da azaltan Elidel krem oldukça etkilidir. Hafif-orta şiddette egzaması olan kişilere öncelikle steroid kremleri verilmektedir. Bu kremler fayda sağlamadığı zaman ise alternatif olarak Elidel krem önerilmektedir. Elidel krem ciltte oluşan kızarıklık, iltihap ve kaşıntı semptomlarını azaltmak amacı ile cilde lokal olarak uygulanmaktadır.

Elidel krem egzama için kullanılsa da sedef hastalığına da iyi gelmektedir. Elidel krem 6 haftaya kadar kullanılabilmektedir. Ancak 6 haftadan sonra hastalıkta herhangi bir iyileşme olmaz ise kremin kullanımı bırakılarak doktora bilgi verilmelidir. Doktor tarafından hastalığın tedavisine uygun başka krem reçete edilecektir.

Elidel Krem Faydaları Neler?

Elidel krem genelde egzama kremi olarak bilinir. Diğer egzama kremini kullanamayan ya da kullansa da fayda sağlayamayan kişilere önerilen Elidel kremin başka faydaları da vardır. Elidel krem faydaları neler merak ediyorsanız merakınızı birazdan gidereceğiz. Elidel kremin egzama tedavisi dışında sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Bağışıklığı modüle edicidir.
  • Atopik dermatit semptomlarına iyi gelir.
  • Ciltteki iltihaba ve kaşıntıya iyi gelir.
  • Topikal steroidlerin tedavi ettiği çeşitli cilt sorunlarına iyi gelir.
  • Kızarıklık nedeniyle oluşan alevlenmeye iyi gelir.
  • Ciltteki kuruluğa iyi gelir.
  • İltihap, kaşıntı ve kızarıklık nedeniyle oluşan ağrıyı hafifletir.
Elidel Krem Nasıl Kullanılır?
Elidel Krem Nasıl Kullanılır?

Elidel Krem Nasıl Kullanılır?

Yaşanan çeşitli cilt hastalıklarında istenilen sonucun daha kısa sürede alınabilmesi, ilacın doğru kullanımına bağlıdır. Bu nedenle elidel krem nasıl kullanılır öğrenmeli ve buna göre kremi doğru şekilde kullanmalısınız. Elidel krem doktor tavsiyesi ile kullanılmalıdır. Ancak doktor tarafından herhangi bir kullanım önerisi yapılmasıysa, Elidel krem günde iki kere (sabah-akşam) uygulanabilir. Elidel kremi sürdükten sonra cildinize nemlendirici bir krem sürebilirsiniz. Ancak duş alanlara Elidel kremden önce nemlendirici sürmeleri önerilmektedir.

Elidel Krem Günde Kaç Kez Kullanılır?

Elidel krem doktorun tavsiye ettiği kadar kullanılmalıdır. Ancak kremin içeriği incelendiği zaman günde sabah ve akşam olmak üzere iki kere kullanılması önerilmektedir.

Elidel Krem Aile Hekimi Yazabilir Mi?

Kokusuz ve beyazımsı bir renge sahip olan Elidel krem leke bırakmamaktadır. Elidel krem reçeteli olarak satılan bir kremdir. Yani reçetesiz olarak direkt eczanelerden satın alınamamaktadır. Elidel kremi reçete ettirmek için Aile Hekimlerine gidebilirsiniz. Aile Hekimi Elidel Krem yazabilir.

Elidel Krem Alerji Yapar Mı?

Bütün kremlerin içerisinde bulunan etken maddelerin alerji yapma riski vardır. Elidel kremin alerji yaptığına dair herhangi bir bulgu yoktur. Ancak kremin içeriğinde yer alan etken maddelerden herhangi birine karşı alerjisi olan kişilerde alerji yapma ihtimali vardır. Bu nedenle doktor bilgisi dışında kullanılmamalıdır.

Elidel Krem Kortizon İçerir Mi?

Elidel krem içerisinde az miktarda kortizon bulunmaktadır.

Elidel Krem Saç Döker Mi?

Saçlarına değer veren ve gür saçlara sahip olan kişiler Elidel krem saç döker mi tereddüdü yaşamaktadırlar. Elidel kremin saç dökme gibi bir yan etkisi yoktur. Ancak Elidel krem saçlara sürülmemelidir.

Elidel Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Egzama ve egzamanın semptomlarına iyi gelen Elidel krem, vajinada kesinlikle kullanılmamalıdır.

Elidel Krem Göz Çevresine Sürülür Mü?
Elidel Krem Göz Çevresine Sürülür Mü?

Elidel Krem Göz Çevresine Sürülür Mü?

Elidel kremin kullanım alanlarında göz çevresi vardır. Elidel krem göz içerisine değdirilmeden dikkatli bir şekilde göz çevresine sürülebilir. Yanlışlıkla gözle teması halinde gözler bol su ile yıkanmalıdır.

Elidel Krem Yüze Sürülür Mü?

Elidel krem yüzde meydana gelen egzama ve semptomlarının tedavisinde kullanılabilir. Doktor önerisiyle yüze de sürülebilir.

Elidel Krem Cilt Lekelerine İyi Gelir Mi?

Birçok kremin cilt lekelerine iyi gelip gelmediği merak edilmektedir. Merak edilen kremlerden biri de Elidel kremdir. Elidel kremin prospektüsü detaylı olarak incelendiği zaman kremin cilt lekelerinde kullanıldığına dair herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır.

Elidel Krem Mantara İyi Gelir Mi?

Elidel krem mantar hastalıklarında kullanılmamalıdır.

Elidel Krem Vitiligo İçin Kullanılır Mı?

Çok merak edilen Elidel krem vitiligo için kullanılır mı sorusunu yanıtlamadan önce vitiligo hastalığının ne olduğuna kısaca değinelim. Ala hastalığı da denilen Vitiligo, kesin nedeni tam olarak bilinemeyen bir deri hastalığıdır. Elidel krem Vitiligo hastalıklarında doktor tavsiyesi ile kullanılabilmektedir.

Elidel Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Elidel kremin kullanılmasının sakıncalı olduğu bölgelerden biri de genital bölgedir.

Elidel Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?

Elidel krem, ciltte kaşıntılı, kuru ve pullu döküntülere sebep olan egzama hastalığında kullanılmaktadır. Elidel krem pişik için kullanılmaz.

Elidel Krem Sivilce İçin Kullanılır Mı?

Elidel krem sivilce için kullanılan bir krem değildir.

Elidel Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Elidel kremin hamilelerde kullanımı ile ilgili yeterli bir veri bulunmamaktadır. Bu nedenle gebe kadınların kullanımında dikkat edilmeli ve doktor ile görüşmeden gebelikte kullanılmamalıdır.

Elidel Reçetesiz Alınır Mı?

Elidel krem reçeteli olarak satılmaktadır. Yani kremi reçetesiz alamazsınız.

Elidel Krem Cilt Kanseri Yapar Mı?

Amerika’da yapılan kapsamlı çalışmalar, Türkiye’de de kullanılan Elidel kremin cilt tarafından tamamen emilmesinin cilt kanseri riskini artırdığını göstermiştir. Bu çalışmalar zamanla ilerletilerek daha net bilgiler elde edilebilecektir.

Elidel Krem 30 gr Fiyatı Nedir?

Elidel kremin güncel satış fiyatı 132 TL’dir.

Elidel Krem Kullananların Yorumları Neler?

Elidel krem kullananların yorumlar neler diye kapsamlı bir araştırma yaptık. Elidel krem kullanan kişiler, kremin egzamanın semptomlarını hafiflettiğini belirtmişlerdir. Kullanımı kolay olan kremin düzenli kullanımla istenilen sonuçların elde edildiği yorumlardan anlaşılmaktadır. Sizler için Elidel krem hakkında en çok merak edilen soruları yanıtladık. Yazımızın tamamını okuyarak aklınıza takılan tüm sorulara yanıt bulabileceksiniz.

Roaccutane nedir? Kullananların yorumları neler

Bir sivilce hapı olarak bilinen Roaccutane, kısa sürede tedavide etkisini gösterdiği için birçok kişi tarafından kullanılmaktadır. Roaccutane kesinlikle doktor tarafından reçete edilmelidir. Aksi takdirde asla kullanılmamalıdır. Hakkında olumlu olumsuz birçok yorum yapılan Roaccutane hakkında tüm doğru bilgileri şeffaf bire şekilde sizlere sunuyoruz.

Roaccutane Nedir?

Konuya öncelikle Roaccutane nedir açıklayarak başlayacağız. Roaccutane bir sivilce hapıdır. Özellikle ileri seviyelere ulaşmış sivilcelerin tedavisinde kullanılmaktadır. İçeriğinde bulunan izotretinoin etkisi ile şiddetli akne tedavisinde de etkilidir. Reçeteli bir ilaç olduğu için reçetesiz bir şekilde eczaneden satın alınamamaktadır.

Kişilerde farklı etkenlere bağlı olarak iltihaplı akneler ve sivilceler görülebilmektedir. Diğer kremlerle tedavi edilemeyen bu cilt sorunları için Roaccutane devreye girmektedir. Ancak Roaccutane doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Çünkü Roaccutane akne ve sivilceleri tamamen ortadan kaldırırken ciddi yan etkilere sahiptir. Bu nedenle doktor kontrolü olmadan asla ama asla kullanılmamalıdır.

Roaccutane Ne İşe Yarar?
Roaccutane Ne İşe Yarar?

Roaccutane Ne İşe Yarar?

Herkesin cilt türleri birbirinden farklıdır. Özellikle yağlı cilt tipine sahip kişilerde ciddi akne ve sivilce sorunu görülmektedir. Bu durum görsel açıdan kişiyi rahatsız ettiği için psikolojik anlamda da zararlar vermektedir. Tedavi için çeşitli antibiyotikler kullanıldığı halde bir sonuç alınamadığı zaman doktor tarafından Roaccutane reçete edilir. Roaccutane ne işe yarar sorusuna kısaca sivilceleri tedavi eder diyebiliriz. Ancak sivilceleri tedavi ederken ciddi yan etki riski de yaratmaktadır.

Son dönemlerde geçmeyen akne ve sivilce tedavisinde Roaccutane bir devrim etkisi yaratmıştır. Geçmeyen akne ve sivilceleri kısa sürede kurutan Roaccutane birçok kişiyi bu anlamda memnun etmiştir. Ancak yarattığı ciddi yan etki riskleri de kişileri her an diken üstünde tutmuştur.

Roaccutane Sivilce Hapı Nasıl Kullanılır?

Roaccutane sivilce hapı nasıl kullanılır doktora danışılmalıdır. Çeşitli yan etkileri bulunan Roaccutane sivilce hapının içeriğinde bulunan etken maddelerden herhangi birine karşı alerjiniz var ise Roaccutane hapı kesinlikle kullanmamalısınız. Roaccutane hakkında doktor tarafından öneri alınmadığı zaman hap içerisinde bulunan prospektüse bakılmalıdır.

Roaccutane prospektüsünde kapsüllerin ağızdan tok karına alınması önerilmektedir. Roaccutane kullanılırken normal yiyecek ve içecek alınabilir. Roaccutane sivilce hapının 3 aydan daha uzun kullanılmaması önerilmektedir.

Roaccutane Cildi Beyazlatır Mı?

Roaccutane hap ile yüzdeki lekeler ve sivilceler geçtiği için Roaccutane cildi beyazlatır mı sorusu gündeme gelmektedir. Hapın etkisi ile sivilceler ve lekeler tamamen geçtiğinde kişinin yüzünde bir beyazlık fark edilebilir. Ancak bu Roaccutane etkisi ile değildir. Yani Roaccutane cildi beyazlatmaz.

Roaccutane Cildi Gençleştirir Mi?

Roaccutane hapın cildi gençleştirme etkisi yoktur. Aksine, hapın etkisi ile cildin yağ oranı değişerek azalmaktadır. Bu bazı kişilerde yüzde kırışıklık yaratabilmektedir. Ancak bu çok nadir olarak yaşanan bir durumdur.

Roaccutane Sivilce İzlerini Geçirir Mi?

Roaccutane bir sivilce ilacıdır. Önceki farklı tedavilerle geçmeyen ve ilerleyen sivilcelere iyi gelen Roaccutane sivilce izlerini de geçirmektedir.

Roaccutane Çukurları, Çilleri Geçirir Mi?

Ciltte sivilceler ve sivilce izleri nedeniyle çukurlar oluşmaktadır. Roaccutane hap bu çukurları geçirmede etkilidir. Ancak Roaccutane hapın çiller üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.

Roaccutane Çatlaklara İyi Gelir Mi?

Roaccutane etkili bir sivilce ilacıdır. Roaccutane’nin çatlaklar üzerinde olumlu bir etkisi yoktur.

Roaccutane Lekelere İyi Gelir Mi?

Sivilceler nedeniyle ciltte oluşan lekelenmeler oldukça can sıkıcıdır. Bu durum için önerilen Roaccutane lekelere iyi gelmektedir.

Roaccutane Psikolojik Yan Etkileri Neler?

Roaccutane yüksek dozda A vitamini içermektedir. Bu nedenle bazı kişilerde psikoz ve şizofreni hastalıklarına yol açtığına dair eskiden yapılan çalışmalar bulunmaktadır. Ayrıca Roaccutane depresyon, bipolar bozukluk ve kaygı gibi psikolojik sorunlara da neden olabilmektedir.

Roaccutane Zararları Neler?
Roaccutane Zararları Neler?

Roaccutane Zararları Neler?

Roaccutane yan etkileri güçlü olan bir ilaçtır. Sivilceleri kesin olarak yok etmesine karşın ciddi yan etki riski taşımaktadır. Roaccutane hapın olası zararlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Karaciğer enzimlerini artırır.
  • Kansızlığa yol açabilir.
  • Dudaklarda kuruluk, hassasiyet, kızarma, çatlak ve iltihap gibi semptomlara neden olur.
  • Trigliserid ve HDL seviyelerini olumsuz etkiler.

Roaccutane Unutkanlık Yapar Mı?

Roaccutane yan etkileri arasına unutkanlık yoktur.

Roaccutane Yumurtalıklara Zarar Verir Mi?

Roaccutane kullanan kadınlar, Roaccutane yumurtalıklara zarar verir mi diye tereddüt etmektedirler. Roaccutane ile kana karışan etken maddeler, ortalama 20 gün içerisinde kandan tamamen kaybolmaktadır. Bu nedenle ilaç bırakıldıktan ortalama 1 ay sonra sağlıklı bir şekilde gebe kalmak mümkündür.

Roaccutane Boy Uzamasını Durdurur Mu?

Roaccutane hapın çok seyrek görülen yan etkileri içerisinde kemik büyümesinin durması vardır. Bu duruma bağlı olarak boy uzamasını durdurabilir. Ancak bu çok sık rastlanan bir durum değildir.

Roaccutane Adet Geciktirir Mi?

Sivilce tedavisinde kullanılan Roaccutane hapın adet döngüsü üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.

Roaccutane Muadili Nedir?

Roaccutane muadili olan bir haptır. Roaccutane bulunamadığı zaman Zoratanın, Aknetrent ve Acnegen ilaçları reçete edilmektedir.

Roaccutane Fiyat 2021

Roaccutane hap fiyatını güncel olarak 93.46 TL’dir.

Roaccutane Kullananların Yorumları Neler?

Çeşitli sağlık sitelerinde Roaccutane ile ilgili yapılan yorumlar tarafımızca incelenmiştir. Yorumlara göre Roaccutane hapın özellikle dudaklarda yarattığı yan etkilerden rahatsızlık duyulmaktadır. Dudaklarda kuruma, çatlak, yara ve kanama görülmesi kullanıcıları rahatsız etmektedir.

Diz ağrısı hangi hastalığın belirtisidir, sebepleri neler?

Herhangi bir nedene bağlı olarak oluşabilen diz ağrısı, özellikle ileri yaşlarda çok daha sık görülmektedir. Diz eklemi karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu nedenle dizde ağrıya neden olabilecek birçok etmen vardır. Sizlere bu etmenleri ve diz ağrısına nelerin iyi gelebileceğini detaylı olarak aktardık. Yazımızın tamamını okuyarak doğru ve önemli bilgilere ulaşabilirsiniz.

Diz Ağrısı Sebepleri Neler, Neden Olur?

Yaygın görülen şikâyetlerden biri olan diz ağrısı, her yaşta görülebilecek bir sağlık sorunudur. Bu nedenle diz ağrısı sebepleri neler, neden olur sorusunun cevabını araştıran kişi sayısı bir hayli fazladır. Hafif diz ağrıları, bireyin kendine dikkat etmesiyle kendiliğinden düzelmektedir. Ancak ileri derece olan diz ağrıları için mutlaka bir doktora gidilmesi gerekmektedir. Doktor tarafından diz ağrısına neden olan sorun tespit edilerek gerekli tedaviye başlanmaktadır. Peki, diz ağrısı neden olur?

Diz Yaralanması: Diz ağrısının temel nedenlerinden biri diz yaralanmalarıdır. Diz yaralanmalarında, dizdeki eklemin çevresindeki bağlar, sıvı dolu kesecikler veya tendomlar etkilenebilmektedir. Bu da kişide diz ağrısına neden olmaktadır. Ön çapraz bağ yırtılması da önemli diz yaralanmalarından biridir. Bu durum özellikle futbol, basketbol veya ani hareket gerektiren spor yapanlarda daha sık görülmektedir.

Dizin Yapısal Sorunları: Mekanik kaynaklı diz ağrısı nedenleri arasında yer alan dizin yapısal sorunlarında bazen kıkırdak ya da kemik yaralanabilmektedir.

Dizdeki Artrit: Yüzden fazla türü olan artrit, diz ağrısına neden olan etmenlerden biridir. Eklemlerin iltihaplanması anlamına gelen diz artriti ciddi ağrılara neden olmaktadır.

Kireçlenme: Osteoartrit denilen kireçlenme, en sık karşılaşılan diz ağrısı sebeplerinden biridir. Özellikle ileri yaşlarda görülen bu durum için mutlaka doktora gidilmelidir.

Gut Hastalığı: Dokularda ürik asitin birikmesi ile gut hastalığı meydana gelerek dizde ağrılara neden olmaktadır.

Aşırı Kilo: Kilonun çok fazla olması dizlere ayrı bir yük bindirmektedir. Normalden fazla ağırlık taşıyan dizlerde ağrılar meydana gelmektedir.

Diz Ağrısı Hangi Hastalığın Belirtisidir?
Diz Ağrısı Hangi Hastalığın Belirtisidir?

Diz Ağrısı Hangi Hastalığın Belirtisidir?

Diz ağrıları bazı hastalıkların habercisi olmaktadır. Diz ağrısı olduğu zaman diz bölümünde bağ ya da kıkırdak yırtılması olduğu düşünülmektedir. Bununla beraber enfeksiyonlar, gut hastalığı, artrit gibi durumlar da diz ağrısına neden olabilmektedir. Kıkırdak problemleri, menisküs sorunları, diz bağları sorunları gibi birçok hastalığın habercisi olabilen diz ağrıları ihmal edilmeden doktora gidilmelidir.

Diz Ağrısına Ne İyi Gelir?

Diz ağrısı aksatılmadan doktora gidilerek tedavi edilmesi gereken bir sağlık problemidir. Ancak doktora gidene kadar evde neler yapılabilir ya da diz ağrısına ne iyi gelir öğrenerek diz ağrınızı hafifletebilirsiniz. Diz ağrısına ilk olarak soğuk terapi önerilmektedir. Ani bir çarpma ya da düşme sonucunda oluşan diz ağrısı için soğuk kompres uygulayabilirsiniz. Buzluktan çıkan buzu bir havlu ya da bez içerisine sararak dizinize koyabilirsiniz.

Diz ağrısına iyi gelen bir diğer yöntem ise zencefil ve zerdeçal karışımıdır. Güçlü antioksidana sahip olan bu iki ürün diz ağrılarını hafifletmektedir. Bu ürünlerin yağını direkt dizinize sürebilirsiniz.

Diz Ağrısı Nasıl Geçer?

Diz ağrısının nasıl acı verdiğini ancak yaşayan bilir. Bazen dayanılamayacak kadar ağrıyan dizler için diz ağrısı nasıl geçer konusu önemlidir. Diz ağrılarını hafifletmek için öncelikle kilosu olan kişilerin kilo vermeleri önerilmektedir. Fazla kilo dizlere baskı yaparak ağrıya neden olmaktadır. Verilecek kilo sayesinde dizlerdeki baskı azalacağı için ağrı da hafifleyecektir.

Diz ağrıları için diz egzersizleri önerilmektedir. Bu egzersizler için diz bölgesinde kullanılmayan eklemler harekete geçerek ağrıyı hafifletir. Diz ağrısı için bamya tohumu da birçok kişi tarafından önerilmektedir. Dizin kaybetmiş olduğu sıvıyı kısa sürede dize geri kazandıran bamya tohumu, diz ağrılarını azaltmaktadır.

Diz Ağrısı Egzersizleri Neler?

Diz ağrısı egzersizleri neler sorusunun cevabı, diz ağrısıyla uğraşanlar için hayati önem taşımaktadır. Diz ağrısı egzersizleri dizleri harekete geçirerek kireçlenmeye ve diğer sorunlar nedeniyle dizde yaşanan ağrılara iyi gelmektedir. Diz ağrısı egzersizleri oldukça etkilidir. Egzersizler sırası ile şu şekilde yapılmalıdır:

1.Egzersiz: Dizin alt kısmına bir havlu rulo şeklinde koyularak diz kemiği yukarıya doğru çekilir. Dizin alt kısmı ile havluya doğru bastırılır. Bu pozisyonda en az 5 saniye beklenmelidir.

2.Egzersiz: Bacak arasında rulo şekline getirilmiş havlu koyulur ve bacak arasındaki rulo sıkıştırılır. Bu şekilde 5 saniye beklenmelidir.

3.Egzersiz: Diz düz bir şekilde olmak şartıyla bacak koltuğun kenarına ya da duvara doğru itilmelidir. Bu pozisyonda 5 saniye beklenmelidir.

Diz Ağrısına Bitkisel Çözüm Nedir?
Diz Ağrısına Bitkisel Çözüm Nedir?

 

Diz Ağrısına Bitkisel Çözüm Nedir?

Can sıkıcı sağlık sorunlarından olan diz ağrısı çeşitli yöntemlerle hafifletilmektedir. Diz ağrısı için mutlaka doktora gidilmesi ve sorunun nedeninin belirlenerek uygun tedaviye başlanması gerekmektedir. Ancak bazı bitkisel çözümleri uygulayarak da diz ağrısından kurtulabilirsiniz. Evinizde kolay bir şekilde uygulayabileceğiniz bitkisel çözüm önerileri şu şekildedir:

Diz Ağrısı Bamya Tohumu

Bamya tohumu çatlak, kırık, çıkık gibi çeşitli nedenlerle dizde görülen ağrılara iyi gelmektedir. Son günlerde bitkisel çözümlerde en çok tercih edilen yöntemlerin başında bamya tohumu gelmektedir. Bamya tohumu içerisinde bulunan K vitamini kemiklerin güçlenmesine yardımcı olmaktadır. Bu sayede dizdeki çatlak, kemik erimesi ve kırık gibi hastalıkların tedavisinde etkili olmaktadır.

Diz ağrısı içim bamya tohumu kürü uygulayarak ağrılarınızı hafifletebilirsiniz. Kür için 11 tane bamya tohumunu öğütün ve toz haline getirin. İçerisine 1 yemek kaşığı bal ile 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ekleyin. Macun haline gelen karışımdan her sabah kahvaltıdan önce düzenli olarak bir çay kaşığı tüketin.

Diz Ağrısı İçin Çörek Otu Yağı

Diz ağrısı için bamya tohumu kadar çörek otu yağı da etkilidir. Bağışıklık sistemini hızlı bir şekilde güçlendiren çörek otu yağı, kas ve eklem ağrılarına iyi gelmektedir. Çörek otu yağını dizinizin ağrıyan bölümüne sürerek yavaşça masaj yapabilirsiniz.

Diz Ağrısı İçin Isırgan Otu

Isırgan otu, kalçalar, eller ve dizlerdeki eklem ağrılarının azalmasına yardımcı olmaktadır. Diz ağrısı olan kişilere ısırgan otu banyosu önerilmektedir. Isırgan otunu 5 dakika kadar kaynattıktan sonra ılımasını bekleyin. Daha sonra dizlerinizin ağrıyan yerine bu su ile masaj yapın.

Diz Ağrısı Kantaron Yağı

Kantaron yağının faydaları saymakla bitmez. Doğal olarak kantaron çiçeklerinden elde edilen kantaron yağı, diz ağrısı için doğru bir bitkisel yöntemdir. Ağrınızın olduğu bölgeye kantaron yağı ile masaj yaptığınız zaman ağrıların hafiflediğini göreceksiniz.

Diz Ağrısı Limon Kabuğu

Limon kabuğu, mucizevi etkisi ile diz ağrılarına iyi gelmektedir. Birçok kişi limon kabuğunun bu etkisini bilmemektedir. Kan damarlarını genişleten limon kabuğu iltihapla savaşarak eklem ve diz ağrılarını yok etmektedir. 2 büyük limonun kabuklarını kavanoza yerleştirin. Üzerini tamamen kapatacak kadar sızma zeytinyağını dökün. Üzerine 5 tane okaliptüs yaprağını ekleyin ve kavanozun ağzını iyi bir şekilde kapatarak iki hafta bekletin. 2 hafta sonunda temiz gazlı bez ile karışımı dizinizde ağrıyan bölgeye sürün. Uygulama gece yapıldığı zaman sabaha kadar etkisi daha fazla olacaktır.

Diz Ağrısı Lahana Yaprağı

Diz ağrısı lahana yaprağı ile hafiflemektedir. Lahananın yapraklarını teker teker olacak şekilde ayıklayın. Sonrasında yıkayarak kurumasını bekleyin ve merdane yardımı ile üzerinden geçerek damarlarını yumuşatın. Yumuşattığınız lahana yapraklarını alüminyum folyo ile fırına atın. Isınan lahana yapraklarını ağrıyan bölgeye sarın. Üzerini streç filmle sarın ve saat kadar bekletin.

Diz Ağrısı Zencefil

Zencefil yağı diz ağrısına iyi gelmektedir. Zencefil yağı ile diz ağrısı olan bölgeye masaj yapabilirsiniz.

Diz Ağrısı Zeytinyağı

Diz ağrısı için doğal zeytinyağını sirke ile karıştırın ve dizinize uygulayın. Elma sirkesi ile zeytinyağı karışımı diz ve eklem ağrılarını kısa sürede hafifletmektedir.

Diz Ağrısı Krem Tavsiyesi

Diz ağrısı yaşayan kişiler, diz ağrısı krem tavsiyesi araştırmasına girerler. Diz ağrısı için krem önerisinin doktordan alınması daha doğrudur. Ancak diz ağrısında herkes tarafından kullanılan ve faydası bilinen Agridin krem önerilmektedir.

Diz Ağrısı İçin Dizlik Kullanımı Faydalı Mı?
Diz Ağrısı İçin Dizlik Kullanımı Faydalı Mı?

Diz Ağrısı İçin Dizlik Kullanımı Faydalı Mı?

Diz ağrılarında kullanılan dizlik, dizdeki ödemi azaltarak ağrıların azalmasında fayda sağlamaktadır. Yün kumaştan üretilen dizlik, iyi bir kompresyon sağlamaktadır. Ayrıca kan dolaşımını artırarak diz eklemindeki ısıyı korur ve ağrıyı hafifletir.

Diz Ağrısına Aspirin İyi Gelir Mi? Nasıl Uygulanır?

Ağrı kesici olarak kullanılan aspirin diz ağrılarına da iyi gelmektedir. Aspirini zeytinyağı ve kafur (kafirun) ile karıştırarak dizlerinize sürebilirsiniz. Yavaş hareketlerle masaj yaptıktan sonra karışımı bir süre dizinizde bekletin.

Diz Ağrısına Kuyruk Yağı İyi Gelir Mi? Nasıl Uygulanır?

Ağrı kesici etkisi olan kuyruk yağı, eklem ve romatizma ağrılarını dindirmektedir. Kuyruk yağını küp küp olacak şekilde doğrayın ve bir kavanoza koyarak güneş alan bir yerde 40 gün bekletin. Sonrasında süzün ve öğleden sonra 15.00-16.00 saatleri arasında dizinize sürerek güneşte dolaşın. Bu kürü yaptığınız gün banyo yapmayın. Kuyruk yağı kürü haftada bir kere uygulayabilirsiniz.

Diz Ağrısı Feridun Kunak Bitkisel Çözüm

Birçok kişide görülen diz ağrısı Feridun Kunak bitkisel çözüm önerileri ile hafiflemektedir. Diz ağrısı çekenlerin ağrılarını azaltacak Feridun Kunak kürü için gerekli malzemeler şunlardır:

  • 1 çorba kaşığı kadar deniz tuzu (Turşuluk tuz da olabilir.)
  • 2 çorba kaşığı kadar kil
  • 1 ölçek biberiye yağı
  • 1 ölçek menekşe yağı
  • 2 çorba kaşığı kadar irmik veya buğday kepeği
  • Yeterli miktarda maden suyu

Tüm malzemeleri bir kapta karıştırın ve çamur kıvamına getirin. Hazırladığınız karışımı ocakta biraz ılıtın. Ağrıyan yerlerinize bu karışımı sürün ve üzerini kapatarak soğuyuncaya kadar bekletin.

Diz Ağrısı Nasıl Geçer Saraçoğlu Kürü

Diz ağrısı sorununa çınar yaprağı ile çözüm bulan ve bunu diz ağrısı nasıl geçer Saraçoğlu kürü adıyla meşhur eden İbrahim Saraçoğlu, birçok kişinin diz ağrısının geçmesini sağlamıştır. Çınar yaprağını kaynatın ve suyunu için. Ayrıca bu suyu ılıyınca dizlerinize sürün.

Diz Ağrısı İçin Hangi Bölüme-Doktora Gidilir?

Diz ağrısı için ilk olarak Fizik Tedavi Bölümüne gidilmesi önerilmektedir. Ancak diz ağrılarına Ortopedi bölümünde Ortopedi Uzmanları da bakmaktadır. Ancak ilk olarak Fizik Tedavi Bölümüne gitmek daha doğru olacaktır.

Coresatin sarı krem ne işe yarar? Kullananların yorumları

Birden fazla Coresatin krem çeşidi bulunmaktadır. Bu yüzden ilk olarak cilt tipinizi öğrenmeli ve cilt sorunlarına uygun olan Coresatin sarı kremi tercih etmelisiniz. Tercih konusunda doktorunuzdan da fikir alabilirsiniz. Coresatin sarı kremi genelde hassas, kuru ve sorunlu cilt yapısına sahip kişilere önermektedirler. Cildi eski yumuşaklığına kavuşturan bu kremin kullanımı da önemlidir.

Coresatin Sarı Krem Nedir?

Son zamanlarda kadın platformlarında Coresatin sarı krem nedir sorusunun çok sık sorulduğunu görüyoruz. Uzmanlar tarafından bazı cilt sorunları için önerilen Coresatin sarı krem 3 ayrı seçeneği ile karşınıza çıkmaktadır. Coresatin sarı krem temelde sivilce, akne, yara ve leke gibi cilt sorunlarını tedavi etmektedir. Doktorlar tarafından reçete edilen Coresatin sarı kremin mavi, mor, yeşil ve pembe gibi farklı renkleri bulunmaktadır.

Cildi yenileyen ve hücreleri onaran Coresatin sarı krem ciltte peeling etkisi yaratmaktadır. Bu sayede cildi gerginleştirerek daha canlı ve daha parlak bir cilde kavuşmanıza yardımcı olmaktadır. Coresatin sarı kremi eczanelerden ya da e ticaret sitelerinden satın alabilirsiniz. Ancak bu kremi kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Coresatin Sarı Krem İçeriği Nedir?

Kremlerin içeriğinde bulunan etken maddeler son derece önemlidir. Bu etken maddelerden birine alerjiniz olması durumunda ürünü kullanmayı bırakmalısınız. Son dönemlerin popüler ürünü Coresatin sarı krem içeriği nedir merak edilmektedir. Coresatin sarı kremin içinde B6 vitamini, Aloe Vera, Allantoin ve E vitamini bulunmaktadır. Bu doğal içeriği sayesinde cildi besleyerek cilt sorunlarına iyi gelmektedir.

Coresatin Sarı Krem Kortizon İçerir Mi?

Coresatin sarı krem kullanıcıları, kremin kortizon içerip içermediğini merak etmektedir. Coresatin sarı krem kortizon içermeyen bir kremdir. Bu özelliği ile herhangi bir tehdit oluşturmamaktadır. Kremin içerisinde bulunan vitaminler ve mineraller sayesinde cilt yeni doğmuş gibi olmaktadır.

Coresatin Sarı Krem Ne İşe Yarar?
Coresatin Sarı Krem Ne İşe Yarar?

Coresatin Sarı Krem Ne İşe Yarar?

Şimdi sizlere Coresatin sarı krem ne işe yarar anlatacağız. Kullanıcı sayısı oldukça fazla olan Coresatin sarı krem cilt sorunlarını tedavi etmek amacıyla reçete edilmektedir. Doktorların sık sık önerdiği Coresatin sarı kremi doktor önerisi olmadan kullanmanız tavsiye edilmemektedir. Coresatin sarı kremin genel faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Kurumaya bağlı cilt tahrişlerini önler.
  • Döküntü ve pullanmaya iyi gelir.
  • Cildi onarır.
  • Cilt hücrelerini yeniler.
  • Sedef hastalığına iyi gelir.
  • Egzamaya iyi gelir.
  • Alerji sorunlarını ortadan kaldırır.
  • Cildi rahatlatır.
  • Cilde parlaklık kazandırır.
  • Nemlendirici özelliğe sahiptir.
  • Cildi derinlemesine nemlendirerek cildin esnekliğini artırır.
  • Sivilce oluşumunu engeller.
  • Ciltteki bakteri ve iltihabı yok eder.
  • Tonik ve peeling etkisi gösterir.

Coresatin Sarı Krem Nasıl Kullanılır?

Coresatin sarı kremin düzenli kullanılması etkinliği için çok önemlidir. Doktorunuzun tavsiye ettiği şekilde kullanmanız önerilmektedir. Coresatin sarı kremin prospektüsünde kremin sabah ve akşam düzenli olarak kullanılması önerilmektedir. Cilt yüzeyinde oluşan sorunlu bölgeye hafif masajlar yaparak uygulanmalıdır. Uygulama öncesinde cilt temizlenerek kurulanmalıdır.

Coresatin Sarı Krem Vitiligo İçin Kullanılır Mı?

Dermotolojik bir sağlık sorunu olan Vitiligo birçok kişide görülmektedir. Arındırılmış ve taze cilde uygulanan Coresatin sarı krem vitiligoyu alenen geçirmektedir. Ancak Coresatin sarı kremi vitiligo rahatsızlığınız için kullanmadan önce kesinlikle doktorunuza danışmalısınız.

Coresatin Sarı Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Coresatin sarı krem egzamaya iyi gelen bir kremdir. Ancak en kısa sürede en etkili sonucu almak için Coresatin sarı kremin doktorun önerdiği şekilde düzenli kullanılması gerekmektedir.

Coresatin Sarı Krem Saça Sürülür Mü?

Cilde sağladığı faydaları ile dikkat çeken Coresatin sarı krem saça sürülür mü merak edilmektedir. Çünkü ciltte meydana gelen döküntü, pullanma ya da egzama gibi sorunlar saçlarda da görülebilmektedir. Coresatin sarı kremi saçınızdaki egzama sorunu için kullanabilirsiniz.

Coresatin Sarı Krem Yüze Sürülür Mü?
Coresatin Sarı Krem Yüze Sürülür Mü?

Coresatin Sarı Krem Yüze Sürülür Mü?

Coresatin sarı krem ciltte görülen çeşitli sorunları tedavi etmesi amacıyla kullanılmaktadır. Buna göre, Coresatin sarı krem yüze sürülebilir. Göz dışında yüzüm her yerine Coresatin sarı kremi sürebilirsiniz.

Coresatin Sarı Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Coresatin sarı kremi hamilelerin veya hamilelik şüphesi olan kişilerin asla kullanmaması gerekmektedir. Bu durumda öncelikle doktorunuza danışmalısınız. Hamile olduğunuzu kremi kullandıktan sonra fark ederseniz, Coresatin sarı kremi kullanmayı bırakarak mutlaka doktorunuza danışınız.

Coresatin Sarı Krem Fiyatı Nedir?

30 gramlık kavanozlarda satılan Coresatin sarı krem fiyatı 62 TL’dir.

Coresatin Sarı Krem Yan Etkileri Neler?

Coresatin sarı krem içeriğinde bulunan etken maddelere karşı alerjisi olan kişilerde yan etki görülme riski yüksektir. Bu nedenle öncelikle kremin içeriğini incelemeli ve alerjiniz var ise Coresatin sarı kremi asla kullanmamalısınız. Coresatin sarı kremin olası yan etkileri şunlardır:

  • Mide bulantısı
  • Baş dönmesi
  • Krem uygulanan bölgede kızarıklık
  • Deri tahrişi
  • Ciltte pullanma
  • Nefes alıp vermede zorlanma

Coresatin Sarı Krem Kullananları Yorumları Neler?

Coresatin sarı krem kullananların yorumları farklıdır. Genelde Coresatin sarı kremi düzenli kullananlar yaşadıkları sorunun kısa sürede geçtiğini söylemişlerdir. Bazı kişilerde hafif yan etkiler yarattığı görülen Coresatin sarı krem hakkında söylenenler genel itibari ile olumludur.

Çocuklarda boy uzatan yiyecekler neler?

Boy uzaması her ne kadar genetik olsa da boy uzaması üzerine yapılan araştırmalar, düzenli uykunun, düzenli egzersiz yapmanın, sağlıklı ve dengeli beslenmenin de boyun uzamasına etki ettiğini göstermektedir.

Çocuklarda Boy Uzatan Yiyecekler Neler?

Çocukların sağlıklı bir yaşam için tüketmesi gereken bazı besinler, aynı zamanda boylarının uzamasına da yardımcı olmaktadır. Peki, çocuklarda kemik gelişiminin yanı sıra boylarının uzamasına da yardımcı olan besinler hangileridir? İşte çocuklarda boy uzatan yiyecekler listesi…

Süt ve Süt Ürünleri
Süt ve Süt Ürünleri

Süt ve Süt Ürünleri

Boyun uzaması için olmazsa olmaz şart sağlıklı bir kemik yapısına sahip olmaktır. İçeriğinde bol miktarda kalsiyum ve fosfor barındıran süt ve süt ürünlerinin düzenli tüketilmesi sağlıklı kemik yapısına sahip olmaya yardımcı olmaktadır. Çocuklara yatmadan evvel bir bardak süt içirilmesi vücuda büyüme hormonu salgılatarak kemik gelişimine ve boy uzamasına ciddi katkı sağlamaktadır. Süt, çocuklarda boy uzatan yiyecekler arasında en önemli olanıdır.

Ancak çocuklara inek sütünü ölçülü içirmeye çok dikkat edilmelidir. Çünkü inek sütü aşırı tüketildiği takdirde vücuttaki kalsiyum ve fosfor dengesini bozmaktadır. Bu dengenin bozulması da kemik gelişimine olumsuz etki etmektedir. Yine inek sütünün fazla tüketilmesi vücutta demir eksikliğine neden olabilmektedir. Çocukları inek sütünün sağlığa olan bu olumsuz etkilerinden koruyabilmek için günlük 500 milimden fazla inek sütü içirmemeye dikkat edilmelidir.

Yeşil Mercimek
Yeşil Mercimek

Yeşil Mercimek

Vücutta yeterince magnezyum bulunmadığı zaman kalsiyum ve D vitamini metabolizması doğru çalışmamaktadır. Bu nedenle çocuklara içeriğinde bol miktarda magnezyum barındıran besinlerin tükettirilmesi kemik gelişimini ve boy uzamasını desteklemektedir. İçeriğinde bol miktarda magnezyum barındıran yeşil mercimek ise en sağlıklı besinler arasında yer almaktadır.

Yeşil mercimek haricinde ıspanak, brokoli, uskumru, enginar, bitter çikolata ve domateste magnezyum bakımından çok zengin besinler sınıfındadır.

Yağlı Balıklar
Yağlı Balıklar

Yağlı Balıklar

Çocuklarda boy uzatan yiyecekler arasında yağlı balık tüketimi çok önemlidir. Yağlı balıkların içeriğinde D vitamini bol miktarda bulunmaktadır. Bu nedenle somon, alabalık, uskumru, ton balığı gibi yağlı balıkları çocuklar düzenli olarak tüketmelidir. Peynir, yumurta ve sığır karaciğeri gibi besinlerin içeriğinde de bir miktar D vitamini bulunmaktadır.

Kalsiyum ve fosforun ince bağırsaktan emiliminin artırılmasına yardımcı olan D vitamininin önemli bir kısmı güneş ışınlarından alındığı için güneş ışınlarının dik açıyla gelmediği saatlerde günlük en az 15-20 dakika kadar güneşlenmek kemik sağlığını desteklemekte ve boy uzamasına yardımcı olmaktadır. Saraçoğlu boyun uzaması için kefal, palamut, uskumru gibi balıkların siyah et kısmının en az bir yıl boyunca, haftada üç defa (50 gr) tüketilmesi gerektiğini söylüyor. Mevsimindeki taze balıkları tüketmeye özen gösterin.

Kuruyemişler
Kuruyemişler

Kuruyemişler

Çinko bakımından çok zengin olmasının yanı sıra sağlığa faydalı olan yağ asitlerini de bol miktarda içeriğinde barındıran yer fıstığı, fındık, badem, ceviz gibi kuruyemişler çocuklarda boy uzatan yiyecekler arasındadır. Bu kuruyemişlerin düzenli olarak tükettirilmesine önem verilmelidir. Çünkü boyu kısa olan çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar neticesinde bu çocuklarda çinko eksikliğinin çok yaygın olduğu tespit edilmiştir. Özellikle çocukların ara öğünlerinde kuruyemişlere yer verilerek çocuklarda boy kısalığı engellenebilir.

Tam bir enerji deposu olan kuruyemişler, kan şekerini de dengelediği için abur cubur olarak adlandırılan sağlıksız besinlerin tüketimini engellemektedir. Ancak kuruyemişler, vücuda yüksek miktarda enerji verdiği için ölçülü tüketimine çok dikkat edilmelidir. 5 tane fındık ya da 2 tane ceviz 1 porsiyon kuruyemişe denk gelmektedir. 1 porsiyon kuruyemişin ise 25 gram olduğu kesinlikle unutulmamalıdır.

İbrahim Saraçoğlu Boy Uzatma Kürü

Çocuklarda boy uzatan yiyecekler İbrahim Saracoğlu kürü videosu.

El ayak hastalığı neden olur? Belirtileri ve tedavisi

Özellikle yaz aylarında ve sonbaharın başlangıcında artan el ayak hastalığı tükürük, hapşırma ve öksürme gibi yollarla bulaşabilmektedir. Yaz aylarında havuz sezonunun büyük ilgi görmesi ve bu havuz sularının ağza gelmesi ile hastalık daha sık bulaşmaktadır. Rahatsızlık veren el ayak hastalığı ciddi bulgular göstermemektedir. Her yaş grubunda görülebilen el ayak hastalığı genelde 10 yaş altındaki çocuklarda görülmektedir. Korkulmaması gereken bu hastalık ciddiye alınmalıdır.

El Ayak Hastalığı Nedir?

El ayak ağız hastalığı da denilen el ayak hastalığı nedir birçok kişinin merak ettiği bir konudur. Son dönemlerde görülme sıklığı arttığı için sizlere el ayak hastalığı ile ilgili bilgiler vermek istedik. Bir virüs nedeni ile enfeksiyon sonucunda ortaya çıkan el ayak hastalığı ağız çevresinde yaralar ile başlamaktadır. Daha sonra ellerde, ayaklarda, kalçada ve baldırda döküntü olarak devam etmektedir.

El ayak hastalığının kesin bir tedavisi maalesef yoktur. Ancak bazı tedavi yöntemleri ile el ayak hastalığının belirtileri hafifletilmektedir. Hastalığa entereovirüs 71 ve coxsackievirüs A16 virüsleri neden olmaktadır. Hastalığı taşıyan biri ile temas halinde ya da enfekte olan bir oyuncak – kapı tokmağı gibi nesnelere dokunulduğunda hastalık bulaşmaktadır. Kolay bir şekilde yayılma eğilimi gösteren el ayak hastalığında hijyene önem verilmelidir.

El Ayak Hastalığı Neden Olur?

Genelde 2-10 yaş aralığındaki çocukları etkileyen ancak yetişkinlerde de karşılaşılabilen el ayak hastalığı neden olur önemlidir. El ayak hastalığına iki tane virüs neden olmaktadır. Tüm ülkelerde sık sık karşılaşılan el ayak hastalığı özellikle düşük hijyenli ülkeler ile tropikal ülkelerde görülmektedir. El ayak hastalığında hijyen çok önemlidir. El ayak hastalığına neden olan tüm etmenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Ekovirüs
  • Koksaki virüs
  • Entereovirüs

El ayak hastalığına neden olan virüsler yukarıda sıralanmıştır. Virüslerin 5–7 günlük kuluçka süreleri vardır. Bu nedenle virüs bulaştığı anda el ayak hastalığı başlamamaktadır. Virüs kişiye bulaştıktan ortalama 5–7 gün sonra el ayak hastalığının belirtileri ortaya çıkmaktadır. Bulaştırıcılığın en yüksek olduğu zaman ise hastalığın ilk 7 günüdür. Bu nedenle hastalık döneminde hijyene dikkat edilmeli ve başka kişilere hastalık bulaştırılmamalıdır.

El Ayak Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Çeşitli yollarla bulaşma riski olan el ayak hastalığı bazı belirtiler ile kendini belli etmektedir. Hastalığın erken fark edilmesi için el ayak hastalığı belirtileri nelerdir bilinmelidir. Hastalığın ilk gününde kendini belli etmeyen el ayak hastalığının ilerleyen günlerde ortaya çıkardığı belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

  • Yüksek ateş
  • Ağız içinde aft
  • Ağız çevresinde yara
  • Ayak içi ve tabanında kırmızı küçük lekeler
  • Döküntüler
  • İçi su dolu kabarcıklar
  • Halsizlik
  • Boğaz ağrısı
  • Kulak ağrısı
  • Bademcikte kızarıklık
  • İştahsızlık

El Ayak Hastalığı Bulaşıcı Mıdır?

Görülme sıklığı artan el ayak hastalığı bulaşıcı bir hastalıktır. Bu nedenle hastalığı kapmış olan kişiler ile özel eşyaların paylaşılmaması önerilmektedir. El ayak hastalığı öksürme esnasında çıkan küçük damlacıklardan bulaşabilmektedir. Ayrıca hastalığı kapan kişinin tükürük, dışkı ya da idrarı ile teması halinde de el ayak hastalığı bulaşmaktadır. Hastada çıkan içi su dolu kabarcıklardaki suya temas edilmesi durumunda da hastalık bulaşmaktadır. Hastalığın ilk 7 günü bulaştırıcılığın en yüksek olduğu dönemdir.

Su Çiçeği ile El Ayak Hastalığı Arasındaki Fark Nedir?

Bazı benzerlikleri nedeni ile suçiçeği ve el ayak hastalığı karıştırılmaktadır. Bu nedenle su çiçeği ile el ayak hastalığı arasındaki fark nedir bilinmesi önemli bir konudur. Her iki hastalıkta viral enfeksiyonlardan kaynaklanmaktadır. Suçiçeği ve el ayak hastalığı arasındaki bilinmesi gereken en önemli farklar şu şekilde sıralanabilir:

  • El ayak hastalığı pikorna virüsünden kaynaklanırken su çiçeği hernes virüsünden kaynaklanmaktadır.
  • El ayak hastalığının kuluçka süresi 10 gündür. Su çiçeğinde ise kuluçka süresi 14 – 21 gündür.
  • Su çiçeğinde lezyonlar genelde bacaklarda görülür. El ayak hastalığında ise lezyonlar el, ayak ve bacaklarda görülür.
  • El ayak hastalığı kendiliğinden geçebilmektedir. Ancak su çiçeği kesinlikle asiklovir ile tedavi edilmelidir.
  • El ayak hastalığında aşıya gerek yoktur. Ancak su çiçeğinde aşı vardır.
  • El ayak hastalığı orta düzeyde bulaşıcı bir hastalıkken su çiçeği çok yüksek bulaştırıcılığa sahiptir.

El Ayak Hastalığı Nereden Geldi?

Kesin tedavisi mümkün olmayan el ayak hastalığı, genelde hijyen konusuna dikkat etmeyen ülkelerden gelmektedir. Bu nedenle başka kişilerle temas kurarken dikkat edilmelidir. El ayak hastalığına yakalanmış kişiler ile yakın temas kurulmamalıdır. Ayrıca bu kişilerin eşyaları da kullanılmamalıdır.

El Ayak Hastalığı Nasıl Geçer?

Birçok kişi el ayak hastalığı nasıl geçer araştırma yapmaktadır. Bir virüs nedeni ile ortaya çıkan el ayak hastalığında antibiyotik tedavisi etki göstermemektedir. Bu nedenle antibiyotik tedavisi uygulanmamaktadır. El ayak hastalığı genel olarak 1 hafta içerisinde kendiliğinden geçmektedir. Bu süre içerisinde temizliğe çok dikkat edilmelidir.

El Ayak Hastalığı Tedavisi Var Mı?

El ayak hastalığını önleyecek bir aşı bulunmamaktadır. Ayrıca hastalığı kesin olarak geçirecek bir tedavi de yoktur. Ancak el ayak hastalığı nedeni ile kişide görülen boğaz ağrısı ve kaşıntı için spreyler doktor tarafından önerilmektedir. Ayrıca yüksek ateşi düşürücü bir ilaç ve boğaz ağrısına iyi gelen ağrı kesici de reçete edilebilmektedir.

El Ayak Hastalığı Tekrarlar Mı?

Anne – babalar el ayak hastalığı tekrarlar mı korkusu yaşamaktadırlar. Ancak el ayak hastalığı geçiren çocukların %90’ında bu hastalık bir daha görülmemektedir. Bir kere el ayak hastalığı geçirildikten sonra aynı virüs ile hastalık tekrarlamamaktadır.

El Ayak Hastalığı Ateş Yapar Mı?

El ayak hastalığı ateşli bir hastalıktır. Hastalığın en önemli belirtilerinin başında yüksek ateş gelmektedir. El ayak hastalığına yakalanan kişilerde 29 – 40 dereceye kadar ateş görülebilmektedir. Bu durumda mutlaka bir doktora gidilmelidir.

El Ayak Hastalığı Ateş Kaç Gün Sürer?
El Ayak Hastalığı Ateş Kaç Gün Sürer?

El Ayak Hastalığı Ateş Kaç Gün Sürer?

El ayak hastalığında yüksek ateş nedeni ile kişide yorgunluk ve iştahsızlıkta görülebilmektedir. Döküntüler ile kendini gösteren el ayak hastalığında ateş 5 – 6 gün sürebilmektedir. Bu durum kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir.

El Ayak Hastalığı İz Bırakır Mı?

El ayak hastalığında özellikle el ayak hastalığı iz bırakır mı konusu kişileri düşündürmektedir. El ayak hastalığında oluşan döküntüler genel olarak 7 – 10 gün içerisinde geçmektedir. Bu lezyonlar genellikle iz bırakmazlar. Ancak hastaların bazılarında hastalık atlatıldıktan 1 ay sonra el – ayak ve tabanlarda soyulmalar görülebilmektedir.

El Ayak Hastalığı Anneye Geçer Mi?

Çocuklarda daha sık görülen el ayak hastalığı, bu hastalığı geçirmeyen annelere geçebilmektedir. Çocukları ile ilgilenmek zorunda olan anneler sürekli temas halindedirler. Bu nedenle de hastalık için risk altındadırlar.

El Ayak Hastalığında Banyo Yapılır Mı?

El ayak hastalığında çok dikkat edilmelidir. Hastalığın özellikle gebe kadınlara bulaşması riskli olabilmektedir. Bu nedenle el ayak hastalığına yakalanan çocukların özellikle de lifli bezlerle yaralarına temas edilmemeli ve yaraların olduğu bölge temas edilerek yıkanmamalıdır. Hastalık boyunca banyo yerine çocuğun temiz bir bezle yaralarına dokunmadan silinmesi önerilmektedir.

El Ayak Hastalığı Ağız Yarasına Ne İyi Gelir?
El Ayak Hastalığı Ağız Yarasına Ne İyi Gelir?

El Ayak Hastalığına Ne İyi Gelir?

El ayak hastalığının kesin bir tedavisi yoktur. Hastalık genelde 1 hafta içerisinde kendi kendine iyileşmektedir. Bu aşamada önemli olan nokta, hastalığın bulaşmasını önlemektir. El ayak hastalığında özellikle ağız içerisinde oluşan aft yaraları çok can yakıcı olmaktadır. Bu yaraların ağrısını önlemek için karbonatlı su ile gargara yapılması önerilmektedir. Bu sayede yaranın acısı azalarak yara iyileşme sürecine girmektedir. Bunun dışında, yoğurt ve soğuk yiyecekler de boğaz ağrısına iyi gelmektedir.

El Ayak Hastalığına Karbonat İyi Gelir Mi?

El ayak hastalığı nedeni ile ağızda oluşan yaralar için karbonat kullanılması önerilmektedir. 1 çay bardağı ılıtılmış su içerisine 1 çay kaşığı karbonat eklenir ve bu su ile ağız çalkalanır. Çalkalama işlemi gün içerisinde 2 – 3 kere tekrar edilmelidir. Küçük çocuklarda ise bir pamuk yardımı ile karbonatlı su yaraların üzerine yavaşça sürülmelidir.

El Ayak Hastalığı Ağız Yarasına Ne İyi Gelir?

El ayak hastalığında herkesin şikâyetçi olduğu konuların başında ağız yaraları gelmektedir. Ağız içerisinde oluşan aft yaraları su içildiğinde bile yanarak acı vermektedir. Bu yanma ve acı hissini azalmak için baharatlı besinler tüketilmemelidir. Ayrıca karbonatlı su ile ağız gün içinde 2 – 3 defa çalkalanmalıdır. Yaraların üzerine doğal bal sürmekte yaralara iyi gelmektedir.

El ayak hastalığında tuzlu su ile gargara da yaralara iyi gelmektedir. Tuzlu su bakteri ve virüsleri temizlemektedir. Ayrıca boğaz ağrısını da hafifletmektedir. Tuzlu su ile gün içerisinde birkaç defa ağzınızı çalkalayabilirsiniz. Bu işlem ilk etapta canınızı yakabilir. Ancak sonradan ağrınızı hafifletecek ve rahatlayacaksınız.

El Ayak Hastalığı Hangi Krem Kullanılır?

El ayak hastalığının tedavi etmek için bir ilaç yoktur. Hastalık virüs nedeni ile meydana geldiği için antibiyotikte kullanılamamaktadır. Ancak el ayak hastalığı nedeni ile kişide oluşan yaralar ve döküntüler için doktorlar tarafından bazı kremler önerilmektedir. Bu konuda doktorunuza danışmanız gerekmektedir. Hastalığın durumuna göre en uygun krem doktor tarafından reçete edilmektedir.

El Ayak Hastalığı İbrahim Saraçoğlu Bitkisel Tedavisi

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu tarafından el ayak hastalığı bitkisel tedavisi çoğu hastanın iyileşmesine yardımcı olmuştur. Saraçoğlu tarafından önerilen karbonat yöntemi yukarıda anlattığımız şekilde yapılmalıdır. Bir çay bardağı kadar klorsuz suyu kaynatın ve ılımasını bekleyin. Su ılıdıktan sonra içerisine 1 çay kaşığı karbonatı ekleyerek karıştırın ve bu su ile günde 2 – 3 kere gargara yapın. Virüs öldürücü etkisi bulunan sarımsağı da günde bir tane tüketmenizi öneren İbrahim Saraçoğlu, mürver çayının da rahatlama sağlayacağını söylemektedir.

El Ayak Hastalığı Hangi Doktora Gidilir?

El ayak hastalığında ayaklarda meydana gelen ağrılar için ilk olarak Ortopedi bölümünde Ortopedi uzmanına başvurulmaktadır. Çocuklarda görülen el ayak hastalığı için çocuk doktorlarına müracaat edilmelidir.

El Ayak Hastalığı Geçirenlerin Yorumları Neler?

El ayak hastalığı geçirenlerin yorumları önemlidir. Hastalığa ilk yakalandıkları anda telaşlandıklarını ve yaralar nedeni ile acı çektiklerini söyleyen hastalar, özellikle hijyene dikkat edilmesi konusunda uyarmaktadır. Ağız yaraları için karbonatlı ve tuzlu su gargarasını öneren hastalar, hastalığın çok korkulacak bir durum olmadığından da bahsetmektedirler.

Kalorifer böceğinden nasıl kurtulurum? Bitkisel çözüm nedir?

Halk arasında hamam böceği, karafatma, kakalak olarak da bilinen kalorifer böceğinin bir diğer adı ise Alman hamam böceğidir. Kalorifer böceği ile mücadelede işin uzmanlarından yardım alınması önerilmektedir. Ancak evinizde uygulayacağınız bazı basit yöntemlerle de bu haşerelerden kurtulmanız mümkündür. Çöpçü olarak nitelendirilen kalorifer böcekleri özellikle nemli ve karanlık ortamlarda yumurtlamaktadırlar. Duyduğunuzda şaşıracağız çok önemli kalorifer böceği bilgilerini yazımızın devamında bulabilirsiniz.

Kalorifer Böceği Neden Olur?

Kalorifer böceği neden olur sorusuna yanıt bulunduktan sonra kalorifer böceklerinden kurtulmak mümkündür. Çünkü kalorifer böceğine neden olan etkenler ortadan kaldırıldığı zaman bu böceklerin bir daha gelmesi çok zordur. Alman hamam böceği de denilen kalorifer böcekleri oldukça can sıkıcıdır. Çünkü kalorifer böcekleri her türlü pisliği ve mikrobu üzerinde taşımaktadır.

Çok çabuk bir şekilde çoğalma özelliğine sahip olan kalorifer böceğinin dişi olanının sırtında 35 – 40 tane yumurta paketi bulunmaktadır. Bu böcekler her defasında 200 tane yumurta bırakabilirler. Bırakılan bu yumurtalardan ise 18 gün içerisinde yeni böcekler çıkmaktadır. Kalorifer böcekleri nemli ve çok sıcak yerlerde yaşamaktadırlar. Bu nedenle banyo, mutfak ve lavabo borularının kenarlarında sıkça görülmektedirler. Ömürleri 10 – 15 ay arasında değişmektedir. Günde 4,5 km yol gidebilen kalorifer böcekleri insanların hem yediği hem de yemediği her şeyi yemektedirler. Kalorifer böceklerinin görülmesine neden olan etmenler ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Kanalizasyon borularında oluşan sızıntılardan gelir.
  • Eve getirilen eşyalar yoluyla gelebilir.
  • Nemli ve sıcak ortamlar nedeniyle gelir.
Kalorifer böceğinden nasıl kurtulurum? Bitkisel çözüm nedir?
Kalorifer böceğinden nasıl kurtulurum? Bitkisel çözüm nedir?

Kalorifer Böceği Nereden Gelir?

Kalorifer böceklerinden kurtulmak için kalorifer böceği nereden gelir bilmek önemlidir. Kalorifer böcekleri genelde evdeki kanalizasyon borusunda oluşan sızıntılardan gelmektedir. Kalorifer böceği ayrıca alışveriş poşetleri ya da dışarıdan gelen eşyalarla da gelmektedir. Besinlerin üzerine dışkılarını bırakan bu böcekler yiyeceklere hamam böceği pisliği bulaştırdığı için dikkat edilmelidir.

Kalorifer Böceği Eve Nasıl Girer?

Oturulan bina içerisinde bulunan yarık çatlaklar, tuvalet ve banyo gibi yerlerde oluşan çatlaklar, boru giriş ve çıkış yerlerindeki açıklıklar kalorifer böceklerinin eve girmesini sağlayan eksikliklerdir. Burada yuvalanan kalorifer böcekleri hızlı bir şekilde üremektedirler. Bununla beraber açık bırakılan pencere, kapı ve dış kapının altının boş kısmı da kalorifer böceklerinin eve girecekleri noktalardır.

Kalorifer Böceği Nerede Yuva Yapar?

Kalorifer böceği nerede yuva yapar öğrenerek bu haşerelerden kolay bir şekilde kurtulabilirsiniz. Kalorifer böcekleri bodrumda, çatıda, depo evlerinde mutfak ve banyonun atık su borusunda yuva yapmaktadır. Kalorifer böcekleri nem ve sıcak olan her yerde yaşamaktadır. Evlerde ve işyerlerinde kanalizasyon borusundan sızan su ile kalorifer böcekleri gelmektedir. Kalorifer böceklerinin yuvalarının nasıl bulunması gerektiği bilinmelidir.

Kalorifer Böceği Yuvası Nasıl Bulunur?

  • Kalorifer yuvalarını bulabilmek için bilmeniz gereken önemli bilgiler şunlardır:
  • Evine kenar ve kuytu köşelerine bakılmalıdır.
  • Eski pencere pervazlarına bakılmalıdır.
  • Su sızdıran nemlenmiş bölgelere bakılmalıdır.
  • Çürümeye başlayan sunta mutfak tezgâhlarına bakılmalıdır.
  • Süpürgelik kenarları ve kapı diplerine bakılmalıdır.
  • Duvardaki çatlaklara bakılmalıdır.
  • Su sızdıran bölgelere bakılmalıdır.
Kalorifer Böceği Zararları Nelerdir?
Kalorifer Böceği Zararları Nelerdir?

Kalorifer Böceği Zararları Nelerdir?

Amerikan hamam böceği de denilen kalorifer böceği zararları nelerdir konusu son derece önemlidir. Kalorifer böcekleri üzerinde her türlü mikrobu taşımaktadır. Bu mikropları gezdikleri bölgeye bırakarak sağlık açısından ciddi riskler oluşturmaktadır. Kalorifer böceklerinin zararları şu şekilde sıralanabilir:

  • İshale neden olur.
  • Cüzam, veba ve dizanteri gibi bulaşıcı hastalıklara neden olur.
  • Astım ve alerjiye yol açar.
  • Tifo hastalığına yakalanma riskini artırır.
  • Verem ve pnomoni hastalığına neden olur.
  • Mantar hastalığı riskini artırır.

Kalorifer Böceği İnsanı Isırır Mı?

Çeşitli zararları olan kalorifer böceği insanı ısırır mı? en çok merak edilen sorulardan biridir. Kalorifer böceği ya da hamam böceği insanı sokmaz ya da ısırmaz. Bu konuda korku yaşamanıza hiç gerek yoktur. Ancak üzerinde çeşitli mikropları taşıyan kalorifer böceği ciddi hastalık riski taşır. Bu nedenle dikkat edilmelidir.

Kalorifer Böceği Neyi, Hangi Kokuları Sevmez?

Kalorifer böceklerini evlerden kolay bir şekilde uzaklaştırmak için kalorifer böceği neyi sevmez? bilinmelidir. Kalorifer böceği özellikle nane kokusunu hiç sevmez. Bu nedenle kalorifer böceği gördüğünüz yerlere nane yağı sürerek bu böceklerin kaçmasını sağlayabilirsiniz. Bunun dışında defne yaprağı kokusu da kalorifer böceklerinin sevmediği kokular arasında yer almaktadır. Ayrıca sedir ve okaliptüs kokuları da kalorifer böceklerini uzaklaştıracak kokulardandır.

Kalorifer Böceği Neye Gelmez?

Evleri istila eden kalorifer böcekleri için hemen harekete geçmeniz gerekmektedir. Buna bağlı olarak kalorifer böceği neye gelmez iyi bilinmelidir. En istenmeyen misafirler arasında yer alan kalorifer böcekleri için evin genel hijyen temizliğinin yapılması önemlidir. Kalorifer böceklerini eve çekecek dağınıklık ve kirliliğin olmamasına dikkat edilmelidir. Bunun dışında hijyenik bir ürünle mutfak ve banyonun düzenli olarak temizlenmesi önerilmektedir.

Kalorifer böcekleri defne yaprağının kokusuna gelmez. Bu nedenle kalorifer böceği olan bölgelere defne yapraklarını koyabilirsiniz. Açık bir kabın içine defne yapraklarını doldurun ve evin belirli yerlerine koyun. Portakal ağacının kokusu da kalorifer böceklerinin gelmesini engelleyen kokulardandır. Bunun yanında lavanta yağı, sarımsak, narenciye, biberiye yağı ve kırmızı biber de kalorifer böceklerinin gelmesine engel olur.

Kalorifer Böceği Nasıl Yok Edilir?
Kalorifer Böceği Nasıl Yok Edilir?

Kalorifer Böceği Nasıl Yok Edilir?

Kalorifer böcekleri sağlık açısından tehlike arz etmektedir. Bu nedenle kalorifer böceği nasıl yok edilir öğrenilmesi gerekmektedir. Böcek ilacından daha etkili olan pudra şekeri ve karbonat karışımını kalorifer böceklerini yok etmek için kullanabilirsiniz. Pudra şekeri ve karbonatı bir kapta karıştırarak evin bazı bölümlerine koyabilirsiniz. Kalorifer böceklerinin bu karışımı yediği zaman yok olduğunu göreceksiniz. Kalorifer böceği için ilaçlama da etkili yöntemlerden biridir.

Kalorifer Böceği İlaçlama Nasıl Yapılır?

Kalorifer böceğinden kurtulmak için profesyonel destek almanız gerekebilir. Bu konuda uzman olan bir ekipten ilaçlama desteği alabilirsiniz. Koloni halinde yaşayan ve sürekli artan kalorifer böceklerinden bazen ilaçsız kurtulmak mümkün olmayabilir. Bunun için sıvı ve jel ilaçlama yöntemleri uygulanmaktadır. Sıvı ilaçlama yönteminde, püskürtme yolu ile kalorifer böceklerinin bulunduğu alanlar ilaçlanmaktadır. Jel ilaçlama yönteminde ise gözle görülmesi zor olan kör noktaların ilaçlanması sağlanır.

Kalorifer Böceğini Hangi İlaç Öldürür?

Kalorifer böceklerini öldürmek ve bu böceklerden tamamen kurtulmak için ilaç kullanabilirsiniz. Eğer kalorifer böceğini hangi ilaç öldürür bilmiyorsanız üzülmeyin. Kalorifer böceklerinin ölmesini sağlayacak en etkili kalorifer böceği ilacı şu şekilde sıralanabilir:

  • Zinon Emülsiyon
  • Bayer Maxforce Prime
  • Mayer Maxforce Platin

Kalorifer Böceğinden Nasıl Kurtulurum?

Birçok kişi kalorifer böceğinden nasıl kurtulurum diye araştırma yapmaktadır. Kalorifer böceklerinden ilaçlama yöntemi ile kalıcı olarak kurtulabilirsiniz. Ancak kimyasal yöntemleri tercih etmek istemiyorsanız bitkisel yöntemlerle kalorifer böceklerinden kurtulabilirsiniz. Bunun için sizlere bazı önemli püf noktaları aktaracağız. Bu yöntemler ile kısa sürede bu dertten kurtulabilirsiniz.

Kalorifer Böceği Bitkisel Çözüm Nedir?

Kalorifer böceği bitkisel çözüm nedir öğrendiğiniz zaman bu sorundan kurtulabileceksiniz. Kalorifer böceklerini evden uzaklaştıracak ve sizi bu dertten kurtaracak bazı bitkisel yöntemler şu şekilde sıralanabilir:

Karbonat – Şeker: Bir kaba karbonat ve şekeri ekleyerek karıştırın. Kalorifer böcekleri şekere doğru gelerek bu karışımı yer ve karbonat etkisi ile ölür.

Limon Kabuğu: Kalorifer böceklerinin en sevmediği kokulardan biridir. Limon kabuğunu evinizin bazı bölümlerine koyabilirsiniz.

Çekilmiş Kahve: Çekilmiş kahve ile biraz suyu karıştırın ve hamur kıvamına getirin. Bu karışımı küçük kaplara koyarak kalorifer böceklerinin gezmiş olduğu alanlara bırakın.

Kalorifer Böceğinden Kurtulmanın 12 Yolu

 

Kirpik uzatmak için ne yapılır, hangi yağ kullanılır?

Kirpik uzatmak için güzellik salonlarına gitmek zorunda değilsiniz. Hayalinizi süsleyen gür ve uzun kirpiklere evde yapacağınız bakımlarla sahip olabilirsiniz. Bunun için biraz sabır ve düzenli bakım gerekmektedir. Gözlerinizin ifadesini güçlendirecek olan gür kirpiklere kolaylıkla sahip olmaya ne dersiniz? Evinizden çıkmanıza gerek kalmadan yapabileceğiniz kirpik uzatma yöntemlerine aşağıda değinilmiştir.

Kirpik Uzatmak İçin Evde Ne Yapılır?

Uzun ve etkileyici kirpiklere sahip olmak isteyenler için kirpik uzatmak için evde neler yapabiliriz önemlidir. Kirpikleri uzatmak için günümüzde teknolojik yöntemler geliştirilmiştir. Ancak bunun için hem maddi kayıp hem de zaman kaybı yaşamanıza gerek yok. Öncelikle kirpiklerinize düzenli bakım yapmalısınız. Bununla beraber evde kirpik uzatmak için yapılabilecek diğer adımlar şunlardır:

  • Kirpikler düzenli olarak taranmalıdır. Taramak için eski rimel fırçası kullanılabilir.
  • Her akşam makyajın kirpik köklerine çok değmeden temizlenmesi gerekir.
  • Göz kapakları ile beraber kirpik hatlarına parmak uçları ile masaj yapılmalıdır. Bu sayede o bölgedeki kan akışı hızlandırılabilir.
  • Kirpikler için bakım serumları kullanılmalıdır. Bu serumlar doğal yağlarla evde hazırlanabilir.
  • Kirpiklere organik ürünlerle maske yapılabilir.

Kirpik Uzatma Yolları Nelerdir?

Kirpik uzatmak için evde neler yapılabileceğine değindikten sonra kirpik uzatma yolları hakkında da kısa bir bilgi vermek istedik. Birçok doğal yöntemler ile kirpik köklerinizi besleyerek kirpiklerinizin uzamasını sağlayabilirsiniz. Kirpik uzatmayı hızlandırmak için yapabileceğiniz bazı adımlar şunlardır:

Bir pamuk ile kirpiklerinize her gün jojoba yağı sürebilirsiniz. Kıl köklerini besleyen jojoba yağı, kirpiklerin kısa sürede uzamasını sağlar.

  • Vitamin içeriği ile kirpikleri besleyen tatlı badem yağı kullanabilirsiniz.
  • Kirpikleri besleyen ve saran Hindistan cevizi yağı kullanabilirsiniz.,
  • Kuşburnu yağı kirpikleri nemlendirerek yumuşatır. Ayrıca kırılarak dökülmesini önler. Düzenli olarak kirpiklerinize kuşburnu yağı sürebilirsiniz.
  • Kirpikleri uzatan Hint yağı kullanabilirsiniz.
Kirpik Uzatmak İçin Hangi Yağlar Kullanılır?
Kirpik Uzatmak İçin Hangi Yağlar Kullanılır?

Kirpik Uzatmak İçin Hangi Yağlar Kullanılır?

Kirpik uzatmak için kimyasal ürünlere yüksek ücretler verdiğinizde istediğiniz sonucu alamayabiliyorsunuz. Bu riski göze almak istemeyen ve doğal bakımı seven kişiler kirpik uzatmak için hangi yağlar kullanılır araştırmaktadırlar. Kirpik uzatmak için kullanabileceğiniz etkili yağlar; tatlı badem yağı, argan yağı, Hindistan cevizi yağı, zeytinyağı, sarımsak yağı, yılan yağıdır. Şimdi bu yağları nasıl kullanacağınız konusuna değineceğiz:

Kirpik Uzatmak İçin Tatlı Badem Yağı Nasıl Kullanılır?

Kirpikleri güneşten koruyan tatlı badem yağı, kirpiklerin çevresel toksinlerden etkilenmesine engel olur. Yüksek antioksidan içeren tatlı badem yağının içerisinde A, B, E vitaminleri vardır. Bu vitaminler sayesinde tatlı badem yağı kirpikleri besleyerek uzatmaktadır. Peki, kirpik uzatmak için tatlı badem yağı nasıl kullanılır? Aslında kullanımı son derece kolaydır. Bir pamuk topu badem yağı ile nemlendirilir. Hazırlanan pamuk ile kirpikler silinir ve durulanmadan gece boyu bekletilir. Bu işlem düzenli olarak her gece yatmadan uygulanmalıdır. Etkili sonuç alabilmek için kullanılan tatlı madem yağının doğal içerikli olmasına dikkat edilmelidir.

Kirpikleri Uzatmak İçin Argan Yağı Nasıl Kullanılır?

Fas’ta yetişen bir ağaçtan elde edilen Argan yağı kirpik uzatmada oldukça etkilidir. Kıl köklerini güçlendirme etkisi olan Argan yağı kirpikleri beslemektedir. Ayrıca var olan kirpiklerin de daha güzel ve sağlıklı görünmesini sağlamaktadır. Argan yağını kullanmadan önce hem ellerin hem de kirpiklerin temizlenmesi önerilir.

Daha sonra parmak ucuna birkaç damla kadar Argan yağı damlatılır ve masaj yaparak kirpik ile kirpik köklerine uygulanır. Bu işlem pamukla da yapılabilir. Hızlı bir şekilde kirpiklere nüfuz eden Argan yağı kirpiklerin uzamasını sağlamaktadır. Gün içinde herhangi bir zamanda işlem yapılabilir. Ancak genelde gece yapılması ve sabah yıkanması önerilmektedir.

Kirpik Uzatmak İçin Hindistan Cevizi Yağı Nasıl Kullanılır?

Her türlü güzellik bakımında kullanılan Hindistan cevizi yağını, kirpik uzatmak için Hindistan cevizi yağı nasıl kullanılır öğrendikten sonra kullanabilirsiniz. Hindistan cevizinde bulunan orta zincirli yağ asitlerinin ve antioksidanların etkisi ile kirpikleriniz beslenerek uzamaktadır. Organik Hindistan cevizi yağından pamuk yardımı ile biraz alın ve kirpiklerinize uygulayarak sabaha kadar bekletin. İsteyenler Hindistan cevizi yağını göz makyaj temizleyicisi olarak da kullanabilir.

Kirpikleri Uzatmak İçin Zeytinyağı Nasıl Kullanılır?

Kirpiklerinin daha kalın, daha gür ve daha uzun olmasını isteyenler zeytinyağını kullanabilirler. Doğal olan zeytinyağını bir miktar alın ve cezvede ısıtın. Ortalama bir sıcaklığa geldikten ve ılıdıktan sonra kirpiklerinize uygulayın. Gece boyunca yıkamayın. Bu işlemi haftada en az 3 defa yapabilirsiniz.

Kirpikleri Uzatmak İçin Sarımsak Yağı Nasıl Kullanılır?

Saç çıkaran mucize olarak bilinen sarımsak yağını kirpik uzatmak için de kullanabilirsiniz. Bunun için öncelikle kirpikleri uzatmak için sarımsak yağı nasıl kullanılır öğrenmelisiniz. Aktarlardan ya da online satış sitelerinden alabileceğiniz sarımsak yağından birkaç damla alarak 1 tatlı kaşığı badem yağı ile karıştırın. Daha sonra kirpiklerinize fırça yardımı ile sürebilirsiniz. Bu işlemi günde iki defa (sabah-akşam) uygulayabilirsiniz. Kısa sürede etkisini gösteren sarımsak yağı kirpikleriniz uzarken gürleşecek.

Kirpik Uzatmak İçin Yılan Yağı Nasıl Kullanılır?

Kirpik uzatmada etkili olan yılan yağından rimel fırçasına alın ve kirpiklerinize sürün. Yaklaşık 3 saat bekledikten sonra yıkayabilirsiniz. Burada en temel nokta, yılan yağının gerçek olmasıdır. Yurtdışından gelen yılan yağını güvendiğiniz aktarlardan ya da sitelerden almalısınız.

Kirpik Uzatmak İçin Badem Yağı Mı Hint Yağı Mı?

Hem Hint yağında hem de tatlı badem yağında magnezyum, E vitamini ve kalsiyum bulunmaktadır. Bu nedenle kirpik uzatmak için badem yağı mı Hint yağı mı tereddüt etmeniz normaldir. Her iki yağ da kirpiklerin kalınlaşmasını, uzamasını ve gürleşmesini sağlar. Bu nedenle en yüksek etkiyi elde etmek için iki yağı karıştırarak kullanabilirsiniz.

Kirpik Uzatmak İçin Doğal Yöntemler Neler?
Kirpik Uzatmak İçin Doğal Yöntemler Neler?

Kirpik Uzatmak İçin Doğal Yöntemler Neler?

Kirpik uzatmak için doğal yöntemler tercih etmeniz çok daha doğru olacaktır. Günümüzde kirpik lifting ya da ipek kirpik gibi çeşitli yöntemlerle kirpiklerin uzaması sağlanmaktadır. Ancak belirli bir süre geçtikten sonra bu uygulamaların etkisi gider ve kirpikleriniz eski haline döner. Bunun için evinizde kendi kendinize uygulayabileceğiniz doğal yöntemleri tercih etmelisiniz. İşte evinizde düşük masraf ve zahmetle uygulayabileceğiniz doğal kirpik uzatma yöntemleri:

Kirpik Uzatmak İçin Vazelin Nasıl Kullanılır?

Hemen herkes tarafından kullanılan vazelin en bilindik güzellik ürünüdür. Düzenli kullanımla vazelin sayesinde birkaç hafta içerisinde daha uzun kirpiklere sahip olabilirsiniz. Bunun için parmağınıza bir miktar vazelin alarak eşit miktarda kirpiklerinize uygulayın. Ancak çok fazla uygulama yapmamanız önerilir. Aksi takdirde ağırlaşma yaparak rahatsızlık verir. Bu işlemi her gece uygulayabilirsiniz.

Kirpik Uzatma Aloe Vera Nasıl Kullanılır?

Birçok cilt sorununa iyi gelen Aloe Vera bitkisi, kirpik uzatma konusunda da etkilidir. Taze Aloe vera yaprağının suyunu sıkın ve birkaç damlasını kirpiklerinize uygulayın. Bunu gece boyunca bekleterek sabah kirpiklerinizi yıkayın.

Kirpik Uzatmak İçin E Vitamini Nasıl Kullanılır?

E vitamini kirpik uzatma konusunda oldukça etkilidir. Ancak E vitaminini Hindistan cevizi yağı ve Hint yağı ile karıştırarak kullanmanız önerilmektedir. 1 yemek kaşığı kadar Hint yağını 1 çay kaşığı kadar E vitamini ve 1 tatlı kaşığı kadar Hindistan cevizi yağı ile karıştırın. Bu karışımı bitmiş olan maskaranızın içerisine doldurun ve kirpiklerinize düzenli olarak sürün. Haftada 3 kez bu işlemi uygulayabilirsiniz.

Kirpik Uzatmak İçin En Etkili Yöntem Hangisidir?

Kirpik uzatmak için en etkili yöntem hangisidir sorusunun çeşitli cevapları vardır. Çünkü kirpik uzatmak için birbirinden farklı yöntemler yer almaktadır. Teknolojik yöntemleri tercih eden kişiler olabileceği gibi doğal yöntemlere yönelen kişiler de az değildir. Uzmanlar genelde doğal yöntemleri önermektedir. Yukarıda anlattığımız yağla kirpik uzatma yöntemleri son derece etkilidir. Bu yöntemlerden birini tercih ederek uygulamaya başlayabilirsiniz.

Kirpik Uzatma Serumu Evde Nasıl Yapılır, Uygulanır?
Kirpik Uzatma Serumu Evde Nasıl Yapılır, Uygulanır?

Kirpik Uzatma Serumu Evde Nasıl Yapılır, Uygulanır?

Dökülen ve zamanla canlılığını yitiren kirpikler için kirpik uzatma serumu tavsiye edilmektedir. Bu serum eczanelerde ve internet sitelerinde vardır. Ancak evde kendiniz de doğal malzemeler ile kirpik uzatma serumunu yaparak uygulayabilirsiniz. Kirpik serumu için gerekli olan malzemeler şu şekilde sıralanabilir:

  • Hint yağı
  • Argan yağı
  • Hindistan cevizi yağı
  • Tatlı badem yağı
  • Üzüm çekirdeği yağı

Kirpik Uzatma Serumu Yapılışı: Temiz bir şişe içerisine 2 kaşık kadar Hint yağı, 2 kaşık kadar badem yağı, 6’şar damla Hindistan cevizi yağı, argan yağı ve üzüm çekirdeği yağı ekleyin. Daha sonra şişeyi iyice çalkalayarak serumu hazır hale getirin. Eski bir rimel fırçasıyla her akşam kirpiklerinizi temizledikten sonra serumdan kirpiklerinize sürebilirsiniz. Sabahları kirpiklerde kalan tortuları yıkayabilirsiniz. Düzenli kullanım ile kısa sürede serumun etkisini göreceksiniz.

Şems Arlan Kirpik Uzatma Formülü – Çay ve Kahve

Magnis krem siyah noktalara, egzamaya iyi gelir mi?

İltihaplı sivilcelerden yakınan kişilere en iyi önerilerden biri olan Magnis krem, iltihaplı sivilceleri derinlemesine temizlemektedir. Ergenlik döneminden başlayarak erişkinlik dönemine kadar karşılaşılabilen sivilceleri tedavi eden Magnis kremi doktor önerisi ile kullanmakta fayda vardır. Doktora danışmadan kendi kafanıza göre Magnis kremi kullanmamalısınız.

Magnis Krem Nedir?

Son dönemlerde birçok sayfada Magnis krem nedir sorularının sorulduğunu görüyoruz. Bu nedenle takipçilerimizin merakını gidermek için Magnis kremi en ince ayrıntısına kadar araştırarak tüm gerekli bilgileri sunuyoruz. Magnis krem bir sivilce kremidir. Etken maddesi Nadifloksasin olan Magnis krem, cilt yüzeyindeki bakterilerin çoğalmasını engeller. Ayrıca sivilce oluşumunun da önüne geçmiş olur.

Bir antibiyotik grubunda olan Magnis krem, iltihaplı sivilcelerde iltihabın kurumasına yardımcı olur. Yüzde, alın bölgesinde, genital bölgede, sırtta, erkeklerdeki sakal ve bıyık bölgelerinde, enseye yakın olan kıl köklerinde kullanıldığında bakterilerin üreyerek çoğalmasını önler.

Magnis krem yalnızca eczanelerde satılmaktadır. Birçok farklı krem online satış sitelerinden satın alınabilmektedir. Ancak Magnis kremi sadece eczanelerden satın alabilirsiniz. Magnis kremin doktor tavsiyesi ile kullanılması önerilmektedir. Aksi takdirde istenmeyen yan etkilerle karşılaşabilirsiniz. İlacın içerisindeki etken maddeye karşı alerjisi olan kişilerde Magnis krem olumsuz etki yaratabilir. Ayrıca, bu kremi çatlak, kesik, egzamalı ve tahriş olan ciltlerde asla kullanmamalısınız.

Magnis Krem Ne İşe Yarar?
Magnis Krem Ne İşe Yarar?

Magnis Krem Ne İşe Yarar?

30 gramlık tüplerde beyaz renkli olarak satılan Magnis krem ne işe yarar bilinmesi gereken önemli bir konudur. Magnis krem, inatçı olan ve diğer tedavilere olumlu yanıt vermeyen sivilcelerin tedavisinde etkilidir. Ayrıca kıl kökü iltihaplarında da bu iltihapların kurumasına yardımcı olmaktadır. Magnis kremin bunun dışında sağlamış olduğu faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • İltihap kurutucu özelliğe sahiptir.
  • Yüzeysel derin enfeksiyonlarını tedavi eder.
  • Deride oluşan iltihapları tedavi eder.
  • Genital bölge, yüz ve alın bölgelerindeki bakterileri öldürür.
  • Ciltteki sebum artışını önler.
  • Cilde mat görünüm kazandırır.
  • İçi irin dolu olan kabarcıkları iyileştirir.
  • Akne vulvarisi denilen derideki kırmızı – pembe kabartıları azaltır.

Magnis Krem Nasıl Kullanılır?

Maksimum fayda sağlamak ve sivilce sorunundan kısa sürede kurtulmak için Magnis krem nasıl kullanılır çok iyi bilinmelidir. Kremi normalden az kullanmak hiçbir fayda sağlamaz. Normalden fazla kullanmak ise bazı yan etkilere neden olabilir. Bu yüzden Magnis kremi doktorun önerdiği şekilde kullanmanız çok önemlidir. Magnis krem, doktor tarafından farklı bir şekilde önerilmediği zaman günde iki kez kullanılmalıdır. Akneli ve sivilceli bölge önceden temizlenmelidir.

Temizlenen ciltte sorunlu bölgeye ince bir şekilde sabah ve akşam Magnis krem sürülmelidir. Tedavinin süresi ortalama olarak 8 haftadır. Ancak tedavinin tamamen ne zaman sona ereceğine doktor karar vermektedir. Magnis kremin göz ile temasından kaçınılmalıdır. Göz ile teması halinde gözlerin bol su ile yıkanması önerilmektedir.

Magnis Krem Tüm Yüze Sürülür Mü?

Magnis kremin kullanım alanları yüz ve vücuttur. Magnis kremi yüzünüzdeki sivilce ve enfeksiyon bölgelerine önerilen miktarda gönül rahatlığı ile sürebilirsiniz.

Magnis Krem Sürdükten Sonra Yıkanır Mı?
Magnis Krem Sürdükten Sonra Yıkanır Mı?

Magnis Krem Sürdükten Sonra Yıkanır Mı?

Magnis krem yüzdeki ya da vücuttaki cilt sorunlarının olduğu bölgeye ince bir tabaka halinde sürülmektedir. Kremi kullanmadan önce cildin temizlenerek kurulanması önerilmektedir. Magnis kremi sürdükten sonra kremin yıkanmaması gerekmektedir.

Magnis Krem Ne Kadar Sürede Etki Eder?

Sivilcelerinden bir an önce kurtulmak isteyen kişiler, Magnis krem ne kadar sürede etki eder merak etmektedirler. Magnis kremin tedavi süresi ortalama 8 haftadır. Ancak bu süre kişinin durumuna, sivilcelerin yoğunluğuna ve ne kadar süredir devam ettiğine göre değişmektedir. Doktor tarafından bırakılması gerektiği söylenmeden Magnis kremin bırakılmaması önerilmektedir. Aksi takdirde krem herhangi bir fayda sağlamaz.

Magnis Krem Tüylenme Yapar Mı?

Magnis kremi kullanan kişiler, Magnis kremin tüylenme yapıp yapmadığı konusunda tereddüt yaşamaktadırlar. Ancak Magnis krem tüylenme gibi bir sorun yaratmaz. Hormon bozukluğu olan kişiler Magnis kremi kullandıklarında tüylenmeyi bu kreme bağlayabilirler. Ancak Magnis kremin tüylenme gibi bir yan etkisi yoktur.

Magnis Krem Lekelere İyi Gelir Mi?

Magnis krem lekelere dolaylı şekilde iyi gelmektedir. Ancak Magnis kremin direkt olarak lekeleri geçirdiği söylenemez.

Magnis Krem Sivilce Çıkarır Mı?

Magnis kremin sivilce çıkarma gibi bir yan etkisi yoktur. Magnis krem bir sivilce kremidir. Enfeksiyon ve bakteri nedeniyle oluşan sivilcelerin tedavisinde etkilidir. Ayrıca ergenlik dönemi sivilcelerine de iyi gelmektedir.

Magnis Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Magnis krem egzama kremi değildir. Magnis kremin egzamalı ve tahriş olmuş cilde kullanılması önerilmemektedir. Egzama için doktorunuzdan uygun kremi reçete etmesini isteyebilirsiniz.

Magnis Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Birçok kişinin korkulu rüyalarından biri olan uçuk sorunu ağrılı bir süreçtir. Uçuk için birçok etkili krem bulunmaktadır. Ancak Magnis kremin uçuğa herhangi bir faydası yoktur.

Magnis Krem Siyah Noktalara İyi Gelir Mi?
Magnis Krem Siyah Noktalara İyi Gelir Mi?

Magnis Krem Siyah Noktalara İyi Gelir Mi?

Bir sivilce kremi olan Magnis krem, sivilceye neden olan bakterilerin ve enfeksiyonların iyileşmesine yardımcı olur. Bakterileri tamamen öldürerek sivilce oluşumunu engelleyen Magnis krem siyah noktalara da iyi gelir.

Magnis Krem Yan Etkileri Neler?

Hemen her kremin ya da ilacın hafif/orta/şiddetli yan etkileri bulunmaktadır. İlacın içeriğinde bulunan etken maddelerden birine karşı alerjisi olan kişilerde yan etki riski çok daha yüksektir. Bu nedenle Magnis kremi kullanmadan önce doktorunuza danışmalısınız. Magnis kremin aşağıda sıralanan yan etkilerinden herhangi birini fark ettiğiniz zaman Magnis kremi kullanmayı bırakarak doktorunuza danışınız. Magnis kremin olası yan etkileri şunlardır:

  • Kabarıklık
  • Kaşıntı
  • Derinin tahriş olması
  • Kuruluk
  • Kızarıklık
  • Sıcaklık hissi
  • Derinin renginde açılma

Magnis Krem Fiyat Eczane

Magnis krem yalnızca eczanelerde satılan bir sivilce kremidir. Magnis kremi eczanelerden 46 TL’ye satın alabilirsiniz.

Magnis Krem Kullananların Yorumları Neler?

Magnis krem kullananların yorumları neler olduğu birçok kişiye rehber olmaktadır. Magnis krem yan etkileri çok fazla olmayan bir kremdir. Bunu belirten kullanıcılar, ciddi yan etkiler yaşamadıklarını söylemektedirler. Ayrıca Magnis kremin kısa sürede etkisini gösterdiğini ve sivilce sorununa iyi geldiğini de belirtmektedirler. Magnis kremi düzenli kullanmayan bazı kişiler ise kremin ilk zamanlar fayda ettiğini ancak buna aldanarak kullanmayı bıraktıkları için sivilcelerin yeniden çıktığını söylemişlerdir. Magnis kremden fayda sağlamak için düzenli kullanım çok önemlidir.

Sivilceleri Asla Patlatmayın!

Topuk çatlağına hangi krem iyi gelir? Bitkisel çözüm nedir?

İleri düzeye gelen topuk çatlaklarının üzerinde oluşan dokular doktorlar tarafından özel yöntemlerle alınmaktadır. Topuk çatlağı birçok kişinin önemsemediği bir durumdur. Ancak tedavi edilmediği zaman bacak kaybına kadar ciddi sorunlara yol açan topuk çatlaklarının önemsenmesi ve bir an önce tedavisinin yapılması tavsiye edilmektedir.

Topuk Çatlağı Neden Olur?

Hemen herkeste görülebilen topuk çatlağı neden olur sorusuna çeşitli yanıtlar verilebilmektedir. Hem kadınlarda hem de erkeklerde çok sık görülebilen topuk çatlaklarının temel nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Ayağın yeteri kadar nemlendirilmemesi
  • Çinko, mineral ve vitamin eksiklikleri
  • Yaşlanma
  • Sedef
  • Egzama
  • Ayak mantarı
  • Diyabet
  • Bazı cilt rahatsızlıkları
  • Obezite
  • Yanlış ayakkabı seçimi
  • Yetersiz hijyen
  • Genetik etkenler
  • Kadınlarda menopozdan sonra artan cilt kuruluğu
  • Ter bezlerinin normalden fazla çalışması
  • Çıplak ayakla dolaşma alışkanlığı
  • Tiroid hastalıkları
Topuk Çatlağı Nasıl Geçer?
Topuk Çatlağı Nasıl Geçer?

Topuk Çatlağı Nasıl Geçer?

Topuğunda oluşan çatlaklardan rahatsız olan kişiler için topuk çatlağı nasıl geçer? önemlidir. İlerleyen topuk çatlakları kişiye rahatsızlık verir ve yürümelerine engel olur. Topuk kısmında oluşan bu çatlaklar adım atıldığı zaman ciddi ağrı ve sızı hissi yaşatır. Topuk çatlağı olan kişilerin ılık su içerisine limon suyu eklemleri ve bu suda ayaklarını 15 dakika kadar bekletmeleri önerilmektedir. Daha sonra ponza taşı yardımı ile topuklar fırçalanarak çatlaklar temizlenmelidir.

Limon su karışımı dışında bitkisel yağlar da topuk çatlaklarına iyi gelmektedir. Hindistan cevizi yağı, badem yağı, susam yağı, zeytinyağı gibi doğal yağlarla topuklara masaj yapılmalıdır. Topukları doğal yollarla nemlendiren bu yağlar çatlaklara iyi gelmektedir. Topuk çatlağına iyi gelecek bir diğer yöntem de vazelindir. Topuğunuza süreceğiniz vazelin sayesinde topuk çatlakları yumuşamaktadır. Aloe vera jeli de topuklarınızı yumuşacık yapmaktadır.

Topuk Çatlağına Ne İyi Gelir Evde?
Topuk Çatlağına Ne İyi Gelir Evde?

Topuk Çatlağına Ne İyi Gelir Evde?

Topuk çatlakları birçok kişinin yakındığı cilt sorunlarından biridir. Görüntü olarak bireyleri rahatsız eden bu durum ağrı da yapmaktadır. Bu nedenle topuk çatlağına ne iyi gelir evde bazı yöntemlerle bu cilt sorunundan kurtulabilirsiniz. Topuk çatlağına iyi gelecek bazı bitkisel yöntemler aşağıda aktarılmıştır:

Aspirin – Limon: Doğal maske olarak adlandırılan aspirin – limon maskesi topuk çatlaklarına iyi gelmektedir. 10 tane aspirini ezerek pudra kıvamına getirin ve üzerine limon suyunu ekleyerek karıştırın. Bu karışımı pamuk ile topuk kısmına sürün ve üzerini kapatarak bekletin.

Vazelin – Aspirin: 10 tane aspirin ezilir ve içerisine yeteri kadar vazelin eklenerek karıştırılır. Bu karışım çatlamış olan topuklara sürülerek bekletilir.

Hindistan Cevizi Yağı: Bitkisel özlü yağlardan biri olan Hindistan cevizi yağı topuk çatlağına iyi gelmektedir. Topuklardaki çatlak olan bölgelere Hindistan cevizi yağı ile masaj yapılmalıdır. Kullanılan yağın organik olmasına önem verilmelidir.

Çay Ağacı Yağı: Topuk dikenine iyi gelen yağlardan biri de çay ağacı yağıdır. Doğal çay ağacı yağı ile topuklara masaj yapılmalıdır.

Kantaron Yağı: Her derde deva olarak bilinen kantaron yağı, topuktaki çatlakları yumuşatarak iyileştirmektedir. Doğal kantaron yağını bir miktar alarak topuklarınıza sürün ve hafif masaj yapın.

Karbonat: Etkili bir yöntem olan karbonatı hafif su ile karıştırın ve bu suda ayaklarınızı 15 dakika kadar bekletin.

Domates: Duyduğunuzda şaşıracağız yöntemlerden biridir. Domatesi ortadan ikiye ayırın ve bir yarımının iç tarafını topuklarınıza koyarak bekletin. Bu işlemi 3 gün yapabilirsiniz.

Elma Sirkesi: Bir ılık su içerisine elma sirkesi ekleyerek ayaklarınızı bu suda 15 dakika bekletin. Daha sonra yumuşayan topuklarınızı ponza taşı ile fırçalayın.

Listerine: Ağız gargarası olarak kullanılan Listerine topuk çatlağına iyi gelmektedir. Bir bardak su içerisine 50 ml Listerin ekleyin ve aynı miktarda sirke ekleyerek ayağınızı bu suda bekletin.

Muz Kabuğu: Olgun bir muzun kabuğunun iç kısmı ile topuklarınıza masaj yaparak çatlakların yumuşamasını sağlayabilirsiniz.

Ebegümeci: Klorsuz su içerisine 1 yemek kaşığı kadar ebegümeci ekleyin. Kısık ateşte 5 dakika kaynattıktan sonra ılıtın ve bu karışımda ayaklarınızı 30 dakika bekletin. Bu işlemi haftada 4 kere yapabilirsiniz.

Gliserin: Gliserin ve gül suyunu karıştırarak topuklarınıza sürdüğünüz zaman çatlaklarınız iyileşmektedir.

Topuk Çatlağı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Topukta meydana gelen çatlaklar kişiyi ciddi anlamda rahatsız etmektedir. Görüntü açısından rahatsızlığının yanında ağrı ve acı hissettirmesiyle de önemli olan topuk çatlağı tedavisi nasıl yapılır aktaracağız. Topuk çatlağı tedavisinde çatlağın durumuna göre bazı farklı yöntemler denenmektedir. Son dönemlerde lazerle topuk çatlağı tedavisi oldukça popülerdir. Gelişen teknolojinin en iyi yöntemlerinden olan lazer ile çatlaklarınızdan ve ağrılarınızdan kurtulabilirsiniz.

Lazer aracılığı ile topuğa gönderilen yüksek ışıklar sayesinde çatlaklar yok edilmektedir. Lazerle çatlak tedavisinin herhangi bir yan etkisi yoktur. Hijyen ortamında gerçekleştirilen bu işlemde enfeksiyon riski de yoktur. Hasta en kısa sürede günlük hayatına geri dönmektedir. Çatlak tedavisinde nasırlaşmış alan alınarak ayağa olan baskı azaltılmaktadır. Düzenli bakım ile tedavi sonlandırılmaktadır. Hastaya sürekli nemlendirici kullanması önerilmektedir.

Topuk Çatlağına Hangi Krem İyi Gelir?
Topuk Çatlağına Hangi Krem İyi Gelir?

Topuk Çatlağına Hangi Krem İyi Gelir?

Topuk çatlaklarında kullanılan önemli kremler vardır. Bu kremler sayesinde çatlakların azalarak bitmesi hedeflenmektedir. Bu sorunla uğraşan kişiler için topuk çatlağına hangi krem iyi gelir araştırdık. Doktorlar tarafından en çok önerilen ve kullananların fayda sağladığı kremler aşağıda aktarılmıştır:

Bepanthol Krem

İçeriğinde Provitamin B5 barındıran Bepanthol krem, topuk çatlaklarına iyi gelen ilk kremlerden biridir. Bu krem birçok sorun için kullanıldığı gibi çatlaklar için de rahatlıkla kullanılabilir. Düzenli olarak kullanıldığı zaman çatlakları yumuşatarak ağrıları hafifletmektedir.

Fito Krem

Çok etkili bir krem olan Fito krem doktorlar tarafından topuk çatlakları için önerilmektedir. Eczanelerden satın alabileceğiniz Fito kremi düzenli kullandığınız zaman topuk çatlaklarınızdan kurtulabilirsiniz.

Madecassol Krem

Ciltte oluşan birçok cilt sorununa iyi gelen Madecassol krem topuk çatlağına iyi gelmektedir. Madecassol krem topuk çatlaklarını en kısa sürede yok etmektedir.

Hametan Krem

Birçok cilt sorununa iyi gelen Hametan kremi topuk çatlaklarında da kullanabilirsiniz. Cildin kuruma sorununu gideren Hametan krem çatlakların yumuşayarak yok olmasını sağlamaktadır.

Herbaderm Topuk Çatlağı Kremi

Sertleşen deriyi yumuşatan Herbaderm topuk çatlağı kremi çatlağın onarılmasını sağlar. İnternetten 45 – 60 TL arasında bir fiyata satın alabileceğiniz bu kremi düzenli kullanmaya dikkat etmelisiniz.

Scholl Topuk Çatlağı Giderici Krem

İçeriğinde keratin etkisi bulunan Scholl topuk çatlağı kremi derinin yenilenmesine yardımcı olmaktadır. Çatlayan derinin hızla iyileşmesini sağlayan bu kremi düzenli kullanmalısınız.

Renee Topuk Çatlağı Giderici Jel

Topuklarda oluşan nasır ve çatlağı en kısa sürede temizleyen Renee topuk çatlağı giderici jelden memnun kalacaksınız. Topukta meydana gelen kuru ve zor çatlakları hemen yumuşatarak temizlemektedir.

Lapitak Topuk Çatlak Bakım Kremi

En çok duyulan ve en çok terci edilen topuk çatlağı kremlerinden biridir. Tüm cilt tiplerine uygun olan Lapitak topuk çatlağı bakım kremini düzenli kullanarak çatlaklara veda edebilirsiniz.

Neutrogena Çatlak Topuklar İçin Ayak Kremi

Hasar gören, kurumuş ve nasırlaşmış topukları nemlendiren Neutrogena çatlak topuk bakım kremi son derece etkilidir. İlk kullanımdan itibaren ciddi fark yaratan bu kremle rahatladığınızı hissedeceksiniz.

Topuk Çatlağı Temizleme Nasıl Yapılır?

Topuklarda oluşan çatlakların daha da büyüyerek nasırlaşmasını engellenmek için temizlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle topuk çatlağı temizleme nasıl yapılır öğrenilmelidir. Topuk çatlağı temizleme için bir ılık su içerisine sirkeyi ekleyin ve bu karışımda ayaklarınızı 15 dakika kadar bekletin. Daha sonra ayaklarınızı silin ve topuklarınızı fırçalayın. Bu sayede çatlakların temizlenmesini sağlayarak ilerlemesini durdurabilirsiniz.

Topuk Çatlaklarına Bitkisel Çözüm Nedir?
Topuk Çatlaklarına Bitkisel Çözüm Nedir?

Topuk Çatlaklarına Bitkisel Çözüm Nedir?

Topuk çatlakları için bitkisel çözümleri deneyebilirsiniz. Doğal malzemeler ile evde uygulayacağınız bitkisel çözümler sayesinde çatlaklardan ve ağrılarından kurtulabilirsiniz. Sizlere en çok tercih edilen ve memnun kalınan uzmanların bitkisel çözümlerini sunuyoruz.

İbrahim Saraçoğlu Topuk Çatlağı Kürü

İşinize çok yarayacak olan Saraçoğlu topuk çatlağı kürü için siyah kuru üzüm gerekmektedir. 3 yemek kaşığında çekirdekli siyah kuru üzümü havanda dövün ve bir tülbent ile topuğunuza sarın. Bu işlemi gece yatmadan yapın ve sabaha kadar bekleyin. 3 gün uygulanacak bu kür ile ağrılarınızın hafiflediğini göreceksiniz.

Suna Dumankaya Topuk Çatlağı Kürü

Suna Dumankaya topuk çatlağı bitkisel çözüm için 1 kahve fincanı vazelini 6 tane dövülen aspirin, yarım limon suyu ve 1 çay kaşığı karbonat ile karıştırın. Topuklarınızı törpüledikten sonra yatmadan bu karışımı topuklarınıza sürün. Üzerini streç filmle sarın. Bu yöntem çatlakları yumuşatarak ağrılarınızı azaltacaktır.

Topuk Çatlağı İçin Hangi Doktora Gidilir?

Topuk çatlağı için hastanelerin Dermatoloji yani Cildiye bölümlerinde hizmet veren Cildiye doktorlarına gidilmelidir.

Hindistan cevizi yağı ve kabartma tozu 10 yaş daha genç görünmek için nasıl kullanılır?

Bu yüz temizleyici maskeyi düzenli olarak kullanırsanız yara izi, kızarıklık ve sivilce gibi pek çok cilt sorunundan kurtulabilirsiniz. Aynı zamanda bir cilt eksfoliyatörü olarak çok etkilidir çünkü ölü deri hücrelerini, kalıntıları ve fazla sebumu temizleme özelliğine sahiptir.

Dahası, bu kombinasyon gözeneklerinizi temizleyecektir çünkü, cilde nüfuz edebilir, bu da sivilce ve siyah nokta görünümünün azalmasına ve önlenmesine yardımcı olur. Bu, kabartma tozu ve Hindistan cevizi gibi, çok güçlü malzemeleri birleştiren bir reçetedir. Peki, kabartma tozu ve Hindistan cevizi yağının cilde faydaları nelerdir?

Kabartma Tozunun Cilde Faydaları

İlk şey, kabartma tozu amfoterik bir bileşiktir, bu da cildin pH seviyelerini normal tutabileceği ve böylece akne oluşumunu önleyebileceği anlamına gelir.

  • Akne ve çatlakların temizlenmesine yardımcı olur,
  • Gözenekleri sıkılaştırmaya yardımcı olur,
  • Cilde parlaklık katar,
  • Yağlı cildi matlaştırır,
  • Ölü cilt hücrelerinden kurtulur,
  • Cilt enfeksiyonlarıyla savaşır.

Kabartma tozu yüz maskeleri, özellikle pek zararlı yan etkileri bulunmadığı için akne tedavileri ve kızarıklık önleyici tedaviler arayan kişiler için son yıllarda giderek daha popüler hale geldi .

Hindistan Cevizi Yağının Cilde Faydaları

Hindistan cevizi yağı ise oldukça şaşırtıcı nemlendirici, antibakteriyel ve iyileştirici özellikler içerir. Cildinizin görünümünü iyileştirmek için de oldukça faydalıdır.

  • İyi bir nemlendiricidir,
  • Cildin korunmasına yardımcı olur.
  • Cildi pürüzsüzleştirir.
  • İnce çizgi ve kırışıklıkların görünümünü en aza indirir.
  • Geçici kızarıklığı yatıştırır.
  • Cilt tarafından kolay emilir.
  • Eksfolyantlar için harika bir temeldir.
  • Tahriş olmuş cildi rahatlatır.

Hindistan Cevizi Yağı ve Kabartma Tozu Maskesi Tarifi

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı sızma Hindistan cevizi yağı
  • 1 çay kaşığı karbonat (alüminyum içermediğinden emin olun)

Hazırlanışı:

Tüm malzemeleri küçük bir kapta macun kıvamına gelince kadar karıştırmanız gerekir. Macun kıvamına gelen karışımı hafifçe masaj yaparak yüzünüze uygulayın. Yaklaşık beş dakika etki etmesi için bırakın ve ardından ılık suyla durulayın. Hindistan cevizi yağı cildinize derinlemesine nüfuz edeceği için duruladıktan sonra nemlendirici kullanmanıza gerek yoktur.

Kabartma Tozunun Cilde Faydaları Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

1) Yüzümde her gün karbonat kullanabilir miyim?

Cevap: Hayır, tahrişe neden olabileceğinden günlük cilt bakımında karbonat kullanılması önerilmez. Cildinizde herhangi bir sert reaksiyonu önlemek için dikkatli kullanın.

2) Kabartma tozu kullanmanın cilt için yan etkileri nelerdir?

Cevap: Aşırı kullanılırsa veya yanlış uygulanırsa, karbonat cildiniz üzerinde şu etkilere neden olabilir:

  • Cildinizin aşırı kuruması
  • Göz çevresi ve alında kırışıklık
  • Artan sivilceler ve lekeler
  • Tahriş olmuş ve iltihaplı cilt
  • Deri döküntülerinin kötüleşmesi

3) Kabartma tozuna bir alerjiniz var mı?

Cevap: Evet, bazı insanlar kabartma tozuna karşı kızarıklık, tahriş, yanma ve bazen şişme şeklinde alerjik reaksiyonlar gösterebilir. Bu nedenle, bir kabartma tozu tarifi denemeden önce her zaman kollarınızda bir yama testi yapmanız önerilir.

Dermovate krem vajinal mantara, egzamaya iyi gelir mi?

Doktorlar tarafından çok sık reçete edilen Dermovate krem oldukça etkilidir. Deri ve cilt kaşıntılarına iyi gelen Dermovate krem bir tür egzama kremidir. Sedef ve egzama hastalıklarını kısa sürede tedavi eden Dermovate kremin kullanımına çok dikkat edilmelidir. Dermovate kremi doktorun önerdiği dozda ve şekilde düzenli kullanmak tedavinin kısa sürmesi açısından çok önemlidir.

Dermovate Krem Nedir?

Kısa sürede sorunları tedavi eden Dermovate krem nedir sorusu özellikle yan etkileri olan kremin içeriğini bilmek açısından önemlidir. Çünkü Dermovate krem ne kadar etkili olsa da, yan etkileri olabilen bir kremdir. Bu nedenle Dermovate kremin içerinde bulunan etken maddelerden birine karşı alerjisi olan kişilerin Dermovate kremi kullanmamaları önerilmektedir. Herhangi bir olumsuz durumla karşılaşmamak için Dermovate kremin doktor bilgisi olmadan kullanılmaması gerekmektedir.

Dermovate kremin içeriğinde kolbetazol ve propiyonat bulunmaktadır. Kortizonlu olması nedeni ile etkisi daha fazla olan Dermovate kremin yan etkileri de fazladır. 30 gram ve 50 gram şeklinde tüplerde satılan Dermovate kremi eczanelerden satın alabilirsiniz. Egzama ve sedef hastalığı gibi cilt sorunlarına iyi gelen Dermovate krem, iltihabın da azalmasını sağlamaktadır.

Dermovate Krem Ne İşe Yarar?
Dermovate Krem Ne İşe Yarar?

Dermovate Krem Ne İşe Yarar?

Dermovate krem ciltteki iltihaplı yaraların iyileşmesini sağlayan bir egzama kremidir. Egzama ya da ciğer cilt sorunları nedeniyle ciltte meydana gelen kızarıklık, kaşıntı ve diğer semptomlara da iyi gelen Dermovate krem, ciltteki kırmızı renkli yaralara da iyi gelir. Dermovate kremin sağladığı diğer faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Mor renkteki kaşınan cilt lekelerine iyi gelir.
  • Kırmızı lekeleri tedavi eder.
  • Egzamaya iyi gelir.
  • Otoimmün cilt hastalıklarına iyi gelir.
  • Pullu cilt görünümüne iyi gelir.
  • Sedef hastalığına iyi gelir.

Dermovate Merhem Neye İyi Gelir?

Vücuttaki kızarıklığa, iltihaba, şişliğe ve egzamaya iyi gelen Dermovate krem, alerjik reaksiyonların tedavisinde de kullanılmaktadır. Dermovate krem egzama kremi olsa da mantar hastalıklarına da iyi gelmektedir. Ayrıca deri yüzeyinde oluşan şiddetli kaşıntı Dermovate krem sayesinde azalmaktadır. Sedef hastalığı ve ilerleyen egzama durumlarında da Dermovate krem doktorlar tarafından reçete edilmektedir.

Dermovate Krem Nasıl Kullanılır?
Dermovate Krem Nasıl Kullanılır?

Dermovate Krem Nasıl Kullanılır?

Kullanım alanı çok fazla olan Dermovate krem nasıl kullanılır kesinlikle doktor önerisine göre kullanılmalıdır. Kortizonlu olan Dermovate kremin yan etkileri olduğundan doktorun önerdiği şekilde kullanılması çok önemlidir. Doktor tarafından herhangi bir öneri yapılmadıysa Dermovate kremin prospektüsüne bakılmalıdır. Prospektüse göre, Dermovate krem günde 1-2 defa sorunlu bölgeye ince bir tabaka halinde sürülmelidir. Tedavinin etkili olması için Dermovate kremin 4 hafta kullanılması önerilmektedir.

Dermovate Bebeklerde Kullanılır Mı?

Dermovate krem kortizon içerdiği ve yan etkilere sebep olduğu için bebeklerde kesinlikle kullanılmamalıdır. Bebeklerde görülen cilt sorunları için bebeklere uygun olan krem çocuk doktoruna yazdırılmalıdır.

Dermovate Hamilelikte Kullanılır Mı?

Hamile olanların ya da hamilelik şüphesi taşıyanların Dermovate kremi kesinlikle kullanmamaları önerilmektedir. Kremin içeriğinde bulunan etken maddelerin bebeğe zararı olabilir.

Dermovate Pişik İçin Kullanılır Mı?

Dermovate krem pişik tedavisinde kullanılan bir krem değildir. Pişik tedavisi için Dermovate kremi kesinlikle kullanmayınız.

Dermovate Dudağa Sürülür Mü?

Dermovate krem cilt ve deri kremidir. Bu nedenle Dermovate kremin dudağa sürülmesi önerilmemektedir. Yine de bu konuda doktorunuza danışarak önerisini almalısınız.

Dermovate Göze Sürülür Mü?

Dermovate krem göze sürülmez. Yanlışlıkla göz ile temas ettiğinde mutlaka gözün bol su ile yıkanması önerilir.

Dermovate Merhem Yüze Sürülür Mü?

Dermovate krem yüze sürülebilen bir kremdir. Ancak kremin tüm yüze sürülmemesi önerilmektedir. Yüzünüzde sorun yaşadığınız bölgeye az miktarda Dermovate kremi ince bir tabaka halinde sürmelisiniz.

Dermovate Genital Bölgeye Sürülür Mü?
Dermovate Genital Bölgeye Sürülür Mü?

Dermovate Genital Bölgeye Sürülür Mü?

Dermovate kremle ilgili Dermovate genital bölgeye sürülür mü sorusunun yanıtı çok merak edilmektedir. Dermovate krem genital bölge mantarı için kullanılabilen bir kremdir. Dermovate kremi doktorunuzun önerdiği şekilde genital bölgeye sürebilirsiniz.

Dermovate Merhem Yaraya Sürülür Mü?

Dermovate krem açık yaraya sürülmemelidir. Bunun dışında egzama ya da mantar nedeniyle oluşan yaralar için Dermovate kremi kullanabilirsiniz.

Dermovate Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Dermovate krem vajinada oluşan mantarların tedavi edilmesi için kullanılabilmektedir. Dermovate kremi vajinanın çok içerisine sürmeden mantar bölgesine sürebilirsiniz.

Dermovate Krem Sinek Isırığına Sürülür Mü?

Sinek ısırığı nedeni ile cildinizde kaşıntı ve kızarıklık meydana gelebilir. Bu durumda doktorunuza da danışarak Dermovate kremi sinek ısırığına sürebilirsiniz. Bu sayede kaşıntı ve kızarıklık geçecektir.

Dermovate Basura İyi Gelir Mi?

Dermovate krem basur ya da hemoroid için uygun olmayan bir kremdir. Ayrıca Dermovate krem sivilce olan bölgeye kesinlikle sürülmemelidir.

Dermovate Çıbana İyi Gelir Mi?

İltihabın etkilerini en aza indiren Dermovate krem çıban nedeniyle oluşan iltihaba iyi gelebilir. Ancak Dermovate kremi çıban için kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Dermovate Egzamaya İyi Gelir Mi?

Dermovate krem bir tür egzama kremidir. Kortizonlu içeriği sayesinde ilerlemiş egzama hastalığına da iyi gelmektedir.

Dermovate Merhem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Dermovate krem dudağa sürülmemelidir. Bu nedenle uçuk tedavisinde Dermovate krem kullanılmaz.

Dermovate Vajinal Mantara İyi Gelir Mi?

Dermovate krem vajinada kullanılabilen bir kremdir. Vajina bölgesinde meydana gelen mantara neden olan bakterileri öldürür. Dermovate krem vajinal mantara iyi gelir.

Dermovate Gül Hastalığına İyi Gelir Mi?

Dermovate krem gül hastalığı için kullanılmamaktadır.

Dermovate Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Dermovate krem güneş yanıkları için kullanılmamaktadır. Bunun için doktora giderek uygun merhemi yazdırabilirsiniz.

Dermovate Saç Çıkarır Mı?

Dermovate losyon olarak satılan ürün saç derisinde meydana gelen sedef ve egzama gibi hastalıklarda kullanılmaktadır. Dermovate losyonun direkt olarak saç çıkarma etkisi olmadığı ürünün prospektüsünde belirtilmektedir. Ancak saçlı deride meydana gelen sorunları iyileştirmede etkilidir.

Dermovate Krem Fiyat 2021?

Dermovate kremin güncel 2021 fiyatı 23.17 TL’dir.

Çene kilitlenmesi belirtileri neler, nasıl geçer evde?

Kişinin ağzını kapatırken ya da açarken çene ekleminin sıkışması ile ortaya çıkan çene kilitlenmesi, rahatsız edici bir sorundur. Çene kilitlenmesi durumunda çiğneme kasları, eklemler ve bu eklemlerin çevresinde bulunan tüm yapılar etkilenmektedir. Bu nedenle çene kilitlenmesinin önemsenmesi ve zaman kaybetmeden tedavi edilmesi önerilmektedir.

Çene Kilitlenmesi Nedir?

Birçok kişide görülen çene kilitlenmesi nedir sorusunun yanıtı, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bu durumun tedavisinde oldukça etkilidir. Çene eklem rahatsızlıkları yaşayan kişilerin yüz bölgesinde ağrı meydana gelmektedir. Bununla beraber çenede kilitlenme ya da çene kayması görülmektedir. Çene kilitlenmesi, çenenin istenildiği kadar açılamaması ya da kapanamaması olarak tanımlanmaktadır.

Çene eklemi üç bölümden oluşmaktadır. Bazı kişilerde çene bölümünde bulunan disk, çenenin doğru bir şekilde hareket etmesini ve düzgün bir şekilde çalışmasını engellemektedir. Bu durumda çene kilitlenmesi meydana gelir. Çene kilitlenmesinin tedavisi mümkündür. Bu nedenle çene kilitlenmesi yaşanması durumunda hemen bir doktora gidilmesi ve muayene olarak gerekli tedaviye başlanmalıdır. Aksi takdirde kişinin durumu daha kötüye gidebilir.

Çene Kilitlenmesi Neden Olur?
Çene Kilitlenmesi Neden Olur?

Çene Kilitlenmesi Neden Olur?

Son dönemlerde sık sık karşılaştığımız çene kilitlenmesi birçok farklı nedene bağlı olarak oluşmaktadır. Bazı kişiler bu durumu önemsemeyip kendi kendine geçmesini beklese de, çene kilitlenmesi mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunudur. Çene kilitlenmesine neden olan bazı etmenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Çene kaslarında görülen spazm kısalık durumu
  • Çene eklemi içerisindeki kıkırdak ya da disk dejenerasyonları
  • Çene ekleminde gelişim bozuklukları
  • Çene ekleminde yaralanmalar
  • Çene eklemindeki diğer bozukluklar
  • Ortodontik bozukluklar

Yukarıda sıralanan sebepler, çene kilitlenmesini ortaya çıkaran önemli etkenlerdir. Çene kilitlenmesi birçok kişide görülebilir. Çene kilitlenmesi yaşanmadan önce kişide bazı belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bu belirtiler önceden anlaşılabilir ise hemen tedaviye başlanarak kısa sürede çok yol kat edilerek kilitlenmenin tedavisi yapılabilir. Bu nedenle çene kilitlenmesi belirtilerinin neler olduğunun bilinmesi önemlidir.

Çene Kilitlenmesi Belirtileri Neler?

Çene eklemi rahatsızlıklarından biri olan çene kilitlenmesi belirtileri neler öğrendikten sonra hastalığın anlaşılması daha kolay olmaktadır. Birçok kişi bazı belirtilerin çene kilitlenmesine işaret ettiğini bilmemektedir. Bu durumda tedavi de gecikmektedir. Çene kilitlenmesinin başladığından şüphelendirecek önemli belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Konuşma ya da yemek yeme esnasında çenede tıkırtı
  • Esmene ya da çeneyi geniş bir şekilde açma sırasında çenenin yana hareket etmesi
  • Çene ve yüz bölümünde ağrı
  • Sabah uyanıldığında çenenin çok zor açılması
  • Yemek yeme esnasında kulak bölgesinde ağrı hissi

Çene Kilitlenmesi Nasıl Anlaşılır?

Çene kilitlenmesi belirtilerinden sonra çene kilitlenmesi nasıl anlaşılır konusuna değinmek istiyoruz. Çene kilitlenmesinin en önemli belirtisi ağrıdır. Ağrı nedeni ile kişide konuşma zorluğu da görülebilir. Nefes darlığına bile sebep olabilen çene kilitlenmesinin tam olarak anlaşılabilmesi için doktor tarafından kişinin kontrol edilmesi gerekmektedir. Doktor muayenesinden sonra testlerin ve tetkiklerin sonucuna göre hastaya çene kilitlenmesi teşhisi koyularak tedavisine başlanmaktadır.

Uykuda Çene Kilitlenmesi Neden Olur?

Çene kilitlenmesi bazen uykuda görülmektedir. Bu durum kişiyi oldukça rahatsız etmekte ve uyku kalitesini azaltmaktadır. Uykuda çene kilitlenmesinin en önemli nedenleri arasında stres ilk sırada yer almaktadır. Strese bağlı olarak çene kasları kasıldığı için çenenin kilitlenmesine neden olmaktadır. Bununla beraber diş gıcırdatmada da çene kilitlenmesine neden olan etmenler arasındadır.

Çene Kilitlenmesi Nasıl Geçer?
Çene Kilitlenmesi Nasıl Geçer?

Çene Kilitlenmesi Nasıl Geçer?

Çene kilitlenmesi ve buna bağlı olarak ortaya çıkan semptomlar çeşitli teknikler ile tedavi edilmektedir. Çene kilitlenmesi tedavisinde konservatif tedaviler ön plandadır. Bu tedaviler arasında çene germe egzersizleri, sıcak kompresler ve ilaçlar yer almaktadır. Bu yöntemlerle çene kilitlenmesinin ve ağrısının şiddeti azaltılmaktadır. Bunun dışında çene eklemi mobilize edilmektedir.

Çene kilitlenmesinde bazen çene eklemini koruyucu tedaviler uygulanmaktadır. Oral aletler, ateller ve ağız koruyucuları ile çene ekleminin tedavisi amaçlanır. Çene eklemi içerisine PRP enjeksiyon uygulaması yapılır. Çene kasları için İMS uygulaması yapılırken çene bağları için PRP prolaterapi uygulanmaktadır. Tüm tedaviler her hastada aynı şekilde uygulanmamaktadır. Hastanın durumu, hastalığın şiddeti ve sorunun ne kadar süre devam ettiği de tedavi yöntemini belirlemede etkilidir.

Çene Kilitlenmesi Kaç Günde Geçer?

Çene kilitlenmesinin kaç günde geçeceği ile ilgili net bir şey söylemek doğru olmaz. Çünkü hastanın durumuna, çene kilitlenmesinin şiddetine ve diğer birçok etmene bağlı olarak tedavi süresi değişmektedir. Hastanın durumu doktor tarafından araştırıldıktan ve değerlendirildikten sonra tedavinin süresi yine doktor tarafından söylenmektedir.

Çene Kilitlenmesi Ne İyi Gelir?

Şiddetli ağrı yaşayan kişiler çene kilitlenmesi ne iyi gelir diye araştırmaktadırlar. Çene kilitlenmesi durumunda mutlaka bir doktora gidilmelidir. Ancak doktora gitmeden önce evde ağrınızı hafifletecek bazı yöntemler uygulanabilir. Bu aşamada ilk olarak masa önerilmektedir. Masaj ile çene kaslarının yumuşaması sağlanmaktadır. Masajdan sonra sıcak kompresler ve buz paketleri de çene kilitlenmesine iyi gelmektedir. Çene kaslarını gevşeten bu yöntemler yangının ve ağrının azalmasına da yardımcı olur.

Çene Kilitlenmesi Egzersizleri Nasıl Yapılır?

Çene kilitlenmesi egzersizleri ile çene kilitlenmesine bağlı olan ağrı azaltılarak kilitlenmenin iyileşmesi sağlanmaktadır. Doktorun önerisi ile başlanacak egzersizlerin düzenli olarak yapılması önerilmektedir. Egzersiz için ayna karşısında dik bir pozisyon alınarak ağzınızı açabildiğiniz kadar açmalısınız. Bu esnada çenenin sağa ya da sola kaymasına izin verilmemelidir. Bu hareket 10 defa yapılmalıdır.

Bir diğer egzersizde, ağız hafif derece açılır ve alt dişler üst dişlerin önüne gelecek şekilde çenenin ileriye doğru kaydırılması sağlanır. Bu hareket çenenin sağa ve sola hareket ettirilmesi şeklinde devam etmelidir. Her hareket 10 kere tekrar edilmelidir. Son egzersizde ise dişlerin arasına dil basacağı denilen abeslangı alınır ve dik bir pozisyonda yerleştirilir. Dil basacağı düşürülmeden alt çene ileri-geri ve sağa-sola kaydırılmalıdır.

Çene Kilitlenmesi İlk Yardım Nasıl Yapılır?
Çene Kilitlenmesi İlk Yardım Nasıl Yapılır?

Çene Kilitlenmesi İlk Yardım Nasıl Yapılır?

Çene kilitlenmesinin nedenleri değişmekle beraber, çene kaslarının istemsiz şekilde kasılması ile ortaya çıkmaktadır. Böyle bir durumda ilk yardım gerektiren bir sorun yaşandığı zaman hastaneye gitmeden yapılacak müdahaleler hayat kurtarıcı olmaktadır. İlk yardıma başlamadan önce mutlaka ambulans aranmalı ve hastanın durumu hakkında bilgi verilerek direktifler uygulanmalıdır.

Çene kilitlenmesinde hasta ilk olarak yan yatırılmalıdır. Dilini ısırabileceği için kan akması durumunda boğulması önlemiş olur. Hastaya katı ya da sıvı hiçbir şey verilmemelidir. Hastanın ağzına el sokulmamalıdır. Bu durumda hasta eli ısırabilir. Çünkü hastanın çene kaslarını kontrol etmesi mümkün değildir. Bunun yerine hastanın ağzı tahta bir kaşığın arkası ile açılmaya çalışılmalıdır. Hasa dilini ısırarak koparmış ise mutlaka dilin parçası soğuk bir yerde muhafaza edilmelidir.

Çene Kilitlenmesi Tedavisi ve Ameliyatı

Çene kilitlenmesi tedavisi hakkında yukarıda detaylı bilgiler vermiştik. Çene kilitlenmesi tedavisinde ilk olarak hastaya egzersizler yaptırılarak çene kaslarının gevşemesi sağlanmaktadır. Bununla beraber atel, buz ve sıcak kompres gibi yöntemler de uygulanmaktadır. Bu yöntemler fayda sağladığı için çene kilitlenmesinde genelde ameliyat yöntemi uygulanmamaktadır.

Çene Kilitlenmesi Nasıl Geçer Evde?

Çene kilitlenmesine bağlı ağrıları hafifletmek için çenenize sıcak masaj uygulaması yapabilirsiniz. Sıcak bir havlu arasına sıcak su torbası koyarak çenenizin ağrıyan bölümlerine koyabilirsiniz. Sonrasında çenenize masaj yaparak kasların yumuşamasına yardımcı olabilirsiniz. Bununla beraber buz torbası ile soğuk kompres de önerilmektedir. Doktora gitmeden önce bu uygulamalar ile ağrınızı hafifletebilirsiniz. Ancak zaman kaybetmeden doktora gitmeniz önerilmektedir.

Çene Kilitlenmesi Bitkisel Tedavisi

Çene kilitlenmesi bitkisel tedavi ile geçebilecek bir hastalık değildir. Çene kaslarının sertleşmesi ve yer değiştirmesi durumunda ortaya çıkan çene kilitlenmesi mutlaka bir doktor gözetiminde tedavi edilmelidir.

Çene Kilitlenmesine Hangi Bölüm-Doktor Bakar?

Çene kilitlenmesi hastalığına Eklem Uzmanı Diş Hekimleri Bakmaktadır.

Aşırı gaz neden olur, nasıl önlenir? Sürekli gaz çıkarmak neyin belirtisidir?

Gürültülü veya sessiz, kokulu veya kokusuz olsun, herkes gaz çıkarır. Doktorlar, ortalama bir insanın günde 5 ila 15 kez gaz çıkardığını söylüyorlar. Gaz çıkarma, bağırsağınızdaki bakterilerin aktivitesini yansıtan normal bir sindirim faaliyetidir. Fasulye veya çiğ sebzeler gibi sindirimi daha zor olan bazı yiyecekleri yediğinizde daha fazla osurduğunuzu da fark edebilirsiniz.

Her gün gaz çıkarmak normaldir, her zaman gaz normal değildir. Ayrıca şişkinlik olarak da adlandırılan aşırı gaz çıkarma, kendinizi rahatsız hissetmenize neden olabilir. Aynı zamanda bir sağlık sorununun işareti olabilir. Günde 20 defadan fazla gaz çıkarırsanız aşırı şişkinlik hissedersiniz.

Çoğu durumda, aşırı gaz çıkarma, diyetiniz ve yaşam tarzınızdaki değişikliklerle kontrol edilebilir. Ancak bazı durumlarda tıbbi yardım istemek gerekir. Aşırı gaz çıkarma hakkında ne yapmalısınız? İşte bilmeniz gerekenler:

Bir Kişinin Normalden Daha Fazla Gaz Çıkarmasına Ne Sebep Olur?

Yemek yerken su içerken hatta kendi tükürüğünüzü yutarken bile biraz hava da yutarsınız. Bu hava sindirim sisteminizde birikir. Yiyecekleri sindirdiğinizde daha fazla gaz birikir. Vücudunuz bu gazdan yellenerek veya geğirerek kurtulmaya çalışır.

Kokulu Gaz Çıkarma Nedenleri Neler?

Bunların hepsi normaldir. Gaz çıkarma sesli veya sessiz, kokulu veya kokusuz olabilir. Kokulu gaz çıkarma nedenleri şunlardır:

  • Yüksek lifli yiyecekler yemek,
  • Gıda intoleransına sahip olmak,
  • Antibiyotik gibi bazı ilaçları almak,
  • Kabız olmak,
  • Sindirim sisteminizde bakteri birikmesi.

Çok nadiren kötü kokulu gaz çıkarmaya kolon kanseri de neden olur.

Fazla Gaz Çıkarma Nedenleri Neler?

Bir kişinin normalden daha fazla gaz çıkarmasına ne sebep olur? İşte bazı yaygın nedenler:

1- Sindirimi zor yiyecekler:

Bazı yiyecekleri vücudunuzun sindirmesi diğerlerinden daha zordur. Bu yiyecekler genellikle yüksek miktarda lif veya vücudun işlemesi zor olan belirli şeker türlerini içerir. Bazı insanlar bazı yiyeceklerden diğerlerinden daha fazla etkilenebilirler. Genellikle aşırı gaza neden olan bazı yiyecekler şunlardır:

  • Fasulye
  • Mercimek
  • Lahana
  • Brokoli
  • Karnıbahar
  • Kara lahana
  • Brüksel lahanası
  • Kepek
  • Süt veya peynir gibi laktoz içeren süt ürünleri
  • Fruktoz, bazı meyvelerde bulunur ve genellikle alkolsüz içecekler ve şekerlemelerde tatlandırıcı olarak kullanılır.
  • Şekerlerde ve yapay tatlandırıcılarda bulunan bir şeker ikamesi olan sorbitol
  • Soda ve kola gibi gazlı içecekler
  • Buğday

2- Sindirim sistemi rahatsızlıkları:

Sürekli gaz çıkarma neyin belirtisidir sorusunun yanıtı aşağıdaki sindirim sistemi rahatsızlıkları olabilir. Aşırı gaz çıkarmaya neden olan bazı sindirim bozuklukları şunladır:

  • Otoimmün pankreatit
  • Çölyak hastalığı
  • Crohn hastalığı
  • Diyabet
  • Damping sendromu
  • Yeme bozuklukları
  • Gastroözofageal reflü hastalığı
  • Gastroparezi
  • Enflamatuar bağırsak hastalığı
  • Huzursuz bağırsak sendromu
  • Laktoz intoleransı
  • Ülser ve ülseratif kolit

Bu sindirim bozuklukları, normal sindirime müdahale ederek sindirim sisteminize baskı uygular ve genellikle aşırı gaz çıkarmaya neden olur.

3- Stres:

Bazı insanlar stresli olduklarında aşırı osurmayı içeren irritabl bağırsak sendromu semptomları yaşarlar. Bazı insanlar, sigara içtiklerinde, sakız çiğnediklerinde, tatlı yediklerinde veya alkol aldıklarında aşırı gaz çıkarabilirler.

4- Kabızlık:

Yiyecek atığı kolonunuzda ne kadar çok zaman harcarsa, fermente olması için o kadar çok zaman gerekir. Bu genellikle çok sık ve kötü kokulu gaz çıkarmaya yol açar.

5- Sindirim sisteminizdeki bakteri miktarında veya türünde değişiklikler

Antibiyotikler veya bakterili yiyecekleri tüketmek sindirim sisteminize zarar vererek aşırı gaz çıkarmanıza neden olabilir.

Aşırı Gaz Çıkarmayı Önlemek İçin Neler Yapılabilir?

Aşırı gaz çıkarmanın nedeni ne olursa olsun, onu kontrol altına almaya çalışmak için yapabileceğiniz bazı şeyler var. Bazı iyi stratejiler şunları içerir:

Genellikle gaz çıkarmanıza neden olduğunu bildiğiniz gıdalardan kaçının:

Bir yemek günlüğü tutmanız ve hangi yiyeceklerin size en az ve en fazla miktarda gaza neden olduğunu not etmeniz yararlı olabilir. Size en az miktarda gaza neden olan yiyecekleri yemeye devam edin.

Gün boyunca daha sık ve daha küçük öğünler yemeyi deneyin:

Bu, sindirim sisteminizdeki stres miktarını azaltır ve umarız yaşadığınız gaz miktarının düşmesine yol açar.

Daha yavaş yiyin ve için:

Hızlı yemek ve içmek, yuttuğunuz hava miktarını artırır. Daha yavaş yemek ve içmek bunu azaltabilir.

Sindirim sisteminizde gaz birikmesini önlemek için düzenli olarak egzersiz yapın:

Sağlıklı yetişkinler günde en az 30 dakika orta derecede fiziksel aktivite yapmalıdır.

Daha az yağlı yiyecekler yiyin:

Yağlı yiyecekler sindirimi yavaşlatır ve sindirim sisteminizdeki yiyeceklerin fermente edilme zamanını uzamasına neden olur.  Bu da aşırı gaz oluşmasına yol açar.

Reçetesiz satılan bir gaz ilacı deneyin.

Simetikon içeren ilaçlar, sindirim sistemindeki gaz kabarcıklarını parçalamak için üretilmiştir. Bu ilaçlar vücudun fasulyeyi ve diğer yüksek lifli yiyecekleri sindirimi sırasında üretilen gaz miktarını azaltmak içindir.

Sigarayı ve sakızı bırakın.

Bu, sindirim sisteminizde biriken fazla havayı yutmanıza neden olabilir.

Soda ve kola gibi gazlı içeceklerden kaçının.

Bu, sindirim sisteminizde gaz kabarcıklarının oluşmasına neden olabilir.

Ne Zaman Doktora Görünmelisiniz?

Osurmak normal olmakla birlikte aşırı gaz çıkarmak normal değildir. Aşırı osurmak ünlük aktivitelerinizin tadını çıkarmanıza engel olabilir.

İyi haber şu ki, çoğu durumda aşırı gaz çıkarmanın kontrol altına alınması kolaydır. Tek yapmanız gereken diyet ve yaşam tarzınızda birkaç değişiklik yapmak.

Aşırı osurmanın evde ilaçlarla kolayca yönetilemediği durumlarda, doktorunuza görünmelisiniz. Özellikle aşırı şişkinliğinize aşağıdakiler eşlik ediyorsa doktorunuza göründüğünüzden emin olun:

  • Kronik karın ağrısı ve şişkinlik
  • Tekrarlayan ishal veya kabızlık
  • Açıklanamayan kilo kaybı
  • Bağırsak inkontinansı
  • Dışkıda kan görülmesi
  • Yüksek vücut ısısı, kusma, titreme ve eklemlerinizde veya kaslarınızda ağrı gibi enfeksiyon belirtileri.

İlginizi Çekebilir:

Ciltte kuruluk neden oluşur, nasıl geçer? Saraçoğlu tedavisi

Ciltte kuruluğun en çok görüldüğü mevsim olan kışa çok az zaman kaldı. Soğuk hava, rüzgar ve sıcak duşun zararlı etkisi bir araya geldiğinde ciltteki nem oranı bir hayli azalır ve ciltte kuruluk sonucunda pullanmalar meydana gelir. Ciltte meydana gelen kuruluk, pullanmalar ve dökülmeler ile ilgili tüm merak edilenler için yazımızı okumaya devam edin.

Ciltte Kuruluk Nedenleri

Ciltte kuruluk nedenleri oldukça çeşitlidir. Havanın sıcaklığı ve nem durumu ciltteki kuruluğun oluşmasının önemli nedenlerinden biridir. Kış aylarında ciltteki nem en az seviyeye düşer ve cilt kurur.

Isınma için kullanılan kalorifer, soba, şömine gibi araçlar ortamdaki nemi azaltır ve ciltte kuruluğun oluşmasına neden olur. Sıcak duşlar, sert sabunlar, yeterli sıvı alınmaması da ciltteki nemin azaltarak cilt kuruluğuna sebebiyet verir. Sedef hastalığı gibi cilt problemleri sonucunda da ciltte kuruluk oluşabilir. İlaçların yan etkisi de bir başka nedendir.

Çalışmayan tiroit bezleri metabolizmayı etkiler. Ciltte kuruluk metabolizmadan etkisiyle ortaya çıkabilir. Düşük yağ içeren diyetlerde vücut kendisi için yararlı yağlardan mahrum kalabilir. Esansiyel yağ asitleri bunlardan biridir ve cildin nemli kalmasını sağlar. Bu yağ vücuda alınmadığında ciltte kuruluk meydana gelebilir. Pullanma, kaşıntı ile sonuçlanabilir. Yaş ilerledikçe cilt incelmeye ve kurumaya başlar.

Ciltte Kuruluk Belirtileri Neler?

Ciltte Kuruluk Belirtileri Neler?

Ciltte kuruluk belirtileri yaş, sağlık durumu, yaşanan yer, dışarıda geçirilen zaman ve sorunun kaynağına bağlıdır.  Görünen belirtileri şunlardır:

  • Duştan sonra ciltte oluşan gerginlik hissi
  • Sert görünen cilt
  • Kaşıntı
  • Ciltte pullanma ve soyulma
  • Ciltte çizgiler ve çatlaklar
  • Ciltte kırmızılık
  • Enfeksiyonlar

Cilt Kuruluğu Geçer Mi?

Ciltteki kuruluk geçer mi diye sorulduğunda bunun cevabı evettir. Bunun için kendi hazırladığınız doğal nemlendirici karışımları kullanabilirsiniz.

Cildiniz nem dengesini kaybettiği takdirde dengeyi sağlamak için yağ üretir ancak kullanılan sabunlar bu doğal yağın oluşumunu engelleyebilir. Böyle durumlarda bakım yağları kullanmanız tavsiye edilir. Avokado yağı, Hindistan cevizi yağı ve lavanta yağını tercih edebilirsiniz.

Ciltteki Kuruluk ve Pullanmaya Ne İyi Gelir?

Ciltteki kuruluktan ve pullanmadan kurtulmak istiyorsanız bazı basit önlemler alabilirsiniz.

Banyo alışkanlıklarınızı değiştirin: Ilık su ile duş almayı tercih edin. Duş süresini on dakika ile sınırlı tutun. Cildinizi nazik bir havlu ile kurulayın. Duştan sonra nemlendirici kullanmaya önem gösterin.

Losyanlar yerine krem tercih edin: Kremler losyonlara nazaran daha az tahriş edicidir.

Dudak balmı kullanın: Ciltteki kuruluktan en çok etkilenen bölgelerden biri dudaklardır. Dudaklarda çatlak ve kanama olmasını önlemek için düzenli olarak dudak balmı kullanın.

Tahriş edici olmayan kıyafetler ve çamaşır deterjanları tercih edin: Kıyafet tercihlerinizi yumuşak kumaşa sahip olanlardan yana kullanın. Çamaşır deterjanını alırken de hipoalerjenik etiketi bulunanları almaya özen gösterin.

Isı kaynağına yakın mesafede bulunmayın: Isı kaynakları çevresindeki havayı kurutur. Yakın oturduğunuz takdirde cildinizi de kurutabilir.

Kuru Cilt ve Sivilce

Kuru cildin devamlı kazıyarak temizlenmeye çalışılması ciltteki yağ dengesini bozar ve sivilce artışına neden olur. Bunun yanında mevsim değişiminde cilde uygun bakım yapılmazsa kuruyan cilt sivilce üretebilir. Asitli ve kafeinli içecekler cildi kurutarak sivilce oluşumuna ortam hazırlayabilir. Kuru ciltte sivilce çıkmaması için alabileceğiniz önlemler var.

  • Sert olmayan temizleyicilerle yüzünüzü düzenli olarak temizleyin.
  • Kullandığınız kozmetik ürünlerin yağ salgısını tetikleyici olmamasına özen gösterin.
  • Çok sıcak su ile duş almayın.
  • Bol bol su tüketin.
  • Düzenli olarak cildinizi nemlendirin.

Cilt Kuruluğu Bitkisel Tedavi

Cilt kuruluğu bitkisel tedavi yöntemleri ile cildinizi nemlendirerek ciltte kuruluğu giderebilirsiniz.

Cilt Kuruluğu Aloe Vera: Aloe vera doğal bir nemlendiricidir. Ciltte kuruluğu kimyasal ürünler kullanmadan gidermek istiyorsanız en büyük yardımcılarınızdan biri aloe vera olacak. Aloe vera maskesi için dört yemek kaşığı aloe vera jeli, iki yemek kaşığı yoğurt ve altı kaşık salatalık suyu gerekli. Malzemeler bir kâsede iyice sonra karıştırdıktan sonra kuruluktan şikayet ettiğiniz bölgeye karışımı sürün. Yirmi dakika kadar bekletin ve ılık su ile durulayın.

Cilt Kuruluğu Zeytinyağı: Zeytinyağı cilt kuruluğu için cildi nemlendirir, içindeki E vitamini sayesinde cildi besler. Zeytinyağını günde iki üç kere kullanabilirsiniz. Parmaklarınızı zeytinyağına batırıp dairesel hareketler eşliğinde cildinizi masaj yaparak uygulayabilirsiniz. Ciltte kuruluk kalmayıncaya değin bu işleme devam edebilirsiniz.

Cilt Kuruluğu Avokado: Avokado içinde A ve E vitaminleri bulundurur. Bu vitaminler cildin onarılmasını sağlar. Avokado ile bir maske hazırlamak için iki adet avokado ile bir tatlı kaşığı bal gerekli. Püre haline getirdiğiniz avokadoların içine balı ilave edin. Kuruluk problemi yaşadığınız bölgeye sürün ve yarım saat bekleyin. Ilık su ile durulayabilirsiniz. Bu maskeyi haftada iki ila üç kez uygulayabilirsiniz.

Bebeklerde Cilt Kuruluğu

Bebeklerde cilt kuruluğu son derece normaldir çünkü dolaşım sistemi yeni doğanlarda henüz gelişmemiştir. İlerleyen aşamalarda da cilt kuruluğu bebeklerde ciltleri oldukça hassas olduğu için görülebilir. Anne ve baba cilt kuruluğunun nedenini iyi araştırmalı ve gerektiğinde bir hekime danışmalıdır. Bebeklerde cilt kuruluğunun nedenleri şunlar olabilir:

  • Genetik faktörler
  • Bebeğin cildini tahriş edecek kozmetik ürünlerin cildine temas etmesi
  • Çamaşırları yıkanırken alerjik bir deterjan tercih ediliyor olunması
  • Hormonlar
  • Bağışıklık sisteminin zayıf olması

Bebeklerde cilt kuruluğunu gidermek için düzenli olarak vücudunun nemlendirilmesi gerekir. Bunun için doğal yağlar kullanabilirsiniz. Shea yağı bebeğinizin cildini nemlendirirken niacinamide kaşıntı hissini yatıştırır ve rahatlatır. Bebekler için tercih ettiğiniz kıyafetler pamuklu ve kullandığınız ürünler parfümsüz, dermatolog onaylı olmalıdır.

Cilt Kuruluğu Gideren Besinler Neler?
Cilt Kuruluğu Gideren Besinler Neler?

Cilt Kuruluğu Gideren Besinler Neler?

Cilt kuruluğu beslenme düzeni ile ilişkilidir. Bu nedenle tüketeceğiniz bazı besinler ciltte kuruluğu giderecektir. Öncelikle günlük diyetinizde bol bol su bulunmalıdır. Su cildinizin nemli olmasını sağlayacak ve kurumasının önüne geçecektir.

Cilt altındaki yağ tabakası cildin yumuşak ve nemli olmasını sağlar. Yağlı balıklar da bu yağ tabakasını koruyarak ciltte kuruluğun önüne geçer. Cevizin içerdiği esansiyel yağ asitlerini vücut kendi üretemez. Ayrıca ceviz E ve C vitamini içerir. Bu nedenle günde beş altı tane ceviz yemek ciltteki hasarın tamir olmasını sağlar ve cilt sağlığını destekler.

Ciltte kuruluk için tüketebileceğiniz diğer besinler ise şunlardır:

  • Brokoli
  • Soya
  • Yeşil Çay
  • Hindistan cevizi
  • Avokado
  • Zeytinyağı
  • Havuç

Cilt Kuruluğu Çatlak Yapar Mı?

Cilt kuruluğu çatlak yapar mı merak edilmektedir. Cilt kuruluğu arttıkça ciltte pul pul dökülmeler, ince çizgiler, pürüzlenme, yarıklar ve çatlaklar oluşabilir. Hatta çatlamış cildin en yaygın nedenlerinden birisi kuru cilttir.

Kuru Cilt Egzama

Kuru cilt ile egzama sıklıkla karıştırılmakta.  Egzama tıpkı cilt kurulu gibi kendini kızarlık, kuruluk ve kaşıntı gibi belirtilerle ortaya çıkar. Pullanma, yanma hissi, iltihaplanma diğer belirtileridir. Cilt kuruluğu genellikle çevresel nedenlerle yaşanırken egzamanın genetik bir hastalık olduğu düşünülmektedir.

Egzamanın kesin bir tedavisi henüz bulunmuyor ancak etkilerini minimum düzeye indirmek için bazı önlemler alınabilir. Egzamayı tetikleyecek olan deterjan, parfüm, saç boyalarından uzak durulmalıdır. Güneşe uzun süre maruz kalınmaması önerilir. Bazı metaller de tetikleyebilir, bu metalleri tespit ettikten sonra daha az temas edilmeye özen gösterilmelidir.

Cilt Kuruluğunu Giderici Maske

Cilt kuruluğunu giderici maske kozmetik ürünler arasından da tercih edilebilir, evdeki ürünlerle doğal olarak da hazırlanabilir. Kozmetik ürünler arasından nemlendirici yüz maskelerini tercih etmelisiniz. Evde kendiniz bir maske hazırlamak isterseniz doğal nemlendirici özelliği olan avokado, aleo vera, bal gibi ürünleri tercih edebilirsiniz. Doğal yağlar da bu aşamada yardımcınız olacaktır. Evde kendinizin hazırlayabileceği bir maske örneği yazımızın devamında.

İki yemek kaşığı aloe vera jeli, yarım avokado, bir yemek kaşığı bal ve bir tatlı kaşığı hindistan cevizi yağını bir kâsede iyice harmanlanana kadar karıştırın. Neme gereksinim duyan bölgeye uygulayın ve on dakika bekleyin. On dakikanın sonunda yüzünüzü yıkayabilirsiniz.

Cilt Kuruluğu Hangi Vitamin Eksikliğinden Olur?
Cilt Kuruluğu Hangi Vitamin Eksikliğinden Olur?

Cilt Kuruluğu Hangi Vitamin Eksikliğinden Olur?

Cilt kuruluğu hangi vitamin eksikliğinden olur diye bilmek bu sorunu çözebilmek için önemlidir. Ciltte kuruluk A vitamini eksikliğinden dolayı ortaya çıkabilir. Cildin pul pul dökülmesi yeteri kadar A vitamini almadığınızın işaretidir. Aynı şekilde cilt kuruluğunun oluşmasına D vitamini eksikliği de neden olabiliyor. Vitaminlerin yanında omega-3 takviyesi de cilt kuruluğu sorununda kullanılması öneriliyor.

Cilt Kuruluğu için Krem Eczane

Cilt kuruluğu için eczanede tercih edebileceğiniz birçok krem bulunmaktadır. Bunlar nemlendirici kremler, bakım kremleri ve yatıştırıcı kremler olabilir. Cilt kuruluğu için tavsiye edilen bazı kremler şunlardır:

  • Bepanthol Sensiderm
  • Bioderma Atoderm Nutrition Cream
  • Derma E Ultra Hydrating Alkaline Gel Booster
  • Avene XeaCalm AD Soothing Concentrate
  • SVR Topialyse Barriere Cream
  • Topicream DR Emollient Balm
  • Jowea Moisturizing Rich Cream

Cilt Kuruluğuna Bitkisel Çözüm İbrahim Saraçoğlu

Cilt kuruluğu için İbrahim Saraçoğlu bitkisel çözüm bulunmaktadır. Kaynamış suyun içine bir tutam lavanta ilave edin. On beş dakika boyunca kaynamalıdır. Bu hazırlanan kür akşam yemeklerinden sonra on beş gün boyunca tüketilmelidir.

Diğer bir kür ise bir su bardağı kaynayan suya yulaf samanından bir tutam atın ve on dakika boyunca kaynatın. Ilık bir hala geldiğinde kuru bölgelere bastırmadan sürün. Kürü sürdüğünüz bölgeleri yarım saat boyunca yıkamayın.

Cilt Kuruluğu Suna Dumankaya Bitkisel Tedavi

Bir avokadoyu bir kâsede püre haline getirin. İçine bir tatlı kaşığı bal ilave edin. İki üç damla limon suyunu da ekledikten sonra karıştırın. Oluşan karışımı cilde uygularken masaj yapmayı unutmayın. Bu maske ile pul pul, aşırı kuru olan cildiniz nemlenecek ve kendisini onaracaktır.

Eklem ağrılarına ne iyi gelir İbrahim Saraçoğlu

Eklem ağrıları her yaşta görülmekle birlikte yaş ilerledikçe daha sık karşılaştığımız bir sağlık problemi. Fazla kilodan kazalara, spor aktivitelerinden çeşitli hastalıklara pek çok nedenden dolayı eklem ağrıları meydana gelebilir. Eklem ağrılarının nedenlerini ve tedavi için çeşitli yollarını daha yakından tanıyalım.

Eklem Ağrıları Neden Olur?

Eklem ağrıları neden olur sorusuna verilen yanıtlar genellikle çeşitli kemik hastalıklarıdır. Bununla birlikte fazla kilo, çeşitli spor aktiviteleri, meydana gelen kazalar, iltihaplı hastalıklar neden olabilir. İleri yaşlarda kıkırdağın gücünü kaybetmesi ve eklem sıvısının bitmesi sonucunda da eklem ağrıları yaşanabilir. Eklem ağrılarının hangi hastalıktan kaynaklandığı belirlendikten ve tedavi edildikten sonra büyük oranda ortadan kaldırılabilir.

En yaygın nedenlerden biri osteoartrit (kireçlenme) kaynaklı eklemler arasındaki bağ dokunun zedelenmesidir. Bu zedelenme tedavi edilmezse hareket kabiliyetinde kalıcı kayıplara neden olabilir. Kesecik iltihabı eklemlerin hareket etmesini kolaylaştıran keseciklerin iltihaplanmasıdır. Bu hastalık nedeniyle şiddetli eklem ağrıları meydana gelebiliyor.

Eklem ağrısına neden olabilecek diğer hastalıklar ise şunlardır:

  • Kemik kanseri
  • Kemikte oluşan kırık ya da çıkık
  • Eklemde meydana gelen iltihaplanmalar
  • Yumuşak doku romatizmaları
  • Gut
  • Hipotiroidi
  • Raşitizm
  • Lösemi
  • Burkulmalar
  • Romatizma

Eklem Ağrısı Belirtileri Neler?

Eklem ağrıları belirtileri neler merak edilmektedir. Eklem ağrıları oldukça hafif seyredebilir ancak günlük hayatı etkileyecek kadar şiddetli de yaşanabilir. Yaygın belirtiler eklemde şişlik, eklemin üzerindeki deride şişlik ve kızartı, eklemi hareket ettirmede yaşanan güçlüklerdir. Topallama ve eklemin kilitlenmesi diğer belirtilerdir.

Eklem Ağrılarına Ne İyi Gelir?
Eklem Ağrılarına Ne İyi Gelir?

Eklem Ağrılarına Ne İyi Gelir?

Eklem ağrılarına ne iyi gelir diye sorulduğunda en iyi seçenek eklem ağrısına sebebiyet veren hastalığı teşhis etmek ve tedavi sürecine başlamaktır. Alternatif olarak bitkisel çözüm yolları arıyorsanız eklem ağrıları için bitkisel çözümleri sizin için derledik.

Eklem Ağrılarına Isırgan Otu

Isırgan otu eklem ağrısının bulunduğu bölgeye sürülerek ağrı hafifletilebilir. Isırgan otu kaynatıldıktan sonra ılınması beklenir ve ağrıyan bölgeye masaj yapılarak uygulanırsa ağrının dinmesinde işe yarayacaktır. Bir tatlı kaşığı ısırgan otu bir bardan su ile kaynatılarak içildiği takdirde de eklem ağrılarına iyi gelecektir.

Eklem Ağrıları için Limon ve Zeytinyağı

Eklem ağrıları için limon ve zeytinyağı ile hazırlanan kürler bulunmakta. Dört limonun kabuğu, iki su bardağı zeytinyağı ve on tane okaliptüs yaprağı kullanılacak malzemeler. Bir kavanozun en altına limon kabuklarını yerleştirin. Üzerine zeytinyağını dökün. En üstüne okaliptüs yapraklarını dizdikten sonra kavanozun ağzını sıkıca kapatın. İki hafta boyunca beklettiğiniz kürü ağrılı bölgeye masaj yaparak uygulayın ve üzerine sargı bezi sarın. Haftada üç defa uygulayabilirsiniz.

Eklem Ağrıları Limon Kabuğu

Limon kabuğu eklem ağrılarının giderilmesinde sıklıkla kullanılır. İster bir önceki başlığımızdaki kür ile ister limon kabuğu çayı yaparak limon kabuklarından faydalanabilirsiniz.

Limon kabuğu çayı için iki limon, bir litre su ve isteğe bağlı bal ile yapılır. Limon kabuklarının su ile on beş dakika kısık ateşte demlenmesi gerekli. Demlendikten sonra isterseniz bal ilave ederek için. Bu çayı düzenli olarak tükettiğinizde eklem ağrılarınız belirgin bir şekilde azalacaktır.

Eklem Ağrılarına Zeytinyağı Tuz

Eklem ağrılarına zeytinyağı tuz iyi geliyor. On yemek kaşığı kaya tuzu ile yirmi yemek kaşığı zeytinyağını bir kavanozda karıştırın ve iki gün boyunca ağzı kapalı bir şekilde bekletin.

Uygulama esnasında ise ağrıyan bölgeye masaj yaparak karışımı uygulayın. Yirmi dakika boyunca masaja devam edin ve masaj sonunca nemli bir havlu ile bölgeyi temizleyin. Eğer cildiniz bu işlem sonucunda tahriş olduysa bebek pudrası sürebilirsiniz. Uygulamaya sekiz ila on gün arasında devam ettiğiniz takdirde ciddi değişiklik göreceksiniz.

Eklem Ağrısı Zerdeçal

Eklem ağrısı zerdeçal içeren bir kür ile geçirilebilir ve bu kür eklemleri koruyucu özelliğe de sahiptir. Kür için gerekli malzemeler bir çay bardağı zeytinyağı ile bir kaşık çekilmiş zerdeçal. Bu karışımı iyice karıştırdıktan sonra eklemlerinize günde iki defa masaj yaparak uygulayın. Yirmi dakika bu şekilde bekletin ve ılık su ile durulayın. Kürü dolapta muhafaza edin ve her kullanımdan önce karıştırın.

Zerdeçal ağrı giderici bir özelliğe sahiptir. Yarım tatlı kaşığı zerdeçalı iki bardak su ile bir taşım kaynatın. Beş dakika kadar demlenmeye bırakın. Sabah ve akşam olmak üzere günde iki kere için. Eklem ağrılarında etkili olduğunu göreceksiniz.

Eklem Ağrıları için Kolajen

Eklem ağrıları için kolajen kullanmanın ağrıları azalttığı ve hareketi kolaylaştırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Kolejen takviyesi alan hastalarda kemiklerde gücün arttığı, ağrıların azaldığı ve eklemlerin işlevlerini daha kolay yerine getirdiği görülmüştür. Düzenli kullanımda beklenen etkiyi gösterir. Özellikle otuzlu yaşlardan sonra eklem ağrılarının önüne geçilmesi için kolajen takviyesi önerilir.

Eklem Ağrılarına Bamya Tohumu

Bamya tohumu mineral ve vitaminler açısından oldukça zengindir. Eklem ağrılarına bamya tohumu kullanılabilirken diz ağrısı, dizde sıvı kaybı ve kireçlenme için de etkilidir.

Bamya tohumu suda sabaha bekletilir, suda kaynatılır ve suyu içilebilir. Başka bir kullanım şekli de toz haline rondo ile getirilir ve zeytinyağı, bal ile karıştırılır. Elde edilen macun her gün bir çay kaşığı tüketilebilir.

Eklem Ağrılarına Hangi Bölüm Bakar?

Eklem ağrısına hangi bölüm bakar eklem ağrısından mustarip olanların merak ettiği bir konudur. Öncelikli olarak gidilmesi gereken bölüm ortopedi ve travmatolojidir. Eklem ağrısının sebebi tespit edildikten sonra hekiminiz gerekli gördüğü diğer hekimlere sizi yönlendirecektir. Gerekli gördüğü takdirde cerrahi işlemler için cerrahi bölümüne de yönlendirebilir.

Eklem Ağrıları İçin İlaçlar Neler?

Eklem ağrısında kullanılabilecek ilaçlar geniş bir yelpazededir. Ağrı kesici ve hastalık düzenleyici ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlardan bazıları şunlardır:

  • Kortizon
  • Analjezik
  • Kortizon olmayan anti-inflamatuvar ilaçlar
  • Ağrı kesiciler
Eklem Ağrılarına Hangi Yağlar İyi Gelir?
Eklem Ağrılarına Hangi Yağlar İyi Gelir?

Eklem Ağrılarına Hangi Yağlar İyi Gelir?

Yağlar rahatlama ve ağrı giderme sağlar. Yağın ağrı oluşan bölgeye masaj yaparak uygulanması gerekir. Tercih edilebilecek yağlar oldukça çeşitlidir.

Eklem Ağrılarına Çörekotu Yağı

Çörekotu yağının faydalarından biri eklem ağrıları ve romatizmaya iyi gelmesidir. Kahvaltı öncesi bir tatlı kaşığı çörekotu yağını ağız yolu ile tüketebilirsiniz.

Eklem Ağrılarına Kekik Yağı

Eklem ağrılarına kekik yağı ile son vermek için idealdir. Romatizma, eklem ve kas ağrıları için kullanılabilir.

Bir yemek kaşığı baz yağ ile on beş damla kekik yağı ile bir karışım hazırlayın. Karışımı ellerinizi birbirine sürerek ısıtın. Ağrılı bölgeye yavaşça sürün.

Eklem Ağrılarına Kantaron Yağı

Eklem ağrılarına kantaron yağı masaj yapılarak uygulanabilir. Bu ağrıları azaltacaktır. Daha etkili bir çözüm kekik yağı ve ardıç yağı ile kantaron yağını karıştırabilirsiniz.

Eklem Ağrılarına Nane Yağı

Nane yağı eklem ağrısı olan bölgeye ovalanarak sürüldüğünde ağrıyı hafifletici bir etkiye sahiptir.

Eklem Ağrılarına Portakal Yağı

Portakal yağının ağrısı kesici etkisi bulunuyor. Kas ve eklem ağrılarında da oldukça etkilidir. Portakal yağını evde yapmak için portakal kabuklarını ince ince rendeleyin. Bir kavanoza aldığınız rendelenmiş portakal kabuklarının üzerine zeytinyağını ilave edin.  Kırk gün süreyle güneş görmeyecek bir yerde muhafaza edin. Sürenin sonunda portakal yağınız kullanıma hazır olacaktır.

Eklem Ağrılarına Susam Yağı

Eklem ağrılarına iyi gelen susam yağı iyileşme sürecini de hızlandırır. Susam yağını günde bir tatlı kaşığı ağız yoluyla tüketebilirsiniz. Diğer bir seçenek ise ağrılı bölgeye susam yağı ile on dakika süre boyunca masaj yapmaktır.

Eklem Ağrıları İçin Kremler Neler?

Eklem ağrıları için kremler neler diye araştırıldığında bu kremler çok çeşitlidir. Bu kremlerden birkaçı şunlardır:

  • Bee One Bee Cure Arı Zehri Ağrı Kesici Krem
  • Bengay
  • Voltaren
  • Difenak
  • Dikloron Jel
  • Naprosyn
  • Fastjel

Eklem Ağrıları için Ağrı Kesiciler Neler?

Eklem ağrısı ilaçları eklem ağrısının neden oluştuğuna bağlı olarak değişir. İltihap ve şişlik varsa ibuprofen kullanılır. Enfeksiyon durumlarında antibiyotikler tercih edilir. Ağrı sinyallerini engellemek ve bu yolla ağrıyı azaltmak için anti-depresanlar kullanılır. Artrit için ise bağışıklık baskılayıcı ilaçlar ön plandadır.

İlaçların doktor tavsiyesi ile başlanması gerektiğini hatırlatarak eklem ağrıları için kullanabileceğiniz bazı ilaçlar şunlardır:

  • Beneday
  • Kamfolin
  • Apranax
  • Etol
  • Dexsalgin

Eklem Ağrılarına İyi Gelen Bitkiler Neler?

Eklem ağrılarına iyi gelen bitkilerden ilki yalancı portakaldır. Yalancı portakal ezilerek merhem haline getiriliyor ve ağrılı bölgeye sürülür. Birkaç kullanımda dahi etkileri görülür.

Taze meyveler, zeytinyağı, domates inflamasyonu önler. Bu yüzden eklem ağrıları için tüketilmesi tavsiye edilir. Biberiye yağı ve çayı eklem ağrılarını azaltır. Haşhaş lokal krem haline getirilip ağrı olan bölgeye sürüldüğünde ağrıları azaltır ve ödemi alır. Kuşburnu çayı ve kuru dut çayı eklem ağrılarına iyi gelen diğer bitkisel çözümlerdir.

Ananasın içinde bulunan bromelain enzimi eklemdeki iltihapların azalmasını sağlar. İki dilim taze ananası blenderden geçirin. Bir litre su ilave edip iyice harmanlayın. Bu karışımdan günde dört kere için. Karışım bittikçe yeniden yapıp tüketmeye devam edebilirsiniz.

Eklem Ağrıları İçin Saraçoğlu Kereviz-Ispanak Kürü
Eklem Ağrıları İçin Saraçoğlu Kereviz-Ispanak Kürü

Eklem Ağrıları İçin Saraçoğlu Kereviz-Ispanak Kürü

İbrahim Saraçoğlu demir eksikliğine bağlı olarak gelişen eklem ağrıları için kereviz, ıspanak kürünü öneriyor.

Malzemeler:

  • 250 gram kereviz
  • 250 gram ıspanak
  • 1 litre su

Hazırlanışı:

200 gram kerevizin kabuğunu soyduktan sonra ince ince doğrayın. Ufak bir tencereye 5 bardak su koyarak kerevizleri içerisine atın ve ağzı kapalı olacak şekilde kısık ateşte 10 dakika boyunca haşlayın. Daha sonra 200 gram taze ıspanak üzerine ekleyin ve yine ağzı kapalı olarak 5 dakika daha haşlamaya devam edin. Hazırladığınız kürü soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra süzerek suyunu temiz bir şişeye doldurun.

Kürün Uygulanışı:

Hazırladığınız kereviz ıspanak kürünü sabahları aç karnına veya kahvaltıdan bir saat sonra olmak üzere bir su bardağı için. Yine akşam aç karnına veya akşam yemeğinden bir saat sonra bir su bardağı için. 15 gün süre boyunca sabah ve akşam olmak kaydıyla gün atlamadan içmeye devam edin. 15 gün sonra on gün ara verin ve 10 gün aradan sonra aynı şekilde tekrar sabah ve akşam olmak üzere 15 gün devam edin. Toplam bir aylık uygulama ile kürü tamamlayın.

Uyarı!

Kansızlığa bağlı eklem ağrıları için kereviz-ıspanak kürünü uyguladığınız dönemlerde aşırı tatlı tüketiminden ve çikolatadan uzak durun. Günde bir bardaktan fazla çay ve kahve tüketmeyin. Kereviz-ıspanak kürünü uygularken gün içerisinde zengin C-vitamini içeren sebze veya meyveleri tercih kürün etkisini artıracaktır.

Sigara içiyorsanız unutmayınız ki sigara vücudunuzdaki C-vitaminini önemli ölçüde azaltmaktadır. Demirin bağırsaklarda emilmesinde C-vitamini önemlidir. Çünkü C-vitamini demirin vücudumuz tarafından emilmesini takviye edici özelliğe sahiptir.

Eklem Ağrıları Feridun Kunak Doğal Çözüm

Eklem ağrıları Feridun Kunak doğal çözüm için gerekli ilk malzeme vazelindir. İki yemek kaşığı vazelin benmari usulü eritin. İçine bir çorba kaşığı gliserin ile bir çorba kaşığı zeytinyağı koyun. Bir çorba kaşığı da biberiye yağı ekleyin. Aktardan aldığınız kafuru ayrı bir kasede ezerek toz haline getirin. Kafurun üzerine bir miktar kolonya dökerek kafuru eritin. Vazelinli karışımın olduğu kâseye kafuru da alın. İyice karıştırdıktan sonra karışımı bir kavanoza alabilirsiniz. Donan karışım krem halini alacaktır.

Kremi ağrılı bölgeye sürün. Dairesel hareketlerle masaj yapmaya dikkat edin. Alerjik bir cilde sahipseniz önce küçük bir noktaya kremi sürüp bekleyin. Reaksiyon göstermezse kremi daha geniş alanlarda kullanabilirsiniz.

İf diyeti nedir? İf diyeti listesi ve yapanların yorumları

Kilo vermek veya daha sağlıklı bir beslenme düzenine sahip olmak isteyen herkes uygulayabileceği diyetleri araştırıyor. Son zamanlarda giderek popüler hala gelen if diyeti (intermittent fasting) de seçeneklerden biri. Sorularınızın cevapları ve intermittent fastingin nasıl uygulandığına dair temel ipuçları yazımızın devamında.

Intermittent Fasting (If Diyeti) Nedir?

Aralıklı oruç oruç tutma ve yeme arasında geçiş yapan bir beslenme şeklidir. Hangi yiyecekleri yememiz gerektiği hakkında kuralları yoktur, o yiyecekleri ne zaman yememiz gerektiğine dair düzenlemeleri içerir. Standart reçeteler ve porsiyon sınırlaması da aralıklı oruçta yer bulmuyor.

Intermittent fasting diyetinin amacı vücutta enerji üretimini sağlayan mekanizmanın en verimli şekilde çalışmasını ve vücuttaki onarım mekanizmasının işlevini tam anlamıyla yerine getirmesini sağlar.

En yaygın aralıklı oruç yöntemi on altı saat hiçbir kalorili besin tüketilmezken kalan sekiz saat yiyecek alımına müsaade olduğu şeklidir. Kahvaltı öğünü atlanır ve ilk öğün öğle yemeğidir. Akşam yemeği saat 20.00 civarında yenilir.

If Diyeti Nasıl Yapılır?
If Diyeti Nasıl Yapılır?

If Diyeti Nasıl Yapılır?

Intermittent fasting nasıl yapılır diye sorulduğunda bunun yanıtı olarak birden fazla yol bulunuyor. Bu yollardan hangisinin en iyisini olacağını deneyerek kendiniz bulabilirsiniz, teorik olarak bu yolların birbirine üstünlüğü yoktur. Ancak aralıklı oruca başlamayı düşünüyorsanız öncesine hekiminize danışmanız tavsiye edilir.

16/8 Yöntemi

Gün 16 saat ve 8 saat olmak üzere ikiye bölünür. 16 saatlik kısmında kalori içeren hiçbir şey yenmez veya içilmez. Kalori içermeyen kahve, su ve soda gibi içecekler tüketilebilir. Günlük yeme aralığı da 8 saatlik süre olarak belirlenebilir. Bu 8 saatlik periyotta iki ya da üç öğün yiyebilirsiniz.

En basit şekliyle kahvaltı öğününü atlayabilir ve akşam yemeğinden sonra bir şey yemeyerek bu yöntemi uygulayabilirsiniz. Her ne kadar aralıklı oruçta yasaklı besinler olmasa da öğünlerde çok kalorili besinleri tercih ettiğinizde ve sağlıksız beslendiğinizde bu yöntem işe yaramayabilir.

5/2 Yöntemi

Bu yöntemde haftanın günlerini beş ve iki gün olmak üzere ayırıyoruz. Beş gün boyunca rutin yeme alışkanlıklarınıza devam etmeniz gerekiyor. Geri kalan iki günde ise günlük alınması gereken kalorinin kadınlar için 500, erkekler için 600 ile sınırlandırılması gerek. Bu yöntem ile kilo verilebiliyor.

Ye, Dur, Ye

Haftada bir ya da iki gün 24 saatlik bir oruç tutarak bu yöntemi uygulayabilirsiniz. En son yediğiniz öğünden 24 saat geçtikten sonra bir sonraki öğünü tüketmeni gerekir. Oruç süresinde katı yiyecekler yememeye özen göstermelisiniz. Kalorisiz içecekleri ise içebilirsiniz.

Bu yol ile kilo vermek istiyorsanız yeme periyotlarında düzenli diyetinize bağlı kalmanız gerekiyor yani oruç tutmamış gibi aynı miktarda yemek yemelisiniz.

Spontan Öğün Atlama

Bu yöntemde tamamen planlanmış bir aralıklı oruç söz konusu değildir. Öğün vakti geldiğinde ancak hala acıkmadığınızda, yemek yiyecek vakit bulamadığınızda öğünü atlamak basitçe bu yöntemin mantığıdır.

Burada kendi vücudunuzun verdiği sinyalleri dinlemek ve buna göre hareket etmek çok önemli. Eğer sabah uyandığınızda kahvaltı yapmak istemiyorsanız kahvaltıyı atlayarak kısa bir oruç tutabilirsiniz. Sadece dikkat etmeniz gereken oruç tutmadığınız dönemlerde sağlıklı beslenmeye özen göstermeniz.

İf Diyeti Kaç Gün Yapılır?

If diyeti kaç gün yapılır sorusu bu diyeti uygulamak isteyenlerin aklına geliyor. Uzmanların görüşüne göre haftanın her günü bu diyeti uygulamak sürdürebilir olmayacağı için bir haftada iki ya da üç gün aralıklı oruç diyeti yapılabilir. Bu uygulama hem kilo kontrolünde hem de sağlığınız açısından faydalı olacaktır.

Başka bir görüş ise yeni başlayanların için alışma sürecinde haftada iki ya da üç gün aralıklı oruç tutması gerektiğini söylüyor. Başladıktan sonra vücudunuzun nasıl tepki verdiğini gözlemleyin, eğer vücudunuzun uyum sağladığına karar verirseniz haftalık programa geçebilirsiniz.

If Diyeti Hangi Saatlerde Yapılır?

If diyeti hangi saatlerde yapılır sorusuna birkaç alternatif yanıt vardır. Bu alternatiflerden birini seçebilirsiniz ancak hangisini seçerseniz seçin uyumadan birkaç saat önce yemek yemeyi bırakmalısınız.

16/8 yönteminde 8 saatlik yemek yeme kısmı için seçebileceğiniz zaman aralıklarından bazıları şunlardır:

  • 00- 17.00 arası
  • 00- 18.00 arası
  • 00- 20.00 arası

24 saatlik yöntem içinse kahvaltıdan ya da akşam yemeğinden başlayarak aralıklı orucunuzu bir sonraki güne kadar tutabilirsiniz.

If Diyette Günlük Kaç Kalori Alınmalı?

If diyette günlük kaç kalori alınmalı konusunda kesin sınırlar bulunmuyor. Bu diyetin temelinde ne yediğiniz değil ne zaman yediğiniz önemli. Kalori açığı oruç dönemlerinde oluşuyor ve bu şekilde kilo vermenize yardımcı oluyor. Günde iki öğün yediğiniz takdirde doğal olarak daha az yemek yiyeceksiniz.

Ancak unutulmamalıdır ki kilo vermeyi hedefliyorsanız aralıklı oruç yaparken dahi porsiyonlarınıza dikkat etmelisiniz. Bu sizi çok az yemeye yöneltmemeli, günde 1200 kalorinin altına düşmemelisiniz. İstisna olarak eğer 5/2 yöntemini tercih ettiyseniz iki günlük sürede günlük 500 kalori tüketebilirsiniz. Diğer günlerde günlük kaç kalori alarak sağlıklı bir şekilde kilo verebileceğinizi öğrenmek için bir diyetisyene başvurabilirsiniz.

If Diyeti ile Haftada Kaç Kilo Verilir?
If Diyeti ile Haftada Kaç Kilo Verilir?

If Diyeti ile Haftada Kaç Kilo Verilir?

Hangi diyeti uyguluyor olursanız olun yaş, fiziksel aktivite düzeyi, devam eden tıbbi tedaviler ve stres düzeyi süreci etkiliyor. Bunu değişkenler unutulmadan aralıklı orucun iyi bir kilo verme şekli odluğu söylenebilir. Aralıklı oruç ile ayda iki ile altı kilo arasında kilo verebilirsiniz.

If Diyeti Kaç Günde Etkisini Gösterir?

Aralıklı oruç tutarak birçok faydalı etkisini görebilirsiniz. Kilo vermenize yardımcı olabilir. Kan şekerinizi düzenler, hızlı iniş ve çıkışlara engel olur. İki hafta boyunca 16/8 yöntemi ile aralıklı oruç tutan kişilerde kan şekeri açısından dengeleyici oluyor.

Aralıklı orucun kalp sağlığı üzerinde de olumlu etkileri bulunmakta. Gün aşırı aralıklı oruç yapıldığında kalp krizinin kişinin üzerindeki olumsuz etkileri azalıyor. Beyin üzerinde de aralıklı orucun olumlu etkileri var.

If Diyeti Metabolizmayı Yavaşlatır mı?

If diyeti metabolizmayı yavaşlatır mı diye sorulduğunda yaygın inanışa göre yavaşlatılacağı cevabı verilebilir. Bu inanış bir yere kadar doğrudur çünkü yiyecek almadan geçirilen uzun süreler metabolizmayı yavaşlatır. Ancak kısa süreli aralıklı oruçların tam tersi bir etki ile metabolizmayı hızlandırdığı görülüyor. Örneğin üç gün süren aralıklı oruç metabolizmanızı hızlandırabilir ama bu süre uzadığında metabolizmanız eskisinden daha yavaş çalışmaya başlar.

If Diyeti Listesi Örneği

If diyeti listesi örneğine geçmeden önce aralıklı oruç diyetinde yapılması gereken birkaç öneriye değineceğiz.

  • Öğünlerinizde yüksek lifli besinleri tercih etmelisiniz. Bu daha uzun süre tok kalmanızı sağlayacaktır.
  • Susadığınızda bunu yanlış yorumlayıp acıktığınızı sanabilirsiniz. Buna sebebiyet vermemek için bolca su için.
  • Kahve, çay, meyan kökü çayının iştah bastırıcı özellikleri vardır. Oruç sürecinde bunları tüketebilirsiniz.

If diyeti için verilen örnek liste 16/8 yöntemine uygundur. İlk öğünde şunları tercih edebilirsiniz:

  • Sebzeli omlet
  • Bir dilim çavdar, buğday ya da kepekli ekmek
  • 5 zeytin ya da yarım avokado

Dilerseniz bir ara öğün yapabilirsiniz. Bu ara öğünde ise şunları tüketebilirsiniz:

  • Bir bardak kefir, ayran ya da süt
  • Bir avuç badem, fındık veya ceviz
  • Bir porsiyon kuru ya da taze meyve

Günün son öğünü için ise şöyle bir menü seçeneği bulunmakta:

  • Bir kase çorba
  • Bir kase yoğurt
  • Bir tabak etli sebze yemeği

If Diyetinde Yasaklar Neler?

If diyetinde yasaklar neler diye sorulduğunda verilecek ilk yanıt oruç sürecinde kalorili herhangi bir şey yemek ya da içmektir.

Bunun yanında if diyeti sürecinde sınırlandırılması gereken bazı yiyecekler bulunuyor. Bu yiyecekler besin değeri az, sizi doğurmayan ve kısa sürede yeniden acıkmanıza sebep olacak yüksek kalorili besinler. If diyetine devam ederken sınırlandırmanızın faydalı olacağı yiyecekler atıştırmalıklar, hamur işleri, şekerli meşrubatlardır.

Bununla birlikte unutulmamalıdır ki aralıklı oruçta hiçbir yiyecek katı bir şekilde yasak değil. Dikkat etmeniz gereken şey ne zaman ve hangi aralıklarla yemek yediğiniz.

If Diyeti Dikkat Edilmesi Gerekenler Neler?

  • If diyetine başlarken uyum aşamasında kendinize süre tanıyın. İlk adım olarak haftanın her günü aralıklı oruç yapmak yerine ilk hafta bir iki gün ile başlayabilirsiniz. Haftadan haftaya kademeli olarak arttırabilirsiniz.
  • Yeme isteği ile yeme ihtiyacı arasındaki farkı öğrenin. Canın sıkıldığı için yemek yemeye yöneliyor olabilirsiniz.
  • Oruç süresince kendinizi halsiz hissediyorsanız ve başınız dönüyorsa bu aralıklı orucu bırakmanız için bir işarettir. Eğer gerçekten açsanız ama halsiz hissetmiyorsanız su, kahve ve çay içebilirsiniz.
  • Vücudunuzun sinyallerini dinleyin. Aşırı yorgunluk hissediyorsanız kan şekeriniz düşmüş olabilir. Bu durumlarda oruç saatleri içinde olsanız bile bir şeyler yemeniz gerekiyor.
  • Oruç bittiğinde ve yemek yemeye başladığınızda yavaş yavaş yiyin, yiyecekleri uzun süre çiğneyin.
  • Öğünlerde aşırı yemekten kaçının. Bir sonraki oruç süresinde tok kalmanızı sağlayacak yiyecekler tercih edin. Tabağınızın ne kadar dolu olduğu değil ne ile dolu olduğu önemlidir.
  • Kendiniz uygun zaman dilimi oluşturun. Günlük rutininize bağlı olarak oruçta olduğunuz ve beslendiğiniz saat dilimlerini değiştirebilirsiniz.
  • Egzersiz yapmaya devam edebilirsiniz. Yoğun programı olan egzersizleri sabah ya da yemek yedikten sonra yapabiliriniz.
If Diyeti Yapanların Yorumları Neler?
If Diyeti Yapanların Yorumları Neler?

If Diyeti Yapanların Yorumları Neler?

If diyeti yapanların yorumları neler diye merak ediyorsanız dünyanın farklı ülkelerinden aralıklı orucu deneyimlemiş kişilerin yorumlarına ve yaşadıkları değişimlere yazımızın devamında göz atabilirsiniz:

‘Şimdiye kadarki deneyimim iyiydi. 16/8 yöntemini yaptım. Bununla hiçbir sorunum yoktu, acemiyken zorlandım ama sonunda hepsi gitti, vücudum buna alıştı. Diyetimi basit tuttum. Tonlarca sebze, iyi miktarda protein, az veya hiç karbonhidrat yedim ve şekerden uzak durmaya çalıştım. Her zaman her gün egzersiz yaptığımdan emin oldum.’

‘Birkaç yıldır 5/2 düzenini kullanarak aralıklı oruç tutuyorum. Oruç günlerinde gün boyunca hiçbir şey yemem, sadece birkaç fincan kahve ve sonra akşamları büyük bir (350 Kalori) yemek yerim. İlk birkaç hafta, gün boyunca devam eden açlık sancılarıyla mücadeleyle geçti. Hızlı günler sonsuza kadar devam ediyor gibiydi ve öğleden sonraya kadar konsantre olmakta veya problemlerle uğraşmakta zorlandığımı fark ettim. Üçüncü haftaya gelindiğinde açlık sancıları çok azaldı ama yine de öğleden sonra sorunları en az birkaç ay halletmemin biraz daha uzun sürdüğünün farkındaydım. Bu günlerde oruç günlerini normal bir gün olarak görüyorum, spor salonuna gidiyorum, spor yapıyorum, işimi sorunsuz hallediyorum ve akşam yemeğimi dört gözle bekliyorum. ‘Biraz kilo verdim (yaklaşık 10 kilo) ve oruç tutmadığım günlerde ne yediğimi düşünmeden sağlıklı bir bedene ulaştım.’

‘Yıllardır neredeyse her gün aralıklı olarak oruç tutuyorum, genellikle kahvaltıyı atlıyorum. İlk orucum bir deneydi. Kız kardeşimi ziyarete giderken, havaalanında yiyecek çok az olacağını bildiğim için günü yemek yemeden geçirdim. Dönüş yolculuğunda da oruç tuttum ve günlük yürüyüşlerden biraz daha fazla egzersiz yapmama rağmen, hafta boyunca yaklaşık 2.5 kilo kaybettiğimi görmek beni memnun etti. Kilom iki yıldır sabit, 35 yıl önce aldığım kıyafetlere. Hayatımın çoğunu rahatsız eden ve bir dizi ciddi sağlık sorununa yol açan insülin direncini tersine çevirdim. Yıl boyunca birkaç uzun oruç tutuyorum: 2 ila 4 gün. 2 günlük oruçlar önemli değil – zihnimi ve bedenimi meşgul edersem hızla geçen, yemeksiz tek bir günden fazla değiller. Oruç, bir kilo verme stratejisinden çok daha fazlasıdır. Bu bir yaşam tarzı ve eskiden hayatımı ve programımı kontrol eden yiyeceklerle daha sağlıklı bir ilişki kurmanın bir yolu. Şimdi, uygun olduğunda yiyorum, vücudum emrettiği zaman değil. Sabahları bir fincan sade kahveden başka bir şey olmadan geçirebildiğim gerçeğini seviyorum ve öğle yemeğine birkaç saat geç kalırsam vücudum protesto için çığlık atmıyor.’

‘Aralıklı oruç ile harika sonuçlar elde ettim. Çoğu gün, bir saat arayla günde bir öğün yemek yerim. Dört ayda 46 kilo verdim, şeker hastalığım gitti, tüm ilaçları bıraktım. Bazı günler, daha fazla yiyeceğe ihtiyacım olduğunu hissedersem, dört saatlik bir yeme aralığı kullanacağım. Yemeğimde elma sirkesi kullanıyorum. Aralıklı oruç tutmayı ve günde bir öğün yemek yemeyi seviyorum, beyaz un veya işlenmiş şeker içermeyen bitki bazlı, yüksek yağlı vegan diyetim, kelimenin tam anlamıyla hayatımı kurtardı. Asla ‘geleneksel bir diyete’ dönmek istemiyorum.’

Vicks krem ayak ağrısına, mantarına iyi gelir mi?

Neler Okuyacaksınız?

Eczanelerden reçetesiz bir şekilde satın alınabilen Vicks krem, Türkiye’de hemen her evde bulunan ve en çok kullanılan bir kremdir. 1890’lı yıllarda satılmaya başlanan Vicks krem içeriğinde yüksek oranda okaliptüs ve mentol bulunmaktadır. Bu özelliği ile ağrılara ve çeşitli sağlık sorunlarına iyi gelen Vicks kremi doğru kullanmak da çok önemlidir.

Vicks Krem Ne İşe Yarar?

Hem kas ağrılarını hem de baş ağrısını kısa sürede dindiren Vicks krem ne işe yarar tam olarak bilinmemektedir. Hemen her evde bulunan ve naneli kokusu ile dikkat çeken Vicks kremin popülaritesi hala devam ediyor. Bu kadar çok tercih edilen Vicks krem yalnızca ağrılarda kullanılmamaktadır.

Vicks krem içerisinde Hindistan cevizi yağı, terebentin, vazelin, okaliptüs ve timol gibi çeşitli şifalı bileşenler bulunmaktadır. Bu sayede öksürük kesici özelliği bulunan Vicks krem, migren ağrılarına da iyi gelmektedir. Yapılan kapsamlı araştırmalar, Vicks kremin sivilce ve aknelere, el tırnak yaralarına, böcek ısırmalarına ve sivrisinek uzaklaştırmaya iyi geldiğini belirlemiştir. Eczanelerde satılan Vicks kremi doktorunuza danışarak kullanabilirsiniz.

Vicks Krem Nasıl Kullanılır?
Vicks Krem Nasıl Kullanılır?

Vicks Krem Nasıl Kullanılır?

Vicks kremin kullanım şekli, kullanım amacına göre değişiklik göstermektedir. Nezle ve grip gibi kış hastalıklarında Vicks krem hastanın sırtına sürülmelidir. Daha sonra hastanın sırtı havlu ile kapatılarak sabaha kadar bekletilir. Bu sayede hastanın ateşi düşmektedir. En doğal ağrı kesicilerden olan mentol içeriği sayesinde ağrıların azalmasına yardımcı olur. Vücudunuzda ağrıyan noktalara az miktarda Vicks krem ile masaj yapabilirsiniz.

Vicks kremin kullanım şekillerinden biri de solumaktır. Burnun tıkalı olduğu zamanlarda Vicks kremi sıcak bir su içerisine ekleyerek üzerinize bir örtü kapatıp Vicks kremi solumalısınız. Bu sayede tıkalı burnunuz hemen açılacaktır. Vicks kremin diğer kullanım şekilleri yazımızın devamında ayrıntılı olarak aktarılacaktır.

Vicks Krem Faydaları Neler?

Birçok kişi Vicks krem faydaları neler sorusuna belirli bazı cevaplar vermektedir. Çünkü Vicks kremi ağrı kesici olarak bilinmektedir. Ancak bu kremin ağrı kesici özelliği dışında faydaları da vardır. Vicks kremin sağladığı tüm faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Ödem oluşumuna engel olur.
  • Vücutta birikmiş olan toksinlerin atılmasını sağlar.
  • Baş ağrısı, kas ve eklem ağrılarına iyi gelir.
  • Cildin nem oranını düzenler.
  • Topuklardaki nasırlara iyi gelir.
  • Dudaktaki çatlakları iyileştirir.
  • Burun tıkanıklığına iyi gelir.
  • Öksürüğe iyi gelir.
  • Tırnak mantarını iyileştirir.
  • Sivilcelere iyi gelir.
  • Böcek ısırıklarına iyi gelir.
  • Siğilleri geçirmede etkilidir.
  • Sinekleri kovmada etkilidir.
  • Cilt çatlaklarına iyi gelir.

Vicks Krem Çeşitleri Neler?

Birçok kişi tek bir Vicks krem olduğunu bildiği için Vicks krem çeşitleri neler bilmemektedir. Piyasada bulunan ve eczanelerden satın alınabilen belli başlı Vicks krem çeşitleri şunlardır:

  • Vicks krem baby balm bebek bakım kremi,
  • Vicks krem babyrub nemlendirici krem
  • Vicks krem babyrub bebek bakım kremi
  • Vicks krem vaposed masaj kremi
  • Vaporub Vicks buharlaşan krem

Vicks VapoRub’da Hangi Maddeler Var?

Vicks VapoRub’daki aktif maddeler kafur (öksürük önleyici ve topikal analjezik), okaliptüs yağı (öksürük önleyici) ve mentol (öksürük önleyici ve topikal analjeziktir). Vicks VapoRub’daki aktif olmayan bileşenler arasında sedir yaprağı yağı, hindistan cevizi yağı, petrolatum, timol ve terebentin yağı bulunur.

Vicks Krem Burun Tıkanıklığı İçin Nasıl Kullanılır?
Vicks Krem Burun Tıkanıklığı İçin Nasıl Kullanılır?

Vicks Krem Burun Tıkanıklığı İçin Nasıl Kullanılır?

Vicks kremin burun tıkanıklığına iyi geldiğinden yukarıda bahsetmiştik. Şimdi Vicks kremi burun tıkanıklığı için nasıl kullanabileceğinizden bahsedeceğiz. İçeriğindeki mentol ve okaliptüs sayesinde burun tıkanıklığını açan Vicks kremi sıcak suyun içerisine eklemelisiniz. Daha sonra üzerinize bir battaniye ya da örtü alarak Vicks kremli suyun üzerine eğilmeli ve 7-8 dakika kadar bu suyun buharını solumalısınız. Anında burnunuzun açıldığını görecek ve rahat bir nefes alacaksınız.

Vicks Krem İle Dudak Dolgunlaştırma Nasıl Yapılır?

Birçok kişi Vicks krem ile dudak dolgunlaştırma nasıl yapılır sorusu ile karşılaştığında şaşırmaktadır. Vicks kremin böyle bir faydası olduğunu birçok kişi bilmemektedir. Dudaklarınızı dolgunlaştırmak için temiz bir diş fırçasının üzerine Vicks kremden bir miktar sürün ve 10 dakika kadar dudaklarınıza hafif şekilde masaj yapın. Bu süre sonunda dudaklarınızın daha dolgun olduğunu göreceksiniz.

Vicks Krem Hangi Hastalıklara İyi Gelir?

Vicks krem içeriğinde yer alan mentol, kafur ve Hindistan cevizi yağı kılcal damarları genişleterek ağrıların azalmasını sağlar. Solunum yollarını yumuşatarak rahatlama etkisi yaratır. Birçok faydası bulunan Vicks krem, vücutta birikmiş olan toksinleri atarak vücudun ödem tutmasını engeller.

Dudak çatlaklarına iyi gelen Vicks krem, nasır tedavisinde de etkilidir. Ağrı kesici özelliği sayesinde baş ağrısını, kol ve bacak eklemlerindeki kas ağrısını kısa sürede giderir. Ayrıca soğuk algınlığı, grip ve nezle gibi hastalıklarda da Vicks kremin tedavi edici etkisi bir hayli yüksektir.

Vicks Krem Yüze Sürülür Mü?

Vicks krem yüzde meydana gelen sivilce, akne ve kızarıklık sorunları için tedavi edici bir etkiye sahiptir. Yani vicks krem yüze sürülebilir.

Vicks Krem Cinsel Organa Sürülür Mü?

Vicks kremi cinsel organa sürerek geciktirici etkisinden yararlanmak isteyen kişiler bir hayli fazladır. Vicks krem bu amaçla cinsel organa sürülebilir. Cinsel organın uyuşmasını sağlayarak daha uzun bir cinsel ilişkiye yardımcı olur. Ancak yine de Vicks kremi kullanmadan önce doktorunuza danışmalısınız.

Vicks Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Erkeklerde kullanılabilen Vicks krem vajinaya sürülür mü kadınların merak ettiği bir sorudur. Ancak vajinal bölge en hassas bölgelerden biridir. Bu nedenle Vicks kremin bu bölgeye sürülmesi önerilmemektedir.

Vicks Krem Ayak Altına Sürülür Mü?

Vicks krem ayak altına sürülebilen bir kremdir. Gece yatmadan önce ayaklarınızın altına bir miktar Vicks krem sürün ve üzerini çorap giyerek kapatın. Sabaha kadar öksürüğünüzün geçtiğini göreceksiniz. Ayrıca Vicks krem ayaktaki nasıra da iyi gelmektedir.

Vicks Krem Göz Altına Sürülür Mü?

Göz çevresi çok hassas olduğu için ve gözleri yakacağı için Vicks kremin göz altına sürülmemesi tavsiye edilmektedir.

Vicks Krem Kilo Verdirir Mi?

Kilo konusundan muzdarip olan kişiler, kilo verebilmek için her yönteme başvurmaktadırlar. Son dönemlerde Vicks krem kilo verdirir mi konusu çok fazla merak edilmektedir. Vicks kremin kilo verdirmek gibi bir etkisi yoktur. Ancak bacak ve basen bölgesine sürüldüğünde yağları eriterek inceltme etkisi vardır.

Vicks Krem Ayak Ağrısına İyi Gelir Mi?

Vicks kremin kas ağrılarını hafifletici bir etkisi vardır. Bu sayede bacaklardaki ve baldırdaki kasları gevşeterek ayak ağrısına iyi gelir. Birkaç dün düzenli olarak Vicks kremi kullandığınız zaman ayak ağrınızın azaldığını göreceksiniz.

Vicks Krem Bronşite İyi Gelir Mi?

Vicks kremin sağlığa birçok faydası bulunmaktadır. Vicks kremin faydalarından biri de bronşite iyi gelmesidir. İçeriğindeki mentol ve okaliptüs sayesinde bronşit hastalığının etkilerinin hafiflemesine yardımcı olmaktadır. Vicks kremi bronşit için kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Vicks Krem Cilt Lekelerine İyi Gelir Mi?

Vicks kremle ilgili çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Yapılan araştırmalar sonrasında Vicks kremin sivilce ve akne sorunlarını giderdiği belirlenmiştir. Ayrıca sivilce ve akne lekelerine de iyi geldiği söylenmektedir.

Vicks Krem Çatlaklara İyi Gelir Mi?

Hamilelik dönemi ve kilo alıp-verme gibi çeşitli nedenlerle ciltte çatlaklar meydana gelmektedir. Özellikle kadınlarda daha çok görülen çatlaklar için Vicks krem çatlaklara iyi gelir mi soruları gündemdedir. Vicks krem ciltteki çatlakların azalmasına yardımcı olmaktadır. Birçok kullanıcı Vicks krem sayesinde çatlaklarının gözle görülür bir şekilde azaldığını söylemiştir.

Vicks Krem Topuk Çatlaklarına İyi Gelir Mi?

Topuk çatlakları kişiye ciddi ağrılar yaşatmaktadır. Bu çatlaklardan kurtulmak için Vicks kremden faydalanabilirsiniz. Vicks krem iyi bir yumuşatıcı olan terebentin yağ bazında kafur, okaliptüs ve mentol içerir, bu nedenle nemi hapseder. Geceleri yatmadan önce topuklarınıza Vicks kremden bir miktar sürün ve üzerini kapatarak sabaha kadar o şekilde bekletin. Sabah topuk çatlaklarının yumuşadığını göreceksiniz. Bu işlemi düzenli yaptığınız zaman topuk çatlaklarınız azalacaktır.

Vicks Krem Diz Ağrısına İyi Gelir Mi?

İçerisinde Hindistan cevizi yağı ve sedir ağacı bulunan vicks kremin ağrıları dindirici bir etkisi vardır. Dizlerinizde çeşitli nedenlerle meydana gelen ağrıları vicks krem ile hafifletebilirsiniz. Ancak vicks krem tedavi edici bir krem değildir. Sadece diz ağrılarınızı gidermektedir. Bu nedenle mutlaka doktora giderek ağrıların nedenini öğrenmeli ve buna uygun tedaviye başlamalısınız.

Vicks Krem Ayak Burkulmasına İyi Gelir Mi?

Ayağınızda burkulmaya bağlı yumuşak doku ödemi ve ağrı var ise Vicks krem en etkili tedavi yöntemlerinden biridir. İçeriğindeki etken maddeleri sayesinde ağrıları kısa sürede dindiren Vicks kremi ayak burkulması durumunda kullanabilirsiniz.

Vicks Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Egzama ve egzamaya bağlı olarak görülen kaşıntı ciddi bir sağlık sorunudur. Bu nedenle egzama tedavisinde egzamaya uygun kremlerin kullanılması önerilmektedir. Vicks krem egzama için kullanılmamalıdır.

Vicks Krem Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Güneş yanığı ağrılı olabilmektedir. Bu durumda güneş yanığı üzerine Vicks krem sürerek yangın hissinin ve ağrının hafiflemesini sağlayabilirsiniz. Vicks krem güneş yanığı acısını durduracaktır.

Vicks Krem Kulak Ağrısına İyi Gelir Mi?
Vicks Krem Kulak Ağrısına İyi Gelir Mi?

Vicks Krem Kulak Ağrısına İyi Gelir Mi?

Tabii ki, kulak enfeksiyonunuz varsa ilk yapmanız gereken bir KBB uzmanına gitmek olmalıdır. Ancak bu arada kulak ağrınız için evde bir çare arıyorsanız, vicks krem imdadınıza yerleşir. Vicks VapoRub içeren küçük bir pamuk topunu kulağınıza yerleştirin ve birkaç saat orada bırakın. Bu uygulama bir KBB uzmanına gidene kadar kulak ağrınızı azaltmanıza yardımcı olacaktır.

Vicks Krem Hemoroide İyi Gelir Mi?

Basur ağrıları için birçok kişi Vicks krem hemoroide iyi gelir mi merak etmektedir. Hemoroid durumunda ortaya çıkan ağrıyı Vicks krem hafifletmektedir. Basur bölgesine az miktarda Vicks krem sürebilirsiniz.

Vicks Krem Kas Ağrılarına İyi Gelir Mi?

Vicks kremin ağrı kesici etkisinden yukarıda da bahsetmiştik. Çeşitli nedenlerle kaslarda meydana gelen ağrılara Vicks krem iyi gelmektedir.

Vicks Krem Mideye İyi Gelir Mi?

Vicks krem mide için ağız yoluyla kesinlikle kullanılmamalıdır. Mide ağrısı olduğu zaman mide bölgesine az miktarda Vicks kremden sürülerek masaj yapılmalıdır. Masaj sonrası mide ağrısının azaldığını görecek ve rahatlayacaksınız.

Vicks Krem Öksürüğe İyi Gelir Mi?

Vicks krem etkili bir öksürük kesicidir. Vicks kremi ayaklarınızın altına çok az miktarda sürün ve üzerini kapatarak çorap giyin. Bu şekilde birkaç saat bekleyin. Bu işlemi gece yatmadan uygulayarak sabaha kadar da bekleyebilirsiniz. Özellikle gece artan öksürük bu yöntemle geçmektedir.

Vicks Krem Migrene İyi Gelir Mi?

Migren teşhisi koyulan kişilerin hepsinde ciddi baş ağrıları görülmektedir. Dinmeyen baş ağrısını Vicks krem ile dindirmeniz mümkündür. Vicks krem ile şakaklarınıza ve alnınıza masaj yaparak ağarının hafiflemesini sağlayabilirsiniz.

Vicks Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Birçok kişi Vicks krem sivilceye iyi gelir mi sorusuna verilen evet cevabına çok şaşırmaktadır. Çünkü Vicks kremin genelde ağrıları kestiği bilindiği için sivilce ve akneyi tedavi ettiği bilinmemektedir. Vicks krem sivilcelere iyi gelmektedir.

Vicks Krem Sırt Ağrısına İyi Gelir Mi?

Sırt ağrısı için Vicks kremi masaj yaparak kullanabilirsiniz. Vicks krem ile sırt bölgesine masaj yapıldıktan sonra kişinin hemen uzanması ve üzerini örtmesi önerilmektedir. Bu sayede dinmeyen sırt ağrılarınızın azaldığını göreceksiniz.

Vicks Krem Selülite İyi Gelir Mi?

Kadınların korkulu rüyasının başında selülitler gelmektedir. Portakal görünümlü bir cilde sahip olmak istemeyen kadınlar, selülitten kurtulma yöntemlerini araştırmaktadırlar. Vicks kremi selülit bölgesine masaj yaparak uygulayabilirsiniz. Üzerini streç film ile satıp egzersiz yapmalısınız. Bu sayede selülit sorunundan kurtulabilirsiniz.

Vicks Krem Uyuza İyi Gelir Mi?

Vicks krem uyuz hastalığının ilerlemesini durdurmaktadır. Ancak önemli bir hastalık olduğu için önerilere bakmadan mutlaka bir doktora gitmelisiniz. Ayrıca doktorunuz önermedikçe Vicks kremi uyuz için kullanmamanız tavsiye edilmektedir.

Vicks Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Dudakta çeşitli nedenlerle çıkan uçuk tedavisinde Vicks krem etkilidir. Yani Vicks krem uçuğa iyi gelmektedir.

Vicks Krem Varise İyi Gelir Mi?

Vicks kremin varise iyi geldiği ile ilgili herhangi bir bilgi yoktur.

Vicks Krem Yanığa İyi Gelir Mi?

Vicks krem ferahlatıcı etkisi ile yanık acısını dindirmektedir. Buzla kompres görevi gören Vicks krem yanığa iyi gelmektedir.

Vicks Krem Ateş Düşürür Mü?

Vicks krem kış aylarının vazgeçilmez kremlerindendir. Kış aylarında çok sık rastlanan nezle ve grip hastalıklarında ateş de görülmektedir. Vicks kremi hastanın sırtına sürerek masaj yaptığınız zaman hastanın ateşi düşecektir.

Vicks Krem Gebelikte Kullanılır Mı?

Vicks krem hamileliğin ilk 3 ayında kesinlikle kullanılmamalıdır. 3 ay sonrasında ise doktor tavsiye eder ise Vicks kremi kullanmakta bir sakınca yoktur.

Vicks Krem Bebeklerde Nasıl Kullanılır?
Vicks Krem Bebeklerde Nasıl Kullanılır?

Vicks Krem Bebeklerde Nasıl Kullanılır?

Bebekler için özel olarak üretilen Vicks kremler (Vicks Krem Babyrub Bebek Bakım Kremi, Vicks Krem Baby Balm Bebek Bakım Kremi) bulunmaktadır. Bebeklerinize kendi kullandığınız Vicks kremi kesinlikle kullanmamalısınız. Bu kremlerin içeriği daha yoğun ve etkili olduğu için bebeğe zarar verebilir. Ancak bebeklere özel üretilen Vicks kremlerin herhangi bir zararı yoktur. Vicks krem 6 ay ve üzerindeki bebeklerde kullanılabilir. Bebeklerin göğüs bölgelerine az miktarda sürerek hafif masaj yapabilirsiniz.

Vicks Krem Fiyatı 2021 Eczane

Vicks kremi eczanelerden 32 TL’ye satın alabilirsiniz.

Vicks Krem Yan Etkileri Neler?

Vicks VapoRub için belgelenmiş az sayıda yan etki görülmüştür. İlaç topikal olduğundan (cilde uygulandığında) en olası yan etkiler cilt tahrişleri, kızarıklık veya kurdeşendir.

Bu yan etkileri fark ederseniz, kremi kullanmayı kesmeli ve sağlık uzmanınızdan destek almalısınız Ayrıca Vicks VapoRub’ın özellikle iki yaşın altındaki çocuklarda nefes almada zorluk yarattığına dair raporlar da vardır.

Vicks VapoRub’un aşırı kullanımının solunum sıkıntısı ve pnömoni gelişiminden sorumlu olabileceği yaşlı yetişkinleri içeren izole vakalar olmuştur.

Vicks VapoRub kullandıktan sonra siz veya çocuğunuz nefes almada zorluk, baş dönmesi, kurdeşen veya düzensiz kalp atışı yaşarsanız, hemen 112’yi arayın veya size en yakın sağlık kuruluşunun acil servisine gidin.

Vicks Krem Kullananların Yorumları Neler?

Vicks krem kullananların yorumlarının olumlu olduğu görülmektedir. Vicks krem ağrı kesici özelliğinin yanında çeşitli hastalıkların tedavisinde de etkilidir. Herhangi bir yan etkisi de olmayan Vicks krem kullanıcılarını memnun etmektedir.

Hangi hormonlar kilo aldırır, kilo vermeyi engeller?

Hayatta bir adaletsizlik olduğunu fark etmemek zor. Bazı insanlar çok çeşitli yiyecekler yiyebilir ancak kilo almazlar. Bazıları ise az yer ama aynı zamanda kilo verme konusunda başarısız olurlar. Bu durum hormonlarla ilgilidir. Hangi hormonlar kilo aldırır sıklıkla araştırılmaktadır. 10 farklı hormonun kilo alımını nasıl etkilediğini ve kilo vermenizi nasıl engellediğini yazımızın geri kalanında.

Hormon Nedir?
Hormon Nedir?

Hormon Nedir?

Hormonlar, vücudunuzdaki tüm vücut fonksiyonlarını düzenleyen kimyasallardır. Hormonlar, gıdalardan sindirim sistemi yoluyla kan dolaşımına giren maddelerin düzgün bir şekilde çalışabilmesi ve sağlıklı olabilmesi için uygun şekilde işlenmesinden sorumludur. Elbette kilo üzerinde de etkileri bulunur.

Hormonlar, diyet yaparken ve düzenli olarak spor salonuna gittiğinizde bile kilo almanıza neden olabilir. Mesele şu ki hormonlar dengeli değilse, yetersiz olan hormonlar diğerlerinin işini bozabilir. Bu nedenle hangi hormonlar kilo aldırır bilinmelidir. Örneğin, üreme sisteminin işlevlerinden sorumlu hormonların dengesizliği varsa, bu sadece gebe kalma, şiddetli menopoz, şiddetli PMS ile ilgili problemleri ortaya çıkarmaz.  Bu hormonun dengesizliği yorgunluk, tahriş, kilo alma, uykusuzluk gibi sorunlara da neden olabilir. Pekiyi hangi hormonlar kilo aldırır ve zayıflamayı engeller?

Hangi Hormonlar Kilo Aldırır?
Hangi Hormonlar Kilo Aldırır?

Hangi Hormonlar Kilo Aldırır?

Hangi hormonlar kilo aldırır ve zayıflamayı engelleri öğrendiğinizde ve önlemini aldığınızda formunuzu korumanız kolaylaşacak ve fit bir vücuda kavuşabileceksiniz. Gelin, hangi hormonlar kilo aldırır yakından inceleyelim.

Tiroid Hormonu

Tiroid sorunları kilo alımına neden olabilir.  Tiroid hormonu yağların parçalanması için komut verir. Bu nedenle seviyesi düşük olduğunda yağ birikimi artar, kişi ainden kilo almaya başlar.

Tiroid hormonlarının dengesini sağlamak için iyi pişmiş gıdalar tüketin ve sebzeleri çiğ yemeyin. İyotlu tuz kullanmayı tercih edin. Tirodin dengelenmesi için yenilebilecek diğer yiyecekler şunlardır:

  • Dereotu
  • Kemik suyu
  • Süt ve süt ürünleri
  • Zeytin yağı
  • Yumurta
  • Bakla

İnsülin

Pankreas tarafından üretilen insülin hormonu yağları parçalayan enzimleri aktif hale getirir. Bu nedenle yağ metabolizmasında önemli bir role sahiptir. Ayrıca tüketilen fazla şekeri yağ dokusuna dönüştürür ve kilo almaya da neden olabilir.

İnsülin hormonunu sağlamak için öncelikle işlenmiş gıdalardan uzak durmalısınız. Alkol gibi işlenmiş ve şekerli içeceklerden tüketmeyin. Uyumadan birkaç saat önce yemek yemeyi bırakın. Tükettiğiniz besinlere yeşillikleri, meyveleri, kuru yemişleri, zeytin yağını ve tohumları dahil edin.

Günde üç ila dört litre su için. Omega-3 de insülin hormonunu dengelemek için önemlidir, omega-3 takviyesi alabilirsiniz.

Leptin

Leptin iştahı düzenler ve enerji metabolizmasından sorumludur. Leptin seviyesi düştüğü oranda iştah seviyesinde artış görülür. Bu durum kilo alımına neden olur.

Leptin seviyesinin dengelenmesi için yapmanız gerekenlerden biri dinlenmektir. Uykusuzluk arttıkça leptin seviyesi düşecektir. 3-4 saatte bir şeyler yiyin ancak şekerli işlenmiş gıdalardan kaçının. Meyveler, yeşil yapraklı sebzeler ve sağlıklı atıştırmalıklar leptin seviyesinin düzene girmesi için tercih edilmelidir. Ayrıca bol bol su içmelisiniz.

Girelin

Girelin hormonu acıkmanıza neden olur, sinir sistemini uyarır ve kardiyovasküler sistemi korur.  Sık sık atıştırıldığında girelin seviyeleri düşer, kaygı ve stres miktarı artar. Yiyecek yokluğunda artan hormon seviyesi bu depresif durumları azaltır. Bu hormonun dengesini sağlayabilmek için günde dört beş öğün yeterlidir, ikisi ara öğün olmak üzere.

Ayrıca taze meyveler, sebzeler, protein, lif ve sağlıklı yağlar yiyin. Yemeklerden ve egzersizden 20 dakika önce yarım bardak su için.

Östrojen

Östrajen seviyesinin düşmesi erkek tipi yağlanmaya yani karın çevresinde yağ hücrelerinin birikmesine neden olur. Östrojen seviyesinde dengesizlikleri azaltmak için alkolden kaçının. Tam tahıllar, sebze ve meyve tüketin. Ayrıca egzersiz yapmaya özen gösterin.

Progestron

Progestron hormonun seviyesi düştüğünde vücut ödem tutmaya başlar. Ödem vücut hacminin artmasına neden olur. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve stresi minimize etmek bu hormonun dengede kalmasına yardımcı olur.

Testosteron

Kadınlarda testosteron arttığında regl döngüsü aksar, polikistik over sendromu gelişir. Bu duerum kontrolsüz kilo artışına neden olur.  Testosteron dengesini sağlamak için diyetinize kuru erik, kabak çekirdeği, keten tohumu ve kepekli tahıllar gibi lif açısından zengin yiyecekleri dahil edin. Düzenli egzersiz yapın, C vitamini, probiyotikler, magnezyum, çinko, protein takviyeleri alın.

Kortizol

Stres ve uykusuzluk kortizol hormonun seviyesini yükseltir. Kortizol hormonu yükseldiğinde iştah artar ve kontrölsüz bir gıda alımına neden olabilir. Sürekli stres nedeniyle kortizol hormonu yükselenler fazla yemese bile kilo alabilir. Kortizolün yükselmemesi için stresle nasıl baş edeceğinizi öğrenebilirsiniz. Rahatlatıcı, heyecan verici hobilerle meşgul olun, arkadaşlarınızla ve ailenizle daha fazla zaman geçirin, yeterince uyuyun.

Melatonin

Melotonin hormonu bağışıklık sistemini uyarır. Melatonin aynı zamanda uyku hormonudur ve bir kişi ne kadar az uyursa kilosunu kontrol altında tutması o kadar zorlaşır. Uyku sırasında melatonin kalori yakan özel bir hücre üretir. Az uyunduğunda bu süreç aksar.

Melatonin hormonu dengede tutmak için karanlık bir odada en az yedi sekiz saat uyuyun. Melatonin içeren badem, kiraz, kişnişi de tüketebilirsiniz.

Büyüme hormonu

Büyüme hormonu işler yolunda gittiğinde yağların salınmasını ve parçalanmasına zemin hazırlar. Ancak büyüme hormonun seviyesi düştüğünde bu süreç engellenir. Büyüme hormonun dengesini sağlamak için stresten kaçının, işlenmiş yiyecekler yemeyin. Yatmadan önce kahve içmeyin çünkü bu büyüme hormonu miktarını azaltır.

Sizin de fazla kilolarla probleminiz varsa hangi hormonlar kilo aldırır yazımızdaki açıklamaları dikkate almanızı öneririz.

Hangi Hormonlar Kilo Aldırır, Zayıflamayı Engeller?

Dudak kenarı sivilceleri nasıl geçer, ne iyi gelir?

Dudak kenarı sivilceleri genelde kaşıntı ve yanma ile ortaya çıkmaktadır. Burun ve çene arasındaki bölgede görülen sivilceler kesinlikle oynanmamalıdır. Aksi takdirde daha da yayılarak tüm yüzde ağrılı bir soruna dönüşür. Dudak kenarı sivilcelerinin tedavi edilmesi için öncelikle bu sivilcelere neden olan etmenler araştırılarak belirlenmelidir. Neden olan etmen belirlendikten sonra buna uygun tedavi yöntemi uygulanmalıdır.

Dudak Kenarı Sivilce Neden Çıkar?

Bu durumu yaşayanların en çok merak ettiği şey dudak kenarı sivilce neden çıkar sorusudur. Ağrı yapan bu sivilceler için genelde evde tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Bu yöntemler oldukça etkilidir. Ancak geçmeyen ve ilerleyen dudak kenarı sivilceleri için mutlaka doktora başvurulmalıdır. Dudak kenarı sivilceleri genelde gençlerde görülen bir durumdur. Özellikle de ergenlik dönemi ve sonrasında ortaya çıkan gözenekler dolarak sivilcelere dönüşür.

Dudak kenarı sivilceleri genelde bir sorun olarak görülmez. Ancak ileri zamanlarda özellikle görsel açıdan kişiyi rahatsız etmektedir. Sık sık görülen bu sivilcelerin önemsenmemesi durumunda ileride bu sivilceler kalıcı izlere ve lekelere neden olabilmektedir. Bu nedenle öncelikle sivilcelerin nedeni belirlenmeli ve tedavisine başlanmalıdır. Dudak kenarı sivilceleri genelde şu nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar:

  • Makyaj kalıntıları
  • Kir
  • Gözeneklerin tıkanması
  • Sigara tüketilmesi
  • Aşırı stres
  • Yetersiz cilt temizliği
Dudak Kenarında Sivilce Çıkması Neyin Belirtisi?
Dudak Kenarında Sivilce Çıkması Neyin Belirtisi?

Dudak Kenarında Sivilce Çıkması Neyin Belirtisi?

Dudak kenarındaki sivilceler birçok kişinin önemsediği bir durum değildir. Ancak dudak kenarında sivilce çıkması neyin belirtisi önemlidir. Dudak kenarı sivilceleri genelde yetersiz temizlik, makyaj ve kir artıkları gibi nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bu sivilceler kişinin yağlı bir cilde sahip olduğunun belirtisidir. Yağlı cilt yağısına sahip olan kişilerde özellikle ergenlik döneminde dudak kenarında sivilceler çok sık görülmektedir.

Dudak Kenarında İltihaplı Sivilce Neden Olur?

Son derece sinir bozucu olan dudak kenarındaki sivilceler iltihaplı olduklarında daha çok ağrı hissi yaşatmaktadır. İltihaplı sivilceler, gözeneklerin ölü deri hücresi ve yağ tarafından tıkanması sonucunda görülmektedir. 14-16 yaşlarında bu durum normal kabul edilmektedir. Ancak ilerleyen yaşlarda geçmeyen iltihaplı sivilceler için mutlaka doktora muayene olmanız gerekmektedir.

Dudak Kenarı Sivilceleri Nasıl Geçer?
Dudak Kenarı Sivilceleri Nasıl Geçer?

Dudak Kenarı Sivilceleri Nasıl Geçer?

Dudak kenarı sivilceleri genel olarak bakteri kaynaklı oluşmaktadır. Bu nedenle bakterileri öldürecek yöntemler ile dudak kenarı sivilcelerinden kurtulabilirsiniz. Sizlere evinizde uygulayabileceğiniz doğal yöntemler ile dudak kenarı sivilcelerinden nasıl kurtulabileceğinizi anlatacağız. İşte dudak kenarı sivilcelerini geçiren doğal yöntemler:

Benzoil Peroksit: Sivilceler ile savaşan bir bileşen olan Benzoil Peroksit, dudak kenarı sivilcelerini geçirmektedir. Bu jelleri reçetesiz satın alabilirsiniz. Bu yöntem ile gözeneklerinizi tıkayan ölü deriler ve bakterilerden cildinizi temizleyebilirsiniz. Sivilceler için Benzoil Peroksit bileşenini günde 1-2 kere kullanabilirsiniz.

Isı Uygulaması: Sıcak uygulaması da denilen ısı uygulaması ile derinin altında bulunan kolajen hareketlendirilerek sayısı artırılır. Bu sayede cildin yenilenmesi sağlanır.

Sabunlar: Sivilceler için üretilen çeşitli sabunlar vardır. Bu sabunların içeriğinde yer alan etken maddeler sivilcelerin kurumasına yardımcı olmaktadır. Cilt tipinize en uygun sabunu eczacınıza danışarak alabilirsiniz.

Çay Ağacı Yağı: Çay ağacı yağı, dudak kenarı sivilceleri için etkili doğal yöntemlerden biridir. 2 çay kaşığı kadar doğal balı 5 damla çay ağacı yağı ile iyice karıştırın. Karışımı sivilcelerin üzerine sürün ve 5 dakika sonra yüzünüzü yıkayın.

Hindistan Cevizi Yağı: Tamamen doğal olan Hindistan cevizi yağı, akne ve sivilceye neden olan ciltteki ölü bakterilerin temizlenmesini sağlamaktadır. Ciltteki nemi artıran Hindistan cevizi yağı sivilceleri tedavi etmektedir. Bu yağı direkt olarak sivilcelerin üzerine sürebilirsiniz.

Elma Sirkesi: Sivilceye neden olan bakterileri öldüren elma sirkesi, dudak kenarı sivilcelerinin kısa sürede geçmesine yardımcı olmaktadır. Yarım çay bardağı su içerisine yarım çay bardağı doğal elma sirkesini ekleyerek karıştırın. Temiz pamuğu bu karışıma batırın ve pamukla sivilcelerin üzerini silin. 5 dakika sonra yüzünüzü yıkayın.

Yeşil Çay: Yapılan çeşitli çalışmalar, yeşil çayın dudak kenarı sivilcelerine iyi geldiğini ortaya koymuştur. Yeşil çayı demleyin ve soğuduktan sonra pamukla yüzünüze sürün.

Cadı Fındığı: Bu yöntemi duymamış olabilirsiniz. İyi bir nemlendirici olan cadı fındığı enflamasyonu da azaltmaktadır. 1 çay kaşığı aloe vera ile 1 çay kaşığı cadı fındığını karıştırarak yüzüne sürün. Bu yağı cildinizde bırakmanız etkisini artıracaktır.

Aloe Vera: Aloe veranın cilde olan faydalarını bilmeyen yoktur. Aloe vera dalından jelini çıkarın ve direkt olarak sivilcelerin üzerine sürün. Kısa sürede sivilcelerin azalarak geçtiğini göreceksiniz.

Jojoba Yağı: Ciltteki kolajen üretimini artıran jojoba yağı, dudak kenarı sivilcelerine iyi gelmektedir. Var olan sivilceleri tedavi eden jojoba yağı yeni sivilce oluşumunu da engellemektedir.

Dudak Kenarındaki Sivilceye Ne İyi Gelir?
Dudak Kenarındaki Sivilceye Ne İyi Gelir?

Dudak Kenarındaki Sivilceye Ne İyi Gelir?

Dudak kenarı sivilceleri tedavisi olan bir cilt sorunudur. Bu sivilceler için doktora gitmek istemeyenler doğal yöntemleri tercih edebilirler. Herhangi bir zararı olmayan bitkilerle uygulanan bu yöntemler şunlardır:

Sarımsak: Sivilcelere karşı doğal bir ilaç olan sarımsak, sivilcelerin oluşumuna neden olan bakterileri öldürmektedir. Minik bir sarımsağı dilimleyin ve sivilce üzerine sürün. Bir süre bekledikten sonra yüzünüzü ılık su ile durulayın.

Kil Maskesi: Düzenli bakım için kullanılan kil maskesi sivilcelere iyi gelmektedir. 2 yemek kaşığı kil içerisine 4-5 yemek kaşığı su ekleyerek karıştırın. Akmayacak kıvama geldikten sonra sivilcelere sürün ve kurumasını bekleyin. Kuruduktan sonra ılık su ile yıkayın.

Yoğurt Maskesi: 1 tatlı kaşığı yoğurdun içine 1 tatlı kaşığı limonu ekleyerek karıştırın. Bu karışımı sivilcelere sürdükten sonra 15 dakika bekleyin ve yüzünüzü yıkayın.

Hint Yağı: Cilt bakımında önemli bir yere sahip olan Hint yağını dudak kenarı sivilceleri için de kullanabilirsiniz. Hint yağını dairesel hareketlerle sivilcelerin üzerine sürebilirsiniz.

Limon Suyu: Sivilceleri biraz yaksa da kısa sürede etkisini göstermektedir. Limon suyunu sivilcelerin üzerine sürün ve 30 dakika bekledikten sonra yüzünüzü yıkayın. Bu işlemi günde 1 kere uygulayabilirsiniz.

Zerdeçal Macunu: 1 tutam zerdeçalı 1 çay kaşığı kadar zeytinyağı ile karıştırın ve macun kıvamına getirin. Bu macunu sivilce üzerine sürün ve birkaç saat beklettikten sonra yüzünüzü yıkayın.

Bal: Bal ile sivilceleri tedavi etmek için 1 yemek kaşığı bal içerisine 2 yemek kaşığı yoğurdu ekleyin. Karışıma birkaç damla limon suyunu da ekleyebilirsiniz. Bu karışımı sivilcelere sürün ve 15 dakika sonra yüzünüzü yıkayın.

Diş Macunu: Sivilce üzerine koyulan ve 2 saat kadar bekletilen diş macununun sivilcelere iyi geldiği söylenmektedir. Ancak herhangi bir aksi durumla karşılaşmamak için diş macununu 15 dakika bekletin ve cildinizin tepki verip vermeyeceğini kontrol edin.

Bal ve Tarçın Maskesi: 1 tatlı kaşığı toz tarçını 1 yemek kaşığı bal ile karıştırın ve cildinize sürün. 15 dakika kadar yüzünüzde beklettikten sonra ılık su ile yüzünüzü yıkayabilirsiniz.

Ekinezya: Cilt sorunlarının tedavisinde etkili olan ekinezya ile dudak kenarı sivilcelerine elveda diyebilirsiniz. 1 bardak kaynamış olan su içerisine 1 tatlı kaşığı kadar kurumuş ekinezyayı atın ve 5 dakika demlenmesini bekleyin. Bu şekilde hazırladığınız ekinezya çayını düzenli olarak tüketin.

Biberiye: Biberiye yağı çok güçlü bir yağdır. Bu nedenle direkt olarak cildinize uygulamamalısınız. 3-4 damla kadar biberiye yağını bir kaba ekleyin. İçerisine 1 çay kaşığı jojoba yağı ekleyin. Bu karışımı yalnızca sivilce olan bölgeye sürün.

Dudak Kenarı Sivilce Tedavisi Nasıl Yapılır?

Dudak kenarı sivilceleri için çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Evde uygulayabileceğiniz doğal yöntemleri yukarıda aktardık. Bunun dışında doktorlar tarafından sivilcelere neden olan bakterileri öldüren krem ve ilaç reçete edilmektedir. Dudak kenarı sivilceleri için doktorun görüşür çok önemlidir. Kişinin durumuna göre doktor tarafından en uygun tedavi yöntemi belirlenmektedir.

Dudak Sivilce Kremi Önerisi

Dudak sivilce kremi önerisi ile sivilcelerinizi kurutacak tedaviyi belirleyebilirsiniz. Piyasada sivilce tedavisinde kullanılan birçok farklı markada krem bulunmaktadır. Dudak kenarı sivilceleri için genelde Zdrave, DermaDerm ve Simple Daily Skin önerilmektedir. Bu kremleri kullanmaya başlamadan önce doktorunuzla görüşmeniz daha doğru olacaktır.

Göğüs büyütme doğal yöntemleri neler? Vazelin meme büyütür mü?

Sıkı ve dik göğüslere sahip olmak her kadının idealidir. Ancak bu ideal, bazen hayalden öteye gidemese de negatif olmaya da gerek yoktur. Ayrıca cerrahi operasyonla göğüs büyütmek için bıçak altına yatmadan evvel denenebilecek çok sayıda göğüs büyütme yöntemi olduğu unutulmamalıdır.

Göğüs büyütme doğal yöntemleri ile ideal göğüs ölçülerine kavuşmak mümkündür. Estetik cerrahi operasyonların çok pahalı olmasının yanı sıra resmi olması nedeniyle de kadınlar, göğüslerini büyütmek için daha fazla bitkisel çözüm yollarına başvurmaktadır. Göğüs büyütme yöntemleri kadınlar tarafından çok ciddiye alınan önemli bir konudur.

İnsanlar sağlıklarına kavuşmak ya da sağlıklarını korumak için doğal çözümlere başvursa da artık estetik problemlerine de doğal yollardan çözüm aramaktadır. Çeşitli nedenlerden dolayı insan vücudu deformasyona uğrayabilmektedir. İnsanlar birbirinden farklı vücut tiplerine sahip olduğundan dolayı minyon tipli bazı kadınların göğüsleri çok daha küçük olabilmektedir. Yine doğum yapan ve emziren kadınların göğüslerinde sarkma problemi ortaya çıkabilmektedir. Göğüslerinin küçük olmasını kendisine dert eden kadınlar ise bitkisel çözüm yollarını deneyerek hayallerindeki göğüs ölçülerine kavuşmak istemektedir. Daha dik ve diri göğüsler için etkili bitkisel çözüm önerilerine haberimizin içeriğinden ulaşılabilir.

Göğüs Büyütme Doğal Yöntemleri Neler?
Göğüs Büyütme Doğal Yöntemleri Neler?

Göğüs Büyütme Doğal Yöntemleri Neler?

Küçük göğüs ölçüleri kadınlar arasında en yaygın problemlerden biridir. Bu problemden yakınan çok sayıda kadın vardır ve göğüs büyütme doğal yöntemleri neler diye araştırma içerisine girerler. Kadınlar, cerrahi operasyonla göğüslerini büyütme hususunda ise aşırı tereddüt ettiği için bitkisel yöntemlere başvurarak göğüslerini büyütmeye çalışan kadın sayısı az değildir. Bu yöntemler yüzde yüz doğal ve etkili olduğu içinde estetik cerrahi operasyona gerek duyulamamaktadır.

Göğüs Büyütme Bitkisel Saraçoğlu

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’nun tavsiye ettiği kürler ile son senelerde göğüs büyütülmesi çok kolay olduğu için kadınlar, bu kürlere büyük ilgi göstermektedir. Göğüs büyütme doğal yöntemleri için kullanılabilecek bitkilerin başını çeken şerbetçi otu, İbrahim Saraçoğlu tarafından bayanlara tavsiye edilmiştir. Ancak İbrahim Saraçoğlu tarafından tavsiye edilen bu kür uygulandığı esnada beslenme programı düzenli olmalıdır. Şerbetçi otu tarif edildiği gibi bire bir uygulanırsa, göğüslerde gözle fark edilir bir büyüme olmaktadır.

Serbetçi Otu Kürü İle Göğüs Büyütme

İbrahim Saraçoğlu tarafından tavsiye edilen bu kürün uygulanması için 5-6 gram şerbetçi otunun bir bardak suyun içerisinde kaynatılması ve bu karışımın 1 ay boyunca içilmesi gerekmektedir. Ne var ki bu kür göğüsleri tek başına büyütmeye yeterli olmadığı için bu sürenin sonunda ikinci aşamaya geçilmesi şarttır. İkinci aşamada da göğüslerin büyütülmesi için hayıt tohumu devreye girmektedir. Hayıt tohumu da şerbetçi otu küründe olduğu gibi bir bardak suda kaynatıldıktan sonra tüketilmelidir. İkinci aşamada, ilk aşamadaki gibi bir ay boyunca uygulanmalıdır. Bu iki aylık süreçte sağlıklı ve dengeli beslenmeye çok dikkat edilmesi ile diğer göğüs büyütme doğal yöntemlerini uygulamak bu kürün etkisini artırmaktadır.

Vazelin Meme Büyütür Mü?
Vazelin Meme Büyütür Mü?

Vazelin Meme Büyütür Mü?

Kadınların sadece vücut yapıları değil, göğüslerinin yapıları ve büyüklükleri de birbirinden farklıdır. Ancak bazı kadınların göğüslerinin ölçüleri ideal ölçülerden çok daha küçük olabilmektedir. Göğüsleri çok küçük olan kadınlar ise ideal göğüs ölçülerine kavuşabilmek için göğüs büyütme doğal yöntemlerini araştırmaktadır. Kadınların göğüslerini büyütmek için en fazla denediği kremler arasında vazelinde yer almaktadır. Çok sayıda kadın vazelin kremini kullanarak göğüslerini büyüttüğünü ifade etmektedir. Yine vazelinin kalçaları sıklaştırdığı ve büyüttüğü de ifade edilmektedir. Öyle ki en etkili göğüs büyütme kreminin vazelin olduğunu iddia edenlerin sayısı az değildir.

Yaraların tedavi edilmesinde de antiseptik özelliği olduğu için vazeline çok sık başvurulmaktadır. Kırışıklık kremlerinin başı çektiği birçok kremin ana maddesini de vazelin oluşturmaktadır. Vazelin kreminin göğüslere direkt sürülmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Birçok sağlık problemini etkili bir şekilde tedavi eden vazelin çok uzun senelerdir kozmetik amaçlı da kullanılmaktadır. Ne var ki vazelinle göğüs büyütülebileceğinden günümüzde birçok kadının haberi yoktur. Estetik cerrahi operasyonlara yüksek ücretler ödeyerek göğüs büyütmek yerine, eczanelerden alınabilecek vazelin kremiyle küçük göğüslerden kurtulmak mümkündür.

Göğüsler Doğal Yollarla Nasıl Büyültülür?

Göğüs büyütme doğal yöntemleri neler, göğüsler doğal yollarla nasıl büyütülür sıklıkla araştırılmaktadır. Kadınların göğüs ölçüleri doğuştan küçük olabildiği gibi zamanla deformasyona uğradığı için de küçülebilmekte veya sarkabilmektedir. Göğüslerin büyültülebilmesi için kısa sürede sonuç alınan cerrahi operasyonlar bulunmaktadır. Bir estetisyen uzmanıyla görüştükten sonra bu konuya çözüm üretilebilse de doğal yollarla cerrahi operasyona gerek kalmadan da göğüsler büyültülebilmektedir. Göğüsleri dolgunlaştırmak için doğada etkisi yüksek çok sayıda bitki türü bulunmaktadır. Yine göğüslerin dolgunlaştırılmasında doğal içerikli kremlerden de faydalanılabilir.

Doğal yollarla göğüslerin dolgunlaştırılabilmesi için uzmanlar tarafından önerilerde bulunulmakta ve çeşitli kürler verilmektedir. Fiyatı çok yüksek olan cerrahi operasyonlardansa, maliyeti çok daha düşük ve bıçak altına yatmayı gerektirmeyen bu bitkisel yöntemlerden istifade edilebilir. Göğüslerin nasıl dolgunlaştırılacağı hususu günümüzde çok sayıda kadın tarafından araştırılmaktadır. Bitkisel yöntemler haricinde bazı egzersizler yapılarak da göğüsler daha dolgun hale getirilebilir.

Sporla Göğüs Büyültülür mü?

Göğüs büyütme doğal yöntemleri arasında spor ve egzersiz önemli arz etmektedir. Gençlerdeki yağ dokusunun artırılmasında sporun bir yöntem olmadığı bilinmelidir. Ancak spor yapanlar açısından göğüs büyütme yöntemlerinin daha kolay olduğu söylenebilir. Bunun nedeni ise yapılan egzersizler esnasında göğüslerdeki kasların çalışması ve sıkılaşmasıdır. Bu da sarkan göğüslerin daha dik durmasında oldukça etkilidir. Öyle önemli bir farklılık olmasa da yapılan egzersizler göğüslerin daha dik, sıkı ve dolgun görünmesine yardımcı olmaktadır. Spor yaparak göğüslerini büyütmek isteyenler ise düşük kalorili diyetler uygulamamalıdır.

Bu konuyla ilgili bir diyetisyenden yardım alınarak hazırlayacağı beslenme programına uyulmalıdır. Dikkat edildiği takdirde spor yapan erkeklerin dahi göğüslerinin daha büyük göründüğü fark edilir. Birçok kişiye imkânsız gibi gelse de spor sayesinde daha güzel ve dolgun göğüslere kavuşmak mümkündür.

Bitkisel Yağlar Göğüsleri Büyütür Mü?
Bitkisel Yağlar Göğüsleri Büyütür Mü?

Bitkisel Yağlar Göğüsleri Büyütür Mü?

Göğüs büyütme doğal yöntemleri arasında bitkisel yağlar da kullanılmaktadır. Bitkisel yağların kullanılmasıyla göğüslerin büyütülmesi mümkün olsa da doğru yağın ve uygulama yönteminin bilinmesi gerekmektedir. Bitkisel yağların kullanılmasıyla yapılacak birkaç basit hareketle göğüslere masaj yapılarak göğüsleri büyütmek mümkündür.

Göğüslerin büyümesine yardımcı olan etkili bitkisel yağlarla göğüslerin ger tarafının güzelce yağlanmasının ardından göğsün iç kısmından başlanması suretiyle dışa doğru göğse masaj yapılmalıdır. Ancak bu masajın her bir göğüs için 100 defa yapılması gerekmektedir. Bu masajın ardından yağlı göğüsler birbirlerine yaklaştırılıp uzaklaştırılmalıdır. 2 göğse birden 50’şer defa dairesel hareketler çizilerek masaj yapılması da göğüslerin büyümesinde oldukça etkilidir. Bu masajın daha etkili olması içinde göğüs büyütmede etkisi yüksek olan bitkisel yağlardan istifade edilebilir.

Badem Yağı İle Göğüs Büyütme

Göğüs büyütme doğal yöntemleri için en etkili bitkisel yağlar arasında badem yağı da bulunmaktadır. Badem yağıyla göğüslere düzenli masaj yapılması kısa süre içerisinde göğüslerin büyümesine yardımcı olmaktadır.

Tarçın Yağı İle Göğüs Büyütme

Göğüslerin büyümesinde etkili bir diğer bitkisel yağ ise tarçın yağıdır. Daha etkili sonuç alabilmek için tarçın yağıyla badem yağının karıştırılmasında bir sakınca bulunmamaktadır.

Çörek Otu Yağı İle Göğüs Büyütme

Çörek otu yağının da göğüsleri büyütüp büyütmediği merak edilmektedir. Çörek otu yağıyla her gece yatmadan evvel 5 dakika göğüslere masaj yapılırsa, bu uygulamanın göğüsleri büyüttüğü iddia edilse de çörek otu yağının böyle bir etkisi olup olmadığı henüz bilinmemektedir. Ancak bitkisel bir yağ olduğu için denenmesinde bir sakınca yoktur.

Yine ceviz, kuru üzüm, avokado ve günaşırı sütlü çikolata tüketilmesi de göğüs büyütme doğal yöntemleri uygulanırken tüketilmesi ihmal edilmemesi gereken besinlerdir.

Endoskopi nasıl yapılır? Ne kadar, kaç dakika sürer?

40 yıldan fazladır kullanılan endoskopi yöntemi ile birçok hastalığın erken teşhisi sağlanarak tedaviye erken başlanmaktadır. Bu sayede tedaviden en kısa sürede olumlu yanıt alınarak hastalığın iyileşme şansı artmaktadır. Teknolojinin ilerlemesi ile beraber endoskopi cihazının özellikleri ve kalitesi artırılarak elde edilen sonuçlar daha başarılı hale getirilmiştir. Endoskopide daha yüksek başarı elde edilebilmesi, doğru hastaya doğru uzmanlar tarafından yapılan işlemlerle mümkündür.

Endoskopi Nedir?

Hemen herkesin bir defa da olsa duyduğu endoskopi nedir konusunu detaylı olarak araştırdık. Endoskopi bir cihazla yapılan özel bir işlemdir. Ucunda ışıklı ve küçük bir kamera olan cihaz ile mide, kalın bağırsak ve on iki parmak bağırsağını kapsamış olan gastrointestinal sisteminin incelemesi yapılmaktadır. Endoskopi işleminde herhangi bir kesi yapılmamaktadır. Bu konuda aklınızda herhangi bir soru işareti olmasın. Endoskopi yöntemi ile sindirim sisteminde yaşanan rahatsızlıkların temel nedeni belirlenmektedir. Etkili bir yöntem olan endoskopi sayesinde hastalıkların erken teşhisi, nedenleri ve tedavi yöntemleri belirlenmektedir. Endoskopi ile hastalıkların belirlenmesi dışında midede yer alan poliplerin alınması ve mide kanaması tedavisi de yapılmaktadır.

Endoskopi Neden Yapılır?

Endoskopi neden yapılır sorusuna çeşitli cevaplar verilmektedir. Genel olarak endoskopi bazı sindirim sistemi hastalıklarının teşhisi için yapılmaktadır. Son derece güvenilir olan endoskopi her işlemde olduğu gibi çok az bir risk barındırmaktadır. Ancak bu riskin yüzdesi çok düşüktür. Endoskopi sırasında kanama olması yaşanacak tek risktir. Doğru uzmanların ellerinde yapılan endoskopi işleminde bu risk çok azdır. Endoskopi yapılmasına gerek duyulan hastalıklar şu şekilde sıralanabilir:

  • Sebepsiz kilo kayıpları
  • Sebepsiz karın ağrıları
  • Uzun süren mide yanması
  • Uzun süren mide ekşimesi
  • Göğüs yanması
  • Kansızlık
  • Reflü
  • Mide kanaması
  • Midedeki polipler

Endoskopi Çeşitleri Nelerdir?

Endoskopi, doktorun bir kişinin vücudunun farklı organlarının içini görmesini sağlayan bir prosedürdür. Doktorlar bunu vücudun aşağıdaki bölümlerindeki hastalıkları teşhis etmek için kullanırlar:

Artroskopi

Eklemler etkilendiğinde kullanılır. Tüp, bağlantıya yakın küçük bir kesiden sokulur.

Bronkoskopi

Akciğerlerdeki enfeksiyon veya büyümeyi incelemek için kullanılır. Endoskopik tüp ağız veya burun gibi bir açıklıktan yerleştirilecektir.

Kolonoskopi

Kolon veya kuyruk kemiğinizin incelenmesi için kullanılır. Tüp anal boşluğa yerleştirilecektir.

Sistoskopi

Mesanedeki hasarı değerlendirmek için kullanılır. İnceleme üretra yoluyla yapılır.

Enteroskopi

İnce bağırsakta bir sorun olduğunda kullanılır. Bunun için ağızdan veya anüsten girilebilir.

Histeroskopi

Kadınlarda rahim içini kontrol etmek için kullanılır ve tüp vajinadan sokulur.

Laparoskopi

Karın veya pelvik bölgenizi taramak için kullanılır. Bölgeye yakın bir yerde küçük bir kesi yapılarak tüp yerleştirilir.

Laringoskopi

Gırtlağı incelemek için kullanılır. Kamera burun veya ağızdan sokulur.

Mediastinoskopi

Akciğerler arasındaki alana mediastinun denir ve bu tür endoskopi o bölgenin incelenmesidir. İceleme için göğüs kemiğinin üzerinde küçük bir kesi yapılır.

Üst Gastrointestinal Endoskopi

Yemek borusu ve üst bağırsak yolunu araştırmak için kullanılır. Cihaz ağızdan sokulur.

Üreteroskopi

Erkeklerde üreteri kontrol etmek için kullanılır. İşlem üretradan yapılır.

Endoskopi Aç Mı Yapılır?

Endoskopi yaptıracak olan kişilerin akıllarında Endoskopi aç mı yapılır? sorusu yer almaktadır. Bu konuda endoskopi işlemi yapılacak olan hastanede detaylı bilgiler verilmektedir. Özellikle mide için yapılacak olan endoskopi işleminde hastanın aç olması istenmektedir. İşlem esnasında midenin ve kalın bağırsağın incelenmesi açken daha net sonuçlar vermektedir. Endoskopi işleminden yaklaşık 7 – 8 saat önce yeme – içme kesilmelidir.

Endoskopi nasıl yapılır? Ne kadar, kaç dakika sürer?
Endoskopi nasıl yapılır? Ne kadar, kaç dakika sürer?

Endoskopi Nasıl Yapılır?

Endoskopinin ne demek olduğundan bahsettikten sonra en çok merak edilen diğer soru olan endoskopi nasıl yapılır sorusunun yanıtına yer vereceğiz. Endoskopi işleminde ağız yolundan girilerek mide veya mide duvarına bakılmaktadır. İşlem esnasında hasta sedoanalijezi denilen yöntemle hafif uyutulmaktadır. Hastalığın bulgularına göre endoskopi işlemi 10 – 30 dakika arasında sürmektedir. Doktor gerekli gördüğü takdirde bölgeden parça alınarak biyopsi işlemi de yapılmaktadır.

Endoskopi De Uyutulur Mu, Endoskopi Uyutmadan Yapılır Mı?

Endoskopi işlemi sırasında hasta tam uyutulmaz. Sedoanalijezi yöntemi kullanılarak hastanın hafif uyuması sağlanır. Yani hasta bu esnada işlemlerden dolayı acı ya da ağrı hissetmez. İşlemden sonra ise hastanın yarım saat kadar istirahat etmesi sağlanır. Tam uyutulmadığı için hasta kısa sürede tamamen kendine gelir.

Endoskopi Kaç Dakika, Ne Kadar Sürer?

Endoskopi kaç dakika, ne kadar sürer sorusunun yanıtı için net bir cevap verilmemektedir. Hastalığın durumuna ve gidişatına göre endoskopi işleminin süresi değişmektedir. Ancak ortalama olarak endoskopi işlemi 10– 30 dakika arasında sürmektedir.

Endoskopi Anestezi Ne Kadar Sürer?

Hastaların durumuna göre endoskopi işlemi bayıltılarak ya da uyutularak yapılmaktadır. Hastaya damardan çeşitli ilaçlar verilerek hastanın uyuması sağlanmaktadır. Bazı durumlarda hasta istediği takdirde hastanın boğazına sprey ile lokal anestezi uygulanır ve hasta uyumadan acısız bir şekilde işlem tamamlanır.

Endoskopi Biyopsi Sonucu Kaç Günde Çıkar?

Endoskopi esnasında gerek duyulduğu zaman bir parça alınarak biyopsi işlemi gerçekleştirilir. Bu terim hastaları korkuttuğu için endoskopi biyopsi sonucu kaç günde çıkar merak edilerek araştırılmaktadır. Her biyopsi işlemi kötü bir durum kesin var olduğu için yapılmaz. Biyopsi işlemi tedbir amaçlı ve teşhisten emin olmak için yapılmaktadır. Tipik bir mide için yapılan biyopsinin sonucu 2 – 4 gün arasında çıkmaktadır. Ancak detaylı testlere ihtiyaç duyulduğu zaman biyopsi sonucu 7 – 10 gün içerisinde çıkmaktadır.

Endoskopi Mideye Zarar Verir Mi?
Endoskopi Mideye Zarar Verir Mi?

Endoskopi Mideye Zarar Verir Mi?

Diğer cerrahi işlemlerle karşılaştırıldığında endoskopi daha az riskli ve daha çok güvenilir bir yöntemdir. Tüm tıbbi işlemlerde olduğu gibi endoskopi işleminde de az da olsa risk vardır. Endoskopi esnasında kanama olması dışında endoskopinin mideye herhangi bir zararı yoktur.

Endoskopi Can Yakar Mı, Acıtır Mı?

Endoskopi işleminde hasta herhangi bir acı ya da ağrı hissetmez. Hastanın rahat olması için hafif uyuması sağlanır. Bu sayede herhangi bir acı hissetmeden işlem tamamlanır.

Endoskopi Öncesi İlaç İçilir Mi?

Endoskopi işleminden yaklaşık 7 – 8 saat önce yeme içme kesilmelidir. Hastalar endoskopi öncesi ilaç içilir mi tereddüt etmektedirler. Doktor tarafından hastanın diğer hastalıkları ve kullandığı ilaçlar sorgulanmaktadır. Bu konuda doktor tarafından gerekli öneriler de yapılmaktadır. Ancak genel olarak endoskopi öncesi ilaçların içilmemesi tavsiye edilmektedir.

Endoskopi Çekilmeden Önce Su İçilir Mi?

İşlem öncesinde 7 – 8 saat aç kalmak gerekmektedir. Bu süre içerisinde genelde su ve açık çay içilmesine izin verilmektedir. Ancak bazı hastalara su dahi içilmemesi tavsiye edilmektedir. Bu konuda hastalığınıza göre doktorunuz en doğru tavsiyeyi verecektir.

Endoskopi Öncesi Yemek Yenir Mi?

Endoskopi işlemi öncesi aç olmak gerekmektedir. Bu sayede boş mide ve bağırsakların incelenmesi daha kolay hale gelmektedir. Endoskopi yaptırmadan önce 7 – 8 saat aç olmanız tavsiye edilmektedir.

Endoskopiden Ne Kadar Önce Yemek Yenir?

Endoskopi işlemi sabah yapılacağı zaman hastalara gece 12’den sonra bir şey yememeleri söylenmektedir. Endoskopiden yaklaşık 8 saat önce yemek yemeye son verilmelidir.

Endoskopi Olacaklar Ne Yemeli?

Endoskopi işleminden önce katı ve taneli besinler tüketilmemelidir. Endoskopi olacaklar ne yemeli derseniz bununla ilgili keskin kurallar yoktur. Doktor incelenecek bölgenin durumuna göre yeme – içme konusunda gerekli bilgileri vermektedir. Ancak endoskopi öncesi hafif besinler tüketilmesi önerilmektedir.

Endoskopi Çekilmeden Önce Yapılması Gerekenler Neler?

Endoskopi işlemi yapılacak olan hastaya bir gece önce 12’den sonra bir şey tüketmemesi söylenmektedir. Özellikle de mide taraması yapılacak işlemlerde midenin boş olması çok önemlidir. Bunun dışında ek bir hazırlık yapılmasına gerek yoktur.

Endoskopi Hangi Bölüm Yapar?

Endoskopi işlemini yaptıracak olanlar ya da midesinde geçmeyen rahatsızlığı olan kişiler endoskopi hangi bölüm yapar araştırmaktadır. Endoskopiyi Gastroentereloji bölümü yapmaktadır.

Endoskopi Muayene Fiyatları?

Endoskopi muayene fiyatları hastaneye, hastanın durumuna ve hastalığın türüne göre değişebilmektedir. Ancak ortalama olarak endoskopi muayene fiyatları 200 – 500 TL arasında değişmektedir.

Eczanede satılan en etkili et beni ilacı hangisi?

Ailesinde et beni görülen kişilerde et beni görülme olasılığı çok yüksektir. Genelde cilt renginde olan et benlerinin cilt altında kökleri olmamaktadır. İnsanlara görsel açıdan rahatsızlık veren et benlerinin sağlık açısından herhangi bir zararı yoktur. Ancak yine de et benlerinin ilaçla tedavi edilmesi gerekmektedir. Kişiler kendileri et benlerini koparmamalıdırlar.

Et Beni İlacı Var Mı?

Et beni sorunu yaşayan kişiler et beni ilacı var mı araştırmasına girmişlerdir. Et benleri kişiye sağlık yönünden herhangi bir zarar vermemektedir. Ancak günlük hayatta et benlerinin kıyafetlere ya da başka herhangi bir şeye takılması kişileri rahatsız etmektedir. Bununla beraber görüntü açısından da birçok kişi et beninden rahatsız olmaktadır. Peki, et beninden kurtulmanın yolu nedir?

Et beninden kurtulmak için et beni ilacı kullanabilirsiniz. Et beni ilaçları eczanelerde satılmaktadır. Et beni için evde doğal tedavi yöntemlerini deneyen kişiler de vardır. Ancak daha kısa sürede daha etkili sonuçlar almak için eczanelerde satılan et beni ilacını kullanmanız önerilmektedir.

Eczanede Satılan En Etkili Et Beni İlacı Hangisi?
Eczanede Satılan En Etkili Et Beni İlacı Hangisi?

Eczanede Satılan En Etkili Et Beni İlacı Hangisi?

Birçok kişi eczanede satılan en etkili et beni ilacı hangisi konusunda emin olmak istemektedir. Tıp dilinde akrokordon olarak bahsedilen et beni kasık, boyun, koltuk altı, göz kapağı ve genital bölgede görülmektedir. Nadiren sırt bölgesinde de görülen et beni genetik yatkınlığa bağlı olarak oluşmaktadır. Her yaşta görülme ihtimali olan et beni özellikle 20’li yaşlardan sonra görülmeye başlamaktadır.

Et beninin boyutları herkeste aynı değildir. Bazen toplu iğne büyüklüğünde olan et beni bazen ceviz büyüklüğünde görülebilir. Ancak et beni için canınızı sıkmanıza hiç gerek yok. Sizlere eczanelerde satılan en etkili et beni ilacı listesini sunacağız. Bu listede ilaçların özelliklerinden bahsedeceğiz. Hangi ilacı kullanmak isterseniz, eczacınıza da danışarak ilacı alabilir ve kullanmaya başlayabilirsiniz. Eczanede satılan en etkili et beni ilaçları şunlardır:

  • Podofılm %25 25 Ml Topikal Solusyon
  • Verrutol Solüsyon
  • Siğilex Siğil Solüsyonu
  • Endwarts Siğil Kalemi

Yukarıda sıralanan et beni ilaçları tüm eczanelerde satılmaktadır. Bu ilaçların her birinin özelliğini ve kullanım şeklini aktaracağız. Ancak her ihtimale karşı et beni ilaçlarınızı doktorunuza danışarak kullanmanız önerilmektedir. Yukarıda sıralanan et beni ilaçları ve özellikleri şu şekildedir:

Podofılm %25 25 Ml Topikal Solusyon

En etkili et beni ilacı arasında üst sıralarda yer alan Podofılm %25 25 Ml Topikal Solusyon yalnızca hekim önerisi ile kullanılmalıdır. Bu ilaç iletişim kuramayan çocuklarda kesinlikle kullanılmamalıdır. Podofilm temelde bir siğil ilacıdır. Cinsel yolla bulaşmış olan siğiller, genital bölgede görülen siğiller ve genel siğiller için kullanılan Podofılm et beni tedavisinde de etkilidir.

Podofılm %25 25 Ml Topikal Solusyon yalnızca hekim tarafından kullanılmaktadır. Bu nedenle ilacı kendi başınıza kullanmayınız. Et beni olan bölgenin üzerine kürdan ya da kulak çubuğu yardımı ile ilacı uygulayarak kurumasını bekleyin. Bu esnada ilacın üzerini bir bantla kapatabilirsiniz. Podofılm %25 25 Ml Topikal Solusyonun emziren anneler ve gebeler tarafından kullanılmaması önerilmektedir.

Verrutol Solüsyon

%10 oranında salisilik asit içeren Verrutol Solüsyon et beni tedavisinde etkili olan ilaçlardan biridir. Deriye dışarıdan uygulama şeklinde kullanılan Verrutol Solüsyon günde 2-3 defa kullanılabilir. İlacın ortalama olarak tedavi sürtesi 6 haftadır. Ancak tedavinin gidişatına göre doktor tarafından kullanım süresi 1 hafta uzatılabilir.

Siğilex Siğil Solüsyonu

Evde tedavi yöntemini tercih edenler için geliştirilen Siğilex Siğil Solüsyonu, et beni ilacı kategorisinde önemli bir yere sahiptir. Pratik kullanımı ile herkesin kolaylıkla uygulayabileceği Siğilex Siğil Solüsyonu uygulamadan önce et beni olan alan temizlenir. İlacın içerisinde çıkan koruyucu bant uygulama alanına yapıştırılır. Bandın ortasında 2-3 damla kadar Siğilex Siğil Solüsyonu damlatılır. 30 dakika kadar su ile temas etmeden bekletilir. Bu işlem günde iki kez sabah-akşam şeklinde uygulanabilir.

Endwarts Siğil Kalemi

Kullanımı son derece kolay olan Endwarts Siğil Kalemi normalde siğil tedavisi için üretilmiştir. Ancak içeriğindeki etken maddeler sayesinde et beni ilacı olarak da kullanılmaktadır. Endwarts Siğil Kalemi doğrudan et beni üzerine 2-3 defa yavaşça dokundurun. Bu işlemi et beni kaybolana kadar haftada bir kez uygulayabilirsiniz.

Et Beni Spreyi Eczanede Satılan

Eczanelerde satılan et beni ilacı dışında farklı bir yöntem denemek isteyenler için et beni spreyi bulunmaktadır. Kullanımı son derece kolay olan et beni spreyi eczanede satılan bir ilaçtır. Eczanelerde bulabileceğiniz ve kullananların memnun kaldığı et beni spreyleri şunlardır:

Histofreezer

Önemli bir et beni spreyi olan Histofreezer kullanımı son derece kolaydır. Spreyi açtıktan sonra ucunu et beni üzerine getirerek 40 saniye bekletin. Ayrıntılı kullanım önerisini eczacınızdan da alabilirsiniz.

Wartner Siğil Giderici

Bir siğil giderici olan Wartner Siğil Giderici, teknolojinin gelişmesi ile üretilen ve tedavide çığır açan ürünlerdendir. Wartner Siğil Gidericiyi kullandığınız ilk haftadan itibaren gözle görülür değişikliği hissedeceksiniz. Reçetesiz olarak satılan Wartner Siğil Giderici et benini anında dondurur.

Et Beni Kremi Eczane
Et Beni Kremi Eczane

Et Beni Kremi Eczane

Et beni ilacı ve et beni spreyinden sonra et beni kremi eczane satışlarında yerini almıştır. Et beni tedavisinde etkili olan ve eczanelerde uygun fiyatlara satılan et beni kremleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Aldara % 5 Krem
  • Hpvgent Siğil Kremi 25 ml
  • Kırk Ambar Siğil Kremi
  • Tensil Kozmetik Siğil Kurutucu Losyon Bitkisel Merhem

Aldara % 5 Krem

Genelde genital siğil tedavisinde kullanılan Aldara % 5 kremi et beni tedavisinde de kullanabilirsiniz. Harici kullanıma uygun olan bu kremi kesinlikle doktor önerisi ile kullanmanız önerilmektedir. Aldara % 5 kremin muadili yoktur.

Hpvgent Siğil Kremi 25 ml

Hpvgent Siğil Kremi 25 ml etkili bir et beni kremidir. Kürdan ucu ile et benini kapatacak kadar kremi kutu içerisinden alın ve et beninin üzerine koyun. Kremin içeriğindeki yağ asitleri et beni tarafından emilecektir. 2-3 saat sonra kremi yıkayabilirsiniz.

Kırk Ambar Siğil Kremi

% 100 organik içerikli olan Kırk Ambar Siğil Kremi, içeriğindeki doğal etken maddeleri sayesinde et benine de iyi gelmektedir. Kullanımı son derece kolay olan kremi eczanelerden satın alabilirsiniz.

Tensil Kozmetik Siğil Kurutucu Losyon Bitkisel Merhem

Tensil Kozmetik Siğil Kurutucu Losyon Bitkisel Merhemini kullanmadan önce şişeyi iyice çalkalamalısınız. Bu kremi genital bölge haricinde belirtilen alanlarda kullanabilirsiniz. Kremi et beni geçene kadar haftada 2-3 kere kullanabilirsiniz.

Et Beni İlacı Fiyatları Neler?

Et beni tedavisinde etkili olan ilaç, sprey ve krem gibi ürünlerin fiyatları değişiklik göstermektedir. Kullanmak istediğiniz ürünün fiyatını eczaneye sormanız daha sağlıklı olacaktır. Ayrıca bu ilaçları doktor önerisi olmadan kullanmamanız tavsiye edilmektedir.

3 Günde Et Benlerinden Kurtaran Aspirin Mucizesi!

Aşil tendonu kopması belirtileri neler? Saraçoğlu tedavisi

Genelde sporcuların en çok karşılaştığı yaralanmalardan biri olan aşil tendonu kopması tedavi gerektiren bir durumdur. Aşil tendonu en büyük tendon olmasına karşın çok sık yırtılma olaylarına maruz kalmaktadır. Bu tendonun bazen gereğinden fazla kullanılması da aşil tendonunun yırtılmasına neden olmaktadır.

Aşil Tendonu Nedir?

Vücudumuzdaki en uzun tendonlardan biri olan aşil tendonu nedir birçok kişinin aklını kurcalayan gündemdeki sorulardan biridir. Özellikle son zamanlarda birçok kişide görülen aşil tendonu şerit biçiminde esnek bir dokuya sahiptir. Aşil tendonu topuğun üzerindeki ayak bileğinin arkasında yer almaktadır ve hareket edildiğinde hissedilmektedir. Aşil tendonu, ayak parmaklarının zemine doğru yönlendirilerek ayağı germeye yardımcı olmaktadır.

Kolay bir şekilde zarar görmeye meyilli olan aşil tendonunda oluşan iltihap, aşil tendonundaki ağrıların ve yaralanmaların temel nedenidir. Bu durum aşil tendonunun şişmesine ve ağrıya neden olmaktadır.

Aşil Tendonu Nerede Bulunur?

Aşil tendonu yırtılmaları çok duyulan bir terim olsa da birçok kişi aşil tendonu nerede bulunur bilmemektedir. Esnek bir doku özelliğine sahip olan aşil tendonu alt bacağın arka kısmı ile baldır kasını topuğun kemiğine bağlayan kısımda bulunur. Aşil tendonunun en temel işlevi, ayağın aşağıya doğru bükülmesine yardımcı olmasıdır. Ayakların ve ayak bileklerinin tüm hareketleri aşil tendonu sayesinde kontrol edilmektedir.

Aşil Tendonu Kopması Neden Olur?
Aşil Tendonu Kopması Neden Olur?

Aşil Tendonu Kopması Neden Olur?

Birçok kişide görülebilen aşil tendonu kopması ciddi bir durumdur. Bacağın arkasındaki baldır kısmını topuk kemiğine bağlayan tendonun tamamen yırtılması veya kopması durumunda aşil tendonu kopması meydana gelmektedir. Genelde spor il uğraşan kişilerde görülen aşil tendonu kopması ani bir esneme ve zorlama sonucunda da meydana gelebilmektedir. Aşil tendonu kopması cinsiyet ya da yaş fark etmeksizin herkeste görülebilmektedir.

Aşil tendonu kopan kişi, ayak bileğinin arkasında şiddetli bir ses duyabilmektedir. Bununla beraber aniden şiddetli bir ağrı hissedilmektedir. Aşil tendonu kopması sonucunda kişiler bileğini hareket ettirmede ve yürümede zorlanmaktadırlar. Aşil tendonundaki kopmanın türüne göre bazen cerrahi müdahale gerekmektedir. Aşil tendonunda kopma olmasına neden olabilen etmenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Yürüme esnasında ayağın çukura girmesi
  • Düşme
  • Zıplamalı antrenmanlar
  • Yoğun antrenmanlar

Aşil Tendonu Kopması Belirtileri Neler?

Aşil tendonu kopması belirtileri neler öğrendiğiniz zaman ağrılarınızın neden kaynakladığını bilir ve buna göre hareket edebilirsiniz. Herhangi bir nedene bağlı olarak meydana gelen aşil tendonu kopmasında baldır bölgesinde şiddetli bir ağrı hissedilmektedir. Bununla beraber bilekte ağrı ve şişlik görülmektedir. Aşil tendonu yırtılmalarında görülen belirtilerden diğerleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Bileği bükmede zorlanma
  • Yürümede zorluk çekme
  • Ayağın üzerinde durmakta zorluk çekme
  • Acı ve ağrı
  • Tendon bölgesinde şişlik
  • Yürüyüş ya da koşu sonrasında ağrı hissetme
  • Bacak bölgesinde duyu kaybı hissedilmesi
  • Sabahları uyandıktan sonra görülen tendon hassasiyetleri ve sızlamaları

Aşil Tendonu Kopması Tedavisi Nasıldır?

Aşil tendonu kopması sonrasında her kişide farklı belirtiler görülebilmektedir. Hatta bazı aşil tendonu kopmaları herhangi bir belirti vermemektedir. Aşil tendonu kopması tedavisi için bir Ortopedi doktoru ile görüşülmesi gerekmektedir. Doktor muayenesi sırasında tendon bölgesinde şişlik, ödem ya da his kaybı olup olmadığı test edilmektedir. Aşil tendonu tedavisinin nasıl olacağı ve süresi kişinin cinsiyetine, yaşına, kilosuna, aktivite durumuna ve tekndon yaralanmasının şiddetine göre değişmektedir.

Profesyonel sporcularda ve gençlerde tendon tedavisinde operasyon önerilmektedir. İleri yaştaki kişilerde ve ameliyat riski olan bireylerde aşil tendonu kopmasının kendi kendine iyileşmesi için konservatif tedaviler uygulanmaktadır. Konservatif tedavilerde temel amaç ağrının azaltılarak kişinin en kısa zaman içerisinde günlük aktivitelere dönmesinin sağlanmasıdır. Bu tedavide ağrı kesici ilaçlar, soğuk uygulama ve breysler ile yürüme önerilmektedir. Bu tedavi ile ortalama 4 – 6 ay arasında kişinin normal hayatına dönmesi sağlanmaktadır.

Cerrahi müdahalede ise tedavi süresi daha da kısalmaktadır. Bu yöntem ile sporcuların ve günlük aktivitesi olan kişilerin normal hayatına hemen dönmeleri sağlanmaktadır. Ameliyat genel olarak bacağın alt ve arka kısmından açılan kesi ile yapılmaktadır. Yaralanmanın tipine göre yapılan kesinin büyüklüğü değişmektedir.

Aşil Temdonu Kopması Ne Kadar Sürede İyileşir?

Aşil tendonu kopması ne kadar sürede iyileşir sorusu başına bu sorun gelenler için çok önemlidir. Tedavinin türüne, kişinin yaşına, cinsiyetine, tendon kopmasının durumuna göre iyileşme süresi değişmektedir. Cerrahi tedavilerde iyileşme süresi çok kısadır. Ancak aşil tendonunun kendi kendine tedavi olmasını beklemek ve bazı ilaç tedavisi uygulamak sürecin 4 – 5 ay sonra sonlanması anlamına gelmektedir.

Aşil Tendonu Ağrısı Nasıl Geçer?
Aşil Tendonu Ağrısı Nasıl Geçer?

Aşil Tendonu Ağrısı Nasıl Geçer?

Aşil tendonu kopmalarında çeşitli tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Aşil tendonu ağrıları aşilin topuk kemiğine yapıştığı yerde ve daha üst kısımlarda görülmektedir. Bu ağrının ne kadar yüksek olduğunu bilen kişiler aşil tendonu ağrısı nasıl geçer önemlidir. Aşil tendonu ağrılarına iyi gelen bazı yöntemler aşağıda belirtilmiştir.

Germe Egzersizleri: Hamstirngler ve aşilde gün içerisinde 3 – 4 defa germez egzersizleri yapılmalıdır. Bu egzersizler ağrıların hafiflemesine yardımcı olmaktadır.

Su İçi Egzersizler: Düzenli uygulanan su egzersizleri ve yüzme aktivitesi aşil tendonu ağrılarını hafifletmektedir.

Soğuk Uygulama: Aşilaşil tendonunda sıkıntı meydana geldiği ilk 48 – 72 saat içerisinde aşil tendomu bölgesine buz ya da soğuk su uygulanmalıdır. Her uygulama ortalama 10 – 15 dakika sürmelidir.

Aşil Tendonu Tedavisi Nasıl Yapılır?

Aşil tendonu tedavisi kişiye göre değişmektedir. Aşil tendonunda yaşanan kopmanın derecesi, kişinin yaşı, cinsiyeti, günlük aktivitesi gibi pek çok ayrıntı tedavi yöntemini etkilemektedir. Aşil yırtığından ortalama 5 – 7 gün sonra cerrahi uygulama yapılması tavsiye edilmektedir. Hemen uygulanan cerrahi tedavide tendon uçlarında saçaklanma çok olacağı için ameliyat zorlaşabilmektedir. Cerrahi uygulama sonrasında hastaya istirahat etmesi önerilmektedir.

Cerrahi uygulama yapılmayacağı durumlarda ağrı kesici ilaçlar uygulanmaktadır. Bununla beraber hastaya düzenli egzersiz önerilmektedir. Bu sayede ağrı hafifletilerek aşil tendonundaki kopmanın kendi kendine iyileşmesi beklenmektedir. Ayrıca tendon bölgesine soğuk uygulama yapılması da ağrıyı hafifleterek kişiye rahatlık sağlamaktadır.

Aşil Tendonu Zedelenmesi Belirtileri Nelerdir?

Topuğun arka kısmında görülen ağrının en büyük nedeni aşil tendonundaki hasarlar olmaktadır. Vücudun en büyük tendonlarından olan aşil tendonunda herhangi bir zedelenme olması durumunda topuk arkasında ağrı başlamaktadır. Yürürken bu ağrı daha da şiddetlenmektedir. Ayrıca kişinin parmak ucunda yürümesi ağrılı ve zordur. Aşil tendonunda zedelenme olan hastalarda özellikle sabah ağrıları çok sık görülmektedir.

Sabahları kişinin tendon bölgesinde tutukluluk en önemli belirtiler arasında yer almaktadır. Muayene esnasında hastanın topuk bölgesinden çıtırtı sesleri bir diğer önemli belirtiler arasındadır. Aşil tendonunda gerilme olduğu zaman bu ağrı artmaktadır. Bu gibi belirtiler yaşadığınız zaman mutlaka bir Ortopedi doktoruna gitmelisiniz.

Aşil Tendonu Zedelenmesi Nasıl İyileşir?

Aşil tendonu zedelenmesi, aşil tendonunda kopmaya göre daha hafif bir durumdur. Aşil tendonu zedelenmesinde iltihap giderici ve ağrı kesici ilaçlar kullanılmaktadır. Hastaya bol istirahat önerilmektedir. Bununla beraber uygun koruyucu yastık, kinezyolojik bantlama, pedler, fizik tedavi ve rejeneratif tedaviler uygulanmaktadır. Tedavinin nasıl olacağı hastanın durumuna göre değişmektedir.

Aşil Tendonu Kopması Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Aşil Tendonu Kopması Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Aşil Tendonu Kopması Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Aşil tendonunun iyileşmes süreci kan dolaşımının zayıf olması nedeni ile uzundur. Tam kopmuş olan aşil tendonu ise tedavi edilmediği zaman tendonun normal fonksiyonlarında azalma meydana gelmektedir. Bu kişiler yürüyüş, koşu ve diğer günlük aktivitelerini yerine getirirken zorlanırlar. Bu nedenle zaman kaybetmeden bir Ortopedi doktoruna giderek aşil tendonu kopmasının tedavi edilmesi önerilmektedir.

Aşil Tendonu Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Aşil tendonunda ciddi sıkınlar yaşayan ve tek tedavi yöntemi ameliyat olan kişiler aşil tendonu ameliyatı nasıl yapılır? merak etmektedirler. Ameliyatta hastanın durumuna göre lokal anestezi veya genel anestezi uygulanmaktadır. Tendonda kopma olan bölümler belirlendikten sonra kesi atılarak kopmuş olan tendonlar birbirine dikilmektedir. Ortalama olarak 30 dakika süren ameliyat sonrasında hasta en fazla 1 gün hastanede kalmaktadır.

İbrahim Saraçoğlu Aşil Tendonu Tedavisi

Aşil tendonu tedavisinde bitkisel yöntemi tercih edenler için İbrahim Saraçoğlu aşil tendonu tedavisi hakkında bilgi vereceğiz. Ancak öncelikle aşil tendonu sorunlarında mutlaka doktora gidilmesi gerektiğini belirtmek istiyoruz. Ancak evinizde bazı kolay yöntemlerle tendon ağrısını hafifletebilirsiniz. Bu yöntemlerin başında İbrahim Saraçoğlu’nun yöntemi gelmektedir.

1 çay kaşığı kadar acı elma yağı ile 3 çay kaşığı kadar çörek otu karıştırılır. Sabah ve akşamları taze hazırlanan karışım ile tendon bölgesine masaj yapılır. Düzenli olarak uygulanması önerilen bu kürü ağrılarınız geçtiği zaman bırakabilirsiniz.

Aşil Tendonu Hangi Doktor-Bölüm -Bakar?

Aşil tendomu için hastanelerin Ortopedi ve Travmatoloji bölümüne gidilerek Ortopedi uzmanına muayene olunmalıdır.

Aşil Tendiniti Nedir?

Karındaki şişlik neden olur, nasıl geçer? Bitkisel öneriler

Toplumda büyük bir kısmı etkisi altına alan karındaki şişlik, birçok farklı nedene bağlı olarak oluşabilmektedir. Vücutta bulunan yararlı mide bakterileri ve bağırsakların oluşturduğu bir miktar gaz bulunmaktadır. Ancak bu gaz sağlık üzerinde herhangi bir olumsuz etki yaratmaz ve kişiyi rahatsız etmez. Ancak gaz miktarı arttığı ve kişi bu gazı çıkarmakta zorlandığı zaman bir problem olduğundan şüphelenilir.

Karındaki Şişlik Neden Olur?

Karın ağrısı çeken ve şişkinlik hissi yaşayan kişiler karındaki şişlik neden olur araştırmaktadır. Sindirim sisteminde meydana gelen fazla hava, organ duvarlarında gerilmelere neden olur. Bu duvar gerilimi ise sinir uçlarını uyararak çarpıntı, nefes darlığı, sık geğirme, kontrolsüz gaz çıkarma, karın ağrısı, düzensiz tuvalete çıkma ve şişkinlik gibi sorunları ortaya çıkarır. Karındaki şişkinliğe ve buna bağlı şikâyetlere neden olan etmenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Sindirim sisteminde meydana gelen hastalıklar
  • Ülser, gastrit, çölyak hastalığı, kabızlık, mide ve bağırsak kanserleri
  • Ödem
  • Sağlıksız beslenme düzeni
  • Stres
  • Besin alerjisi
  • Mide mikrobu
  • Hassas barsak sendromu
  • Kalın bağırsaktaki hastalıklar
Karında Şişlik Olduğu Nasıl Anlaşılır?
Karında Şişlik Olduğu Nasıl Anlaşılır?

Karında Şişlik Olduğu Nasıl Anlaşılır?

Genelde ciddi sorunlara bağlı olmayan nedenlerden oluşan karındaki şişlik kendiliğinden geçmektedir. Ancak bazı sorunlara bağlı karında şişlik olduğu nasıl anlaşılır önemlidir. Sağlık sorunlarına bağlı olarak oluşan şişkinlik bazı belirtiler ile kendini göstermektedir. Karında şişlik olduğunu anlamanızı sağlayacak bazı belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

  • Karında gerginlik hissedilmesi
  • Karında şişlik hissi
  • Karın basıncı
  • Nefes darlığı
  • Çarpıntı
  • Karın ağrısı
  • Geğirme
  • Gaz
  • Kabızlık
  • Kusma
  • Ateş
  • Mide bulantısı
  • Yorgunluk
  • İştah kaybı
  • Kilo kaybı
  • İdrara çıkma sıklığında azalma

Yukarıda sıralanan belirtiler yalnızca karında şişlik nedeniyle ortaya çıkan belirtiler değildir. Başka hastalıklara bağlı olarak da oluşabilen bu belirtileri yaşadığınız zaman hemen bir doktora gitmeniz önerilmektedir. Yapılacak tetkikler ve muayene ile karındaki şişkinliğin temel sebebi belirlenebilmektedir.

Karında Şişlik ve Sertlik Neyin Belirtisidir?

Karında oluşan şişlik ve sertlik hissi birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Hassas bağırsak sendromu habercisi olabilecek bu durum hamilelik ve mide kanseri belirtileri de olabilmektedir. Bu konuda net bir şey söylemek mümkün değildir. Bu nedenle mutlaka bir doktora gidilerek muayene olunması önerilmektedir.

Karındaki Şişlik Hamilelik Belirtisi Midir?

Karında oluşan şişlik birçok şeyin habercisi olabilmektedir. Özellikle anne olma hayali kuran kadınlar karındaki şişlik hamilelik belirtisi midir? merak etmektedir. Karının alt bölgesinde oluşan şişlik hamilelik belirtileri arasında yer almaktadır. Eğer hamilelik ile ilgili bir şüpheniz varsa ve karnınızın alt bölgesinde şişlik hissediyorsanız mutlaka doktora giderek kan testi yaptırmalı ve ultrasonda muayene olmalısınız.

Hepatit B Karında Şişlik Yapar Mı?

Birçok kişi tarafından bilinmeyen ve merak edilen soruların başında gelen Hepatit B karında şişlik yapar mı? konusuna değinmek istiyoruz. Uzmanlar tarafından yapılan açıklamalara göre, Hepatit B sorunu olan kişilerde karın bölgesinde şişlik ve üst karın bölgesinde ağrı görülmektedir. Bu durumda kişide karaciğer kanseri olacağından şüphelenilir ve buna göre gerekli tetkikler yapılır. Hastalık için geç kalmamak amacıyla karında geçmeyen şişlik yaşadığınız zaman mutlaka bir uzmana görünün.

Karındaki Şişlik Nasıl Geçer Bitkisel?
Karındaki Şişlik Nasıl Geçer Bitkisel?

Karındaki Şişlik Nasıl Geçer Bitkisel?

Karındaki şişlik çoğu zaman önemsenmeyecek bir duruma bağlı olarak oluşabilmektedir. Bu durumda şişliğin kendisinden geçmesi beklenebilir. Ancak bazı bitkisel yöntemlerle evinizde kısa sürede karın şişliğinden kurtulabilirsiniz. Karındaki şişlik nasıl geçer bitkisel yöntemlerden bazıları şu şekilde sıralanabilir:

Nane: Sindirim sistemindeki kasların kasılmasını engelleyen nane, gaz çıkarmaya yardımcı olur ve karın şişliğini geçirir. Nane yaprakları ile yapacağınız nane çayını günde 2 – 3 bardak içebilirsiniz.

Zencefil: Bağırsaklarda bulunan parazitleri yok eden zencefil, bağırsak gazına da iyi gelmektedir. Bu sayede karındaki şişlik azalmaktadır. Bir bardağa az miktarda zencefil ekleyin ve üzerine sıcak su koyarak 10 dakika kadar demleyin. Daha sonra bir çay kaşığı kadar bal ve yarım limon suyu ekleyerek hazırlayacağınız çayı günde 3 bardak tüketin.

Rezene: Spazm giderici etkisi olan rezene idrar söktürmeye de yardımcı olmaktadır. Mide şişkinliği problemine birebir olan rezene tohumundan bir tatlı kaşığı eklediğiniz fincana sıcak su ilave edin ve 8 dakika kadar demlenmesini bekleyin. Daha sonra bu çayı için.

Anason Çayı: Sindirim sistemini rahatlatıcı etkisi olan anason, gazı alarak şişliği azaltmaktadır. Çay demler gibi anasonu demleyerek tüketebilirsiniz.

Papatya Çayı: Mide kaslarını rahatlatarak mide ekşimesine ve karındaki şişliğe iyi gelen papatya çayının yapımı son derece kolaydır. Papatya çayını demleyerek günde 2 – 3 kere içebilirsiniz.

Limonlu Su: Limonlu su karın ağrısına, karın şişliğine ve gaza oldukça faydalıdır.

Karındaki Şişlik Nasıl Giderilir?

Karın bölgesinde meydana gelen şişlik birçok nedene bağlı olabilmektedir. Şişlik oluştuğu zaman bitkisel yöntemler ile bu şişliği azaltarak ağrıyı giderebilirsiniz. Ancak karındaki şişlik nasıl giderilir? öğrenerek karın şişliğinin oluşumunu engelleyebilirsiniz. Karın şişliğini giderecek bazı yöntemler şu şekilde sıralanabilir:

  • Az yağlı besinler tüketilmelidir.
  • Yemekten sonra hemen uzanılmamalıdır.
  • Laktoz yönünden zengin olan besinler çok fazla tüketilmemelidir.
  • Düzenli yürüyüş ve egzersiz yapmaya dikkat edilmelidir.
  • Bitki çayları tüketilmelidir.
  • Lifli gıdalar, sebze ve meyve tüketilmelidir.
  • Asitli ve gazlı içecekler çok fazla tüketilmemelidir.

Karında Şişlik İçin Hangi Bölüme-Doktora Gidilmeli?

Geçmeyen karın ağrısı ve karın şişliği olan kişilerin karında şişlik için hangi bölüme-doktora gidilmeli? öğrenerek zaman kaybetmeden doktora gitmeleri gerekmektedir. Karın şişliği için hastanelerin Genel Cerrahi ya da Gastroenteroloji bölümüne gidilmelidir.

Karındaki Şişlik Gaz Nasıl Geçer?

Stilex jel ne işe yarar, arı sokmasına iyi gelir mi?

 

Birçok fayda sağlayan Stilex jel eczanelerde satılmaktadır. Hemen herkesin başına gelebilen böcek ısırmalarında oluşan kızarıklığın geçmesini sağlayan Stilex jel ağrıyı da hafifletmektedir. 30 gramlık tüplerde satılan Stilex jeli doktor önerisi ile kullanmanız tavsiye edilmektedir. Kullanım dozu ve miktarı konusunda da doktor önerisi önemlidir. Gereğinden fazla kullanılan Stilex jel ciddi zararlar verebilir. Bu konuda çok dikkat edilmelidir.

Stilex Jel Nedir?

Etken maddesi Lidokain hidroklorür, Mepiramin Maleat ve Dekspantenol olan Stilex jel deriye sürüldüğü zaman o bölgenin kısa sürede iyileşmesini sağlar. Şişmiş, kesilmiş ve hasar görmüş ciltlerde kullanılmaması gereken Stilex jel 30 gramlık tüpler şeklinde satılmaktadır. Birçok kişi Stilex jel nedir merak etmektedir. Stilex jel alerjilere, böcek ısırmalarına ve sinek ısırığına iyi gelen bir kremdir.

Stilex jel kurdeşen sorununda da kullanılmaktadır. Bu sorun nedeni ile ciltte oluşan ağrıları azaltan Stilex jel kurdeşeni tedavi etmektedir. Ayrıca arı sokmasına da iyi gelmektedir. 2 yaş altındaki çocuklara doktor önermediği sürece kullanılmaması gereken Stilex jel her evde mutlaka olması gereken kremlerden biridir. Yazımızın devamında Stilex jelin faydalarını öğrenecek ve hemen bu kreme sahip olmak isteyeceksiniz.

Stilex Jel Krem Ne İşe Yarar?
Stilex Jel Krem Ne İşe Yarar?

Stilex Jel Krem Ne İşe Yarar?

Stilex jel nedir konusundan sonra akıllara Stilex jel krem ne işe yarar sorusu gelmektedir. Stilex jel kremin ne işe yaradığına bazı özellikleri ile değindik. İçeriğinde bulunan etken maddeleri sayesinde birçok soruna iyi gelen Stilex jelin nasıl kullanılması gerektiği konusu da son derece önemlidir. Stilex jelin nasıl kullanılacağına yazımızın devamında yer vereceğiz. Şimdi sizlere Stilex jelin faydalarını maddeler halinde sıralayacağız:

  • Kurdeşen ve kaşıntıya iyi gelir.
  • Deri hastalıklarına iyi gelir.
  • Böcek ısırığına bağlı kızarıklığı ve kaşıntıyı geçirir.
  • Egzamaya iyi gelir.
  • Kortizon içermeyen bitkisel içerikli bir kremdir.
  • İltihap giderici etkiye sahiptir.
  • Alerji giderici etkiye sahiptir.
  • Birinci derecedeki hafif yanıklara iyi gelir.
  • Güneş yanığına iyi gelir.

Stilex Jel Neye İyi Gelir?

Doktor reçetesi ile kullanılması gereken Stilex jel yalnızca eczanelerde satılmaktadır. Etkisini kısa sürede göstermesi ile bilinen Stilex jel böcek sokmalarına ve sivrisinek ısırığına iyi gelir. Ayrıca arı sokmasına da iyi gelmektedir. Birçok kişi tarafından kullanılan Stilex jel alerjik reaksiyonlara da iyi gelmektedir. Stilex jelin nasıl kullanılması gerektiği kremin faydalarını artırmada etkilidir. Bu nedenle doğru şekilde kullanılması önemlidir.

Stilex Jel Ne Kadar Sürede Etki Eder?

Stilex jeli kullanan kişiler özellikle Stilex jel ne kadar sürede etki eder konusunu merak etmektedirler. Yaşadıkları durumun etkilerinden kısa sürede kurtulmak isteyen kişiler, Stilex jelin iyileştirici etkisini bir hafta sonra fark edecekler. Yani Stilex jel bir hafta gibi bir sürede iyileştirmeye başlamaktadır.

Stilex Jel Dudağa Sürülür Mü?

Stilex jel özellikle uçuk için kullanılmak istenmektedir. Ancak Stilex jel dudağa sürülmemelidir. Uçuk ya da dudaktaki herhangi bir yaranın tedavisinde Stilex jel etkili değildir. Aksine bu yaraların daha kötüye gitmesine neden olabilir. Bu nedenle Stilex jel dudağa sürülmez.

Stilex Jel Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Birçok kremin etken maddesi anne sütü ile bebeğe geçerek zarar vermektedir. Bu nedenle emziren annelerin Stilex jel emziren anneler kullanabilir mi öğrendikten sonra kremi kullanmaları önerilmektedir. Stilex jel doktor izin verirse emziren annelerde kullanılabilir. Ancak doktora danışmadan emziren annelerin Stilex jel kullanmaları tavsiye edilmektedir.

Stilex Jel Güneş Alerjisi İçin Kullanılır Mı?

Stilex jel birçok deri hastalığında etkili olan bir kremdir. Stilex jeli birinci derece yanıklar arasında olan güneş yanıkları için kullanabilirsiniz. Kullanım dozunu ve süresini doktorunuza ya da eczacınıza danışmalısınız.

Stilex Jel Sinek Isırığı İçin Kullanılır Mı?

Özellikle yaz aylarında korkulu rüyalardan biri olan sinek ısırıkları can yakıcı olmaktadır. Sineklerin ısırdıkları bölgede şişme, kızarıklık ve tahriş görülmektedir. Stilex jel bu sorunların tedavi edilmesinde oldukça etkilidir. Düzenli kullanıldığı zaman sinek ısırıklarına bağlı oluşan etkenlerin ortadan kalkmasına yardımcı olur.

Stilex Jel Vajinada Kullanılır Mı?

Vajinada meydana gelen yaralar için Stilex jel kullanılmamaktadır. Yalnızca doktor tarafından teşhisi konulmuş bir tanı var ise ve doktor öneriyorsa Stilex jel vajinada kullanılabilir. Bunun dışında Stilex jel vajinada kullanılmamalıdır.

Stilex Krem Bebeklerde Kullanılır Mı?

Bebeklerin teni oldukça hassastır. Bu nedenle krem kullanımında çok dikkat edilmelidir. Stilex jel 2 yaş altındaki bebeklerde kullanılmamaktadır. Bebeğinizin sorununu tedavi edici doğru kremi doktorunuza reçete ettirebilirsiniz.

Stilex Krem Sivilce İçin Kullanılır Mı?

Stilex jel sivilce ya da akne için kullanılan bir krem değildir. Ancak Stilex jeli sivilceler için kullanan ve fayda sağlayan kişiler mevcuttur. Stilex jel daha çok sivilce kızarıklıklarına iyi gelmektedir. Ancak doktorunuza Stilex jel sivilceler için kullanılır mı danışmadan Stilex jelş sivilcelerde kullanmamalısınız. Doktorunuz onay verdiği takdirde sivilcelerinizde Stilex jeli kullanabilirsiniz.

Stilex Jel Pişik İçin Kullanılır Mı?

Hayat kalitesini olumsuz etkileyen pişik oldukça can sıkıcı bir durumdur. Genelde alerjik bir cilde sahip olan kişilerde görülen pişik için Stilex jel etkili değildir. Stilex jel kızarıklıklara iyi gelmektedir. Ancak direkt olarak pişik için kullanılmamaktadır.

Stilex Krem Su Çiçeğinde Kullanılır Mı?

Bir deri hastalığı olan sus çiçeği için Stilex jel kullanılır mı merak edilmektedir. Ancak Stilex jel su çiçeğinin tedavisinde etkili bir krem değildir. Doktorunuza danışarak suçiçeği için uygun kremi satın alabilirsiniz.

Stilex Krem Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Güneş ışınlarına maruz kalan kişilerde güneş yanığı görülmektedir. Güneş yanığı acı veren bir durumdur. Stilex jel güneş yanıklarında kullanılmaktadır. Birinci derecede yani hafif yanıklardan biri sayılan güneş yanıklarına Stilex jel iyi gelmektedir.

Stilex Jel Arı Sokmasına İyi Gelir Mi?

Arı sokması durumunda arının soktuğu bölgede şişlik, kızarıklık ve ağrı meydana gelmektedir. Arının soktuğu yere sürülen Stilex jel ağrının, şişliğin ve acının azalmasına yardımcı olmaktadır. Yani Stilex jel arı sokmasına iyi gelmektedir.

Stilex Jel Güneş Lekelerine İyi Gelir Mi?

Güneş ışınlarına çok fazla maruz kalmak ciltte güneş yanığı ile beraber kalıcı cilt lekelerine neden olmaktadır. Stilex jel güneş yanığına iyi gelse de direkt olarak güneş lekelerini tamamen geçirmemektedir. Güneşe bağlı kızarıklıkları geçiren Stilex jel güneş lekelerini iyileştirmez.

Stilex Jel Egzamaya İyi Gelir Mi?

Birçok kişinin yaşadığı cilt sorunlarından biri olan egzama son dönemlerde çok sık görülmektedir. Stilex jel egzamaya iyi gelir mi merak edilen önemli sorulardan biridir. Egzama veya kaşıntılı egzama sorunu yaşayan kişilere Stilex jel önerilmektedir. Doktorun önerisi olmadan kullanılmaması gereken Stilex jeli kullanan kişiler egzama sorununu hafiflettiğini belirtmektedirler.

Stilex Jel İsiliğe İyi Gelir Mi?

Yaz dönemlerinde sıcaklığa ve terlemeye bağlı olarak oluşan isilik bebeklerde çok sık görülmektedir. İsilik sorunu ile karşılaşan birçok kişiye Stilex jel krem önerilmektedir. Stilex jel isiliği hafifleterek zamanla geçirir. İsiliğe iyi gelen Stilex jeli doktor tavsiyesi olmadan kullanmak son derece sakıncalıdır.

Stilex Jel Pişiğe İyi Gelir Mi?

Stilex jel bir pişik kremi değildir. Bu nedenle pişik sorununda kullanılmamaktadır. Sadece kızarıklıkları geçiren Stilex jel ıslak bölgelere de sürülmemelidir.

Stilex Jel Ayak Mantara İyi Gelir Mi?

Ayak mantarı ciddi bir sağlık sorunudur. Bu nedenle doktora danışmadan herhangi bir krem kullanılmamalıdır. Aksi takdirde mantar enfeksiyonu hızla yayılarak daha ciddi sorunlara neden olabilir. Stilex jel de ayak mantarı için kullanılmamalıdır.

Stilex Jel Yanığa İyi Gelir Mi?

Birçok platformda Stilex jel yanığa iyi gelir mi sorusunun yanıtının arandığını görüyoruz. Stilex jel hafif yanıklar yani 1.derecedeki yanıklar için kullanılmaktadır. Güneş yanıkları da bunlardan biridir. Yanık olan bölgeye ince bir tabaka halinde sürülmelidir.

Stilex Krem Uyuza İyi Gelir Mi?

Sarcoptes Scabiei isimli bir böceğin üst derinin altına girmesi ve yuvalanması sonrasında yumurtalarını deri içine bırakması ile kaşıntı meydana gelir. Bu duruma uyuz denir. Stilex jel uyuz tedavisinde kullanılmamaktadır.

Stilex Jel Kaşıntıya İyi Gelir Mi?

Saydam, homojen ve renksiz bir yapıya sahip olan Stilex jel kaşıntıya iyi gelmektedir. Stilex jel doktorun tavsiye ettiği şekilde kullanılmalıdır. Düzenli kullanıldığı zaman en kısa sürede etkisini göstermektedir.

Stilex Krem Açık Yaraya Sürülür Mü?

Stilex jel kesinlikle açık yaraya veya açık yanığa sürülmemesi gereken bir kremdir. Yara ve yanık geçtikten sonra Stilex jel kullanılabilir.

Stilex Krem Göz Kapağına Sürülür Mü?

Stilex jel krem göze veya göz kapağına sürülmemelidir. Yanlışlıkla göz ile teması halinde gözler bol su ile yıkanmalıdır.

Stilex Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Stilex krem vajinada oluşan mantar yaraları için kullanılmamalıdır. Doktor tavsiyesi olduğu zaman Stilex jeli vajinada kullanabilirsiniz. Aksi takdirde çeşitli sorunlarla karşılaşabilirsiniz.

Stilex Jel Yüze Sürülür Mü?

Stilex jel yüze sürülebilen bir kremdir. Ancak bu krem yumuşak cilt üzerine, açık yaralara, gözlere ve ağızlara sürülmemelidir.

Stilex Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Stilex jel genital bölge sorunlarında kullanılmamalıdır. Ancak doktor herhangi bir hastalık tanısı sonrasında genital bölgede Stilex jeli kullanmanızı önerirse kullanabilirsiniz.

Stilex Jel Yan Etkileri Neler?

Önerilen dozdan fazla kullanılan ya da kremin içeriğindeki etken maddelere karşı alerjisi olan kişilerde yan etkiler görülebilir. Aşağıda sıralayacağımız yan etkilerden herhangi biri görülür ise Stilex jel kullanımı hemen durdurulmalıdır ve doktora ya da eczacıya danışılmalıdır. Stilex jel kremin yan etkileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Ciltte şiddetli kızarıklık ve kaşıntı
  • Kan basıncının aniden düşmesi
  • Nefes almada zorluk
  • Yüksek ateş
  • Kusma
  • Dudak, boğaz, yüz ve dilin şişmesi
  • Kalp çarpıntısı

Stilex Jel Fiyatı Eczane

Stilex jel kremin güncel fiyatı 22 TL’dir. Bu krem yalnızca eczanelerde satılmaktadır.

Stilex Jel Kullananların Yorumları Neler?

Çeşitli cilt hastalıklarında kullanılan Stilex jeli kullanan kişiler, kremin etkisini 4–5 günde göstermeye başladığını belirtmektedirler. Kremin yan etkileri kullanıcılarda görülmemiştir. Stilex jeli kullanan kişiler, kremden memnuniyetlerini belirtmektedirler.

Yarım limonu karbonata batırınca etkilerine hayret edeceksiniz!

Eski Mısırlılar sabun olarak karbonata benzer bir bileşik kullanırlardı. Bu madde antiseptik, antifungal (mantara karşı) ve vücutta oluşan hafif pullanmayı gidericidir. Günlük hayatta kahve fincanında oluşan lekeleri yok eder ve buzdolabına koyduğumuz bir kap karbonat oluşan kötü kokuları emerek ortadan kaldırır. Ayrıca mide ağrısı rahatlatmak için olarak tüketilebiliyor.

Karbonat ve Limon Suyu Karışımı Neden Faydalı?

Karbonat ve limon suyunun kombinasyonu, vücudu detoksifiye etme, pH seviyelerini dengeleme ve sindirimi iyileştirme gibi olası yetenekler dahil olmak üzere çeşitli sağlık yararlarına sahiptir. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirmede, kalp sağlığını geliştirmede, cildi korumada, karaciğeri iyileştirmede ve kronik hastalıkları önlemede yardımcı olabilir.

Son yıllarda sayısız sağlık ilacı popülerlik kazanmıştır, ancak doğal sağlık çevrelerinde karbonat ve limon kullanımı onlarca yıl öncesine dayanmaktadır. Bu iki maddenin kendi başlarına birçok sağlıklı etkisi vardır, ancak bir araya geldiklerinde genel sağlığınız üzerinde daha da etkileyici bir etkiye sahip olabilirler.

Başlangıç ​​olarak, taze sıkılmış limon suyu (Citrus limon), C vitamini ve bağışıklık sistemi ve vücut üzerindeki idrar söktürücü etkileri ile yakından bağlantılı antioksidanlar bakımından yüksektir. Limonlar yüksek konsantrasyonlarda mineraller ve vitaminler içerir, bu da bu suyu ekşi tadına rağmen yemek pişirmede ve alternatif sağlık ilaçlarında son derece popüler hale getirir.

Öte yandan, sodyum bikarbonat olarak da bilinen karbonat, birçok mutfak uygulamasına rağmen teknik olarak bir ilaç olarak kabul edilir. Karbonatın özellikleri iyi bilinmektedir, bu nedenle insanlar onu sindirim sorunları, mide ekşimesi gibi asidik durumlar için ve asidoz riskini azaltmak için çeşitli tedavilerde kullanabilirler. Karbonat, vücudu alkalize etmeye ve pH’ını homeostaza geri getirmeye yardımcı olabilir.

Bununla birlikte, sağlık rejiminize karbonat eklemeden önce doktorunuzla veya bir tıp uzmanıyla konuşmanız önemlidir. Diğer ilaçlarla etkileşime girebilir ve herkes için önerilmeyebilir.

Karbonat ve Limon Suyunun Faydaları Neler?

Karbonat ve limon suyu içmenin faydaları arasında daha iyi metabolik fonksiyon, daha dengeli pH seviyeleri, daha sağlıklı bir bağırsak, daha düşük kronik hastalık riski, daha iyi kalp sağlığı ve daha güçlü bir bağışıklık sistemi sayılabilir. Hadi beraber karbonat ve limon suyu karışımının faydalarına birlikte göz atalım.

Güçlü Bir Temizleyicidir

Limon da aynı karbonat gibi temizlik alanında çok etkili bir malzeme olarak kullanılıyor. Her türlü lekeyi, kiri, pası çıkartmak için limonun yarısını keserek, karbonata batırın ve lekeli temizlenmesi gereken yüzeyleri bunla silin. Müthiş bir temizlik malzemesidir. Karbonat da limon da zorlu lekeleri kirleri anında çıkarır. Kimyasal temizlik malzemelerini kullanmak yerine mutlaka bu yöntemi deneyin.

pH Düzeylerini Dengeleyebilir

İnsanlar genellikle vücuttaki asit seviyelerini düşürmenin önemini gözden kaçırırlar, ancak dengeli bir pH’ı korumak genel sağlık için çok önemlidir. Sodyum bikarbonat, asit seviyelerini düşürebilen bir alkalileştirici madde olarak bilinir. Bu da mide ekşimesi ve hazımsızlığın azalmasını sağlayarak vücudun alkali seviyesini korumaya yardımcı olur. Bu, ABD’deki Virginia Üniversitesi’nden Dr. Beverley Booth tarafından yürütülen bir çalışmada doğrulanmıştır. Ayrıca limondaki sitrik asit sindirildiğinde alkalileştirici bir etkiye sahiptir!

Cilt Bakımında Yardımcı Olabilir

Tarım ve Gıda Kimyası Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmaya göre, limon suyu yüksek antioksidanlı bir içecektir. Yüksek miktarda antioksidan ve sitrik asit, oksidatif stresi azaltabilir ve vücuttaki serbest radikallerin olumsuz etkilerini önleyebilir. Bu özellikle cilt için iyidir, çünkü yaşlanma belirtilerini yavaşlatabilir, güneş lekelerinin ve kırışıklıkların görünümünü azaltabilir ve cildinize sağlıklı bir parlaklık verebilir. Limon suyu ve karbonat da sivilce izlerinin azaltılmasına yardımcı olabilir.

Mide Temizleyici Özelliklerden Oluşabilir

Limon suyu uzun zamandır idrar söktürücü bir madde olarak bilinmektedir ve vücudu idrara çıkmaya teşvik ederek fazla toksinleri, tuzları, yağları ve suyu dışarı atabilir. Bu, böbrekler için çok iyi bir haber çünkü vücudun düşük düzeyde toksisiteyi korumasına yardımcı olan organlar üzerindeki stresi ve baskıyı azaltabilir. Ayrıca, BMC Urology dergisinde alıntılanan bir araştırma , limon suyunun mesane ve idrar yollarında sert, taş benzeri maddelerin oluşumu olan ürolitiyazise karşı koruma etkinliği sunabileceğini öne sürüyor.

Diş Beyazlatmada Yardımcı Olabilir

Journal of American Dental Association’da yayınlanan bir araştırmaya göre, karbonat bazlı diş macunları diş beyazlatma için kullanıldığında hem etkili hem de güvenlidir. Bununla birlikte, limonun aşındırıcı doğasının bazen diş minesini yiyip bitirdiği için dişlere zarar verebileceğine dikkat etmek önemlidir. Başlangıçta dişlerin lekelenmesini azaltabilir ve ağızdaki asit seviyesini düşürebilir, ancak bu bileşeni diş macunu olarak kullanmaktan daha güvenli yollar vardır.

Diş beyazlatma için karbonat ve limon suyunun birçok savunucusu, limonun zararlı etkilerinin yüksek pH seviyeleri ile dengelendiğini ve böylece kullanım için güvenli hale geldiğini iddia ediyor. İddiayı doğrulamak için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.

Sindirimi İyileştirebilir

Karbonat ve limon suyu kombinasyonu harika bir antasit görevi görür ve hazımsızlık, aşırı gaz, şişkinlik, kramp ve mide ekşimesi semptomlarını hızla azalttığı bilinmektedir. Limon suyu ve karbonat, bağışıklık sisteminin kritik bir unsuru olan bağırsaktaki iltihabı önleyerek bağırsaklarınızın sağlığını önemli ölçüde artırabilir. New York’taki Albert Einstein Tıp Fakültesi tarafından bir yıllık bir araştırma, kronik böbrek hastalıklarından (KBH) muzdarip hafif asidozlu hastalarda sodyum bikarbonat tüketiminin alt ekstremite kas gücünü iyileştirdiğini gösterdi.

Kalp Sağlığını Potansiyel Olarak İyileştirebilir

Araştırmalar, karbonat ile karıştırılmış içme suyunun “kötü” kolesterol düzeylerini düzenlemeye ve HDL kolesterol düzeylerini iyileştirmeye yardımcı olabileceğini göstermiştir. Bu, ateroskleroz şansınızı azaltabilir ve böylece inme ve kalp krizi riskini azaltabilir. Karbonatın kalp için sağlıksız olduğu konusunda da çelişkili kanıtlar olduğunu belirtmek önemlidir. Karbonat ve limon suyunun kalp için faydalı etkilerine ilişkin daha fazla araştırmaya hala ihtiyaç var.

Kilo Kaybına Yardımcı Olabilir

Karbonat ve limon suyunun kilo kaybıyla doğrudan bağlantısı yoktur, ancak karbonatın egzersiz sırasında daha fazla enerji ve dayanıklılık sağladığına dair kanıtlar vardır. Bu artan enerji ve günlük aktivite, egzersizler arasındaki dinlenme dönemlerinde bile metabolizmayı hızlandırabilir. Kilo kaybı ikincil bir etki olsa da, bu kaynatma ile kilo verme çabalarınıza yardımcı olmak hala mümkündür.

Karbonat ve Limon Suyu Detoks İçeceği

Bir bardak maden suyuna bir çay kaşığı karbonat ve yarım limon suyu ekleyerek karbonat ve limonlu detoks içeceği yapabilirsiniz. En iyi etki için, sabahları aç karnına içtiğinizden emin olun, böylece gün boyu sindirim etkilerinin tadını çıkarabilirsiniz! Bu içeceği yemeklere yakın bir zamanda içmemeye özen gösterin, çünkü vücutta o kadar hızlı çalışmaz ve bu nedenle o kadar etkili olmaz.

Dikkat: Kalp hastasıysanız veya herhangi bir kronik rahatsızlığınız varsa, hamileyseniz veya emziriyorsanız, herhangi bir biçimde tüketmeden önce doktorunuza veya tıp uzmanınıza danışmanız tavsiye edilir. Ayrıca, katı ölçülülük tavsiye edilir, sindirim için karbonat ve limon suyu almayı günlük bir alışkanlık haline getirmeyin. Bu doğal çareyi denemeden önce doktorunuzla veya tıp uzmanınızla konuşmanız akıllıca olacaktır.

Detaylar İçin Videomuza Göz Atın

Doğduğunuz ay hastalıklarınızı da belirliyor!

Doğduğunuz ay aynı zamanda gelecekte ne gibi hastalıklara yatkın olacağınızı da belirliyor! ABD’li uzmanlara göre, bunun en büyük nedeninin başında bebeklerin çevreye karşı aşırı hassas olması yatıyor. Hamilelikte maruz kalınan virüsler, bakteriler de diğer neden. Grip mevsiminde doğan bir bebek, grip virüsleriyle dolu bir çevreyle karşılaşıyor, yazın doğan bir bebekse polenlerle, daha hassas olduğu erken bir dönemde tanışıyor.

Doğum Ayınız Sağlığınızı Nasıl Etkiler?

Bugüne kadar yapılmış türünün en büyüğü olan bir çalışmada, Columbia veri bilimcilerinden oluşan bir ekip, doğduğunuz ayın astım, DEHB, kalp hastalığı ve diğer birçok yaygın tıbbi sorun için riskinizi belirlemeye yardımcı olduğunu göstermiştir.

1985 ve 2013 yılları arasında New York-Presbyterian Hastanesi ve Columbia Üniversitesi Tıp Merkezi’nde tedavi gören 1,7 milyon kişinin doğum tarihlerini ve tıbbi geçmişlerini karşılaştıran çalışma, tıp araştırmacılarına doğum öncesi ve bebek sağlığının bir kişinin yaşamını nasıl etkileyebileceğini anlama konusunda önemli yeni ipuçları veriyor.

Doğduğunuz Aya Göre Hastalık Riskiniz

Peki en çok hangi doğum ayları risklidir? Genel olarak, araştırmacılar, Haziran, Ağustos, Ocak ve Aralık aylarında doğmanın, hastalık söz konusu olduğunda büyük bir avantaj veya dezavantaj sağlamadığını keşfettiler. Ekim ve Kasım gibi diğer aylar hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirilirken, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Temmuz ayları hastalık riskinin azalmasıyla ilişkili olma eğilimindeydi. Bunlar aşağıda özetlenmiştir:

Ocak:

Alzheimer, şizofreni ve solunum yolları rahatsızlığı

Şubat:

Alzheimer, şizofreni, manik depresyon ve sara

Mart:

Alzheimer, şizofreni, otizm, uyku bozukluğu, manik depresyon ve sara

Nisan:

Lösemi, disleksi, öğrenme bozuklukları, parkinson, manik depresyon ve motor nöron hastalığı

Mayıs:

Disleksi, öğrenme bozuklukları, motor nöron hastalığı ve parkinson

Haziran:

Diyabet, öğrenme bozuklukları, motor nöron hastalığı ve çölyak hastalığı

Temmuz:

Diyabet, çölyak hastalığı, disleksi ve öğrenme bozuklukları

Ağustos:

Diyabet, çölyak hastalığı ve otizm

Eylül:

Dikkat eksikliği, hiperaktivite sendromu ve astım

Ekim:

Astım ve egzama

Kasım:

Astım ve egzama

Aralık:

Respiratuvar sinsitiyal virüs enfeksiyonu

Kalbinizin doğru çalışmadığını gösteren 8 uyarı işareti!

Uzmanlar kardiyovasküler hastalıkların, tüm kanser türlerinin toplamından daha fazla cana mal olduğunu belirtiyorlar. Ayıca dünyadaki ölümlerde ilk sırada kalp damar hastalıkları gelirken, yılda en az 18 milyon kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor. Sağlıksız bir kalbin neden olduğu yaşamı tehdit eden bazı sorunlar ve hastalıklar ise şunlar:

  • Kalp krizi: Kalbe giden kan akışı (dolayısıyla oksijen) kısmen veya tamamen kesildiğinde meydana gelir. Kalp krizlerine tıkalı arterler neden olur.
  • Kalp yetmezliği: Kalp yetmezliği, kalbin kanı normalde yaptığı gibi içeri ve dışarı pompalayamadığında meydana gelir.
  • Koroner kalp hastalığı: KKH, kalbinizdeki iki koroner arterde plak oluştuğunda ortaya çıkar. Koroner kalp yetmezliğinde ölüm oranı çok yüksektir.
  • İnme: Felç, kalbinizden beyninize kan akışı bozulduğunda veya durduğunda meydana gelir.

Vücudumuz yaşlandıkça, bu sorunlar ve hastalıklar, yaşlanmanın belirtileri olan kaçınılmaz faktörler nedeniyle daha yaygın hale gelir. Doğrudan kalp ile ilgili oldukları için bunlar şunları içerir:

  • Düşük kalp atış hızı,
  • Kalbin duvarlarının kalınlaşması,
  • Kan pompalamakla ilgili olduğu için gücünde genel bir zayıflama (sonuçta kalp kaslı bir organdır).

Söylemeye gerek yok, özellikle siz veya sevdiğiniz biri yaşlandıkça kalbinizi ve sağlık durumunuzu anlamak önemlidir. Sağlıksız bir kalbin basit rahatsızlıklar veya ciddi olmayan tıbbi sorunlar olarak aktarılan birçok uyarı işareti vardır. Bu semptomlardan birine sahip olmak sağlıksız bir kalbin güçlü bir göstergesi olmasa da, birden fazla semptomun olması – sürekli öksürük ve göğüste ağrı gibi – kalp hastalığınız olduğunu veya kalp krizinin yaklaştığını gösterebilir.

İşte Kalbinizin Doğru Çalışmadığını Gösteren 8 Uyarı İşareti!

Bu semptomlardan herhangi birinin bir kombinasyonunu yaşarsanız, ihtiyacınız olan yardımı almak için sizin veya bakıcınızın bir sağlık uzmanını araması önemlidir.

1- Kola yayılan ağrı:

Çoğu erkek sol kolunda ağrı yaşarken, kadınlar kollarından birinde veya her ikisinde aynı ağrıyı yaşarlar. Bazı kadınlar, kalp krizi geçirmeden önce alışılmadık bir dirsek ağrısı yaşadıklarını da belirttiler. Bunun nedeni, kalbinizden gelen ağrının, vücudunuzun birçok sinirinin bağlı olduğu omuriliğinize gitmesi ve beyninizin kafasının karışması ve durum böyle olmadığında kolunuzun gerçek acı içinde olduğunu düşünmesidir.

2- Kronik öksürük:

Öksürük, çeşitli sorunlardan kaynaklanabilir ve aynı zamanda kardiyovasküler hastalığın bir işareti olabilir. Kan içeren pembemsi bir sıvı üreten sürekli öksürük, kalp yetmezliğinde çok yaygındır. Ancak öksürük, nefes darlığı ve ani nefes kaybı olan çok daha ciddi bir semptomun alt belirtisidir .

3- Aşırı kaygı:

Birçok çalışma, hayatlarının çok erken dönemlerinden itibaren aşırı anksiyeteden muzdarip insanların kalp hastalığına yatkın olduğunu göstermiştir. Anksiyete, çok stresli bir yaşam tarzından veya panik bozukluğu ve fobik anksiyete gibi çeşitli bozukluklardan kaynaklanabilir. Anksiyetenin kalbiniz üzerindeki etkilerinden bazıları arasında taşikardi, yüksek kan basıncı ve düşük kalp atış hızı bulunur.

Şişmiş bacaklar, ayak bilekleri ve ayaklar:
Şişmiş bacaklar, ayak bilekleri ve ayaklar

4- Şişmiş bacaklar, ayak bilekleri ve ayaklar:

Kalbiniz iyi pompalanmadığında, kan damarlarınızdan gelen sıvı çevre dokulara sızar. Bacaklarınız ve ayaklarınız yerçekimine bağlı olarak en sık görülen rahatsızlık yerleridir. Buna periferik ödem denir ve buna sahip birçok kişide kalp hastalığı yoktur. Ancak yine de sürekli olarak ayaklarınızda çorap izleri görüyorsanız bu, kalp  hastaları arasında çok yaygın bir semptomdur ve buna çok dikkat etmelisiniz.

5- İştahsızlık ve mide bulantısı:

Kalp hastalığından muzdarip birçok hasta, sadece birkaç lokma yemiş olsalar bile iştahsızlık ve / veya mide bulantısı gösterirler. Bunun nedeni, karaciğer ve bağırsaklarda sıvı birikiminin düzgün sindirime müdahale etmesidir. Bu semptomları genellikle karın ağrısı izler ve hepsini bir arada yaşıyorsanız hemen doktorunuzu ziyaret etmelisiniz.

6- Deri döküntüleri veya olağandışı lekeler:

The Journal of Allergy and Clinical Immunology ve Journal of the American College of Cardiology tarafından gerçekleştirilen 2 ayrı araştırma projesi, egzama ve zona kalp hastalığının yüksek risk faktörleri olduğunu göstermiştir. Egzama geçirenlerin yüksek tansiyondan muzdarip olma ihtimalinin % 48 ve yüksek kolesterole sahip olma olasılığının % 29 olduğu bulunmuştur. Ek olarak, zona geçirenlerin kalp krizi geçirme olasılığı, bu rahatsızlığı olmayanlara göre % 59 daha yüksektir.

7- Bilinci kaybı veya bayılmak:

Baş dönmesi ve bilinç kaybı kalp hastaları arasında çok yaygındır. Kalp kanı iyi pompalamadığında, bunun nedeni kan akışının tıkalı bir arterden veya bir kapakçığın daralmasından engellenmesidir. Nefes darlığı hissederseniz ve kısa bir süre bayılırsanız, hemen bir doktoru arayın ve kalbinizi kontrol ettirin.

9- Ciltte soluklaşma veya mavimsi bir cilt:

Bu en yaygın semptomlardan biri değildir, ancak ortaya çıktığında kan akışının azalması, kırmızı kan hücrelerinin sayısının azalması nedeniyle olur ve kalbinizin kanı olması gerektiği gibi pompalamadığının bir işareti olabilir. Şok bu semptomun ana nedenidir ve solukluk tüm vücudunuzda veya belirli bir vücut bölümünde, örneğin bir uzuvda görünebilir. Ancak, solgunluğu fark ederseniz paniğe kapılmayın. Şok olup olmadığınızı veya anemi gibi başka bir sorun olup olmadığını kontrol edin.

Bonus:

Unutmayın önleme önümüzdeki herhangi bir sorununu çözme anahtarıdır. Egzersizin büyük rol oynadığı sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmeye çalışmak, sigara ve alkol tüketiminden olabildiğince uzak durmak, sağlıklı bir kalp için olmazsa olmazlardandır.

Bu semptomlar her kalp hastasında mutlaka görülmez, ancak bunlar bu rahatsızlığın en yaygın uyarı işaretlerinden bazılarıdır.

Diş eti çekilmesine muhteşem doğal çözüm!

Güzel gülüşlere sahip olmanın yolu sağlıklı beyaz dişlere sahip olmaktan geçer. Diş eti çekilmesi diş kökünü saran pembe diş eti dokusunun geriye doğru çekilmesine verilen isimdir. Bu durum zamanla dişlerin çürümesine ve diş kaybına sebebiyet verir. Verdiğimiz doğal çözümler diş eti çekilmesini durdururken sizlere sağlıklı ve bembeyaz dişlere sahip olma imkanı sunacaktır. İşte Aloe vera’dan susam yağına, yeşil çaydan aloe vera’ya diş eti çekilmesine doğal çözümler.

Diş Eti Çekilmesi İçin En Çok Hangi Bitkiyi Kullanmalıyım?

Diş eti çekilmesine en iyi gelen bitkiler hangileridir? Diş eti çekilmesine yönelik en iyi gelen dört çeşit bitki vardır.

Bunlar;

  • Hindistan yağı,
  • Susam yağı,
  • Yeşil çay,
  • Aloe Vera dır.

Hindistan yağının kullanımı çok basittir. 1, 2 dakikalık gargara ile diş eti çekilmesine sebep olan mikroorganizmaları yok eder.

Susam yağının kullanımı da oldukça basittir. Isıtılmış susam yağı ağızda gargara yapılacak kıvama geldikten sonra 1, 2 dakika gargara yapılır.

Yeşil çay ile de ister gargara isterse normal çay olarak içerken diş etlerinize ağzınızda ılıttığınız çayı dişlerinizin arasında dolaştırarak diş eti çekilmesini önlemeniz mümkün.

Aloe Vera ile diş eti çekilmesini durdurmak için haftada birkaç kez diş etlerine masaj yaparak sürmeniz yeterlidir.

Diş Eti Çekilmesinin Nedenleri Nelerdir?

Diş eti çekilmesinin madde madde nedenleri şunlardır:

  • Stres, aşırı düşünce ve beden yorgunluğu
  • Yaşlılık hali özellikle 60 yaş ve üstü
  • Bir takım genetik faktörler
  • Dişlerin sert fırçalanması, kullanılan diş fırça kıllarının sert olması
  • Ergenlik, hamilelik, menopoz gibi hormonal durumlar
  • Şeker hastalığı
  • Düzensiz ve yanlış beslenme
  • Bağışıklık sisteminin zayıflaması
  • Aşırı çay, kahve sigara kullanımı
  • Ağız sağlığına günlük olarak bakım yapmama
  • Vitamin eksikliği
  • Diş çevresinde meydana gelen başka hastalıklar diş eti çekilmesi nedenleri arasında gösterilir.

Her gün bal ve tarçın karışımı yiyince vücudunuzda bakın neler oluyor

Tarçın ve bal hem lezzetli hem de sağlığa faydalarıyla bilinen iki gıdadır. Bir araya geldiğinde bu sağlıklı etkiler daha da artar. Tarçın Çin’de ve Ayurveda tıbbında 2000 yıldan fazla süredir kullanılan şifalı bir bitkisel malzemedir. Bal da yüzyıllarca tıbbi faydaları için kullanılmıştır. Günümüzde bilim insanları balın tıbbi özelliklerini tanımaktadır. Bal hiçbir yan etkisi olmayan çok sağlıklı bir gıdadır. İsterseniz tarçın ve bal karışımının faydalarına ve nasıl kullanılabileceğine hep birlikte göz atalım.

Bal Tarçın Karışımı Neye İyi Gelir?

Bir bütün olarak vücut için:

Bağışıklık sistemini güçlendirir, fiziksel güç arzını arttırır, kronik yorgunluk sendromunu hafifletir

Kardiyovasküler sistem için:

Kan basıncını arttırır, kolesterolü düşürür, kan damarlarının duvarlarını güçlendirir

Gastrointestinal sistem için:

İştahı artırır, toksinlerin ve toksinlerin atılmasını destekler, metabolizmayı hızlandırır, şişkinliği nötralize eder, kolik ve kabızlığı giderir kas-iskelet sistemi için: hareket kabiliyetini artırır ve artrit ve artrozda ağrıyı hafifletir

Kadın üreme sistemi için:

Adet döngüsünü normalleştirir, pms sırasında sinirliliği azaltır, adet sırasında ağrıyı azaltır, cinsel isteği artırır

Erkek üreme sistemi için:

Pelvik organlara kan akışını iyileştirir, cinsel isteği arttırır, sperm hareketliliğini hızlandırır

Sinir sistemi için:

Hafızayı ve konsantrasyonu geliştirir, beyin aktivitesini aktive eder, gücü arttırır

Cilt için:

Cildi tonlandırır, temizler, yerel kan akışını artırır, cildi pürüzsüzleştirir, akne ile savaşır

Bal-tarçın karışımı vücuda enerji verir ve viral hastalıklara karşı direncini arttırır. Ancak bu, tüm tıbbi özellikler değildir.

Ağız kokusunu yok eder:

Baldaki propolisin varlığı ağız kokusunun tedavisine yardımcı olur. Propolis, diş etlerini ve dişleri iyileştirmeye ve herhangi bir enfeksiyonu önlemeye yardımcı olan güçlü anti-inflamatuar özelliklere sahiptir. Bunu yapmak için ağzınızı bal, tarçın ve ılık suyla çalkalayın. İstenen sonuçlar elde edilene kadar bunu haftada en az iki kez yapın.

Vücuda enerji verir:

Bal ve tarçın vücuda enerji verir. Enerjinizi artırmak için bir içecek hazırlayın: ½ çay kaşığı çiğ bal ve ¼ çay kaşığı tarçın, ılık suyla karıştırılır.

Diğer faydaları;

  • Yorgunluğu giderir
  • Kan damarlarını güçlendirir ve kanı inceltir
  • Toksinlerin, toksinlerin, kolesterol plaklarının vücudunu temizler
  • Patojenik mikroflorayı yok eder ve bağırsaktaki bakteri dengesini normalleştirir
  • Metabolizmayı hızlandırır ve yağlı yiyecekleri sindirmeye yardımcı olur
  • Hormonal arka planı normalleştirir
  • Cildi gençleştirir ve sivilceleri giderir
  • Zayıflamaya yardımcı olur
  • Hafızayı geliştirir, konsantrasyonu arttırır.

Tarçın ballı faydalı özellikleri, her bir ürünün benzersiz bileşimi ile açıklanmaktadır. Tarçın, sinnamik aldehit içerir – bir anti-inflamatuar ve anestezik etki sağlar. Eugenol, sindirim sisteminin düzgün çalışmasına katkıda bulunur. Ve bulunan polifenoller antioksidan etki sağlar. Ek olarak, baharatın kan dolaşımını iyileştiren bir ısınma etkisi vardır.

Bal gelince, bileşimi sadece besinler açısından değil, aynı zamanda temel vitaminler (A, B, C, E, K, PP), mineraller (kalsiyum, fosfor, potasyum, sodyum, çinko, magnezyum, klor, demir) açısından da zengindir. ve amino asitler.. Ürün kolayca sindirilebilir karbonhidratlardan oluşur ve bu nedenle işleme için vücuttan ek enerji gerektirmez.

Tarçın Ve Ballı Çay Tarifleri

Tarçınlı çay

  • Bal – 1 yemek kaşığı
  • Su – 1 bardak
  • Tarçın – 1 çubuk
  • Çay (demleme) – 2 çay kaşığı bitki veya başka bir çay

Tarçın, çayı bir tencereye koyun ve normal çay gibi hazırlayın. Çay hazır olup biraz soğuyunca bir kaşık bal ekleyin. Tarçın çayı hazır.

Tarçın ve limonlu şifalı çay

  • Su – 4 bardak
  • Tarçın – 1 çubuk
  • Çay – 2 çay kaşığı çay
  • Limon – 1 adet

Su kaynatmak için. Kaynayan çaya 5 dakika tarçın çubuğu ekleyin. Demlendikten sonra limon ekleyin.

Bal ve Tarçın Karışımı Hastalıklar İçin Nasıl Kullanılır?

Yukarıda bahsedildiği gibi bal ve tarçının ayrı bilimsel faydaları vardır. Ancak birlikte olduklarında iddia edildiği gibi tüm sorunlara çare olmayabilirler.

Aşağıda bal ve tarçın karışımı iyi kabul edilen durumların tedavisinde kullanılabilecek tariflere yer verilmiştir. Sağlıklı ürünler oldukları için bunları denemekte bir sakınca yoktur. Ancak kullanım dozunu aşmayın.

Akne için

Malzemeler

  • 3 çay kaşığı bal
  • 1 çay kaşığı tarçın

Nasıl yapılır?

Bal ve tarçın karıştırarak krem haline getirin. Yatmadan önce sivilcelere kremi sürün. Sabah ılık suyla yıkayın. Bu formülü 2 hafta boyunca her gün uygularsanız sivilceleriniz yok olacaktır.

Nezle için

Malzemeler

  • 1 kaşık ısıtılmış bal
  • ¼ çay kaşığı tarçın

Nasıl yapılır?

Tarçın ve Bal günde üç defa karıştırıp yediğinizde sinüsleriniz temizlenir, kronik öksürüklerden kurtulur ve soğuk algınlığını önlersiniz.

Kolesterol için

Malzemeler

  • 2 kaşık bal
  • 3 çay kaşığı öğütülmüş tarçın

Nasıl yapılır?

450 gram demlenmiş çayın içindeki maddeleri çözerseniz, kandaki kolesterol seviyesi 10 saat içinde %2 oranında azalacaktır.

Tükenmişlik için

Malzemeler

  • 1 bardak su
  • Yarım kaşık bal
  • Biraz toz tarçın

Nasıl yapılır?

Suda , bal ve tarçın her gün karıştırılarak içilir. Bir hafta sonra kendinizi daha dinç hissedeceksiniz.

Artrit (eklemlerin romatizması) için;

Malzemeler

  • 1 bardak ılık su
  • Bal
  • 1 çay kaşığı toz tarçın

Nasıl yapılır?

1 su bardağı ılık suya yarım kaşık bal ile kartın, bir tatlı kaşığı tarçın ekleyin ve krem haline gelene kadar karıştırın. Bu kremle cildin ağrıyan bölgelerine masaj yapın. Ağrı birkaç dakika içinde azalacaktır.

Kilo kaybı için;

Malzemeler

  • Bal
  • Tarçın

Nasıl yapılır?

Bal ve tarçını 1 su bardağı suda eşit miktarda kaynatın. Kahvaltıdan yarım saat önce ve yatmadan önce aç karnına için. Düzenli kullanıldığında kilo vermeye yardımcı olur.

Diş ağrısı için;

Malzemeler

  • 1 kaşık toz tarçın
  • 5 çay kaşığı bal

Nasıl yapılır?

Bal ve tarçın karışımını dişinize günde üç kez uygulayın.

Saç kaybı için;

Malzemeler

  • Ilık zeytinyağı
  • 1 kaşık bal
  • 1 çay kaşığı toz tarçın

Nasıl yapılır?

Sıcak zeytinyağında bal ve tarçını ekleyerek krem haline getirin. Banyo yapmadan önce kremi uygulayın. Yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra saçınızı yıkayın.

İdrar yolu enfeksiyonu için;

Malzemeler

  • 2 çay kaşığı toz tarçın
  • 1 çay kaşığı bal
  • 1 bardak ılık su

Nasıl yapılır?

İki çay kaşığı tarçın ve bir çay kaşığı balı bir bardak ılık su ile karıştırın. Günde bir kez için. Bu bir idrar yolu enfeksiyonudur ve bunu hafifletmeye yardımcı olacaktır. Enfeksiyon çok şiddetliyse, suyu kızılcık suyuyla değiştirebilirsiniz.

Mide bozukluğu için;

malzemeler

  • 2 yemek kaşığı bal
  • Tarçın

Nasıl yapılır?

Bir tutam tarçın tozu ile iki yemek kaşığı balı karıştırın. Bu karışımı yemeklerden önce tüketin.

Ağız kokusu için;

malzemeler

  • 1 çay kaşığı bal
  • Tarçın
  • 1 bardak ılık su

Nasıl yapılır?

Bir çay kaşığı bal ve bir tutam tarçın tozunu ılık suyla karıştırın. Sabah karışımla gargara yapın.

Astım için;

Malzemeler

  • 1 çay kaşığı bal
  • ½ çay kaşığı toz tarçın

Nasıl yapılır?

1 tatlı kaşığı bal ile bir tatlı kaşığı tarçın tozunu karıştırın. Karışımı gece yatmadan önce ve sabah aç karnına için. Düzenli olarak tekrarlayın.

Saçta sirke neden olur, belirtileri neler, nasıl temizlenir?

Kafa derisine yakın bir bölümde tutunan bit yumurtaları (Sirke), 1-2 hafta içerisinde açılarak bite dönüşürler. Saç tellerine çok sıkı bir şekilde tutunan sirkeleri saçtan temizlemek oldukça zordur. Temizleme aşamasında geride birkaç tane sirke bile kalsa çoğalarak bitlere dönüşürler. Bu nedenle doğru yöntemlerle temizleme işlemi doğru şekilde yapılmalıdır.

Saçta Sirke Neden Olur?

Varlığı çok eskiye dayanan saç biti yumurtaları halk arasında sirke olarak bilindiği için saçta sirke neden olur sorusu çok fazla araştırılmaktadır. 0,7 – 1 mm boyutlarında olan sirkeler yakından rahatlıkla görülmektedir. Sirkeler parlak ve sarımsı rengi yanında damla biçimli ya da oval şekilde oluşmaktadır. Normal şartlarda 8 – 9 gün içerisinde yumurtalarından çıkan sirkeler görülmeye başlamaktadır ve 9 – 12 günde olgunlaşmaktadır.

Sirkeler, insan vücudu dışında 10 gün kadar canlı kalabilmektedirler. Erişkin saç bitleri ise 1 – 2 gün yaşayabilmektedir. Sirkeler erişkin hayvanlar üzerine yaşamamaktadır. Genel olarak çocuklarda okula ilk başladıkları zamanda görülen saçtaki sirke, yağlı ve nemli ortamlarda daha sık görülmektedir. Bu nedenle yağlı saç derisine sahip olan kişilerin saçlarını çok iyi temizlemeleri gerekmektedir. Aşağıda sıralayacağımız saçtaki sirke oluşumunun nedenlerinin iyi öğrenilmesi ve bu nedenlerin ortadan kaldırılarak saçların temizlenmesi sağlanmalıdır. Saçta sirkeye neden olan etmenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Yağlı ve nemli saç derisine sahip olmak
  • Başka birinden bulaşma
  • Yetersiz temizlik ve bakım

Saçta Sirke Olduğunu Nasıl Anlarız?

Sirke ve kepek çok karıştırıldığı için saçta sirke olduğunu nasıl anlarız konusunu detaylı öğrenmek gerekmektedir. Saç tellerine sıkı bir şekilde yapışan sirkeler, 2 – 3 hafta açık havada yaşamaktadırlar. Eğer bitler de o ortamda kendilerine uygun bir alan bulurlar ise ürerler ve kısa zaman içerisinde 100 katına çıkarlar. Kafaya yerleşen bu bitlerin ömrü ise 30 – 35 gün kadardır. Peki, saçtaki sirkeler bitlerden ve kepekten nasıl ayırt edilir?

Sirkeleri görmek çok daha kolaydır. Işık altında saçlar ayrıldıktan sonra ense kısmına ve kulak diplerine bakılmalıdır. Sirkeler kepeğe benzer ancak kepeğe göre daha yapışık ve parlaktırlar. Kepekler tarandığı zaman dökülürken sirkeler dökülmez. Sirke olduğu zaman saçlarda kaşıntı meydana gelir.

Saçta Sirke Belirtileri Neler?
Saçta Sirke Belirtileri Neler?

Saçta Sirke Belirtileri Neler?

Saçtaki sirke kişide farklı sıkıntılar meydana getirmektedir. Bu sıkıntıların yaşanmaması için saçların düzenli olarak kontrol edilmesi ve sirke oluşumunda hemen müdahale edilmesi önerilmektedir. Saçlarda sirke olduğu zaman ortaya çıkan belirtileri şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Kafa derisinde kaşıntı
  • Saç derisinde hafif kızarıklık
  • En çok başın arka bölümünde görülür

Saçtaki sirkeler genel olarak kaşıntı ile fark edilirler. Bitlerin yumurtalarını bırakması ile oluşan sirkeler saçlara yapışırlar. Kepekler tarandığı zaman dökülürken ya da tarağa gelirken, saçtaki sirkeler dökülmez ve tarağa gelmez.

Saçta Sirke İle Kepek Nasıl Ayırt Edilir?

Saçtaki sirke en çok kepek ile karıştırılmaktadır. Her ikisi de hareketsiz ve açık renkte olduğu için sirke ile kepeği ayırt etmek zorlaşmaktadır. Ancak sirke, kepeğe göre daha parlak renklidir. Ayrıca sirke saça çok iyi bir şekilde yapışmaktadır. Saçtaki sirkeleri almak için bir cımbız tarzı ürün kullanılmalıdır. Ancak kepek saçlara çok yapışmadığı için tarama sonrasında saçlardan dökülmektedir. Sirkeler, iki parmağın arasına alınıp sıkıştırıldığında çıtlama şeklinde ses gelmektedir.

Saçtaki Sirke Bulaşır Mı?

Özellikle okula giden çocuğu olan anne babaların en çok merak ettiği soruların başında, saçtaki sirke bulaşır mı sorusu gelmektedir. Sirke bulaşıcıdır. Tarak, fırça, şapka, yastık, kaban, eşarp, atkı, mont gibi kişiler eşyaların ortak kullanılması ile yayılan sirke kişiden kişiye bulaşmaktadır. Temel bulaşma yolu ise saç temasıdır. Bu nedenle çok dikkat edilmelidir.

Saçtaki Sirke İçin Kesin Çözüm Nedir?

Saçtaki sirkeler birçok kişinin yaşadığı ortak sorunların başında gelmektedir. Bu nedenle saçtaki sirke için kesin çözüm nedir çok merak edilmektedir. Saçta görülen sirkeler için kesin çözüm vardır. Ancak saç sirkelerden temizlendikten sonra dikkat edilmezse ve saçında sirke olan bir kişi ile yakın temas kurulursa, saçtaki sirke tekrarlayabilmektedir. Bunun bilincinde olarak dikkat edilmesi gerekmektedir.

Saçtaki sirke için en temel yöntem elma sirkesidir. Yüksek oranda asit içeren elma sirkesi, saç derisinde oluşan diğer sorunlar gibi sirke sorununu da tedavi etmektedir. Doğal elma sirkesi saçın tamamına sürüldükten sonra bir süre bu şekilde bekletilir ve saçlar taranır. Bu yöntem gün içerisinde 2 – 3 kere tekrarlanabilir.

Saçta sirke olan yere bol miktarda vazelin sürülmelidir. Bu şekilde yaklaşık olarak 1 saat beklendikten sonra saçlar bit tarağı ile taranmalıdır. Bu sayede saça yapışan sirkeler temizlenmektedir. Sonrasında ise saçlar bir şampuan ile yıkanmalıdır. Vazelin yöntemi, sirkeler geçene kadar her gün yapılabilir.

Uzun Saçtaki Sirke Nasıl Temizlenir?
Uzun Saçtaki Sirke Nasıl Temizlenir?

Uzun Saçtaki Sirke Nasıl Temizlenir?

Saçtaki sirkeler özellikle uzun saça sahip kişiler için daha zor bir durumdur. Saçlara çok sıkı bir şekilde yapışan sirkeler saçtan kolaylıkla temizlenememektedir. Bu nedenle, uzun saça sahip olan kişiler için uzun saçtaki sirke nasıl temizlenir çok önemlidir. Uzun saça sahip olan kişilerde yukarıda bahsettiğimiz elma sirkesi ve vazelin yöntemlerini deneyebilirler. Bunun dışında zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı, sarımsak, aloe vera jeli gibi yöntemler de uzun saçtaki sirkeyi kolay temizlemeye yardımcı olmaktadır.

Saçtaki Sirkeyi Ne Geçirir?

Saçlarda bazı nedenlere bağlı olarak oluşan sirkeler için doktorlar tarafından bazı ilaçlar önerilmektedir. Bu ilaçlar son derece etkilidir. Ancak doktora gitmeden evde kendi yöntemleriniz ile sirkelerden kurtulabilirsiniz. Bunun için saçtaki sirkeyi ne geçirir öğrenmelisiniz. Her bölümde bahsettiğimiz gibi, elma sirkesi saçtaki sirkeler için en etkili silahlardan biridir. Saça masaj yaparak sürülen elma sirkesi 1 saat saçlarda bekletildikten sonra durulanır.

Saç bitleri için özel olarak tasarlanan taraklar, normal taraklara göre çok daha fazla dişlidir. Bu nedenle saça yapışan sirkelerini temizlenmesini kolaylaştırır. Bunun dışında vazelin yöntemi de saça yapışan sirkeleri temizlemekte etkilidir. Temizleme işlemi esnasında saçlarda tek bir sirke kalmadığından emin olmanız son derece önemlidir.

Saçtaki Sirke Doğal Yollarla Nasıl Dökülür?

Sirke ve bit tedavisinde doktorun önerdiği ilaçlar kullanılabilir. Ancak bunun dışında doğal yöntemlere başvurmak isteyenler için saçtaki sirke doğal yollarla nasıl dökülür konusuna değineceğiz. Saçtaki sirkeyi dökmeye yarayan bazı doğal yöntemler aşağıda aktarılmıştır:

Vazelin Yöntemi: Bol miktarda alınan vazelin, saç dipleri dışında sirke olan bölgelere iyice sürülmelidir. Bir saat bekledikten sonra saçlar bit tarağı ile taranmalıdır. Daha sonra saçlar doğal şampuan ile iyice yıkanarak temizlenmelidir. Sirkeler geçene kadar bu yöntemi her gün uygulayabilirsiniz.

Zeytinyağı – Biberiye – Okaliptüs Yöntemi: Bir diğer etkili doğal yöntem için 5’er damla okaliptüs ve biberiye yağı ile zeytinyağına ihtiyaç vardır. Bu yağlar karıştırıldıktan sonra saç diplerine masaj yapılarak karışım tüm saça uygulanmalıdır. 1 saat bekledikten sonra saçlar bit tarağı ile taranmalıdır.

Saçtaki Sirke Nasıl Dökülür?

Saçlarda oluşan sirke kişiye görüntü olarak rahatsızlık verir. Bunun yanında kişide kaşıntıya neden olur. Bu nedenle saçtaki sirke nasıl dökülür öğrenilmeli ve uygulanmalıdır. Sirkeler için zeytinyağı, elma sirkesi, biberiye yağı nasıl kullanılır anlattık. Saçtaki sirke için nane yağı da etkilidir. Nane yağını da diğer yöntemler gibi uygulayarak sirkelerden kurtulabilirsiniz. Bunun yanında, ciltten ölü hücreleri temizleyen limon da sirke dökülmesinde etkilidir. Limonun suyunu saç diplerine ve saçlara sürün. 1 saat beklettikten sonra bit tarağı ile saçlarınızı tarayın ve yıkayın.

Saçta Sirke İlacı Tavsiyesi

Saçta sirke için doktora gidebilirsiniz. Doktorlar tarafından bit ve sirke ilacından en uygun olanı reçete edilmektedir. Bazı ilaçlara karşı alerjiniz olabileceğinden, sirke ilacı tavsiyesini doktorunuza danışmanız çok daha doğru olacaktır. Piyasada online satış sitelerinde satılan bazı sirke ilaçları Paranit, Bitex, Hunca Care, Baybit ve Dembit olarak sıralanabilir.

İbrahim Saraçoğlu Saçtaki Sirke Nasıl Temizlenir?

Evde ilaçsız bir yöntem ile sirkelerden kurtulmak için İbrahim Saraçoğlu saçtaki sirke nasıl temizlenir bilinmesi gerekmektedir. İbrahim Saraçoğlu, saçtaki sirke için doğal elma sirkesini önermektedir. Doğal olmayan elma sirkeleri aynı etkiyi göstermeyebilir. Saç diplerine sürülen elma sirkesinin etki etmesi için bir saat kadar beklenmelidir. Daha sonra saçlar doğal bir şampuan kullanarak yıkanmalıdır.

Bengay krem boyun, diz, ayak ve baş ağrısına iyi gelir mi?

Yağsız ve pomad şeklinde satışa sunulan Bengay krem beyaz renge sahiptir. İçeriğinde yer alan mentol sayesinde cilde ferahlık hissi veren Bengay merhem özellikle sporcular tarafından çok sık tercih edilmektedir. Kas kasılmaları ve bel fıtığı gibi durumlarda meydana gelen ağrılara iyi gelen Bengay kremin nasıl kullanıldığının doktor önerisi ile öğrenilmesi gerekmektedir. Bengay kremi doktorunuz önermeden kullanmamanız tavsiye edilmektedir.

Bengay Krem Nedir?

Sağladığı faydaları nedeni ile birçok platformda Bengay krem nedir sorusunun yanıtı aranmaktadır. Etken maddeleri mentol ve metil salisilat olan Bengay pomad, bu etken maddeleri sayesinde iltihap ve ağrıları gidermektedir. Ağrılı kısma uygulandığı zaman bu bölgedeki damarları genişleten Bengay krem, ağrıların da bu sayede hafiflemesini sağlamaktadır.

Sinirler ve kasların gevşemesini sağlayan Bengay merhem, romatizma ile beraber omuz tutulması ve fiziksel darbelerde meydana gelen ağrılara iyi gelmektedir. Türkiye’de en çok tercih edilen kas gevşeticileri arasında ilk sıralarda yer alan Bengay kremin etkisi oldukça fazladır. Tüm eczanelerden reçetesiz olarak alınabilen Bengay merhemi doktor önerisi ile kullanmanız olası risklerin önüne geçecektir.

Bengay Krem Ne İşe Yarar?

Farklı sebeplerde vücutta oluşan ağrıları, iltihabı ve enfeksiyonu tedavi eden Bengay krem ne işe yarar konusuna detaylı olarak değinmek istiyoruz. Son dönemlerde en çok aranan kremlerden biri olan Bengay kremin sağladığı faydaları maddeler halinde şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Enfeksiyon nedeni ile oluşan ağrı hissini en aza indirir.
  • İçeriğinde bulunan mentol sayesinde cilde ferahlık verir.
  • Kan damarlarını genişleterek o bölgenin uyuşmasını sağlar.
  • Bel fıtığı ağrısına iyi gelir.
  • El ve ayak burkulmalarına iyi gelir.
  • Adele ve kas ağrılarına iyi gelir.
  • Tendor yırtılmasına ve kopmasına iyi gelir.
  • Kireçlenmeye bağlı ağrıları giderir.
  • Ağır işte çalışan kişilerde oluşan kas ağrılarını hafifletir.
  • Kas iltihabına iyi gelir.
  • Tendon iltihabını tedavi eder.
  • Eklemlerde meydana gelen şişliği azaltır.

Bengay Krem Nerelere Sürülür?

Etkili sonuçlar alabilmek için Bengay krem nerelere sürülür iyi bilinmelidir. Bengay krem kireçlenme yaşanan bölgelere sürülebilir. Ayrıca eklem iltihaplanması, eklem çevresi dokuların iltihaplanması, eklem bölgesi ağrılı şişlikler, burkulma, ezilme ve kas gerginliği gibi durumlarda kullanılabilmektedir. Bengay merhem açık yaralarda ve yüzde kullanılmamalıdır. Bunun dışında birçok bölgede rahatlıkla kullanılabilir.

Bengay Krem Günde Kaç Kere Sürülür?

Bengay kremin günde ne kadar kullanılacağı ile ilgili doktor tarafından tavsiye dikkate alınmalıdır. Doktor tarafından herhangi bir öneri yapılmadığı takdirde, Bengay krem ağrılı bölgeye günde 2 – 3 kere sürülebilir. Ancak kremi çok fazla kullanmaktan kaçınılmalıdır.

Bengay Krem Spordan Önce Mi Sonra Mı?

Özellikle sporcular tarafından tercih edilen Bengay krem spordan önce mi sonra mı? kullanılır sorusu çok merak edilmektedir. Bengay kremi spordan önce de sonra da kullanabilirsiniz. Bununla ilgili herhangi bir kural yoktur.

Bengay Mı Voltaren Mi Daha Etkili?
Bengay Mı Voltaren Mi Daha Etkili?

Bengay Mı Voltaren Mi Daha Etkili?

Hemen hemen aynı etkilere sahip olan Bengay mı Voltaren mi daha etkili birçok kişinin araştırdığı önemli konulardan biridir. Voltaren kremin etken maddesi Diklofenaktır. 50 gramlık tüplerde satışa sunulan Voltaren kemik ağrısı, burkulma ve buna benzer rahatsızlıklarda kullanılmaktadır. Bengay krem de Voltaren krem de ağrıları gidermede etkilidir. Tercih konusunda doktorunuza danışabilirsiniz.

Bengay Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Bengay krem hamilelikte doktora danışılarak kullanılmalıdır. Doktor tarafından yara ve risk değerlendirmesi yapılarak Bengay kremin kullanılıp kullanılmayacağına karar verilmektedir. Doktor tarafından önerilmedikçe hamilelik döneminde Bengay merhemi kullanmayınız. Bengay merhemi kullanmaya devam ederken hamile olduğunuzu fark ederseniz, bir an önce doktorunuza ya da eczacınıza danışmanız önerilmektedir.

Bengay Krem Yan Etkileri Neler?

Sayısız faydası olmasına rağmen Bengay kremin de bazı yan etkileri olabilmektedir. Özellikle Bengay kremin içeriğinde bulunan etken maddelere karşı alerjisi olanların çok dikkat etmesi gerekmektedir. Bengay krem yan etkileri neler merak edilen bir konudur. Bnegay kremin olası yan etkileri şunlardır:

  • Ayak, el ve bilek bölgesinde şişme
  • Boğazda yutkunmada sorun yaşama
  • Nefes almada zorluk
  • Kremin uygulandığı alanda yanma, kaşıntı ve kabarma
  • Kremin uygulandığı bölgede döküntü
  • Sersemlik
  • Baş dönmesi
  • Aşırı uyuşma hali

Yukarıda sıralanan yan etkiler herkeste görülen yan etkiler değildir. Bengay merhem herkeste aynı etkileri göstermeyebilir. Yan etkilerin görülme riski de azdır. Ancak yine de dikkat edilmeli ve yan etkiler yaşandığı anda krem kullanımı bırakılarak doktora danışılmalıdır.

Bengay Krem Muadili Hangi Kremler?

Hemen her kremin ve ilacın muadili bulunmaktadır. Bu sayede asıl aranan ilaç veya krem bulunamadığı zaman yerine muadili olan kremler kullanılmaktadır. Bengay krem yerine kullanılabilecek Bnegay kremin muadili kremler şunlardır:

  • Voltaren krem
  • Algesal krem
  • Capsigel krem
  • Kamfolin krem
  • Jelgo krem
  • Reparil jel
  • Prepagel jel
  • Rumasın krem

Bengay Krem Anne Sütüne Geçer Mi?

Özellikle emziren anneler Bengay krem anne sütüne geçer mi diye tereddüt etmektedirler. Bengay kremle ilgili doktor tarafından yarar – risk değerlendirmesi yapıldıktan sonra emzirme döneminde kullanımı konusunda karar verilmelidir. Ancak genel anlamda Bengay merhemin emzirme döneminde kullanılmasında bir sakınca görülmemektedir.

Bengay Krem Ayak Ağrısına İyi Gelir Mi?

Bengay Krem Ayak Ağrısına İyi Gelir Mi?

Bengay krem birçok bölgedeki ağrılara iyi geldiği gibi ayak ağrısına da iyi gelmektedir. Ayak burkulması ya da buna benzer sorunlarda oluşan ayak ağrıları için Bengay pomad kullanılabilir.

Bengay Krem Öksürüğe İyi Gelir Mi?

Bengay kremin içeriğinde bulunan mentol etkisinden dolayı öksürüğe iyi gelebileceği düşünülmektedir. Ancak Bengay kremin prospektüsü incelendiğinde öksürüğe iyi geldiği ile ilgili herhangi bir bilgi yoktur. Bu nedenle öksürük için kullanılmaması önerilmektedir.

Bengay Krem Baş Ağrısına İyi Gelir Mi?

Bengay krem baş ağrısı için kullanılmamaktadır. Ağrı kesici etkisi olan Bengay krem, eklem ağrılarına iyi gelmektedir. Bu nedenle Bengay pomadı baş ağrısı için kullanmayınız.

Bengay Krem Topuk Dikenine İyi Gelir Mi?

Topuk dikeninde bazı kas gevşeticiler doktorlar tarafından önerilmektedir. Bu nedenle Bengay krem topuk dikenine iyi gelir mi sorusu da merak uyandırmaktadır. Ancak Bengay krem topuk dikenine iyi gelmemektedir. Bu nedenle topuk dikeni için uygun olan kremleri doktorunuza reçete ettirebilirsiniz.

Bengay Krem Diz Ağrısına İyi Gelir Mi?

Bengay krem ağrı kesici etkiye sahip olan etkili bir kremdir. Bengay krem diz ağrısına iyi gelir mi merak edenler için evet cevabını hemen verelim. İçeriğindeki etken maddeler sayesinde diz bölgesindeki kasları gevşeten ve uyuşturan Bengay pomad, diz bölgesinde oluşan ağrılara iyi gelmektedir.

Bengay Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Cilde haricen kullanılabilen Bengay kremin sivilce tedavisinde herhangi bir olumlu etkisi yoktur. Bu nedenle sivilceler için Bengay krem kullanılmamalıdır.

Bengay Krem Yanığa İyi Gelir Mi?

Bengay krem yanık için kullanılmamaktadır.

Bengay Krem Zayıflatır Mı?

Bengay kremin mentol etkisinden dolayı zayıflattığına dair yanlış bir düşünce hâkimdir. Bengay kremin zayıflama üzerinden herhangi bir etkisi yoktur.

Bengay Krem Boyuna Sürülür Mü?

Ağrı kesici ve kas gevşetici etkisi bulunan Bengay krem boyuna sürülebilir. Boyun tutulması ve boyun ağrısına iyi gelen Bengay krem, boyun kaslarını gevşeterek yumuşatır.

Bengay Krem Boyun Tutulmasına, Ağrısına İyi Gelir Mi?

Boyun ağrısı yaşayan birçok kişi Bengay krem boyun tutulmasına, ağrısına iyi gelir mi merak etmektedir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Bengay krem boyun tutulmasına ve boyun ağrısına iyi gelmektedir.

Bengay Krem Boğaza Sürülür Mü?

Bengay krem boğaz ağrısına iyi gelmediği için boğaza sürülmez.

Bengay Krem Saça Sürülür Mü?

Bengay krem saça sürülmez.

Bengay Krem Yüze Sürülür Mü?

Bengay krem yüze sürülmemelidir. İçeriğinde bulunan etken maddeler nedeni ile yüz bölgesinde yanma, tahriş ve döküntüye sebep olabilir. Bu nedenle Bengay kremi yüzünüze sürmemelisiniz.

Bengay Krem Fiyatı Eczane?

Eczanelerde satılan Bengay kremin fiyatı 11.50 TL’dir. Fiyatı uygun olan Bengay merhemi reçetesiz olarak da satın alabilirsiniz.

Bengay Krem Kullananların Yorumları Neler?

Bengay krem kullananların yorumları neler diye merak edebilir ve bu yorumlara bakarak krem hakkında önceden bilgi sahibi olabilirsiniz. Bengay krem kullanan kişiler genel anlamda kremden memnundurlar. Kullanıcılar Bengay kremin mentol etkisi ile biraz yaktığını ancak bunun dayanılabilecek düzeyde olduğunu belirtmektedirler. Ayrıca kremin ağrılara kısa sürede etki ettiği de iletilmektedir.

Kestane çiçeği çayı balından daha faydalı

Çiçeklerini mayıs ve haziran aylarında açan kestane ağaçlarının çiçekleri döküldükten sonra kestane çiçeği çayı demlemek için toplanarak kurutulmalıdır. Kestane çiçeği çayı, bağışıklık sistemini doğal yollardan güçlendirmenin en etkili yöntemlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Kestane çiçeğinin çayıyla 3 yıl süren laboratuvar araştırması gerçekleştirdiklerine değinen Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Serdar, kestane çayıyla ilgili gerçekleştirilen araştırmaya Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’nün önemli katkısı olduğunu ve bu araştırmadan elde edilen sonuçların Tarım ve Orman Bakanlığı’na iletildiğini söyledi.

Kestane Çiçeği Çayı Antioksidan Deposu

Kestane çiçeğiyle ilgili yapılan araştırmalar neticesinde bu çiçeklerden demlenen çayın içerdiği antioksidan miktarının kestane balına göre 50 kat fazla olduğunun altını önemle çizen Prof. Dr. Ümit Serdar, “Bu araştırmadan elde edilen sonuçlar Tarım ve Orman Bakanlığıyla paylaşıldı. Önceden sadece bir orman bitkisi olan kestane, artık tıbbi bitkiler arasına girdi. Kestane çiçeği çayının üretim aşamasına geçilmesi için üreticilerle bir araya gelerek toplantılar düzenledik. Kestane çiçeğine sahip çıkan Fatsa Ziraat Odası tarafından kestane çiçeği çay haline getirildi.

Kestane ağaçları çiçeklerini mayıs ve haziran aylarında açmaktadır. Çiçeklenme döneminin sonunda erkek çiçek püsküller yere düşmektedir. Bu çiçek püskülleri ıhlamur gibi daldan ya da ağaçtan değil de yerden toplandığı için toplama işlemi çok basittir. Hatta mayıs ve haziran dönemlerinde kestane ağaçlarının altına fileler serilerek bu çiçekler rahatlıkla toplanabilir. Kestane çiçeğinin toplanması çok kolay olsa da yağmur suyu değmeden toplanmalı ve kurutulmalıdır. Daha sonra ince ince kıyıldıktan sonra çayı demlenerek içilebilir.” dedi.

Kestane Çiçeği Çayı Bağışıklık Sistemini Kuvvetlendiriyor

Kestane ormanlarının ülkemizde çok fazla olduğunu ifade eden Prof. Dr. Serdar, “Yeni tip koronavirüs salgınıyla bütün dünyanın mücadele ettiği bir dönemde bağışıklık sistemini koruyan kestane çiçeği çayının tüketilmesi ihmal edilmemelidir. Covid-19 virüsü aşısını herkesin yaptırması gerekse de kestane çiçeği çayının günlük bir defa tüketilmesi bağışıklık sisteminin güçlenmesi açısından önemlidir. Hatta kestane balıyla kıyaslandığı zaman 50 kat daha fazla antioksidan üreten kestane çiçeği çayının tüketiminin toplumda yaygınlaştırılması gerekmektedir. Karadeniz ormanlarındaki kestane ağaçları uzun kökenli ve poleni bol olduğu için artı özelliklere sahiptir. Ege bölgesindeki kestane ağaçları çiçeklerinin yapısı ise farklıdır.” ifadelerine yer verdi.

Kestane Balı Üretilmesine Zarar Vermiyor

Kestane çiçeklerinin toplanmasının kestane balı üretimine zarar vermediğini kaydeden Prof. Dr. Serdar, “Kestane ağacının çiçekleri dallardan toplanmadığı için kestane ağaçlarının çiçeklenmesine, tozlanmasına ve döllenmesine hiçbir şekilde zarar vermemektedir. Arılar kestane ağacının çiçeklerinden alacağını aldıktan ve bütün işlemler sona erdikten sonra yere dökülen çiçeklerin toplanması ve kurutulmasıyla kestane çiçeği çayı hazırlanmaktadır. Bu çiçeklerin yerde birkaç hafta beklemesi sağlığa olan faydalarını azaltmaktadır. Kestane ağacının çiçekleri toplandıktan sonra hiçbir işleme tabi tutulmadan kurutularak çay haline getirilmektedir.” şeklinde konuştu.

İki üniversite ve üç fakültenin araştırmaya destek verdiğine değinen Fatsa Ziraat Odası Başkanı Haydar Gürsu da bu araştırma neticesinde kestane çayının sağlığa faydalarını keşfettiklerini söyledi.

Kestane Çiçeği Çayı Nasıl Yapılır?

Su içsem yarıyor ne yapmalıyım, nasıl zayıflarım?

Günümüzde aşırı kiloya yani obeziteye neden olan birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerin başını ise hareketsiz yaşam tarzının yanı sıra günlük yakılan kaloriden fazla vücuda kalori alınması çekmektedir. Yine stresli yaşam tarzı, vücudun insülin direnci, genetik yatkınlık hipoglisemi, tiroit, hipofiz, büyüme hormonu ve adrenal bezi gibi hormonal bozukluklar da obeziteyi tetiklemektedir. Çağımızın hastalığı olarak kabul edilen obezite hakkında Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Emre Üregen önemli bilgiler paylaştı.

Çocukluk Çağı Obezitesi Artıyor

Çocukluk çağı obezitesindeki artışın en önemli nedenleri arasında hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız ve dengesiz beslenme tarzı ile fastfood beslenme alışkanlığı yer almaktadır. Çocukluk çağından itibaren aşırı kilolu olmak ise ilerleyen yaşlarda kalp, diyabet, koroner damar rahatsızlıkları, kanser ve erken yaşlarda hipertansiyon gibi çok ciddi sağlık problemlerine yakalanma riskini artırmaktadır.

Bu noktadaki esas problem ise vücuttaki yağ dokusunun artması sonucunda aşırı kilo probleminin yani obezitenin görülmesidir. Bundan dolayı aşırı kilolu çocukların sağlıklı ve dengeli beslenmesine, sportif faaliyetlerde bulunmasına ve gün içerisinde hareketli olmasına çok dikkat edilmelidir. Bu sayede fazla kilolarından kurtulan çocuklar, ömür boyu daha sağlıklı bir yaşam süreceklerdir.

Su İçsem Yarıyor Ne Yapmalıyım, Nasıl Zayıflarım?
Su İçsem Yarıyor Ne Yapmalıyım, Nasıl Zayıflarım?

Su İçsem Yarıyor Ne Yapmalıyım, Nasıl Zayıflarım?

Sağlıklı ve dengeli beslendiği ve hareketli bir yaşam tarzı olduğu halde en küçük bir kaçamak yaptığında dahi kilo aldığından şikâyet edenlerin sayısı hiç de az değildir. Bu tür yakınmaları olanlar ise içinde bulundukları durumu anlatmak için ‘Su içsem yarıyor’ klişesini çok fazla kullanırlar. Ama kilo almanın önüne geçebilmek için alınabilecek tedbirler elbette vardır. Kilo almayı engelleyen başlıca tedbirler ise şöyle sıralanabilir;

  • Hazır gıdaları tüketmekten kaçınmak,
  • Düzenli olarak egzersiz ya da sportif faaliyetler yapmak,
  • Gün içerisinde hareketli olmak,
  • İçeriğinde yüksek karbonhidrat barındıran besinleri kesinlikle tüketmemek,
  • Yağ oranı yüksek besinleri tüketmekten uzak durmak.

Bu tedbirlere uyulduğu halde ‘Su içsem yarıyor’ diye şikâyet edenler varsa, hormonal dengede ve metabolizma hızında herhangi bir problemden dolayı yavaşlama olabilir. Bu nedenle endokrin ve metabolizma uzmanına müracaat edilerek muayene olunmalıdır.

Su İçsem Yarıyor. Çok Az Yiyorum Ama Kilo Veremiyorum

Diş taşı evde nasıl temizlenir ve nelere dikkat edilmelidir?

Evde diş taşı temizlemek dikkat gerektiren ama kolay bir işlemdir. Diş taşları gülümsemeyi bozar ve estetik kaygıyı artırır. Bu sorunları yaşamamak için düzenli diş fırçalanmalı, diş ipi kullanmalı ve şekerli yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Diş taşı yani plak diş çürümelerine neden olur. Bu bakteriler boşluklara sızarak, diş araları lekeleri, diş yüzeyi lekeleri ve kir birikimlerine yol açar. Peki, bunlardan kurtulmak için diş taşı evde nasıl temizlenir sorusunun yanıtını birlikte öğrenelim.

Diş Taşı Evde Nasıl Temizlenir?

1- İbrahim Saraçoğlu Önerisi Karbonat + Tuz

Malzemeler:

  • 1 tatlı kaşığı karbonat
  • Yarım çay kaşığı tuz

Hazırlanışı:

Her iki malzeme harmanlanıp, iyice karıştırılır. Karnonat aktifleşerek antimikrobiyal özelliği devreye girer. Bu sayede diş arasında saklanan mikrop ve bakteriler ölür. Dişler 7 gün boyunca bu karışımla fırçalanır.

2- İbrahim Saraçoğlu Önerisi Portakal kabuğu

Malzemeler:

  • Diş fırçası
  • Kurutulmuş 1 adet portakal kabuğu

Hazırlanışı:

Kurumuş portakal kabuğu toz forma gelene kadar blendırdan geçirilir. Diş fırçası bu toza batırılarak, dişler fırçalanır.

3- Ceviz Suyu

Malzemeler:

  • 2 su bardağı içme suyu
  • Ceviz yaprağı ve 10 adet ceviz içi

Hazırlanışı:

Ceviz yapraklarını ve ceviz içini 10 dakika boyunca kaynatın. Ardından soğumasını bekleyin Bu karışıma diş fırçasını batırıp 2 dakika boyunca dişlerinizi fırçalayın.

4- Aktif Kömür Macunu

Malzemeler:

  • 2 çorba kaşığı içme suyu
  • 1 tane aktif kömür kapsülü

Hazırlanışı:

Aktif kömür diş tartarı temizliğinde kullanıldığı gibi cilt bakım ürünlerinde de kullanılıyor. 2 çorba kaşığı suyun içine 1 adet kömür kapsülü koyulur ve katı macun haline getirilir. Dişler bu macun ile fırçalanır

5- Çilek + domates

Malzemeler:

  • 1 tane çilek
  • 1 tane küçük domates

Hazırlanışı:

Her iki malzeme püre haline getirilir. Dişler hazırlanmış bu püre ile fırçalanır. Ertesi gün için tekrar yenisi yapılmalıdır.

6- Karbonat ve Hindistan Cevizi Macunu

Malzemeler:

  • 1 çorba kaşığı Hindistan cevizi yağı
  • Yarım tatlı kaşığı karbonat
  • Yarım çay kaşığı nane yağı

Hazırlanışı:

Diş taşı için çok etkili olan bu macunda tüm malzemeler bir kâsenin için harmanlanır. Katı bir kıvama gelene kadar karıştırılır.7 gün boyunca dişler bu macunla fırçalanır.

7- Aloe Vera Macunu

Malzemeler:

  • Bir çorba kaşığı limon suyu
  • Bir çorba kaşığı aloe vera jeli
  • 1 çorba kaşığı karbonat

Hazırlanışı:

Tüm malzemeler harmanlanarak iyice karıştırılır. Katı forma geldiğinde cam kavanozda 1 gece bekletilir. Gün içinde dişler bu macunla fırçalanır.

Diş İpi Nasıl Kullanılır?

Diş plakları diş aralarında çoğalırlar. Diş fırçasının giremediği bu aralıklar için diş ipi kullanılmalıdır. Peki, diş ipi nasıl kullanılır?

30 cm uzunluğundaki diş ipinin bir ucu orta parmağa sarılır. İşaret ve başparmaklar ile ip gerilir ve diş arasına yerleştirilir.

  • Diş ipinin şekli ‘’C ‘’ harfi görünümünde olmalıdır.
  • Diş ipi nazikçe bastırılarak aşağı ve yukarı hareketler yapılır.
  • Tüm dişlere aynı hareketler yapıldıktan sonra diş fırçalanır.

Diş Tartarı Önlemenin Yolları Nelerdir?

Diş tartarı önlemenin yolu nelerdir diye soranlar diş temizleme alışkanlıklarını gözden geçirmelidir. Bu alışkanlıkların ilki sabah ve akşam olmak üzere günde iki kere dişlerin fırçalanmasıdır. Fırçalama iki dakikadan az olmamalıdır.

Diş hekiminden korkanlar bilmelidir ki bir tek korkan onlar değildir. Diş tartarı düzenli diş randevularından hoşlanmaz. Ancak 6 ayda bir diş kontrolünü yaptırmak gerekir. İnatçı diş plakları için florür tedavisi gerekebilir. Bu tedavi aynı zamanda diş çürüklerini önler. Bunun yanında şeker oranı düşük gıdalardan beslenilmelidir. Şeker, bakteri üretimini hızlandırır. Yağsız proteinler ve taze sebzeler diş sağlığında destekleyicidir. Son olarak diş bakımı sadece diş fırçalamak değildir. Mutlaka destekleyici ürünler kullanmak gerekir. Ağız bakım suyu, diş ipi, dil ve diş arası fırçası ve diş çubuğu ağız temizliğinde en etkili yardımcılardır.

Cinsel yaşamınıza can verecek besinler!

Sağlıklı bir cinsel dürtüye sahibi olmak, fiziksel ve duygusal olarak sağlıklı hissetmekle bağlantılıdır. Besinler sağlıklı ve renkli bir cinsel hayata kavuşmanız için büyük rol oynarlar.

Berman Kadın Sağlığı Merkezi müdürü Jennifer R. Berman, Beverly Hills, Calif’de, gıdalardaki bazı vitamin ve bileşenlerin cinsel işlevi ve cinsel deneyimi artırabileceğine dair gittikçe artan sayıda kanıt olduğunu bildirdi.

Cinsel Yaşamınıza Can Veren Besinler

İşte libidoyu artırarak cinsel hayatı renklendiren yiyeceklerin listesi:

Bitter Çikolata

Çikolata beyindeki hem serotonin hem de dopamin seviyelerini yükseltir, bu da bizi mutlu eder ve stresi azaltır. Öte yandan, kakao arterlerden kan akışını arttırır ve kan damarlarını gevşetir ve tüm bölgelere kan gönderir. Bitter çikolata bu işlevleri ile cinsel hayatınızı iyileştirir.

Karpuz

Karpuz, Viagra gibi, kan damarlarını gevşetme kabiliyetine sahip olan ve vücutta ve özellikle diğer bölgelere daha fazla kan pompalayan antioksidan likopen içerir.

Bu haber de dikkatinizi çekebilir. Sadece 2 Malzeme Kullanarak Doğal Viagra Nasıl Yapılır?

Kakule

Viagranın alternatifi olarak adlandırılan kakulenin özellikle erkek cinselliğine büyük oranda katkı sağladığı düşünülüyor. Uzmanlar bunun nedenini, kakulenin içerdiği sineole adlı maddenin penise giden kan akışını artırması olarak açıklıyorlar.

Ispanak

Sağlıklı Basit Yaşamın LD’si RD, Cassie Bjork, ıspanağın, kan damarlarındaki iltihabı azaltan ve kan akışını artıran bir mineral olan magnezyum bakımından zengin olduğunu açıkladı. Ispanak yemek, cinsel organdaki kan akışını artırdığından sizi daha istekli hale getirir.

Bir psikoterapist ve sek* uzmanı olan Tammy Nelson Ph.D., kan akışının artmasının, Viagra gibi uyarılmayı artırabilecek ve sek* yapmayı daha zevkli hale getirebilecek ekstremitelere kan ilettiğini söylüyor.

Kuruyemiş ve Tohumlar

Kabak çekirdeği çinko bakımından oldukça zengindir ve erkek prostat bezinin sağlığını arttırır. Fındık, cinsel sağlık için önemli olan prostaglandin hormonu benzeri maddelerin öncüsü olarak işlev gören omega-3 esansiyel yağ asitleri bakımından zengindir.

Kaju fıstığı ve bademler, erkeklerin ereksiyonlarını korumalarına yardımcı olan doğal olarak oluşan bir gaz olan nitrik oksit yapı taşlarından biri olan L-arginin içeren çinko doludur. Kuruyemişler ayrıca kolesterol seviyesini düşürmeye yardımcı olur.

Vücudunuzda ne kadar az kolesterol varsa, kanın vücutta dolaşması ve penise ulaşması o kadar kolay olur. Ceviz, omega-3’ler bakımından da zengin oldukları için cinsel hayatınıza iki kat fazla yardımcı olur.

Nar

Nar, kan akışını destekleyen antioksidanlarla bağlanmıştır. Nar sperm ve antioksidanların üretimi için gerekli olan besin bakımından zengindirler.

Uluslararası İktidarsızlık Araştırmaları Dergisi’nde yayımlanan ve Beverly Hills’deki Erkek Kliniğinde yapılan yeni bir çalışmada,  nar suyunun erektil disfonksiyon üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu buldular.

Sarımsak

Araştırmacılar, sarımsak tüketmenin, arter duvarları içinde Nano plakları adı verilen yeni yağ birikintilerinin oluşmasını durdurmaya yardımcı olduğunu doğruladılar. Ayrıca penise giden damarları da etkiler.

Sarımsak,  yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve kalp hastalığını önlemek için sıklıkla kullanılan doğal bir kan incelticidir. Antikoagülan özellikleri, diğer bölgelere bol miktarda kan akışı sağlamaya yardımcı olur.

Omega-3’ler

Omega-3’ler atardamarlarda plak birikimini önlemeye yardımcı olur. Bu nedenle vücuttaki kan akışını iyileştirerek cinsel yaşamınızı renklendirmek için omega-3 zengini besinler tüketin. (Ceviz, keten tohumu, chia tohumu, somon, palamut, sardalya gibi)

Muz

Muzlar, yüksek sodyumlu yiyeceklerin etkilerini önlemeye yardımcı olan en önemli potasyum kaynaklarından biridir.

İstiridye

İstiridyeler, aynı zamanda büyüme faktörü hormonunu arttırırken testosteronu yükselten bir mineral olan çinko ile doludur. Her ikisi de kas büyümesini ve yatak odasının içinde ve dışında fiziksel performansınızı arttırır.

İstiridyeler ayrıca her iki cinsiyette de cinsel organlara kan akışını sağlayan mükemmel bir çinko kaynağıdır.

Son Haberler