6 Mayıs 2025 Salı
Ana Sayfa Blog Sayfa 2

Butefin kremi ne işe yarar? Yüze, vajinaya sürülür mü?

Mantar hastalığı vücudun çeşitli bölgelerinde görülen bir cilt rahatsızlığıdır. Butefin krem mantar hastalıklarına iyi gelen bir kremdir. Doktorun önerdiği şekilde ve düzenli olarak kullanıldığı zaman mantar sorununa kısa sürede fayda sağlamaktadır.

Butefin Krem Nedir?

Genel olarak mantar hastalıklarını tedavi eden Butefin krem nedir incelediğimiz zaman antifungal bir krem olduğunu görüyoruz. Topikal yani cilt yüzeyinde kullanılan bu krem kasık mantarı, ayak mantarı ve saçkıran gibi cilt enfeksiyonlarına iyi gelmektedir. Butefin krem, kullanım kılavuzunda yazmayan bazı hastalıklar için de reçete edilmektedir.

Dermatolojik enfeksiyonları tedavi eden Butefin kremin etken maddesi Butenafin hidroklorürdür. 15 ve 30 gramlık tüpler halinde satılan kremi reçeteli veya reçetesiz olarak eczanelerden satın alabilirsiniz. Kullanım konusunda mutlaka doktorunuza ya da eczacınıza danışmanız tavsiye edilmektedir.

Butefin Krem Ne İçin Kullanılır?

Butefin krem ne için kullanılır genel olarak açıkladık. Butefin krem bir mantar kremidir. Bu kremi ayak mantarı, kasık mantarı vücut mantarı ve saçkıran gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanabilirsiniz. Yalnızca harici kullanıma uygun olan Butefin kremin tırnaklarda ve saç derisinde kullanılmaması tavsiye edilmektedir.

Butefin krem gözlerle temas ettirilmemelidir. Ayrıca bu kremi vajinal enfeksiyonlarda kullanmanız sakıncalı olacaktır. Kremi kullanırken cildiniz tahriş olursa mutlaka kremi kullanmayı durdurarak doktorunuza danışmalısınız.

Butefin Kremi Ne İşe Yarar?
Butefin Kremi Ne İşe Yarar?

Butefin Kremi Ne İşe Yarar?

Kullanım oranı gittikçe artan Butefin krem ne işe yarar aktarmak istiyoruz. Butefin kremin sağlamış olduğu faydaları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Kasık mantarını tedavi etmektedir.
  • Ayak mantarına iyi gelmektedir.
  • Mantar enfeksiyonlarını tedavi etmektedir.
  • Saçkıran hastalığında kullanılmaktadır.
  • Dermatolojik enfeksiyonları tedavi etmektedir.

Butefin Krem Nasıl Kullanılır?

Butefin krem nasıl kullanılır hem hastalığına hem de hastanın durumuna göre değişiklik göstermektedir. Bu nedenle mutlaka bir doktora danışılmalıdır. Butefin krem ayak mantarı için günde iki kere olmak üzere 7 gün boyunca kullanılmalıdır. Ayrıca yine ayak mantarı için günde bir kere olmak üzere bir ay kullanılabilir. Vücut ve kasık mantarı için günde bir kere olmak üzere iki hafta boyunca kullanılmalıdır.

Butefin Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Butefin kremin etken maddesi emziren annelerde süte geçebilmektedir. Bu nedenle doktor izin vermeden emzirme döneminde kesinlikle kullanılmamalıdır.

Butefin Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Butefin krem hamilelikte kullanılır araştırdık. Anne adayları krem ya da ilaç kullanırken tedirgin olmakta haklıdır. Butefin kremin hamilelik döneminde doktor önermediği sürece kullanılmaması tavsiye edilmektedir.

Butefin Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Butefin krem bir mantar kremi olduğu için Butefin krem vajinaya sürülür merak edilmektedir. Çünkü mantar hastalığı vajinal bölgede de görülmektedir. Butefin kremin genelde vajinal mantarı için kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Ancak doktor tarafından önerildiği zaman vajina içine sürmemeye dikkat ederek vajina da kullanabilirsiniz.

Butefin Krem Yüze Sürülür Mü?

Butefin krem eller, bacaklar, ayaklar, kollar ve genital bölgede kullanılabilir. Ayrıca cilt yüzeyinde kullanılabilen bu kremi yüze de sürebilirsiniz. Yüzünüzde meydana gelen mantar enfeksiyonu için Butefin kremi önerildiği şekilde kullanabilirsiniz.

Butefin Krem Pişiğe İyi Gelir Mi?

Butefin krem pişiğe iyi gelir mi özellikle küçük çocukları olan annelerin araştırdığı bir konudur. Butefin krem bir mantar kremidir. Bu nedenle pişik üzerinde bir etkisi yoktur.

Butefin Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Butefin krem mantar ve mantar enfeksiyonlarını tedavi eden bir kremdir. Dermatolojik bir krem olmasına rağmen egzamaya iyi gelmez. Bu nedenle egzama için kullanılmaması tavsiye edilmektedir.

Butefin Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Akne ve sivilce problemleri birçok kişinin yaşadığı bir sorun haline gelmiştir. Bu nedenle Butefin krem sivilceye iyi gelir mi araştırılmaktadır. Butefin krem sivilceye iyi gelen bir krem değildir. Sivilce için uygun kremi doktorunuza danışarak kullanabilirsiniz.

Butefin Krem Kaşıntıya İyi Gelir Mi?

Ayak mantarı için kurtarıcı olarak görülen Butefin krem kaşıntı semptomlarını rahatlatabilmektedir. Direkt olarak kaşıntı kremi değildir. Ancak mantar nedeniyle oluşan kaşıntıya iyi gelebilir.

Butefin Krem Vajinaya İyi Gelir Mi?

Butefin krem normalde vajinal mantar için kullanılmaz. Ancak mantar türleri ve enfeksiyonları değişiklik gösterdiği için bazı durumlarda doktorlar tarafından vajinada kullanımına izin verilmektedir. Bu durumlarda vajina içine sürmemek şartıyla kremi vajinada kullanabilirsiniz.

Butefin Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Butefin Krem uçuk için kullanılan bir krem değildir. Mantar enfeksiyonlarını tedavi eden bu krem uçuğa iyi gelmez.

Butefin Krem Vajinal Mantar İçin Kullanılır Mı?

Butefin kremin vajinal mantar hastalığında kullanılmayacağı belirtilmektedir. Bazı durumlarda vajinada kullanmaya izin verilen Butefin kremi doktorunuza sormadan vajinada kullanmamanız tavsiye edilmektedir.

Butefin Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Mantar hastalığının en sık görüldüğü bölgelerden biri de genital bölgedir. Birçok kişi genital mantar sorunu yaşadığı için Butefin krem genital bölgede kullanılır araştırdık. Bu kremi genital bölgede doktorun önerdiği şekilde kullanabilirsiniz.

Butefin Krem Ayak ve Tırnak Mantarı İçin Kullanılır Mı?

Butefin Krem ayak mantarının kurtarıcısı bir kremdir. Ayak mantarını düzenli kullanımla kısa sürede tedavi etmektedir. Ancak bu kremin tırnaklarda kullanılması önerilmez.

Butefin Krem Devlet (SGK) Ödüyor Mu?

Butefin Krem SGK kapsamında olduğu için reçeteli alındığı zaman devlet tarafından ödenmektedir.

Butefin Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Eczane dışında satışı olmayan Butefin krem reçeteli ve reçetesiz olarak alınabilir. Reçeteli alındığı zaman devlet tarafından karşılanmaktadır.

Butefin Krem Fiyatı Ne Kadar?

Butefin krem fiyatı 83,14 TL’dir.

Butefin Krem Muadili Kremler Hangileri?

Butefin krem muadili kremler hangileri sizler için araştırdık. Bu kremi bulamadığınız zaman Butafly losyon, Butafly krem ve Butaderm krem seçeneklerinden birini doktorunuz danışarak kullanabilirsiniz.

Butefin Krem Yan Etkileri Neler?

Her kremde olduğu gibi Butefin kremin de yan etkileri elbette vardır. Ancak bu yan etkiler kremin etken maddesine karşı alerjisi olan kişilerde görülmektedir. Kremin olası yan etkileri şunlardır:

  • Boğaz, dil ve yüzde şişme
  • Nefes darlığı
  • Hırıltı soluma

Bu sıralanan yan etkiler çok ciddi yan etkilerdir. Kremi kullanırken böyle semptomlar yaşadığınız zaman doktorunuza mutlaka danışarak kremi kullanmaya devam etmelisiniz.

Butefin Krem Kullananlar ve Yorumları Neler?

Butefin krem kullananlar ve yorumları neler incelemenizi tavsiye ediyoruz. Çünkü bu yorumlar sayesinde Butefin krem ile alakalı net sonuçlara ulaşabilirsiniz. Butefin kremi kullanan hastalar, mantar ve mantar kaşıntısından kurtulduklarını belirtmektedirler. Kremin düzenli kullanımına dikkat çeken kullanıcılar kremden genel anlamda memnundur.

İlginizi Çekebilir:

Belogent krem sivilceye iyi gelir mi, yüze sürülür mü?

Bakteriyel enfeksiyonlar nedeniyle ortaya çıkan enflamatuar ve alerjik cilt sorunlarını tedavi eden Belogent krem doktor önerisi ile kullanılmalıdır. Kremin etken maddesine karşı alerjisi olan kişilerde yan etkilere sebep olabilir. Bu durumda kremin kullanımı durdurularak doktora danışılmalıdır.

Belogent Krem Nedir?

Etken maddesi betametazon ile gentamisin olan Belogent krem nedir diye merak eden takipçilerimiz için bu yazımızı özenle hazırladık. Belogent krem böcek ısırması, çizik, sıyrık, uyuz, bebek bezi döküntüsü, pişik ve termal cilt lezyonları durumunda kullanılan etkili bir kremdir. Düzenli kullanıldığı zaman etkisini çok kısa zaman içerisinde gösteren Belogent krem hem krem hem de merhem formunda satılmaktadır.

Mekanik kapanımlar içermeyen Belogent krem beyaz renge sahiptir. Ayrıca homojen ve yarı saydamdır. Kremi kullanmadan önce ve kullandıktan sonra ellerinizi mutlaka bol su ile durulamanız önerilmektedir. Doktor önerisi ile düzenli kullanılan Belogent krem etkisini hemen göstermektedir.

Belogent Krem Kortizonlu Mu?

Reçetesine Belogent krem yazılan kişiler, Belogent krem kortizonlu mu diye araştırmaya başlarlar. Belogent Krem kortizon içermektedir. Zaten bu sayede sedef ve egzama gibi sağlık sorunlarına etki etmektedir. İçeriğindeki kortizon seviyesi tedirgin olmanız gereken seviyede değildir.

Belogent Krem Ne İşe Yarar?
Belogent Krem Ne İşe Yarar?

Belogent Krem Ne İşe Yarar?

Belogent krem ne işe yarar sorusuna tek bir cevap vermek mümkün değildir. İçeriğindeki etken ve yardımcı maddeleri sayesinde birçok cilt sorununa iyi gelen Belogent kremin faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Cilt üzerinde oluşan iltihap, kızarıklık ve şişliğe neden olan kimyasalların etkisini tamamen ortadan kaldırır.
  • Atopik egzama tedavisinde etkilidir.
  • Numuler egzama hastalığını iyileştirir.
  • Kaşıntıyı önler.
  • Kan damarlarını büzer.
  • Yaşlanma nedeniyle ortaya çıkan kaşıntıya iyi gelir.
  • Böcek ısırmalarına iyi gelir.
  • Kurdeşen ve isilik sorunlarına iyi gelir.
  • Seboreik dermatit hastalığına iyi gelir.
  • Liken tedavisinde kullanılır.
  • Kontakt Dermatit hastalığına iyi gelir.
  • Sürekli kaşınma nedeniyle görülen egzamaya iyi gelir.
  • Saçlarda oluşan kepeklenme, kaşıntı ve egzama tedavisinde etkilidir.
  • Deride oluşan kullanmaya ve kepeklenmeye iyi gelir.

Belogent Krem Ne İçin Kullanılır?

Etkili bir krem olan Belogent, ciltteki kaşıntı, kızarıklık ve iltihabi hastalıkları tedavi etmektedir. Belogent krem sadece cilt yüzeyine sürülerek kullanılmaktadır. Başka bir kullanım şekli yoktur. Normal reçeteli satılan kremi reçeteli ya da reçetesiz olarak eczanelerden satın alabilirsiniz. Belogent kremin ne için kullanıldığını bir önceki başlığımızda detaylı olarak açıkladık.

Belogent Krem Nasıl Kullanılır?

Şimdi sizlere Belogent krem nasıl kullanılır tarif etmek istiyoruz. Çünkü kremin kullanımının doğru olması, faydasını göstermesinde etkilidir. Belogent Krem hastalıklı bölgeye ince bir tabaka şeklinde sürülür ve ovularak yedirilir. Kremin bezelyeden biraz daha fazla kullanılması tavsiye edilir. Günde iki kere kullanmak yeterlidir. Kremin üç haftadan fazla kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Duruma göre doktor kullanım süresini uzatabilir.

Belogent Krem ve Merhem Arasındaki Fark Nedir?

Belogent kremin hem krem formu hem de merhem formu satılmaktadır. Bu nedenle Belogent krem ve Merhem arasındaki fark nedir merak edilmektedir. Doktorlar cilt sorununun durumuna göre bazen Krem bazen de merhem önermektedir. Belogent krem, genelde yüzeysel yani daha hafif cilt sorunlarında kullanılmaktadır. Merhem ise daha çok yüzeysel olmayan yani cildin alt katmanlarına işleyen cilt sorunlarında kullanılmaktadır.

Belogent Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Belogent krem emziren anneler kullanabilir mi en çok önem verdiğimiz konudur. Çünkü emziren annelerden süt aracılığı ile bebeğe ilacın etken maddeleri geçebilir. Belogent Krem Kortizonlu olduğu için anneler tedirgin olmaktadır. Ancak Belogent krem doktor önerisi ile emziren anneler tarafından kullanılabilir.

Belogent Krem Bebeklerde Kullanılır Mı?

Belogent krem bebeklerde kullanılması önerilmez. Çocuklarda ise doktor gözetiminde kullanılması tavsiye edilir.

Belogent Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?

Birçok cilt sorununa iyi geldiği için Belogent krem pişik için kullanılır sorusu hastaların aklına gelmektedir. Belogent krem pişik tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak doktor önerisi olmadan kullanılmaması tavsiye edilmektedir.

Belogent Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Belogent krem sivilceye iyi gelir mi araştırdık. Eğer sivilceniz başka bir durum nedeniyle ortaya çıkmadıysa, Belogent krem sivilceye iyi gelmektedir. Doktorunuza danışarak sivilcelerin nedenini belirleyebilir ve doktorunuz önerisi ile Belogent kremi sivilceleriniz için kullanabilirsiniz.

Belogent Krem Ayak Mantarına İyi Gelir Mi?

Belogent krem ayak mantarı ya da genel olarak mantar için kullanılmaz. Mantar hastalıkları için doktorunuzdan uygun kremi reçete etmesini isteyebilirsiniz.

Belogent Krem Basura İyi Gelir Mi?

Belogent krem basur için uygun bir krem değildir.

Belogent Krem Çıbana İyi Gelir Mi?

Belogent kremin prospektüsünü incelediğimiz zaman kremin çıbana iyi geldiğine dair bir bilgi olmadığını görüyoruz. Bu nedenle çıban için kullanmadan önce doktorunuza mutlaka danışmalısınız.

Belogent Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Belogent krem Egzamaya iyi gelir mi araştırdığımızda, bu kremin bir egzama kremi olduğunu görüyoruz. Kortizon içerikli kremler genelde egzama ve sedef hastalığı tedavisinde kullanılmaktadır. Belogent kremi egzama için doktorun önerdiği şekilde kullanabilirsiniz.

Belogent Krem Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Belogent Krem güneş yanığında kullanılmaz.

Belogent Krem Mantara İyi Gelir Mi?

Belogent mantara iyi gelir mi açıklamıştık. Belogent krem bir mantar kremi değildir. Bu nedenle mantar tedavisinde kullanılmaz.

Belogent Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Belogent krem uçuğa iyi gelmez. Uçuk için başka bir krem kullanılmalıdır.

Belogent Krem Uyuza İyi Gelir Mi?

Belogent kremin kullanım alanı oldukça geniştir. Belogent krem Uyuza iyi gelir mi sorusu özellikle uyuz hastalığının arttığı bu günlerde önem taşımaktadır. Belogent krem uyuz tedavisinde etkili bir kremdir. Düzenli ve önerildiği şekilde kullanıldığı zaman uyuz hastalığına iyi gelmektedir.

Belogent Krem Kaşıntıya İyi Gelir Mi?

Belogent krem kaşıntıya iyi gelmektedir. Egzama gibi cilt hastalıkları kaşıntısında veya yaşlılık nedeniyle ortaya çıkan kaşıntıda Belogent krem reçete edilmektedir.

Belogent Krem Lekelere İyi Gelir Mi?

Belogent bir leke kremi değildir. Bu nedenle leke tedavisinde kullanılmaz.

Belogent Krem Yaraya İyi Gelir Mi?

Belogent krem yaraları iyileştiren bir kremdir. Özellikle de antibiyotik etkisi sayesinde iltihaplı yaraları çok kısa süre içerisinde iyileştirmektedir.

Belogent Krem Siğile İyi Gelir Mi?

Belogent krem Siğile iyi gelmez.

Belogent Krem Yanığa İyi Gelir Mi?

Belogent krem yanık tedavisinde etkili değildir.

Belogent Krem Genital Bölgeye Sürülür Mü?

Belogent krem genital bölgeye sürülür baktığımızda, kremin genital bölgede ve yüz bölgesinde kullanılmaması gerektiğini görüyoruz. Kremin prospektüsünde bu konuda uyarı yapılmıştır.

Belogent Krem Dudağa Sürülür Mü?

Belogent krem dudağa sürülmez.

Belogent Krem Yüze Sürülür Mü?

Belogent kremin yüz bölgesinde kullanılmaması gerektiğini belirten uzmanlar olduğu gibi göze temas edilememek suretiyle yüze sürülebileceğini söyleyen uzmanlar da bulunmaktadır. Bu nedenle kendi doktorunuza danışarak hareket etmeniz daha doğru olacaktır.

Belogent Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Belogent Krem vajina bölgesinde kullanılmamalıdır.

Belogent Krem Devlet (SGK) Karşılıyor Mu?

Belogent Krem reçeteli alındığı zaman devlet tarafından karşılanmaktadır.

Belogent Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Belogent krem normal reçeteli bir kremdir. Yani hem reçeteli hem de reçetesiz olarak alınabilir.

Belogent Krem Fiyatı Ne Kadar?

Belogent Krem fiyatı 54 TL’dir.

Belogent Krem Muadili Kremler Hangileri?

Belogent Krem muadili kremler hangileri sizler için araştırdık. Belogent kremi bulamadığınız zaman kullanabileceğiniz muadili kremler şunlardır:

Belogent Krem Yan Etkileri Neler?

Belogent Krem yan etkileri neler diye baktığımız zaman kremin etken maddesine alerjisi olan kişilerde yan etkilerin daha çok ortaya çıktığını görüyoruz. Kremin yan etkileri şu şekilde sıralanabilir:

Çok Hafif Yan Etkiler: Sivilce benzeri döküntüler, kıllanma, çatlak, ciltte kuruluk.

Ciddi Yan Etkiler: Şiddetli yanma hissi, ciddi kaşıntı ve kızarıklık, ciddi şişme.

Çok Ciddi Yan Etkiler: Çocukların büyümesinde yavaşlama, kilo kaybı, yüzde yuvarlaklaşma.

Belogent Krem Kullananların Yorumları Neler?

Belogent krem kullananların yorumları neler merak ediyor olabilirsiniz. Belogent kremden genel anlamda memnuniyet duyulduğunu görüyoruz. Kremin yan etkilerini yaşayan kişiler de mevcuttur. Bu kişiler kremi kullanmayı bıraktıkları zaman sorunun ortadan kalktığını belirtmektedir.

İlginizi Çekebilir:

Beklazon krem ne işe yarar, vajinaya sürülür mü? Fiyatı

Neler Okuyacaksınız?

Egzamanın her türlüsüne iyi gelen Beklazon krem, iltihaplı cilt hastalıklarının tedavisinde de oldukça etkilidir. Farklı formları bulunan kremin hepsinin kullanım amacı aynıdır.

Beklazon Krem Nedir?

30 gramlık tüp şeklinde eczanelerde satılan Beklazon krem nedir değinmek istiyoruz. Cilt üzerine uygulanan Beklazon krem kortizonlu bir kremdir. Ancak kremin kortizonlu olması sizi endişelendirmesin. Egzama kremlerinin hemen hepsi kortizonludur. Beklazon kremin çeşitli formları bulunmaktadır. Kişinin cilt yapısına göre hangi formun kullanılacağına doktor karar vermektedir. Ancak bütün formlarının temel kullanım amacı aynıdır.

Beklazon krem egzama, sedef hastalığı, yüzde plak ve atopik dermatit gibi cilt sorunlarının tedavisinde kullanılmaktadır. Etkisini kısa sürede gösteren kremin düzenli kullanımı oldukça önemlidir. Sadece harici kullanım için uygun olan Beklazon kremin nasıl kullanılacağı doktora danışılmalıdır.

Beklazon Krem Ne İçin Kullanılır?

İltihaplı cilt sorunlarının tedavisinde birebir olan Beklazon krem ne için kullanılır merakınızı gidermek istiyoruz. Beklazon krem temelde egzama hastalığının her türünü tedavi etmektedir. Ancak bunun yanında sedef hastalığı, iltihaplı cilt hastalığı ve alerjik hastalıkları tedavisinde kullanılmaktadır. Bunlar dışında kullanılacak hastalıklara doktor karar vermelidir. Doktorunuzun önerdiği şekilde kullandığınız zaman etkisini çok kısa süre içerisinde göreceksiniz.

Limon, Yeşil Çay, Maden Suyu ile Zayıflatan Karışım‼Detay 👉 https://saglikhaberleri.com/limon-yesil-cay-maden-suyu-ile-zayiflatan-karisim/
Limon, Yeşil Çay, Maden Suyu ile Zayıflatan Karışım‼
Detay 👉 https://saglikhaberleri.com/limon-yesil-cay-maden-suyu-ile-zayiflatan-karisim/

Beklazon Krem Ne İşe Yarar?

Beklazon kremin hangi hastalıklar için kullanıldığından bahsettik. Şimdi de, Beklazon krem ne işe yarar anlatmak istiyoruz. Beklazon kremin sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Sedef hastalığı tedavisinde oldukça etkilidir.
  • Yetişkinlerde ve çocuklarda atopik diskoid egzamayı tedavi eder.
  • Tüm egzama türlerini tedavi eder.
  • Liken simpleksini tedavi eder.
  • Nörodermatoz denilen bir tür deri hastalığını iyileştirir.
  • Seboreik dermatit hastalığında kullanılır.

Beklazon Krem Antibiyotik Mi, Kortizonlu Mu?

Hastaların çoğu Beklazon krem antibiyotik mi, kortizonlu mu merak etmektedir. Beklazon krem direkt olarak bir antibiyotik değildir. Ancak steroid türevi ilaçlardan biri olduğu için enfeksiyonlara iyi gelmektedir. Bu özelliği ile antibiyotik görevi görebilmektedir. Ayrıca Beklazon krem kortizonludur. Egzama ve sedef hastalığı için hazırlanan kremlerin hepsinde kortizon bulunmaktadır.

Beklazon Krem Nasıl Kullanılır?

Beklazon krem nasıl kullanılır diye kremin prospektüsünü inceledik. Kullanımı anlatmadan önce doktor önerisi ile kullanılması gerektiğinin öneminden bahsetmek istiyoruz. Kremin nasıl kullanılacağına hastalığınıza göre doktor karar vermelidir. Bir kullanım önerisi olmadığı zaman prospektüsde yer alan şu direktiflere uygulayabilirsiniz:

  • Sadece harici kullanım içindir.
  • Kullanmadan önce ve sonrasında ellerinizi iyice temizleyin. Daha sonra etkilenen bölgeyi temizleyerek kurulayın.
  • Kremi az miktarda alarak ince bir tabaka halinde sürün. Sürdüğünüz bölge eller değil ise ellerinizi bol su ile yıkayın.
  • İlk etapta krem günde iki kere kullanılmalıdır. Daha sonra doktor gözetiminde kullanım sıklığı azaltılmalıdır.
  • Hastanın şikayetleri bittiğinde krem kullanımı durdurulmalıdır. Ancak şikayet tekrarladığı zaman günde iki kez tekrar kullanılmalıdır. Bir ay kullanım sonrası şikayet devam ederse, kullanıma ara verilerek doktora danışılmalıdır.

Beklazon Krem Günde Kaç Kez Kullanılır?

Beklazon kremin günde kaç kez kullanılacağına doktor karar vermelidir. Her bireyin hastalığının seyri ve cilt yapısı farklıdır. Bu nedenle kullanım herkeste aynı değildir. Kremin prospektüsünde günde iki kez kullanım önerilmektedir.

Beklazon Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Emziren anneler Beklazon krem emziren anneler kullanabilir mi merak etmektedir. Emziren annelerde süt salgılarında Beklazon kremin bileşenlerinin olup olmadığı bilinmiyor. Bu nedenle emzirme döneminde Beklazon kremi kullanırken ihtiyatlı davranılmalıdır. Doktor önermediği sürece kesinlikle kullanılmamalıdır.

Beklazon Krem Bebeklerde Kullanılır Mı?

Beklazon Krem 12 yaşından büyük çocuklar ve yetişkinler için kullanılan bir kremdir. Doktor reçete etmediği sürece bu krem 12 yaş altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır. Özellikle 1 yaş altındaki bebeklerde kesinlikle kullanılmamalıdır.

Beklazon Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Beklazon kremin gebelik kategorisi C’dir. Kremin kullanımının gebe kadınlar üzerinde etkisi olup olmadığı ile ilgili bir çalışma yoktur. Bu nedenle zorunlu olmadıkça ve doktor reçete etmedikçe hamilelikte Beklazon krem kullanılmamalıdır.

Beklazon Krem Kaşıntı İçin Kullanılır Mı?

Beklazon kremin kullanım alanı geniştir. Bu nedenle Beklazon krem kaşıntı için kullanılır araştırma yaptık. Beklazon krem egzama ve sedef hastalığı dahil olmak üzere, makat bölgesi ve genital kaşıntılar için kullanılmaktadır.

Beklazon Krem Makat Çatlağı İçin Kullanılır Mı?

Makat çatlağı kişilere ciddi ağrı yaşatan bir durumdur. Kortizon içerikli Beklazon krem makat çatlağı için kullanılabilir. Düzenli kullanım ile hem çatlaktan hem de ağrılardan kurtulabilirsiniz.

Beklazon Krem Egzama İçin Kullanılır Mı?

Beklazon krem bir egzama kremidir. Egzamanın her türünde başarılı sonuçlar ortaya koymaktadır. Kremin kullanımına dair bilgileri doktordan almanız tavsiye edilmektedir. Rahatsızlığınızın gidişatına ve cilt tipine göre nasıl kullanılacağına doktor karar vermelidir.

Beklazon Krem Güneş Yanığı İçin Kullanılır Mı?

Güneş yanığı, güneş ışınlarına çok fazla maruz kalan kişilerde görülmektedir. Beklazon krem güneş yanığında kullanılan bir krem değildir. Bu nedenle kesinlikle kullanılmamalıdır. Güneş yanığı için uygun kremi doktorunuzdan reçete etmesini isteyebilirsiniz.

Beklazon Krem Piercing İçin Kullanılır Mı?

Piercing işleminden sonra enfeksiyon kapma riskini en aza indirmek için antibiyotik etki gösteren kremlerin kullanılması önerilmektedir. Beklazon Krem bu kremlerden biri olarak piercing için kullanılabilir.

Beklazon Krem Yanık İçin Kullanılır Mı?

Beklazon krem yanık kremi değildir. Bu nedenle yanık için kullanılmaz. Yanığa iyi gelen kremler arasından en uygun olanı doktorunuza danışarak kullanabilirsiniz.

Beklazon Krem Basura İyi Gelir Mi?

Basur nedeniyle anal bölgede kaşıntı ve ağrı meydana gelmektedir. Bu durum için genelde kortizonlu merhemler önerilmektedir. Birçok kişi bu bilgiye dayanarak Beklazon krem basura iyi gelir mi merak etmektedir. Beklazon kremi basur için kullanabilirsiniz. Kısa sürede etkisini göstererek kaşıntı ve ağrıyı azaltmaktadır.

Beklazon Krem Mantara İyi Gelir Mi?

Beklazon Krem, cilt yüzeyinde oluşan mantar ve bakteri enfeksiyonları ile meydana gelen sorunlar için kullanılmaktadır. Direkt olarak bir mantar kremi değildir. Mantarın çok fazla türü olduğu için mantar hastalığı durumunda bir dermatoloğa danışılmalıdır. Doktora sormadan direkt olarak mantar için kullanılmamalıdır.

Beklazon Krem Lekelere İyi Gelir Mi?

Beklazon krem lekelere iyi gelir mi sizler için araştırdık. Ancak bu kremin lekelere iyi geldiğine dair bir bilgi bulamadık. Kremin prospektüsünde de bu konuda bir bilgi bulunmuyor. Birçok yerde Beklazon krem ile karıştırılan bazı kremlerin sivilce lekelerine ve güneş lekesine iyi geldiği yazmaktadır. Bu nedenle doktorunuza danışarak doğru bilgiye ulaşabilirsiniz.

Beklazon Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Beklazon krem sivilceye iyi gelen bir krem değildir. Bu nedenle sivilce tedavisine uygun başka bir krem kullanılmalıdır.

Beklazon Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Beklazon krem uçuğa iyi gelen bir krem değildir. Bu nedenle uçuk olan kişilerin Beklazon kremi kullanmaması önerilmektedir.

Beklazon Krem Pişiğe İyi Gelir Mi?

Beklazon krem bir pişik kremi değildir. Ancak pişik nedeniyle oluşan yanma hissi ve kızarıklığa iyi gelmektedir. Doktorun önerdiği şekilde pişik bölgesinde kullanılabilir.

Beklazon Krem Vajinaya İyi Gelir Mi?

Beklazon krem, cilt yüzeyinde oluşan bakteri enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılmaktadır. Vajinal bölgede görülen bakteriler ve mantar nedeniyle ortaya çıkan kaşıntı için Beklazon krem kullanılabilir. Beklazon krem vajina bölgesindeki kaşıntıya iyi gelir.

Beklazon Krem Sedefe İyi Gelir Mi?

Birçok kişi Beklazon krem sedefe iyi gelir mi araştırmaktadır. Beklazon Krem, etken maddesi sayesinde sedef hastalığına ve bu hastalık nedeniyle görülen semptomlara iyi gelmektedir.

Beklazon Krem Uyuza İyi Gelir Mi?

Bir uyuz kremi olmayan Beklazon krem, uyuz nedeniyle oluşan kaşıntıya iyi gelmektedir. Ancak direkt olarak uyuz kremi olmadığı için doktor önermedikçe kullanılmamalıdır.

Beklazon Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Beklazon krem vajinadaki kaşıntı için kullanılabilir. Kullanım esnasında vajina içine çok sürmemeye dikkat edilmelidir. Vajinanın dış bölümünde kullanılmalıdır.

Beklazon Krem Yaraya Sürülür Mü?

Beklazon krem açık yaraların tedavisi için reçete edilen bir kremdir. Ancak her yara aynı olmayacağı için doktora danışmadan yaraya sürülmemelidir.

Beklazon Krem Dudağa Sürülür Mü?

Beklazon Krem dudakta kullanılmaz. Bu nedenle dudaga sürülmemelidir.

Beklazon Krem Göze Sürülür Mü?

Beklazon Krem göze ve göz çevresine kesinlikle sürülmemelidir. Bu konuda çok dikkat etmeniz tavsiye edilmektedir.

Beklazon Krem Saça Sürülür Mü?

Beklazon krem saç derisinde çıkan egzamalar için kullanılabilir. Yani bu kremi saç derisindeki bazı hastalıklar için doktor önerisi ile kullanabilirsiniz.

Beklazon Krem Yüze Sürülür Mü?

Beklazon krem yüze sürülür diye inceledik. Bu kremi göz ve ağız dışında yüze surebilirsiniz.

Beklazon Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Beklazon krem genital bölge kaşıntısı için kullanılmaktadır. Doktorun kullanım önerisine uyarak bu kremi genital bölgede kullanabilirsiniz.

Beklazon Losyon Saç Kıran İçin Kullanılır Mı?

Beklazon Krem, saç kıran tedavisinde kullanılan kremlerden biridir. Sürüldüğü bölgedeki oluşumları harekete geçirmektedir.

Beklazon Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Beklazon krem normal reçeteli bir kremdir. Sadece eczanelerde satılan bu kremi reçetesiz olarak alabilirsiniz. Ancak reçeteli alındığı zaman SGK kapsamında olduğu için devlet tarafından karşılanmaktadır.

Beklazon Krem Fiyatı Ne Kadar?

Beklazon krem fiyatı 16 TL’dir.

Beklazon Krem Eşdeğeri (Muadili) Kremler Hangileri?

Beklazon kremin muadili birçok krem bulunmaktadır. Beklazon kremi bulamadığınız durumlarda, doktorunuz ya da eczacınız onaylarsa muadili kremleri kullanabilirsiniz. Beklazon kremin muadili kremler şunlardır:

  • Rinoclenil Krem
  • Nazobec sprey
  • Beklomil Krem
  • Beclomax sprey
  • Becday krem

Beklazon Krem Yan Etkileri Neler?

Her kremin içeriğine göre bazı yan etkileri bulunmaktadır. Beklazon krem yan etkileri neler araştırdığımız zaman kremin çok nadir olsa da yan etkileri olduğunu görüyoruz. Beklazon krem değil alkol içerdiği için ciltte irritasyona sebep olabilir. Bunun dışında ciddi olmayan deri döküntüsü, kaşıntı, kurdeşen, tahriş ve yanma gibi yan etkiler görülebilir. Bu durumda doktorunuzla iletişime geçerek kullanıma devam etme ya da etmeme konusunda karara varabilirsiniz.

Beklazon Krem Kullananlar Yorumları Neler?

Beklazon krem kullananlar yorumları neler önem veriyoruz. Çünkü bu yorumlara göre birçok kişi kremle alakalı önemli bilgilere ulaşmaktadır. Beklazon krem kullanan kişiler, kremin etkisinden detaylı olarak bahsetmektedir. Kısa sürede etkisini gösterdiğini söyleyen kullanıcılar, özellikle kaşıntı derdinden kurtulduklarını belirtmektedirler. Kremin yan etkilerini yaşayan da olduğu görülmektedir. Ancak kremin kullanımına ara verildiği zaman yan etkilerin ortadan kalktığı anlaşılmaktadır.

İlginizi Çekebilir:

Antimax krem ne işe yarar, ne için kullanılır? Fiyatı

Mantarı öldüren ve oluşumunu engelleyen Antimax krem sadece cilde uygulanmaktadır. Antimax kremi doktor reçetesi ile kullanmanız tavsiye edilmektedir.

Antimax Krem Nedir?

Trisiklik antidepresanlar ilaç grubuna ait olan Antimax krem nedir sizlere anlatacağız. İçeriğinde kaşıntı gidermeye yardımcı olan doksepin hidroklorür bulunmaktadır. 30 gramlık tüplerde eczanelerde satılan Antimax krem, vücudun belirli bölümlerinde görülen kaşıntılı ve küçük deri hastalıklarını tedavi etmektedir. Antimax krem Atopik dermatit durumunda da kullanılmaktadır.

Antimax Krem Ne İşe Yarar?

 Antimax krem ne işe yarar incelendiğinde, kremin genel olarak mantar hastalıklarını tedavi ettiği görülmektedir. Antimax kremin temel olarak sağladığı faydaları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Mantar hücrelerini arttıran enfeksiyonları tedavi eder.
  • Ayak ve kasık mantarı hastalığına iyi gelir.
  • Saçkıran tedavisinde etkilidir.
  • Atopik dermatit hastalığında kullanılmaktadır.

Antimax Krem Ne İçin Kullanılır?

Farklı cilt sorunlarında etkili olan Antimax krem ne için kullanılır öğrenmeniz önemlidir. Antimax krem kaşıntı giderici özelliğe sahiptir. Bu nedenle kaşıntıya neden olan bazı cilt sorunlarında kullanılabilir. Ayrıca atopik dermatit, kasık mantarı, ayak mantarı, saçkıran hastalıkları ile göğüs, omuz ve sırt derisindeki mantarlar için kullanılmaktadır.

Antimax Krem Nasıl Kullanılır?

Antimax kremi doktorun önerdiği dozlarda kullanmanız önemlidir. Doktorunuz bir bilgi vermediği zaman doz ayarını kremin prospektüsünde inceleyebilirsiniz. Sizler için prospektüsü incelediğimiz zaman kremin her gün aynı zamanda sürülmesi gerektiğini görüyoruz. Vücudunuzda etkilenen alanı yıkayıp iyice kuruladıktan sonra kremi eşit bir şekilde masaj yaparak ovalayın. Günde 4 kere olmak üzere 3-4 defa kremi kullanabilirsiniz.

Antimax Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Antimax krem emziren anneler kullanabilir mi iyice araştırdık. Kremin etken maddesinin emzirme sırasında bebeğe geçtiği tespit edilmiştir. Bu nedenle emzirme döneminde annenin ilaçtan alacağı fayda ve bebeğin ilaçtan nasıl etkileneceği doktor tarafından değerlendirilerek kullanım konusunda karar verilmelidir.

Antimax Krem Hamileler Kullanabilir Mi?

Antimax kremin hamilelik döneminde kullanılmasının bebeğe bir etkisi olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Bu nedenle Antimax krem hamilelik döneminde kullanılması önerilmez. Yine de bu konuda en doğru kararı doktorunuz verecektir.

Antimax Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Antimax kremin prospektüsünde genital mantar için kullanılacağına dair bir bilgi yoktur. Bazı mantar hastalıklarını tedavi ettiği belirtilmektedir. Genital mantar için doktorunuzun önerisini dikkate almanız tavsiye edilmektedir.

Antimax Krem Ayak Mantarı İçin Kullanılır Mı?

Antimax kremin mantara neden olan enfeksiyonları tedavi ettiği bilinmektedir. Bu nedenle Antimax krem ayak mantarı için kullanılır mı birçok kişi araştırmaktadır. Antimax krem ayak mantarı için kullanılabilir. Etken maddesi sayesinde ayak mantarını tedavi etmektedir.

Antimax Krem Saç Mantarı İçin Kullanılır Mı?

Mantar hastalıklarını tedavi eden Antimax krem, saç mantarı için de kullanılabilir. Saçkıran hastalığına sebep olan saç mantarı tedavisinde bu krem etkilidir.

Antimax Krem Kasık Mantarı İçin Kullanılır Mı?

Antimax kremi kasık mantarı için kullanabilirsiniz. Ne kadar kullanılacağı doktorun kararına göre belirlenmelidir. Her bireyin hastalığının boyutu değişiklik göstermektedir. Bu nedenle kullanım şekli de değişmektedir.

Antimax Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Antimax kremin vajinada kullanılacağına dair bir bilgi prospektüsünde verilmemiştir. Bu nedenle Antimax krem vajinaya sürülür doktora danışılmalıdır. Vajinal mantar için kullanılıp kullanılmayacağına doktor karar vermelidir.

Antimax Krem Fiyatı Ne Kadar?

Antimax krem fiyatı 36 TL’dir.

Antimax Krem Muadili Kremler Hangileri?

Antimax krem muadili kremler hangileri araştırıldığı zaman aynı etken maddeye sahip kremlere ulaşılabilir. Bu sayede tedaviye yarım kalmadan devam edilir. Antimax kremin muadili olan kremler şunlardır:

  • Dermiton losyon
  • Diyenil losyon
  • Purdox krem

Antimax Krem Yan Etkileri Neler?

Antimax krem yan etkileri neler öğrenmeniz, herhangi bir farklı durumla karşılaştığınız zaman tedbir almanız için önemlidir. Antimax kremin etken maddelerine alerjisi olan kişilerde yan etkilerin görülme riski yüksektir. Olası yan etkiler kaşıntı, yanma, döküntü ve batmadır. Bu yan etkileri yaşadığınız zaman mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Antimax Krem Kullananların Yorumları Neler?

Antimax krem kullananların yorumları neler bilmenizde yarar vardır. Antimax kremin mantar nedeniyle oluşan kaşıntıya iyi geldiği belirtilmektedir. Kremin doktor önerisine birebir uyularak kullanılması ile sorunun kısa sürede ortadan kalktığı kullanıcılar tarafından söylenmektedir.

İlginizi Çekebilir:

Terramycin krem ağız içine, açık yaraya sürülür mü?

Ekonomik kremlerden biri olan Terramycin krem, vücutta kızarıklıktan şişkinliğe kadar birçok soruna iyi gelmektedir. Etken maddesi sayesinde sivilceleri ve çıbanları tedavi eden Terramycin kremin düzenli bir şekilde kullanılması tavsiye edilmektedir.

Terramycin Krem Nedir?

Antibiyotikler grubunda yer alan Terramycin Krem nedir diye araştırdığımızda birçok önemli bilgi olduğunu görüyoruz. Terramycin krem deri üzerinde lokal olarak kullanılmaktadır. Lokal cilt enfeksiyonlarını kısa sürede tedavi eden bu kremin ünü eskilere dayanmaktadır. Etkili olduğunu çok öncelerde de gösteren Terramycin krem sivilce ve çıbanlar için de kullanılmaya başladığından bu yana daha çok dikkat çekmektedir.

Terramycin kremin etken maddesi Oksitetrasiklin hidroklorür ile Polimiksin B sülfattır. Bu sayede antibiyotik grubuna girdiği için iltihaplı cilt sorunlarını tedavi etmektedir. Düzenli kullanım ile kısa sürede sorunu ortadan kaldırmaktadır.

Terramycin Krem Ne İçin Kullanılır?
Terramycin Krem Ne İçin Kullanılır?

Terramycin Krem Ne İçin Kullanılır?

Terramycin krem ne için kullanılır sorusuna birçok yanıt verilebilir. Çünkü bu Krem çok yönlü bir kullanım özelliğine sahiptir. Lokal cilt enfeksiyonlarına iyi gelen Terramycin krem, enfekte olan küçük yara ve yanıkları iyileştirmektedir. Terramycin krem sivilce, bakteri enfeksiyonları, vücut kızarıklığı ve iltihap için kullanılmaktadır. Ayrıca derinin üst kısmında oluşan kabarcıkları da tedavi etmektedir.

Terramycin Krem Faydaları Nelerdir?

Yıllardır eczanelerde satışı devam eden Terramycin Krem birçok cilt sorunu için kullanılabilir. Kullanımı gittikçe artan Terramycin kremin faydaları şunlardır:

  • İltihaplı sivilceleri kurutur.
  • Vücutta şişliğe, iltihaba ve kızarıklığa sebep olan kimyasalları yok eder.
  • Bakteriler nedeni ile ortaya çıkan cilt enfeksiyonlarına iyi gelir.
  • Enfekte olan ufak yanık ve yaraları iyileştirir.
  • Çıbanı tedavi eder.
  • İçi irin dolu kabarcıklara iyi gelir.
  • Ameliyattan sonra dikişlerin daha çabuk iyileşmesini sağlar.
  • Gül hastalığı sebebi ile oluşan döküntülere iyi gelir.
  • Tırnak batma tedavisinde kullanılır.
  • Cilt rengini düzenleyerek cilt yapısını onarır.

Terramycin Krem Nasıl Kullanılır?

Terramycin Krem nasıl kullanılır önemlidir. Doktorun önerisine göre kullanımı tavsiye edilmektedir. Ancak doktorun tavsiyesi olmadığı durumlarda kremin prospektüsündeki bilgiler dikkate alınmalıdır. Kremin günde 2 -3 kere kullanımı önerilmektedir. Deri temizlendikten sonra steril bir gazlı bez üzerine krem koyularak hasta olan bölgeye sürülebilir. Terramycin kremin tedavi süresi birkaç haftadır.

Terramycin Krem Ne Kadar Zamanda Etki Eder?

Terramycin krem düzenli kullanım ile etkisini hemen göstermektedir. Kremi yara iyileşinceye kadar kullanabilirsiniz. Ancak 4 haftadan fazla Terramycin krem kullanılması önerilmez.

Terramycin Krem Antibiyotik Mi?

Homojen, sarı ve yumuşak bir yapıya sahip olan Terramycin Krem antibiyotiker ilaç grubundadır. Antibiyotik etkisi sayesinde iltihaplı yaraların tedavisinde etkilidir.

Terramycin Krem Kortizon İçerir Mi?

Birçok kullanıcı Terramycin kortizon içerir mi öğrenmek istemektedir. Terramycin krem kortizonlu değildir.

Terramycin Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Terramycin krem emziren anneler kullanabilir mi doktorunuza danışmanız önerilmektedir. Terramycin kremin içeriğindeki etken maddelerin bebekte yan etkilere sebep olma riski bulunmaktadır. Bu nedenle emzirme döneminde doktora danışmadan Terramycin krem kullanılmamalıdır.

Terramycin Krem Gebelikte Kullanılır Mı?

Terramycin kremin bebekte yan etkilere neden olma riski olduğu için hamilelik döneminde dikkatli kullanılması tavsiye edilmektedir. Hamilelikte uzun süre Terramycin kullanımından kaçınılmalıdır. Terramycin kremi kullanmadan önce doktora danışmakta fayda vardır.

Terramycin Krem Bebeklerde Kullanımı Nasıldır?

Birçok faydası bulunan Terramycin kremin 8 yaş altı çocuklarda ve bebeklerde kullanımı tehlikelidir. İstenmeyen durumlar yaşanmaması için 8 yaş altı çocuklarda ve bebeklerde Terramycin krem kullanılmamalıdır.

Terramycin Krem Sivilcelere İyi Gelir Mi?

Faydası saymakla bitmeyen Terramycin krem sivilcelere iyi gelir mi detaylı olarak araştırdık. İltihaplı sivilcelere iyi gelen bu krem sivilce lekelerini geçirmez.

Terramycin Krem Yanığa İyi Gelir Mi?

Terramycin kremin yanıklar için kullanılabileceği prospektüsünde yazmaktadır. Ancak yine de doktorunuza danışarak kullanmanız daha doğrudur.

Terramycin Krem Göze Sürülür Mü?

Birçok kişinin merakla araştırdığı Terramycin krem göze sürülür sizler için öğrendik. Terramycin Krem iltihaplı yaraların tedavisinde kullanılan bir kremdir. Göz merhemi olarak da bilinen bu krem lokal olarak göze sürülebilir.

Terramycin Krem Burun İçine Sürülür Mü?

Terramycin krem burun içinde oluşan yaralar için kullanılabilir. Ancak burun içinde çok derine gidilmemesine dikkat edilmelidir.

Terramycin Krem Yan Etkileri Nelerdir?

Terramycin krem ciddi yan etkileri olan bir krem değildir. Ancak kremin içeriğinde bulunan etken maddelerden birine karşı alerjisi olan kişilerde yan etkilere sebep olabilir. Nadir olarak ciltte yanma hissi, kızarıklık ve döküntü gibi yan etkiler görülebilir.

Terramycin Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Terramycin krem normal reçeteli bir kremdir. Reçetesiz olarak da eczanelerden alınabilir. Ancak antibiyotik grubunda olduğu için doktor önerisi ile kullanılması tavsiye edilmektedir.

Terramycin Krem Muadili Kremler Hangileri ?

Terramycin krem muadili kremler hangileri merak ediyor olabilirsiniz. Terramycin kremin etken maddesi baz alınarak belirlenen muadili kremler Polimisin ve Heksa deri merhemidir.

Terramycin Krem Fiyatı Ne Kadar?

Terramycin krem fiyatı 25 TL ‘dir.

Terramycin Krem Nasıl Saklanmalıdır?

Terramycin krem, çocukların ulaşamayacağı yerlerde ve 25 derecenin altında oda sıcaklığında muhafaza edilmesi gerekir. Son kullanma tarihinden sonra Krem kullanılmamalıdır.

Terramycin Krem Kullananların Yorumları Neler?

Sizler için Terramycin krem kullananların yorumları neler diye araştırdık. Popülerliğini her daim koruyan Terramycin kremin kısa sürede etki ettiği belirtilmektedir. Düzenli kullanımla iltihaplı yaraları geçirdiği söylenen Terramycin kremin yan etkisi yok denecek kadar azdır.

İlginizi Çekebilir:

Anti-Skab krem ne işe yarar, uyuza iyi gelir mi? Fiyatı

Anti-Skab kremin kullanımına çok dikkat edilmelidir. Herkesin bitler ve uyuzlardan etkilendiği bölge farklı olacağı için kullanım dozu herkese göre değişiklik gösterir. Bu nedenle doktora danışmadan Anti-Skab Krem kullanılmamalıdır.

Anti-Skab Krem Nedir?

Her bireyin başına en az bir kere bit ya da uyuz olayı gelmiştir. Bu nedenle AntiSkab krem nedir diye araştırmış olan kişi sayısı fazladır. Etkili bir bit losyonu olan Anti-Skab krem ile ilgili en detaylı bilgileri sizlere sunacağız. 30 gramlık tüplerde satılan Anti-Skab krem, piretroid ilaç sınıfındadır.

Etken maddesi sayesinde akarları ve bunun yumurtalarını felç ederek ilerleyen Anti Skab Krem oldukça etkilidir. Son günlerde özellikle uyuz hastalığı artmıştır. Bulaşıcılığı yüksek olan uyuz hastalığı uzun sürmektedir. Anti Skab krem en iyi uyuz ilaçlarından biridir. Doktorunuzun gözetiminde bu kremi düzenli olarak kullandığınız zaman uyuz ve bit sorunundan kurtulacaksınız.

Anti Skab Krem Ne İşe Yarar?
Anti Skab Krem Ne İşe Yarar?

Anti Skab Krem Ne İşe Yarar?

Temelde bit ve uyuz ilacı olan AntiSkab krem ne işe yarar geniş bir konudur. Çeşitli cilt sorunlarını tedavi eden bu Krem özellikle cildi enfekte ederek tahrişe neden olan uyuz tedavisinde kullanılmaktadır. Anti-Skab kremi vücudun birçok yerinde kullanabilirsiniz.

Etken maddesi Permetrin sayesinde kaşıntıya neden olan parazitleri öldüren Anti Skab krem kasık bitlerini de tedavi etmektedir. Kullanımı kolay olan bu kremi düzenli kullanmanız tavsiye edilmektedir.

Anti-Skab Krem Neye İyi Gelir?

AntiSkab krem neye iyi gelir özellikle uyuz hastalığı yaşayanlar bilmektedir. Çünkü ilk kullanımda bile uyuz akarlarını felç ederek vücuttan atmaktadır. Çok etkili bir ilaç olan Anti-Skab kremi kullandıktan sonra kaşıntının geçmesi 10 günü bulabilir. Ancak kaşıntı iki hafta içinde geçmez ise ikinci bir kullanım gerekebilir. Anti Skab Krem sirkeleri, bitleri ve uyuza neden olan akarları hedef almaktadır. Topikal bir ilaç olan Anti-Skab Krem haricen kullanılır.

Anti Skab Krem Ne İçin Kullanılır?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Anti-Skab Krem bit ve uyuz tedavisinde kullanılan bir kremdir. Bit ve uyuzların sinir sistemini çökerterek ilerleyen Anti Skab Krem kısa sürede etkisini göstererek vücudun rahatlamasını sağlar. Reçetesiz olarak satılsa da, doktor bilgisi dahilinde kullanılması tavsiye edilmektedir. Yanlış kullanım nedeni ile istenmeyen durumlar yaşanabilir. Çünkü kremin kullanım dozu herkeste değişiklik göstermektedir.

Anti-Skab Krem Nasıl Kullanılır?

AntiSkab krem nasıl kullanılır çok dikkat edilmelidir. Bazı kremler vücudun belirli bölgelerinde kullanılırken, Anti Skab krem hemen her yerde kullanılabiliyor. Bu kremi kullanmadan önce duş alınması önerilmektedir. Temizlenen vücudun baş dışında tüm bölgelerine uygulanmalıdır. Özellikle el ve ayak parmakları arası, koltuk altı, bilekler, dış genital organlar, tırnak altlarına sürülmesine dikkat edilmelidir.

Krem sürdükten sonra 8-12 saat kadar beklenmelidir. Losyonun hızlı emilme özelliği olduğu için krem sürülmemiş gibi görünebilir. Bu durumda tekrardan Krem sürmeniz dozu arttıracağından önerilen dozdan fazla kullanmamanız çok önemlidir. 8-12 saat sonrasında vücut yıkanabilir. Ancak fayda sağlamak için kremin önerilen süre kadar vücutta bekletilmesi tavsiye edilmektedir.

AntiSkab krem kullanım dozu herkeste aynı değildir. Bu nedenle direkt olarak dozla ilgili bir bilgi verilmediği görülmektedir. Anti Skab kremin ne kadar kullanılacağı hem yaşa hem de kişinin hastalığının durumuna göre değişiklik göstermektedir. Doktorunuz doğru değerlendirmeleri yaparak en doğru doz ayarını verecektir.

Anti-Skab Krem Günde Kaç Kez Kullanılır?

Kısa sürede etkisini gösteren AntiSkab krem günde kaç kez kullanılır çok iyi bilinmesi gereken bir sorudur. Çünkü Anti-Skab krem ilk kullanımda uyuz ve bit istilasından kurtarmaktadır. Genelde ikinci bir kullanıma gerek yoktur. İlk kullanımdan sonra kaşıntının geçmesi 10 günü bulabilir. Bu nedenle günde bir kere kullanılması yeterlidir.

Anti Skab Krem Emzirenler Kullanabilir Mi?

Anti-Skab krem kullanımında kremin anne sütüne geçip geçmediği ve çocuğa bir zararı olup olmadığı kesin olarak bilinmiyor. AntiSkab krem emzirenler kullanabilir mi araştırdığınız zaman çok bilgi olmadığını göreceksiniz. Anti Skab kremin çok az miktarda anne sütüne geçeceği düşünülmektedir. Bu nedenle doktor tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır. Doktorunuz fayda – zarar değerlendirmesini yaparak kullanımınız konusunda en doğru kararı verecektir.

Anti-Skab Krem Hamileler Kullanabilir Mi?

Emziren annelerde olduğu gibi gebelikte de Anti-Skab kremin fetüse etki edip etmediği net olarak bilinmiyor. Hamilelik döneminde doktor izin verir ise bu krem kullanılmalıdır. Anti-Skab kremi kullanırken hamile olduğunuzu fark ederseniz, krem kullanımını durdurarak derhal doktora gitmelisiniz.

Anti-Skab Krem Bebeklerde Kullanılır Mı?

Annelerin en çok araştırdığı AntiSkab krem bebeklerde kullanılır sorusuna değinmek istiyoruz. Anti Skab Krem 2 aylık ve daha büyük bebeklerde kullanılabilir. Ancak iki aydan iki yaşa kadar bebeklerde 3.75 losyondan fazla kullanılması önerilmez. Kullanım dozu ve şekli kesinlikle doktora danışılmalıdır. Çocuklarda yan etki riski daha fazladır. Bu nedenle çok dikkatli kullanılması ve herhangi bir yan etki görüldüğü zaman derhal doktora gidilmesi tavsiye edilmektedir.

Anti-Skab Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Anti-Skab kremin kullanım alanı oldukça geniştir. Tüm vücutta kullanılabilen bu kremi dış genital bölgede kullanabilirsiniz. Kullanım dozu yaşa ve kişiye göre değişeceğinden doktorun önerisi göz önünde bulundurularak kullanılmalıdır.

Anti-Skab Krem Yüze Sürülür Mü?

Son günlerin yaygın hastalığından olan uyuz hastalığı ciddi kaşıntıya ve yaraya neden olmaktadır. Etkili bir uyuz kremi olan AntiSkab krem yüze sürülür öğrenmek isteyen kişi sayısı fazladır. Anti Skab Krem yüz bölgesindeki uyuzları öldürmek için bu bölgede önerilen dozda kullanılabilir. İlk kullanımda etkisini gösterdiği için genelde ikinci bir kullanıma gerek duyulmaz.

Anti-Skab Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Anti-Skab krem, uyuz istilasında tüm vücuda kullanılabilmektedir. Vajina bölgesinde vajina içine sürmemeye dikkat edilerek kullanılabilir. Ancak her ihtimale karşı doktorunuza danışmanız çok daha doğru olacaktır.

Anti-Skab Krem Uyuza İyi Gelir Mi?

Anti-Skab Krem bir uyuz kremidir. Uyuza neden olan akarların sinir sistemlerini etkileyerek ölmelerine neden olan Anti-Skab, ilk kullanımda vücudu bu istiladan kurtarmaktadır. Herkeste aynı dozda kullanılmayan bu kremin doz ayarını doktorlar yapmalıdır.

Anti Skab Krem Yan Etkileri Neler?

AntiSkab krem yan etkileri neler diye araştırma yaptık. Uyuz hastalığı ile beraber görülen şişlik, kaşıntı, kızarıklık ve tahriş gibi cilt sorunları Anti-Skab kremden sonra bir süre artabilir. Bununla beraber hafif batma ve yanma hissi de görülebilir. Bu etkiler devam ederse ya da daha da kötüleşirse, krem kullanımı durdurularak doktora danışılmalıdır.

Anti-Skab Krem Fiyatı Kaç Lira?

Anti-Skab kremin fiyatı birçok ilaca göre uygundur. Anti-Skab krem eczanelerde 41 TL’ye satılmaktadır.

Anti-Skab Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Anti-Skab krem normal reçeteli bir kremdir. Eczanelerden reçetesiz olarak alinabilir.

Anti-Skab Krem Muadili Kremler Hangileri?

Anti-Skab kremi bulamadığınız zaman AntiSkab krem muadili kremler hangileri öğrenerek tedavinize bu kremlerle devem edebilirsiniz. Anti-Skab krem muadili kremler şu şekilde sıralanabilir:

  • Kwellada losyon
  • Kwellada şampuan
  • Metrin krem
  • Metrin şampuan
  • Niksen şampuan
  • Zalvor krem

Anti-Skab kremi bulamadığınız zaman yukarıda sıralanan kremleri doktorunuza ya da eczacınıza danışarak kullanabilirsiniz. Bu kremlerin hepsinin etken maddeleri hemen hemen aynıdır. Aynı etken maddeler sayesinde aynı sorunları tedavi etmektedir.

Anti-Skab Krem Kullananlar Yorumları Neler?

AntiSkab krem kullananlar yorumları neler birçok kişiye ışık olmaktadır. Çünkü uyuz hastalığı çok can sıkıcı bir hastalıktır. Şiddetli kaşıntıya neden olan uyuz hastalığı için Anti-Skab kremi kullanan kişiler, kremin anında etki ettiğini söylemektedir. Genelde ilk kullanımda bu hastalıktan kurtulduklarını belirten kişiler, kremi sürdükten sonra en az 8 saat bekletmelerini söylemektedir. Anti-Skab kremi kullanan kişiler, uzun süre geçmeyen ve sıkıntı yaşatan uyuz hastalığından kurtulduklarını belirtmişlerdir. Ayrıca kremin ilk gün bile etkisinin çok yüksek olduğunu söylemişlerdir.

İlginizi Çekebilir:

Bactroban krem nasıl kullanılır? Muadili, yan etkileri ve fiyatı

Neler Okuyacaksınız?

Birçok cilt sorununda kullanılan Bactroban krem antibiyotik içerikli bir krem olduğu için mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Kremi kullanırken alerjik reaksiyonlardan döküntü, bölgesel şişme ya da ağrı hissedildiği zaman krem kullanımı durdurularak doktora danışılmalıdır.

Bactroban Krem Nedir?

Bakteriyel cilt enfeksiyonlarını başarılı bir şekilde tedavi ettiği duyulan Bactroban krem nedir diye araştırılmaya başlanmıştır. Hemen herkes tarafından merak edilen Bactroban krem küçük yırtıklar, tırnak batması, yaralanmalar, çatlaklar ve sıyrıklar gibi birçok cilt sorununda etkili olmaktadır. Beyaz bir krem olan Bactroban eczanelerde 15 ve 30 gramlık tüp şeklinde satılmaktadır.

Etken maddesi Muapirosin olan Bactroban krem, bakterilerin ciltte üremesine engel olmaktadır. Birçok cilt sorununda kullanılan bu krem eczane dışında satılmamaktadır. Reçeteli ve reçetesiz olarak satılmakla beraber, reçeteli olduğu zaman devlet tarafından ödenmektedir.

Bactroban Krem Antibiyotik Mi?

Kullanım sayısı artan Bactroban krem antibiyotik mi diye herkesin aklına gelmektedir. Bactroban krem antibiyotik içerikli bir kremdir. Bu nedenle birçok cilt yarasına iyi gelmektedir. Ancak doktor tarafından önerilerek kullanılması tavsiye edilmektedir.

Bactroban Krem Ne İşe Yarar?

Bactroban krem ne işe yarar araştırdığımız zaman bu kremin birçok faydası olduğunu görüyoruz. Kullanımı artan Bactroban kremin sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Bakterilerin yayılmasını engeller.
  • Dikişli yaralara ve çıbana iyi gelir.
  • Kıl kökü iltihabı ve iltihaplı sivilceleri tedavi eder.
  • Apse, sıyrık ve çatlak gibi yaraları iyileştirir.
  • Ayak parmaklarının çevresinde tırnak batması nedeniyle oluşan iltihabı kurutur.
  • Burun estetiği sonrasında burun içerisindeki enfeksiyonu yok ederek yaranın iyileşmesine yardımcı olur.
  • Lazer epilasyon işleminden sonra vücudun enfeksiyon kapmasına engel olur.

Bactroban Krem Ne İçin Kullanılır?

Bactroban kremin kullanım alanı oldukça geniştir. Cilt yüzeyindeki sorunlar için kullanılan bu krem, temelde yaraların iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Kremin nerelerde kullanılacağını bir önceki başlıkta aktarmıştık. Bu alanlar dışındaki özel kullanımlara sadece doktor karar vermelidir.

Bactroban Krem Nasıl Kullanılır?

Her şeyden önce Bactroban krem nasıl kullanılır detaylı olarak öğrenmek gerekmektedir. Kullanıma dair bilgileri doktorun vermesi çok daha doğrudur. Doktor bir öneride bulunmadığı zaman kremin prospektüsüne bakılmalıdır. Bactroban kremi kullanmadan önce kullanılacak alanın temizlenmesi gerekmektedir.

Bactroban kremi ince bir tabaka halinde sorun yaşadığınız bölgeye sürebilirsiniz. Krem göz ve dudak çevresinde kullanılmamalıdır. Bactroban krem günde üç kere olmak üzere 10 gün kullanılmalıdır.

Bactroban Krem Günde Kaç Kez Kullanılır?

Bactroban kremin önerildiği şekilde kullanımı çok önemlidir. Bactroban krem günde kaç kez kullanılır diye baktığımızda, kremin günde üç kere kullanılabileceği bilgisine ulaşıyoruz. Kullanım sıklığı tamamen kişinin hastalığına bağlı olarak değişmektedir. Buna da doktor karar vermektedir. Bactroban kremin 10 günden fazla kullanılması tavsiye edilmez.

Bactroban Krem Pomad Farkı Nedir?

Piyasada hem krem hem de form şekli bulunan Bactroban krem Pomad farkı nedir merak edilmektedir. Bactroban krem formu hem normal ciltler hem de yağlı ciltler için tasarlanmıştır. Pomad formu ise kuru ciltlere özel olarak hazırlanmıştır. Ancak her iki ürün de aynı sebepler için kullanılmaktadır.

Bactroban Krem Bebeklerde Kullanımı Nasıldır?

Bactroban krem antibiyotik içerikli bir üründür. Bu nedenle aileler Bactroban krem bebeklerde kullanımı nasıldır iyi bilmelidir. Bactroban kremin 1 yaş altındaki çocuklarda nasıl etki ettiğine dair bilimsel bir çalışma yoktur. Bu nedenle 1 yaş altındaki bebeklerde kullanımı önerilmez. 1 yaş üstü bebekler ve çocuklar için doktora danışılmalıdır.

Bactroban Krem Emzirirken Kullanılır Mı?

Bactroban kremin emziren annelerde kullanımının bebeklerde etki yaratıp yaratmadığı üzerine bir çalışma yoktur. Bu nedenle zorunlu olmadıkça kullanımı önerilmez. Meme ucu yaraları için kullanıldığı zaman emzirmeden önce meme uçlarının iyice temizlenmesi tavsiye edilmektedir.

Bactroban Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Bactroban krem cilt yüzeyindeki birçok sorun için kullanılmaktadır. Özellikle sivilce ve akne sorunu yaşayan kişiler için Bactroban krem sivilceye iyi gelir mi araştırdık. Bactroban krem, antibiyotik içeriği sayesinde iltihaplı sivilceleri kurutmaktadır. Daha iyi fayda sağlamak için düzenli kullanıma dikkat edilmelidir.

Bactroban Krem Ayak Mantarına İyi Gelir Mi?

Bactroban krem ayak mantarı için kullanılmaz.

Bactroban Krem Basura İyi Gelir Mi?

Bactroban krem basur tedavisi için uygun bir krem değildir.

Bactroban Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Birçok cilt sorununa iyi geldiği için Bactroban krem egzamaya iyi gelir mi araştırılmaktadır. Ancak bu krem egzama tedavisinde kullanılan bir krem değildir.

Bactroban Krem Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Bactroban krem, bakteriyel cilt enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılmaktadır. Güneş yanığı üzerinde bir faydası yoktur. Güneş yanığı için uygun kremi doktorunuza danışarak kullanabilirsiniz.

Bactroban Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Uçuk rahatsızlığı genital bölgede ya da dudakta meydana gelen bir tür virüs tipidir. Bactroban krem antibiyotik etkisi sayesinde uçuğa iyi gelmektedir. Ancak dudak çevresinde kullanılması önerilmediği için doktorunuza danışmadan asla kullanmayın.

Bactroban Krem Kaşıntıya İyi Gelir Mi?

Cilt üzerindeki çeşitli enfeksiyonları tedavi eden Bactroban krem kaşıntıya iyi gelmez.

Bactroban Krem Lekelere İyi Gelir Mi?

Birçok kişi Bactroban krem lekelere iyi gelir mi diye araştırma yapmaktadır. Bactroban kremin prospektüsünde lekelere iyi geldiğine dair bir bilgi yoktur. Ancak yine de doktorunuza danışarak bilgi alabilirsiniz.

Bactroban Krem Vajinada Kullanılır Mı, Sürülür Mü?

Bactroban krem, vajina bölgesindeki bazı enfeksiyonlar için kullanılmaktadır. Ancak hassas bir bölge olduğu için vajinada kullanırken dikkat edilmelidir. Vajinanın iç kısmlarına çok fazla sürülmemelidir.

Bactroban Krem Burun Ameliyatı İçin Kullanılır Mı?

Estetik ameliyatların başında burun ameliyatı gelmektedir. Burun ameliyatında burun dışındaki bölgeye dikişler atılmaktadır. Bu noktada Bactroban krem burun ameliyatı için kullanılır sorusu gündeme gelmektedir. Doktorunuzun da izni ile burun ameliyatı sonrası dikişlere günde iki kere Bactroban krem sürebilirsiniz. Bu sayede yaranız daha hızlı iyileşecektir.

Bactroban Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Bactroban krem genital bölgede kullanılmaz.

Bactroban Krem Tırnak Batması İçin Kullanılır Mı?

Tırnak batması birçok kişinin başına gelen can sıkıcı bir durumdur. Bactroban krem tırnak batması için kullanılır mı araştırdığımızda, bu kremin ayak tırnak batması için kullanılabileceğini görüyoruz. Bactroban Krem, ayak tırnak batmasında oluşan iltihabın kurumasına yardımcı olmaktadır.

Bactroban Krem Kulak Deliği İçin Kullanılır Mı?

Bactroban kremin prospektüsünde kulak deliği için kullanıldığı yazmıyor. Ancak doktorlar tarafından delinen kulakta oluşan iltihap için Bactroban krem reçete edilmektedir. Doktorunuz önerdiği zaman kulak deliği için Bactroban krem kullanabilirsiniz.

Bactroban Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?

Bactroban krem pişik için kullanılır annelerin en merak ettiği konudur. İltihabı cilt sorunlarına iyi gelen Bactroban krem, antibakteriyel krem olduğu için deri mikroflorasını bozabilir. Bu konu üzerinde çok fazla çalışma olmadığı için pişik kullanımında önerilmez.

Bactroban Krem Yanık İçin Kullanılır Mı?

Bactroban krem yanık için kullanılmaz.

Bactroban Krem Siğil Tedavisi İçin Kullanılır ?

Bactroban krem direkt olarak siğil için kullanılmaz. Ancak siğil tedavisinde yapılan işlemlerden sonra yaraların hızlı bir şekilde iyileşmesi için Bactroban krem reçete edilmektedir.

Bactroban Krem Dudağa Sürülür Mü?

Bactroban krem göz ve dudak çevresinde kullanılmaz.

Bactroban Krem Açık Yaraya Sürülür Mü?

Bakterilerin cilt üzerinde yayılmasını önleyen Bactroban krem açık yarada kullanılabilir.

Bactroban Krem Ağız İçine Sürülür Mü?

Bactroban krem ağız içine sürülmemelidir.

Bactroban Krem Burun İçine Sürülür Mü?

Bactroban kremin kullanım alanlarında burun içi yoktur.

Bactroban Krem Göze Sürülür Mü?

Bactroban krem kesinlikle göze ve göz çevresine sürülmez.

Bactroban Krem Yüze Sürülür Mü?

Bactroban krem yüz bölgesinde oluşan iltihaplı sivilceler ve yaralar için kullanılabilir.

Bactroban Krem Devlet (SGK) Karşılıyor Mu?

Reçete edildiği zaman SGK tarafından karşılanmaktadır.

Bactroban Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Beyaz reçeteli olan Bactroban krem reçeteli ya da reçetesiz olarak alınabilir.

Bactroban Krem Fiyatı Ne Kadar?

Bactroban Krem fiyatı 40 TL’dir.

Bactroban Krem Muadili Kremler Hangileri?

Bactroban krem muadili kremler hangileri diye sizler için araştırdık. Bactroban kremi bulamadığınız zaman eczanelerden Mupobel, Mupigen, Mupider kremleri alabilirsiniz.

Bactroban Krem Yan Etkileri Neler?

Bactroban krem yan etkileri neler diye araştırdığımızda, kremin çok az kişide yan etkiye sebep olduğunu görüyoruz. Yas, kaşıntı, kızarıklık ve batma hissi görülen yan etkilerdir.

Bactroban Krem Kullananların Yorumları Neler?

Bactroban kremden duyulan memnuniyeti değerlendirmek için Bactroban krem kullananların yorumları neler diye araştırdık. Bactroban kremden çok memnun olan kullanıcılar, herhangi bir yan etki yaşamadıklarını dile getirmektedir. Kremi düzenli kullanan kişiler, yaşadıkları sorunun kısa sürede çözüldüğünü belirtmektedir.

İlginizi Çekebilir

Bacoderm krem yanık için kullanılır mı? Ne işe yarar?

Neler Okuyacaksınız?

Bir antibiyotik ilaç grubunda olan Bacoderm krem reçeteli olarak satılmaktadır. Ayrıca kremin üç aylıktan küçük olan bebeklerde kullanımına dair bir bilgi yoktur. Bu nedenle kullanmadan önce mutlaka doktora danışılmalıdır.

Bacoderm Krem Nedir?

Cilt iltihaplanmalarında çok sık kullanılan Bacoderm krem nedir araştırdığımızda önemli bilgiler elde ediyoruz. Bacoderm krem, ciltte oluşan her türlü iltihabı ve derin yaraları iyileştirmektedir. Özellikle küçük ev kazalarında oluşan yaraların çok hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlamaktadır. Antibiyotik içerikli olduğu için doktor önerisi ile kullanılması tavsiye edilmektedir.

Yağlı bir yapıya sahip olan Bacoderm krem içerisinde polietilen glikol ve pomad bulunmaktadır. Bu sayede deri üzerinde bakteri nedeni ile oluşan iltihapların ve yaraların iyileşmesine yardımcı olur.

Bacoderm Krem Ne İşe Yarar?
Bacoderm Krem Ne İşe Yarar?

Bacoderm Krem Ne İşe Yarar?

Bacoderm kremi kullanan kişiler, kremden duydukları memnuniyeti anlattığı zaman Bacoderm krem ne işe yarar araştıran birçok kişi bulunmaktadır. Kullanım oranı artan Bacoderm kremin faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Cilde lokal olarak sürüldüğü için etkisini kısa sürede göstermektedir.
  • Derideki dikişli yaraların hızlı bir şekilde iyileşmesine yardımcı olur.
  • Derideki bakteri iltihaplarını ve derin yaraları tedavi eder.
  • Cam parçası ya da kesici aletlerin meydana getirdiği yaraları iyileştirir.
  • Dolama hastalığına iyi gelir.
  • El ve ayak çarpması nedeniyle oluşan ağrılara iyi gelir.
  • Cilt apsesi nedeniyle oluşan iltihapları tedavi eder.
  • Derinin üzerinde oluşan çıbanı tedavi eder.
  • Deri altında oluşan kistleri tedavi eder
  • Deri çatlaklarını onarır.

Bacoderm Krem Neye İyi Gelir?

Bacoderm krem, antibiyotik etkiye sahip olduğu için deri hastalıklarının çok çabuk iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Bacoderm krem neye iyi gelir diye araştırdığımız zaman kremin birçok cilt hastalığına iyi geldiğini görüyoruz. Ciltteki iltihabı kurutan Bacoderm krem cildin yapılandırılmasına yardımcı olmaktadır. Bacoderm krem, ciltte oluşan morluklara iyi gelmektedir. Ayrıca ciltteki sivilce lekelerini ortadan kaldırarak cildi daha pürüzsüz hale getirmektedir.

Bacoderm Krem Ne İçin Kullanılır?

Bacoderm kremin kullanım alanı oldukça geniştir. Cilt kusurlarını ve cilt rahatsızlıklarını tedavi eden Bacoderm krem cildin onarılmasına yardımcı olmaktadır. Krem kullanmaya başladıktan kısa bir süre sonra etkisini göstermeye başlamaktadır.

Bacoderm Krem Nasıl Kullanılır?

Bacoderm krem nasıl kullanılır dikkat edilmelidir. Krem antibiyotik içerikli olduğu için kullanımı konusunda doktora danışılmalıdır. Kremin prospektüsüne baktığımızda Bacoderm kremin günde üç kere kullanılabileceğini görüyoruz. Kirden temizlenmiş cilde gün içinde iki kere ve yatmadan önce bir kere olacak şekilde sürülmelidir. Bacoderm krem ile tedavi süresi 10-15 gündür. Hastanın durumuna göre tedavi süresi doktor tarafından uzatılabilir.

Bacoderm Krem ve Pomad Arasındaki Fark Nedir?

Çeşitli cilt sorunlarını harici kullanım ile tedavi eden, cildiye doktorları tarafından reçete edilen ve deri üstüne sürülebilen ilaçlara genel olarak krem denilmektedir. Krem ile pomad terimleri aynı anlamda kullanılmaktadır. Ancak Krem ile Pomad arasında ciddi farklar bulunmaktadır. Kremler genelde su bazlıdır ve yüzeysel cilt sorunlarında kullanılmaktadır. Pomad ise genelde yağ bazlı olarak yoğun kıvama sahiptir ve tıbbi amaçlarla kullanılmaktadır.

Bacoderm Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Bacoderm krem emziren anneler kullanabilir mi annelerin kesinlikle bilmesi gereken bir konudur. Bebek emziren anneler Bacoderm kremi kullanabilirler. Ancak Krem meme ucuna sürülüyorsa, bebeği emzirmeden önce meme ucu iyice temizlenmelidir.

Bacoderm Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Bacoderm krem doktor önermediği sürece hamilelik döneminde kesinlikle kullanılmamalıdır.

Bacoderm Krem Bebeklerde Kullanılır Mı?

Bacoderm kremin normalde bebeklerde kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Ancak bazı durumlarda zorunlu görülerek bebeklerde kullanımına izin verilebilir. Bu konuda kesin karar doktora ait olmalıdır.

Bacoderm Krem Ağız İçine Sürülür Mü?

Birçok yaraya iyi geldiği için Bacoderm krem ağız içine sürülür merak edilmektedir. Antibiyotik etkiye sahip olan Bacoderm krem ağız içine sürülmemelidir.

Bacoderm Krem Burun İçine Sürülür Mü?

Bacoderm krem burun mukozasına temas ettirilmemelidir.

Bacoderm Krem Açık Yaraya Sürülür Mü?

Bacoderm krem açık yaraya sürülür birçok hastanın merakla araştırdığı bir konudur. Bacoderm kremin açık yaraya sürülmemesi tavsiye edilmelidir.

Bacoderm Krem Dudağa Sürülür Mü?

Bacoderm krem dudağa sürülmez.

Bacoderm Krem Göze Sürülür Mü?

Bacoderm kremin göz mukozasına temas ettirilmemesi tavsiye edilmektedir.

Bacoderm Krem Kulağa Sürülür Mü?

Bacoderm kremin kulak yarasında kullanıldığına dair bir bilgi yoktur.

Bacoderm Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Vajinal bölgede mantar hastalığı çok sık karşılaşılan bir durumdur. Kadınların korkulu rüyası olan vajinal mantar için Bacoderm krem vajinaya sürülür bilinmelidir. Vajinal mantar için Bacoderm kremi kullanabilirsiniz. Tanı almadan ve doktor gözetiminde olmadan vajinal mantar için kullanılmamalıdır.

Bacoderm Krem Vajinada Kullanımı Nasıldır?

Bacoderm krem antibiyotik etkili olduğu için mantar hastalıklarını iyileştirmektedir. Bacoderm krem vajinal bölgede doktorun önerdiği şekilde kullanılmalıdır. Vajinanın iç kısımlarına kremi sürmemeye dikkat edilmelidir.

Bacoderm Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Bacoderm krem genital bölge mantarları için doktor önerisi ile kullanılabilir.

Bacoderm Krem Yanık İçin Kullanılır Mı?

Bacoderm kremin prospektüsüne bakıldığı zaman kremin yanık için kullanılmaması gerektiği anlaşılmaktadır. Yanıklar açık yara konumunda olduğu için Bacoderm krem kullanımı önerilmez.

Bacoderm Krem Sivilce İçin Kullanılır Mı?

Bacoderm Krem antibiyotik etkisi ile iltihaplı cilt sorunlarında kullanılmaktadır. Özellikle ergenlik dönemi çıkan sivilceler nedeni ile Bacoderm krem sivilce için kullanılır merak edilmektedir. Bacoderm Krem, doktorun önerdiği şekilde iltihaplı sivilceler için kullanılabilir.

Bacoderm Krem Ayak Mantarı İçin Kullanılır Mı?

Bacoderm krem mantar hastalıklarını iyileştirmektedir. Bacoderm Krem doktor önerdiği takdirde ayak mantarı için kullanılabilir.

Bacoderm Krem Tırnak Batması İçin Kullanılır Mı?

Tırnak batması birçok kişide görülen ağrılı ve iltihaplı bir sağlık sorunudur. Bacoderm krem tırnak batması için kullanılır baktığımız zaman kremin bu sorunu tedavi ettiği görülmektedir. Antibiyotik etkisi ile iltihabı kurutarak ağrıyı azaltmaktadır.

Bacoderm Krem Dolama İçin Kullanılır Mı?

Bacoderm kremin prospektüsüne baktığımız zaman dolama için kullanılacağına dair bir bilgi olmadığı görülmektedir.

Bacoderm Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?

Bacoderm Krem bazı cilt tahrişlerinde kullanılmaktadır. Doktor tarafından bazen pişik için de reçete edilmektedir. Doktor önermediği sürece pişik için kullanmayınız.

Bacoderm Krem Hemoroid İçin Kullanılır Mı?

Deri ile ilgili birçok soruna iyi gelen Bacoderm krem Hemoroid için kullanılır araştırdık. Bacoderm krem Hemoroid için faydalı değildir demek doğru değildir. Basur etrafındaki mikropları öldürerek ağrıya iyi gelebilir. Ancak direkt olarak basur kremi de değildir.

Bacoderm Krem Sinek Isırığı İçin Kullanılır Mı?

Bacoderm kremin prospektüsünde bu konuda bir bilgi maalesef bulunmuyor. Bu nedenle doktorunuza danışmanız daha doğru olacaktır.

Bacoderm Krem Kıl Kökü İltihabı İçin Kullanılır Mı?

Bacoderm krem kıl kökü iltihabı için kullanılabilir. Doktorun önerdiği şekilde düzenli kullanıldığı zaman iltihabı kurutarak sorunu giderir.

Bacoderm Krem Basura İyi Gelir Mi?

Bacoderm krem bir basur kremi değildir. Ancak basur etrafındaki mikropları öldüreceği için ağrıyı hafifletebilir. Doktor önermediği sürece basur için kullanılmamalıdır.

Bacoderm Krem Çatlaklara İyi Gelir Mi?

Bacoderm Krem cilt üzerinde oluşan çatlakları tedavi etmektedir. Çatlak tedavisinde düzenli kullanım çok önemlidir.

Bacoderm Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Bacoderm Krem egzamaya iyi gelen bir krem değildir. Bu yüzden egzama tedavisinde kullanılmaz.

Bacoderm Krem Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Bacoderm krem enfeksiyonel cilt sorunlarında kullanılmaktadır. Bu kremin güneş yanığına iyi geldiğine dair bir bilgi yoktur.

Bacoderm Krem Mantara İyi Gelir Mi?

Bacoderm Krem mantara iyi gelir mi sizler için öğrendik. Bacoderm Krem, etken maddeleri sayesinde mantar hastalıklarını tedavi etmektedir.

Bacoderm Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Bacoderm kremi iltihaplı sivilceler için kullanabilirsiniz. Antibiyotik etkisi ile iltihapları kısa sürede kurutmaktadır.

Bacoderm Krem Kaşıntıya İyi Gelir Mi?

Bacoderm kremin kaşıntıya iyi gelmediği söylenmektedir. Kaşıntı için uygun kremi doktorunuzdan isteyebilirsiniz.

Bacoderm Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Bacoderm Krem uçuk için kullanılmaz.

Bacoderm Krem Lekelere İyi Gelir Mi?

Bacoderm Krem, cilt üzerinde oluşan bakteri ve virüsleri yok etmektedir. Bu kremin leke giderici bir etkisi yoktur.

Bacoderm Krem Morluklara İyi Gelir Mi?

Düşme, çarpma ya da burkulma gibi durumlarda oluşan ağrı ve morluklar için Bacoderm krem kullanılabilir.

Bacoderm Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Bacoderm Krem yalnızca eczanelerde satılmaktadır. Reçeteli ve reçetesiz olarak alınabilir.

Bacoderm Krem Aile Hekimi Yazabilir Mi?

Bacoderm Krem aile hekimi yazabilir mi birçok kişi bilmek istemektedir. Bu kremi aile hekimleri de yazabilir.

Bacoderm Krem Devlet (SGK) Karşılıyor Mu?

Reçeteli alındığı zaman devlet tarafından ödenmektedir.

Bacoderm Krem Fiyatı Ne Kadar?

Bacoderm Krem fiyatı 41 TL’dir.

Bacoderm Krem Muadili Kremler Hangileri?

Bacoderm Krem muadili kremler hangileri öğrenmenizde fayda vardır. Bacoderm kremi bulamadığınız zaman Bactroban Krem, Mupiderm Pomad ve Mupobel kremi doktorunuza danışarak kullanabilirsiniz.

Bacoderm Krem Yan Etkileri Neler?

Bacoderm kremin ciddi yan etkileri pek görülmemiştir. Alerjisi olan kişilerde yanma hissi, kaşıntı, batma ve kızarıklık görülebilir.

Bacoderm Krem Kullananlar Yorumları Neler?

Bacoderm krem kullananlar yorumları neler araştırdık. Kremi kullananların kremden memnun olduğu açıkça görülmektedir. Düzenli kullanım ile yaşanan cilt sorunlarından 2 haftada kurtulmak mümkündür. Kullanıcılar yan etkileri yaşamadıklarını belirtmişlerdir.

İlginizi Çekebilir

Omega-3 balık yağının çocuk ve yetişkinler için önemi

Omega3 balık yağı çocukların gelişimi üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. Sinir sistemi, kalp- damar sağlığından kemik gelişimine kadar çocukların ve yetişkinlerin sağlığında büyük bir öneme sahiptir.

Omega-3 Yağ Asitlerini Vücut Kendiliğinden Üretmiyor

Omega 3 yağ asitleri vücutta sentezlenmedikleri için mutlaka besin takviyesi olarak dışarıdan alınmalıdır. Balıkların türüne göre omega 3 yağ asitleri de farklılık gösterir. Özellikle derin denizlerdeki su balıkları ve siyah etli yapısı olan balıklarda bu oranların yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Sardalya, somon, uskumru, ton balığı türündeki balıklar omega 3 faydaları yönünden daha zengindir. Ayrıca bazı yapılan araştırmalarda hamsininde omega 3 yağ asitlerinin oldukça yüksek olduğu çalışmalar bulunmaktadır.

Omega 3 Balık Yağının Faydaları Nelerdir?

Zihin gelişimi, kalp-damar sağlığı başta olmak üzere sinir sistemi gibi problemleri önlemeye kadar birçok faydaları bulunan omega-3 balık yağının aynı zamanda trigliserit dengesinde olumlu etkileri bulunmaktadır.

Omega3 balık yağının faydaları, Anne karnında başlamaktadır.

Omega 3 yağ asitleri, hamilelik sürecinde bebeğin sağlıklı gelişmesine ve annenin erken doğum riskinin azalmasına yardımcı olur. Ayrıca göz sağlığı problemlerinde balık yağı oldukça önemli bir rol alır.

Omega3 Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Denizlerden tutulan balıkların yağları trigliserid formundadır. Birde etil ester formunda olan yağlar vardır, bunlar kimyasal bileşim içeren yağlar olarak bilinmektedir. Bu sebeple alırken trigliserid formunda üretilen omega-3 tercih etmek son derece önemlidir.

Dikkat edilmesi gereken diğer bir hususlar ise, omega3 ürünlerinin sağlıklı ambalajlanmış olması, ağır metaller içermemesi ve kullanılan dış jelatinin helal sertifikası bulunmasıdır.

Omega3 Alırken Hangi Markayı Tercih Etmeliyiz

Omega 3 balık yağının faydalarıyla ilgili yüzlerce makale bulunduğu gibi son zamanlarda çeşitli gıda takviyeleri de üretilmektedir, bu konuda bilinçli tüketilmesi ve güvenilir markalardan temin edilmesi son derece önemlidir.

Omega 3 balık yağı takviyesinde en güvenilir markaların başında Avicenna gelmektedir.

Avicennagıda takviyeleri sektöründe ilk Ar-Ge merkezi seçilen firmaların başında gelmektedir. Yüksek teknolojiye ve uzman kadroya sahip olan Avicenna markası, kaliteli hammaddelerini Ar-ge merkezinde kalite kontrollerini tamamladıktan sonra piyasaya sunmaktadır.

Avicenna markası, çocukların zihin ve kemik gelişimine katkı sağlayan, yüksek teknoloji ile üretilen AvicennaOmevipKids şurup ile çocukların günlük Omega 3 ihtiyacını karşılayan katkısız bir içeriğe sahiptir.

AvicennaOmevip Kids şurup Omega 3 balık yağının faydalarını bir şişede toplamıştır.  İçeriğindeki doğal lezzetiyle AvicennaOmevip Kids şurup, içeriğinde bulunan vitamin ve mineraller sayesinde iseçocukların günlük vitamin ihtiyacını karşılamaktadır.

Avicenna markasının çocuk sağlığını destekleyen vitamin ve minerallerinin yanında yetişkinlere özel gıda takviyeleri bulunmaktadır.

Özel Amber renkli cam şişelerde ısı ve ışığa maruz kalmadan üretilen Avicenna ürünleri, sadece eczanelerde satılmaktadır.

Armathene krem ne işe yarar, ne için kullanılır? Fiyatı

Bir yumuşatıcı görevi gören Armathene krem, kuru cildin rahatlamasını sağlamaktadır. Özellikle emzirme sırasında meme ucu yaralarından şikayetçi olan emziren annelerin meme ucu yaralarını iyileştirdiği için oldukça popülerdir.

Armathene Krem Nedir?

Çok yönlü bir krem olan Armathene krem nedir diye bir araştırma yaptık. Etken maddesi Deskpantenol olan Armathene kremin cilt onarma özelliği bulunmaktadır. Cerrahi yaralar, bacak ülseri, yatak yaraları, kronik yaralar, anüs çatlakları ve meme ucu çatlakları gibi birçok cilt sorununa iyi gelmektedir. Armathene kremin etken maddesine karşı alerjisi olan kişilerin bu kremi kullanmaması önerilmektedir.

Tedavi esnasında mutlaka doktorun önerilerine dikkat edilmelidir. Çünkü yanlış kullanımlar ilaçtan istenen faydanın sağlanamamasına neden olmaktadır. Doktorlar hastanın yarasına ve durumuna göre en uygun kullanım şeklini tarif etmektedir.

Armathene Krem Ne İşe Yarar?

Birçok kişi için Armathene krem ne işe yarar önem arz etmektedir. Enfeksiyon riski taşıyan yüzeysel yaraları iyileştiren Armathene krem, pişikler ve yanıklar gibi birçok soruna iyi gelmektedir. Etken maddesi sayesinde cildin iyileşmesini destekleyen kremin cildi nemlendirme ve kaşıntıyı azaltma etkisi de bulunmaktadır.

Armathene krem, ciltte yüzeysel bir şekilde oluşan yaraların, sıyrıkların ve çatlakların iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Kremin yaygın olarak kullanılma sebepleri dışında diğer bazı durumlar için de doktorunuz bu kremi kullanmanızı uygun bulabilir.

Armathene Krem Ne İçin Kullanılır?

Armathene krem ne için kullanılır geniş bir konudur. Çünkü bu krem birçok cilt sorununda kullanılmaktadır. Armathene kremin kullanıldığı bazı durumlar aşağıda sıralanmıştır:

  • Emziren annelerde meme ucu çatlakları
  • Anal bölge veya makat çatlakları
  • Topukta oluşan çatlaklar
  • Yanıklar
  • Dermatit yaralar
  • Kesik ve sıyrıklar
  • Cerrahi işlemler sonrası oluşan yaralar
  • Pişik ve pişik mantarları
  • Bebek pişiği
  • Cilt kuruluğu

Armathene Krem Nasıl Kullanılır?

Armathene krem, doktorun veya eczacının önerdiği şekilde kullanılmalıdır. Ancak uzman olan kişiler tarafından kullanıma dair bilgilendirme yapılmadı ise kremin içerisindeki yönergeler izlenmelidir. Armathene krem, yara ve yanıklarda günde 1-2 kere kullanılmalıdır. Emzirme sebebi ile oluşan meme ucu çatlaklarında her emzirme sonrası sürülmelidir. Bebeklerde pişiği iyileştirmek için her bez değişimi sonrasında kullanılmalıdır.

Armathene Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Bebeklerine bir şey olacak korkusu yaşayan anneler, Armathene krem emziren anneler kullanabilir mi araştırmaktadır. Armathene krem, emzirme ile oluşan göğüs ucu yaralarını tedavi etmektedir. Bu nedenle her emzirme sonrasında bu krem kullanılabilir.

Armathene Krem Hamileler Kullanabilir Mi?

Hayvanlar üzerinde çeşitli çalışmalar yapıldığında Armathene kremin bebek üzerinde olumsuz bir etkisine rastlanmamıştır. Ancak bu çalışmalar hamile insanlar üzerinde yapılmamıştır. Bu nedenle etkisinin ne olacağı bilinmemektedir. Doktorunuz önermediği sürece bu kremi gebelik döneminde kullanmayınız.

Armathene Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?

Çok yönlü bir krem olan Armathene krem pişik için kullanılır sorusunun yanıtı birçok kişiyi memnun etmektedir. Armathene krem pişik tedavisinde etkili bir kremdir. Bebeklerde her bez değiştirme sonrasında Armathene krem kullanılabilir.

Armathene Krem Yanık İçin Kullanılır Mı?

Armathene kremin cildi iyileştirici etkisi bulunmaktadır. Bu özelliği sayesinde yanık tedavisinde etkili olmaktadır. Düzenli kullanıldığı takdirde yanık tedavisinde kısa sürede etki etmektedir.

Armathene Krem Çatlak İçin Kullanılır Mı?

Çatlak sorunu çeşitli bölgelerde meydana gelen can sıkıcı bir durumdur. Armathene krem çatlak için kullanılır araştırdığımızda, bu kremin farklı çatlak sorunlarına iyi geldiğini görüyoruz. Armathene kremi meme ucu çatlaklarında, topuk çatlaklarında ve makat çatlaklarında kullanabilirsiniz. Kullanım şeklini doktorunuzdan öğrenmeniz daha doğru olacaktır.

Armathene Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Armathene krem genital bölgede yaşanan çatlak ve bazı diğer sorunlar için doktor önerisi ile kullanılabilir. Doktora danışmadan kullanmamanız tavsiye edilmektedir.

Armathene Krem Yüze Sürülür Mü?

Armathene kremi kullanacak olan kişiler, ilk olarak Armathene krem yüze sürülür araştırmaktadır. Cildi onaran ve cildin kendisini yenilemesini sağlayan Armathene krem yüze sürülebilir. Yüzdeki kuruluğa ve tahrişe iyi gelmektedir.

Armathene Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Armathene krem vajina için kullanılan bir krem değildir. Ancak doktorunuz tedavi için gerekli görür ve önerir ise kullanabilirsiniz.

Armathene Krem Göğüs Ucu Çatlağına Sürülür Mü?

Armathene krem göğüs ucu çatlağına sürülür sorusuna evet yanıtımız özellikle emziren anneleri rahatlatacaktır. Cildi onaran ve iyileştirici bir etkisi bulunan Armathene krem göğüs ucu çatlağına sürülebilir.

Armathene Krem Fiyatı Ne Kadar?

Armathene krem fiyatı 39 TL olarak güncellenmiştir.

Armathene Krem Muadili Kremler Hangileri?

Tedavi sürecinde reçete edilen Armathene kremi bulamadığınız zaman Armathene krem muadili kremler hangileri öğrenerek tedavinize devam edebilirsiniz. Ancak muadil kremleri kullanmadan önce doktorunuza ya da eczacınıza danışmanız tavsiye edilmektedir. Armathene krem muadili kremler arasında Dexpanten merhem, Dexpanten krem, Beheptal krem ve Bepanthen krem yer almaktadır.

Armathene Krem Yan Etkileri Neler?

Cilt sorunlarını tedavi eden bir özelliği olsa da, Armathene krem yan etkileri neler iyi bilinmelidir. Armathene kremin görülme riski az olan yan etkileri kurdeşen, karın ağrısı, boğazda şişlik ve soluk almada güçlüktür. Bu yan etkiler görüldüğü zaman krem kullanımına son verilerek doktora gidilmelidir.

Armathene Krem Kullananların Yorumları Neler?

Armathene krem kullananların yorumları çok değerlidir. Kremi deneyimleyen ve krem hakkında bilgi sahibi olan bu kişilerin yorumları sayesinde Armathene krem hakkında birçok şeyi öğrenebilirsiniz. Yorumlardan anlaşıldığı kadarıyla Armathene krem cilt sorunlarını etkili bir şekilde ve kısa sürede tedavi etmektedir. Düzenli kullanıldığı zaman kısa zamanda cildi yenilediği söylenen Armathene krem ciddi yan etkiler ortaya çıkarmıyor.

İlginizi Çekebilir

Azelderm krem yüze, vajinaya sürülür mü? Muadili, yorumlar

Son zamanlarda kullanımı artan Azelderm krem; alın, yanak ve çene bölgelerinde oluşan cilt sorunlarını tedavi etmektedir. Düzenli kullanımın önemli olduğunu belirten uzmanlar, doktor tavsiyesine birebir uyumlu kullanıldığı zaman kremin etkisinin daha fazla olduğunu belirtmektedirler.

Azelderm Krem Nedir?

Kullanım oranı arttığı için Azelderm krem nedir sorusuna ilgi de artmıştır. Cildiye uzmanları tarafından genelde sivilce sorunu yaşayan hastalara verilen Azelderm krem, içerisinde yüzde 20 oranında azelaik asit bulundurmaktadır. Bu sayede kısa zaman içerisinde hem sivilceleri hem de sivilceler nedeni ile oluşan lekeleri geçirmektedir.

Azelderm krem içerisinde bulunan azelaik asit, diğer sivilce kremlerinde bulunan orandan bir tık daha fazladır. 30 gramlık tüplerde satılan Azelderm kremin sivilceleri kurutma etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle kullanımı son günlerde epey artmıştır. İltihaplı sivilceleri yok etmede oldukça etkili olan Azelderm kremin en az 15 gün kullanılması tavsiye edilmektedir.

Azelderm Krem İçeriği Nedir?

Birçok kişi Azelderm krem içeriği nedir diye araştırmaktadır. Azelderm kremin içeriğinde bulunan etken maddeler sayesinde ciltte oluşan sivilceler, akneler ve lekeler ortadan kalkmaktadır. Kısa sürede cilt sorunlarına iyi gelen Azelderm kremin içerisinde yüzde 20 oranında azelaik asit yer almaktadır.

Azelderm Krem Ne İşe Yarar?
Azelderm Krem Ne İşe Yarar?

Azelderm Krem Ne İşe Yarar?

Azelderm krem ne işe yarar sorusuna birçok cevap vermek mümkündür. Azelderm kremin sağlamış olduğu faydaları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Azelderm krem akne ve sivilceleri tedavi eder.
  • Sivilcelere bağlı olarak oluşan cilt lekelerini ortadan kaldırır.
  • Gül hastalığına iyi gelir.
  • Ciltte bulunan hücrelerin yenilenmesini sağlar.

Azelderm Krem Ne İçin Kullanılır?

Azelderm kremin kullanım alanı cilt üzerinedir. Ciltte oluşan bazı sorunları kısa sürede tedavi eden Azelderm krem birçok kişi tarafından kullanılmıştır. Sivilce, akne, iltihaplı sivilce, sivilce lekeleri, gül hastalığı gibi sorunlar için Azelderm krem kullanılabilir.

Azelderm Krem Nasıl Kullanılır?

Azelderm Krem nasıl kullanılır sonuç için çok önemlidir. Azelderm kremi kullanmadan önce sorunlu bölgeyi temizlemeniz tavsiye edilmektedir. Temizlenen alanın kuru olması önemlidir. Kremden fındık büyüklüğünde alarak cildinize masaj şeklinde uygulayabilirsiniz. Kremi sabah ve akşam şeklinde günde iki kere kullanabileceğiniz belirtilmektedir. Kullanım konusunda en doğru kararı yaşadığınız soruna göre doktor verecektir.

Azelderm Krem Açıldıktan Sonra Ne Kadar Kullanılır?

Azelderm krem açıldıktan sonra son kullanma tarihine kadar kullanılabilir. Son kullanma tarihi geçmiş Azelderm kremi kesinlikle kullanmayınız.

Azelderm Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Azelderm krem emziren anneler kullanabilir mi diye detaylı bir şekilde araştırdık. Kremin etken maddesinin çok az miktarda anne sütü ile bebeğe geçtiği belirlenmiştir. Ancak bu miktarın bebeğe zarar verme ihtimali yoktur. Bu nedenle doktor bilgisi ile Azelderm kremi emziren anneler kullanabilir.

Azelderm Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Azelderm kremin hamilelik döneminde çok dikkatli kullanılması tavsiye edilmektedir. Doktor bilgisi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır. Kremi kullanırken hamile olduğunuzu anlarsınız, vakit kaybetmeden doktora gitmeniz gerekmektedir.

Azelderm Krem Kaç Ay Kullanılmalı?

Azelderm krem en iyi sonuç için düzenli bir şekilde kullanılmalıdır. Azelderm kremin birkaç ay düzenli kullanılması gerekmektedir. Ancak 12 aydan fazla kullanılmaması gerektiği belirtilmektedir.

Azelderm Krem Koltuk Altına Sürülür Mü?

Azelderm kremin koltuk altındaki sorunlar için bu bölgeye sürülüp sürülmeyeceği ile ilgili bir bilgi yoktur. Bu nedenle doktorunuza danışarak bu konuda net bilgiyi alabilirsiniz.

Azelderm Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Azelderm krem genital bölgede asla kullanılmamalıdır.

Azelderm Krem Yüze Sürülür Mü?

Azelderm krem yüze sürülür sizler için öğrendik. Bu kremi alın, yanak ve çene bölgesindeki sivilceler için kullanabilirsiniz.

Azelderm Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Azelderm krem vajinaya sürülmez.

Azelderm Krem Saç Dökülmesi İçin Kullanılır Mı?

Azelderm kremin saç dökülmesine herhangi bir faydası yoktur.

Azelderm Krem Egzama İçin Kullanılır Mı?

Azelderm Krem egzama tedavisinde etkili değildir.

Azelderm Krem Güneş Lekeleri İçin Kullanılır Mı?

Azelderm krem güneş ışınları nedeni ile oluşan cilt lekelerine iyi gelmektedir. Önce lekeleri kırmızı hale getiren krem daha sonra lekelerin rengini açmaktadır.

Azelderm Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Azelderm kremin uçuğa iyi geldiğine dair herhangi bir bilgi yoktur.

Azelderm Krem Sivilce İzlerini Geçirir Mi?

Azelderm krem sivilce izlerini geçirir mi merak konusudur. Azelderm Krem düzenli kullanıldığı zaman sivilce izlerini geçirmektedir. İçeriğindeki etken maddesi sayesinde sivilce ve güneş lekelerine iyi gelmektedir.

Azelderm Krem Cildi Soyar Mı?

Azelderm kremin cilt soyma özelliği bulunmaktadır. Bu nedenle cildiniz soyulduğu zaman korkmanıza hiç gerek yoktur.

Azelderm Krem Kaşıntı Yapar Mı?

Azelderm krem kaşıntı yapabilir. Bu durum herkeste görülmeyebilir.

Azelderm Krem Tüylenme Yapar Mı?

Birçok kişi Azelderm krem tüylenme yapar diye korku yaşamaktadır. Ancak Azelderm kremin tüylenme etkisi yoktur.

Azelderm Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Normal reçeteli bir kremdir. Bu nedenle reçetesiz olarak eczanelerden satın alınabilir.

Azelderm Krem Aile Hekimi Yazabilir Mi?

Azelderm krem aile hekimleri tarafından yazılabilmektedir.

Azelderm Krem Devlet (SGK) Karşılıyor Mu?

Azelderm krem SGK kapsamında değildir. Yani bu krem devlet tarafından karşılanmamaktadır.

Azelderm Krem Fiyatı Ne Kadar?

Azelderm Krem fiyati 165 TL’dir.

Azelderm Krem Muadili Kremler Hangileri?

Bazen bazı ilaçlar eczanelerde kalmayabilir. Azelderm krem muadili kremler hangileri öğrendiğiniz zaman bu kremleri Azelderm krem yerine kullanabilirsiniz. Azelderm kremi bulamadığınız zaman doktorunuza danışarak Zolenat, Convulex, Zoldria gibi kremleri kullanabilirsiniz.

Azelderm Krem Yan Etkileri Neler?

Birçok kremde olduğu gibi Azelderm krem yan etkileri neler araştırdığımızda kremin bazı yan etkilerinin olabileceğini görüyoruz. Kremin yan etkilerinin başında kızarıklık ve kaşıntı gelmektedir. Kaşıntı şiddetlendiği zaman mutlaka doktora gidilmelidir.

Azelderm Krem Kullananlar Yorumları Neler?

Azelderm krem kullananlar yorumları neler birçok kişiye ışık olmaktadır. Azelderm krem sivilce sorunu yaşayan kişilerde mucizevi bir etki yaratmaktadır. Bu durumu anlatan kullanıcılar, sivilce ve sivilce lekelerinden kurtulduklarını belirtmektedirler. Diğer tüm yorumları inceleyerek Krem hakkında önemli bilgilere sahip olabilirsiniz.

İlginizi Çekebilir

Albacort krem ne için, nasıl kullanılır? Vajinaya sürülür mü?

Çok yönlü bir cilt ürünü olan Albacort krem birçok cilt sorununda kullanılmaktadır. Temelde bir mantar kremi olan Albacort kremi düzenli olarak kullanmanız tavsiye edilmektedir.

Albacort Krem Nedir?

Ağır mantar hastalığı geçiren ve mucizevi bir kremle bu hastalığa şifa bulanları dinleyen kişiler Albacort krem nedir araştırmaya başlamaktadır. Yeşil – beyaz kutularda, 30 ve 15 gramlık formlar şeklinde satılan Albacort krem topikal antifungaller ilaç grubunda yer almaktadır. Cilt yüzeyine sürülerek kullanılan Albacort krem mantar, egzama, yanık ve pişik gibi birçok cilt sorununu tedavi etmektedir. Halk arasında mantar kremi olarak bilinse de, birçok hastalıkta kullanılmaktadır.

Albacort Krem Kortizonlu Mu?

Albacort kremi kullanacak olan hemen herkes Albacort kortizonlu mu öğrenmeye çalışmaktadır. Albacort krem kortizon içeren bir kremdir. Bu nedenle doktor tavsiyesi ile kullanılması gerektiği belirtilmektedir.

Albacort Krem Ne İşe Yarar?
Albacort Krem Ne İşe Yarar?

Albacort Krem Ne İşe Yarar?

Genelde mantar hastalıkları için kullanıldığından dolayı Albacort krem ne işe yarar bilinmemektedir. Albacort kremin genel olarak sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Atopik dermatit hastalığına iyi gelir.
  • Cilt mantarı, tırnak mantarı ve ayak mantarı sorunlarını tedavi eder.
  • Güneş yanığı ve pişikleri tedavi eder.
  • Vücudun çeşitli bölümlerinde oluşan mantar hastalığına iyi gelir.

Albacort Krem Ne İçin Kullanılır?

Albacort krem ne için kullanılır birçok cevapla açıklanabilir. Albacort krem öncelikle mantar hastalıklarına iyi gelen bir kremdir. Ağır egzamalı ve iltihaplı seyreden mantar hastalıklarında Albacort krem tavsiye edilmektedir. Bunun yanında pişik, güneş yanığı, arı sokması, böcek ısırması gibi birçok soruna da iyi gelmektedir.

Albacort Krem Nasıl Kullanılır?

Albacort krem nasıl kullanılır kişiye ve hastalığa göre değişiklik göstermektedir. Bu nedenle doktorunuzun reçetede belirttiği şekilde kullanmanız önerilmektedir. Ancak bir öneri yapılmadığı zaman prospektüste yazan bilgilere göre kremi kullanabilirsiniz. Kremden bir miktar alınarak rahatsız olan bölgeye masaj yapılarak sürülmelidir. Günde iki kez 12 saat ara ile kullanılmalıdır. İyileşme olduktan sonra iki hafta daha kortizon içermeyen mantar kremi kullanılması tavsiye edilir.

Albacort Pişik Kremi Bebeklerde Kullanımı Nasıldır?

Albacort pişik kremi olarak da kullanılabilir. Ancak kremin iki yaşın altındaki çocuklarda zorunlu olmadıkça kullanılması önerilmiyor.

Albacort Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Albacort kremin içeriği nedeni ile hamileliğin ilk üç ayında kullanılması önerilmez. Diğer aylarda ise doktor önerisi ve gözetimi ile kullanılması tavsiye edilir.

Albacort Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Emziren annelerin Albacort kremi göğsüne sürmemesi önerilmektedir. Albacort krem emzirme döneminde doktor izin verdiği zaman dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır.

Albacort Krem Etkisini Ne Zaman Gösterir?

Albacort krem etkisini ne zaman gösterir diye geniş çaplı bir araştırma yaptık. Albacort krem, yara üzerine sürüldükten 1 saat sonra etkisini göstermeye başlamaktadır. Kullanım süresi doktor tarafından belirlenmelidir. Kortizon içerdiği için çok uzun süre kullanılması önerilmez.

Albacort Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Albacort kremin kullanım alanı geniştir. Albacort krem, genital bölgede ve kasık bölgesinde mantar enfeksiyonunun başlangıcında ve ara tedavisinde kullanılabilir.

Albacort Krem Uçuk İçin Kullanılır Mı?

Albacort krem birçok cilt sorunu için kullanılmaktadır. Ancak uçuk için uygun bir tedavi aracı değildir.

Albacort Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?

Çeşitli cilt yaralarında kullanıldığı için Albacort krem pişik için kullanılır merak edilmektedir. Albacort pişik sorununu kısa sürede tedavi etmektedir. Kullanım süresi ve miktarı doktor tarafından belirlenmelidir. Ayrıca düzenli kullanım önemlidir.

Albacort Krem Yüze Sürülür Mü?

Albacort krem yüz bölgesinde oluşan cilt sorunları için yüze sürülebilir. Kortizonlu olduğu için uzun süre kullanılmaması tavsiye edilmektedir.

Albacort Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Albacort kremi vajina içinde de kullanabilirsiniz. Ancak vajinanın iç kısmına az miktarda ve dikkatle sürülmesi tavsiye edilmektedir.

Albacort Krem Lekelere İyi Gelir Mi?

Albacort krem lekeler için kullanılmaz. Sadece sivilce nedeni ile oluşan lekelerde kullanılmaktadır. Diğer lekeler için uygun kremi doktorunuzdan reçete etmesini isteyebilirsiniz.

Albacort Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Albacort krem iltihaplı sivilceleri tedavi etmektedir. Düzenli kullandığınız zaman etkisini kısa sürede göstermektedir.

Albacort Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Albacort krem normal reçeteli bir kremdir. Reçeteli ya da reçetesiz olarak satın alınabilir.

Albacort Krem Fiyatı Kaç Lira?

Albacort krem fiyatı 55 TL ‘dir. Eczanelerden reçetesiz satın alabilirsiniz.

Albacort Krem Muadili Kremler Hangileri?

Albacort krem muadili kremler hangileri bilinmesi tavsiye edilmektedir. Albacort kremi bulamadığınız zaman aynı etken maddeye sahip muadil kremleri doktorunuzun bilgisi dahilinde kullanabilirsiniz. Albacort krem muadili kremler şunlardır:

Albacort Krem Yan Etkileri Neler?

Her kremin ufak da olsa yan etkileri vardır. Özellikle alerjik yapıya sahip kişilerde bu yan etkiler daha sık görülmektedir. Albacort krem yan etkileri neler araştırdığımızda ciddi yan etkiler olmadığını görüyoruz. Albacort kremin az görülen olası yan etkileri kaşıntı, yanma, kıl kökü iltihabı, kıllanmadır.

Albacort Krem Kullananlar Yorumları Neler?

Albacort krem kullananlar yorumları ile diğer hastalara yardımcı olmaktadır. Albacort kullanan kişiler, kremin kısa zamanda iyi geldiğini belirtmektedir. Yan etkileri çok görülmeyen Albacort kremden genel olarak memnuniyet duyulmaktadır.

İlginizi Çekebilir:

8 adımda sağlıklı ve konforlu bir gebelik dönemi

Gebelik döneminde dikkat edilmesi gereken önemli hususlar vardır. Anne adaylarının daha konforlu bir gebelik dönemi geçirebilmesi için hazırladığımız bu önerilere gerekli önemi vermeleri gerekir. Bu süreçte yaşam tarzı değişiklikleri yapılması gerekirken aynı zamanda sağlıklı beslenme kurallarına uyulması büyük bir önem taşır.

1- Kilo Alımı Kontrolü

Gebelik döneminde kilo kontrolünün sağlanması gerekir. Normal kiloya sahip kişilerin ortalama 10 kilo kadar alması normaldir. Düşük kilo ağırlığı ile gebe olan anne adayları için en yüksek değer 15 ila 20 kilo arasıdır. Aşırı kilolu olanların ise ortalama 8 kilo kadar alması yeterlidir.

2- Bulantı Önleyici Önlemler

Gebeliğin özellikle ilk 3 ayında bulantı ve kusma gibi problemler ortaya çıkabilir. Beslenme düzeninize ekleyebileceğiniz gıdalar sayesinde bulantıları önleyebilirsiniz. Çay ve kahve tüketimini azaltmanız, geceleri hafif proteinli beslenmeniz destekleyici olabilir.

3- Düzenli Egzersiz

Gebeliğin son aylarına doğru yorucu olmayacak ortalama 30 dakikalık hafif egzersizler yapılması gerekir. Yorucu fiziksel egzersizlerden ve uzun süre ayakta kalmaktan uzak durulması gerekir.

4- Hareketsiz Kalmayın

Uzun süre oturur pozisyonda vakit geçirmemelisiniz. Günde ortalama 6 saatlik yolculuğun üzerinde oturarak seyahat edilmemelidir. Her iki saatte bir mola verilmesi kan dolaşımının hızlandırılması için gereklidir.

5- Sigara Kullanılmamalı

Sigara kan akışını azaltarak bebekte gelişim geriliğine sebep olabilir. Alkol tüketildiği zamanlarda bebekte fiziksel ve ruhsal bozukluklar oluşabilir. Bu sebeple, zararlı alışkanlıkların tamamından uzak durulması gerekir.

6- İlaç Kullanımına Dikkat Edilmeli

Özellikle gebeliğin ilk üç aylık sürecinde doktor önerisi dışında ilaç alınmaması önemlidir. Zorunlu olmadığı ve doktor tarafından tavsiye edilmediği süre boyunca gereksiz ilaç alınmamalıdır.

7- Diş Eti ve Burun Kanamaları için Önlem Alınmalı

Hormonların etkisiyle mide ve yemek borusu kaslarında gevşeme ortaya çıkabilir. Bu sorunların giderilebilmesi adına diyet değişikliği gerekebilir. Yemek sonrası dişler fırçalanmalı ve diş etlerinde iltihap oluşursa doktora gidilmelidir.

8- Lifli Gıdalar Tüketilmeli

Gebelikte bağırsak hareketleri yavaşlayabilir. Bu durum kabızlık ve hemoroid gibi problemlere yol açabilir. Dolayısıyla hamilelik sürecinde bol lifli gıdalar tüketilmesi ve sıvı alımına gösterilmesi, özellikle de gebelik belirtileri başladıktan sonra dikkate alınmalıdır.

Aklovir krem vajinaya, dudağa sürülür mü, ne işe yarar?

Etken maddesi Asiklovir olan Aklovir kremin kullanımı oldukça önemlidir. Doktorun önerdiği şekilde kullanıldığı zaman etkisini kısa zaman içerisinde gösteren Aklovir krem eczanelerden satın alınabilmektedir.

Aklovir Krem Nedir?

Sinir bozan uçuklar herkesin başına gelebilmektedir. Uçuk sorunu yaşayan kişiler için Aklovir Krem nedir açıklamak istiyoruz. Etken maddesi sayesinde uçuklara neden olan herpes simpleks virüsünün büyümesini engelleyen Aklovir krem yüzde, dudakta ve genital bölgede oluşan uçukları tedavi etmektedir. Aklovir kremin içeriğinde Asiklovir, poloksamer, sodyum ve mineral yağ bulunmaktadır. Bu etken maddelere karşı alerjisi olan kişilerin kremi kullanmadan önce doktoruna danışmaları tavsiye edilmektedir.

Uçuklar bulaşıcı olduğu için başka kişilere kolay bir şekilde bulaşarak yayılmaktadır. Aklovir krem uçuk tedavisinde etkilidir ancak bazen uçukların yayılmasına engel olamayabiliyor. Bu nedenle uçuk tedavisi görürken başka kişiler ile yakın temas kurmamanız tavsiye edilmektedir.

aklovir krem vajinaya dudaga surulur mu ne ise yarar sha 1 Aklovir krem vajinaya, dudağa sürülür mü, ne işe yarar?

Aklovir Krem Ne İçin Kullanılır?

Son günlerde kullanım oranı arttığı için Aklovir Krem ne için kullanılır merak konusu olmuştur. Topikal antiviral ilaçlar grubunun bir üyesi olan Aklovir Krem etkili olması ile ön plandadır. Beyaz mavi renkli kutuda ve tüpte satılan bu kremi reçeteli ya da reçetesiz olarak satın alabilirsiniz.

Aklovir Krem dudakta ve yüzde oluşan uçuklar için kullanılmaktadır. Genital herpes salgınlarına da iyi gelen aklovir kremi genital uçuklar için de kullanabilirsiniz. Kullanım şeklini doktora danışmanız gerekmektedir.

Aklovir Krem Ne İşe Yarıyor?

Etkisini kısa sürede gösteren Aklovir Krem temelde uçukların ilerlemesini durdumayı hedeflemektedir. Aklovir krem ne işe yarıyor merak ediyorsanız genel olarak faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Uçuk virüsü ile savaşarak bu virüsün yayılmasını engeller.
  • Genital siğil tedavisinde etkilidir.
  • Burun ve dudak çevresindeki uçuklara iyi gelir.
  • Herpes simpleks virüsünü öldürür.
  • Siğillerin kitleye dönüşmesine engel olur.

Aklovir Krem Nasıl Kullanılır?

Aklovir Krem ile alakalı Aklovir Krem nasıl kullanılır konusuna dikkat edilmelidir. Aklovir kremin nasıl kullanılacağı ilk olarak doktora danışılmalıdır. Ancak doktor tarafından bir öneri almadığınız zaman kremin prospektüsünde yer alan yönlendirmelere dikkat edebilirsiniz. Aklovir kremin 4 er saat ara ile günde 5 kere kullanılması tavsiye edilmektedir. Burun ve dudak etrafındaki uçuklar için tedavi süresi 4 gündür. Genital uçuklar için tedavi süresi en az 5 gündür. Eğer iyileşme olmaz ise tedaviye 10 gün devam edilebilir.

Aklovir Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Bazı ilaçlar emzirme döneminde kullanıldığı zaman süt yolu ile bebeğe geçmektedir. Bu durumda bebeğin sağlığı riske girmektedir. Aklovir Krem emziren anneler kullanabilir mi öğrenerek bu riski ortadan kaldırabilirsiniz. Aklovir kremin etken maddesinin emzirme döneminde kullanılmasının bir etkisi olup olmadığı üzerine araştırma yapılmıştır. Etken maddenin Krem formu kullanıldığı zaman emzirme döneminde bebeğe çok az miktarda geçtiği görülmektedir. Bu miktarın bebek üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi yoktur. Doktorunuza danışarak bu kremi emzirme döneminde kullanabilirsiniz.

Aklovir Krem Gebelikte Kullanılır Mı?

Yapılan araştırmalar, Aklovir kremin gebelik döneminde anne ya da bebek üzerinde olumsuz bir etkisi olmadığını göstermiştir. Bu nedenle doktor izin verdiği zaman hamilelik döneminde Aklovir kremi kullanabilirsiniz.

Aklovir Krem Bebeklerde Kullanılır Mı?

Aklovir Krem yetişkinlerde ve çocuklarda kullanılmaktadır. Ancak kremin 12 yaş altındaki çocuklarda kullanılmaması tavsiye edilmektedir.

Aklovir Krem Sivilce İçin Kullanılır Mı?

Temelde uçuk ve siğil tedavisinde kullanılan Aklovir Krem sivilce için kullanılır araştırdık. Mikrobik yaraları ve virüs kaynaklı hastalıkları iyileştiren Aklovir kremin sivilce üzerinde etkisi yoktur.

Aklovir Krem Genital Mantar İçin Kullanılır Mı?

Aklovir Krem genital bölgede olusan uçuğa iyi gelmektedir. Ancak genital mantar için etkisi yoktur.

Aklovir Krem Aft İçin Kullanılır Mı?

Aklovir Krem ile ilgili birçok soru merak edilmektedir. Aklovir Krem aft için kullanılır sorusuna üzülerek hayır yanıtını veriyoruz. Birçok kişide görülen ağrılı aftlar için uygun kremi doktorunuza yazdırabilirsiniz.

Aklovir Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?

Aklovir kremin pişik üzerinde bir etkisi yoktur. Pişik için doktorunuzdan uygun kremi talep edebilirsiniz.

Aklovir Krem Arpacık İçin Kullanılır Mı?

Aklovir kremin prospektüsü incelendiğinde, bu kremin arpacık hastalığına iyi geldiğine dair bir bilgi olmadığı görülmektedir.

Aklovir Krem Dudağa, Dudak İçine Sürülür Mü?

Aklovir Krem dudakta oluşan uçukların tedavisinde dudağa sürülerek güvenle kullanılabilir. Ancak dudak içine sürülmesi tavsiye edilmemektedir.

Aklovir Krem Ağız İçine Sürülür Mü?

Aklovir Krem ağız içine sürülür sorusu bir önceki soruyla hemen hemen aynıdır. Aklovir Krem dudakta oluşan uçuğa sürülebilir. Fakat ağız içine sürülmemelidir.

Aklovir Krem Açık Yaraya Sürülür Mü?

Aklovir Krem açık yaralara sürülmemelidir. Direkt olarak sorunlu bölgeye ince bir tabaka halinde sürülebilir.

Aklovir Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Kadınlar tarafından Aklovir Krem Vajinaya sürülür araştırılmaktadır. Aklovir Krem vajina içine ve anüs bölgesine sürülmez.

Aklovir Krem Genital Bölgeye Sürülür Mü?

Vajinada kullanılmayan Aklovir Krem genital bölge uçukları için kullanılmaktadır. Düzenli kullandığı zaman kısa sürede etkisini göstermektedir.

Aklovir Krem Ağız İçine Sürülür Mü?

Aklovir Krem asla ağız içine sürülmemelidir. Yalnızca dudak kenarında oluşan uçuklar için dudak çevresine sürülebilir.

Aklovir Krem Burun İçine Sürülür Mü?

Bazı kişilerde burun çevresinde de uçuk görülmektedir. Bu nedenle Aklovir Krem burun içine sürülür merak edilmektedir. Aklovir kremi burun çevresinde oluşan uçuklar için kullanabilirsiniz. Kullanım sıklığı ve şeklini doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir.

Aklovir Krem Dudağa Sürülür Mü?

Aklovir krem dudak çevresinde oluşan uçuklar için dudağa sürülebilir.

Aklovir Krem Göze Sürülür Mü?

Aklovir Krem kesinlikle göze sürülmez. Yanlışlıkla gözle temas etmesi halinde gözler bol su ile durulanmalıdır.

Aklovir Krem İltihaba İyi Gelir Mi?

Aklovir krem zona denilen sinir iltihabına bağlı hastalık için kullanılmaktadır. Direkt olarak iltihap kremi değildir. Ancak iltihabın neden olduğu bazı hastalıklara iyi gelmektedir.

Aklovir Krem Kaşıntıya İyi Gelir Mi?

Vücudun çeşitli bölgelerinde oluşan uçuklar kaşıntı ve kızarıklığa neden olmaktadır. Aklovir Krem kısa sürede kaşıntı ve kızarıklığa iyi gelmektedir. Ancak düzenli kullanım çok önemlidir.

Aklovir Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Aklovir Krem bir uçuk kremidir. Bu nedenle egzama tedavisinde etkili değildir.

Aklovir Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Aklovir Krem, etken maddesi sayesinde herpes virüsünün neden olduğu uçukları tedavi etmektedir. Aklovir krem uçuğa iyi gelen bir kremdir.

Aklovir Krem Basura İyi Gelir Mi?

Basur yani hemoroid birçok kişide görülen ağrılı bir hastalıktır. Aklovir krem uçuk tedavisinde kullanılmaktadır. Basur tedavisinde Aklovir kremin etkisi yoktur.

Aklovir Krem Devlet Karşılıyor Mu?

Aklovir Krem SGK ödeme kapsamındadır. Bu kremi doktorunuza reçete ettirdiğiniz zaman ücreti ödenmektedir.

Aklovir Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Aklovir Krem normal reçeteli bir kremdir. Reçeteli ya da reçetesiz bir şekilde eczaneden satın alınabilir.

Aklovir Krem Muadili Kremler Hangileri?

Aklovir krem muadili kremler hangileri diye bir araştırma yaptık. Aklovir kremi bulamadığınız zaman Zovirax, Virosil, Virupus gibi kremleri kullanabilirsiniz. Ancak bu konuda doktorunuza ya da eczacınıza danışmanız iyi olacaktır.

Aklovir Krem Fiyatı Ne Kadar?

Aklovir Krem fiyatı 41 TL’dir.

Aklovir Krem Yan Etkileri Neler?

Aklovir kremin özellikle alerjisi olan kişilerde ciddi yan etkileri olabilir. Kurdeşen, döküntü, kaşıntı ve nefes almada güçlük gibi yan etkiler görüldüğü zaman mutlaka bir doktora gidilmelidir.

Aklovir Krem Kullananlar ve Yorumları Neler?

Aklovir krem kullananlar ve yorumları neler önemlidir. Aklovir Krem kullanan kişilerin yorumları incelediği zaman Krem hakkında önemli bilgiler edinilmektedir. Kremin etkisini kısa sürede gösterdiğini belirten kullanıcılar, yan etkileri yaşamadıklarını söylemektedir. Kremin etken maddesine karşı alerjisi olan kişilerde görülen yan etkiler ise krem kullanımı durdurulduğu zaman geçmektedir.

İlginizi Çekebilir:

Aknefloks krem nasıl kullanılır, yüzde ne kadar kalmalı?

Son dönemlerin en popüler kremleri arasında yer alan Aknefloks krem, özellikle ergenlik döneminde ortaya çıkan sivilceler için kalkan görevi üstlenmektedir. Sizlerde sivilceleriniz için Aknefloks kremi kullanmak istiyor ancak nasıl kullanacağınızı bilmiyorsanız, sizlere özel hazırladığımız bu içeriği okuyabilirsiniz.

Aknefloks Krem Nedir?

Sivilcelerin tedavisinde çok etkili olduğu duyulduğu için birçok kişi Aknefloks Krem nedir öğrenmek istemektedir. Aknefloks kremin etken maddesi Nadi floksasindir. Yalnızca eczanelerden satın alınabilen bu krem, bakterilerin ortaya çıkardığı iltihaplı cilt sorunlarını tedavi etmektedir. Antibiyotik etkisi bulunan kremin kesinlikle doktor önerisi ile kullanılması önerilmektedir.

Özellikle buluğ çağındaki gençlerde, değişen hormonlar sebebi ile iltihaplı sivilceler görülmektedir. Gençlerin psikolojisini etkileyen bu durum için en etkili ilaç Aknefloks kremdir. Kremin kullanımına dikkat ederek kısa sürede faydasını görmek mümkündür.

Aknefloks Krem Antibiyotik Mi?

Aknefloks kremin kullanımı yaygın olmakla beraber Aknefloks krem Antibiyotik mi merak edilmektedir. Aknefloks kremin içeriğinde antibiyotik etkili etken maddeler bulunmaktadır. Bu sayede iltihaplı sivilceleri tedavi etmektedir.

Aknefloks Krem Kortizonlu Mu?

Aknefloks kremin kortizonlu olduğu düşünülmektedir. Ancak antibiyotik olan bu krem kortizonlu değildir.

Aknefloks Krem Ne İçin Kullanılır?

Topikal bir ilaç olan Aknefloks Krem, genelde sivilce tedavisinde kullanılsa da Aknefloks Krem ne için kullanılır detaylı araştırılmaktadır. Aknefloks Krem, bakteriler nedeni ile ortaya çıkan cilt enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılmaktadır. Etken maddesi sayesinde sivilcelere neden olan bakterileri öldüren Aknefloks Krem özellikle ergenlik döneminde daha sık kullanılmaktadır.

Aknefloks Krem Ne İşe Yarar?
Aknefloks Krem Ne İşe Yarar?

Aknefloks Krem Ne İşe Yarar?

Aknefloks krem ne işe yarar sıklıkla araştırılmaktadır. Aknefloks krem temelde bir sivilce kremi olarak kullanılmaktadır. Ancak kremin genel anlamda sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Aknelere ve sivilcelere sebep olan bakterileri öldürür.
  • Siyah nokta, kızarıklık ve cilt hassasiyetine iyi gelir.
  • Sivilceler dışında kıl kökü iltihabı, çıban ve atopik dermatit sorunlarını tedavi eder.

Aknefloks Krem Nasıl Kullanılır?

Özellikle sivilce sorunu ile uğraşan kişiler için Aknefloks Krem nasıl kullanılır çok önemlidir. Sivilcelere kısa sürede etki eden bu kremin düzenli ve doğru kullanımı çok önemlidir. Bu nedenle doktor önerisiyle kullanılmasına dikkat edilmelidir. Aknefloks kremin sabah ve akşam olarak günde iki kere kullanılması tavsiye edilmektedir.

Sorunlu bölge ve eller yıkanarak temizlenmelidir. Krem önerilen miktarda alınarak cilde ince bir tabaka halinde sürülmelidir. Kremin doğal tedavi süresi iki aydır. İlk günlerde olumlu sonuç almış olsanız bile kremi kullanmaya devam etmeniz tavsiye edilmektedir.

Aknefloks Krem Ne Zaman Kullanılmalı?

Aknefloks kremin sabah ve akşam kullanılması önerilmektedir. Ancak rahatsızlığın durumuna göre doktorunuz farklı zamanlarda kullanmayı tavsiye edebilir. Krem kullanıldıktan sonra güneşe çıkılmamalıdır.

Aknefloks Krem Sürdükten Sonra Yıkanır Mı?

Birçok kişi Aknefloks krem sürdükten sonra yıkanır bilmiyor. Aknefloks krem sürdükten sonra yıkanmaz. Kremin en az iki saat ciltte kalması gerekmektedir.

Aknefloks Krem Yüzde Ne Kadar Kalmalı?

Aknefloks kremin etkisini görmek için bazı püf noktalara dikkat edilmelidir. Aknefloks krem yüze sürüldükten sonra en az iki saat kadar yüzde kalmalıdır. Ayrıca Krem sonrasında güneşe çıkmamaya özen gösterilmelidir.

Aknefloks Krem Etkisini Ne Zaman Gösterir?

Aknefloks kremin tedavi süresi ortalama 8 haftadır. Ancak Krem etkisini bir ay içerisinde göstermeye başlayacaktır. Bu durum kişiye ve sorunlu bölgenin genişliğine göre değişiklik gösterebilir.

Aknefloks Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Aknefloks krem emziren anneler kullanabilir mi dikkat edilmelidir. Aknefloks kremin emzirme döneminde kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Emzirme döneminde kremi kesinlikle göğüslerinize sürmeyiniz. Bu konuda doktorunuza mutlaka danışmalısınız.

Aknefloks Krem Hamilelikte (Gebelik) Kullanılır Mı?

Doktor kontrolü olmadan ve doktor onay vermeden Aknefloks krem hamilelikte kullanılmamalıdır.

Aknefloks Krem Nereye Sürülür?

Aknefloks krem nereye sürülür emin olmak önemlidir. Çünkü gözlerde ve ağız içinde bu krem kesinlikle kullanılmamalıdır. Aknefloks krem cilde uygulanan bir kremdir. Sivilcelerin olduğu bölgelere sürülebilir.

Aknefloks Krem Yüze Sürülür Mü?

Aknefloks krem yüze sürülür birçok kişi merak etmektedir. Bu kremi yüzde oluşan sivilcelerde kullanabilirsiniz. Kullanım sıklığı konusunda doktorunuzun önerisi ön planda olmalıdır.

Aknefloks Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Bazen vajina bölgesinde bakterilerin etkisi ile çeşitli sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu durumda Aknefloks krem Vajinaya sürülür gündeme gelmektedir. Aknefloks krem vajinada kullanılmamalıdır.

Aknefloks Krem Genital Bölgeye Sürülür Mü?

Vajinal bölgede kullanılamayan Aknefloks krem genital bölgeye sürülebilir. Kullanım önerisine dikkat edildiği zaman kısa sürede faydası görülecektir.

Aknefloks Krem Lekelere İyi Gelir Mi?

Sivilceleri tedavi eden Aknefloks krem lekelere iyi gelir mi diye bir araştırma yaptık. Aknefloks krem direkt olarak bir leke kremi değildir. Ancak sivilcelerin neden olduğu lekeleri tedavi etmekte etkilidir.

Aknefloks Krem Sivilce İzine İyi Gelir Mi?

Aknefloks krem bir leke kremi değildir. Fakat düzenli kullanıldığı zaman sivilce izlerine iyi gelmektedir.

Aknefloks Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Aknefloks krem sivilce kremidir. Bu kremin uçuk tedavisinde herhangi bir olumlu etkisi yoktur.

Aknefloks Krem Sivilce Kusturur Mu?

Birçok kremde olduğu gibi Aknefloks krem sivilce kusturur mu merak konusudur. Öncelikle sivilce kusturmak nedir anlatmak istiyoruz. Bazı kremler kullanıldığı zaman ilk olarak cilt altındaki sivilcelerin ortaya çıkarak ciltte daha çok görülmesine sebep olmaktadır. Daha sonra bu sivilceleri kurutarak yok etmektedir. Bu duruma ilacın sivilce kusturması denir. Aknefloks krem sivilce kusturan bir kremdir. Aknefloks kremi kullandıktan sonra ilk etapta sivilceleriniz artacaktır. Korkmadan kreme devam etmeniz tavsiye edilmektedir.

Aknefloks Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Aknefloks krem reçeteli ve reçetesiz olarak satılmaktadır. Ancak bu kremin kesinlikle reçeteli kullanılması tavsiye edilmektedir. Krem içerisindeki etken maddelere duyarlı olan kişilerde ciddi yan etkiler olabilir. Bu nedenle doktor gözetiminde kullanılmalıdır.

Aknefloks Krem Muadili Kremler Hangileri?

Aknefloks muadili kremler hangileri diye araştırma yaptığımızda birkaç önemli kremin Aknefloks ile aynı etkiyi gösterdiğini tespit ettik. Aknefloks Krem bulunamadığı zaman Magnis Krem ve Nadacne Krem kullanılabilir.

Aknefloks Krem Fiyatı Ne Kadar?

Aknefloks Krem fiyatı eczanelerde 85 TL’dir.

Aknefloks Krem Yan Etkileri Neler?

Her kremin belli etkileri bulunmaktadır. Aknefloks krem de bazı yan etkiler gösterebilir. Özellikle cildi hassas olan ve kremin etken maddesine karşı alerjisi bulunan kişilerde yan etkiler daha fazla görülmektedir. Aknefloks kremin yan etkileri karın ağrısı, kurdeşen, nefes almada zorluk, boğazda ve dudaklarda şişlik şeklinde görülebilir.

Aknefloks Krem Kullananlar ve Yorumları Neler?

Aknefloks krem kullanan kişiler, ilk etapta yüz bölgesinde sivilcelerin arttığını belirtmişlerdir. Bu durumdan korkan kişi sayısı az değildir. Ancak Aknefloks krem, düzenli kullanıldığı zaman bir ay içerisinde etkisini göstermeye başlamaktadır. Kullanıcılar kısa sürede artan sivilcelerin azaldığını belirtmişlerdir. Cildi hassas olan kişilerde yan etkiler ortaya çıktığı yorumlardan anlaşılmaktadır. Ancak krem kullanımı kesildiği zaman yan etkiler de ortadan kalkmıştır. Aknefloks krem ile ilgili yorumlar genelde olumludur.

İlginizi Çekebilir:

Acly krem uçuğa, sivilceye iyi gelir mi? Ne işe yarar?

Birçok kişide virüse bağlı olarak dudaklarda veya yüzde uçuk tarzı yaralar oluşmaktadır. Acly krem, bu yaralara neden olan virüsleri yok etmektedir. Kısa sürede etkisini gösteren Acly kremin düzenli kullanımı çok önemlidir.

Acyl Krem Nedir?

Etken maddesi Asiklovir olan Acly krem nedir diye araştırma yaptığımızda önemli bilgilere ulaştık. Sentetik nükleozid analogları ilaç sınıfında olan Acly krem antiviral bir özelliğe sahiptir. Bu sayede herpes virüsünün vücutta yayılmasını engellemektir.

Topikal özelliğe sahip olan Acly krem yalnızca cilt için kullanılmaktadır. Normal reçeteli bir krem olduğu için eczanelerden reçetesiz olarak satın alınabilir. Kremi kullanmadan önce kremin içeriğindeki etken maddelere karşı alerjiniz olup olmadığını tespit etmeniz önemlidir.

Acyl Krem Ne İçin Kullanılır?

Bazı cilt enfeksiyonlarını tedavi ettiği bilinen Acly krem ne için kullanılır detaylı olarak bilmekte fayda vardır. Acly krem uçuk tedavisi için doktorlar tarafından reçete edilen bir kremdir. Antiviral özelliğe sahip olduğu için virüsler sebebi ile ortaya çıkan uçuklara iyi gelmektedir. Uçukların büyümesine engel olan Acly krem bu sayede uçukların etrafa yayılmasının önüne geçmiş olur.

Acyl Krem Ne İşe Yarar?
Acyl Krem Ne İşe Yarar?

Acyl Krem Ne İşe Yarar?

Uçuk tedavisinde etkili olan Acly krem ne işe yarar kısaca yukarıda bahsetmiştik. Uçuğa neden olan virüsleri yok eden Acly kremin faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Herpes simpleks virüsünü yok eder.
  • Zona virüsünü tedavi eder.
  • Genital herpes sorununa iyi gelir.
  • Uçukların büyümesine ve yayılmasına engel olur.

Acyl Krem Nasıl Kullanılır?

Kısa sürede etkilerinden faydalanmak için Acly krem nasıl kullanılır iyi bir şekilde öğrenmeniz gerekmektedir. Acly kremin kullanımına hastalığın durumuna göre doktor karar vermelidir. Ancak doktordan bir öneri almadığınız zaman kremin prospektüsünde yer alan yönlendirmeleri uygulayabilirsiniz. Acly kremin günde beş defa dörder saat ara ile uygulanması tavsiye edilmektedir.

Acyl Krem Bebeklerde Kullanımı Nasıldır?

Acly krem bebeklerde kullanılmamalıdır.

 Acyl Krem Hamilelikte Kullanımı Nasıldır?

Acly kremin hamilelik döneminde kullanılmasının bebeğe etkileri olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Bu nedenle kremin hamilelikte kullanılması tavsiye edilmez. Bu konuda doktorunuza danışmanız daha doğru olacaktır.

Acyl Krem Genital Uçuk (Genital Herpes) İçin Kullanılır Mı?

Acly kremin faydaları arasında genital herpes denilen genital uçuğu tedavi etmesi de bulunmaktadır. Bu kremi genital uçuk için kullanabilirsiniz.

Acyl Krem Ağız İçine Sürülür Mü?

Birçok kişi Acly krem ağız içine sürülür araştırmaktadır. Çünkü virüslere bağlı yaralar ağız içinde de çıkmaktadır. Ancak Acly krem kesinlikle ağız içine sürülmemelidir.

Acyl Krem Genital Bölgeye Sürülür Mü?

Acly krem dudak, yüz ve genital bölgede oluşan uçukların tedavisinde kullanılmaktadır. Etkili bir krem Acly kremi genital bölgede doktorun tavsiyesine göre kullanabilirsiniz.

Acyl Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Acly krem virüsleri öldürmekte etkilidir. Ancak bu krem sivilceleri tedavi etmez. Bu nedenle sivilce tedavisinde kullanılmamalıdır.

Acyl Krem Uçuğa İyi Gelir Mi?

Acly krem içerisinde bulunan etken maddeler sayesinde uçuğa iyi gelmektedir. Uçuğa neden olan virüslerin yayılmasını engelleyen Acly krem, uçuğun yayılmasını da engellemektir.

Acyl Krem Yanığa İyi Gelir Mi?

Acly krem Yanığa iyi gelir mi araştırdık. Kremin prospektüsünde böyle bir bilgi yok. Ancak bazen doktorlar tarafından yanık için de reçete edilmektedir. Bu nedenle doktora danışmadan yanık için kullanılmamalıdır.

Acyl Krem Mantara İyi Gelir Mi?

Uçuk virüsünü tedavi eden Acly krem mantara iyi gelmez. Bu nedenle mantar için kullanılmamalıdır.

Acyl Krem Fiyatı Ne Kadar?

Acly krem güncel fiyatı 45 TL olarak belirlenmiştir.

Acyl Krem Muadili Kremler Hangileri?

Acly krem muadili kremler hangileri öğrenmek önemlidir. Acly kreme ulaşılamadığı zaman aynı faydayı sağlayan diğer kremler kullanılabilir. Bu kremler

  • Asiviral
  • Aklovir
  • Virupus ve
  • Virosil olarak sıralanabilir.

Acyl Krem Yan Etkileri Neler?

Acly krem yan etkileri görülmesi mümkündür. Ancak genelde etken maddelere karşı alerjisi olan kişilerde yan etkiler görülmektedir. Acly kremin olası yan etkileri arasında kaşıntı, döküntü, kurdeşen ve nefes almada zorluk yer almaktadır.

Acyl Krem Kullananlar Yorumları Neler?

Acly krem kullananların yorumları neler bu kremi kullanacak kişiler için merak konusudur. Kremi kullanmaya çekinen kişiler bu yorumlar sayesinde rahatlamak istemektedir. Acly kremi kullanan kişiler, yaşadıkları sorundan kısa sürede kurtulduklarını belirtmektedirler. Genelde yan etkilerden çekinen kişilerin sayısı fazladır. Ancak yan etkiler alerjisi olan kişilerde görülmektedir.

İlginizi Çekebilir:

Anadolu Sigorta Tamamlayıcı Sağlık Sigortası Özellikleri

Tamamlayıcı sağlık sigortası, sağlığını korumak isteyen herkesin merak ettiği konulardan biridir. Kendini ve geleceğini tam bir güvence altına almak için etkili bir çözüm olan tamamlayıcı sağlık sigortası sayesinde genel sağlık sigortası bulunan kişiler SGK anlaşmalı özel sağlık kurumlarında ücretsiz bir şekilde muayene olabilir. SGK’nin bir kısmını karşıladığı muayene, tetkik ve tedavi masraflarından sonra kalan kısım tamamlayıcı sağlık sigortası ile ödenir.

Anadolu tamamlayıcı sağlık sigortası ile siz de SGK anlaşmalı özel hastanelerde doktor seçiminizi özgürce yaparak sağlık hizmetlerinden faydalanabilirsiniz. SGK’li çalışanlar ve aile bireyleri, poliçelerinde bulunan ayakta ve yatarak tedavi teminatları kapsamında birçok sağlık hizmeti alabilir. Bunların yanı sıra poliçenize farklı teminatlar da ekleterek sigortanızın kapsamını genişletme imkânına sahip olursunuz.

Anadolu Sigorta, tamamlayıcı sağlık sigortasında size yatarak tedavi teminatı ile yatarak ve ayakta tedavi teminatının birlikte yer aldığı iki farklı poliçe seçeneği sunar. Bu teminatlarla birlikte dilerseniz feri kaza, doğum, tüp bebek ya da deprem teminatlarını da poliçenize ekletebilirsiniz. Böylece sağlığınızı tam koruma altına alabilirsiniz.

Anadolu Tamamlayıcı Sağlık Sigortasında Hangi Teminatlar Bulunur?

Ayakta tedavi teminatı, Anadolu tamamlayıcı sağlık sigortasında yararlanabileceğiniz bir hizmettir. Bu teminat kapsamında doktor muayenesi, tetkik ve tanı giderleri karşılanır. Ancak bu teminatla ilgili bilinmesi gereken nokta, yalnızca yatarak tedavi teminatı ile birlikte poliçeye eklenebildiğidir. Buna ek olarak standart poliçede yatarak tedavi limiti sınırsızkenayakta tedavi yılda 9 kere ile sınırlıdır.

Yatarak tedavi teminatı, tamamlayıcı sağlık sigortası kapsamında sunulur. Küçük müdahaleler, ameliyat, yoğun bakım, oda, yemek, refakatçi, kemoterapi, radyoterapi ve diyaliz hizmetleri aldığınızda SGK ödemesinden sonra kalan ödemelerbu teminat sayesinde karşılanır.

Anadolu tamamlayıcı sağlık sigortasında yatarak ve ayakta tedavi teminatları dışında farklı sağlık hizmetleri de alabilirsiniz. Evde bakım, suni uzuv ve yardımcı tıbbi malzeme, ambulans ve tıbbi müdahale, canlı ve görüntülü sağlık danışmanlığı yararlanılabilecek hizmetler arasında yer alır. Ayrıca 14 yaş ve üzeri sigortalılar için check-up hizmeti de bulunur. Bu teminatlardan faydalanmanız için gerekenler ve sınırları poliçenizde belirtilir.

Anadolu Sigorta’da ek primler ödeyerek poliçeye dahil edebileceğiniz teminatlar da bulunur. Doğum teminatı bunlardan ilkidir. Bu teminattan faydalanabilmek için herhangi bir bekleme süresi gerekmez. Doğum teminatının yanı sıra poliçenize tüp bebek teminatı da ekletebilirsiniz. Bu teminat sayesinde tüp bebek ile ilgili tüm giderler ödenir. Bunların yanı sıra deprem teminatı ya da ferdi kaza teminatını da tamamlayıcı sağlık sigortanızla birlikte alabilirsiniz.

Siz de hem sağlığınızı hem de bütçenizi korumak adına Anadolu Sigorta’dan tamamlayıcı sağlık sigortası satın alabilirsiniz. Ek teminatları inceleyerek ihtiyaçlarınıza göre poliçenize ekletebilir, böylece tam bir koruma sağlayabilirsiniz. Bütçenize uygun primler ödeyeceğiniz tamamlayıcı sağlık sigortası paketleri için Anadolu Sigorta’dan teklif alabilirsiniz.

Anadolu Tamamlayıcı Sağlık Sigortasından Kimler Faydalanabilir?

SGK anlaşmalı özel sağlık kurumlarında herhangi bir ek ücret ödemeden hizmet almanıza olanak tanıyan tamamlayıcı sağlık sigortasını yaptırmak için bazı sınırlar bulunur. Bunlardan ilki SGK şartıdır. 65 yaşından küçük ve SGK’li olan herkes, Anadolu tamamlayıcı sağlık sigortası yaptırabilir. Bununla birlikte Anadolu Sigorta’dan 64 yaşına kadar tamamlayıcı sağlık sigortası yenileme garantisi kazanan kişiler daha sonra ek bir prim ödemeden poliçesini yenileyebilir. 17 dahil olmak üzere 0 ila 17 yaş arasındaki çocuklar, ebeveynleri olmaksızın ek primler ile tek başına sigortalanabilir.

Hemoroidi önlemenin ve tedavi etmenin doğal yolları

Hemoroid terimi, anüs içindeki ve çevresindeki damarların iltihaplanmasını ifade eder. Yumru haline gelen damarlar atıkların vücuttan atılmasını engellerler. Hemoroid sorununa anüste ağrı ve bazı durumlarda bağırsaklarda kanama eşlik eder. Ayrıca otururken rahatsızlık hissedebilirsiniz. Genellikle 40 yaşına ulaşan kişilerde iltihaplanma başlar. Proktolog resmi bir teşhis yapar ve tedavi yöntemini belirler.

Hemoroid Neden Olur?
Hemoroid Neden Olur?

Hemoroid Neden Olur?

  • Kötü beslenme
  • Genetik faktörler
  • Hareketsiz yaşam tarzı
  • Kronik kabızlık veya ishal, anüs içindeki ve çevresindeki damar duvarlarında artan baskıya neden olabilir.
  • Gebelik
  • Obezite

Hemoroid Nasıl Önlenir?

  • İlk olarak, hareketsiz bir yaşam tarzından kaçının. Dolaşımı iyileştirmek için günde en az bir saat yürümeyi veya başka fiziksel aktiviteler yapmayı deneyin.
  • Uygun vücut ağırlığını koruyun.
  • Günde en az 2 litre su için.
  • Çok baharatlı ve yağlı yiyeceklerden kaçının.
  • Son olarak, lif, meyve, sebze ve kepekli tahıl tüketiminizi artırın.

Hemoroid Tedavisi Nasıl Yapılır?

Burada dış ve iç hemoroidlerin önlenmesi ve tedavisi yöntemlerini tartışacağız.

Dış tedavi:

Soğuk su uygulaması:

Kaşıntıyı gidermek için, özellikle bağırsak hareketi yaptıktan sonra 10-15 dakika soğuk su banyosu uygulayabilirsiniz.

At kestanesi:

At kestanesi hafif kanama ve iltihaplanmalara iyi gelir. Kan dolaşımını iyileştirmek için harikadırlar ve iki farklı şekilde kullanılabilirler. İlk yol, ilacı eczanede bulunabilen fitiller veya infüzyonlar şeklinde kullanmaktır. İkinci yöntem olarak kompresi kullanabilirsiniz. Bu kompres için 3-4 adet at kestanesi yaprağı alın ve kaynatın. Bundan sonra kompres nemlendirilir ve daha sonra birkaç dakika rektuma uygulanır.

Yaban mersini:

Yaban mersini kan dolaşımını iyileştirir ve iltihabı tedavi etmek için iyidir. Yarım bardak yaban mersinini 2 litre suda kaynatın. Sıvıyı soğutun ve kompresyon tedavisi için kullanın. Ani bir iyileşme hissetmelisiniz.

Cadı fındığı yağı:

Cadı fındığı hemoroid tedavisi için harikadır. Eczanelerde bulabilirsiniz, bilimsel adı Hamamelis Virginians’tır. Şiddetle tavsiye edilir.

Dahili tedavi:

Karnıyarık otu:

Hemoroid için en iyi besinlerden biridir. 17. yüzyılda basur hastalarına bu bitki tavsiye edilmiştir. Rektal damarların duvarlarını güçlendirme ve iyileşmeyi destekleme yeteneğine sahiptir. Günde iki kez bir çay kaşığı kurutulmuş psyllium yaprağı demlenmesi önerilir.

Limon suyu: 

Flavonoidlerle birlikte C vitamini, esnekliği artırmak ve kanamayı önlemek için doğrudan kan damarlarına gider. Hemoroidleri önlemek ve tedavi etmek için günde bir kez limon suyu için.

Yonca: 

İçindeki K vitamini kanamayı önler. Protein, karbonhidrat, kalsiyum ve diğer birçok besin içerir. Faydalarından yararlanmak için bir bardak iyice temizlenmiş yonca alın ve pürüzsüz hale gelene kadar yarım salatalık ile karıştırın. Elde edilen meyve suyu biraz yoğun olabilir, bu nedenle bir bardak su ve biraz bal ile karıştırılabilir. Sabahları tüketin.

Sağlıklı meyve ve sebzeler:

  • Ananas
  • Portakal
  • Armutlar
  • Ispanak
  • Marul

Hemoroidi şiddetlendiren yiyecekler:

  • Sirke
  • Domates
  • Soğan
  • Maydanoz
  • Şili
  • Sarımsak
  • Kahve
  • Çikolata
  • Alkol

Advantan krem yüze sürülür mü, vajinada kullanılır mı?

Ana etken maddesi sayesinde vücutta oluşan şişliğe, iltihaba ve kızarıklığa neden olan kimyasalların etkisini yok eden Advantan krem doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Kişinin rahatsızlığının durumuna göre kullanım şekli ve süresi değişiklik göstermektedir.

Advantan Krem Nedir?

Advantan krem nedir sorusu özellikle egzama sorunu yaşayan kişilerin cevabını araştırdığı soruların başında gelmektedir. Etken maddesi Metilpredniaolom olan Advantan kremin alerji önleyici etkisi vardır. Bununla beraber damar daraltıcı ve iltihap giderici faydaları da bulunmaktadır.

Advantan Krem Ne İçin Kullanılır?

Temelde egzama tedavisinde tercih edilen Advantan krem ne için kullanılır geniş kapsamlı bakmak gerekmektedir. Advantan krem, temas ve alerjik nedenlere bağlı olarak oluşan deri iltihabı, kaşıntılı deri, akıntılı egzama, çocuk egzaması, bacaklarda varis egzaması ve aniden gelişen egzama için kullanılabilir. Ancak kesinlikle doktor önerisi ile kullanılmalıdır. Aksi takdirde deride istenmeyen sonuçlara neden olabilir.

Advantan Krem Ne İşe Yarar?
Advantan Krem Ne İşe Yarar?

Advantan Krem Ne İşe Yarar?

İltihaplı derinin tedavisi için kullanılan Advantan krem ne işe yarar geniş kapsamlı bir konudur. Advantan kremin sağladığı faydaları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Ciltte oluşan iltihaplanmayı hızlı bir şekilde tedavi eder.
  • Alerji sorununa iyi gelir.
  • Egzama tedavisinde kullanılır.
  • Atopik dermatit tedavisinde etkilidir.
  • Yanma ve kaşınma gibi deri sorunlarına iyi gelir.

Advantan Kremde Kortizon Var Mı?

Egzamaları kısa sürede tedavi eden Advantan krem ile ilgili birçok konu merak edilmektedir. Özellikle

Advantan kremde kortizon var birçok kişi öğrenmek istemektedir. Advantan kremde kortizon bulunmaktadır. Bu nedenle doktor gözetiminde kullanılması tavsiye edilmektedir.

Advantan Krem Nasıl Kullanılır?

Advantan kremin kullanımı hastanın durumuna göre doktor tarafından belirlenmelidir. Ancak doktor tarafından uygun bir kullanım önerisi verilmediği zaman kremin prospektüsüne bakılabilir. Kremin prospektüsünde, günde bir kez ince bir tabaka halinde deriye hafif bir şekilde sürülebileceği belirtilmektedir. Kremin kullanım süresi yetişkinlerde en fazla 12 haftadır.

Advantan Krem Açıldıktan Sonra Ne Kadar Kullanılır?

Advantan krem güneş ışığından uzakta 25 derecenin altında oda sıcaklığında saklanmalıdır. Kremin raf ömrü 36 aydır. Advantan kremin 12 haftadan fazla kullanılması önerilmemektedir.

Advantan M Losyon Hamilelikte Kullanılır Mı?

Advantan M Losyon hamilelikte kullanılır önemli bir konudur. Kremin içerisinde kortikoid olduğu için özellikle hamileliğin ilk üç ayında kullanılması önerilmez. Sonrası için ise mutlaka doktor onayı alınmalıdır.

Advantan Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Advantan kremin emzirme döneminde zorunlu kalmadıkça kullanılmaması tavsiye edilir. Ancak zorunlu durumlarda doktorun fayda – zarar değerlendirmesinden sonra kullanımına karar verilmelidir.

Advantan Krem Bebeklerde Kullanılır Mı?

Advantan krem bebeklerde kullanılır öğrenmeden bebeklerinize bu kremi kullanmayınız. Kremin 6 aydan küçük olan bebeklerde kullanılmaması gerektiği belirtilmektedir. Sonraki süreçte yine doktorun kararına göre en fazla 4 hafta kullanılmalıdır.

Advantan Krem Kulak İçin Kullanılır Mı?

Advantan krem temelde bir egzama kremidir. Kulak içerisinde egzama oluşması durumunda doktorun izni ile kullanılabilir. Doktor izin vermeden kulakta kullanılmamalıdır.

Advantan Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?

Deri hastalıklarına iyi geldiği için Advantan krem pişik için kullanılır merak edilmektedir. Advantan kremin içeriğinde pişiğe iyi geldiğine dair bir bilgi yoktur. Bu nedenle istenmeyen durumları yaşamamak için pişik ciltte kullanılmamalıdır.

Advantan Krem Vajinada Kullanılır Mı, Vajinaya Sürülür Mü?

Egzama gibi rahatsızlıklar vajinal bölgede de görülebilmektedir. Doktorun reçete etmesi ile Advantan krem vajina da kullanılabilir. Kullanım esnasında vajinanın içine sürmemeye dikkat edilmelidir.

Advantan Krem ve Losyon Arasındaki Fark Nedir?

Advantan krem ve losyon arasındaki fark nedir açıklamak istiyoruz. Krem ile losyonlar arasındaki en temel fark, losyonların hafif dokulu olmasıdır. Kolay akan bir yapıda olan losyonlar özellikle yaz aylarında tercih edilmektedir. Kremler ise daha yoğun bir dokudadır.

Advantan Krem Kortizonlu Mu?

Advantan Krem kortizon içeren bir kremdir. Bu sebepler kullanım esnasında doktorun gözetiminde olmak önemlidir.

Advantan Krem Renk Açar Mı?

Birçok kişi Advantan krem renk açar diye araştırmaktadır. Advantan kremin renk açma gibi bir özelliği yoktur.

Advantan Krem Güneş Alerjisi İçin Kullanılır Mı?

Advantan krem ağır güneş yanığında kullanılabilen bir kremdir. Ancak kremin gece kullanımına dikkat edilmelidir. Ya da krem cilde sürüldüğü zaman güneşe çıkılmamalıdır.

Advantan Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı, Zarar Verir Mi?

Advantan krem genital bölgede oluşan egzamalar için kullanılabilir. Kullanım şekli konusunda doktorun tavsiyesi dikkate alınmalıdır. Hassas bir bölge olduğu için genital bölgede kullanımda dikkat edilmelidir.

Advantan Krem Cilt Lekeleri İçin Kullanılır Mı?

Advantan krem cilt tahrişlerinde kullanılmaktadır. Ancak cilt lekelerine iyi gelen bir krem değildir. Bu nedenle cilt lekeleri için uygun kremin doktordan reçete edilmesi istenmelidir.

Advantan Krem Açık Yaraya Sürülür Mü?

Advantan krem derin ve açık yaralarda kesinlikle kullanılmamalıdır. Aksi takdirde kremin yan etkileri ciddi tepkimelere yol açabilir.

Advantan Krem Saç Derisine Sürülür Mü?

Saçlı deride iltihaplı egzama sorunu görülebilir. Bu durumda Advantan krem saç derisine sürülür sorusu gündeme gelmektedir. Advantan krem saçlı deride kullanılabilir. Düzenli kullanım ile etkisini kısa sürede göstererek egzamanın etkilerini azaltır.

Advantan Krem Dudağa Sürülür Mü?

Advantan krem dudak için kullanılan bir krem değildir. Bu nedenle dudaga sürülmemelidir.

Advantan Krem Göz Çevresine Sürülür Mü?

Advantan krem göz ile temas ettirilmemelidir.

Advantan Krem Morluğa İyi Gelir Mi?

Advantan kremin morluğa iyi geldiğine dair bir bilgi yoktur.

Advantan Krem Tırnak Mantarına İyi Gelir Mi?

Advantan krem mantar hastalığına iyi gelmez. Bu nedenle Advantan krem tırnak mantarına iyi gelir mi sorusuna üzülerek hayır yanıtını veriyoruz. Tırnak mantarı için etkili bir kremi doktorunuzdan isteyebilirsiniz.

Advantan Krem Vitiligoya İyi Gelir Mi?

Advantan krem atopik dermatit, sedef, Behçet hastalığı ve vitiligo için kullanılan bir kremdir. İçeriğindeki etken maddeler sayesinde Vitiligoya iyi gelmektedir.

Advantan M Losyon Devlet Karşılıyor Mu?

Advantan M losyon devlet tarafından ödenmektedir. Kremi doktora reçete ettirdiğiniz zaman ücreti karşılanmaktadır.

Advantan Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Advantan krem reçetesiz olarak eczanelerden satın alınabilir. Reçeteli alındığı zaman ücreti karşılanmaktadır.

Advantan Krem Fiyatı Ne Kadar?

Advantan kremin güncel fiyatı 26 TL ‘dir.

Advantan Krem Muadili Kremler Hangileri?

Herhangi bir sorun yaşamak istemeyen kişiler Advantan krem muadili Kremler hangileri araştırmaktadır. Advantan krem ile aynı etkinliği gösteren kremler şunlardır:

  • Ectopix pomat
  • Advantan yağlı pomat
  • Ectopix krem
  • Ectopix çözelti

Advantan Krem Yan Etkileri Neler?

Birçok cilt sorununa iyi gelen Advantan krem yan etkileri neler araştırdık. Kremin etken maddesine alerjisi olan kişilerde yan etkiler ciddi şekilde seyredebilir. Ancak onun dışında yan etkiler pek görülmemektedir. Advantan kremin olası yan etkileri nefes almada zorluk, karın ağrısı, yüzde ve dudakta şişme ve kurdeşendir. Bu gibi durumlar yaşandığı anda krem kullanımı bırakılarak hemen doktora gidilmelidir.

Advantan Krem Kullananlar Yorumları Neler?

Çeşitli forumlarda Advantan krem kullananların yorumları neler araştırdık. Genel olarak Advantan kremden duyulan memnuniyet yüzdesi yüksektir. Özellikle egzama sorunu yaşayan kişiler kısa sürede kremin etkilerini gördüklerini ve egzamanın semptomlarından kurtulduklarını belirtmektedirler.

İlginizi Çekebilir:

Aclorem krem ne işe yarar? Fiyatı ve kullananların yorumları

Etken maddesi alklometazon dipropiyonat olan Aclorem krem kaşıntı, şişlik ve kızarıklık gibi semptomlara iyi gelmektedir. Kremin doktor tavsiyesine göre kullanılması önerilmektedir. İçeriğindeki etken maddesine karşı alerjisi olan kişilerin Aclorem kremi kullanmaması tavsiye edilmektedir.

Aclorem Krem Nedir?

Doktoru tarafından Aclorem reçetelenen kişiler Aclorem krem nedir araştırmaya başlar. Aclorem krem kullanımı önerilen kişilerde muhtemelen egzama, sedef, döküntü ya da temas alerjisi gibi cilt sorunlarından biri oluşmuştur. Çünkü bu kremin etken maddesi değişik dermatolojik sorunları tedavi etmektedir.

Aclorem Krem Ne İşe Yarar?
Aclorem Krem Ne İşe Yarar?

Aclorem Krem Ne İşe Yarar?

Tüm eczanelerden normal reçete ile satın alınabilen Aclorem krem ne işe yarar bilen kişiler, bu kremi hemen kullanmaya başlamaktadır. Kremin etken maddesi sayesinde inflamatuar yani tahriş edici maddelerin salınımı durdurulmaktadır. Bu sayede kaşıntı, kızarıklık ve şişlik önemli ölçüde azalmaktadır.

Kızarıklık ve kaşıntı gibi semptomları hafifleten Aclorem krem, her cilt hastalığında kullanılmamalıdır. Su çiçeği, gül hastalığı ve sivilce gibi deri enfeksiyonlarında Aclorem krem kesinlikle cilde sürülmemelidir.

Aclorem Krem Neye İyi Gelir?

Birçok kişide çeşitli nedenlere bağlı olarak cilt sorunları ortaya çıkmaktadır. Bu durumda ilk olarak doktora gidilerek sorunun nedeni belirlenmelidir. Egzama ve sedef hastalığına bağlı olarak görülen şişlik, kaşıntı ve kızarıklık için Aclorem krem reçete edilmektedir. Düzenli kullanım ile etkisini gösteren Aclorem krem, kişiyi rahatsız eden semptomların hafiflemesine yardımcı olmaktadır.

Aclorem Krem Ne İçin Kullanılır?

Son günlerde birçok doktor tarafından reçete edildiği için Aclorem krem ne için kullanılır merak edilmektedir. Topikal kortikosteroid ilaç grubunda yer alan Aclorem krem, bazı cilt sorunlarının neden olduğu kaşıntı, kızarıklık ve şişliği tedavi etmektedir. Genel anlamda cilt problemleri için kullanılan Bu kremin her cilt sorununda kullanılmaması gerektiği unutulmamalıdır.

Aclorem Krem Nasıl Kullanılır?

Cilt sorunlarının ortaya çıkardığı semptomlardan bıkan kişiler, Aclorem krem nasıl kullanılır öğrenerek bu sorunlarından kurtulabilirler. Aclorem krem kullanımında doktora danışılması önerilmektedir. Ancak bazen doktor tarafından kullanım şekli ile ilgili bilgi verilmeyebilir. Bu durumda kremin prospektüsüne bakılmalıdır.

Bu krem günde 2-3 kez cilt yüzeyine sürülerek kullanılmalıdır. Kremi parmak ucunda kullanmanız yeterli olacaktır. Krem kayboluncaya kadar parmağınızla hastalıklı bölgeye masaj yapmanız önerilmektedir. Gözler, ağız ve burun içine temas ettirilmemelidir.

Aclorem Krem Nereye Sürülür?

Aclorem krem sadece cilt yüzeyinde topikal olarak kullanılmalıdır. İstenmeyen sonuçlarla karşılaşmamak için Aclorem krem nereye sürülür iyi bilinmelidir. Aclorem kremin gözlere, ağız ve burun içine temas ettirilmemesi önerilmektedir.

Aclorem Krem Hamileler Kullanabilir Mi?

Hamilelik döneminde hem annenin hem de bebeğin sağlığı için ilaç kullanımına dikkat edilmelidir. Aclorem kremin hamileler ve emziren anneler üzerinde etkisi olup olmadığı bilinmemektedir. Ancak hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar neticesinde bu kremin hamilelikte kullanılmaması gerektiği belirtilmektedir.

Aclorem Krem Yüze Sürülür Mü?

Aclorem krem yüze sürülür sorusu yüzünde dermatolojik sorun oluşan kişiler için önemlidir. Aclorem krem gözlere kaçırmamaya dikkat edilerek yüze sürülebilir.

Aclorem Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Aclorem krem her bölgede kullanılmaz. Bu krem mantar, bakteriyel ve viral enfeksiyonlar için tehlikeli olabilmektedir. Genital bölgede oluşan mantar enfeksiyonları için Aclorem kullanılmaz.

Aclorem Krem Kaşıntıya İyi Gelir Mi?

Birçok farklı hastalık nedeni ile kaşıntı sorunu yaşayan kişilerin sayısı çok fazladır. Aclorem krem kaşıntıya iyi gelir mi sorusuna evet yanıtı verilebilir. Sedef ve egzama gibi hastalıklar nedeni ile vücutta oluşan kaşıntı Aclorem sayesinde azalmaktadır.

Aclorem Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Aclorem krem sivilceye iyi gelmez. Bu nedenle sivilce için kesinlikle kullanılmamalıdır.

Aclorem Krem Kortizonlu Mu?

Aclorem krem kortizonlu mu merak edilen sorulardan biridir. Aclorem krem kortizon içermektedir. Bu nedenle doktor gözetiminde kullanılmalıdır.

Aclorem Krem Devlet Karşılıyor Mu?

Aclorem krem SGK tarafından karşılanan bir kremdir. Reçete ile alındığı zaman devlet tarafından ödenmektedir.

Aclorem Krem Reçetesiz Alınır mı?

Aclorem krem normal reçeteli krem grubundadır. Yani hem reçeteli hem de reçetesiz bir şekilde eczanelerden satın alınabilir.

Aclorem Krem Fiyatı Kaç Lira?

Aclorem krem fiyatı güncel olarak 104 TL ‘dir.

Aclorem Krem Muadili Kremler Hangileri?

Her ilacın olduğu gibi Aclorem krem muadili kremler hangileri öğrenerek aynı etkiyi sağlayacak kremleri kullanabilirsiniz. Aclorem muadili kremler Hamederm plus, Beklazon fort, Beklazon ve Hotfix Krem olarak sıralanabilir.

Aclorem Krem Yan Etkileri Neler?

İçeriğinde propilen glikol olan Aclorem Krem, ciltte irritasyona neden olabilmektedir. Kremin içeriğinde etken maddeye karşı alerjisi olan kişilerin yan etkiler konusunda çok dikkat etmesi gerekmektedir. Genelde yan etki ile karşılaşılmaz. Ancak bazı kişilerde kızarıklık, kaşıntı, batma hissi ve yanma görülebilir. Bu durumda Krem kullanımı durdurularak doktora danışılmalıdır.

Aclorem Krem Kullananlar Yorumları Neler?

Aclorem krem kullananların yorumları neler genel bir araştırma yaptık. Kremi kullanan kişiler, Aclorem kremin olumlu etkilerinden bahsetmiştir. Dermatolojik sorunlarına çare bulduklarını söyleyen kullanıcılar, yan etkileri yaşamadıklarını belirtmişlerdir.

 

İlginizi Çekebilir:

Hamile kalmak için neler yapılmalı? İlaç ve kürler

Anne olma hayali kuran kadınlar için kolay hamile kalma yolları çok önemlidir. Çünkü bazı anne adayları uzun süre hamile kalamamaktan yakınmaktadır. Kolay hamile kalmak için beslenme düzeninden cinsel yaşama kadar birçok noktaya dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu yazımızda sizlere kolay hamile kalma yollarından bahsedeceğiz.

Hamile Kalmak İçin Ne Yapmalıyım?

Uzman doktorlara hamile kalmak için ne yapmalıyım sorusu çok sık sorulmaktadır. Doktorlar kadınların vücutlarına çok iyi bakmaları gerektiğini belirtmektedir. Çünkü hamile kalmak sadece cinsel birliktelik ile olabilecek durum değildir. Anne adaylarının sağlıklı olması ve doğru yöntemleri uygulaması bu noktada önemlidir. Hamile kalmak için neler yapılması ve nelere dikkat edilmesi gerektiğini bir sonraki adımda anlatacağız.

Hamile Kalmak İçin Neler Yapılmalı?
Hamile Kalmak İçin Neler Yapılmalı?

Hamile Kalmak İçin Neler Yapılmalı?

Hamile kalmak için neler yapılmalı sorusuna çok çeşitli yanıtlar vermek mümkündür. Hamile kalmanıza yardımcı olacak adımlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Mutlaka sağlık kontrolünden geçmelisiniz. Kadın doğum doktoru ile görüşerek vücudunuzu hamileliğe hazırlamanız önemlidir.
  • Yumurtlama dönemini doğru bir şekilde hesaplamalısınız. Hamilelik için düzenli cinsel ilişki önemlidir. Ancak yumurtlama dönemini doğru hesaplayarak o dönemlerde cinsel ilişkiye girmek hamilelik şansını arttırmaktadır.
  • Kafein tüketimini azaltmalısınız. Yapılan araştırmalar, kafein tüketiminin hamilelik şansını düşürdüğünü göstermektedir.
  • Sağlıklı ve düzenli beslenmeye dikkat etmelisiniz.
  • Cinsel birliktelik esnasında kayganlaştırıcı gibi kozmetik ürünler kullanmamanız önerilmektedir.
  • Hamile kalmak isteyen kişilerin kendini çok sıcak ortamlardan uzaklaştırması tavsiye edilmektedir.
  • Sigara ve alkol tüketimi tamamen bırakılmalıdır.
  • Cinsel birliktelik sonrasında sırt üstü yayılarak ayaklar yukarıya kaldırılmalıdır.
  • Aşırı stresten uzak durulmalıdır.

Hamile Kalmak İçin Ne Yemeli?

Hamile kalmak için beslenme düzeni çok önemlidir. Hamile kalmak için ne yemeli araştırarak beslenmenizi düzene sokabilirsiniz. Hamilelik için yumurtanın sayısı ve kalitesi önemlidir. Günlük olarak organik yumurta yemeye dikkat edilmelidir. Bunun yanında balık, süt ürünleri, yeşil sebzeler, badem, ceviz ve fındık tüketilmelidir.

Hamile Kalmak İçin Pozisyon Önemli Mi?

Kolay hamile kalmak için birçok etken ön planda tutulmaktadır. Bunlardan biri de, cinsel birliktelik pozisyonudur. Birçok kişi cinsel birliktelikte pozisyonun hamileliği etkilediğini düşünür. Ancak pozisyonun hamilelik üzerinde etkisi yoktur. Yalnızca cinsel ilişki sonrasında kadınların bir süre sırt üstü ve ayaklar yukarda durması tavsiye edilmektedir.

Hamile Kalmak İçin Adetin Kaçıncı Günü İlişkiye Girilir?

Hamilelik şansını arttırmak için kadınların yumurtlama dönemlerini bilmesi çok önemlidir. Bu nedenle birçok kişi hamile kalmak için adetin kaçıncı günü ilişkiye girilir? araştırmaktadır. 28 günde bir adet gören kişinin yumurtlama günü adetin 14.günüdür. fakat yumurtlama 12. ve 18. günler arasında gerçekleşebilir. 35 günde bir adet gören kişinin ise yumurtlama günleri adetin 19. ve 25. günleridir.

Hamile Kalmak İçin İlaç Var Mı?

Hamile kalmayı sağlayan bir ilaç yoktur. Ancak hamileliği düşünen kadınların günlük 400 mikrogram folik asit alması önerilmektedir. Folik asit takviyesi hamileliğin ilk 12 haftasında devam etmektedir. Folik asit bebeğin gelişimi için çok önemlidir.

Hamile Kalmak İçin Alınacak Vitaminler Neler?

Hamile kalmayı planlayan kişiler için hamile kalmak için alınacak vitaminler neler çok önemlidir. Hamilelik sürecinin daha sağlıklı geçmesi için kalsiyum, OMEGA 3, folik asit, B12, demir ve B6 vitaminleri alması tavsiye edilmektedir.

Hamile Kalmak İçin AMH Kaç Olmalı?

Hamile kalmak için AMH değeri oldukça önemlidir. AMH değeri 1 NG/ml altında olan kişilerin hamilelik için acele etmesi gerekmektedir. 1 – 3.3 NG/ml arası değer normal değerlerdir. AMH seviyesi gebelik şansını göstermemektedir. Çünkü çok düşük AMH değeri ile hamile kalmak mümkündür. Yani tüp bebek tedavisi yapılamayan bir AMH değeri yoktur.

Beta HCG Hamile Kalmak İçin Kaç Olmalı?

Gebeliğin tespit edilmesinde beta HCG değeri temel alınmaktadır. HCG hormonu hamile olmayan bir kadında 0-10 arasındadır. Beta HCG değerinin 10′ un üzerine çıkması hamilelik şansını arttırmaktadır.

Hamile Kalmak İçin Folik Asit Kaç Olmalı?

Hamilelik sürecinde folik asit değeri özellikle bebek için çok önemlidir. Hamile kalmak için folik asit kaç olmalı sorusu bu nedenle çok araştırılmaktadır. Hamilelik planlamaya başladığında ve özellikle gebe kalmadan üç ay öncesinde günlük 400 mikrogram folik asit alınması tavsiye edilmektedir.

Neden Hamile Kalamıyorum?

Bazen kadınlar düzenli ve tutarlı bir şekilde yumurtlamazlar. Hamile kalamama sporadik adet döngüleri, polikistik over sendromu (PCOS), hormonal dengesizlikler veya obezite gibi durumlardan kaynaklanabilir. Yumurtlama aşırı egzersiz, stres veya düşük vücut ağırlığından da etkilenebilir.

Sperm Sayısı Günün Hangi Saatinde En Yüksektir?

Sabah 05:00 ile 07:30 saatleri arasında toplanan numunelerin, günün ilerleyen saatlerinde toplanan numunelere kıyasla istatistiksel olarak daha yüksek bir sperm konsantrasyonu, toplam sperm sayısı ve normal şekilli sperm yüzdesinin daha yüksek olduğu bulundu.

Hamile Kalmaya Çalışırken Spermi Ne Kadar Süre İçeride Tutmalısınız?

Bazı uzmanlar , spermin vajinanın üst kısmında birikmesini sağlamak için cinsel ilişkiden sonra 20 dakika ile bir saat arasında herhangi bir yerde yatakta kalmanızı önerir . Bir kadın bu pozisyonu vurgulamak için dizlerini yukarı kaldırabilir veya kalçalarını küçük bir yastığın üzerine koyarak ayaklarını duvara dayayabilir, bu daha da iyi çalışır.

Hamile Kalmak İçin Çatlatma İğnesi Nasıl Yapılır?

Çeşitli yöntemleri uyguladığı halde hamile kalamayan kişiler için çatlatma ignesi yöntemine başvurulmaktadır. Çünkü bazı kadınlarda yumurtalar çatlamadığı için hamilelik gerçekleşmez. Doktor kontrolünde hastanın yumurtaları takip edilir ve yumurtalar olgunlaştığında karından çatlatma iğnesi yapılır. Bu işlemi kişi kendisi de yapabilir.

Çikolata Kisti Olanlar Hamile Kalmak İçin Ne Yapmalı?

Kadınlarda görülen rahatsızlıklar arasında çikolata kisti yer almaktadır. Hamileliği engelleyebilen çikolata kistinin tedavisi mümkündür. Kişinin ağrı çekmesine neden olan çikolata kistleri alındıktan sonra hamilelik şansı artmaktadır. Çikolata kisti olan kişilerin zaman kaybetmeden bir kadın doğum uzmanına giderek tedavi olması tavsiye edilmektedir.

Yüzde Yüz Kolay Hamile Kalma Yöntemleri Neler?

Gebelik için uygun dönemlerde cinsel ilişkiye girmek çok önemlidir. Bu nedenle yüzde yüz hamile kalma yöntemleri neler merak konusudur. Hamile kalmak için yumurtlama döneminin doğru tahmin edilmesi ve bu dönemde cinsel beraberlik yaşanması gerekmektedir. Cinsel birliktelikte pozisyon önemli değildir. Cinsel ilişki sonrasında kadının sırt üstü bir süre yatması hamilelik şansını arttırmaktadır.

Hamile Kalmak İçin Adetten Ne Zaman Sonra İlişkiye Girilmeli?

Hamile kalmak için yumurtlama döneminin öneminden bahsetmiştik. Kolay hamile kalmak isteyen kadınların hamile kalmak için adetten ne zaman sonra ilişkiye girilmeli öğrenmelidir. Hamilelik şansını arttırmak için adetten sonra 6. gün cinsel ilişkiye girmeye başlanmalıdır. Cinsel ilişkinin gün aşırı gerçekleşmesi önerilmektedir.

Çabuk Hamile Kalmak İçin Bitkisel Çözüm Nedir?

Tıbbi yöntemler dışında çabuk hamile kalmak için bitkisel çözüm nedir araştırılmalıdır. Bitkilerin mucizevi etkilerinden faydalanmak isteyen kişiler için bitkisel çözümler önerilmektedir. Havuç, soğan, incir gibi bazı besinlerin tüketilmesinin hamileliği kolaylaştırdığı söylenmektedir.

Hamile Kalmayı Kolaylaştıran Saraçoğlu Kürü Tarifi

Hamile kalmak isteyen kadınlar İbrahim Saraçoğlu hamile kalmak için ne yapmalı?, Saraçoğlu yumurta arttırıcı kür nasıl yapılır? şeklinde araştırma içerisine girerler. Saraçoğlu hamile kalmayı kolaylaştıran yumurta artırıcı incir kürü tarifini sizler için araştırdık. İşte İbrahim Saraçoğlu hamile kalmak için yumurta artırıcı incir kürü tarifi..

Malzemeler:

  • 2 adet büyük havuç
  • 20 adet kuru incir
  • Yarım litre klorsuz su

Yapılışı

Yarım litre klorsuz suyu tencerede kaynatın. Havuçları 4-5 cm uzunluğunda doğrayıp kaynayan suya ilave edin. Ağzı kapalı olarak 20 dk. Kısık ateşte kaynatın. Farklı bir kapta kaynamakta olan yarım litre klorsuz suyun, içerisine 20 adet kuru inciri bıçakla bir kez kesip ilave edin. Ağzı kapalı olarak 15 dakika kısık ateşte kaynatın. İncir ve havuç haşlama sularını çok fazla ılımadan karıştırın.

Nasıl tüketilir?

20 gün boyunca, her gün kahvaltıdan 15 dakika önce aç karnına bir su bardağı için. Havuç- İncir Kürüne 20 gün tamamlandıktan sonra bir hafta ara verin ve aynı kürü 20 gün daha uygulayın.

Hamile kalmak için incir kürüne ne zaman başlanmalı?

Adet kanamasının bittiği gün başlanması önerilen ve ılık olarak içilmesi gereken Saraçoğlu yumurta artırıcı incir kürü her gün taze olarak hazırlanmalıdır.

Hamile Kalmak İçin Kürler Neler?

Hamile kalmak için kürler neler sizin için araştırdık. Bazı bitkileri kullanarak hazırlanan bu kürlerin hamileliği kolaylaştırdığı belirtilmektedir.

Hamile Kalmak İçin Soğan Kürü Nasıl Kullanılır?

Birçok platformda soğan kürü sonrası hamile kalan kişilerin hikayelerini okumuşsunuzdur. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu tarafından da önerilen soğan kürü sayesinde hamilelik şansınız artabilir. Bir tane kahverengi soğanı dört parçaya bölerek iki bardak suda on dakika kadar kaynatın. Ilıdıktan sonra sabah ve akşamları günde iki kere tüketin. Bu kürü 15 gün uygulamanız gerekmektedir.

Hamile Kalmak İçin Aslan Pençesi Nasıl Kullanılır?

Hamile kalmayı kolaylaştırmak için kullanılan diğer bir bitki Aslan Pençesidir. Hamileliği kolaylaştırmak için bir tatlı kaşığı kadar Aslanpençesini bir bardak klorsuz suda 10 dakika kaynatın ve sonra süzün. Bu karışım her gün taze olarak yapılmalı ve 45 gün boyunca içilmelidir.

Hamile Kalmak İçin Civanperçemi Nasıl Kullanılır?

Hamile kalmak için civanperçemi faydalı bir bitkidir. Yarım litre kaynamış suyun içerisine 5 gram Aslanpençesi, 5 gram çoban çantası ve 5 gram Civanperçemi eklenerek 2 dakika kadar kaynatılır. Bu şekilde yirmi dakika dinlendirdikten sonra sabah ve akşamları içilmesi önerilir.

Çakşır Kökü Suyu Hamile Kalmak İçin Nasıl Kullanılır?

Kolay hamile kalmak için çakşır kökü suyu önemli bir bitkisel çözümdür. İki tatlı kaşığı çakşır kökü suyunun üzerine 500 ml kaynamış su eklenir ve çay şeklinde demlenir. Bu karışımın aç karnına günde iki üç kere tüketilmesi tavsiye edilir. Kürün 30 gün boyunca uygulanması sayesinde sperm sayısı ve kalitesi artacaktır.

Hamile Kalmak İçin İncir Kürü Nasıl Kullanılır?

Hamile kalmak için incir kürü çokça araştırılmaktadır. Hamile kalmak için yapılan en popüler kürlerin başında incir kürü gelmektedir. Bir litre kaynamış suyun içerisine 15 tane kuru inciri ekleyin ve ağzını kapatarak 20 dakika kaynatın. Daha sonra soğutun ve süzerek 3′ e bölün. Daha sonra yemeklerden 15 dakika kadar önce aç karnına için. Bu kürü 25 gün yaptıktan sonra bir hafta ara verin ve bir 25 gün daha yapın.

İlginizi Çekebilir:

Vajinada sivilce nasıl geçer evde? Nasıl yok edilir, patlatılır?

Vücudumuzda kalça, sırt ve yüz gibi bölgelerde görmeye alışkın olduğumuz sivilceler bazen vajinada da görülmektedir. Ağrılı ve kaşıntılı olabilen bu sivilceler genelde ciddi bir durum değildir. Ancak hem ağrılı olması hem de görüntü olarak rahatsız etmesi birçok kişi için problemdir. Bu makalemizde vajinada sivilce nedenlerine ve korunma yollarına değineceğiz.

Vajinada Sivilce Neden Olur?

Vajina bölgesinde zaman zaman sivilceler meydana gelmektedir. Birçok kişiyi rahatsız eden vajinada sivilce neden olur çeşitli cevaplarla karşımıza çıkmaktadır. Vajinanın tahriş olmasına neden olan sivilcelerin görülme nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

Kontakt Dermatit:

Çok sık karşılaşılan bir egzama türüdür. Bu durumu ortaya çıkaran sebepler arasında sabun, çamaşır deterjanı, hijyenik ped, ter, idrar, meni ve vajinal duştur.

Kıl Kökü İltihabı:

Vajinada sivilce görülmesinin yaygın nedenlerinden biridir. Batık kıllar, tıraş olmak, kesik, ter ve sıkı kıyafetler giymek bu durumun oluşmasına neden olmaktadır.

Akne inversa:

Göğüs altında ve kasıktaki ter bezlerinin etkilenmesine neden olan bir kronik hastalıktır.

Genital Uçuk:

Vajinada sivilce HSV virüsü nedeni ile görülebilir. Bu virüs vajinada uçuk şeklini alarak ağrılı bir duruma dönüşür.

Genital Siğil:

Ten renginde küçük topaklar şeklinde ortaya çıkan karnabahar görünümlü şekillerdir. Rahatsız etmediği sürece tedavisine gerek yoktur. Ancak yine de doktora görünmekte fayda vardır.

Vajinada Ağda Sonrası Sivilce Neden Çıkar?

Vücuttaki istenmeyen tüylerden kurtulmanın çeşitli yolları vardır. Yaygın olarak kullanılan yöntemlerin başında ağda gelmektedir. Ağda ile vajinal temizlik yapan kişiler, vajinada ağda sonrası sivilce neden çıkar araştırmaktadır. Özellikle hassas bir cilde sahip olan kişilerde ağda sonrasında cildin bakterilere karşı savunması azalmaktadır.

Ağda sonrasında ciltteki gözenekler mikroplara karşı açık hale gelmektedir. Ayrıca ağdanın steril ortamda yapılmaması gibi nedenlere bağlı olarak vajinada sivilce meydana gelmektedir. Bu nedenle ağda işlemlerinde çok dikkat edilmelidir.

Vajinada Sivilce Tehlikeli Mi?
Vajinada Sivilce Tehlikeli Mi?

Vajinada Sivilce Tehlikeli Mi?

Vajinada sivilce tehlikeli mi sorusu bu sorunu yaşayan kişilerin kafasına takılan bir sorudur. Vajinada sivilceler sinir bozucu olsa da genelde tehlikeli değildir. Çeşitli nedenlere bağlı olarak oluşan bu sivilceler birkaç uygulama ile tedavi edilebilmektedir.

Vajinal şişlikler sivilce olabilir veya başka bir tıbbi durumdan kaynaklanabilir. Vajinal sivilceler, vulvanızdaki gözenekler tıkandığında ortaya çıkar. Vajinal şişliklere neden olabilecek diğer durumlar arasında batık kıllar, vulvar kistler, varisli damarlar ve genital siğiller bulunur.

Sağlık uzmanınız genellikle bir yumrunun sivilce mi yoksa görünümüne göre başka bir şey mi olduğunu teşhis edebilir. Sivilceleri önlemeye yardımcı olmak için iyi hijyen uygulayın ve dar giysilerden kaçının. Prezervatif kullanarak ve düzenli Pap smear ve HPV testleri yaptırarak CYBE’lerin neden olduğu sivilceleri önleyin.

Vajinada Sivilce Hamilelik Belirtisi Mi?

Hamilelik döneminde hormonal değişimlere bağlı olarak vücutta birçok değişiklik meydana gelmektedir. Hormonal değişiklikler nedeni ile vajinada sivilceler de görülebilir. Ancak vajinada sivilce görülmesi tek başına hamilelik belirtisi değildir.

Vajinada Sivilce Nasıl Tedavi Edilir?

Sağlık uzmanınız vajinal sivilcelerinizin sivilce olduğunu onayladıysa, tedavi için birkaç seçeneğiniz vardır. Çoğunlukla, iyi hijyene ve cildinizi temiz tutmaya odaklanmak isteyeceksiniz.

Vajinal sivilceler başka bir durumdan kaynaklanıyorsa, sağlık uzmanınız ne tür tedavilerin mevcut olduğunu tartışacaktır.

Altta yatan Durum İçin İlaç

Genital bölgenizdeki cilt, vücudunuzun başka yerlerindeki ciltten daha hassastır, bu nedenle tedaviye başlamadan önce seçeneklerinizi her zaman bir sağlık uzmanıyla görüşmelisiniz.

Farklı koşullar, topikal ilaçlardan oral ilaçlara, deri altı ilaçlara (deri içine enjekte edilen) veya cerrahi eksizyona kadar değişebilen farklı tedaviler gerektirir.

Durumunuz için mevcut ilaçları öğrenirken aşağıdakilerle karşılaşabilirsiniz:

  • Oral antibiyotikler: Batık tüyler, Fox-Fordyce hastalığı veya Bartholin bezi kistleri için
  • Oral antiviral ilaçlar: MC, HPV genital siğiller veya genital herpes gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar için
  • Imiquimod krem: genital herpes, HPV genital siğiller veya MC gibi enfeksiyonlar için
  • Oral kontraseptifler: Fox-Fordyce hastalığı veya aşırı akne için

Sıcak veya Soğuk Kompresler

Sıcak kompresler, ağrılı batık tüyleri veya kistleri yatıştırmak için yararlıdır. Soğuk kompresler kaşıntı için daha iyidir.

Durumunuz bulaşıcıysa veya olabileceğinden şüpheleniyorsanız, rahatsızlığı gidermek için bir kompres kullanmak iyidir. Ancak her seferinde temiz bir havlu kullanmaya özen göstermelisiniz. Bu şekilde, kendinizi yeniden enfekte etmez veya enfeksiyon yaymazsınız.

Sıcaklık kan akışını artırdığından ve damarların genişlemesine neden olduğundan, varisli damarları yatıştırmak için soğuk bir kompres kullanmayı düşünün. Soğuk kompresler ayrıca MC veya Fox-Fordyce hastalığı gibi kaşıntılı lezyonlara neden olan durumlar için daha terapötik olabilir. Sadece sonra cildi kuruttuğunuzdan emin olun.

Topikal Tedaviler

Sağlık uzmanınız ayrıca sivilcelerinize yardımcı olacak topikal bir tedavi önerebilir. Bu bir antibiyotik, bir antihistamin veya hatta bir akne ilacı olabilir. Durumunuzun doğasını anlamak, onu uygun şekilde tedavi etmek için çok önemlidir.

Örneğin, antibiyotik kullanmak, kötünün yanı sıra cildin “iyi bakterilerini” de öldürür. Bu nedenle, topikal antibiyotik tedavilerini yalnızca sağlık uzmanınız önerdiğinde uygulamalısınız. Bu tedaviler, cilt etiketleri veya varisli damarlar için yararlı değildir.

Vajinal sivilceleri tedavi etmek için reçetesiz satılan bir akne ilacı kullanmadan önce daima sağlık uzmanınıza danışın. Benzoil peroksit kullanmanın uygun olduğunu söylerlerse, düşük konsantrasyonlarda tutun ve bu kremleri yalnızca dış cilt üzerinde kullanın.

Uyarı!

Doktorunuz tarafından tavsiye edilmedikçe vulva, labia veya tahrişe eğilimli diğer hassas bölgelerinizde sivilce kremleri kullanmayın.

Vajinada Sivilce Nasıl Geçer Evde?
Vajinada Sivilce Nasıl Geçer Evde?

Vajinada Sivilce Nasıl Geçer Evde?

Vajinada sivilce çok fazla karşılaşılan sorunlardan biridir. Ufak kabarıklıklar şeklinde ortaya çıkan bu durum birçok nedene bağlı oluşabilmektedir. Vajinal sivilceler özel bir tedaviye gerek kalmadan kendi kendine geçmektedir. Ancak görüntü olarak bu durumdan rahatsız olan kişiler vajinada sivilce nasıl geçer evde araştırarak kısa sürede çözüm bulabilirler. Öncelikle bu durumun nedeni tespit edilerek buna göre tedavi yöntemi uygulanmalıdır. Evde uygulayabileceğiniz bazı doğal yöntemler şu şekilde sıralanabilir:

Çay Ağacı Yağı:

Vajinada sivilce nasıl geçer evde merak edenler için ilk önerimiz çay ağacı yağıdır. Tüylerden temizlenmiş olan kasık bölgelerine çay ağacı yağı sürülebilir. Bu yöntemi sabah uygulayıp sonrasında sadece sıcak suyla yıkamalısınız. Sivilceler geçene kadar bu yöntem uygulanabilir.

Lavanta Yağı:

Evde uygulanabilecek bir diğer yöntem ise lavanta yağıdır. Lavanta yağının antiseptik özelliği bulunmaktadır. Bir pamuğa lavanta yağını sürerek sivilce bölgelerine masaj yapmalısınız.

Vajina İç Dudakta Sivilce Nasıl Geçer?

Vajina bölgesinde sivilceler iç dudakta ya da dış dudakta görülebilir. Vajina dudakta sivilce nasıl geçer öğrenerek bu sorundan kurtulabilirsiniz. Vajina İç dudak sivilce tedavisi için akne ilaçları kullanılabilir. Bakteriyel enfeksiyonu azaltan bu ilaçlar vajinanın yenilenmesini sağlar. Ancak bu ilaçların doktor tavsiyesi ile kullanılması önerilmektedir.

Vajina İç Dudakta Sivilce Benzeri Şişlik Neden Olur?

Vajina dudakta sivilce benzeri şişlik neden olur sorusuna çok farklı cevaplar verilebilir. Bu durumun başlıca nedenleri arasında şu etkenler sıralanabilir:

  • Aşırı stres
  • Hormonal değişiklikler
  • Diyet
  • Çok fazla yağ tüketimi
  • Kullanılan krem ve şampuanlar
  • Ergenlik dönemi

Vajina İç Dudakta Sivilce Benzeri Şişlik Nasıl Geçer?

Kadınlar çoğu zaman iç dudakta oluşan sivilceyi patlatmaya çalışır. Bunun yerine antiseptik özellikli ilaçlar ve doğal yağlar kullanılabilir. Lavanta yağı bunlardan biridir. Sivilcelerin geçmesi için etkili olan lavanta yağı kısa sürede etkisini göstermektedir.

Vajinada Çıkan Sivilce Nasıl Yok Edilir, Patlatılır?

Cinsel hayatı olumsuz bir şekilde etkileyen vajinada çıkan sivilce nasıl yok edilir, patlatılır önemlidir. Vajinal bölge hassas bir bölge olduğu için sivilce tedavisinde doğal yöntemler tercih edilmelidir. Bitkisel olarak uygulanabilecek etkili yöntemlerden bazıları şunlardır:

Elma Sirkesi:

En etkili yöntemlerden biridir. Elma sirkesinde bulunan asit ph dengesini sağlamaktadır. Bir bardan su ve bir bardak elma sirkesini karıştırarak sivilce geçene kadar günde iki üç kez vajina bölgesini bu su ile yıkayabilirsiniz.

Aynı Sefa Bitkisi:

Bir diğer doğal yöntem Aynı Sefa bitkisidir. Bu bitki bir yemek kaşığı zeytinyağı içerisinde bir gün bekletilir. Daha sonra günde üç kez vajinadaki sivilceye sürülebilir.

Sıcak Kompres:

Bir havluya sıcak su dökülerek günde üç kere genital bölgeye sıcak Kompres uygulanabilir.

Vajina İç Dudak İçinde Kabarcıklar Nedir?

Vajina İç dudak içinde bazı kabarcıklar görülebilir. Telaşa kapılan kişiler vajina dudak içinde kabarcıklar nedir araştırmaya başlamaktadır. Genital herpes denilen bu durum genital bölgede açık yaralara ve kabarcıklar neden olmaktadır. Genital herpesin temel nedeni ise cinsel yolla bulaşan enfeksiyondur.

Vajinada Sivilce Çıkması Nasıl Önlenir?

Genital sivilcelerin belirli nedenlerini önlemek için atabileceğiniz adımlar vardır:

  • Dar pantolon veya iç çamaşırı kullanmaktan kaçının.
  • Pamuklu veya nefes alabilen malzemelerden yapılmış iç çamaşırları tercih edin.
  • Genital bölgenizi her gün yumuşak sabunla yıkayın.
  • Terli giysilerinizi hemen değiştirin.
  • Tıraş yerine kasık kıllarını farklı yöntemlerle alın.
  • Adet döneminiz olduğunda pedleri ve tamponları düzenli olarak değiştirin.

Vajinada Sivilce İçin Ne Zaman Doktora Gidişmeli?

Genital bölgenizdeki (veya vücudunuzun herhangi bir yerindeki) herhangi bir şişlik veya tahrişten şüpheniz varsa, bir sağlık uzmanıyla konuşun. Vajinal sivilce değilse, enfeksiyon için kontrol edilmeniz gerekebilir. Cinsel olarak aktifseniz dikkatli olun ve güvenli uygulamalar kullandığınızdan emin olun.

Yumrular ağrılıysa, irin salıyorsa veya başka tür bir akıntı varsa hemen bir sağlık uzmanıyla konuşun. Bu şekilde, eğer şişlikler basit sivilceler değilse uygun şekilde tedavi edilebilirler.

Genital Bölgede Sivilce İçin Hangi Doktora Gidilir?

Genital bölgede sivilce için geniş tedavi yöntemleri nedeni ile Genel Cerrahi Uzmanlarına gidilmesi tavsiye edilmektedir.

İlginizi Çekebilir:

Ketem randevu nasıl alınır? Ketem sonuç nasıl öğrenilir?

Kanser hastalıklarında erken teşhisin önemi çok büyüktür. Bu nedenle Ulusal Kanser Kontrol Programı ile beraber yürütülen KETEM kurulmuştur. Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye ortaklığında yürütmektedir. Pekiyi, Ketem ne demek, Ketem randevu nasıl alınır?

KETEM Ne Demek?

Son günlerde Ketem ne demek öğrenmek isteyen kişi sayısının arttığını görüyoruz. Birçok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkan kanser hastalıkları artmıştır. Kanser tedavisinde erken teşhisin önemi çok büyüktür. Bu nedenle kurulan Ketem sayesinde kanser taramaları yapılarak kanser hastalığı erkenden teşhis edilmektedir.

Sağlık Bakanlığı tarafından kurulan Ketem ücretsiz bir şekilde hizmet vermektedir. 2008 yılında kurulan bu sistem ile birçok devlet hastanesinde hizmet verilmektedir. Türkiye genelinde ortalama 124 tane kanser tarama merkezi bulunmaktadır.

KETEM Nedir, Ne İşe Yarar?

Sizlere Ketem nedir, ne işe yarar detaylı olarak aktarmak istiyoruz. Ketem, Sağlık Bakanlığı bünyesinde ücretsiz bir şekilde hizmet veren önemli bir merkezdir. Kanserde erken teşhisin hayat kurtarması nedeni ile kurulan bu merkezde rahim ağzı, meme ve kolorektal kanseri ile ilgili toplumda farkındalık oluşturmak hedeflenmektedir.

Ketem’de kanserden korunma yolları detaylı olarak aktarılmaktadır. Bu amaçla çeşitli eğitimler düzenlenmektedir. Verilen eğitim ile kanser hastalığı, korunma yolları ve tedavisi anlatılmaktadır. Ketem’in temel amacı, toplumu bilgilendirerek kanser hastalıklarını azaltmaktır.

KETEM'de Yapılan İşlemler Neler?
KETEM’de Yapılan İşlemler Neler?

KETEM’de Yapılan İşlemler Neler?

Ketem’de yapılan işlemler nelerdir merak edilen bir konudur. Ketem’de bilgilendirmeler dışında kanser taramaları yapılmaktadır. Bu taramalar sayesinde varsa kanser izleri tespit edilerek hastanın tedavisine hemen başlanmaktadır.

Ketem’de meme kanseri teşhisi için mamografi yapılmaktadır. Bu teste hedef kitle 40-69 yaş arası kadınlardır. Mamografi işleminin iki yılda bir yapılması tavsiye edilmektedir. Rahim ağzı kanseri taramasında ise hedef kitle 30-65 yaş grubu kadınlardır. Bu testin 5 yılda bir yapılması tavsiye edilmektedir. Kolon kanseri taramasında ise hedef kitle 50-70 yaş aralığındaki kadınlar ve erkeklerdir. Bu testin de iki yılda bir yapılması tavsiye edilir.

KETEM’de Yapılan Testler Neler?

Ketem’de kanser taramaları yapılarak ve Obezite ile mücadele konusunda destek verilmektedir. Meme kanseri için mamografi, rahim ağzı kanseri için smear testi ve kolon kanseri için taramalar yapılarak kanser hastalığı erkenden teşhis edilmektedir. Bununla beraber obezite konusunda eğitimler ve bilgiler verilerek sağlıklı beslenme düzeni kazandırmak hedeflenmektedir.

KETEM’e Neden Gidilir?

Ketem’in temel amacının kanseri erken teşhis etmek olduğunu anlattık. Ketem’de bireyler birçok konuda bilgi sahibi olabilmektedir. Burada korunma yöntemleri de aktarılmaktadır. Ketem’e giderek kanser taramalarınızı yaptırabilirsiniz. Bununla beraber obezite konusunda destek alarak sağlıklı beslenmeyi öğrenebilirsiniz.

KETEM’e Ne Zaman Gidilir?

Ketem’e ne zaman gidilir önemli bir konudur. Ketem’e kadınların 30 yaş sonrasında beş yılda bir rahim ağzı kanseri için gitmesi tavsiye edilmektedir. 40 yaş sonrasında ise her iki yılda bir meme kanseri taraması için gidilmesi belirtilmektedir. 50 yaş üstü kadın ve erkeklerin ise iki yılda bir kolon kanseri taraması için gitmesi önerilmektedir.

KETEM Kimler Başvurabilir?

Ketem’de hedef kitle rahim ağzı kanseri için 30 yaş üstü kadınlardır. Meme kanseri için 40 yaş üstü kadınlar hedef kitle olurken kolon kanseri için 50 yaş üstü kadın ve erkekler hedef kitledir. Yaş aralığı uyan herkes Ketem’e başvuru yapabilir.

KETEM Başvurusu Nasıl Yapılır?

Ketem devlet hastanelerine bağlı olarak ücretsiz bir şekilde hizmet vermektedir. Ketem randevu nasıl alınır, başvurusu nasıl yapılır öğrenmeniz gerekmektedir. İnternet üzerinden https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/Ketem adresine girerek başvuru yapmak gerekmektedir. Uygun gün ve saatte randevu alınarak zamanı geldiğinde randevuya gidilebilir. Bir diğer ulaşım yolu ise telefondur. 0344 415 04 26 nolu numarayı arayarak randevunuzu alabilirsiniz.

KETEM Randevusuz Gidilir Mi?

Ketem randevusuz gidilir mi merak konusudur. Ketem’e randevusuz da gidilebilir. Ancak yoğunluk nedeni ile uzun süre beklememek için randevu almak daha mantıklıdır.

KETEM Randevu Nasıl Alınır?

Ketem için randevu almak isteyen kişilerin yapması gereken işlemler çok basittir. İnternet üzerinden randevu alınabileceği gibi telefon aracılığı ile de randevu almak mümkündür.

KETEM Randevu Al

Yukarıda verdiğimiz internet adresinden Ketem randevu al menüsüne tıklayarak randevunuzu alabilirsiniz. Bu bölümde uygun olan gün ve saatler sıralanmıştır. Size uygun olan tarihi seçerek randevunuzu alabilirsiniz.

KETEM İçin Randevu Nasıl Alınır?

Kanser taramaları yapan Ketem için randevu nasıl alınır telefon yoluyla aktarmak istiyoruz. Ketem’e ait vermiş olduğumuz numarayı arayarak hangi bölüm için randevu almak istediğinizi belirtmeniz yeterlidir. Uygun gün ve saatte randevunuz kısa sürede oluşturulmaktadır.

KETEM Randevu Al İstanbul

İstanbul’da yaşayan kişilerin Ketem İstanbul merkezlerinden randevu almaları gerekmektedir. İstanbul’da Ketem merkezi sayısı fazladır. Hangi merkezden randevu almak istiyorsanız o merkezin numarasını arayabilirsiniz.

KETEM Ankara Randevu

Ankara’da birçok ilçede Ketem merkezi bulunmaktadır. İnternet üzerinden istediğiniz merkezi seçerek randevunuzu alabilirsiniz. Dilerseniz telefon aracılığı ile de randevu almanız mümkündür.

KETEM Bursa Randevu

Bursa il sağlık müdürlüğü bünyesinde hizmet veren Ketem’den randevu almanız çok kolaydır. İlgili merkezi arayarak randevu alabilirsiniz. Ayrıca Ketem internet adresinden Bursa’yı seçerek randevunuzu oluşturabilirsiniz.

KETEM İzmir Randevu

Ketem İzmir randevu için de yapmanız gereken işlemler aynıdır. Randevu almadan İzmir KETEM’e gidebilirsiniz. Ancak çok beklememek adına randevu almak daha doğru olacaktır.

MHRS KETEM Randevu Alınır Mı?

Birçok kişi sık sık kullandığı MHRS üzerinden MHRS Ketem randevusu alınır öğrenmek istemektedir. MHRS üzerinden Ketem randevusu verilmemektedir.

KETEM Hangi Hastanelerde Var?

Ketem birçok devlet hastanesinde bulunmaktadır. Yaşadığınız şehrin il sağlık müdürlüğüne giriş yaptığınız zaman hangi hastanelerde Ketem hizmeti olduğunu görebilirsiniz.

KETEM Mamografi Yaş Aralığı Nedir?

Ketem mamografi sayesinde meme kanseri erkenden teşhis edilmektedir. Ketem mamografi yaş aralığı 40-65 olarak belirlenmiştir.

KETEM Mamografi Randevu Nasıl Alınır?

Ketem merkezinin internet adresine giriş yaptığınız zaman bölümlerden meme kanseri taramasını tercih ederek mamografi randevusu alabilirsiniz.

KETEM HPV Testi Nedir?

Kadınların çoğu Ketem HPV testi nedir bilmiyor. HPV yani smear testi ile rahim ağzı kanseri teşhisi yapılmaktadır. Cinsel yolla bulaşan virüsler nedeni ile HPV hastalığına yakalanmak mümkündür. Bu nedenle Ketem’de sağlıklı korunma yöntemleri hakkında da bilgi verilmektedir.

KETEM HPV, Mamografi Sonucu Ne Zaman Çıkar?

Ketem’de tarama mamografi sonucu ortalama iki hafta sürede çıkmaktadır. Ancak teşhis amaçlı mamografi sonucu hemen çıkmaktadır. HPV sonucunun çıkması ise 20 günü bulmaktadır.

KETEM Sonuç Nasıl Öğrenilir?

Ketem’de sonuç öğrenmek için interneti kullanabilirsiniz. İnternet üzerinden Ketem adresine girdiğiniz zaman istediğiniz sonuç bölümüne giderek istenilen bilgileri ekrana girdikten sonra sonucunuzu öğrenebilirsiniz.

KETEM Merkezleri Ücretli Mi?

Ketem merkezleri Sağlık Bakanlığı bünyesinde ücretsiz olarak hizmet vermektedir. Ketem’deki hiçbir işlem için ücret ödemenize gerek yoktur.

KETEM Hangi Günler Açık?

Ketem hafta içi mesai saatleri içerisinde hizmet vermektedir. Ancak çalışan ve sadece hafta sonu müsait olan kişiler için Cumartesi günü de hizmet verilmektedir.

KETEM Cumartesi Açık Mı?

Ketem Cumartesi açık mı diye çokça meral edilmektedir. Ketem Cumartesi günleri açıktır. Ketem’e Cumartesi günleri de gidebilirsiniz.

Ketem’de Ücretsiz Kanser Taramanızı Yaptırdınız mı?

İlginizi Çekebilir:

İmpetex krem ne için kullanılır, vajinaya sürülür mü?

Mutlaka uzman doktor tarafından önerilerek kullanılması gereken İmpetex krem vücutta şişliğe, kızarıklığa ve iltihaba yol açan kimyasalların etkilerini azaltmaktadır. Beklenen faydayı sağlamak için kremi düzenli kullanmak önemlidir.

İmpetex Krem Nedir?

Cilt sorunları tedavisinde kullanılan İmpetex Krem nedir son günlerde çok sık karşılaştığımız sorulardan biridir. Etken maddesi Diflukortoron olan İmpetex krem, vücutta meydana gelen kızarıklık ve iltihabın etkinliğini azaltmaktadır. Kan damarlarını büzme etkisi olan İmpetex, bakteri ve mantarların cilt yüzeyinde yayılmasının önüne geçmektedir.

Doktor kontrolünde kullanılması gereken İmpetex krem haricen sorun yaşanan deriye sürülerek kullanılmalıdır. Kremin etkinliğini arttırmak için düzenli kullanmak önemlidir. Kullanım şekli ve sıklığı doktor tarafından belirlenmelidir.

İmpetex Krem Ne İçin Kullanılır?

İltihap giderici etkisi ile merak uyandıran İmpetex krem ne için kullanılır sorusuna çok geniş cevaplar verilebilir. İmpetex kremin kullanım alanı geniştir. Ağır iltihaplı ya da egzamalar ile birlikte ortaya çıkan derideki mantar ve bakteri enfeksiyonları için kullanılır. Ayrıca maya ve maya benzeri küf mantarları için tedavi amacı ile kullanılmaktadır.

İmpetex Krem Ne İçin Kullanılır?
İmpetex Krem Ne İçin Kullanılır?

İmpetex Krem Ne İşe Yarar?

İmpetex kesinlikle uzman doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Birçok cilt sorununa iyi gelen İmpetex’in sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Deri, tırnak ve saçlarda oluşan mantar enfeksiyonuna iyi gelir.
  • Ayak tabanında ve el aynasında oluşan bakteri etkili kabarcıkları iyileştirir.
  • Egzama ve varise iyi gelir.
  • Belirgin deri iltihabını tedavi eder.
  • Alerjik deri reaksiyonlarının baskılanmasını sağlar.

İmpetex Krem Hangi Hastalıklarda Kullanılır?

  • Lokal kortikoterapinin endike olduğu bakteriyel, fungal veya karışık enfeksiyonların eşlik ettiği hem inflamatuar hem de alerjik tüm cilt hastalıkları.
  • Bakteriyel ve/veya mantar komplikasyonlu cilt hastalıkları: Nummular egzama, egzama ve kontakt dermatit , egzama vulgaris (akut ve kronik faz), seboreik egzama, varisli egzama (doğrudan ülser üzerinde değil), çocuklarda egzama, anal egzama, dishidroz ve dishidroz egzama, sedef hastalığı , mikroplar, egzamatis.
  • Yoğun inflamatuar bileşenli bakteriyel enfeksiyonlar: piyoderma, folikülit, impetigo.
  • Dermatofitlerin, mayaların ve levulo benzeri mantarların neden olduğu, akut inflamasyonun eşlik ettiği veya sekonder egzamatizasyonun hakim olduğu klinik tablo (tinea, kandidiyazis , pitriyazis versikolor) ile dermatomikoz.
  • Impetex’in ayrıca enflamatuar veya alerjik yapıdaki cilt hastalıklarında bakteriyel ve / veya mantar enfeksiyonlarını önlediği de belirtilmiştir.

İmpetex Krem Antibiyotikli Mi?

İmpetex Krem ile alakalı İmpetex krem antibiyotikli mi sorusunun yanıtı merak edilmektedir. İmpetex antibiyotik etkili bir kremdir. Bu sayede iltihabi hastalıkların tedavisinde etkilidir.

İmpetex Krem Nasıl Kullanılır?

Kısa sürede etkisini keşfetmek için İmpetex Krem nasıl kullanılır iyi öğrenilmelidir. Yanlış kullanımlar istenmeyen sonuçlar ortaya çıkarabilir. İmpetex kremin kullanımı doktor tarafından tarif edilmektedir. Ancak kremin prospektüsünde, tedavi başlangıcında kremin günde 2 ya da 3 kere ince bir tabaka halinde yara üzerine sürülmesi tavsiye edilmektedir. Hastalıkta iyileşme görülmeye başladığında ise günde bir kere uygulamak yeterli olmaktadır. Kremin üç haftadan fazla kullanılmaması tavsiye edilmektedir.

İmpetex Krem Günde Ne Kadar Sürülür?

Özel eksipiyanı (” su içinde yağ ” emülsiyonu, az yağlı) nedeniyle Impetex, salgı lezyonlarının tedavisinde ve anal bölge ve koltuk altı boşluğu gibi nemli cilt bölgelerinde, bir baz kullanılmasının tavsiye edildiği durumlarda özellikle endikedir.

Impetex, salgıların akmasını sağlar ve cildin hızlı buharlaşmasını ve kurumasını sağlar. Hazırlık ciltte yağ izi bırakmaz ve bu nedenle yüz ve açıkta kalan cilt bölgelerine uygulama için de uygundur. Aksi belirtilmedikçe, ilacı günde 2-3 kez ince bir tabaka halinde yayarak tedaviye başlayın. Klinik tablo düzelir düzelmez, günde sadece bir uygulama yeterlidir.

Uyarılar!

Bebekler ve 4 yaşın altındaki çocuklar, özellikle bebek bezleriyle kaplı alanlarda üç haftadan uzun süre tedavi edilmemelidir. Öngörülen dozu kendi inisiyatifinizle değiştirmeyin. İlacın etkisinin çok zayıf veya çok güçlü olduğunu düşünüyorsanız, doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.

İmpetex Krem Nereye Sürülür?

İmpetex Krem, hastalıklı deriye haricen sürülerek kullanılmalıdır. Bu krem burun, gözler, vajinal bölge ve ağız dışında her bölgede kullanılabilir.

İmpetex Krem Kulak İçin Kullanılır Mı?

İmpetex krem kulağım iç kısmında kullanılmaz. Ancak dış kulak enfeksiyonlarında kullanılabilir. Yine de doktora danışmakta fayda vardır.

İmpetex Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Bebeğini kucağına alma hayali kuran anne adayları İmpetex krem hamilelikte kullanılır mı öğrenmek istemektedir. Bu kremin özellikle hamileliğin ilk üç ayında kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Kullanmak zorunda olunan durumlarda ise geniş alanlarda ve uzun süre kullanmamaya dikkat edilmelidir.

Hamileyseniz veya emziriyorsanız, hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız veya bebek sahibi olmayı planlıyorsanız, Impetex Kremi almadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.

İmpetex Krem Bebeklerde Kullanımı Nasıldır?

İmpetex krem bebeklerde mümkün olduğunca kullanılmamalıdır. Çocuklarda da kısa süreli kullanılmalıdır. Çünkü Krem kortizon içermektedir.

İmpetex Krem Muadili Kremler Hangileri?

İmpetex kremi bulamadığınız zaman aynı etkiyi gösterecek İmpetex krem muadili kremler kullanabilirsiniz. Bu kremler Fito, Travazol, Hipokort, Stilex olarak sıralanabilir.

İmpetex Krem Sivilce İçin Kullanılır Mı?

İmpetex krem ile ilgili impetex krem sivilce için kullanılır araştırılmaktadır. İmpetex krem iltihabı azalttığı için sivilcelerde kullanılmaktadır.

İmpetex Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

İmpetex krem, iltihap kurutucu etkisi ile iltihaplı sivilcelere iyi gelmektedir. Düzenli kullanım önemlidir.

İmpetex Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

İmpetex krem genital bölgede görülen mantar enfeksiyonu için kullanılmaktadır. Ancak bu bölgede çok fazla ve uzun süre kullanılmaması tavsiye edilmektedir.

İmpetex Krem Egzama İçin Kullanılır Mı?

İmpetex krem birçok deri hastalığına iyi gelmektedir. Egzamalarla beraber görülen mantar ve bakteri enfeksiyonlarını tedavi etmektedir.

İmpetex Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

İçeriğindeki etken maddesi sayesinde egzamaya iyi gelmektedir. Düzenli ve doğru kullanıma dikkat edilmelidir.

İmpetex Krem Hemoroid İçin Kullanılır Mı?

İmpetex krem genital bölge mantarları için kullanılabilir. Ancak bu kremin hemoroid tedavisinde etkisi yoktur.

İmpetex Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?

Özellikle anneler İmpetex krem pişik için kullanılır mı araştırmaktadır. İmpetex kremin pişik üzerinde etkisi yoktur.

İmpetex Krem Yüze Sürülür Mü?

İmpetex krem yüze sürülebilir. Ancak göze kaçmamasına dikkat edilmelidir.

İmpetex Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Vajina bölgesi oldukça hassas bir bölgedir. İmpetex krem vajina bölgesinde kullanılmamalıdır.

İmpetex Krem Mantara İyi Gelir Mi?

İmpetex kremin temel amacı, mantar enfeksiyonlarının deri üzerinde yayılmasını önlemektir. Düzenli kullanım ile beraber mantar enfeksiyonuna iyi gelmektedir.

İmpetex Krem Yanığa İyi Gelir Mi?

Antibiyotik etkisi olduğu için İmpetex krem Yanığa iyi gelir mi merak edilmektedir. İmpetex krem yanım tedavisinde kullanılmaktadır. Yanım için daha uygun kremler tercih edilmelidir.

İmpetex Krem Reçetesiz Satılır Mı?

İmpetex krem reçeteli ya da reçetesiz olarak satılmaktadır. Reçete ile alındığı zaman devlet tarafından ödenmektedir.

İmpetex Krem Fiyatı Ne Kadar?

İmpetex krem güncel fiyatı 23 TL ‘dir.

İmpetex Krem Yan Etkileri Neler?

Impetex Kremi aşağıdaki durumlarda kullanmayınız!

  • Etkin maddelere veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık.
  • Ürüne aşırı duyarlılık belirtileri olarak lokal kızarıklık, ödem, soyulma, kaşıntı.
  • Diğer etkiler arasında hipertrikoz, akneiform döküntü, cilt atrofisi, hipopigmentasyon, telenjiektaziler, strialar, vasküler kırılganlık, purpura ve uzun süreli tedavilerden sonra (özellikle yüzde), rebound püstüler dermatit yer alır.

İmpetex Krem Kullananların Yorumları Neler?

İmpetex krem kullananların yorumları neler birçok kişi tarafından araştırılmaktadır. Kremin etkilerini merak eden kişiler, bu yorumlar sayesinde bilgi edinmektedir. İmpetex krem kullanıcıları kremden övgüyle bahsetmektedir. Kremin yan etkilerini çok fazla yaşamadığını belirten kullanıcılar, ilk kullanımda bile fayda gördüklerini söylemektedir.

İlginizi Çekebilir:

Rectoderm krem kullananların yorumları neler? Fiyatı

Makat çatlağı birçok kişide görülen bir sağlık sorunudur. Makat bölgesinde ağrıya ve kaşıntıya neden olan makat çatlağı için Rectoderm krem kullanılmaktadır. Makat bölgesindeki basıncı azaltan Rectoderm krem ağrıyı da hafifletmektedir.

Rectoderm Krem Nedir?

Mavi ve beyaz 30 gramlık formlar halinde satılan Rectoderm krem nedir açıklayacağız. Sadece eczanelerde satılan Rectoderm krem beyaz bir görünüme sahiptir. İçeriğinde % 0.4 etken madde bulunan bu krem, organik nitratlar ilaç grubunda yer almaktadır. Normal reçete ile satılsa da, reçeteli ve reçetesiz olarak eczanelerden alınabilmektedir.

Kortizon içermeyen Rectoderm krem, makat bölgesinde yaşanan sorunlar için oldukça etkilidir. Kremin etken maddesi Gliseril Trinitrat’tır. Doktor önerisi ile kullanılması gereken Rectoderm krem düzenli kullanıldığı zaman kısa sürede fayda sağlamaktadır.

Rectoderm Kremin İçeriği Nedir?

Birçok kişi Rectoderm krem içeriği nedir merak etmektedir. Öncelikle bu krem kortizon içermemektedir. Etken maddesi Gliseril Trinitrat olan kremin içeriğinde Propilen glikol, sıvı parafin, katı parafin ve lanolin yer almaktadır. Kremin içeriğinde bulunan bu etken maddelere karşı alerjisi olan kişilerin doktora danışmadan Rectoderm kremi kullanmaması tavsiye edilmektedir.

Rectoderm Krem Ne İçin Kullanılır?

Rectoderm krem ne için kullanılır sorusuna net olarak makat bölgesi için cevabı verilebilir. Makat bölgesinde görülen hemen hemen tüm sorunlar için Rectoderm krem kullanılmaktadır. Kronik makat çatlağı, makat bölgesi kaşıntısı, yarası, kanaması gibi durumlar üzerinde Rectoderm krem etkilidir.

İlginizi Çekebilir: Madecassol krem makat çatlağına iyi gelir mi, vajinaya sürülür mü?

Rectoderm Krem Ne İşe Yarar?
Rectoderm Krem Ne İşe Yarar?

Rectoderm Krem Ne İşe Yarar?

Makat bölgesi kremi olan Rectoderm krem ne işe yarar sıralamak istiyoruz. Düzenli bir şekilde kullanılması gereken Rectoderm kremin faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Makat bölgesinde meydana gelen kaşıntıya ve ağrıya iyi gelir.
  • Makat bölgesinde oluşan basıncı azaltarak kan akışını hızlandırır.
  • Makat bölgesinde oluşan yırtıklara iyi gelir.
  • Makat bölgesindeki küçük sıyrıkları tedavi eder
  • Kronik makat çatlağı nedeni ile oluşan ağrıyı hafifletir.

Rectoderm Krem Nasıl Kullanılır?

Rectoderm krem nasıl kullanılır ilk olarak doktora danışılmalıdır. Doktorun önerisine birebir uyulmalıdır. Doktor herhangi bir öneride bulunmadığı zaman kremin prospektüsünde yazan önerilere dikkat edilmelidir. Haricen kullanılan Rectoderm krem hafif bir şekilde anal kanala sokularak bu bölgeye dairesel olarak sürülür. Uygulama sonrasında eller yıkanmalıdır. Kremin on saat ara ile günde iki kere kullanılması tavsiye edilmektedir. Kremin maksimum kullanım süresi 56 gündür.

Rectoderm Krem Nereye Sürülür?

Birçok kişi Rectoderm krem nereye sürülür konusunda tereddüt yaşamaktadır. Rectoderm krem bir makat kremidir. Yani makat bölgesinde yaşanan sorunları tedavi etmek için makat bölgesine sürülür.

Rectoderm Krem Ne Kadar Süre Kullanılır?

Rectoderm kremin kullanım süresi kişiye göre değişmektedir. Ancak kremin en fazla 56 gün kullanılacağı belirtilmektedir. Ağrı geçtikten sonra iki hafta kadar daha kullanımı önerilmektedir.

Rectoderm Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Rectoderm kremin içeriği incelendiği zaman emziren annelerin bu kremi kullanmaması tavsiye edilmektedir. Yine de bu konuda doktorunuza danışmanız daha doğru olacaktır.

Rectoderm Krem Hamileler Kullanabilir Mi?

Rectoderm kremin hamilelik döneminde kullanılması önerilmez. Kremi kullanırken hamile olduğunuzu fark ettiğiniz anda kremi kullanmayı bırakarak doktorunuza gitmelisiniz.

Rectoderm Krem Hemoroid İçin Kullanılır Mı?

Makat kremi olduğu için Rectoderm krem hemoroid için kullanılır merak edilmektedir. Ancak bu krem hemoroid için kullanılmaz.

Rectoderm Krem Muadili Kremler Hangileri?

Rectoderm krem ile aynı etkileşimi sağlayacak kremler arasında Anrecta Rektal, Nictoderm TTS Flaster, Recbutin gibi kremler yer almaktadır.

Rectoderm Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Rectoderm normal reçeteli bir kremdir. Reçeteli ya da reçetesiz olarak alınabilir.

Rectoderm Krem Devlet (SGK) Karşılıyor Mu?

Rectoderm krem reçete ile alındığı zaman devlet (SGK) tarafından karşılanmaktadır.

Rectoderm Krem Fiyatı Ne Kadar?

Rectoderm krem fiyatı ortalama olarak 300 TL’dir.

Rectoderm Krem Yan Etkileri Neler?

Rectoderm kremin ciddi yan etkileri pek yoktur. Ancak nadir olarak sersemlik, baş dönmesi, yorgunluk, bulanık görme gibi etkileri olabilmektedir. Rectoderm kremin yan etkileri ile ilgili merak edilen bazı soruları aşağıda yanıtladık.

Rectoderm Damar Genişletir Mi?

Rectoderm kremin temel etken maddesi eskiden damar genişlemesi için kullanılırdı. Bu nedenle Rectoderm krem damar genişletir mi merak edilmektedir. Rectoderm krem makat bölgesindeki damarları genişleterek daha rahat dışkı çıkmasını sağlamaktadır.

Rectoderm Ereksiyon Yapar Mı?

Rectoderm kremin ereksiyon yapıcı böyle bir etkisi yoktur.

Rectoderm Krem Kullananların Yorumları Neler?

Rectoderm krem kullananların yorumları incelendiği zaman kremden genel olarak memnuniyet duyulduğu görülmektedir. Kremin yan etkilerini yaşayan kişi sayısı oldukça azdır. Bu etkiler krem kullanımı bırakıldığı zaman sona ermiştir. Kullanıcılar krem sayesinde makat bölgesi ağrısından kurtulduklarını belirtmişlerdir.

İlginizi Çekebilir

Aldara krem vajina içine sürülür mü? Kullananlar

12 şase halinde satılan Aldara kremin her şasesinde 25 gram krem bulunmaktadır. Siğil oluşumuna neden olan virüslere ve tümörlere karşı etkili olan Aldara krem son dönemlerin popüler kremlerinden biri olmuştur.

Aldara Krem Nedir?

Farklı cilt hastalıklarına iyi gelen Aldara Krem nedir merak ediyorsanız doğru yerdesiniz. Bazı kişilerde dış genital bölgede ve anüs çevresinde siğiller meydana gelmektedir. Bu durumda devreye giren Aldara krem, imikimod etken maddesi ile siğilleri tedavi etmektedir. Aldara krem kötü huylu olmayan yüzeysel cilt kanserlerinde de kullanılmaktadır.

Haricen kullanılan Aldara krem mutlaka doktor önerisi ile kullanılmalıdır. Kremin içeriğinde bulunan etken maddelere karşı alerjisi olan kişilerde yan etkiler görülebilir. Bu nedenle doktor tavsiyesi ile önerildiği şekilde kullanılmalıdır.

Aldara Krem Ne İçin Kullanılır?

Siğil problemi yaşayan birçok kişi için Aldara krem ne için kullanılır önemlidir. Temel anlamda siğiller için kullanılan Aldara kremin diğer kullanım alanları hakkında bilgi vermek istiyoruz. Aldara krem erişkinlerde, perianal ve dış genital siğillerin tedavisinde kullanılmaktadır. Nasıl kullanılması gerektiği konusunda en doğru bilgiyi hastayı izleyen hekim verecektir.

Aldara krem, cerrahinin uygun olmadığı küçük cilt kanseri tedavisinde de kullanılmaktadır. Genelde açık tenli olan orta yaşlı ve yaşlı kişilerde görülen bu kanser, güneş ışınlarına çok fazla maruz kalma nedeni ile ortaya çıkmaktadır. Tedavi edilmediği zaman yüzde şekil bozukluklarına neden olmaktadır.

Aldara Krem Ne İşe Yarar?
Aldara Krem Ne İşe Yarar?

Aldara Krem Ne İşe Yarar?

Son zamanlarda kullanım oranı artan Aldara krem ne işe yarar temel olarak aktardık. Kişilerde genital bölgenin dış kısmında meydana gelen siğiller ile anüs çevresinde oluşan siğillerin tedavisinde etkilidir. Bununla beraber küçük çaptaki cilt kanserlerine de iyi gelmektedir. Çok güçlü bir krem olduğu için doktor gözetimi dışında kesinlikle kullanılmamalıdır.

Aldara Krem Nasıl Kullanılır?

Aldara kremin faydalarından sonra Aldara krem nasıl kullanılır çok iyi öğrenilmelidir. Aldara kremin kullanımı hastalığın türüne ve boyutuna göre değişiklik göstermektedir.

Bu kremi sadece cilt üzerinde kullanın. Kremi genellikle gece yatmadan hemen önce, doktorunuzun önerdiği şekilde etkilenen bölgeye/bölgelere uygulayın. Tek kullanımlık paketleri kullanıyorsanız, her doz için yeni bir paket kullanın.

Aldara Krem Kullanımı

Aldara krem, haftada üç defa normal uyku saatinden önce kullanılmalıdır. Deride 6-8 saat kadar kalması gerekmektedir. Görünen siğiller tamamen bitene kadar en fazla 16 hafta kullanılması tavsiye edilmektedir.

Uygulamadan önce ellerinizi ve uygulama yapılacak bölgeyi yumuşak sabun ve su ile yıkayınız. Bölgeyi iyi kurulayın. Etkilenen alanlara talimatlara göre ince bir tabaka ilaç uygulayın ve kaybolana kadar iyice ovalayın.

Her uygulamadan sonra ellerinizi sabun ve su ile yıkayın. Tedavi edilen bölgeyi bandaj veya su geçirmez örtülerle örtmeyin. Bununla birlikte, bölgeyi pamuklu gazlı bezle kapatabilir veya genital bölgeyi tedavi ediyorsanız pamuklu iç çamaşırı giyebilirsiniz.

Bu krem, doktorunuz tarafından özellikle belirtilmedikçe 12 yaşın altındaki çocuklarda kullanılması önerilmez.

Aldara Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Küçük bebeği olan ve emziren anneler için Aldara krem emziren anneler kullanabilir mi önemlidir. Yapılan çalışmalar, Aldara kremin emziren anneler ve bebekleri üzerinde olumsuz bir etki yaratmadığını göstermektedir. Ancak yine de doktorunuza danışmadan kullanmamanız tavsiye edilmektedir.

Aldara Krem Adet (Regl) Döneminde Kullanılır Mı?

Aldara kremin adet döneminde zorunlu olmadıkça kullanılması önerilmez. Ancak kullanılması gereken durumlarda çok dikkat edilmesi gerekir.

Aldara Krem Ne Kadar Zamanda Etkisini Gösterir?

Aldara krem ne kadar zamanda etkisini gösterir sorusunun yanıtı, kişinin durumuna göre değişmektedir. Genital siğil tedavisini için kullanıldığında etkisini göstermesi uzun sürmektedir. Bu süreç üç hafta ile on altı hafta arasında değişmektedir.

Aldara Krem Siğili Geçirir Mi?

Aldara krem bir siğil kremidir. Düzenli kullanıldığı zaman siğilleri geçirmektedir.

Aldara Krem Vajina İçine Sürülür Mü?

Aldara krem vajina içine sürülür mü sorusu sıkça sorulmaktadır. Aldara krem iç genital siğil tedavisinde önerilmemektedir. Yani vajina içine sürülmemelidir.

Aldara Krem Açık Yaraya Sürülür Mü?

Aldara krem açık yaraya sürülür iyi bilinmelidir. Aldara kremin açık yara dokuları iyileşmeden kullanılması önerilmez. Yani açık yaraya sürülmemelidir.

Aldara Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Aldara krem bir siğil kremidir. Yani sivilceye iyi gelmez.

Aldara Krem Muadili Kremler Hangileri?

Aldara krem muadili kremler hangileri araştırdık. Aldara kremi bulamadığınız zamanlarda muadili olan kremler kullanılabilir. Ancak Aldara krem kadar siğiller üzerinde etkili olan bir krem olmadığı görülmektedir. Doktorunuza bu konuda danışabilirsiniz.

Aldara Krem Aile Hekimi Yazabilir Mi?

Aldara krem aile hekiminin direkt olarak yazabileceği bir krem değildir. Eğer krem ile ilgili hekim tarafından yazılan bir rapor ya da reçete var ise Aldara kremi aile hekimi yazabilir.

Aldara Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Aldara krem beyaz reçete ile satılmaktadır. Ancak reçete olmadan da eczanelerden satın alınabilir.

Aldara Krem Devlet Karşılıyor Mu?

Birçok kişi Aldara krem devlet karşılıyor mu araştırmaktadır. Aldara krem üç tane hekim imzalı rapor ile reçete edildiğinde devlet tarafından ödenmektedir.

Aldara Krem Fiyatı Kaç Lira?

Aldara krem fiyatı yüksektir. 2022 yılında Aldara kremin eczane fiyatı 474 TL ‘dir.

Aldara Krem Yan Etkileri Neler?

Aldara krem yan etkileri olan bir kremdir. Özellikle kremin etken maddelerine karşı alerjisi olan kişilerde yan etkiler daha şiddetlidir. Aldara kremin yan etkileri ile ilgili merak edilen sorular aşağıda yanıtlamıştır.

Aldara Krem Cilde Zarar Verir Mi?

Aldara krem doktorun tarif ettiği şekilde kullanılmalıdır. Önerilen dozdan daha fazla kullanıldığı zaman cilde zarar verebilir. Ayrıca uzun süre kullanılması da cildi tahriş etmektedir. Bu ilacı göz, burun, ağız , rektum veya vajinaya uygulamayın. Bu ilacı bu bölgelere sürerseniz, bol su ile yıkayın. Tahriş meydana gelirse hemen doktorunuza başvurun.

Aldara Krem Sonrası Kızarıklık Normal Mi?

Aldara krem kullanımı sonrasında cildi hassas olan kişilerde kızarıklık olabilir. Ancak bu durum uzun sürer ise kremin kullanımı durdurularak doktora danışılmalıdır.

Aldara Siğilleri Arttırır Mı?

Aldara kremin iltihaplı durumu alevlendirebileceği söylenmektedir. Siğillerin tekrar oluşması durumunda yeniden Aldara krem kullanımı konusunda bir çalışma yoktur.

Aldara Krem Tahriş Etti Ne Yapmalıyım?

Aldara krem cildi tahriş ettiği zaman cildi koruyacak ürünler kullanmanız önerilmektedir. Bu konuda mutlaka doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir.

Aldara Krem Yanığı Nasıl Geçer?

Bazı siğil ilaçları deriyi yakarak çukurluk oluşmasına neden olabilir. Aldara kremin de böyle etki gösterdiği kişiler nadir de olsa vardır. Bu durumda doktor tarafından uygun bir tedavi önerilmektedir.

Aldara Krem Kullananlar Yorumları

Aldara krem kullananlar, siğil sorunundan kurtulduklarını söylemektedir. Aldara kremin az da olsa yan etkilerini yaşayan kişiler olduğu görülmektedir. Ancak doktor müdahalesi ile bu kişiler sorunlarından kısa sürede kurtulmuşlardır.

Genital Siğil İçin Aldara Krem Kullanan Var Mı?

İncelediğimiz yorumlarla alakalı en çok genital siğil konusu merak edilmektedir. Genital siğil sorunu yaşayan kişilere doktorları tarafından Aldara krem reçete edilmiştir. Kremin etkilerini düzenli kullanımla gören kullanıcılar, bir sorun yaşamadıklarını belirtmektedirler.

Kullanıcı yorumu:

Yıllardır genital siğillerim vardı ve korku hikayeleri nedeniyle Aldara kremi denemem biraz zaman aldı. Kullandığım için çok mutluyum! Şimdi 3 haftadır kullanıyorum ve siğil kümem %80 azaldı ve 1-2 hafta içinde tamamen yok olacaklarına eminim. İpuçları: Daha fazla etkili olsun diye bu kremden çok fazla sürmeyin!!! Siğillerin üzerine sadece ince bir tabaka halinde haftada 3 kez sürün, kurumasını bekleyin ve onunla uyuyun. İlk 1-2 hafta içerisinde hemen sonuçları görmeyi beklemeyin. Sabırlı olun!

Yaşadığım yan etkiler: Kremin değdiği yerde küçük kabarcıklar oluşuyor. Ama etkili sonuçlarını görünce bu yan etkileri unutacaksınız. Sadece sabırlı olun ve aşırı dozda kullanmayın.

İlginizi Çekebilir:

Bağırsaktaki yararlı bakterilerin azalması belirtileri neler?

Bağırsakta hastalığına neden olan birçok farklı mikroorganizma bulunmaktadır. Probiyotikler yani bağırsaktaki yararlı bakteriler, bağırsağın bu etkenlere karşı bariyer oluşturmasına destek olmaktadır. Bu nedenle bağırsaktaki yararlı bakterilerin varlığı çok önemlidir.

Bağırsaktaki Yararlı Bakteriler Ne İşe Yarar, Ne Üretir?

Bağırsakta bulunan bakterilerin büyük bir bölümü yararlıdır. Yediğimiz besinleri hazmeden bu bakteriler birçok fayda sağlamaktadır. Bu konuya merak duyan kişiler için bağırsaktaki yararlı bakteriler ne işe yarar, ne üretir anlatmak istiyoruz. Vücudumuzda en çok bakteri kalın bağırsakta bulunmaktadır. Bu nedenle kalın bağırsak vücudun en aktif organıdır. Bakteriler fermente etmiş oldukları karbonhidratları, kısa zincirli yağ asitlerine yani KZYA’ne dönüştürmektedir.

Bağırsaktaki yararlı bakteriler, menakinon denilen K2 vitaminini üretmektedir. Bağırsaklar çok ağır bir zarar görmediği zaman K2 vitamininin yetersiz olması çok zordur. Bağırsaktaki bu faydalı bakteriler B vitamini de üretirler. B vitamini ise yağların hazmedilmesini kolaylaştırmaktadır. Bağırsaktaki yararlı bakterilerin insan vücuduna sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Sindirilemeyen gıdaları parçalar ve bu gıdaların emilmesine yardımcı olur.
  • Hücre büyümesini teşvik eder.
  • Zararlı bakterilerin artmasını engeller.
  • Toksit ürünlerin bağırsaklardan kana geçmesini engeller.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Cilt hastalıklarını azaltır.
Bağırsakta Yararlı Bakterilerin Azalması Belirtileri Neler?
Bağırsakta Yararlı Bakterilerin Azalması Belirtileri Neler?

Bağırsakta Yararlı Bakterilerin Azalması Belirtileri Neler?

Bağırsakta kötü bakterilerin artarak yararlı bakterilerin azalması bazı belirtiler ile kendini göstermektedir. Bağırsakta yararlı bakterilerin azalması belirtileri neler öğrenerek bu duruma müdahale edebilirsiniz. Yararlı bakterilerin azalması durumunda ortaya çıkan belirtiler şunlardır:

  • Kusma
  • Ağırlık hissi
  • Bulantı
  • Karında şişlik
  • Kırgınlık
  • Karın ağrısı
  • Kabızlık
  • İshal
  • Halsizlik

Bağırsaktaki İyi Bakteriler Azalırsa Ne Olur?

Bağırsak florası dengesizliği denilen bağırsaktaki iyi bakterilerin azalması durumunda kişide bazı olumsuz etkiler görülebilmektedir. Yararlı denilen bileşenlerin üretimi düşeceği için vitamin emilimi de azalmaktadır. Ayrıca flora enfeksiyon karşısında güçsüz hale gelmektedir. Bu durumda kişide ishal, karın ağrısı, karında şişlik, sindirim zorluğu gibi belirtiler görülmektedir.

Bağırsaklarda Bakteri Eksikliği Nasıl Giderilir?

Bağırsaklarda bakteri eksikliği durumunda neler olabileceğinden bahsettik. Bağırsaklarda yararlı bakterilerin birçok faydası bulunmaktadır. Bu nedenle bağırsaklarda bakteri eksikliği nasıl giderilir öğrenerek buna göre tedavi uygulanmalıdır. Bunun için de öncelikle beslenme düzenine dikkat edilmelidir.

Bağırsaklarda probiyotik oranını arttırmak için günde 2 – 3 kere probiyotik içeren besinler tüketilmelidir. Probiyotik içeren besinlerin başında ev yoğurdu, kefir, tarhana, boza, sirke, keçi sütü ve turşu gelmektedir. Bununla beraber sarımsak, yer elması, muz, elma, soğan, yulaf ve arpa tüketilmesi tavsiye edilmektedir.

Bağırsaktaki Yararlı Bakteriler Ölürse Ne Olur?

Bağırsaktaki yararlı bakterilerin ölmesi, bağırsak florasının bozulması anlamına gelmektedir. Yararlı bakteriler azaldığı için probiyotikler de azalır ve patojen mikroorganizmalar üremeye başlar. Bu mikroorganizmalar ise hastalıkları beraberinde getirir. Hastalıklardan biri olan Disbiyozis, bağırsak duvarını tahrip ederek bağırsağın geçirgenliğini arttırır. Kişinin vücudu hastalıklara karşı savunmasız hale gelir. Bu nedenle yararlı bakterilerin artması için en uygun beslenme düzeni geliştirilmelidir.

Bağırsaktaki Yararlı Bakteriler Nasıl Artar, Çoğalır?

Bağırsak florası bozukluğu yaşayan kişiler için bağırsaktaki yararlı bakteriler nasıl artar, çoğalır sorusunun yanıtı çok önemlidir. Çeşitli nedenlerle azalan yararlı bakterilerin artması için probiyotik bakteriler içeren besin takviyeleri veya yiyecekler tüketilmelidir. Lif açısından zengin besinlere ağırlık verilmelidir. Yararlı bakterilerin artması öncelikle beslenmeye bağlıdır. Süt ürünleri, meyve ve sebze ağırlıklı beslenme tavsiye edilmektedir.

Bağırsak Florası Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?

Bağırsak florası, bağırsakta bulunan mikroorganizmalar anlamına gelmektedir. Bu floranın yüzde 98’i yararlı bakterilerden oluşurken, yüzde 2’si zararlı bakterilerden oluşmaktadır. Floradaki bu yararlı bakterilerin azalarak zararlı bakterilerin çoğalması durumuna bağırsak florası bozukluğu denilmektedir.

Bağırsak florası bozukluğu, sadece kefir içmek ya da probiyotik kullanarak düzelecek bir sorun değildir. Mutlaka bir diyetisyen kontrolünde uygun bir beslenme programı hazırlanmalıdır. Bağırsak florası tedavisi için dikkat edilmesi gereken önemli noktalar şunlardır:

  • Fermente gıdalar tüketilmelidir.
  • Sebze tüketimine dikkat edilmelidir.
  • Kemik suyu tüketilmelidir.
  • Posalı besinlere yer verilmelidir.
  • Hindistan cevizi yağı kullanılmalıdır.

Kalın Bağırsaktaki Yararlı Bakteriler Hangi Vitamini Üretirler?

Probiyotik bakteriler denilen kalın bağırsaktaki yararlı bakteriler hangi vitamini üretirler önemlidir. Vücutta yeteri kadar probiyotik bulunduğu zaman aminoasit ve vitamin sentezlemektedir. Bu bakterilerin üretmiş olduğu vitaminler arasında B1 (Tioamin), B2 (riboflavin), pridoksin ( B6 ) ve K (Naftokinin) yer almaktadır.

Bağırsak Florası Ne Kadar Zamanda Düzelir?

Zararlı bakterilerin sayısı az olduğu için yararlı bakterilerin kontrolü altında tutulmaktadır. Bu sayede hastalıkların önüne geçilmektedir. Ancak bazen bağırsak florası bozularak vücut hastalıklara açık hale gelmektedir. Bağırsak florasının bozulmasının en büyük nedenlerinden biri, gereksiz yere antibiyotik kullanmaktır. Bir hafta kullanılan antibiyotikler floranın altı ay geciktirmektedir.

Beslenme düzenine dikkat edildiği zaman bağırsak florası kısa zaman içerisinde düzenlemektedir. Ancak kesin bir süre vermek zordur. Çünkü herkesin bağırsak florası sorunu gidişatı birbirinden farklıdır. Bazı kişilerde tedavi daha uzun sürebilmektedir.

Bağırsak Florası Nasıl Düzelir İbrahim Saraçoğlu

Bağırsak florası nasıl düzelir İbrahim Saraçoğlu tarafından belirtilmiştir. Birçok hastalığa karşı faydalı tedavi yöntemleri uygulayan İbrahim Saraçoğlu, bağırsak florası için de uygun bir tedavi tavsiye etmiştir. Yazımızın içerisinde ebegümeci küründen bahsetmiştik. Bu kürü uygulayarak soruna çözüm bulabilirsiniz. Bunun dışında yine aynı yöntemle Aynısefa bitkisini de kaynatarak tüketebilirsiniz.

Bağırsaktaki Yararlı Bakterileri Artırmanın 6 Doğal Yolu

Bağırsak sağlığı, sindirim sisteminde yaşayan mikroorganizmaların dengesini ifade eder. Bu mikroorganizmaların doğru dengesini korumak, fiziksel ve zihinsel sağlık, bağışıklık ve daha fazlası için hayati önem taşır. İşte bağırsak sağlığınızı iyileştirmenin bilimsel olarak desteklenen 6 yolu.

1- Hareket etmeye devam edin!

Egzersizin kalp sağlığına birçok faydası olduğunu biliyoruz, ancak aynı zamanda bağırsaklarınız için de harika. Düzenli aerobik egzersiz, bağırsak düzenine, şişkinlik semptomlarına yardımcı olabilir ve kolon kanseri riskinizi azaltır.

2- Derin nefes alın

Bağırsak aynı zamanda ikinci beyin olarak da bilinir çünkü beynimizde bulunan aynı nörotransmitterlerin çoğunu içerir ve bağırsak ile beyin arasında iki yönlü bir konuşma vardır.

Midesinde kelebekler uçuşan herkes, midemizde sık sık duygular hissettiğimizi bilir (bu, irritabl bağırsak sendromu olanlarda daha fazladır), bu nedenle stresi azaltmak için yapabileceğiniz her şey – meditasyon, yoga, derin nefes alma – enerjinizi korumanıza yardımcı olacaktır.

3- Yeterince su için

Dehidrasyon, sindiriminizin yavaşlamasına neden olarak kabızlık, mide bulantısı, şişkinlik ve/veya karın ağrısına neden olabilir. Egzersiz, terleme veya hastalanma nedeniyle daha fazla sıvı kaybettiğinizde sıvı alımınızı sürekli olarak sürdürmek ve artırmak istiyorsunuz.

Sodyum ve potasyum da dahil olmak üzere terlediğinizde kaybettiğiniz elektrolitleri de değiştirmek isteyeceksiniz. Terleme oranları kişiye göre değişir ancak ortalama olarak 1 paket  CURE  , 30 dakikalık yoğun bir kardiyo antrenmanından kaybedilen sodyum ve potasyumun yerini alır.

4- Bol yeşillik tüketin

Yüksek lifli bitki bazlı bir diyet, bağırsak sağlığı için en iyisidir. Kolonunuzu sorunsuz hareket ettirmek için egzersiz yapmakla kalmaz, aynı zamanda kolon kanseri riski açısından hayvan bazlı yağlardan ve proteinden çok daha iyidir.

5- Mikrobiyomunuza iyi bakın

Vücudunuzun içinde ve üzerinde yaşayan yaklaşık 38.000.000.000.000 mikroorganizmaya (çoğu bakteridir) ev sahipliği yapıyorsunuz. Bu, vücudu oluşturan tüm hücrelerin kabaca %50’sidir! Bu mikroorganizmalar, mikrobiyomunuzu oluşturur ve bu böcekler, bağırsak astarınızı güçlendirmekten iltihabı azaltmaya ve bağışıklığı artırmaya kadar önemli işlevlere hizmet eder. Günlük probiyotik alarak veya kombucha ve fermente sebzeler gibi probiyotik açısından zengin besinler yiyerek mikrobiyomunuza daha iyi bakabilir ve kesinlikle gerekli olmadıkça antibiyotiklerden kaçınabilirsiniz.

6- Mutfağınızda baharatlara yer açın

İster inanın ister inanmayın, baharatlar aslında dost bağırsak mikroplarına yardımcı olur! Örneğin zencefil aslında sindirim sistemi için oldukça rahatlatıcı olabilir. Bulantı, gaz ve şişkinliği gidermeye yardımcı olabilir.

Zerdeçal ayrıca anti-inflamatuar özellikleri nedeniyle mikrobiyom topluluğu üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.

Tarçın da bağırsak sağlığı için ideal bir baharattır! Tarçının bağırsaklarınıza nasıl fayda sağladığına dair makaleyi okuyun !

Bu baharatlar bağırsağa fayda sağlayan tek baharat değil, diğerleri arasında; rezene, sarımsak, biberiye, nane, kakule, karanfil bulunmaktadır.

İlginizi Çekebilir

Sağ göz seğirmesi hangi hastalığın belirtisi, neden olur?

Myokymia olarak da bilinen göz seğirmesi son derece yaygındır ve genellikle endişe nedeni değildir. Yaygın nedenler arasında stres, bilgisayar görme sendromu, kuru göz ve yorgunluk bulunur. Seğirme birkaç haftadan uzun sürerse veya her iki gözü de etkiliyorsa mutlaka bir doktora görünmelisiniz.

Göz seğirmesine halk arasında olumlu olumsuz birçok anlam yüklenmektedir. Sağ ve sol göz seğirmelerinin farklı anlamlar taşıdığı belirtilse de, göz seğirmesi aslında bir sağlık problemidir. Doğru tedaviler ile kurtulabileceğiniz göz seğirmesinden korkmanıza hiç gerek yoktur.

Göz Seğirmesi Nedir?

Göz seğirmesi durumunu hemen herkes bir kere de olsa yaşamıştır. Bu nedenle internetten göz seğirmesi nedir diye araştıran kişi sayısı bir hayli fazladır. Tıbbi olarak miyokimi denilen göz seğirmesi, göz kapağındaki orbicularis oculi kaslarının kasılmasıdır. Çok yaygın bir şekilde görüldüğü için toplumda önemsenmeyen bir durumdur.

Göz seğirmesi genelde yorgunluk ve uykusuzluk nedeniyle meydana gelse de, bazen farklı göz hastalıklarının habercisi olabilmektedir. Göz seğirmesi yaşayan kişiler bu durumu fark ederler. Ancak bazen bu durum dışarıdan fark edilemeyecek kadar hızlı olur. Genelde üst göz kapağında görülen göz seğirmesi bazen hem alt göz kapağında hem de üst göz kapağında görülmektedir. Tipik bir şekilde birkaç saniye tekrarlayarak bir iki dakika sürebilir.

Göz Seğirmesi Neden Olur?
Göz Seğirmesi Neden Olur?

Göz Seğirmesi Neden Olur?

Göz seğirmesinden sonra göz seğirmesi neden olur konusunda bilgi vermek istiyoruz. Göz seğirmesinin nedeni kişi tarafından belirlenemez. Ancak genelde kısa sürede geçtiği için nedeni araştırılmaz. Bazı göz seğirmelerinin nedeni ciddi olabilir. Göz seğirmesinin temel nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Yorgunluk
  • Uykusuzluk
  • Kafein ve tütün kullanımı
  • Alkol tüketimi
  • Alerjik durum
  • Çevresel faktörler ( Güneş, toz, duman vb. )
  • Göz çevresinde oluşan enfeksiyonlar
  • Göz kapağının bir yere çarpması veya zorlanması

Geçmeyen Göz Seğirmesi Nedenleri Neler?

Göz seğirmesine stres, uykusuzluk ve aşırı yorgunluk sebep olmaktadır. Ancak geçmeyen göz seğirmesinin nedenleri neler iyi araştırılmalıdır. Uzun süren göz seğirmelerinin nörolojik nedenleri olduğundan şüphelenilir. Göz seğirmesinin şıklığı ve şiddeti artar ise göz kapağı açılmakta zorlanabilir. Geçmeyen göz seğirmesi durumlarında akıllara gelen hastalıklar şunlardır:

Sağ Göz Seğirmesi Hangi Hastalığın Belirtisidir?

Göz seğirmesi hem sağ gözde hem de sol gözde görülebilir. Halk arasında bunların her birinin anlamı ayrıdır. Buna göre, sağ göz seğirmesi hayra yorulurken sol göz seğirmesi şerre yorulur. Ancak bu durum bilimsel olarak doğru değildir. Tıbbi olarak her iki gözdeki seğirmelerin nedeni aynıdır. Hangi gözde seğirme varsa o göz ile ilgili araştırma yapılır.

Göz Seğirmesi Hangi Vitamin Eksikliğinden Olur?

Göz seğirmesinin çeşitli nedenleri vardır. Her hastalıkta olduğu gibi göz seğirmesi hangi vitamin eksikliğinden olur diye araştırılır. Göz seğirmesi genelde D vitamini eksikliği nedeniyle meydana gelmektedir. D vitamini eksikliğinde kalsiyum emilimi azalmaktadır. Bu nedenle gözlerde kasılmalar artarak seğirmeye neden olabilir. Doktorunuz bu durumda D vitamini takviyesi yaparak sorunu çözebilir. B12 vitamin eksikliğinde de göz seğirmesi görülebilir.

Kansızlık Göz Seğirmesi Yapar Mı?

Kansızlık birçok hastalığa neden olabilmektedir. Göz seğirmesi yaşayan kişiler bu nedenle kansızlık göz seğirmesi yapar diye araştırmaya girerler. Yetersiz beslenme durumlarında vücuttaki B12 vitamini emilimi azalacağı için kansızlık ortaya çıkar ve bu durum göz seğirmesine neden olur. Genel olarak yorgunluk ve göz seğirmesi yaşıyorsanız kan tahlili yaptırmanız tavsiye edilmektedir.

Göz Seğirmesi Ne Zaman Tehlikeli Olur?

Göz seğirmesi genel olarak önemsemez ve kendiliğinden geçer. Ancak göz seğirmesi ile beraber gözlerde kırmızılık, şişlik veya akıntı olduğu zaman göz seğirmesi tehlikeli olabilir. Bu durumda zaman kaybetmeden doktora gitmeniz tavsiye edilmektedir. Ayrıca üst göz kapağı sarktığında ve göz seğirmesi yüzün diğer bölümlerini etkilemeye başladığında da doktora gidilmelidir.

Göz Seğirmesi Ne Anlama Gelir?

Göz seğirmesi ne anlama gelir diye araştıran birçok kişi bulunmaktadır. Hemen herkesin başına sık sık gelen göz seğirmesi genelde yorgunluk ve uykusuzluk nedeni ile meydana gelmektedir. Ancak bazen geçmeyen göz seğirmeleri diğer hastalıkların habercisi olabilir. Bu durumda mutlaka doktora gidilmelidir. Halk arasında ise sağ göz seğirmesi olumlu yorumlanırken sol göz seğirmesi olumsuz yorumlanır.

Göz Seğirmesi Nasıl Geçer?

İyi huylu göz seğirmesi, uykusuzluk ve yorgunluk nedeniyle meydana gelmektedir. Bu durumda gözleri dinlendirmek göz seğirmesine iyi gelecektir. Göz seğirmesi genelde birkaç gün içerisinde kendiliğinden geçmektedir. Ancak yeterli dinlenme durumunda bile göz seğirmesi geçmez ise bir doktora gidilmelidir.

Göz Seğirmesine Ne İyi Gelir?

Göz seğirmesi kısa sürede geçen bir durumdur. Ancak göz seğirmesine ne iyi gelir öğrenerek bu durumdan kısa sürede kurtulabilirsiniz. Göz seğirmesine iyi gelen işlemler şu şekilde sıralanabilir:

  • Kaliteli uyku düzeni sağlanmalıdır.
  • Kafeinden uzak durulmalıdır.
  • Stresten uzak durulmalıdır.
  • Belirli zamanlarda gözler hareket ettirilerek egzersiz yapılmalıdır.
  • Sıcak ya da soğuk kompres yapılmalıdır.

Göz Seğirmesine Kesin Doğal Çözüm Nedir?

Göz seğirmesinden bunalan kişiler, göz seğirmesine kesin doğal çözüm nedir araştırmaktadır. Göz seğirmesi için evde uygulayabileceğiniz doğal çözümler şunlardır:

Çay Posası: Gözler için çok önemli bir merhem olan çayı göz seğirmesi için de kullanabilirsiniz. Çay tortusunu temiz bir pamuğa sürerek gözünüze masaj yapabilirsiniz.

Havuç: Havuç A vitamini yönünden zengindir ve göz sağlığının korunmasında etkilidir. Havucu düzenli olarak tüketmeniz tavsiye edilmektedir.

Buz: Göz Seğirmesi durumunda buzu bir beze sararak gözünüze masaj yapabilirsiniz.

Papatya Çayı: Gözlerdeki iltihabı temizlemede etkili olan papatya çayı, göz seğirmesine de iyi gelmektedir.

Göz Seğirmemi Nasıl Durdurabilirim?

Çoğu göz kapağı seğirmesi vakası stresle ilişkilidir ve ciddi değildir, ancak odaklanmanızı ve üretken olmanızı engelleyebilir. Göz seğirmeleri sizi rahatsız ediyorsa, atabileceğiniz adımlar vardır.

Seğirmeyi evcilleştirmek için şu ipuçlarını deneyin:

  • Daha fazla uyuyun
  • Kafeini kesin
  • Stresi yönetin
  • Egzersiz yapın
  • Sigarayı bırakın

Temel blefarospazmınız varsa, ışığa çok duyarlı gözleriniz varsa, gözlüklere FL-41 adı verilen gül rengi bir ton eklenmesi yardımcı olabilir.

Yok etmek için her şeyi denediyseniz ve hala göz kapağı seğirmeleri yaşıyorsanız, tıbbi yardım alma zamanının geldiğine karar verebilirsiniz.

Doktorunuz, durumunuza bağlı olarak size birkaç tedavi seçeneği sunabilir:

  • Kuru gözleri nemlendirmek için siklosporin oftalmik emülsiyon (Restasis ®) gibi göz damlaları reçete edebilir.
  • Oral ilaçlar reçete edebilir, ancak her zaman yardımcı olmaz. Bunlar arasında triheksifenidil (Tremin®), baklofen (Ozobax®), klonazepam (Klonopin®), tetrabenazin (Xenazine®) ve karbamazepin (Equetro®) bulunur.
  • Kasları gevşetmek ve seğirmeyi önlemek için nörotoksin uygulamaları yapabilir.
  • Miyektomi, kasın bir kısmının çıkarılmasını içeren esansiyel blefarospazm ile ilişkili şiddetli göz kapağı seğirmesi için yapılan invaziv bir ameliyattır.

Göz Seğirmesi İçin Hangi Doktora Gidilir?

Göz seğirmeleri için hastanelerin Göz Sağlığı ve Hastalıkları bölümünde göz doktoruna gidilmelidir.

Ne Zaman Doktora Görünmelisiniz?

Göz seğirmesine ek olarak aşağıdaki durumlardan herhangi birisini yaşadığınızda göz doktoruna doktora görünmelisiniz.

  • Her iki gözde birden seğirme oluyorsa
  • Yüzün diğer kaslarını içeren spazmlar eşlik ediyorsa
  • Birkaç haftadan fazla sürüyorsa
  • Zamanla giderek kötüleşiyorsa
  • Yüzde uyuşma, güçsüzlük, ağrı veya asimetri eşlik ediyorsa
  • Baş ağrısı veya görme kaybı ile birlikte geliştiyse

İlginizi Çekebilir

Bağırsakta yara neden olur, nasıl geçer? Belirtileri

Bağırsakta yara hem ince bağırsakta hem de kalın bağırsakta görülebilir. İnce ve kalın bağırsak yarasının nedenleri birbirinden farklıdır. Buna göre, tedavi yöntemleri de değişiklik göstermektedir. Bağırsakta yara hastalığı mutlaka önemsenmesi gereken bir durumdur.

Bağırsakta Yara Hastalığı Nedir?

Son günlerde görülme sıklığı arttığı için bağırsakta yara hastalığı nedir diye arama motorunda inceleme yapıldığı görülmektedir. Ülseratif kolit de denilen bağırsakta yara hastalığı, genel olarak bağırsağın son bölümünden başlayarak kalın bağırsağın başına doğru yayılmaktadır. İnflamatuar bağırsak hastalıkları arasında yer alan bu hastalık aniden alevlenerek iyileşme dönemine girmektedir.

Bağırsakta yara sorunu çeken birçok kişi doktora gitmeye çekindiği için hastalığın tedavisinde geç kalınmaktadır. Bağırsakta yara görülmesi durumunda hem çevresel hem de kalıtsal faktörlere bakılmaktadır. Bağırsakta yaşanan en ufak bir sorunda bakteriler yabancı bakterilere saldırmaya başlar. Ancak bu bağırsak bakterileri, iyi huylu olan bakterileri de öldürdüğünden dolayı bağırsağı enfeksiyona hazır hale getirir. Bu zincirleme olaylar bağırsakta yara oluşmasına neden olur.

Bağırsakta Yara (Bağırsak Yarası) Neden Olur?
Bağırsakta Yara (Bağırsak Yarası) Neden Olur?

Bağırsakta Yara (Bağırsak Yarası) Neden Olur?

Bağırsak yarası ile karşı karşıya kalan kişiler bağırsakta yara (bağırsak yarası) neden olur araştırmasına girerler. Bağırsakta yara oluşumunun çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Bu nedenlerden bazıları şu şekilde sıralanabilir:

  • Aşırı alkol tüketimi
  • Enfeksiyöz ajanlar
  • Aspirin kullanımı
  • Travmalar

Yukarıda sıralanan nedenler, bugüne kadar bağırsakta yara sorunu yaşayan kişilerde gözlemlenen nedenlerdir. Herkeste aynı neden görülmez. Bazı hastalıklar da bağırsak yarasına neden olmaktadır.

Bağırsakta Yaralar Olmasına Neden Olan Hastalık Nedir?

Bağırsakta yaralar olmasına neden olan hastalık nedir diye araştırma yaptığımız zaman karşımıza kolit kalın bağırsak çıkmaktadır. Kolonu etkileyen bir hastalık olan bu durum iltihaplanma olarak da adlandırılabilir. Kalın bağırsakta şişmeye ve tahrişe neden olduğu için yara oluşumuna da zemin hazırlamaktadır.

Bağırsakta Yara Tehlikeli Mi?

Her hastalık önemsenmelidir. Erken teşhis ve tedavi ile birçok hastalıktan kurtulmak mümkündür. Bağırsak yarası tehlikeli mi merakı yaşayan birçok kişi olduğunu biliyoruz. Kalın bağırsakta oluşan yara hem ödeme hem de iltihaba neden olmaktadır. İltihaplı bir hastalık olduğu için de kanlı idrar ve ishal durumlarını ortaya çıkarmaktadır. Bağırsakta yara hastalığı yaşayan kişilerin akıllarına ilk gelen soruları aşağıda yanıtladık.

Bağırsaktaki Yara Kanser Midir?

Bağırsaktaki yara kanser midir sorusu her hastanın aklına gelen bir sorudur. Bağırsaktaki yara ilk etapta kanser olarak değerlendirilmez. Ancak tedavi edilmez ise zamanla kansere dönüşebilir.

Bağırsakta Yara Öldürür Mü?

Bağırsakta yara, tedavi edilmediği zaman öldürücü etkilere yol açabilir. Bu nedenle aksatmadan tedavisinin yapılması gerekmektedir.

Bağırsakta Yara Olduğu Nasıl Anlaşılır?

Bağırsakta görülen birçok hastalık bulunmaktadır. Bu nedenle bağırsakta yara olduğu nasıl anlaşılır iyi bilinmelidir. En ufak olumsuzluklar bile bağırsakta kendini belli etmektedir. Bağırsakta yara olduğu ciddi belirtiler ile anlaşılır. Bu belirtiler herkeste farklı şekillerde görülebilmektedir. Dışkıda kan görülmesi insanları korkutur. Akıllara kötü senaryoları getiren bu belirtiden başka belirtiler de vardır.

Kalın Bağırsakta Yara Belirtileri Nelerdir?

Bağırsak yarası hem kalın bağırsakta hem de ince bağırsakta görülebilen bir durumdur. Herkeste hastalığın boyutu ve belirtileri değişiklik göstermektedir. Dışkıda kan ile beraber ishal, kansızlık, şişkinlik gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

Bağırsak Yarası Belirtileri

Bağırsak yarası belirtileri önemsenmesi gereken bir durumdur. Bu belirtiler sayesinde hastalık erkenden teşhis edilerek tedavi aşamasına geçilir. Bağırsak yarası belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Karında ağrı ve kramp
  • Kansızlık
  • Şişkinlik
  • Kilo kaybı
  • İştahsızlık
  • Kusma
  • Ateş ve titreme
  • Dışkıda kan

Bağırsakta Yara Olunca Ne Olur?

Bağırsakta yara olunca ne olur sorusu birçok kişinin aklını kurcalamaktadır. Yaranın nerede olduğuna ve gidişatına göre görülen etkiler değişmektedir. Hastalığın tedavisi de kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Bağırsakta yara bazı önemli belirtiler ile kişiye rahatsızlık vermektedir. Ancak doğru tedavi ile bu sorunlar kısa sürede çözülmektedir.

Bağırsak Yarası Nasıl Teşhis Edilir?

Bağırsak yarası belirtileri yaşayan kişiler doktora gittiği zaman çeşitli tetkikler yapılır. Kan testleri, MR, röntgen ve tomografi ile hastalık teşhis edilerek hastalığın boyutu ve gidişatı belirlenir. Buna göre en iyi tedavi yöntemi uygulanır.

Bağırsakta Yara Nasıl Tedavi Edilir?

Bağırsak yarası sorununda bağırsakta yara nasıl tedavi edilir konusuna hastalığın boyutu karar vermektedir. Yaranın bağırsağın neresinde olduğuna göre tedavi şekli değişiklik göstermektedir. Öncelikle ilaç tedavisi tercih edilir. Ancak sonuç alınamaz ve hastalık ilerler ise ameliyat yöntemine geçilir.

Kalın Bağırsakta Yara Ameliyatı Nasıl Yapılır?

İlaçla tedavinin olumlu yanıt vermediği durumlarda kalın bağırsak yarası ameliyatı yapılır. Eskiden kalın bağırsak ameliyatı açık olarak yapılıyordu. Ancak günümüzde teknolojinin gelişmesi ile beraber kapalı ameliyat yöntemi uygulanmaktadır. Bu sayede ameliyat sonrasında hastada iz kalmaz ve hasta daha az ağrı çeker. Ameliyatın süresi yine kişiye ve hastalığın büyüklüğüne göre değişmektedir.

Bağırsakta Yara Nasıl Geçer?

Bağırsak yarası, kişinin günlük hayatını olumsuz etkileyecek belirtiler göstermektedir. Bu nedenle bağırsakta yara nasıl geçer detaylı olarak araştırılmaktadır. Bağırsak yarası için ilaç tedavisi ve cerrahi yöntem uygulanmaktadır. Bunun yanında hastaların bağırsak dostu kefir, lahana turşusu, yoğurt, bezelye, tarçın ve doğal zeytinyağı tüketmesi tavsiye edilmektedir.

Kalın Bağırsak Yarası Nasıl İyileşir?

Kalın bağırsakta oluşan yara ödem ile beraber iltihaba neden olmaktadır. Önlem alınmadığı takdirde bu durum giderek kötüleşmektedir. Kalın bağırsak tedavisinde uygun ilaçlar reçete edilmektedir. İlaç tedavisi yarayı geçirmediği zaman ameliyat yöntemine geçilir. Bunun yanında bağırsağa iyi gelen bir beslenme düzeni önerilmektedir.

Bağırsakta Yara Olanlar Ne Yemeli?

Bağırsakta yara olanlar ne yemeli iyi bilmelidir. Aksi takdirde bağırsak yarasının olumsuz etkileri şiddetini arttırmaktadır. Bağırsak yarası olan kişilere yoğurt, kefir, Hindistan cevizi, bezelye, lahana turşusu yemeleri tavsiye edilmektedir. Bunların yanında ünlü doktor İbrahim Saraçoğlu tarafından bir kür önerilmektedir.

Sağlıklı Bir Ülseratif Kolit Diyeti İçin Gıda Takasları

Yiyeceklerin bir kişinin ülseratif kolit alevlenmeleri üzerindeki etkisi tahmin edilemez olabilir. Örneğin domates veya soğan, bir kişinin sindirim sistemini tahriş edebilir, ancak bir başkasında aynı semptomları tetiklemeyebilir.

Yine de, spesifik bir ülseratif kolit diyeti olmamasına rağmen, genel olarak konuşursak, alevlenmeyi kötüleştirebilecek ve kaçınılması gereken bazı yiyecekler vardır.

  • Pişmiş (çiğ olmayan) soğan ve sarımsak ile yemeklerinize lezzet katın
  • Çekirdeksiz meyve tercih edin
  • Domates yerine daha az asidik bir alternatif seçin
  • Lahanayı gaz yapmayan sebzelerle değiştirin
  • Buğday kepeğini yulaf ezmesi veya mısır gevreğiyle değiştirin
  • Geleneksel süt ürünleri yerine düşük laktozlu veya süt içermeyen ürünleri deneyin

Bağırsak Yarası İçin Hangi Doktora Gidilir?

Bağırsak yarası problemi yaşayanların hastanelerdeki Genel Cerrahi ve Gastroenteroloji polikliniklerinden randevu almaları gerekir.

Saraçoğlu Kalın Bağırsak Koliti Kürü

Saraçoğlu kalın bağırsak koliti kürü birçok kişiye fayda sağlamıştır. Sizlerde bu kürü uygulayarak hastalığın belirtilerini azaltabilirsiniz. Saraçoğlu tarafından önerilen kür aşağıda anlatılmıştır:

Ebegümeci Kürü:

Malzemeler:

  • 5gr ebegümeci
  • 1 bardak su

Saraçoğlu tarafından ebegümeci çayı kürü tavsiye edilmektedir. 5 gram kadar ebegümeciyi bir bardak suda 10 dakika kadar kaynatın ve ılıdıktan sonra tüketin. Bu kürü bir hafta uyguladığınız zaman şikayetlerinizin azaldığını göreceksiniz.

Bağırsak Yarası Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Ülseratif kolit tedavi edilmezse, iltihaplanma kolonunuzun daha derin katmanlarına yayılabilir ve toksik megakolon adı verilen çok tehlikeli bir komplikasyona neden olabilir. Bu durum yaşamı tehdit eden enfeksiyonlara, böbrek yetmezliğine veya kolon yırtılmasına yol açabilir ve hemen tedavi edilmesi gerekir.

İlginizi Çekebilir

Prednol krem ne işe yarar, pişik için kullanılır mı?

Kullanımı çok kolay olan Prednol krem, deri hastalığı nedeni ile meydana gelen kaşıntı, kızarıklık, iltihap ve şişlik gibi sorunlara iyi gelmektedir. Doktor önerisi ile kullanılması gereken Prednol krem eczanelerde satılmaktadır. Kremin kullanım önerilerine çok dikkat edilmelidir.

Prednol Krem Nedir?

Cildiye doktorlarının genelde reçetelerde eksik etmediği Prednol krem nedir konusundan bahsetmeye çalışacağız. Prednol kremin etken maddesi, Prednasinolon’dur. Bu etken madde sayesinde sedef ve egzama gibi deri hastalıklarını tedavi etmektedir. Prendol krem doktor önerisiyle kullanılması gereken bir kremdir. Doktorun önerilerine uyulduğu zaman kısa sürede etkisini göstermektedir.

Prednol kremin iltihap azaltıcı etkisi bulunmaktadır. Bunun yanında alerjiyi ve damar daralmasını önleyici özellikleri vardır. Deri üzerinde uzun süredir devam eden kaşıntı, kızarıklık, genital bölge kaşıntısı ve döküntü gibi sorunlara da iyi gelmektedir. Prednol krem hafif yanıklar ve güneş yanığı gibi durumlarda doktor önerisi ile ile kullanılabilmektedir.

Prednol Krem Ne İşe Yarar?
Prednol Krem Ne İşe Yarar?

Prednol Krem Ne İşe Yarar?

Bölgesel kullanım amacı ile üretilen Prednol krem ne işe yarar detaylı olarak aktarmak istiyoruz. Prednol krem tüm cilt hastalıklarının ilerlemiş versiyonlarında kullanılmaktadır. Prendol kremin sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Ayak mantarı ve kaşık mantarına iyi gelir.
  • Cilt enfeksiyonlarını tedavi eder.
  • Egzama ve sedef hastalığının tedavisinde kullanılır.
  • Genital bölge ve anüs bölgesinde oluşan kaşıntıya iyi gelir.
  • Vücutta iltihaplanmaya sebep olan maddelerin salınmasını önler.
  • Alerjik bozuklukların tedavisinde kullanılır.

Prednol Krem Ne İçin Kullanılır?

Prendol kremin ne işe yaradığından bahsettik. Ancak birçok kişi Prednol krem ne için kullanılır net olarak bilmek istemektedir. Prednol krem çeşitli cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan etkili bir kremdir. Prednol kremin kullanıldığı durumlar şunlardır:

  • Kronik egzama
  • Akut egzama
  • Sedef hastalığı
  • Nörodermatit
  • Seboreik dermatit
  • Kaşıntı
  • Yaşlılığa bağlı kaşıntı
  • Numuler dermatit hastalığı

Prednol Krem Nerede Kullanılır?

Prednol krem bir cilt kremidir. Ancak tüm vücutta kullanılabilen bir krem değildir. Bu nedenle Prednol krem nerede kullanılır iyi bilmek gerekmektedir. Prednol krem derinin hastalıklı bölgesinde kullanılmaktadır. Ayrıca genital ve anüs bölgelerinde oluşan bazı rahatsızlıklar için tercih edilmektedir. Ancak Prednol krem krem göz çevresinde kullanılmamalıdır.

Prednol Krem Nasıl Kullanılır?

Prednol krem nasıl kullanılır öğrenilmeli ve dikkatli bir şekilde uygulanmalıdır. Prednol kremi kullanmadan önce eller sabunlu su ile iyice yıkanmalı ve kurulan malıdır. Aksi takdirde cildin enfeksiyon kapma riski olabilir. Kremin günde 2 – 3 kere sorunlu bölgeye sürülmesi önerilmektedir. Ayrıca krem iki haftadan daha fazla kullanılmamalıdır. Hastalığın durumuna göre kullanım konusunda doktorlar farklı önerilerde bulunabilir. Bu nedenle doktorunuzun önerilerine uymanız çok önemlidir.

Prednol Krem Bebeklerde Kullanımı Nasıldır?

Herhangi bir kremin bebeklerde kullanımına dikkat edilmelidir. Bunun için doktorunuza Prednol krem bebeklerde kullanımı nasıldır sormanız tavsiye edilmektedir. Prednol kremin prospektüsünde 2 yaş altındaki çocuklarda kullanılmaması gerektiği belirtilmektedir. Ancak ilerlemiş pişik durumlarında doktorlar tarafından birkaç gün kullanımına izin verilmektedir. Bu nedenle doktorunuza danışmadan önce kullanmamanız tavsiye edilmektedir.

Prednol Krem Kortizonlu Mu?

Birçok kişi Prednol krem kortizonlu mu merak etmektedir. Bu konuya bir açıklık getirmek istiyoruz. Prednol krem kortikosteroid ilaç grubunda olduğu için kortizon içermektedir.

Prednol Krem Antibiyotik Mi?

Bağlı olduğu ilaç grubundaki diğer ilaçlar gibi belirli dokulardaki hücrelerin protein sentezini kontrol altına alan Prednol krem kortizon içerse de bir antibiyotik değildir.

Prednol Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Prednol krem geniş kullanım alanına sahiptir. Göz çevresinde kullanılmaması gereken Prednol krem, doktor önerisi ve dikkatli olmak şartı ile vajinada kısa süreli kullanılabilir.

Prednol Krem Yüze Sürülür Mü?

Prednol krem yüze sürülür konusunda yanlış söylemler olduğu görülmektedir. Bu kremin gözle temasından kaçınılmalıdır. Gözle temas olması halinde gözler bol su ile durulanmalıdır. Ancak Prednol krem yüzde oluşan alerjik durumları tedavi etmesi için yüze sürülebilir. Yüzde kaşıntıya, kızarıklığa ya da döküntüye neden olan bir alerjik hastalığınız var ise doktorun önerdiği şekilde yüzünüze sürebilirsiniz.

Prednol Krem Basura İyi Gelir Mi?

Hemoroid yani basur, birçok kişide görülen sıkıntılı bir hastalıktır. Prendol kremin etkilerini gören kişiler, Prednol krem basura iyi gelir mi öğrenmek istemektedir. Prednol krem en çok tercih edilen basur kremlerinden biridir. Prednol kremin damar daraltıcı etkisi olduğu için basura iyi gelmektedir.

Prednol Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Egzama gibi döküntülü hastalıklar için Prednol krem reçete edilmektedir. Ancak Prednol kremin çok uzun süre kullanımı önerilmemektedir. Bu krem en fazla iki hafta kullanılmalıdır. Günde iki üç kere uygulayacağınız Prednol sayesinde egzama nedeni ile oluşan döküntü ve kaşıntıdan kurtulabilirsiniz.

Prednol Krem Sivilceye İyi Gelir Mi?

Genelde sivilceler için Prednol krem kullanılması önerilmemektedir. Öncelikle sivilcelerin nedenleri belirlenmelidir ve bu nedeni ortadan kaldıracak tedavi uygulanmalıdır.

Prednol Krem Mantara İyi Gelir Mi?

Prendol krem mantara iyi gelir mi sorusuna evet yanıtını vererek sizleri rahatlatmak istiyoruz. Prednol krem mantar enfeksiyonlarını yok ederek mantarın büyümesini engeller. Özellikle ayak ve tırnak mantarı için kullanılmaktadır.

Prednol Krem Uyuza İyi Gelir Mi?

Prednol krem kaşıntıya iyi gelse de, uyuz hastalığına iyi gelmez. Bu nedenle uyuz için uygun kremi reçete ettirebililirsiniz.

Prednol Krem Lekelere İyi Gelir Mi?

Prednol krem lekelere iyi gelmez. Bu nedenle lekeler için kullanılmamalıdır.

Prednol Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Birçok kişi Prednol krem genital bölgede kullanılır merak etmektedir. Bu krem genital bölgede kullanılabilir. Uygun doz ve kullanım önerisini doktorunuzdan isteyebilirsiniz.

Prednol Krem Vajinal Mantar İçin Kullanılır Mı?

Prednol krem vajinal mantar hastalığına iyi gelmez. Vajina hassas bir bölge olduğu için vajinal mantara iyi gelen başka bir krem kullanmanız önerilir.

Prednol Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?

Aslında Prednol krem iki yaş altı çocuklarda kullanılan bir krem değildir. Ancak pişiğe iyi geldiği için doktorlar tarafından kısa süreli kullanıma müsaade edilmektedir. Yani bu krem pişik için kullanılabilir.

Prednol Krem Uçuk İçin Kullanılır Mı?

Prednol krem uçuğa iyi gelmez. Bu nedenle uçuk için kullanılmaz.

Prednol Krem Muadili Kremler Hangileri?

Prendol krem muadili kremler hangileri öğrenmenizi istiyoruz. Bu sayede hastalığınızın tedavisi yarım kalmadan etkili muadil bir kremi kullanabilirsiniz. Prednol kremi bulamadığınız zaman Precort pomad ve Precort merhemi kullanabilirsiniz. Bu konuda doktorunuza ya da eczacınıza mutlaka danışmalısınız.

Prednol Krem Yan Etkileri Neler?

Prendol kremin de bazı yan etkileri olması mümkündür. Bu yan etkiler herkeste görülmez. Cildi hassas olan ve kremin içeriğindeki maddelere karşı duyarlı olan kişilerde kaşıntı, yanma, ciltte kuruluk ya da tahriş görülebilir. Bu durum geçmediği zaman mutlaka doktora danışılmalıdır.

Prednol Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Prendol krem kortizon içeren bir kremdir. Bu nedenle reçetesiz alınamaz. Mutlaka doktor tarafından reçete edilmesi gerekir.

Prednol Krem Fiyatı 2022

Prendol krem fiyatı güncel olarak 27.95 TL’dir.

Prednol Krem Kullananlar Yorumları

Prendol krem kullananların yorumları incelenmelidir. Bu sayede kremin etkileri önceden görülebilir. Prendol kullanan kişiler, kremin kısa sürede etki ettiğini belirtmektedirler. Özelikle egzama ve sedef hastalığı olan kişiler maksimum fayda sağladıklarını anlatmaktadır. Kremin yan etkilerini az da olsa yaşayan kişiler olmuştur. Ancak bu kişiler, kremi kullanmayı bıraktıklarında yan etkilerin ortadan kaybolduğunu söylemektedir.

İlginizi Çekebilir

Hirudoid krem yüze, göz altına, dudağa sürülür mü?

Hirudoid krem, son dönemlerde adından sıkça söz ettiren pıhtı önleyici bir kremdir. Özellikle burun ameliyatı sonrasında önerilen bu krem, pıhtıyı eriterek acı ve yanma hissini azaltır. Hirudoid kremden istenilen faydayı sağlamak için doktor önerilerine dikkat edilmelidir. Etkisini kısa sürede hissettiren Hirudoid kremin kullanımı kolaydır.

Hirudoid kremin jel formu da bulunmaktadır. Hirudoid kremi veya jeli kullanmadan önce içindeki etken maddelerin öğrenilmesi tavsiye edilir. Bu etken maddelere karşı alerjisi olan kişilerin Hirudoid kremi kullanmaması önerilmektedir. Bu durumda doktorunuza danışarak en uygun tedaviyi belirleyebilirsiniz.

Hirudoid Krem Nedir?

Hirudoid kremi ya da jeli kullanmak zorunda kalan kişiler tarafından Hirudoid krem nedir detaylı olarak araştırılmaktadır. 20 ve 40 gramlık tüpler şeklinde satılan Hirudoid kremin içerisinde 445 mg mukopolisakkarit polisülfat yer almaktadır. Farklı cilt sorunlarının tedavisinde kullanılan Hirudoid krem bir sağlık veya güzellik ürünü olarak değerlendirilmektedir.

İçeriğinde bulunan etken maddeler sayesinde ciltteki şişlik ve iltihabın azaltılmasına yardımcı olarak çürüklerin iyileşmesini hızlandırmaktadır. Cildin nem oranını arttıran Hirudoid krem bütün eczanelerde satılmaktadır. Kremi doktorunuzun önerdiği şekilde kullandığınız zaman kısa sürede kremin etkisini göreceksiniz.

Hirudoid Krem Ne İşe Yarar?
Hirudoid Krem Ne İşe Yarar?

Hirudoid Krem Ne İşe Yarar?

Özellikle burun ameliyatı olduktan sonra oluşan morluklar ve göz altı kararmaları için çare arayanların karşısına çıkan Hirudoid krem ne işe yarar sizler için araştırdık. Kendine has bir kokuya sahip olan bu krem yalnızca eczanelerde satılmaktadır. Hirudoid krem yalnızca morlukları geçirmede etkili değildir. Bununla beraber zedelenmiş olan derinin hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlamaktadır. Hirudoid kremin sağladığı faydaları şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Morlukların hızlı bir şekilde kaybolmasına yardımcı olur.
  • Çürüklerin iyileşmesini sağlar.
  • Ödem ve kan oturmasını giderir.
  • Spor yaralanmalarını tedavi eder.

Hirudoid Krem Antibiyotikli Mi?

Birçok kişi Hirudoid krem antibiyotikli mi konusunda emin olmak istemektedir. Ancak hem kremin prospektüsü incelendiği hem de genel olarak internette araştırma yapıldığı zaman Hirudoid kremin antibiyotikli olup olmadığına dair bir bilgi yoktur. Bu konuda doktorunuzdan net bilgiyi öğrenebilirsiniz.

Hirudoid Forte Jel Ağrı Kesici Mi?

Hirudoid Forte Jel bir ağrı kesici değildir. Ödem ve morlukların giderilmesine yardımcı olur.

Hirudoid Krem Nasıl Kullanılır?

Hirudoid krem nasıl kullanılır konusunda öncelikle doktora danışılması gerekmektedir. Doktorun önerileri dışında kullanmak ciddi olumsuz etkilere sebep olabilir. Hirudoid kremin prospektüsünde kremin hastalıklı bölgeye parmaklarla hafif bir şekilde sürülmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu işlem gün içerisinde 2 – 3 kere tekrarlanabilir. Hastalığın durumuna göre doktorun da onayı ile daha sık kullanılabilir.

Hirudoid Forte Jel İle Hirudoid Krem Arasındaki Fark Nedir?

Hirudoid kremin jel ve krem formu bulunmaktadır. Hirudoid Forte Jel ile Hirudoid krem arasındaki fark, kullanım şeklinden kaynaklanmaktadır. Hirudoid kremi bandaj altında, yüz bölgesinde ve cildin kuru bölümlerinde kullanabilirsiniz. Hirudoid Forte Jel kremi ise bandaj dışında, bacak ve kollarda kullanabilirsiniz.

Hirudoid Krem Pişik İçin Kullanılır Mı?

Morluk ve kızarıklıklar üzerinde hızlı bir şekilde etkisini gösteren Hirudoid krem pişikler için de kullanılabilir. Ancak çocukların yaş grubu için doktora danışılması tavsiye edilmektedir.

Hirudoid Forte Krem Burun Ameliyatı Sonrası Kullanılır Mı?

Rinoplasti yani burun ameliyatı sonrasında morarma kişiye göre değişmektedir. Ancak genel olarak hastalarda morarma gözlenmektedir. Bu morarmaların tedavisi için Hirudoid krem kullanılmaktadır. Tabi ki bu noktada doktorun tavsiyesi önemlidir.

Hirudoid Forte Jel Ayak Burkulması İçin Kullanılır Mı?

Ayak burkulması birçok kişinin başına gelen talihsiz bir olaydır. Burkulma sonrasında morarma, eziklik ya da ağrı oluşabilmektedir. Bu durumda Hirudoid Forte Jel ayak burkulması için kullanılır mı sorusu gündeme gelmektedir. Bu kremi ayak burkulması için kullanabilirsiniz.

Hirudoid Krem Morluk İçin Kullanılır Mı?

Hirudoid krem morluk tedavisinde etkili olduğu için birçok doktor tarafından reçete edilmektedir. Yaralanan bölgenin durumuna göre doktorun önerdiği şekilde kullandığınız zaman morlukların kısa sürede iyileştiğini göreceksiniz.

Hirudoid Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Hirudoid krem genital bölgede kullanılmaz.

Hirudoid Krem Arı Sokmasına İyi Gelir Mi?

Hirudoid kremin arı sokmasına iyi geldiğine dair bir bilgi yoktur. Bu konuda net bilgiyi doktorunuza danışarak öğrenebilirsiniz.

Hirudoid Forte Krem Boyun Ağrısına İyi Gelir Mi?

Ağrılara iyi gelen Hirudoid Forte Krem boyun ağrısına iyi gelir mi merak edilmektedir. Bu Krem boyun ağrısına iyi gelmez. Boyun ağrısı için uygun olan kremi doktorunuza reçete ettirebilirsiniz.

Hirudoid Forte Krem Basura İyi Gelir Mi?

Hirudoid kremin etki alanı olmadığı için basura iyi gelmez.

Hirudoid Forte Krem Çatlaklara İyi Gelir Mi?

Hirudoid Forte Krem çatlak tedavisinde etkili değildir.

Hirudoid Forte Krem Morluklara İyi Gelir Mi?

Hirudoid Forte Krem morlukların iyileşmesinde etkilidir. Önerildiği şekilde düzenli olarak kullanıldığı zaman morlukların azaldığı görülecektir.

Hirudoid Forte Jel Morlukları Kaç Günde Geçirir?

Hirudoid Forte Jel kremin tedavi süresi normal şartlarda 10 gündür. Ancak morluğun durumuna göre bu süre 2 haftaya kadar uzayabilir.

Hirudoid Krem Güneş Yanığına İyi Gelir Mi?

Güneş altında normalden fazla süre kalan kişilerde güneş yanığı oluşmaktadır. Hirudoid kremin prospektüsünde güneş yanığına iyi geldiğine dair bir bilgi yoktur. Ancak bu kremi güneş yanığı için öneren doktorlar olduğu görülmektedir. Doktorunuzla konuşarak bu konuda bilgi alabilirsiniz.

Hirudoid Krem Nerelere Sürülür?

Halk arasında morluk kremi olarak bilinen Hirudoid krem, kaza ya da darbe sonrası oluşan burkulma ve ezilmelerde de kullanılır. Hirudoid krem yüz, dudak, ayaklar ve el gibi bölgelerde kullanılabilir.

Hirudoid Forte Jel Yüze Sürülür Mü?

Yaralanma veya darbe sonrası oluşan yaralar ve morluklar için Hirudoid krem yüze sürülebilir. Birçok kişi Hirudoid Forte Jel yüze sürülür mü konusunda tereddüt yaşamaktadır. Ancak bu kremi yüzünüzdeki morluklar için kullanabilirsiniz.

Hirudoid Krem Açık Yaraya Sürülür Mü?

Hirudoid krem kesinlikle açık yaraya sürülmemelidir.

Hirudoid Krem Göz Altına Sürülür Mü?

Hirudoid krem yüzde oluşan morluklar için kullanılabilir. Ancak göz altı morluklarının renginin açılması için kullanılmamalıdır. Aksi halde tahriş nedeni ile istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir.

Hirudoid Krem Göz Dudağa Sürülür Mü?

Hirudoid krem göz çevresindeki morlukların rengini açmak amacıyla kullanılmaz. Dudağa yapılan dolgu sonrası oluşan şişlik ve ödemin azalması için dudağa sürülebilir.

Hirudoid Krem Yan Etkileri Neler?

Her kremin olduğu gibi Hirudoid krem yan etkileri neler öğrenilmelidir. Cildi çok duyarlı olan kişilerde ciltte kızarıklık duyarlılığı oluşabilir. Krem bırakıldığı zaman bu duyarlılık genelde kaybolur.

Hirudoid Krem Fiyatı 2022

Hirudoid Krem fiyatı 2022 yılı için belirlenmiştir. Sadece eczanelerde satılan bu kremin güncel fiyatı, 40.64 TL’dir.

Hirudoid Krem Muadili Kremler Hangileridir?

Hirudoid krem muadili kremler hangileridir öğrenmeniz çok önemlidir. Çünkü bu kremi bulamadığınız zaman muadili kremleri kullanmak durumuna kalabilirsiniz. Hirudoid krem muadili kremler şunlardır:

  • Hirudoid Forte Krem
  • Lasonik Jel
  • Auriga Krem
  • Arnica Krem

Hirudoid Krem Kullananların Yorumları Neler?

Hirudoid krem kullananların yorumları neler diye araştırdığınız zaman krem ile ilgili bilgilere ulaşabilirsiniz. Bu kremi kullanan kişiler, yaklaşık bir hafta içerisinde kremin olumlu etkilerini gördüklerini belirtmektedirler. Ayrıca kremin yan etkisi de birçok kişide görülmemiştir.

İlginizi Çekebilir

Afrodizyak masaj yağı nasıl yapılır? Tarifi ve kullananlar

Afrodizyak masaj yağı harika kokusu ile ilişkinizi renklendirmenin iyi bir yolu olabilir. Koku duyumuzu dokunma duyumuzla birleştirerek vücudun rahatlamasına, iyileşmesine ve canlanmasına yardımcı olabiliriz ve hatta yakınlığı derinleştirebiliriz.

Bugün mevcut olan pek çok uçucu yağ ile aralarından seçim yapabileceğiniz çok çeşitli var; tam size göre bir afrodizyak masaj yağı yapmak düşündüğünüzden çok daha kolay.

Aşağıda, siz ve eşiniz için romantik bir atmosfer oluşturmanıza yardımcı olacak, afrodizyak benzeri nitelikleri ile bilinen esansiyel yağları kullanan erkekler ve kadınlar için 10 afrodizyak masaj yağı tarifinin bir listesini hazırladık.

Afrodizyak Masaj Yağı Yapımı İçin Gerekli Malzemeler Neler?

  • Eldiven (önce güvenlik)
  • Koyu renkli şişeler (yağların korunmasına yardımcı olur)
  • Damlalık (ölçüm)
  • Taşıyıcı yağ (jojoba yağı, tatlı badem yağı, Hindistan cevizi yağı avokado yağı vb.)
  • Seçtiğiniz uçucu yağlar (aroma ve afrodizyaklar)

Bu basit malzemeleri temin ederek kendi afrodizyak masaj yağlarınızı kolayca yapabilirsiniz.

Taşıyıcı Yağ Nedir?

Jojoba yağı, hindistancevizi yağı, avokado yağı ve daha fazlasını içeren taşıyıcı yağlar, uçucu yağları seyreltmek için kullanılır. Kendi masaj yağınızı yaparken bir taşıyıcı yağ eklemek çok önemlidir. Çünkü uçucu yağlar doğrudan cilde uygulandığında ve seyreltilmediğinde tahrişe neden olabilirler.

En İyi Taşıyıcı Yağlar Hangileri?

Afrodizyak masaj yağı yapımında kullanılacak en iyi taşıyıcı yağlar;

  • Tatlı badem yağı
  • Üzüm çekirdeği yağı
  • Hindistan cevizi yağı
  • Jojoba yağı
  • Avakado yağı
  • Zeytinyağı
  • Argan yağı
  • Kuşburnu çekirdeği yağı
  • Kayısı çekirdeği yağı
  • Keteh tohumu yağı
  • Neem yağı
  • Çuha çiçeği yağı
Afrodizyak Masaj Yağı Tarifi
Afrodizyak Masaj Yağı Tarifi

Afrodizyak Masaj Yağı Nasıl Yapılır? Tarifi

Masaj, iki kişinin bir araya gelmesi için harika bir yoldur; stresi azaltır, yatıştırır ve yakınlık hissini besleyebilir. Doğru yağları kullanmak ruh halini yükseltebilir, romantik, şehvetli bir akşam veya aylarca hatırlayacağınız tutkulu bir gece yaşatabilir.

Aşağıdaki şehv*tli masaj yağı tarifleri “onun” düşünülerek tasarlanmıştır. Duygularını kışkırtmak ve kızdırmak için aşağıdaki tariflerden birini deneyin.

1- Tutkulu Dokunuş Afrodizyak Masaj Yağı

Bu, tutkuyu getireceğinden emin olan hızlı, bire iki kullanımlık bir masaj yağı tarifi.

Talimatlar ve Malzemeler

Taşıyıcı yağı bir kaseye dökün ve uçucu yağları aşağıdaki sırayla ekleyin:

  • 2 yemek kaşığı taşıyıcı yağ
  • 2 damla bergamot yağı (rahatlatıcı ruh hali kaldırıcı)
  • 2 damla kişniş yağı (canlandırıcı)
  • 6 damla yasemin yağı (afrodizyak)
  • 4 damla gül yağı (romantik afrodizyak)
  • 2 damla sandal ağacı yağı ( afrodizyak )

Kullanmadan önce iyice karıştırın ve keyfini çıkarın.

2- Aşk Baharatı Afrodizyak Masaj Yağı

Bu masaj yağının sonsuz tutkunun alevlerini körükleyeceği kesin.

Talimatlar ve Malzemeler

Jojoba yağını küçük, koyu renkli bir şişeye dökün (berrak bir şişe kullanılabilir, ancak yağın korunmasına yardımcı olmak için karanlık bir yerde sakladığınızdan emin olun), ardından aşağıdaki esansiyel yağları sırayla ekleyin:

  • 1/4 su bardağı jojoba yağı
  • 8 damla sandal ağacı yağı (afrodizyak)
  • 3 damla portakal yağı (anti-stres)
  • 2 damla paçuli yağı (libidoyu arttırır)
  • 1 damla ylang-ylang yağı (depresyonu azaltabilecek mutlu bir afrodizyak)
  • 1 damla zencefil yağı (enerji afrodizyak)

Her kullanımdan önce iyice karıştırın ve serin bir yerde saklayın.

3- Romantik Rüya Afrodizyak Masaj Yağı

Bu sakinleştirici ama romantik masaj yağı ile onu başka bir dünyaya götürün.

Talimatlar ve Malzemeler

  • 2 ons kanola yağı veya başka bir taşıyıcı yağ (şüpheye düştüğümde jojoba yağı kullanmayı tercih ederim)
  • 1 damla portakal yağı (anti-stres)
  • 2 damla sedir ağacı yağı (sakinleştirici)
  • 2 damla adaçayı yağı (stres hormonlarını azaltabilen rahatlatıcı afrodizyak)
  • 2 damla vanilya yağı (anti-stres, afrodizyak)

Karıştırın ve karanlık bir yerde saklayın.

5- Saf Romantizm Afrodizyak Masaj Yağı

Onu baştan çıkaracak bu baş döndürücü masaj yağı ile duyularını ve cildini baştan çıkarın. Yapımı kolay bu ev yapımı şehvetli masaj yağı ile her dokunuşunuzla onu romantikleştirin.

Talimatlar ve Malzemeler

  • 60 ml taşıyıcı yağ
  • 7 damla sandal ağacı (afrodizyak)
  • 5 damla zencefil (enerji afrodizyak)
  • 4 damla ylang-ylang (mutlu afrodizyak)
  • 4 damla gül ağacı (romantik afrodizyak)

Taşıyıcı yağı koyu renkli bir cam şişeye dökün, ardından uçucu yağlar ekleyin ve her kullanımdan önce hafifçe çalkalayın.

4- Buharlı Tutku Afrodizyak Masaj Yağı

Tutku dolu bir gece için aşağıdaki masaj yağını yapın ve onu kesinlikle heyecanlandıracak  bir masajla kendinizi şımartın.

Talimatlar ve Malzemeler

Aşağıdaki uçucu yağları sırasıyla eklemeden önce taşıyıcı yağı koyu renkli bir şişeye dökün:

  • ½ su bardağı badem yağı veya üzüm çekirdeği yağı
  • 4 damla karabiber yağı (uyarıcı)
  • 4 damla yasemin yağı (afrodizyak)
  • 4 damla ylang-ylang (mutlu afrodizyak)

İyice karıştırın, serin ve karanlık bir yerde saklayın; kullanmadan önce çalkalayınız.

Uyarı!

Yağlarınız için daima koyu renkli bir şişe kullanın; bu raf ömrünü artırmaya yardımcı olur.

Uyarıcı Afrodizyak Masaj Yağları Tarifi

Afrodizyak masaj sanatı genellikle masajın kendisinden çok ruh hali ile ilgilidir. Bu yüzden önce sahneyi ayarlayın; televizyonu kapatın, mumları yakın, kapıları kapatın ve arka planda yumuşak bir müzik çalsın.

İkincisi, onun için doğru yağı seçin. Duyum ​​ve koku, afrodizyak masajda en büyük araçlarınızdır ve onun için en iyi olan kokuları bulmak, birçok eğlenceli deney gecesini doldurabilecek eğlenceli bir egzersiz olacaktır.

Aşağıda, “onu” uyandırması, heyecanlandırması ve umarız sevgi dolu harika geceler yaratmasına yardımcı olması için tasarlanmış ev yapımı afrodizyak masaj yağları bulunmaktadır.

1- Kraliyet Geceleri Afrodizyak Masaj Yağı

Rahatlatıcı ve güçlü baştan çıkarıcı tonlara sahip bu masaj yağı, erkeğinizi bir kral gibi hissettirecek.

Malzemeler ve talimatlar;

Taşıyıcı yağı küçük, koyu renkli bir şişeye dökün ve aşağıdaki esansiyel saf yağları aşağıdaki sırayla ekleyin:

  • 30 ml badem veya avokado yağı
  • 8 damla sandal ağacı yağı (afrodizyak)
  • 4 damla sedir ağacı yağı (sakinleştirici)
  • 2 damla sığla yağı (rahatlatıcı)
  • 2 damla portakal yağı (hafif afrodizyak)
  • 2 damla vetiver yağı (sakinleştirici)
  • 2 damla ylang-ylang yağı (mutlu afrodizyak)

Karanlık ve serin bir yerde saklamadan önce iyice karıştırın ve kullanmadan önce iyice çalkalayın.

2- Şehvetli Sevinç Afrodizyak Masaj Yağı

Eşinizi heyecanlandıracak bu basit ama canlandırıcı masaj yağı ile kızdırın ve uyandırın.

Malzemeler ve talimatlar;

Aşağıdaki esansiyel yağları aşağıdaki sırayla eklemeden önce taşıyıcı yağı küçük, koyu renkli bir şişeye dökün:

  • 125 ml üzüm çekirdeği yağı
  • 5 damla neroli yağı (uyandırıcı afrodizyak)
  • 3 damla mandalina yağı (rahatlatıcı)
  • 5 damla vanilya yağı (anti-stres, afrodizyak)

İyice karıştırın ve karanlık ve serin bir yerde saklayın. Her kullanımdan önce iyice çalkaladığınızdan emin olun.

3- Gizemli Gece Afrodizyak Masaj Yağı

Bu baştan çıkarıcı, dünyevi masaj yağı ile gece boyunca rahatlayın.

Malzemeler ve talimatlar;

Aşağıdaki esansiyel yağları aşağıdaki sırayla eklemeden önce taşıyıcı yağı küçük, koyu renkli bir cam şişeye dökün:

  • 60 ml jojoba yağı
  • 8 damla sığla yağı (rahatlatıcı)
  • 8 damla mür yağı (topraklama)
  • 4 damla sandal ağacı yağı (afrodizyak)
  • 2 damla vanilya yağı (anti-stres, afrodizyak)

İyice karıştırın ve karanlık ve serin bir yerde saklayın. Kullanmadan önce iyice çalkaladığınızdan emin olun.

4- Aşkın Oyunu Afrodizyak Masaj Yağı

Duyularını harekete geçireceğinden emin olan bu heyecan verici masaj yağı ile aşkın oyununa dalın.

Malzemeler ve talimatlar;

Koyu renkli bir cam şişe veya kavanoza taşıyıcı yağı dökün, ardından aşağıdaki esansiyel yağları aşağıdaki sırayla ekleyin:

  • 100 ml parçalanmış hindistancevizi yağı (veya jojoba)
  • 1 damla karanfil yağı (anti-stres)
  • 2 damla nane yağı (uyarıcı)
  • 1 damla zencefil yağı (enerji afrodizyak)
  • 1 damla yasemin yağı (afrodizyak)
  • 3-4 damla vanilya yağı (anti-stres, afrodizyak)
  • 3-4 damla tarçın yağı (uyarıcı afrodizyak)

Tarçın esansiyel yağı oldukça hızlı ısınabilir. Bu, istediğinizden daha fazla olursa, karışımınıza daha fazla taşıyıcı yağ (hindistan cevizi veya jojoba) ekleyin.

İyice karıştırın ve karanlık ve serin bir yerde saklayın. Her kullanımdan önce iyice çalkalayın.

5- Fantezi Uçuş Afrodizyak Masaj Yağı

Onu baştan çıkaracak bu kolay ev yapımı masaj yağı ile günü geride bırakın ve kendinizi fantezilere kaptırın.

Malzemeler ve talimatlar;

Uçucu yağları aşağıdaki sırayla eklemeden önce taşıyıcı yağı koyu renkli bir kavanoza dökün:

  • 125 ml jojoba yağı
  • 30 damla neroli yağı (uyandırıcı afrodizyak)
  • 15 damla gül yağı (romantik afrodizyak)
  • 20 damla sandal ağacı yağı (afrodizyak)

Kendinizi şımartın ve birçok farklı türde şehvetli masaj yağı keşfedin, çünkü her biri sizin için olanı aramanıza yeni zevkler getirecektir.

Afrodizyak Masaj Yağı İçin Güvenlik İpuçları

Yukarıdaki tarifleri oluşturmak için oldukça etkili olabilen saf uçucu yağlar kullanıyoruz, bu nedenle almanız gereken birkaç önlem var.

Eldiven giyin

Saf uçucu yağlarla uğraşırken daima eldiven giyin; bu, herhangi bir cilt tahrişini önlemeye yardımcı olmak içindir (cilde herhangi bir yağ uygulamadan önce daima bir taşıyıcı yağ kullanın).

Uçucu yağları dahili olarak kullanmayın

Uçucu yağları asla dahili olarak kullanmayın; ciddi bir reaksiyona neden olabileceğinden, bunları burnunuzda, kulaklarınızda veya diğer vücut açıklıklarınızda sallamayın veya kullanmayın.

Çocuklardan uzak tutun

Çocukların erişemeyeceği yerlerde saklayın; Hamileyken kaçınmanız gereken bazı uçucu yağlar da vardır. Emin olmak için bir aromaterapiste, naturopata veya doktorunuza danışın (sedir ağacı, tarçın, zencefil ve adaçayı bunlardan birkaçını saymak gerekirse kaçınılmalıdır).

Yağları Kullanmadan Önce Test Edin

İlk kez yeni bir yağ kullanırken, önce bir cilt testi yapmak her zaman akıllıca olacaktır. İşte iki yöntem:

  1. Yeni uçucu yağınıza bir pamuğu batırın ve bileğinizin veya dirseğinizin iç kısmına uygulayın. 6-8 saat sonra herhangi bir tahriş olmazsa cildinizde güvenle kullanabilirsiniz.
  2. Test etmenin bir başka yolu, yarım çay kaşığı taşıyıcı yağa 1 damla esansiyel yağınızı koyup yukarıdaki ile aynı yerlere uygulayarak reaksiyon olup olmadığını görmek için 8 saat beklemektir.

Yanma Yaşıyorsanız Daha Fazla Taşıyıcı Yağ Ekleyin

Cildinizde esansiyel yağların kullanımıyla hafif bir yanma hissi yaşarsanız, esansiyel yağı emmeye ve cildinizdeki stresi hafifletmeye yardımcı olmak için cilt bölgesine daha fazla taşıyıcı yağ eklemeniz yeterlidir. Yanma hissi orta ila şiddetli ise, uçucu yağı kullanmaya devam etmeyin ve bir tıp uzmanına başvurun.

Afrodizyak Masaj Yağı İşe Yarar Mı?

Elbette baştan çıkarmak için kokunun kendi başına kontrol edebileceğinden çok daha fazlası vardır, ancak bir afrodizyak masaj yağı seçmek hem erkeklerde hem de kadınlarda sağlıklı cinsel arzuyu artırabilir. Yağların, sağlıklı bir uyarılma seviyelerine yardımcı olmak için otonom sinir sistemini etkileyebileceğine dair göstergeler vardır. Afrodizyak etkileri bilimsel olarak incelendi ve elbette bunların romantik bir ruh halini yükselttiğine dair anekdot raporları var.

Depresyon, stres ve yorgunluk , yatak odasında işler cansız hale geldiğinde genellikle faktörlerdir. Canlandırıcı aromalar stresi azaltabilir ve iyileştirilmiş bir ruh hali doğrudan daha iyi bir cinsel dürtü ile ilgilidir. Hafif vakalarda, ilaçlar olmadan durumu iyileştirmek için yağlar ve sabır yeterli olabilir.

İlişkilerde Büyük Haz Artıran Uyarıcı Yağlar…

 

İlginizi Çekebilir!

Yeni sezon triko kazak ve mont-kaban modellerinde öne çıkanlar

Sonbahar ve kış döneminde, erkekler için hem sıcak ve konforlu bir deneyim sunan, hem de harika bir tarz yaratan mont ve kabanlar en popüler dış giyim öğeleri içinde. Buna ek olarak, soğuk havaların kurtarıcı parçası triko kazak modelleri de ilgi gören tercihlerden. Her erkeğin gardırobunda mutlaka olması gereken bu ürünler, harika bir tarz sunmanın ötesinde vücudu olumsuz hava koşullarına karşı etkili bir şekilde koruyor. Peki 2022 2023 kış sezonunda, erkek mont ve kabanların yanında, triko kazaklarda hangi detaylar ön plana çıkacak? Erkek kaban ve mont satın alırken, triko kazak tercih ederken nelere dikkat edilmeli?

Erkek Kaban ve Mont Modelleri

Dış giyimin koruyucu ve iddialı parçası olan erkek kaban modelleri hem günlük yaşamda hem de iş giyiminde, okulda keyifle tercih edilen giyim ürünleri. Kabanlara ek olarak mont modellerinde seçim yapacaklar için, bu kış yeni sezon koleksiyonlarda birbirinden güzel alternatifler var. Erkek mont modellerinde ürün yelpazesi çok geniş olsa da, ön plana çıkan modellere baktığımızda rahat kesim mont ve kabanlar dikkat çekiyor. Hareket kabiliyetini kısıtlamayan bu montlar içinde spor ve şişme montlar, buna ek olarak kapitone montlar da bulunuyor.

Mevsim şartları ile uygun bir mont ve kaban seçmek de çok önemli. Kışlık erkek kaban ve montlar, özel kumaşları ile soğuklara karşı etkili koruma sağlıyor. Yağmurlu dönemlerde su geçirmeyen montlar tercih edilirken, kışın çetin geçtiği şehirlerde yaşayanlar için kaşe, kaşmir ve yün içeren kaban ve montlar tercih edilebilir.

Mont ve kabanların diğer özelliklerine baktığımızda yeni sezon ürünleri içinde yaka olarak dik yaka ve bebe yaka kabanlar öne çıkıyor, fonksiyonel anlamda ise fermuarlı, kapüşonlu modeller tercih sebebi oluyor.

Triko Kazaklar Her Kombine Hitap Edecek

Erkek giyimin en popüler parçalarından triko kazak hem konforlu ve rahat hissettiren hem de farklı kombinlerde gönül rahatlığıyla tercih edilebilecek modeller barındırıyor. Triko kazak satın alırken, klasik ve spor giyim tarzı ile uyumlu modeller düşünülebilir. Örme kumaş anlamına gelen trikolar kalitesi ile uzun yıllar boyu giyilebilir. Kombin açısından bakıldığında beyaz, siyah ve ara tonları birçok farklı parça ile uyumlu olması ile öne çıkıyor. Kırmızı, mavi ya da diğer triko kazak modelleri ise mont ve kabanlarda, gömleklerde ve pantolonlarda uyumlu tonlarla harika bir görünüm sunabilir. Triko kazakların v yaka, bato yaka ya da bisiklet yaka alternatifleri ise her tarza uyum sağlayan bir çizgi sunuyor.

Erkek giyimin öncüsü Kiğılı, triko kazak ve erkek kaban – mont seçimlerinde ilk ziyaret edilecek adres. Kiğılı online satış mağazasında kaban, mont ve triko kazak modellerinde harika indirimler söz konusu.

Yüz sarkması ve kırışıklığı yok eden mucizevi doğal yöntem

10 yaş daha genç görünmek ister misiniz?! Haftada 3 kez hindistancevizi yağı ve kabartma tozu kullanmayı deneyin!

Hindistan Cevizi Yağı ve Karbonat Kırışıklıklar İçin Ne Yapar?

Hindistan cevizi yağı ve kabartma tozu, yaşlanma karşıtı harika bileşenlerdir. Hindistan cevizi yağı yoğun nemlendiricidir, cilt hücrelerini besler, antibakteriyel özelliklere sahiptir ve yüzdeki ince çizgileri azaltır.

Kabartma tozu ise cildin temizlenmesine, nazikçe pul pul dökülmesine, geniş gözeneklerin küçülmesine ve yüzün sıkılaşmasına yardımcı olur.

Hindistan cevizi yağı ve kabartma tozu birleştirildiğinde cilt hücrelerini anında besler, ölü hücreleri giderir, cildi nemlendirir ve pürüzsüz ve ipeksi kalmasını sağlar! İnce çizgilerinizin de var olmadığını görünce şaşıracaksınız! Düzenli ve tutarlı kullanımla, hindistan cevizi yağı ve kabartma tozu ile 10 yaş daha genç görünmeye hazır olun!

İşte benim çok sevdiğim hindistan cevizi yağı ve kabartma tozu yüz maskem! Pürüzsüz bir cilt için haftada 3-4 kez kullanmayı seviyorum!

Kırışıklıklar için Hindistan Cevizi Yağı ve Karbonat

Neye İhtiyacın Var:

Talimatlar:

  1. Cam kavanozunuza ¼ fincan kremalı hindistancevizi yağı ekleyin.
  2. Şimdi 3 yemek kaşığı kabartma tozu dökün.
  3. İki malzemeyi iyice birleşene kadar bir kaşık kullanarak iyice karıştırın.
  4. Son olarak 2 damla lavanta esansiyel yağı ve 2 damla çay ağacı esansiyel yağı ekleyin ve tekrar karıştırın.
  5. Kavanozu banyo dolabında saklayın.
  6. Kullanmak için kuru parmaklarınızı kullanarak bir çay kaşığı alın ve göz çevresinden kaçınarak yüzünüzün her yerine nazikçe masaj yapın.
  7. Etkili olması için 7 dakika bekletin, ardından ılık suyla durulayın.
  8. Doğal bir yüz toniği olarak bir yeşil çay toniği kullanın.

Detaylar için Videomuza Göz Atın

Pankreasınızın sorunlu olduğunun 5 belirtisi

Pankreas, midenin arkasında, karaciğer ile dalak arasında bulunan bir organdır. Çoğu insan pankreasın insülin ürettiğini bilir. Pek çoğu, pankreasın, yediğimiz yiyecekleri vücut hücreleri için yakıta dönüştüren sindirim suyunu ürettiğinin de farkında değildir. Sağlıklı bir pankreas, yediğimiz yiyecekleri sindirmek için doğru enzimleri doğru miktarda ve doğru zamanda üretir. Pankreasınız, vücudunuzun besinleri parçalamak ve emmek için ihtiyaç duyduğu enzimleri yeterli miktarda yapmıyorsa, Ekzokrin Pankreatik Yetersizliğiniz (EPI) olabilir.

Pankreasın Neden Olduğu Hastalıklar Neler?

Pankreasın neden olduğu başlıca hastalıklar şunlardır;

  • Akut pankreatit,
  • Kronik pankreatit,
  • Kalıtsal pankreatit
  • Pankreas kanseri

Pankreatit: Pankreatit, pankreasın iltihaplandığı ve sindirim enzimleri aslında pankreasın kendisine saldırdığında hasara neden olduğu bir hastalıktır. Akut vakalarda iltihap aniden ve ağrılı bir şekilde ortaya çıkar ve genellikle zamanla iyileşir.

Kronik pankreatit: Kronik pankreatit ile iltihap tamamen iyileşmez ve sonunda yiyecekleri sindirme yeteneğini bozar. Buna Ekzokrin Pankreas Yetmezliği (EPI) denir. Kronik pankreatit, yetişkinlerde EPI’nin en yaygın nedenidir. Zamanla kronik inflamasyon pankreasta geri dönüşü olmayan hasara yol açabilir ve hem pankreas sindirim enzimlerini salgılayarak sindirim sıkıntısına yol açan hücreleri hem de insülin üreten hücreleri etkileyerek diyabete yol açabilir.

Ekzokrin Pankreas Yetmezliği Nedir?

Ekzokrin Pankreas Yetmezliği (EPI), vücudunuzun yiyecekleri nasıl sindirdiği konusunda sorunlara neden olur. Pankreasınız vücudunuzun nişastaları, proteinleri, yağları ve hatta yediğiniz yiyeceklerdeki bazı vitaminleri parçalamak için ihtiyaç duyduğu enzimleri yeterli miktarda yapmaz. Kilo verebilir, anormal dışkılarınız olabilir ve karnınızda ağrı olabilir.

Çoğu insan için, yiyecekleri doğru şekilde sindirmeye yardımcı olacak yeni bir enzim kaynağı sağlayarak çalışan ilaçlar vardır. İlaç almaya ek olarak, özel düşük yağlı diyetler izlenerek ve yeterli besin ve protein alındığından emin olarak semptomlar yönetilebilir.

Pankreas Kanseri Nedir?       

Pankreas kanseri, diğer kanserler gibi, hücreler çok hızlı büyümeye başladığında ve sonunda bir kitle haline geldiğinde başlar. ABD’de her yıl 200.000 vaka meydana gelmektedir. Pankreas kanseri, çok erken teşhis edilmediği sürece tedavisi en zor kanserlerden biridir.

Pankreas kanseri hakkında konuşurken yapılması gereken önemli bir ayrım, bunun ekzokrin (sindirim işlevi) veya endokrin (hormon işlevi) kanseri olup olmadığıdır. Pankreas kanserlerinin yüzde 95’i ekzokrin, geri kalan doku ise endokrin tümörlerden oluşuyor. Çoğu pankreas kanseri sporadiktir (veya rastgele), ancak bazıları genetiktir. BRCA2 artık sadece meme ve yumurtalık kanseri ile ilgili değildir. BRCA2 mutasyonu ile pankreas kanseri arasında bir ilişki vardır. Diğer genler de tanındı.

Pankreas kanseri risk faktörleri şunları içerir:

  • Sigara içmek
  • Aile öyküsü
  • Kronik pankreatit sorunu
  • Yetişkin başlangıçlı diyabet
  • Bazı polip sendromları ve deri köstebek hastalıkları
  • BRCA2 ve diğer gen mutasyonları

Çoğu ekzokrin tümörün pankreasta büyüdüğü yer nedeniyle, pankreas kanserinin ilk büyümesi, safra kanalıyla birleştiği yerin hemen yanındaki pankreas kanalında meydana gelir. Bu genellikle cildin tıkanmadan sarardığı bir durum olan sarılıkla sonuçlanır. Pankreas kanserinin erken evrelerinde başka pek çok belirgin semptom olmayabilir ve semptomlar kanserin pankreastaki konumuna bağlıdır. Zamanla, çoğu hastada kilo kaybı ve ağrı gelişecektir.

Düzgün Çalışmayan Pankreasın 5 İşareti

Dışkı renginde sürekli değişim

Hepimiz sindirim sistemimizle uyuşmayan yiyecekler yemişizdir ve bazen bu yiyeceklerin bileşimi rengi veya dışkımızı değiştirebilir. Bir kez olursa, muhtemelen önemli bir şey değildir, ancak düzenli olarak açık renkli veya yüzen dışkı ile karşı karşıyaysanız, bu yeterli besin emilimi almadığınızın bir işaretidir. Pankreasınız vücudunuzun yağda çözünen vitaminleri emmesine yardımcı olan enzimler üretir ve pankreas düzgün çalışmıyorsa, yeterince A, E veya K vitamini almıyorsunuz demektir.

Mide bulantısı ya da kusma

Yukarıda belirttiğimiz gibi, pankreasınız yağları parçalamaya yardımcı olan hormonlar üretir. Pankreasınız hasar görürse, vücudunuzun yağları düzgün bir şekilde parçalama yeteneğini bozabilir ve bu da bulantı veya kusmaya neden olabilir. Hamile değilseniz veya grip probleminiz yoksa, ancak gün boyunca mide bulantısı hissediyorsanız, bir pankreas uzmanına danışmalısınız.

Karın ağrısı

Karın bölgenizdeki ağrı, gastrointestinal rahatsızlık, fıtık veya kas çekilmesi gibi birçok şeyden kaynaklanabilir, ancak aynı zamanda akut pankreatitin en yaygın belirtisidir. Ani başlayan şiddetli karın ağrısıyla uğraşıyorsanız, suçun pankreasınız olması ihtimali oldukça yüksektir.

Açıklanamayan kilo kaybı

Çoğu insan kilo verdiği için sevinir, ancak genellikle insanlar bu kilo kaybını diyette bir değişiklik, egzersizde bir artış veya sadece kalori sayarak açıklayabilirler. Ancak, kilolarınız düşüyorsa ve yaşam tarzınızda herhangi bir değişiklik yapmadıysanız, bu ciddi bir sağlık sorununun işareti olabilir. Pankreas kanseri genellikle ani ve açıklanamayan kilo kaybı ile ilişkilidir ve bu semptomla uğraşıyorsanız her zaman hemen bir doktora danışmalısınız.

Tip 2 diyabetin başlangıcı

Pankreasınız ayrıca vücudunuzun insülin üretimini kontrol eden ve kan şekeri seviyelerini düzenleyen hormonları üretmekten de sorumludur. Doktorunuz size diyabetik olduğunuzu veya glikoz seviyenizin yüksek veya düşük olduğunu söylerse, vücudunuzun bakacağı bir sonraki alanlardan biri pankreasınızdır.

Pankreas Hastalığı Tanı ve Tedavisi

Pankreatit, Ekzokrin Pankreas Yetmezliği veya pankreas kanserini teşhis etmek ve tedavi etmek için, gastroenterolog gibi bir tıp uzmanının bilgi ve becerisine sahip olması şiddetle tavsiye edilir. Teşhis tipik olarak özel laboratuvar testleri veya karmaşık görüntüleme gerektirir ve soruna bağlı olarak tedavi tıbbi veya cerrahi olabilir. Açıklanamayan kilo kaybı yaşıyorsanız, sürekli yorgunluk yaşıyorsanız, sarılık geliştiyse, devam eden mide ağrınız veya kalıcı bir bağırsak düzeni değişikliğiniz varsa bir Gastroenteroloji uzmanına görünün.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Basur sıcak su banyosu (hemoroid oturma banyosu) nasıl yapılır?

Hemoroid şakaya gelmeyen ciddi bir sağlık problemidir. En rahatsız edici ve ağrılı durumlardan biri olarak bilinir, yoğun ve aşırı miktarda ağrıya yenik düşmeden dışkı çıkarmayı neredeyse imkansız hale getirir. Bazı dış hemoroidler sonunda tedavi olmaksızın kendi kendine geçebilirken, diğerlerinin kaybolmalarına yardımcı olmak için özel bakım ve dikkat gerekir. Basur sıcak su banyosu hemoroid şikayetlerinizi hafifletmek için iyi bir ev tedavisidir.

Dış hemoroidlerden muzdaripseniz ve onları ortadan kaldırmak istiyorsanız, dış hemoroidleri tedavi etmeye ve ağrıyı hafifletmeye yardımcı olabilecek basur sıcak su banyosu (hemoroid oturma banyosu) gibi birkaç mükemmel çözüme aşağıda bir göz atın.

Hemoroid Oturma Banyosu Faydalı Mı?

Ilık su ile hazırlanan hemoroid oturma banyosu, evde hemoroid tedavisi için harika bir yoldur. Hemoroid oturma banyosu, genellikle dış hemoroidlerle ilişkili şişlik ve ağrıyı azaltmak için harikadır. Ayrıca sfinkter kasınızı gevşeterek hemoroidlerde sık görülen ağrılı spazmları azaltır.

Oturma banyolarının etkili olması için suyun yeterli sıcaklıkta olmasını sağlamak önemlidir. Cildi yakmadan ve daha fazla hasara neden olmayacak kadar sıcak olmasına özen gösterilmelidir.

Basura Sıcak Su Banyosu İyi Gelir Mi?

Basura sıcak su banyosu iyi gelir mi? basur problemi yaşayanların sıklıkla merak ettikleri bir konudur. Genel olarak uzmanlar, ağrılı hemoroidli kişilerin günde birkaç kez, özellikle bağırsak hareketinden sonra 15 dakika ılık suda oturmasını önerirler.

Oturma banyolarının sağlığa büyük faydaları vardır ve anal ağrı, hemoroid veya anal fissürler için etkili olabilir. Oturma banyoları semptomları hızlı bir şekilde tedavi etmeye yardımcı olabilirken, yalnız hemoroidleri tedavi edemezler. Ayrıca yumuşak bağırsak hareketlerini sağlamak için lif açısından zengin yiyecekler yemeli ve bol sıvı içmelisiniz. Hemoroidleri ev ilaçları ile tedavi etmenin diğer yolları hakkında bilgi edinin.

Basur Sıcak Su Banyosu Nasıl Yapılır?
Basur Sıcak Su Banyosu Nasıl Yapılır?

Basur Sıcak Su Banyosu Nasıl Yapılır?

Siz de basur sıcak su banyosu ve hemoroid oturma banyosu nasıl yapılır? merak ediyorsanız yazımızı okumaya devam edin.

1- Cadı fındığı ile oturma banyosu

İçindekiler:

  • Yaklaşık 3 litre sıcak su
  • 1 yemek kaşığı cadı fındığı yağı
  • 1 yemek kaşığı selvi yağı
  • 3 damla limon esansiyel yağı
  • 3 damla lavanta esansiyel yağı

Nasıl hazırlanır?

Tüm malzemeleri bir oturma küvetine veya küvete koyun ve etkilenen cildi yaklaşık 20 dakika veya su soğuyana kadar ıslatın. Bu oturma banyosu, hemoroid kaynaklı ağrı ve rahatsızlığı azaltmak için günde 3 ila 4 kez yapılmalıdır. Hemoroide neyin sebep olduğu hakkında daha fazla bilgi edinin .

2- Papatya ile oturma banyosu 

Papatya, vazodilatasyon ve ağrıyı ve rahatsızlığı hızla gidermek için oturma banyosunda kullanılabilen sakinleştirici ve iyileştirici bir etkiye sahiptir.

İçindekiler:

  • Yaklaşık 3 litre sıcak su
  • 3 ila 5 papatya çayı poşeti

Nasıl hazırlanır?

Çay poşetlerini suya batırın, ardından leğende veya küvette yaklaşık 20 ila 30 dakika oturun.

3- Arnika ile oturma banyosu 

Arnika, yatıştırıcı ve iyileştirici etkisinden dolayı dış hemoroid tedavisinde de endikedir.

İçindekiler:

  • Yaklaşık 3 litre sıcak su
  • 20 gr arnika çayı

Nasıl hazırlanır?

Arnikayı sıcak suya koyun ve etkilenen cildi bu karışımda yaklaşık 15 dakika bekletin.

4- Meşe kabuğu ile oturma banyosu 

Basur sıcak su banyosu için genellikle meşe kabuğu tavsiye edilir.

İçindekiler:

  • Yaklaşık 3 litre sıcak su
  • 20 gr meşe kabuğu

Nasıl hazırlanır?

Kabuğu suya koyun ve infüzyonda yaklaşık 20 dakika bekletin.

Hemoroid İçin Ne Sıklıkla Oturma Banyosu Yapılmalı?

Çoğu uzman, her bağırsak hareketinden sonra 20 dakikalık oturma banyosu ve buna ek olarak günde iki veya üç kez tavsiye eder. Daha sonra anal bölgeyi nazikçe kurulamaya özen gösterin; sert bir şekilde ovalamayın veya silmeyin. Bölgeyi kurutmak için saç kurutma makinesi de kullanabilirsiniz.

Basur Sıcak Su Banyosu Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?

Basur sıcak su banyosu yaparken önemli hususlar ise suya sabun katmaktan ve soğuk su kullanmaktan kaçınmaktır. Oturma esnasında sıcak su soğursa, daha fazla sıcak su ekleyebilirsiniz. Ayrıca oturma banyosunda çok fazla su kullanmamalısınız – sadece genital bölgeyi ıslatacak kadar olması yeterlidir.

Basur sıcak su banyosu yaptıktan sonra bölgeyi yumuşak bir havlu veya saç kurutma makinesi ile kurulamalısınız. Oturma banyosu veya banyo ovma su ve sabunla iyice temizlenmelidir. Hatta ovma alkolü ile temizleyebilir ve bir kağıt havluyla kurulayabilirsiniz. Oturma küvetleri ve hatta bebek banyoları, çok miktarda suya ihtiyaç duymayacağınız için oturma banyosu yapmak için en iyisidir. Bunlar duşta veya tuvalette rahat ve kolaydır.

Basur Oturma Banyosu Nasıl Hazırlanır? – Video

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Neden kabak çekirdeği yemelisiniz? Besin değeri ve kalorisi

Balkabağı en sevdiğiniz sebze olmayabilir, ancak tohumları kesinlikle en sevdiğiniz atıştırmalıklar listenizdedir. Kabak çekirdeği harika bir tada sahiptir, değerli besinlerle doludurlar ve bir avuç yemek bile size birçok temel besin sağlayabilir. Kabak çekirdeği sağlıklı yağlar, çinko ve magnezyum ile doludur.

Neden Kabak Çekirdeği Yemelisiniz?

Kabak çekirdeği, şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kolesterol gibi hastalıklarla savaşmanıza yardımcı olan birçok antioksidan ve çoklu doymamış yağ asitleri, B2 vitamini ve folat içerir. Aynı zamanda daha iyi uyku sağlar ve harika bir protein kaynağıdır. Metabolizmanızı da artırır. Sonbaharla birlikte soğuk havaların da etkisiyle soğuk algınlığı ve grip vakaları artmaya başlar. Bu rahatsızlıkları kendinizden uzak tutmak için kabak çekirdeğini tüketmeyi alışkanlık haline getirin. Kabak çekirdeği, sağlıksız kızarmış patateslere ve paketlenmiş atıştırmalıklara harika bir alternatiftir. Üstelik lezzetten de taviz vermiyorsunuz.

Kabak Çekirdeği Neye İyi Gelir?
Kabak Çekirdeği Neye İyi Gelir?

Kabak Çekirdeği Neye İyi Gelir?

Kabak çekirdeği son derece besleyicidir ve güçlü antioksidanlarla doludur. Kabak çekirdeği yemek, diyet eksikliklerini gidermeye yardımcı olabilir ve çeşitli sağlık sorunlarına karşı koruma sağlayabilir. İşte kabak çekirdeğinin pek bilinmeyen yararları..

Romatoid artriti önler:

Kabak çekirdeği artritli insanlar için harikadır bir besindir. Omega-3 ve omega -6 gibi yağ asitleri ile doludur, bu sadece sizi artritik ağrılardan kurtarmakla kalmaz, aynı zamanda artrit geliştirme riskinizi de ortadan kaldırır.

Kilo vermeye yardımcı olur:

Kabak çekirdeği, açlığınızı yönetmenize yardımcı olan harika bir protein kaynağıdır. Yüksek enerji seviyelerini korumanıza ve şekerli yiyecek isteklerinizden uzak kalmanıza yardımcı olan demir içerir. Kabak çekirdeği, lif, protein ve doymamış yağ asitleri gibi kilo kaybını desteklediği bilinen besinler açısından zengindir.

Sindirimi iyileştirir

Bu tohumlar vücudunuzda idrar söktürücü etki (idrara çıkmayı artırır) uygular, böylece mesane rahatsızlığını giderir. Bağırsak solucanlarını ortadan kaldıran bir anti-bakteriyel ajan görevi gören amino asitler içerirler.

Diyabetin kontrol altına alınmasına yardımcı olur:

Kabak çekirdeğinin kan şekeri seviyesini kontrol ettiği kanıtlanmıştır. Kabak çekirdeği insülin üretimini düzenler ve diyabeti kontrol altında tutar.

Depresyonu önler:

Kabak çekirdeği hormonal dengesizliğin neden olduğu depresyonu önler. Davranışın düzenlenmesinde, daha iyi uyku ve ruh halinde hayati bir rol oynayan hormonlardan sorumlu olan belirli amino asitlere sahiptir.

Prostat bezlerinizi sağlıklı tutar:

Prostat sağlığını koruduğu için erkekler için en önemli besinlerden biridir. Kabak çekirdeğine bulunan çinko, prostat bezinin normal çalışmasına yardımcı olur. Yüksek DHT seviyeleri, genişlemiş prostat ile ilişkilidir. BPH’yi önlemeye yardımcı olmak için haftada üç kez bir avuç kabuklu kabak çekirdeği yenilmesi önerilir.

Kabak çekirdeği yağı ereksiyona yardımcı olur:

Kabak çekirdeği yağı prostat bezi fonksiyonunu olumlu yönde etkiler, erektil fonksiyonu iyileştirir, spermatogenez sürecini normalleştirir ve genitoüriner organların doku ve kan damarlarını gelişen inflamatuar süreçlere karşı korur.

Kabak çekirdeği östrojeni artırır:

Adet döngüsünün ilk evresi (foliküler evre) sırasında, kabak çekirdeği ve keten tohumu, aşırı östrojeni önlerken östrojen seviyemizi iyileştirmeye yardımcı olur.

Kabak çekirdeği uyumanıza yardımcı olur:

Uykuyu teşvik eden bir amino asit olan doğal bir triptofan kaynağı sağlarlar. Araştırmalar, günde 1 gram triptofanın uykuyu iyileştirdiğini gösteriyor. Kabak çekirdeği ayrıca hem magnezyum hem de çinko içerir. Çinkonun, uyku döngünüzü kontrol etmeye yardımcı olan vücuttaki serotonin seviyelerini arttırdığı gösterilmiştir.

Kabak çekirdeği böbreklere iyi gelir:

Tayland’da yapılan iki denemede, atıştırmalık olarak kabak çekirdeği yemenin en yaygın böbrek taşı tipini önlemeye yardımcı olabileceği bildirildi. Kabak çekirdeği hem idrarda taş oluşumunu teşvik eden maddelerin seviyelerini düşürüyor hem de taş oluşumunu engelleyen maddelerin seviyelerini arttırıyor gibi görünüyor.

Saç sağlığı için faydalıdır:

Kabak çekirdeği ayrıca saç büyümesinden sorumlu olan cucurbitin (bir tür amino asit) içerir. Kabak çekirdeğinde bulunan diğer mikro besinler de saçın dokusunu iyileştirmeye ve güçlendirmeye yardımcı olur. Kabak çekirdeği yağı da kilitleriniz için iyidir.

Günde Ne Kadar Kabak Çekirdeği Yenilmeli?

Magnezyum, demir ve lif açısından zengin olan bu tohum, sağlıklı ve gevrek bir atıştırmalıktır. Amerikan Kalp Derneği, sağlıklı bir diyetin parçası olarak her gün çeyrek fincan (30 gram) kabak çekirdeği tüketmenizi önerir.

Kabak Çekirdeğini Kimler Tüketmemeli?

Ancak şeker hastalığınız veya hipogliseminiz varsa kabak çekirdeğini diyetinize eklemeden önce doktorunuza danışmalısınız. Yüz gram kabak çekirdeği 446 kalori ve 19 gr yağ içerir. Bu nedenle kabak çekirdeğinin fazla tüketimi kilo alımına neden olur.

Kabak Çekirdeğinin Yan Etkileri Nelerdir?

Kabak çekirdeği lif bakımından yüksektir, bu nedenle çok miktarda yemek gaz veya şişkinliğe neden olabilir . Aynı anda çok miktarda kabak çekirdeği yemek kabızlığa neden olabilir.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

“Bir’İZ Kitabı 18. Kitap Fuarında okurları ile buluşacak

Ankara Ticaret Odası’nın Congresium Salonunda gerçekleştirilecek etkinlik 2005 yılından beri düzenlenmektedir. 18. Kitap Fuarına 287 den fazla yayınevi ve sivil toplum kuruluşları katılmakta olup, 10 gün devam eden fuarda söyleşi, panel, şiir dinletileri, çocuk etkinlikleri yapılmakta olan fuardır.  

İtalya konuk ülke olarak katılmaktadır.  Ünlü yazarlar ile söyleşi, panel ve imza törenleri düzenlenlenecektir. Kitapseverleri onlarca yayinevi ile buluşturan Eylül Fuar & Organizasyon bilinçli okursever toplum gelişimine katkı sağlamaktadır. Türkiye Yazarlar Birliği İLESAM Ankara şube başkanı Durak Turan Düz de şube olarak etkinliklere  aktif katılım sağlanacağını belirtmiştir. 

biriz kitabi 18 kitap fuarinda sha 1 "Bir'İZ Kitabı 18. Kitap Fuarında okurları ile buluşacak

Ankara ATO CONGRESİUM’da Kutlu Yayınevi standı B-13 te

 ” Bir’İZ ” kitabımın imza etkinliği;

  • 26 Ekim 2022 de olup, 15.00 – 18.00 saatleri arasında gerçekleştirilecektir.

Kutlu Yayınevi kurucusu Gökbey Uluç’ un imza etkinliği 

  • 23 Ekim 2022 de saat 10.00 – 13.00 te düzenlenmektedir. 

18. Kitap Fuarında tüm kitapseverleri, yayınevleri ve sivil toplum kuruluşlarını buluşturacak olan etkinliğe katılarak onurlandırmanızı sabırsızlıkla bekliyoruz.

BİR’İZ kitabında 100 yıllık pandemi süreçleri sonrasında değer yaratarak, kurumsal itibarla güven yaratabiliyor, digital, ve sağlıklı iletişim donanımlarıyla süreçleri tarafsızlık ilkesiyle yüzyıl sonrasınada da aktarabiliyorsak Ne Mutlu BİZ’e…..    

Covit 19 sonrası küresel 5 ana trend belirlenmiştir.

  • Belirsizlik yüksek oranda olup, 
  • Kuçülmenin sonlanması,
  • Kriz ve risk yönetiminde Liderlik öncelikli olup,
  • Agresif rekabet, sosyal mesafe, değişen yeni nesil çalisma kültürüyle İnsan odaklı yaklaşımlar,
  • Küresel kriz yönetiminde öncelikli çozümlenecek problemlerdir,

 Yeni küresel trentlerde kamu ve özel de iş hayatında, gerekirse  sağlıklı yaşamda toplumsal refahı arttırmak amacıyla;

  • Güvenlik, devlet ve milletin refahı, adil yaşam standartlarının saglanabilmesi,
  • Ekonomik gelişmişlik düzeyi, kültürel, eğitim, sağlık ve sosyal ihtiyaçlar öncelikliyken,
  • Etik ve ahlaki, bilim ve ilimle süreç yönetiminde,  iyi ve kötü sonuçlarla karşılaşabilirken, zamanı yönettigimizde,
  • Süleyman Demirel’in naçizane “Dün dündür, bugün bugündür. Bugün yeni birşeyler yazmak, söylemek ve yapmak lazim”  deyişinden esinlenebiliriz.
  • Zihinsel Ceviklik ve etik toplumsal değerler ile, zamanında değişim ve dönüşümü yönetirken, kalite ve verimlilik standartlarıyla, Ínovasyonla sürdürülebilir gelişim yaratabiliyor muyuz!….

Bilgiyi ve ilimi paylaşan,  devlet, yönetim ve ekip kararlarıyla sahada ve anında feedback alınabilir mi! Değer yaratarak kurumsal itibariyla güven yaratabiliyor, digital, ve sağlıklı iletişim donanımlarıyla süreçleri tarafsızlık ilkesiyle yüzyıl sonrasında da aktarabiliyorsak…..

BİR’İZ kitabıyla  iş yasamında bilinçle “sadece eleştiri değil, yapıcı eleştirinin geliştirmeyi sağlayabileceğini” biliyor iken, toplumsal normlarla, küresel trentleri uyumlastirarak, örtüştürebilir miyiz?  İş yaşamı saha standartlarıyla ve iyilestirmeleriyle değerlendirebilir miyiz!… Kamu ve özel  kurumsal kalite standartlariyla, iyileştirmeler yapılabilirken, Sürdürülebilirlik sağlayabilir miyiz….

Emekliliğimin altı ayı sonrası Covit 19 Pandemisi sürecinde kazanılan tecrübe ile yeni pandemilere hazırlanan ülkemizin yol haritasını ele alan Sağlık Bakanlığında TÜSEB in “Geleceğin Pandemileri Sempozyumuna ” 11-12 Ekim 2022.de Sağlık Bakanlığını ziyaretimde gerçekleştirilmiştir. TÜSEB Perspektifinden Geleceğin Pandemilerine Bakış açısıyla değerlendirilip, iletişim, eğitim, ticaret, uluslararası etkileşim, sağlık gibi alanlarda uzman konuklar ile COVID-19 pandemi sürecine farklı perspektiflerden bakışların, gelecek pandemilere dair yol haritası hazırlanacak kararlar için sempozyumda COVID-19 pandemisinde kazanılan tecrübeler ile gelecek pandemilere dair yol haritasına ilişkin değerlendirmeler yapılmıştır. 

Uyurken yanı başınıza tuzlu limon koyarsanız

Limonu dörde böldükten sonra içerisine tuz katarak uyurken yanı başına koyulması halinde sağlığa olan psikolojik ve fiziki 6 faydasından istifade etmek mümkündür.

Uyurken Yanı Başınıza Tuzlu Limon Koymanın Faydaları

Limonu tuzladıktan sonra uyurken yanı başına koymanın sağlığa olan 6 faydası şöyle sıralanabilir;

Gerginliği Giderir

Çağımızın hastalığı olan stresten günümüzde muzdarip olmayan insan neredeyse yoktur. Stresten uyku tutmaması nedeniyle yatakta dönüp duran ve sabahları yorgun kalkan insanlar, uyku probleminden çok sık şikayet etmektedirler. Uyumadan evvel komodinin üstüne konulan limon, stres ve anksiyete gibi psikolojik problemlere iyi gelerek insanı sakinleştirmektedir. Bilim adamları tarafından yapılan araştırmalar, narenciye kokusunun insanın beyin dalgalarını ve duygularını rahatlattığını ortaya çıkarmıştır.

Odaklanmayı Artırır

İnsan, uyumadan evvel neden odaklanması gerektiğini merak edebilir. Gün boyu birçok problemle uğraşan insanların beyni sürekli meşgul olduğu için uykusuzluk problemi çok sık yaşanan bir problem haline gelmiştir. Psikologlar ise bundan kaynaklı uykusuzluk problemi için olumlu şeylere odaklanmayı tavsiye etmektedir. Limonun kokusu ise odaklanmayı oldukça kolaylaştırmaktadır.

Nefes Kalitesini Artırır

Günün yorgunluğunu atmak için yatağa girildiğinde burun tıkanıklığından dolayı uykuya dalmakta güçlük çekiliyorsa limon kokusunun antioksidan ve antibakteriyel etkisi burun tıkanıklığına çok iyi gelmekte ve uykuya dalmayı kolaylaştırmaktadır.

Sinekleri Uzak Tutar

Yatağa girildiği zaman sivrisineğin kulağın etrafında vızıldamasından ya da bütün gece sinekler ısırdığı için uykusuzluktan şikayet edenler, sivrisineklerin nefret ettiği limon kokusu sayesinde geceleri rahat bir uyku çekebilirler. Yine limonun her tür böceği öldürücü etkisi de bulunmaktadır. Limon kokusu, böcekleri yatak odasından uzak tutmanın en iyi yöntemidir. Uyumadan evvel odaya sinek ilacı sıkmak yerine komodinin üstüne limon konulması çok daha sağlıklıdır.

Havanın Kalitesini Yükseltir

Etrafa yaydığı çok güzel kokuyla insanı rahatlatan limon, havayı da temizleyerek havanın kalitesini yükseltmektedir. Hatta limonun havayı temizlemede etkisi o kadar güçlüdür ki odanın içerisinden boya kokusunu çok hızlı bir şekilde çıkarmak için dahi limon kokusundan faydalanılabilir.

Kan Basıncını Düşürür

Limonun aroması kan basıncının düşmesinde oldukça etkilidir. Günümüzde kan basıncı yüksekliğinin çok yaygın rastlanan bir sağlık problemi olduğu düşünüldüğü zaman limonun sağlığa olan bu faydasının oldukça önemli olduğu söylenebilir.

Kırık kemiğin kaynamadığı nasıl anlaşılır, belirtileri neler?

Kemik kırıldığı zaman iyileşme sürecinde kırılan kemiğin kaynayıp kaynamadığının dikkatle takip edilmesi gerekiyor. Kırığın kaynamasının gecikmesinden ya da kırığın kaynamamasından bahsedebilmek için kırık beklenen süre içerisinde kaynamamalıdır. Kırık kemiğin kaynamama nedenleri nelerdir? Kırılan kemik ne zaman kaynar? Kırık kemik kaynamadığında nasıl tedavi edilmektedir? Kırık kemiğin kaynamadığının nasıl anlaşılır, belirtileri nelerdir? Kırık kemiğin kaynadığı nasıl anlaşılır? Tüm bu soruları, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Atilla Parmaksızoğlu yanıtladı.

Her Kemik Farklı Sürede Kaynar

Kaynamayan kemik kırığının neden kaynamadığına dair net bir tanımın henüz yapılmadığını ifade eden Prof. Dr. Parmaksızoğlu, “Her kemiği kaynama süresi farklılık göstermektedir. Kemik kırığının kaynamasının gecikmesinden ya da kaynamamasından söz edebilmemiz için beklenen süre içerisinde kemik kırığının kaynamaması gerekmektedir. Kemik kırıldıktan sonra 2-3 ay gibi uzun bir süre geçmesine rağmen radyolojik veriler kemik kırığında ilerleme olmadığını gösteriyorsa, kaynamanın gecikmesi ya da kaynamama söz konusudur. Uzmanların genel görüşü bu şekildedir.” dedi.

Kırığın Kaynamamasının Nedenleri Nelerdir?

Kemik kırığının kaynamamasının nedenlerinin vücudun genel sağlığıyla ilgili sistemik nedenler ve lokal faktörler olmak üzere iki temel grupta ele alındığına değinen Prof. Dr. Parmaksızoğlu, “Sistemik nedenler arasında sağlıksız ve dengesiz beslenme tarzı, sigara ve alkole bağımlı olunması, şeker hastalığı, non-steroid anti-enflamatuar ilaçlar kullanılması ve osteoporoz başı çekmektedir.

Lokal faktörler arasında ise kemiğin kırıldığı bölgedeki dolaşım bozukluğu, enfeksiyon, tedavinin genel prensiplere uygun yapılmaması ve kemiğin kırıldığı andaki aldığı darbenin şiddeti ön plana çıkmaktadır.” ifadelerine yer verdi.

Kemik Kırığı Tedavisinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kemik bütünlüğünü bozan yumuşak doku yaralanmasına kemik kırığı denildiğini kaydeden Prof. Dr. Parmaksızoğlu, “Kemik kırığıyla ilgili yapılan bu tanıma göre kemik kırığının kaynamasında en önemli faktör kemiğin kırıldığı bölgenin kanlanmasının sağlanmasıdır.

Kemiğin kırıldığı esnada hem kemikte hem de yumuşak dokuda oluşan hasar kemiğin kırıldığı bölgedeki kanlanmayı bozmaktadır. Kemiğin kırıldığı esnada bozulan kanlanmayı kırığın iyileşmesi için uygulanan yanlış tedavilerle daha da bozmamaya dikkat edilmelidir.

Kemiğin kırıldığı bölgedeki kanlanmanın bozulmaması için güncel tedavi yöntemleri arasında yer alan kapalı redüksiyon yani kırığın oluştuğu bölgeden uzakta minimal invaziv ve kemik kırığının tespit edildiği kurallara uygun olan biyolojik yöntemlerle tedavinin yapılması gerekmektedir.” diye konuştu.

Kemik Kırığının Kaynamasında En Etkili Tedavi Yöntemi Hangisidir?

Kemik kırıldıktan sonraki ilk andan itibaren güncel tedavi yöntemlerine göre tedavi edilmesi gerektiğine değinen Prof. Dr. Parmaksızoğlu, “Kemik kırılmasına ne neden olursa olsun kemiğin kaynamaması ya da kaynatılamaması gibi bir durum söz konusu değildir. Vücuttaki herhangi bir kemiğin kaynamadığının belirlenmesi halinde öncelikle yapılması gereken kemiğin neden kaynamadığının tanısının doğru konulmasıdır. Daha sonra kemiğin kaynamamasına yol açan nedenlerin ortadan kaldırılması için güncel tedavi yöntemlerine uygun tedavi yöntemleriyle kemiğin problemsiz şekilde kaynaması sağlanmalıdır.  

Düşük göz yapısına sahip kadınlar nasıl makyaj yapmalı?

Kadınlar, gözlerine yaptıkları makyaj sayesinde canlı bir bakış yakalamaya çok fazla önem vermektedir. Gözlere yapılan makyaj ile yorgun bir bakış oluşturulmasının yanı sıra göz yapısının düşüklüğü makyaj hileleriyle azaltmak mümkün.

Düşük Göz Yapısına Sahip Kadınlar Nasıl Makyaj Yapmalı?

Göz Kapağına Baz ve Kapatıcı Aşaması Atlanmamalı

Göz kapağı düşük olan bayanların en fazla şikayet ettiği konular arasında küçük bir göz hareketinde dahi rimellerinin göz kapaklarına bulaşması ya da farlarının çabuk bozulması başı çekmektedir. Bu tür olumsuzlukların engellenmesinde makyaj bazı kullanılması oldukça işe yarayabilir. Böylelikle farın ömrü uzadığı gibi makyaj bazının üstünden hafifçe geçilen kapatıcı da daha temiz bir görünüme kavuşulmasını destekleyecektir.

Sabitlenmesi Kolay Bir Kapatıcı Kullanılmalı

Makyaj yaparken kullanılan kapatıcının kolay sabitlenebilir olması gün içinde makyajın bozulmasının engellenmesinde oldukça önemlidir. Fardan evvel kullanılan kapatıcının grileşmemesine ya da tam tersi turunculaşmamasına çok dikkat edilmesi gerekmektedir.

Sabitleyici Transparan Pudralar Kullanın

İşini riske atmayı sevmeyen ve bu yüzden daha da garanti olmasını isteyen bayanlar ise transparan bir pudra kullanmalıdır. Bu sayede göz kapağındaki yağlanma riskini sıfıra indirmek mümkündür.

Göz Kapağının Dış Köşelerine Koyu Tonlarda Far Yapılmalı

Gözlere uygulanan farın koyu tonda olması önemli olsa da siyah bir renktense, kahverengi gibi daha yumuşak bir rengin seçilmesi önemlidir. Ayrıca göz kapağının daha geniş ve yukarı doğru görünmesi içinde dış köşelere doğru çektirmiş gibi bir görünüm oluşturulmaya dikkat edilmelidir.

Gözlerin Orta Kısımları İçin Açık Renk Far Kullanılmalı

Makyaj yaparken uyguladıkları far ile gözlerinin ön plana çıkmasını isteyen bayanlar, sıcak ve doğal tonlarda bronz ya da sıcak tonlarda başka renk tercih etmelidir. Bu sayede gözler daha dikkat çekici, bakışlar ise daha canlı olmaktadır.

Göz Kalemi Açık Renk Olmalı

Gözlerin içine beyaz renk göz kalemi yerine krem renk bir göz kalemi çekilmesi gözleri farkında olunmadan daha büyük göstermektedir. Böylelikle göz yapısındaki düşüklük bu ufak dokunuşla rahatlıkla gizlenebilmektedir.

Eyeliner Çekerken Dikkat Edilmeli

Düşük göz yapısına sahip olan bayanların göz çerçevesini oluşturan eyelineri düzgün çekmeye çok dikkat etmesi gerekmektedir. Bunun içinde eyeliner elden geldiğince ince çizilmeli, kuyruğu ise dış köşelerde yoğunluk verilen farla birleştiği noktadan yukarıya doğru çekilmelidir.

Kirpik Kıvırıcı Mutlaka Kullanılmalı

Makyaj yaparken bayanların gözünü en fazla korkutan kirpik kıvırıcılar olsa da gözlerin olduğundan daha büyük görünmesi ve canlı bir bakış yakalamak için kirpik kıvırıcı çok önemlidir. Kirpik kıvırıcılar gözlerin olduğundan daha iri görünmesinde olmazsa olmazdır. Rimeli ise kirpikleri daha kalkık gösterecek şekilde sürmeye dikkat edilmelidir.

Kuru ciltler için cilt bakım önerileri

Dünyadaki her insan kendine özel, farklı bir cilt tipine sahiptir. Bu çoğunluğun içerisinde dünya genelinde belli başlı bir kaç kategori vardır; Yağlı ciltler, kuru ciltler ve karma ciltler. Bazı ciltler çok yağlıyken, bazı ciltler çok kuru olabilir. Aynı şekilde hem yağlı, hem kuru cilt tipleri de mevcuttur. Bu noktada en önemli şey sizin bunu fark edip o duruma özel bir rutin hazırlamanızdır.

Günlük hayatta yaptığımız işler, bulunduğumuz ortamlar ve en önemlisi kullandığımız ürünler cilt tipimizin oluşumunda büyük rol oynar. Büyük şehirlerde bütün gün tozun dumanın arasında kalan bir cilt ile sakin ormanlık bir kasabada bulunan kişinin cildi özel bir çaba göstermeden maalesef ki aynı olamaz. Bu yazıda sizlere kuru ciltler için bakım önerileri, yapılması ve yapılmaması gereken şeyler gibi özel durumları anlatacağım.

Cilt Tipimi Nasıl Anlarım?

Belirli bir yaştan sonra her insan cildiyle ilgilenmeye başlar. Bir sivilce oluşumunda ya da siyah nokta oluşumunda bu durum hemen dikkatini çeker ve kendine ‘Acaba benim cilt tipim ne, cilt tipimi nasıl anlarım?‘ gibi kendisini çözüme ulaştıracak sorular sormaya başlar. Sonrasında araştırma yaptıkça yağlı cilt tipinin sivilcelenmeye daha yatkınken, kuru cilt tipinin daha uzak olduğunu öğrenir. Ama bu demek değildir ki her sivilceli cilt yağlı ciltler kategorisine girsin.

Cilt tipinizi öğrenmek için ilk önce ellerinizi yüzünüzde gezdirin, eğer elleriniz fazlaca kayıyor ise muhtemelen yağlı veya karma bir cilt tipine sahipsiniz. Tam aksi şekilde etiniz fazlasıyla elinizde çekiliyor ise kuru bir cilde sahipsiniz demektir. Bu cilt tipinizdeki durum eğer anormal derecede ise her şartta bir uzmanla görüşmeyi ihmal etmeyin.

Kuru Ciltler İçin Bakım Rutini

Cilt tipinizin kuru olduğunu öğrendikten sonra yapmanız gereken ilk şey nemlendirme oranı yüksek, sivilcelenme yapmayacak bir nemlendirici bulmaktır. Sonrasında günlük rutininizde kullandığınız ürünleri gözden geçirmeniz gerekmektedir. Aslında cildinizi en çok gün içerisinde kullandığınız ürünler kurutur.

Kuru ciltler için bakım rutini çoğunlukla cildi kurutacak malzemeleri aradan çıkması sonucu oluşturulur. Peki bu kullanılmaması gereken ürünler nedir? Eğer kuru bir cildiniz varsa içeriğinde kil, limon gibi asitik, cildi kurutan maddelerin olduğu ürünlerden uzak durmalısınız. Bu örneklere çiğ yumurta, fazla kimyasal içeren maddeler, tuz… gibi şeylerde eklenebilir. Bu tarz ürünler kullanılacağı zaman en fazla 10 dakika cilt de temas ettirilmelidir. Aksi taktirde hem suratınızı daha fazla kurutur, hem de yeni oluşacak olan nemlendirme oranını bozar.

Kullandığınız maddelerin yapısında çoğunlukla bal, salatalık, aloe vera, hindistan cevizi yağı, çilek… gibi nemlendirme açısından yüksek bileşenler olursa zamanla cilt tipinizin çok kurudan normal düzeye döndüğünü gözlemleyebilirsiniz. Özel olarak kullandığınız siyah nokta maskeleri de cildinizi fazlasıyla kurutmaktadır. Bu tarz ürünleri sadece belirli bölgelere, belirli miktarda uygulamanızda cilt sağlınızı olumlu yönde etkileyecektir.

Peki Nasıl Bir Rutin İzlemelisiniz?

Her gün makyajınızı temizledikten sonra bol su ile suratınızı yıkamanız cildinize yapacağınız en büyük iyiliktir. Sonrasında cildinizi kurutmayacak su bazlı bir cilt temizleme jeli le suratınızı temizlemelisiniz, bu aşamada sabun kullanmak isterseniz; kullandığınız sabunun nemlendirici bir sabun olması gerekmektedir. Mesela salatalık özlü bir sabun kullanmanızla, başka bir sabun kullanmanız arasında çok fark vardır. Çünkü kalıp sabunlar cildinizi kurutur.

Temizleme işlemi bittikten sonra suratınıza salatalık maskesi, bal içeren bir maske, aloe vera maskesi ya da bol vitaminli bir kağıt maske yapabilirsiniz. Bu işlem sonrasında ise nemlendirme açısından yüksek olan nemlendiricinizi yüz ve dudak nemlendiricinizi kullanabilirsiniz. Kuru ciltler için bakım rutini bu şekilde gerçekleşmektedir.

Bu 7 alışkanlık insanı yaşlandırıyor

İnsanların günlük yaşam içerisinde alışkanlık haline getirdikleri için farkında dahi olmadıkları bedenlerinin daha hızlı yaşlanmasına neden olmaktadır. Harvard Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen bir araştırma neticesinde meyve ve sebzenin fazla tüketilmesiyle ölüm riskinin düşmesi arasında yakın ilişki olduğu tespit edildi. İnsanların sağlıklı ve uzun bir ömür sürebilmesi için daha fazla sebze ve meyve tüketmeye gereksinimi olduğu yadsınamaz bir gerçektir.

İnsanların merak ettiği diğer bir konuda sebze ve meyve tüketimiyle genç görünmek arasında sıkı bir ilişki olup olmadığıdır. Bu konuyla ilgili önemli açıklamalar yapan bilim adamı Dr. Eugene D. Elliott, “İnsanların genetik özelliklerini değiştiremeseler de daha genç görünmek için diğer etkenleri kontrol altında tutabilirler.” dedi.

Peki, cildin yaşlanmasını geciktirmek ve beden yaşından daha genç bir görünüme sahip olmak için nelerden uzak durulması gerekir? Cildin yaşlanmasını hızlandıran ve insanların farkında dahi olmadığı 7 alışkanlığı bilim adamları açıkladı.

İnsanları Yaşlandıran 7 Alışkanlık

Güneşlenmek ve Bronzlaşmak

Yaz mevsimi geldiği zaman güneşlenerek bronz bir tene kavuşarak genç ve havalı görünmek herkesin hayali olsa da bronzlaşmak cildi hızlı yaşlandırdığı gibi kırışıklıklara ve çok daha kötü sonuçlara neden olabilmektedir. Eğitim faaliyetlerini Amerika’da sürdüren tıp fakültesi Yale School of Medicene tarafından yapılan açıklamada, “Güneş ışınları cilde geri dönüşü olmayan zararlar vermektedir. Kısa vadede olsa dahi cildi kavurmaktadır. Ciltte herhangi bir yanık belirtisi göstermeden cildin içerisine gizlenebildiğinden uzun vadeli sonuçları da olabilmektedir.

Tüm bunlar ise güneş ışınlarının cildi hızla yaşlandırmasına neden olmaktadır. Bu duruma erken yaşlandırmada denilmektedir. Güneş ışınları, cilt kanserinin öne çıkan nedenleri arasında yer almaktadır. Cilt kanserinin belirtileri arasında ise yaşlılık lekeleri, kırışıklık, karaciğer lekeleri, ciltte çiller görülmesi gibi pigmentasyon değişikliklerinin yanı sıra cilt dokusunun düzensizleşmesi, cilt tonunun kaybolması, burun ve göğüs çevresindeki kızarıklıklar, kırık kılcal damarlar ve cilt lekeleri bulunmaktadır.

Şekerli ve Gazlı İçecekler

Şekerle tatlandırılan gazlı içeceklerin düzenli içilmesi hücrelerin yaşlanmasını hızlandırdığı UC San Francisco Üniversitesi’nde görev yapan araştırmacılar tarafından ispatlanmıştır. Bu araştırmaya göre bu tür içeceklerin düzenli içilmesi, obezite haricinde bağımsız hücre yaşlanmasını hızlandırmaktadır.

Araştırmanın sonucuna göre görüşlerini belirten çalışmanın yazarları, “Şekerle tatlandırılan gazlı içecekler düzenli tüketilirse, hücre yaşlanması hızlanmaktadır. Bu da metabolik rahatsızlıkların gelişmesini tetiklemektedir. Şekerli içecekler tüketildiği zaman vücuda birkaç saniyede çok yüksek dozda şeker yüklenmektedir. Bu da metabolizmayı eşi benzeri olmayan şekilde zehirlemeye yetmektedir.” dedi.

Eksik Egzersiz

Günümüz gençlerinin çoğunluğu çok genç yaşta olsalar dahi 90 yaşında bir ihtiyar gibi hissettiklerini dile getirmektedirler. Gençlerin bu tür yakınmaları ile ilgili açıklamalarda bulunan Wellspring Sağlık Okulu görevlileri, gençlerin bu yakınmalarının temel nedeninin egzersiz eksikliği olduğunu ifade etti. Vücudun esnek olmaması ve omurganın da düşük olması daha 20’li ve 30’lu yaşlarda çok ciddi sağlık problemlerine neden olabilmektedir.

Bu tür sağlık problemlerinin en belirgin belirtileri arasında kas ağrısı, eklem ağrısı ve kambur görünüm yer almaktadır. Kasların ve eklemlerin gevşemesinde pilates, yoga gibi egzersiz türleri oldukça etkilidir. Vücudun esnekliğinin artmasında sadece kardiyo çalışılması dahi yeterli gelmektedir.

Uykusuzluk ve Uyku Apnesi

Vücudun daha hızlı yaşlanmasına neden olan uyku apnesi ciddiye alınması gereken bir sağlık problemidir. Uyku esnasında artan solunum bozukluğunun şiddeti ve uyku düzensizliği ile epigenetik yaş hızlanması arasında sıkı bir ilişki olduğu bilim adamları tarafından ifade edildi. Bu ilişkilerin kadınlarda erkeklere kıyasla daha güçlü olduğu ve bu durumunda kadınları USB’nin olumsuz etkilerine karşı savunmasız hale getirdiğine açıklamada yer verildi.

Daha genç bir görünüm ile kaliteli bir uyku arasındaki ilişkiye yönelik gerçekleştirilen bir araştırmadan, kaliteli bir gece uykusunun genç görünmek için inanılmaz mucizeler yarattığı ve insanın uyuduğu esnada yüzü gevşediğinden dolayı yüzdeki ince çizgileri yumuşattığı sonucuna varıldı. Bu araştırma, her gece sekiz saat kaliteli uykunun genç görünmedeki etkisini ortaya koyuyor.

Kronik Stres

Aşırı stresin vücudun yaşlanma süresini hızlandırdığı yapılan bilimsel araştırmalar ile tespit edildi. Kromozomların uçları olan telomerler, her hücrenin içerisinde yer alan genleri içeren yapılar olmakla birlikte zamanla kısalmaktadır. Bu telomerler yeterince kısaldığı zamanda hücre ölmektedir.

Stresin kronik hale gelmesi ise telomerlerin daha da kısalmasına neden olduğundan kalp hastalıkları ve bazı kanser türleri başta olmak üzere birçok hastalığı tetiklediği Harvard Üniversitesi Sağlık Bilimleri uzmanları tarafından dile getirilmektedir. Bu nedenle de stresin kronik hale gelmemesi için gereken tedbirler alınmalıdır.

Sigara Tüketimi

Sigaranın insan vücudunu yaşlandırdığı bundan sekiz yıl evvel yapılan ve bu konuda çığır açan bir araştırmayla ispatlandı. Ohio’da gerçekleştirilen yıllık İkizler Günleri Festivali’ni fırsata çeviren araştırmacılar, rapora dahil edilen 79 ikizi bu festivalde bir araya getirdi. Üç plastik cerrah asistanından oluşan araştırma ekibi tarafından biri öbüründen en az beş sene daha fazla sigara kullanan ikizlerin yüzleri karşılaştırılarak sigaranın genç görünüme olan olumsuz etkisi ispatlanmaya çalışıldı.

Sigara tüketen ikizlerin yüz bölgelerinde birkaç yaşlanma alanı belirlendikten sonra sigara tüketenlerin üst ve alt göz kapaklarının sarktığı belirlendi. Ayrıca sigara tüketenlerin ağız bölgesindeki kırışıklığın çok fazla olduğu ve sigara tüketenlerde gıdının da çok hızlı oluştuğu görüldü.

Gülümsememek

Güler bir yüze sahip olmanın genç kalmanın en büyük sırrı olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir. Gülümsemenin genç kalmaya etkisi üzerine önemli açıklamalarda bulunan Dr. Leann Poston, “İnsanlar, her yaşta genç görünmek istiyorlarsa yüzlerinden tebessümü eksik etmeliler.

Zaman insanı yaşlandırdığı için yaş ilerledikçe yüz bölgesinde kırışıklıklar oluşmaktadır. Yüz bölgesinde oluşan bu kırışıklıkları azaltmanın en etkili yolu ise gülümsemektir.” dedi. Gülümsemek insana kendisini daha mutlu hissettirdiği gibi vücudu da enerji vermektedir. Bu da sağlıklı ve dengeli beslenme ile daha fazla egzersiz yapmaya insanı teşvik etmektedir.

Kan sulandırıcı ilaçlarla hangi besinler tüketilmemeli?

Covid-19 virüsü kanı koyulaştırdığı için pandemi sürecinde aspirinin başı çektiği kan sulandırıcılar uzman doktorlar tarafından vatandaşlara tavsiye edilmektedir. Ancak kan sulandırıcı türü ilaçları kullanırken tüketilmemesi gereken besinler hakkında da bilinçli olmak gerekiyor. Çünkü kan sulandırıcı ilaçlar kullanıldığı dönemde tüketilmemesi gereken besinler tüketildiği zaman ani kanamalar görülebilmektedir.

Kan sulandırıcı ilaçların kullanımı ile ilgili önemli bilgiler paylaşan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nuri Kurtoğlu, kan sulandırıcı ilaç alındığı zaman tüketilmemesi gereken besinler hakkında da vatandaşları bilgilendirdi.

Kan İnceltici Besinler Hangileridir?

Kanı inceltici özelliği olan besinler arasında aşırı salisilik asit içeren meyveler, yaban mersini, kızılcık, kiraz, vişne gibi kırmızı renkteki meyvelerin yanı sıra bol miktarda C vitamini içerdiğinden dolayı kışın hastalıklardan korunmak için bol tüketilen mandalina, portakal ve ananas yer almaktadır. Bu tür meyveler kan inceltici etkisinden dolayı kan sulandırıcı ilaçlar alındığı zaman tüketilirse idrar yolu ve mide kanamalarına, hatta hayati risk doğurabilecek kafa içi kanamalara neden olabilmektedir.

Bu tür meyvelerin tüketiminde ölçü çok iyi ayarlanmalı ve ciddi sağlık problemleriyle karşılaşmamak için ölçü kesinlikle aşılmamalıdır. Yine zencefil, zerdeçal, nane, kekik gibi bazı sebzelerin içeriğinde de kanı inceltici etken maddeler bulunmaktadır.

Periyodik olarak yapılan kan testleri sayesinde kan sulandırıcı sebze ve meyvelerin kanı ne kadar sulandırdığı tahmin edilebilmektedir. Bu nedenle kan inceltici etken maddeleri içeren sebze ve meyveleri tüketenlerin kontrollerini sıklaştırmaları faydalarına olacaktır.

Bu İlacı Kullananlar INR Testini İhmal Etmemeli

Olası bir iç kanamayla ilgili şüphe uyandıran belirtiler arasında ağız ve burundan kan gelmesi, idrar renginin değişmesi, gaitadan kan gelmesi bulunmaktadır. Bu tür belirtiler özellikle idrar ve mide kanamalarına işaret etmektedir. Warfarin sodyum alan hastaların, INR denilen testlerini belirli periyotlarla yaptırmayı kesinlikle ihmal etmemesi gerekir.

Kiraz İlacın Yerini Tutmaz

Kanı sulandırmak için kiraz gibi kanı sulandıran meyvelerin tüketilmesi asla ilacın yerini tutmaz. Özellikle bazı kronik hastaların kan sulandırıcı ilaç kullanmayı kesinlikle ihmal etmemesi gerekir. İlaç kullanmaktansa, kan sulandırıcı sebze ve meyveleri bol tüketerek kan sulandırılabilir mantığından kesinlikle kaçınmak gerekmektedir.

Covid-19 virüsü kanı koyulaştırdığı için hekimler tarafından aspirinin başı çektiği kan sulandırıcı ilaçlar hastalara reçete edilmektedir. Bu tür kan sulandırıcı ilaçların hekim kontrolünde ve belirlenen süre içerisinde kullanılmasında bir sakınca yoktur.

Kalp ve damar hastalarında kalp krizlerini ve felçleri engellemek için düşük dozda aspirin kullanımını tavsiyen eden Prof. Dr. Kurtoğlu, “Kan sulandırıcı ilaçlar felç geçirme riskini yüzde 50, kalp krizi geçirme riskini ise yüzde 30 azaltmaktadır. Ancak bu tür kan sulandırıcı ilaçların hekim kontrolünde alınmasına çok dikkat edilmelidir.” İfadelerine yer verdi.

Eklem ve Gut Hastaları Düzenli Kiraz Tüketmeli

Kirazda tıpkı aspirin gibi kan sulandırıcı etkiye sahiptir. Vücutta zamanla biriken toksin maddelerin atılmasında kiraz meyvesinin kendisi oldukça etkili iken, kurutulmuş kiraz saplarının sıcak suda bekletilmesi de vücuttan ödemi söküp atmaktadır.

Kiraz, içeriğinde çok güçlü antioksidan maddeler barındırmaktadır. Kırmızı meyveler sınıfında yer alan meyveler yüksek miktarda antioksidan madde içerdiği için dokularda meydana gelen iltihap oluşumlarıyla etkili bir şekilde mücadele etmektedir.

Yüksek miktarda antioksidan madde barındıran besinler vücutta ödem oluşumunu önlemenin yanı sıra bağışıklık sistemini de güçlendirerek birçok hastalıktan korumaktadır. Her ne kadar kişi göre değişkenli gösterse de her gün tüketilmesi gereken iki üç porisyon meyvenin en az bir porsiyonu kiraza ayrılmalıdır. Bir porisyon kiraz ise 15-20 tane aralığında kiraza tekabül eder. Eklem ve gut hastalıklarına şifa olduğu için bu hastalıkları olanların günlük 1 porsiyon kiraz tüketmeyi ihmal etmemesi gerekmektedir.  

Dışkıda kan görülmesinin 9 yaygın nedeni

Dışkıda kan görülmesine genellikle sindirim sistemi boyunca ağızda başlayan ve anüste biten bir noktada bir yaralanma veya hasar neden olur. Kan çok az miktarda not edilebilir ve hatta fark edilmeyebilir veya bağırsak hareketini takiben bol miktarda bulunabilir.

Genellikle bağırsaklardan önce (ağızda, yemek borusunda veya midede) oluşan kanama çok koyu, kötü kokulu dışkıya neden olur. Bu dışkı melena olarak bilinir ve midede sindirilen kan nedeniyle oluşur. Parlak kırmızı kanlı dışkı genellikle bağırsaklarda, genellikle kalın bağırsakta veya anüste kanamayı gösterir. Bu dışkı hematokezya olarak bilinir.

Dışkıda kan görüldüğünde dışkı tipine bağlı olarak, doktor altta yatan birçok nedeni araştırabilir. Tedaviye rehberlik edecek endoskopi veya kolonoskopi gibi testislerle doğrulanabilirler.

Dışkıda Kan Görülmesinin Nedeni Nedir?
Dışkıda Kan Görülmesinin Nedeni Nedir?

Dışkıda Kan Görülmesinin Nedeni Nedir?

Dışkıda kan görülmesi birçok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir. İşte dışkıda kan görülmesinin 9 nedeni;

1- Gastroözofageal varisler

Gastroözofageal varisler, mide veya yemek borusundaki genişlemiş damarlardır. Kan akışındaki değişiklikler nedeniyle ortaya çıkarlar ve genellikle siroz veya kalp yetmezliği gibi hastalıklarda ortaya çıkarlar.

Patlayan varisler, koyu renk ve kötü koku ile ortaya çıkan dışkıda kana neden olur. Bu durum aynı zamanda zayıflık ve kan kusma gibi semptomlarla da ilişkilidir.

Yapılması gerekenler:

Gastroözofageal varisleriniz olduğundan şüpheleniyorsanız, değerlendirme ve tedavi için bir gastroenteroloğa danışmalısınız. Tedavi, kan basıncını düşürmek için ilaçların kullanımını, yaşam tarzı alışkanlıklarındaki değişiklikleri ve bazı durumlarda cerrahi onarımı içerebilir.

2- Mide ülseri

Mide ülseri, mide zarında küçük bir yaradır. Karın ağrısına ve yemekle kötüleşen yanmaya neden olur. Bazen ülserler kanayabilir ve koyu, kötü kokulu dışkı, mide bulantısı, kan kusma ve kötüleşen karın ağrısı gibi semptomlara neden olabilir.

Yapılması gerekenler:

En uygun tedavinin başlayabilmesi için ülserin nedenini belirlemek önemlidir. Doktor endoskopi ve helikobakter pilori testi gibi testler isteyebilir . Belirtiler, antasitler ve omeprazol gibi ilaçlarla mide asidi üretimini azaltarak yönetilebilir.

3- Özofajit

Özofajit, yemek borusunun iltihaplanmasıdır, mide ekşimesi (özellikle yemeklerden sonra), yutma ile ağrı ve asit reflüsü gibi semptomlara neden olabilir. Tedavi edilmediği takdirde özofajit, yoğun bir kokuya sahip koyu renkli dışkı olarak belirtilebilecek kanamaya neden olabilir. Dışkı ayrıca parlak kırmızı kan içerebilir.

Yapılması gerekenler:

Omeprazol ve antasitler gibi mide asidi üretimini engelleyen ilaçlar yazabilecek bir gastroenteroloğa danışmalısınız. Doktor ayrıca diyette bazı değişiklikler önerebilir.

4- Hemoroid ve anal fissürler 

Hemoroid ve anal fissürler dışkıda parlak kırmızı kana neden olabilir. Kuru ve sertleşmiş dışkı, bunları ortadan kaldırmak için daha fazla zorlama gerektirdiğinden, bu koşullar genellikle kabızlık ile ilgilidir. Hemoroidin nedenlerini ve gösterebilecekleri diğer semptomları  kontrol edin.

Yapılması gerekenler:

Yeni hemoroidleri ve/veya anal fissürleri önlemek için lif ve su alımınızı artırmanız önemlidir. Bu önlemler daha yumuşak dışkı ve tutarlı bağırsak akışını teşvik eder. Ağrı, anestezik ve iyileştirici özellikler içeren ilaçlı merhemlerle giderilebilir. Oturma banyoları , hemoroid rahatsızlığını doğal olarak yönetmenin bir başka harika yoludur.

5- Divertikül

Divertikül, bağırsak hareketleriyle aşırı zorlanma nedeniyle kalın bağırsağın duvarında meydana gelen küçük değişikliklerdir. Divertiküller genellikle herhangi bir belirtiye neden olmazlar ancak göründükleri alanlarda kan damarı yaralanmasına yol açabilirler. Kan damarlarına verilen hasar genellikle sertleşmiş dışkı ile oluşur ve kanamaya neden olabilir.

Yapılması gerekenler:

Divertiküller için en uygun tedaviyi belirlemek için bir gastroenteroloğa danışmak önemlidir. Genellikle diyet değişiklikleri ve artan lif ve su alımı ile yönetilirler.

6- Crohn hastalığı

Crohn hastalığı, karın ağrısı, yorgunluk, kilo kaybı, ishal ve kanlı dışkı gibi semptomlara neden olan bağırsak astarının kronik bir iltihabıdır. Crohn hastalığına neyin sebep olduğu ve ortaya çıkabileceği diğer semptomlar hakkında daha fazla bilgi edinin.

Yapılması gerekenler:

Crohn hastalığınız olduğundan şüpheleniyorsanız, değerlendirme için bir gastroenteroloğa danışmalısınız. Doktor genellikle bir tanıyı doğrulamak için dışkı testi ve kolonoskopi isteyecektir. Bu durum tipik olarak diyet değişiklikleri ve immünomodülatörler gibi ilaçlarla yönetilir.

7- Bağırsak polipleri

Bağırsak polipleri normalde herhangi bir belirtiye neden olmaz, ancak daha büyük polipler karın ağrısına, ishale veya kabızlığa ve dışkıda kan varlığına neden olabilir.

Yapılması gerekenler:

Kolonoskopi sırasında tespit edilen bağırsak polipleri genellikle işlem sırasında çıkarılır.

8- İlaç kullanımı

Kanlı dışkıya neden olabilecek başlıca ilaçlar, anti-inflamatuarlar (diklofenak veya ibuprofen gibi) ve trombosit agregasyon inhibitörleridir (aspirin veya klopidogrel gibi). Bununla birlikte, varfarin, heparin ve rivaroksaban gibi kan pıhtılaşmasına müdahale eden diğer ilaçlar da bu riski artırabilir.

Yapılması gerekenler:

İlaçları yalnızca doktorunuzun önerdiği şekilde almanız önemlidir. İlaç kullanımına bağlı kanama riski artarsa, mide zarını daha fazla korumak için omeprazol reçete edilebilir (çünkü küçük yaralar bile bazı ilaçlarla kanamaya eğilimlidir).

İlaçların neden olduğu kanlı dışkı, ilacı bırakabilecek veya bir alternatif düşünebilecek reçete yazan doktora bildirilmelidir. Kanama yoğunsa ve düşük tansiyon veya uyuşukluk gibi belirtilere neden oluyorsa, acil tıbbi yardım almak önemlidir.

9- Bağırsak veya mide kanseri

Kanlı dışkı, bağırsak veya mide kanserinin yaygın bir belirtisidir ve iştahsızlık, karın ağrısı, aşırı yorgunluk ve belirgin bir sebep olmaksızın kilo kaybı gibi diğer semptomlara eşlik edebilir.

Yapılması gerekenler:

Bir gastroenteroloğa danışmak ve mevcut kanserin tipini ve evresini doğrulamak için testleri tamamlamak önemlidir. Bu özellikler, kemoterapi, radyasyon tedavisi ve/veya cerrahiyi içerebilecek en iyi tedavi yaklaşımını belirlemeye yardımcı olacaktır.

Dışkıda Kan İçin Hangi Doktora Gidilir?

Dışkıda kan görüldüğünde en çok merak edilen şey dışkıda kan için hangi doktora gidilir? konusudur. Dışkıda kan görülmesi, makattan kan gelmesi (rektal kanama) asla ihmal edilemeyecek önemli bir uyarı işaretidir. Kanama fark edilir fark edilmez acilen hastanelerdeki gastroenteroloji uzmanı ya da genel cerrah uzmanına kontrol için başvurmak gerekir.

Dışkıda Kan Görüldüğünde Hastaneye Ne Zaman Gidilmeli?
Dışkıda Kan Görüldüğünde Hastaneye Ne Zaman Gidilmeli?

Dışkıda Kan Görüldüğünde Hastaneye Ne Zaman Gidilmeli?

Aşağıdaki belirtilerle kanlı dışkı yaşarsanız derhal tıbbi yardım almanız önemlidir:

  • Uyuşukluk
  • Solgunluk
  • Zayıflık
  • Düşük kan basıncı
  • Kanla kusma
  • Dışkıda kalıcı kan

Bu durumlarda kanama ciddi olabilir ve kanamanın kaynağını belirlemek ve durdurmak için acil değerlendirme gerektirir. Genellikle doktor bir endoskopi veya kolonoskopi isteyecektir ve hasarlı damarları onarmak için daha fazla ameliyat gerekebilir. Omeprazol ve oktreotid gibi ilaçlar, altta yatan nedene bağlı olarak reçete edilebilir.

Dışkıda Kan Görülmesi Neyin Belirtisi? Video

Bunlar da ilginizi çekebilir!

İdrarda lökosit nedir, normal değeri kaçtır? Yüksekliği

Tam bir kan hücresi (CBC) testi genellikle idrarda lökosit veya beyaz kan hücrelerinin (WBC’ler) seviyesinin bir ölçümünü içerir. Kan dolaşımındaki daha yüksek lökosit seviyeleri bir enfeksiyona işaret edebilir. Bunun nedeni, WBC’lerin bağışıklık sisteminin bir parçası olması, hastalık ve enfeksiyonla savaşmaya yardımcı olmalarıdır.

Lökositler ayrıca bir idrar tahlili veya idrar testinde bulunabilir. İdrarınızdaki yüksek WBC seviyeleri de bir enfeksiyonunuz olduğunu gösterir. Bu durumda vücudunuz idrar yolunuzdaki bir enfeksiyonla savaşmaya çalışıyordur. Genellikle bu, mesane veya idrarı mesaneden taşıyan tüp olan üretra anlamına gelir. İdrarda lökosit görülmesi de böbrek enfeksiyonuna işaret edebilir.

İdrarda Lökosit (WBC) Nedir?
İdrarda Lökosit (WBC) Nedir?

İdrarda Lökosit (WBC) Nedir?

Lökositler, vücudu enfeksiyonlara ve alerjilere karşı savunmaktan sorumlu bir tür kan hücresidir. Genellikle beyaz kan hücreleri olarak bilinirler, bağışıklık sisteminin önemli bir parçasıdırlar.

Bu hücreler normalde kanda düşük seviyelerde bulunur. Vücuda bir virüs, bakteri veya herhangi bir yabancı cisim girdiğinde, beyaz kan hücreleri aktif hale gelir ve ciddi yaralanma veya hastalığa neden olmasını önlemek için onu ortadan kaldırmaya çalışırlar.

İdrarda Lökosit Normal Değeri Kaçtır?

Kandaki normal lökosit miktarı yetişkinlerde mm³ kan başına yaklaşık 4.500 ila 11.000 lökosittir, ancak bu miktar yakın zamanda geçirilmiş bir enfeksiyon, aşırı stres veya AIDS gibi bağışıklık hastalıkları gibi belirli koşullarla dalgalanabilir.

İdrarda Lökosit Kaç Olursa Tehlikeli Olur?

Sağlıklıysanız, kan dolaşımınızda ve idrarınızda hala yüksek lökositler olabilir. Kan dolaşımındaki normal aralık, mikrolitre başına 4.500-11.000 WBC arasındadır. İdrardaki normal aralık kandakinden daha düşüktür ve yüksek büyütme alanı başına (wbc/hpf) 0-5 WBC arasında olabilir.

Doktorunuz bir idrar yolu enfeksiyonundan şüphelenirse, muhtemelen sizden bir idrar örneği vermenizi isteyecektir. İdrar örneğini aşağıdakiler için test edecekler:

  • WBC’ler
  • Kırmızı kan hücreleri
  • Bakteri
  • Diğer maddeler

Sağlıklı olsanız bile idrarınızda birkaç WBC olması zorunludur, ancak bir idrar testi 5 wbc/hpf’nin üzerinde seviyeler tespit ederse, muhtemelen bir enfeksiyonunuz var demektir. Bakteri tespit edilirse, doktorunuz sahip olduğunuz bakteriyel enfeksiyon tipini teşhis etmek için idrar kültürü yapabilir.

İdrar testi de böbrek taşlarının teşhisine yardımcı olabilir. Bir röntgen veya BT taraması, doktorunuzun taşları görmesine yardımcı olabilir.

İdrarda Lökosit Yüksekliği Nedir?

Yüksek beyaz kan hücresi sayısı (lökositoz olarak da bilinir), mm³ kan başına 11.000’den fazla lökosit olduğunda meydana gelir, ancak bu referans değeri laboratuvardan laboratuvara değişebilir.

İdrarda Lökosit Yüksekliği Neden Olur?

  • Enfeksiyon veya yakın zamanda geçirilmiş hastalık,
  • Aşırı stres,
  • İlaçların yan etkileri,
  • Alerjiler,
  • Romatoid artrit,
  • Miyelofibroz veya lösemi.

İdrarda Lökosit Yüksekliği Belirtileri Nelerdir?

Semptomlar yaygın olmamakla birlikte;

  • 38ºc’nin üzerinde ateş,
  • Baş dönmesi,
  • Nefes almada zorluk,
  • Kollarda veya bacaklarda karıncalanma ve iştahsızlık

Belirtileriniz varsa, teşhis için doktorunuzu görmeli ve gerektiğinde uygun tedaviyi başlatmalısınız. Bu, örneğin antibiyotiklerin veya kortikosteroidlerin kullanımını içerebilir.

İdrarda Lökosit Düşüklüğü Nedir?

Düşük bir lökosit konsantrasyonu (lökopeni olarak da bilinir), mm³ kan başına 4.500’den az lökosit olduğunda meydana gelir.

İdrarda Lökosit Düşüklüğü Neden Olur?

  • Anemi,
  • Antibiyotik veya diüretik kullanımı,
  • Yetersiz beslenme,
  • HIV,
  • Lösemi,
  • Lupus veya kemoterapinin neden olduğu zayıflamış bağışıklık sistemi

İdrarda Lökosit Düşüklüğü Belirtileri Nelerdir?

İdrarda lökosit düşüklüğü belirtileri şunlardır;

  • Yorgunluk,
  • Tekrarlayan enfeksiyonlar,
  • Sürekli düşük ateş,
  • Baş ağrısı ve karın ağrısı

Bu belirtilere sahipseniz değerlendirme için doktorunuzu görmelisiniz. Bununla birlikte, bazı durumlarda, sağlıklı insanlar, herhangi bir altta yatan neden olmaksızın normal olarak düşük seviyelerde bulunabilirler.

Hamilelikte Lökosit Değeri Kaç Olmalı?
Hamilelikte Lökosit Değeri Kaç Olmalı?

Hamilelikte Lökosit Değeri Kaç Olmalı?

Nötrofil lökositoz nedeniyle sağlıklı gebelikte beyaz kan hücresi (WBC) sayısı önemli ölçüde artar. Hamilelik sırasında tipik referans aralıkları 6–16 × 109 / L’dir. WBC sayısı, 10-16 × 109 /L ortalama WBC sayıları ve 29 × 10 9 / L’lik bir üst seviye ile normal doğum sırasında belirgin şekilde yükselir.  Fetal akciğer olgunlaşmasına yardımcı olmak için betametazon uygulaması, nötrofil sayısında ortalama %35’lik bir artış ve lenfosit sayısında %45’lik bir düşüşle sonuçlanır, toplam WBC ortalama 13,5 × 109 /L’ye yükselir ,maksimum ile WBC değerleri genellikle 20 × 10 9 /L’ den azdır.  Tipik olarak, nötrofil lökositozu kortikosteroid uygulamasından 24 saat sonra zirve yapar, ancak yükselme en az 5 gün sürer.

Miyelositler ve metamiyelositler gibi olgunlaşmamış beyaz hücre formları, hamilelik sırasında sağlıklı kadınların periferik kan filminde bulunabilir.

İdrarda Lökosit Normal Mi?

Beyaz kan hücreleri öldüklerinde genellikle idrar yoluyla atıldığından, idrarda bazı lökositlerin bulunması normaldir. Bununla birlikte, idrar yolu enfeksiyonunuz veya kanser gibi ciddi bir hastalığınız varsa, idrardaki lökosit miktarları büyük ölçüde artma eğilimindedir.

Genellikle idrardaki yüksek lökositler, köpüklü idrar, ateş ve titreme gibi semptomlar üretir. Bu bulgu idrarda kan varlığı ile ilgili olabilir. Bu durumlarda, nedeni teşhis etmek ve uygun tedaviye başlamak için doktorunuzu görmelisiniz .

Ek olarak, idrardaki yüksek lökositler, özellikle idrardaki protein sayısındaki artışa eşlik ettiğinde, hamilelik belirtisi olabilir. Bu durumlarda, evde hamilelik testi yapmanız veya kan tahlili yoluyla hamileliği doğrulamak için doktorunuza başvurmanız gerekecektir.

Lökosit (WBC) Yüksekliği ve Düşüklüğü Ne Demek? Video

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Köpüklü idrar neden olur, gebelik belirtisi mi?

Köpüklü idrar genellikle bir sağlık sorununun işareti değildir. İdrar yapma dürtünüz olsa bile veya idrarınız vücudunuzdan yüksek hızda çıksa bile çişinizi çok uzun süre tuttuğunuzda olabilir. idrara çıkma klozetin içinde idrarla reaksiyona giren temizlik ürünleri varsa, idrar da köpüklü görünebilir.

Ancak idrar yaparken köpüğün çok sık görüldüğü durumlarda böbrek taşı veya kontrolsüz yüksek tansiyon gibi problemlerden kaynaklanabilecek idrarda protein varlığına da işaret edebilir. Bu durumlarda, nedeni değerlendirmek ve uygun tedaviyi belirtmek için doktorunuzu görmek çok önemlidir.

Köpüklü İdrar Neden Olur Nasıl Geçer?
Köpüklü İdrar Neden Olur Nasıl Geçer?

Köpüklü İdrar Neden Olur, Nasıl Geçer?

Köpüklü idrarın birçok nedeni olabilir. İşte köpüklü idrar nedenleri ve tedavisi;

1- İdrara çıkma hızı

Mesane çok dolduğunda ve hemen tuvalete gitmezseniz, idrarınız çok çabuk dışarı çıkabilir ve klozete çarptığında köpürür. Ancak bu tip köpük genellikle birkaç dakika içinde kaybolur ve ciddi bir problemin göstergesi değildir.

Yapılması gerekenler:

Köpüğün hızlı idrar akışından kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamanın iyi bir yolu, sifonu çekmeden önce çişi birkaç dakika klozette bırakmaktır. Birkaç dakika sonra köpük kaybolursa herhangi bir tedaviye gerek yoktur.

Ancak çişinizi çok uzun süre tutma alışkanlığından kaçınmalı ve idrara çıkma ihtiyacı hissettiğinizde hemen tuvalete gitmelisiniz. İdrar birikimi, idrar yolu enfeksiyonu, böbrek taşı ve idrar kaçırma riskinizi artırabilir.

2- Tuvalet temizleme ürünleri

Klozette kullanılan bazı temizlik ürünleri idrarla reaksiyona girerek köpük oluşturabilirler. Bu herhangi bir sağlık sorunu olduğunu göstermez.

Yapılması gerekenler: 

Bir temizlik ürününün idrarın köpüklü görünmesine neden olduğunu anlamanın iyi bir yolu, temiz bir kaba idrar yapmaktır. İdrar köpürmezse, köpük muhtemelen üründen kaynaklanıyordur. İdrar köpüklü olmaya devam ederse, nedenini değerlendirmek için doktora gitmelisiniz.

3- Dehidrasyon

Köpüklü idrar nedenleri arasında dehidrasyon da yer almaktadır. Yeterince su içmemek veya çok fazla egzersiz yapmak dehidrasyona neden olabilir ve bunun sonucunda idrarınız daha konsantre ve köpüklü hale gelebilir. Ayrıca idrarınız daha koyu renkte olacak ve daha güçlü, kötü bir kokuya sahip olacaktır.

Yapılması gerekenler:

Köpüğün dehidrasyondan kaynaklandığından şüpheleniyorsanız su alımınızı artırmayı hedeflemelisiniz. Günde yaklaşık 1,5 ila 2 litre su içmeyi hedefleyin ve egzersiz yaparken bu miktarı artırın.

4-İdrarda protein varlığı

Protein kaçağı köpüklü idrara yol açabilir. Köpüklü idrarın ana nedenlerinden biri idrarda protein varlığıdır. Pekiyi, idrara protein karışırsa ne olur?

İdrara protein karışıyorsa böbrek filtre sisteminde sızıntı yaşanmaktadır. Yaşanan bu sızıntı sonucunda idrar kanalıyla çok miktarda protein kaybı olur. Protein kaybı nedeniyle sıvı vücut dokularına geçer bunun sonucunda da yüz, kol ve bacaklarda ödem oluşur.

Yoğun fiziksel egzersiz veya aşırı protein takviyesi alımından sonra aşırı protein oluşabilir, ancak böbrek sorunları, tedavi edilmemiş yüksek tansiyon veya diyabet gibi daha ciddi bir sağlık sorununun işareti de olabilir.

Yapılması gerekenler:

İdrardaki protein, ikinci bir idrar akışı numunesi toplanarak ve bir ölçüm çubuğu testi yapılarak veya analiz için bir laboratuvara gönderilerek yapılan basit bir idrar testiyle doğrulanabilir. Protein tespit edilirse, doktor bir günde idrarda salınan protein miktarını değerlendirmek için 24 saatlik idrar toplamayı önerebilir.

Doktor ayrıca böbrek fonksiyonundaki herhangi bir değişikliği değerlendirmek için idrardaki albümin-kreatinin oranını kontrol etmeyi de seçebilir. Hipertansiyon veya diyabeti doğrulamak veya ekarte etmek için başka testler de yapabilir.

5- İdrar yolu enfeksiyonu

Bir idrar yolu enfeksiyonu (İYE), bakteri mesanede de olduğunda köpüklü idrara neden olabilir. Köpüklü idrara ek olarak, ortaya çıkabilecek diğer semptomlar arasında idrar yaparken ağrı veya yanma, sık idrara çıkma ve idrarda kan bulunur.

Yapılması gerekenler:

Bir enfeksiyonu doğrulamak için bir idrar kültürü testi önerilir. Bu test aynı zamanda enfeksiyondan sorumlu bakterileri de belirleyecek ve tedavi için kullanılacak doğru antibiyotiği yönlendirecektir. Hem ilaçları hem de ev ilaçlarını içerebilen idrar yolu enfeksiyonu tedavisi hakkında daha fazla bilgi edinin .

6- Böbrek sorunları

Böbreklerin görevi, kanı filtrelemek ve daha sonra vücuttan atılan idrarı üretmektir. Böbrek fonksiyonunu etkileyen herhangi bir hastalık veya problem (böbrek enfeksiyonu, böbrek yetmezliği, yüksek tansiyon veya böbrek taşı gibi) köpüklü idrara neden olabilir. Belirtilerinizin bir böbrek sorunuyla ilgili olup olmadığını değerlendirmek için uzman bir doktora görünün.

Yapılması gerekenler:

Şüpheli bir böbrek anormalliği varsa, belirtilen şekilde tedaviye başlamak için değerlendirme için doktorunuzu görmelisiniz.

Bu nedenlere ek olarak, erkeklerde köpüklü idrar, idrarda meni varlığından da kaynaklanabilir. Cinsel temastan sonra az miktarda meni üretrada kalabilir ve işlev bozukluğu olduğunda mesaneye giderek köpüklü idrara neden olabilir. Bu durum bir ürolog tarafından değerlendirilmeli ve tedavi edilmelidir.

7- İdrarda meni varlığı

Erkeklerde köpüklü idrar, yaygın bir bulgu olmasa da idrardaki meninin bir sonucu olabilir. Bu, prostatit veya retrograd ejakülasyon ile oluşabilen ve köpüklü idrara neden olan üretraya az miktarda meni girdiğinde ortaya çıkabilir.

Yapılması gerekenler: 

Test yaptırmak ve idrarda meni varlığını ekarte etmek için bir üroloğa görünmelisiniz. Varsa, doktor bunun neden olduğunu araştırabilir ve uygun şekilde tedaviyi başlatabilir.

Doktora Ne Zaman Görünmeli?

Özellikle köpük birkaç dakika içinde kaybolursa normal bir bulgu olabilir. Ancak köpük sağlam kalırsa ve başka belirtiler fark ederseniz, değerlendirilmesi gereken başka bir sağlık durumunun işareti olabilir. Bazı örnekler arasında böbrek taşları, biridrar yolları enfeksiyonu veya bir kolovezikal fistül bulunur.

İlaçlar da köpüklü idrara neden olabilir, bu nedenle köpüklü idrarın bir ilaç yan etkisi olduğundan şüpheleniyorsanız ilaçlarınızı doktorunuzla konuşmalısınız.

Köpüklü idrar Gebelik Belirtisi Mi?
Köpüklü idrar Gebelik Belirtisi Mi?

Köpüklü idrar Gebelik Belirtisi Mi?

Köpüklü idrar gebelik belirtisi mi, hamileliği gösterebilir mi? sıklıkla merak edilmektedir. Köpüklü idrar hamilelik belirtisi değildir. Bununla birlikte, hamile kadınlarda görülen köpüklü idrar, idrarda preeklampsi belirtisi olabilecek protein varlığını gösterebilir.

Preeklampsi, yüksek tansiyon, idrarda protein varlığı ve vücudun şişmesi ile karakterize bir gebelik komplikasyonudur. Bu durum tedavi edilmezse, kadın bebeğin sağlığını riske atabilecek nöbet geçirme riski altındadır.

Bunlar ilginizi çekebilir!

Vücudunuzda folik asidin düşük olduğunu gösteren 8 işaret

Vücudunuzda folat eksikliği varsa neler olur? ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri, her gün 400 mcg (mikrogram) folik asit tüketmenin önemli olduğunu söylüyor. Vücudumuzun DNA üretmesini ve onarmasını ve kırmızı kan hücrelerini çoğaltmasını sağladığından, bu vitamin sağlığımız için çok önemlidir. Folat eksikliği olduğunda iç organların düzgün çalışması için yeterince oksijen alamadığı bir durum olan anemi oluşabilir.

Folik Asit Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

İşte vücudunuzun daha fazla folik aside ihtiyacı olduğunu gösteren 8 yaygın bilinen belirti.

Depresif ruh hali:

Vücudunuzda bu vitamin eksikse, depresyon sorunları yaşayabilir, konsantre olmada zorluklar çekebilirsiniz, unutkanlık baş gösterebilir ve kendinizi huzursuz hissedebilirsiniz.

Anemi (Kansızlık):

Folat eksikliğinden kaynaklanan ciddi anemi vakalarında beyniniz ideal düzeyden daha az oksijen alır. Bunun karşılığında, beyindeki atardamarlar şişmeye başlar ve baş ağrısı çekersiniz. Kırmızı kan hücrelerinde bulunan bir protein olan hemoglobin, akciğerlerden gelen tüm oksijeni vücudun tüm dokularına taşımaktan sorumludur. Vücudunuz folattan yoksun olduğunda, iç organlarınıza gereken miktarda oksijen sağlamak için yeterince kırmızı kan hücresine (ve böylece hemoglobine) sahip olamazsınız.

Nefes nefese kalma:

Normalde herhangi bir sorun yaşamadan yapmanız gereken şeyleri yaparken nefesinizin kesildiğini fark ederseniz, bu, yeterince kırmızı kan hücresi olmaması sebebiyle vücudunuzda oksijen seviyenizin düşük olduğu anlamına gelir.

Mide bulantısı:

Yemeklerden sonra mide bulantısı, kusma, mide ağrısı ve ishal gibi gastrointestinal belirtiler vücudunuzda folik asit bulunmadığını gösteren ilk işaretler olabilir.

Ağızda yaralar ve dil şişmesi:

Ağızda yaralar ve dilin şişmesi genellikle folat eksikliğinin oldukça şiddetli yaşandığını gösterir, bu yüzden bu işaretleri göz ardı etmemelisiniz.

Tat almada zorluk:

Folik asit eksikliği, yiyeceklerin tadını almakta zorluklar yaşatabilir. Bunun nedeni, papilla denilen tat almamızı sağlayan algılayıcıların, dilde oluşan sorunlar nedeniyle beyninize sinir sisteminiz yoluyla mesaj gönderememesidir.

Hamile kalmayı planlayan kadınlar veya hamileler günde belirli bir doz folik asit almalıdır. Bu uyarı ciddiye alınmazsa, bebek anne karnında gelişirken, beyin ve omurilikte doğum kusurları anlamına gelen nöral tüp defekti veya kısaltılmış adıyla NTD’ler meydana gelebilir.

Folat Eksikliği Nasıl Giderilir?

Folat eksikliğini gidermenin en kolay yolu beslenmedir. Yeteri miktarda folik asit durumunu korumak için brokoli, brüksel lahanası, ıspanak ve kuşkonmaz gibi koyu yeşil sebzeler tüketmelisiniz. Bunların dışında, düzenli olarak narenciye, avokado, sığır karaciğeri, fasulye, mantar ve tam tahıl tüketmek de iyidir.

 Folik Asitten Zengin Besinler Neler?

  • Brokoli, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler
  • Brüksel lahanası
  • Bezelye
  • Narenciye
  • Kavun
  • Muz
  • Domates
  • Yumurta
  • Baklagiller
  • Mantar
  • Ciğer, beyaz et, kırmızı et
  • Kabuklu deniz ürünleri

Eğer hastadaki eksiklik ciddi boyutlarda ise hızlı bir iyileşme için yüksek doz folik asit takviyesi tedavide kullanılabilir. Hastada folik asit eksikliğine eşlik eden farklı bir mikro nütrient eksikliği varsa tedavide multivitamin takviyeler de tercih edilebilir.

Kendinizde veya yakınınıza folik asit eksikliği olabileceğinden şüpheleniyorsanız ya da hamile kalmayı planlıyorsanız bir sağlık kuruluşuna başvurarak gerekli kontrollerini yaptırmanız faydalı olacaktır.

Kahverengi akıntı neden olur, sebepleri neler?

Kahverengi akıntı, özellikle herhangi bir vajinal duvar tahrişini takiben, cinsel ilişkiden sonra da ortaya çıkabilir. Tahriş, adet veya hamilelik gibi artan hassasiyet ve hormonal değişiklikler dönemlerinde daha yaygındır.

Bununla birlikte, özellikle 3 günden uzun süren kahverengi akıntı da bir problemin işareti olabilir. Vajinal bir enfeksiyonun, kistlerin veya serviksteki değişikliklerin bir işareti olabilir. Bu nedenle akıntı düzelmezse veya kaşıntı gibi bir rahatsızlık da yaşıyorsanız, değerlendirme için doktorunuza başvurmalı ve gerekirse tedaviye başlamalısınız.

Kahverengi Akıntı Ne Zaman Normaldir?
Kahverengi Akıntı Ne Zaman Normaldir?

Kahverengi Akıntı Ne Zaman Normaldir?

Aşağıdaki durumlarda kahverengi akıntı normaldir:

  • Ergenlik döneminde
  • Hamilelik sırasında sek*s sonrası
  • Menstrüasyondan sonraki ilk birkaç gün içinde
  • Hormonal değişikliklerle
  • Doğum kontrol yöntemindeki değişikliklerde

Kahverengi Akıntı Kaç Gün Normal?

3 gün boyunca devam eden ve aşırı olmayan bir kahverengi akıntı normaldir. Ancak çok fazla akıntı varsa veya 3 günden fazla sürüyorsa değerlendirme için bir doktora mutlaka görünmelisiniz.

Adet Sonrası Kahverengi Akıntı Normal Mi?

Adetinizden sonra, akıntı azaldığından ve bittikten birkaç gün sonra bile kan pıhtılaşmaya devam ettiğinden kahverengi vajinal akıntı olması normaldir.

Kahverengi Akıntı Neden Olur? Neyin Belirtisi

Adet değilim ama kahverengi akıntım var neden? diyorsanız mutlaka yazımızı okumaya devam edin. Kahverengi vajinal akıntının olası nedenlerinden bazıları serviks tahrişi, pelvik inflamatuar hastalık ve yumurtalık kistidir. Daha fazla nedeni ve bu koşulların her birinin nasıl tedavi edileceğini öğrenmek için okumaya devam devam edin.

1- Servikal tahriş

Rahim ağzı çok hassas bir bölgedir ve pap testi veya artan cinsiyet gibi normal prosedürler kahverengi akıntıya neden olabilir.

Yapılması gerekenler: 

Spesifik bir tedavi gerekli değildir, çünkü genellikle başka semptomlar olmadan çok az akıntı olur. Bölgenin temiz ve kuru tutulması bu akıntının 2 günden kısa sürede çözülmesi için yeterli olabilir. Bununla birlikte, akıntı kaybolana kadar cinsel ilişkiden kaçınmak önemlidir.

2- Pelvik inflamatuar hastalık

Pelvik inflamatuar hastalık, bir kadının iç üreme organlarındaki iltihaplanmayı ifade eder ve endometrit, salpenjit, bakteriyel vajinoz veya yumurtalık iltihabı gibi durumlardan kaynaklanabilir. Bu koşullar cinsel ilişki sırasında koyu renkli vajinal akıntıya, pelvik ağrıya ve rahatsızlığa neden olabilir. Akıntı adet sırasında veya sonrasında veya bir CYBE ile enfekte olduktan birkaç gün veya hafta sonra ortaya çıkabilir.

Yapılması gerekenler: 

İnflamatuar hastalığa neyin neden olduğunu belirlemek için testler sipariş ettikten sonra, doktor vajinaya uygulama için oral antibiyotik veya topikal bir merhem kullanımını belirtebilir. Ateş düşürücü ilaçlar ve ateş için ilaçlar da önerilebilir. 3 gün içinde semptomlarda düzelme olmazsa, doktor ilaçları başkalarıyla değiştirebilir. Bu hastalıklar cinsel yolla bulaşabileceğinden tedavi bitene kadar cinsel ilişki önerilmez.

3- Yumurtalık kisti

Yumurtalık kistleri adet öncesi veya sonrasında rahim kanamasına neden olabilir ve bu kadının doğal salgılarıyla karışarak kahverengi bir akıntı olarak ortaya çıkabilir. Kistler genellikle yumurtlama sırasında veya cinsel ilişki sırasında/sonrasında ağrı, adetin dışında lekelenme, kilo alma ve hamile kalmada zorluk gibi başka semptomlara da neden olur.

Yapılması gerekenler: 

Özellikle genç kadınlarda kistler normal kabul edildiğinden spesifik tedavi her zaman gerekli değildir. Doktorunuz semptomları yönetmek için doğum kontrolünün kullanılmasını önerebilir. Daha ciddi vakalarda, yumurtalığın torsiyonu veya kanser gibi başka komplikasyonları önlemek için yumurtalığın alınması gerekebilir.

4- Polikistik over sendromu

Polikistik over sendromu, rahim kanının varlığı nedeniyle koyu renkli akıntıya neden olabilir. Diğer yaygın semptomlar arasında düzensiz dönemler, akne ve kalın yüz veya vücut kıllarının görünümü yer alır.

Yapılması gerekenler:

Doktorun önerdiği spesifik doğum kontrol hapı ile tedavi tamamlanabilir. Bunlar, tüm doğum kontrol haplarının uygun olmadığını belirterek, döngüleri düzenlemeye ve hormonal dalgalanmaları kontrol etmeye yardımcı olabilir.

5- Rahim kanseri

Rahim kanseri, adet öncesi, sırası veya sonrasında kanama ve cinsel ilişkiden sonra pelvik bölgede ağrı gibi diğer semptomların yanı sıra kahverengi vajinal akıntıya neden olabilir.

Yapılması gerekenler: 

Bir şeyin doğru olmadığından şüpheleniyorsanız, değerlendirme için doktorunuza danışın. Pap testi veya kolposkopi gibi testlerle kanser ekarte edilebilir. Doğrulanırsa, uygun tedavi, teşhis edilen kanserin evresine bağlı olacaktır ve brakiterapi, radyasyon veya rahmin cerrahi olarak çıkarılmasını içerebilir.

6- Endometriozis

Endometriozis birçok kadını etkileyen bir durumdur. Yumurtalıklarda veya bağırsaklarda olduğu gibi uterus dokusunun uterus dışında büyümesi ile karakterizedir. Bazı daha yaygın semptomlar arasında kahverengi akıntı, yoğun pelvik ağrı, ağır adet kanaması, cinsel ilişkide ağrı ve hatta idrara çıkma veya kaka yapmada zorluk sayılabilir.

Yapılması gerekenler: 

Endometriozis tedavisi bir doktor ve her kadın için bireysel olarak yönlendirilmelidir. Jinekologunuzla düzenli takiplerin olması önemlidir. Bazı tedavi seçenekleri arasında RİA kullanımı, hormonal tedavi ve cerrahi yer alır.

7- Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (CYBE)

Bel soğukluğu veya klamidya gibi bazı CYBE’ler de kahverengi akıntıya neden olabilir. Bu vakalar korunmasız cinsel ilişkiden sonra daha sık görülür ve normalde idrar yaparken ağrı, pelvik bölgede basınç hissi ve cinsel ilişki ile kanama gibi diğer semptomlar eşlik eder.

Yapılması gerekenler: 

Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar  normalde antibiyotik tedavisi gerektirir, bu nedenle enfeksiyondan şüpheleniyorsanız doktorunuza danışmanız önemlidir.

Kahverengi Akıntı Hamilelik Belirtisi Mi?
Kahverengi Akıntı Hamilelik Belirtisi Mi?

Kahverengi Akıntı Hamilelik Belirtisi Mi?

Kahverengi akıntı hamilelik belirtisi mi? sıklıkla araştırılmaktadır. Genellikle kahverengi akıntı hamilelik belirtisi değildir. Hamileliğin başlangıcında az miktarda pembemsi akıntı görmek daha yaygındır, bu da embriyonun kendisini rahmin zarına yapıştığını gösterir.

Ancak hamile bir kadının adet kanamasına benzer koyu renkli bir sıvısı ve kahverengi akıntısı varsa bu vajina yoluyla kan kaybına işaret edebilir ve değerlendirilmesi gerekir. Özellikle kötü bir koku veya karın ağrısı, kaşıntı veya ağır kanama gibi başka belirtiler varsa tıbbi yardım almalısınız. Bu değişiklik, diğer olasılıkların yanı sıra ektopik gebeliği gösterebilir.

Kahverengi Akıntı İçin Bir Jinekoloğa Ne Zaman Gitmeli?

Kahverengi vajinal akıntıya aşağıdakilerden birisi eşlik ediyorsa mutlaka bir jinekoloğa görünün:

  • Kahverengi vajinal akıntı 3 günden fazla sürüyorsa
  • Karın ağrısı, kötü koku veya kaşıntı gibi diğer semptomlar eşlik ediyorsa
  • Parlak kırmızı kanama ile birlikte oluşuyorsa

Bu durumlarda doktor, akıntıyı inceleyerek ve vajinanın içini değerlendirmek için vajinal spekulumu sokarak sorunu teşhis edecektir. Bulgulara dayanarak, uygun tedavi önerilecektir.

Kahverengi Akıntı Nasıl Önlenir?

Koyu renkli vajinal akıntıyı önlemek için vajinal duş kullanmaktan kaçının ve her gün banyo yaparken veya cinsel ilişkiden sonra vajinanın dışını yıkayın. Bölgedeki nemi ve ayrıca uzun süreli şort ve dar kot pantolon kullanımını önlemek için iç çamaşırları pamuk esaslı olmalıdır, çünkü bunlar terin artmasına ve enfeksiyonlara neden olan mikroorganizmaların yayılmasını teşvik eder.

Adet Öncesi Kahverengi Akıntı Normal Mi? Video

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Erkek cinsel organda sivilce neden çıkar, nasıl geçer?

Erkek cinsel organda sivilce neden çıkar? merak edilen ve sıklıkla araştırılan bir konudur. Penis üzerindeki küçük şişlikler veya sivilceler genellikle iyi huyludur ve inci gibi penil papüller veya Fordyce lekeleri gibi durumlarla ilgilidir.

Penisinizdeki herhangi bir değişikliğin sizi endişeli hissettirmesi normaldir, ancak kanser belirtisi olma olasılığı düşüktür. Peniste kitle veya sivilcelerin kanserle ilişkili olması nadir olmakla birlikte, semptom olabileceği durumlar da vardır.

Penisinizde herhangi bir değişen görünümden emin değilseniz, sorunu belirlemek ve doğru tedaviye başlamak için üroloğunuza başvurmalısınız.

Erkek Cinsel Organda Sivilce Neden Çıkar, Nasıl Geçer?
Erkek Cinsel Organda Sivilce Neden Çıkar, Nasıl Geçer?

Erkek Cinsel Organda Sivilce Neden Çıkar, Nasıl Geçer?

Penis olarak adlandırılan erkek cinsel organda sivilce, kabarcık gibi lezyonlar neden olur? İşte erkek cinsel organda sivilce oluşmasına yol açan etmenler;

1- İnci gibi penil papüller

Peniste beyaz sivilceler neden olur? sıklıkla araştırılmaktadır. Bu papüller, penis başının altında görülebilen küçük, beyaz, sivilce benzeri yumrulardır. Genellikle genital siğiller ile karıştırılırlar. Bunlar doğumda ortaya çıkabilen, ancak genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkan normal ve iyi huylu bezlerdir. Bu bezler kozmetik bir anormallik olmanın dışında herhangi bir ağrı ya da büyük bir değişikliğe neden olmaz.

Nasıl tedavi edilir?

Erkek cinsel organda sivilce benzeri yumrular için genellikle tedavi gerekmez, ancak papüller penisin görünümünü büyük ölçüde değiştirirse, ürolog kriyoterapi veya koterizasyon tedavileri önerebilir.

2- Fordyce lekeleri

Fordyce lekeleri, penisin başında veya gövdesinde görülen çok yaygın, iyi huylu beyaz veya sarı lekelerdir. Cinsel yolla bulaşan herhangi bir enfeksiyon türüyle ilgisi yoktur. Hormonal değişiklikler nedeniyle bu lekeler daha sık ergenlik döneminde ortaya çıkar, ancak her yaşta ortaya çıkabilir.

Nasıl tedavi edilir?

Tedavi sadece kozmetik amaçlara yöneliktir. Lekeleri çıkarma prosedürleri, üretan tretinoin jeli kullanmaktan lekeleri lazerle çıkarmaya kadar değişebilir. Normalde bu tip lekelerin tamamen ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığı belirtilmektedir.

3- Genital siğiller

Genital siğiller, bir HPV virüsü enfeksiyonunun enfeksiyonundan kaynaklanır. Deri değişiklikleri görünür olacaktır – penis derisi normal rengini koruyacak olsa da, cilt palpe edildiğinde (karnabaharın tepesi gibi) daha pürüzlü hissedecektir. Genital siğiller boyut olarak değişebilir ve genellikle kolayca görülebilir. Çoğu zaman ağrıya neden olmazlar.

Genital siğiller genellikle daha önce enfekte olmuş bir kişiyle anal, vajinal veya oral korunmasız cinsel ilişkiden sonra ortaya çıkar.

Nasıl tedavi edilir?

Belirtiler ortaya çıkarsa, siğilleri yok etmek için ürolog tarafından podofilin gibi merhemler reçete edilebilir. Bununla birlikte, vücudun bu HPV virüsüyle başarılı bir şekilde savaşması birkaç yıl sürdüğü için siğillerin tekrar ortaya çıkması yaygındır.

4- Lenfosel

Bu, özellikle cinsel temas veya mastürbasyon sonrasında penis şaftında görülebilen sert bir yumru türüdür. Lenfatik sistem, lenfatik yolları kapatan şişme nedeniyle sıvıyı penisten çıkaramadığında olur. Bir lenfosel genellikle ortaya çıktıktan birkaç dakika veya saat sonra kaybolur.

Nasıl tedavi edilir?

Bu, kendi kendine kaybolan ve herhangi bir tıbbi tedavi gerektirmeyen iyi huylu bir yumrudur. Yumruya masaj yapmak, sıvıyı daha hızlı boşaltmaya yardımcı olabilir. Yumru birkaç saat içinde kaybolmazsa, nedenini belirlemek ve tedaviye başlamak için üroloğunuza danışın.

5- Liken planus

Liken planus, penisi etkileyebilen bir cilt tahrişidir. Küçük kaşıntılı şişlikler, erkek cinsel organda sivilce veya kırmızı topaklar olarak görünür. Bu sorunun nedeni bilinmemektedir, ancak genellikle birkaç hafta sonra kendi kendine geçer ve yıllar içinde birkaç kez yeniden ortaya çıkabilir.

Nasıl tedavi edilir?

Tedavi yalnızca semptomların azaltılmasına yardımcı olur ve çoğu durumda topikal kortikosteroidlerin kullanımıyla yapılır. Doktorunuz, özellikle şiddetli kaşıntı yaşıyorsanız, bir antihistamin önerebilir.

6- Peyronie hastalığı

Peyronie hastalığı, penisin korpus kavernozumunda plak veya skar oluşumudur ve bir tarafta lokalize sert topaklar olarak kendini gösterebilir. Ağrılı bir ereksiyon veya ereksiyon sırasında penisin eğrilmesi gibi diğer semptomlar da yaygındır. Peyronie’nin nedeni bilinmiyor.

Nasıl tedavi edilir?

Ürolog, yumrunun büyümesine neden olan skar üretimini azaltmak için doğrudan yumruya kollajen veya verapamil enjekte edebilir, ancak çoğu durumda değişiklikleri düzeltmek için ameliyat gerekir.

7- Penis kanseri

Bu en nadir kanser türlerinden biridir. Özellikle penisin başında topaklar, ülserler veya yaraların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu kanser türü, sigara içme öyküsü olan ve yeterli hijyen alışkanlığı olmayan 60 yaş üstü erkeklerde daha sık görülür. Penis kanseri, bölgenin ultraviyole radyasyona maruz kalması veya tahriş edici maddelere uzun süre maruz kalması durumunda da ortaya çıkabilir.

Nasıl tedavi edilir?

Tedavi neredeyse her zaman mümkün olduğu kadar çok kanser hücresini çıkarmak için ameliyatla başlar, ardından kemoterapi veya radyasyon gelir. Daha ciddi vakalarda, kanserin vücudun diğer bölgelerine yayılmasını önlemek için penisin çıkarılması gerekebilir.

8- Alerji

Deri alerjileri, erkek cinsel organda sivilce veya şişliklerin en yaygın ve en az şiddetli nedenlerinden biridir. Sabun, prezervatif, kayganlaştırıcı kullanımından sonra veya hatta pamuklu kumaşlar yerine sentetik esaslı kumaşlar gibi belirli kumaşlarla temastan sonra ortaya çıkabilirler.

Nasıl tedavi edilir?

Kumaş veya madde ile temastan kaçınmak için alerjiye neyin neden olduğunu belirlemek önemlidir. Genital bölgeyi temizlerken pamuklu kumaşlar ve yumuşak sabunlar kullanılması da tavsiye edilir. Kimyasal veya kokulu ürünlerden kaçınmalısınız. Lateks alerjisinden şüpheleniyorsanız, lateks prezervatif kullanmaktan kaçınmalısınız.

9- Genital uçuk

Genital herpes, herpes simpleks virüsünün neden olduğu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur. Korunmasız cinsel ilişki yoluyla yayılır ve peniste yaralara dönüşen şişlikler veya yumrular gibi semptomlara yol açabilir. Bu yaralar genellikle ağrılı ve kaşıntılıdır ve perianal bölgede ortaya çıkabilir. Genital herpes ile ilişkili semptomlar hakkında daha fazla bilgi edinin.

Nasıl tedavi edilir?

Korunmasız cinsel ilişki sonrasında belirtiler fark ederseniz, klinik değerlendirme için aile doktorunuza danışmanız önerilir. Teşhis doğrulanırsa, tedaviyi belirtilen şekilde takip etmeniz ve cinsel partnerinizi de tedaviye başlaması için bilgilendirmeniz önemlidir,

10- Molloscum contagiosa

Molloscum contagiosa, Poxvirüsün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. BT genital bölgeyi etkileyebilir ve eller veya ayaklar dışında küçük, ağrısız döküntüler veya cilt renginde şişlikler gibi semptomlara neden olabilir. Döküntüler ve/veya şişlikler genellikle 2 ila 5 mm çapında küçüktür, ancak daha zayıf bağışıklık sistemine sahip kişiler 15 mm çapında boyutları fark edebilir.

Bu enfeksiyon, cinsel temas sırasında topaklarla doğrudan temas yoluyla veya enfekte olmuş kişilerle kontamine giysi veya havluların paylaşılması yoluyla bulaşır.

Nasıl tedavi edilir?

Tedavi, tretinoin %5 imikimod gibi topikal ilaçlar reçete edebilecek bir dermatolog tarafından yönlendirilmelidir. Doktor ayrıca lazer tedavisi veya kriyoterapi önerebilir.

Erkek Cinsel Organda Sivilce İçin Hangi Doktora/Bölüme Gidilir?
Erkek Cinsel Organda Sivilce İçin Hangi Doktora/Bölüme Gidilir?

Erkek Cinsel Organda Sivilce İçin Hangi Doktora/Bölüme Gidilir?

Penisinizde beyaz nokta, sivilce, siğil veya kabarcık olması sizi endişelendirebilir, ancak bu genellikle tehlikeli değildir. Birçok neden bulaşıcı değildir veya cinsel yolla bulaşmaz. Bununla birlikte, bazıları cinsel partnere geçebilir, bu nedenle erkek cinsel organda sivilce ve penisin görünümünde fark edilen herhangi bir değişiklik için hastanelerdeki Dermatoloji (Cildiye) veya Üroloji bölümlerine başvurulabilir.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Burunda yara neden olur, oluşur? Nasıl geçer?

Burunda yara görülmesi alerji, rinit veya burun spreylerinin sık ve uzun süreli kullanımı gibi birçok nedenden dolayı ortaya çıkabilir. Bu yaralar, burun deliklerinde yetersiz kan akışına ve kuruluğa neden olabilir. Kabuklar genellikle ciddi olmayan ve tedavisi nispeten kolay olan hafif koşullar nedeniyle ortaya çıkar.

Burundaki yaralar ağrıya veya aşırı kanamaya neden oluyorsa, enfeksiyon veya kanser gibi daha ciddi bir durumun işareti olabilir. Bu nedenle, burunda zamanla düzelmeyen yaralar fark ederseniz veya varsa, yaraların altında yatan nedene bağlı olarak değerlendirme ve tedavi için mutlaka bir doktora görünmelisiniz.

Burunda Yara Neden Olur, Nasıl Geçer?
Burunda Yara Neden Olur, Nasıl Geçer?

Burunda Yara Neden Olur, Nasıl Geçer?

Sık sık tekrarlayan ve geçmek bilmeyen yaralardan siz de muzdaripseniz burunda yara neden olur, nasıl geçer öğrenmek için okumaya devam edin. İşte burundaki yaraların başlıca nedenleri:

1- Kuru ortamlar

Özellikle kış aylarında havanın daha kuru olduğu iklim değişiklikleri, burun içinde yaraların oluşmasına neden olabilir. Yüzünüzdeki ve dudaklarınızdaki derinin kuru ve soyulduğunu da fark edebilirsiniz.

Yapılması gerekenler:

Evinizde yeterli nem seviyesinin sağlanması önemlidir. Bunu bir nemlendirici kullanarak yapabilirsiniz. Ayrıca hidrasyonu sağlayarak burunda yara oluşumunu önlemek için gün boyunca bol su içmelisiniz.

2- Burun spreylerinin uzun süreli kullanımı

Nazal dekonjestan spreylerini uzun süre kullanmak burun hava yollarını kurutarak burunda yara oluşumuna neden olabilir. Aşırı kullanım ayrıca vücudun daha fazla burun salgısı ürettiği bir geri tepme etkisine de sahip olabilir. Bu, burun dokusundaki iltihabı artırabilir.

Yapılması gerekenler:

Burunda yara oluşumunu önlemek için ideal olarak ilaçlı burun spreylerini 5 güne kadar kullanmalısınız. Bunları, hipertonik olan ve genellikle deniz suyuyla yapılan doğal, hipertonik tuzlu çözeltilerle değiştirebilirsiniz.

3- Sinüzit

Sinüzit, burun boşluklarında baş ağrısı, burun akıntısı ve yüz ağrısı gibi semptomlara neden olan bir iltihaptır. Aşırı derecede burun akıntısı, burun hava yollarını tahriş edebilir ve burun deliklerinin iç kısmında kabuklanmalara neden olabilir.

Yapılması gerekenler:

En iyi tedavi yaklaşımını belirlemek için sorun bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Doktor antibiyotik, balgam söktürücü ve/veya iltihap önleyici ilaç önerebilir. Bazı durumlarda, kronik sinüzitte olduğu gibi, doktor dekonjestan reçete edebilir. Tıbbi tedavinizi tamamlamak için kullanabileceğiniz sinüzit için ev ilaçlarına göz atın.

4- Alerjiler

Alerjiler, burun solunum yollarındaki iltihaplanmanın en yaygın nedenlerinden biridir. Örneğin hayvan kürkü, toz veya polen ile temastan sonra tetiklenebilirler ve burun dokusu astarını daha kırılgan ve yara oluşumuna karşı hassas hale getirebilirler. Burnunuzu sürekli sümkürmek ayrıca burun çevresindeki ve içindeki cildi tahriş edebilir, bu da kuru cilt ve kabuklara neden olabilir.

Yapılması gerekenler:

Burunda yara oluşumunu önleyebilmek için alerjiye neden olan altta yatan tetikleyiciyi belirlemelisiniz. Bir doktor tarafından reçete edilen antihistaminikler, yeterli sıvı alımının yanı sıra semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Buhar inhalasyonları yapmak ve nemli ortamlarda kalmak da burun derisinin nemli kalmasına yardımcı olarak daha fazla yara oluşmasını önleyebilir.

5-Tahriş edici kimyasallar

Aşındırıcı temizlik ürünleri, endüstriyel kimyasallar veya sigara dumanı gibi bazı kimyasallar da burnu tahriş edebilir ve yaralara neden olabilir. Çoğu durumda, kimyasallarla temas, öksürük ve nefes almada zorluk gibi solunum semptomlarına da neden olabilir.

Yapılması gerekenler:

Bu durumda tahriş edici maddelerle temastan kaçınmak ve burun cildini mümkün olduğunca nemli tutmak önemlidir. Nefes almakta zorluk çekiyorsanız, tedaviye başlamak için derhal tıbbi yardım almalısınız.

6- Sivilce

Sivilcelerin ortaya çıkması nedeniyle burunda yaralar da ortaya çıkabilir. Sivilceler, bir kıl folikülünün iltihaplanması ve enfeksiyonu nedeniyle oluşur, bu da ağrıya ve irin akıntısına neden olabilir.

Yapılması gerekenler:

Sivilceyi patlatmaktan veya sıkmaktan kaçının, çünkü bu enfeksiyona ve daha fazla yaraya neden olabilir. Sivilceden kurtulmak için bölgeyi temiz ve nemli tutmalısınız. Sivilce kremi veya kurutma jeli gibi bir dermatolog tarafından önerilen ürünleri kullanabilirsiniz.

7- Yaralanmalar

Buruna sürtme, kaşıma veya çarpma gibi hafif yaralanmalar burun deliği içindeki hassas cilde zarar verebilir. Bu kanamaya ve kabuk oluşumuna neden olabilir. Küçük çocuklar, burunlarına küçük nesneler sokma eğilimindedir ve bu da kanamaya neden olabilir.

Yapılması gerekenler:

Enjeksiyonu önlemek için yaralanma ve yaraları tedavi etmek önemlidir. Yaralar su ve yumuşak bir sabunla temiz tutulmalı ve yeterli iyileşmeyi sağlamak için kabukları koparmaktan kaçınmalısınız.

8- Uyuşturucu kullanımı

Kokain veya poppers gibi uyuşturucuların solunması, kanamaya ve iç burunda ciddi yaralanmalara neden olabilir. Bu ilaçlar mukozayı kurutabilir ve bu da iyileşmesi zor yaralara yol açabilir.

Yapılması gerekenler:

İlaç kullanımından kaçınılmalı ve bol su içilerek ve nemlendirici kullanılarak burun iç derisinin nemli tutulması sağlanmalıdır.

9- HIV enfeksiyonu

HIV enfeksiyonu burunda yara ve kabuklanma gibi semptomlara yol açabilir. HIV enfeksiyonları, burun solunum yollarında şişme ile ilişkili hastalıklar olan sinüzit ve rinite neden olabilir. HIV ayrıca, burun tarafında kanayan ve iyileşmesi uzun süren ağrılı kabuklara neden olabilir. HIV ile ilişkili bazı yaygın yaralar nazal septal apseler, herpes ülserleri ve Kaposi sarkomlarıdır.

Yapılması gerekenler:

HIV enfeksiyonu tedavisinin doktor tarafından izlenmesi önemlidir? Tedavi, virüsü gerilemede tutmayı, virüsün çoğalmasını engellemeyi ve semptomları yönetmeyi amaçlar. Doktor, bu sonuçlara ulaşmak için bir antiviral kokteyli reçete edebilir.

10- Uçuk

Herpes simpleks  virüsü, burnun içinde ve dışında yaraların ortaya çıkmasına neden olabilir. Uçuk yaraları genellikle, yırtıldığında berrak bir sıvı salan, içi sıvı dolu küçük kabarcıklara benzer. Yayıldığında, sıvı virüsü vücudun diğer bölgelerine iletebilir ve vücudun diğer bölgelerinde uçuk kabarcıklarına neden olabilir.

Yapılması gerekenler:

Bu kabarcıkların yırtılmasından ve hatta dokunmasından kaçınmalısınız. Genellikle oral veya topikal antivirallerin kullanımını içeren tedavi için bir doktora görünebilirsiniz.

11- Büllöz olmayan impetigo

Büllöz olmayan impetigo, Streptococcus pyogenes ou Staphylococcus aureus gibi bakterilerin neden olduğu bir enfeksiyondur . Bu enfeksiyon, ciltte irin içeren küçük yaralara ve sarı veya altın rengine dönüşmesine neden olur. Bu kabuklar burunda ve dudak çevresinde görünebilir. Büllöz olmayan impetigo, çocuklarda ve bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda en yaygın olanıdır.

Yapılması gerekenler:

Büllöz olmayan impetigo belirtileri fark ederseniz, uygun tedaviye başlamak için değerlendirme için bir dermatolog görmelisiniz. Doktor topikal antibiyotikler reçete edebilir.

12- Kanser

Burun boşluğunda kalıcı, iyileşmeyen ve tedaviye yanıt vermeyen yaralar kanser belirtisi olabilir. Kötü huylu burun yaraları da genellikle kanar ve burun akıntısı, yüzde karıncalanma veya kulaklarda baskıya neden olur.

Birçok türde ortaya çıkabilen kanserin genel belirti ve semptomları hakkında daha fazla bilgi edinin.

Yapılması gerekenler: 

Burunda yara görülmesi halinde kanser şüphesi nedeniyle bir aile doktorunun belirtilerinizi değerlendirmesi ve tanıyı doğrulamak için test istemesi önemlidir. Kanser varsa, tedavi kanser hücrelerinin özelliklerine, bulunduğu yere ve hastanın yaşına bağlı olacaktır. Tedavi ilaç ve/veya kemoterapi kullanımını, radyasyon tedavisini ve ameliyatı içerebilir.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Pijama takımı ve tayt modelleri hangi özellikleri sunmalı?

Kadın giyimde, konfordan ödün vermeden estetik ve şık parçaları tercih etmek çok önemli. Bunlar içinde, ev giyimde çok tercih edilen pijama takımı ve taytlar her zaman bir adım önde. Pijama takımları, kaliteli ve sağlıklı bir uyku için, aynı zamanda evde keyifle vakit geçirmek için öne çıkarken, taytlar ise bir kurtarıcı parça olarak farklı ortamlarda gönül rahatlığıyla tercih edilebilir. Peki hem tarza uygun hem de sağlıklı kumaş yapısına sahip olan pijama ve taytlar hangi özellikleri sunmalı?

Kadın Pijama Takımı Modellerinde Öne Çıkanlar Neler?

Pijama takımı, yorgun bir günün ardından evde zaman geçirmek ve keyifli bir uykuya adım atmak için tercih edilen önemli bir parça. Kadın pijama takımı modelleri her ne kadar uyku grubunun bir parçası olsa da, konforlu bir uyku için sağlıklı özellikler sunması gerekirken, aynı zamanda ev içinde şık ve estetik bir görünüm için de önemli.

Kumaş tercihine göre kadın pijama takımlarında en çok tercih edilen sağlıklı modeller arasında pamuklu pijamalar, buna ek olarak viskon ve transparan modeller öne çıkıyor. Bununla birlikte iyi bir uyku deneyimi için, pijamanızın bedenini ve kesiminin de ideal olması önemli. Türkiye’de kadınların pijama takımı ürünlerinde en çok tercih ettiği marka olan Suwen’in modellerine bakıldığında paça boyuna göre pijama takımı modelleri değişkenlik gösteriyor ve herkese hitap ediyor. Paça boyuna göre pijamalarda uzun, kapri boy ve şortlu modeller öne çıkıyor. Kol kesimine göre ise pijamalarda askılı, kısa kollu ve uzun kollu modeller ön planda. Mevsimsel şartlara göre bu alternatifler içinde seçim yapılabilir.

Herkese Hitap Eden Tayt Modelleri

Kadın giyimin önemli parçaları arasında taytlar öne çıkıyor. Her ortamda tercih edilebilmesi, buna ek olarak farklı ortamlarda çeşitli kombinlerde kullanılabilmesi tayt modellerini bir kurtarıcı haline getiriyor. Taytlarda seçim yaparken, kumaş formu konforlu bir deneyim adına oldukça önemli. Bu anlamda tayt modellerinde parlak kumaşlı modellerin yanı sıra, pamuklu ve termal modeller ilgi görüyor.

Vücudu saran dar formlarının yanında esnek kumaş özelliği de sunan kadın tayt seçeneklerinde farklı formlarda, farklı ihtiyaçlara hitap eden modeller de ön planda. Bu anlamda, kadın toparlayıcı taytlar basen ve bacak bölgesini iyi bir şekilde sarması ile dikkat çekiyor. Hamile ve lohusalar için özel tasarlanmış hamile-lohusa taytları ise, gebelik sürecinin keyifli bir şekilde geçmesini sağlıyor.

Kadın tayt modelleri ve pijama takımı seçeneklerinde kaliteli ürün formu ve her bedene uygun alternatifleri ile Suwen ilk sırada yer alıyor. İç giyimin ve ev giyim ürünlerinin popüler markasının ürünlerini keşfetmek için, Suwen online satış mağazasına göz atabilirsiniz.

Herkesin bildiği gibi Kasım ayı indirimlerine sayılı günler kaldı. İhtiyacınız olan tüm iç giyim, ev giyim ürünlerini Black Friday indirimleri ile Suwen kalitesi ile alabilirsiniz.

Sabah baş ağrısı ile uyanmak neden olur, nasıl geçer?

Sabah baş ağrısı ile uyanmak hemen hemen herkesin belirli dönmelerde başına gelebilen bir durumdur. Uykusuzluk, yanlış yastık kullanımı veya rahatsız bir pozisyonda uyumak gibi birçok nedenden dolayı baş ağrısı ile uyanma olabilir. Ancak bu durumlar, optimal bir uyku rutinini koruyarak veya yastığınızı değiştirerek kolayca çözülebilir.

Altta yatan nedene bağlı olarak, uyandıktan sonra ortaya çıkan baş ağrıları, yorgunluk, gün boyunca uyuşukluk, ruh hali değişiklikleri ve genel enerjide azalma gibi diğer semptomlarla kendini gösterebilir. Bu tür baş ağrıları uyku apnesi, stres veya anksiyete gibi durumların bir işareti olabilir.

Çoğu durumda sabah baş ağrıları endişe verici bir bulgu değildir, ancak yoğun ve sık görülen baş ağrıları bir doktor tarafından değerlendirilmeli ve gerektiğinde tedavi edilmelidir.

Sabah Baş Ağrısı İle Uyanmak Neden Olur, Nasıl Geçer?
Sabah Baş Ağrısı İle Uyanmak Neden Olur, Nasıl Geçer?

Sabah Baş Ağrısı İle Uyanmak Neden Olur, Nasıl Geçer?

Sabah baş ağrısı ile uyanmak kötü bir gün geçirmenize ve iş hayatınızda olumsuzluklara neden olabilir. Bu sebeple şiddetli baş ağrısı ile uyanmak neden olur, nasıl geçer bilinmelidir. Sabah uyanınca baş ağrısı neden olur? sorunuza yanıt olabilecek bazı sağlık sorunları ve etkenler bulunmaktadır. İşte sabah baş ağrısı ile uyanma sebepleri;

1- Uykusuzluk

Uykusuzluk, şiddetli baş ağrısı ile uyanmak için en önemli sebeplerden birisidir. Uykusuzluk, uyuma ve uykuda kalma zorluğu ile karakterizedir ve genellikle uyanırken baş ağrılarını tetikleyebilir. Bu semptom tipik olarak stres dönemlerinde yaşanır ve depresyon, hamilelik veya menopoz gibi diğer durumlarla ilişkili olabilir.

Yapılması gerekenler: 

Uykusuzluk, yoğunluğuna, süresine ve altta yatan nedene bağlı olarak birçok yaklaşımla tedavi edilebilir. Tedavi, çarkıfelek çayı veya papatya çayı gibi doğal tedavilerin yanı sıra iyi bir dinlenmeyi teşvik eden yaşam tarzı değişikliklerini içerebilir. İyi bir gece uykusu çekmek için kullanabileceğiniz uykusuzluk için diğer çay tariflerine göz atın.

Bazı uykusuzluk vakaları, psikoterapi ve anksiyolitikler ve uyku hapları gibi ilaçlarla tedaviden fayda görebilir.

2- Uyku apnesi

Uyku apnesi şikayetiniz varsa sabah baş ağrısı ile uyanmak sizin için bir rutin haline gelebilir. Uyku apnesi, uyku sırasında nefes almada geçici kesintiler veya çok sığ nefes alma ile karakterizedir. Uyku apnesi, iyi bir gece uykusuna müdahale edebilir ve sabah baş ağrılarına ve yorgunluğa neden olabilir.

Yapılması gerekenler: 

Sigarayı bırakmak ve kilo vermek gibi yaşam tarzı değişiklikleri ile tedavi yapılabilir. Diyabet, hipertansiyon ve kalp yetmezliği gibi diğer onaylanmış hastalıklar iyi yönetilmelidir. Bazı uyku apnesi vakaları, hastanın nefes almayı kolaylaştırmak için bir C-PAP makinesi kullanmasını gerektirebilirken, diğer vakalarda ameliyat bile gerektirebilir.

3- Bruksizm

Bruksizm, gündüz veya gece meydana gelebilen, dişlerin farkında olmadan gıcırdatılması veya sıkılması ile karakterizedir. Bruksizm nörolojik veya solunum problemleriyle tetiklenebilir ve uyanırken diş kırılması, çene ağrısı ve baş ağrısı gibi semptomlara yol açar.

Yapılması gerekenler: 

Bruksizmin bir tedavisi yoktur ve tedavi genellikle amaçlanan ve ağrıyı gidermek ve diş hasarını önlemektir. Doktor ilaçlar ve ağız koruyucusu kullanımını önerebilir.

4- Yanlış yastığı kullanmak

Sabah baş ağrısı ile uyanmak yanlış yastık kullanımına bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Baş ağrısı, yanlış yastık kullanımı sonucunda ortaya çıkabildiği gibi yanlış pozisyonda uyumanın sonucu da olabilir. Bu durumlar boyun ve baş bölgesinde kas gerginliğine neden olur.

Yapılması gerekenler: 

Uyanırken baş ağrılarını önlemek için başınızın iyi desteklendiğinden ve rahat bir pozisyonda uyuduğunuzdan emin olun.

5- Alkol ve ilaç yan etkileri

Sabah baş ağrısı ile uyanmak alkol alımı ve ilaç yan etkileri nedeniyle de görülebilir. Uyanırken baş ağrısı, aşırı alkol alımının sonucu olabilir ve akşamdan kalmalığın klasik semptomlarından biridir. Bazı ilaçlar, özellikle bu ilaçlar gece alınırsa yan etki olarak baş ağrısına da neden olabilir.

Yapılması gerekenler: 

Sabah baş ağrısı ile uyanmak istemiyorsanız aşırı alkol alımının neden olduğu baş ağrılarınızı, bol sıvı ve asetaminofen gibi ağrı kesici ilaçlarla giderilebilirsiniz. İlaçlardan kaynaklanan baş ağrıları reçete yazan doktorla tartışılmalıdır.

6- Dehidrasyon

Dehidrasyon, vücudun en iyi şekilde çalışması için yeterli suya sahip olmadığında meydana gelir. Aşırı susama, ağız kuruluğu, yoğun baş ağrısı ve yorgunluk gibi semptomlara neden olur.

Yeterince su içmemek veya çok fazla alkol tüketmek dehidrasyona ve sabah baş ağrısına neden olabilir.

Yapılması gerekenler:

Dehidrasyonu önlemek için günde en az 2,5 litre sıvı tüketmelisiniz. Su, çay, smoothie, süt ve çorba içerek sıvı alımınıza katkıda bulunabilirsiniz. Su açısından zengin olan meyve ve sebzeler de vücudun su ihtiyacını gidermeye yardımcı olabilir.

7- Sirkadiyen ritim bozukluğu

Sirkadiyen ritim, vücutta 24 saat süren doğal bir döngüdür. Metabolizmadan uyku dönemlerine kadar vücuttaki ana faaliyetleri ve biyolojik süreçleri düzenler.

Kesintiye uğrayan sirkadiyen ritimler, uyanırken baş ağrılarının yanı sıra performans, enerji ve ruh halinin düşmesine neden olabilir. Bu, gece vardiyasında çalışan veya sağlıksız uyku alışkanlıklarına sahip kişilerde yaygındır.

Yapılması gerekenler:

Değişen çalışma saatleri olan kişilerde bu sorunun tedavisi sınırlı olabilir. Semptomların tedavisi çok rahatsız ediciyse, doktor uyarıcı veya yatıştırıcı ilaçlar önerebilir.

8- Stres ve kaygı

Stres ve kaygı, uyku ve uyku kalitesini kesintiye uğratarak aşırı gerginliğe yol açabilir. Baş, omuz ve boyundaki kaslar çok gerginleşebilir ve uyanırken baş ağrısına ve diğer vücut ağrılarına neden olabilir.

Yapılması gerekenler:

Sabah baş ağrısı ile uyanmak istemiyorsanız gün boyunca rahatlamanıza yardımcı olacak stratejiler benimseyin. Bu, kas gerginliğini, baş ağrılarını ve vücut ağrılarını önlemeye yardımcı olabilir. Spor, egzersiz veya yürüyüş gibi refahı artıran dinlendirici ve rahatlatıcı aktivitelere katılmalısınız.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Makatta çıkan et parçası (yumru) neden olur?

Makatta (Anüs) kitleler veya papüller birçok nedenden dolayı ortaya çıkabilir. En yaygın nedenlerden biri, genellikle ciddi olmayan ve tedavi gerektirebilen veya gerektirmeyen hemoroidlerdir. Bununla birlikte, anal apse veya kanser gibi çok ciddi kabul edilen ve acil tıbbi müdahale gerektiren başka nedenler de vardır.

Anal yumrularla ortaya çıkabilecek ana semptomlar ağrı, bağırsak hareketlerinde rahatsızlık ve kanamadır ve bunlar ciddi bir soruna işaret etmeyebilir. Ayrıca , altta yatan birçok nedenle de ortaya çıkabilen bir semptom olan anal kaşıntıyı da fark edebilirsiniz. Ancak anal bölgede herhangi bir yumru veya değişiklik fark ederseniz, doktorunuz tarafından değerlendirilmelidir.

Tedavi altta yatan nedene bağlı olacaktır. Çoğu durumda, doktor merhem veya oral ilaç reçete edebilir, ancak daha ciddi konuşmalar ameliyat gerektirebilir.

Makatta Çıkan Et Parçası (Yumru) Neden Olur?
Makatta Çıkan Et Parçası (Yumru) Neden Olur?

Makatta Çıkan Et Parçası (Yumru) Neden Olur?

Makatta çıkan et parçası farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. İşte makatta yumru oluşmasına neden olan sağlık sorunları;

1- Hemoroid

Hemoroidler anal kitlelerin en yaygın nedenidir. Makatta küçük, yumuşak bir “top” gibi görünen bir damarın genişlemesi nedeniyle oluşurlar. Bu durumlarda, bağırsak hareketleriyle ağrı veya dışkıda kanama gibi başka semptomlar hissedebilirsiniz. Bu topaklar dahili  olarak (hissedildiklerinde ancak gözle görülmediğinde) veya harici olarak (görünür ve elle tutulduğunda) ortaya çıkabilir.

Genel olarak, hemoroid, aile öyküsü olan kişilerde ve kronik ishali veya kabızlığı olan kişilerde daha yaygındır. Ayrıca gün boyunca uzun süre ayakta kalan veya sık sık yorucu aktivite yapan kişilerde de ortaya çıkabilir. Hemoroidlere neyin neden olabileceği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Nasıl tedavi edilir?

Çoğu durumda, hemoroid, lif açısından zengin ve yeterli sıvı alımı (günde en az 2 litre) bir diyetle yönetilebilir. Rahatsızlığı tedavi etmek için oturma banyoları yapabilirsiniz, yoğun ağrı ise analjezik veya steroid merhem ile tedavi edilebilir. Bu ilaçlı merhemler 5 ila 7 gün arasında uygulanabilir. Evde hemoroid tedavisinde kullanabileceğiniz ilaçlar ve ev ilaçları hakkında daha fazla bilgi edinin .

2- Anal siğiller

Siğiller, pembe veya beyaz görünebilen küçük cilt nodülleridir. Makatta (Anal bölge) görünebilirler ve normalde herhangi bir ağrı veya rahatsızlığa neden olmazlar. Genellikle bölgedeki bir HPV enfeksiyonundan kaynaklanırlar. Anal siğiller, bazı lokal kaşıntılara ve silme sırasında görülen hafif kanamalara neden olabilir. Ayrıca anüste garip bir kitle hissedebilirsiniz.

Genel olarak, bu tür enfeksiyon, özellikle birden fazla partnerle korunmasız anal sek*s yapan kişilerde en yaygın olanıdır. Oluşabilecek farklı siğil türleri hakkında daha fazla bilgi edinin .

Nasıl tedavi edilir?

Lezyonları değerlendirmek ve gerekirse tedaviyi reçete etmek için bir doktora görünmelisiniz. Tedavi genellikle kriyoterapi, podofillum %25 merhem veya bağışıklık tedavisini içerir.

3- Anal apse

Bu daha nadir olmakla birlikte, anal apse makatta, anüsün yakınında bir yumruya neden olabilir. Apse, bölgedeki bir enfeksiyon nedeniyle ortaya çıkan irin oluşur. Tıkanmış bir bez veya cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon nedeniyle oluşabilir.

Makatta bir yumru varlığına ek olarak, bölgede yoğun ağrı, anal şişlik veya sertlik gibi belirtiler de hissedebilirsiniz.

Nasıl tedavi edilir?

Hemen hemen her durumda, irin bir doktor tarafından aspire edilir. Daha ciddi vakalarda, örneğin apse büyük olduğunda, bölgede iyileşmeye yardımcı olmak için cerrahi olarak çıkarılması gerekebilir.

4- Yumuşakça contagiosum

Molluscum contagiosum, küçük cilt topakları ile karakterize bir çiçek virüsünün neden olduğu bir cilt durumudur. Bunlar perianal bölgeyi de etkileyebilir. Bu durum, korunmasız anal sek*s yapan yetişkinlerde daha yaygındır.

Nasıl tedavi edilir?

Tedavi anal siğillerinkine çok benzer. Bu topaklar, salisilik asit veya bir antiviral içeren reçeteli merhemlerle tedavi edilebilir. Çoğu zaman, doktor lezyonları yok etmek için kriyoterapi veya lazer tedavisi de önerebilir.

5- Anal kanser

Bu, anal kitlelerin en nadir nedenidir, ancak aynı zamanda en ciddi olanıdır. Daha yüksek bir tedavi oranı sağlamak için bir doktor tarafından mümkün olan en kısa sürede tanımlanmalıdır. Bu durumlarda, topaklara ek olarak, sürekli ağrı, kaşıntı, bağırsak hareketlerinde zorluk veya dışkıda kan da hissedebilirsiniz. Kanserin belirti ve semptomlarını bildiğinizden emin olun .

Nasıl tedavi edilir?

Tedavi genellikle bir onkolog tarafından izlenir ve normalde kemoterapi veya radyasyon tedavisini içerir. Ancak küçük bir tümör de cerrahi olarak çıkarılabilir.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Sarı ishal neyin belirtisi, neden olur? 5 yaygın sebep

Sarı ishal genellikle dışkı bağırsak yolundan çok hızlı geçtiğinde olur. Vücut, dışkıdaki yağı düzgün bir şekilde ememez ve dışkıda yağ atılarak sarı bir görünüm verir.

Çoğu zaman, bu sorun sadece bir veya iki gün sürer ve yüksek stres veya kaygı dönemlerinden kaynaklanır. Sarı ishal daha uzun sürerse, bağırsak enfeksiyonu, tahriş olmuş bir bağırsak veya pankreas veya safra kesesi sorunu gibi başka bir sağlık durumunun işareti olabilir. Bunlardan herhangi birinden şüpheleniyorsanız doktorunuzu görmelisiniz.

Herhangi bir ishal olduğunda, dışkıda sıvı kaybının neden olduğu dehidrasyonu önlemek için yeterli su alımı önemlidir. İyileşirken bağırsak yükünü azaltmak için yemekler de daha hafif olmalıdır.

Sarı İshal Neyin Belirtisi, Neden Olur?
Sarı İshal Neyin Belirtisi, Neden Olur?

Sarı İshal Neyin Belirtisi, Neden Olur?

İshal problemi yaşayanlar sarı ishal neyin belirtisi, neden olur sorusuna yanıt ararlar. Normal dışkı, atılan bilirubin ve safranın sağlıklı seviyeleri nedeniyle kahverengidir. Bazen bir kişi dışkısının sarı da dahil olmak üzere farklı bir renk olduğunu fark edebilir.

Dışkı, kişinin diyeti ve altta yatan çeşitli tıbbi durumlar dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle renk değiştirebilir. İşte sarı ishale neden olabilecek etmenler;

1- Kaygı veya stres

Anksiyete veya stres, ishalin en yaygın nedenleridir. Bunların her ikisi de artan bağırsak hareketlerini tetikleyecek ve bu da bağırsakların besinleri ve suyu emmesini zorlaştıracaktır. Bu, daha yumuşak veya sıvı dışkı ile sonuçlanır.

Ek olarak, anksiyete atakları bacaklara kan akışını artırabilir ve bağırsak yoluna kan akışını azaltabilir. Bu, sindirimi zorlaştıracak ve dışkıdaki yağ içeriğinin artmasına neden olacaktır (bu da onları sarıya çevirecektir). Endişeli veya stresli olduğunuzda sarı ishal olması yaygındır, ancak genellikle bir veya iki gün içinde düzelir.

Yapılması gerekenler:

Gelecekte önleyebilmeniz için stresinizin veya endişenizin kaynağını belirlemeniz önemlidir. Egzersiz yapmak, okumak veya meditasyon yapmak gibi başa çıkmanıza ve rahatlamanıza yardımcı olacak alışkanlıklar veya davranışlar benimsemek de faydalı olabilir.

2- Huzursuz bağırsak sendromu (IBS)

İrritabl bağırsaklar da ishalin sık görülen bir nedenidir. İshal her zaman sarı olmasa da, tahriş olmuş bağırsaklar bağırsakta yağ emilimini engelleyebilir ve daha fazla sarı dışkıya neden olabilir. Bu durumla ilişkili diğer semptomlar arasında karın ağrısı, aşırı gaz ve değişen kabızlık ve ishal dönemleri bulunur.

Tahriş olmuş bağırsak olasılığınızı değerlendirmek için çevrimiçi testimizi tamamlayın:

Yapılması gerekenler: Belirtilerinizi (sarı ishali içerebilir) hafifletmek için bağırsak alevlenmelerinizi tetikleyen yiyecekleri belirlemelisiniz. Genel olarak koyu yeşil yapraklı sebzelerden, alkol ve kahveden uzak durmalısınız. Bazı durumlarda doktorunuz veya gastroenteroloğunuz semptomlarınızı tedavi etmeye yardımcı olacak ilaçlar reçete edebilir.

3- Safra seviyelerinde azalma

Safra, sindirim için önemli olan bir maddedir. Yağları metabolize eder ve bağırsaklarda daha iyi emilmesine yardımcı olur. Safra seviyeleri düştüğünde, bağırsaklarda yağ kalacak ve daha sarı, daha sıvı dışkı ile sonuçlanacaktır. Safra azalması ile ilişkili diğer yaygın semptomlar arasında koyu renkli idrar, yorgunluk, kilo kaybı ve düşük dereceli ateş bulunur.

Ayrıca safra, genellikle dışkıda gördüğünüz normal kahverengi rengi de verir ve bu nedenle düşük safra seviyelerinin sarı dışkıyla sonuçlanması beklenir. Düşük safra seviyelerine neden olabilecek problemler arasında safra kesesi taşları veya iltihaplanma, siroz ve kanser gibi karaciğer anormallikleri bulunur.

Yapılması gerekenler:

Değerlendirme için doktorunuzu veya gastroenteroloğunuzu görmelisiniz. Seviyenizin neden düşük olduğunu belirlemek için test isteyebilir ve oradan gerekirse tedaviyi gösterebilir.

4- Pankreas sorunları

Pankreas, iltihaplanma nedeniyle (örneğin bir enfeksiyon, tümör, kistik fibroz veya tıkalı bir kanaldan) dolayı düzgün çalışmadığında, yeterli pankreas enzimleri üretemez. Yeterli enzimler olmadan vücut yağları ve diğer besinleri yeterince parçalayamaz ve bu da sarı ishale neden olabilir.

İshale ek olarak, yemek yedikten sonra midede doluluk hissi, aşırı gaz, sık kaka yapma isteği ve kilo kaybı gibi belirtiler de yaşayabilirsiniz.

Yapılması gerekenler:

Herhangi bir pankreas anormalliğinden şüpheleniyorsanız, değerlendirme ve tedavi için hemen hastaneye gitmelisiniz. Analjezikler veya antienflamatuarlar gibi ilaçlar reçete edilebilir ve pankreas enzim takviyeleri de önerilebilir. Bazı durumlarda, diyet değişiklikleri gerekli olabilir. Pankreas sorunları kanserle ilgiliyse, kemoterapi ve radyoterapiyi takiben ameliyat önerilebilir.

5- Bağırsak enfeksiyonu

Kirlenmiş yiyecek veya suyun bir sonucu olarak bağırsak enfeksiyonu oluşabilir. Enfeksiyonlar, su, yağ ve diğer besinlerin emilimini engelleyecek olan bağırsak astarında iltihaplanmaya neden olabilir. Bu sarı ishale neden olabilir. Bağırsak enfeksiyonları ayrıca sık kusma, baş ağrısı, iştahsızlık ve ateş gibi başka semptomlara da yol açabilir.

Yapılması gerekenler:

Bağırsak enfeksiyonunuz olduğunda dinlenmek ve hidrasyonu korumak önemlidir. Yemekler hafif olmalı ve iyileşmeyi hızlandırmaya yardımcı olmak için kolayca sindirilebilir yiyeceklerden oluşmalıdır.

Bebeklerde Sarı İshal Neden Olur?

Sarı, bebeklerde dışkı renginin normal bir varyasyonudur. Bebeklerde özellikle sadece anne sütü ile beslenen bir bebeğin ilk 6 ayında yumuşak ve hatta sıvı dışkılamalar normaldir. Anne sütü, daha fazla sıvı dışkıya katkıda bulunabilecek yüksek miktarlarda sudan oluşur. Bununla birlikte, bu bir ishal belirtisi olabileceğinden ve çocuk doktoru tarafından değerlendirilmesi gerektiğinden, dışkı düzenli olarak bebek bezlerinden dışarı sızmamalıdır.

Ek olarak, sarı dışkı yaygındır çünkü bir bebeğin bağırsakları bir yetişkininkinden çok daha hızlı çalışır ve bu da yağ emilimini zorlaştırır. Anne sütü yüksek konsantrasyonda yağ içerdiğinden, bu özellikle emzirilen bebekler için geçerlidir.

Genel olarak, bebek tabureleri yalnızca tüm kakaların miktar olarak aşırı olup olmadığı veya dışkıların pembe, kırmızı, beyaz veya siyah renkte olup olmadığı ile ilgilidir.

Sarı İshal Nasıl Tedavi Edilir?

Sarı dışkının nedenini tedavi seçeneklerini belirleyecektir. Sarı dışkı bazen diyetteki değişikliklerden kaynaklanır. Tatlı patates, havuç ve zerdeçal gibi sarı gıdaları diyetten çıkarmak sarı rengin kaybolmasına neden olabilir. Bir kişi, sindirimi hızlandırdığı ve sarı dışkı üretebileceği için fast food ve işlenmiş etler gibi yüksek yağlı yiyeceklerden kaçınmalıdır.

Sarı dışkı, altta yatan bir durumun sonucuysa, doktor, kişiye hangi tedavinin kendileri için doğru olduğunu bildirecektir.

Bir Doktora Ne Zaman Başvurulur?

Bir kişi, sarı rengin kendi kendine temizlenip temizlenmediğini görmek için dışkısını birkaç gün boyunca izlemelidir.

Sarı dışkı devam ederse veya bir kişi aşağıdaki semptomları yaşarsa, bir doktora başvurmak önemlidir:

  • Bayılma
  • Bilinç bulanıklığı, konfüzyon
  • Ateş
  • Kusma
  • Karın ağrısı
  • Solunum problemleri
  • Karın şişmesi veya şişkinlik

Bunlar da ilginizi çekebilir?

Sol göğüs kafesi altında ağrı neden olur, nasıl geçer?

Sol göğüs kafesi altında ağrı görülmesi, tipik olarak midede enfeksiyon, iltihaplanma veya vücudun sol tarafında bulunan diğer organların (kalp, dalak, pankreas, akciğer veya sol böbrek gibi) yaralanmasıyla ilişkilidir. Bu ağrı, kostokondrit, gastrit veya böbrek taşları gibi daha az ciddi sağlık sorunlarından kaynaklanabilir.

Hastalıklı sol taraftaki organlardaki ağrı ani olarak gelişebilir ve bulantı, kusma, nefes almada zorluk veya hareket, öksürme veya hapşırma ile artan ağrı gibi diğer semptomlara eşlik edebilir. Bu tür bir ağrı bir solunum sorunu belirtisi olabilir ve daha ciddi vakalarda kalp krizini gösterebilir. Bu nedenle, sol göğüs kafesi altında ağrı çok yoğunsa veya iki günden fazla sürerse, belirtilen şekilde uygun tedaviye başlamak ve değerlendirme için tıbbi yardım almanız önerilir.

Sol Göğüs Kafesi Altında Ağrı Neden Olur?
Sol Göğüs Kafesi Altında Ağrı Neden Olur?

Sol Göğüs Kafesi Altında Ağrı Neden Olur?

Sol göğüs kafesi altında ağrı görülmesinin en yaygın sebepleri şunlardır:

1- Kaburga Kıkırdağının İltihaplanması (Kostokondrit)

Kostokondrit, kaburgaları sternuma bağlayan kıkırdağın iltihaplanmasıdır. Sternum, göğüs kafesini ve klavikulaları destekleyen göğsün ortasında bulunan bir kemiktir.

Kaburgaları sternuma bağlayan kıkırdağın iltihaplanması sol göğüs kafesi altında ağrı hissedilmesine neden olur. Bu iltihaplanma enfeksiyon, fiziksel travma veya artrit nedeniyle olabilir. Semptomlar, sol tarafta göğüs ağrısı (kalp krizine benzer), göğüs kafesi altında basınç hissi, bir veya daha fazla kaburga kemiğinde lokalize ağrı ve nefes alma veya öksürme ile artan ağrıyı içerebilir.

Yapılması gerekenler:

Sol göğüs kafesi altında ağrı hissettiğinizde aktivitenizi azaltmalı ve dinlenmelisiniz. Ağrılı bölgelere sıcak bir kompres uygulayın ve ağır nesneler taşımak veya herhangi bir spor yapmak gibi ağrıyı arttırabilecek hareketlerden kaçının. Anti-inflamatuarlar (örn. naproksen) veya fizyoterapi ve germe gibi ilaçları önerebilecek bir doktorun tavsiyesine başvurmak önemlidir. Ayrıca nefes darlığı, kolunuza veya boynunuza yayılan herhangi bir ağrı hissederseniz, bunlar kalp krizi belirtileri olabileceğinden derhal tıbbi yardım almalısınız.

2- Kalbi Saran Kesenin İltihaplanması (Perikardit)

Perikardit, kalbi saran sıvı dolu bir kese olan perikardın iltihaplanmasıdır. Perikard iltihaplandığında, sol göğüs kafesi altında ağrı hissedilmesine neden olabilir. Bu ağrı genellikle uzanırken artabilir.

Perikardit, enfeksiyon (zatürree veya tüberküloz gibi), lupus, romatoid artrit, göğüste radyasyon tedavisi veya fenitoin, hidralazin veya fenilbutazon gibi ilaçların kullanımı nedeniyle ortaya çıkabilir.

Yapılması gerekenler:

Perikardite işaret edebilecek herhangi bir semptomunuz varsa, bir kardiyologa görünmelisiniz. İltihap önleyiciler (örneğin ibuprofen), kolşisin veya kortikosteroidler gibi ilaçlar ağrı ve iltihabı azaltmaya yardımcı olabilir. Enfeksiyonun neden olduğu perikardit, amoksisilin veya siprofloksasin gibi antibiyotiklerle de tedavi edilebilir. Daha ciddi vakalarda, perikardiyosentez (fazla sıvının alınması için) veya perikardiyektomi (kesenin veya bir kısmının çıkarılması için) gibi cerrahi prosedürlerin yapılması gerekebilir.

3- Pankreas İltihaplanması (Pankreatit)

Pankreatit, midenin arkasında bulunan ve sindirim enzimleri ve insülin, glukagon ve somatostatin gibi hormonlar üretmekten sorumlu bir organ olan pankreasın iltihaplanmasıdır. Bu iltihap, sol göğüs kafesinin altından sırta yayılabilen yoğun bir ağrıya neden olabilir. Pankreatitin diğer semptomları bulantı, kusma ve ateşi içerir.

Genellikle pankreatitin en yaygın nedeni aşırı alkol alımıdır, ancak viral enfeksiyonlar (kızamık veya kabakulak gibi), safra kesesi taşları, kistik fibroz veya bazı ilaçların (liraglutid, losartan veya kortikosteroidler gibi) kullanımı da buna neden olabilir.

Yapılması gerekenler:

IV sıvı tedavisi ve analjezik ilaç tedavisi için hastaneye yatmayı önerebilecek bir genel hekim veya gastroenterologa görünmelisiniz. Daha ciddi durumlarda, ameliyat gerekli olabilir. Diyet değişiklikleri (yağlı gıdalardan kaçınmak gibi) pankreatit alevlenme riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Oral enzimler gibi takviyeler de doktorunuz tarafından önerilebilir.

4- Akciğer Zarının İltihaplanması (Plörezi)

Plörit olarak da bilinen plörezi, plevranın (akciğerlerinizi saran zar) iltihaplandığı bir durumdur. Bu iltihaplanma, nefes alma, öksürme veya hapşırma ile kötüleşen sol göğüs kafesi altında ağrı görülmesine neden olabilir. Diğer semptomlar nefes darlığı, nefes almada zorluk ve ateştir.

Plerisy, bakteriyel, viral veya fungal pnömoni, akciğer kanseri veya pulmoner emboliden kaynaklanabilir.

Yapılması gerekenler:

Tedavi için bir göğüs hastalıkları uzmanı veya genel hekime görünmelisiniz. Bu tedavi, şişliği tedavi etmek için anti-inflamatuarları (ibuprofen veya naproksen gibi), pnömoniyi tedavi etmek için antibiyotikleri veya bir pulmoner emboliyi tedavi etmek için antikoagülanları içerebilir. Doktor ayrıca nefes almaya yardımcı olması için bronkodilatörler de reçete edebilir.

5- Böbrek Taşları

Böbrek taşları sol göğüs kafesi altında ağrı hissedilmesine neden olabilir. Kalsiyum ve tuz birikintileri sertleşip taş benzeri kitlelere dönüştüğünde böbrek taşları oluşur. Bu, idrar akışını etkileyebilir, bu da etkilenen tarafın öne ve yukarıya doğru yayılabilen derin bir sırt ağrısına neden olabilir.

İdrar yaparken yanma, mide bulantısı, kusma, 38ºC üzerinde ateş veya idrarda kan gibi başka semptomlar ortaya çıkabilir. Böbrek taşları yetişkin erkeklerde daha sık görülür, ancak kadınlarda ve çocuklarda da ortaya çıkabilir. Böbrek taşlarının ana nedenlerinden biri düşük sıvı alımıdır.

Yapılması gerekenler:

Analjezikler ağrıyı anında gidermeye yardımcı olabileceğinden, bir hastaneye gidin ve tıbbi yardım alın. Diğer durumlarda doktor, idrar tıkanıklığına neden olan böbrek taşlarını çıkarmak veya parçalamak için litotripsi, üreteroskopi veya nefrolitotomi gibi bir prosedür gerçekleştirmeyi tercih edebilir. Sık idrara çıkmayı teşvik etmek için sıvı alımınızı artırmanız önemlidir, çünkü bu böbrek taşı oluşumunu önlemeye yardımcı olacaktır.

6- Gastrit

Gastrit, mide zarının iltihaplanmasıdır ve sol göğüs kafesinin altında keskin ağrıya neden olabilir. Gastritle ilişkili diğer semptomlar yemek borusunda yanma hissi, mide bulantısı, yavaş sindirim veya dolgunluk hissi ve sık geğirmeyi içerir.

Bu iltihaplanma, mide zarını kötüleştiren ilaçlar (anti-inflamatuarlar gibi), aşırı alkol alımı veya helicobacter pylori bakterilerinin enfeksiyonundan kaynaklanabilir.

Yapılması gerekenler:

Taze yeşillikler, pişmiş meyveler ve az miktarda baharat veya sos ile yağsız etlerden oluşan genel bir hafif diyet uygulayın. Çoğunlukla su içmeli ve kahve, çikolata, alkol ve diğer gazlı içecekler gibi mide zarını tahriş edebilecek yiyecek veya içeceklerden kaçınmalısınız. Ek olarak, gastrit tanısını doğrulamak için endoskopi önerebilecek bir gastroenteroloğa danışmalısınız. Tedavi mide koruyucuları (omeprazol, lansoprazol veya pantoprazol gibi) veya H. pylori varsa antibiyotik reçetesini içerebilir.

Sol göğüs kafesi altında ağrı hissettiğinizde vücudunuzun size vermek istediği yukarıdaki uyarıları dikkate alın ve hemen bir uzman doktora görünün.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Sinüs enfeksiyonu için kanıtlanmış evde 7 doğal çözüm

Okaliptüs, nane suyu ve safran çayı ile buhar solumak gibi bazı ev ilaçları, sinüs enfeksiyonu (burun boşluğu iltihabı) sorununu azaltmaya yardımcı olan iltihap önleyici, balgam söktürücü ve antiseptik özellikler içerir. Yüzdeki ağrı veya basınç, burun tıkanıklığı ve öksürük gibi sinüs enfeksiyonu semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilirler.

Sinüs enfeksiyonu için başka bir doğal çare de tuzlu su ile burun ve sinüs drenajıdır. Bu, aşırı akıntıyı ortadan kaldırmaya ve semptomları hafifletmeye yardımcı olduğu gibi iltihabı da azaltmaya yardımcı olur.

Sinüs Enfeksiyonu İçin Kanıtlanmış 7 Doğal Çözüm
Sinüs Enfeksiyonu İçin Kanıtlanmış 7 Doğal Çözüm

Sinüs Enfeksiyonu İçin Kanıtlanmış 7 Doğal Çözüm

Sinüs enfeksiyonu sorununu tedavi etmek için bu doğal çözümler yaklaşık 2 hafta kullanılabilir, ancak 7 gün sonra herhangi bir iyileşme olmazsa, değerlendirme ve teşhis için mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Size daha spesifik ilaçlara başlamayı önerebilir.

Okaliptüs ile buhar solumak

Sinüzit için iyi bir evde çare, burun tıkanıklığını hızla gideren balgam söktürücü ve antiseptik özellikler içerdiğinden okaliptüs ile buharı solumaktır. Bazı insanlar okaliptüs yoluyla salınan uçucu yağa karşı hassas olabildiklerinden aslında semptomlarda kötüleşme yaşayabilirler. Bu tedavi ile kötüleşme yaşarsanız, derhal tedaviyi sonlandırın.

İçindekiler:

  • 5 damla okaliptüs esansiyel yağı
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1 litre (yaklaşık 5 su bardağı) kaynar su

Nasıl hazırlanır?

Bir kaseye kaynar su koyun daha sonra uçucu yağı ve tuzu ekleyin. Kaseyi ve başınızı bir havluyla örtün ve buharı içinize çekin. Buharı 10 dakikaya kadar mümkün olduğunca derinden solumak önemlidir. Bunu günde 2 ila 3 kez tekrarlayabilirsiniz.

Evde uçucu yağınız yoksa, doğal yağ su buharıyla birlikte buharlaşacağından okaliptüs yapraklarını kaynar suda da bekletebilirsiniz.

Isırganlı nane suyu

Alerjik sinüzit için evde iyi bir çare, ısırgan otu ile nane suyu içmektir. Bu karışım, sinüs tahrişini azaltmaya ve salgıları ortadan kaldırmaya yardımcı olan anti-inflamatuar, anti-alerjik ve dekonjestan özellikler içerir.

İçindekiler:

  • 5 gr taze ısırgan yaprağı
  • 15 gr taze nane
  • 1 su bardağı hindistan cevizi suyu
  • 1 yemek kaşığı okaliptüs balı

Nasıl hazırlanır?

Isırgan otu yapraklarını bir tencerede kaynar suda haşlayın. Daha sonra haşlanan yaprakları nane, hindistan cevizi suyu ve bal ile blenderdan geçirin ve homojen bir karışım elde edene kadar karıştırın. Bunu öğün aralarında günde 2 defa içebilirsiniz.

Isırgan otu alerjik reaksiyona neden olabileceğinden (ve pişirmek alerji tetikleyicilerini ortadan kaldırabileceğinden) kullanmadan önce ısırgan yapraklarını pişirmek önemlidir.

Papatya solumak

Papatyanın solunması, mükemmel sakinleştirici özellikler içerdiğinden, sinüs enfeksiyonları için mükemmel bir çaredir. Buharını teneffüs etmek, solunum yollarını ısıtabilir ve nemlendirebilir, bu da sinüzite bağlı rahatsızlığı giderir. Bu yetişkinler ve çocuklar tarafından kullanılabilir.

Çocuklar tarafından solunması, ciddi yanık riski oluşturabildiğinden, çocuk geçmişte yapmış olsa bile yine de bir yetişkinin gözetimi altında yapılmalıdır.

İçindekiler:

  • 1 avuç papatya çiçeği
  • 1,5 ila 2 litre su

Nasıl hazırlanır?

Suyu kaynatın ve papatya çiçeklerini ekleyin. Bunun 5 ila 10 dakika demlenmesine izin verin ve ardından tencereyi bir havluyla örtün. Başınızı havlunun içine koyun ve buharı içinize çekin. Buharı en az 10 dakika solumalısınız.

Safran çayı

Safran, güçlü anti-inflamatuar özelliklere sahip bir madde olan kurkumin açısından zengindir. Yüzdeki ağrı ve baskıya yardımcı olabilecek iltihaplanma semptomlarının yanı sıra sinüs enfeksiyonlarıyla birlikte gelen genel halsizliğin azaltılmasına yardımcı olur.

İçindekiler:

  • 1 sığ çay kaşığı safran çiçeği veya kurkumin tozu (yaklaşık 200 mg)
  • 1 su bardağı su

Nasıl hazırlanır?

Suyu kaynatın ve sonra safranı ekleyin. Bunun 5 ila 10 dakika kaynamasına izin verin. Günde 2 ila 3 bardak safran çayı içebilirsiniz.

Diğer bir seçenek de kurkumini kapsül şeklinde tüketmektir. Günde toplam 1 g olmak üzere her 12 saatte bir 250 mg’lık iki kapsül alabilirsiniz.

Safran/kurkumin hamile kadınlar veya varfarin, klopidogrel veya asetilsalisilik asit gibi antikoagülanlar alan kişiler tarafından kullanılmamalıdır, çünkü safran kanama riskini artırabilir.

Sinüs Enfeksiyonu için sarımsaklı zencefil çayı
Sinüs Enfeksiyonu için sarımsaklı zencefil çayı

Sarımsaklı zencefil çayı

Sarımsaklı zencefil çayı, alisin (sarımsakta bulunur) ve fenolik bileşikler, shogaol ve zingeron (zencefilde bulunur) gibi maddelerin varlığı nedeniyle antioksidan, antibakteriyel ve antienflamatuar özellikler içerir. Bu maddeler tıkalı burun, burun akıntısı, boğaz ağrısı ve genel halsizlik gibi sinüzit semptomlarının tedavisine yardımcı olur.

Bu çay ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur ve sinüs enfeksiyonunun süresini azaltır.

İçindekiler:

  • 3 diş sarımsak (soyulmuş ve ikiye bölünmüş)
  • 1 cm zencefil kökü veya yaklaşık 1/2 çay kaşığı toz zencefil
  • 3 su bardağı su
  • Tatlandırmak için bal (isteğe bağlı)

Nasıl hazırlanır?

Suyu sarımsakla kaynatın. Ocaktan alıp içine zencefili ve balı ekleyin. Karışımı süzün ve için.

Antikoagülan kullanan kişiler tarafından zencefil tüketilmemeli ve bu nedenle bu durumlarda çayda tüketilmemelidir. Hamilelik sırasında, 4 güne kadar günde 1 gr zencefili geçmemelisiniz.

Kekik ve bal infüzyonu

Kekik ve ballı bir infüzyon, timol, karvakrol, simen ve linalol gibi iltihap önleyici ve antiseptik maddeler açısından zengindir. Ayrıca balgam söktürücü etkiye sahiptir ve balgamın giderilmesine yardımcı olur ve sinüs enfeksiyonunun neden olduğu burun akıntısını ve tıkalı burnu rahatlatır.

Ayrıca bal iltihabı azaltmaya, boğazı kayganlaştırmaya, öksürük ve balgamı gidermeye yardımcı olur. Bal, proplis veya polen alerjisi olan kişiler çayına bal eklememeli ve sadece kekik kullanmayı tercih etmelidir.

İçindekiler:

  • 1 yemek kaşığı kekik özü veya 2 dal taze kekik
  • 1 litre (yaklaşık 5 su bardağı) kaynar su
  • 1 yemek kaşığı bal

Nasıl hazırlanır?

Kaynayan suya kuru kekik ekleyin ve 5-10 dakika bekletin. Karışımı süzün ve günde 3 bardağa kadar için.

Kekik infüzyonları, gastrit veya ülser gibi mide sorunları olan veya karaciğer sorunları olan kişiler tarafından kullanılmamalıdır. Varfarin veya klopidogrel gibi antikoagülan kullanan kişiler de kekik infüzyonlarından kaçınmalıdır.

Sodyum bikarbonat ile burun irrigasyonu

Sinüs enfeksiyonu için bu evde çare, burun tıkanıklığını gidermek, iltihabı azaltmak ve tıkalı veya burun akıntısına neden olan salgıyı ortadan kaldırmak için mükemmel bir seçenek olabilen sodyum bikarbonat kullanımını içerir. Sodyum bikarbonat sinüslerde bakteri üremesini engeller ve burun içindeki kuruluğu tedavi ederek mukusun gevşemesini sağlar.

İçindekiler:

  • 1 nazal irrigatör veya iğnesiz 20 ml’lik bir şırınga
  • 1 çay kaşığı sodyum bikarbonat
  • 1 su bardağı ılık su

Nasıl hazırlanır?

Suyu sodyum bikarbonat ile tamamen eriyene kadar karıştırın ve irrigatöre veya şırıngaya koyun. Vücudunuzu öne doğru eğin, başınız hafifçe yana eğik olsun. İrrigatörü veya şırıngayı burun deliğine yerleştirin ve solüsyon diğer burun deliğinden çıkana kadar bastırın. Nazal durulama yaparken ağzınızı açıp nefes almanız önemlidir. Bunu her burun deliğine günde 2 ila 3 kez tekrarlayabilirsiniz.

Sinüslerinizi boşaltmanın bir başka doğal yolu da evde ılık su ve tuzla hazırlayabileceğiniz %0,9 salin kullanmaktır.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Balgamlı öksürük neden olur, nasıl geçer, ne iyi gelir?

Boğazda ve göğüste çeşitli nedenlerle aşırı balgam birikebilir bu da boğaz ağrısı, balgamlı öksürük veya nefes almada zorluk gibi rahatsız edici semptomlara yol açabilir. Birçok potansiyel neden olsa da, aşırı balgam geçici bir solunum yolu enfeksiyonundan kaynaklanabilir veya kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi daha ciddi bir sağlık sorununun işareti olabilir. Neyse ki, balgamdan kurtulmanın birkaç yolu var. Siz de balgamlı öksürük neden olur, balgamlı öksürük nasıl geçer hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız okumaya devam edin.

Balgamlı Öksürük Neden Olur?
Balgamlı Öksürük Neden Olur?

Balgamlı Öksürük Neden Olur?

Balgamın tek bir nedeni yoktur. Balgamlı öksürük bir dizi farklı temel koşullar nedeni ile ortaya çıkabilir. İşte balgamlı öksürük neden olur? sorunuzun yanıtı..

Balgamın yaygın nedenleri şunlardır:

Alerjiler:

Alerjik reaksiyonlar, alerjenleri solunum yolundan uzaklaştırmak için vücudun daha fazla mukus üretmesine neden olur. Bu, aşırı mukus üretimine ve nefes almada zorluğa neden olabilir.

Reflü :

Mide sıvılarının (mide sıvıları) reflüsü, mide ekşimesi ile birlikte veya onsuz meydana gelebilir – sessiz reflü olarak da adlandırılır – ve balgam birikmesine neden olabilir.

Astım:

Solunum sisteminin iltihabi bir hastalığı olan astım, hava yollarının daralmasına neden olarak nefes almayı zorlaştırır. Bu, akciğerleri hasardan korumak için aşırı mukus üretimine neden olabilir.

Kronik akciğer hastalığı (KOAH):

KOAH, kistik fibroz ve amfizem dahil olmak üzere belirli akciğer hastalıkları, akciğerlerde aşırı mukus üretimine neden olabilir.

Sinüzit:

Sinüslerin enfeksiyonu veya iltihabı, mukus üretiminin artmasına neden olabilir. Bu mukus boğazın arkasına akabilir. Bu akıntı aynı zamanda postnazal akıntı olarak da bilinir.

Bronşit:

Bronş tüplerinin iltihaplanması, bronşite genellikle bir virüs veya bakteri neden olur. Bu durum aşırı mukus üretimine ve nefes alma zorluğuna neden olabilir.

Sigara içmek:

Sigara içmek solunum sistemini tahriş eder ve daha yüksek düzeyde balgam üretimine yol açabilir.

Balgamlı Öksürük Nasıl Geçer?
Balgamlı Öksürük Nasıl Geçer?

Balgamlı Öksürük Nasıl Geçer?

Siz de balgamlı öksürük sorunu yaşıyorsanız ve balgamlı öksürük nasıl geçer? diye araştırma yapıyorsanız hemen açıklayalım. Limon suyu ve bal, tarçınlı zencefil şurubu veya nane çayı gibi bazı ev ilaçları balgam söktürücü, iltihap önleyici, antiseptik ve antioksidan etkiye sahip maddeler içerir. Bu doğal öneriler solunum yollarındaki salgıları gidermeye ve bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olurlar. Bu ilaçlar soğuk algınlığı, grip, sinüzit veya bronşitin neden olduğu balgamlı öksürüğü azaltabilir.

Etkilerini artırmak için bu ev ilaçları, boğazı kayganlaştırmaya ve tahrişi azaltmaya yardımcı olabilecek balla tatlandırılabilir. Bal ayrıca, herhangi bir öksürüğü tedavi etmeye yardımcı olan enfeksiyonlara neden olan mikroorganizmalardan kurtulmaya da yardımcı olur. Balın 2 yaşın altındaki çocuklarda veya diyabet öyküsü olan veya bal, polen veya propolis alerjisi olan kişiler tarafından kullanılmaması gerektiğini unutmayın.

Sağlık yararları içermelerine rağmen, bu ilaçların doktor tarafından reçete edilen tedavinin yerini almadığını vurgulamak önemlidir. Çaylar genellikle hamilelik sırasında tavsiye edilmediğinden, hamile kadınlar balgamlı öksürük tedavisi için inhalasyon veya topikal esansiyel yağları tercih etmelidir.

Balgamlı Öksürük Ne İyi Gelir?
Balgamlı Öksürük Ne İyi Gelir?

Balgamlı Öksürük Ne İyi Gelir?

Hemen hemen herkesi belirli dönemlerde etkileyen balgamlı öksürük için balgamlı öksürüğe ne iyi gelir bilinmelidir. Balgamlı öksürük için bazı ev ilaçları şunlardır:

Limon suyu ve bal

Limon suyu ve bal, C vitamini ve antioksidanlar açısından zengin olduğu için balgam söktürücü etki içerir. Öksürüğü hafifletebilen ve soğuk algınlığı ve grip iyileşmesini hızlandırabilen solunum yolu iltihabını azaltmaya yardımcı olabilir. Ek olarak bal, balgamı nemlendirebilir ve doku tahrişini azaltabilir, bu da balgamlı öksürüğün rahatlamasına katkıda bulunur.

İçindekiler:

  • 1 limonun suyu
  • 1 yemek kaşığı bal
  • 200 mL su

Nasıl hazırlanır?

Tüm malzemeleri blenderda karıştırın ve bal ile tatlandırın, içmeden önce mümkün olan en kısa sürede içmeye özen gösterin.

Portakal, ananas ve su teresi suyu

Portakal, ananas ve su teresi suyu C vitamini, A vitamini, demir, potasyum ve bromelain açısından zengindir. Bu maddeler, balgam söktürücü, iltihap önleyici ve antioksidan etki içerir, bu da balgamla savaşmaya ve soğuk algınlığı ve grip iyileşmesini hızlandırmak için bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur.

İçindekiler:

  • ½ çay bardağı su teresi yaprakları ve sapları
  • 1 portakalın suyu
  • 1 dilim ananas

Nasıl hazırlanır?

Tüm malzemeleri bir karıştırıcıya yerleştirin ve iyice birleştirilene kadar karıştırın. Günde 2 ila 3 kez veya yoğun bir öksürük alevlenmesi olduğunda bu meyve suyundan yarım bardak için.

Tarçınlı zencefil şurubu

Tarçınlı zencefil şurubu, doku astarları üzerinde kurutma etkisi içerir ve bu da onu harika bir doğal balgam söktürücü yapar. Soğuk algınlığı veya gripten kaynaklanan balgamlı öksürükle mücadelede kullanılabilir.

İçindekiler

  • 1 çubuk tarçın veya 1 tatlı kaşığı tarçın tozu
  • 1 çay bardağı soyulmuş zencefil kökü, dilimlenmiş
  • 85 gr esmer şeker
  • 100 mL su

Nasıl hazırlanır?

Suyu şekerle kaynatın, şeker tamamen eriyene kadar karıştırmaya devam edin. Ocağı kapatın, zencefil ve tarçını ekleyin ve karıştırın. Şurubu temiz ve kuru bir cam kavanozda saklayın. Günde 3 kez 1 çay kaşığı zencefil şurubu için.

Uyarı!

Bu şurup, kanama ve morarma riskinizi artırabileceğinden, pıhtılaşma sorunu geçmişi olan veya antikoagülan alan kişiler tarafından kullanılmamalıdır. Ayrıca bu şurubu doğuma yakın veya düşük öyküsü olan hamileler kullanmamalıdır.

Nane çayı

Nane çayı, soğuk algınlığı ve gripte yaygın olan öksürük, balgam, burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve baş ağrısı gibi semptomları iyileştirebilen esansiyel bir yağ olan mentol bakımından zengindir.

Bu çay ayrıca vücudun soğuk algınlığıyla savaşmasına ve daha hızlı iyileşmesine yardımcı olan antibakteriyel, antiviral ve antienflamatuar özellikler içerir.

İçindekiler:

  • 6 adet nane yaprağı (doğranmış)
  • 150ml kaynar su

Nasıl hazırlanır?

Naneyi kaynar su ile birlikte bir çay fincanına ekleyin ve 5 ila 10 dakika kadar demlenmesine izin verin. Süzün, tercihe bağlı olarak balla tatlandırın ve günde 3 ila 4 bardak için.

Kekik ve bal infüzyonu

Bu kekik ve bal infüzyonu, timol, karvakrol, simen ve linalool gibi iltihap önleyici ve antiseptik maddeler açısından zengindir. Bunlar balgamın giderilmesine yardımcı olan balgam söktürücü etki içerir ve ayrıca öksürüğü, burun akıntısını ve burun tıkanıklığını gidermek için boğazı yağlamaya yardımcı olur.

Bal, propolis veya polen alerjisi olan kişiler bu infüzyona bal eklememeli, sadece kekik ile almalıdır.

İçindekiler:

  • 1 yemek kaşığı kuru kekik özü veya 2 dal taze kekik
  • 1 litre (yaklaşık 5 su bardağı) kaynar su
  • 1 yemek kaşığı bal

Nasıl hazırlanır?

Kaynayan suya kuru kekik ekleyin ve 5-10 dakika bekletin. Günde 3 bardak süzün ve için. Kekik infüzyonları, mide problemleri (gastrit veya ülser gibi), karaciğer hastalığı olan veya varfarin veya klopidogrel gibi antikoagülan kullanan kişiler tarafından kullanılmamalıdır.

Soğan ve sarımsak şurubu

Balgam için bu balgam söktürücü ve antiseptik özellikler içeren soğan ve sarımsak ile yapılır. Daha fazla balgam üretimini önlemek için balgamı gevşetmeye, bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve akciğer iltihabını azaltmaya yardımcı olur.

İçindekiler

  • 1 orta boy soğan (rendelenmiş)
  • 1 diş ezilmiş sarımsak
  • Bal

Nasıl hazırlanır?

Soğanı ve sarımsağı bir cam kaba koyun ve soğan ve sarımsağı kaplayacak kadar bal ekleyin. Tüm malzemeleri karıştırın ve bir gün buzdolabında saklayın. 2 yaşından büyük çocuklar günde 3 kez 2,5ml şurup veya yaklaşık yarım çay kaşığı alabilir. Yetişkinler günde 3 defaya kadar 5ml veya 1 çay kaşığı alabilir. Buzdolabında 1 hafta sonra kullanılmayan şurubu atın.

Bal içerdiği için bu soğan ve sarımsak şurubu 2 yaşın altındaki çocuklarda ve gestasyonel diyabetli hamilelerde kullanılmamalıdır. Bal glisemik artışlara neden olabileceğinden, diyabet öyküsü olan kişiler de bu şurubu almaktan kaçınmalıdır.

Okaliptüs buharı soluma

Öksürüğü ve balgamı tedavi etmenin harika bir yolu, okaliptüs esansiyel yağı damlatılmış su buharını solumaktır. Burun tıkanıklığını hızla gidermeye yardımcı olan balgam söktürücü ve antiseptik özellikler içerir.

Bununla birlikte, bazı insanlar okaliptüs esansiyel yağına duyarlı olabilir ve bu nedenle semptomlarda gerçekten kötüleşme yaşayabilirler. Bu inhalasyonla semptomlarınızın kötüleştiğini fark ederseniz, derhal kullanmayı bırakın.

İçindekiler

  • 5 damla okaliptüs esansiyel yağı
  • 1 litre (yaklaşık 5 su bardağı) kaynar su

Nasıl hazırlanır?

Kaynar suyu bir kaba koyun ve içerisine 5 damla okaliptüs esansiyel yağı damlatın. Ardından başınızı ve kaseyi bir havluyla örtün ve buharı içinize çekin. Başınızı kaba doğru eğmeyi ve 10 dakika boyunca mümkün olduğunca derin nefes almayı deneyin. Bunu günde 2 ila 3 kez tekrarlayabilirsiniz. Havlu, buharın daha uzun süre dayanmasına yardımcı olur.

Bu uçucu yağ evde yoksa taze okaliptüs yaprakları kullanabilir ve kaynar suda bekletebilirsiniz. Yapraklarda bulunan doğal yağlar, su buharında açığa çıkacaktır.

Meyan kökü çayı

Tıbbi adı Glycyrrhiza glabra olan ve meyan kökü olarak bilinen bu bitki, glisirizin, glabridin, apigenin ve e liquiritin gibi maddeler açısından zengindir. Güçlü balgam söktürücü etkisinin yanı sıra, soğuk algınlığı veya bronşit gibi balgam ve diğer solunum problemleriyle savaşmaya yardımcı olan antioksidan, antibakteriyel ve anti-inflamatuar özellikler içerir.

İçindekiler

  • 1 çay kaşığı meyan kökü
  • 1 çay bardağı kaynar su
  • Tatlandırmak için bal

Nasıl hazırlanır?

Meyan kökünü kaynayan suya ekleyin, kapağını kapatın ve 10 dakika bekletin. Süzün ve tercihe bağlı olarak bal ile tatlandırın. Bu çayı günde 1-2 defa için.

Meyan kökü hamile veya emziren kadınlar tarafından veya kalp problemleri, böbrek hastalığı veya düşük potasyum öyküsü olan kişiler tarafından tüketilmemelidir.

Guaco ve ebegümeci çayı

Guaco ve ebegümeci çayının bronşlar üzerinde yatıştırıcı bir etkisi vardır, bu da balgam üretimini ve nefes darlığını azaltır. Ek olarak, guaco’da bulunan özellikler balgamı inceltir, bu da boğazdan ve akciğerlerden atılmasına yardımcı olur.

İçindekiler

  • 1 çay kaşığı kurutulmuş ebegümeci çiçeği veya yaprağı
  • 1 yemek kaşığı taze guaco yaprağı
  • 1 su bardağı kaynar su

Nasıl hazırlanır?

Ebegümeci ve guacoyu kaynayan su bardağına koyun. Yaklaşık 10 dakika kapağını kapatın, sonra süzün ve için. Yetişkinler için önerilen doz günde 3 defaya kadar 1 fincandır.

Bu çay sadece 2 yaşından büyüklerde görülüne balgamlı öksürük için uygundur. Daha küçük çocuklar su buharı solumaktan fayda görecektir.

Ekinezya çayı

Ekinezya çayı, flavonoidler, hindiba yardımcıları ve rosmarinik gibi antioksidan, iltihap önleyici ve bağışıklık sistemini uyarıcı maddeler açısından zengindir. Bunlar, bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve balgamlı öksürüğü hafifletmeye yardımcı olan soğuk algınlığı, grip veya sinüzit süresini azaltmaya yardımcı olur.

İçindekiler

  • 1 çay kaşığı ekinezya kökü veya yaprağı
  • 1 su bardağı kaynar su

Nasıl hazırlanır?

1 bardak kaynamış suyun içerisine 1 çay kaşığı ekinezya kökünü veya yapraklarını koyun. 15 dakika bekletin, süzün, ardından günde iki kez için.

Ekinezya çayı çocuklar, hamile kadınlar veya emziren kadınlar tarafından kullanılmalıdır. Ayrıca astım, tüberküloz veya romatoid artrit, lupus veya sedef hastalığı gibi otoimmün hastalıkları olan kişilerde de kaçınılmalıdır.

Bu ev ilaçlarını tamamlamak ve kalın balgamı inceltmek için bol bol su içmeyi ihmal etmeyin!

Çocuklarda Balgamlı Öksürüğe Ne İyi Gelir?

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Gece yatmadan önce bir kase yoğurt yemek zayıflatır mı?

Hazır yiyeceklerin ilgi gördüğü günümüzde kilo problemi yaşayan kişi sayısı bir hayli fazladır. Kilosundan memnun olmayan kişiler, diyet listelerine çeşitli kürleri ekleyerek daha hızlı kilo vermeyi hedeflemektedirler. Bu kürlerden biri olan gece yatmadan yoğurt kürü son derece etkilidir. Ancak, gece ansızın gelen atıştırma isteğini ortadan kaldıran yoğurt, gereğinden fazla tüketildiğinde beklenen faydayı sağlamayabilir.

Gece Yatmadan Önce Yoğurt Yemek Faydalı Mı?

Kalsiyum kaynağı olan ve içeriğinde C, B12, potasyum gibi vitaminler bulunan yoğurt, sağlıklı yaşam sürdürmede çok önemlidir. Aklınıza takılan gece yatmadan önce yoğurt yemek faydalı mı sorusunun cevabını haberimizde bulabileceksiniz. Bu sayede, doğru miktar ve zamanda tüketeceğiniz yoğurt ile hedeflediğiniz faydayı sağlayabileceksiniz.

Yoğurdun içeriğinde triptofan bulunmaktadır. Bir tür amino asit olan triptofan, rahatlatarak uykuya rahat bir şekilde geçmeyi sağlamaktadır. Özellikle geceleri uyumadan önce tüketilen yoğurt, gece boyu daha konforlu uyumaya yardımcı olmaktadır. Bununla beraber, gece yatmadan önce yoğurt yemenin faydaları şu şekildedir:

  • Mideyi rahatlatır
  • Kas kaybının önüne geçer
  • Sindirim sistemi sorunlarını kısa sürede çözer
  • Düşük kalorili olduğu için kilo problemi yaratmaz

Gece Yatmadan Önce Yoğurt Kürü

Gece yatmadan önce yoğurt kürü tüketmek, istenmeyen yağlardan kurtulmayı sağlamaktadır. Özellikle göbek bölgesindeki yağlardan şikâyetçi olan kişiler, yoğurt kürüne büyük ilgi göstermektedirler. Sizlerde göbek ve bel bölgenizdeki yağlardan kurtulmak istiyorsanız, aşağıda tarifi verilen yoğurt kürlerinden deneyebilir ve ideal görünüme kavuşabilirsiniz.

Limon – Yoğurt – Pul Biber Kürü

Bu küre en az iki hafta devam edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, ilk birkaç gün deneyerek fayda sağlamadı düşüncesi ile kürü yarıda bırakmamalısınız. Özellikle göbek bölgesindeki yağları eriten kür için 3 yemek kaşığı yoğurt, yarım limon suyu ve bir çay kaşığı kadar pul biber gerekmektedir. Malzemeleri bir kasede karıştırarak gece yatmadan ortalama 30 dakika önce tüketebilirsiniz. Bu kür basur hastalığı olanlara, hamilelere ve emziren annelere önerilmemektedir.

Limon – Yoğurt – Zerdeçal – Zencefil Kürü

Birçok kişi tarafından tercih edilen bir diğer yoğurt kürü içerisinde zencefil ve zerdeçal bulunmaktadır. Metabolizmayı çalıştırma ve yağ yakma etkisi olan bu kürü yine yatağa geçmeden yarım saat önce tüketmeniz önerilmektedir. Yarım çay kaşığı kadar zencefil ve zerdeçalı az yağlı 3 yemek kaşığı yoğurt ile karıştırarak üzerine yarım limon eklemelisiniz.

Sodalı Yoğurt Kürü

Etkisi bir hayli fazla olan soda, yoğurt ve limon karışımı kısa sürece yağlarınızdan kurtulmanıza yardımcı olacaktır. 3 yemek kaşığı yoğurda bir şişe doğal maden suyu ve yarım limonu ekleyerek kürü hazırlayabilirsiniz. Bu kürü hem kahvaltıdan hem de gece yatmadan yarım saat önce tüketebilirsiniz.

Gece Yatmadan Önce Yoğurt Yemek Zayıflatır Mı?

Birçok kişinin merak ettiği gece yatmadan önce yoğurt yemek zayıflatır sorusuna verilen cevaplar değişiklik gösterse de, genel olarak uzmanlar zayıflatır cevabını vermektedir. Burada önemli olan nokta; gece yatmadan önce tüketilen yoğurdun miktarıdır. Faydaları ile herkesin tercih ettiği yoğurt, gece gereğinden fazla tüketildiğinde aynı faydayı sağlamamaktadır.

Metabolizmayı çalıştırma etkisi bulunan yoğurt, gece yatmadan tüketildiği zaman uyurken bile yağ yakmayı sağlamaktadır. Bu alışkanlık spor ve düzenli beslenme ile desteklendiği zaman kısa sürede kilo vermek mümkündür.

Yatmadan Önce Yoğurt Yemenin Zararları Neler?

Gece yeme atakları yaşayan birçok kişi bulunmaktadır. Yaşanan atak esnasında kalorisi yüksek olan besinleri tercih etmek yerine yoğurdu tercih etmek, alınacak kilonun önüne geçmektedir. Ancak bazı uzmanlar yatmadan önce yoğurt yemenin zararları olduğunu söylemektedir. Özellikle önerilen miktardan fazla tüketilen yoğurdun yorgunluk ve kilo yapacağına dikkat çekilmektedir.

En sağlıklı besinler arasında yer alan yoğurt, sindirim sisteminin yavaşladığı uyku zamanında vücut yağını artırabilmektedir. Bunun önüne geçmek için uzmanlar tarafından gece yatmadan önce 3 yemek kaşığından fazla yoğurt tüketilmemesi gerektiği söylenmektedir.

Gece Yoğurt Yemek Kilo Verdirir Mi?

Hemen her sofrada başköşede yerini alan yoğurt iştah kesici bir özelliğe sahiptir. Bu özelliği ile diyetisyenler tarafından da diyet listelerine eklenmektedir. Ancak birçok kişinin aklına gece yoğurt yemek kilo verdirir mi sorusu takılmaktadır. Gelin beraber bu konuda yaptığımız araştırma sonuçlarına bakalım.

Öğle ve akşam öğünlerinde sık sık tercih edilen yoğurdun kalori miktarı birçok besine göre düşüktür. Bu nedenle; ekmek, çikolata, makarna veya pilav gibi besinler yerine yoğurdun tüketilmesi kilo vermeyi hızlandırmaktadır. Özellikle gece aniden gelen atıştırma isteğinin yoğurtla çok güzel bir şekilde bastırılabileceği belirtilmektedir. Ancak yoğurdun yatmadan en az yarım saat önce tüketilmesi, gecenin bir saatinde uyku arasında tüketilmemesi gerektiği söylenmektedir.

Yatmadan Önce Bir Kase Yoğurt Yemek

Sağlıklı ve uzun yaşamaya çok büyük katkı sağlayan yoğurt, özellikle kilo verme döneminde sıklıkla tercih edilmektedir. Bu bağlamda, yatmadan önce bir kase yoğurt yemek kilo vermenize yardımcı olmaktadır. Bununla beraber, yoğurt tüketimi yüksek tansiyonu da engellemektedir. Vücuttaki zararlı bakterileri etkisiz hale getiren yoğurdun diş sağlığına da olumlu etkileri bulunmaktadır. Yapılan çeşitli bilimsel çalışmalar, gece yatmadan önce bir kase yoğurt yemenin soğuk algınlığını önlediğini göstermektedir.

Gece Yoğurt Yemek Kilo Aldırır Mı?

Günümüzde popüler olan yoğurt kürleri hakkında farklı fikirler öne sürülmektedir. Akşam saatlerinde bir şeyler tüketmek vücuda kilo olarak geri dönmektedir. Bu bilgiye göre gece yoğurt yemek kilo aldırır mı diyorsanız, verilecek cevap tüketilen yoğurdun miktarına göre değişmektedir. Gece uykudan kalkarak tüketilen yoğurt kilo aldırabilmektedir. Bunun önüne geçebilmek için yoğurdun uyumadan en az yarım saat kadar önce tüketilmesi önerilmektedir.

Gece Yatarken Ballı Yoğurt Yemek

Protein ve probiyotik kaynağı olan yoğurt, sağlık açısından oldukça faydalıdır. Birçok farklı kür için kullanılan yoğurdu bal ile yemeyi denediniz mi? Gece yatarken ballı yoğurt yemek pek bilinmese vücuda enerji vererek bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. İçeriğinde C vitamini ve folat barındıran bal yoğurt ile tüketildiği zaman sinirleri yatıştırmaktadır. Bununla beraber, bağırsakları da çalıştırarak kilo vermeye yardımcı olmaktadır.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Bir’İZ Kitabı 18. Kitap Fuarı’nda

18. Ankara Kitap Fuarı 21-31Ekim Arı ve 2022 de Eylül Fuar & Organizasyon tarafından ATO Congresium Ankara da düzenlenecektir.

Ankara Ticaret Odasınin Congresium Salonunda gerçekleştirilecek etkinlik 2005 yılı itibariyle düzenlenmektedir. 18. Kitap Fuarına 300 den fazla yayınevi ve sivil toplum kuruluşları katılmakta olup, 10 gün devam eden fuarda söyleşi, panel, şiir dinletileri, çocuk etkinlikleri yapılmakta olan fuardır.

Onur Konuğu Dücane Cündioğlu ve Uluslararası Onur Yazarı Eşit Tasnedi olacaktır.  Fransa, İran, Rusya,İtalya konuk ülke olarak katılmaktadır. Ülkelerin ünlü yazarları ile söyleşi ve imza töreni düzenlenlenecektir. Kitapseverleri onlarca yayinevi ile buluşturan Eylül Fuar & Organizasyon bilinçli okursever toplum gelişimine katkı sağlamaktadır. Türkiye Yazarlar Birliği İLESAM Ankara şube başkanı Durak Turan Düz de şube olarak etkinliklere  aktif katılım sağlanacağını belirtmiştir.

biriz kitabi 18 kitap fuarinda sha 1 Bir'İZ Kitabı 18. Kitap Fuarı'nda

 

  • Kutlu Yayınevi standında ” Bir’İZ ” kitabımın imza etkinliği 26 Ekim 2022 de olup, 15.00 – 18.00 saatleri arasında gerçekleştirilecektir.
  • Kutlu Yayınevi kurucusu Gökbey Uluç’ un imza etkinliği 23 Ekim 2022 de saat 10.00 – 13.00 te düzenlenmektedir.
  • 18. Kitap Fuarında tüm kitapseverleri, yayınevleri ve sivil toplum kuruluşlarını buluşturacak olan etkinliğe katılarak onurlandırmanızı sabırsızlıkla bekliyoruz.

Terenin akciğere, cilde faydaları neler, hangi organa iyi gelir?

İnsan sağlığına faydası en yüksek olan sebze ve meyvelerin listesi açıklandı. ABD’de gerçekleştirilen bir araştırmanın sonuçları sebzelerin besin değerinin meyvelere kıyasla çok daha yüksek olduğunu ortaya çıkardı. Bu araştırmaya göre sağlığa en faydalı sebze ise tere oldu. Peki, ‘Terenin faydaları nelerdir?’ İnsan sağlığına en faydalı sebze terenin sağlığa olan faydalarını öğrenmek için yazımızı okumaya devam edin.

Listenin Bir Numarası Terenin Sağlığa Faydaları

Bir insanın gün içerisinde en az 5 defa sebze ve meyve tüketmesi Dünya Sağlık Örgütü tarafından tavsiye edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün bu tavsiyesini dikkate alan Amerikalı bilim insanları tarafından yapılan araştırma, dünyanın en sağlıklı sebze ve meyvelerinin hangileri olduğunu ortaya çıkardı. Bu araştırmadan elde edilen sonuçlara göre sebzelerin sahip olduğu potasyumun, lifin, kalsiyumun, proteinin, A, B12 ve D vitaminlerinin meyvelere göre çok yüksek olduğu kesinleşti. Bu araştırmadan elde edilen diğer bir sonuç ise insan sağlığına en faydalı sebzenin tere olduğu oldu.

Terenin Faydaları Nelerdir? Hangi Organa İyi Gelir?
Terenin Faydaları Nelerdir? Hangi Organa İyi Gelir?

Terenin Faydaları Nelerdir? Hangi Organa İyi Gelir?

Terenin faydaları nelerdir, hangi organlara iyi gelir?, sıklıkla araştırılan bir konudur. İnsan sağlığına sayısız faydaları olan tere, Amerikalı bilim insanları tarafından sağlığa en faydalı sebze seçilerek liste başında yer aldı. Bir sebze türü olan terenin insan sağlığına ve organlarına faydaları ise şöyle sıralanabilir;

Kadın hastalıklarına iyi gelir

İçeriğindeki mineraller sayesinde kadınların adet döngüsüne düzenleyen tere, kadınlarda adet bozukluklarına çok iyi gelmektedir. Ayrıca bol miktarda içerdiği demir minerali ve protein ile bebeğini emziren annelerin sütünün artırmaktadır. Yine doğumun ardından terenin bol tüketilmesi birçok uzman tarafından annelere önerilir.

Sindirim sistemine iyi gelir

Kanı temizlediği için iştahı açmakta oldukça etkili olan tere, kabızlık problemi yaşayanlarda da laksatif ve müshil olarak kullanılmaktadır. Kabızlık probleminden kısa süre içerisinde kurtulmak için tere tüketilmesi tavsiye edilir. Terenin tohumları ve balın karıştırılmasıyla hazırlanan kür ise dizanteri hastalığının tedavisinde oldukça etkilidir. Terenin tohumları tüketilmeden evvel suda kaynatılarak inceltilmelidir. Bağırsakları hareketlendiren tere, bağırsakları temizleyerek bağırsak sağlığına çok ciddi katkı sağlamaktadır. Bağırsakların hareketli olması ise çok daha rahat kilo verilmesini sağlamaktadır.

Solunum yollarına faydalıdır

Terenin tohumları çiğnenerek de tüketilebilmektedir. Baş ağrısı, öksürük, bronşit ve astım gibi sağlık problemlerinin tedavisinde terenin çiğnenerek tüketilmesi oldukça etkilidir. Aynı zamanda nefesi açtığı için nefes daralmasına çok iyi gelmektedir. Astım hastalığının neden olduğu şiddetli öksürüklerin hafiflemesinde tere tohumlarının çiğnenerek tüketilmesi en etkili yöntemler arasında gösterilmektedir. Terenin akciğere faydaları çok fazladır. Bu sebeple akciğer rahatsızlığı çekenlerin ve sigara kullananların tere tüketmesi tavsiye edilir.

Kansızlığa iyi gelir

Terenin anemi hastalığının neden olduğu olumsuz etkileri hafifletmesi için düzenli tüketilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda kan yapıcı özelliğinden dolayı kansızlığın giderilmesine yardımcı olmaktadır. içeriğinde bol miktarda demir minerali barındıran tere tohumu ise hemoglobin seviyesini yükseltmektedir. Bu sayede vücuttaki demir eksikliğinin neden olduğu saç dökülmesi, kırılgan tırnak yapısı ve kemik hastalıkları gibi sağlık problemlerine iyi gelir.

Şeker hastalığına iyi gelir

Terenin, diyabet hastalığı üzerindeki etkisine dair henüz yeterli araştırma yapılmış olmasa da bugüne kadar yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlar, terenin diyabet hastaları için bir tehdit unsuru olmadığını göstermektedir. Hatta tere tohumlarının içeriğindeki bazı maddelerin kan şekerinin dengelenmesinde etkisi olduğunu bu araştırmalar ortaya koymaktadır. Ancak dozu ile ilgili net bir bilgi olmadığından dolayı hekime danışıldıktan sonra tüketilmesi tavsiye edilmektedir.

Kanser riskini düşürür

Terenin tohumları, kanser hastalığının baş sebebi serbest radikallerle etkili bir şekilde savaşan antioksidanları içeriğinde barındırmaktadır. Bu antioksidanlar aynı zamanda dokularda kanserli hücrelerin neden olduğu zararlı etkileri yok ederek kanserli hücrelerin yıkıcı etkilerini azaltmaktadır.

Kilo verdirir

Sindirim sistemine ve bağırsaklara olumlu etkileri olan tere sayesinde çok kolay kilo verilebilir. bağırsak hareketleri zayıf olan insanlar çok zor kilo vermektedir. Tere ise bağırsakları hareketlendirip sağlıklı çalıştırarak kilo vermeyi kolaylaştırmaktadır. Ayrıca yağ yakan hücrelerin sağlıklı çalışmasında da tere oldukça etkilidir.

Saç ve cilt sağlığını destekler

Tere, suda kaynatıldıktan sonra saçlara uygulandığı zaman saç sağlığını koruduğu bilinmektedir. Yine demir minerali bakımından çok zengin olan tere, içeriğinde barındırdığı diğer vitamin ve mineraller ile de saçlardaki kırılganlığa son verdiği gibi saçların daha sağlıklı ve yumuşak görünmesine yardımcı olmaktadır.

Gözlere iyi gelir

A vitamini bakımından da çok zengin olan tere, göz sağlığının korunmasında en etkili sebzelerin başında gelmektedir. İlerleyen yaşla birlikte görülme riski çok yüksek olan katarakt problemi ve daha birçok göz hastalığının görülme riskini düşürmektedir.

Sigaranın zararlı etkilerini azaltır

Tere ile ilgili son senelerde gerçekleştirilen araştırmalar neticesinde sigaranın dokulara ve ciğerlere verdiği hasarları tere otu azalttığı bilgisine ulaşılmıştır. Bu nedenle de sigara kullanan insanların tere otunu ve tere tohumlarını kaynattıktan sonra her gün 1-2 bardak içmesi tavsiye edilir.

İdrar söktürücü etkisi vardır

En etkili idrar söktürücü bitkiler arasında tere başı çekmektedir. Ayrıca böbrek sağlığını en etkili koruyan bitkiler arasında terede liste başında yer alır. Böbreklerde taş oluşumunu engellemesinin yanı sıra bağırsaklardaki parazitleri de hızlı bir şekilde dökmektedir.

Terenin Faydaları Saraçoğlu

Kaynatın için ve 30 günde 10 kilo verin!

Fazla kiloların olumsuz etkilerini herkes bilir. Fazla kilo sadece kişinin güzelliğini bozmakla kalmaz, aynı zamanda kalbin ve diğer organların işleyişini de olumsuz etkileyerek hastalığa yol açar. O halde size sağlıklı olarak en kısa sürede kilo vermenize yardımcı olacak bir içecekten bahsetsek ne dersiniz.

Kilo Vermenizi Hızlandıran Doğal İçecek

Bu içecek yağ yakmanıza ve kilo vermenize yardımcı olur. Ayrıca vücuttaki toksinleri uzaklaştırır ve kan dolaşımını iyileştirir. En şaşırtıcı şey, bu içeceği her sabah içebilir ve ayda 10 kg kadar verebilirsiniz.

Malzemeler:

  • 3 cm boyutunda taze zencefil
  • 5 adet limon
  • 4 diş sarımsak
  • 2 litre su

Yapılışı:

Limonların suyunu sıkın ve kabuklarını bir blendere koyun. Soyulmuş sarımsakları ve zencefili ekleyip karıştırın. Bir tencereye su koyun, ayırdığınız limon suyunu içerisine ekleyin ve kaynatın. Tenceredeki su kaynar kaynamaz blenderde elde ettiğiniz karışımı ekleyin ve birkaç dakika daha kaynatın ardından karışımı süzün. Karışımı buzdolabında muhafaza edebilirsiniz.

Bu suyu her sabah aç karnına için. Bu metabolizmanızı hızlandıracak ve daha hızlı kilo vermenize yardımcı olacaktır. Yukarıdaki suyu her sabah içtiğinizde mide-bağırsak fonksiyonunuz düzelecek ve fazla kilolarınızdan kurtulacaksınız.

Uyarı!

Mide ülseri veya mide ağrısı olan kişilerin kilo verdiren bu içeceği içmemeleri tavsiye edilir.

Kilo Verdiren İçecek Nasıl Etki Eder?

Kilo kaybı için zencefil, limon ve sarımsağı birlikte tükettiğinizde, vücudunuzu sağlıklı tutmak için ekstra bir destek alıyor olacaksınız. Limon suyu, yüksek miktarda C vitamini içermesinin yanı sıra iştah kesici olarak da işlev görebilir.

Zencefil çayına veya zencefilli içeceğinize limon sıkmak daha fazla sıvı içmenize yardımcı olabilir. Bu da günlük sıvı almanıza yardımcı olur ve böylelikle kendinizi daha uzun süre tok hissedebilirsiniz.

Zencefil ve limonun hidrasyon ve iştah kesici özelliklerini en üst düzeye çıkarmak için günde iki veya üç kez sağlıklı bir limon ve zencefil içeceği için.

Zencefil Kilo Vermenize Nasıl Yardımcı Olur?

  • Tokluk hissi oluşturur
  • Kan şekeri regülasyonunu iyileştirir
  • Bağırsakların emdiği yağ miktarını azaltır
  • Bağırsaktaki iltihabı azaltır
  • Termojenezi artırır

Limon Kilo vermenize Nasıl Yardımcı Olur?

  • Limon suyu tokluğu hissi oluşturur
  • Hidrasyonu destekler (Vücudun su ve elektrolit düzeyinin belirli bir ölçüde tutulmasını sağlar)
  • Metabolizmayı hızlandırır

Sarımsak Kilo vermenize Nasıl Yardımcı Olur?

  • Sarımsakta bulunan çeşitli besinler fazla kiloların atılmasına yardımcı olur.
  • Sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersiz ile birlikte aç karnına tüketildiğinde kilo vermenize yardımcı olabilir.
  • Enerji seviyenizi artırarak ekstra kalori yakmanıza yardımcı olur. Sarımsaktaki besinler, kilo verme hedeflerinizi destekleyen metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olur.
  • Sarımsak aç karnına tüketildiğinde sizi daha uzun süre tok tutar ve fazla yemenizi engeller ve böylece kilo vermenize destek olur. Sizi aşırı yemek yemekten alıkoyan bir iştah kesici olarak çalışır.
  • Sarımsak sindirimi ve dolayısıyla kilo kaybını engelleyen toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olan detoksifiye edici özelliklere sahiptir.

Kasık ağrısı neden olur, hamilelik belirtisi mi?

Yaygın olarak yaşanan sağlık sorunlarının başında gelen kasık ağrıları günlük aktiviteleri kısıtlayan bir durumdur. Uzmanlara göre kasık ağrısı tek başına bir hastalık değil belirtidir. Bu durumda cevap aranan sorulardan birisi kasık ağrısı neden olur, hamilelik belirtisi mi sorusudur. Kasık ağrılarının genel olarak hareketsiz yaşam, yoğun stres, adet kanamaları, dışarıdan alınan darbeler gibi nedenlerden kaynaklandığı düşünülüyor.

Kasık Ağrısı Neden Olur?

Çalışırken, evde, spor yaparken ya da dinlenirken aniden ortaya çıkabilen kasık ağrısı kısa süreli ve geçici durumlardır. Birçok hastalığa bağlı olarak gelişebilir. Peki kasık ağrısı neden olur sorusu uzmanlar tarafından yorgunluk, ağır egzersizler, stres, kaslarda ezilme ya da yırtılma sonucu oluşabileceği belirtirmiştir.

Kasık Ağrısı Hangi Hastalığın Belirtisidir?
Kasık Ağrısı Hangi Hastalığın Belirtisidir?

Kasık Ağrısı Hangi Hastalığın Belirtisidir?

Yapılan araştırmalara göre kasık ağrısı hastalık ya da travma belirtisi olabilir. Kasık ağrısı tek başına bir hastalık olarak kabul edilmez. Peki kasık ağrısı neden olur, hangi hastalığın belirtisidir sorusuna verilecek ilk cevap kadınların her ay döngüsel olarak yaşadıkları regl dönemleridir. Regl dönemleri başlamadan önce kasık, karın, bacak ve bel ağrılarına oluşabilir.

Miyomlar: Rahmin kas dokusunda bulunan iyi huylu tümörlerdir. Rahminde basınç hissine ve kasık ağrına neden olabilir.

Adenomyoniz: Rahmin iç zarının rahim kasının içinde bulunması ile oluşan bir hastalıktır. Kasık ağrısı ve aşırı adet görmeye sebep olabilir.

Çikolata kisti: Rahmin içinde bulunan endometriosiz yapısının tüplerde veya yumurtalıklarda ortaya çıkmasıdır. Karın ağrısına ve kasık ağrısına neden olabilir.

Bağırsak problemleri: Huzursuz bağırsak sendromu olarak da bilinen IBS, stres, üzüntü, heyecan gibi duyguların sonucunda bağırsak hareketlerinin bozulmasıdır. Karın ağrısı, sık tuvalete çıkmak ve kasıklarda ağrıyı yol açabilir.

Erkeklerde Kasık Ağrısı Neden Olur?

Erkeklerde oluşan kasık ağrıları hastalıklar ya da dışarıdan alınan darbeler sonucunda oluşabilir. Erkeklerde kasık ağrısı neden olur sorusuna pelvik bölgesindeki kasların zorlanması veya testislerin şişmesi olarak cevap verilebilir.

Kasık ağrısı diğer nedenleri ise enfeksiyona bağlı lenf bezlerinde şişme, mesanede enfeksiyon oluşması, böbrek taşı ya da kasık fıtığı olabilir.

Bayanlarda Kasık Ağrısı Neden Olur?

Adet döngüsünde her ay kanama yaşayan kadınlarda kasık ağrısı olağandır. Gebelik, düşük yapma, idrar yolu enfeksiyonu, huzursuz bağırsak sendromu gibi hastalıkların belirtisi olarak kasık ağrısı yaşanabilir. Peki bayanlarda kasık ağrısı neden olur sorusuna uzmanların cevapları ortaktır. Bunun temel nedeni kasık ağrıları adet sancıları, düşükler, mesane hastalıkları gibi birçok hastalıkta belirti olarak kendini göstermesidir.

Kadınlarda Kasık Ağrısı ve Kahverengi Akıntı Neden Olur?

Normal adet döngüsü dışında meydana gelen akıntı birçok kadın için olası bir durumdur. Adet öncesi kahverengi akıntı ve kasık ağrısı olabilir. Peki kadınlarda kasık ağrısı ve kahverengi akıntı neden olur sorusunu uzmanlara sıkça sorulmaktadır.

Kahverengi akıntı ve kasık ağrıları neden olan doğum kontrol hapları, adet öncesi ve adet sonrası dönemler ve perimenopozdur. Ancak açıklanamayan yorgunluk, halsizlik ve ateş kasık ağrısına eşlik ediyorsa bir doktora danışınız.

Kasık Ağrısı ve Mide Bulantısı Neden Olur?

Kasık ağrısı ve mide bulantısı neden olur sorusu kadınların adet dönemlerinde sık sık yaşadıkları sorunlardan biridir. Kasık ağrısı ve mide bulantısı adet öncesi ya da sonrasında hassasiyet sebebiyle oluşabilir. Bunun yanı sıra cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar ve erken gebelik oluşması durumunda da ağrı ve bulantı görülebilir.

Kasık Ağrısı ve Kanama Neden Olur?

Adet döngüsü dışında, menopoza girmiş ve hamile kadınlarda görülen kanama ve ağrı için doktora danışmak gerekir. Ağrılar ya da kanama birçok hastalığa bağlı oluşabilir. Peki çoğunlukla kadınlarda görülen kasık ağrısı ve kanama neden olur sorusuna uzmanlar, vajinal kanamalar ve üreme sistemindeki kanserin neden olabileceği yanıtını veriyorlar.

Diğer yandan cinsel ilişki sırasında veya hemen sonrasında yaşanan kanamalar ise rahim ağzı kanserinin belirtisi olabileceği düşünülüyor.

Kasık Ağrısı Hamilelik Belirtisi mi?
Kasık Ağrısı Hamilelik Belirtisi mi?

Kasık Ağrısı Hamilelik Belirtisi mi?

Hamile kalmayı planlayan veya hamile kadınların dikkat etmesi gereken bir durumdur. Kasık ağrısı neden olur, hamilelik belirtisi mi sorusuna uzmanların yanıtı ortaktır. Mide bulantısı baş dönmesi gibi hamilelikte bilinen belirtilerin yanı sıra kasık ağrısı da bir hamilelik belirtisi olabilir.

Genellikle hamileliğin dördüncü ve beşinci haftasında kasıklarda ağrı oluşabilir. Bu ağrının nedeni ise embriyonun büyüyerek rahmin iç duvarına geçmesi ile oluşur.

Kasık Ağrısı Apandisit Belirtisi mi?

Apandisit kalın bağırsak ve ince bağırsak arasındaki kör bağırsak olarak adlandırılan bölgenin iltihaplanmadır. Belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir Genellikle karın ağrısı, bulantı, kusma, sindirim güçlüğü, yüksek ateş gibi belirtiler ile ortaya çıkar. Peki kasık ağrısı neden olur, apandisit belirtisi mi sorusuna uzmanların cevabı ortaktır. Kasık ağrısı apandisit belirtileri arasında yer almaktadır.

Kasık Ağrısı Adet Belirtisi mi?

Kadınlarda her ay döngüsel olarak yaşanan adet kanamaları başlamadan sinyaller verir. En sık yaşanan karın ağrısı, bel ağrısı ve mide bulantısıdır. Bunların yanı sıra göğüslerde şişme ve hassasiyet, kilo artışı, iştah artması ya da azaltması gibi birçok belirti gösterir. Kasık ağrısı neden olur, kasık ağrısı adet belirtisi mi sorusu uzmanlara sıkça sorulur.

Kasık ağrısı bir hastalık değil belirtidir. Bu sebeple hastalıkların belirtileri arasında yer alır. Adet öncesi ve sonrası birçok kadın kasık ağrısı yaşayabilir. Dolayısıyla kasık ağrısı adet kanamasının belirtisidir.

Kasık Ağrısı Doğum Belirtisi mi?

Hamilelik sürecinde annede birçok fiziksel ve psikolojik değişimler yaşanır. Bu değişimler son aylarda hızlanır. Özellikle ilk kez anne olacak kadınlar endişe ve korkuyla her ağrıyı ya da sancıyı doğum başlangıcı sanmaktadırlar. Kasık ağrısı neden olur, kasık ağrısı doğum belirtisi mi sorusuna uzmanların cevabı ortaktır. Kasık ağrısı doğumun başladığının belirtisi kabul edilir.

Doğum sancı ilk olarak karın da başlar ve sırta doğru yayılır. Ağrılar kramp şekildedir ve giderek sıklaşır. Krampların sıkları 5 dakikaya çıktığında doktora gidilmelidir.

Kasık Ağrısı Kasık Fıtığı Belirtisi mi?

Kasık fıtığı, karın duvarındaki zayıf bölgelerden çıkarak ciltte şişlikler oluşmasıdır. Kasık fıtığı çoğunlukla bel ve karın ağrısı ile ortaya çıkmaktadır. Erkeklerde kasık fıtığı ağrısının testislerde olması belirleyici bir etkendir. Kasık ağrısı neden olur, kasık fıtığı belirtisi mi sorusuna verilen cevap çoğunlukla aynıdır. Kasıkta olan ağrı, kasık fıtığı belirtisi olarak kabul edilir.

Kasık Ağrısı Düşüğe Neden Olur mu?

Hamileliğin ilk 20 haftasında düşük oluşması yani hamileliğinden sonlanması riski vardır. Düşük oluşması vajinadan gelen kanamalar ile başlar. Karın ağrısı, makata vuran ağrılar ve kasılmalar düşük oluşmasının belirtileri arasındadır. Peki kasık ağrısı düşüğe neden olur mu sorusu hamile kadınların merak ettikleri sorudan birisidir. Düşük oluşması durumunda kasık ağrısı da bir belirti sayılmaktadır,  

Kasık Ağrısı Nasıl Geçer?

Yaygın olarak yaşanan sağlık sorunlarının başında gelen kasık ağrısı birçok hastalığın belirtisi olabilir. Bu nedenle uzman bir hekim ile görüşmek önemlidir. Hastalığın teşhisi hekim koyularak tedavi belirlenir.

Hafif derecede yaşanan kasık ağrıları için önerilen vücudunu rahatlatmak ve dinlenmektir. Peki kasık ağrısı nasıl geçer sorusuna çeşitli cevaplar verilebilir. Bunun en temel nedeni kasık ağrısının bir hastalık belirtisi olmasıdır. Tedavi uzman bir hekim tarafından yapılmadır. Kısa süreli rahatlama için rezene çayı ve lavanta çayı gibi bitki çayları kullanılabilir.

Kasık Ağrısına Ne İyi Gelir Evde?

Bıçak saplanması ya da ani kramplar olarak tanımlanan kasık ağrılarının birçok nedeni olabilir. Kasık ağrısı bir hastalık değil bir hastalık belirtisidir. Uzman bir doktora danışması önerilir. Peki kasık ağrısına ne iyi gelir evde uygulanabilecek yöntemler nelerdir;

Lavanta çayı:

Kasların rahatlaması ve ağrının azalmasına sağlar.

Buz:

Ani kramplar sonucu oluşan kasık ağrısını buz ile masaj yaparak azaltılabilir.

Civanperçemi çayı:

Ağrı kesici özelliği olan civanperçemi bitkisi kasık ağrısını için kullanılabilir.

Rezene çayı:

Rezene bitkisinin sakinleştirici ve gaz giderici etkisi ile kasık ağrılarını gidermek için kullanılabilir.

Kasık Ağrısı Doğal Çözüm Nedir?

Kasık veya karın bölgesine alınan darbeler, adet öncesi ve adet sonrası dönemde, idrar yolu enfeksiyonu gibi birçok sebepten dolayı kasık ağrıları meydana gelir. Peki kasık ağrısı doğal çözüm nedir sorusuna çeşitli cevaplar verilebilir.

Bunlardan ilki uzanmak veya dinlenmektir. Rezene çayı, lavanta çayı, nane çayı, papatya çayı gibi bitkisel çaylar rahatlamak ve kasık ağrısını azaltmak için kullanılabilir. Bunların yanı sıra aleo vera içeren kremler ile masaj yaparak da kasık ağrısı azaltılabilir.

Kasık Ağrısı İçin Hangi Doktora/Bölüme Gidilir?

Kasık ağrısı bir hastalık olarak kabul edilmez ancak hastalıkların belirtisi olarak kabul edilir. Kasık ağrısının neden olan hastalığının teşhisi için kan tahlili ve idrar tahlili istenebilir. Bunun yanı sıra laparoskopi, kolonoskopi ya da ultrason gibi görüntüleme yöntemleri de kullanılabilir. Peki kasık ağrısı için hangi doktora/bölüme gidilir sorusuna kadınlar ve erkekler için verilerek cevap değişmektedir.

Hastanelerin genel cerrahi bölümüne gitmeleri gerekir. Uzman doktor teşhise göre kadın hastaları jinekolog, erkek hastaları ise üroloji bölümüne sevk edebilir.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Yoğurtlu zerdeçal zayıflatır mı, ne işe yarar? Faydaları

Yoğurtlu zerdeçal kürünün sağlığa faydaları son yıllarda sosyal medya başta olmak üzere sıkça duyulmaya başlandı. Zihin ve vücut sağlığını destekleyen karışımların başında gelen yoğurtlu zerdeçalın sağlıklı bir karışım olduğu için beslenme listelerine eklenmesi gerektiği diyetisyenler dahil olmak üzere uzman hekimlerce tavsiye edilmektedir. Yoğurtlu zerdeçalın sağlığa olan faydalarından yiyecek ya da içecek olarak tüketilmesiyle faydalanılabileceği gibi cilt bakım ürünlerine de eklenerek cilde olan faydalarından yararlanılabilir.

Zencefil ailesinin bir üyesi olan zerdeçal, görüntü olarak da zencefile çok benzemektedir. Koyu sarı renge sahip olan ve Hint safranı da denilen zerdeçal, tropikal iklim koşullarında yetişmektedir.

Yoğurtlu Zerdeçal Neye İyi Gelir?
Yoğurtlu Zerdeçal Neye İyi Gelir?

Yoğurtlu Zerdeçal Neye İyi Gelir?

Tek başına da sağlığa sayısız faydaları olan yoğurt ve zerdeçal, bir araya geldiği zaman tam bir sağlık bombası haline gelmektedir. Herkesin aklının bir köşesine adeta kazıdığı yoğurtlu zerdeçalın sağlığa faydaları şöyle sıralanabilir;

Toksin attırır

Sağlığa zarar veren toksin maddelerin tümünden vücudu temizleyerek vücutta detoks yapmaktadır. Zararlı toksinleri vücuttan atarak günümüzde çok sık görülen sivilce gibi cilt sorunlarına çözüm olmaktadır.

Sindirim sistemini iyileştirir

Sindirim sistemindeki tüm sağlık problemleriyle etkili bir şekilde savaşmaktadır. Özellikle şişkinlik, kabızlık gibi sağlıksız ve dengesiz beslenmenin neden olduğu sağlık problemlerine çok iyi gelmektedir.

Karaciğer yağlanmasını önler

Yoğurtlu zerdeçal düzenli tüketilirse karaciğerde yağlanmayı engellemektedir.

Ödem attırır

Vücuttaki ödemin dışarı atılmasına yardımcı olan yoğurtlu zerdeçal, uzun süre tokluk hissi vererek zayıflamayı desteklemektedir. Bu özelliği ile diyet beslenmelerinin en sağlıklı besinlerinden biri olarak gösterilmektedir.

Kilo verdirir

Göbek bölgesindeki fazla kiloların verilmesinde oldukça etkilidir. Düzenli tüketildiği takdirde metabolizmanın çalışmasını hızlandırarak fazla kilolardan kurtulmaya yardımcı olmaktadır.

Alzheimer hastalığı ve demansa karşı önlem oluşturur

Zihin tahrişinin zihinsel sorunların ana kaynaklarından biri olduğu düşünülmektedir. Zerdeçallı yoğurt yemenin faydaları beyinde gelişen plakların atılmasını destekleyerek ve oksijenin ilerlemesi üzerinde çalışarak genel olarak beyin sağlığını destekler. Buna göre zihinsel yeteneği destekler ve zihin enfeksiyonu olasılığını azaltır.

Vücuda zindelik verir

Ağrı ve yorgunluk hissini aldığı için vücuda dinçlik ve zindelik vermektedir.

Kas ve kemikleri güçlendirir

Kas ve kemikleri güçlendirerek özellikle ileri yaşlarda görülen kemik erimesi riskini azaltmaktadır.

Kolesterolü düşürür

Kolesterolü düşürerek kalp ve damar sağlığını korumaktadır.

Romatizmal ağrıları dindirir

Romatizmadan kaynaklı ağrıları gidermektedir.

Yoğurtlu Zerdeçal Kilo Verdirir mi?
Yoğurtlu Zerdeçal Kilo Verdirir mi?

Yoğurtlu Zerdeçal Kilo Verdirir mi?

Özellikle doğal yollardan kilo vermek isteyen kadınlar yoğurtlu zerdeçal kilo verdirir mi diye araştırma yapmaktadırlar. Vücuttaki yağ yakımını hızlandırarak kilo vermeyi destekleyen yoğurtlu zerdeçal, diyet beslenmelerinin olmazsa olmaz besinleri arasında gösterilmektedir. Kilo vermeye yardımcı olması için günlük bir defa tüketilmesi tavsiye edilen zerdeçal kürü, günün istenilen öğününde tüketilebilir. Ancak ara öğünlerde tüketilirse verdiği yüksek tokluk hissiyle fazla porsiyon tüketilmesini önlemektedir.

Yoğurtlu zerdeçal sabahları aç karnına tüketilirse vücuda daha hızlı yağ yaktırdığı gibi gece yatmadan iki saat evvel tüketilmesi halinde de uykuda daha fazla kalori yaktırmaktadır.

Yoğurtlu Zerdeçal Maskesi Nasıl Yapılır?
Yoğurtlu Zerdeçal Maskesi Nasıl Yapılır?

Yoğurtlu Zerdeçal Maskesi Nasıl Yapılır?

Yoğurtlu zerdeçaldan hazırlanan maske cilt bakım ürününe dahil edilirse cildi beslemekte ve cilde pürüzsüz bir görünüm kazandırmaktadır.

Malzemeler:

  • 1 tatlı kaşığı yoğurt
  • 1 tatlı kaşığı zerdeçal
  • 1 çay kaşığı bal

Hazırlanışı:

Bu maskeyi hazırlamak için bir tatlı kaşığı yoğurt, bir tatlı kaşığı zerdeçal ve bir çay kaşığı balın karıştırılması yeterlidir.

Uygulanışı:

Yoğurtlu zerdeçal maskesi hazırlandıktan sonra cilde uygulanmalı ve yaklaşık on dakika beklenmelidir. Bu maskenin düzenli olarak cilde uygulanması kırışıklıkları gidermekte, sivilce izlerini yok etmekte ve cildi nemlendirmektedir.

Uyarı!

Zerdeçal koyu ve güçlü tonda bir sarı renge sahip olduğu için maskenin cilde uygulanmasının ardından yüz renginin sarıya çalma olasılığı oldukça yüksek olsa da maske yüzden temizlendikten sonra bir pamuğa tonik dökülerek cildin temizlenmesi bu sarılığın kolaylıkla giderilmesine yardımcı olmaktadır.

Yoğurtlu Zerdeçal Kürü Nasıl Hazırlanır?

Yoğurtlu zerdeçal kürüne iki hafta devam edildikten sonra bir hafta ara verilmesi uzmanlar tarafından tavsiye edilmektedir. Bu sayede yoğurtlu zerdeçal kürünün sağlığa olan faydalarından en doğru şekilde istifade edilmiş olunur. Bu kürün vücutta kas yapımını desteklemesi ve daha fazla kalori yakmaya yardımcı olması için spora başlamadan en az 15 dakika evvel tüketilmesi gerekmektedir.

Malzemeler:

  • 3 yemek kaşığı ev yapımı yoğurt
  • 1 çay kaşığı zerdeçal
  • 1 çay kaşığı zeytinyağı (isteğe bağlı)
  • 1 çay kaşığı pul biber (isteğe bağlı)
  • 1 çay kaşığı susam yağı (isteğe bağlı)

Yapılışı:

Bu kürün hazırlanması için üç yemek kaşığı yoğurdun içerisine bir çay kaşığı zerdeçal katılması yeterlidir. Bu kürü zerdeçal kürünü daha etkili hale getirmek için içerisine yaklaşık bir çay kaşığı zeytinyağı, bir çay kaşığı pul biber ve susam yağı katılmalıdır. Bu kürün içerisine eklenen zencefil, limon gibi besinler ise bu kürün antiviral etkisini artırmaktadır.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Doğal yöntemle şeker nasıl düşürülür? 7 etkili yolu

Doğal yöntemle şeker nasıl düşürülür sorusuna yanıt vermeden önce kan şekeri değerleri ne olmalı onu yanıtlayalım. Yüksek kan şekeri düzeyleri veya hiperglisemi, diyabete (hem tip 1 hem de tip 2 diyabet) önemli bir katkıda bulunur.

Uzmanlar 125 mg/dl’den düşük bir açlık kan şekeri seviyesinin normal olduğunu söylüyor, 125 mg/dl’in üzerinde olduğunda ise şeker hastalığının önemli bir göstergesidir.

Tokluk kan şekeri yani besin alımından 2 saat sonra ölçülen kan şekeri değeri 140 mg/dl’ye kadar normal kabul edilir. Bu değer 140-200 mg/dl arasında olduğunda pre-diyabet (gizli şeker) durumu söz konusudur. Tokluk kan şekerinin 200 mg/dl’nin üzerine çıkması ise şeker hastalığını ifade eder.

Türkiye Diyabet Ülkesi Olma Yolunda

Türkiye’de 12 milyondan fazla diyabet hastasının olduğu tahmin ediliyor. Uzmanlar, diyabet hastalığının obeziteye bağlı olarak  giderek arttığını ve günümüzde her 8 saniyede bir hastanın diyabete bağlı nedenlerle hayatını kaybettiğini vurguluyorlar. Bu sebeple doğal yöntemle şeker nasıl düşürülür önem arz etmektedir.

Diyabet Belirtileri Neler?
Diyabet Belirtileri Neler?

Diyabet Belirtileri Neler?

Yüksek şeker nasıl düşürülür öğrenmeden önce diyabet belirtileri bilinmelidir. Hastalıklar veya durumlar, bir kişinin sağlık sorununu anlamasına yardımcı olan ve böylece acil tedaviyi mümkün kılan açıklayıcı işaret ve semptomlarla birlikte gelir. Diyabet durumunda, yüksek kan şekeri seviyeleri ile ilişkili bazı belirti ve semptomlar şunlardır:

  • 180 mg/dL’den fazla tokluk kan şekeri
  • Aşırı susuzluk hissi
  • Kalıcı baş ağrıları
  • Odaklanmada zorluk
  • Görme kaybı
  • Sık idrara çıkma
  • Aşırı yorgunluk ve halsizlik
  • Açıklanamayan kilo kaybı
  • İştah kaybı
  • İyileşmeyen yaralar
  • Sinirlilik hali
  • Stres ve kaygı
  • Hızlı nabız
  • Terleme
Doğal Yöntemle Şeker Nasıl Düşürülür?
Doğal Yöntemle Şeker Nasıl Düşürülür?

Doğal Yöntemle Şeker Nasıl Düşürülür?

Kontrolsüz diyabet vücudunuza birçok yönden zarar verebilir. Bunlardan bazıları yaşamı tehdit edici de olabilir. Bu nedenle, bu durumu nasıl yönetebileceğinizi bilmek önemlidir. Uygun ilaç tedavisi ve doktor bakımının yanı sıra kişinin takip ettiği yaşam tarzı alışkanlıklarını da kontrol etmesi gerekir. Vücutta yükselen kan şekerini kolayca düşürmek için kullanılabilecek 7 etkili yolu kontrol edin. Doğal yöntemle şeker nasıl düşürülür merak edenler için işte diyabeti doğal olarak düşürmenin 7 etkili yolu..

Düzenli egzersiz yapın

Düzenli egzersiz yapmak sadece kilonuzu kontrol altında tutmanıza yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda kronik sağlık sorunlarının yönetilmesine de yardımcı olur. Düzenli egzersiz, orta derecede kilonun korunmasına yardımcı olabilir ve bu nedenle insülin duyarlılığının artmasına yardımcı olur. Artan hassasiyet, hücrelerin kan dolaşımındaki mevcut şekeri daha etkili bir şekilde kullanabileceği anlamına gelir. Siz de doğal yöntemle şeker nasıl düşürülür diye araştıranlardansanız düzenli egzersiz yapmayı ihmal etmeyin.

Karbonhidrat alımını azaltın

Vücudunuza sağladığınız karbonhidrat sayısı kan şekeri seviyeleriniz üzerinde güçlü bir etkiye sahip olabilir. Vücudunuz karbonhidratları parçalar ve başta glikoz olmak üzere şekere dönüştürür. Ardından, insülin vücudunuzun bunu enerji üretmek için kullanmasına ve depolamasına yardımcı olur. Ancak, çok fazla karbonhidrat tükettiğinizde veya insülin fonksiyonu sorunlarınız olduğunda, bu toplam süreç başarısız olur ve kan şekeri seviyeleri yükselir.

Diyetinize daha fazla lif dahil edin

Uzmanların her zaman söylediği gibi, şeker hastalarının en iyi dostu lif açısından zengin bir diyettir. Lif, karbonhidrat sindirimini ve şeker emilimini yavaşlatır, böylece kan şekeri seviyelerinde daha kademeli bir artış sağlar.

Yeterli su içtiğinizden emin olun

Sadece hücreleri hasardan korumak için değil, aynı zamanda organların daha iyi çalışmasına yardımcı olmak için vücudu iyi nemli tutmak gerekir. Yeterli su içmek, kan şekeri seviyenizi sağlıklı aralıklarda tutmanıza yardımcı olabilir. Bunun dışında, iyi nemlendirilmiş bir vücut, böbreklerin idrar şeklindeki fazla şekeri atmasına da yardımcı olabilir.

İyi ve yeterli bir gece uykusu geçirin

Vücudunuza yeterli miktarda uyku sağlamak, iyi çalışmasına yardımcı olmak için çok önemlidir. Kötü uyku alışkanlıkları ve dinlenme eksikliği vücuttaki kan şekeri seviyelerini ve insülin duyarlılığını tetikleyerek tip 2 diyabet geliştirme riskini artırabilir. Zayıf uyku döngüsü ayrıca bir kişinin iştahını artırabilir ve böylece yüksek kan şekeri seviyelerine katkıda bulunan faktörlerden biri olan kilo alımını teşvik edebilir.

Krom ve magnezyum açısından zengin besinler tüketin

Yüksek kan şekeri seviyeleri ve diyabet, mikro besin eksiklikleri ile bağlantılıdır. Önemli mikro besin eksikliklerinden bazıları arasında krom ve magnezyum bulunur. Doğru Krom seviyeleri, karbonhidrat ve yağın metabolizma sürecinde etkili bir şekilde yardımcı olabilir. İnsülinin etkisini güçlendirerek kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olabilir. Bu iki mikro besin açısından zengin besinlerden bazıları şunlardır: etler, tam tahıllı ürünler, mevsim sebzeleri, meyveler ve kuruyemişler.

Stres düzeylerinizi yönetin

Artan stres ve kaygı, vücudunuzu birçok yönden etkileyebilir. En tehlikeli olanlardan biri, kan şekeri seviyelerinde veya diyabette bir artıştır. Çalışmalar, artan stres seviyelerinin vücuttaki kan şekeri seviyelerini tetikleyebilecek belirli hormonların salınımını tetikleyebileceğini göstermiştir. Bunun etkisi, savaş ya da kaç tepkisi için şeker biçiminde depolanmış enerjiyi kan dolaşımınıza salmaktır.

İlaç Kullanmadan Şeker Nasıl Düşürülür? Feridun Kunak

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Boğaz ağrısı en hızlı nasıl geçer, ne iyi gelir?

Boğaz ağrısı genellikle bademciklerde şişme olarak değerlendirilmektedir. Bademcikler şiştiği ve kızardığı zaman ağzın arka kısmında yer alan yumuşak dokuda ağrı hissedilir. Bu ağrı hissi nedeniyle yutkunmada zorluk çekildiği gibi konuşma güçlüğüne de neden olabilmektedir.

Tedavi için hekime müracaat edildiği zaman boğaz muayene edilerek boğazda kızarıklık görülürse tanı konmaktadır. Ayrıca kızarıklığın yanı sıra boğazda beyaz lekeler ve irinlerde görülebilir. Bu beyaz lekeler ve irinler ise iltihap ve bakterilerin neden olduğu bir hastalığa işaret etmektedir. Peki, ‘Boğaz enfeksiyonlarının tedavisinde hangi antibiyotik kullanılır?’ ve ‘Boğaz enfeksiyonlarının belirtileri nelerdir?’ İşte boğaz enfeksiyonları hakkında merak edilen her şey…

Boğaz Ağrısı Belirtileri Nelerdir?

Boğaz ağrısının nedenleri incelendiği zaman altında yatan hastalık belirtileri de ortaya çıkmaktadır. Boğazda ağrı hissine neden olan temel faktörün ise virüsler olduğu bilinmektedir.

Toplumda soğuk algınlığı olarak bilinen hastalıklar çoğu zaman boğazda ağrı hissiyle belirti gösterir. Bu tür sağlık problemlerine ise daha fazla mevsim geçişlerinde ve soğuk nedeniyle vücudun dirençsiz kaldığı durumlarda rastlanmaktadır.

Yine boğaz ağrısına neden olan hastalıklar arasında su çiçeği, kabakulak, kızamık, mononükleoz gibi hastalıklarda bulunmaktadır.

Bakteriyel enfeksiyonlarda boğaz ağrısını tetikleyebilmektedir. Bakteriyel boğaz enfeksiyonundan dolayı boğaz bölgesinde pamuksu diye tabir edilen görüntüye rastlanabilir. Boğaz bölgesinde iltihaplanma görülür.

Boğazın tahriş olması da boğaz ağrısını tetikleyen durumlar arasındadır. Örneğin toz, bahar alerjileri, kimyasallar, evcil hayvan gibi alerjik reaksiyonu tetikleyen durumlarda boğaz ağrısına sık rastlanır.

Bunlar haricinde kuru hava boğazı kuruttuğundan dolayı kuru öksürüğe neden olur. Kuru öksürük ise boğazı tahriş ederek ağrıyı tetikler.

Boğaz Ağrısında Hangi Belirtiler Görülür?
Boğaz Ağrısında Hangi Belirtiler Görülür?

Boğaz Enfeksiyonunda Hangi Belirtiler Görülür?

  • Boğaz bölgesinde kuruluk hissi
  • Boğaz bölgesinde yanma hissi
  • Boğazın şişmesi
  • Ağız tadında değişiklik
  • Ağızda koku olması
  • Terleme
  • Ateş
  • Halsizlik
  • Baş ağrısı

Boğaz Ağrısı Nasıl Geçer?

Viral enfeksiyondan kaynaklanan boğazda ağrı hissi kendiliğinden geçebilmektedir. İyileşme süreci genellikle bir hafta kadar sürer. Boğaz ağrısıyla birlikte ateşlenme gibi şikayetler görülüyorsa, ağrı kesici ve ateş düşürücü alınmasında bir sakınca yoktur. Boğaz ağrısının aspirin ile tedavisi kesinlikle tavsiye edilmemektedir.

Boğazda ağrı hissine bakteriyel enfeksiyonlar neden oluyorsa tedavisinde antibiyotik kullanılması tavsiye edilmektedir. Boğaz ağrısının tedavisinde kullanılacak antibiyotiğe ise kesinlikle uzman bir hekim karar vermelidir. Çünkü antibiyotikler çok güçlü ilaçlar sınıfına girdiği için vücut direncini düşürmektedir. Bu nedenle de antibiyotiklerin kesinlikle uzman hekim kontrolünde alınması tavsiye edilir.

Boğaz Enfeksiyonuna Ne İyi Gelir?

  • Gün içerisinde bol su tüketilmesi ihmal edilmemelidir.
  • Boğaz nemli tutulmalıdır.
  • Boğazın yorulmaması için çok konuşmamaya dikkat edilmelidir. Çünkü boğazın yorulması boğazın tahriş olmasını kolaylaştırır.
  • Alkol ve sigara tüketiminden kaçınılmalıdır.
  • İçeriğinde kafein barındıran içecekler tüketilmemelidir.
  • Ilık suyla bal karıştırılarak içilmelidir.
  • Tavuk ve et suyu içilmelidir.
  • Boğaz bölgesinin yumuşaması için tuzlu suyla gargara yapılmalıdır.
  • Yine boğaz bölgesinin yumuşamasında pastil kullanılması oldukça etkilidir.

Bebeklerde Boğaz Enfeksiyonu Nasıl Geçer?

Bebeklerde sık rastlanılan sağlık problemleri arasında boğaz enfeksiyonu da yer almaktadır. Bebeklerde boğaz enfeksiyonuyla birlikte ateşinde seyretmesi ebeveynleri bir hayli tedirgin etmektedir. Bebeklerde bağışıklık sistemi çok zayıf olduğundan dolayı enfeksiyona yol açan bakteriler veya viral enfeksiyonlar çok hızlı bir şekilde etkili olabilmektedir. Bebeklere ilaç verilmesi de sıkıntılı bir durum olduğundan dolayı bebeklere uygulanan ilaç tedavisi kesinlikle hekim kontrolünde olmalıdır. Bebeklere özel üretilen ilaçlarla ağrı hissi ve enfeksiyonun etkisi azaltılabilir. Bebeklere verilecek ilaçların dozu ayarlanırken yaşı ve kilosu kesinlikle dikkate alınmalıdır.

Boğaz Enfeksiyonuna Hangi Bitkisel Tedavi İyi Gelir?

Ada Çayı

Ada çayıyla ekinezyanın karıştırılması boğaz ağrısını hafifletmektedir. 1 çay kaşığı ada çayı ve 1 çay kaşığı ekinezya yarım bardak kaynatılmış suya katılmalı ve demlenmesi için bir süre beklenmelidir. Demini alan karışım süzüldükten sonra sprey şişesine konularak gün içerisinde 3 defa boğaza sıkılmalıdır. Bu bitkisel tedavi yöntemi boğazı yumuşatmakta ve rahatlatmaktadır.

Limon Suyu

Bol miktarda C vitamini içeren limon boğazda hissedilen ağrıya çok iyi gelmektedir. Boğazın nemli kalmasında da limon oldukça etkilidir. Bir bardak suya 1 yemek kaşığı limon suyu ilave edildikten sonra karıştırılmalıdır. Bu karışımın daha etkili olmasını isteyenler ise içerisine tuz ve bal katabilirler.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Ağız yaralarına (Aft, pamukçuk ve uçuk) ne iyi gelir?

Ağız içerisinde görülen uçuk, aft, pamukçuk gibi yaralar genellikle özel bir tedaviye gerek duyulmadan kendiliğinden geçmektedir. Ağız içerisinde çıkan yaralar özellikle yemek yerken, konuşurken ve su, çay gibi içecekleri içerken insanın canını çok fazla yaktığı için yaşam kalitesini düşürmektedir. Ağız içerisinde çıkan yaralar çoğu zaman dil ve dilin alt kısmında, dudakta, damakta, yanakların iç kısmında ve diş etlerinde görülmektedir.

Evde rahatlıkla uygulanabilecek bitkisel ve doğal tedavi yöntemleri uçuk, aft ve pamukçuk gibi ağız yaralarına çözüm olabilmektedir. Ağız yaraları genellikle vücut direncinin düşmesi sonucu görülse de yemek yenildiği esnada ağzın iç yüzeyine ve damaklara zarar verilmesi halinde de görülmektedir. 

Ağız Yaraları Hangi Bölgelerde Görülür?

Günlük yaşantıyı olumsuz etkileyerek yaşam kalitesini düşüren ağız yaralarına daha fazla dil ve dilin alt kısmında, damakta, dudakta, yanaklarda ve diş etlerinde rastlanmaktadır.

Ağız içerisinde çıkan uçuk, aft, pamukçuk gibi ağız yaraları nedeniyle konuşmada, yutkunmada, yeme ve içmede güçlük çekilebilir. Ağız yaralarının birçoğu 1-2 gün içerisinde kendiliğinden geçse de bu süre ağız yaralarının çeşitlerine göre farklılık gösterebilmektedir. Evde doğal ve bitkisel tedavi yöntemleri uygulanarak ağız içerisinde çıkan yaralar tedavi edilebilir. Tuzlu su, adaçayı, karbonat gibi bitkisel ve doğal tedavi yöntemleri ağız içerisinde çıkan yaralara çok iyi gelmektedir.

Enfeksiyon hastalıkları, aşırı sıcak veya soğuk yeme ve içme gibi durumlarda ağız içerisinde yara oluşumunu tetikleyebilir. Ağız içerisinde çıkan bu tür yaralara ilaçlar ve bitkiler çözüm olabilir.  

Ağız Yaralarının Belirtileri Nelerdir?

1-2 gün içerisinde çıkan ağız yaraları çok hızlı gelişmekte ve çoğu zaman birkaç gün içerisinde geçmektedir. Ağız yaralarında görülen belirtiler ise şöyledir;

  • Ağız yarasının çıktığı bölgenin iltihaplanması
  • Ağız içerisinde kızarık şeklinde yaralar ortaya çıkması
  • Yaranın çıktığı bölgenin hassaslaşması, ağrı hissedilmesi ve şişkinlik
  • Yaranın çıktığı bölgede ağrı ve batma hissinden dolayı konuşma ve çiğnemenin zorlaşması
  • Diş fırçalarken şiddetli acı hissedilmesi
  • Boğazda ağrı hissi
  • Ateş
  • İştahın azalması

Ağız Yaralarının Nedenleri Nelerdir?

Ağız içerisinde çıkan yaralara stres gibi psikolojik problemlerde neden olabilmektedir. Psikolojik etkenler dışında ağız içerisindeki yaralara belli başlı nedenlerde yol açmaktadır. Ağız içerisinde yara oluşumuna neden olan yanlış davranışlar ve sağlık problemleri ise şöyledir;

  • Vücutta vitamin ve mineral eksikliği
  • Genetik ve sistemik sağlık problemleri
  • Vücutta hormonal değişikliklerin olması
  • Çeşitli sağlık problemlerinden doalyı kullanılan ilaçlar
  • İlaç ve besinlere karşı vücudun alerjik tepki vermesi
  • Aşırı sıcak ve soğuk besinler yenilip içilmesi
  • Sigara ve alkol tüketilmesi
  • Asitli içecekler tüketilmesi
  • Ağız bakımının ve temizliğinin yeterince yapılmaması
  • Ağız ve diş sağlığını tehdit eden kimyasal maddeleri içeren diş macunu ve ağız bakım ürünlerinin kullanılması
  • Bağışıklık sisteminin zayıflaması
  • Diş ve diş etlerindeki yapısal bozukluklar
  • Viral ve bakteriyel enfeksiyonlar olması
  • Sert yapıda ve ağız içerisinin çizilmesine yol açabilecek besinlerin tüketilmesi

Ağız Yarası Çeşitleri Nelerdir?

Ağız içerisinde ortaya çıkan yaralar değişik şekillerde görülebilmektedir. Lezyonların şekillerindeki farklılık ise farklı hastalıklara işaret edebilir.

Aftöz Ülser (Aft)

Etrafı kırımızı ve üstü beyaz olan aft yaraları ağrı hissine neden olmaktadır. Genellikle ağız içerisinde görülen aftlara dudaklarda rastlanmaz. Aftlar ağız içerisinde küçük, büyük veya kümeler halinde görülebilir. Ağız içerisinde sık tekrarlayan aftlar ise bağışıklık sistemindeki bir bozukluktan kaynaklanmaktadır.

Uçuk

Herpes simplex virüsünün neden olduğu uçuk genellikle dudakta ve dudağın etrafında görülmektedir. İçi sıvıyla dolu kabarık lezyonlar olan uçuk ağrı hissine neden olur. Vücutta daha önceden var olan ve latent halde bulunan Herpes simplex virüsü, özellikle gribal enfeksiyon rahatsızlıklarında ve bağışıklık sistemi zayıf düştüğünde dudak ve dudak etrafında yara oluşumlarına neden olur.

Pamukçuk

Candida albicans, diğer adıyla kandidiyazis mantar türünün ağız içerisinde oluşturduğu lezyonlara pamukçuk denilmektedir. Mukozada sarı ya da beyaz renkte ve yumuşak yapıda olan bu lezyonlar ağrı hissine neden olmaz. Pamukçuk daha fazla bebeklerde, takma diş kullanan yetişkinlerde ve bağışıklık sistemi baskılanan olan hastalarda görülmektedir.

Lökoplaki

Genellikle beyaz ya da kirli beyaz renkte olmasına rağmen nadirde olsa sarımtırak renkte de olabilen lökoplaki, mukozadan hafif yüksek, üstü düz ya da pürtüklü lezyonlara denilmektedir. Dilde veya ağız mukozasında görülen lökoplaki lezyonlarına neden olan temel faktör sigara tüketilmesi ve dumansız sigara içimidir. Sigara kullanımı bırakıldığı zaman lökoplaki çoğu zaman kendiliğinden geçmektedir.

Eritoplaki

Lökoplaki lezyonlarının kırmızı renkte olanına eritoplaki denilmektedir.

Liken Planus

Genellikle dilde rastlanan kabarık morumsu lezyonlara liken planus denilir.

Ağız Yaraları Nasıl Geçer?

Ağız içerisindeki yara oluşumlarına çoğu zaman ağız içerisindeki enfeksiyonlar neden olmaktadır. Enfeksiyondan kaynaklanan ağız yaralarında antibiyotik kullanılması en sağlıklı tedavi yöntemidir. Ağız temizliğinin düzenli olarak yapılması ve kullanılan ilaçlar sayesinde ağız yaraları kısa sürede iyileşmektedir.

Vücuttaki vitamin ve mineral eksikliği de ağız yaralarını tetikleyebilmektedir. Vitamin ve mineral eksikliğinden kaynaklanan ağız yaralarının tedavisi için hastanede gerekli testler yaptırılarak vücuttaki vitamin ve mineral eksiklikleri belirlenmelidir. Daha sonra vücutta eksik olan vitamin ve minerallerin düzenli olarak alınmasıyla ağız içerisindeki yaralat hızla iyileşmektedir.

İltihaplı romatizmal hastalıklarda ağız içerisinde yara oluşumlarına neden olur. Ağız içerisinde yara oluşumuyla kendisini gösteren bu problemin tedavisi için hekim tarafından belirlenen tedavi yöntemi uygulanmalı ve bu tedavi yöntemine düzenli olarak devam edilmelidir. Ayrıca ağız içerisindeki yara oluşumları kontrol edilmeli ve yara oluşumları fark edildiği anda tedavisinin ihmal edilmemesi çok önemlidir.

Aşırı stresli geçen dönemlerde de vücut ağız içerisinde yara oluşumlarıyla tepki verebilmektedir. Ağız içerisinde oluşan yaralar birçok nedenden kaynaklanabileceği gibi bu yaralar için çok sayıda tedavi yöntemi de mevcuttur. Ağız içerisindeki yara oluşumlarının tedavisi kesinlikle ihmal edilmemeli ve ağız içi temizliğine çok dikkat edilmelidir.

Ağız Yaraları İçin Doğal Tedavi Yöntemleri

Ağız yaralarına neden olan faktörler farklılıklar gösterir. Bu nedenle ağız yaralarının tedavisi için öncelikle yara oluşumuna neden olan faktörler belirlenmelidir. Ağız içerisindeki yaralara neden olan temel faktör enfeksiyonlardır. Enfeksiyondan kaynaklanan ağız yaralarının tedavisinde hafif asidik ürünler ile gargara yaparak ağız temizliğinin yeterince yapılması en etkili çözümlerden biridir.

Ağız içerisindeki yara oluşumunun tedavisinin en sağlıklı şekilde yapılabilmesi için bir sağlık kuruluşuna başvurarak ağız yarasına neden olan problemin ve tedavi yönteminin belirlenmesi gerekir. Ağız yaralarına vitamin ve mineral eksikliğinin neden olup olmadığının belirlenmesi için gerekli testler yapılmalı ve bir eksiklik tespit edilmesi halinde eksik olan vitamin ve mineral için takviye alınmalıdır.

Ağız içerisinde oluşan yaralar iltihaplı romatizma hastalığına da işaret edebilmektedir. Yani ağız içerisinde oluşan yaralar, iltihaplı romatizma hastalığının ilk sinyalleri olabilir. Bu nedenle erken tanı ve tedavi çok büyük önem taşımaktadır.

Aşırı sıcak ya da aşırı soğuk yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi de ağzı içerisindeki yara oluşumunu tetikleyebilir. Böyle durumlarda ağız içerisinde daha fazla bölgesel travmalar görülür. Bu türden ağız yaralarının hızla iyileşmesi için daha ılık yiyecek ve içecekler tüketmeye dikkat edilmelidir. Böyle durumlarda ağız içerisindeki deri kesinlikle zorlanmamalıdır.

Başka hastalıkların tedavisi için kullanılan bazı ilaçlarda yan etki olarak ağız içerisinde yara oluşumlarına neden olabilmektedir. Bu nedenle kullanılan ilaçlardaki bilgilendirme kağıdının okunması ihmal edilmemeli ve yan etkiler takip edilmelidir. İlaçların yan etkisinden kaynaklanan ağız içi yara oluşumlarında hekime danıştıktan sonra tedavi yönteminin belirlenmesi izlenebilecek en sağlıklı yoldur.

Ülkemizde iltihaplı romatizma hastalığı olan Behçet hastalığından kaynaklanan ağız yaraları yaygın olarak görülmektedir. Behçet hastalığı ağız içerisinde yara oluşumlarının yanı sıra farklı organlarda da hastalıklara neden olabilmektedir. Genital bölgelerde yaralar oluşması da behçet hastalığına işaret edebilir.

Ağız yarasına iyi gelen doğal tedavi yöntemleri arasında gargara yöntemleri ve bitkiler ön plana çıkmaktadır. Ağız içerisindeki enfeksiyon ve travmaların çözümünde izlenebilecek en etkili yollardan biri gargaranın düzenli yapılmasıdır. Yine çeşitli bitkiler ve farklı gargara yöntemleri ağız içerisindeki yara oluşumlarına çok iyi gelmektedir.

Tuzlu Suyla Gargara Yapılması

Tuzlu suyla gargara yapılması ağız içerisindeki yaralara hızlı çözüm olabilmektedir. Bir su bardağı suyun içerisine 1 çay kaşığı tuz atıldıktan sonra iyice karıştırılmalı ve bu suyla gargara yapılmalıdır. Gargara yaparken tuzlu suyun ağız içerisinde 15 ila 30 saniye kadar bekletilmesi yeterlidir. Tuzlu suyla gargaranın birkaç saatte bir yapılması ihmal edilmemelidir.

Elma Sirkesiyle Gargara Yapılması

Farklı sağlık problemlerine karşıda kullanılan elma sirkesi bakterileri öldürmekte ve ağız içerisini temizlemektedir. Enfeksiyondan kaynaklanan ağız yaralarına karşı elma sirkesi oldukça etkilidir. Elma sirkesiyle düzenli gargara yapılırsa, ağız içerisindeki yaralar hızla azalarak iyileşir.

Karanfil Yağı

Eczanelerden ya da aktarlardan satın alınan karanfil yağıyla gargara yapılması ağız yaralarının tedavisinde etkili yöntemlerden biridir. Diş ağrılarının dinmesinde ve ağız içerisindeki yara oluşumlarının tedavisinde karanfil yağı çok eski tarihlerden bu tarafa kullanılmaktadır. Ayrıca bu konu üzerine yazılmış olan çok sayıda bilimsel makalede vardır.

Karbonat

Ağız içerisindeki yara oluşumlarının tedavisinde karbonatta çok sık tercih edilmektedir. Ağız içerisindeki yaraya karbonat sürülmesi yaranın neden olduğu acı hissini hafiflettiği gibi iyileşme sürecini de hızlandırmaktadır.

Kekik

Ağız içerisinde çıkan yaralarla mücadelede doğal yöntemler arasında kekikte yer almaktadır. 1 tatlı kaşığı kekiğin ağızda çiğnenmesi yeterlidir. Kekik aynı zamanda ağız içerisinde yara oluşma riskini de azaltmaktadır.

Adaçayı

Mikropları öldürücü etkiye sahip olan adaçayı, ağız yaralarının tedavisinde de kullanılmaktadır. Adaçayının yaprakları sıcak suyun içerisinde bir süre demlendikten sonra bu çayla gargara yapılabileceği gibi ağız içerisinde bir süre bekletildikten sonra içilmesinde de bir sakınca yoktur.

Çinko Takviyesi

Vücuttaki çinko eksikliği de ağız içerisinde yara oluşumuna neden olabilmektedir. Ağız içerisinde oluşan yaraların nedeni çinko eksikliği ise çinko takviyesi alınması yaraları hem azaltır, hem de yeni yara oluşumlarını engeller. Ayrıca ağız içerisinde yara oluşmasına başka bir vitamin ve mineral eksikliği neden oluyorsa, gerekli takviyeler alınarak bu eksiklik mutlaka giderilmelidir.

Hindistan Cevizi Yağı

Eski tarihlerden günümüze kadar sağlığa faydalarıyla bilinen Hindistan cevizi yağı antimikrobiyal etkisiyle ağız içerisindeki bakterileri öldürmekte, ağız içerisindeki yaraları hızla iyileştirmekte ve ağız içerisinde hijyeni sağlayarak yeni yara oluşumlarını engellemektedir.

Ağız İçerisindeki Yaraların Nedenlerine Göre Tedavi Yöntemleri

Ağız içerisindeki yara oluşumlarına farklı problemler neden olabileceği için bu yaraların tedavisinde de farklılıklar görülebilmektedir. Gargara yöntemleri ağız yaralarına etkili bir çözüm yöntemi olsa da ağız içerisindeki yaralar iltihaplı romatizma gibi sağlık problemlerinden kaynaklanıyorsa, hekim kontrolünde farklı tedavi yöntemlerinin izlenmesi gerekir.

Ağız içerisindeki yara oluşumlarına en hızlı ve en etkili çözümü üretmek için nedenlerinin bilinmesi gerekir. Ağız içi yaralarına neden olan problemler ise şöyle sıralanabilir;

  • İltihaplı romatizma hastalığı
  • Vitamin ve mineral eksikliğinin olması
  • Enfeksiyonlar
  • Aşırı sıcak ya da soğuk yiyecek ve içeceklerin ağız içerisinde yarattığı travmalar

Ağızda yara oluşumuna neden olan hastalığın belirlenmesi doğru tedavi yöntemi için olmazsa olmazdır. Örneğin ağız içerisindeki yara oluşumlarına vitamin ve mineral eksikliği neden oluyorsa, var olan eksikliğin giderilmesiyle ağız içerisindeki yaralar tedavi edilebilir. Yine enfeksiyonlardan ve travmalardan kaynaklanan ağız içerisindeki yara oluşumları için gargara yöntemi etkili bir tedavi yöntemi olabilir.

İltihaplı romatizma hastalığından kaynaklanan ağız içerisindeki yara oluşumlarında ise en etkili tedavi yöntemi erken tanı ile tedaviye başlanmasıdır. Ağız içerisindeki yaralara uygulanacak tedavi yönteminin belirlenmesinde problemin tespit edilerek tedavi seyrinin belirlenmesi şarttır.

Ağız Yaralarına Ne İyi Gelir Saraçoğlu

Bunlar da ilginizi çekebilir!

BB krem ne işe yarar? CC krem ile arasındaki fark nedir?

Renkli nemlendirici olarak düşünebileceğiniz BB krem, hemen her kadının makyaj çantasında bulunmaktadır. Fondöten kadar ağır durmaması nedeniyle birçok kişi tarafından tercih edilen BB krem, hafif makyaj yapmak isteyenlerin bir numaralı tercihidir. Tek başına kullanılabilen BB kremi makyaj bazı olarak da kullanabilirsiniz.

BB Krem Nedir?

Makyaj ürünlerine düşkün olan kişiler BB krem nedir araştırdıktan sonra makyaj ürünlerini satın almaktadır. Makyajı tamamlayan en önemli ürünlerden olan BB krem, nemlendirme özelliği sayesinde ciltte bulunan en ufak çizgileri de doldurmaktadır. Ayrıca kişinin tenini çok daha uygun bir renge dönüştürerek makyaj için özel bir zemin hazırlamaktadır.

Günlük makyajda sadeliği tercih edenlerin en önemli makyaj malzemesi olan BB krem, fondötende olduğu gibi ağırlık vermez. Ciltte oluşan kızarıklık ve sivilceler için illa ağır fondötenlere gerek yoktur. Kaliteli bir BB krem de fondöten işlevi görebilir. Etkili sonuçlar almak için ren renginize ve cilt yapınıza en uygun BB kremi tercih etmelisiniz. Yanlış tercihler nedeni ile istediğiniz yüz makyajını yakalayamazsınız.

BB Krem Ne İşe Yarar?

Birçok kişi BB krem ne işe yarar net olarak bilmemektedir. BB krem, ciltte doğal bir görüntü bırakmaktadır. Cildin rengini eşitlerken bir yandan da cildi nemlendirerek güneşten koruyucu bir görev üstlenmektedir. Tek br BB krem tüpü, cildinizin ihtiyacı olan her şeyi karşılayabilmektedir.

BB kremler açık, orta ve koyu olmak üzere üç farklı tonda hazırlanmaktadır. Cilt tonunuza en uygun BB kremi tercih ederek etkili sonuçlar elde edebilirsiniz. BB kremin sağladığı diğer faydalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Ciltte oluşan lekeleri ve pürüzleri kapamaya yardımcı olur.
  • Cildin tüm gün nemli kalmasını sağlar.
  • İçeriğinde bulunan SPF sayesinde cildi güneş ışınlarına karşı korur.
  • Cildi tazeler ve yaşlanmaya karşı korur.
BB Krem CC Krem Farkı Nedir?
BB Krem CC Krem Farkı Nedir?

BB Krem CC Krem Farkı Nedir?

Birbirine çok benzeyen ve birçok kişi tarafından kullanılan BB krem CC krem farkı nedir çok iyi bilinmemektedir. Her iki kremin de kapatıcılık özelliği bulunmaktadır. Ancak herkesin cilt yapısı farklı olduğu için birine faydalı olan krem diğer kişiye fayda sağlamayabilir. Bu nedenle kremlerin ne işe yaradığının çok iyi bilinmesi gerekmektedir.

BB krem cilt kusurlarını kapatan bir ürün olarak görülse de, aslında çok yönlü bir kremdir. Nemlendirici özelliğinin yanında anti – aging özelliği de bulunmaktadır. Krem gibi cildi nemlendirirken kızarıklıkların ve lekelerin kapanmasını sağlamaktadır. Gündelik yaşamda makyaja ihtiyaç duymayan ve hafif makyaj seven kişiler için BB krem önerilmektedir. CC krem ise renk düzenleyici özelliği ile renk tonunu eşitlemeye yardımcı olmaktadır. BB krem çok hafif bir fondöten etkisi yarattığı için kapatıcılık isteyenlerin BB kremi tercih etmesi tavsiye edilmektedir. Bakımlı ve doğal görünürken cildini güneşten korumak isteyen kişilere de CC krem önerilmektedir.

BB Krem Nasıl Sürülür?

BB Kremi fondöten gibi fırça ya da sünger ile uygulamaya gerek yoktur. İnce bir yapıya sahip olan BB kremi parmaklarınız ile sürebilirsiniz. Ciltte çok rahatsız edecek lekeler var ise BB krem öncesinde bir kapatıcı kullanılabilir. BB kremin ciltte tam etkisini göstermesi için öncesinde nemlendirici de kullanılabilir. Cildi çok kuru olan kişilere de BB krem öncesinde nemlendirici kullanmaları önerilmektedir.

BB kremin tek kat şeklinde sürülmesi önerilmektedir. BB kremi sürmeden önce cildin temiz olması çok önemlidir. Özellikle yağlı cilde sahip olan kişilerin BB kremi kullanmadan önce cildini çok iyi temizlemesi tavsiye edilmektedir. BB kremi yatmadan önce cildinizden temizlemeniz faydalı olacaktır.

BB Krem Altına Ne Sürülür?

BB kremin doğru kullanılması çok önemlidir. Bu nedenle BB krem altına ne sürülür bilinmesi gerekmektedir. BB kremin altına bir şey sürme zorunluluğu yoktur. Bir nevi nemlendirici olan BB kremi nemlendirici sürmeden de kullanabilirsiniz. Özellikle yağlı cilde sahip olan kişiler direkt olarak BB kremi kullanabilirler. Ancak kuru cilde sahip olan kişilerin BB krem altına nemlendirici sürmeleri önerilmektedir.

BB Krem Her Gün Kullanılır ?

BB kremin her gün kullanılmasında bir sakınca yoktur. Ancak her gece yatmadan önce cildinizi temizleyerek BB kremden cildinizi arındırmalısınız. Aksi takdirde gözenekleriniz genişleyerek çoğalabilir.

BB Krem Erkekler Kullanabilir Mi?

BB krem genelde kadınlar tarafından kullanılan bir kremdir. Ancak sadece kadınlara özel olarak hazırlanmayan BB kremi erkekler de kullanabilir.

BB Krem Hangi Cilt İçin Uygun?

Kadınlar için kusursuz bir cilt çok önemlidir. Bu nedenle kullanılan cilt ürünlerine çok dikkat edilmelidir. Özellikle BB krem hangi cilt için uygun öğrenerek doğru tercihler yapılması gerekmektedir. BB krem genelde aşaması az olan hafif makyajlar için kullanılmalıdır. Hatta makyaj yapılmadığı zamanlarda bile nemlendirmesi adına BB krem tek başına sürülebilir.

Yağlı cilt yapısına sahip olan kişilere BB krem yerine CC krem kullanılması tavsiye edilmektedir. Ciltte kızarıklık, leke ve sivilce çok fazla değil ise BB krem kullanımı daha uygun olacaktır. Ayrıca kuru cilt yapısına sahip olan kişiler için de nemlendirici özelliğe sahip olan BB kremler önerilmektedir.

BB Krem Renk Tonu Nasıl Seçilir?

BB kremin üç farklı renk tonu bulunmaktadır. Açık, Medium ve Koyu renk olarak piyasaya sürülen BB krem renk tonu nasıl seçilir iyi bilinmelidir. Açık ten rengine sahip olan kişiler light da denilen açık renk BB tercih etmelidir. Medium yani orta renk BB krem hemen hemen her cilt rengine uyum sağlamaktadır. Dark yani koyu renk BB krem ise daha esmer ten rengine sahip kişilere önerilmektedir.

BB Krem Önerileri Nelerdir, Hangisi İyi?
BB Krem Önerileri Nelerdir, Hangisi İyi?

BB Krem Önerileri Nelerdir, Hangisi İyi?

BB kremlere yoğun ilgi gösterilmektedir. Bu nedenle kozmetik firmaları değişik özelliklere sahip BB kremleri piyasaya sürmektedir. Fondötene göre daha hafif olan BB kremler bir nemlendiriciden daha fazlası olarak değerlendirilmektedir. Piyasada talep gören en iyi BB kremler şu şekildedir:

L’oreal ParisC’ést Magic

Sektördeki en iyi BB krem arasında yer alan C’ést Magic, incir özü formülü ile doğal bir nemlendirici özelliği sunmaktadır. SpF 20 koruyuculuğu ile güneşin zararlı ışınlarına karşı koruyan bu BB krem ile cildiniz daha aydınlık bir görünüme kavuşmaktadır.

Selin Beauty BB Cream

İçeriğinde bulunan C vitamini sayesinde cildi besleyen bu ürün ile cildinizin renk tonu eşitlenecektir. Düzenli kullanımla beraber lekelerin azalmasını sağlayan ürünün hoş kokusu sizi cezbedecek.

Garnier Mucizevi BB Krem

BB krem ile bizleri tanıştıran Garnier markasından bahsetmeden olmaz. Bir zamanların en çok satan ve aranan BB kremi olan Garnier, yağlı ve karma cilt tipine sahip kişilere özel hazırlanmıştır.

BB Krem Cilde Faydaları Neler?
BB Krem Cilde Faydaları Neler?

BB Krem Cilde Faydaları Neler?

Birçok kişinin kullandığı BB krem cilde faydaları neler önemli bir konudur. BB kremler sayesinde ciltte pürüzsüz bir görünüm oluşmaktadır. Cildi hem iç hem de dış etkenlere karşı koruyan BB krem nemlendirici özelliğine sahiptir. BB kremler yaşlanma karşıtı olduğu için yaşlılık kırışıklıklarına da iyi gelmektedir.

BB krem bir anlamda güneş koruyucu görevi üstlenmektedir. Bu etkisi ile güneş ışınlarına karşı cildi korumaktadır. Cildin nem dengesini sağladığı için yıpranmayı da önlemektedir. Fondöten yerine geçen BB krem, yaşlılık lekelerini de kapatmaktadır. Cildinize en uygun BB kremi tercih ederek beklediğiniz sonuçlara ulaşabilirsiniz.

BB Krem Makyaj Bazı Olarak Kullanılabilir Mi?

BB krem kullanmak isteyen kişiler, BB kremin altına makyaj bazı sürülüp sürülmeyeceğinden emin olmak istemektedir. BB kremin altına makyaj bazı sürmeye gerek yoktur. Çünkü BB krem makyaj bazı olarak kullanılabilir.

BB Krem Güneşten Korur Mu?

Birçok kişi BB krem güneşten korur mu merak etmektedir. Çünkü BB krem kullanırken ayrıca bir güneş koruyucu kullanmak istemeyen kişilerin sayısı yüksektir. BB kremler yüksek korumalı faktöre sahiptir. Bu özelliği ile cildi güneşten korumaktadır.

BB Krem Lekeleri Kapatır ?

BB krem bir kapatıcı görevi üstlenmektedir. Ciltte oluşan lekeler, yaralar, kızarıklıklar ve sivilceler gibi çeşitli izleri BB krem ile kapatabilirsiniz. BB krem fondötene göre daha hafif bir yapıya sahip olduğu için doğal bir görünüm kazandırmaktadır. Ancak çok derin lekeler için BB kremden önce fondöten sürmek gerekebilir.

BB Krem Zararları Nelerdir?

Popüler makyaj ürünleri arasında yer alan BB krem zararları nelerdir bilinmesi gerekmektedir. Diğer fondötenler ile karşılaştırıldığı zaman BB kremin daha avantajlı olduğu görülmektedir. Ancak güvenilirliği kanıtlanmış bir markayı tercih etmediğiniz zaman ya da cildiniz çok hassas bir yapıya sahipse, BB krem alerjik reaksiyon gösterebilir. Bu durumda cildinizde pul pul dökülmeler meydana gelebilir. Böyle bir durum yaşandığı zaman cilt BB kremden arındırılarak temizlenmelidir.

BB Krem Sürünce Yüzüm Pul Pul Oluyor, Neden?

BB krem sürüldüğü zaman cildin pul pul olmasının çeşitli nedenleri olabilir. Öncelikle kaliteli ve doğru BB krem tercih ettiğinizden emin olmalısınız. Yanlış ve kalitesiz ürünler yüzde pul pul bir görünüme neden olabilir. Bununla beraber cildinizi sık sık nemlendirmeniz gerekmektedir. Nem yönünden zayıf olan kuru ciltlerde pul pul görünüm oluşması normaldir.

BB Krem Sivilce Yapar ?

Son zamanlarda birçok kişinin aklında BB krem sivilce yapar sorusu yer almaktadır. Markaya ve BB kremin içeriğine göre değişse de, BB krem sivilce yapmaz. Bazı kişiler BB kremden sonra sivilcelerin oluştuğunu belirtmektedir. Ancak bu tamamen ürüne ve kişinin cilt yapısına göre değişmektedir.

BB Krem Oksitlenmesi Nasıl Önlenir?

Ciltte bulunan sebum ve dışarıdaki oksijen ile beraber BB kremin ciltte giderek koyulaşması durumuna oksitlenme denir. Bu durum BB kremin yanlış seçilmiş olduğunun göstergesidir. Cildinizin renk tonuna uygun olan BB kremi seçmeye özen göstererek bu durumun önüne geçebilirsiniz.

BB Kremden Önce Nemlendirici Sürülür ?

BB kremi kullanmadan önce nemlendirici sürmek tamamen sizin tercihinize bağlıdır. BB krem öncesinde nemlendirici sürmeye gerek yoktur. Çünkü BB krem nemlendirici görevi üstlenir. Ancak nemlendirici sürmenin herhangi bir sakıncası da yoktur.

BB Krem Cilt Tonu Nasıl Seçilir?

BB kremi seçerken BB krem cilt tonu nasıl seçilir öğrenilmesi gerekmektedir. Açık renk cilt tonuna sahip olan kişilerin açık BB kremi tercih etmesi önerilir. Esmer tenli kişilerin koyu ve mat BB krem seçmesi tavsiye edilmektedir. Esmer ya da açık tenli olmayan kişilerin ise orta ton BB krem seçmeleri gerekmektedir.

BB Krem Fiyatı Kaç Lira?

BB kremlerin fiyatları markaya göre değişkenlik göstermektedir. 30 TL’ye BB krem varken 400 TL’ye de BB krem satılmaktadır.

BB Krem Kullananların Yorumları Neler?

BB krem kullananlar, BB kremin faydalarından bahsetmektedir. BB kremin çok hafif olduğunu belirten kullanıcılar, özellikle hafif makyaj seven kişilere BB krem kullanmalarını önermektedir.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Roza krem ne işe yarar, vajinaya sürülür mü? Fiyatı

Roza kremin içerisinde bulunan etken madde deri, eklem ve vajinadaki bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmektedir. Bakterilerin büyümesini durduran Roza krem, enfeksiyonları da tedavi etmektedir. Roza kremi doktorunuzun önerisi ile kullanmanız tavsiye edilmektedir. Kremin etken maddelerine karşı alerjiniz olması durumunda istenmeyen durumlarla karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu nedenle doktorunuza danışmadan Roza kremi kullanmamalısınız.

Roza Krem Nedir?

Etkisini kısa sürede gösterdiği için son zamanlarda Roza krem nedir sorusunun yanıtını arayan birçok kişi bulunmaktadır. Metronidazol jel olarak da adlandırılan Roza krem, genelde bir antibiyotik olarak bilinmektedir. İlacın içeriğinde bulunan etken madde sayesinde eklemler, deri ve vajinadaki enfeksiyonlar tedavi edilmektedir. Roza krem rosacea ismi verilen yetişkin sivilceye benzeyen cilt sorununu tedavi etmek amacı ile sınırlıdır. Bu amaçla yapılan tedavi altı hafta ile birkaç ay arasında sürmektedir.

Bakterilerin büyümesine engel olan Roza krem, enfeksiyonların da tedavi olmasına yardımcı olmaktadır. Can sıkıcı cilt hastalıklarından olan sivilce ve rozase için kullanılan Roza krem kısa sürede etkisini göstermektedir.

Roza Krem Ne İçin Kullanılır?

30 gramlık beyaz mavi tüplerde satışa sunulan Roza krem ne için kullanılır iyice öğrendikten sonra kullanılmalıdır. Eczanelerde satılan ve cilt üzerine sürülerek kullanılan Roza krem gül hastalığını tedavi etmektedir. Roza kremi düzenli kullanmak çok önemlidir. Çünkü düzenli kullanılmadığı zaman etkisini göstermemektedir. Roza krem, gül hastalığına bağlı olarak meydana gelen kızarıklık ve kabartı sorunlarını iyileştirmektedir.

Nemlendirme özelliği bulunan Roza krem yumuşatıcı kremler arasında yer almaktadır. Roza krem kesinlikle doktor tavsiyesi ile kullanılmalıdır. Doktor tarafından tarif edildiği şekilde kullanılması gereken Roza kremin yan etkileri istenmeyen durumlara neden olabilir. Bu nedenle doktorunuzun bilgisi dışında Roza kremi kullanmamanız tavsiye edilmektedir.

Roza Krem Ne İşe Yarar, Neye İyi Gelir?
Roza Krem Ne İşe Yarar, Neye İyi Gelir?

Roza Krem Ne İşe Yarar, Neye İyi Gelir?

Yanlış kullanımlar olumsuz sonuçlara yol açacağı için Roza krem ne işe yarar, neye iyi gelir bilinmelidir. Roza kremin genel olarak faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Gül hastalığını iyileştirir.
  • Gül hastalığı nedeni ile ortaya çıkan kuruluğa iyi gelir.
  • Gül hastalığına bağlı ortaya çıkan kızarıklık, kabarıklık ve noktaların iyileşmesine yardımcı olur.
  • Cilt rengini normal rengine döndürür.
  • Siyah nokta ve sivilce oluşumuna engel olur.
  • Cildin kuruması ile meydana gelen sorunlara iyi gelir.
  • Rozasea nedeni ile oluşan kurumaya iyi gelir.

Roza Krem Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

İçeriğinde yer alan etken maddeler nedeni ile Roza krem emziren anneler kullanabilir mi iyice öğrendikten sonra kullanılmalıdır. Roza kremin gerekli olmadıkça emziren annelerin kullanmaması tavsiye edilmektedir. Bu konuda doktorunuzun bilgisine başvurmanız çok önemlidir.

Roza Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Roza kremin hamileyken kullanımının bebeğe zararı olup olmayacağı kesin olarak bilinmemektedir. Bu nedenle fayda zarar dengesinin doktor tarafından sağlanması ve bu konuda gerekli kararın verilmesi gerekmektedir. Özellikle de gebeliğin ilk üç ayında Roza kremin kullanılmaması önerilmektedir.

Roza Krem Akne Tedavisi İçin Kullanılır Mı?

Roza krem Akne tedavisi için kullanılır sorusuna direkt olarak evet cevabı verilebilir. Çünkü Roza krem Akne ve gül hastalığının tedavisinde etkilidir.

Roza Krem SEBOREİK DERMATİT İçin Kullanılır Mı?

SEBOREİK DERMATİT hastalığının bir diğer adı gül hastalığıdır. Son zamanlarda adı sıkça duyulan Gül hastalığı için Roza krem oldukça etkilidir. Doktorun önerdiği şekilde kullanıldığı zaman etkisini kısa süre içerisinde göstermektedir.

Roza Krem Egzama İçin Kullanılır Mı?

Birçok cilt hastalığına iyi geldiği için Roza krem Egzama için kullanılır konusu merak edilmektedir. Ancak Roza kremin egzamaya iyi geldiğine dair bir bilgi yoktur.

Roza Krem Gül Hastalığına İyi Gelir Mi?

Roza Krem Gül hastalığını tedavi eden bir kremdir. Doktorunuza danışarak Roza kremi düzenli bir şekilde kullandığınız zaman gül hastalığından kurtulabilirsiniz.

Roza Krem Sivilcelere İyi Gelir Mi?

Roza krem birçok cilt sorununa iyi gelmektedir. Özellikle sivilce sorunu yaşayan kişiler Roza krem sivilcelere iyi gelir mi merak etmektedir. Roza krem aşırı akne ve sivilce sorunu için iyileştirici olarak kullanılmaktadır. Doktorunuzun önerisini dikkate alarak Roza kremi sivilce tedavisinde kullanabilirsiniz.

Roza Krem Lekelere İyi Gelir Mi?

Roza krem lekelere iyi gelen bir içeriğe sahip değildir. Yani Roza krem lekeler için kullanılmaz.

Roza Krem Sivilce Yapar Mı?

Birçok kişi Roza krem sivilce yapar diye endişe etmektedir. Ancak Roza krem sivilce yapmaz. Aksine sivilce ve akne sorununa iyi gelir.

Roza Krem Tüylenme Yapar Mı?

Roza kremin yan etkileri arasında tüylenme yoktur. Hormon bozukluğu olan kişilerde doğal olarak tüylenme oluşabilir. Bu durumun Roza krem ile alakası yoktur.

Roza Krem Cildi İnceltir Mi, Kurutur Mu?

Roza krem, cilt üzerinde tahrişe yol açan bakterilerin önlenmesini sağlar. Gül hastalığı ve sivilce gibi cilt sorunlarına da iyi gelen Roza krem cildi inceltmez ve kurutmaz.

Roza Krem Yüze Sürülür Mü?

Roza krem ağız içi, burun içi ve gözlere sürülmemelidir. Bunun dışında yüzde oluşan problemler için rahatlıkla yüze sürülebilir.

Roza Krem Vajinaya Sürülür Mü?
Roza Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Roza Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Vajinal bölgede meydana gelen yaralar can sıkıcı olabilir. Bu nedenle Roza krem vajinaya sürülür önemli bir konudur. Roza kremin vajinaya sürülebilmesi ile ilgili herhangi bir bilgi yoktur. Bu nedenle doktorunuza danışmadan Roza kremi vajinaya sürmeyiniz.

Roza Krem Kortizonlu Mu?

Roza krem Kortizonlu ilaç grubunda değildir. Yani Roza kremin içeriğinde Kortizon yoktur.

Roza Krem Yan Etkileri Neler?

Her ilacın etken maddelerinin hassas cilt yapısına sahip kişilerde yan etkisi olabilir. Roza krem yan etkileri neler öğrenerek herhangi bir farklı durum yaşadığınız zaman anında müdahale edebilirsiniz. Roza kremin etken maddesine karşı alerjisi olan kişilerde döküntü, baş dönmesi ve nefes almada zorluk görülebilir. Bu gibi durumlarda mutlaka kremi kullanmayı bırakarak bir hastaneye gitmeniz önerilmektedir.

Roza Krem Devlet (SGK) Karşılıyor Mu?

SGK aktif ürünler listesinde yer alan Roza krem SGK tarafından karşılanmaktadır.

Roza Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Roza krem reçetesiz olarak alınabilir. Ancak reçete ettirildiği zaman SGK tarafından karşılanmaktadır.

Roza Krem Fiyatı 2023

Roza krem fiyati 2022 yılı itibari ile güncellenmiştir. Kremin güncel fiyatı 29,07 TL’dir.

Roza Krem Kullananların Yorumları Neler?

Roza krem kullananların yorumları önemlidir. Bu yorumlara bakarak Roza kremin etkisini öğrenebilirsiniz. Roza kremi kullanan kişiler düzenli kullanıma dikkat çekmektedir. Roza kremin doktorun tavsiye ettiği şekilde kullanılması halinde etkisini hemen gösterdiği söylenmektedir. Kremin yan etkilerini de yaşayan kişi sayısı oldukça azdır.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Arnavut kremi nasıl yapılır, kullananların yorumları neler?

Halk arasında aklık kremi de denilen Arnavut kremi, son zamanlarda adından sıkça söz ettirmeye başlamıştır. Osmanlı dönemlerinden günümüze kadar gelen Arnavut kremi temelde cildi beyazlatmak için kullanılmaktadır. Ancak bu kremin cilt beyazlatmak dışında farklı faydaları da bulunmaktadır.

Arnavut Kremi Nedir?

Birçok kişi tarafından bilinmediği için Arnavut kremi nedir sorusu çeşitli forumlarda araştırılmaktadır. Cildinin renk tonunu eşitlemek ve ciltteki kızarıklıklarından kurtulmak isteyenlerin tercih ettiği Arnavut kremi uzmanlar tarafından da onaylanmıştır. Cildi beyazlattığı için önerilen Arnavut kremi leke giderme konusunda da etkilidir.

Osmanlı döneminde yaşayan Balkan göçmeni kadınlar tarafından keşfedilen Arnavut kremi, cilt güzellikleri ile popüler olan Balkan kadınları sayesinde yaygınlaşmıştır. Birçok faydası bulunan Arnavut kreminin içerisinde yüksek oranda civa bulunmaktadır. Bu nedenle çok dikkat edilmelidir. İnternet ortamında kremin sahteleri satılmaktadır. Sahte Arnavut kremi cilde zarar vereceği gibi dişleri çürütür ve kansere bile neden olabilir.

Arnavut Kremi Ne İşe Yarar?
Arnavut Kremi Ne İşe Yarar?

Arnavut Kremi Ne İşe Yarar?

Hemen her kadının merakla araştırdığı Arnavut kremi ne işe yarar sorusuna çeşitli yanıtlar verilebilir. Çünkü Arnavut kremi bir anlamda çok yönlü bir kremdir. Genel olarak güneş nedeniyle oluşan çil ve leke problemleri için kullanılan Arnavut kremi, bu lekelerin kısa sürede geçmesine yardımcı olmaktadır. Zamanında İbni Sina tarafından geliştirilen formül sayesinde Arnavut kremi sedef ve egzama sorunlarına da iyi gelmektedir.

Zamanla geliştirilen Arnavut kremi içerisine arbutin eklenmiştir. Doğal içeriği ile dikkat çeken Arnavut kremi sivilcelere, kırışıklığa, cilt lekelerine iyi gelirken cildin nemlenmesine yardımcı olmaktadır. Bu sayede cildin daha taze ve güzel görünmesini sağlamaktadır.

Arnavut Kremi İçinde Ne Var?

Arnavut kremi içinde ne var öğrenerek kremi içiniz rahat bir şekilde kullanabilirsiniz. Arnavut kreminin sahtesi de yapıldığı için satın alacağınız kremin içeriğine mutlaka bakmalısınız. Arnavut kremi içinde Lanonin, beyaz kil, Arbutin, vazelin, neven yağı ve portakal suyu yer almaktadır.

Orijinal Arnavut Kremi Tarifi Nedir, Nasıl Yapılır?
Orijinal Arnavut Kremi Tarifi Nedir, Nasıl Yapılır?

Orijinal Arnavut Kremi Tarifi Nedir, Nasıl Yapılır?

Sahte Arnavut kremi almaktan ve kremin yan etkilerinden korkuyorsanız, orijinal Arnavut kremi tarifi nedir, nasıl yapılır öğrenerek içeriği temiz bir krem elde edebilirsiniz. Evinizde yapabileceğiniz Arnavut kremi için gerekli olan malzemeler şunlardır:

  • Portakal suyu
  • Vazelin
  • Neven yağı
  • Beyaz kil
  • Arbutin yağı

Yarım çorba kaşığı kadar vazelin ve Lanonin eritilir. İçerisine 2 tatlı kaşığı beyaz kil ile 2 tatlı kaşığı portakal suyu eklenir. Kıvamı biraz arttıktan sonra içerisine kalan yağlar eklenerek karışım kavanoza koyulur. Hazır olan Arnavut kremi soğuduğu zaman buzdolabına koyabilirsiniz.

Arnavut Kremi Günde Kaç Defa Kullanılır?

Arnavut kreminin kullanımı çok kolaydır. Ancak Arnavut kremi günde kaç defa kullanılır öğrenerek buna göre kullanmanız gerekmektedir. Arnavut kremini nemlendirici gibi günde 2 kere kullanabilirsiniz. Ancak Arnavut kremini aynı saatlerde kullanmaya özen gösteriniz.

Arnavut Kremi Kaç Günde Etki Eder?

Birçok faydası olan Arnavut kremini ovalayarak cildinize sürdükten 2 saat sonra yüzünüzü yıkayabilirsiniz. Uzmanlara danışmadan kullanılmaması gereken Arnavut kremi düzenli kullandığı zaman 2 ay içerisinde etkisini göstermektedir.

Arnavut Kremi Faydaları Neler?

Arnavut kremi doğal bir içeriğe sahiptir. İçeriğindeki doğal özler sayesinde birçok etkisi olan Arnavut kreminin temel faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Cildi beyazlatmaya yardımcı olur.
  • Sivilcelere iyi gelir.
  • Güneş lekelerine iyi gelir.
  • Cilt lekelerine iyi gelir.
  • Cildi tazeler.
  • Cildi nemlendirir.
  • Akneleri ve siyah noktaları temizler.
  • Cildin pürüzsüz ve doğal bir görünüme kavuşmasına yardımcı olur.

Arnavut Kremi Koltuk Altı İçin Kullanılır Mı?

Cildi beyazlatarak renk tonunu eşitleyen Arnavut kremi koltuk altı için kullanılır sorusu merak edilmektedir. Arnavut kremini koltuk altı kararmaları için kullanabilirsiniz. Önerildiği şekilde kullandığınız zaman 2-3 ay içerisinde etkisini görebilirsiniz.

Arnavut Kremi Göz Altına Sürülür Mü?

Cilt yapısından ya da yorgunluktan göz altında kararmalar meydana gelebilir. Kadınlar bu kararmaları makyajla kapatsalar da, erkekler için böyle bir şans yoktur. Göz altı kararmalarından Arnavut kremi sayesinde kurtulabilirsiniz.

Arnavut Kremi Beyazlatır Mı?

Arnavut kremi beyazlatır merak edilmektedir. Arnavut kreminin tasarlanma amaçlarından biri de cildi beyazlatmaya yardımcı olmasıdır. İçeriğindeki doğal özler sayesinde cilt rengini açarak renk eşitsizliğini gidermektedir.

Arnavut Kremi Göz Altı Morluklarına İyi Gelir Mi?

Birçok kişide çeşitli nedenlere bağlı olarak göz altı morlukları görülmektedir. Bu durumdan rahatsız olan kişiler, göz altı morluklarından nasıl kurtulacağını araştırmaktadır. Arnavut kremini kullanarak göz altı morluklarından kurtulabilirsiniz. Arnavut kremini düzenli kullandığınız zaman göz altı morluklarının azaldığını göreceksiniz.

Arnavut Kremi Lekelere İyi Gelir Mi?

Arnavut kremi temelde sedef ve egzama gibi hastalıkları iyileştirmesi ve cildi beyazlatması için oluşturulmuştur. Arnavut kreminin bir diğer faydası ise lekelere iyi gelmesidir. Güneş sonrası oluşan lekeler ve sivilce lekeleri gibi sorunlar için Arnavut kremini kullanabilirsiniz.

Arnavut Kremi Sivilceye İyi Gelir Mi?

Cildi tazeleyen ve cilde güzel bir görünüm kazandıran Arnavut kremi, ciltte çeşitli nedenlerle oluşan sivilcelere iyi gelmektedir. Arnavut kremini günde kere kullanarak 2-3 aya kadar etkisini görebilirsiniz.

Arnavut Kremi Genital Bölgeye Sürülür Mü?

Son zamanlarda en çok Arnavut kremi genital bölgeye sürülür sorusu ile karşılaşıyoruz. Arnavut kremi, genital bölgenin pH dengesini etkileyebileceği için genital bölgeye sürülmemelidir.

Arnavut Kremi Hamileler Kullanabilir Mi?

Arnavut kremi, içerisinde koruyucu madde ya da kimyasal herhangi bir şey olmadığı için hamileler tarafından kullanılabilir.

Arnavut Kremi Dişlere Zarar Verir Mi?

Arnavut kreminin faydaları dışında bazı olumsuz etkilerinin da olduğu düşünülmektedir. Ancak tamamen doğal içerikli orijinal Arnavut kreminin dişlere herhangi bir zararı olmaz. Sahte Arnavut kremleri içerisinde yüksek oranda cıva kullandığı için dişlere zarar verebilir.

Arnavut Kremi Alerji Yapar Mı?

Arnavut kremi doğal içerikli olduğu için herhangi bir yan etki yapmaz. Ancak kremin içeriğinde bulunan maddelere karşı alerjisi olan kişilerin doktora danışmadan Arnavut kremi kullanmamaları önerilmektedir.

Arnavut Kremi Sivilce Yapar Mı?

Arnavut kremi sivilce yapar diye tereddüt eden kişiler bulunmaktadır. Ancak Arnavut kremi sivilceye neden olmaz. İçiniz rahat bir şekilde bu kremi kullanabilirsiniz.

Arnavut Kremi Aktarlarda Bulunur Mu?

Aklık ya da Bulgar kremi de denilen Arnavut kremi hazır bir şekilde aktarlarda bulunmaktadır.

Arnavut Kremi Eczanelerde Satılıyor Mu?

Arnavut kremi Eczanelerde satılıyor mu merak konusudur. Arnavut kremini reçetesiz bir şekilde eczanelerden satın alabilirsiniz.

Orijinal Arnavut Kremi Hangisi?

Piyasada birçok markaya ait Arnavut kremi bulunmaktadır. Bu nedenle orijinal Arnavut Kremi Hangisi merak edilmektedir. Orijinal bandrollü hologramlı ve faturalı Arnavut kremlerini almaya özen göstermelisiniz. Piyasada birçok farklı markanın ürünü bulunmaktadır. Ürünü eczanelerden alırsanız güvenilirliğinden emin olabilirsiniz.

Arnavut Kremi Kullananların Yorumları Neler?

Arnavut kremi kullananların yorumları genel itibari ile olumludur. Kremi iki üç ay düzenli kullanan kişiler, kremin beyazlatıcı ve leke giderici etkilerini en iyi şekilde gördüklerini belirtmektedirler. Yorumlarda orijinal Arnavut kreminin öneminden de bahsedilmiştir.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Emla krem geciktirici olarak kullanılır mı? Fiyatı

Ortaya çıkardığı etkileri ile özellikle sosyal medyada ön planda olan Emla krem, uygulanan alanın kısa süre içerisinde uyuşmasına yardımcı olmaktadır. Bu etkiyi yaratırken hücre zarındaki sinirlere de zarar vermeyen Emla kremi merak eden kişi sayısı sürekli artmaktadır. Dikkatli kullanılması gereken Emla krem ile alakalı tüm önemli bilgileri yazımızın devamında bulabileceksiniz.

Emla Krem Nedir?

Son zamanlarda sosyal medyanın da gücü ile daha çok tanınan Emla krem nedir merak edilmektedir. Günümüzde en çok araştırılan krem olan Emla krem, özellikle ağda sırasında yaşanan acıyı azalttığı için dikkat çekmektedir. Kadınlar tarafından yoğun ilgi gören bu kremi ağda dışında epilasyon ve cerrahi işlemlerde kullanabilirsiniz.

Diğer bazı kremlere göre daha hafif olduğu için uzman doktorlar tarafından Emla krem tercih edilmektedir. Emla kremin içerisinde Prokain ve Lidokain bulunmaktadır. Bu etken maddeler sayesinde sürüldüğü yerde kısa süre içerisinde uyuşmayı sağlamaktadır.

Emla Krem Ne İşe Yarar?
Emla Krem Ne İşe Yarar?

Emla Krem Ne İşe Yarar?

Sadece ağda acısına iyi geldiği düşünülen Emla krem ne işe yarar öğrendikten sonra bu kremi evinizden asla eksik etmeyeceksiniz. Ciltte oluşan yanık, böcek ısırığı ve arı sokması gibi durumlarda acıyı azaltan Emla krem hemen herkesin kullanabileceği özelliklere sahiptir. Eczanelerde satışa sunulan Emla krem, deride kısa sürede bir uyuşukluk meydana getirmektedir. Emla kremin diğer faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Uyuşturucu bir etkisi vardır. Bu sayede cilde sürüldüğü zaman acı hissini azaltır.
  • Epilasyondan once cilde sürüldüğü zaman hissedilen acıyı azaltır.
  • Kol, kas, çene ve yanak gibi hassas olan bölgelere ağda yapmadan önce sürüldüğü zaman acı hissini azaltır.
  • Aşı ve serum gibi farklı işlemlerden önce kullanıldığı zaman ağrıyı hafifletir.
  • Kulak delme, dövme ya da peercing işlemlerinde duyulan ağrıyı azaltır.

Emla Krem Ne İçin Kullanılır?

Emla kremi duymayan kalmamıştır. Ancak Emla krem ne için kullanılır konusunda yeterli bilgiye sahip olamayabilirsiniz. Deride yüzeysel olarak geçici bir uyuşturma etkisi yarattığı için acı veren dövme, ağda, lazer gibi operasyonlar öncesinde kullanılır. Yüzeysel anestezi olarak da bahsedilen Emla krem, ciltte bulunan hücre zarının işlevini kısa süreli kaybetmesini sağlayarak uyuşturma etkisi yaratır. Emla kremi kas ve bıyık alımında da kullanabilirsiniz. Ancak yan etki olma riskine karşı kremden ufak bir miktar alarak yüzünüzün görünmeyen bir bölümüne sürün ve alerjik etki yaratıp yaratmadığını kontrol edin.

Emla Krem Nasıl Kullanılır?

Emla kremin kullanımı oldukça kolaydır. Yapacağınız işlemden ortalama 45 dakika önce Emla kremi ilgili alana sürün ve üzerini streç filmle kapatarak bekleyin. Uygulamaya geçmeden önce kremin kalan kısmını vücudunuzdan tamamen silin. Ayrıca kremi sürmeden önce ilgili alanın temizlenmiş olmasına dikkat edilmelidir.

Emla Krem Ağda ve Epilasyon Öncesinde Nasıl Kullanılır?
Emla Krem Ağda ve Epilasyon Öncesinde Nasıl Kullanılır?

Emla Krem Ağda ve Epilasyon Öncesinde Nasıl Kullanılır?

Emla kremle alakalı özellikle Emla krem ağda ve epilasyon öncesinde nasıl kullanılır sorusu merak edilmektedir. Bölgesel anestezi sağlaması için kullanılan Emla krem, ağda veya epilasyon işlemine başlamadan 1 saat kadar önce uygulanmalıdır. Daha sonra krem temizlenerek işleme başlanabilir.

Emla Krem Ne Kadar Sürede, Kaç Dakikada Uyuşturur?

Emla krem, kullanıldığı andan itibaren uyuşturma işlemine başlar ve 1 saate kadar tamamen uyuşma sağlar. Uyuşukluk hissi ise 60-120 dakika devam edebilir.

Emla Krem Etkisi Ne Kadar Sürer?

Birçok kişi emla krem etkisi ne kadar sürer öğrenmek istemektedir. Çünkü kremin uyuşturucu etkisinin uzun süreceği konusunda tereddüt yaşanmaktadır. Ancak Emla kremin etkisi en fazla 120 dakika sürmektedir. Bu süre kişiye göre değişiklik gösterdiği için 60-120 dakika arası uyuşukluk hissinin sürdüğü söylenebilir.

Emla Krem Gebelikte Kullanılır Mı?

Emla kremin gebelik döneminde kullanılması önerilmez. Ancak bu konuda doktorunuza danışabilirsiniz. Emla kremi kullandıktan sonra hamile olduğunuzu fark ederseniz mutlaka doktorunuza gidiniz.

Emla Krem Bebeklerde Kullanılır Mı?

Emla krem bebeklerde kullanılır sorusuna evet yanıtı verilmesi birçok kişiyi şaşırtmaktadır. Emla krem, serum ya da iğne öncesinde günlük maksimum 1 gram kadar kullanılabilir. Bebeğin ayı arttıkça kullanım miktarı da artmaktadır. Ancak prematüre bebeklerde kesinlikle kullanılmamalıdır.

Emla Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Emla kremin hamilelik döneminde kullanılması tavsiye edilmez. Ancak bu konuda doktorunuza danışarak daha doğru bilgileri alabilirsiniz.

Emla Krem Vajinismus İçin Kullanılır Mı?

Birçok kişinin en büyük problemleri arasında yer alan Vajinismus, bazı evliliklerin bitmesine neden olmaktadır. Emla kremin uyuşturucu ve acıyı azaltıcı etkisini duyanlar Emla krem vajinismus için kullanılır merak etmektedir. Ancak Emla kremin bu konuda bir faydası yoktur. Bazı kişiler uyuşturucu etkisi için Emla kremi Vajinismus için kullanmaktadır. Ancak Emla krem bu bölgede yanma hissinden başka bir etki yaratmaz.

Emla Krem Basura (Hemoroid) İyi Gelir Mi?

Basur yani hemoroid problemi de kişide ciddi ağrılara neden olmaktadır. Emla krem basur için geçici bir çözümdür. Çünkü ağrıyı ve acıyı hafifletse de, basuru kesin olarak tedavi etmez.

Emla Krem Yüze Sürülür Mü?

Emla krem yüze sürülür konusunda dikkat edilmelidir. Herhangi bir zararı bulunmayan Emla kremi yüzünüzde kullanmadan önce bir test yapmanız tavsiye edilmektedir. Kremden çok ufak bir miktar alarak yüzünüzün küçük bir bölümüne sürün ve alerjik bir etki oluşup oluşmadığına bakın. Herhangi bir yan etki olmadığı zaman yüzünüzde uygulayacağınız işlemler için Emla kremi kullanabilirsiniz. Ancak göz çevresine sürmemeye dikkat edilmelidir.

Emla Krem Makata Sürülür Mü?

Büyük ağrı yaşatan durumlardan biri de makat çatlağıdır. Makat çatlağı ağrısı için lokal anestezik etkisi olan Emla krem kullanılabilir.

Emla Krem Diş Etine Sürülür Mü?

Emla krem harici kullanım içindir. Bu nedenle diş etine sürülmesi önerilmez. Ayrıca diş ağrıları için kısa çözüm olacaktır. Kremin etkisi geçtiği zaman ağrı yeniden başlayacaktır.

Emla Krem Vajina İçine Sürülür Mü?

Emla krem ağda ya da epilasyon öncesinde vajinaya sürülebilir. Ancak Emla krem vajina içine sürülür mü derseniz hayır yanıtını alırsınız. Emla kremin vajina içine sürülmesi önerilmez.

Emla Krem Bikini Bölgesine Sürülür Mü?

Emla kremi bikini bölgesinde kullanabilirsiniz. Bu bölgeye yapılacak işlemler öncesinde emla kremi kullanarak ağrıyı hafifletebilirsiniz.

Emla Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Genital bölgede oluşan siğil gibi durumlar için cerrahi operasyon yapılabilir. Bu operasyon öncesinde emla krem genital bölgede kullanılabilir. Kremin ne kadar ve nasıl kullanılacağı doktor tarafından belirtilmektedir.

Emla Krem Vajinaya Nasıl Sürülür?

Ağda veya epilasyon gibi işlemlerden 30 dakika kadar önce Emla kremi bu bölgeye içine gelmeyecek şekilde uygulayabilirsiniz.

Emla Krem Genital Bölgeye Nasıl Uygulanır, Sürülür?

Emla krem çok az olmak kaydıyla genital bölge çevresine sürülmelidir. Yapılacak işleme göre ne zaman sürüleceğine dikkat edilmelidir.

Emla Krem Geciktirici Olarak Kullanılır Mı?
Emla Krem Geciktirici Olarak Kullanılır Mı?

Emla Krem Geciktirici Olarak Kullanılır Mı?

Birçok alanda kullanılan Emla krem geciktirici olarak kullanılır sorusuna yanıt vermek istiyoruz. Emla krem geciktirici olarak kullanılabilir. Pekiyi, Emla krem geciktirici olarak nasıl kullanılır? Eğer kadın kullanacak ise G çevresine az miktarda Emla krem sürmelidir. Bu sayede hem acı da azalma olur hem de geciktirici olarak yardımcı olur. Erkeklerde hissizlik yaratacağı için geciktirici olarak kullanılabilir. Erkeklerde ilişkiden 1-2 saat önce penis ucuna sürülmesi önerilmektedir.

Emla Krem SGK Karşılıyor Mu?

Emla krem SGK karşılıyor mu çok merak edilmektedir. Ancak bu krem SGK tarafından karşılanmamaktadır.

Emla Krem Reçetesiz Alınır Mı?

Emla krem hem reçeteli hem de reçetesiz olarak alınan bir kremdir.

Emla Krem Hangi Doktor Yazar?

Emla kremi yaşanan duruma göre Cildiye, Üroloji ya da Kadın Hastalıkları ve Doğum doktoru yazabilir.

Emla Krem Yan Etkileri Neler?

Emla kremin yan etkileri çok ciddi değildir ve herkeste görülmez. Cildi çok hassas olan kişilerde tahriş ve kırmızı noktalar görülebilir. Bu durumda doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir.

Emla Krem Muadili Kremler Hangileri?

Emla kremi hiç bir yerde bulamadığınız zamanlarda zor durumda kalmamak için Emla krem muadili kremler hangileri öğrenmeniz önemlidir. Emla krem bulunamadığı zaman Lpkain krem ve Lidorin krem kullanılabilir.

Emla Krem Fiyatı 2022

Emla krem güncel fiyatı 220,17 TL’dir.

Emla Krem Kullananların Yorumları Neler?

Emla krem kullananların yorumları neler incelenmelidir. Bu sayede Emla krem ile alakalı gerçek bilgilere sahip olabilirsiniz. Emla krem kullananlar kremin etkisini kısa sürede gösterdiğini belirtmektedir. Bu sayede acıyı hissetmediklerini söyleyen kullanıcılar herhangi bir yan etki ile karşılaşmadıklarını açıklamışlardır.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Burunda neden sivilce çıkar, burunda sivilce nasıl geçer?

Burun, vücutta sivilcelerin en sık görüldüğü bölgelerden biridir. Burunda sivilce oluşmasının birkaç farklı nedeni vardır, ancak burun aknesi bazen altta yatan daha ciddi sağlık sorunlarının bir işareti olabilir. Benzer fakat farklı bir durum olan akne rosacea ile karıştırılmaması için, burun sivilcesi semptomlarını kontrol etmeye yardımcı olan hem OTC hem de RX olmak üzere çeşitli tedaviler vardır.

Burunda Sivilce Çıkması Ne Anlama Geliyor?

Akne vulgaris, bakteri, aşırı sebum, ölü deri hücreleri ve kalıntıların bir kombinasyonunun gözeneklerde sıkışıp cilt yüzeyinde lekelere yol açmasıyla oluşur.

Bazen burun sivilcesi (aknesi) diğer sağlık sorunlarının göstergesi olabilir. Burun kenarında ortaya çıktığında hormonal salınımların bir işareti olabilirken, uçtaki lekeler sindirim sorunlarının, stresin ve hatta yorgun uyanmanıza neden olan kötü uykunun bir belirtisi olabilir.

Geleneksel Çin tıbbında, burunda sivilce ortaya çıkması kardiyovasküler sorunların bir belirtisi olduğuna inanılır.

Akne Vulgaris ve Akne Rosacea

Benzerlikleri nedeniyle akne vulgaris ve akne rozasea hastalar tarafından sıklıkla karıştırılmaktadır. Bununla birlikte, her ikisi de burun üzerinde, bazen aynı anda ortaya çıksalar da, iki durum, cildi etkileme biçimleri bakımından karakteristik olarak farklıdır.

Akne vulgaris, akne, siyah nokta, kistler ve sivilcelerle uyumlu bir akne şeklidir, oysa akne rozasea sadece aknedir ve aslında rozaseanın spesifik bir alt kümesidir.

Aralarındaki fark, akne rosacea’nın tipik özelliği aşırı kızarıklık, ciltte iltihap ve şişlik, genellikle burundan başlayıp yanaklara yayılan, ancak asla yüzün tamamı veya vücudun herhangi bir yerinde değil. Akne rozasea bazen burnu belirgin şekilde büyümüş gibi gösterecek kadar şişmeye neden olabilir.

Akne vulgaris ise daha önce bahsedilen aşırı yağ, bakteri ve tıkanmış gözenekler ile kendini gösterir ve beyaz nokta, siyah nokta veya küçük irin dolu şişlikler olarak kendini gösterir. Ayrıca akne rozaseada olduğu gibi sadece burun ve yanaklarda değil, yüzün herhangi bir yerinde görülebilir.

Burunda Sivilce Neden Çıkar?

Burunda sivilce neden çıkar diye merak ediyorsanız hemen yanıtlayalım. Burun aknesi tüm formlarında hormonal değişiklikler, diyet, kötü hijyen ve bazı ilaçlar dahil olmak üzere bir dizi faktör tarafından tetiklenebilir. Aknenin ayrıca genetik bir bileşene sahip olduğu anlaşılmaktadır.

Burun, gözeneklerin tipik olarak yüzün diğer yerlerinden daha büyük olması nedeniyle sivilceye karşı özellikle hassastır, bu da kir ve bakterilerin nüfuz etmesini ve bunları tıkamasını kolaylaştırır. Sorunu daha da karmaşık hale getiren, burundaki cilt de daha yağlıdır, bu nedenle daha büyük gözenekler ve aşırı yağın (sebum) birleşimi burnu özellikle sivilceye karşı savunmasız bırakır, bu da yağla beslenir ve siyah nokta, beyaz nokta ve püstüllere neden olur.

Beyaz Noktalar:

Aşırı sebum, ölü cilt hücreleri, kir ve bakteriler gözenekleri tıkadığında ve akne olarak ortaya çıktığında beyaz noktalar oluşur. Beyaz noktalar, cilt yüzeyinde küçük, yuvarlak, beyaz yumrular olarak görünen kapalı uçlarıyla karakterize edilir.

Gözeneklerde sıkışabilen büyük miktarda sebum nedeniyle burunda beyaz noktalar yaygın olsa da, stres, kaygı ve ergenlik, menstrüasyon, menopoz ve diğer durumlardan kaynaklanan hormonal dalgalanmalar dahil olmak üzere birkaç başka faktör beyaz noktaların gelişmesini etkileyebilir. . Beyaz kafalar, sebumun çok olduğu bölgelerde gelişir, bu da burnu bu tür sivilceler için en önemli yer haline getirir.

Siyah Noktalar:

Burundaki siyah noktalar, beyaz noktalarla aynı nedenlerle oluşur; gözenekleri tıkayan aşırı sebum, ölü deri, kalıntılar ve bakteriler. İkinci tip akne ile kıl köklerinin kapatıldığı yerler dışında, siyah noktalarda gözeneklerin üst kısmı açık kalır. Gözenekteki yağ ve kalıntı elementlere maruz kaldığında oksitlenir ve lekenin üst kısmında gri veya siyah bir renk bırakır, dolayısıyla “siyah nokta” etiketini alır.

Püstüller:

Burundaki püstüller, gözenekler derinden tıkandığında gelişir ve küçük irin dolu şişliklere neden olur. Püstüller, iltihaplı akne olarak karakterize edilir ve beyaz noktalardan farklıdır, çünkü dokunulduğunda ağrılıdırlar ve sertleşmiş sebum ve ölü deri hücreleri yerine irin içerirler. Siyah nokta ve beyaz noktalarda olduğu gibi, püstüller de yağ bezlerinin yakınında meydana gelme eğilimindedir, bu da neden bu kadar sık ​​burunda göründüklerini açıklar.

Burunda Sivilce (Akne) Nasıl Geçer? Tedavileri

Akne vulgaris, bazen farklı tedaviler gerektiren inflamatuar veya inflamatuar olmayabilir. Hafif ila orta dereceli sivilce formları için, her iki çeşit için de birçok reçetesiz ilaç etkilidir. Ağrılı kistler veya nodüller ile karakterize edilen daha şiddetli inflamatuar akne vakaları, bir dermatologun hizmetlerini gerektirebilir.

Temizleyiciler

Salisilik asit: 

Salisilik asit , OTC akne ilaçlarının altın standardı olarak kabul edilir ve bu duruma yardımcı olmak için tasarlanmış birçok krem ​​ve jelde yaygın olarak bulunur. Bir beta hidroksi asit (BHA) eksfoliyan salisilik asit olarak bakterileri öldürmez veya sebum üretimini engellemezken, ölü hücreleri ve gözeneklerdeki kalıntıları gidererek ve akne lezyonlarının oluşmasını engelleyerek çalışır. Bir antibakteriyel ajan olmadığı için, daha kapsamlı bir tedavi için genellikle benzoil peroksit ile birleştirilir.

Benzoil peroksit: 

Benzoil peroksit, OTC akne tedavilerinde yaygın olarak bulunan bir diğer bileşendir. Salisilik asit gibi, bu bileşik bir eksfoliyandır, ancak benzoil peroksit de bakterisittir, yani sadece gözenekleri temizlemeye yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda bakterileri öldürür. Bununla birlikte, orta derecede sebum üretimi yapmaz ve şişmeyi azalttığı için, inflamatuar akne ve akne rozasea vakaları için en uygun kabul edilir.

Topikal retinoidler: 

Retinoidler özellikle gözenekleri açıp tıkama konusunda iyidir. Sebum ve ölü deri hücrelerini tıkanmış saç köklerinden etkili bir şekilde çıkararak, diğer akne ilaçlarının daha iyi çalışmasını sağlar. A vitamininden türetilen retinoidler, hem inflamatuar hem de inflamatuar olmayan akne için temel bir topikal tedavidir ve genellikle diğer akne tedavileriyle birlikte kullanılır.

İzotretinoin

İzotretinoin, tipik olarak şiddetli inflamatuar akne vakaları için ayrılmış güçlü bir oral retinoiddir. Yağ bezlerini küçülterek, cilt tarafından üretilen yağ miktarını azaltarak çalışan bir RX tedavisidir. Güçlü, oldukça etkili bir akne ilacı olsa da, uzun bir potansiyel yan etki listesi ile birlikte gelir, bu yüzden birçok sağlık uzmanı tarafından son çare olarak düşünülür.

Profesyonel Tedaviler

Lazer tedavisi:

Bir hastanın cilt tipine ve rengine göre, herhangi bir kişinin akne durumu için hangisinin en iyi olduğunu belirleyen birkaç farklı lazer cerrahisi türü vardır. Akne için lazer tedavisi, cilde yönlendirilen, iltihaplanmayı ve akneye neden olan bakterileri azaltan ve cildin kendini yenilemesi için uyaran yüksek yoğunluklu bir ışık darbesi içerir.

Kimyasal peeling: 

Kimyasal peelingler reçetesiz satılmaktadır ancak şiddetli akne vakaları için profesyonel tedavi gereklidir. Peelingler, glikolik veya salisilik asit gibi bir ajanla cildi pul pul dökerek epidermisin yüzey tabakasının yavaş yavaş soyulmasına ve yenilenmiş cildin yüzeye çıkmasına izin vererek cildin kendini iyileştirmesini teşvik eder.

Akne Rozasea Tedavisi

Koşullar arasında bir miktar örtüşme olduğundan, akne vulgaris ve akne rozasea, ışık/ lazer tedavisi, oral ve topikal antibiyotikler, izotretinoin ve diğerleri dahil olmak üzere birkaç olası tedaviyi paylaşır. Bununla birlikte, aşağıdaki tedavi yaklaşımları daha çok rozaseaya özgüdür.

Tetrasiklin, doksisiklin ve minosiklin gibi oral antibiyotikler, orta dereceli rosaceayı tedavi etmek için yaygın olarak reçete edilir. Bu ilaçlar, iltihabı azaltarak akne benzeri sivilceleri ve akne rosacea’nın kızarıklığını engellemeye çalışır.

Azelaik asit jel, köpük ve krem ​​formunda gelir ve iltihabı azaltarak, gözeneklerdeki bakterileri öldürerek ve vücudun akne ve sivilceye yol açabilen doğal bir madde olan keratin üretimini azaltarak akne rosacea’nın neden olduğu kızarıklık ve şişliği gidermek için kullanılır.

Metronidazol, jel veya krem ​​halinde bulunan başka bir topikal antibiyotiktir. Onlarca yıldır akne rosacea için temel bir tedavi olmuştur. Durumun semptomatik olan şişlik kızarıklığını ve akne benzeri lekeleri azalttığı gösterilen anti-inflamatuar özellikler içerir. Metronidazol, nötrofil kemotaksisini değiştirerek ve reaktif oksijen türlerini etkisiz hale getirerek bir anti-inflamatuar ilaç olarak çalışır.

Burunda Çıkan Sivilceler Nasıl Geçer? Ev Tedavisi

Burunda sivilce

Sodyum sülfacetamid ve kükürt: 

Reçetesiz veya reçeteli krem ​​olarak temin edilebilen kükürtün hem akne vulgaris hem de akne rosacea semptomlarını azalttığı gösterilmiştir. Genellikle metronidazol ve diğer antibiyotik ilaçlara alternatif olarak kullanılır. Kükürt, cildin kurumasına ve soyulmasına neden olan ve eksfoliyan işlevi gören bir keratolitiktir. Kükürtün ayrıca ciltteki bakterilerin çoğalmasını önlediğine inanılır, bu da yeni lekelerin gelişmesini engeller.

Çay Ağacı Yağı:

Durumun tedavisinde benzoil peroksit kadar etkili olabileceğini gösteren çalışmalarla, güçlü bir doğal sivilce savaşçısı olduğu kanıtlanmış esansiyel bir yağdır. Antiseptik, antienflamatuar ve antibakteriyel özellikler içerir ve bazı hastalar tarafından tercih edilir. Çünkü birçok geleneksel akne ilacına kıyasla nispeten yumuşak ancak etkili bir tedavidir.

Özet

Burunda sivilce görülmesi, yüzün bu kısmındaki daha büyük gözeneklere ve daha fazla sebum üretimine atfedilebilecek yaygın bir durumdur. Siyah nokta, beyaz nokta ve püstüllerle karakterize edilen çoğu burun aknesi inflamatuar değildir ve rosacea’nın bir alt kümesi olan benzer bir akne benzeri durum olan akne rozasea ile karıştırılmamalıdır. Farklı koşullar olmasına rağmen, hem akne vulgaris hem de akne rosacea tedavileri, oral antibiyotikler ve kimyasal peeling gibi bazı profesyonel prosedürlerin semptomlarını iyileştirmede etkili olduğu kanıtlanmıştır.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Göbek deliğine yağ sürmenin 7 harika faydası

Göbek deliğine yağ sürmenin faydalarına inanamayacaksınız. Göbek yağı veya göbek tedavisi, şaşırtıcı sağlık yararları elde etmek için göbek deliğine esansiyel yağlarla masaj yapmak ve böylece vücuttaki çeşitli rahatsızlıkların tedavisine yardımcı olmak için kullanılan geleneksel bir uygulamadır. Bir zamanlar sizi yaşama bağlayan ve göbek bağına açılan bir kapı olan göbek deliği, yetişkinlikte çok fazla enerjinin depolandığı bir denge merkezi görevi görür. Dahası, göbek deliği vücudun her organına birden fazla damar yoluyla bağlıdır, bu nedenle masaj yağı sinir uçlarını beslemeye ve vücudun sağlıklı kalmasına yardımcı olabilir.

Ayurveda’ya göre göbek (nabhi), yaşamın kökenini temsil eder ve dokuz aylık hamilelik sırasında besinlerin anneden çocuğa transferine izin veren bir merkez görevi görür. Bu nedenle, beslenmenin ilk yeri güçlü enerji merkezi olarak kabul edilir. Göbek yağı tedavisinden nasıl yararlanabileceğinizi bilmek ilginizi çekti mi? Hadi göbek deliğine yağ sürmenin faydalarına birlikte bakalım.

Göbek Deliğine Yağ Sürmenin Pek Bilinmeyen 7 Faydası
Göbek Deliğine Yağ Sürmenin Pek Bilinmeyen 7 Faydası

Göbek Deliğine Yağ Sürmenin Pek Bilinmeyen 7 Faydası

Bilimsel olarak bu yöntem ‘Pechoti yöntemi’ olarak bilinir. Geleneksel bilime göre, vücuttaki özel bir ‘Pechoti’ bezine bağlı olduğu söylenen göbek deliğinden esansiyel yağları ve kokuları emmek, vücutta bulunan sinir bağlantılarını düzeltebilir, iyileştirebilir ve dengeleyebilir. Aynı şeyin işleyişini destekleyen hiçbir klinik kanıt olmamasına rağmen, geleneksel olarak terapötik masajların vücut için harikalar yarattığı söylenir.

İşte pechoti yönteminin veya göbek deliğine yağ sürmenin 7 şaşırtıcı faydası…

1- Sindirim yeteneğini geliştirir

Göbek deliğine yağ sürmenin faydaları arasında en önemlisi sindirim sistemini desteklemesidir. Göbek deliğine birkaç damla hardal yağı ile masaj yapmak, irritabl bağırsak sendromunu hafifletmeye, bağırsak sağlığına yardımcı olmaya ve mide rahatsızlığı, şişkinlik veya kabızlık gibi diğer sindirim sorunlarını azaltmaya yardımcı olabilir.

Karnınızın kenarlarına dairesel hareketlerle günlük hardal yağı uygulaması, karaciğerdeki dalaktan mide ve safra suyunun salınmasına yardımcı olur, bu da sindirimi iyileştirir. Mide bulantısı ve bağırsak ağrısından kurtulmak için göbek deliğine nane veya zencefil yağı da uygulayabilirsiniz.

Not: Uçucu yağları daima taşıyıcı yağlarda seyreltin ve ondan sonra kullanın. Bunlar konsantrasyon olduğundan ve aşırı miktarda kullanıldığında cilde zarar verebilir.

2- Zihni sakinleştirir

Göbek deliğini dairesel hareketlerle ritmik olarak uyarmak, stres atmanıza ve rahatlamanıza yardımcı olabilir. Parasempatik sinir sistemini harekete geçiren göbek terapisi, duygularınızı dengelemeye ve konsantrasyonu artırmaya yardımcı olabilir. Aromaterapide stres atmak için yaygın olarak kullanılan lavanta yağı, zihinsel sağlığı iyileştirmek için göbek deliğine masaj yapmak için de kullanılabilir.

3- Cilde doğal bir ışıltı verir

Pürüzsüz, berrak ve ışıltılı bir cilt için her gün göbek deliğinize zeytinyağı ile masaj yapın. Doğal yağ asitleri ve antioksidanlarla zenginleştirilmiş zeytinyağı, iltihaplanmayı azaltmaya, cilt problemlerini önlemeye, cilt enfeksiyonlarını iyileştirmeye ve dudaklar ve topuklar dahil olmak üzere cildi baştan ayağa nemlendirmeye yardımcı olabilir.

Göbek tedavisi , yağın göbek deliğinden her yerde, hatta topikal bir uygulamada gözden kaçabilecek yerlerde bile transdermal olarak gezinmesini sağlar ve böylece parlak ve esnek bir cilt sağlar.

4- Saç büyümesini uyarır

Vücuttaki 72.000 damara bağlı olan göbek deliği, vücudun sağlıklı saç büyümesi ve hacminden sorumlu mineralleri emmesine yardımcı olur. Saçın ağarmasından sorumlu damarları beslemek, erken beyazlamayı önlemeye yardımcı olabilir, bu da saçın köklerden güçlenmesini sağlar.

Vitaminler, mineraller, C vitamini, B, E, bakır ve çinko bakımından zengin olan hindistancevizi yağı, saç dökülmesini önlemek ve saç kalitesini artırmak için en iyi seçimdir. Aşırı kuru kafa derisi ve saçı önlemek için göbek deliğine zeytinyağı veya jojoba yağı da kullanılabilir.

5- Üreme sağlığını iyileştirir

Göbek deliğine yağ sürmenin faydaları arasında üreme sağlığı da gelmektedir. Göbek deliğine uçucu yağlarla masaj yapmak hem erkeklerde hem de kadınlarda üreme sağlığını iyileştirebilir. Her gün karnınıza birkaç damla neem yağı, kuşburnu yağı, hindistancevizi yağı veya limon esansiyel yağı koymak, sperm sayısını artırmaya, menstrüel krampları hafifletmeye, doğurganlığı artırmaya ve üreme bozukluklarını önlemeye yardımcı olabilir.

6- Eklem ağrısını hafifletir

Kaslarda iltihaplanma veya aşırı aşınma ve yıpranma eklem ağrısına neden olabilir. Göbek tedavisi için hint yağı, biberiye yağı kullanmak ağrıyı azaltmaya, eklemleri güçlendirmeye ve esnekliği artırmaya yardımcı olabilir. Göbek tedavisi, artritin erken evrelerinde veya zayıf kemik yoğunluğu olan kişiler için doğal bir alternatiftir.

Göbek deliğinize hint yağı sürmek eklem ağrısını yenmenize yardımcı olur.

7- Kuru göz sendromunu iyileştirir

Kirlilik, çok fazla okuma, ekran izleme, sigara içme, yaşlanma veya başka herhangi bir tıbbi durum, görüşünüzü engelleyebilecek kuru gözlere ve gözlerde yanma hissine neden olabilir. Göbek deliğinize hindistancevizi ile masaj yapmak kuru damarları beslemeye yardımcı olabilir, bu da kan dolaşımını hızlandırır ve göz sağlığını iyileştirir.

Göbek deliğine yağ sürmenin bu faydalarına siz de şaşırdınız değil mi? Bu faydalara sahip olmak için fazla beklemeyin ve göbek yağı tedavisinden en iyi şekilde yararlanmak için onları deneyin.

Göbek Deliğine Yağ Nasıl Sürülür?

Göbek deliğine yağ sürme uygulaması çok basittir. Göbek deliğinizin üzerine yağ dökün. Göbeğinize döktükten sonra 5-10 dakika dairesel hareketlerle masaj yapın. En iyi sonucu almak için her gün yatmadan önce veya banyodan sonra yapın. Ek olarak, geceleri göbek deliğinize yağ sürmek sabahları daha sakin hissetmenizi sağlayabilir.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Göbek deliğine gül yağı, zeytinyağı sürmek faydalı mı?

Göbek deliğine yağ sürmek genel olarak içeriden sağlıklı kalmamıza yardımcı olan bir Ayurveda uygulamasıdır. Ancak, sağlık yararlarının yanı sıra, göbek yağı tedavisi, cilt ve saçta iyileşme gibi birçok farklı türde güzellik faydası da sağlayabilir. Mesela göbeğiniz (göbek deliğiniz) doğrudan yüzünüze bağlıdır. Bazı yağları göbeğinize uygulamak, birçok yüz problemini tedavi etmenize yardımcı olabilir.

Ve en iyi yanı, çok basit bir uygulama olmasıdır. Tek yapmanız gereken, vücudunuzdaki her türlü rahatsızlığı önlemek için göbek deliğinizin içine ve çevresine farklı türde uçucu yağlar ile masaj yapmak.

Risksiz olduğu için hiçbir çare bu uygulamaya alternatif olamaz. Sadece yüz cildinizi iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda birçok sindirim sorununu da çözer. Göbek deliğine yağ sürmenin inanılmaz faydalarına gelin birlikte bakalım.

Göbek Deliğine Yağ Sürmenin Faydaları Neler?
Göbek Deliğine Yağ Sürmenin Faydaları Neler?

Göbek Deliğine Yağ Sürmenin Faydaları Neler?

Göbek deliğine yağ sürmenin faydaları çokça merak edilen ve araştırılan bir konudur. Göbek deliğine yağ sürmenin bazı yaygın faydaları şunlardır:

  • Cildi nemlendirir
  • Göbek deliğindeki kiri çıkarır
  • Yumuşak ve parlak cilde sahip olmanızı sağlar
  • Saçların hızlı büyümesini teşvik eder
  • Mide rahatsızlığı, şişkinlik ve kabızlığı yok eder
  • Adet ağrısını azaltır
  • Enfeksiyonu tedavi eder
  • Doğurganlığı artırır
  • Göz kuruluğuna iyi gelir
  • Eklem ağrılarını hafifletir

Göbek deliğine yağ sürmek, sağlığınızı kontrol altında tutmak için harika bir Ayurveda uygulamasıdır.

Göbek Deliğine Bu Yağları Sürerek Daha Genç ve Daha Güzel Görünün

Bu, parlak ve kusursuz bir cilt elde etmenin en kolay yollarından biridir. Tek yapmanız gereken aşağıda belirtilen yağlardan/malzemelerden birkaç damlayı göbeğinize sürmek.

Göbek Deliğine Tereyağı Sürmek Faydalı Mı?

Göbek deliğine tereyağı sürmek, yumuşak ve parlak bir cilt elde etmek için eski bir Hint güzellik geleneğidir.

Tereyağı cildinizi nemlendirir ve daha parlak ve esnek olmasını sağlar. Bu nedenle, nemlendiriciye çok para harcıyorsanız, cildinizdeki kuruluğu gidermek için bu göbek güzelliği tüyosunu deneyin. Daha fazla fayda için inek sütünden elde edilen tereyağını tercih edin.

Göbek deliğine tereyağı sürmenin faydaları

  • Çatlamış dudakları ve yüz kuruluğunu iyileştirir
  • Yumuşak ve parlak cilt sağlar
  • Siyah noktaları yok eder
  • Cilt tonunu aydınlatır
  • Kırışıklıkları ve çizgileri giderir

Göbek Deliğine Bal Sürmek Faydalı Mı?

Balın vücudumuz için sayısız sağlık yararı vardır. Göbeğe bir damla bal koymak birçok cilt problemini tedavi edebilir.

Göbek deliğine bal sürmenin faydaları

  • Cilt kuruluğunu tedavi eder
  • Sivilceleri hızlı bir şekilde kurutur
  • Derin uyku sağlar
  • Çatlamış dudakları tedavi eder

Göbek Deliğine Gül Yağı Sürmek Faydalı Mı?

Göbek deliğine gül yağı sürmek faydalı mı, sıklıkla merak edilen bir konudur. Gül yağı kozmetikte en faydalı bileşenlerden biri.

Göbek deliğine günlük gül suyu uygulaması cilt tonunuzu iyileştirebilir ve daha güzel, parlak ve kusursuz hale getirebilir.

Göbeğe deliğine gül yağı sürmenin faydaları

  • Yüze parlaklık kazandırır
  • Akne ve sivilceleri yok eder
  • İnce çizgileri ve kırışıklıkları giderir
  • Cilt hücrelerini yeniler

Göbek Deliğine Neem Yağı Sürmek Faydalı Mı?

Neem yağı hasarlı cildi onarmaya yardımcı olan tıbbi bir yağdır. Mikropla mücade özellikleri onu akne ve kırmızı sivilceler için en etkili çözüm haline getirir.

Sivilcesiz temiz bir cilt elde etmek için göbek deliğine birkaç damla neem yağı sürün.

Göbek deliğine neem yağı sürmenin faydaları

  • Akne ve sivilceleri tedavi eder
  • Koyu ve beyaz lekeleri çıkarır
  • Pürüzsüz ve güzel bir cilt sağlar
  • Eşit cilt tonu sağlar

Göbek Deliğine Limon Yağı Sürmek Faydalı Mı?

Limon, yüz pigmentasyonunu gideren ve cilt tonunuzu aydınlatan harika bir C vitamini kaynağıdır. Koyu lekelerden ve yara izlerinden kurtulmak istiyorsanız, geceleri limon yağı sürün.

Göbek deliğine limon yağı sürmenin faydaları

  • Yüz pigmentasyonunu giderir
  • Sivilce lekelerini yok eder
  • Cildi gençleştirir
  • Temiz ve güzel bir cilt sağlar

Göbek Deliğine Badem Yağı Sürmek Faydalı Mı?

Göbek deliğine birkaç damla badem yağı sürmek cildinize harika faydalar sağlar. Ilık badem yağı kullanın, böylece badem yağı cildiniz tarafından kolayca emilebilir.

Göbek deliğine badem yağı sürmenin faydaları

  • Cilde parlaklık, yumuşaklık ve esneklik kazandırır
  • Çatlamış ve kuru dudakları tedavi eder
  • Vücudu ve cildi nemlendirir
  • Kırışıklıkları giderir
  • Gözdeki koyu halkaları azaltır

Göbek Deliğine Hangi Yağ Sürülür?

  • Susam yağı
  • Hint yağı
  • Zeytinyağı
  • Gül yağı
  • Neem yağı
  • Kuşburnu yağı
  • Hindistancevizi yağı
  • Kantaron yağı
  • Çörek otu yağı
  • Lavanta yağı
  • Limon esansiyel yağı
  • Badem yağı
  • Biberiye yağı
  • Üzüm çekirdeği yağı
  • Keteh tohumu yağı
  • Kayısı yağı
  • Nar çekirdeği yağı

Not: Uçucu yağları daima taşıyıcı yağlarda seyreltin ve ondan sonra kullanın. Bunlar konsantrasyon olduğundan ve aşırı miktarda kullanıldığında cilde zarar verebilir.

Göbek Deliğine Sürülen Hangi Yağ Neye İyi Gelir?
Göbek Deliğine Sürülen Hangi Yağ Neye İyi Gelir?

Göbek Deliğine Sürülen Hangi Yağ Neye İyi Gelir?

Göbek deliğine neden farklı yağlar sürüldüğünü biliyor muydunuz?

Neen Yağı:

Göbek deliğine neem yağı sürmek vücudunuzdaki inatçı sivilceleri yok eder.

Badem Yağı:

Göbek deliğine badem yağı sürmek yüzün parlak olmasını sağlar.

Hardal Yağı:

Göbek deliğine hardal yağı sürmek kurumuş ve çatlamış dudakları ortadan kaldırır. Ayrıca zararlı bakterileri yok ederek bağırsakları harekete geçirir ve hafif bir detoks etkisi sağlar. Diz ağrısı için yatmadan önceki gece göbek deliğinize ve çevresine 3 damla hardal yağı sürün ve hafifçe masaj yapın.

Zeytinyağı ve Hindistan Cevizi Yağı:

Göbek deliğine zeytinyağı ve hindistan cevizi yağı sürmek kadınlarda doğurganlığı artırır.

Susam Yağı:

Göbek deliğine susam yağı sürmek her türlü eklem ağrısına iyi gelir, kemikleri güçlendirir. Susam yağı geleneksel olarak her gece yatarken çocuklarda kullanılır.

Hardal Yağı ve Zencefil Yağı:

Göbek deliğine hardal yağı ve zencefil yağı sürmek mide rahatsızlığını, mide şişkinliğini, bulantıyı ve sindirim sorunlarını yok eder.

Sıcak yağ kullanımı sinir sistemine kan akışını arttırır ve bağışıklık sistemini de iyileştirir. Kabızlığı iyileştirir ve güçlü bir sindirim sistemi inşa eder. Eklem ağrısını dindirir.

Kekik Yağı:

Kekik yağı antispasmodik olduğu için göbek deliğine kekik yağı sürmek, arterleri ve damarları gevşetmeye yardımcı olur, kalpteki tansiyonu ve stresi düşürür. Kalp kaslarını güçlendirmeye yardımcı olabilir. İdrar söktürücü olarak, kekik yağı vücudundaki aşırı su, tuz ve toksinleri yok etmesine yardımcı olabilir, bu da ağırlık, tansiyon, sindirim ve daha fazlası için yardımcı olur.

Kekik yağı, solunum yollarındaki ve akciğerlerindeki mukoziteyi ortadan kaldırmaya yardımcı olabilir. Kekik yağı, bronşit, öksürük ve üst solunum yolu iltihabı tedavisinde Almanya E Komisyonu tarafından onaylanmıştır.

Kekik yağının güçlü bir bileşik olduğunu ve doğrudan cildinizin üzerinde kullanılmaması gerektiğini unutmayın çünkü duyarlılığa ve tahrişe neden olabilir. Önce taşıyıcı bir yağ ile seyreltilmelidir (zeytinyağı, hindistan cevizi yağı veya badem yağı gibi).

Göbek Deliğine Yağ Nasıl Sürülür?

  • Bahsedilen yağları ve malzemeleri bir kaseye alın.
  • Pamuk toplarını yağa batırın ve emilene kadar 10-15 dakika göbeğinizde tutun.
  • Ya da 5-10 dakika hafifçe masaj yapabilirsiniz.

Göbek Deliğine Yağ Sürmek İçin En İyi Zaman Nedir?

Yağları ve malzemeleri gece yatmadan önce veya banyodan yarım saat önce uygulayabilirsiniz.

Bu bileşenlerin düzenli olarak uygulanması yüz cildinizi canlandırabilir ve kırışıklıkları ve ince çizgileri azaltırken onu parlak ve güzel hale getirebilir.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Tretin krem cildi soyar mı, kullananların yorumları neler?

İçeriğindeki etken maddesi sayesinde cilt hücrelerini beslemeye yardımcı olan Tretin krem, cildin beslenmesini sağlar. Derinin kendisini onarmasını sağlayan Tretin kremi kullanım önerisine uygun olarak uygulamak önemlidir. Etkisini kısa sürede göstererek cilt lekelerinden kurtulmayı sağlayan Tretin kremi doktorunuza danışarak kullanabilirsiniz.

Tretin Krem Nedir?

Tretinoin etken maddesi ile cilt yüzeyinde oluşan sorunları tedavi eden Tretin krem nedir sorusuna yanıt vermek istiyoruz. Online sistem üzerinde en çok aranan kremlerden olan Tretin krem beyaz renklidir ve 30 gramlık tüplerde satılmaktadır. Topikal bir ilaç olan Tretin krem temelde sivilce tedavisi için kullanılmaktadır. Tretin krem, sivilce ve aknelerin sayısını azaltırken şiddetini de azaltarak yok etmektedir.

Retiniod adı verilen ilaç gruba ait olan Tretin krem, cilt hücrelerinin yaşam döngüsünün hızlanmasına yardımcı olmaktadır. Tretin kremin etken maddesi, A vitamininin sentetik formlarından biridir. Bu nedenle Tretin krem sivilce ile beraber ince çizgiler, yaşlılık kırışıklıkları, lekeler ve hafif çukurluk için de kullanılmaktadır.

Tretin Krem Ne İşe Yarar?
Tretin Krem Ne İşe Yarar?

Tretin Krem Ne İşe Yarar?

Yaşın ilerlemesi ve dış etmenlerin etkisi ile cilt üzerinde bazı lekeler meydana gelmektedir. Birçok kişi bu lekeler için doğal yöntemler uygulamaktadır. Ancak bazı lekeler deri üzerinden silinmeyebilir. Cilt yüzeyinde meydana gelen hasarı ve lekeleri iyileştirmek için kullanılan Tretin krem ne işe yarar öğrendiğiniz zaman bu kremden vazgeçemediğinizi göreceksiniz. İçeriğinde yer alan etken maddeler sayesinde cilt lekelerine iyi gelen Tretin kremin genel faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Cilt yüzeyindeki lekeleri yok eder.
  • Kırışıklıklara iyi gelir.
  • Güneş lekelerine iyi gelir.
  • Yaşlılık lekelerine iyi gelir.
  • Cilt yüzeyinde birikmiş olan kiri temizler.
  • Deri altında birikmiş olan yağ tabakalarını temizler.
  • İltihaplı sivilceleri iyileştirir.
  • Deri soyma özelliğine sahiptir. Bu sayede ölü hücreleri temizleyerek yeni bir cildin ortaya çıkmasına yardımcı olur.
  • Hamilelik lekelerine iyi gelir.
  • Göz çevresinde oluşan kırışıklığa iyi gelir.

Tretin Krem Ne İçin Kullanılır?

Geniş kapsamlı faydaları sebebi ile Tretin krem ne için kullanılır merak edilmektedir. Tretin krem cilt sorunları için kullanılan özel bir kremdir. Cilt yüzeyinde çeşitli nedenlere bağlı oluşan lekeler, iltihaplı sivilceler, kırışıklıklar, siyah noktalar gibi farklı cilt sorunları için doktorunuza danışarak Tretin kremi kullanabilirsiniz.

Tretin Krem Nasıl Kullanılır?

Elde edeceğiniz faydayı artırmak için Tretin krem nasıl kullanılır öğrenmeniz gerekmektedir. Doktorunuz cilt sorununuza göre Tretin kremin nasıl kullanılacağını söylemektedir. Doktorunuz tarafından kullanım önerisi yapılmadığı zaman Tretin kremi günde bir kere geceleri uygulamalısınız. Kremi parmağınızın ucunda az miktarda alarak sorunlu bölgeye sürebilirsiniz. Tretin kremi kullandıktan sonra güneşe çıkılmaması gerekmektedir. Bu nedenle geceleri sürülmesi önerilmektedir.

Tretin Krem Kaç Ay Kullanılır?

Tretin kremden istenilen etkiyi alabilmek için düzenli kullanım çok önemlidir. Kişinin cilt sorununa göre değişmekle beraber, Tretin kremin 3 – 6 ay kullanılması ile etkili sonuçlar alınabileceği belirtilmektedir.

Tretin Krem Etkisini Ne Zaman Gösterir?

Tretin Krem kullanıldığı andan itibaren etkisini göstermeye başlamaktadır. Ancak etkin bir sonuç için en az üç ay kremin düzenli olarak kullanılması önerilmektedir.

Tretin Krem Emziren Anneler Kullanılır ?

Emziren anneler, Tretin kremi kullanmadan önce mutlaka doktora danışmalıdırlar.

Tretin Krem Gebelikte (Hamilelikte) Kullanılır ?

Tretinoin içeren kremlerin hamilelik döneminde kullanılması çok sakıncalıdır. Bu nedenle Tretin krem hamilelik döneminde kullanılmamalıdır. Net bilgi almak için doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir.

Tretin Krem Göz Çevresine Sürülür Mü?

Birçok kişi Tretin krem göz çevresine sürülür merak etmektedir. Tretin kremi, göz çevresinde oluşan kırışıklıklar için kullanabilirsiniz. Ancak kullanırken göz içine sürmemeye dikkat etmelisiniz.

Tretin Krem Gözeneklere İyi Gelir Mi?

Tretin Krem düzenli kullanıldığı zaman gözeneklere iyi gelen bir kremdir. Cildin esnekliğini koruyan Tretin krem, gözeneklerin de kapanmasına yardımcı olmaktadır.

Tretin Krem Sivilce İzlerine İyi Gelir Mi?

Tretin krem temelde sivilce izlerini iyileştirmesi amacıyla hazırlanmıştır. Etken maddeleri sayesinde sivilce nedeniyle oluşan izleri geçirmektedir. Ancak düzenli kullanım ve sabır çok önemlidir.

Tretin Krem Çatlaklara İyi Gelir Mi?

Tretin krem vücutta oluşan çatlak sorunları için kullanılabilmektedir. Doktorunuza danışarak Tretin kremi çatlaklar için kullanabilirsiniz.

Tretin Krem Siyah Noktalara İyi Gelir Mi?

Cilt altında bulunan yağ ve kir tabakası birleşerek siyah noktalara neden olmaktadır. Tretin krem, deri üzerindeki ve altındaki yağ tabakalarını temizleyerek siyah noktalara iyi gelmektedir.

Tretin Krem Cilt Lekeleri İçin Kullanılır Mı?

Tretin krem cilt lekeleri için kullanılır merak edilen bir konudur. Cilt lekeleri için kurtarıcı olarak görülen Tretin krem, düzenli kullanıldığı zaman cilt lekelerini iyileştirmektedir.

Tretin Krem Güneş Lekeleri İçin Kullanılır ?

Tretin krem etkisini kısa süre içerisinde gösteren nadir kremlerden biridir. Tretin kremi güneş lekeleri için kullanabilirsiniz. Tretin kremi kullandıktan sonra güneşe çıkmamaya dikkat etmelisiniz.

Tretin Krem Cildi Soyar Mi?

Tretin krem kullanıldığı zaman cildi soyabilir. Ayrıca pul pul dökülmelere de neden olabilir. Ancak bu geçici bir durumdur ve zamanla bu etki azalacaktır.

Tretin Krem Sivilce Yapar , Çıkarır ?

Bazı kremler kullanıldığı ilk günlerde sivilce çıkarır ancak sonradan tüm sivilcelerin geçmesine yardımcı olur. Tretin kremin böyle bir yan etkisi yoktur. Düzenli kullanıldığı zaman ciltte oluşan sivilcelerin iyileşmesine yardımcı olur.

Tretin Krem Tüylenme Yapar Mı?

Tretin krem cildin alt tabakasını beslerken tüy köklerini de beslemektedir. Bu nedenle çok uzun süreli kullanımlarda tüylenmeye neden olabilir. Doktorunuza danışarak Tretin kremi ne kadar kullanmanız gerektiğine karar verebilirsiniz.

Tretin Krem Genital Bölgede Kullanılır ?

Tretin krem yüz bölgesi için tasarlanan bir kremdir. Bu nedenle Tretin krem genital bölgede kullanılır sorusuna net bir şekilde hayır yanıtı verilebilir. Tretin kremi amacına uygun olarak kullanmanız önerilmektedir.

Tretin Krem Saç Çıkarır ?

Tretin krem tüylenmeye neden olduğu için Tretin krem saç çıkarır merak edilmektedir. Ancak Tretin kremin saç çıkarma gibi bir etkisi yoktur.

Tretin Krem Yüze Sürülür ?

Tretin krem bir yüz kremidir. Ciltte oluşan sivilce, siyah nokta ve leke gibi sorunlara iyi gelmektedir. Yani Tretin krem yüze sürülebilir.

Tretin Krem Yan Etkileri Neler?

Her kremin olduğu gibi Tretin kremin de yan etkileri vardır. Tretin kremin en yaygın yan etkisi, yanma hissi ve tahriştir. Özellikle hassas ciltlerde görülen bu yan etkiler geçicidir. Kremin uygulandığı bölgede kaşıntı ve kızarıklık oluşabilir. Kremin etken maddesine karşı alerjisi olan kişilerde nefes almada zorluk görülebilir. Bu durumda kremin kullanılması bırakılarak doktora danışılmalıdır.

Tretin Krem Yüzümü Yaktı Ne Yapmalıyım?

Tretin krem normalden fazla kullanıldığı zaman yüzünüzü yakabilir. Ayrıca kremi kullandıktan sonra güneşe çıkmakta yüzün yanmasına neden olabilir. Bu gibi durumlarda cildinize nemlendirici bile sürmeden doktorunuza gitmeniz tavsiye edilmektedir.

Tretin Kremi Devlet (SGK) Karşılıyor Mu?

Tretin krem reçeteli satılan bir kremdir. Ancak SGK tarafından karşılanmamaktadır.

Tretin Krem Muadili Kremler Neler?

Eczanelerde Tretin kremi bulamadığınız zaman Acnelyse kremi kullanabilirsiniz. Tabiki öncelikle doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir.

Tretin Krem Mi Acnelyse Krem Mi Daha İyi?

Her iki krem de akne ve sivilce tedavisi için kullanılmaktadır. Acnelyse kremin ayrıca bir nemlendirme etkisi bulunmaktadır. Bunun dışında iki kremin de etkileri aynıdır. Ancak genelde Tretin krem daha çok reçete edilmektedir.

Tretin Krem Reçetesiz Satın Alınır ?

Tretin krem hem reçeteli hem de reçetesiz olarak satın alınabilir. Ancak reçeteli olsa bile devlet tarafından karşılanmaz.

Tretin Krem Fiyatı Ne Kadar?

Tretin krem güncel fiyatı 127 TL’dir.

Tretin Krem Kullananların Yorumları Neler?

Tretin krem kullananların yorumları incelendiği zaman kremin ne kadar etkili olduğu anlaşılmaktadır. Tretin kremin düzenli kullanım ile beraber sivilceleri ve izleri yok ettiği belirtilmektedir.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Balaban krem yüze, vajinaya, açık yaraya sürülür mü?

Son zamanlarda kullanımı artan Balaban krem nedir diye araştırma yapan takipçilerimize özel Balaban kremi inceledik.

Balaban Krem Nedir?

Balaban kremin etken maddesi Mupirosindir. Cilt üzerinde oluşan bakterilerin gelişerek büyümesini önleyen Balaban krem antibiyotik etkili bir ilaçtır. 15 gramlık olarak eczanelerde satılan bu krem birçok sağlık sorunu için kullanılmaktadır. Bir hasar sonrası ciltte oluşan yırtık, zedelenme, çatlaklar ya da dikiş atılmış yaralar üzerinde etkilidir.

Balaban krem abse, iltihaplı sivilce, çıban ve sakal bölgesi kıl kökü iltihabı tedavisinde etkili olmaktadır. Beyaz ve homojen olan bu kremi doktorunuzun tavsiye ettiği şekilde kullanmalısınız. Kremin etken maddesine karşı alerjisi olan kişilerin doktor kontrolünde Balaban kremi kullanmaları tavsiye edilmektedir.

Balaban Krem Ne İşe Yarar?
Balaban Krem Ne İşe Yarar?

Balaban Krem Ne İşe Yarar?

Ciltte oluşan iltihabı enfeksiyonları tedavi eden Balaban krem ne işe yarar sorusuna birçok yanıt verilebilir. Antibiyotik bir etkiye sahip olan Balaban kremin faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Bakteriyel cilt enfeksiyonlarını iyi gelir.
  • Yaraların mikrop kapmasını engeller.
  • Ciltte oluşan çatlaklarda kullanılır.
  • Tahrişler ve sürtünme nedeni ile oluşan yaraları iyileştirir.
  • Kıl köklerindeki iltihaba iyi gelir.
  • Kesimlerin iyileşmesine yardımcı olur.
  • Sivilceleri iyileştirerek pürüzsüz bir cilt sağlar.

Balaban Pomad (Krem) Nasıl Kullanılır?

Balaban krem nasıl kullanılır öğrenildiği zaman kremin etkisi daha da artmaktadır. Yanlış kullanım ise istenmeyen durumlar ortaya çıkarabilir. Bu nedenle Balaban kremi doktorunuzun tavsiye ettiği şekilde uygulamanız önemlidir. Bir parça temiz pamuk ya da gazlı bez ile kremi etkilenmiş olan bölgenize sürebilirsiniz. Kremi sürdükten sonra o bölgeyi steril bir bez ile kapatabilirsiniz. Hastalığın durumuna göre kullanım süresi değişiklik göstermektedir.

Balaban Pomad (Krem) Günde Kaç Kez Kullanılır?

Balaban krem günde kaç kez kullanılır doktora danışılmalıdır. Ancak genel olarak hastalığın durumuna göre değişe de, 10 gün süre ile günde 2 – 3 kere kullanılmaktadır.

Balaban Pomad (Krem) Emziren Anneler Kullanabilir Mi?

Balaban krem emzirme döneminde meme ucunda oluşan yaralar için kullanılabilmektedir. Ancak antibiyotik krem olduğu için bebeği emzirmeden önce meme ucunun çok iyi temizlenmesi gerekmektedir. Bu konuda doktorunuza danışarak daha fazla bilgi alabilirsiniz.

Balaban Krem Hamilelikte Kullanılır Mı?

Hamilelik döneminde Balaban kremin kullanılması önerilmemektedir. Doktorunuz bu konu hakkında daha net bilgileri verecektir. Hamile olduğunuzu bilmeden Balaban kremi kullanırsanız, mutlaka bir doktora gitmeniz tavsiye edilmektedir.

Balaban Krem Sivilce İçin Kullanılır Mı?
Balaban Krem Sivilce İçin Kullanılır Mı?

Balaban Krem Sivilce İçin Kullanılır Mı?

Balaban krem sivilce için kullanılır birçok kişinin merak ettiği bir konudur. Balaban krem sivilcenin iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Bu nedenle Balaban Pomad sivilce ve iltihaplı sivilceler için kullanılabilir.

Balaban Krem Tırnak Batması İçin Kullanılır Mı?

Tırnak batması durumunda parmak bölgesinde iltihaplı yara oluşmaktadır. Bu yaranın ve iltihabın iyileşmesi için Balaban krem kullanılabilir. Etken maddesi sayesinde iltihabı kurutur.

Balaban Krem Yanıkta Kullanılır Mı, Yanığa İyi Gelir Mi?

Yanık tedavisi dikkat gerektiren uzun bir tedavi sürecine sahiptir. Bu süreçte Balaban krem kullanılmaz. Balaban kremin yanık üzerinde olumlu etkisi yoktur.

Balaban Krem Vajinaya Sürülür Mü?

Balaban kremi vajina bölgesinde kullanılırken mutlaka doktora danışılmalıdır. Vajinal bölgede kullanılacağı zaman ince bir tabaka halinde sürülmelidir.

Balaban Krem Açık Yaraya Sürülür Mü?

Balaban krem açık yaraya sürülür mü diye çokça araştırma yapılmaktadır. Balaban krem kesinlikle açık yaraya sürülmez.

Balaban Krem Yüze, Dudağa Sürülür Mü?

Balaban krem yüz bölgesinde kullanılabilir. Dudak bölgesinde ise ağız içine girmeyecek şekilde dudağa sürülebilir.

Balaban Krem Genital Bölgede Kullanılır Mı?

Balaban krem genital bölgede kullanılır sorusu çok sık sorulmaktadır. Bu kremi genital bölgede kullanabilirsiniz. Ancak hassas bir bölge olduğu için az ve dikkatli kullanılmalıdır.

Balaban Pomad (Krem) Basura İyi Gelir Mi?

Balaban krem basura iyi gelmez. Basur için uygun kremi doktorunuzdan isteyebilirsiniz.

Balaban Krem Egzamaya İyi Gelir Mi?

Balaban krem egzamaya iyi gelir mi sorusuna maalesef olumlu yanıt veremiyoruz. Bu krem egzamaya iyi gelmez.

Balaban Pomad (Krem) Uçuğa İyi Gelir Mi?

Balaban krem uçuk için kullanılmaz. İstenilen etkiyi uçukta maalesef yaratmaz.

Balaban Krem Mantara İyi Gelir Mi?

Birçok soruna iyi gelen Balaban krem mantara iyi gelmez.

Balaban Krem Kaşıntıya İyi Gelir Mi?

Balaban krem kaşıntı için kullanılmaz.

Balaban Pomad (Krem) Morluklara İyi Gelir Mi?

Balaban kremin morluklara iyi geldiğine dair bir bilgi yoktur.

Balaban Krem Yan Etkileri Neler?

Her kremde olduğu gibi Balaban kremin de yan etkileri bulunmaktadır. Ancak bu çok sık görülen yan etkiler değildir. Karin ağrısı, boğazda şişlik, yüzde ve dudakta şişlik, nefes almada güçlük gibi etkiler gördüğünüz anda kremi kullanmayı durdurarak doktorunuza danışmalısınız.

Balaban Krem Muadili Kremler Hangileri?

Balaban krem yalnızca eczanelerde satılmaktadır. Bazen bu kremi bulamayabilirsiniz. Bu durumda Balaban krem muadili kremler hangileri öğrenerek tedavinize devam edebilirsiniz.

  • Bacoderm krem
  • Bactroban krem
  • Dextrocin krem

Balaban kremin muadili olan kremledir.

Balaban Krem Fiyatı Kaç Lira?

Balaban krem fiyatı 40,64 TL’dir.

Balaban Krem Kullananların Yorumları Neler?

Balaban krem kullananların yorumları neler öğrenerek krem ile alakalı geri dönüşleri öğrenebilirsiniz. Balaban krem kullanan kişiler, kısa sürede kremin olumlu etkisini gördüklerini belirtmektedirler. Yan etkileri yaşayan bazı kişiler olsa da, kısa sürede yan etkilerin ortadan kalktığı görülmektedir. Yan etki yaşayan kişi sayısı da oldukça azdır. Doktorun önerisine göre düzenli olarak Balaban kremi kullanan kişiler ortalama 10 gün içinde sorunlarından kurtulduklarını söylemektedirler.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Kahve telvesinin öyle bir faydası çıktı ki…

Kahve telvesi, mutfakta temizlikçi, bitkilerde koruyucu, buzdolabında koku giderici olarak kullanılabiliyor, kötü kokuları gideriyor, peeling özelliğiyle güzelleştiriyor ve hatta köpek dostlarınızın dertlerine bile çare oluyor. Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı, o kahve telvesinin de türlü türlü marifeti var. Afiyetle pişirip, güzel sohbetler eşliğinde içtiğiniz kahve telvesinin kullanım alanlarına ve faydalarına çok şaşıracaksınız.

Gözlerinizin altına kahve telvesi sürerseniz
Gözlerinizin altına kahve telvesi sürerseniz

Kahve Telvesinin Faydaları

1- Güzellik sırrı:

Kahve telvesi de yüzden bacağa, göbekten ellere ayaklara tüm cilt için faydalı. Peeling etkisiyle kan dolaşımını hızlandırıyor, siyah noktaları yok ediyor. Telveyi azıcık ılık suyla hafifçe sulandırıp temizlediğiniz yüzünüze çok hafif hareketlerle sürüp, 10 dakika bekleyip yıkayabilirsiniz.

2- Gözlerinizin altına kahve telvesi sürerseniz: 

Göz altındaki koyu halkalar alerjiden burun tıkanıklığına ve hatta genlerinize kadar birçok sebeple ortaya çıkar. Göz altı morlukları gözlerinizi soluk ve yorgun gösterirler. Kahve, kan akışını hızlandırmaya ve göz altındaki kan damarlarını küçültmeye yardımcı olur.

Bu ev yapımı göz kremi, cildi sıkılaştırmak ve göz altı torbalarının daha az sarkık görünmesini sağlamak için harikadır.

1 tatlı kaşığı kahve telvesini 1 tatlı kaşığı hindistancevizi yağı ile karıştırın ve gözünüzün altına sürün. Karışımı yaklaşık 2 dakika bekletin, ardından soğuk suyla durulayın. Gözünüze herhangi bir karışım sürmemeye dikkat edin. İki salatalık dilimi dilimleyin ve yaklaşık beş dakika gözlerin üzerine koyun.

Salatalığın gözlerinizi rahatlatan ve şişkinliğini gidermeye yardımcı olan soğutma özellikleri vardır. Kahve ise kan akışını hızlandırmaya ve göz altındaki kan damarlarını küçültmeye yardımcı olur.

3- Dibi tutmuş tencereye derman:

Tencerede yanan yemeğe üzülmek için neden çok. Yanan tencereyi, temizlemek için ise kolay bir yöntem var. Onu bir mutfak fırçasının ucuna ya da süngerinin yüzeyine sürdüğünüz telveyle ovabilirsiniz.

4- Tıkanmış lavaboya, gidere çözüm:

Kaynamış suyun içine telveyi ve karbonatı atın, tıkanan giderlere dökün. Kimyasal çözümler kadar olmasa da epey etkili bir yöntem.

5- Buzdolabı kokusuna ilaç:

Telveyi gazete kağıdına yayın, güneşte ya da sıcak bir köşede kurutun. Sonra bir çay altlığı ya da kaseye aktarıp, buzdolabının uygun bir köşesine yerleştirin. O ekşi kokuyu karbonattan daha iyi emiyor.

6- Bitkilere gübre:

Hepinizin evinde en az bir tane bulunan sardunya, açelya ya da kamelya gibi asitli toprak seven çiçekler, kahveyi en az sizin kadar sever. Telve hem toprağı besliyor, hem de çayın aksine sinekleri, böcekleri, hatta salyangozları ve kargaları bitkilerden uzak tutuyor. Eğer kedilerin saksılara dadanmasından rahatsızsanız, bitkilerin dibine içine kurutulup rendelenmiş portakal kabuğu ekleyip de koyabilirsiniz.

7- Soğan sarımsak kokusunu giderir:

Soğan, sarımsak doğradıktan sonra kokusunu gidermek için de ellerinizi telveyle ovuşturup yıkayabilirsiniz. Hem yüzeyde kalan yağ sayesinde nemlendirici etkisi de oluyor.

8- Banyo öncesi vücut peelingi: 

Kahve telvesinin içine birkaç damla nane, greyfurt, hindistancevizi yağı damlatabilir, selülit sıkıntınız varsa rendelenmiş limon kabuğu da ekleyip cildinize uygulayabilirsiniz.

9- Hobi araç gereci:

Evde sabun, mum yapımı gibi hobilerle ilgileniyorsanız, kurutulmuş telve harika bir ek malzeme. Ayrıca kağıt, kumaş gibi emici yüzeylere eskitilmiş havası vermek için boya olarak da kullanabilirsiniz.

10- Köpek dostunuzun pirelerinin katili:

Köpeğinizi yıkarken şampuanına telve ekleyin. Böylece hem pireleri ölecek, hem de tüyleri pırıl pırıl parlayacak.

Fibroadenom neden olur?

Göğüs dokusu içerisinde sert ve küresel bir yapı olarak karşımıza çıkan Fibroadenom, kanser riski olmayan bir meme tümörü türüdür. Bu yapılar için çoğunlukla müdahale gerekmezken, elle muayene yapıldığında, bu tümörün bir adenom olup olmadığı anlaşılamayabilir. Bu durumda, tümörün hekim tarafından kontrolü ve tıbbi değerlendirmesinin yapılması uygundur. Aşırı büyüklüğe ulaşmayan Fibroadenom vakalarında müdahale yerine izleme yaygın bir durumdur. Ancak belirttiğimiz gibi yapının başkalaşım geçirme durumu ve gerçekten bir adenom olup olmadığı, bu durumu etkiler.

Tipik olarak kadın memesinde ortaya çıkan Fibroadenom tümörlerinin neden ortaya çıktığı hususunda ise kesin olarak bir yargı konulmuş değildir. Ancak, hormon seviyelerindeki değişikliklerin bu anomali üzerinde etkin olduğu bilimsel bir yargıdır. Hatta Fibroadenomların, ergenlik ile başlayıp, menopoz ile kendiliğinden ortaya çıktığı şeklinde bir tıbbi yargı da bulunur. Hekimler, tespit ettikleri Fibroadenom tümörlerini yaşa göre de değerlendirir ve izlemeyi buna göre yapar.

Fibroadenom Sebepleri Nelerdir?

Fibroadenom, zararsız bir kist türüdür. Adenomlar, takip edilip başkalaşma ve şekil değiştirme durumları izlenir. Vücudun herhangi bir yerine görülebilen bu kistlerin herhangi bir negatif etkileri yoktur ve metastaz gibi bir olumsuzluk da yaratmazlar. Fibroadenom da, diğer hemen her türmörde olduğu gibi kaynağı tam olarak bilinmeyen bir kitle türüdür. Bu kitleler kanser değildir ve kanser tedavisi de gerektirmez. Ancak bu yapıların kaynağını söylemek mümkün değildir.

Yapılan araştırmalar, Fibroadenom tümörlerinin 18 yaş ile başlayıp, menopoz sürecine kadar devam edebildiği ve bu süreç sonunda kendiliğinden yok olabildiğini gösterir. Bu gözlem neticesinde, Fibroadenom, hormonlarla tetiklenen bir durumdur yargısına ulaşılmıştır. Hekimler yapacakları müdahalelerde, hastanın yaşını ve hormon etkinliklerini bu nedenle değerlendirirler.

Fibroadenom Neye Benzer?

Fibroadenom, tıbbi tetkik yapılmaksızın herhangi bir kistten ayırdı yapılabilecek bir kitle değildir. Kimi zaman büyüklüğü 5 santime kadar ulaşabilen bu kitlelerin değerlendirilmesinde, tıbbi görüntüleme ve biyopsi gibi uygulamalar gerekli olabilir. Adenom ve adenokarsinom ayırımı için biyopsi yapılarak kesin sonuca ulaşılabilmesi mümkündür.

Fibroadenom kitleleri, diğer pek çok kitlede olduğu gibi küresel ve sert yapılardır. Çok az da olsa, memede birden çok Fibroadenom tümörü meydana gelebilir. Bu durumda paniğe kapılmamak ve derhal hekim kontrolüne başvurmak gereklidir. Unutulmamalıdır ki, kendi yapacağınız muayene ile bu kitlenin ne olduğunu tespit edebilmeniz mümkün değildir.

Fibroadenom Kanser Değildir Ancak İzlenmelidir

Fibroadenom, bir kanser vakası değildir. Ancak adenomlar izlenmesi ve sürekli değerlendirmelerinin yapılması gereklidir. Kistik bir dokuya sahipseniz, Fibroadenom gibi diğer tümörlerin meydana gelmesi de söz konusu olabilir. Kaldı ki, zaten tüm kadınların düzenli meme kontrolü yaptırmaları önerilirken, Fibroadenom sahibi hastaların bunu ihmal etmesi oldukça yanlıştır.

Fibroadenom Tedavisi Nasıl Yapılır?

Fibroadenom tümörleri kanser olarak tanımlanmadığından, genellikle doğrudan müdahale yapılmaz. Değerlendirmesi yapılan tümörlerin, uzun vadeli izlemesi yapılması, hekimin uygun görmesi halinde bu kitlelerin alınması söz konusu olabilir. Uzun vadeli bir riski ekarte etmek için hekim cerrahi müdahalenin uygun olduğuna karar verebilir.

Fibroadenom veya herhangi bir kitle ile karşılaşmanız halinde, büyüklüğü ve yapısı ne olursa olsun derhal hekim kontrolüne başvurunuz. Vücudunuzdaki kitleleri kendi yöntemlerinizle tetkik edebilmeniz mümkün değildir. Hekimler dahi, yapacakları değerlendirmelerde ileri laboratuar ve tıbbi görüntüleme yöntemlerini kullanır. Bu bakımdan elle muayene sizin için bir tetkik biçimi olmamalıdır. Buradan elde edeceğiniz görsel veri, derhal hekime başvurmanız için bir belirteç olarak kabul edilebilir. Ayrıca düzenli mamografi yaptırmanız da, tavsiye edilen uygulamalar içerisinde yer alır.

İbrahim tatlıses Bodrum’da trafik kazası geçirdi

Akşam bir mekanda vereceği konser için Yalıkavak’a giden İbrahim Tatlıses’in içinde bulunduğu panelvan minibüs, bir başka araçla çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle minibüs şarampole devrildi. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi.

ibrahim tatlises bodrumda trafik kazasi gecirdi sha İbrahim tatlıses Bodrum'da trafik kazası geçirdi

Bir kamyon diğeri VİP araç biri de otomobil olmak üzere üç aracın karıştığı kazada araçlarda küçük çaplı yangın çıktı. Tatlıses’i yanmaktan vatandaşlar kurtardı. Kazadan sonra alev alıp yanmaya başlayan aracı çevredeki vatandaşlar yangın tüpü ile söndürdü. Kaza sırasında yağış olması ve çevredeki vatandaşların da müdahalesi ile çıkan yangının büyümeden söndürüldüğü belirtildi.

ibrahim tatlises bodrumda trafik kazasi gecirdi sha 3 İbrahim tatlıses Bodrum'da trafik kazası geçirdi

Olay yerine gelen ekipler minibüste sıkışan İbrahim Tatlıses’i araçtan çıkardı. Tatlıses’in yanında kızının da bulunduğu iddia edildi.

Bu arada kaza yerine gelen İbrahim Tatlıses’in çocukları Ahmet Tatlıses ile Dilan Çıtak da endişeyle kurtarma çalışmalarını takip etti. İbrahim Tatlıses’in yakınları basın mensuplarının görüntü almasını engellemek için beyaz branda kullandı.

ibrahim tatlises bodrumda trafik kazasi gecirdi sha 2 İbrahim tatlıses Bodrum'da trafik kazası geçirdi

Araç içerisinde mahsur kalan İbrahim Tatlıses’in bilincinin açık ve konuşabildiği öğrenilirken, Tatlıses’in “Beni araçla birlikte vinçle buradan çıkarın, daha sonra düzgün bir alanda beni çıkarırsınız” dediği kaydedildi.

ibrahim tatlises bodrumda trafik kazasi gecirdi sha İbrahim tatlıses Bodrum'da trafik kazası geçirdi

Kurtarma ekipleri tarafından İbrahim Tatlıses ile birlikte araç içerisinden çıkarılan biri kadın 4 kişi hastaneye kaldırıldı. Kadın yaralının durumun ağır olduğu diğer yaralıların ise durumlarının iyi olduğu belirtildi.

ibrahim tatlises bodrumda trafik kazasi gecirdi sha 1 İbrahim tatlıses Bodrum'da trafik kazası geçirdi

Genç hemşire görevi başında hayatını kaybetti

Dargeçit ilçe Devlet Hastanesi Evde Bakım Hizmetlerinden görevli olan 23 yaşındaki hemşire Canan Sayhan, görevi sırasında gittiği hastaya müdahale ederken bir anda bilinç kaybı yaşayarak yere yığıldı. İhbar üzerine gelen ambulansla görev yaptığı hastaneye kaldırılan, buradaki müdahalenin ardından da Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilen hemşire Sayhan, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı.

Tüm Müdahalelere Rağmen Kurtarılamadı

Evde Bakım Hizmetleri’nde görev yapan ve yardımına koştuğu bir hastanın tedavisiyle uğraşırken aniden fenalaştığı öğrenilen Canan Hemşire, kaldırıldığı hastanede yapılan bütün müdahelelere rağmen kurtarılamayarak vefat etti.

genc hemsire gorevi basinda hayatini kaybetti sha 2 Genç hemşire görevi başında hayatını kaybetti

Maaşını İhtiyaç Sahipleri İle Paylaşıyordu

Aldığı maaşın bir kısmını yardıma muhtaç ihtiyaç sahibi olarak gördüğü hastalarla paylaştığı öğrenilen Canan Hemşire’nin özellikle desteğe muhtaç hastaların tedavisiyle uğraşılan alan olan evde bakım hizmetleri birimini seçtiği kaydedildi.

Yaşlı ve bakıma muhtaç ailelerle kurduğu sıcak diyalogla adeta ailelerinin bir bireyi haline geldiği ve oldukça sevilip, aldığı maaşın bir bölümünü kendi gündelik yaşamına ayırıp, kalanı ise ihtiyaç sahibi ailelerle paylaştığı mesai arkadaşları tarafından gözyaşları arasında ifade edildi.

genc hemsire gorevi basinda hayatini kaybetti sha 1 Genç hemşire görevi başında hayatını kaybetti

Cenaze Töreninde Göz Yaşları Sel oldu

Görevi başında fenalaşıp, kalp krizi geçirdikten sonra vefat ettiği öğrenilen Hemşire Canan Seyhan, Dargeçit Belediye Başkanı Mehmet Cüneyt Aksoy ve ilçenin diğer yetkililerinin hazır bulunduğu cenazesi, Görev yaptığı Dargeçit Devlet Hastanesi’nin önüne getirildi. Mesai arkadaşları ve sevenlerinin katıldığı törende Canan Sayhan için gözyaşları sel oldu. Seyhan, kılınan cenaze namazının ardından Dargeçit’te toprağa verildi.

3 yaşındaki oğlunu kelle paça çorbası ile iyileştirdi

McBride, yaptığı çalışmalarda otizmin yanı sıra birçok hastalığın sebebinin de bağırsak florasındaki dengesizlik olduğunu ortaya koydu.

Geliştirdiği Bağırsak ve Psikoloji Sendromu için Doğal Tedavi Yöntemi (GAPS Tedavi Protokolü) ile çok sayıda hastanın da iyileşmesine yardımcı oldu.

Bu Tedavinin Olmazsa Olmazı Kelle Paça Çorbası
Bu Tedavinin Olmazsa Olmazı Kelle Paça Çorbası

Bu Tedavinin Olmazsa Olmazları Neler?

GAPS Tedavi Protokolü’nün olmazsa olmazlarının başında kelle paça çorbası gelirken, taze et, balık, yumurta, fermente sebze, yoğurt, peynir gibi mayalanmış ürünler de sistemin en önemli besin araçları olarak öne çıkıyor.

Dr. McBride, geliştirdiği yöntemle tüm dünyada ismini duyurdu. Çeşitli eğitimler sonucunda sistemin öğretildiği yaklaşık 2 bin hekimin desteğiyle de farklı bölge ve ülkelerdeki hastalara umut olmak için çabalıyor.

Tüm Hastalıklar Sindirimde Başlıyor

Kongre öncesi Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde düzenlenen sempozyumlara katılan Dr. Campbell McBride, oğlunun otizm tanısı almasının ardından, hastalıkla ilgili öğrenme eğrisinin hızla arttığını ve bu alanda çok fazla araştırmayla çalışma yapmaya başladığını ifade etti.

“Şu anda 25 yaşında olan oğlum sağlıklı ve normal bir hayat sürüyor. Bu da bana otizmin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu gösterdi. Kliniğimde otistik çocukları olan ailelerle çalışıyoruz. Bugün binlerce çocuk otizm tedavisi alıp, iyileşmiş durumda.”

Dr. Bride’a göre tüm hastalıklar sindirim sisteminde başlıyor. Çünkü vücudumuzdaki hücrelerin yüzde 90’ı bağırsak florasında yaşıyor.

Ebeveynin bağırsak florası anormal olduğu için o da aynen çocuğa geçiyor. Bunun sonucunda sindirim sistemi nedeniyle çocukta toksisite oluyor. Yani yediği, içtiği şeyler aslında beyni büyütmesi gerekirken, tam tersine çocukta toksisiteye sebep olarak disleksi, epilepsi, hiperaktivite, şizofreni gibi sorunlara neden oluyor.

Bağırsak Florası Dengesine Dikkat!
Bağırsak Florası Dengesine Dikkat!

Bağırsak Florası Dengesine Dikkat!

McBride, otistik çocukların hepsinin beyinleri, bağırsak florası dengesinin bozukluğu nedeniyle zehirlendiğini söylüyor.

“Ne yediğiniz çok önemli. Sindirim sistemimiz uzun bir tünel gibi. Çorba da bildiğim kadarıyla geleneksel Türk mutfağında önemli rol oynuyor. Mesela hayvanın kafasıyla, ayaklarıyla yapılmış çorbalar var. Bizim de GAPS protokolünde önerdiğimiz en değerli besinlerden biri bu kelle paça çorbasıdır.” ifadelerini kullandı.

Kelle Paça Çorbası Neye Gelir?

Genellikle sığır, kuzu, koyun vb. sakatatlardan hazırlanan kelle paça çorbası Türk mutfağında en çok tercih edilen çorbalar arasındadır. Hayvanların sakatatlarından elde edilen kelle paça çorbası özellikle kış aylarında hastalıkları önlemek için sıklıkla tüketilmektedir.

  • İçeriğindeki kolajen, vitamin ve mineraller sayesinde bağışıklık sistemini koruyarak güçlendirir.
  • Kemikleri ve kasları güçlü yapar.
  • Kansere karşı savaşır.
  • Cildin daha genç görünmesini sağlar.
  • Özellikle grip enfeksiyonlarına iyi gelir.
  • Kas yırtılmalarını, kırıkları ve çeşitli ortopedik rahatsızlıklarını tedavi eder.
  • İçeriğindeki kolajen içeriğinin yanı sıra magnezyum, kalsiyum ve fosfor gibi mineraller içerdiği için çabuk iyileşmeye yardımcı olur.
  • Cilt, tırnak ve saç sağlığına fayda sağlar. Özellikle cildin elastikiyetini artırarak daha genç bir görünüm elde edilmesine yardımcı olur.

Yanak sarkması nedir, neden olur? Doğal çözümler neler?

Yanak sarkması nedir neden olur doğal çözümleri, Yanak sarkmasının pek çok nedeni bulunuyor. Neyse ki söz konusu sarkmanın doğal yollar ile çözümü de mümkün. Özellikle kadınların korkulu rüyalarından birisi olan yanak sarkmaları kısa sürede hayatı zindan edebilir.

Yanak sarkmaları, kırışıklıklar gibi cilt sorunları kısa sürede yaşlanma görüntüsüne kavuşmanıza neden olabilir. Bu sorunların üstesinden gelebilmek için doğal çözümler bulunuyor. Her ne kadar doğal çözümler olsa da güzellik salonlarında da bu sorunlardan kısa sürede kurtulabilirsiniz.

Yanak sarkmaları neden olur diye düşünüyorsanız sıralayacağımız nedenleri mutlaka incelemelisiniz. Söz konusu nedenler hayatınızda varsa bu konuda önlemler alarak yanak sarkmasının yenilenmesinin önüne geçebilirsiniz.

Yanak Sarkmaları Neden Olur?

Yanak sarkmaları neden olur? Yanak sarkmaları dış etkenlere bağlı da olabilir beslenme nedenleri ile de ilgili olabilir. Bu konuda vereceğimiz söz konusu neden listesini kendinizde arayın. Bulduğunuz yanlış olanları düzelterek yanak sarkmasının tekrarının önüne geçebilirsiniz.

  • Yağ oranı düşük besinlerle beslenme.
  • Yanlış ve yetersiz uyku.
  • Çok stres.
  • Günlük su içme oranından daha az su içmek.
  • Yetersiz ve yanlış beslenme.
  • Sürekli güneş ışınlarına maruz kalmak.
  • Ani verilen kilolar.

Söz konusu nedenlerden sizlerde de var mı? Eğer cevabınız evetse bu nedenleri en kısa sürede değiştirmekte fayda var. Aksi halde tedavi sonrasında yanak sarkmasının tekrar etmesi olası. Sadece yanak sarkmaları da değil yüzünüzde kırışıklıklara da neden olabilmekte bu nedenler.

Yanak Sarkmasına Evde Doğal Çözümler

Yanak sarkmasına evde doğal çözümler. Hayatınızı zinden edebilecek güçte olan ve psikolojik olarak çekmenize neden olabilecek yanak sarkmasının evde doğal bir çözümü bulunuyor. Hatta birden fazla çözümü bulunuyor.

Vereceğimiz çözümler neredeyse herkesin evinde bulunabilecek malzemelerden oluşmakta. Bunun yanı sıra sadece bir kimyasal içerikli önerimiz olacaktır. Söz konusu çözüm yöntemlerini uyguladıktan bir hafta sonra göz görülür ve ciddi anlamda işe yarayan sonuçlar elde edebileceksiniz.

  • Salatalık maskesi.
  • Yumurta akı maskesi.
  • Retin A içerikli kremler.

Salatalık maskesi ile yanak sarkmasına çözüm

Salatalık maskesi ile yanak sarkmalarından kısa sürede kurtulabilirsiniz. Söz konusu salatalık maskesi iki malzeme ile yapılmakta ve malzemeler neredeyse herkesin evinde bulunuyor.

Bir kabın içerisine orta boy salatalığı önce soyun ardından rendeleyin. Daha sonra üzerine bir kaşık yoğurt ekleyin ve karıştırmaya başlayın. Sürülebilir bir kıvam elde ettiğinizde maskeniz hazır demektir. İsteğe göre içerisine birkaç damla zeytinyağı da damlatabilirsiniz.

Elde etmiş olduğunu salatalık maskesini yüzünüzün her yanına uygulayabilirsiniz ya da sadece sarkma olan böyleye uygulayabilirsiniz.  Uygulama işleminden sonra en az 15 dakika yüzünüzde beklemesi gerekiyor. Bekleme işleminden sonra ılık su ile yüzünüzü tahriş etmeden durulama işlemine geçiş yapın. Söz konusu maskeyi iki günde bir yaparak bir haftanın sonunda yanak sarkmasından büyük oranda kurtulabilirsiniz.

Yumurta akı maskesi ile yanak sarkmasından kurtulmak

Yumurta akı maskesi ile yanak sarkmalarından kurtulmak. Söz konusu yumurta akı maskesi ile kısa sürede sarkmalardan kurtulmak mümkün. Salatalık maskesi gibi kolay hazırlanışı sayesinde güzellik sektöründe olukça tercih edilen maskelerden sadece birisi.

Yumurta akı maskesini hazırlamak için bir kabın içerisine iki adet yumurtanın akını alın. Daha sonra aldığınız akı çırpıcı ile iyice çırpın. Köpüren yumurta akının üzerine taze kesilmiş yarım limonu sıkın. Sıkma işleminden sonra son kez karıştırarak homojen dağlım olmasını sağlayın.

Yumurta akı maskesini sarkan ve kırışıklık oluşturan her alana uygulayabilirsiniz. Uygulama işleminden sonra 15 dakika kadar yüzünüzde duran maskesi ılık su yardımı ile temizleyin. Temizleme sırasında nazik davranmanı ve cildinizi tahriş etmemeniz oldukça önemli.

Söz konusu yumurta akı maskesini haftada iki defa uygulayarak ikinci haftanın sonunda sarkmalardan ve kırışıklıklardan kısa sürede kurtulabilirsiniz.

Yanak sarkmasını toparlayan maske tarifi

Varis neden olur, nasıl geçer? Sarımsak ile evde varis tedavisi

Varisli damarlar, cildin yüzeyine yakın, çoğunlukla bacaklarda ve uyluklarda anormal derecede büyük damarlarla kendisini gösteren oldukça yaygın bir sorundur. Genellikle duvarları zayıflamış damarlar veya kan akışını düzenleyen zayıf çalışan valfler geliştirdiğinde ortaya çıkar. ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı’na göre, varisli damarlar kadınların yaklaşık % 25’ini ve erkeklerin ise % 10’unu etkilemektedir.

Varisli damarlar ağrı, yorgunluk, huzursuzluk, bacaklarda yanma, zonklama, karıncalanma veya ağırlık hissine neden olabilir. Şişkin damarların görünümü de özellikle kadınlar için büyük bir endişe kaynağıdır.

Genç Yaşta Varis Neden Olur?

Genç yaşta oluşan varisli damarların yaygın nedenleri kalıtım, çok fazla ayakta durmanın gerekli olduğu çalışma ortamları, obezite, doğum kontrol hapları, hamilelik, ergenlik ve kabızlıktır.  Ayrıca menopoz sırasında vücutta oluşan hormonal değişikliklerde varis oluşumunu tetiklemektedir. Varisli damarlar için standart tedaviler bulunmaktadır. Ancak hem tıbbi hem de cerrahi tedaviler oldukça pahalı olabilir. Neyse ki, varisli damarları evde tedavi edebilecek ve neden olabileceği rahatsızlıkları ortadan kaldırabilecek uygun maliyetli bitkisel ilaçlar mevcuttur. Bu yazımızda varisli damarların etkilerini kolayca hafifletebileceğiniz iki farklı tariften bahsedeceğiz.

Varisler İçin Sarımsaklı Tedavi

Varisli damarları tedavi etmek ve örümcek damarları ortadan kaldırmak için sarımsak, portakal suyu ve zeytinyağı tedavisi harika sonuçlar ortaya çıkarıyor.

Sarımsak, kan damarlarının iltihaplanmasını önlemeye yardımcı olan allisin adı verilen bir bileşik içerir. Ayrıca vücudunuzdaki zararlı toksinleri atmak ve genel sağlık durumunuzu iyileştirmek için kullanılır. Sarımsak, portakal suyu ve zeytinyağı karışımını mutlaka deneyin.

Malzemeler;

  • 6 diş sarımsak
  • 3 adet portakal
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı

Hazırlanışı;

6 diş sarımsağı ezin ve 3 adet portakaldan taze sıkılmış meyve suyu ile karıştırın. Karışıma 2 yemek kaşığı zeytinyağı ekleyin. Karışımı kullanmadan önce yaklaşık 12 saat kadar bekletin.

Uygulanışı;

Karışımı 15 dakika boyunca varisli bölgedeki cildinize tamamen emilene kadar dairesel hareketlerle uygulayın. Bunu her gün sonuç alıncaya kadar aksatmadan uygulamanız tavsiye edilir. Ayrıca bölgeyi bir bezle sarabilir ve varisli damarların boyutunu azaltmak için 15 dakika bekletebilirsiniz. Diyetinize düzenli olarak sarımsak da dahil edilmesi önerilir.

Varisler İçin Limon-Sarımsak Tedavisi

Bu karışımın etkili olması için kesinlikle kaliteli malzemeler seçmelisiniz. Özellikle yağın kalitesinde ısrar ediyoruz, sızma zeytinyağı tercih etmelisiniz. Sarımsak için de yerli olanları tercih edin.

Malzemeler:

  • 12 diş sarımsak
  • 1/2 su bardağı sızma zeytinyağı
  • 1 adet limon suyu

Hazırlanışı:

Sarımsakları soyduktan sonra ikiye bölün ve havanda homojen oluncaya kadar iyice ezin. Sonra sarımsakları bir cam kavanoza alarak üzerine zeytinyağı ve limon suyunu ekleyin. Kavanozun kapağını örterek serin ve karanlık bir yerde bir gece bekletin. Ertesi sabah malzemeleri tahta bir kaşık ile karıştırın ve posasını ayırmak için süzgeçten geçirin

Uygulanışı;

Elinize bol miktarda karışımdan alarak varisli damarlardan etkilenen bölgelere sürün. Kan dolaşımını uyarmak için parmak uçlarınızla hafifçe masaj yapın. Bir saat boyunca cildinizin karışımı emmesi için bekleyin. Daha sonra soğuk suyla durulayın. Uygulamayı haftada en az üç kez olmak kaydı ile akşamları tekrarlayın.

Kırkkilit otu nedir, nasıl kullanılır, faydaları neler?

Kırkkilit otu geçmiş zamanlardan bu yana çeşitli hastalıklara şifa sağlaması amacıyla kullanılan bir ot türüdür. Kırkkilit otunun sağlık açısından birçok faydaları bulunmaktadır. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’nun önerdiği kırk kilit otunun ne olduğunu ve kırkkilit orunun faydalarını sizler için araştırıp bir araya getirdik. Kırkkilit otunu Prof. Saraçoğlu’nun tavsiyesi üzerine herkes merak etmeye başladı ve insanların kafasında, kırkkilit otu ile alakalı birtakım sorular belirdi. Peki, nedir bu sorular diyorsanız hemen açıklayalım.

Kırkkilit Otu Nedir?

Kırk kilit otu yol kenarlarında, genellikle sulak yerlerde yetişebilen bir ot türüdür. Kırkkilit otu ülkemizin birçok yerinde yetişmektedir. Küçük sivri uçları ve yapraklara sahip olan kırkkilit otu görüntü itibariyle biberiye bitkisine benzemektedir. Dünya üzerinde birçok çeşidi olan kırkkilit otunun en az 7 türü olduğu söylenmektedir. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’nun tavsiyesi ile gündeme gelen kırkkilit otunun sağlık açısından çeşitli faydaları bulunmaktadır.

Kırkkilit Otunun Faydaları Nelerdir?

İbrahim saraçoğlunun adından sıkça söz ettiği kırkkilit otunun sağlık açısından birçok faydası bulunmaktadır. Kırkkilit otunun faydalarını merak ediyorsanız sizler için araştırıp bir araya getirmiş olduğumuz bilgilere göz atabilirsiniz. İşte kırkkilit otunun faydaları:

Kemikleri, saçları ve tırnakları güçlendirir

Kırkkilit otu yüksek bir silikon içeriğine (kemik sağlığı için gerekli bir mineral) sahiptir ve bu nedenle kemiklerin, saçların ve tırnakların güçlendirilmesine yardımcı olmak için kullanılmıştır. Osteoporoz için olası bir tedavi seçeneği olarak bile önerilmiştir. Çalışmalar, kırkkilit otu kemik hücrelerinin üretimini doğrudan artırdığını ve artan kemik dokusu oluşumuna yol açtığını göstermiştir.

Bağışık sistemini güçlendirir

Ek olarak, kırkkilit otu bitkisindeki yüksek silika içeriği, aşırı kanama riskini azaltmaya yardımcı olur ve sağlıklı kan hücrelerinin inşasına katkıda bulunur. Araştırmalar, kırk kilit otunun, tüm bağışıklık sistemini iyileştiren fagositlerin sayısını, mikroorganizmaları ve diğer yabancı maddeleri yok eden beyaz kan hücrelerinin sayısını artırdığını göstermiştir. Ayrıca, kırkkilit otu toksik kalıpların büyümesini engelleyebilir.

Eklem ağrılarını yok eder

Kırkkilit otu tıpkı kemiklerde olduğu gibi zengin slika içeriği sayesinde eklem ağrılarının da kısa süre içerisinde azalmasına yardımcı olmaktadır. Osteoporaza bağlı eklem ağrılarının azaltılmasında kırkkilit otu önemli bir yere sahiptir.

Kırkkilit Otunun İyi Geldiği Diğer Hastalıklar

  • Böbrek ve mesane taşları tedavisinde
  • Boğaz ağrısı tedavisinde
  • Kilo vermek için
  • Saç dökülmesi ve güçlendirilmesi tedavisinde
  • Tırnak güçlendirilmesi tedavisinde
  • Gut hastalığı tedavisinde
  • Ağır adet dönemlerinde
  • Vücudun sıvı tutma durumunda ve ödem atma tedavisinde
  • İdrar yolu enfeksiyonları tedavisinde
  • İdrar kaçırma tedavisinde
  • Açık yaraların çabuk iyileşmesi tedavisinde
  • Eklem çatlamaları tedavisi
  • Kemik romatizmaları tedavisi
  • Dölyatağında meydana gelen poliplerin tedavisinde
  • Genital bölge iltihaplarında
  • Böbrek taşı tedavisinde
  • Kepekli saç derisi şikayetleri tedavisinde kırkkilitotu kullanılabilir.

Kırkkilit Otu Çayı Nasıl Demlenir?

Kırkkilit otu yaprakları kullanılarak çayı yapılmaktadır. Kırkkilit otunun çayının nasıl demlendiği sorusunun cevabını Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu açıklamıştır. İşte Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’na göre kırkkilit otu çayı nasıl demlenir sorusunun cevabı:

Malzemeler

  • 2 tutam kırkkilit otu
  • 1 bardak su

Kırkkilit otu bir bardak klorsuz su ile kaynatılır. Daha sonra 5 dakika demlenmesi beklenir. Ilınınca aç karnına 2 bardak öğünlerden önce soğutulmadan içilir.

Prof. Dr. Saraçoğlu’nun önerdiği bel fıtığına kırkkilit otu:

Malzemeler;

  • 2 tutam kırkkilit bitkisi
  • 1 bardak su

Nasıl hazırlanır?

Kırkkilit otunu bir bardak suyun içerisinde 5 dk boyunca kaynatın. Ilıdıktan sonra bu karışımı 1 yoğurt kâsesine boşaltın. Normal sıcaklıkta olan bir odada yatağın üzerine uzanın. Masajı yapacak kişinin 5 parmağını kırkkilit suyuna batırarak ense kökünden kuyruk sokuma kadar 15 20 defa karışıma 5 parmağını batırarak uygulamalıdır. Karışımı sürdükten 1 sonra bu bölgeye aynı şekilde ardıç yağı ile masaj yapılmalıdır. 3. Gün ise kırkkilit karışımı ile aynı masaj uygulanmalıdır. 4. Gün ardıç yağı uygulanmalıdır. 1 ay boyunca uygulanan bu karışım ağrıları ve bel fıtığı şikâyetinin tedavi edilmesine yardımcı olmaktadır.

Kırkkilit Otu Zayıflatır Mı?

Kırkkilit otunun ödem atıcı ve idrar söktürücü özelliği olması nedeniyle zayıflatıcı etkisi de bulunmaktadır. Kırkkilit otu çayı demlenerek her gün 2 defa yemeklerden önce içilirse kilo vermenize ve ödem atmanıza yardımcı olmaktadır.

Depresyonun tedavisi çekirdek çitlemek

Ay çekirdeği, yüksek protein içeren şaşırtıcı derecede besleyici bir atıştırmalık olmakla birlikte birçok önemli vitamin, mineral ve antioksidan içeriyor. İçerdiği mineral ve antioksidan ile depresyon, panik atak ve unutkanlığı azaltıyor.

Depresyona Karşı Çekirdek Çitleyin!

Yapılan araştırmalar ay çekirdeğinin stres, anksiyete, depresyon ve unutkanlığa karşı yardımcı besin olduğunu ortaya koyuyor..

Ay çekirdekleri kolaylıkla bulunabilen ve yüksek kalorili şekerlerin veya diğer daha az sağlıklı atıştırma alternatiflerinin yerine geçebilen bir yiyecek olarak ön plana çıkıyor. Bir avuç ay çekirdeği tüketilmesi, günlük gıda alımının besin değerini arttırmada önemli rol oynuyor.

Ay çekirdekleri B1, B5, E ve folik asit içeriyor. Aynı zamanda önemli mineraller arasında yer alan bakır, magnezyum, selenyum ve fosfor açısından da sağlıklı bir besin sunuyor. Yalnızca çeyrek fincan -dört yemek kaşığı- kadar çekirdek, bu önemli besinlere olan günlük ihtiyacınızın yarısından daha fazlasını karşılayabiliyor. Ay çekirdeklerinde bulunan yağ da, iyi kolesterolü artırabilen, kalp ve kardiyovasküler sistemini koruyan kalp dostu yağlardan.

Panik Atak ve Depresyon Tedavisinde Yardımcı

Ay çekirdeği, besinler arasında özellikle E vitaminiyle güçlü bir antioksidandır, kardiyovasküler sağlığın korunmasına yardımcı olduğu gibi, çeyrek fincan ay çekirdeği tavsiye edilen günlük E Vitamini alımının yüzde doksanını karşılıyor. Kardiyovasküler sağlık ve kolesterol korumaya yardımcı olan diğer besinler arasında lignan, arginin ve fenolik asitler de yer alıyor. bu besinlerin alımını artırmanın faydalarını gösteren birçok araştırma yapılmaktadır.

Uzm. Dr. Baha Murat Aydoğ’a göre, Ay çekirdeğinde bulunan diğer maddeler arasında triptofan ve kolin de yer almaktadır. Aynı zamanda balkabağı çekirdeğinde de bulunan triptofan; stres, anksiyete ve depresyonun azaltılmasına yardımcı olabilir. Kolin ise özellikle hafızanın iyileştirilmesine yardımcı olarak beyin fonksiyonlarının artırılmasına destek olabilir. Bu zengin bitkisel, vitamin ve mineraller kombinasyonu ile ay çekirdekleri şaşırtıcı derecede besleyici bir yiyecek olarak ön plana çıkıyor.

Nar gibi kızarmış çıtır kabak tatlısı

En İyi Bal Kabağı Nasıl Seçilir?

Alacağınız bal kabağının nefis bir lezzette olmasını istiyor, özellikle tatlısını yaptığınızda tam kıvamında olsun, ağzınıza attığınız gibi damağınızda erisin istiyorsanız uygulamanız gereken birçok püf noktası var. Önceliğimiz tabii ki en iyi bal kabağını seçebilmek. Bunun için de şu adımlara dikkat etmeniz önemli:

Bal kabağını bütün halde alacaksanız öncelikle kabuğunu mutlaka incelemelisiniz. Kabuğunda farklı benekler, çatlaklar varsa o kabağı asla almamalı, olabildiğince çatlaksız, yarasız olan bal kabaklarını tercih etmelisiniz.

Aynı şekilde kabuğun mat olması da önemli. Eğer bal kabaklarının kabukları çok parlaksa bu ilaçlamalar dolayısıyla ortaya çıkmış kalıntılardan ya da başka bir yabancı maddeyle temastan kaynaklı olmuş olabilir, uzak durmanızda fayda var.

Bal kabağının kabuğu sert olmalı. Eğer kabuk yumuşak ya da kendini salmış bir haldeyse bu bozulmaya başladığının göstergesi olabilir. Bunun yerine gergin, sert kabuklu olanları tercih etmelisiniz.

Alacağınız bal kabağının ne kadar olgun olduğunu anlamak içinse güneş ve toprakla ne kadar temasta kaldığını gözlemleyebilirsiniz. Bütün haldeki bal kabağının alt kısmını çevirdiğiniz sarı tonların hakim olduğunu görüyorsanız o kabağı gönül rahatlığıyla alabilirsiniz. Çünkü bu, bal kabağının uzun süre toprakta kaldığını gösteren bir izdir. Uzun süre toprakta kaldığı için de olgunlaştıktan sonra toplandığını fark edebilirsiniz.

Eğer bal kabağını ters çeviremeyecekseniz ya da bir test daha yapmak isterseniz bal kabağının sapını kontrol edebilirsiniz. Alacağınız bal kabağının sapının tamamen kurumuş olması gerekir. Eğer yeşil saplı ya da yer yer yeşil kalmış saplı bir bal kabağı görürseniz bu, olgunlaşmadan toplandığı anlamına gelir. Onlar yerine sapı tamamen sararmış ve kurumuş olanları tercih etmelisiniz.

Son olarak, eğer bütün halde bal kabağı alacaksanız çok büyük ya da küçük bir kabak yerine orta büyüklükte kabakları tercih etmeniz doğru olacaktır. Bu, hem alacağınız kabağın olgun olduğunu gösterir hem de orta büyüklükte olduğu için eve gidip kesmeye, doğramaya başladığınızda çok daha pratik bir şekilde onu kesip dilimlemenizi sağlar.

Çıtır Kabak Tatlısı Tarifi

Malzemeler;⠀⠀

  • 6 kilo soyulmuş doğranmış kabak⠀
  • 4 kilo şeker⠀
  • 2 avuç sönmemiş kireç ⠀⠀

Hazırlanış Aşaması;

  • Kabakları soyup eşit boylarda doğrayın.
  • Bir kaba kabakların üzerini geçecek kadar su ilave edin.
  • Sönmemiş kireç i suya ekleyin.
  • Kireç harekete geçene kadar bekleyin.
  • Kireç dibe çöküp su durulandıktan sonra dikkatlice yüzeydeki suyu başka bir kaba alın.
  • Kabakları bu suyun içine ilave edin 1 gece bekletin.
  • Suyu süzüp iyice yıkayın.
  • Kabakları tencereye alın suyunu ve şekerini ilave ettikten sonra şerbeti iyice geri çekildikten sonra altını kapatın.
  • Uzun süreli saklamak için bir kaba alabilirsiniz.
  • Şekerlenmemesi için şerbeti çok kaynatmayın, gerekirse az bir miktar su ilavesi yapabilirsiniz.⠀

Alinazik nasıl yapılır? Nefis lezzetli alinazik tarifi

Süzme Yoğurt Malzemeleri;

  • 4 litre taze süt
  • 3 kaşık yoğurt⠀

Hazırlanış;

  1. Sütü 10 dakika kaynatın.
  2. Ilıdıktan sonra yoğurdu ılık süt ile karıştırıp ekleyin.
  3. 3-4 Saat sonra dolaba kaldırın.
  4. Soğuduktan sonra mutfak tülbentinde süzdürün.

Taban Malzemeleri; (3 kişilik)

  • 6 yemek kaşığı süzme yoğurt⠀
  • 4 adet patlıcan⠀
  • 1 diş sarımsak⠀
  • Tuz⠀

Hazırlanış Aşaması;

  1. Patlıcanları közleyip soyup doğrayın.
  2. Tüm malzemeleri karıştırın.

Et Malzemeleri;

  • 500 gr dana eti⠀
  • 1/2 çay bardağı sıvıyağ⠀
  • 1 yemek kaşığı salça⠀
  • 1 tatlı kaşığı toz biber⠀

Hazırlanış;

  1. Eti yağda kavurun.
  2. Piştikten sonra salçayı ekleyin.
  3. Toz biber ve tuzu da ekleyip ocaktan alın.

Not: Etleri daha ince doğrayabilirsiniz. Amacımız orijinali gibi yapmak değil bana lezzetli gelen tarifi sizlere sunmak.

Gül Şerbeti Malzemeleri;

  • 2 yemek kaşığı kuru gül⠀
  • 1 yemek kaşığı nar çiçeği⠀
  • 4 yemek kaşığı şeker⠀
  • 4 su bardağı su⠀

Hazırlanış;

  1. Tüm malzemeleri 10 dakika kaynatın.
  2. Ardından soğutun.

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Afiyet olsun..

Hünnap’ın faydaları neler, neye iyi gelir?

Hünnapın en ilginç sağlık yararları arasında kanserin ilerlemesini yavaşlatma, cilt sağlığını iyileştirme, kilo vermeye yardımcı olma, kanı temizleme, stresi azaltma, dinlendirici uykuyu teşvik etme, bağışıklığı güçlendirme, karaciğeri koruma, kemik mineral yoğunluğunu artırma, ve vücudu detoksifiye etme bulunur.

Hünnap’ın Faydaları Neler?

Uykusuzluğa iyi gelir,

Hünnap özellikle uykusuzluk ve diğer uyku sorunları stres ve kaygıyla ilişkili olan insanlar için etkilidir. Hünnap’ın en güçlü faydalarından biri, zihni sakinleştirme, sinirsel aktiviteyi susturma ve uykuyu teşvik etmeye ve sürdürmeye yardımcı olmasıdır. Bilimsel çalışmalar hünnap’ın farelerde uyku süresini uzattığını gösteriyor. Hem flavonoidlerin hem de saponinlerin – hünnapta bulunan biyoaktif bileşiklerin – uyku süresini arttırdığı da gösterilmiştir. Diğer araştırmalar, hünnaptaki flavonoidlerden birinin, uykunun en onarıcı iki aşaması olan yavaş dalga uykusu ve REM uykusunda harcanan zamanı artırabildiğini gösteriyor.

Kaygı ve stres için rahatlama sağlar,

Birçok insan için uyku sorunları ve kaygı el ele gider. Hünnapta bulunan ve uykuyu iyileştirmeye yardımcı olan aynı biyoaktif bileşikler, uyku sorunu olsun ya da olmasın kaygıyı da giderebilir. Hünnap’ın ruh hali ve rahatlama için iki önemli nörotransmiter olan GABA ve serotonin üzerindeki etkileri, bitkinin anksiyolitik güçlerinin kaynaklarıdır.

Sindirime yardımcı olur,

Hünnap binlerce yıldır şişkinlik, mide ağrısı ve kabızlık gibi gastrointestinal sorunları tedavi etmek için kullanılmıştır. Araştırmalar hünnapın mide asidini azaltabildiğini ve ayrıca mide ülserlerine karşı korunmaya ve tedavi etmeye yardımcı olduğunu gösteriyor. Araştırmalar ayrıca hünnapın kronik kabızlığı iyileştirmede oldukça etkili olduğunu gösteriyor.

Kan şekerini düşürmede etkilidir,

Hünnap kan şekerini düşürmede etkili olabilir, bu da onu diyabet ve metabolik sendrom gibi kan şekeriyle ilgili diğer rahatsızlıklara karşı koruma ve tedavi etmede potansiyel olarak yararlı bir doğal terapi haline getirir. Araştırmalar ayrıca hünnabın vücutta yağ birikimini engelleme yeteneği ile obezite önleyici etkileri olduğunu da tanımlamıştır.

Kalp damar sağlığını destekler,

Hünnapın antioksidan ve anti-inflamatuar yetenekleri, kalbe ve kardiyovasküler sisteme geniş faydalar ve korumalar sağlayabilir. Hünnapta bulunan saponinler kolesterolü düşürmeye yardımcı olabilir. Bilimsel araştırmalarda hünnapın “kötü” LDL kolesterolü artırmadan sağlıklı HDL kolesterol seviyelerini arttırdığı gösterilmiştirÇalışmalar ayrıca hünnapın trigliserit seviyelerini ve C-reaktif protein konsantrasyonlarını azaltabildiğini göstermiştir. Hünnap,arterlerde sağlıklı kan akışını bozan maddelerin birikmesi olan arterioskleroza karşı koruma sağlayabilir.

Beyin ve sinir hücrelerini korur,

Araştırmalar hünnapın, sinir hücrelerini hasara ve bozulmaya karşı koruma, hafızayı onarma ve öğrenmeyi iyileştirme ve bilişsel bozulmaya karşı koruma da dahil olmak üzere beyne bir dizi koruyucu fayda sağlayabileceğini gösteriyor . Yeni araştırmalar, hünnapın Alzheimer hastalığının bir nedeni olan beyindeki işlevsiz aktiviteyi engelleyebileceğini gösteriyor.

Bağışıklığı güçlendirir,

Hünnap, bağışıklık sistemini zayıflatan ve bizi hastalıklara karşı daha savunmasız hale getiren inflamasyonu ve oksidatif stresi azaltan, bağışıklık sistemi için güçlü bir potansiyel destekçi olarak kabul edilmektedir. Saponinler, flavonoidler ve polisakaritler dahil olmak üzere hünnapta doğal olarak bulunan bileşiklerin birçoğu hünnabın bağışıklık desteğinin arkasındaki ajanlar olarak tanımlanmıştır.

Kanserden korur,

Hünnapın kanserle mücadele özelliklerine çok fazla bilimsel ilgi. Saponinler, flavonoidler, antioksidanlar, polisakkaritler ve triterpenoidler de dahil olmak üzere hünnapta bulunan biyoaktif bileşiklerin çoğunun, bazı kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatma ve öldürme yeteneğine sahip olduğu gösterilmiştir. Bilim adamları giderek artan bir şekilde hünnapı kanser için potansiyel bir önleyici tedavi ve tedavi olarak inceliyorlar.

Karaciğeri korur,

Hünnap çok kuvvetli bir antioksidandır. Çünkü, içeriğinde çok güçlü C vitamini vardır. İçinde niasin adlı madde bol miktarda bulunduğundan kan dolaşımına karşı çok faydalıdır. “Niasin” ayrıca soğanda ve sarımsakta da bol miktarda bulunmaktadır.

İçerdiği antioksidanlar karaciğere koruma sağlar ve yenilenmesini sağlar. Bu bilgi yaklaşık 40 dakika boyunca kan temininden mahrum bırakılan karaciğerin hünnap meyvesi yardımıyla iyileşme gösterdiği bir hayvan çalışmasında elde edilmiştir.

Güzel kokulu bir ev için 8 kokulu ev bitkisi

Güzel kokulu bir eve sahip olmak sizi rahatlatabilir ve hatta misafirlerinizi etkileyebilir, ancak güzel kokulu bir evin tadını çıkarmak için sentetik oda spreylerine veya kokulu mumlara başvurmanız gerekmez. Birçok iç mekân bitkisi, tamamen doğal bir şekilde tadını çıkarabileceğiniz güzel kokular üretir, bu nedenle bunları evinizin etrafında tutmak, herhangi bir kokulu ürün ihtiyacını ortadan kaldırabilir. Evinizin güzel kokmasını istiyorsanız, bu 8 kokulu ev bitkisinden birini yetiştirmeyi deneyin.

Evinizi Misler Gibi Kokutacak 8 Bitki

İşte evinizin güzel kokmasını sağlayacak ve biraz da güzellik katacak 8 çiçeğin listesi.

Yasemin
Yasemin

1- Yasemin

Tüm yasemin çiçekleri kokulu değildir, ancak Jasminum polyanthum genellikle iç mekanlarda yetişen bir türdür ve geceleri tatlı bir koku yayar. Bu yasemin türünü bir pencerenin yakınında tutun, böylece bol güneş ışığı alır.

Gardenya

2- Gardenya

Gardenya bitkisi etrafındaki en güzel kokulu bitkilerden biridir ve parfüm gibi kokar. Gardenyaların dışarıda büyümesi daha yaygın olsa da, uygun bakım verildiği sürece içeride de yetiştirilebilirler. Onları doğru ortama koyun ve aromatik çiçeklerinin tadını çıkarabilirsiniz.

Sardunya
Sardunya

3- Sardunya

Her biri kendi özel kokusuna sahip bir dizi sardunya türü arasından seçim yapabilirsiniz. Kayısı, elma, limon, nane, çilek veya diğer kokuları tercih edin, bu güzel çiçekleri evinizin rahatlığında yetiştirebilirsiniz.

Narenciye
Narenciye

4- Narenciye

Narenciye bitkileri portakal, limon ve greyfurtun tatlı kokularını yayar ve bu rahatlatıcı kokuları kim evinde istemez ki? Bu tür bitkiler çok fazla güneş ışığı, sürekli sulama ve iyi drene edilmiş saksı toprağı gerektirir.

Çay Gülü Begonya
Çay Gülü Begonya

5- Çay Gülü Begonya

Çoğu begonya kokulu değildir, ancak çay gülü begonya çeşidinin kendi hafif, tatlı kokusu vardır. Bu güzel bitkiler, sepet asmak veya bir pencere pervazına saksı koymak gibi iyi çalışır ve kokuları kadar güzel görünürler.

Lavanta
Lavanta

6- Lavanta

Lavanta, sizi sakinleştiren ve hatta geceleri uyumanıza yardımcı olan yatıştırıcı ve rahatlatıcı bir kokudur. İç mekânda lavanta yetiştirmenin anahtarı, onu çok fazla güneş ışığına maruz bırakmaktır. Gerekirse yapay ışık kullanın ve serin bir odada saklayın.

Orkide
Orkide

7- Orkide

Orkide popüler bir ev bitkisidir ve bunun iyi bir nedeni vardır. İçeride tutmaları kolaydır ve çok çeşitli kokulara sahiptirler. Bazıları yasemin gibi kokulara sahiptir, diğerleri daha narenciyedir ve bazıları vanilya ile karşılaştırır, ancak ne seçerseniz seçin, eviniz lezzetli bir kokuya sahip olacaktır – bitkinize düzgün bir şekilde bakmanız şartıyla.

Plumeria (Hint Mabet Ağacı)
Plumeria (Hint Mabet Ağacı)

8- Plumeria (Hint Mabet Ağacı)

Frangipani olarak da adlandırılan Plumeria, Hawaii’de bulunabilen çarpıcı bir tropikal bitkidir. Ananas gibi kokar. Eşsiz kokusu parfümler, mumlar ve losyonlar için kullanılır. Gül, gardenya, ananas, erik, narenciye, olgun muz, üzüm, hindistancevizi, zencefil, şeker veya baharat gibi çeşitli kokular sunan bu bitkiden uçucu yağlar da elde edilir.

Aspirini eritip bacaklara sürmek neye iyi gelir?

Tıraş, istenmeyen tüyleri almanın hızlı bir yoludur. Ayrıca jilet yanığı olarak bilinen kırmızı iltihaplı cilt lekeleri ve yumrulara neden olması ile de ünlüdür. Bacaklarınızdan koltuk altlarınıza kadar tıraş ettiğiniz her yerde jilet yanması ve cilt tahrişi meydana gelebilir.

Jilet tahrişi çok yaygın görülen bir durumdur. Tıraş olan çoğu insan bu durumu en az bir kez yaşamıştır. Bazı insanlar bunu her tıraş sonrası yaşarlar. Siz de jilet yanıklarından muzdaripseniz, cildinizi rahatlatmak ve tekrar jilet yanığı olma riskinizi azaltmak için atabileceğiniz adımlar vardır.

Birçok jilet yanık ilacı, anekdot niteliğindeki kanıtlarla desteklenen halk ilaçlarıdır. Jilet yanıklarının çareleri üzerine herhangi bir bilimsel çalışma yoktur. Bununla birlikte, genel olarak yanıklara yönelik şifalı bitkiler üzerine bazı çalışmalar yapılmıştır. Sizin için tıraş sonrası tahrişi ve jilet yanıklarını önlemeye yardımcı doğal çözümler derledik.

Jilet Tahrişi İçin Doğal Çözümler

1- Aloe vera jeli:

Aloe vera, yatıştırıcı özelliği ve yanıkları iyileştirmesiyle bilinir. 2007 tarihli bir sistematik incelemeye göre, kanıtlar aloe veranın birinci ve ikinci derece yanıkları iyileştirme potansiyelini desteklemektedir. Jilet yanmasını tedavi etmek için, etkilenen bölgeye ince bir kat saf aloe vera jeli sürün. Aloe vera jeli çoğu eczanede mevcuttur. Ayrıca bir aloe vera bitkisinden de elde edebilirsiniz.

2- Hindistan cevizi yağı:

Hindistan cevizi yağı yemek pişirmede kullanılır ancak cildiniz için de harikadır. Hindistan cevizi yağı yanıkları iyileştirmek için güvenli ve etkili bir terapi olabilir. Araştırmacılar, hindistan cevizi yağının antienflamatuar ve antiseptik özelliklere sahip olduğuna inanıyor. Jilet yanmasını tedavi etmek için, iltihaplı bölgeye ince bir tabaka organik hindistancevizi yağı sürün.

3- Aspirin:

Aspirin, medikal alandaki yararlarının yanı sıra döküntü ve tahrişle başa çıkmak için de son derece etkilidir. Aspirin, tıraş sonrasında oluşan yanma hissinin hafifletir ve cildin tahriş olmasını engeller. Bir bardak suda 2-3 aspirin tabletini eritin. Tahriş olmuş bölgeye uygulayın ve yaklaşık 10 dakika bekletin. Bölgeyi ılık su ile durulayın.

4- Tatlı badem yağı:

Tatlı badem yağı, kurutulmuş badem çekirdeklerinden yapılır. Süper yumuşatıcı ve harika bir doğal nemlendiricidir. Tıraş olduktan sonra cildinize tatlı badem yağı sürmeyi deneyin. Gerektiğinde doğrudan iltihaplı cilde de uygulayabilirsiniz. Bademe alerjiniz varsa tatlı badem yağı kullanma.

5- Çay ağacı yağı:

Çay ağacı yağı, anti-inflamatuar ve antimikrobiyaldir. Küçük yaraları iyileştirmek ve yanıkları tedavi etmek için doğal çare olarak kullanılır. Çay ağacı yağı seyreltilmeden kullanılmamalıdır. Tatlı badem yağı veya hindistancevizi yağı gibi bir taşıyıcı yağ ile karıştırın. Taşıyıcı yağın çay kaşığı başına 1 ila 3 damla çay ağacı yağı kullanın. Seyreltilmiş çay ağacı yağı bile bazı insanlarda alerjik reaksiyona veya daha fazla cilt tahrişine neden olabilir. Cildinizin nasıl tepki verdiğini görmek için bir yama testi yapmak iyi bir fikirdir.

6- Kabartma tozu:

Kabartma tozu cilt üzerinde serinletici bir etkiye sahiptir. Bu teoriyi destekleyecek bilimsel bir kanıt olmamasına rağmen, tahrişi ve acıyı hafiflettiği düşünülüyor. Kabartma tozu ve su ile kalın bir kıvamda macun elde edin. Macunu traşlı bölgeye sürün, kuruyana kadar bekletin ve iyice durulayın.

7- Soğuk ve ılık kompresler:

Soğuk kompres, tahriş olmuş cildin gevşemesine yardımcı olabilir. Cildinizde büyümüş tüylerden kaynaklanan kırmızı yumrular görüyorsanız, tıraştan önce cildinize uygulayacağınız ılık bir kompres gözenekleri açmaya ve kılları gevşetmeye yardımcı olabilir.

Jilet Yanmasını Önlemek İçin Neler Yapılmalı?

Jilet tahrişini için önlemek için adım atmazsanız, kendinizi kısır bir döngü içinde bulacaksınız. Jiletle yanmış cildi tıraş etmeye devam ettikçe sorun daha da kötüleşecektir. Bazı insanların cildi diğerlerine göre jiletle tıraş olmaya daha yatkındır. Öyle olsa bile, durumu önlemeye yardımcı olmak için atabileceğiniz birkaç adım vardır. İşte jilet yanmasını önlemek için yapmanız gerekenler:

  1. Tıraş olmadan önce tıraş kremini iyice köpürtün.
  2. Kılları yumuşatmak için ılık bir duş alın.
  3. Kılları her zaman aynı yönde tıraş edin.
  4. Her gün tıraş olmayın.
  5. Eski jiletleri kullanmayın.
  6. Jiletinizi temiz tutun.
  7. Tıraşlar arasında cildinizi mutlaka nemli tutun.

Bazı tıraş kremleri ve tıraş sonrası bakım ürünleri, hassas cildi tahriş edebilecek kimyasallar içerir. Yeni bir ürünü kullanmadan önce, hassasiyeti kontrol etmek için mutlaka alerji testi yapın.

İzmir Alsancak’ta görmeniz gereken mekanlar

Ege’nin incisi İzmir’e uğradıysanız mutlaka görmeniz gereken muhteşem güzellikleri barındıran Alsancak’ı görmeden dönmemelisiniz. Hem gezerken hem de tatil yaparken doğal güzelliklerini ve eğlenceli hayatını deneyimleyebilirsiniz. Şehrin en popüler bölgeleri arasında olan Alsancak’ta görebileceğiniz birçok mekan barınmaktadır. Alsancak gece hayatı ile adından söz ettiren yerler arasında yer alır. Gazi kadınlar sokağına uğrayarak birçok mekan arasından dilediğinize girebilirsiniz. Kordon ise Alsancak’ın en meşhur yerleri arasında birinci sırayı alır. Kordon boyunca uzanan çimlerde arkadaşlarınızla ve ailenizle oldukça keyifli vakit geçirebilirsiniz. İçinde gazi kadınlar sokağını da barındıran Kıbrıs şehitleri caddesinde amacınıza uygun mekanlar arasından seçeceğiniz mekanı ziyaret edebilirsiniz. İkinci el kitapları ve takı tezgahlarını seviyorsanız her iki tarafı palmiye ağaçlarıyla süslü sevgi yolunu da rotanıza ekleyebilirsiniz. 

İzmir Alsancak’ta Gece Hayatı

İzmir gündüz tatil beldeleri ile capcanlı gece ise eğlenceli gece hayatıyla ışıl ışıldır. İzmir’de gerek tatil gerekse gezmek için geldiyseniz geceleri eğlenmek için mekan arıyorsanız hiç zorlanmazsınız. Sabahlar olmasın dedirten gecelerde meyhaneleri, gece kulüplerini ve barlar arasından dilediğinizi tercih edebilirsiniz. İzmir Alsancak gündüzleri olduğu kadar geceleri de yaşayan bir bölgedir. Sahil boyunca uzanan restaurantlarda ve müzik sesi hiç kısılmayan gece kulüplerinde eğlenceli vakit geçirebilirsiniz. Birbirinden farklı konsepte sahip gece kulüpleri arasından tarzınıza uyacak ve arkadaşlarınızla eğlenceli vakit geçirebileceğiniz kulüplerini tercih edebilirsiniz. İzmir Alsancak başta olmak üzere çeşitli yerlerinde gece hayatı hiç durmaz ve müzik sesi hiç durmaz. İzmir’i ziyarete geldiyseniz Alsancak’ı mutlaka ziyaret ederek gece hayatını tatmalısınız.

Alsancak Konaklama

İzmir’e tatile veya geziye geldiyseniz Alsancak mutlaka deneyimlemeniz gereken mekanlar arasında yer alır. İzmir’i gezerken Alsancak’ta konaklayabileceğiniz oteller ve pansiyonlar bulunmaktadır. Alsancak otelleri arasından dilediğiniz özelliklere uygun otelleri neredekal.com ile bulabilirsiniz. Neredekal.com ile aradığınız otelleri filtreleyerek kısa bir süre içinde bulabilirsiniz. Alsancak apart oteller de oldukça tercih edilen oteller arasında yer almaktadır. Tatilinizin veya gezinizin keyifli geçmesi için konaklayacağınız otel önem teşkil etmektedir. Oteller arasında yiyecek ve içeceklerin fiyata dahil olanları olduğu gibi olmayanları da olabilir. Neredekal.com ile yapacağınız araştırma sonucunda öğrenebilirsiniz. Çeşitli hizmetler barındıran Alsancak otelleri arasından kendinize en uygununu bulabilirsiniz.

Altın çileğin 13 harika faydası!

Altın Çilek (Goldenberry) Nedir?

Physalis periviana veya cape bektaşi üzümü olarak da bilinen altın çilekler tomatillo’ya çok benzeyen bir meyvedir. Altın çilek, And Dağları’ndan gelir, ancak şu anda Kaliforniya, Tayvan, Hindistan ve Büyük Britanya gibi yerlerde de yetiştirilmektedir. Türkiye’de Akdeniz ve Ege Bölgelerinde yetiştiriciliği yapılan bu meyve genellikle taze veya kurutulmuş olarak yenir. Ayrıca reçel, Hint turşusu ve puding haline getirilebilir.

Altın Çilek İçerisindeki Bileşenler Neler?

  • Antioksidan görevi görebilen fitosteroller
  • Antioksidan olarak da kullanılabilen linoleik asit
  • Oleik asit
  • Palmitik ve stearik asit
  • Antioksidan aktiviteye sahip olabilen ve E vitamini kaynağı olarak hareket edebilen tokoferoller
  • A vitamini kaynağı olan Beta-Karoten
  • K vitamini
  • Anti-inflamatuar etkilere sahip olabilen, doğal olarak oluşan bir steroid grubu olan Withanolides

Altın Çileğin Faydaları Nelerdir?

Altın çileğin en etkileyici sağlık yararları arasında kilo vermeye yardımcı olma, vücudu detoksifiye etme, diyabeti yönetme, bağışıklık sistemini güçlendirme, böbrek fonksiyonunu optimize etme ve iltihabı azaltma yetenekleri sayılabilir. Altın çilek ayrıca belirli dejeneratif hastalıkları önleyebilir, kalp sağlığını iyileştirebilir ve genel sağlığınızı önemli ölçüde iyileştirebilecek besinler ve antioksidanlarla dolu bir süper gıda olarak kabul edilir. İşte altın çileğin tüm faydaları..

1- Bağışıklık sistemini güçlendirir

Lezzetli altın çileğin her porsiyonunda A Vitamini ve C Vitamini bulunur! Bu inanılmaz meyve, hastalıklardan korunmanıza ve vücudunuzdaki her sistemin işlevlerini artırmanıza yardımcı olmak için bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir. Kış aylarında tüketilen altın çilek ile kış ayları boyunca soğuk algınlığı ve grip etkilerinden kendinizi koruyabilirsiniz.

2- Stres ve kaygıyı azaltır

Altın çileğin en şaşırtıcı ve benzersiz özelliklerinden biri, withanolid içeriğidir. Withanolide, adrenal sisteminizin sağlığını iyileştirerek vücudunuzun strese uyum sağlamasına yardımcı olan, doğal olarak oluşan bir adaptojendir. Bu da, kaygı ve sinirlilik duygularını azaltabilir. Zamanla, adaptojenler daha iyi duygusal esenlikle ilişkilendirilmiştir.

3- Sindirim sağlığını destekler

Her tohumun %25’i diğer tohum ve kuruyemişlere kıyasla son derece yüksek olan saf proteindir. Badem %13 protein ve ceviz sadece %8. Yüksek proteini, yeni hücreler oluşturmaya ve kasları onarmaya yardımcı olur. Altın çilek egzersiz sonrası, egzersiz öncesi veya tam acıktığınız her an harika bir atıştırmalıktır.

4- Enflamasyonla savaşır

Antik İnka kültürü, altın çileği iyileştirici bir yiyecek olarak ödüllendirmişlerdir. Modern araştırmalar, altın çileğin güçlü anti-inflamatuar özelliklere sahip olduğunu göstermektedir. Enflamasyon, kas sertliği, yorgunluk, bronşit, astım, egzama, şişmiş eklemler ve baş ağrıları gibi birçok rahatsızlığın yaygın bir nedenidir. Enflamatuar rahatsızlıkları önlemeye yardımcı olmak için günlük rutininize altın çileği ekleyin.

5- Vücudu detoksifiye eder

Bu küçük meyveler güçlü detoksifiye edicilerdir. Her meyvenin vitaminler, mineraller ve antioksidanlarla dolu sağlam beslenme profili karaciğeri ve böbreği besler. Her iki organ da toksinlerin vücuttan atılmasında kritik bir rol oynar. Vücudunuzdaki toksinler ne kadar az olursa, o kadar canlı hissedersiniz!

6- Antioksidanlar sağlar

Altın çilekler, polifenoller ve karotenoidler dahil olmak üzere güçlü bir antioksidan dozu sağlar. Bu antioksidanlar, dejeneratif hastalıklara yol açabilecek hücrelere zarar veren serbest radikallerle savaşır. Zamanla kanser gibi hastalıkları önlemeye yardımcı olmak için bu hoş, ekşi, altın çileğin tadını düzenli olarak çıkarın.

7- Kilo verdirir

Altın çilek mükemmel bir atıştırmalıktır! Onları fındık ve çerezlerle birlikte tüketebilir veya tek başına yiyerek tadına varabilirsiniz. Onları ne şekilde yerseniz yiyin, maceralarınız boyunca sizi beslemeye devam edecekler. Altın çilekler %16 protein içerdikleri için açlığı bastırmakta harikadır. Nispeten, kızılcık ve yaban mersini sıfır protein içerir.

8- Göz sağlığını iyileştirir

Altın çilek (görsel) sistem üzerindeki oksidatif stresi azaltmaya ve makula dejenerasyonu ve katarakt gibi görme ile ilgili durumları önlemeye yardımcı olan karotenoidler içerir. Ayrıca yaşa bağlı makula dejenerasyonunu önleyen lutein içerirler.

9- Kemik sağlığını iyileştirir

Altın çilek, kemik sağlığını korumaya yardımcı olan yağda çözünen bir besin olan K vitamini içerir. Berlin Teknik Üniversitesi (Almanya) tarafından yürütülen bir araştırma, altın çilek yağındaki K vitamininin kemik metabolizmasını (kemik büyümesi, doku oluşumu ve bakımı) desteklediğini buldu. Bununla birlikte, altın çileklerin insanlarda kemikle ilgili faydalarını anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

10- Kolesterolü dengeleyebilir

Birçok insan yağları olumsuz bir bileşen olarak düşünse de, gerçekte insanlar vücuttaki birçok işlemin düzgün çalışması için çeşitli esansiyel yağ asitlerine ihtiyaç duyar. Örneğin, altın çilekteki oleik ve linoleik asit, vücudumuzdaki LDL kolesterol (kötü kolesterol) miktarını düşürür ve sağlıklı bir kalp sağlamak için kolesterol dengesini yeniden kurabilir.

11- Karaciğer ve böbrek sağlığını iyileştirir

Bu yararın kesin yolu tam olarak anlaşılmamış olsa da, altın çilekte bulunabilecek wittanolidlerden biri, karaciğer skarında azalma ve karaciğer bozulmasının tersine çevrilmesi ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca, altın çilekler, idrara çıkmayı uyararak ve lenfatik sistemden fazla yağları, tuzları ve toksinleri temizleyerek toksinleri ortadan kaldırmaya yardımcı olabileceğinden, optimal böbrek sağlığına bağlanabilir.

12- Kanseri önler

Fenol bileşenleri ve witanolidler gibi bol miktarda antioksidan barındıran altın çilekler, sağlıklı hücreleri ve dokuları oksidatif serbest radikal hasarından etkili bir şekilde korur. Bu şekilde zararlı toksinlerin vücuttaki organlara saldırması engellenir, böylece dokulardaki iltihaplanmayı azaltır ve kanser riskinin önüne geçer.

13- Yüksek tansiyonu düşürür

Altın dut, kalp hücrelerini, dokuları koruyan ve kan damarlarının kolesterol, yağ asitleri ile tıkanmasını önleyen kayda değer miktarda antosiyanin antioksidanlarına sahiptir. Ayrıca, çözünür pektin lifleri kan kolesterol seviyelerini kontrol eder, böylece kalp kaslarındaki, kapakçıklardaki gerilimi hafifletir, yüksek tansiyonu düşürür ve hipertansiyon semptomlarını hafifletir.

Görme yetisini %97 oranında iyileştiren mucize baharat

Safran, dünya çapında en pahalı baharattır ve büyük faydaları nedeniyle baharatın kralı olarak kabul edilir. Kızıl Altın olarak da bilinir, çünkü çağlar boyunca doğal bir takviye olarak yararlanan bazı zengin besinlere sahiptir. Bu büyüleyici baharatın her santiminde saklı birçok sağlık faydası vardır. Safran antioksidanlarla dolu bir baharattır. Depresyonla mücadeleye ve tansiyonu düşürmeye, cildinizi ve saçınızı yumuşatmaya yardımcı olan bu baharat yüzyıllardır şifa dağıtmaktadır.

Safran Baharatının Özellikleri Neler?

Safran’ın iyi etkinliği nedeniyle, tüm dünyadaki araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Safran’ın bazı sentetik ilaçların yerini alabileceği bile söyleniyor. Safran’ın özellikleri şunlardır:

  • Ağrı kesici etkisi vardır
  • Görme yetisini artırır
  • Mutluluk ve heyecan duygusunu artırır
  • Hafızayı geliştirmeye yardımcı olur
  • Antiinflamatuar potansiyele sahiptir
  • Kan basıncını düşürmeye yardımcı olur
  • Nefes almayı iyileştirmeye yardımcı olur
  • Sindirime yardımcı olur
  • Yaşlanma belirtilerini yok eder
  • Karaciğeri korumaya yardımcı olur
  • Dalağı korumaya yardımcı olur
  • Kalbi korumaya yardımcı olur
  • Bir antioksidan görevi görür

Safran Baharatı Neye İyi Gelir?

Dünyanın en pahalı baharatı olan safranın cilt, saç ve genel sağlık için sayısız faydası vardır. Elle hasat edilen baharatın yüksek fiyatı, emek yoğun üretim yöntemine bağlanıyor. Tıbbi özellikleri nedeniyle saygı duyulan safran, sağlık yararları ve aroması nedeniyle yaygın olarak kullanılmaktadır. Potansiyel sağlık yararları arasında gelişmiş kalp hastalığı riski, kan şekeri seviyeleri, gelişmiş libido, ruh hali, görme ve hafıza bulunur. Safranı günlük yaşamınıza dahil etmenin en etkileyici nedenlerinden bazılarını inceleyelim:

Mide rahatsızlıklarıyla mücadele eder

Safranın özellikleri mide rahatsızlıklarından kurtulmayı sağlar. Sindirime yardımcı olduğu bilinen safran, bağırsak yollarında gaz birikmesini önleyerek mide üzerindeki gerilimi de azaltır. Spazmlara karşı tepki verir, dizanteri semptomlarını azaltır, mide kramplarından kurtulmayı sağlar ve karaciğer iltihabını önler.

Kalp sağlığını iyileştirir

Safran, kötü kolesterol seviyesini düşürür, böylece hipertansiyon riskini düşürür. Safranda bulunan bileşikler, kalp damar sağlığına dikkat ederek kalp hastalıklarını önler. Düşük kolesterol seviyesi, plakların arterlerde birikmesini engeller.

Kanserle mücadele özelliği vardır

Antioksidanları yüksek olan safran ve bileşiklerinin kolon kanseri hücrelerini öldürdüğü veya normal hücrelere zarar vermeden büyümelerini baskıladığı bilinmektedir. Safranın antikanser etkileri cilt, kemik iliği, akciğer, meme, serviks, prostat ve diğer kanser hücreleri için de geçerlidir. Safrandaki ana antioksidan kanser hücrelerini kemoterapi ilaçlarına duyarlı hale getirir.

PMS (Premenstrüel sendrom) belirtilerini azaltır

Safran yemek, PMS semptomlarına eğilimli olanlara faydalar göstermiştir. Safran, sinirlilik, istek, baş ağrısı, ağrı ve anksiyete gibi adet öncesi sendromu (PMS) semptomlarının tedavisine yardımcı olabilir. Baharatı koklamak ayrıca stres hormonu kortizol seviyelerinin düşmesine ve anksiyete gibi PMS semptomlarının azalmasına yardımcı oldu.

Duygudurum sorunlarını giderir

‘Güneş ışığı baharatı’ lakaplı safran, ruh halinizi iyileştirmeye yardımcı olabilir. Safran takviyelerinin, geleneksel tedavilere kıyasla hafif ila orta dereceli depresyon semptomlarının tedavisinde daha etkili olduğu kanıtlanmıştır. Ek olarak, diğer tedavilere kıyasla daha az insan safrandan yan etkiler yaşadı.

Safran sarı nokta göz hastalığına iyi gelir

Safran gözlerinizde %97 oranında iyileşme sağlıyor. İtalyan uzmanlar yaşla bağlantılı ortaya çıkabilen sarı nokta hastalığını ortadan kaldıracak ve yaşınız kaç olursa olsun görüşünüzü %97 oranında iyileştirecek basit bir baharat olduğunu açıkladılar.

Sarı nokta hastalığı, insanlarda körlüğün ana sebebi olarak gösterilebilir. Sarı noktamız, görme alanından sorumlu olup gözümüzün merkezinde bulunur.

Bizler yaşlandıkça, sarı noktamız fonksiyonlarını yitirmeye başlar. Bu da görmede kayıplara neden olur. Bu hastalık, buğulu görmeye kadar yavaşça ilerler ve en son noktası olan körlüğe kadar gidebilir.

Dünya genelinde milyonlarca insan bu hastalıktan muzdariptir. Burada genetik faktörler de bazen etkili olsa da bu süreç sigara kullanımına bağlı olarak hızlanabilir. Neyse ki, sarı nokta hastalığından bizi koruyacak ve görme bozukluklarını tedavi edecek bir baharatımız var: Safran!

Görme yetisinin artırılmasında safran kullanımının faydası

Bir Hint baharatı olan safranın görme kabiliyetine ciddi faydası var. İtalyanların araştırmaları sonucunda, her gün 20mg safran baharatı alan insanların 3 ayda daha iyi sonuçlara geldiği saptandı.

Safran otu, vücuttaki oksijen dolaşımını kuvvetlendirirken, hücre ölümünü de engeller. Ki bu da görmenizle doğrudan bağlantılı olan sinir sisteminizin daha sağlıklı olmasına neden olur.

Safran içerdiği güzel kokulu yağımsı madde ile hücrelerinizin yaşlanmasını yavaşlatacak ve böylece gözlerinize ışık getirip, gözlerinizdeki damarların çalışmasını iyileştirecektir.

Sarı nokta hastalığının ilerleyişini her gün safran çayı içerek veya safranı baharat olarak kullanırsanız durdurabilirsiniz.

Kötü kolesterolün baş düşmanı mucize baharat!

Size mucize bir baharattan bahsedeceğiz. Öyle ki bu baharat tam bir şifacı. Ödemi atıyor, gaz problemini çözüyor. Balla tüketen annelerin sütü artıyor, yoğurtla tüketilince faydası kat kat artıyor. Bu mucizevi baharatın adı kimyon.

Yemeklerimize lezzet katan baharatlardan olan kimyon aslında bir şifa deposu. Özellikle çorbalara eklenen kimyonun faydaları saymakla bitmiyor. Antioksidan özelliğiyle öne çıkan baharat kimyon hakkında bilmeniz gerekenleri ve sağlığımıza faydalarını Uzman Diyetisyen Selahattin Dönmez sizler için anlattı…

Kimyon Baharatının Faydaları Neler?

1- Ödemi atar, gaz problemini çözer

Kimyon sindirim problemi olan bireyleri rahatlatan, etkisini hemen gösteren mükemmel bir baharat. Bu etkisini hem tükürük salgısını hem de karaciğerden salgılanan, yağ sindiriminde görev alan safrayı uyararak gösteriyor. Bu özelliği sayesinde yemeklerinize kimyon eklemek, yemeğin ardından yaşadığınız hazımsızlığı önleyebilir. Bunun yanında yağların sindirim sürecini hızlandırdığınız için kilo kaybınız için de önemli bir destek sağlarsınız.

İdrar söktüren ve gaz sorununa iyi gelen kimyonun kuru baklagiller ile tüketildiğinde de olumlu etkisi görülüyor. Çalışmalar düzenli tüketilen kimyonun bağırsak problemlerini azaltıcı etki göstermesi için iki hafta gibi kısa bir sürenin yeterli olduğunu gösteriyor.

2- Balla tüketen annelerin sütünü artırır

Kimyon, yüksek oranda demir içeriğine sahip. Özellikle demir ihtiyacının arttığı gebelik ve emziklilik döneminde kadınların mutlaka tüketmesi gerekir. Aynı dönemde gereksinimi artan bir diğer mikro besin öğesi ise kalsiyum. Kalsiyum yeterli düzeyde alınmadığında annede diş çürükleri, osteoporoz gibi hastalıkların gelişim riski artar. Bu nedenle kalsiyumdan zengin kimyonu anneler yemeklere eklemeli.

Bunun yanında kimyon fitoöstrojen içeriği ile idrarla kalsiyum atımını da azaltır, böylece kemiklerin güçlenmesine katkısı iki katına çıkar. Ayrıca kimyon, içerisindeki timol adı verilen mucize bileşen sayesinde emzikli kadınlarda süt üretimini artırır. Kimyonun bal ile beraber tüketimi bu etkiyi artırıcı etki gösterir.

3- Kalp hastalıklarına iyi gelir

Mucize baharat kimyon içerdiği östrojen benzeri etki yapan molekül fitoöstrojen ve antioksidan bileşenleri kuersetin ve luteolin sayesinde yüksek kolesterolden korunmaya yardımcı olur. Bir çalışmada kanda bulunan kötü kolesterol olan LDL seviyesi yüksek olan hastaların 15 gün kimyon tüketmeleriyle, LDL düzeylerinin yüzde 10 düştüğü bulunmuştur.

Başka bir çalışma sonuçlarına göre sekiz hafta kimyon tüketimiyle kalp damar sağlığını olumsuz yönde etkileyen kan yağları olan trigliserit düzeyleri azalmıştır. 88 kadın üzerinde yapılan süper bir çalışmada ise yoğurdun üzerine eklenen kimyonun üç aylık sürede hem LDL’yi düşürdüğü, hem de iyi kolesterol olan HDL seviyelerini yükselttiği görülmüştür. Yemeklerinizle beraber tükettiğiniz bir kase yoğurda bir çay kaşığı kimyon ekleyebilirsiniz.

3- Diyabetlilerin doğal ilacıdır

Kimyon içerdiği biyolojik aktif bileşen olan kumin aldehit ile diyabet oluşumunda rol alan enzimleri inhibe eder ve vücutta insülin üretimini sağlayan pankreastaki beta hücrelerini koruyup, insülin düzeyini artırır. Böylece glikoz seviyesini kontrol altına alır. Şeker hastaları hemen her yemekte kullanabilir.

4- İyi bir uyku çekmenize yardımcı olur

Kimyon içerisindeki esansiyel yağlar sayesinde stresi önler, rahat bir şekilde uykuya dalmanızı kolaylaştırır. Kimyon melatonin üretiminde görev alan B vitaminleri içerir ve böylece uykunuzu düzene sokar.

5- Astım tedavisine yardımcı olur

Kimyon tohumları mükemmel bir anti-konjestif ajandır. Solunum yollarınızda, akciğerlerinizde, bronşlarınızda ve trakeada mukus birikimini temizlemeye yardımcı olur. Astım , akciğer zarının şişmesi ve artan mukus üretimi nedeniyle nefes alamama ile sonuçlanır. Yolu temizledikten sonra, kimyonun anti-inflamatuar özellikleri şişliği yatıştırır ve mukusu uzak tutar.

6- Antiviral ve antibakteriyel özelliklere sahiptir

Kimyon tohumları, hafif grip, soğuk algınlığı ve öksürüğü uzak tutabilen sayısız antiviral ve antibakteriyel özelliklere sahiptir. Bir bardak kimyon çayı veya kimyon ile tatlandırılmış bir domates çorbası enfeksiyonları önlemeye yardımcı olabilir.

7- Anemiyi (kansızlık) tedavi eder

Anemi , akut demir eksikliği ile karakterize bir durumdur. Demir en hayati minerallerden biridir ve vücudun düzgün işleyişinde önemli bir rol oynar. Kırmızı kan hücrelerinin oluşumunda gereklidir. Düşük demir alımı da düşük enerji seviyelerine neden olur. Kimyon, anemi tedavisinde yardımcı olabilecek yüksek miktarda demir içerir. Bir yemek kaşığı bütün kimyonun 22 miligram demir içerdiğini biliyor muydunuz

8- Bağışıklık sistemine iyi gelir

Kimyon tohumlarında bulunan C vitamini , bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur. Ayrıca enfeksiyonları ve hastalıkları uzak tutan birçok antibakteriyel özelliğe sahiptir.  Mükemmel bir demir ve diyet lifi kaynağıdır. Bağışıklık sisteminizin normal işlevselliğini korumak için kimyon suyu içmek şarttır. Hastalıklarla savaşır ve hastalanma ihtimalinizi azaltır.

9- Sindirime yardımcı olur

Kimyonun en önemli özelliklerinden biri de sindirime yardımcı olmasıdır. Yüzyıllar boyunca, kimyon vile tatlandırılmış hafif sos, Hint evlerinde sindirim sorunları için kusursuz bir çare olarak kullanılmıştır. Uzmanlar, sindirim sularının daha iyi salgılanmasını sağlayan enzimleri uyaran kimyonda bulunan bir bileşik olan timol olduğunu söylüyor.

Kimyonun Yan Etkileri Neler?

Sonuç olarak sağlık üzerinde bu kadar olumlu etkileri olan, inanılmaz lezzetli bu baharatı çorbalarınızda ve yemeklerinizde bolca kullanmanızı, yoğurt ve peynirlerin üzerine eklemenizi öneririm. Ancak kan şekeri üzerinde düşürücü etkisi olduğundan dolayı ciddi hipoglisemi hastasıysanız, kanın akışkanlığını fazlasıyla artırdığı için kan sulandırıcı ilaç kullanıyorsanız ya da yakın bir zamanda ameliyata girecekseniz kimyon tüketiminde dikkatli olmanız gerektiğini unutmamalısınız

Yağ Yakan Kimyon Çayı Tarifi

Malzemeler:

  • 1 çay kaşığı kimyon tohumu
  • 1 çay kaşığı rezene
  • 5 kuru karanfil
  • Yarım limon

Hazırlanışı:

Sıcak suya kimyon tohumu, rezene tohumu ve karanfili atıp üç dakika demleyin. Süzüp içine yarım limonu sıkın. Yağ yakması için sağlıklı beslenmede ana öğünlerden sonra birer su bardağı içmeniz yeterli.

İlaç kadar faydalı bu şifalı bitkiyi doktorlar bile öneriyor!

Yabani pırasa olarak da bilinen çiriş otunun suyu ayrı kendi ayrı şifa. Toplanma zamanı geldiğinde çiriş otunun adını sık sık duyarız. Türkiye’nin birçok ilinde yetişen çiriş otu, şifalı bitkilerden sadece biri. Çiriş otundan yemek yapan da var salata yapan da.

Çiriş otu, Asphodelaceae familyasından bir bitkidir. Nisan ve Mayıs aylarında yetişen çiriş otu, dağlardan toplanır ve sebze olarak satılır. Kendine has bir kokusu olan çiriş otu, bazı yörelerde ‘kirkiş, kirgiç ve güllük’ olarak da bilinir. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde de yetiştirilir. Çiriş otu pazarlarda, manavlarda ve marketlerde satılmaktadır. Özellikle yöresel pazarlarda rastlama ihtimaliniz daha yüksektir. İşte köylerde yetişen çiriş otunun faydaları…

Çiriş Otunun Faydaları Neler?

  • Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • C vitamini bakımından oldukça zengindir.
  • Kan basıncını dengelediğinden tansiyon hastalarına fayda sağlar.
  • Yüksek demir içerdiğinden kandaki kan yapıcı beyaz kan hücrelerini artırır.
  • Kas yorgunluğu ve burkulmalara iyi gelir.
  • Adet düzensizliğinin azalmasını sağlar. Bu dönemi daha rahat atlatmanıza yardımcı olabilir.
  • Vajinal akıntı sorununun azalmasına ve zamanla bitmesine destek verir.
  • Suyu kulak iltihabı ve diş ağrısını giderir.
  • Şurup şeklinde içilirse öksürük ve yan ağrılarına iyi gelir.
  • İdrar yolu enfeksiyonlarının iyileşme sürecini hızlandırır.
  • Saç dökülmesini azaltarak saç köklerinin güçlenmesini teşvik eder.
  • Haşere ve akrep sokmalarında kullanılır.
  • Çiriş otu tohumu sirke ile birlikte içildiğinde başta akrep zehri olmak üzere pek çok zehri vücuttan atar.
  • Saçkıran gibi rahatsızlıklar için kullanılabilir.
  • Kökü temizleyicidir
  • Hemoroide iyi gelir.
  • RomatizmaL hastalıklara iyi gelir.
  • Suyu sivilceleri ve agzamayı iyileştirir
  • Suyu kulak iltihabı ve diş ağrısını giderir
  • Saç dökülmesini önler
  • Emziren kadınlarda, anne sütünün artmasına destek olur.

Çiriş Otu Nasıl Kullanılır?

Çiriş otu, en çok yemeklerin içerisinde kullanılır. Börek, çorba gibi tariflere lezzet verir. Ancak en popüler olanı zeytinyağı ile hazırlanan çiriş otu yemeğidir.

Çay olarak tüketilmesi de mümkündür. Bunun için yaprakları kaynar suda demleyip süzdükten sonra, balla karıştırarak tüketmeniz yeterlidir.

Saç sağlığı için, çiriş otu bol suyun içinde demlenmelidir. Çıkan su ılıdıktan sonra içerisine 3 yemek kaşığı sirke eklenir ve saçlar bu suyla durulanır. Ardından temiz suyla karışımın saçlardan akması sağlanır.

Çiriş otunu demleyip elde ettiğiniz suya pamukla batırarak egzama ve sivilce tedavisi için de uygulayabilirsiniz.

Çiriş Otu Suyunun Faydaları Nelerdir?

Çiriş otu suyu birkaç farklı yöntem ile elde edilebilir ve elde edilme yöntemine göre sağladığı faydalar değişiklik göstermektedir.

Çiriş otu yapraklarının ezilmesiyle ile elde edilen su mantar hastalıklarının ve egzamanın tedavisinde, köklerinin kaynatılması ile elde edilen su ise diyabetin (şeker hastalığının) tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca saçkıran, idrar söktürücü, basur semptomlarını giderici ve vücuttaki mikropları öldürerek bağışıklık sistemini destekleyici etkilerde göstermektedir. Çiriş otu suyu faydaları arasında doğal antioksidan içeriği ile orta derece serbest radikal giderici etki de yer almaktadır.

Çiriş Otunun Zararı Var Mı?

Çiriş otunun bilinen bir zararı yoktur. Ancak idrar söktürme konusunda çok başarılı olduğu için, fazla tüketilmesi halinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Bunlar da ilginizi çekebilir!

Şevketi bostan otu nedir, faydaları nelerdir?

Papatyagiller ailesinden olan ve kültür bitkisi olarak üretilen Şevketi Bostan sarı çiçekleri ile dikkat çeken dikenli bir yapıya sahiptir. Akdeniz ikliminin nemli havasını seven, doğada kendiliğinden yetişen ve çayırlarda sıklıkla gördüğünüz bu yabani ot, şevketi bostan olarak bilinir.

Şevketi bostan ilginç ismiyle de oldukça dikkat çekiyor. Şevketi bostan adı nereden geliyor, Şevket adında biri hakkında mı gibi komik sorularla karşılaşmış olabilirsiniz. Şevket kelimesi aslında “diken” anlamına gelen Arapça bir kelimeden türetilmiştir. Yani şevketi bostan anlamı; Meyve bahçesinin dikeni veya bahçenin dikenidir.

Şevketi Bostan Otu Nedir?
Şevketi Bostan Otu Nedir?

Şevketi Bostan Otu Nedir?

Anason kokulu bu şifalı otu sizlere tanıtmaya başlayalım,

  • Bostanotu, akkız ve mübarekotu olarak da bilinen Şevketi bostan, kökleri gıda veya ilaç olarak kullanılabilen mucizevi bir bitkidir.
  • Kültür bitkisi kapsamına giren ve sofralarda kendine yer bulan bir bitkidir.
  • Portekiz, Fransa ve İran gibi Akdeniz ülkelerinde sıkça görülen Şevketi bostan, son yıllarda şifa kaynağı olarak beslenme listemizdeki yerini almıştır.
  • Belki de çayırlarda sıkça rastladığınız ama ne olduğunu bilmediğiniz çalısı bir bitkidir.
  • Bu makaleyi okuduktan sonra çayırlarda dolaşırken sarı çiçekli bir bahçeye rastlarsanız onu eve götürüp mutfağınızda kullanmak isteyebilirsiniz.

Şevketi Bostan Otunun Faydaları Nelerdir?

  • Şevketi bostan faydaları açısından tıp dünyasında sıklıkla kullanılan bir bitkidir.
  • Ülkemizde üç çeşit şevketi bostan olduğunu biliyor muydunuz?
  • Tıpta da kullanılan şevketi bostan, geçmişte bu tür kuzu eti keşfedilmeden önce insanlar onu kaynatıp suyunu içerlerdi.
  • Sağlıklı olması için bu şekilde tüketilen şevketi bostanın böbreklere iyi geldiğine inanılıyordu.
  • Ayrıca Şevketi bostanının faydaları arasında boşaltım sisteminin de etkisi vardır, halk arasında böbrek taşlarını düşürmede faydalı olduğu söylenmektedir.
  • Karaciğeri temizleyen ve hücre yenileyici etkiye sahip olan şevketi bostan, kırışıklıkların giderilmesi, kronik baş ağrısı, şiddetli ateş, bronşit, sarılık, adet dönemlerindeki hormon dengesizlikleri ve cilt rahatsızlıkları gibi durumlarda da tercih edilmektedir.
  • Sindirime yardımcı olan, kabızlığı önleyen ve gaz problemlerini gideren Şevketi bostan, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarına da iyi gelir.
  • Şevketi bostan otunun kasılma ve gevşemeye yardımcı olduğu keşfedilmiş, ayrıca antispazmodik, antibakteriyel, antiinflamatuar ve antitümör etkileri tıbbi olarak kanıtlanmıştır.
  • Şevketi Bostan, Türkiye’de ruhsatlı ilaç yapımında kullanılan ender bitkilerden biridir.
  • Üretimi zahmetli olan şevketi bostan kurutulup süzülerek çay olarak tüketildiğinde de sağlığa iyi geldiği düşünülmektedir.
  • Haşlanmış otların bol limon ve zeytinyağı ile harmanlanmasıyla hazırlanan Şevketi bostan salatası hem lezzet hem de içerik olarak enerji veriyor.

Şevketi Bostan Otu Nerelerde Yetişir?

  • Şevketi bostanın diğer adı Şevket otudur ve yaygın olarak bu isimle bilinir.
  • Şevketi Bostan, Akdeniz ikliminin etkili olduğu ılıman bölgelerde yetişir.
  • Türkiye’de Ege, Marmara, Karadeniz, Akdeniz ve İç Anadolu Bölgelerinde doğada kendiliğinden yetişen şevketi bostan, Ege Bölgesi’nde en çok yemeklik olarak kullanılmaktadır.
  • İzmir ve çevresinde sıkça yetiştirilen ve tüketilen Şevketi bostan kalorisi de oldukça düşüktür.
  • Sağlık açısından da faydalı olan Şevketi bostan, Türkiye dışında İtalya ve İspanya’da yetişiyor.

Şevketi Bostan Otu Nerelerde Bulunur?

  • Şevketi bostan bitkisini bulmak zor değil. Şevketi bahçelerini nemli alanlarda, yol kenarlarında ve nadas alanlarında bulabilirsiniz.
  • Bir arazide yürürken bile aniden rastlayabilirsiniz.
  • Özellikle bahar aylarından itibaren aralık ayından nisan ve mayıs sonuna kadar büyür.
  • Son yıllarda daha fazla tanınması ve tüketilmesi nedeniyle doğal ortamda neredeyse yok olma tehlikesi nedeniyle kültürel bir ortamda yetiştirilmeye başlanmıştır.
  • Yenilebilir amaçla toplandığı için bulunması zor olan şevketi bostan bitkisi, köylü pazarlarında ya dikenlerinden temizlenmiş ya da temizlenmemiş olarak bulunur.
  • Şevketi bostan otunun anavatanı gibi olan İzmir ve çevresinde bu bitkiye sıklıkla rastlayabilirsiniz.

Şevketi Bostan Otu Nasıl Temizlenir?

  • Şevketi bahçeden temizlenmesi zor bir bitkidir.
  • Özel temizleme yöntemi ile temizlenir.
  • Şevketi dikenli olduğu için bahçeden temizlenirken eldiven giyilmelidir.
  • Temizlemeden önce büyük bir kâse limonlu su da hazırlanır. Havucu andıran kökleri ve yaprakları dikenlerinden ayrılır.
  • Daha sonra kökler ve yapraklar birbirinden ayrılır. Ancak bitkinin temizliği bitmez.
  • Şevket bostanı ayıklamanın kolay olmadığını başından beri söyledik.
  • Topraklı bir bitki olduğu için bolca yıkanmalı ve toprak kalıntısı kalmamasına dikkat edilmelidir.
  • Köklerin üzerindeki kahverengi tabaka soyulurken kök dikey olarak kesilir ve içindeki sert tabaka da çıkarılır.
  • Bu temizlikler yapıldıktan sonra bitki daha hijyenik olması için bir süre sirkeli suda bekletilir ve temizlenen kısımlar doğranarak pişirmeye hazır hale getirilir.

Şevketi Bostan Otunun Fiyatı Ne Kadar?

  • Doğa insanlara karşı her zaman cömerttir, ancak insanlar genellikle onu takdir etmezler.
  • Şevketi bostan otu doğada yaygın bir bitki iken, insanlar tarafından gıda tüketimi için tüketilmeye başlandığından beri artık fazla rastlanmamıştır.
  • Talep yüksek olduğunda ne olur? Değeri artar ve değeri artarsa ​​fiyatı artar.
  • Şevketi bahçe fiyatı da bu denklemden payını alıyor.
  • Bu nedenle Şevketi bahçesinin çok ucuz olmayan fiyatı 25 lira civarında.
  • İnternet üzerinden bile sipariş ağına sahip olan Şevketi bostan, son yıllarda en çok tercih edilen Ege otları arasında yer almakta ve her geçen gün daha çok tanınmaktadır.

En Popüler Şevketi Bostan Yemek Tarifleri

  • Şevketi bostan kalori açısından oldukça düşük bir bitkidir. Bu otun hem zeytinyağlısı hem de etlisi hünerli eller tarafından yapılmaktadır.
  • Besin değeri oldukça yüksek olan Şevketi bostan, sadece kullanışlılığıyla değil, lezzetli tadıyla da tercih edilmektedir.
  • Burada size bostan yemeklerinin 2 tarifini sunacağız.
  • Damak tadınıza en uygun ya da en çok merak ettiğiniz Şevketi bostan tarifi ile mutfakta geçireceğiniz lezzetli anlar için şimdiden iyi eğlenceler!
  • Ana yemeklerden örnekler verdiğimiz listenin yanı sıra Şevketi bostan meze olarak da tüketilmektedir. Haşlanmış ot ile zeytinyağı ve sarımsaklı yoğurt karıştırılarak hazırlanan bu tarifi siz de deneyebilirsiniz.
  • Ayrıca Şevketi bostan cipsi balık lokantalarının özel mezeleri arasındadır.

1- Kuzu etinin lezzeti şevketi bostanın şifasıyla buluştu: kuzu etli şevketi bostan için:

Şifalı ot denilince akla ilk gelen zeytinyağlı yemek oluyor. Ancak kuzu eti Şevketi bahçesini en lezzetli yapan tariflerden biridir. Kuzu eti ve şevketin bahçeden bir araya geldiği bu tarifin püf noktası, yemeğin terbiye ediliş şekli olduğunu da eklemeden geçmeyelim.

2- Her derde deva zeytinyağlı şevketi bostan yemeği tarifi:

Şevketi bostan otlu yemek denilince zeytinyağlı tarif vermek mümkün değil! Bu yüzden şevketi Boston tariflerimizden bir diğeri de zeytinyağlı olanıdır. İyice temizlenmiş şevketi temizleyip Boston otunu soğan ve domatesle kavurup bulgurla buluşturup güzelce pişirip servis ediyoruz. Bu tarif
hem soğuk hem de sıcak olarak yenebilir. Üzerine yoğurt dökerek tatlandırabileceğiniz zeytinyağı şevketi Boston tarifimizi mutlaka incelemelisiniz.

Muşmulanın faydaları nelerdir, nasıl yenir?

Muşmula (Mespilus germanica), Rosaceae familyasına ait çiçekli bir bitki türüdür, 3000 yıl önce Kuzey İran’ın Hazar Denizi bölgesinde yetiştirilen bir meyvedir. İran. Kırmızımsı kahverengi meyvesi için yetiştirilen ve süs bitkisi olarak da yetiştirilen büyük bir çalı veya yaprak döken ağaçtır.

Muşmula meyvesinin faydaları, içeriğindeki zengin besin maddelerine bağlanabilir. Düzenli olarak tüketildiğinde antioksidanlar açısından zengin olduğu için diyabet ve ateroskleroz riskini azaltabilir. Antibakteriyel ve antienflamatuar özelliklere sahiptir. Muşmula meyvesi bağışıklığı artırabilir, kabızlık, kolesterol seviyeleri ve diyabetin yönetilmesine yardımcı olabilir. Alzheimer hastalığını da önleyebilir.

Muşmulanın Sağlığa Faydaları Neler?

Muşmulanın meyveleri sağlığa faydalı besinlere sahiptir. Yüksek miktarda B2, B1, C ve A vitamini içerir. Muşmula tıbbi özellikleri için de kullanılır. Düşük miktarda karbonhidrat ile tanen, protein, doğal organik asitler ve pektin içerir. Kalsiyum, potasyum, demir ve magnezyum gibi mineraller de meyvede bulunur ve bu da bağışıklık sağlığını geliştirmeye yardımcı olur. Bu meyvenin günlük alımı böbrek ve karaciğer rahatsızlıkları olan kişiler için faydalıdır. Organları ve vücudu detoksifiye ederek ve nemlendirerek sağlığı iyileştirir.

Muşmula meyvesi, bağırsak enfeksiyonları ve iltihapları, adet düzensizlikleri, ishal, mide şişkinliği, iç kanama tedavisinde yardımcı olur ve ayrıca sinirleri güçlendirir. Aşağıdaki faydaları da sunar:

Antioksidanlar açısından zengindir

Muşmula, polifenolik bileşiklerin, özellikle güçlü antioksidan özellikler gösteren fenolik asitlerin doğal bir kaynağıdır. Muşmula meyvesi, kabuğu ve yaprakları önemli miktarda bitki flavonoidleri ve polifenoller içerir. Polifenoller açısından zengin gıdaların tüketimi, ateroskleroz ve diyabet gibi çeşitli hastalıkların riskinin azalmasına yardımcı olur.

Anti-inflamatuar ve antibakteriyel özelliklere sahiptir

Gallik asit, muşmula özlerinde en yüksek oranda bulunan bir polifenoldür. Anti-inflamatuar özellikleri ile gallik asit, obez kişilerde yağ depolanmasını azaltmada etkili olabilir. Aynı zamanda, gıda ile ilgili Pseudomonas suşlarına karşı potansiyel antibakteriyel aktiviteye sahip olabilir. Bu, gıda muhafaza endüstrisinde de muşmula özlerinin olası bir uygulaması anlamına gelir.

Bağışıklığı güçlendirici mineraller açısından zengindir

Muşmula meyvesinde bulunan kalsiyum, potasyum, magnezyum, demir ve diğer mineraller genel bağışıklığı artırmaya yardımcı olur. Zengin C vitamini içeriği ile muşmulalar aynı zamanda iskorbüt tedavisine yardımcı olma potansiyeline sahiptir.

Sağlığı destekleyen pektin açısından zengindir

Pektin, bitkilerin hücre duvarlarından elde edilen iyi bir diyet lifi kaynağıdır. Zengin pektin içeriği ile muşmula meyvesi, diğer anti-inflamatuar etkileriyle birlikte kolesterol seviyelerini düşürmeye, kabızlığı önlemeye ve bağırsak aktivitesini uyarmaya yardımcı olabilir.

Diyabet tedavisine yardımcı olur

Muşmulada bulunan polifenollerin, özellikle fenolik asitlerin ve flavonoidlerin, karbonhidrat metabolizmasında α-glukosidaz ve α-amilazı inhibe ettiği bilinmektedir. Bu, diyabet tedavisi için önemli olan ilaçların ve nutrasötiklerin formülasyonunda faydalı olabilir.

Alzheimer hastalığını önlemeye yardımcı olur

Fareler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, muşmula meyvesindeki yüksek seviyelerde flavonoidler, hafıza kaybı ve sinirsel hasarın önlenmesinde etkili olabilir. Bu, insanlarda benzer nörodejeneratif hastalıkların potansiyel tedavi seçenekleri için daha fazla araştırılabilir

Muşmula Tüketmenin İyileştirici Özellikleri Neler?

  • Görüşü iyileştirir.
  • Çay olarak tüketildiğinde kuru öksürüğe iyi gelir.
  • Karaciğer ve böbrekleri güçlendirir
  • Astım, bronşit ve üst solunum yolu hastalıklarının iyileşme sürecini hızlandırır.
  • Muşmula özellikle, nezle, grip ve soğuk algınlığı gibi kış hastalıklarının doğal ilacıdır.
  • Vücutta oluşan iltihaplanmaları daha hızlı iyileştirir.
  • Vertigoyu iyileştirir.
  • Sindirimi iyileştirir.
  • İktidarsızlığa karşı yardımcı olur.
  • Kolesterolü düşürür.
  • Bademcikler ve solunum yollarının iltihaplanmasına yardımcı olur.
  • Mide rahatsızlıklarını ortadan kaldırır.
  • Analjezik gibi davranır.
  • Uykusuzluğu giderir.
  • Hipotansiyonu düzenler
  • Saçı ve cildi korur

Geleneksel Kullanımlar

  • Geleneksel tıpta müshil olarak kullanılır.
  • Yaprakların ve tohumların sırasıyla büzücü ve litontripik özelliklere sahip olduğuna inanılmaktadır.
  • İran’da muşmula, yüksek tansiyon, kalp hızı ve kalp toniği gibi hastalıkları tedavi etmek için kullanılır.
  • Yaprak özü boğaz ve ağız enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılır.
  • Meyve, ishale yardımcı olan gevşetici ve müshil özelliklere sahiptir.
  • Tohum mesane taşının dışarı atılmasına yardımcı olur.
  • Muşmula meyvesi kabızlığı tedavi etmeye yardımcı olur ve mesane ve böbrek taşlarını ortadan kaldırır.
  • Bu bitki ağız apsesi, mide şişkinliği, boğaz apsesi, ateş düşürme, şişmanlama, iç kanamayı gidermeye, cildi, sinirleri güçlendirmeye ve bağırsak iltihabını tedavi etmeye yardımcı olur.
  • Muşmula yapraklarından yapılan çay böbrek taşlarını tedavi etmek için kullanılır.
  • İran’da kabuğu, meyvesi, çiçekleri ve yaprakları ishal, boğaz apsesi ve ateşi tedavi etmek için kullanılır.
  • Muşmula ağacının kabuğu, anti-inflamatuar özelliklere sahiptir.

Muşmula Çayı Nasıl Yapılır?

Muşmulaları güzelce yıkayın ve çekirdeklerini çıkarttıktan sonra doğrayın. 1 litre suyun içerisine bir avuç dilimlenmiş muşmula ekleyin ve kaynatın. Kaynayan çayı süzdükten sonra demlenmesi için 5 dakika bekleyin. Ardından içerisine 1 tatlı kaşığı bal ilave ederek afiyetle içebilirsiniz.

Muşmula çayı yapmak için kullanılan diğer yöntem ise kurutulmuş muşmula yapraklarını kullanmaktır. Bu yaprakları güvenilir aktarlardan bulabilirsiniz.

Muşmulanın Çekirdeği Yenir Mi?

Muşmula, tariflerde kullanılacağında genellikle çekirdekleri temizlenir. Muşmula çekirdeği sindirim sistemi için çok faydalı olsa da, çiğ bir şekilde tüketilmemelidir. Bunun yerine çekirdekleri kaynatıp içebilirsiniz.

Muşmula Nasıl Yenir?

  • Meyveler muşmula jöle, şekerlenmiş meyve, karışık reçel, marmelat ve şurup yapmak için kullanılır.
  • Tatlı olarak muşmula peynirle yenir.
  • Muşmula peyniri yumurta, meyve posası ve tereyağı ile yapılır.
  • Olgunlaşmamış meyveler şeker ve sirke ile salamura edilir.
  • Meyveler, pektin içeriği yüksek olduğu için pişirilir ve jöle yapılır.
  • Muşmula şekerle karıştırılarak jöleler, kremalar ve reçeller yapılabilir.
  • Yeşil meyveler çay yapmak için kullanılır.

Ölümden başka 1001 derde deva bu baharatı mutlaka tüketin!

29Birçok yiyecekte kullanılan çörek otu küçük olsa da faydası oldukça büyüktür. Virüs, mantar ve mikroplara karşı öldürücü bir etkiye sahip olan çörek otu sayesinde soluk borusu genişlemektedir. Kan şekerini düşürmeye de yardımcı olan çörek otunun hazmı kolaylaştırma ve damar hastalıklarını önleme etkisi de bulunmaktadır. Ancak çörek otunun faydalarından yararlanmak için doğru şekilde kullanılması önemlidir. Yazımızın devamında çörek otunun faydaları ve kullanım şekli anlatılmıştır.

Çörek Otunun Faydaları Nelerdir?

Faydaları saymakla bitmeyen çörek otu çok sık kullanılmaktadır. Alternatif tıp düşkünlerinin vazgeçilmezi olan çörek otunun birçok hastalığın tedavisinde etkisi bulunmaktadır. Özellikle ilaç kullanmayı sevmeyen kişiler için mucizevi etkiler yaratan çörek otunun çeşitli rahatsızlıklara iyi geldiği bir gerçektir. Çörek otunun saymakla bitmeyen faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Mide ağrılarını ve mide bulantılarını geçirir.
  • Kansere karşı etkili koruma sağlar.
  • Kalbi korur.
  • Saçların yapısını koruyarak sağlıklı uzamasını sağlar.
  • Sinüzit hastalığına iyi gelir.
  • Saç dökülmesini önler.
  • Saçların erken beyazlamasını önler.
  • Depresyona iyi gelir.
  • Gerginliği azaltır.
  • Şeker hastalığına iyi gelir.
  • Kronik yorgunluğu geçirir.
  • Kan damarı duvarının esnekliğini artırır.
  • Dolaşım sistemini geliştirir.
  • Böbreklerde taş oluşumunu engeller.

Safra kesesinde taş oluşumunu engeller.

  • Cinsel gücü artırır.
  • Amfizem hastalığında etkilidir.
  • Ateşi düşürmeye yardımcı olur.
  • Kan basıncı ile beraber yüksek tansiyonu düşürür.
  • Kolesterolü dengeler.
  • Diş ağrılarını azaltır.
  • Doğum yapan annelerde süt oranını artırır.
  • Uykusuzluk sorununa iyi gelir.
  • Eklem ağrıları ve romatizmaya iyi gelir.
  • Kas ağrılarına iyi gelir.

Yaraları çabuk iyileştirir.

  • Baş ağrısına iyi gelir.
  • Kabızlığı giderir.
  • Bağırsak parazitlerini geçirir.
  • Dizanteri tedavisinde etkilidir.
  • Sindirim sistemini düzenler.
  • Gaz giderici özelliği vardır.
  • Burun tıkanıklığına iyi gelir.
  • Basura iyi gelir.

Alerjik reaksiyonlara iyi gelir.

  • Astıma iyi gelir.
  • Öksürüğe ve bronşite iyi gelir.
  • Kanı sulandırma etkisi vardır.
  • Hücreleri yeniler.
  • Antioksidan özelliği vardır.
  • Zayıflamaya yardımcı olur.
  • Tümör oluşumuna engel olur.
  • Dermatolojik hastalıkların ilerlemesine engel olur.

Alzheimer hastalığına iyi gelir.

  • Epilepsi tedavisinde etkilidir.
  • İdrar söktürücü etkisi vardır.
  • Adet ağrılarını hafifletmektedir.
  • Şişen bademciklerin tedavisinde etkilidir.
  • Cilt bakımında etkilidir.

Çörek Otu Nasıl Kullanılır?

Çörek otu faydalarından yararlanmak için kullanım şekli son derece önemlidir. Uzmanlar tarafından çörek otunun öğütülmüş şekilde kullanılmaması önerilmektedir. Öğütülme aşamasında çörek otunun içeriğinde bulunan faydalı bileşenler uçmaktadır. Bu nedenle çörek otunun tohum halinde alınması tavsiye edilmektedir.

Çörek otu böreklerde, salatalarda, poğaçada, kurabiyelerde ve salatalarda kullanılabilir. Bununla beraber kahvaltılardan ortalama 1 saat önce bir tatlı kaşığı çörek otu tüketilebilir. Çörek otu kullanmaya yeni başlayanlar 2 hafta süresince günde 3 kere olmak üzere bir çay kaşığı çörek otu tüketebilirler. 2 hafta sonrasında ise günde 1 – 2 çay kaşığı tüketilebilir.

Çörek otundan elde edilen çörek otu yağı da kullanılabilir. Bu yağın ağzı açıldıktan sonra buzdolabında saklanmalıdır. Ancak çörek otu yağını tercih ederken çok dikkat edilmelidir. Çünkü bazı firmalar çörek otu yağının içerisine çiçek yağı karıştırmaktadır. Bu durumda çörek otunun faydalarından yararlanılamamaktadır.

Sindirimini kolaylaştırmak için bal ile tüketin!

Çörek otunun sindirimini kolaylaştırmak için su veya bal ile karıştırılarak tüketilebilir. Yoğurt ya da süt ile çörek otu karıştırılarak kullanılmamalıdır. Taze olarak tüketilecek çörek otu armut, elma ya da muz gibi meyvelerin üstüne atılarak kullanılabilir. Çok acıkıldığı zaman bir dilim ekmeğin üzerine bal sürüldükten sonra çörek otu serpilerek tüketilmesi de çok fayda sağlamaktadır.

Çörek Otunun Zararları Nelerdir?

Çeşitli faydaları bulunan çörek otu bazı zararlar da vermektedir. Ağız yolu ile az oranda alındığı zaman güvenli olan çörek otu uzun vadeli kullanımlarda güvenli değildir. Çörek otunun özellikle alerjik reaksiyonlara neden olduğu söylenmektedir. Genel olarak çörek otu fazla kullanıldığı zaman zararları şu şekilde sıralanabilir:

  • Dudakların ve dilin şişmesine neden olur.
  • Karın krampı yaratır.
  • Bulantı ve kusmaya neden olur.
  • Kan basıncını düşürür.
  • Yorgunluk hissi yaratabilir.
  • İshale neden olabilir.
  • Emziren ya da hamile olan kadınların tüketmesi sakıncalıdır.
  • Böbrek ve karaciğere zarar verebilmektedir.

Çörek Otu İle Zayıflama Nasıl Olur?

Birçok faydası bulunan çörek otu özellikle zayıflamak için kullanılmaktadır. Sağlıklı olarak zayıflamak isteyen bireyler çörek otunu tercih etmektedirler. Kilo vermek isteyenlerin öncelikle beslenme düzenine dikkat etmesi ve egzersiz yapmayı aksatmaması gerekmektedir. Bu ayrıntılara dikkat edilmediği sürece çörek otu ile zayıflamak mümkün değildir.

Çörek otunun protein içeren gıdalar ile tüketilmesi önerilmektedir. Bu sayede daha çabuk doyar ve tokluğu uzun süre hissedersiniz. Çörek otunun faydalarını artırmak için limonlu su içmeye özen göstermelisiniz. Sindirim sistemini düzene sokan çörek otu metabolizmanın hızlanmasını sağlayarak zayıflamaya yardımcı olmaktadır.

Mikropların vücuttan atılmasını sağlayan çörek otu antibiyotik etkisi ile sık hastalanmaların önüne geçmektedir. Karaciğeri de temizleyen çörek otu metabolizmanın hızlanmasını sağladığı için kısa sürede yağ yakmaya yardımcı olur.

Çörek Otu Yağının Faydaları Saraçoğlu

Çörek otu tohum olarak tüketilebileceği gibi yağ şeklinde de tüketilebilmektedir. Soğuk pres yöntemi ile hazırlanan çörek otu yağı oldukça faydalıdır. İbrahim Saraçoğlu tarafından önerilen çörek otu yağının temel faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Eklem, kas ve kemik ağrılarına iyi gelir.
  • Baş ağrısının azalmasını sağlar.
  • Kansere karşı koruyucu etkiye sahiptir.
  • Mineraller ve vitaminler sayesinde besleyici özelliği vardır.
  • Sindirim sistemini rahatlatır.
  • Damar hastalıklarına iyi gelir.

Melisa çiçeğinin bu faydalarına şaşıracaksınız!

Nane ailesinin bir üyesi olan melisa ( Melissa officinalis ) sakinleştirici bir bitki olarak kabul edilir. Orta Çağ’a kadar stres ve kaygıyı azaltmak, uykuyu teşvik etmek, iştahı iyileştirmek ve hazımsızlıktan (gaz ve şişkinlik ve kolik dahil) kaynaklanan ağrı ve rahatsızlığı hafifletmek için kullanılmıştır. Orta Çağ’dan önce bile, melisa ruhları iyileştirmek, yaraları iyileştirmeye yardımcı olmak ve zehirli böcek ısırıklarını ve sokmalarını tedavi etmek için kullanıldı.

Bugün, melisa çiçeği genellikle rahatlamayı teşvik etmek için kediotu, papatya ve şerbetçiotu gibi diğer sakinleştirici, yatıştırıcı bitkilerle birleştirilir. Ayrıca soğuk yaraları (oral uçuk) tedavi etmek için kremlerde kullanılır.

Melisa Çiçeğinin Faydaları Neler?

Trigliseritleri düşürür

Aromatik olarak kullanıldığında (bu, onu soluduğunuz anlamına gelir) Melisa esansiyel yağının çeşitli diğer sağlık koşullarını etkileyebilecek trigliseritleri düşürdüğü gösterilmiştir.

Kalp çarpıntısını tedavi eder

Herhangi bir kalp ritmi sorunu için melisa çiçeğini denemeyi planlıyorsanız dikkatli olun, ancak araştırmalar melisanın bazı insanlarda çarpıntı olaylarını azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir.

Doğal antibakteriyeldir

Vücuttaki bir dizi bakteriyle savaşma kabiliyeti ile melisa, beyin sisine, sindirim sorunlarına, yorgunluğa ve daha fazlasına neden olabilen bir tür maya olan candida’ya karşı özel bir etkinlik göstermiştir.

Diyabeti tedavi eder

Öncelikle tip 2 diyabet için yapılan araştırmalar, melisa özü veya yağının kan şekeri seviyelerinin düşürülmesinde faydalı olduğunu göstermiştir. İnsülinin yerine geçmez.

Kaygıyı yatıştırır

Bu ifadeyle çelişen dış kaynaklardan yapılan bazı araştırmalara rağmen, birçok insan melisa çiçeğinin kaygı ile savaşlarına fayda sağladığını söylüyor.

Uykusuzluğun etkilerini giderir

Melisa çiçeğinin sakinleşmeye yardımcı olduğu ve uykuyu teşvik eden hafif bir yatıştırıcı etki sunduğu söylenir.

Bilişsel işlevi ve odaklanmayı geliştirir

Dahili olarak melisa çiçeği tüketen genç yetişkinler üzerinde yapılan bir araştırma, ruh halinde ve odaklanma yeteneğinde bir gelişme buldu.

Çocuklarda DEHB’yi yönetmeye yardımcı olur

Belki sakinleştirici etkisi sayesinde, melisa çiçeği hiperaktiviteyi ve dürtüselliği azaltır ve bazı okul çocukları için odaklanmayı geliştirir.

Herpes virüsüyle savaşır

Uçuk virüsünü vücudunuzdan atmanın hiçbir yolu olmasa da, salgınları önlemeye odaklanabilirsiniz ve bu da virüsü kontrol altında tutmak anlamına gelir. Uçuk hastaları için melisa çiçeği salgınları, süreyi ve ağrı/kaşıntıyı azalttı. Ayrıca, bitkiye zamanla viral bir direnç göstermez, bu nedenle tekrar tekrar kullanılabilir.

Kanserle savaşır

Melisa çiçeğinin, glioblastoma multiforme adı verilen ölümcül beyin kanserinde kanser hücresi ölümüne neden olduğu gösterilmiştir. Ayrıca belirli meme türleri, karaciğer ve bazı lösemi türleri üzerinde olumlu bir etki göstermiştir.

İltihapla savaşır

Kronik iltihap, çeşitli hastalıkları destekleyebilir ve vücutta ağrıyı tetikleyebilir. Melisa çiçeğinin vücuttaki iltihabı azalttığı gösterilmiştir.

Aşırı aktif tiroidi yönetir

Melisa çiçeği, tiroidi tetikleyen bazı maddelerin reseptör hücrelere bağlanmasını durdurur ve aşırı aktif tiroidi yavaşlatmaya yardımcı olur.

Kabızlığı giderir

Çalışmalar halen devam etmektedir, ancak erken araştırmalar melisa çiçeğinin, nane ve melekotu kökünün kabızlık için yararlı tedaviler olabileceğini göstermektedir.

PMS semptomlarını azaltır

Melisa çiçeği, bir kapsül şeklinde alındığında, lise çağındaki kadınlarda bu sinir bozucu ruh hali değişimlerini, kilo alımını ve şişkinliği azaltmıştır.

Melisa çiçeğinin diğer faydaları

  • Sinirleri yatıştırıcı, sakinleştirici özellikleri vardır. Gerginliği azaltır günün yorgunluğunu alır.
  • Vücutta oluşan ağrıları giderir.
  • Reflü, gastrit, bulantı gibi mide rahatsızlıklarını azaltır.
  • Yüksek ateş, grip, nezle, balgam, soğuk algınlığı, nefes darlığı gibi sorunların oluşmasına engeller.
  • Vücuttaki toksinleri ter yoluyla atabilmeyi sağlar.
  • Uçuk, egzama ve mantar gibi ciddi cilt rahatsızlıkları üzerinde faydalıdır.
  • İdrar sökücü özelliği vardır.
  • Erken yaşlanmayı önler, cildin kırışmasını geciktirir.
  • Migren gibi şiddetli baş ağrılarını dindirir.
  • Regl ağrılarını geçirir, adet gecikmesini önler.
  • Böcek ısırıklarına karşı kullanılır.
  • Kalbi ve kan dolaşımını kuvvetlendirir.
  • Kan şekerini ve tansiyonu düşürür.
  • Sindirim sistemini rahatlatır, hazmı kolaylaştırır.
  • Alzheimer, epilepsi, sara, hafıza kaybı ve konsantrasyon gibi rahatsızlıkların oluşumunu engeller.
  • Böbrek hastalıklarını önler.
  • Yüksek tansiyonu düşürür.
  • Hıçkırığı keser.
  • Krampları geçirir.
  • Bayılmalara karşı kullanılır.
  • Kulak çınlamalarını dindirir.

Melisa Çiçeğinin Zararları Nelerdir?

  • Melisa çiçeği sedatif ilaçlar ve tiroit ilaçlarıyla etkileşime girebilir.
  • Uykusuzluk, kaygı ya da psikolojik bir nedenden dolayı ilaç kullanıyorsanız melisa çayı tüketmeyin.
  • Hamile ve emziren kadınlar doktorunuza danışmadan tüketmeyin.

Melisa Çiçeği Ne Zaman Dikkatli Kullanılmalı?

Kronik rahatsızlığı bulunan kişiler melisa çiçeğini dikkatli kullanmalıdırlar. Hipotiroidiniz varsa melisadan kaçınmalısınız çünkü tiroid ilaçlarınızı olumsuz etkileyebilir.

Bazı insanlar melisa çiçeğine karşı anafilaktik tepkiler ve kızarıklıklara kadar değişen alerjik reaksiyonlar yaşamıştır. Melisa çiçeğini yeni tüketmeye başladıysanız Limon dikkatli olun.

Ve elbette, emziriyorsanız veya hamileyseniz, melisa çiçeği kullanmaya başlamadan önce doktorunuza danışın.

Melisa Nasıl Tüketilir?

Pediatrik

Melisa çiçeği çocuklarda uçukları tedavi etmek için topikal olarak kullanılabilir. Çocuğun yaşına uygun dozaj için sağlık uzmanınızla konuşun.

Yetişkin

Uyumakta zorluk çekmek veya hazımsızlık, gaz veya şişkinliği azaltmak için, ihtiyaçlarınıza en uygun spesifik doz için bir umana danışın. Olası dozlar aşağıdaki gibi olabilir:

  • Kapsüller: Günde 3 kez veya gerektiğinde 300 ila 500 mg kurutulmuş melisa alın.
  • Çay: Sıcak suda 1,5 ila 4,5 gram (1/4 ila 1 çay kaşığı) kurutulmuş melisa otu. Günde 3 bardak içilebilir.
  • Tentür: Günde 60 damla
  • Topikal: Etkilenen bölgeye günde 3 kez veya belirtilen şekilde topikal krem ​​uygulayın.

Soğuk yaralar veya uçuk yaraları için 2 ila 4 çay kaşığı melisayı demleyin. 1 bardak kaynar suda 10 ila 15 dakika ezilmiş yaprakları bekletin. Gün boyunca yaralara pamuk topları ile çay uygulayın.

Melisa Çayı Nasıl Hazırlanır?

Melisa çayı, melisa çiçeğinin sağlığa olan faydalarının tadını çıkarmanın lezzetli bir yoludur.

Malzemeler

  • 1/4 su bardağı doğranmış taze melisa yaprağı
  • 1 su bardağı su
  • 1 tatlı kaşığı organik bal isteğe bağlı

Hazırlanışı

  • Yağlarını serbest bırakmak için melisa yapraklarını doğrayın. Kenara koyun.
  • Suyu bir kapta mikrodalgada veya ocakta kaynayana kadar ısıtın.
  • Yaprakları ve suyu bir bardağa koyun ve 10 dakika demlenmesi için bekletin.
  • Süzün ve sıcak olarak için. Tercihen bal ekleyerek de tüketebilirsiniz.

Libidonuzu tavan yaptıracak afrodizyak etkili içecekler

Yaşla birlikte vücudumuz çeşitli değişikliklere uğrar ve vücudunuzdaki değişikliklerle birlikte cinsel dayanıklılığınız ve gücünüz de azalır. Bunun sonucunda düşük libido veya erektil disfonksiyon (sertleşme sorunu) yaşayabilirsiniz. Kadınlarda gözlenen temel değişikliklerden biri ise vajinal kuruluktur. Bu, cinsel gücünüzün sona erdiği anlamına gelmez. Sağlıklı yaşam tarzının gereklerini uygulayarak hayatınız boyunca aktif bir cinsel hayata sahip olabilirsiniz.

Egzersiz ve doğru beslenme tarzı ile cinsel sağlığınızı iyileştirebilirsiniz. Günlük diyet planınıza bazı içecekler ekleyerek daha uzun süre dayanabileceksiniz. Bu destekleyiciler ilişkinizin daha uzun sürmesini sağlayacaktır. İşte cinsel dayanıklılığınızı artıracak enerji içeceği tarifi ve içeceklerin bir listesi.

Evde Hazırlayabileceğiz Libidonuzu Artıracak Sağlıklı Enerji İçeceği Tarifi

Malzemeler;

  • 4  adet orta boy domates
  • Yarım salatalık
  • Yarım yeşil biber
  • 1 diş sarımsak
  • 1 yemek kaşığı organik bal
  • 1 adet limonun suyu

Hazırlanışı;

Tüm sebzeleri bol suyla yıkadıktan sonra küçük parçalara bölün. Sarımsağı da soyup diğer ürünlerle birlikte robottan geçirin. Bal ve limon suyunun hızlı etkisi ile cinsel sağlığınız güçlenecek ve kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.

Libidonuzu Tavan Yaptıracak Afrodizyak Etkili İçecekler

1- Aloe vera suyu

Bazı araştırmalara göre, aloe vera suyu, birincil erkek cinsiyet hormonu olan testosteron üretimini artırma potansiyeline sahiptir. Aloe vera suyu içmek, artan cinsel enerji ve yüksek libido ile sonuçlanabilir. Aloe vera suyu da genel olarak sağlığınız için iyidir.

2- Nar suyu

Bir araştırmaya göre, nar suyu, kan dolaşımını iyileştiren yüksek konsantrasyonda antioksidanlar içerdiğinden erektil disfonksiyonu iyileştirme potansiyeline sahiptir. Nar suyu da kalp hastalıkları riskini azaltabilir.

3- Süt

Yeni evlilere düğün gecelerinde neden bir bardak süt verildiğini hiç düşündünüz mü? Çünkü süt sağlıklı bir cinsel dürtüye sahip olmanıza yardımcı olur. Besinlerle doludur ve anında enerji sunar. İlişkiden öncesi bir bardak süt içmeden önce laktoz intoleransı olmadığınızdan emin olun.

4- Muz

Bromelain olarak bilinen enzim açısından zengin olan muz, cinsel enerjinizi ve libidonuzu artırabilir. Enerji ve dayanıklılık sağlayan vitaminler ve besinler içerdiğinden her gün muzlu shake içilmesi tavsiye edilir. Muzlu milkshake de içebilirsiniz.

5- Karpuz suyu

L-sitrülin adı verilen bir amino asit bakımından zengin olan karpuzlar, ereksiyonunuzu güçlendirme potansiyeline sahiptir. Karpuzda bulunan L-sitrülin vücudunuzda L-arginine dönüştürülür ve bu bileşik nitrik oksit üretimini uyarır, bu da penise kan akışını iyileştirir. Bu, daha iyi bir ereksiyona sahip olmanıza yardımcı olacaktır.

Son Haberler