27 Haziran 2025 Cuma
Ana Sayfa Blog Sayfa 41

Teflon tavalardaki tehlikenin farkında mısınız?

Yanmaz tava ve tencereler ev kadınlarının göz bebeği çünkü hem yiyecekler yapışmıyor hem de temizliği çok kolaydır.Gelin görün ki bunlar çok ısıtıldığında ve doğru kullanılmadığında ciddi sağlık riskleri de taşıyabilir.Bu tavaların yüzeyi poli-tetra-floro- etilen (PTFE) adı verilen ve “teflon” olarak bilinen sentetik bir polimerle kaplıdır.

1940’ dan beri ticari olarak kullanılmaktadır ve patenti Dupont firmasına aittir. Başka kimyasallarla reaksiyona girmediği ve pürüzsüz bir yüzey sağladığı için çok geniş bir kullanım alanına sahiptir. Yüksek sıcaklıklarda tencere ve tavalardan toksik dumanlar salınır ve bunlar evcil kuşların ölümüne yol açabilir.

Bu duman insanlarda “Teflon gribi” veya “polimer dumanı ateşi” (polymer fume fever) denilen bir tabloya yol açar. Teflon gribi, dumana maruz kaldıktan 4-8 saat sonra ani olarak titreme, yüksek ateş, baş ağrısı, öksürük ve göğüste sıkışma hissi ile başlar. Akciğer röntgeninde çok fazla bir bulgu yoktur.

Bu dumanın uzun süre solunmasının etkileri konusunda net bir bilgi olmamakla beraber kuşların kısa sürede ölmelerine yol açan böyle bir etkenin zararlı olduğuna şüphe yoktur. Çizilen tavada oluşan döküntüler ise “inert” oldukları için tehlikeli değildir. PTFE’ nin de içinde bulunduğu per-florlü kimyasallar (PFC) düşük doğum tartılı bebekler, kolesterol yüksekliği, tiroit hormon seviyelerinde değişiklikler, karaciğer enflamasyonu ve bağışıklık sistemi zayıflığı ile ilişkilendirilmiştir.

Teflon kanserojen midir?

Teflonun kanserojen olduğuna dair bir delil yoktur ama teflon üretiminde kullanılan ve kısaca PFOA olarak bilinen perfloro-oktanik asidin böyle bir etkisi vardır.PFOA çevrede ve insan vücudunda uzun süre kalabildiğinden kanser riski daha yüksektir, USA’ da düşük seviyelerde hemen herkesin kanında bulunur. Su kaynaklarının kontamine olduğu durumlarda daha yüksek seviyelere rastlanır; iş yerlerinde PFOA’ ya maruz kalanlarda ise binlerce kat yüksek değerler görülür.

Hayvan deneylerinde PFOA’ ya maruz kalınmasının karaciğer, testis, meme ve pankreas kanseri riskini artırdığı gösterilmiştir. İş yerlerinde PFOA ile çalışanlarda mesane ve böbrek kanseri ihtimali fazladır.

Bunlara dikkat

Teflon tavalar, sıcaklıkları kısa zamanda hızla yükseldiği için önceden ısıtılmamalı ve hiçbir zaman 232 derece üzerine çıkılmamalıdır. Mutfak iyi havalandırılmalı, aspiratör kullanılmalıdır. Kuşlar mutfağa sokulmamalıdır, çok ısıtılmış bir teflon tava kuşların saniyeler içinde ölmesine yol açar. Kısaca PFOA olarak bilinen perfloro-oktanik asit, teflon ve florotelomerler yapımında kullanılır fakat işlem sırasında tamamen yanar ve nihai üründe eser miktarda bulunur.

Paslanmaz çelik, dökme demir ve sıcağa dayanıklı camdan kaplar teflon kaplama olanlara kıyasla daha sağlıklıdır.

Yapışmayan tavalar tiroid hastalığına neden oluyor

Tiroidoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cumali Aktolun, yapışmayan tavalarda pişirilen yiyeceklerin tiroidi bozabileceği uyarısında bulundu.

Aktolun, son aylarda İngiltere’de yapılan bir araştırmada, yapışmayan tavalardan yiyeceklere PFOA ve PFOS isimli 2 ayrı kimyasal maddenin yüksek miktarda geçtiği ve tiroit hastalarında bu maddelerin daha yüksek olduğunun saptandığını belirtti. Aktolun, PFOA ve PFOS isimli maddelerin doğrudan olarak tiroit üzerine mi etki ettiği, yoksa önce bağışıklık sistemini bozarak ortaya çıkan tiroit antikorlarının mı tiroide zarar verdiğinin henüz belli olmadığını kaydetti.

Tiroidin birhastalıkismi değil, boğaz bölgesinin ön tarafında bulunan ve hormon üreten bir organ olduğunu ve tiroit hastalığının nedeninin de klasik tıp eğitiminde “iyot eksikliği” olarak açıklandığını anlatan Aktolun, oysa tiroit hastalıklarının nedenleri içinde iyot eksikliğinin az bir yer tuttuğunu, hava, toprak ve su kirliliğinin de tiroit hastalığını tetiklediğini vurguladı. Aktolun, denizden yüksek yerlerde iyot eksikliğinin kaçınılmaz olduğunu, bu nedenle dünyanın her yerindeki yaylalarda yaşayanların tiroit hormonunun yetersizliğinden kaynaklanan guatr hastalığına yakalandıklarını kaydetti.

Gelelim neticeye

Ben kadın olsam mutfağıma teflon yüzeyli gereç sokmazdım ama hanımların teflon tava ve tencerelerden vazgeçebileceklerini sanmam. Kuşların saniyeler içinde akciğerlerinin şişmesi ve kan dolmasıyla ölmelerine yol açan teflon dumanının insan sağlığı için de zararlı olduğu kesindir. Teflon tava ve tencereler bunların çok fazla ısıtılmamasına dikkat etmek ve mutfak iyi havalandırılmak şartıyla kullanılabilir.

Eriğin faydaları saymakla bitmiyor!

Eriğin içerdiği potasyum ile sporda oluşabilecek olan kasılma ve kramplara da iyi geldiğini kaydeden Uzman Diyetisyen Nilay Keçeci, şöyle konuştu: “Kişilerde oluşan potasyum eksikliğinde rol oynar. Kabızlığa iyi gelir ve sindirim sistemini düzenler. Kansızlığa ve sinir sisteminin düzenlenmesinde yardımcıdır. Antioksidan etkisi ile kanserden korur ve cilt güzelliğinde etkilidir. Ciltte oluşan leke ve ya benzeri akne şeklinde oluşan cilt sorunlarında tavsiye edilebilir. Cilde iyi gelen besinlerin içerisinde yer alır ve cildi gençleştirir.

Özellikle kalp hastalıkları, kolesterol ve damar tıkanıklarında erik önerilebilir. Çocuklarda oluşan büyüme sorunlarında ve benzeri problemlerde de eriğin etkisi araştırılmaktadır. Özellikle bolca tüketilebilen ve kalorisi çok az olan bu meyve zayıflama diyetlerinde yaz aylarının vazgeçilmezidir.

Kişilerin şeker ihtiyacı oluştuğunda çilek ve erikten oluşan 1 kâse meyveyi tüketmeleri yeterli olacaktır. Eriğin tuzlanarak yenmesi vücutta su tutulmasına ve ödem oluşmasına neden olur buda dolaylı yolda kilo almayı tetikleyecektir. Bu nedenle erik tek başına yenmelidir.

Pek çok çeşidi bulunan erik kaynatılarak komposto şeklinde tüketildiğinde özellikle anne sütünün artmasında ve kabızlık probleminin ortadan kalkmasında oldukça etkilidir. Erik tip II diyabet hastalarında kan şekerinin dengelenmesi ve düşürülmesinde etkilidir. Özellikle yaz aylarında 200 gr a yakın rahatlıkla tüketilebilir.”

Diyetsiz zayıflamanın 13 kuralı!

Diyetisyen Serkan Tutar, açlık yaşamadan, uzun uzadıya listeler olmadan hatta diyet yapmadan kilo vermenin püf noktaları var diyerek diyet yapmadan kilo vermenin 13 yolunu şöyle açıkladı:

“1-Yemekleri yavaş tüketin: Yemek yerken ilk önce yemeğe başladığınız saate bakmalısınız. Ve yemeğinizi ortalama 20 dakikada tüketmelisiniz. Çünkü algılama hızı çok hızlı olan beynimizin tokluk hissini algılaması yaklaşık 20 dakika sürmektedir. Tempolu yenilen büyük porsiyonlar yerine keyifle yenilen küçük porsiyonları tercih etmeniz ve yavaş yemeniz daha az besin ile tokluk hissini yaşayarak masadan kalkmanızı sağlayacaktır.

2-Geç saatte uyumayın: Geç saatlere kadar oturan bireylerin kilo almaları için iki neden vardır. Birincisi daha geç saatlere kadar oturdukları için atıştırmalara yönelirler ve günlük kalori ihtiyacının üzerine çıkarlar. İkincisi ise yağ yakan hormon olarak adlandırılan ghrelin hormonunun en iyi salgılandığı saat gece 00.00 ile 02.00 arasındadır. Eğer bu saatleri uyumadan ayakta geçirirseniz bu hormonun salgılanma seviyesi ciddi anlamda düşmektedir. Michigan Üniversitesinde yapılan bir çalışmada düzenli uyuyan ve çok geç saatlerde uyumayan bireylerin ortalama %6 civarında kilo kayıpları yaşadıkları gözlemlenmiştir.

3- Akşamları hafif yemekler tercih edin: Özellikle akşam yemeklerinde sebze gibi hafif besinleri tercih etmeniz diyet yapmasanız dahi kilo vermenize yardımcı olacaktır. Yağ içeriği yüksek, soslu yemekleri tercih etmek yerine su ve lif içeriği yüksek kalorisi düşük mevsime uygun sebzeleri tercih etmeniz kilo kayıpları yaşamanızı sağlayacaktır.

4- Her gün çorba için: Öğle veya akşam yemeklerinin bir öğününde yemek öncesi çorba tercih edin. Lif içeriği yüksek sebze çorbaları veya klasik çorbalarımız olan tarhana, mercimek veya ezogelin çorbaları tokluk hissinizin daha çabuk olmasını sağlayacaktır. Özellikle uzun süre aç kaldıktan sonra yiyeceğiniz yemek öncesinde kesinlikle çorba tüketmeli direk olarak ana yemekten başlamamalısınız. Çorbada en önemli husus ise hazır olmaması ve içerisindeki tuz miktarının çok yüksek seviyelerde olmamasıdır.

5-Tam tahılları tercih edin: Günümüzde bir çok ürüne alternatif bulunabilmektedir. Makarna, pirinç ve ekmek çeşitlerinde kepekli olanları (kansızlık probleminiz yok ise) tercih edebilirsiniz. Ayrıca ekmekte tam buğday, tam çavdarlı alternatiflerde yine tercih edilebilir. Bu şekilde hem daha az besin tüketimi yapmış hem de daha uzun süre tokluk hissini hissedebileceksiniz. Ayrıca bu alternatifleri tercih eden kolesterolü yüksek bireylerin kolesterol seviyelerinde zaman içerisinde düşmeler olduğu yapılan araştırmalar ile gösterilmiştir.

6- Kendinizi ödüllendirin: Genel olarak yemekle ödüllendirilen bedenimizi kıyafetle ödüllendirmeyi tercih edin. Kendinize yüksek hedefler koymak yerine daha gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler koydukça başarınızın arttığını göreceksiniz.

7-Doğru pizzayı tüketin: Günümüzde fast food besinleri hayatımızdan çıkarmamız neredeyse imkansız hale geldi. Bizde hayatımızdan bu besinleri çıkaramıyorsak daha sağlıklı hale getirmek için uğraşmalıyız. Genellikle bol kalorili olan ve şarküteri malzemeleri ile donatılmış olan pizzalar yerine ince kepek ekmekli, peynirli ve az yağlı olanları tercih edebilirsiniz. Bu şekilde bile günlük kalori alımını 100 kalori civarında düşürmüş olacaksınız.

8- Doğru içecekleri tercih edin: Evinimizde televizyon karşısında bir şeyler içme alışkanlığı hepimizde vardır. Özellikle akşam saatlerinde hareketsiz kaldığımız ve bol kalori aldığımızda kilo alımımızın olduğu görülür. Bunu engellemek için kendi içeceğimizi kendimiz hazırlayabiliriz. Az şeker eklenerek hazırlanmış limonata içerisine nane ve dondurulmuş çilek ekleyerek keyifli bir içecek hazırlayabilirsiniz. Bu şekilde günde ortalama 450 kalori daha az almış olacak ve bir ay içerisinde alma riskiniz olan 2,5 kilodan kurtulmuş olacaksınız.

9-Doğru bardakları kullanın: Ülkemizde bardak konusunda herhangi bir standart bulunmamaktadır. Hazır içecekleri son zamanlarda daha büyük bardaklarda içmemiz günlük aldığımız kalorinin artmasına neden oldu. Uzun boylu ve sıska bardaklar yerine kısa ve geniş bardakları tercih etmelisiniz. Cornell üniversitesinde yapılan çalışmada meyve suyu, soda, şarap veya diğer içecekleri bu bardak ile tüketmemiz içeceklerden aldığımız kalorinin % ile 0 arasında düştüğünü göstermektedir.

10- Yeşil Çay için: Yeşil çay içerisinde bulunan kateşin ile hem metabolizma hızlandırıcı etkisi hem de bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi bulunmaktadır. Yeşil çay bu etkisi ile hem iyi bir içecek alternatifidir hem de kilo vermenize yardımcı olacaktır.

11-Sakız çiğneyin: Atıştırma ihtiyacı hissettiğinizde çiğneyeceğiniz naneli sakızın besine yönelmenizi engellediğini göreceksiniz. Bu alışkanlık ile daha az kalori alacaksınız.

12-Tabaklarınızı küçültün: Bardaklarda olduğu gibi tabak ölçülerimizde farklıdır. Toplum olarak tabağımızdakini bitirme alışkanlığımız olduğu için büyük tabak kullandığımızda tok bile olsak ekstra kalori alımı söz konusudur. Küçük tabak kullanarak günlük alacağınız kaloriyi 200 kalori azaltabilir bir yıl içerisinde bedeninize eklenebilecek 4 kilodan da kurtulabilirsiniz.

13-Her gün ekstra 100 kalori yakın: Her gün fazladan yakacağınız 100 kalori diyet yapmadan bir yıl içinde 5 kilo vermeniz anlamına gelmektedir. Bunu yakabilmek için her gün 1,5 km yürüyüş, 30 dakika ev temizliği veya 10 dakika yavaş tempolu koşu yapabilirsiniz.”

Arabanın motorunu çalıştırdıktan sonra klimayı açmanın tehlikesini biliyor musunuz?

Bunun nedeni ise arabayı dışarıda bıraktığımız zaman camları kapamamızdır. Gölgede bıraktığımız zaman arabanın içinde 400 ila 800 mg benzen birikir. Örneğin, arabanızı 16 dereceden yüksek bir hava sıcaklığında güneşe koyduysanız, arabada biriken benzen miktarı 2000 ila 4000 miligrama kadar yükselebilir. Bu da izin verilen seviyenin neredeyse 40 kat daha fazlası.

Camlar kapalı bir şekilde arabada oturduğunuz zaman benzen solursunuz. Bu da karaciğerinize, kemik dokularını ve böbrekleri etkiler. Organizmadan benzenin atılması çok uzun sürer. Arabaların kullanım klavuzlarında klimayı çalıştırmadan önce camları açmalısınız diye yazar ama nedeni yazmaz.

Tıbbi Açıklaması

Araç kliması, soğuk hava üflemeye başlayana kadar, öncelikle içeride ısınan havayı ve beraberinde benzeni dışarı üfler. Benzen kansere yol açan zehirli bir maddedir. Arabaya oturduğunuzda, garip bir koku almasanız bile, önce 1-2 dakika camları açın sonra klimayı çalıştırın. Arabayı çalıştırdıktan sonra da pencereleri bir süre daha açık tutun. Şimdiden bunu uygulamaya başlayın. Böylece hem kendinizi hem de arabanıza binenleri zehirli maddelerden korumuş olursunuz.

Meğerse biz yanlış biliyormuşuz!

ABD’li ünlü sunucu Oprah Winfrey’in programına konuk olan Dr. Mehmet Öz sivilceler için sıkmak yerine bambaşka bir öneri getirdi: İğneyle delmek. Daily Mail’de yer alan habere göre büyük bir maket üzerinde canlı olarak uygulama yapan Dr. Mehmet Öz, alkol ile temizlenmiş bir iğnenin, sivilcenin sadece beyaz olan kısmından girilerek delinebileceğini söyledi. Beyaz kısmın ölü deri olduğunu, ancak sivilce sıkıldığında canlı dokulara da zarar verildiğini belirtti.

Sivilce iğneyle delinirken cilde tamamen paralel bir şekilde bir taraftan girilip, diğer taraftan çıkılması gerekiyor.

Ayrıca ciltteki sivilceler sıkıldığında parmaklardaki mikrop cilde bulaştığı için yeni sivilce oluşumunu da tetikliyor. Ancak paralel delme tekniği sağlıklı cilde dokunulmadığı için hiçbir zarar vermiyor.

Son Haberler