25 Nisan 2024 Perşembe
Ana SayfaHaberlerCovid-19 sonrası kimyasal kokular koklamaktan kaçının

Covid-19 sonrası kimyasal kokular koklamaktan kaçının

İçerikleri

Covid-19 enfeksiyonunun neden olduğu koku ve tat kaybının geçip geçmediğinin anlaşılması için deterjan, parfüm ve çamaşır suyu gibi kimyasal maddelerin koklamasındansa nane, kahve ve gül yaprağı gibi kokuların koklamasını öneren Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Esin Yalçınkaya, “Koku ve tat algısı üzerine uzun zamandan beri çalışmalar yürütmekteyiz. Nezle ve grip gibi enfeksiyonlarda da koku ve tat kaybı yaşanmaktadır. Ancak bu nadir görülen bir durum olduğu için toplum tarafından çok fazla bilinmemektedir.

Covid-19 virüsü enfeksiyon sürecinde koku ve tat kaybı yaşanma riski, influenza virüsünden çok fazla olmaktadır. Her 100 hastadan 50’sinde görülebildiği için sayısal olarak yüksek olmasının yanı sıra koku ve tat kaybının derecesi de oldukça yüksektir.

Birçok nedenden dolayı koku ve tat kaybı yaşanabilir. Bu konu ile ilgili yapılan araştırmalar halen sürmektedir. Covid-19 virüsünün koku sinir hücrelerini tutması, virüsün vücuda enfekte olduğuna dair bilinen en önemli sebep olarak değerlendirilmektedir.” dedi.

Tedaviye Erken Başlanması Kalıcı Olma Riskini Azaltıyor

Vücuttaki diğer sinirlere kıyasla koku sinirlerinin daha açıkta ve hassas bir yapıda olduğuna değinen Doç. Dr. Yalçınkaya, “Koku sinirlerinin geçiş yolu üstünde yer alması, Covid-19 virüsü enfeksiyonu esnasında bu bölgede kanlanma azalmasına ve ödeme neden olarak koku ve tat kaybına, özellikle de koku kaybına yol açabilmektedir. İnsanlarda koku kaybı olduğu zaman tat kaybı da doğal olarak olmaktadır. Birçok insan uzun süreden beri koku ve tat kaybı yaşadı. Koku ve tat kaybının kalıcı olma riski bir hayli fazladır. Koku ve tat kaybının kalıcı olup olmadığının ise hasta tarafından anlaşılmasının imkanı yoktur. Koku ve tat kaybı iki hafta içerisinde geçmeyen hastaları değerlendirmek için muayene etmemiz gerekiyor. Çünkü tedaviye mümkün olduğunca erken başlanması kalıcı olma riskini azaltmaktadır. Böylelikle yüz güldürücü sonuçlar elde edilme şansı artıyor.” ifadelerine yer verdi.

Sigaradan Kaçınılmalı

Covid-19 virüsü enfeksiyon sürecinde koku ve tat kaybı yaşayan vakalara önemli tavsiyelerde bulunan Doç. Dr. Yalçınkaya, “Koku ve tat kaybının tedavisi kişiye özel olarak düzenlenmelidir. Koku ve tat kaybı uzun süreden beri devam ediyorsa mutlaka doktor kontrolünden geçmek gerekmektedir. Doktor kontrolünden geçilmeden sürecin evde geçirilmeye çalışılması çok yanlış bir davranıştır. Vakaların bir sağlık kuruluşuna ulaşmaları zorsa organik kokular koklanarak koku kaybının geçip geçmediği test edilmelidir. Bunun için içeriğinde kimyasal madde barındırmayan nane, gül yağı ve kahve gibi doğal kokuların koklanması çok daha sağlıklıdır.

Ayrıca buruna tuzlu çekmeninde faydası olsa da dozun çok iyi ayarlanması gerekmektedir. Bundan dolayı da eczanelerden okyanus suyu satın alınması çok daha iyidir. Ödemin ilk oluştuğu dönemlerde tuzlu su faydalı olmaktadır. Ancak uzun zamandan beri koku alamayan vakalar için bu kesin bir tedavi yöntemi değildir.” diye konuştu.

Kimyasal Kokulardan Kaçının

İçeriğinde kimyasal barındıran maddelerin koklanmasından kesinlikle kaçınılması gerektiğinin altını önemle çizen Doç. Dr. Yalçınkaya, “Koku alıp almadığını denemek isteyen vakalar, deterjan, parfüm ve çamaşır suyu gibi içeriğinde kimyasal madde barındıran bu şeyleri çok sık koklarlarsa ciddi sağlık problemlerine neden olabilir. Bu tür maddeleri koku ve tat kaybı olmayan kişilerin sık koklaması dahi sağlık problemlerine neden olabilir. Ayrıca sigara içen kişiler, sigara tüketimini kesinlikle bırakmalıdır. Yine B ve D vitaminlerinin yanı sıra çinko tedavisi de fayda sağlayabilir. Mineral ve vitamin takviyeleri ile ilgili sürekli yayınlar yapılsa da vakanın o vitamine gereksinimi olmayabilir, yani vakada B vitamini yeterli miktarda olabilir. Bu durumda B vitamini kullanılması iyi sonuçlar doğurmaz. Bu nedenle doktor kontrolünden kesinlikle geçilmelidir.” şeklinde konuştu.