Amerika’da uzun yıllardır kürtaj konusunda iki parti arasında büyük bir savaş veriliyor. Bir taraf yaşam hakkı üzerinden giderken bir taraf feminist yaklaşım sergilese de iki tarafın da ortak bir endişesi var. Gelecekteki potansiyel seçmen tabanlarını muhafaza edebilmek istiyorlar.
Siyasi Partiler ve Kürtaja Bakışları
Muhafazakar Cumhuriyetçi Parti daha çok beyaz Hıristiyan seçmenden oy aldığı için doğum kontrolü ve kürtaj konularına karşı çıkıyor. Nüfus artışının durması partinin seçmen tabanını eritiyor. Bunun yanı sıra kürtajı günah olarak gören Evanjelikler’in de parti için söz sahibi olması önemli bir etmen diyebiliriz. Göçmenlerden oy alan Demokratların ise doğum kontrolü ile bir sorunu yok. Tam tersi beyaz nüfusun artmaması ve göçmenlerle değişen demografik yapı sebebiyle üstünlük elde edeceklerini düşünüyorlar.
Partilerin mevcut kürtaj sorununa yönelik uzlaştırıcı bir tavrı ya da çözümü de yok. İki tarafın sunduğu fikirler de uygulanamaz gibi gözüküyor. Muhafazakar Parti’deki kürtajı tamamen yasaklama fikri kadınları sağlıksız koşullarda kürtaj olmaya yöneltir. Bu durum geçmiş dönemlerde ciddi sağlık sorunlarına hatta ölümlere neden olmuştu. Demokrat Parti ise geç dönem kürtajı savunacak kadar ileri gidiyor. Yani altı-yedi aylık bebeklerin bile kürtaj olması söz konusu olabilir. Demokratların Katolik seçmeni bu durumdan memnun olmasa da tepki göstermeye korkuyor. Çünkü politik doğruculuk gereği sosyal linçe maruz kalabilirler. Bu sebeple Katolik seçmende partiden yavaş bir kopuş yaşanıyor.
Amerikan Feminizmi ve Kürtaj
Amerikalı feministler için ise kürtaj büyük önem taşıyor. Kariyer yapabilmeleri, sosyal hayatta varlık görebilmeleri için bunu gerekli bir konu olarak görüyorlar. Erken yaşta anne olan birinin hayatının kontrolünü kaybettiği ya da kariyer yapmasının mümkün olmadığı gibi görüşleri var. Amerikan Feminizmi’nin kürtaj üzerinden ilerlemesi aslında sıkıntılı bir durum oluşturuyor. Çünkü muhafazakar kadınlar olmadan hareketin ivme kazanması pek mümkün değil. Erken dönem kürtaj gibi uzlaşabilecekleri bir görüşte sunmuyorlar.
Roe-Wade Davası
Uzun yıllardır Cumhuriyetçiler Roe-Wade kararını bozup kürtajı yasaklayabilmek istiyordu. Eğer Donald Trump seçimi kazanırsa nihayet uzun vadeli amaçlarını gerçekleştirme fırsatı bulacaklar. Tüm bu kavgayı son bir gelişme daha da doruk noktasına taşıdı. Amerika Birleşik Devletlerin’deki yüksek mahkeme yargıçlarından Ruth Bader Gingsburg hayatını kaybetti. Bu Donald Trump’ın bir adet daha Yüksek Mahkeme yargıcı ataması anlamına geliyor. Mahkeme’deki dengeler muhafazakarlar lehine değişti ve bu uzun yıllar böyle devam edebilir.