20 Nisan 2024 Cumartesi
Ana SayfaHaberlerAşıların kısırlık yaptığı iddialarına son veren araştırma yapıldı

Aşıların kısırlık yaptığı iddialarına son veren araştırma yapıldı

İçerikleri

Ülkemizde de mRNA aşıları yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak mRNA aşılarının erkeklerde kısırlığa neden olduğu yönündeki iddiaların neden olduğu endişeye Amerika’da gerçekleştirilen bir araştırma son verdi. Miami Üniversitesi Üroloji Bölümü’nde görev yapmakta olan Bilim insanları tarafından gerçekleştirilen araştırmadan elde edilen sonuçları 17 Haziran tarihinde dünyadaki en saygın tıp dergilerinden biri olan ve Amerikan Tıp Cemiyeti’nce yayımlanan JAMA dergisi yayımladı. Araştırmaya katılan ve mRNA aşısı yaptıran erkelerin üreme sisteminde herhangi bir sağlık problemiyle karşılaşılmadığı gibi tam aksine sperm sayısı ve hareketliliğinde artış tespit edildi.

Bu araştırmadan elde edilen sonuçları değerlendiren İstanbul Tıp Fakültesi Üroloji Bölümü’nde görev yapan Androloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu, bu araştırmanın, Covid-19 virüsü aşılarının üreme sistemine zarar vermediğinin ispatı olduğunu söyledi.

Virüs Sperm Sayısını Yarı Yarıya Düşürüyor

Covid-19 virüsünün neden olduğu enfeksiyonun sadece akciğeri değil, erkek üreme sistemini de çok sevdiğine değinen Prof. Dr. Kadıoğlu, “Tıpkı akciğerlerde olduğu gibi testiste de ACE2 reseptörleri yoğun olarak bulunmaktadır. Bu reseptörlere tutunan Covid-19 virüsü hücreleri olumsuz etkilediğinden dolayı testiste inflamasyon yani iltihap gelişmektedir. Böylelikle ‘Leydig’ olarak adlandırılan hücrelerden testosteron salgılanması azaldığı gibi hormonlarda da çeşitli problemler oluşmaktadır.

İmmünolojik olaylar geliştiği gözlemlenmektedir. Covid-19 virüsü enfeksiyonu sürecinde ateşin çok yüksek olması da testislere olumsuz etki etmektedir. Covid-19 vakalarında ateş 37.8’in üzerine çıktığı zaman testis bu durumdan olumsuz etkileniyor. Bu da genital sistemde yani üreme sisteminde olumsuz yönde değişimlere neden oluyor. Sperm sayısında yüzde 50 azalma oluyor. Sperm hareketliliğinde ise azalma olduğu tespit edildi. Yine spermlerin canlılığı da virüsten olumsuz etkilenmektedir.” dedi.

Gençler Açısından Risk Daha Büyük

Genç hastaların Covid-19 virüsünün bu olum etkilerinden daha fazla etkilendiğini belirten Prof. Dr. Kadıoğlu, “Genç hastalardaki ACE2 reseptörleri yaşlılarla kıyaslandığı zaman daha fazladır. Bu da genç erkeklerin testislerinin Covid-19 virüsünden daha olumsuz etkilenmesine neden oluyor. Covid-19 virüsünün neden olduğu enfeksiyonun hafif, orta veya ağır geçirilip geçirilmediği de çok büyük önem arz etmektedir. Enfeksiyon sürecini ağır geçiren vakalarda bu değişikliklere daha fazla rastlanmaktadır. Tüm bunlar ise gençlerin ve enfeksiyon sürecini ağır geçirenlerin üreme sisteminin virüsten daha fazla etkilendiğini göstermektedir.” ifadelerine yer verdi.

Aşının Ardından Sperm Sayısında ve Hareketliliğinde Artış Olmuş

JAMA tarafından sonuçları yayımlanan araştırmada Covid-19 virüsü aşısının erkeklerin üreme sisteminde herhangi bir olumsuzluğa neden olup olmadığının incelendiğini aktaran Prof. Dr. Kadıoğlu, “JAMA en prestijli tıp dergileri arasında yer almaktadır. 45 erkek üzerinde gerçekleştirilen aşı araştırmasında aşıdan 7 gün evvel ve aşıdan 70 gün sonrasına kadar meni analizinin yanı sıra semen parametreleri de değerlendirildi. Bu değerlendirmeler neticesinde elde edilen veriler gösteriyor ki sperm sayısında, hacminde, hareketliliğinde total ileri sperm sayısı artmış. Mesela santimetreküp içerisindeki sperm sayısı 26 milyondan 30 milyona kadar çıkmış.

Sperm hareketliliğinde ise yüzde 58 seviyelerinden yüzde 65 seviyelerine kadar bir yükselme var. Bu çalışmanın içerisinde özel bir grup daha oluşturulmuş ki 8 erkeğin sperm sayısı normal değerlerin altında bulunuyor. Aşının ardından yapılan değerlendirmede bu hastaların 7’sinde olumlu yönde bir değişiklik söz konusu. Bu hastalarda santimetreküp içerisindeki sperm sayısı 8.3 milyondan, 22 milyona kadar yükselmiş. Bu veriler, şu ana kadar yapılan ilk ve tek araştırmadan elde edildi. Vaka sayısı ise o kadar da yüksek değil. Bu veriler, diğer merkezlerce de konfirme edilmeli, tekrarlanmalı ve daha geniş hasta grupları üzerinde incelenmelidir.” diye konuştu.

Benzer Bir Çalışmayı İsrail’de Yapıyor

Nüfusunun önemli bir kısmını aşılayan İsrail’de de benzer bir çalışmanın yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Kadıoğlu, “İsrail’de yürütülen araştırmada da bilim insanların tarafından Amerika’daki gibi 40-45 hasta incelenmektedir. İncelenen hastalar içerisinde tüp bebek tedavisine gidenlerde bulunmaktadır. Aşıdan evvel 29 hastanın normal semen parametreleri üzerinde gözlem yapılmış. 14 hastanın ise semen parametreleri normal değerlerin altında bulunmaktadır.

Semen parametreleri normal olan gruptaki hastaların santimetreküp içerisindeki sperm sayısı 43 milyondan 47 milyona yükselmiş. Sperm sayısı normal değerlerin altında olan hastalarda ise sperm sayısı 4 milyondan 8 milyona yükselmiş. Bu araştırma sayesinde üreme sisteminde sağlık problemi olan hastaların sperm sayısında bir miktar yükseliş olduğunu öğreniyoruz. İsrail tarafından gerçekleştirilen bu araştırmadan elde edilen veriler henüz bir bilim dergisi tarafından yayımlanmadı. Şimdilik takibi veri tabanında yapılmaktadır. Makalesi yayınlandığı zaman daha ayrıntılı bilgiler edineceğiz.” şeklinde konuştu.

Daha Büyük Gruplarda Uzun Süreli Takip Edilmeli

Covid-19 virüsünün neden olduğu enfeksiyonun üreme sistemi için daha riskli olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Kadıoğlu, “Covid-19 virüsünün neden olduğu enfeksiyon üreme sisteminin sağlığını olumsuz etkilemektedir. Covid-19 virüsü aşısının ise üreme sisteminin sağlığına herhangi bir olumsuz etkisi bulunmamaktadır. Hatta üreme sisteminin sağlığını olumlu etkilediğine dair bu araştırmalar sayesinde bir umut ışığı doğmuştur. Ama bunların ispata muhtaç veriler olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu araştırmalar kısıtlı, vaka sayısı az olan ve kontrol grubu olmayan araştırmalardır. Ayrıca hastaların takip süreside çok kısadır.

Semen parametrelerindeki mevsimsel değişkenlerde hastalarda gelişerek sonuca etki etmiş olabilir. Bundan dolayı da kontrol grubunun olması, daha fazla hastanın takip edilmesi ve uzun süreli takipte zorunludur. Semen parametreleri ise araştırmalarda sayıya göre sınıflandırılmalıdır. Semen parametresi kötü olanlar, orta derecede iyi olanlar gibi sınıflandırmaya gereksinim var. Tüm bunların hepsi daha yüksek vaka sayıları ile uzun süreçli takip edilmeli ve kontrol grupları ile karşılaştırılmalıdır. Bu araştırmalardan aşılar kısırlığa çare sonucuna da kesinlikle varılmamalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.