18 Nisan 2024 Perşembe
Ana SayfaHaberlerSezaryen doğum çocukta astım riskini artırıyor

Sezaryen doğum çocukta astım riskini artırıyor

İçerikleri

Dünya Astım Günü münasebetiyle önemli açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Akelma, “Astım, dünyada en sık görülen kronik rahatsızlıklar arasında yer almaktadır. Ayrıca astım, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da global bir halk sağlığı problemi olarak kabul edilmiştir. Astım sürekli ilaç kullanmayı gerektiren, atakları çok sık görülen ve hastanın yaşam kalitesini düşüren ciddi bir rahatsızlıktır. Hatta astımın kontrol altına alınmadığı durumlarda hasta hayatını dahi kaybedebilir.” dedi.

Astımın Görülme Sıklığı Artıyor

Astım hasta sayısının dünyada 339 milyonu bulduğunu ifade eden Doç. Dr. Akelma, “Son 50 yıl içerisinde astım hastalığına çok sık rastlanıyor. Bu da hastalığın artış eğiliminde olduğunu göstermektedir. Astım hastalığının çocuklarda görülme oranı yüzde 15 seviyelerindedir. Bu da dünyadaki her 8 çocuktan birinde astım rahatsızlığı olduğunu gösteriyor. Yetişkinlerde de astım hastalığının görülme oran yüzde 7-9 seviyelerindedir. Bu da dünyadaki her 10-11 yetişkinden birinin astım rahatsızı olduğunu gösteriyor. Astım hastalığının görülmesinde genetik faktörlerde etkili olmaktadır. Anne ya da babanın birinde astım varsa çocukta astım görülme riski yüzde 25 artarken, anne ve babanın her ikisinde de astım varsa bu risk yüzde 50 artmaktadır.” ifadelerine yer verdi.

Sezaryenle Doğum Astım Riskini Artırıyor

Astım hastalığında görülen artışın önemli faktörlerinden birinin de doğum şekli olduğunu kaydeden Doç. Dr. Akelma, “Sezaryenle doğum arttıkça alerjik rahatsızlıkların görülme sıklığı da artıyor. Astımda bu alerjik rahatsızlıklardan biridir. Bu nedenle herhangi bir sağlık problemi bulunmuyorsa doğumun normal yollardan yapılması taraftarıyız. Doğum sezaryen yöntemiyle gerçekleştiğinde bebek, anneden alması gereken yararlı bakterileri alamıyor. Bu da bebekteki bakteriyel çeşitliliği azaltmaktadır. Ülkemizde ise sezaryenle doğum yöntemi oldukça yüksek seviyelerdedir. Neredeyse her iki çocuğumuzdan biri sezaryen yöntemiyle dünyaya gelmektedir. Sezaryen doğumun azaltılmasına yönelik Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalar mevcut.” diye konuştu.

Anne Sütü Astım Riskini Azaltıyor

Bebeğin beslenme tarzının da astım hastalığında önemli bir etken olduğunu kaydeden Doç. Dr. Akelma, “En az 1 yıl anne sütüyle beslenen çocukların astım rahatsızlığına yakalanma riski düşmektedir. Bu nedenle bebeklerin anne sütüyle beslenmesi teşvik edilmelidir.

Astım riskini artıran diğer bir önemli faktör ise antibiyotik tarzı ilaçların çok sık kullanılmasıdır. Sağlık problemlerinden dolayı kullanılan antibiyotikler doğru ve akılcı kullanılmalıdır. Hekimin bilgisi haricinde antibiyotik kesinlikle kullanılmamalıdır. Çünkü antibiyotikler, vücuttaki faydalı bakterileri de öldüren ve astım rahatsızlığını tetikleyen ilaçlardır. Yine beslenme tarzı da astım rahatsızlığını tetiklemektedir. Raf ömrü çok uzun olan besinler ile paketlenmiş besinler ve işlenmiş besinlerden kesinlikle kaçınmak gerekiyor. Bu tür gıdalar yerine sağlıklı, taze ve mevsiminde gıdalar tercih edilmelidir.” şeklinde konuştu.

Obezite Astımı Tetikliyor

Obezitenin de astımı tetikleyen ve kontrol altına alınmasını zorlaştıran önemli bir faktör olduğunun altını çizen Doç. Dr. Akelma, astım riskini düşürmek için düzenli egzersizin yanı sıra sağlıklı diyet yapılmasına önemle vurgu yaptı.

Çocukla aynı evde kalan kişilerin çocuğun yanında sigara içmese dahi içilen sigaranın çocuğun sağlığına olumsuz etki yaptığına da değinen Doç. Dr. Akelma, “Ülkemizin önemli sağlık problemlerinden biride pasif sigara içiciliğidir. Bu nedenle insanlar sigara ve tütünden kesinlikle uzak durmalıdır. Sigara içenlerin ise sigarayı bırakması büyük önem taşımaktadır.” dedi.