19 Nisan 2024 Cuma
Ana SayfaHaberlerSalgının durması için toplumun yüzde 60’ının aşılanması gerekiyor!

Salgının durması için toplumun yüzde 60’ının aşılanması gerekiyor!

İçerikleri

Çin menşeli Covid-19 virüsü aşısının Faz 3 aşamasında yürütülen çalışmaları için başvuru yapan gönüllü sayısının 21 bini bulduğunu ifade eden Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve Aşı Enstitüsü Müdürü ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, “Covid-19 virüsü aşısına gönüllü başvuru sayısı beklentimizin çok üstünde gerçekleşti. Şu anki müracaat sayısı 21 bin kişiyi geçti. Covid-19 virüsüyle mücadelede alınan önlemlerle birlikte toplumun yüzde 60’ı aşılandığı zaman salgın sona erecektir.” dedi.

Sağlık Personelinin Aşılanması Tamamlandı

Çin tarafından geliştirilen Covid-19 virüsü aşısının sağlık personeline uygulanmasının tamamlandığını kaydeden Prof. Dr. Serhat Ünal, “Aşı ile ilgili yürütülen çalışmalar, bağımsız veri denetleme güvenlik izleme komitesince değerlendirilmektedir. Aşı yeterli seviyede güvenlikli olduğundan dolayı çalışmaların ikinci basamağı olan vatandaşlarımızın aşılanmasına başlandı. Şu anda aşıyı vurdurmak isteyen 21 bini aşkın gönüllümüz var. Aşı vurdurmak için her gelen kişiyi şu aşamada aşılamak mümkün değil. Çünkü aşıda Faz 3 çalışmaları yürütülüyor. Bunlardan ikisi gerçek aşı olacakken, birisi ise boş aşı olacak. Bunların takibi önümüzdeki günlerde yapılacak.” ifadelerine yer verdi.

Aşıda Başarı Vücudun Vereceği Yanıta Bağlı

Aşıyı vurduran gönüllülerimizden belli sayıdaki gönüllülerde hastalığın görüleceğini vurgulayan Prof. Dr. Ünal, “Kodun kırılması için hastalık görülen gönüllülerimizin belli sayıya ulaşması gerekiyor. Kod kırılması ne anlama geliyor? Gönüllülerimizden hangisine boş, hangisine dolu aşı verildiği bilinmiyor. Buna açıp bakılacak. Mesela 100 kişiye bakıldığında bunlardan hangisinin aşı kolunda, hangisinin aşı kolunda olmadığı görülecek. Örneğin Pfizer ve BioNTech, ürettiği aşının yüzde 90 koruyuculuk sağladığını açıkladı. Kod kırıldığında hasta olan 100 kişiden 90 kişisi aşı olmayan kolda, 10 kişisi ise aşı olan kolda ise bu aşının 100 kişiye uygulandığında 90 kişisinde koruma sağladığı anlamına gelir. Bu oran niçin yüzde 100’e ulaşmıyor? Çünkü aşının başarısı aşının kompozisyonu haricinde vücudun vereceği yanıta, immün yani bağışıklık sisteminin ve savunma sisteminin ne kadar güçlü cevap verdiğiyle ilgilide ilintilidir. Bu nedenle yüzde 90 koruma sağlayan bir aşı çok başarılıdır.” şeklinde konuştu.

Brezilya ve Endonezya’da Çin aşısı üzerinde çalışıyor

Yüzde 60 ve üstünde koruyucu bir aşının geliştirilmesi halinde yaygın kullanılarak salgının durdurulabileceği yönünde Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) bir açıklaması olduğunu anımsatan Prof. Dr. Ünal, “Ülkemizde de zamanı geldiği zaman kod kırılıp, Çin’den getirilen aşının yüzde kaç koruma sağladığı belirlenecek. Şu an ülkemiz haricinde Brezilya ve Endonezya’da Çin aşısı üzerinde çalışmalar yürütmektedir. Brezilya’da aşılanan kişi sayısı 10 bin kişiyi aştı. Brezilya’da kodun kırılması artık an meselesidir. Kod kırıldığı zaman etkinlik sonuçları ile ilgili net bilgilerin gelmesini bekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Hedef Aşının Etkili Olduğunun Kanıtlanması

Çin tarafından üretilen Covid-19 virüsü aşısını vurdurmak isteyen gönüllülerin internet sitesi ve belirlenen telefon numarası üzerinden müracaat edebileceğini belirten Prof. Dr. Ünal, “Gönüllüler tarafından yapılan müracaatları bir ön değerlendirme grubunca, mesleklere, bilgilere ve risk gruplarına göre değerlendirmektedir. Bu ön değerlendirme sonucunda öncelikli olan gönüllülerle ilgili 24 merkezimiz bilgilendirilecek. Aşılama işlemi bu merkezlerin kendi programlarına göre yapılacak. Meslek kısıtlaması olmasa da başvuruda risk değerlendirmesi yapılmaktadır. Gönüllülerden tümünün aşılanmasına gerek olup olmayacağı hakkında şu an bir şey söyleyemem. Bu işin sonu kod kırmaya kadar gider. Buradaki esas hedef, aşının Faz 3 aşamasındaki yan etkilerinin emniyetli olduğunu kabul ettirerek etkili bir aşı olduğunu kanıtlamak. Aşının emniyetine yönelik hiçbir endişemiz bulunmuyor. Etkinliğinin görülmesi için belli sayıdaki gönüllünün hasta olmasını takip etmekteyiz. Belli bir rakama ulaşılana kadar hangisinin önce olması fark etmez, 13 bin gönüllüyü aşılayabilecek kapasiteye sahibiz. Önümüzde iki seçenek var. İlki bu rakama ulaşılması, ikincisi ise yeterli sayıda hastaya ulaşıldığı takdirde kodun kırılarak çalışmanın sonlandırılmasıdır.” diye konuştu.

Mutasyon Beklentisi Fazla Geçerli Değil

Koronavirüs salgınının bir savaştan daha beter dünyayı yaktığına değinen Prof. Dr. Ünal, “Salgın sürecinden bu tarafa 55 milyonu geçmiş vaka sayısından, 1 milyonu geçmiş ölü sayısından bahsetmekteyiz. Bu salgının sonunun nereye varacağı bilinmiyor. Bir mutasyon beklentisi olsa da bunun fazla geçerli olacağını düşünmüyorum. Diğer bir alternatif ise mucizevi bir ilacın geliştirilmesi ve önden verilerek virüsün enfekte olmasının önlenmesi veya virüsün enfekte olduğu vakalara verilerek ölümlerin engellenmesidir. Bununla ilgili çalışmalar yürütülse de böyle bir ilaç henüz olmadığından en büyük güvencemiz aşıdır. Öncelikle yapabileceklerimizin ve sorumluluklarımızın yerine getirilmesi için elimizden geleni yapmalıyız. En büyük sorumluluklarımız arasında maske, sosyal mesafe, temizlik, kısıtlamalara uyulması yer almaktadır. Bu sorumluluklarımızı yerine getirerek salgının yavaşlamasını ve aşının yardımıyla da sona ermesini beklemekten başka çare yoktur.” dedi.