18 Nisan 2024 Perşembe
Ana SayfaHaberlerÖlümcül hastalıklarda kalp-damar ve dolaşım sistemi hastalıkları ilk sırada

Ölümcül hastalıklarda kalp-damar ve dolaşım sistemi hastalıkları ilk sırada

Dikkatlerini tamamen pandemi sürecine odaklayan insanların kalp-damar rahatsızlıkları gibi kronik rahatsızlıklara gereken önemi vermediğine değinen Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, "2019 yılındaki Türkiye ölüm istatistikleri incelendiği zaman kalp-damar ve dolaşım sistemi rahatsızlıkları yüzde 37 ile ilk sırada yer almaktadır. Aşılama yaygınlaştıktan sonra pandemi bir şekilde sona erecek. Ancak diğer ölümcül rahatsızlıklar insanları halen öldürmeye devam edecek." dedi.

İçerikleri

Pandemi sürecinde insanların evlerine kapandığını ifade eden Prof. Dr. Erol, “Pandemi sürecinin kaçınılmaz bir sonucu olan bu hareketsiz yaşam tarzı obezite riskini ve stresi artırdı. İnsanlar yakınlarını kaybetmeye başladığından doğal olarak üzüntüleri de arttı. Pandemi sürecinin getirdiği bu olumsuz etkilerden dolayı kan basıncı ve kalp-damar hastalıklarında risk yükseldi.” ifadelerine yer verdi.

Maskenizi Takarak Tempolu Yürüyüş Yapın

Dünya Hipertansiyon Günü münasebetiyle önemli açıklamalarda bulunan ve vatandaşları uyaran Prof. Dr. Erol, “Ülkemizde her yetişkin 3 kişiden 1’i yüksek tansiyon hastasıdır. Yüksek tansiyon hastalarının ise diyetlerine çok dikkat etmesi gerekmektedir. Hipertansiyon hastaları kesinlikle tuzsuz diyeti bırakmamalı, evlerinin salonlarında ve kordirunda yürüyüş yapmalı, ev içerisinde hareket etmeyi ihmal etmemeli, basit kültür-fizik, pilates gibi hareketleri yapmalı, canları her sıkıldığında yemek yememeli, ideal kilolarını korumalı ve kısıtlı kalori almalıdırlar. Sokağa çıkma kısıtlamasının olmadığı saatlerde maskelerini takarak ve sosyal mesafe kuralına uyarak tempolu yürüyüşler yapmalı ve ilaçlarını zamanında almayı ihmal etmemelidirler.” diye konuştu.

Hipertansiyon Semptomları Dikkate Alınmalı

Hipertansiyon rahatsızlığının çok sinsi seyrettiğini ve semptomlarının da çok silik olduğunu kaydeden Prof. Dr. Erol, “Hipertansiyon rahatsızlığının en önemli semptomları arasında baş dönmesi, baş ağrısı ve kulak çınlaması yer almaktadır. Ancak tansiyon kronik olarak yükseliyorsa bu semptomlar da görülmeyebilir. Kan basıncı kronik olarak yükseliyorsa böbrek yetmezliği, kalp-damar rahatsızlığı, beyin kanaması, kalp yetmezliği ve felç riski artmaktadır.” şeklinde konuştu.

Kalp-Damar ve Dolaşım Sistemi Hastalıkları En Ölümcül Hastalıklar

Pandemiye odaklanan insanların kalp-damar rahatsızlıkları gibi kronik rahatsızlıkların tedavi sürecini ihmal ettiğini belirten Prof. Dr. Erol, “Pandemi sürecinden itibaren insanların ana odak noktası Covid-19 virüsü oldu. Bu yanlış bir davranış tarzı olmasa da insanlar ölümcül kronik rahatsızlıklarla mücadele etmeyi bırakmamalıdır. Pandemiden evvel ki 2019 senesi ülkemizin ölüm istatistikleri incelendiği zaman kalp-damar ve dolaşım sistemi rahatsızlıkları yüzde 37 ile ilk sırada yer almaktaydı. Aşılama yaygınlaştıktan sonra bu pandemi süreci elbette sona erecek. Ama ölümcül kronik rahatsızlıklar etkinliğinden hiçbir şey kaybetmeyecek. Bundan dolayı da pandeminin kalp-damar rahatsızlıklarının risk faktörlerine olan olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi gerekmektedir. Hareketli yaşam tarzı ve spor kesinlikle bırakılmamalı, dengeli ve sağlıklı beslenilmeli, tansiyon yüksekse yemekler tuzsuz olmalı, sigara tüketilmemeli, diyabet varsa kontrol altına alınmalı, ilaçlar vaktinde alınmalı, kolesterol seviyeleri yüksekse tedavisi aksatılmamalıdır. Bunlar ihmal edilmediği takdirde pandemi sürecinde kalp-damar rahatsızlığı ilerlemez.” değerlendirmesinde bulundu.

Herkesin Kan Basıncı Ölçülmeli

Tanısı yeni konan hipertansiyon hastaları için pandeminin etkisini gösterecek herhangi bir çalışma yapılmadığını söyleyen Prof. Dr. Erol, “Pandemi sürecindeki olumsuz yaşam koşulları, kilo alma, hareketsiz yaşam tarzı ve stres hipertansiyonda yükseltici etki yapabilir. Herkes dönem dönem kan basıncını ölçtürerek değerini bilmelidir. Eğer büyük tansiyon 140 mmHg’nin, küçük tansiyon ise 90 mmHg’nin üstündeyse mutlaka bir doktora başvurulmalıdır. Sağlık sistemimiz güzel işlemektedir. İnsanlar maske, hijyen ve sosyal mesafeye dikkat ederek tedavi olmak için hastaneye gelebilir. Bütün hastanelerimizde ve aile sağlığı merkezlerimizde polikliniklerimiz hizmetini sürdürmektedir.” dedi.

Kalp ve Damar Hastalıklarında Sayı Artabilir

Pandemi sürecinin kalp-damar rahatsızlıkları risk faktörlerine olumsuz etki ettiğini ve bu etkinin teorikte ilerleyen süreçte kalp-damar rahatsızlığı riskinde artmaya neden olabileceğini aktaran Prof. Dr. Erol, “Türk Kardiyoloji Derneği tarafından pandemi sürecinde kalp krizi nedeniyle hastaneye yatışı yapılan hasta sayısında azalma olduğu gözlemlendi. TURKMI-2 araştırmasında da bilimsel olarak bunu gösterdik. Türkiye’yi temsil etmekte olan 50 büyük hastaneye, pandemi sürecinde yatırılarak tedavi altına alınan kalp krizi hastalarını, pandemi boyunca ardışık olarak 15 gün kaydettik. Buradan elde edilen sonuçları aynı hastanelerde 2018 yılı sonunda yapılan TURKMI-1 araştırmasında elde edilen sonuçlarla karşılaştırdık. Kalp krizi nedeniyle hastane başvurularında yüzde 47 gibi çok ciddi bir düşüş olduğunu gözlemledik.

Bu orana bakıldığı zaman kalp krizi geçiren iki hastadan birinin hastaneye müracaat etmediğini, müracaat eden hastaların ise pandemi sürecinden evvelki döneme kıyasla zamanında müracaat etmediğini belirledik. Kalp krizi geçirilen ilk saatler altın kadar kıymetlidir. Tıkalı olan damarın bir an evvel açılması gerekir. Tıkalı olan damar ne kadar erken açılırsa kalp kası o kadar kurtarılabilir. Pandemi sürecinde kalp krizi nedeniyle hastaneye müracaat eden hastalar zamanında müracaat etmediği için hastane içi kalp yetmezliği, şok ve ölüm vakalarında sayı ikiye katladı. Diğer taraftan da hastaneye hiç müracaat etmeyen ve kaydı dahi bulunmayan hastaların bir kısmı hayatını kaybetti.

Hayatı kurtulan hastaların ise erken dönemde gerekli tedaviyi alamadıklarından dolayı kalp kasında hasar oluştuğundan ilerleyen süreçte kalp yetmezliği havuzundaki hasta sayısında ciddi artış olacak. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar, Dünya Kalp Günü dolayısıyla halkımızla paylaşıldı. Halkımıza kalp krizi şüphesiyle evde vakit geçirmemelerini, 112 ile irtibat kurarak ambulansla hastaneye gelmelerini, maske, temizlik ve sosyal mesafe ile Covid-19 virüsünden rahatlıkla korunulabileceğini ve kalp krizinin evde geçirilemeyeceğini her platformda halkımıza söyleyerek sürekli uyarmaktayız.” ifadelerine yer verdi.