Çok sayıda ve kapsamlı araştırmalar doktorları her gün düşük doz aspirin önerisinde bulunmaya açık olmalarını; kalp krizi geçiren ve kalp krizi geçirmeyen insanlarda kalp krizi ve felç etmeyi önlemenin bir yolu olarak düşünmeye itmiştir.
Aspirin hakkında araştırmaların çoğalması, aspirinin geçen yıl Avustralya’daki büyük bir klinik araştırmanın konusu olması sonucunda, günlük düşük doz aspirinin sağlıklı ve yaşlı kişilerde yaşam süresini uzatmada bir etkisi olmadığını tespit etmesiyle başladı. Araştırma sırasında 70 yaş ve üzeri kişilerde etkisi olmadığı anlaşılan aspirinin kanama riski yüksek hastalıkların oluşma riskini arttırdığı ortaya çıktı.
Mayıs ayında yayınlanan ve hastalık geçmişinde kalp krizi ya da felç geçirme gibi durumlar olmayan katılımcıların kafatası kanama riskinde de artış görüldüğü ortaya çıkarıldı.
Amerikan Kardiyoloji Koleji ve Amerikan Kalp Birliği, Mart ayında, kalp krizi geçirmemek için günlük bir doz aspirin almayı konu alan, düşük doz önerisini tersine çeviren güncellenmiş sağlık kılavuzları yayınladı.
Kalp Sağlığı Haberi: Aspirin alımının kalp krizi ile bağlantısı tartışması
Bu hafta yapılan yeni bir çalışma, her gün aspirin alan milyonlarca insandan kalp krizi geçirmelerini önlemek için doktorlarına gerçekten ihtiyaç duyup duymadıkları konusunda ciddi konuşmalar yapmalarını istiyor.
Yönergeler iki önemli noktaya odaklandı:
- Kalp rahatsızlığı olmayan 70 yaş üstü kişiler ya da daha genç fakat kanama riski olan kişiler; kendilerini korumak için günlük aspirin almayı bırakmalıdırlar.
- Yalnızca 40 ile 70 yaş arasındaki henüz kalp rahatsızlığı geçirmemiş kişiler, günlük 75 ile 100 miligram aspirin alarak kendilerini riske atıyorlar. Bu durum, doktorlar tarafından karar verilmeli.
USA TODAY’e konuşan iki doktor, yeni yapılan araştırmaların milyonlarca Amerikalıyı ilgilendirdiğine dikkat çekiyor. Fakat hastaların kendi özel bakıcı ve doktorları ile günlük aspirin alımını konuşmaları ve sonrasında başlamaları gerekmektedir.
Aşağıdaki açıklamalar, kısa dönem, yani hastalığın iyileştirilmesi sürecini kapsamayıp; uzun dönem aspirin kullanımını kapsamaktadır.
Aspirini Kimler Kullanmalıdır?
Vanderbilt Üniversitesi Tıp Fakültesi Doçenti Dr. Dan Muñoz.’ a göre Aspirin, kalp krizi geçirme gibi kardiyovasküler hastalık öyküsü veya kalp sorunları olan birçok hasta için zorunluluktur.
Bu hastalar ikincil önleme olarak sınıflandırılır, bu da geçmişte kardiyovasküler sorunları olduğu ve günlük, düşük doz aspirin ile ikinci bir oluşumun önlendiği anlamına gelir.
Muñoz ayrıca “Biz doktorlar olarak, vakalardaki hastalarımızı önemsiyoruz, karşımızdaki hastaya doğru mesajın gittiğinden emin olmak istiyoruz.” dedi.
Mesaj: Kardiyovasküler hastalığı olan aspirin alımı zaten doktorları tarafından önerilen hastalar aspirin almaya devam etmelidirler.
Aspirini Kimler Kullanmamalıdır?
Mart ayında ana hatlarıyla belirtilen ilkeler, hiçbir zaman kalp krizi veya inme yaşamayan hastaların önleyen birincil önleme yöntemleri kullanmaları üzerinde durmaktadır.
Temel ve net bir açıklama ile açıklanacak olursa, geçmişinde kalp rahatsızlığı ya da inme durumu olmayan kişilerin düşük dozda da olsa her gün aspirin almasına gerek yoktur.
Çok sayıda çalışma, aspirinin kalp krizi ve felç tedavisine olan faydasını ciddi şekilde eleştirdi. Çalışmalar bunun birincil korumaya çevrilmediğini söylüyor.
“Aspirinin gücü aynı zamanda güçsüzlüğüdür.” Munoz. “Aspirin, kan sulandırarak kalp krizi riskini azaltabilir fakat aynı zamanda kanamaya da neden olabilir.”
Doktorlar Ne Öneriyor?
Zorunluluk haline gelen, günlük düşük seviyede aspirin alınmasını gerektiren çok sayıda durum vardır.
Doktorlar, birincil önleme safhasında olan hastalarına bizzat kendileri, kullanmalarını ya da başlamalarını önerirler.
Yang ve Munoz’un da dediği gibi, ikincil önleme safhasında olan, yani günlük kullanmak zorunda olan kişiler kullanmayı bırakmamalıdır. Eğer bırakırlarsa, kendilerini kalp krizi riskine atmış olurlar.
Geçmişinde kalp krizi sorunu olmayan kişilerin de almadan önce doktordan öneri almaları gerekmektedir. Çünkü belki almaları için başka nedenler olabilir.
Örneğin, Ulusal Kanser Enstitüsü çalışmaları göre aspirinin kanser riskinin azalması ile bağlantılı olduğunu göstermiştir.
Yang da asetaminofen ve ibuprofen gibi aspirinlerin, ağrılarda kısa süreli kullanım için uygun olduğunu söyledi. Uzun süreli kullanım için ise bir hekim ile görüşülmelidir.