Daha önceki senelerde Asya ülkelerinde görülen SARS virüsünün ardından bu ülkelerde yaşayan vatandaşların salgından sonrada maske takmaya devam ettiğini ve insanların maskeyi alışkanlık haline getirdiğini ifade eden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Rıdvan Karaali, “Ülkemizde de maske takmak bir alışkanlık haline geldi ve bu uzun yıllar böyle devam edecek. Vatandaşlarımız maske takmayı artık yadırgamıyor. Hatta maske takmadığı zamanlarda bir rahatsızlık hissediyor. Bu durum uzun yıllar böyle sürecek.” ifadelerine yer verdi.
Salgında Üçüncü Dalga Başladı
Pandemi sürecinde aşılamanın belirli bir seviyeye gelmediği sürece maskesiz yaşamın düşünülemeyeceğini kaydeden Dr. Karaali, “İnsanlar maske takmayı 2020 yılında olduğu gibi 2021 yılında da sürdürecek. Avrupa’dan salgının üçüncü dalgasının başladığına yönelik haberler geliyor. Ülkemizde ise vaka sayısındaki artış devam ediyor. Bu durumun hastanelerimize yansıması henüz olmasa da mart ve nisan aylarına çok dikkat etmek gerekiyor.
Aşılama toplumda belli bir seviyeye gelene kadar şu anki tedbirlere uymayı herkes sürdürecek. Sadece ülkemizdeki aşılamanın belli bir seviyeye gelmesi tedbirlerin kalkması için yeterli olmayacak. Dünya genelinde de aşılamanın belli bir seviyeye gelmesi gerekiyor.” dedi.
Diğer Enfeksiyonlarda Bulaş Riskini Düşürüyor
Özellikle mevsimsel salgın dönemlerinde enfeksiyonların bulaş riskini maske takmanın düşürdüğüne vurgu yapan Dr. Karaali, “2002-2003 yılları arasında Çin’de ortaya çıkan SARS virüsü nedeniyle o dönem Asya ülkelerinde mevsimsel salgın zamanlarında da maske takmanın alışkanlık haline geldiğini gözlemledik. Dünyayı bu kadar etkileyen koronavirüs salgınının ardından da yüksek ihtimalle mevsimsel salgın zamanlarında da insanlar maske takmayı alışkanlık haline getirecek. Bundan sonraki hayatımızda da özellikle kalabalık ortamlarda maske ile haşır neşir olacağız.
Asya ülkelerinde yaşayan insanlar, kalabalığın yoğun olduğu toplu taşıma araçlarında, AVM gibi alışveriş merkezlerinde ve toplantılarda 2002 yılından bu tarafa maske takmayı alışkanlık haline getirdi. Ülkemizde ise mevsimsel salgın dönemi ekim-kasım ile mart-nisan aylarıdır. Asya ülkelerinden bir çıkarım yapılacak olursa bu salgın dönemlerinde de insanlar maske takmayı sürdürecektir. Pandemi sürecinde maskenin ne kadar koruyucu olduğu ispatlandığından dolayı Covid-19 virüsünün enfekte olduğu ya da yakın çevresinden Covid-19 virüsü enfekte olmuş kişiler maske takmayı alışkanlık haline getirecektir.” şeklinde konuştu.
Vatandaşlar Maske Takmayı Artık Yadırgamıyor
Vatandaşların birçoğu artık maske takmayı yadırgamıyor. Hatta cerrahi maskelerden dolayı birçok vatandaşımız bu yıl gribal enfeksiyona yakalanmadı. Bu nedenle ilerleyen yıllarda da cerrahi maske takmak alışkanlık haline gelecek. Kendisinin maske taktığını ve maske takmayan birini gördüğü zaman büyük endişe duyduğunu ifade eden Saliha Tarar adlı vatandaş, “Maske takmayı yaşamımım ileriki yıllarında da düşünmekteyim. Ben maskenin virüsten korunmada etkili olduğuna inanıyorum. Pandemi süreci sona erse dahi kalabalık ortamlarda maske takılacağını düşünüyorum. Cerrahi maskeler hayatımızın bir parçası haline geldi. Bu yıl grip enfeksiyona hiç yakalanmadım. Maskeyi sürekli taktığım içinde hiçbir sıkıntı yaşamadım.” ifadelerine yer verdi.
Aynur Bayrak isimli vatandaş ise “Pandemi süreci sona erdikten sonrada maske takmayı düşünüyorum. Maskeye o kadar alıştık ki maske takmayan birini gördüğüm zaman endişeleniyorum. Ben nasıl maskemi takarak tedbirimi alıyorsam, karşımdaki kişinin de öyle maskesini takarak tedbirini almasını istiyorum. Maske sayesinde gribal enfeksiyona yakalanmadım. Bundan sonra maskesiz yapamayacağımı düşünüyorum.” ifadelerine yer verdi.