Ülkemiz, Covid-19 virüsü pandemi sürecinde zor bir dönemden geçiyor. Pandemi süreciyle ilgili uzmanların öngörüleri, gerekli tedbirler alınmaz ve kurallara uyulmazsa ülkemizi sıkıntılı günlerin beklediği yönünde. Pandemi sürecini büyük bir endişe içerisinde takip eden uzmanlar, vatandaşlara kurallara uymaları yönünde sürekli uyarılar yapıyor. Uzmanlar tarafından yapılan bir diğer uyarısı ise acil servisler ve yoğun bakım ünitelerinin son durumu hakkında. Gerek tatilden büyük şehirlere dönüşlerin, gerekse de okulların açılmasının vaka sayılarının artmasındaki en önemli etkenler olduğuna değinen Türkiye Acil Tıp Derneği Başkanı Prof. Dr. Süleyman Türedi, “Öğrencilere Covid-19 virüsü enfekte olma oranı düşük olsa da büyük olasılıkla taşıyıcı konumundalar ve bu maalesef belirlenemiyor. Beni endişelendiren en önemli husus ise kış mevsiminin etkileriyle henüz tam manasıyla karşılaşmamamızdır.” dedi.
Evde Kalamadık
Covid-19 virüsüne karşı verilen mücadelede başarı sloganımızın ‘Hayat Eve Sığar’ ifadesiyle ‘Evde Kal’ olsa da bunu başaramadığımızı ifade eden Prof. Dr. Süleyman Türedi, “Pandemi sürecinde sıkıntılı günlerin kapıya dayandığı yönünde ciddi endişelerim var. Bu gidişat dikkate alınarak özellikle 20 milyon insanın yaşadığı İstanbul’da sokağa çıkma yasağı uygulamaları başlamalıdır. İstanbul, yeni inşa edilen şehir hastaneleri ile birlikte normal sağlık hizmetlerini karşılayacak kapasiteye sahip olsa da kriz sürecinde bu durum tersine dönebilir. Kritk eşiğe gelindi. Bu eşik aşılırsa alınan tedbirler bile vaka sayısındaki artışı engelleyemez.Sonuçta üzülen hepimiz oluruz.” ifadelerine yer verdi.
İtalya’ya Döneceğimizi Düşünmüyorum
‘Pandemi sürecinde İtalya gibi olur muyuz?’ sorusuna ‘İtalya’ya döneceğimizi düşünmüyorum.’ şeklinde yanıt veren Prof. Dr. Türedi, “Ülkemizin fiziki şartları, donanımı ve sağlık personelimizin fedakarlığı göz önünde bulundurulduğu zaman İtalya gibi olacağımıza inanmıyorum. Ancak İstanbul’da salgın kontrol edilemezse her an her şeyin olabileceği gerçeğini göz önünde bulundurmak gerekiyor.” diye konuştu.
Yorgun Düştük
Pandemi sürecinin başından bu yana 9 aylık bir sürecin geride kaldığını kaydeden Prof. Dr. Türedi, “Bu çok uzun bir süreç olmakla birlikte bundan daha kötüsü önümüzdeki süreçte tablonun net olmaması. Sağlık personelimiz bu süreçte çok yorgun düştü. Maalesef sorun sadece yorgunlukta değil. Sağlık personeli içerisinde Covid-19 virüsü enfekte olan kişi sayısının artması ve virüsün hastane ortamından daha fazla sosyal hayat ve gereklilikler yüzünden bulaşmasıdır. Bu gerçek göz önünde bulundurularak bütün sağlık personelinin virüse yakalanma oranlarının artması acil servis ve yoğun bakım ünitesi personelininde daha fazla hastalanması anlamını taşımaktadır. Asıl endişe verici husus ise bu. Pandemi süreci İstanbul’daki bazı hastanelerimizde var olan acil servis ve yoğun bakım sıkıntısını daha da artırmıştır.” şeklinde konuştu.
Kış Mevsimine Yeni Girdik
Kış mevsimine yeni girdiğimize dikkati çeken Prof. Dr. Süleyman Türedi, “Kış mevsiminde mevsimsel grip probleminin yanı sıra göğüs hastalıkları ve KOAH başta olmak üzere kronik hastalıklardaki alevlenmeler çok artmaktadır. Acil servislerimiz ve yoğun bakım ünitelerimizin yükü kış mevsiminde kayda değer oranda artmaktadır. Pandemi sürecinde bu yük daha da artacaktır. Kritk eşiğe gelinen bu süreçte dikkatli olunmaz ve gerekli tedbirler hızla alınmazsa eşik aşılarak büyük problem yaşanabilir. Kış mevsimiyle birlikte sıkıntı kapıya dayandı.” dedi.
Durumu Acil Olmayanlar Acil Servise Gelmesin
Vatandaşlarımızın pandemi sürecinin ilk dönemindeki gibi acil olmayan durumlar haricinde acil servislere müracaat etmemesi gerektiğini rica eden Prof. Dr. Türedi, “Vatandaşlarımız, sağlık problemlerine aile hekimlerine müracaat ederek çare bulmaya gayret göstermeliler. Elzem olmayan durumlar haricinde acil servislere yapılan her müracaat iş yükümüzü daha da artırmaktadır.” ifadelerine yer verdi.
Prof. Dr. Süleyman Türedi tarafından pandemi süreciyle ilgili yapılan bu uyarıların tüm vatandaşlarımız tarafından dikkate alınması, yetkililer tarafından açıklanan kurallara herkesin harfiyen uyarak sağlık sisteminin yükünü hafifletmesi gerekmektedir. Aksi takdirde yükü artan ve çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalan bir sağlık sisteminin hiç kimseye bir faydası olmayacaktır.