Koronavirüs enfekte olan insanları tespit etmek için Finlandiya’nın başkenti Helsinki Havalimanı’nda yeni bir uygulama başlatıldı. Helsinki Havalimanı’na gelen yolculara koronavirüs enfekte olup olmadığını tespit etmek için özel eğitimden geçirilmiş 4 köpekten yararlanılıyor. Özel eğitimli köpeklerin koronavirüs enfekte olan insanları tespit etme başarısının yüzde 94 olduğu açıklandı.
Kanser, Parkinson, şeker, sıtma vb. birçok hastalıkla ilgili farklı kokuları algılayarak tespit etme özelliği olan köpeklerin, özel eğitimden geçtikten sonra içerisinde koronavirüsünde bulunduğu birçok hastalığı ayırmasının ve güvenilir sonuçlar elde edilmesinin mümkün olduğu biliniyor. Öyleki köpeklerden elde edilen sonuçların PCR testinden çok daha hızlı ve güvenilir olduğu bilinse de kesinlikle PCR testinin alternatifi olarak düşünülmemelidir. Çünkü köpeklerin hiçbir tıbbi cihaza alternatif olması mümkün değil. Ayrıca köpeklerin eğitilmesi çok zor olduğundan ve maliyeti de oldukça yüksek olduğundan yaygın bir şekilde kullanılması düşünülmüyor. Yine PCR ya da diğer testlerin maliyetlerinde gün geçtikçe düşüş yaşanıyor ve bu testlerin kullanımı yaygınlaşıyor. Ancak özel eğitim almış köpeklerden, otogar, havalimanı vb. kalabalık ortamlarda ön haberci olarak yararlanmak mümkün.
6 Ay Eğitilmeleri Gerekiyor
Temel eğitimli köpeklerin koronavirüse karşı alacakları eğitim süresi 1 hafta ile bir ay içerisinde değişirken, eğitimsiz köpeklerin koronavirüse karşı eğitim süresi 6 ay sürüyor. Ayrıca koronavirüse karşı eğitilecek köpeklerin enerjik ve mizaç olarak uygun olmalarının yanı sıra yüksek koku alma yeteneği olması gerekiyor. Buna en uygun köpek ırklarının ise Labrador, Cocker Spaniel, Malinois gibi köpek ırkları olduğu söyleniyor. Bu köpek ırklarının hepsi ülkemizde olduğu gibi köpek eğitimcileri tarafından da eğitilmektedir. Yani bir insana koronavirüs tanısı koyacak köpeklerin ülkemizde eğitilme imkanı var. Köpekler eğitilirken koronavirüslü vakaların ter, maske, çorap gibi materyalleri köpeğe koklatılarak ve kimyasallar köpeğe tanıtılarak köpeğin koronavirüsü tanıması sağlanabilir. Köpek eğitilirken pozitif vakaya ait materyali bulduğu zaman ödüllendiriliyor. Daha sonra farklı kokular arasına yerleştirilen bu materyali bir daha bulan köpek bir kez daha ödüllendiriliyor. Böylece ödüle şartlanan köpek koronavirüslü vakaya ait materyali bulabiliyor. Köpeğe ödül olarak sahibi tarafından verilen ufak bir yiyecek, köpeğin hoşlandığı bir top veya bir okşayış yeterlidir. Aradığı kokuyu bulan köpekte çok büyük bir heyecan oluştuğundan pozitif olan vaka, köpeğin bu heyecanından anlaşılabilir. Yine köpeğe pozitifli vakayı bulduğu zaman nasıl tepki vermesi gerektiğini öğretmek dahi mümkün.
30 Saniyede Tanı Koyabilir
Havalimanlarında özel düzenek içerisinde bulunduğundan köpeklerin temas edemeyeceği ter numuneleri köpeğe koklatılmaktadır. Böylelikle orada bulunan kimyasalları daha evvel tanıyan köpek doğal olarak tepki veriyor. Yani bir köpeğin koronavirüs tanısı koyması yaklaşık 30 saniye sürüyor. Koronavirüsü taşıyan kişi hiçbir belirti göstermese de köpekler koronavirüs tanısı koyabilir. Bu nedenle havalimanı, otogar gibi kalabalık ortamlarda bu köpeklerin gezmesini sağlamak vakaların tespit edilmesi için çok yararlar sağlayabilir.
Köpekler PCR Testinden Daha Hassas
PCR testinin koronavirüs enfekte olan bir vakayı tespit etmesi için 1 milyon 800 bin moleküle gereksinimi varken, köpeğin bir insana koronavirüs tanısı koyması için 10 ila 100 arasında moleküle gereksinim vardır. PCR testinin hassasiyeti ile köpeklerin hassasiyeti arasında çok önemli fark var. Bir insanda koku almayı sağlayan reseptörlerin sayısı 5 milyon civarındayken, bu reseptörlerin sayısı köpeklerde 200-300 milyon aralığına kadar yükselmektedir. Köpeklerin bir insana yaptığı koronavirüs testi PCR testi ile kıyaslandığı zaman çok daha hızlı ve güvenli olsa da PCR testinin alternatifi kesinlikle olamaz.
İnsan Terinde Virüs Yoktur
Koronavirüs insan terinde bulunmuyor. Bu nedenle eğitim verilen köpeğe koronavirüs bulaşma riski hiç bulunmuyor. Köpekler, koronavirüsten etkilenmediğinden dolayı hastalık süreci olmadığından insana bulaştırma riskide yoktur.