2 Aralık 2024 Pazartesi
Ana SayfaHaberlerBrokoli filizleri, şizofreniye bağlı beyin kimyası dengesizliğini onarıyor!

Brokoli filizleri, şizofreniye bağlı beyin kimyası dengesizliğini onarıyor!

İçerikleri

Brokoli filizleri kullanılarak yapılan bir çalışmada bahse konu filizlerden elde edilen bir bileşiğin beyindeki ‘’glutamat’’ seviyesini optimum oranda ayarlayabileceği bulundu. Konu hakkında çalışan bilim insanları yüksek düzeyde sülforafan içeren brokoli filizi özütü ile yapılacak takviyenin, şizofreni hastalığında kullanılması gereken antipsikotik ilaçların dozunu düşürebileceğini bildiriyorlar. Ayrıca anti psikotik ilaçlara bağlı istenmeyen yan etkilerin de bu yolla azaltılabileceğini de umduklarını belirtiyorlar.

John Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ve Davranış Bilimleri Bölümü, John Hopkins Şizofreni Merkezi Yöneticisi olarak görev yapan Profesör Akirsa Sawa gelecekte bu çalışmaların geliştirilmesi ile sülforafan maddesinin şizofreni geliştirme riski taşıyan bireylerde olası semptomları önlemek ve/veya geciktirmek ve/veya köreltmek amacı ile kullanılabileceğini söylüyor. Bu maddenin şizofreni hastalığı tedavisi için umut verici ve güvenilir olacağı yolunda sağlam kanıtlar elde ettiklerini de ilave ediyor.

Şizofrenide Kullanılan İlaçların Yan Etkileri

Şizofreni halüsinasyonlar, çeşitli sanrılar, düşünce bozuklukları, algılama ve konuşmada bozukluk şeklinde kendini ortaya koyan bir rahatsızlıktır. Şizofreni tedavisi için kullanılan ilaçlar maalesef herkeste %100 oranında başarı göstermiyor. Bahse konu ilaçların istenmeyen pek çok yan etkisi de bulunmaktadır. Sık rastlanan yan etkiler de şunlardır:

  • Kardivasküler problem gelişme riskinin artması,
  • Metabolik sorunlara yol açılması,
  • İstemsiz tiklerin oluşumu,
  • Kaslarda sertleşme,
  • İstemsiz sarsılmalar vb.

Şizofreni ve Depresyon Hastalarının Beyninde Glutamat Düzeyi Normalden Daha Düşük Bulundu

9 Ocak 2020 JAMA Psychiatry dergisinde yayınlanan bir çalışmada bilim insanları şizofreni hastaları ile sağlıklı insanların beyin metabolizmasındaki farklılıkları araştırdılar. Bu çalışmada John Hopkins Şizofreni Merkezinden 81 kişi, şizofreninin çok karakteristik bir belirtisi olan ilk psikotik epizottan sonraki 24 aylık süre zarfında incelediler. Aynı çalışmada toplumdan 91 sağlıklı denek de incelemeye dahil edildi. Katılımcılar ortalama 22 yaşında ve % 58 oranında erkek % 42 oranında kadındı.

Araştırmacılar deneklerin beynindeki 5 bölgeyi, psikozu olan ve olmayan insanlarda karşılaştırmalı olarak incelediler. Karşılaştırma ve ölçüm aşamalarında çok kuvvetli mıknatıslar kullanıldı. Daha sonra 7 Tesla Manyetik Rezonans Spektroskopi (MRS) verilerinin bilgisayar analizleri incelendi. Beyindeki kimyasal metabolitler tanımlandı ve bu metabolitlerin miktarı ölçüldü. Araştırma sonucunda beynin ön bölgesinde bulunan ‘’glutamat’’ kimyasal maddesinin sağlıklı insanlarda, şizofrenlere oranla % 4 daha fazla olduğu ortaya çıktı.

Glutamat beyin hücreleri arasında mesaj göndermede görevlidir. Daima depresyon ve şizofreni ile bağlantılı olduğu kabul edilir. Bu çalışmadan alınan sonuçlar, beyindeki glutamat seviyesinin şizofreni hastalığında etkin rolü olduğu konusundaki kanıtlara destek olmuştur.

Ayrıca bilim insanları, şizofreni hastalarının beyninde ‘’glutatyon’’ kimyasal maddesinin beynin ön korteksinde % 3, talamusta ise %8 oranında azalma olduğunu saptadılar. Glutatyon 3 ayrı küçük molekülden oluşur. Bu moleküllerden bir tanesi de yukarıda sözü geçen glutamat ‘tır.

Bundan sonraki aşamada, araştırmacılar şu sorulara cevap aradılar:

  • Glutamatın beyinde nasıl kullanıldığı ve bu kullanım düzeninin şizofreni nedeni ile bozulmaya uğrayıp uğramadığını sorgulandı.
  • Glutamatın nasıl depolandığı araştırıldı.
  • Daha önce de söylendiği gibi ‘’glutamat’’ glutatyon’u oluşturan bir yapı taşı olduğu için, beyinde fazladan ‘’glutamat’’ depolamak için glutatyon kullanıp kullanılmayacağı araştırıldı.
  • Beyinde ‘’glutamat’’ yetersiz olduğunda depodan ortama salınacak ya da ortamda çok fazla ‘’glutamat’’olduğunda, fazla miktar tekrar depolanabilecek mi sorularının cevabı üzerine çalışıldı.

Eğer bu soruların cevabı ‘’Evet’’ ise, yani beyinde ‘’glutamat’’ kullanımı için fazladan glutamat depolanması mümkün ise, hastaların beyinlerindeki eksikliği gidermek için bilinen ilaçlara glutamat depo dozu ilave edilmesi düşünüldü.

Aynı Konuda Başka Bir Bilimsel Çalışma

12 Şubat 2020 tarihli PNAS Dergisinde yayınlanan bir başka çalışmada da bilim insanları glutamatı glutatyon haline getiren ve glutatyon olarak kullanılabilmesini sağlayan bir enzimi bloke edebilmek için ratlar üzerinde çalıştıklarını bildirdiler. Bu amaçla ratların beyin hücreleri üzerinde L-Buthionine sülfoksimin adlı ilaç kullanıldı.

Çalışma sonucunda bu ilacın kullanıldığı beyin bölgesinde daha hızlı hareketlenme olduğu, yani beynin hücrelere mesaj yollarken daha hızlı davrandığı ortaya çıktı. Konu ile ilgilenen bilim insanları beyindeki dengeyi bu şekilde değiştirmenin, şizofreni hastalarında da benzer bir şekilde uygulanabileceğini düşünüyorlar.

Yine aynı araştırmanın devamında bilim insanları bu çalışmanın tersini denedi. Yani ortamdaki fazla glutamatı glutatyon olarak depolamak istediler. Bu amaçla da brokoli filizlerin bulunan glutamatı glutatyon oluşumu için farklı bir moleküle yapıştıran enzimi arttıran sülforafan maddesini kullandılar. Araştırma sonucunda bu kez beyin hücreleri arasına mesajlaşmanın yavaşladığı ortaya çıktı. Yani deney sonucu her iki aşamada da pozitif olarak doğrulandı.

Psikiyatri ve Davranış Bilimlerinde Yardımcı Doçent olarak görev yapan Thomas Sedlak konu hakkında ‘’Glutatyonu bir gaz tankına depo edilen gaz, depoyu da glutamat olarak düşünün. Eğer depo büyük ise daha uzağa gidebilirsiniz. Şizofreni hastalarında bu depoyu, sağlıklı insanlardan daha küçük olarak düşünebilirsiniz.’’ Şeklinde bir açıklama yaptı.

Bir Başka Araştırma Daha Brokoli Filizinden Elde Edilen Sülforafanın Beyinde Etkinliğini Kanıtladı

Sülforafan, ratların beyninde ki glutamat maddesinin dengesini değiştiriyor ve ratların beyin hücreleri arasındaki mesajların iletim hızını etkiliyor. Araştırmacılar sülforafan maddesinin sağlıklı insanların beyinlerindeki glutatyon düzeyini değiştirip, değiştiremeyeceğini anlamak istediler.

Böylece zihinsel bozuklukları düzenlemek için bu maddenin kullanılıp kullanılamayacağını araştırdılar. Moleküler Nöropsikiyatri Nisan 2018 tarihli yayında belirtildiğine göre, 7 gün boyunca brokoli filizi ekstresi halinde 100mikromol/gün dozunda sülforafan içeren iki kapsül, sağlıklı deneklere verildi. Bu çalışma 4 kadın, 5 erkek olmak üzere 9 denek ile yapıldı.

Denekler kapsülleri aç karnına tükettiler. Deneklerin bazılarında mide rahatsızlığı olmasına rağmen sülforafanın tolere edilebildiği saptandı. Araştırmada sülforafan alımından önce ve sonraki glutatyon seviyesinin beynin 3 ayrı bölgesinde incelenmesi için yine MRS kullanıldı. Deneyin başlangıcından sonraki 7. Günde deneklerin beyninde glutatyon düzeyinin yaklaşık % 30 oranında arttığı saptandı.

Sonuç;

Bilim insanları sülforafanın şizofreni hastalarında psikoz semptomlarını ya da halüsinasyonları güvenilir bir biçimde azaltabileceğini söylemek için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini bildiriyor. Öncelikle optimal doz belirlenmeli, daha sonra da istenen etkiyi sağlamak için bu dozun ne kadar süre ile kullanılması gerektiği gibi soruların cevabının bulunması gerektiğini söylüyorlar.

Araştırmacılar şizofreni tedavisinde ya da oluşumunun önlenmesinde ticari amaçlı kullanılabilen sülforafan takviyelerini kullanmanın uygun olup olmadığını söylemek için de erken olduğunu ve bahse konu takviyelerin alınmadan önce mutlaka doktora danışılması gerektiğini belirtiyorlar.

Sülforafanın ciddi zihinsel bozuklukları tedavi edebileceği kesin olarak kanıtlanmamakla beraber, gelecekte bazı akıl hastalıklarını belli bir düzeye kadar önleyebileceği umut ediliyor.

Sülforafan özellikle turpgillerde olmak üzere çeşitli sebzelerde bulunmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü Dünya çapında kayıtlı 21 milyon şizofreni hastası olduğunu bildiriyor