Yapılan yeni bir araştırma lif açısından zengin beslenmenin tip 2 şeker ve yüksek tansiyon için yardımcı tedavi olduğunu kanıtladı. Lif açısından zengin besinler tüketenlerin kolesterolü, tansiyonu ve şekeri daha düşük çıkıyor. Günlük önerilen lif tüketim miktarını yetişkinlerin sadece %25’i tam anlamıyla tüketiyor.
Özellikle son yıllarda giderek artan şeker ve yüksek tansiyon vakaları tüm dünya çapında büyük bir seferberlik başlatmıştır.
Yapılan yeni bir araştırmaya göre günlük beslenme programınıza bol miktarda lif eklemenin bu gibi ciddi hastalıklardan korunmanız için oldukça etkili olduğu kanıtlandı.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya çapında her 3 yetişkinden birinde yüksek tansiyon var ve şeker hastalarının sayısı ise her 10 yılda bir ikiyle katlanarak artış gösteriyor.
Her iki hastalık da kalp ve damar sağlığı için büyük bir risk teşkil ediyor.
Amerikan Kardiyoloji Koleji (ACC) Orta Doğu Konferansı’nda geçen hafta açıklanan araştırmaya göre yüksek tansiyonu ve tip 2 diyabeti olan hastalar, beslenme programlarına lif açısından zengin besinler eklerlerse bu hastalıkların neden oldukları riskleri önemli ölçüde azaltabiliyorlar.
Araştırmanın Bulguları Nelerdir?
Araştırmacılar 50 yaş üstü şeker ve yüksek tansiyon hastası olan 200 katılımcının lif tüketimlerini takip etmişler. Katılımcılara farklı yiyeceklerden ve porsiyonlardan oluşan bir diyet programı uygulanmış. Katılımcıların tamamı araştırmanın başında ve 3. ve 6. aylarında tam bir sağlık kontrolünden geçirilmiş.
Tip 2 diyabet ve yüksek tansiyonun obezite ve ateroskleroz ile ilişkisi üzerinde çalışan araştırmacılar özellikle lif açısından zengin besinler tüketen hastalardaki beslenme değişikliklerinin kalp ve damar hastalıkları riskini nasıl etkilediğini gözlemlemek istemiş.
Katılımcılar günlük 1200 ila 1500 kalori arasında besin ve günlük tüketilmesi gereken lif miktarı olan 30 gramlık lif tüketmiş. Daha sonra lif alımını %25 arttırarak, katılımcıların günlük 38 gram lif tüketmesi sağlanmış.
Sadece 6 aylık süre içerisinde lif açısından zengin beslenme programı bazı önemli kalp ve damar hastalığı risklerinde gerilemeye sebep olmuş:
- Serum kolesterolünde %9 azalma
- Trigliseritlerde %23 azalma
- Sistolik kan basıncında %15 azalma
- Açlık kan şekerinde %28 azalma
Araştırmacılar sonuçların muhteşem olduğunu ve bu gibi önemli hastalıklarda diyetisyenlerin ve diyet danışmanlığının ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini belirtmektedir.
En Önemlisi Probiyotik Fiber
Lif açısından zengin yiyeceklerin kolesterolü, kan basıncını düşürdüğü, kan şekerini dengelediği ve hatta kilo vermeye yardımcı olduğu artık bilimsel araştırmalar ile tamamen kanıtlanmış durumda.
Eskiden araştırmacılar, kötü kolesterol bağırsaklara ulaşmadan önce liflerin bu kolesterolü sardığını ve kan tarafından emilimini sağladığını düşünmekteydi. Bu sayede bağırsak sistemimiz zorlanmadan çalışmaktaydı ve zararlı yağlar ve hatta şeker sindirim sistemimiz tarafından doğrudan dışarı atılmaktaydı. Ancak günümüzde araştırmacılar lifin bağırsak bakterilerimizi beslediğini ve sindirimi üst düzeye çıkardığını keşfetmiştir.
İki Tip Lif Var ve İkisi De Önemli
Lif, bitkiler tarafından sindirilemeyen bitki parçalarıdır ve iki türü bulunmaktadır: çözülebilen ve çözünemeyen. Her iki lif türünün de kilo kontrolü açısından yardımcı olduğu ve lif açısından zengin beslenmenin kolorektal kanseri gibi çeşitli kanser türü riskini azaltabildiği bilinmektedir.
Çözünebilen lif sağlıksız kolesterolü düşürmek için oldukça etkilidir. Aynı zamanda sindirimi yavaşlatır ve şeker hastalarında kandaki glikozu kontrol etmeye yardımcı olur. Çözünebilen lifi fasulye, yulaf ve bezelye gibi yiyecekleri tüketerek vücudumuza alabiliyoruz.
Çözünemeyen lif ise kabızlığı önlemeye ve atıkların vücuttan atılmasına yardımcı olur. Tükettiğimiz yiyeceklerin sindirim sistemimizden hızlıca geçip gitmesini ve bu sayede sindirim sisteminin daha hızlı çalışmasını sağlar. Çözünemeyen lifleri ise buğday kepeği, sebzeler, kepekli tahıllar ve meyvelerin kabuklarını tüketerek vücudumuza alabiliyoruz.
Yapılan araştırmalar lif açısından zengin beslenmenin genellikle sağlıklı kilo alımı ve verimi ile yakından ilişkili olduğunu ve bu sayede de kronik hastalar için ekstra bir koruma sağladığını göstermektedir. Lifler aynı zamanda sindirim sağlığımız için de çok önemlidir çünkü bağırsak floramız için gerekli besinleri sağlarken sindirim için de hem laksatif hem de fermentatif bir etki göstermektedir.