Ana SayfaHaberlerProf. Dr. Ateş Kara uyardı: Aynı konuda farklı açıklamalar kafa karıştırıyor!

Prof. Dr. Ateş Kara uyardı: Aynı konuda farklı açıklamalar kafa karıştırıyor!

İçerikleri

Koronavirüs hakkında onlarca farklı araştırmanın ve açıklamanın yapıldığına ve tüm bunların toplumda kafa karışıklığına yol açtığına değinen ve bu konu ile ilgili önemli uyarılarda bulunan Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, “Koronavirüs salgınıyla yeterince mücadele edebilmek için bütün ülkeler seferber olmuş halde ve birçok ülke tarafından yapılan araştırmaların sonuçlarının yayımlandığı bugünlerde bilim adamları ise açıklamalar yaparak ve görüşlerini belirterek insanları bilinçlendirmek için gayret ediyorlar. Ne var ki koronavirüs hakkında yapılan onlarca farklı araştırma ve uzmanlar tarafından belirtilen sayısızca görüş toplumda kafa karışıklığına neden olmaktadır.

Onlarca Farklı Açıklama Yapılıyor

Toplum, her gün okuduğu onlarca farklı araştırma ve görüşten hangisinin daha etkili çözüm olduğunu kestiremediğinden nasıl davranacağını şaşırmaktadır. Ülkemizde salgını doğru yönetebilmek adına Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Koronavirüs Bilim Kurulu ve Toplum Bilimleri Kurulu pandemi sürecinin ilk gününden bu tarafa üstüne düşen görevi yerine getirmektedir.” ifadelerine yer verdi.

Açıklamaların Çok Dikkatli Yapılması Gerekiyor

Tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgınından ülkemizin de etkilendiğini ve uzmanların yanı sıra bu alanda fikirleri olan herkesin görüşlerini belirttiğini ifade eden Prof. Dr. Ateş Kara, “Bu durum toplumun kafasında karışıklığa neden oluyor. Örneğin Fransa’da salgının daha ilk zamanlarında çıkan bir yayımda sigara içen insanların koronavirüsü kapma riskinin daha az olduğu belirtilmişti. Eldeki veriler incelendiğinde ise bir bakıyorsunuz ki hastanede yatarak tedavi görenler arasında daha az sigara içenlerin oranı yüksekken, daha fazla sigara içenlerin oranı daha düşük kalıyor. Bunun açıklaması iki şekilde yapılabilir. Daha az sigara içenler daha titiz davranarak hastaneye daha erken müracaat ettiklerinden hastaneye yatarak tedavi görmeye başlamış olabilirler. Süreç içerisinde öğrenilenler sayesinde bu kişilerin yatarak tedavisine gerek olmadığı anlaşıldığından ayakta veya evde takibine başlanmıştır.

Daha fazla sigara içenler ise hastaneye geç başvurduklarından hastanedeki doluluk oranı arttığı için ayakta takibi önerilebiliyor. Geriye dönüp bakıldığında ise maske takmaya daha çok dikkat eden, daha az sigara içen insanların hastaneye yatarak tedavi görme oranı daha yüksekken, daha fazla sigara içen ve maske takmaya özen göstermeyen insanların hastaneye yatarak tedavi görme oranı daha düşük kalabiliyor. Bunun altında yatan ana etken titizlik ve en ufak bir bulguda hastaneye müracaat etmek olabileceğinden bu konu ile ilgili uzmanlar tarafından yapılan yorumlarda bu etkenlerin göz önünde bulundurulmasında yüksek fayda var.” diye konuştu.

Bu Kafa Karışıklığı Tüketilen Ürünler İçinde Geçerli

Toplumun tükettiği ürünlerde de uzmanlar tarafından kafa karışıklığına neden olan açıklamalar yapıldığına değinen Prof. Dr. Ateş Kara, “Bir bitkisel ürünün ya da tedavi haricinde kullanılan destekleyici bir ürünün sağlığa çok iyi geldiği durumlar olabiliyor. Ama bu ürünlerin aşırı kullanılması sağlık için ciddi risk doğurabilir. Bunun içinde bu tür ürünlerin kullanımına yönelik uzmanlar tarafından yapılan açıklamalar bilimsel kanıta dayanmıyorsa ve gösterilmiş çalışmaları bulunmuyorsa toplumun kafasını karıştırabilir.

Özellikle ABD’de vaka sayısının ciddi şekilde yükselmesinden sonra maske takmanın sağlığı olumsuz etkileyebileceğine yönelik açıklamalar yapılıyordu. Bu tip görüşler toplum sağlığı için bazen ciddi risk oluşturabiliyor ve vaka sayılarının çok ciddi boyutlarda artmasına neden olabiliyor. Bu nedenle toplum bu konularda davranış tarzını belirlerken ülkemizde salgınla ciddi ve güvenilir bir mücadele yürüten Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalara, işin uzmanları tarafından yapılan açıklamalara, resmi kurumlar tarafından yapılan açıklamalara itibar etmelidir. Ayrıca yabancı ülkelerin sağlık otoriterlerine, Dünya Sağlık Örgütü’ne ve bunların verilerine de güvenilebilir.” şeklinde konuştu.