20 Nisan 2024 Cumartesi
Ana SayfaHaberlerCovid-19 virüsünün laboratuvardan kaçtığına dair iki kanıt

Covid-19 virüsünün laboratuvardan kaçtığına dair iki kanıt

İçerikleri

ABD’li iki uzman tarafından Covid-19 virüsünün Çin’de bulunan bir laboratuvardan kaçtığına dair iddiaları savunur nitelikte bir makale kaleme alındı. Wall Street Journal tarafından yayımlanan makalede, Covid-19 virüsünün genom diziliminin laboratuvar teorisini ispatladığı iddia edildi.

Dünyaya Çin’deki Bir Laboratuvardan Yayıldı

ABD istihbarat yetkilileri tarafından da desteklenen bu laboratuvar teorisine göre Covid-19 virüsü Vuhan Viroloji Enstitüsü’nde yarasa virüsleri ile ilgili inceleme yapılan bir laboratuvardan sızdıktan sonra bütün dünyaya yayılarak Covid-19 pandemi süreci başladı.

Son zamanlarda ise çok sayıda uzmanın, bu iddiaların detaylı bir şekilde araştırılmasını talep etmesi üzerine bu teori yeniden dünya gündeminde yer aldı.

Kaliforniya Berkeley Üniversitesi’nde görev yapmakta olan fizik profesörü Richard Muller ve Atossa Therapeutics’in kurucu üyelerinden Dr. Stephen Quay tarafından bu iddiaları destekleyen bir köşe yazısı kaleme alındı.

ABD’li iki uzman tarafından kaleme alınan köşe yazısında laboratuvar teorisini destekler nitelikteki Covid-19 virüsü genom diziliminin zaten var olduğu iddia edildi.

Çift CGG Taşımakta Olan Covid-19 Virüsü İnsan Yapımı

Gen diziliminde A, G, C, U olmak üzere 4 temel harf yer almaktadır. Bu harfler, değişik karbon, hidrojen, nitrojen ve oksijen düzeylerine sahip olan Adenin, Guanin, Citosine, Urasil bileşenlerinin ilk harflerinden oluşmaktadır. Covid-19 virüsünün genomunu ise bu 4 harfin değişik kombinasyonlarının bir arada bulunduğu 29 bin 903 harf oluşturmaktadır.

Bu dizilimdeki 12 harflik “CCU CGG CGG GCA” kısmı Covid-19 virüsünün gücünün sırrı olarak kabul edilmektedir. Bu dizilim, Covid-19 virüsünün insan hücresine çok rahat bir şekilde girmesini sağlıyor.

Covid-19 virüsünün aşırı bulaşıcı olmasını ise bu kısmın ortasında yer alan çift CGG sağlamaktadır. Ayrıca Dr. Muller ve Dr. Quay tarafından ortaya atılan iddiaya göre bu kısım Covid-19 virüsünün aynı zamanda insan yapımı olduğunun ispatıdır. Covid-19 virüsünü içermekte olan virüs sınıfında CGG-CGG kombinasyonunun olmadığı da iki uzman tarafından ifade edilmektedir. Bu ise Covid-19 virüsünün çift CGG kombinasyonunu evrim esnasında diğer akrabalarından alamayacağını göstermektedir.

Çift CGG virüslerde çok nadir olarak bir araya gelmektedir. Ancak iki uzman tarafından kaleme alınan köşe yazısında laboratuvar ortamında yürütülen çalışmalarda bu durumun tam tersinin geçerli olduğu ifade edildi. Bunun gerekçesini de açıklayan iki uzman, “Laboratuvar deneyleri esnasında çift CGG dizisi tercih edilmektedir. Çünkü bu dizi hazır ve kullanışlı olmasının yanı sıra bilim insanları, bu diziyi yerleştirmede çok tecrübelidir.” dedi.

Bu noktadan hareket eden iki uzman, Covid-19 virüsünün zoonotik yani hayvandan insana geçen nitelikte olduğunu savunan bilim insanlarına yönelik ise şu ifadelere yer verdi:

“Bu virüsün kökeninin zoonotik olduğunu savunanlar, Covid-19 virüsünün mutasyona uğradığı zaman neden favorisi olmayan bir kombinasyonu olmayan çift CGG dizilimini seçtiğini açıklamak durumundadır. Laboratuvar ortamında araştırma yapan araştırmacılar tarafından yapılacak seçimi neden tekrarladı. Mutasyonlar yoluyla tesadüfen de gerçekleşmiş olabilir. Ancak bu kadarı da tesadüf mü?”

Laboratuvar İddiası Daha Öncede Gündemdeydi

Dr. Muller ve Dr. Quay tarafından ortaya atılan laboratuvar iddiası, bu teorinin ortaya atıldığı 2020 yılının ilk günlerinde de gündemi meşgul etmişti. Bu iddia bazı uzmanlar tarafından desteklenirken, bazı uzmanlar ise bu iddiaya fazla önem vermemişti.

Mesela The Wire gazetesine açıklamalarda bulunan Glasgow Üniversitesi’nde görev yapan Virolog David L. Robertson, bu kombinasyonun çok zor olsa da doğal yollardan bir araya gelebileceğinin mümkün olduğuna dikkat çekmişti.

Virüslerin olağan dışı olaylarda çok iyi bir uzman olduğunu ifade eden Virolog Robertson, “Bu tür virüslerde rekombinasyonun doğal yollardan oluşmasına çok sık rastlanmaktadır. Sivri uçlu proteinde rekombinasyonun kırılma noktaları mevcuttur. Bu diziler, yeterli örnek toplayamadığımız için sıra dışı görünmektedir.” diye konuşmuştu.

Dünyaca ünlü virolog ve Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü eski başkanı David Balmore’de, “Covid-19 virüsünün genetik diziliminde çift CGG olduğunu fark ettiğim anda bu dizilimin virüsün kökenine işaret ettiğini düşündüm. Bu dizilim özelliği virüsün doğal kökenli olduğuna yönelik fikirlere meydan okumaktadır.” ifadelerine yer vermişti.

Covid-19 Virüsü İnsanlarda Neden Gelişmedi?

Dr. Muller ve Dr. Quay tarafından Covid-19 virüsünün laboratuvar çıkışlı olduğunu ispatlayan tek kanıtın çift CGG dizilimi olmadığı da ifade edildi.

Kökeninin doğal olduğu ispatlanan SARS ve MERS virüslerinin insanlara bulaştıkça, en bulaşıcı formlar hüküm sürene kadar gelişmeye devam ettiği de ABD’li iki uzman tarafından ifade edildi.

SARS ve MERS virüslerindeki bu gelişime karşılık, Covid-19 virüsünün kaynağı olan SARS-COV-2 virüsünün belirlendiği andan bu tarafa çok bulaşıcı olduğu gözlenmiştir.

Tüm bu gelişmeleri dikkate alan Dr. Muller ve Dr. Quay, bilimsel kanıtların Covid-19 virüsünün laboratuvar ortamında geliştirildiğine işaret ettiğini savunuyor.

SARS-COV-2 virüsünün ortaya çıktığı andan itibaren aşırı bulaşıcı olması uzmanlar arasında daha evvelde tartışmalara yol açmıştı.

Laboratuvar teorisine destek vermeyen uzmanlar, virüsün insandan insana bu kadar hızlı yayılma kabiliyetini yarasalarda mevcutken geliştirdiğini ileri sürmüştü.

Bu tezde, Covid-19 virüsünün insana bulaşmadan evvel büyük bir değişime uğramasına gerek kalmadığı, insan hücrelerine etkili olarak saldırma kabiliyetine sahip olduğu savunuluyor.

Covid-19 virüsünün laboratuvar çıkışlı olduğuna yönelik Dr. Muller ve Dr. Quay tarafından kaleme alınan bu köşe yazısının uzmanları ikiye böleceği ve laboratuvar teorisi tartışmalarını yeniden alevlendireceği düşünülüyor.