Hipertansiyon rahatsızlığı vücuttaki başka bir hastalıktan ileri geliyorsa buna sekonder (ikincil) hipertansiyon rahatsızlığı denilmektedir. Bu rahatsızlığa daha çok obezite, kalp-damar rahatsızlıkları, diyabet, böbrek rahatsızlıkları, uyku apnesi, beyin tümörleri, fazla su tutulumu yapan nörolojik rahatsızlıklar, tiroit rahatsızlıkları, böbrek üstü bezlerinin aşırı çalışması, Hashimato rahatsızlığı gibi hormonal rahatsızlıklar yol açar.
Obezite Uyku Apnesini Tetikliyor
Uyku apnesi sendromu rahatsızlığına genellikle obezitede rastlanmaktadır. Ayrıca boğaz ve soluk yolunda görülen anormalliklerde bu rahatsızlığa neden olabilmektedir. Aşırı yüksek horlamanın görüldüğü durumlarda solukta kısa süreli kesintiler olur. Hipertansiyon ile uyku apnesi arasındaki bağ araştırmalar ile tespit edilmiştir. Hava yolunun kapanması ile birlikte hava akışında azalma olması ve kalp üstünde daha fazla baskı olması kan basıncını yükseltmektedir. Uyku apnesi sendromu tedavi edilmediği takdirde kalp üstündeki baskı yoğunlaştığından hipertansiyonu kontrol altına almak imkansız hale gelir. Bunun neticesinde de felç ve kalp krizi riski ciddi oranda artar.
Sekonder hipertansiyon rahatsızlığı tedavi edilirken asıl amaç hipertansiyona neden olan gerçek hastalığın tedavi edilmesidir. Tedavi esnasında hipertansiyon rahatsızlığının ciddi sağlık sorunlarına neden olmaması için hastaya geçici olarak tansiyon ilacı kullandırılabilir.
Maskeli Hipertansiyon
Hastanın tansiyonu muayene esnasında normal seyrinde olsa da 24 saat boyunca gerçekleştirilen takip ölçümlerinde anormal olmasına maskeli hipertansiyon adı verilmektedir. Maskeli hipertansiyonun neden kaynaklandığı ise tam olarak bilinmemektedir. Uzmanların yaptığı değerlendirmelere göre hastanın muayene esnasında tansiyonunun normal olması kendisini hekimin yanında güvende hissetmesi, dış ortamda ise bu güvenin kaybedilmesidir.
Maskeli hipertansiyon rahatsızlığında en ciddi risk ilerleyen yaştır. Erkeklerde çok sık rastlanan bir rahatsızlıktır. Obezite ve sigara kullanımının maskeli hipertansiyon rahatsızlığını tetiklediği düşünülmektedir. Bu rahatsızlığa tanı koyabilmek için muayene dışı yapılan ölçümler dikkate alınır. Tanık konulurken dikkate alınan en önemli kriterler ise erkek cinsiyet, yaş ve kilodur. Daha evvel felç geçirmiş hastalarda da maskeli hipertansiyon görülebiliyor.
Maskeli hipertansiyon rahatsızlığının tedavisinin nasıl yapılacağı ile ilgili önemli tartışmalar yapılmaktadır. Kan basıncındaki değerler, kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskini yükselttiğinden dolayı çok erken dönemde tedaviye başlanıp başlanmaması hususunda ciddi tartışmalar yapılmaktadır. Maskeli hipertansiyon rahatsızlığında hedef organ hasarı riski ciddi oranda yüksek olduğundan dolayı kan basıncı çok düşük seviyelerde olsa dahi ilaç tedavisi uygulanmasına gerek görülebiliyor. Maskeli hipertansiyonda kesinlikle kilo verilmeli, tuz tüketiminde ciddi kısıtlama yapılmalı, egzersiz ihmal edilmemeli ve tanı konduktan sonra gerekli tedavi uygulanmalıdır.
Beyaz Önlük Hipertansiyonu
Beyaz önlük hipertansiyonun görüldüğü hastalar, hastane ve hekim hususunda hassas olanlardır. Böyle hassasiyeti olan kişiler, hastane ortamına girdikleri zaman ister istemez tansiyonları yükselmektedir.
Beyaz önlük hipertansiyon rahatsızlığı olan hastalar, kendi ortamlarında bulunuyorlarsa tansiyonları genellikle normal ya da normale yakın civardadır.
Beyaz önlük hipertansiyonu üzerine 8 yıllık takiple gerçekleştirilen bazı araştırmalardan elde edilen bulgular, beyaz gömlek hipertansiyonu rahatsızlığı bulunanlar ile sıkça tansiyonu yükselen hastalar arasındaki felç riskinin aynı olduğunu gösteriyor. Bir hekim gördüğü zaman tansiyonu yükselen insanlarda uzun vadede felç riski, tansiyonu normal seyreden insanlara göre çok ciddi oranda artmaktadır. Bu da hastaların yakından takibini gerektiriyor.
Hipertansiyon rahatsızlığının gerçekte olup olmadığını anlamak için 24 saat boyunca kan basıncının ölçülmesi gereklidir.