16 Nisan 2024 Salı
Ana SayfaHaberlerTehlikenin boyutu korkunç! Bu ürünler kısırlaştırıyor

Tehlikenin boyutu korkunç! Bu ürünler kısırlaştırıyor

Son senelerde tüp bebek tedavisine yapılan müracaatlarda ciddi artış yaşanması dikkatlerden kaçmadı. Sağlığımızı olumsuz etkileyerek endokrin sisteminin işleyişini bozan 1000 tane kimyasalın varlığından bahseden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Gonca Yetkin Yıldırım, “Kimyasal içerikli bu maddelere tüp bebek tedavisi görmekte olan kadınların kanlarının yanı sıra yumurtalarının içinde yer aldığı sıvılarda da rastladık.” dedi.

Tüp Bebek Merkezlerine Müracaat Sayısı Artıyor

Yeni evlenen çiftlere korunmasız 1 yıl ilişkinin ardından, 35 yaş üstündeki kadınlara da 6 süreyle düzenli aralıklarla birlikte olunmasına rağmen hamile kalmadıkları takdirde uzmanlar tarafından kadın doğum hekimine başvurmaları tavsiye ediliyor. Tüp bebek merkezlerine yapılan başvuru sayısının eskiye kıyasla fazla olduğuna değinen Doç. Dr. Gonca Yetkin Yıldırım, “Tüp bebek merkezlerine müracaat sayısı sadece ülkemizde değil, dünyada da artmaktadır. Çalışma hayatına dahil olan kadınların yaşlarının ilerlemesi ve hamile kalmayı ertelemelerinden dolayı daha geç yaşlarda müracaatlarda artış olduğunu gözlemliyoruz.

Tüp bebek merkezlerine erken yaşlardaki müracaatların en önemli nedeninin ise hormonal sisteme olumsuz etki ederek bu sistemin işleyişini bozan bir takım kimyasalların 20-30 yıldan bu tarafa vücutta yer almasından dolayı kanser, diyabet rahatsızlığı ve kısırlığa yatkınlığı anne karnından itibaren artırmaya başladığını ve zamanla da kısırlığa yol açtığını düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.

Endüstriyel Ürünlerdeki Toksinler Sağlığı Tehdit Ediyor

Soya, tahıllar ve bitkisel ürünlerin içeriğindeki maddelerin sağlığa zarar verse de endüstriyel ürünlerin içeriğindeki toksinlerin sağlığı daha fazla tehdit ettiğini kaydeden Doç. Dr. Yıldırım, “Bu toksin maddelere günlük yaşantımız içerisinde hava ve deri yoluyla da maruz kalmaktayız. Kozmetik ürünler, evde kullanılan bir takım aletler, böcek ilaçları, kayganlaştırıcılar, günlük yaşantımızda tüketilen hazır gıdaların paketleri nedeniyle bu kimyasallara aktif bir şekilde maruz kalıyoruz. Son 20-30 yıl içerisinde anne karnındaki bütün bebeklerin bundan etkilendiği kanaatindeyiz. Günümüzde kısırlığın anne karnında dahi gelişebileceği iddia ediliyor. Özellikle erkek çocukların fetüs döneminde üreme hücrelerinin bu kimyasallardan etkilendiği düşünülüyor.” diye konuştu

Tehlikeli 1000 Maddeye Dikkat Çekildi

Tüp bebek tedavisi görmekte olan kadınların kanları ve yumurtalarının içerisindeki folikül sıvılarında endokrini bozan kimyasallar bulunduğunun tespit edildiğine vurgu yapan Doç. Dr. Nadiye Köroğlu, “Bu kimyasal maddeler kısırlığa neden olmaktadır. Dünyada insanın ürettiği 85 bini aşkın kimyasal bulunuyor. Bu kimyasallardan 1000 tanesinin ise sağlığımızı olumsuz etkileyerek endokrin sisteminin işleyişini bozan kimyasallar olduğu söylenebilir. Bu kimyasal maddelere tüp bebek tedavisi gören kadınların kanlarında ve içerisinde yumurtaların yer aldığı sıvılarda rastlandı. Bu kimyasal maddelerin rastlandığı kadınlarda yumurta ve spermin birleşmesi yani yumurtanın döllenmesi başarısız oluyor.

Çok fazla düşük yapan kadınlarda da bu duruma endokrin bozucu kimyasalların neden olduğunu düşünüyoruz. Vücuda sürülen güneş koruyucular, günlük hayatta kullanılan kozmetikler, sağlıklı su içmek için eve alınan su şişelerinin damacanaları, gıda kutuları, bebek biberonları ve koruyucu ürünler dahi bu kimyasal maddeleri içeriyor. Tüp bebek merkezine tedaviye gelen çiftlere içeriğinde Bisfenol A (BFA) barındıran plastik kapların içerisinde yemeklerini saklamamalarını ya da bu plastik kaplarda yemeklerini ısıtmamalarını tavsiye ediyoruz. Suların plastiklerdense camda saklanılmasını ve içilmesini öneriyoruz. Güneş koruyucular oksibenzon olarak adlandırılan maddeler içeriyor. Bu maddeyi içeren güneş koruyucular kesinlikle vücuda sürülmemelidir.” dedi.

Anne Karnındaki Bebeğin Yumurta Sayısına Etki Eder

Bu kimyasal maddelerin anne karnındaki bebeğin dahi yumurta sayısını olumsuz etkileyebileceğini belirten Doç. Dr. Köroğlu, “Kadınlar adeta bir yumurta havuzuyla dünyaya gelmektedir. Bu kimyasal maddelerin ise bu yumurta havuzunda azalmaya neden olduğu gözlenmiş. Bu kimyasal maddeler yumurtanın gelişmesini olumsuz etkiliyor. Vücutta az miktarda yer alsa dahi zarar verebiliyor. Herhangi bir risk faktörü olmadığı halde genç yaşlarda yumurta sayısında azalma görülen gençlerin sayısı son senelerde arttı. Genç kadınlardaki yumurta sayılarının azalma nedenini bu kimyasallarla ilişkilendirebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

Exit mobile version