Pürüzsüz ve temiz bir cilde sahip olmak için birçok insan süt ürünler, kafein veya şekerden kaçınmaya çalışıyor. Ancak bu gibi beslenmelerin cildiniz üzerinde gerçekten bir etkisi var mı yoksa bu da cilt bakımı ile ilgili yanlış bilinen bir gerçek mi?
Yapılan yeni bir araştırma tükettiğiniz şeylerin doğrudan cildinizin görünümünü etkileyebildiğine dair birçok kanıt sunuyor. Araştırmacılar sivilcesi olan insanların günlük olarak bol miktarda süt ürünleri tükettiğini keşfetti. Araştırma Madrid’de Avrupa Dermatoloji ve Zührevi Hastalıklar Akademisi Kongresinde geçen hafta halka sunuldu.
Araştırma Çevresel ve Beslenme Faktörleri İnceleyen İlk Çalışma
Araştırma, sivilce oluşumunu etkileyen hem iç hem de dış etkenleri araştıran ilk çalışma oldu. Bunun için araştırmacılar Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avrupa’da yaşayan 6700’den fazla katılımcıyı inceledi. Sadece çevresel veya yaşam tarzı gibi faktörlere odaklanmak yerine sivilceye neden olabilecek genel resme baktılar. Bu, kişinin hayatı boyunca maruz kaldığı yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları ile çevresel etkilere ve bunların kişinin sağlığını nasıl etkilediğini değerlendirdikleri anlamına geliyor.
Araştırmacılar cilt hastalıklarını ve bu hastalıklara neyin neden olduğunu daha iyi anlamak için hem iç hem de dış etkenleri incelediklerini belirtiyor. Araştırmayı yapan bilim insanları sivilcesi olan insanların yaklaşık %50’sinin günlük olarak süt ürünü tükettiğini ve %40’ının ise çok nadiren tükettiğini tespit etmiş. Aynı zamanda gazlı içecekler veya kutu meyve suları gibi şekerli içecekler ve çikolata ve hamur işi gibi yiyecekler tüketmenin de sivilceler ile yakından ilişkili olduğunu tespit etmişler.
Araştırma şeker veya süt ürünleri tüketmenin doğrudan sivilceye neden olduğu ile ilgili kesin bir kanıt bulamamış ancak kesinlikle bir bağlantı olduğunu tespit etmişler.
Süt ürünlerindeki proteinlerin cildin genetik bilgisini etkileyebildiğini ve bunun sonucunda da iltihaplanmaya veya daha fazla yağ üretimine neden olduğunu düşünüyor. Bu da potansiyel olarak sivilcelerin oluşumuna neden oluyor.
Sivilceler dünya çapında her 10 insandan birinin sorunu ve kadınların %54 hayatlarının bir döneminde bu büyük sorun ile yüzleşmek zorunda kalıyor.
Şeker ve Cilt İlişkisi Nedir?
Uzmanlar ilave şeker olmadan bile süt ürünlerinin laktoz aracılığıyla bol miktarda şeker içerdiğini belirtiyor. Süt ürünlerinin sivilce ile ilişkilendirilmesinin iki ana nedeni olduğunu belirten uzmanlar, şekerin zehirden başka bir şey olmadığını söylüyor. Süt ürünleri ise şekerin başka bir formu olan laktoz içerdiğinin altını çiziyorlar.
Uzmanlar ayrıca şekerin vücutlarımızı olumsuz etkilediği yönünde giderek daha fazla bulguya ulaşıldığına da dikkat çekiyor. Her ne kadar henüz nasıl olduğu tespit edilememiş olsa bile şekerin vücutta iltihaplanmaya neden olduğunu kanıtlayan birçok kanıt var. Üstelik bu iltihaplanma sadece sivilceye değil, birçok hastalığa da neden oluyor ama yüzünüzü bir anda sivilcelerin basmasının ana sorumlusunun şeker olduğunu unutmamak gerekiyor.
Bilim insanları bunun için sadece şeker içeren tatlıları suçlamamız gerektiğini söylüyor. Peynir veya ekmek gibi glisemik indeksi yüksek lezzetli yiyeceklerin de bu işlerde parmakları var.
Yüksek glisemik indeks vücudun bol miktarda insülin üretmesine neden oluyor ve bu da sivilcelerinin daha da artmasına sebep veriyor. Uzmanlar bu yiyecekler yerine düşük glisemik indeksi yiyeceklerin tercih edilmesi gerektiğini söylüyor.
Omega 3 yağ asitlerinin ise iltihaplanma karşıtı özellikleri var. Sivilce miktarınızın azalması için gerçekten de faydalı olabiliyorlar. Marketlerde ise süt ürünleri yerine kullanılabilecek badem sütü gibi birçok alternatif mevcut.
Çevresel Faktörler de Masum Değil
Konu sadece ne yediğiniz ile ilgili değil. Cildinizi etkileyen etkenler arasında nerede ve nasıl yaşadığınız da var. Bilim insanları çevre kirliliği ve stresin, sivilcesi olan katılımcıların arasında çok yaygın rastlanan faktörler olduğunu tespit etti. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde sert ve sık cilt bakımı uygulayan katılımcıların da sıklıkla sivilce sorunu ile karşılaştığı gözlemlendi. Ancak araştırmacılar çevresel faktörler ve sivilce ilişkisi hakkında kesin konuşabilmek için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.