Ana SayfaHaberlerİstanbul alarmda! Vaka sayısındaki artış hekimleri harekete geçirdi

İstanbul alarmda! Vaka sayısındaki artış hekimleri harekete geçirdi

İçerikleri

Dün yaptığı açıklamada İstanbul’daki vaka sayısının hızla arttığına dikkat çeken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “İstanbul ilimizde belirlenen vaka sayısı ülkemiz genelinde belirlenen vaka sayısının yüzde 40’ına, başkent Ankara’da belirlenen vaka sayısının ise 5 katına kadar ulaşmış durumda. İstanbul’da vaka sayısındaki artış hızını düşürmek için test sayısında ve temaslı taramasında artışa gidildi.” dedi.

Hekimler tarafından yapılan açıklamalarda da kış mevsiminin gelmesiyle birlikte grip salgınının daha çok hissedildiği bugünlerde maske, sosyal mesafe ve hijyen gibi kurallara her zamankinden daha fazla dikkat edilmesi ve akciğer sağlığının korunması gerektiğine vurgu yapılıyor.

El Hijyenine Çok Dikkat Edilmeli

Mevsimsel koşullardan dolayı grip salgınının artması nedeniyle maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarının daha da bir önem kazandığına değinen Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Kadir Göktürk, “Kişisel hijyen ile yaşam alanlarının hijyenik olmasına çok dikkat etmek gerekiyor. Hapşırırken ya da öksürürken mendil kullanılmalı, böyle bir imkan yoksa da ağız ve burun kolla kapatılmalıdır. Elleri 30 saniye boyunca bol sabunlu su ile yıkamayı ihmal etmemek gerekiyor. Ellerin yabancı yüzeylerle teması halinde ağza, yüze ve göze değdirilmeden hemen yıkanmalıdır. Özellikle kronik hastalığı bulunan ya da çevresiyle direkt temas eden insanların ellerini çok sık yıkaması gerekiyor.” dedi.

Bağışıklık Sistemi Kuvvetli Olmalı

Koronavirüsle mücadelede en önemli hususun kuvvetli bir bağışıklık sistemi olduğuna da değinen Uzm. Dr. Göktürk, “Güçlü bir bağışıklık sistemi için ilk olarak yapılması gerekenler stresten kaçınılmalı, egzersiz yapmak ihmal edilmemeli, sigara ve alkol tüketilmemeli ve uyku yeterli alınmalıdır. Dengeli ve düzenli beslenme için yeterli sıvı tüketilmeli, doğal sebze ve meyveler yenmeli, vücuda kaliteli protein alınmalı, vitamin, mineral ve antioksidanlar açısından zengin beslenilmeli, tam tahıl ve bakliyat tüketimi ihmal edilmemelidir. Elde yeterli delil olmasa da çinko, omega-3 ve D vitamini ve doğal C vitamini ile bağışıklık sistemi desteklenebilir.” ifadelerine yer verdi.

Kalabalık Ortamlara Girmeyin

Hasta olanlardan ve kalabalık ortamlardan özellikle kaçınılması gerektiğine değinen Uzm. Dr. Kadir Göktürk, “Otobüsler, metrolar, trenler, sinemalar, alışveriş merkezleri gibi kalabalık ortamlardan elden geldiğince kaçınılmalıdır. Bu solunum yolu virüslerinden korunmak için en etkin yollardan birisi kalabalık ortamlara girmemektir. Covid- 19 virüsü solunum yoluyla enfekte olduğundan dolayı yaşlılar, kronik rahatsızlığı bulunanlar ve hamileler kesinlikle maske takmalı, kalabalık ortamlarda bulunmaktan kaçınmalı ve çok zorunlu olmadıkça yolculuk yapmamalıdır.” diye konuştu.

Akciğer Sağlığına Dikkat Edilmeli

Dünya geneline bakıldığı zaman koronavirüsün farklı etkileri ile karşılaşılsa da en fazla rastlanılan etkinin akciğerde tutulma olduğuna ve bundan dolayı da akciğer sağlığına çok dikkat edilmesi gerektiğine değinen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Selvi, “Dünya genelindeki tablo incelendiği zaman Covid-19 virüsü, mevsimsel olarak görülen grip, mevsimsel alerji vb. rahatsızlıklarla benzer belirtiler göstermektedir. Covid-19 virüsü ile mevsimsel olarak görülen bu hastalıkların birbirine karıştırılmasının engellenmesi ve hastaya doğru tanı konması için alerji testi, PCR testi, kan tetkikleri, solunum fonksiyon testi ve BT vb. tetkikler kesinlikle yapılmalıdır.” şeklinde konuştu.

Covid-19 Virüsü Damar Sistemi Sağlığını Bozuyor

Dünyada etkili olan pandemi sürecinin ne kadar süreceği ve tıbbi olarak ne zaman son bulacağı ile ilgili yeterli bir delil olmadığını söyleyen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Gökçe Şirin, “Covid-19 virüsü ile daha iyi şekilde mücadele etmek için virüsle nasıl yaşamamız gerektiğini öğrenmemiz ve daha tedbirli bir yaşam döngüsü içinde olmamız gerekir. Covid-19 virüsü enfeksiyonu koroner damarları, kalp kasını, vücuttaki bütün atardamar ve toplardamarları doğrudan veya dolaylı olarak olumsuz etkiler.

Covid-19 virüsünün vücutta neden olduğu enfeksiyon, kalp kası iltihabı (miyokardit), kalp krizi, kalbin ileti yollarını olumsuz etkilediğinden ritim bozukluklarına yol açabilmektedir. Damar sistemi sağlığı da Covid-19 virüsü enfeksiyonundan olumsuz etkilenir. Atardamarlarda ve toplardamarlarda tıkanıklık, damar içi pıhtılaşması, uzak organlara pıhtı atma (emboli) Covid-19 virüsü enfeksiyonunda sık karşılaşılan rahatsızlıklardır. Klinik olarak karşılaşılan bu tablolar, Covid-19 virüsü enfeksiyonunun neden olduğu çok ciddi enflamasyon, doku oksijenlenme sisteminin bozulması (hipoksi), pıhtılaşmaya yol açan etkenlerin uyarılması ve pıhtılaşma eğiliminin artmasına neden olan bir takım sitokinlerin dolaşıma katılması ile açıklanabilir.

Kullandığınız ilaçlar varsa doktorunuz aksini belirtmedikçe aynı şekilde kullanın. Rutin kontroller aksatılmamalı ve yeni sağlık problemleri ile karşılaşılırsa erken tedavisine imkan sağlanmalıdır. Pandemi sürecinin neden olduğu endişe ve stresten kaçınılmalıdır. Gerekirse profesyonel destek alınarak bu süreç mümkün olduğunca rahat geçirilmelidir. Ev içerisinde de olsa sağlığınız için egzersiz yapmayı ihmal etmeyin. Egzersizi dışarıda yapacaksanız kişisel hijyen kurallarına çok dikkat edin, koruyucu ekipmanları kullanın ve sosyal mesafe kurallarına çok dikkat edin. Egzersiz esnasında yaşanabilecek tekrarlayan yakınmalar için bir sağlık kuruluşuna müracaat etmeyi ihmal etmeyin.” dedi.

Kalp Krizi Riskini Küçümsemeyin

Kalp rahatsızlığı bulunan kişilerin özellikle kış mevsiminin soğuk günlerinde enfeksiyonlara karşı çok dikkatli olması gerektiğine değinen Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Yalçın, “Birçok enfeksiyon gibi gribal enfeksiyonlarda kalp krizini tetikleyici olabilmektedir. Özellikle kalp ve damar rahatsızlığı bulunan ya da kalp ve damar rahatsızlığı olma ihtimali yüksek riskli kişiler, gribal enfeksiyon geçirdiği esnada kalp krizi geçirebilmektedir. Enfeksiyon esnasında vücudun sıvı kaybetmesi, yüksek ateş nedeniyle kalp atış hızının artması, enfeksiyon esnasında tansiyonun değişken olması ve virüsler tarafından salgılanan çeşitli toksinler kalp krizini tetikleyici etki yapabiliyor.

Enfeksiyona maruz kalan vücuttaki doku ve organların oksijen gereksinimi artar. Vücudun artan oksijen gereksiniminin karşılanması içinde kalp daha fazla çalışır. Kronik kalp rahatsızlığı bulunan hastalarda toksinler nedeniyle tansiyonun düşmesi ve damarların yüzey kısımlarını kaplayan endoteldeki bozulmalar neticesinde kalp, kendisini ve dokularını besleyemez. Bu da kalp krizi riskini artırır. Kronik kalp rahatsızlığı bulunan kişilerin gribal enfeksiyonlardan korunmak için grip aşısını ve zatürre aşısını yaptırmayı ihmal etmemeleri gerekiyor.” dedi.

Sonuç olarak koronavirüsten korunmak hayati önem arz ettiğinden kendimiz için olmasa bile sevdiklerimiz için kurallara uymalı ve sağlığımızı riske atmamalıyız.