25 Nisan 2024 Perşembe
Ana SayfaHaberlerDiyabet hastaları mutlaka yılda bir göz kontrolünden geçmeli!

Diyabet hastaları mutlaka yılda bir göz kontrolünden geçmeli!

İçerikleri

Diyabet (şeker) rahatsızlığı bulunan hastaların çoğu rahatsızlığın göze verdiği hasardan habersizler. Göz damarlarına etki eden diyabet rahatsızlığı öncelikle görmede azalmaya, gerekli tedbirler alınmadığı takdirde ise körlüğe neden olabiliyor. Bu nedenle diyabet hastalarının yılda asgari bir kez göz kontrolünden geçmesi diyabetin göze verdiği bir hasar varsa lazer veya ameliyatla zamanında müdahale edilmesi büyük önem arz ediyor.

Diyabet Hastalarında Görmede Azalma Riski 25 Kat Fazla

Diyabet rahatsızlığı olan hastalarda görmede azalma riski normal bir insanınkinden 25 kat daha fazladır. Bu oran 10 yıldan beri diyabet rahatzızlığı olan hastalarda yüzde 15 – 20 iken, 30 yıl ve üstü diyabet hastalarında yüzde 70 – 80 aralığındadır. Ayrıca diyabet rahatsızlığının neden olduğu ‘diyabetik retinopati’ adlı göz rahatsızlığı, görme eylemini gerçekleştiren sinir tabakası retinaya hasar verdiğinden dolayı özellikle 35 – 65 yaş aralığındaki hastalarda körlüğe neden olabilir.

Diyabet rahatsızlığının vücutta bulunan bütün küçük damarları bozduğu bilinmektedir. Diyabet rahatsızlığı öncelikle göz, beyin ve böbreklerde bulunan küçük damarlara hasar vermektedir. Retinada bulunan küçük damarları tıkayan diyabet rahatsızlığının neden olduğu görme kaybı diyabetik retinopati olarak adlandırılmaktadır.

Diyabetik retinopati rahatsızlığının başlangıç aşamasında retinada bulunan damarların bir bölümünde yer yer daralmalar görülür. Bir diğer bölümünde ise genişleyen damarlarda baloncuklar meydana gelir. Retinadaki bozulan bu damarlardan bir süre sonra kan ve sıvı sızması olur. Bu da retina bölgesinde ödem ve eksuda olarak adlandırılan birikintelere neden olur.

Diyabetik retinopatinin bu başlangıç belirtilerine 20 yıldan beri diyabet rahatsızlığı olan her üç hastadan birinde rastlansa da bu başlangıç belirtileri genellikle görmeyi etkilemediğinden dolayı diyabetliler, gözdeki bu rahatsızlıklardan bihaber şekilde yaşamlarını sürdürürler. Diyabetik retinopati başlangıç aşamasında teşhis edilebilirse koruyucu tedaviler ve lazer ile ileriki yaşlarda gerçekleşebilecek körlüğün önüne geçilmiş olur.

Diyabetik retinopati rahatsızlığının ilerleyen evrelerinde ise görmede bulanıklık olur. Damarlar iyice daralarak tıkandığından dolayı oksijensiz ve kansız kalan bölgelerde bozulmalar başlar. Bu bozulan bölgelerde zamanla yeni damarlar ve zar oluşumları görülür. Yeni oluşan bu damarlar ise çok ince olduğundan kanama meydana gelir. Sarı nokta üstünü örten ya da çekintiler yapan yeni zar oluşumları görme kaybına yol açabilir.

Gözümüzün arka kısmında en net gördüğümüz ve içerisinde sarı maddelerin bulunduğu görme merkezine sarı nokta adı verilir. Diyabetik retinopati rahatsızlığının ilerleyen safhalarında retina veya vitreus (göz içi sıvısı) içerisinde meydana gelen kanamalar ise sarı noktaya hasar vererek ciddi oranda görme kaybına neden olur. Bu dönemde göze müdahale edilmediği takdirde göz tansiyonu (glokom) ve katarakt rahatsızlığı ile karşı karşıya kalınabilir. Hastada kanamalar meydana gelmeden evvel tedaviye başlanmazsa kalıcı körlük oluşabilir. Bu nedenle diyabet hastalarının bilinçli davranması ve görme bulanıklığı başlamadan kontrollerini düzenli yaptırması gerekir.

Belirtiler Fark Edilir Mi?

Sarı noktayı etkileyen diyabetik retinopati rahatsızlığı ciddi oranda görme kaybına yol açar. Ancak görme kaybı yavaş ve sinsice ilerleyebilir. Ayrıca göz içerisinde meydana gelen kanamalardan dolayı ani görme kayıpları yaşanabilir. Gözde önemli bir hasar oluşsa da hasta, görmeyle alakalı hiçbir sıkıntı yaşamayabilir. Bu yüzden diyabet hastalarını sadece endokrin ve dahiliye uzmanı değil, aynı zamanda göz doktoru da takip etmelidir. Unutmamak gerekir ki erken tanı ve tedavi ile görme kaybı engellenebilir.

Tanı Nasıl Konur?

Diyabet rahatsızlığında erken tanı ve rutin kontroller büyük önem arz etmektedir. Diyabet tanısı konulan hasta, her altı ayda bir göz kontrolünden geçerse göz dibi muanesiyle gözde meydana gelen rahatsızlığa erken tanı konabilir. Ayrıca sarı nokta derinlik haritasının çıkarıldığı göz anjiyosu, OCT denilen test ve sarı nokta fonksiyonlarının ölçüldüğü PHP rahatsızlığın teşhisi ve tedavisi açısından büyük önem taşımaktadır. Diyabet rahatsızlığında ilk teşhis genellikle göz muayenesinde göz doktoru tarafından konulur.

Tedavi Yöntemi Nasıldır?

Diyabet rahatsızlığında kan şekerinin düzene sokulması için erken teşhis çok önemlidir. Erken tanı konulduğu takdirde kanamalardan evvel oksijensiz kalan ve kan gitmeyen bölgelere lazer uygulanarak retinada meydana gelen bozukluğun göze olan etkisi azaltılır. Ayrıca sarı nokta ödemi ve oluşan sızıntılara lazer uygulanır. Son zamanlarda göz içerisine çeşitli ilaçlar enjekte edilerek damar büyümesinin ve ödemin önüne geçilebilmektedir. Kanamaların ilerlediği durumlarda ise göz içi sıvısı operasyonu yapılmaktadır.