25 Nisan 2024 Perşembe
Ana SayfaSağlıkHastalıkDepresyona girmemek için kaçınmanız gereken 6 şey!

Depresyona girmemek için kaçınmanız gereken 6 şey!

İçerikleri

Depresyon hakkında hemen hemen herkesin fazla detaylı olmasa da ufak bir fikri vardır. Ben ise depresyonu kendini sevmemek, yetersiz ve değersiz görmek ve dünyayla ilişkiyi tamamen koparmak, her şeyden vazgeçip bıkkın, tükenmiş bir ruh haline bürünmek ve hiçbir şeye karşı en ufak ilgisi kalmayıp sadece her şeyin sonlanmasını istemek ve zaman zaman intiharla sonuçlanan bir ruhsal hastalık olarak değerlendirebiliriz. Depresyona girmemek için ya da depresyondan kaçınmak için yapmamamız gereken bazı maddelerden bahsetmek gerekiyor.

Geçmişe Takılı Kalmayın

Hepimizin geçmişte yaşadığı kötü, utanç verici, hatırlamak dahi istemediği olaylar, kişiler vardır. Bazılarımız bu olay ve kişilerden kurtulamaz ve bu unsurların kendini gelecekte ve şu anda da takip etmesine izin verir. Bunu hemen hemen hepimiz yaparız. Geçmişin geçmişte kaldığını bir türlü kabullenemez ve o hatırları sürekli olarak hatırlayıp motivasyonumuzu düşürür ve gün içerisinde verimli olamaz üstelik depresyona en uygun zemini hazırlarız.

Oysa ki her şeyin geçmişte yaşanan kötü birer hatıra olduğunu ve bu hatıraların artık günümüzde ve gelecekte bizimle olmadığını artık o günleri yaşamadığımızı kabul etmemiz gerekir. Üstelik bu olay sadece ruhsal sağlığımızı değil bedensel sağlığımızı da bozmaktadır. Bunu engellemek içinse anı yaşayıp, geçmişte yaşadığımız olaylardan ders alıp gelecekte ve şu anda o hataları tekrarlamamak ve bu olaylara ve çevremizde gelişen şeylere karşı pozitif yaklaşabilirsek hem ruhsal hem de bedensel sağlığımızı koruyabiliriz. Depresyona girmemek için geçmişe dair ne varsa kafanızdan atın, düşüncelerinizi özgür bırakın.

Spor Yapmayı Aksatmayın

Spor yapmak bedenimizi güçlendirdiği ve sağlığımızı koruduğu gibi ruh sağlığımızı da korumakta birebirdir. Spor yapmadıkça vücudumuzda biriken yağlar, hem kalp krizi, damar hastalıkları gibi çeşitli ve kronik hastalıkların önünü açacak ve bunun yanında bizlere iri ve kilolu bir beden olarak geri dönecektir.

İnsan aynaya baktıkça kendini çirkin, yetersiz görecek ve çevresindeki diğer insanlara karşı kıskançlık duygusu gelişecektir ki kıskançlık duygusu insan psikolojisi için insanı her yönden yıpratan en zararlı şeylerden birisidir. Bu duyguları yaşayıp hem bedenimize hem ruh sağlığımıza zarar vermek yerine günde 2 saatimizi ayıracağımız bir spor görünüşümüze ve sağlığımıza fit ve sağlıklı bir beden olarak yansıyacaktır. Böylelikle kıskançlık duygusu ortadan kalkacak ve kişi kendisine öz güven kazandırarak toplumda sosyal ve etkin bir birey olmaya adım atacaktır.

Yapmayı İstemediğiniz Bir Şeyi Yapmayın

İnsanlar genelde başkalarını mutlu etmek için kendi mutluluğundan ödün verir ve yapmayı aslında hiç istemediği bir şeyi sırf karşısındaki kişi için yapar. Bu durum bir zaman sonra insanın kendisini değersiz hissetmesine yol açabilir. Bu sebepten insan yapmayı istemediği bir şeyi yaptıkça ve kendi mutluluğundan ödün verdikçe mutsuzlaşacak ve insanlardan farkında bile olmadan uzaklaşmaya başlayacaktır. Hem yalnızlığın getirdiği mutsuzluk hem de kişinin kendini değersiz hissetmesinin verdiği o duygu insanı derin bir depresyona sürükleyebilir.

Bizler kendimizden ödün verdikçe çevremizdeki insanlar bunu fark edip her zaman daha fazlasını isteyecektir. Bunun yerine sevdiğimiz insanlarla ortak bir payda bulup hepimizin mutlu ve memnun olmasını sağlayabiliriz. Ruh Sağlığımızı korumak için hayır demeyi öğrenmeli ve kendimizin zevklerimizi ve isteklerimizi de yerine getirmeliyiz. Bunu gerçekleştirirsek hem kendimize hem de çevremize karşı etkin bir birey olabiliriz.

Kendinizi Değersiz Hissetmeyin, Sevin

Bazı insanlar kendisini diğer insanların çok aşağısında, o insanları ise kendilerinden çok yukarıda görürler ve onlara asla ulaşamayacaklarını düşünürler. Kendilerince kendilerinin asla büyük ve güzel şeyler yapamayacaklarını düşünürler ve içinde bulundukları bedeni değersiz görmeye başlarlar. Ve o kişiler gibi olmaya çalışırlar olamayınca da kendilerini iyice değersiz hissederler. Oysa ki her insanın farklı karakterlerde ve farklı alanlarda yeteneğinin olduğunu kabullenemezler. Bunu kabullenemedikleri için de hep başkalarına karşı sevgi ve hayranlık besleyip kendileri neden onlar gibi olamıyor diye de kendilerini değersiz görüp, kendilerini sevmemeye hatta nefret etmeye başlarlar. Bu durum insan psikolojisi için bir sürü hastalığa davetiye çıkarır. Bunlardan biri ise depresyon dediğimiz şeydir.

Depresyonun en sevdiği şey insanın kendisi sevmemesi ve değersiz görmesidir. Bunun yerine kendi eksikliklerimizin ve artılarımızın farkında olmak, kapasitemizi bilmek ve beğendiğimiz insanların da kusurları olabileceğini bilmek ve onları dört dörtlük görmemek her anlamda insan psikolojisi açısından çok faydalıdır. İnsan kendi eksiklerinin farkında oldukça kendini geliştirecek ve daha donanımlı bir hale gelerek kendisine ve çevreye daha faydalı ve etkin bir birey oldukça içinde bulunduğu bedenin ne kadar değerli olduğunun farkına varacaktır.

Uyku Düzeninizi Bozmayın

Uyku, bizlerin yaşamını devam ettirmesi için su ile birlikte en gerekli şeylerden biridir. Uyku, hem günümüzü verimli geçirmek için hem de yaşamımızı sağlıklı bir biçimde sürdürmek için sadece insan değil bütün canlı dünyası için bir vazgeçilmezdir. Ama bu düzeni iyi ayarlamak bedensel ve ruhsal sağlığımız için şarttır. Bilim İnsanları ideal uyku saatini 8-9 saat olarak görmektedir. Bundan az veya çok uyumaya kendimizi alıştırdıkça uykudan aldığımız verim de değişecektir.

Uyumamız gereken saatte uyanık, uyanık olmamız gereken saatte uyuyor olduğumuz zaman vücudumuzun dengesi bozulacaktır. Ve bu durum psikolojimize uyuşukluk, agresiflik, mutsuzluk olarak yansıyacaktır ve diğer insanlarla çatışmaya girmemize sebep olacaktır üstelik işimizde, okulumuzda verimli olamadıkça kendimizi değersiz hissedecek ve bir mutsuzluk haline bürünmemiz kaçınılmaz olacaktır. İyi bir uyku için yatmadan önce elektronik aletleri elimizden bırakmak, kitap okumak ve odanın sıcaklığını iyi ayarlamak, gereklidir.

Düzenimizi oluşturduktan sonra bu düzene sadık kalmakta en az oluşturmak kadar önemlidir. Bu düzene sağlık kalmak ve korumak ise uyku düzenine sadık kalmak, değiştirmemek ve uykuyu açacağı için yatma saatinden önce kafein içeren şeyler içmemektir. İyi bir uyku daha verimli, sosyal olmak için ve ruh sağlığımız için birebirdir.

Beslenme Düzeninizi Koruyun

Vücudumuzda Serotonin adını verdiğimiz mutluluk hormonu da denilen bir hormon vardır. Bazı yiyecekler bu hormonun salgılanışını ve yeterliliğini etkileyebiliyorlar bu nedenle bu tür yiyeceklerden uzak kalmak hem bedensel hem de ruhsal sağlığımızı korumak için yapmamız gereken şeylerin başında gelir. Bunun dışında beslenme düzeni de çok önemlidir. Örneğin öğün kaçırmamak bu düzenin en başlarında gelir ve dışarıda satılan her yiyecek yenmemelidir. Bunun yerine her gün düzenli olarak sağlıklı bir şekilde beslenmek, sokak aralarında satılan yiyecekleri tüketmemek ve ne çok az ne çok beslenmemek gerekir.

Çünkü çok beslendiğimiz zaman, vücudumuzun görünüşü değişecek ve daha iri bir hal alacaktır. Bu da kişinin öz güven eksikliğine neden olacaktır kişi kendini çok zayıf, ya da çok kilolu gördüğü zaman çevresindeki insanlara özenmeye başlayacak ve kilo almak veya vermek için sağlıksız ilaçlar, şifa suları tüketecek ve serotonin hormonuna etki ederek vücudun hormon dengesini bozacaktır.

Oysa ki her gün düzenli olarak belli saatlerde ve belli miktarlarda yiyecek tüketip ardından egzersiz yapmak vücudumuzu dinç ve fit gösterirken öz güvenimiz ise güçlenecek ve sosyal bireyler olarak diğer insanlara hayranlık duymadan gün içinde daha aktif ve pozitif bireyler olmamızı sağlayacaktır. Böylece hem ruh sağlığımız hem de bedensel sağlığımız korunacak ve üst seviyelere ulaşacaktır.