25 Nisan 2024 Perşembe
Ana SayfaHaberlerBatı Nil Virüsü tehdidine karşı alınabilecek önlemler!

Batı Nil Virüsü tehdidine karşı alınabilecek önlemler!

İçerikleri

Dünyada ilk defa 1937 yılında Uganda’da görülen ve hızla dünyaya yayılan Batı Nil Virüsü, İstanbul’u halen tehdit ediyor. Virüs, İstanbul dışında da tehdit oluşturduğundan vatandaşların çok dikkatli olması ve gereken tedbirleri alması gerekiyor. Kuşları ısıran sivrisineklerden insanlara bulaşan Batı Nil Virüsü rahatsızlığına karşı alınması gereken tedbirleri bir bir sıralayan Prof. Dr. Arman, önemli bilgiler verdi.

Birçok Sivrisinek Türünden Bulaşabilir

Batı Nil Virüsü rahatsızlığının dünyaya yayılmasında en önemli etken Afrika’dan kuzeye doğru göç eden kuşlar. Kış mevsimini Afrika’da geçiren ve burada virüsü kapan göçmen kuşlar, Avrupa’ya göç ettiklerinde virüs buralara ulaşmış oluyor. Virüsü taşıyabilecek uygun türdeki sivrisinekler, virüsü taşıyan göçmen kuşları ısırdıktan sonra insanlarla temas edince virüs, insanlara geçiyor. Ülkemizde ise Batı Nil Virüsünü kuşlardan insanlara taşıyabilecek birçok sivrisinek türü mevcut. Kuşların kanında aşırı oranda bulunan Batı Nil Virüsü, insanlara bulaştığı zaman kandaki virüs oranı çok düşük oluyor. Bu yüzden de virüsün insandan insana bulaşma riski oldukça düşük. Fakat Batı Nil Virüsünün kan naklinde başka bir insana ve emzirme esnasında bebeğe bulaşma riski oldukça yüksek.

Virüsün Belirtileri Nelerdir?

Batı Nil Virüsünün insanlardaki kuluçka süresi 2 – 14 gün aralığındadır. Virüs bulaşan hastaların yüzde 80’inde hiçbir belirti görülmezken, yüzde 1’inden daha azında da ‘ensafalit-menejit’ rahatsızlığı gelişebilir. Batı Nil Virüsü rahatsızlığının en önemli belirtileri ise sırt bölgesinde ağrı, aniden yükselen ateş, kusma, bulantı, baş ağrısı, deride oluşan kızarıklık, hastalığın ileri safhalarında vücut kaslarında zayıflama, zihinde bulanıklık, kas titremeleri, boynu dik tutamama, uyuşukluk ve tüm bunların neticesinde gelişebilecek felçtir. Bu belirtiler virüs bulaştıktan 2 – 14 gün sonra kendisini gösteriyor. Pankreas ve kalp kasını olumsuz etkileyebilen Batı Nil Virüsü, karaciğer ve dalakta büyüme ve göz rahatsızlıklarına yol açabiliyor. Batı Nil Virüsünde en riskli kesim ise bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar, kanser rahatsızlığı geçirenler, organ nakli olanlar, 50 yaş ve üstünde olanlar, diyabet hastaları ve böbrek yetersizliği olanlardır.

Batı Nil Virüsünden Nasıl Korunmalı?

Herhangi bir tedavisi bulunmayan Batı Nil Virüsü rahatsızlığından korunmak için sivrisineklere karşı tedbir alınması büyük önem taşıyor. Şüpheli durumlarda ise kesinlikle Halk Sağlığı Merkezleri’ne müracaat edilmelidir. Virüsün yayılmasının önüne geçilmesinde derelerin kurutulması, durgun suların tasfiye edilmesi ve sivrisineklerden arındırılması büyük önem arz ediyor. Kuş ve at ölümlerinin aşırı olduğu bölgelerde sağlık kuruluşları mutlaka haberdar edilmelidir. Bireysel bazlı korunmada ise pencerelere mutlaka sineklik taktırılmalı, giyilen kıyafetler uzun kollu olmalı, geceleyin giyilen kıyafetler koyu renkte olmalı, sinek kovucular ile sineklerden korunmalıdır.