Ameliyat sonrası dikiş izleri yahut yara izleri, maalesef bir sebepten cerrahi operasyonlara girmek zorunda kalanların en çok şikayet ettikleri konular arasında yer alıyor. Her ne kadar son senelerde pek çok cerrah, yaraları kapatırken estetik dikiş adı verilen bir yöntemle minimum miktarda dikiş izi bırakmaya gayret etse de, maalesef pek çok diğer faktörün de bu konuda etkili olması, her zaman yara izlerinin tamamen ortadan kaldırılamamasına neden oluyor. Sizler için bu konunun biraz daha detaylarına inelim.
Hangi Ameliyatlarda Dikiş İzi Olur?
Genel anlamda her ameliyatta dikiş izi olabilmesine karşın, gerçekleştirilen operasyonun tipine göre bu dikişlerin uzunluğu değişiklik gösterebilir. Laparoskopik operasyonlarda çok küçük izler mevcutken, sezaryen gibi daha geniş çaplı işlemlerde, yara izini oluşturan kesiklerin uzunluğunun arttığını görmek mümkün. Normal doğumlarda da doktorların bebeğin kolay çıkışı için attıkları doğum kesileri, maalesef daha sonra o bölgede bazı izlerin kalmasına neden olabiliyor.
Dikiş İzleri Neden Olur?
İnsanların derilerinin kendilerini tamir etme mekanizması, orada bulunan kolajen dokuların sentezlenmesi ile birlikte çalışır ve bu dokular sayesinde yaradaki açıklık kapatılır, cildin her iki yanı bir araya gelir. Lakin kolajen dokunun çok fazla sentezlenmesi ve yaranın düzgün dikilmemesi gibi sebeplerden dolayı, bu noktada büyük izler meydana gelebilir.
Bu dikiş izleri ise tamamen iyileşmenin ardından kırmızı veya ten renginde, cildin normal düzeyinden daha kabarık bir halde kalmaya devam ederler. Her ne kadar seneler içerisinde bu izler de yavaş yavaş ortadan kalksalar da, her daim illa ki o noktara bir miktar dikiş izinin kalacağı kesin gibidir.
Dikiş İzlerini Etkileyen Faktörler
Dikiş izlerini etkileyen faktörlerden bir tanesi atılan dikişin kaç tane olduğu ve yapan uzmanın profesyonelliği. Çok iyi bir şekilde atılmış estetik dikişlerin izleri bile seneler içinde belli belirsiz olacaktır ancak klasik dikişler uzun yıllar devam eden izlerin ortaya çıkmasına neden olabiliyorlar.
Bunun haricinde dikiş izlerinin daha fazla olmasına neden olabilen çok sayıda genetik ve çevresel faktör bulunuyor. Bunları kısaca listelemek gerekirse;
- Koyu ten renginde daha fazla iz oluşumu
- Yaşlılıktan dolayı cildin yenilenme kabiliyetini kaybetmesi
- Genetik ve ailesel faktörler
- Derin ve büyük kesiklerin iyileşme süreci
- Sigara tüketimi
- Alkol ve kafein tüketimi
- Sağlıksız beslenme
- Susuzluk
- Fazla kilolar
- Kötü dikiş ve yara bakımı
- Enfeksiyon ve iltihaplar
- Şeker hastalığı
- Dikiş bölgesinin fazla zorlanması
- Aşırı güneş ışığına maruz kalma
Bahsettiğimiz bu faktörlerin hepsi, dikiş izlerinin daha belirgin olmasına neden olacaktır. Dolayısıyla dikiş izlerinden kurtulmak isteyenler, yukarıdaki maddelerdeki şeylerin tam tersini yapmalılar ancak genetik faktörler konusunda herhangi bir değişiklik yapamayacağınız için, en iyi şekilde kendinize baksanız dahi bazı yara izlerini engelleme imkanınız olmayabilir.
Estetik Cerrahi
Estetik cerrahinin sunduğu bazı imkanlar ise yara izlerinin kaldığı bölgelerde çeşitli işlemlerin uygulanmasına imkan tanıyorlar. Lakin bu operasyonların da her zaman %100 sonuç vermediğini, belli belirsiz bir izle yaşamaya alışmanız gerektiğini aklınızdan çıkarmayın.
Dikiş Bölgesi Bakımı
Dikiş bölgesine operasyonun ardından düzgün bir bakım yapılması, yara izi ihtimallerini oldukça düşürecektir. Bu bakımın temel öğeleri ise şu şekildedir:
- Doktorunuzdan doğru bilgi almak
- Akıntı, kanama ve kızarıklık kontrolleri
- İp ve zımbalara dokunmamak, dikişi zorlamamak
- Dikişe doktordan habersiz bir şey sürmemek
- Dikiş bölgesini direkt güneş ışığından korumak
- Doktor önerilerine göre pansuman yapmak
- Yarayı temiz tutmak
- Yara bölgesini açık ve havadar tutmaya çalışmak
Bu temel adımlara dikkat edildiği sürece yara iziniz mümkün olduğunda geçecektir ve size rahatsızlık vermeyecektir.